sadece benimsin

başrollerinde amber midthunder ve brett zimmerman'ın oynadığı ruh hastası, takıntılı bir psikopatı anlatan, yaşanılmış bir olaydan esinlenilerek yaratılmış belgesel film.

küçük bir kasabadaki julie isimli genç kızımız bir gün polis çevirmesinde tanıştığı yakışıklı polisle sevgili oluyor. bir zaman sonra polisin dengesiz hareketleri kızımızı rahatsız etmeye başlıyor. mesela kız eve bi giriyor adam karşısında, kilidi milidi aşmış girmiş evin içine. tehditvari konuşamalar, kızı tüm kasabaya kötülemeler, rezil etmeler filan... klasik bir ruh hastası yani adam. kız bu adamdan kurtulmaya çalıştıkça hayatı daha da karmaşık bir hal alıyor.

film'in laura kucera'nın hayat hikayesi olduğu söyleniyor ancak bu hikayeye de tamamen bağlı kalınmamış. özellikle intikam bölümünün gerçek olamayacağını izlerken zaten anlıyoruz ki filmin en tatsız kısımları da bu sahneler.

bir de suç kuşağında görmeye alıştığımız bir yapı vardır hani. olaylar canlandırılır, ara sahnelerde de gerçek kişilerle yapılmış röportaj sahneleri koyarlar. bu filmde de benzer bir sıra izlenmiş ancak canlandırmadan sonraki röportajlar da oyuncularla yapılmış. e neresi belgesel bunun?

film her ne kadar kendimce "dandik" diye sınıflandırdığım kategori içerisinde yer alsa da bu tür manipülatif ruh hastalarının gerçek yaşamda da olduğunu, hiçbir zaman güvende olmadığımızı ve hayatımızın bir ruh hastasının kadrajına girme olasılığımızla pamuk ipliğine bağlı olduğunu göstermesi bakımından bir parça korkutucuydu.