çocuk / edebiyat / masal
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

danimarkalı yazar hans christian andersen tarafından kaleme alınmış çocuk kitabıdır lakin kitabın içeriği tamamen evrenseldir.

ilk yayımlama tarihi 1845 olarak görülen masalda fakir bir kibritçi kızın acıklı öyküsünü anlatan yazar, kitabın sonunu kızın ölümüyle bitirmektedir. çocukken okuyup ağladığım ilk kitaptı. hâlâ kitaplığımda en değerlileri arasındadır.
devamını gör...
küçük yaşta çoğu kişiyi tozpembe dünyasından çekip çıkararak gerçeklerle tanıştıran masaldır. hayatın adaletsizliğini, insanların umursamazlığını, aile kavramının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. masalın sonunda insanın boğazını düğümlemiştir.

--- alıntı ---
ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular. yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı.
zavallıcık ısınmak için bütün kibritlerini yakmış, dediler... bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemediler.
devamını gör...
benim için anlatamayacağım kadar önemi olan, biraz zaman önce şans eseri ses kaydını duyduğum ve o andan itibaren hala aklımın içinde gezinen hikaye.

çocukken geceleri annemin koynuna girip, sayfa yerini ezberlediğim için hemen açtığım, ''babaannesini çok seviyormuş dimi anneee'' diye her hikaye sonunda sorduğum, hikaye hakkında konuşurken uyuyakaldığım kitaptır benim için.

çok korkardım yıldız kaydığı zaman. bir gün anneannemde kaldığım gece görmüştüm yıldız kaydığını. deli gibi ortalığı yıkmıştım. dayım gece 11'de anneme götürmüştü. anneme sarılınca yıldızın bizim için kaymadığını anlayabilmiştim, çocuk aklı işte... 3 sınıfta sanırım gece okumalarını bıraktık, haliyle bir köşeye atıldı kitap.

akciğer kanseriydi. krizleri geldiği zaman hastaneye gider en az 10 gün kalırdık. eskilerden konuşurken aklıma geldi kitap. sonraları hastaneye ne zaman gitsek mutlaka 1-2 gün sonra alırdım kitabı, bu sefer ben annemi koynuma yatırır okurdum.

gülerdi.
gülümserdi.
uzaklara bakarak sessizce uykuya dalardı.
burnundan nefes alışlarını parmağımla kontrol ederdim. yüzünü incelerdim. ne güzelsin be kadın!.. çocuğum gibi sever, öperdim saçlarını.

gel zaman git zaman,
benim kibritçi kızım yıl başı gecesi değil, yıl başına 5 gün kala kayan yıldızına bindi gitti.

aklımda onunla gitti zannettim. delirmek istedim. bomboş koştum uzun sahillerde. ben hiç böyle yanmadım. sanırım bundan sonra soğuk bir beden beni bu kadar yakamaz nefes aldığım sürece boyunca. bir çok defa sabaha karşı evden kaçıp mezarlığına gittim hikayeyi okudum. sanki annemle benim en güçlü bağım bu hikayeydi. ne biliyim bu hikaye sanki bir şeylerin hep zeminini hazırlamış gibiydi ta o zamanlardan.

güzel kadınımın simsiyah beline kadar saçları vardı ama kemoterapiden sonra kalmamıştı. ne zaman hatırlamıyorum, saçları çıktı kitabın içinden. bana onun bedeninden kalan en gerçek, en annem olan nesnem. ne zaman dokunsam, yüzüme doladığım saçları gelir elime.

ilginçtir ki kitabım hala annem kokuyor..
seni seviyorum caniçi.
devamını gör...
küçükken annemin bana okuduğu masaldır. pembe bir kapağı vardı ve renginden dolayı okumayı öğrendiğim zamanlarda da tekrar tekrar okumuşumdur. tek sorun o yaşlardaki çocuklar için fazla melankolik.
devamını gör...
en sevdiğim öykü.
okuma yazma öğrendiğim anda elime alıp heceleye heceleye okumuştum.
sonu beni baştan beri ağlatsada, aslında kibritçi kızın ölmesi ile naif kalbinin daha fazla acı çekmeden, çirkin dünyadan ebediyen ayrılması acı bir şekilde mutlu ediyor beni.
her okduğumda yutkunuyor ve nutkum tutuluyor yine ve yeniden.
devamını gör...
bunun çocuk kitabı diye dönmesi suç olmalı abi, bunun travmasını hala atlatamadım ben.

