düzeni korumak, insanların doymak bilmez egolarını frenlemek ve başka canlıların haklarını korumak için mi vardır yoksa duracağı yeri bilen 'düzgün' insanları da içinde eritmek için mi vardır?

-sıraya geçme kuralı.
bu kural olmasaydı insanlar birbirlerini ezerler miydi?
biliyorum başlıklar ve sorular çok klasik ama tekrar tekrar sorup, konuşmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.
devamını gör...
kurallar niye var? bunun cevabını bulabilmemiz için, kuralların çıktığı yere bakmamız lazım.
neresi orası?

din olabilir,
mesela yerleşik hayata geçişte iklim değişikliği ve nüfus artışının etkili olduğu yönündeki genel kanaatin aksine dinin önemli bir payı olduğu göbekli tepe kalıntılarından yola çıkılarak ifade ediliyor. göbekli tepe'de bildiğiniz üzere bir tapınak var ve etrafında başka bir yerleşim yeri yok. ve bu tapınaklarda yapılan törenlerde çok fazla et tüketildiği, bu kadar et tüketiminin sadece avcılık ve toplayıcılık ile karşılanamayacağı bu sebepten tarım ve hayvancılığa geçildiği anlatılıyor.*
yani hem yerleşik hayata geçişte hem de kural dediğimiz şeyin kaynağında din olgusu yatıyor olabilir, sonuçta din dediğimiz şey de bir kurallar bütünü.
tabii ki bu yaratılışçı görüşü destekleyen bir bakış açısı.

ticarettir belki de mal canın yongası sonuçta. parayı bulmamıza gerek yok takas yaptığımızı düşünelim, işin içinde menfaat var. ve illa ki birimiz daha güçlüyüz. aramızda bir uyuşmazlık çıksa nasıl çözeriz? kaba kuvvet de bir yere kadar sonuçta.

kaynağına ister din diyelim; semavi dinlerde insanın doğası öngörülerek bir takım kurallar getiriliyor. şunu yapma bunu yapma. neden? çünkü insan doğası gereği günah işlemeye meyilli ve doğru yol ona gösteriliyor peygamberler aracılığıyla. gücünüzü kötüye kullanmayın diyor yani.

istersek de insanın tarihsel süreçte tekamülünü kendi başına gerçekleştirdiğini kabul edelim; böyle bir durumda da yine insanı insan yapan değerler, bilgi, güç, menfaat ilişkileri gibi kavramlar karşımıza çıkıyor. insan bir kurala ihtiyaç duyuyor nihayetinde.
kişilerden olaylardan bağımsız, eğilip bükülemeyen herkesin kabul ettiği bir kural arıyor ki huzuru kaçmasın.
(bkz: adalet)

sonuç olarak bize verilmiş bir güç var ve bu gücün kötüye kullanılmaması lazım ama kural koyanlar da uygulayanlar/uygulamayanlar da güç sahibi. yani bu gücün bir karanlık tarafı bir de aydınlık tarafı var.

may the force be with you!

edit: yazım hatası.
devamını gör...
toplumsal yaşama ilişkin norm anlamındaki kuraldan söz ediyorsak, egemenlerin düzenine halel gelmemesi için. sonuçta kural koyabilmek için güçlü olmak, egemen olmak zorundasın.
devamını gör...
kuralsizliklar icin
devamını gör...
sistemin kendisi işlesin ve sistem altında bulunan toplumu istediği yöne kolayca süreklesin diye vardır. sosyolojik açıdan ve antropolojik açıdan sonuçları her dünya topluluğu için çok ortadadır. her rejim değiştiğinde, insanların kaderleri değişir. insanlık kendi faydasına göre değil, sistemin faydasına göre şekillendirilir çünkü. bu noktada merhaba althusser- state of government( repressive state apparatuses).
devamını gör...
"düzen" için.
he bazen bana gelmez, o benim ihlal edeceğim kurallar*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kurallar aslında ne için vardır sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim