ısrarcılık memuriyeti
başlık "hypnotized narcissist" tarafından 15.10.2024 23:33 tarihinde açılmıştır.
1.
yalnız ve güzel ülkemizin en karmaşık, formülize etmesi en zor dinamiği.
özel sektör de dahil karşılığında ücret alınan her hizmet için geçerli bu aslında ama sanırım sistematik olarak görülmesi en kolay örneği kamu kuruluşlarında geçerli bunun.
devletin herhangi bir dairesine işi düşen iki birey, yan yana iki veznede, aynı memurun iki klonu ile muhatap olmak zorunda kalsın. "nasıl yani" denmemesi önemli. düşünce deneyi işte, sorguyu suali sona bırakalım.
bireylerin birinin ismi a diğerininki b olsun. bu da pratikte imkansız ama sınırları zorlayarak devam edelim.
a, kurallarda/mevzuatlarda ne yazıyorsa harfi harfine takip ederek talebini dile getirsin. mesela kesinlikle gerçek hayattan uyarlanmayan bir örnekte, kibarca, bulunduğu yere randevusuz geldiğini ama işinin görülmesi için ne yapılabileceğini sorsun. alacağı cevap "randevu olmadan işleminin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, randevu alıp geldiğinde kendisine yardımcı olunabileceği" olur. a sakince sıradan ayrılır, telefonunu açar, randevusunu alabileceği elektronik sisteme giriş yapar. en yakın zamana randevu alarak mekandan uzaklaşır.
birkaç metre yanındaki b birey ise, aynı şekilde randevusuz geldiği veznede, a'nın muhatap olduğu memurun her bir kromozomuna kadar aynı özelliklere sahip klon memura aynı talepte bulunur. aldığı ilk cevap aynıdır. ancak b bu. adının a değil de b olmasının bir sebebi var. vazgeçmez, işinin acil olduğunu (o gün o ortamda bulunan hiç kimsenin işinin acil olmadığı, arkada ayakta durmakta zorlanan teyzelerin evlerinin terasında sürdürdükleri mojito keyfine ara vererek devlet dairesi yollarına düştüğü gibi nefis bir varsayımla) belirtir, birkaç saat sonrasına da olsa bir şey yapılabilir mi diye yeniden sorar. memurumuz bu ikinci atağı da "valla olmaz abi/abla" tandansında savuşturur (ne ara abi abla olunduğu da düşünce deneyimizin sorgulanmaması gereken bir diğer kısmı).
b, gerçek bir ısrarcı olarak içinde bulunduğu ortama aşina olduğunu, kendisinin yahut bir yakınının da işinin düştüğü mevzubahis konuda çalıştığını, kuralları bildiğini ve "araya bir yere sıkıştırılabileceğini" dile getirerek üçüncü kez sorar. memur, bu saldırıyı savuşturmakta zorlanır, geçiştirmek maksadıyla da olsa birilerinin sırasını kaydırarak "tamam abi/abla, sen öğleden sonra gel yardımcı olmaya çalışayım" der.
a çoktan evine dönme yoluna koyulmuş, ertesi gün de aynı tatsız mecburiyetin şemsiyesi altında o devlet dairesine gitmek üzere alarmını kurarken b o gün içerisinde işinin hallolacağını bilerek sevinçle civarda bir şeyler atıştıracak yer aramaya başlar.
a, standartların ve kuralların lastik gibi esnetildiği bir ülkede yaşamaya içerler.
ama b...
b, bu ülkenin araya bir yere sıkıştırılabilme ihtimalini sevmiştir.
özel sektör de dahil karşılığında ücret alınan her hizmet için geçerli bu aslında ama sanırım sistematik olarak görülmesi en kolay örneği kamu kuruluşlarında geçerli bunun.
devletin herhangi bir dairesine işi düşen iki birey, yan yana iki veznede, aynı memurun iki klonu ile muhatap olmak zorunda kalsın. "nasıl yani" denmemesi önemli. düşünce deneyi işte, sorguyu suali sona bırakalım.
bireylerin birinin ismi a diğerininki b olsun. bu da pratikte imkansız ama sınırları zorlayarak devam edelim.
a, kurallarda/mevzuatlarda ne yazıyorsa harfi harfine takip ederek talebini dile getirsin. mesela kesinlikle gerçek hayattan uyarlanmayan bir örnekte, kibarca, bulunduğu yere randevusuz geldiğini ama işinin görülmesi için ne yapılabileceğini sorsun. alacağı cevap "randevu olmadan işleminin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, randevu alıp geldiğinde kendisine yardımcı olunabileceği" olur. a sakince sıradan ayrılır, telefonunu açar, randevusunu alabileceği elektronik sisteme giriş yapar. en yakın zamana randevu alarak mekandan uzaklaşır.
birkaç metre yanındaki b birey ise, aynı şekilde randevusuz geldiği veznede, a'nın muhatap olduğu memurun her bir kromozomuna kadar aynı özelliklere sahip klon memura aynı talepte bulunur. aldığı ilk cevap aynıdır. ancak b bu. adının a değil de b olmasının bir sebebi var. vazgeçmez, işinin acil olduğunu (o gün o ortamda bulunan hiç kimsenin işinin acil olmadığı, arkada ayakta durmakta zorlanan teyzelerin evlerinin terasında sürdürdükleri mojito keyfine ara vererek devlet dairesi yollarına düştüğü gibi nefis bir varsayımla) belirtir, birkaç saat sonrasına da olsa bir şey yapılabilir mi diye yeniden sorar. memurumuz bu ikinci atağı da "valla olmaz abi/abla" tandansında savuşturur (ne ara abi abla olunduğu da düşünce deneyimizin sorgulanmaması gereken bir diğer kısmı).
b, gerçek bir ısrarcı olarak içinde bulunduğu ortama aşina olduğunu, kendisinin yahut bir yakınının da işinin düştüğü mevzubahis konuda çalıştığını, kuralları bildiğini ve "araya bir yere sıkıştırılabileceğini" dile getirerek üçüncü kez sorar. memur, bu saldırıyı savuşturmakta zorlanır, geçiştirmek maksadıyla da olsa birilerinin sırasını kaydırarak "tamam abi/abla, sen öğleden sonra gel yardımcı olmaya çalışayım" der.
a çoktan evine dönme yoluna koyulmuş, ertesi gün de aynı tatsız mecburiyetin şemsiyesi altında o devlet dairesine gitmek üzere alarmını kurarken b o gün içerisinde işinin hallolacağını bilerek sevinçle civarda bir şeyler atıştıracak yer aramaya başlar.
a, standartların ve kuralların lastik gibi esnetildiği bir ülkede yaşamaya içerler.
ama b...
b, bu ülkenin araya bir yere sıkıştırılabilme ihtimalini sevmiştir.
devamını gör...
2.
aslına bakılırsa buna kurallara göre muamele değilde adamına göre muamele de diyebiliriz
ülkenin bütün kuralları esnek olduğu için açılıp açılıp zamanla yırtılmayada müsait
burdan da yola çıkarsak b kişisi ülkenin vasiyetini bilen bir kişi olduğundan işini halletmiş a kişisimi onu çok yorarlar ya malesef bu ülkede
ülkenin bütün kuralları esnek olduğu için açılıp açılıp zamanla yırtılmayada müsait
burdan da yola çıkarsak b kişisi ülkenin vasiyetini bilen bir kişi olduğundan işini halletmiş a kişisimi onu çok yorarlar ya malesef bu ülkede
devamını gör...