yazar: cahide birgül
yayım yılı: 1998
hasta ve kimsesiz babasıyla yaşayan bir kadının hayatına beklenmedik birisi çıkar ve tüm hayatı bir anda başka bir evreye doğru kaymaya başlar. tutkunun, aşkın, tekinsizliğin fazlasıyla hissedildiği sarsıcı bir roman. yazarın ilk romanı olması da, edebi çevrelerde büyük beğeni topladı.
yayım yılı: 1998
hasta ve kimsesiz babasıyla yaşayan bir kadının hayatına beklenmedik birisi çıkar ve tüm hayatı bir anda başka bir evreye doğru kaymaya başlar. tutkunun, aşkın, tekinsizliğin fazlasıyla hissedildiği sarsıcı bir roman. yazarın ilk romanı olması da, edebi çevrelerde büyük beğeni topladı.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 23.04.2022 10:16 tarihinde açılmıştır.
1.
bir cahide birgül romanıdır.
cahide birgül ankara’da doğmuş ve çok genç sayılacak bir yaşta yine ankara’da ölmüştür. öldüğü zaman ankara’da idim ve daha yeni keşfetmiştim yazarı. ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
gölgeler çekildiğinde cahide birgül’ün ilk romanı ve daha sonra okuduğum ah tutku beni öldürür müsün’le kıyaslayınca daha zayıf bir kitap. kitapta üslup ve kurgu ile ilgili bir sorun yok aslında ama belli ki bu romanda yazar kendi sesini aramamın peşinde ve yine belli ki bu romanda o sesi henüz bulamamış.
romanda yalnız bir kadının hikayesi anlatılmakta. gölgeler çekildiğinde, herkes herkesle sevgili gibi olduğunda ve geçmişin sisleri dağılmaya başladığında bir muhasebenin başlamak zorunda olduğunun göstergesi. kaybedilenler ve kaybolanların bir dökümü çıkıyorum karşımıza bu kadının hikayesinde. kendine bakmaya, kendi içini görmeye korkan bütün insanlar gibi bu kadın da gölgelerin yavaş yavaş çekilmesini bekliyor. ve işte bu anlardan birinde, hem de belki de en beklenmedik bir anda içine serin bir deniz doluyor.
bence okunmaya değer bir kitap.
cahide birgül ankara’da doğmuş ve çok genç sayılacak bir yaşta yine ankara’da ölmüştür. öldüğü zaman ankara’da idim ve daha yeni keşfetmiştim yazarı. ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
gölgeler çekildiğinde cahide birgül’ün ilk romanı ve daha sonra okuduğum ah tutku beni öldürür müsün’le kıyaslayınca daha zayıf bir kitap. kitapta üslup ve kurgu ile ilgili bir sorun yok aslında ama belli ki bu romanda yazar kendi sesini aramamın peşinde ve yine belli ki bu romanda o sesi henüz bulamamış.
romanda yalnız bir kadının hikayesi anlatılmakta. gölgeler çekildiğinde, herkes herkesle sevgili gibi olduğunda ve geçmişin sisleri dağılmaya başladığında bir muhasebenin başlamak zorunda olduğunun göstergesi. kaybedilenler ve kaybolanların bir dökümü çıkıyorum karşımıza bu kadının hikayesinde. kendine bakmaya, kendi içini görmeye korkan bütün insanlar gibi bu kadın da gölgelerin yavaş yavaş çekilmesini bekliyor. ve işte bu anlardan birinde, hem de belki de en beklenmedik bir anda içine serin bir deniz doluyor.
bence okunmaya değer bir kitap.
devamını gör...
2.
cahide birgül'ü çok sevdim ama bu kitabı olmamış gibi geldi bana. yakışmadı cahide. neyse ki ah tutku beni öldürür müsün harika bir kitaptı da diğer kitaplarını da okumaya devam edeceğim onun hatrına.
cahide birgül'ün ilk romanı gölgeler çekildiğinde 208 sayfa. okuduğum diğer kitabı kadar olmasa da bu da başarılı. hatta bu daha farklı diyelim.
roman annesini erken kaybeden ve babasıyla bir ömür tüketen içine kapanık, pek sosyal olmayan bir kadının hayatındaki en güzel ve en acı verici ayları anlatıyor. bir gün ellerine geçen mektupla teyze kızının okumak için istanbul'a geleceğini öğrenmeleriyle hikaye başlıyor. devamında bu teyze kızı deniz'in herkesi kendine hayran bırakmasını ve onlarla istediği gibi oynarken verdiği zararları anlatarak ilerliyor. okunur ama çok mükemmel değil.
kitapta en sevmediğim kısım ana karakterin cinsel yönelimininin farklılığını kuzeni sayesinde keşfetmesini oldu. tamam lezbiyenlere de saygı duyuyorum ama insan kuzenine de aşık olup onunla sevişmez. kadın mı yoktu da gitti ona aşık oldu. ay kusacağım.
cahide birgül'ün ilk romanı gölgeler çekildiğinde 208 sayfa. okuduğum diğer kitabı kadar olmasa da bu da başarılı. hatta bu daha farklı diyelim.
roman annesini erken kaybeden ve babasıyla bir ömür tüketen içine kapanık, pek sosyal olmayan bir kadının hayatındaki en güzel ve en acı verici ayları anlatıyor. bir gün ellerine geçen mektupla teyze kızının okumak için istanbul'a geleceğini öğrenmeleriyle hikaye başlıyor. devamında bu teyze kızı deniz'in herkesi kendine hayran bırakmasını ve onlarla istediği gibi oynarken verdiği zararları anlatarak ilerliyor. okunur ama çok mükemmel değil.
kitapta en sevmediğim kısım ana karakterin cinsel yönelimininin farklılığını kuzeni sayesinde keşfetmesini oldu. tamam lezbiyenlere de saygı duyuyorum ama insan kuzenine de aşık olup onunla sevişmez. kadın mı yoktu da gitti ona aşık oldu. ay kusacağım.
devamını gör...