roman
9 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

orhan pamuk’un ikinci kitabı, olgunlasma evresi göz bebegi. (bkz: bilinc akısı) teknigiyle yazdıgı roman.
her karakter kendi agzından anlatırken, pamuk’un nilgün darvınoglu karakterinin olmaması, o donemde komünizmin susturuldugu olarak yorumlanmıstır.
devamını gör...
nobel ödülü kazanmış tek edebiyatçısıdır orhan pamuk. kitaplarını okuduktan sonra eleştirenlere sözüm yok zira bu edebi zevk meselesidir. benim de eleştirdiğim beğenmediğim kitapları var elbette. yazarlığı üzerine de yapabileceğim eleştiriler var ancak ben bütün kitaplarını okudum ve bu hakkımı saklı tutuyorum. benim sözüm orhan pamuk okumadan eleştirme cüretini gösteren cahil cühela kesime. nobel aldığında hayatında orhan pamuk kitabı görmemiş bir kesim “ siyasi laflarından” ötürü ödülün verildiğini iddia etti. iddianın doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyorum, elbette böyle ihtimal var. ben eleştiren kişilerin bu konuda yetkin olmadığı iddiasındayım.

cehennemde her millet kendi kazanında yanarken tepelerinde de bir zebani bekler ve dışarı çıkmaya kalkanları elindeki sopayla kazanın içine geri atarmış. sadece türklerin olduğu kazanın başında zebani yokmuş. bu durum garibine gidince bir kişi sormuş bu serbestliğin nedenini. zebanilerin şahı şöyle cevap vermiş: “ onların başında beklemeye gerek yok, ne zaman biri dışarı çıkmaya çalışsa diğerleri onu bacaklarından çekip kazanın içine sokuyor zaten.” orhan pamuk için de durum budur bence.

gelelim kitaba: benim en aklımda kalan anım bu kitaba dair; kitabı metroda eve giderken okuyordum ve o kadar dalmışım ki kitaba, okuduğum sayfadaki hasan karakteri sarhoş olduğu için ben de kendimi sarhoş sanmaya başlamışım. kapını çaprazında otururken bir yandan kafamdan şunlar geçiyordu: yenimahalle istasyonundayız şimdi, eğer şimdi kalkarsam bu sarhoşlukla hastane durağına geldiğimizde kapıya varabilirim.” sonra sarhoş olmadığım aklıma geldi ve durağa gelince inip ayık bir şekilde evin yolunu tuttum.

velhasılı okuyun da eleştirmeye yüzünüz olsun. bana sorarsanız eğer benim hayran olduğum orhan pamuk kitapları var ve hep var olacak.
devamını gör...
orhan pamuk'un aslında üçüncü romanı sayılır. ilk romanları bakımından pamuk çok başarılıdır ve bana göre en iyi romanlarındandır. başlangıç için okunabilir. ikinci romanı 1980 darbesi dönemlerine denk geldiği için onu çekmeceye kaldırıp sessiz ev'i yazmaya başlamıştır. ilham kaynağı da dedesi ve anneannesinin ilişkisidir. fatma ve selahattin darvınoğlu'na benzeyen nikfar isimli anneanne ve dede istanbul'da yaşarken nişanlanmışlar, daha sonrasında dede hukuk okumak üzere berlin'e gidince mektuplaşmalar başlamıştır. pamuk bu mektuplardaki ilişkiyi okurken sessiz ev'i kurgusallaştırmaya başlamıştır bile. (bkz: öteki renkler)
sessiz ev adıyla müsemma bir kitap değildir, burada niyetim özetlemek de değil. okumak gerekir. 32 bölümden oluşan romanı neredeyse her karakterin (hasan, faruk, metin, recep, fatma) kendi bakış açısından okuyoruz. bu beş karakterin yaklaşık 5-6 bölümü var kitapta. kahraman bakış açısı karakterlerin düşüncelerini anlamak ve okuyuş açısından kişiye rahatlık katan bir bakış açısıdır edebiyatta bana göre.
roman 12 eylül 1980 darbesi'ne yaklaşık 1 ay kala gebze'nin cennethisar(hayali bir kasabadır bu, eskihisar'a benzetilir.) kasabasında fatma darvınoğlu'nu torunları nilgün, faruk ve metin'in 1 haftalığına ziyaret edişi ve ardından takip eden olaylardır. romanda batılılaşma, doğu batı arasında kalmışlık ve bu aradaki farkı kapatmak için çekilen çileler, darbeye giden yoldaki kanlı tartışmalar, muhafazakarlık gibi konular işleniyor. bu konularda ilgileniyorsanız çok zevk alacağınız aşikardır.
selahattin darvınoğlu karakteri hem sevilen hem de sevilmeyen bir karakterdir. jakobenliği onun en önemli özelliklerinden. jön türk'lerden sonra cumhuriyet'le yönetilmeye başlanan türkiye'nin ilk aydınlarındandır romanda. birinci kuşaktır. oğlu doğan darvınoğlu bir kaymakamdır. o da ikinci kuşaktır. çocukları babaannelerini ziyaret etmek üzere istanbul'dan cennethisar'a gelirler.
orhan pamuk yalnızca kar romanı için "ilk ve tek siyasi romanım" dese de bu romanı okuyanlar romanı politik görürler. biraz bu yönü vardır tabii ki. sağ kanat, sol kanat gibi. fakat kar kadar baskın değil.
her zamanki gibi romanda ne çok iyi ne çok kötü karakterler var: örneğin bir karaktere çok kızmışken, yaptığının yanlış olduğunu bildiğin halde ona kızamıyorsun bile pamuk romanlarında. bana nedense hep böyle geliyor. kahramanlarını seviyorum romanın.
lütfen kendi dilinde okuyun bu romanı, gidip yabancı dilde satın aldığım için, okumak zorunda kaldım. eski büyükelçi robert finn ne yazık ki eksik eksik çevirmiş. bazı cümleler anadilde varken bazıları ingilizce çeviride yoktu. şaşırdım kaldım, ara sıra karşılaştırdım türkçe pdf ile.
okumayı bitirdiğim gece sabaha kadar uyutmadı beni sonuyla. tek kelimeyle anlat deseler de, trajik, derdim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sessiz ev" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim