1.
evlerde ve spor salonlarında kullanılabilen elektrikli bir kondisyon aletidir.
devamını gör...
2.
zamanında satın aldığım, satış danışmanının bile "bunu alıyorsun ama sonra askılık olarak kullanacaksın" dediği, bir süre sonra rahatsızlık vermeye başlayan ve hatta durmaktan kendi kendine bozulan, çöpe atmak suretiyle kurtulduğum cihaz.
devamını gör...
3.
uzunca dakikalar koşup yada yürüyüp bir yere varamadığın gereksiz alet.
devamını gör...
4.
dere tepe düz gidip bir arpa boyu gitmediğini anladığın alettir.
devamını gör...
5.
kullanırken en çok eğlendiğim spor aletidir kendileri. bütün gün koşabilirim sanırım enerjim yetecek olsaydı.
devamını gör...
6.
yıllar önce, evde spor yapacağım diye heveslenip iyi para vererek aldığım, bir kaç ay sonra çocukların akrobasi yapması dışında bir işe yaramadığını anladığım kondisyon bisikletinden sonra çok daha iyi para isteyen, kesin kullanmayacağım bir spor aleti olduğunu düşünüp meyil etmediğim, kanepe kadar yer işgal eden spor aleti
devamını gör...
7.
eve bi şekilde alınıp kısa bir süre devamlı olarak kullanılan sonra bi köşeye koyulan spor aletidir. genelde de 2. el olarak satılır ve bu döngü devam eder.
devamını gör...
8.
alırken gerçek ihtiyaç mı diye sorup aldığım. toplamda 5 10 saat kullanılan. arada bir de satalım şunu sürünüp duruyor dediğimde "hayır yaaaaa, kullancam ben onu" cevabını aldığım. şahsen kendisini oradan oraya taşımakla, asıl amacı dışında daha çok efor sarfettiren.
gereksiz, lüzumsuz, bir oka yaramayan, dünyanın en dangalak aleti.
yürüyene yol mu yok? koşu bandı da neymiş?
gereksiz, lüzumsuz, bir oka yaramayan, dünyanın en dangalak aleti.
yürüyene yol mu yok? koşu bandı da neymiş?
devamını gör...
9.
geçen hafta aldığım ve pandemi koşulları sebebiyle gayet faydasını gördüğüm alettir kendileri. her gün yarım saat kullanıyorum. en azından yediğim bir pop keki yakıyorum, kalp sağlıma destek oluyorum. en faydalı spor aleti mi derseniz evet tartışılır ama ben yürümeme, ileriki zamanlarda koşmama fayda sağlayacak bir ürün istiyordum ve bu anlamda beni memnun etti.
devamını gör...
10.
elden ele dolaşan "ikinci eli" kuvvetli olan spor aleti.
papaz kaçtı gibidir. #717779 nolu tanımdan esinlenilmiştir.
papaz kaçtı gibidir. #717779 nolu tanımdan esinlenilmiştir.
devamını gör...
11.
bir arpa boyu kadar yol alamamak durumunun fiziksel hali
devamını gör...
12.
koşu bandı 1818 yılında mahkumların gücünden daha fazla yararlanmak amacıyla icat edilmiştir.
mahkumlar çark benzeri bir sistemin üzerinde yürürken, bu sayede enerji elde ediliyordu. bu nedenle birçok mahkum hayatını kaybetti .
tabi bu zorunlu egzersiz esnasında, yorulan kenara çekilemediği için,mahkumların da sağlıkları bozuluyordu.
bundan sonrası için biraz hafızamı zorluyorum. bir de tabi google amcadan yardım aldım .
black mirror'ın ikinci bölümüymüş baktım az önce. maddi anlamda güç sahibi olmayanlar, varolan sisteme enerji üretmek için spor merkezinde bisiklet çeviriyor veya yürüme bandında yürüyorlardı. böyle bir şeydi işte.
bu bilgiden haberdar mıydı acaba yönetmen ya da senarist. bilen varsa yazsın.
işte bazen bir yerde okuduğun bir bilgi hop aydınlatma yaşatıyor.
*
mahkumlar çark benzeri bir sistemin üzerinde yürürken, bu sayede enerji elde ediliyordu. bu nedenle birçok mahkum hayatını kaybetti .
tabi bu zorunlu egzersiz esnasında, yorulan kenara çekilemediği için,mahkumların da sağlıkları bozuluyordu.
bundan sonrası için biraz hafızamı zorluyorum. bir de tabi google amcadan yardım aldım .
black mirror'ın ikinci bölümüymüş baktım az önce. maddi anlamda güç sahibi olmayanlar, varolan sisteme enerji üretmek için spor merkezinde bisiklet çeviriyor veya yürüme bandında yürüyorlardı. böyle bir şeydi işte.
bu bilgiden haberdar mıydı acaba yönetmen ya da senarist. bilen varsa yazsın.
işte bazen bir yerde okuduğun bir bilgi hop aydınlatma yaşatıyor.
*
devamını gör...
13.
açık havada koşamayanların genellikle evin bir köşesinde sıkılarak kullandıkları kazulet.
kimilerine işkence aleti gibi de gelebilir ki bunda haklılar. zira koşu bandı denen nesne 1800'lü yıllarda ingiltere’de bir hapishane rehabilitasyon cihazı olarak kullanılırdı.
koşu bandı fikrini, sonradan kraliçe victoria'nın şövalyelikle onurlandıracağı ingiliz mühendis sir william cubitt, o dönem son derecede kötü hapishane koşulları olmasına rağmen tembel tembel yattıkları düşünülen mahkumların spor yapmaları ve fit kalmaları için değil onlardan faydalanacak bir işkence aleti olarak geliştirmişti.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/1fauckkeijchfijq-t.jpg)
metal çerçeveli uzun ahşap bir silindir olarak tasarlanmış koşu bantları, 1.8 metre çapındaki bir silindirin dış tarafına yerleştirilmiş yaklaşık 19 cm aralıklı ahşap basamaklardan oluşuyordu. mahkum ilk basamağa bastığında çark dönmeye başlıyor, ikinci ve üçüncü ve sonraki adımlarla dururlarsa düşecekleri sonsuz bir merdiveni çıkmış oluyordu. tekerleğin üzerinde, 18 - 25 kişilik yer vardı ama her bir bölme ahşap bir bölmeyle ayrıldığından mahkumların birbirleriyle iletişime geçmek olanağı yoktu sadece karşılarındaki duvarı görebiliyorlardı.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/su5f7mmbwsm4ags4-t.jpg)
yumurtanın tüyünden bile faydalanmayı bilen ingilizler yürüme bantlarından faydalanmayı da bildiler elbette. mahkumlar tarafından döndürülen çarklar sanki bir değirmenmiş gibi suyun çekilmesi, buğdayların öğütülmesi veya madenlerin havalandırması için enerji temin ediyordu. o dönem 24 hapisane bu yöntemle buğday öğütmüş, napolyon savaşları nedeniyle yolunda gitmeyen ekonomik yapıya böylelikle destek vermişti.
mahkumlar günde 6 saatten yaklaşık toplam 14 bin basamak çıkmış oluyorlardı. yetersiz beslenmeyle birleşince bu zorlu efor mahkumların canına okuyordu, hapisten çıktıktan 3 sene sonra ölen oscar wilde da 1895 yılında hapse girdiğinde koşu bandından nasibini almıştı.
19. yüzyılın sonuna kadar süren ve 1898’de çıkarılan cezaevi yasası’yla yasaklanan koşu bantları sadece ingiltere'de yaygınlaşmamış, amerika’da da kullanılmaya başlanmıştı.
1911 yılında abd’de ilk patent alındı, 1952 yılında dr. robert bruce tarafından günümüzdeki formuna kavuşturuldu. o artık bir spor aletiydi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/fd8unn84x0cphjcv-t.jpg)
kaynak
kaynak
kimilerine işkence aleti gibi de gelebilir ki bunda haklılar. zira koşu bandı denen nesne 1800'lü yıllarda ingiltere’de bir hapishane rehabilitasyon cihazı olarak kullanılırdı.
koşu bandı fikrini, sonradan kraliçe victoria'nın şövalyelikle onurlandıracağı ingiliz mühendis sir william cubitt, o dönem son derecede kötü hapishane koşulları olmasına rağmen tembel tembel yattıkları düşünülen mahkumların spor yapmaları ve fit kalmaları için değil onlardan faydalanacak bir işkence aleti olarak geliştirmişti.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/1fauckkeijchfijq-t.jpg)
metal çerçeveli uzun ahşap bir silindir olarak tasarlanmış koşu bantları, 1.8 metre çapındaki bir silindirin dış tarafına yerleştirilmiş yaklaşık 19 cm aralıklı ahşap basamaklardan oluşuyordu. mahkum ilk basamağa bastığında çark dönmeye başlıyor, ikinci ve üçüncü ve sonraki adımlarla dururlarsa düşecekleri sonsuz bir merdiveni çıkmış oluyordu. tekerleğin üzerinde, 18 - 25 kişilik yer vardı ama her bir bölme ahşap bir bölmeyle ayrıldığından mahkumların birbirleriyle iletişime geçmek olanağı yoktu sadece karşılarındaki duvarı görebiliyorlardı.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/su5f7mmbwsm4ags4-t.jpg)
yumurtanın tüyünden bile faydalanmayı bilen ingilizler yürüme bantlarından faydalanmayı da bildiler elbette. mahkumlar tarafından döndürülen çarklar sanki bir değirmenmiş gibi suyun çekilmesi, buğdayların öğütülmesi veya madenlerin havalandırması için enerji temin ediyordu. o dönem 24 hapisane bu yöntemle buğday öğütmüş, napolyon savaşları nedeniyle yolunda gitmeyen ekonomik yapıya böylelikle destek vermişti.
mahkumlar günde 6 saatten yaklaşık toplam 14 bin basamak çıkmış oluyorlardı. yetersiz beslenmeyle birleşince bu zorlu efor mahkumların canına okuyordu, hapisten çıktıktan 3 sene sonra ölen oscar wilde da 1895 yılında hapse girdiğinde koşu bandından nasibini almıştı.
19. yüzyılın sonuna kadar süren ve 1898’de çıkarılan cezaevi yasası’yla yasaklanan koşu bantları sadece ingiltere'de yaygınlaşmamış, amerika’da da kullanılmaya başlanmıştı.
1911 yılında abd’de ilk patent alındı, 1952 yılında dr. robert bruce tarafından günümüzdeki formuna kavuşturuldu. o artık bir spor aletiydi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/08/20/fd8unn84x0cphjcv-t.jpg)
kaynak
kaynak
devamını gör...
14.
eşim yeni eve çok hevesle aldı bundan. bir kere falan kullandık sanırım. sonra onu çamaşır asmak için kullandı . her koşu bandının sonu çamaşır askılığıdır.
devamını gör...
15.
kapalı alanlarda koşarak spor yapmak ve kilo vermek amaçlı kullanılan alet.
devamını gör...
16.
bir dönem trendi olarak her eve girdi. sanırım adına aldandık. tabi koşu bandı denilince, bizim yerimize koşacak bişey mi sandık her neyse.. öyle değil de bizi koşturduğunu anladığımızda tadımız kaçtı tabi. ( yaa.. kendi elense keyif yatacak, biz koşacakmış mışız.. koşsak koşarız biz, sana niye ayrıca para verelim. sanki bizim adımız koşu malı. sana boşuna mı verildi onca para, koşsana biraz.)
devamını gör...
17.
burada geçen 20 dakika, reel zaman çarpı 10 falan kesin. nefret ettiğim bir spor aleti ayrıca doğru kullanılmazsa diz sağlığı açısından sıkıntılara sebep olabilir.
devamını gör...
18.
obezseniz cok hizli kostugunuzda dusup patlamaniza sebebiyet verebilendir. evet.
devamını gör...
19.
genelde evlere alındıında çamaşır askılığı olarak kullanılan alet.
devamını gör...
20.
kimseyi görmeden ve kimseye görünmeden evinde gizlice koşma imkanı sağlayan araç.
(bkz: gizli gizli spor yapmak)
(bkz: gizli gizli spor yapmak)
devamını gör...