orijinal adı : ein regenschirm für diesen tag
yazar : wilhelm genazino
yıl : 2001
yeni üretilen ayakkabı modellerini denemekle görevli bir adamın frankfurt sokaklarında yapmış olduğu empati, duyarlılık ve hassasiyet dolu yürüyüşe tanık olacağız bu eserde.
yazar : wilhelm genazino
yıl : 2001
yeni üretilen ayakkabı modellerini denemekle görevli bir adamın frankfurt sokaklarında yapmış olduğu empati, duyarlılık ve hassasiyet dolu yürüyüşe tanık olacağız bu eserde.
georg büchner preis ödülü.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 07.05.2021 18:22 tarihinde açılmıştır.
1.
wilhelm genazino’nun jaguar yayınlarından çıkan romanıdır.
ayakkabılar hayatımızda çok önemli bir yer tutar. onlar olmadan yapamayacağımız kesin. ama ayakkabılar zorunluluk değil bir zevktir. yeni bir ayakkabı aldığınızda onu ilk kez giyip dışarı çıktığımız gün kendimizi çok farklı hissettir. eski bayram sabahlarına uyanmış bir çocuk gibi pırpır bir mutluluk dolar içimize ve bu mutluluk zamanla bütün vücudumuzu sarar. yeni bir ayakkabıyla yürümek uçmaya eşdeğer bir deneyimdir. ancak kötü ve rahatsız bir ayakkabı giydiğimiz zamansa sırat köprüsünden düşeceğimize emin bir şekilde yürür gibi oluruz. cehenneme bir adımdır ayağımızı sıkan bir ayakkabı.
ve giydiğimiz ayakkabılar bizim hakkımızda çok şey anlatır. canım ciğerim forrest’ın annesinin de söylediği gibi ayakkabılar bizim hakkımızda çok şey anlatır; nereden geliyor nereye gidiyoruz. ayakkabılarına bakarak bir insan hakkında çok şey öğrenebiliriz.
kitapla ilgili hiçbir şey anlatmadığımın farkındayım elbette ama bağlayacağım kitaba bir şekilde. en azından öyle umuyorum. çünkü kitabımızın kahramanı bir ayakkabı denetçisi. yeni çıkacak ayakkabıları deneyip bunlarla ilgili raporlar yazan bir adam. yolun yarısını geçmiş, çok başarılı olamamış, insan ilişkilerinde zayıf, bıkkın ve de sıkkın bir adam.
biteviye yağmurlu bir güne uyanıyor belki. belki de o sonsuz gün için bir şemsiye o. bilemiyorum. siz kendiniz okusanız daha iyi olur belki.
ayakkabılar hayatımızda çok önemli bir yer tutar. onlar olmadan yapamayacağımız kesin. ama ayakkabılar zorunluluk değil bir zevktir. yeni bir ayakkabı aldığınızda onu ilk kez giyip dışarı çıktığımız gün kendimizi çok farklı hissettir. eski bayram sabahlarına uyanmış bir çocuk gibi pırpır bir mutluluk dolar içimize ve bu mutluluk zamanla bütün vücudumuzu sarar. yeni bir ayakkabıyla yürümek uçmaya eşdeğer bir deneyimdir. ancak kötü ve rahatsız bir ayakkabı giydiğimiz zamansa sırat köprüsünden düşeceğimize emin bir şekilde yürür gibi oluruz. cehenneme bir adımdır ayağımızı sıkan bir ayakkabı.
ve giydiğimiz ayakkabılar bizim hakkımızda çok şey anlatır. canım ciğerim forrest’ın annesinin de söylediği gibi ayakkabılar bizim hakkımızda çok şey anlatır; nereden geliyor nereye gidiyoruz. ayakkabılarına bakarak bir insan hakkında çok şey öğrenebiliriz.
kitapla ilgili hiçbir şey anlatmadığımın farkındayım elbette ama bağlayacağım kitaba bir şekilde. en azından öyle umuyorum. çünkü kitabımızın kahramanı bir ayakkabı denetçisi. yeni çıkacak ayakkabıları deneyip bunlarla ilgili raporlar yazan bir adam. yolun yarısını geçmiş, çok başarılı olamamış, insan ilişkilerinde zayıf, bıkkın ve de sıkkın bir adam.
biteviye yağmurlu bir güne uyanıyor belki. belki de o sonsuz gün için bir şemsiye o. bilemiyorum. siz kendiniz okusanız daha iyi olur belki.
devamını gör...