çocuklar pamuklara sarılıp yetiştirilsin de demiyorum ama sosyal sınıf farkını, açlığı, sefaleti bu kadar travmatik bir şekilde anlatmanın faydalı olacağını kim düşünmüş de yıllarca okutulmuş bu hikaye anlayamıyorum. çocuk dünyanın nasıl bir yer olduğunu görsün öğrensin de bu şekilde mi olmalı? o zaman dünyada çocuğunun gözü önünde karısının boğazını kesen adamlar da var, videoları da var bunların, izletelim bunları oturtup çocuklarımıza? diyelim “kızım/oğlum bak böyle acılar var, hatta zaten bu çocuk da tecavüzden doğmuş, bak ensest diye de bi şey var, aile içi tecavüz var, bak bak gör neler var” böyle mi öğreteceğiz gerçekten, bir pedagog bi şey çıkıp söylesin normal mi yani kar kıyamette çıplak ayaklarıyla kibrit satmaya çalışan 6 yaşında bir çocuğun açlıktan soğuktan ölmesi hikayesini sayfa sayfa anlatmak? içinde betimlemeler var ve hayal kurdurabiliyor diye olanca bütün acıları dayayalım o zaman çocuklara, “parlak ve heybetli yemyeşil ağaçlardan oluşan orman” diye başlayıp aç çocuklaaarrr, kanseeer, dondu çocuklarrr öldüüüü, süründü hepsi yerlere belendi öldüleeerr kan revaan sefaleettt diye bağıralım, hayatın gerçeğini öğrensin yavrumcuklar. bu mu? yemin ediyorum suç bu kitap, suç suç.
devamını gör...
küçükken en sık okuduğum kitaptı. büyük resimli hali vardı bizde. hiç unutmam sürekli gider kitaplığın en alt rafından alır. oturduğum yerde inceleye inceleye okurdum. ve sanki gelip biri kitabı değiştirmiş gibi sonunun farklı olmasını beklerdim. ama hiç değişmedi son. her seferinde öldü kibritçi kız. camdan yemek yiyen aileye baktığı sahneyi unutamıyorum. kibritlerin anlamı bende hep farklı olmuştur bu yüzden. küçükken birini ısıtıp ısıtamayacağını falan denerdim. hatırlayıp tekrar üzüldüm.
devamını gör...
8-9 yaşında okumuştum. bir çocuğun ne kadar masum ve haksızlığa uğrasa da ölebileceğini o yaşta öğrenmemi sağlamıştı. komşunun 5 yaşındaki kızı başına pencere düşüp öldüğünde, depremde ölen, sahilde boğulan çocukların resimleri yayınlandığında ağlamama sebebim. hikaye aslında tanrının fakir ve acı çeken çocukları, yanına alarak acılarına son verdiğini ve bunun büyük bir teselli olması gerektiğini anlatsa da günümüz seküler toplumunun büyüklerin her şeyi çözebileceğini sanan çocukları için tam bir şoktur.
devamını gör...
bir hans christian andersen masalıdır.

masallar önemlidir. masallar önemsenmelidir. ama içinde yaşadığımız bu dönemde eski zamanların bu masallarına dönüp bir alıcı gözle bakmakta fayda var bence. birçok masalın olumsuz içerikler barındırdığı düşüncesindeyim ben. çoğu insanın bir dahi olarak gördüğü la fontaine'e özel bir garezim var ama hans christian andersen'in de ondan geri kalır yanı yok.

benim yaşımda olanlar hep kemalettin tuğcuetkisinden bahseder. ama bu kadar değildir olay. kemalettin tuğcu bize çelme taktı ama bizi itip düşüren hans christian andersen'di ve fark etmedik ama la fontaine yerde bizi tekmeleyen cani idi aslında.

bu arada hakkını teslim edeyim. muhteşem bir hikayedir bu. polonyadaki heykelini de sonuna kadar hak eder. yılbaşı arifesinde kibrit satmak için soğukta bekleyen küçük bir kız çocuğu babasının korkusundan eve dönemez ve soğuktan donarak ölür.

bu acı ölüm anına kadar da her yaktığı kibrit ile kendini bir hayale kaptırır. kibrit yakarken amacı ısınmak değil hayallere sığınmaktır. çok acı bir öyküdür bu. kızın ölümü kadar kötü olan şey kibrit alevi ile gördüğü düşlerdir bence.

hala gözlerim dolar bu masalın adı geçince. çocuklara okutulmasa daha mi iyi olur, diye düşünürüm.
devamını gör...
hans christian andersen'in yazdığı çocuk kitabıdır, çünkü karakteri de bir çocuktur.
kibrit satmak zorunda kalan bir kız çocuğunun ısınmak için sattığı kibritleri yakmasını ve yanan her çöpte hayal kurmasını, sonunda ise soğuktan ölmesini anlatır.

kitap aslında bir travma sebebi olarak görülür, çünkü mutsuz sonla biter.

sabah kızı ölü bulanlar kızın gördüğü hayallerden habersiz "zavallı kız kendini kibrit ateşiyle ısıtmaya çalışmış ama donmuş" derler.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
görme engelliler derneğinde bu masalı seslendirmiştim. her kibritten sonra bir dilek ve ölüme biraz daha yaklaşma. acıklı bir kitap. insanlar mutlu bir şekilde karın tadını çıkarırken o
ölüme koşuyor. yoksulluk mssallarda özellikle çocuk masallarında daha acı verici.

sevdiğim bir masaldır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kibritçi kız" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim