ürün yerleştirme

jess ukdesi.


genellikle dizilerde dizi başlarken verilen uyarılardan biridir.
dizide o markaya ait ürün kullanılır.
ürün yerleştirilmiştir ifadesi o nedenle kullanılmaktadır.
bir reklam tekniğidir izleyen kişinin aklında yer eder ve gittiğinde o ürünü almak ister.

bildiğin reklam.

gizli bir şekilde de başarıyla yapılabilecekken ülkemizdeki ürün yerleştirmelerde kamera açısı, diyalog vs hepsi bir anda değişebilip ürüne odaklanabiliyor. neticede algılayabiliyorsanız etkilenmeye açıksınızdır. iş arkadaşlarınızın hangi marka giyindiği de bir ürün yerleştirmedir aslında, sonra bir bakmışsınız siz de aynı markaları beğenmeye başlamışsınız. hani biz bireydik, ayrı düşünüyorduk falan çok şey etmeyin.

elbette bir ürün gözünüze ne kadar sokuluyorsa iyi ya da kötü dikkatinizi çekecektir. özellikle film, sanatsal işbirliklerinde ürün yerleştirme bence terazi gibi bir dengede tutulmalı. bu yola girdiyseniz ne belirgin bir şekilde o ürünü yerleştirerek sanatı katletmeli, ne de pazarlama sanatının inceliklerinden vazgeçmelisiniz.

cansu dere’nin sadakatsiz’deki kahve makinesi reklamını unutamıyorum mesela ama dizinin kalitesi için kötü etki. tabii hızlı tüketimde orijinal senaryo da katledildiğinden çok düşünmemek lazım.

reklamlardan köşe bucak kaçan izleyiciye hadi bundan da kaç bakalım türündeki reklam.

kızılcık şerbeti dizisinde rahatsız edici bir şekilde yapılan şey. dizide yoğurt yapma makinesi, makyaj malzemeleri, bulaşık makinesi deterjanı gibi ürünleri yerleştirmekten öte izleyicinin gözüne sokuyorlar.

here comes the boom - pınar.

(bkz: aşk olsun)

günümüzde, her yerde karşımıza çıkarak nefes aldırmayan ağır " bilinçaltı saldırısıdır". size sürekli bir şeyleri göstererek, bilinçaltınızda yer etmesini sağlıyorlar. sonunda merak edip ya deniyorsunuz ya da ürünü araştırıyorsunuz. her 2 şekilde de kazanan onlar.

alışılagelmiş reklamlardan farklı olarak ürün yerleştirmede, (örneğin bir dizide) olağan akış devam eder. yani dizideki ürün yerleştirmeden bağımsız olarak olaylar akar. normal bir reklamda marka ismi genellikle vurgulanır fakar ürün yerleştirmeyle sunulan bir üründe marka isminden ziyade ürünün işlevselliği daha ön plandadır diyebiliriz. bence bu, marka ile hedef kitle arasında daha samimi bir bağ kurulmasına yol açar. zaten pazarlamanın amaçlarından biri de hedef kitleye ulaşabilmek, ürünü satın alan kitlenin satın alma davranışını sürdürmesini ya da markaya bağlanmasını (burada 'sadık kalmak' terimini de kullanmak isterim. yani tüketici aynı ürünü farklı bir markada atıyorum daha ucuza bulsa da diğer markadan almaya devam ediyor) sağlamaktır. yani, marka daha fazla kitleye ulaşabiliyor, daha olumlu bir imaj yaratıyor.
açıkçası bu tüketim çılgınlığının en büyük sebeplerden biri bu reklamlar. aslında ihtiyacınız olmayan bir ürünü hedef kitleye öyle bir sunuyorlar ki almazsan dünyanın sonuymuş gibi gelebiliyor bazen. ha, pazarlamanın amacı da bu değil mi zaten, kitleye, ihtiyacı olmayan bir ürünü ihtiyacı olduğuna inandıracak şekilde sunmak? (tabi bazıları ihtiyaçlarımızı fark etmemizi de sağlayabiliyor). kısaca, siz farkına olmadan beyninize ürünü yerleştiren bir oyundur, çok sinir bozucudur!