21.
hollanda'nın son 16 turunda çekya'ya elenerek vada ettiği turnuva. ayrıca oynanan futbolun çok gerisinde kaldığımızı gözümüze sokması hasabiyle üzmüştür.
devamını gör...
22.
tarihte ilk defa (yamulmuyorsam) ismini aldığı yılda yapılmayan turnuva.
devamını gör...
23.
hollandanın veda ettiği, kısmen eski tadı vermeyen turnuva.
devamını gör...
24.
pek sarmayan turnuva
devamını gör...
25.
hollanda'nın elendiği turnuvadir. favorim belçika.
devamını gör...
26.
martin garrix ve bono ortak yapımı maç öncesinde ve sonrasında çalan müthiş parçası we are the people ile keyif doludur.
devamını gör...
27.
maçlar genelde keyifli geçiyor ve birbirinden güzel goller var. dün mesela sadece bu turnuvanın değil tüm avrupa şampiyonaları tarihine geçen bir gün/2 maç izledik.
devamını gör...
28.
hollanda, portekiz , fransa almanya gibi avrupa'nın en güçlü futbol ülkelerinin çeyrek finale kalamadigi turnuvadir.
devamını gör...
29.
muhteşem bir turnuva muhteşem!
futbolun doğrularını yapmayan takımların hepsi bir bir elendi. en sevindiğimiz eleniş, çizgiden mpabbe koşturayım bir tanesi illaki gol olur diyen fransa'nın elenişiydi, ondan sonraki sahip olduğu futbol kültürüne rağmen reaktif ya da proaktif oyundan hangisini oynayacağına karar veremeyen, bu belirsizlikte bize bulamaç gibi bir futbol izleten almanya'nın elenişiydi. türkiye'nin elenişi bizi ne kadar hayalkırıklığına uğratsa da futbol bakımından bu iki takımdan daha büyük hayalkırıklığı yoktu benim için. umarım ukrayna da ingiltere'yi eleyecek ve güçlü oyuncu profillerini iyi programlayamayan bir ülke takımı daha hakettiği yere gidecek.
şu hayalkırıklığı muhabbetini biraz açayım isterseniz: dün sırasıyla almanya-ingiltere ve isveç-ukrayna maçlarını seyrettik. malumunuzdur ki almanya oyunun kontrolünü elinde tutan(proaktif), forvet koşucuları ve topsuz alan bilgisiyle sonuca giden hücumlarla skor üreten bir takımdı 10 seneye yakın bir süredir. ama bu turnuvada belki şampiyonlar ligini kazanan futbolcularının(rudiger, havert, werner) da etkisiyle geride bekleyen, hızlı çıkış yapan, rakibine göre şekillenen(reaktif) bir futbol anlayışıyla oynamaya çalıştı. çalıştı diyorum çünkü ikisini de yapamadı! öncelikle almanların neden 3lü defans kurgusunu yaptığını anlayamadım. alman mahsülü 2 3lü defans kurgusu var. ilki guardiola'nın bayern'deki 3lü defansıydı. stoperler pasör özellikliydi ve sahaya yayılarak pas opsiyonuna dönüşüyorlardı. geriden oyun kuran, topa hakim bayern için bu geriden oyun kurma fazında engellenememe demekti. ikinci 3lü defans kurgusu, bu sene şampiyonlar ligini kazanan tuchel'in 3lü defans kurgusuydu. bekten bozma sağ stoper, ortada düz stoper ve sol stoperde ortasahaya kadar çıkıp rakibini ısıran rudiger. onun kaptığı toplarla werner ve havert'in topsuz alan aksiyonlarıyla sonuca giden bir chelsea. finalde attıkları golü hatırlayın. euro 2020 almanyasının 3lü defansı, ne sahaya yayılarak pas opsiyonu oldu ne de rakibini orta alanda ısıracak aksiyonlara girişti. düz bir çizgi halinde aralarında 5er metre olan 3 tane stoper, top sürerek ortasahaya çıkan orta stoper hummels, ve onun topu rakip defansa doğru direkt pasla yollaması. soyunma odasında oraların boş olacağını öngören taktik konuşmaları yapıldı mı bilemem de, orada defansı geriye yaslamış bir ingiltere savunması vardı ve karşılanan toplar da sürekli ingiltere hakimiyetine girdi. 3lü defans kurgusunun kurgusuzluğu tek sorun değildi tabi ki ama burayı daha fazla boğmayayım.
ingiltere'ye gelecek olursak: ingiltere hakikaten kadro yapısında ciddi problemi olan bir takım. ingiltere'nin 32 kişilik turnuva kadrosunda belki 10 tane topclass ofansif ortasaha-kanat oyuncusu var ama bütün bir oyuncu havuzunda ortasahada oyunu iki yönüyle oynayabilen sadece 1 tane oyuncusu var. bundan ötürü almanya ve fransa kadar büyük hayalkırıklığı değil ingiltere. fakat bu yine de bu kadar kurgusuz plansız oyunun bahanesi olamaz.
bakın bu renksiz, tatsız maçtan sonra bir isveç-ukrayna maçı seyrettik ki! bir tarafta grealish'in iç koridordan içeri sızıp açtığı kesik ortadan başka bir gol kurgusu olmayan ingiltere öte yandan tek devrede 10dan fazla hücum seti izleten isveç. arkadaş, ikinci devre ingiltere santraforu harry kane dk 68de ilk defa topa dokundu, isveçin bütün hücumcuları en az 10ar defa dokunmuştur topa ilk 10 dakikada. yani hangisini anlatayım, isak'ın topa dokunmadan pivotluk yapışını mı, santraforun çarpraz koşusunda boşalan alanda forsberg'e şut aksiyonu yaptıran hücum setini mi, ekdal'ın pivotluğunda topla merkezden koşan ollson'u mu, sürekli yer değiştirerek rakibinin kapalı savunmasını nasıl dalgalandırdıklarını mı? evet, elenen isveç beni bu kadar tatmin etti. peki ya ukrayna'ya ne demeli? genç ve tecrübesiz oyuncu grubuyla hücumda etkisiz kalmadan bu denli sağlam savunma yapabilmeleri takdire şayandı. 3lü defansının sağındaki ve solundaki stoperlerin driblingle çıkışları, isveç takım savunmasının dengesini bozdu. savunmada 25 metreye kadar kısalabilen isveç'in o dar alanda alanda dengesiz yakalanışları driblingler sayesindeydi ve o dengesizlikleri her an cezalandırabilecek bir oyuncuya sahipti ukrayna. bence buraya kadar okuyup maçı izlememiş olanlar ukrayna'nın attığı ilk goldeki yarmalenko asistini izlemeli. ukrayna'nın ilk golü sağ iç koridordan (half-space) yapılan asistle, ikinci golü sol iç koridordan yapılan asistle geldi. maç boyu da bunu hedefleyerek oynadılar. biraz şanslarının yardımıyla, biraz da danielson'un rakibini öldürmeye teşebbüsüyle takımını eksik bırakmasıyla, basit ama hedefine yönelik oynayan mütevazı ukrayna kadrosu çeyrek finale hak kazandı.
çeyrek finaller:
isviçre-ispanya
belçika-italya
danimarka-çek cumhuriyeti
ingiltere-ukrayna
ispanya ve ingiltere son 8e gelebilmelerine rağmen bende hayalkırıklığı yaratan 2 takım. ingiltere'yi biraz anlattım, fırsat bulabilirsem ispanya'yı da çeyrek finalden sonra anlatırım. futbol güzel bir hikaye ve bütün seyirciler kuvvetli kurgusu olan hikayeleri hakediyor. hepinize iyi seyirler!
futbolun doğrularını yapmayan takımların hepsi bir bir elendi. en sevindiğimiz eleniş, çizgiden mpabbe koşturayım bir tanesi illaki gol olur diyen fransa'nın elenişiydi, ondan sonraki sahip olduğu futbol kültürüne rağmen reaktif ya da proaktif oyundan hangisini oynayacağına karar veremeyen, bu belirsizlikte bize bulamaç gibi bir futbol izleten almanya'nın elenişiydi. türkiye'nin elenişi bizi ne kadar hayalkırıklığına uğratsa da futbol bakımından bu iki takımdan daha büyük hayalkırıklığı yoktu benim için. umarım ukrayna da ingiltere'yi eleyecek ve güçlü oyuncu profillerini iyi programlayamayan bir ülke takımı daha hakettiği yere gidecek.
şu hayalkırıklığı muhabbetini biraz açayım isterseniz: dün sırasıyla almanya-ingiltere ve isveç-ukrayna maçlarını seyrettik. malumunuzdur ki almanya oyunun kontrolünü elinde tutan(proaktif), forvet koşucuları ve topsuz alan bilgisiyle sonuca giden hücumlarla skor üreten bir takımdı 10 seneye yakın bir süredir. ama bu turnuvada belki şampiyonlar ligini kazanan futbolcularının(rudiger, havert, werner) da etkisiyle geride bekleyen, hızlı çıkış yapan, rakibine göre şekillenen(reaktif) bir futbol anlayışıyla oynamaya çalıştı. çalıştı diyorum çünkü ikisini de yapamadı! öncelikle almanların neden 3lü defans kurgusunu yaptığını anlayamadım. alman mahsülü 2 3lü defans kurgusu var. ilki guardiola'nın bayern'deki 3lü defansıydı. stoperler pasör özellikliydi ve sahaya yayılarak pas opsiyonuna dönüşüyorlardı. geriden oyun kuran, topa hakim bayern için bu geriden oyun kurma fazında engellenememe demekti. ikinci 3lü defans kurgusu, bu sene şampiyonlar ligini kazanan tuchel'in 3lü defans kurgusuydu. bekten bozma sağ stoper, ortada düz stoper ve sol stoperde ortasahaya kadar çıkıp rakibini ısıran rudiger. onun kaptığı toplarla werner ve havert'in topsuz alan aksiyonlarıyla sonuca giden bir chelsea. finalde attıkları golü hatırlayın. euro 2020 almanyasının 3lü defansı, ne sahaya yayılarak pas opsiyonu oldu ne de rakibini orta alanda ısıracak aksiyonlara girişti. düz bir çizgi halinde aralarında 5er metre olan 3 tane stoper, top sürerek ortasahaya çıkan orta stoper hummels, ve onun topu rakip defansa doğru direkt pasla yollaması. soyunma odasında oraların boş olacağını öngören taktik konuşmaları yapıldı mı bilemem de, orada defansı geriye yaslamış bir ingiltere savunması vardı ve karşılanan toplar da sürekli ingiltere hakimiyetine girdi. 3lü defans kurgusunun kurgusuzluğu tek sorun değildi tabi ki ama burayı daha fazla boğmayayım.
ingiltere'ye gelecek olursak: ingiltere hakikaten kadro yapısında ciddi problemi olan bir takım. ingiltere'nin 32 kişilik turnuva kadrosunda belki 10 tane topclass ofansif ortasaha-kanat oyuncusu var ama bütün bir oyuncu havuzunda ortasahada oyunu iki yönüyle oynayabilen sadece 1 tane oyuncusu var. bundan ötürü almanya ve fransa kadar büyük hayalkırıklığı değil ingiltere. fakat bu yine de bu kadar kurgusuz plansız oyunun bahanesi olamaz.
bakın bu renksiz, tatsız maçtan sonra bir isveç-ukrayna maçı seyrettik ki! bir tarafta grealish'in iç koridordan içeri sızıp açtığı kesik ortadan başka bir gol kurgusu olmayan ingiltere öte yandan tek devrede 10dan fazla hücum seti izleten isveç. arkadaş, ikinci devre ingiltere santraforu harry kane dk 68de ilk defa topa dokundu, isveçin bütün hücumcuları en az 10ar defa dokunmuştur topa ilk 10 dakikada. yani hangisini anlatayım, isak'ın topa dokunmadan pivotluk yapışını mı, santraforun çarpraz koşusunda boşalan alanda forsberg'e şut aksiyonu yaptıran hücum setini mi, ekdal'ın pivotluğunda topla merkezden koşan ollson'u mu, sürekli yer değiştirerek rakibinin kapalı savunmasını nasıl dalgalandırdıklarını mı? evet, elenen isveç beni bu kadar tatmin etti. peki ya ukrayna'ya ne demeli? genç ve tecrübesiz oyuncu grubuyla hücumda etkisiz kalmadan bu denli sağlam savunma yapabilmeleri takdire şayandı. 3lü defansının sağındaki ve solundaki stoperlerin driblingle çıkışları, isveç takım savunmasının dengesini bozdu. savunmada 25 metreye kadar kısalabilen isveç'in o dar alanda alanda dengesiz yakalanışları driblingler sayesindeydi ve o dengesizlikleri her an cezalandırabilecek bir oyuncuya sahipti ukrayna. bence buraya kadar okuyup maçı izlememiş olanlar ukrayna'nın attığı ilk goldeki yarmalenko asistini izlemeli. ukrayna'nın ilk golü sağ iç koridordan (half-space) yapılan asistle, ikinci golü sol iç koridordan yapılan asistle geldi. maç boyu da bunu hedefleyerek oynadılar. biraz şanslarının yardımıyla, biraz da danielson'un rakibini öldürmeye teşebbüsüyle takımını eksik bırakmasıyla, basit ama hedefine yönelik oynayan mütevazı ukrayna kadrosu çeyrek finale hak kazandı.
çeyrek finaller:
isviçre-ispanya
belçika-italya
danimarka-çek cumhuriyeti
ingiltere-ukrayna
ispanya ve ingiltere son 8e gelebilmelerine rağmen bende hayalkırıklığı yaratan 2 takım. ingiltere'yi biraz anlattım, fırsat bulabilirsem ispanya'yı da çeyrek finalden sonra anlatırım. futbol güzel bir hikaye ve bütün seyirciler kuvvetli kurgusu olan hikayeleri hakediyor. hepinize iyi seyirler!
devamını gör...
30.
10 milyon euro alan aslanlarımızın 24 takım arasından 24.olarak tamamladığı harika turnuva.
devamını gör...
31.
entry bkz vermeyi bilemediğim için direkt söyliyim. iki üstteki illakisistem nickli arkadaşın uzun entrysini üsenmedim okudum. katıldığım ve katılmadığım şeyler var.
almayan konusunda çok haklı, frasnsa orta, ingiltere konusunda katılmıyorum. ingiltere'ye niye katılmıyorum. çünkü bu tek maçtam güme gidebileceğin bur turnuva. güzel oyun ingiltere için zerre kadar önemli değil. adamlar sonuç istiyorlar. bu tip turnuvalarda sonuca giden en garanti yol bu tip tutucu oyunlardır malesef. yunanistan bile sampiyon oldu bu sekilde.
adamlar yıllardır en iyi kadrolardan biriyle gidip en fazla gruplardan sonraki ilk maçta sepetlenip geri dönüyorlar. gereğinden fazla ihtiyatlı davranmaları normal.
almayan konusunda çok haklı, frasnsa orta, ingiltere konusunda katılmıyorum. ingiltere'ye niye katılmıyorum. çünkü bu tek maçtam güme gidebileceğin bur turnuva. güzel oyun ingiltere için zerre kadar önemli değil. adamlar sonuç istiyorlar. bu tip turnuvalarda sonuca giden en garanti yol bu tip tutucu oyunlardır malesef. yunanistan bile sampiyon oldu bu sekilde.
adamlar yıllardır en iyi kadrolardan biriyle gidip en fazla gruplardan sonraki ilk maçta sepetlenip geri dönüyorlar. gereğinden fazla ihtiyatlı davranmaları normal.
devamını gör...
32.
turnuva muhteşem, orası kesin. hele 2000'lerin başındaki morinyolu rehagelli benitezli karanlık dönemi düşününce tam bir festival havasında oynanıyor fakat büyük takımlara fazla yüklenmemek gerek zira gördüğümüz kadarıyla taş gibi oynayan bir italya var. bunun sebebi fransa'nın, belçika'nın kötü olması değil. sebep futbolda taktiksel gelişimin çığır açıyor olması. daha önceki entrimde üçlü savunmaları bu turnuvanın moda edeceğini yazmıştım. durum öyle bir hale geldi ki büyük takımların güle oynaya kazanması devri ortadan kalktı. bunda aslan payı guardiola'nın teziyle klopp'un antitezinden doğan yeni futbol anlayışı. o kadar çok taktiksel varyasyon var ki büyük takımlar buna ayak uyduramıyor. o sebeple almanya, fransa, belçika ve ingiltere'nin bile bu turnuvada üçlü oynamaya çalıştığını gördük. zaten turnuvalar biraz da bunun için var. her takımın şansı olunca bütün maçlar zevkli geçiyor.
devamını gör...
33.
boris johnson, ingiltere euro 2020'yi kazanırsa resmi tatil ilan etmeye hazırlanıyor..buradan
devamını gör...