1.
rahmetli babanem super yapardi bunu. kars'in az bilinen lezzetlerinden.
devamını gör...
2.
farsça; yemekli cemiyetlerde, artan yemekleri paketleyip yollanmak.
(bkz: lalanga)
(bkz: lalanga)
devamını gör...
3.
bizans ve osmanlı mutfaklarının çok kolaylıkla hazırlanabilen bir yiyeceği. başlangıçta tatlı olarak yapılırken sonradan tuzlu çeşitleri de yapılır olmuş. bir nevi mücver aslında. içinde taze otlar, peynir, sür, un ve yumurtanın bulunduğu hamurların kızgın yağa kaşıkla dökerek pankek gibi kızartılmış hali.
bir makalede antik roma’da yenilen "panis focacius” yani bir bakıma bugünkü focaccia ile benzerliğinden bahsedilmiş ama focaccia yağda kızartılmayan, ocakta pişirilen etrüskler üzerinden italya'ya yayılmış bir ekmek çeşididir. focaccia latince adı, kelimenin tam anlamıyla fırının zemininde pişirilen ekmek anlamına gelir.
lalanga hem macar hem türk hem de yunan mutfağında pişirilir ve afiyetle yenir. macarlar adına "lángos" diyorlar. adını "alev” anlamına gelen "láng” sözcüğünden dolayı koymuşlar çünkü bugün yağda kızartarak yaptıkları lalangayı eskiden taş fırınlarda ve özelliklere fırının alevlere daha yakın kısmında pişirirlermiş. bir de bizden farklı olarak içine patates de koyarlarmış.
tatlı olarak yendiği dönemlerde eski bizanslar "lalagia” derlermiş ve daha çok zenginler yermiş.
kars'ta en şahane örneklerinden bir yapılır. çünkü içine kars gravyeri konur, hamur kızartıldıktan sonra tombik tombik hamur topları elle kopartılarak yenirken içindeki peynir uzar, uzar...
bir makalede antik roma’da yenilen "panis focacius” yani bir bakıma bugünkü focaccia ile benzerliğinden bahsedilmiş ama focaccia yağda kızartılmayan, ocakta pişirilen etrüskler üzerinden italya'ya yayılmış bir ekmek çeşididir. focaccia latince adı, kelimenin tam anlamıyla fırının zemininde pişirilen ekmek anlamına gelir.
lalanga hem macar hem türk hem de yunan mutfağında pişirilir ve afiyetle yenir. macarlar adına "lángos" diyorlar. adını "alev” anlamına gelen "láng” sözcüğünden dolayı koymuşlar çünkü bugün yağda kızartarak yaptıkları lalangayı eskiden taş fırınlarda ve özelliklere fırının alevlere daha yakın kısmında pişirirlermiş. bir de bizden farklı olarak içine patates de koyarlarmış.
tatlı olarak yendiği dönemlerde eski bizanslar "lalagia” derlermiş ve daha çok zenginler yermiş.
kars'ta en şahane örneklerinden bir yapılır. çünkü içine kars gravyeri konur, hamur kızartıldıktan sonra tombik tombik hamur topları elle kopartılarak yenirken içindeki peynir uzar, uzar...
devamını gör...
4.
annem tatlı olarak yapardı. bozadan biraz daha kıvamlı bir hamuru kızgın yağa kaşık kaşık döküp kızarınca yağdan çıkarıp şerbete atardı. çok yıllar oldu yemeyeli. yapılırken seyrederdim. hamurunda bol yumurta ve yoğurt olduğunu hatırlıyorum. kıtır değil, süngersi yumuşak, puf puf lezzetli bir şeydi. hamur ve şerbet ikilisini pek sevmem ama bu çok güzel olurdu.
devamını gör...