tanrıya inanmamanın başlıca nedenleri
başlık "kalender" tarafından 10.02.2021 21:28 tarihinde açılmıştır.
1.
zamanında dinlere inanan biri olarak zamanla bilime merak sarmaya başladım. sonra tanrıları sorgulamaya başladım. inandığım tanrılar da vardı. sonra insanları gözlemlemeye başladım ve çoğunluk sorgusuzca dümdüz tanrı allah'a inanırken (diğer dinleri gözlemleme şansım olmadı ama farkı olduğunu sanmıyorum), bilimsel olarak tanrıları araştıryordum. sonra bilimin tanrılarla hiçbir uzaktan yakından alakası olmadığını fark ettiğim de tanrı kavramlarının sadece insanın güçsüz ve zayıf düşüncelerinin yarattığı mitolojik bir varlık olduğunu anladım. insan kendi yarattığı süper güçlere bağlanıyor ve ona inanıyordu. kutsal kitaplar dediğimiz kitaplar aslında bildiğimiz sıradan mitolojik yazılardan başka bir şey değildi. insan yine kendi yazdığı bir şeyi referans alıyor ve kutsallaştırıp inanıyor. akıl ve mantık burada devre giriyor. aklını iyi idare eden insanlar böyle absürdizm olaylarına kapılarak karanlıkta kaybolmaz, günümüzde modern düşünceyle aydınlığa çıkar. eskiye bağlı kalan insanlar asla günümüz anlayışına ve bilimine ayak uyduramaz, günümüzde o zamanın kafasını yaşamaya devam ederler.
devamını gör...
2.
tanrı varsa; bu onun sorunudur.
devamını gör...
3.
bir sürü var çünkü, ben hepsine inanıyorum. koskoca tanrıları kıramam.
devamını gör...
4.
inanç, hem çok geniş hem de anlaşılması güç bir kavram. din psikolojisinde inanmak insanın içsel bir ihtiyacıdır ve insan doğası gereği bir anlam arayışı içindedir. bu yüzden çoğu insan bu anlam arayışını tanrı inancı ile karşılamaya eğilimlidir.
yapılan araştırmalarda ilk, orta ve lise düzeyinde eğitime sahip olan insanların inanma nedeni aileden ve çevrelerinden aldıkları eğitim olduğu ve “inanmama” yönünde herhangi bir sorgulama süreci geçirmediklerini, bunun doğal bir kabulleniş süreci olduğunu söylemişlerdir.
eğitimleri akademik düzeyde olan insanlar ise hayatlarının ilk etaplarında çevre ve aile eğitiminin etkili olduğunu sonrasında ise kendi araştırmaları sonucunda bir bağlanış ve tanrıyı kabulleniş sürecine girdiklerini söylemişlerdir.
tanrıya inanmak için her din mensubunun, her kültürün, her bireyin kendince farklı nedenleri vardır.
yapılan araştırmalardan ufak bir derleme ile inanma nedenlerini ele alacak olursak:
-güven duygusu
-öldükten sonraki ne olacağının belirsizliği (tanrı ile bu belirsizlik ortadan kaldırılır.)
-evrendeki dengeye dayanak bulmak
-dilek-dua-yardım isteğinde bulunabileceği bir varlık ihtiyacı
-yaşam gayesi ihtiyacı
-huzur arayışı
-boşlukları doldurma ihtiyacı
-korkuları hafifletme
-insanın akıl ve gücünün yetmediği şeyleri gerçekleştiren bir gücün gerekliliği fikri
-aidiyet ihtiyacı (kişi kendini bir topluluğa ait hissetmeye eğilimlidir.)
...
tanrıya inanma nedenleri olarak bunları aldığımızda inanmama nedenlerini de bunlara ihtiyaç duymamak diye yorumlamak mümkün olabilir ancak doğru denilebilir mi orası tartışılır, her bireyin kendince farklı nedenleri vardır muhakkak.
tanrıya inanan ve inanmayan her iki gurubunda kendi içerinde dengeyi ve iç huzuru bulmaları önemlidir. "ben hayatımı tanrıya inanarak anlamlandırıyorum" diyen kişiler de "ben bir tanrıya inanmadan evrenin içinde kendimi, yaşantımı anlamlandırabiliyorum" diyenler de yaşantılarını buna göre düzenlediklerinde kendi içlerinde tutarlıdırlar.
yapılan araştırmalarda ilk, orta ve lise düzeyinde eğitime sahip olan insanların inanma nedeni aileden ve çevrelerinden aldıkları eğitim olduğu ve “inanmama” yönünde herhangi bir sorgulama süreci geçirmediklerini, bunun doğal bir kabulleniş süreci olduğunu söylemişlerdir.
eğitimleri akademik düzeyde olan insanlar ise hayatlarının ilk etaplarında çevre ve aile eğitiminin etkili olduğunu sonrasında ise kendi araştırmaları sonucunda bir bağlanış ve tanrıyı kabulleniş sürecine girdiklerini söylemişlerdir.
tanrıya inanmak için her din mensubunun, her kültürün, her bireyin kendince farklı nedenleri vardır.
yapılan araştırmalardan ufak bir derleme ile inanma nedenlerini ele alacak olursak:
-güven duygusu
-öldükten sonraki ne olacağının belirsizliği (tanrı ile bu belirsizlik ortadan kaldırılır.)
-evrendeki dengeye dayanak bulmak
-dilek-dua-yardım isteğinde bulunabileceği bir varlık ihtiyacı
-yaşam gayesi ihtiyacı
-huzur arayışı
-boşlukları doldurma ihtiyacı
-korkuları hafifletme
-insanın akıl ve gücünün yetmediği şeyleri gerçekleştiren bir gücün gerekliliği fikri
-aidiyet ihtiyacı (kişi kendini bir topluluğa ait hissetmeye eğilimlidir.)
...
tanrıya inanma nedenleri olarak bunları aldığımızda inanmama nedenlerini de bunlara ihtiyaç duymamak diye yorumlamak mümkün olabilir ancak doğru denilebilir mi orası tartışılır, her bireyin kendince farklı nedenleri vardır muhakkak.
tanrıya inanan ve inanmayan her iki gurubunda kendi içerinde dengeyi ve iç huzuru bulmaları önemlidir. "ben hayatımı tanrıya inanarak anlamlandırıyorum" diyen kişiler de "ben bir tanrıya inanmadan evrenin içinde kendimi, yaşantımı anlamlandırabiliyorum" diyenler de yaşantılarını buna göre düzenlediklerinde kendi içlerinde tutarlıdırlar.
devamını gör...
5.
şimdi çok kısa bir kaç farklı bakış açısı sunmaya çalışacağım naçizane.
eğer görünürde bizimle iletişim kuran bir tanrı yoksa rahatlıkla tanrı yoktur diyebiliriz. bunun için bilimsel kanıtlar aramaya, sunmaya filan hiçbir gerek yoktur.
tanrı apaçık ortada mı değil mi?
evet ya da hayır. bu kadar. bitmiştir.
fakat bunun haricinde biraz da duygusal bir tercih yaparak hem tanrıyı korumak hem de kendimizi tanrıdan korumak için ateist olmak mümkündür diye düşünmekteyim.
tanrı varsa bile onu her türlü fikirden ve kendimi de tanrılara dair fikirlerden korumak adına tanrıya inanmamayı tercih ettim, "tanrıyı yok kabul ettim."
zannederim eski tanrıtanımazlardan bazıları en azından önemlilerinden bir kaçı böyle bir yol izlediler. çünkü bazı ipuçlarını toplayabiliyorsunuz söylemiş olduklarından... hayatın başka anlamlar, başka yollar sunması gerektiğine inanmış olan düşünürler açısından böyle bir çıkış kapısı da makul, yeterliydi. elde edilmesi muhtemel kazanımların vadettikleri ve vadedebilecekleri öyle büyük olmalıydı ki bu uğurdaki fedakarlıklar onların yanında küçücük görünmeliydi.
tanrısız bir dünya!
peki görünürde konuşan bir tanrı var mıdır? varsa nerededir? ve bu tanrı nasıl, hangi yollarla bizimle konuşmaktadır?
yarattığını düşündüğümüz şeyler vasıtasıyla görünür,
kendi duygu ve anlam dünyamızla işitilir bir tanrı mı?
yoksa indirdiğine inanılan ayetlerde (kutsal kitaplar) görünür, konuşan bir tanrı mı?
ya da bunların ikisi birden mi?
işte bu noktada duygularımız, mantığımız, itirazlarımız, cesaretimiz, vizyonumuz ve bunlara eklenebilecek başkaca şeyler
cevaplarımızı belirleyecektir.
kişisel görüşüm,
eğer ben bir tanrı olsaydım, inananlar yerine ateistlerden razı olurdum.
ekleme,
neden tanrıya inanmalıyız?
sorusuna verilebilecek yanıtlar ne kadar geçerliyse
neden tanrıya inanmamalıyız?
sorusu için verilebilecek yanıtlar da en az o kadar geçerlidir.
eğer görünürde bizimle iletişim kuran bir tanrı yoksa rahatlıkla tanrı yoktur diyebiliriz. bunun için bilimsel kanıtlar aramaya, sunmaya filan hiçbir gerek yoktur.
tanrı apaçık ortada mı değil mi?
evet ya da hayır. bu kadar. bitmiştir.
fakat bunun haricinde biraz da duygusal bir tercih yaparak hem tanrıyı korumak hem de kendimizi tanrıdan korumak için ateist olmak mümkündür diye düşünmekteyim.
tanrı varsa bile onu her türlü fikirden ve kendimi de tanrılara dair fikirlerden korumak adına tanrıya inanmamayı tercih ettim, "tanrıyı yok kabul ettim."
zannederim eski tanrıtanımazlardan bazıları en azından önemlilerinden bir kaçı böyle bir yol izlediler. çünkü bazı ipuçlarını toplayabiliyorsunuz söylemiş olduklarından... hayatın başka anlamlar, başka yollar sunması gerektiğine inanmış olan düşünürler açısından böyle bir çıkış kapısı da makul, yeterliydi. elde edilmesi muhtemel kazanımların vadettikleri ve vadedebilecekleri öyle büyük olmalıydı ki bu uğurdaki fedakarlıklar onların yanında küçücük görünmeliydi.
tanrısız bir dünya!
peki görünürde konuşan bir tanrı var mıdır? varsa nerededir? ve bu tanrı nasıl, hangi yollarla bizimle konuşmaktadır?
yarattığını düşündüğümüz şeyler vasıtasıyla görünür,
kendi duygu ve anlam dünyamızla işitilir bir tanrı mı?
yoksa indirdiğine inanılan ayetlerde (kutsal kitaplar) görünür, konuşan bir tanrı mı?
ya da bunların ikisi birden mi?
işte bu noktada duygularımız, mantığımız, itirazlarımız, cesaretimiz, vizyonumuz ve bunlara eklenebilecek başkaca şeyler
cevaplarımızı belirleyecektir.
kişisel görüşüm,
eğer ben bir tanrı olsaydım, inananlar yerine ateistlerden razı olurdum.
ekleme,
neden tanrıya inanmalıyız?
sorusuna verilebilecek yanıtlar ne kadar geçerliyse
neden tanrıya inanmamalıyız?
sorusu için verilebilecek yanıtlar da en az o kadar geçerlidir.
devamını gör...
6.
çünkü varlığını kanıtlayacak hiçbir delile nail olmadım.
devamını gör...
7.
varlığına inanmak için neden aranıpta, gösterilebilip kanıtlanamayan bir konuda, nedenleri karşıdakine sormak mantıklı mı.?
şimdi size, 'ormanda tavşanların ayakları altında ezilmekten korkan fillerin, halâ ormanda yaşama nedenleri nedir.' diye bir soru sorulsa, soruya gülmeyip nedenler mi sıralardınız.. yoksa nerde yav şu sözettiğin tavşan mı derdiniz..
şimdi size, 'ormanda tavşanların ayakları altında ezilmekten korkan fillerin, halâ ormanda yaşama nedenleri nedir.' diye bir soru sorulsa, soruya gülmeyip nedenler mi sıralardınız.. yoksa nerde yav şu sözettiğin tavşan mı derdiniz..
devamını gör...
8.
canım öyle istiyor.
devamını gör...
"tanrıya inanmamanın başlıca nedenleri" ile benzer başlıklar
başlıca
1