louis malle'nin yönettiği, pierre drieu la rochelle'in will o' the wisp isimli romanından uyarlanan, 1963 yılında gösterilmiş olan italyan ve fransız ortak yapımı.
depresyonda olan alain leroy, tedavi gördüğü klinikten ayrılır. arkadaşları, tanıdıkları ve yeni insanlarla tanışır ve yaşamaya devam etmek için bir sebep bulmaya çalışır.
depresyonda olan alain leroy, tedavi gördüğü klinikten ayrılır. arkadaşları, tanıdıkları ve yeni insanlarla tanışır ve yaşamaya devam etmek için bir sebep bulmaya çalışır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "müruruzaman" tarafından 04.02.2021 20:55 tarihinde açılmıştır.
1.
maurice ronet'nin oyunculuk performansına ve louis malle'in çıkardığı üst düzey işe rağmen aslında daha başından hatalı olan 1963 yapımı film. fransız dadaist jacques rigaut'yu bir kez okumuş olmak bile filmin uyarlandığı kitabın yazarı pierre eugène drieu la rochelle'in ortaya çıkardığı işi bombardımana tutmaya yeter ve zaten kitap oldukça yerilmiştir de çünkü filmde alain rolü ile karşımıza çıkan ronet, jacques rigaut'nun yaşamı ve dünya görüşünün rochelle tarafından oldukça yanlış aktarılmış bir yansımasıdır. rochelle, henüz 30 yaşında intihar etmiş olan rigaut'nun yakın dostu olmasına ve kendisi de bir dönem dadaizm'in sınırlarında dolanmasına rağmen esasında temelinden bir ahlakçıdır ve kendi ifadesine de baktığımız zaman rochelle yazdıkları ile rigaut'nun yaşamını gereksizce romantize etmiş ve derininde yargılamıştır, yani la valise vide öyküsünde yaptığı gibi rigaut'yu yeniden öldürmüştür aslında.
"je t'ai tué, rigaut, j'aurais dû te prendre contre mon sein pour te réchauffer." (seni öldürdüm, rigaut. oysa seni bağrıma basabilirdim) pierre rochelle / günlükleri
rochelle'in sarsak ifadelerinden arındığımızda ve gerçek bir flaneur olan rigaut'nun yaşantısına baktığımızda onun bu dramatizeden kaçındığı yaşamından ve ölümünden gayet net anlaşılabilir. henüz 20 yaşında kendini 10 yıl sonra öldüreceğinden söz etmiş ve eyleme dönüşemeyeceğine kesin gözüyle baktığı arzuların onda uyandırdığı tedirginliğe bütünüyle boyun eğmiştir. intiharı daima bir meslek olarak görmüş, vous êtes tous des poètes et moi je suis du côté de la mort* cümleleri ile ifade ettiiği gibi yaşamı boyunca ölümden yana olmuştur. 30 yaşında, sırf kurşun kalbini ıskalamasın diye cetvelle silahı dayayacağı yeri ölçecek kadar tutkuyla ölüme yürümesi de kendi yaşamı hakkındaki söylemlerini haklı çıkarmaya yetecektir.
film elbette rigaut'dan tamamen arınmış değil ama bu rochelle'in rigaut'su yine de filmin avrupa sinemasının gördüğü en etkileyici filmlerden olduğunu söylemek de yanlış değil. malle izleyenin içindeki ipleri kesip atmayı değil içeride yanabilecek ne varsa yakmayı deniyor ve kısmen başarılı da oluyor.
"je t'ai tué, rigaut, j'aurais dû te prendre contre mon sein pour te réchauffer." (seni öldürdüm, rigaut. oysa seni bağrıma basabilirdim) pierre rochelle / günlükleri
rochelle'in sarsak ifadelerinden arındığımızda ve gerçek bir flaneur olan rigaut'nun yaşantısına baktığımızda onun bu dramatizeden kaçındığı yaşamından ve ölümünden gayet net anlaşılabilir. henüz 20 yaşında kendini 10 yıl sonra öldüreceğinden söz etmiş ve eyleme dönüşemeyeceğine kesin gözüyle baktığı arzuların onda uyandırdığı tedirginliğe bütünüyle boyun eğmiştir. intiharı daima bir meslek olarak görmüş, vous êtes tous des poètes et moi je suis du côté de la mort* cümleleri ile ifade ettiiği gibi yaşamı boyunca ölümden yana olmuştur. 30 yaşında, sırf kurşun kalbini ıskalamasın diye cetvelle silahı dayayacağı yeri ölçecek kadar tutkuyla ölüme yürümesi de kendi yaşamı hakkındaki söylemlerini haklı çıkarmaya yetecektir.
film elbette rigaut'dan tamamen arınmış değil ama bu rochelle'in rigaut'su yine de filmin avrupa sinemasının gördüğü en etkileyici filmlerden olduğunu söylemek de yanlış değil. malle izleyenin içindeki ipleri kesip atmayı değil içeride yanabilecek ne varsa yakmayı deniyor ve kısmen başarılı da oluyor.
devamını gör...