yazar: peyami safa
yayım yılı: 1949
türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilen eserde, iç dünyası gelgitlerle dolu olan baş karakter ferit tıp fakültesini bırakarak felsefe okumaya başlar ve bir arayış içerisine girer.
roman, ferit ekseninde psikolojik ve sosyolojik çıkarımlarla okuyucuya aktarılıyor.
yayım yılı: 1949
türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilen eserde, iç dünyası gelgitlerle dolu olan baş karakter ferit tıp fakültesini bırakarak felsefe okumaya başlar ve bir arayış içerisine girer.
roman, ferit ekseninde psikolojik ve sosyolojik çıkarımlarla okuyucuya aktarılıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "aleksi zorba" tarafından 04.01.2021 10:19 tarihinde açılmıştır.
1.
bir peyami safa romanı.
kitap ferit adlı karakterin yolculuğunu anlatır bize. iki bölümden oluşur. eğer isim vermek isteseydim, ilk bölüm için aramak ve ikinci bölüm için bulmak sözcüklerini kullanırdım. ferit kendi deyimiyle dejenere biridir. devamlı bir arayış içerisinde oradan oraya savrulmuş, tıp fakültesini yarıda bırakıp felsefeye adım atmıştır. materyalist ve nihilist kişiliği onu toplumdan soyutlar. ilk bölümü ne kadar karanlıksa, ikinci bölümü bir o kadar aydınlıktır. noraliya'yı ise işte bu ikinci bölümde görürüz. herkesin bir dönem hissettiği, hayattan istediği hiçbir şeyi elde edememe durumunun vücut bulmuş halini okuruz. özellikle kitabın son bölümündeki felsefe ve psikoloji üzerine derin konuşmalar sizi başka yerlere taşır.
son olarak kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum. yalnız dikkatli olmakta fayda var, etkilenip evde bağıra çağıra okumaya başlayabilirsiniz.
anlaşıldı mı dostum? ben türk değilim, felsefeci değilim, aşık değilim, milliyetçi değilim, fertçi değilim, cemiyetçi değilim. vafi beyin ecinnileri arasında oturan, iradesi çarpılmış, bir hafta sonra ne yapacağını bilmeyen, tembel, hiç bir şeye yaramaz ve ömrünün yarısı avrupa'da hariciye memurluklarında geçmiş, ayyaş, zampara, hedonist, ciddiyetin yalnız hayvanlara yakıştığına inandığı için dünyanın bütün dramlarına kahkahayı basan ve bunun için "gülener" soyadını alan bir baba ile, yarı sanatkar, yarı deli, erkek düşkünü, veremli ve veremden iki yetişkin kızını kaybetmiş, ayyaş, kokainman, paris'te okuduğu için kültürlü, genç yaşında ölmüş bir ananın desencharte, demesuer, desoriente, deracine, degenere bir oğluyum...
şimdi bana koyduğun teşhise... bütün akıl doktorları iştirak edinceye kadar, velhasıl bilinmez hangi zamanın hangi delilik, ermişlik, hastalık, can çekişmeleri, kurtuluş, sevinç, bayram, kainattan tiksinti, intihar, selma'yı saim'in odasına atmak ve... para kazanmak için londra'ya gidip bombardımanda öldüğünü yahut milyoner olarak istanbul'a geleceğini bilmediğim allahın belası babamın öteki veya bu dünyada yakasına yapışma anına kadar böyle kalacağım. bana ilişme. gidiyorum. karşına maurras'ın sakalını al, on kürdan daha kır, otur ve beni rahat bırak.
romanus sum!
kitap ferit adlı karakterin yolculuğunu anlatır bize. iki bölümden oluşur. eğer isim vermek isteseydim, ilk bölüm için aramak ve ikinci bölüm için bulmak sözcüklerini kullanırdım. ferit kendi deyimiyle dejenere biridir. devamlı bir arayış içerisinde oradan oraya savrulmuş, tıp fakültesini yarıda bırakıp felsefeye adım atmıştır. materyalist ve nihilist kişiliği onu toplumdan soyutlar. ilk bölümü ne kadar karanlıksa, ikinci bölümü bir o kadar aydınlıktır. noraliya'yı ise işte bu ikinci bölümde görürüz. herkesin bir dönem hissettiği, hayattan istediği hiçbir şeyi elde edememe durumunun vücut bulmuş halini okuruz. özellikle kitabın son bölümündeki felsefe ve psikoloji üzerine derin konuşmalar sizi başka yerlere taşır.
son olarak kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum. yalnız dikkatli olmakta fayda var, etkilenip evde bağıra çağıra okumaya başlayabilirsiniz.
anlaşıldı mı dostum? ben türk değilim, felsefeci değilim, aşık değilim, milliyetçi değilim, fertçi değilim, cemiyetçi değilim. vafi beyin ecinnileri arasında oturan, iradesi çarpılmış, bir hafta sonra ne yapacağını bilmeyen, tembel, hiç bir şeye yaramaz ve ömrünün yarısı avrupa'da hariciye memurluklarında geçmiş, ayyaş, zampara, hedonist, ciddiyetin yalnız hayvanlara yakıştığına inandığı için dünyanın bütün dramlarına kahkahayı basan ve bunun için "gülener" soyadını alan bir baba ile, yarı sanatkar, yarı deli, erkek düşkünü, veremli ve veremden iki yetişkin kızını kaybetmiş, ayyaş, kokainman, paris'te okuduğu için kültürlü, genç yaşında ölmüş bir ananın desencharte, demesuer, desoriente, deracine, degenere bir oğluyum...
şimdi bana koyduğun teşhise... bütün akıl doktorları iştirak edinceye kadar, velhasıl bilinmez hangi zamanın hangi delilik, ermişlik, hastalık, can çekişmeleri, kurtuluş, sevinç, bayram, kainattan tiksinti, intihar, selma'yı saim'in odasına atmak ve... para kazanmak için londra'ya gidip bombardımanda öldüğünü yahut milyoner olarak istanbul'a geleceğini bilmediğim allahın belası babamın öteki veya bu dünyada yakasına yapışma anına kadar böyle kalacağım. bana ilişme. gidiyorum. karşına maurras'ın sakalını al, on kürdan daha kır, otur ve beni rahat bırak.
romanus sum!
devamını gör...
2.
en sevdiğin kitap nedir dendiğinde verdiğim cevaptır matmazel noraliyanın koltuğu.türk edebiyatı sıkıcı yhaa diyenleri yalanlar niteliktedir.bana müthiş kazanımları olmuş ve beni çok etkilemişti.1 ay boyunca her gece biraz biraz okuyordum ve her okuyuşumda tüylerim diken diken oluyordu.yazın tekrar dönmeyi düşünüyorum bu kitaba eski bi dosta duyulan gönül borcu gibi.
devamını gör...
3.
peyami safa'nın kaleme aldığı etkileyici bir psikolojik roman.derin betimlemeleri ve yer yer mizah yüklü oluşu ile okuyucuda ayrıca ilgi yaratmakta.kitabın ilk başları okuması zor gibi görünürken daha sonraki bölümlerde daha çok ilgimi çekmiş ve rahat bir şekilde okumama imkan sağlamıştı.
devamını gör...
4.
bir peyami safa kitabıdır.
peyami safa dünya görüşü, siyasi bakış ve olayları yorumlama bakımından dünyanın iki ayrı ucunda bulunduğum bir yazardır. ancak o kadar büyük bir romancıdır ki kendisine siyasi bir önyargı ile yaklaşmam mümkün değil.
türk edebiyatında yazılmış en iyi romanlardan birkaçına da sahiptir bana göre biz insanlar, yalnızız ve elbette bu kitap.
bilime dayanarak dünyayı okumayı alışkanlık haline getirmiş bir adamın metafizik dünyaya düşüp affallamasına dair nefis bir roman yazmış büyük yazar. insan psikolojisini harika bir şekilde anlatmış.
bu romanda da peyami safa insan ruhunu didik didik etmiş. elbette yazdıkları kendi inanç dünyası ve dünyayı algılayış şekline göre belirli bir çerçevede ilerliyor ama yine de, bana haklı gelmese de, çok derin ve eşsiz bir içgörü ile yapılmış gözlemler var içlerinde.
bazen, okuduğum yüzlerce kitap, edindiğin onlarca fikir ve yıllardır ilkelerimi bağladığım görüşlerimin arasında ben de zaman zaman acaba'larla sınanıyorum.
bence mutlaka okunması gereken nefis bir kitaptır.
peyami safa dünya görüşü, siyasi bakış ve olayları yorumlama bakımından dünyanın iki ayrı ucunda bulunduğum bir yazardır. ancak o kadar büyük bir romancıdır ki kendisine siyasi bir önyargı ile yaklaşmam mümkün değil.
türk edebiyatında yazılmış en iyi romanlardan birkaçına da sahiptir bana göre biz insanlar, yalnızız ve elbette bu kitap.
bilime dayanarak dünyayı okumayı alışkanlık haline getirmiş bir adamın metafizik dünyaya düşüp affallamasına dair nefis bir roman yazmış büyük yazar. insan psikolojisini harika bir şekilde anlatmış.
bu romanda da peyami safa insan ruhunu didik didik etmiş. elbette yazdıkları kendi inanç dünyası ve dünyayı algılayış şekline göre belirli bir çerçevede ilerliyor ama yine de, bana haklı gelmese de, çok derin ve eşsiz bir içgörü ile yapılmış gözlemler var içlerinde.
bazen, okuduğum yüzlerce kitap, edindiğin onlarca fikir ve yıllardır ilkelerimi bağladığım görüşlerimin arasında ben de zaman zaman acaba'larla sınanıyorum.
bence mutlaka okunması gereken nefis bir kitaptır.
devamını gör...
5.
evet isyan:)
peyami safa nın leziz eseri.
ferit tıpı yarım bırakmıs felsefede okuyan bir adamdır. ama felsefe okuluna da pek gitmemektedir.
bir pansiyonda birbirinden cins insanlarla kalmaya baslar.
aramak. kendini aramak. hayatı aramak. tembellik. vazgecis. ic sıkıntısı. kaybolus.
bulmak. her seyi aynı anda cozmek zorunda olmadıgını bulmak. biraz kaybolmanın sorgulamak oldugunu bulmak. ezbere yasamamanın bir basarı olabilecegini bulmak.
ve sonra yine kaybolmak. cunku ancak sersemler bu kadar kendinden emindir:)
peyami safa nın leziz eseri.
ferit tıpı yarım bırakmıs felsefede okuyan bir adamdır. ama felsefe okuluna da pek gitmemektedir.
bir pansiyonda birbirinden cins insanlarla kalmaya baslar.
aramak. kendini aramak. hayatı aramak. tembellik. vazgecis. ic sıkıntısı. kaybolus.
bulmak. her seyi aynı anda cozmek zorunda olmadıgını bulmak. biraz kaybolmanın sorgulamak oldugunu bulmak. ezbere yasamamanın bir basarı olabilecegini bulmak.
ve sonra yine kaybolmak. cunku ancak sersemler bu kadar kendinden emindir:)
devamını gör...