1.
lûgat365'te şöyle ifade edilmektedir: yapılan bir iyilik karşısında kendini borçlu sayan, gönül borcu olduğunu düşünen kişi. arapça, iyilik karşısında borçlu hissetmek mânâsına gelen minnet kelimesinin, farsça sahip olan mânâsındaki -dar ekiyle türetilmesi sonucu oluşmuştur.
örnek: sen oyun diye seyrediyorsun, ben ateşin içindeyim. yanımdayken minnettarım sana, mestim. sonra, sonra kör bir kuyuya yuvarlanıyorum. kainat ve hayat bitiyor. bazen tek kelime, sesinde hafif bir titreyiş önümde öyle bir uçurum açıyor ki! (cemil meriç)
örnek: sen oyun diye seyrediyorsun, ben ateşin içindeyim. yanımdayken minnettarım sana, mestim. sonra, sonra kör bir kuyuya yuvarlanıyorum. kainat ve hayat bitiyor. bazen tek kelime, sesinde hafif bir titreyiş önümde öyle bir uçurum açıyor ki! (cemil meriç)
devamını gör...