1.
francesca rigotti’nin küçük şeylerin felsefesi isimli çok eğlenceli kitabında geçen bir tanımlamadır.
nostalji tutkusunu çok anlam veremem. insanların eski zamanlara karşı onulmaz bir geri dönme isteği duyması her zaman mantık dışı gelmiştir bana. ancak ilerleme ile ilgili benim de itirazlarım var. zamanı modern diye anmaya başladığımız andan itibaren birçok şey önemi yitirmeye başladı. bu önem kaybı da zaman içinde hem hayatımızın anlamsızlaşmasına hem de uğrunda mücadele edilecek şeylerin kaybolup bizi amaçsız bırakmasına neden oldu.
francesca rigotti kitabında şöyle bir şey söyler:
“… endüstri devrimi seri üretimle nesneleri kopya haline getirerek nesneler ile onların biricikliği arasındaki bağı koparmıştır.”
eskiden bir şeyleri biriktirmek eğlenceli idi çünkü nesnelere erişim zordu. seri üretimle birlikte hayatımızda bollaşan birçok nesne artık eşsiz olmadığı için önemsizleşmeye başladı. eskiden futbolcu kartları toplardık mesela ve çok önemli idi. bulunması zordu. ben de 1996 avrupa şampiyonası futbolcu kartları biriktiriyordum. müthiş heyecan verici bir andı. sonra çok zengin bir ailenin çocuğu olan bir arkadaşım evlerini taşırken bana yüze yakın kart verdi ve her şey bir anda anlamını yitirdi.
seri üretim ile ilgili düşündüğümde, nesnelerdeki bu nicelik artışına baktığımda hep o futbolcu kartlarının bir anda anlamsızlaşması gelir aklıma.
nesneler biricikliğini kaybettiğinde hayat anlamsızlık konusunda tüm zamanların en iyisi olmak adına çok büyük adımlar atarak bizi varoluşsal sancılar içinde bıraktı.
nostalji tutkusunu çok anlam veremem. insanların eski zamanlara karşı onulmaz bir geri dönme isteği duyması her zaman mantık dışı gelmiştir bana. ancak ilerleme ile ilgili benim de itirazlarım var. zamanı modern diye anmaya başladığımız andan itibaren birçok şey önemi yitirmeye başladı. bu önem kaybı da zaman içinde hem hayatımızın anlamsızlaşmasına hem de uğrunda mücadele edilecek şeylerin kaybolup bizi amaçsız bırakmasına neden oldu.
francesca rigotti kitabında şöyle bir şey söyler:
“… endüstri devrimi seri üretimle nesneleri kopya haline getirerek nesneler ile onların biricikliği arasındaki bağı koparmıştır.”
eskiden bir şeyleri biriktirmek eğlenceli idi çünkü nesnelere erişim zordu. seri üretimle birlikte hayatımızda bollaşan birçok nesne artık eşsiz olmadığı için önemsizleşmeye başladı. eskiden futbolcu kartları toplardık mesela ve çok önemli idi. bulunması zordu. ben de 1996 avrupa şampiyonası futbolcu kartları biriktiriyordum. müthiş heyecan verici bir andı. sonra çok zengin bir ailenin çocuğu olan bir arkadaşım evlerini taşırken bana yüze yakın kart verdi ve her şey bir anda anlamını yitirdi.
seri üretim ile ilgili düşündüğümde, nesnelerdeki bu nicelik artışına baktığımda hep o futbolcu kartlarının bir anda anlamsızlaşması gelir aklıma.
nesneler biricikliğini kaybettiğinde hayat anlamsızlık konusunda tüm zamanların en iyisi olmak adına çok büyük adımlar atarak bizi varoluşsal sancılar içinde bıraktı.
devamını gör...