bebek tuzlamak

kökeni eski roma'ya dayanan, anadolu'nun birçok yerinde hala devam eden bir ritüeldir. bebeklerin pişik olmaması ve ileride terinin kokmaması için yapılıyor(!) bebeği dehidratasyona sokup ölümüne neden olabilecek tehlikeli bir uygulamadır.

burada ne kadar yazsak da hepimizin yaşamış olduğu olay.

gelenektir ve hala devam etmektedir. bir sakıncası da yok. yani bizim bebelerde dehid bilmem ne falan olmadı. *

tuzlamak deyince tuzun içine yatırılmıyor bebek merak etmeyin. ilk banyosu yapılırken çok az bir miktar tuz atılan bir tas su vücuduna dökülüyor. hepsi bu. sonra durulamak lazım tabii. banyo sonunda yaparsanız ve durulamazsanız pişiğe neden olabilir.

bebeğin altını değiştirirken pudra kullanmaz onun yerine tuzlarsanız, kokmayacaktır.

(yatırım tavsiyesi değildir.)

gamzesi olsun diye yanaklarına hafifçe bastırmak, burnu güzel olsun diye burnunu hafifçe sıkmak da bebek güzel olsun diye yapılan saçma adetlerdendir.

büyüyünce teri kötü kokmasın diye anadolu’da yenidoğanlara uygulanan bir ritüel.

büyüyünce ter kokmasın diye mi?? nevrim döndü.

hayatımda ilk defa burada görüp ve hayretler içinde okuduğum başlık ile tanımlar.

türkler'in önceki dini olan şamanizmden kalma bir ritüeldir. tuz bereket demektir.

halen, şamanizmden kalma bir çok ritüel ve inanç vardır. konuyu sulandırmayayım. google'a "şamanizmden gelen türk adetleri" yazarsanız bir çoğuna ulaşırsınız.

var böyle bir şey, kime sorduysam beni tuzlamışlar ve cidden de kokmam falan diyor. tuzlayayım da kokma deyimi de buradan geliyormuş. bana da çok mantıklı geliyor çünkü ben de 4 yıldır falan duş sonrası kristal tuz kullanıyorum. ve gerçekten işe yarıyor. çocuğum olursa tuzlayacağım, batıl inanç falan değil yani, gözlemlediğim işe yarar bir şey.

anneannem tarafından bana da uygulanan işlem. işe yaradığına inandığım bir inanç. çünkü kokmuyorum gerçekten.

tuzlayayım da lokma deyimi bu gelenekten gelir.

burda bunu ilk defa duyanlar hangi toplumda yaşıyor merak ediyorum. binlerce yıllık gelenektir. beni de tuzladılar. hatta yeğenlerimi annemle birlikte tuzladık.

not : öyle tuzda balık gibi bebeyi alıp tuz deryasına yatirmiyorsun saatlerce. bir kaç avuç bir şey hemen ardından su ile yıkanıyor bebekler.

(bkz: saçma türk adetleri)

salyası akmasın diye dayı terliği öpmüş nesil i atlamayalım..

''seni tuzlamak istiyorum. çünkü bebeğim çok şekersin''
ta kaç yıl önce bir parodi vardı. aklıma bu cümle geldikçe gülüyorum.
mizah seviyem yerlerde bunu kabulleniyorum ama.

aman tuzlayım da kokmasın lafı buradan mı geliyor ? ?

güzel bir ritüeldir. bizlere yapılmış, ben de iki kızıma yaptım. bebeğin ilk banyosunda tuz karıştırılmış bir tas suyu, koltuk altlarına, bacak arasına ve ayaklarına dökerek yıkarsınız. sonra da durularsınız. yeni doğmuş bebeğin henüz yumuşak kıkırdak olan burnu da hafifçe sıkılarak şekil verilir, burnun yayvan olmasını engeller. banyo sonrası krem, kollar bacaklar bilekten başlanarak ileri doğru sıvazlanarak sürülür ki özellikle bacaklar düzgün olur. yüzüne krem sürerken kaşlarını yukarı doğru kaldırır çenesini aşağı doğru sivriltiriz. keşke kızlarımın göz kapaklarına sürme de çekseydik; ince hassas deri boyayı emer sürmeli gözleri olurdu*.

#770592
ülkede ter kokmayan insan yok. çok da iyi tuzlayamamışlar demek.

evet efenim ben de tuzlananlardanım. hangimiz tuzlanmadık çılgınlar gibi. *

ve fakat bebek için son derece sağlıksız tehlikeli bir gelenektir. hatta mümkünse bebek doğar doğmaz yıkanmamalıdır bile. ben demiyorum, bilimsel araştırmalar böyle diyor.



lütfen özellikle bebek bakımı konusunda garip adetleri bırakalım. insanın boşluğuna da gelmiyor değil, acayip bir kafa lohusalık. bırakın o minnoşlar tatlı kalsın. tuz nedir yaa?

hep bebekler ileride çok terlemesin diye yapıldığı söylenir ama halk edebiyatı dersimde halk inanışları konusunda bu konu ile ilgili bir araştırma yapmıştım. iyi denk geldi bu başlık araştırmamdan aklımda kaldığı kadarıyla anlatayım bunun neden yapıldığını;
tuz ilkel çağlardan beri kullanılan önemli bir maddedir. sarıldığı şeyin bozulmadan kalmasını sağlar. eskiden buz dolaplarının olmadığı dönemlerde insanlar et balık gibi yiyecekleri tuza sarıp saklarmış. bu sayede hem yiyecekler bozulmuyor hem de besin değerini kaybetmiyor. (bildiğim kadarıyla balık et tuzlama olayı hala yapılan bir şey.)
ama burada asıl olay şudur; bebek tuzlama olayı aslında ilkel insanların bir ritüelidir. yeni doğmuş bebeği tuzlayarak aslında totem yapmış olurlar. bir tür koruma büyüsü de denebilir. (cinli perili büyülerden değil de inançla enerjiyle olan büyüler.) bebeklerin cennetten geldiği inancı hem bizde hem de eskiden insanların inancında olan bir şeydir. bebekler saf, masum doğar. tuz da maddeleri koruyan, et balık gibi ürünleri olduğu gibi saklayan bir yapıda olduğu için bebeği tuzlayarak o bebeğin masumiyetinin hep var olması saflığını kaybetmemesi niyetleriyle yapılır. yani şöyle düşünebilirsiniz tuzun koruyucu özelliğini bebeğin saflığına aktarıyorlar. bebek hayatı boyunca hep temiz, saf, ruhu güzel kalsın diye.