kadınlarda iş bulma derdi olmaması

kadınlar çalışmasa sorun olacağını düşünmüyorum. bir kadın isterse çalışır ama erkek öyle mi ya çalışacak yada çalışacak başka bir alternatifi yok. kadınlar çalışmasa bile en kötü evlenip koca parası yer. buda kötü olarak algılanmasın ama kadınlara kimse çalışmıyor diye tuhaf bakmaz. erkeklere ise neden çalışmıyorsun, bak herkes atandı sen nasıl atanamıyorsun, senden zaten bir şey olmaz, verdiğimiz emekler boşa gitti, nasıl iş bulamıyorsun gibi söylemler söz konusu olabiliyor yani bu konuda erkeklere sıfır tolerans gösteriliyor. kadınlar ise bu konuda bol kredili.

edit:burada kadın çalışmasın diye bir şey çıkarmakta ne bileyim, biraz eksik zekadan kaynaklanıyor galiba. benim demek istediğim toplumun erkeğe dayattığı baskı kadınla eşdeğer değil. elbette kadınların da iş sektöründe çok büyük sıkıntılar çektiğini biliyorum. ya da türkiye'de kadınların da iş bulması çok zor onun da farkındayım ama tekrar söylüyorum; bu ülkede erkekler iş bulamadığı zaman çok daha ağır ithamlarda bulunuluyor ve iş bulamadığı için intihar eden hemcinslerim var ya. lütfen olayı başka yere çekmeye çalışmayın.
onun dışında kadınların da iş hayatında olması elbette önemlidir ve onlarında ekonomik özgürlüklerini eline alması da önemlidir ama benim kastettiğim toplumsal bir gerçekliktir. ister kabul edin ister etmeyin ama gerçek bu.
son olarak çok önemli kadın girişimciler var ve bu kişiler türkiye'nin en önemli markalarının kurucuları örneğin trendyol, bigchef gibi iki önemli markanın kurucusu kadındır. hal böyleyken kadını yeren bir anlam çıkarmak abesle iştigal.

vay be haberim yoktu bundan. zira şu an tek derdim iş bulmak.
yazılan şeylerde haklılık payı var kabulüm ama yaşarken öyle olmuyor. toplumun size nasıl bir rol biçtiği yaşarken gerçekten hiç önemli olmuyor. insanın kendisini günden güne daha işe yaramaz hissetmesinin kadınlıkla erkeklikle alakası yok.
yazılanlar gibi, çalışmayım koca parası yiyim diyen kadın yok mu? var. ama istisnalar kaideyi bozmaz. bunu düşünen, evlilikte başına olumsuz bir şey gelince sırf o koca parasının hatrına, buna katlanır. bu da onun bedeli oluyor belki de.
o yüzden o örnekle bu konu sınırlandırılamaz.
kadınların da iş bulma derdi vardır.

çöp konuşuyor. konuş çöp.

(bkz: aynen kardeşim aras kargo aç kapıyı)

bulsunlar.

ben niye yana yakıla iş arıyorum? bak derdim yokmuş. kız şahane söylesenize bunu insana.

kadınları bu kadar kıskanacak bir çağda yaşamıyoruz halbuki. bir cinsiyet ameliyatı ile artık siz de iş bulma derdi olmayan kadına dönüşebilirsiniz. doktorun maharetine bağlı tabii biraz da, kolay mı derdi olmayan kadın yapacak.

doğru teşhise yanlış yaklaşımdan mütevellit, negatif bildirimdir.

mesele şu, erkek kısmının işsizliği ile kadın kısmının işsizliğinin toplum değerinde intiba farkı yarattığı doğru. yani bir kadın çalışmıyorum dediğinde aldığı tepki ile erkeğin çalışmıyorum dediğinde aldığı reaksiyon bir değil. bunun sebebini ataerkil düzene de dayandırabilirsin, haşin ve gaddar kapitalist sisteme de; mağara adamının saçını sürükleyerek seyahat ettirdiği hatundan gelen genlere de.

lakin bu, elbet kadınların iş derdi yok gibi bir sonuca çıkmıyor.

iş arayan, geçim derdi olan, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen, bağlılığı reddeden, ''benim'' demek isteyen herkes cinsiyet ayırmaksızın çalışmak zorunda, iki iki daha dört. ister milyoner eşin olsun, ister aileden zengin ol; imkanları kendin yaratmadığın müddetçe aidiyet duygusunu, başarmanın zevkini hissetmek namümkün. bu yüzden kemancı dertli dertli çalarken, hakettim ve ezdim diyebileceğin maddi gücü elde etmek şart. aile, eş parası ile zurnacıya para takmak ile kendi kazandığını takmak arasında bile zevk farkı vardır.

netice itibariyle illa bir kıyasa tabi tutacaksak, toplum açısından yadırganmama lüksünün daha ağır bastığı bir hipotez savunulabilir. öteki türlü neresinden tutarsan tut, elinde kalır.

(bkz: kargoyla mı yoksa birden mi aklına geldi)

kadın evde otursun, çocuk büyütsün diyen zihniyetle erkeksin çalışmak zorundasın, evi geçindirmek senin görevin diyen zihniyet aynı halbuki.
sizinki algıda seçicilik.

açıkcası tamamen katılıyorum. burda tabi herkes başlığı açan yazara yüklenmiş ama gerçekler bence de böyle.kadının özellikle bizim gibi geri kalmış toplumlarda üstlendiği yük tabiki farklı bu konuda herkes hemfikir, fakat bu başlık kadını yerdiği yok. 20 yaşındaki bir erkek ile 20 yaşındaki bir kadını düşünün, o erkek eğer baskıcı bir ailede büyüdüyse daha o yaştan,askerlik, evlilik, iş, güç derdi tutmaya başlar. kadınlarda bu durum en fazla ‘ne zaman evleneceksin’ olur eğer maddi durumu kötü ise kendi ihtiyaçları için çalışır. kendi çalıştığım sektör dahil, kadınların çoğu 5-10 yıldan sonra çalışmak istemiyor, evlenince zaten bırakıyorlar kendi istekleri ile yada eşinin isteği ile. bana göre de kadınlar çalışsın, ortada bir eşitlik varsa eğer‘hesabı erkek adam’ öder, nafakayı erkek öder, evlilikte tüm yük erkeğe kalır ki bu liste uzar gider. bu tarz saçma şeyler olmasın. acaba burda başlığı açan yazara sallayanlar evli olsa ve boşansalar ‘nafaka’ ödeseler söylemleri yine aynı olur muydu ? ee ama olur mu o bana bunları yaptı ödesin ş*re*fsiz diyorlar sonra. nafaka rolleri değişse mesela kadın ödese nasıl olur. kadına karşı şiddete, hakarete, maruz kaldığı kötülüklere herkes karşı ama ayağınıza taş değince basıyorsunuz yaygarayı, iş eşitliğe gelince herkes suspus oluyor. kadınların evet iş bulması daha zor, kendilerine göre iş söktörü çok az, iş bulsa da iş hayatında yaşadığı zorluklar hep konuşuluyor. bakın ben durumumuz iyi olmasına rağmen 7 yaşımda simit satıyordum ki benim gibi bu yaşlarda çalışmaya başlayan çok fazla çocuk işçi vardı. ama olur mu erkeksin ya sen herşeyi yaparsın. inşaat mühendisi arkadaşım var benim, kadın 35 yaşında akşama kadar şantiye tozu yutuyor , fakat bi çevrenize bakın kadınların %80-85 i şuan daha üniversite de , atanamazsam yada iş bulamazsam zengin koca bulurum diyor. erkek de bu durum böyle mi hayır değil. türkiye’nin kadın için de erkek için de seçtiği rol farklı. bireyler için istisnalar tabiki var ama geneli böyle açıkcası.

nerede? haa orada mı, orda öyle bir dert yok doğru!

şu entryi bırakıp kaçtığım başlık:

#1329707

bıktım ben artık bu abuk muhabbetlerden.
hadi gaçtım ben.

"kadınlarda iş bulma baskısı olmaması" başlığı altında tanımlanması gereken durum.

yazar aslında tanımında bunu anlatmış, ki kendi de sonradan bu kafa karışıklılığını düzeltmek için, tanımına ekleme yapmış. sadece atılan başlıkta bir hata var.

söyledikleri de doğru bir genellemedir. yüksek puanlı üniversite ve kurumsal ortamlarda pek görülmediğinden, bazı kadın yazarlarımıza garip gelmiş olabilir fakat biraz dışarıya baktığınızda bu durumun bayağı sık olduğu gözlemlenebilir. bugün abd'deki, refahı yüksek kadınlarda bile "evleneyim de kurtulayım" mantalitesi sık karşılaşılırken, geçim sıkıntıları artan ülkemizde bu kaçınılmazdır.

bu mantalite şu cümleyle özetlenebilir:
"erkekler güzel iş bulamadığında patronuna, kadınlar güzel iş bulamadığında kocasına amelelik yapar." *

nasıl yani? benim bu aralar tek derdim iş bulmak. gördüğüm bu başlık beni hem şaşırttı hem de güldürdü.
bu kafalar eskide kaldı artık lütfen bu kafaları aşınız. eskiden büyükler kadın okumaz, kadın çalışmaz evinin hanımı olur diyerek kadınları ezmiş, hor görmüş ve hiçe saymışlar. kadının kendi ayakları üzerinde durmasına imkan verilmemiş ve ev işine, koca parasına, erkek ağzına mahkum edilmiş onca kadın. bu ailelerin kendilerine ve çocuklarına yaptığı en büyük saygısızlık. kadınlar kimseye muhtaç değildir, kadınlar kendi ayaklarının üzerinde durabilir ve durmalıdır. sevgili kadınlar bu sözüm de size; lütfen okulunuzu bitirip kendi ayaklarınızın üstünde durmaya başlamadan evlenmeyin. sonra bir erkeğin gölgesi olur, bu gibi saçma sapan başlıklara maruz kalırsınız.

hangi ülke orası? söyleyin de vize alalım.

kim diyor kadınların iş bulma derdi yok diye?
bahsettiğiniz kadınlar evlenirken evlilik tercihlerinde eşinin kendisini çalıştırmaması koşulunu öne sürüyor ve karşısındaki erkek de bunu kabul ediyorsa o zaman kadının çalışma veya iş bulma derdi olmuyor.
ya da evlenecek olan erkek ben karımın çalışmasını istemiyorum diyorsa bu da kadın tarafından kabul ediliyorsa iş bulma derdi olmuyor.

fakat unutmamak lazımdır ki hayatın ne getireceği ve kimden ne götüreceği belli olmaz. pek tabi bu zamana kadar sizin de gözleriniz kocasının işi bozulduğunda ya da bozulmasa da ondan sürekli bir şeyler istememek için kendisi üreten kadınlar görmüştür.

artık kadınlar eskisi gibi değil , kocasının sırtından geçiniyor dedikleriniz bile artık kendisi üretiyor.
benim annem senelerce babam ona bakıyor olmasına rağmen iğne oyası satarak kendi harçlıklarını çıkardı, ihtiyaçlarını aldı. babama biriktirip vermişliği bile var zor gününde yaptığı altınları.

laf konuşurken laf olsun diye konuşmayanlara, kalabalık olsun diye yazmayanlara, selam olsun!

sen öyle san!

boş laf bence.
şu devirde tek kişiyle kıçınla timsah yakalasan geçinemezsin sen nerede yaşıyon hacı.?

yeni evliyim çocuk yaparım diyen mı ararsın, çok nazik görünüyorsunuz bu iş size pek uymaz diyeni mi. ıs görüşmesi diye çağırıp sohbet edip yollayani. eşinin verdiği kredi kartını kullanmaktan zevk alanlar vardır tabi orası ayrı ama ben alamıyorum, alamadığım için kullanmıyorum. eskiden etikete bakmadan alışveriş yapan ben şimdi eşime ayıp olur indirimi bekleyim diye düşünüyorum. koca parası yemek kimine zevkli gelmiyor maalesef.