2.
wilhelm genazino romanı, çağlar tanyeri çevirisiyle jaguar yayıncılıktan yayımlanmış.
benim kitaplarımın arasına ayakkabıların hayatına neşe kattığını söyleyen aynı zamanda her güne biraz yağmur düşse bile inatla şemsiye kullanmayacak kadar meydan okuyan bir insan * sayesinde girdi. ancak kitabın onun çocuksu ve eğlenceli neşesinden bu kadar uzak olması bir tezat.
bana hediye edilen kitabı benden önce okuyan pesimist bir arkadaşım kitabı bitirdikten sonra "bu kitap benim zihnimin haritası, hayata olan kopukluğumu ve uzaklığımı anlamanı sağlayacak. " diye tasvir etti.
insanlara televizyonun, tatilin, otoyolların ve süper marketlerin ötesinde kendileriyle ilgili yaşantılara ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışan bir enstitü, konusu bellek ve yaşantı sanatı olan bir enstitü, hayal edin. edin,edin! etmek zorundayız çünkü öyle bir yer yok. kahramanımızın gerçek hayat ve zihninden geçenler arasındaki dalgalanma neticesinde bir akşamın eğlencesi ve zihnimde keşke olsa dedirten bir yer.
çünkü okurken okurken hayatın içindeki sıkılmışlıklardan ve sıradanlaşmış onca şeyden kaçıp kurtulma hissini ve kahramanın zihninden hayatın içindeki neşesizliği derinlemesine hissediyoruz.
hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanların
yürüyüşlerinin betimlemesi. umarım biz anlatıcının aksine insanların neşeleri ve beklentileri arasında içsel olarak bağlantı kurmayı başarabiliriz. en azından çoğu zaman.
benim kitaplarımın arasına ayakkabıların hayatına neşe kattığını söyleyen aynı zamanda her güne biraz yağmur düşse bile inatla şemsiye kullanmayacak kadar meydan okuyan bir insan * sayesinde girdi. ancak kitabın onun çocuksu ve eğlenceli neşesinden bu kadar uzak olması bir tezat.
bana hediye edilen kitabı benden önce okuyan pesimist bir arkadaşım kitabı bitirdikten sonra "bu kitap benim zihnimin haritası, hayata olan kopukluğumu ve uzaklığımı anlamanı sağlayacak. " diye tasvir etti.
insanlara televizyonun, tatilin, otoyolların ve süper marketlerin ötesinde kendileriyle ilgili yaşantılara ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışan bir enstitü, konusu bellek ve yaşantı sanatı olan bir enstitü, hayal edin. edin,edin! etmek zorundayız çünkü öyle bir yer yok. kahramanımızın gerçek hayat ve zihninden geçenler arasındaki dalgalanma neticesinde bir akşamın eğlencesi ve zihnimde keşke olsa dedirten bir yer.
çünkü okurken okurken hayatın içindeki sıkılmışlıklardan ve sıradanlaşmış onca şeyden kaçıp kurtulma hissini ve kahramanın zihninden hayatın içindeki neşesizliği derinlemesine hissediyoruz.
hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanların
yürüyüşlerinin betimlemesi. umarım biz anlatıcının aksine insanların neşeleri ve beklentileri arasında içsel olarak bağlantı kurmayı başarabiliriz. en azından çoğu zaman.
devamını gör...
"o gün için bir şemsiye" ile benzer başlıklar
şemsiye
37