bilimin, üzerinde yoğun şekilde çalıştığı biyolojik süreç.

insanoğlu çağlar boyunca yaşlanmamanın, hatta ölümsüzlüğün sırlarını aradı. bu konuyla ilgili birçok hikâye anlatıldı, filmler çekildi. gençlik iksiri, ölümsüzlük iksiri gibi kavramlar bile çıktı ortaya. son yıllarda yapılan çalışmalar, bu işin pek de imkânsız olmadığını göstermiş durumda.

bazı çalışmalar, birtakım hayvanların normalde yaşadıklarından daha uzun yaşayabileceğini kanıtladı. meyve sineği, maya hücresi gibi canlılar üzerinde yapılan deneylerle kanıtlanan bu durum, yuvarlak solucanlarda da age-1 isimli genin izole edilmesi sonucunda bir kez daha kanıtlanmış oldu. bahsi geçen genin bu hayvanlarda yaşlanmadan sorumlu olduğu düşünülüyor. üstelik bu gen bu hayvanların yaşamının süresini %110 civarında artırmak için kullanılabiliyor. insanlarda da bu genin karşılığı olan bir/birkaç gen olduğu tahmin ediliyor.

tabii ki bunu test etmek biraz zor. sonuçta zaten uzun yaşıyor diyebileceğimiz bir canlıdır insan. bir kişinin genleri üzerinde birtakım çalışmalar yapıp o kişi ne kadar yaşayacak diye onu takibe almak, doktorların da kısıtlı bir yaşam süresi olduğundan biraz problemli bir iş. bir grup bilim insanının başlattığı çalışmayı bir başka grubun sürdürmesi gerekecek bu durumda ama eğer sonuç başarılı olursa buna değeceği kesin.

yalnız burada devreye giren çevresel faktörleri de gözden kaçırmamak gerek. genlerimiz, yaşamımızın süresini az miktarda etkilerken, çevre koşulları çok daha yüksek oranda etkiler. dağ başında temiz hava alarak yaşayan bir insanla, sürekli olarak radyoaktif maddelere maruz kalan bir insanın hayat süresi arasında ciddi bir fark çıkar ortaya. dolayısıyla yaşlanmayı geciktirmek ya da geri çevirmek için çevresel koşulların iyileştirilmesi de önemli hale gelir.

***

yaşlanmayı durdurmak ya da yavaşlatmak güzel ama tersine çevirebilir miyiz? bunun cevabı da evet.

yapılan bir çalışmada 1 yıl boyunca 9 sağlıklı gönüllüye, 2 diyabet ilacı ve 1 büyüme hormonundan oluşan bir "ilaç kokteyli" verildi. deneklerin takibinde, bağışıklık sisteminde ve genlerinde 2,5 yıllık bir gençleşme kaydedildi. deney aslında bu konuyla alakalı olmadığından, sonuçlar bilim insanlarını da oldukça şaşırtmış.
deneyle ilgili link

fare ve insan embriyo hücrelerinde biyolojik saatin sıfırlanması
(bkz: yaşlı farelerde görme yetisini eski haline getirerek biyolojik yaşlanma geri çevrildi)
devamını gör...
40 plus bir yazar olarak direkt ilgimi çeken başlık. ama okumaya başlar başlamaz, onulmaz materyalistliğim ve diyalektik devreye giriyor beynimde... durdursan ne olacak? geriye çeksen ne olacak? "genç" kelimesi 60 yaştan başlasa ne olacak? ölüm 150-200 ler de anılsa? değişen bir şey olacak mı? sadece biraz daha oyalanacağız burada. ölümsüzlüğü bulun öyle gelin...

devamını gör...
ölümsüzlük iksiri düşmeseymiş ya da formülü silinmeseymiş yine de ölürdük yok öyle dünya.
devamını gör...
(bkz: mr. nobody)
devamını gör...
istediğiniz kadar gençleşin. hepimiz bir gün öleceğiz. cesediniz yakışıklı veya güzel olur o kadar. o da çürüyeceği için kasmaya gerek yok. ahiretiniz güzel olsun.*
devamını gör...
harvard tıp fakültesi blavatnik enstitüsü'nde fareler üzerine yapılan bir çalışmada dna'da meydana gelen bozulmanın yaşlanmayı tetiklediği ve epigenomun bütünlüğünün geri kazanılmasının bu yaşlanma belirtilerini tersine çevirmesi ile ortaya çıkmış durumdur. bunu bilim adamları arızalı bir bilgisayarı tekrardan reboot etmek gibi bir durum olarak açıklamaktadır.
kaynak buradan
devamını gör...
ölmeden görsek bari ya.
devamını gör...
nickimi basorexia button olarak değiştiririm.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yaşlanmayı durdurmak ve geri çevirmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim