1.
paradigmanın iflası ve başka bir uygarlık için manifesto kitaplarıyla ufuk açan, sorgulatan iktisatçı ve yazar.
abant izzet baysal üniversitesi iktisat bölümü öğretim üyesi iken yazdığı paradigmanın iflası adlı kitabından dolayı yargılanmıştır, 20 ay hapis ve para cezasına çarptırılmıştır.
bir çok kitap ve makalenin yazarı olan fikret başkaya, fransızca ve ingilizceden çok sayıda kitabın çevirisini ve onlarca kitabın da editörlüğünü yapmıştır. özgür üniversite’nin başkanlığını yapmakta ve orada dersler vermektedir.
okuyun, okutun.
abant izzet baysal üniversitesi iktisat bölümü öğretim üyesi iken yazdığı paradigmanın iflası adlı kitabından dolayı yargılanmıştır, 20 ay hapis ve para cezasına çarptırılmıştır.
bir çok kitap ve makalenin yazarı olan fikret başkaya, fransızca ve ingilizceden çok sayıda kitabın çevirisini ve onlarca kitabın da editörlüğünü yapmıştır. özgür üniversite’nin başkanlığını yapmakta ve orada dersler vermektedir.
okuyun, okutun.
devamını gör...
2.
"bir ülkenin topraklarını kullanmak için o ülkeyi işgal etme dönemi geride kaldı. ulus ötesi şirketler nerede hangi tür tarımın yapılacağına, hangi gübrenin, tohumun, ilacın kullanılacağına karar vermekte.
üretimin bütün aşamaları standart hale getiriliyor böylece çiftçinin söz hakkı elinden alınıyor. günümüzde , üreten çiftçi marketten yumurta alan tüketiciye dönüştü."
üretimin bütün aşamaları standart hale getiriliyor böylece çiftçinin söz hakkı elinden alınıyor. günümüzde , üreten çiftçi marketten yumurta alan tüketiciye dönüştü."
devamını gör...
3.
kapitalizmde sömürü gizlidir. çalıştım kazandım, hakkımı aldım denir. bu gizliliği pazarlayan ve adına iktisat denen asıl görevi ideolojik manipülasyon olan sahte bir bilim var. üniversitelerde okutulan ve adına “iktisada giriş“ denen dersin gerçek adı “kapitalizme giriştir.” kaynaklar sınırlı ama ihtiyaçlar sınırsızdır diyen bu sahte bilim, büyümeyi, ilerleme ve kalkınma ile eşitleyip baş tacı eder. oysa ilerleme yanlış yolda geride kalmaktır! geride kalınan bu yolda bağımsızlık da tartışmalı bir kavramdır. bugünün bağımsızlığı, bağımlılığın yeniden üretilmesidir. bağımlılığın sürekliliği devletin sermaye ile özdeş olmasının da bir sonucudur. kapitalist toplumda devlet, sermayenin devletidir ve o yüzden de devletçilik diye bir şey söz konusu değildir. 1980’lerle birlikte devlet sosyal alanlarda küçüldü ama sermayeyi korumak için büyüdü. bu tarihle birlikte devlet kendi anti tezini yürürlüğe soktu: özelleştirme!
özelleştirmeyi, serbestleştirme ve kuralsızlaştırma izledi. özelleştirme ile ortak mülkiyetin sermayeye devri, serbestleştirme ile sermaye hareketlerini sınırlayan düzenlemelerin kaldırılması, kuralsızlaştırma ile de toplum lehine olan kuralların sermaye lehine çevrilmesi söz konusuydu. tüm bunların neticesinde ekonomik büyüme denen şey aslında yoksulluğun, açlığın, sefaletin, yıkımın, savaşın, talanın, rantın ve şiddetin büyümesidir .
özelleştirmeyi, serbestleştirme ve kuralsızlaştırma izledi. özelleştirme ile ortak mülkiyetin sermayeye devri, serbestleştirme ile sermaye hareketlerini sınırlayan düzenlemelerin kaldırılması, kuralsızlaştırma ile de toplum lehine olan kuralların sermaye lehine çevrilmesi söz konusuydu. tüm bunların neticesinde ekonomik büyüme denen şey aslında yoksulluğun, açlığın, sefaletin, yıkımın, savaşın, talanın, rantın ve şiddetin büyümesidir .
devamını gör...
4.
"sahip olmak insan olmanın önüne geçmiş durumda…"
devamını gör...