2000'li yıllarda üniversite okuyanlar
başlık "anadolu goblini" tarafından 30.03.2023 12:01 tarihinde açılmıştır.
1.
türkiye'nin kaymağını bunlar yedi, bokunu bize bıraktılar
devamını gör...
2.
90'lı yıllarda üniversite okuyanlar kadar kıskanmadığım jenerasyondur.
devamını gör...
3.
ben bu dönemde üniversite okudum. kendimi şu hayatta şanslı hissettiğim konulardan biridir.
ikinci üniversitemi okuduğum için o dönemle bugünü kıyaslıyorum. ekonominin kötü olması alım gücünün olmaması gibi unsurlar insanın akademik anlamda gelişmesini de engelliyor.
üniversite demek kendini geliştirmek demektir. elbette kütüphaneler var kitaplar oradan temin edilebilir ama insan yine de kendi okumak istediği kitaplar da almak ister.
üniversite demek insanlarla iletişim kurmak sosyalleşmek demek ama pandemi sonrası sinemalar kapandı sektör dijitale kaydı.
sergi, tiyatro gibi şeyler ya hiç desteklenmiyor ya da belli bir dünya görüşüne uygun olan eserler üzerinden izin veriliyor.
kitap okumasan , sinemaya gitmeden, sergilere panellere katılmadan sadece evde oturarak derslere uzaktan katılarak üniversite diploması alınabilir elbette ama bu diploma açık öğretim diploması ile çok farklı olmuyor.
sadece akademik bilgi ile alakalı değil demek istiyorum. insanın düşünce dünyasını oluşturan ve şekillendiren bir veri girişi var.
bu veriler okuduğu kitaptan olabileceği gibi konuştuğu bir arkadaşından da olabiliyor. alım gücü çok düşük olduğu için çay ocağında bile 5-6 lira olan bir bardak çayı alamayıp oturup sohbet edemeyen fikir alışverişinde bulunamayan gençliği telefon başına veya bilgisayar başına mahkum ediyorsunuz.
2000 sonrası doğan nesil zaten bunun içine doğduğu için yüzyüze görüşmek konuşmak iletişim kurmak konusunda zayıflar.
okulu bitiren çalışmaya başlayan genç sadece whatsapp gruplarında ya da şirket e-mail ağıyla iletişim kurmayacak.
yerin bilmem kaç kat altında laboratuvar ortamında hiç insan görmeden bütün gün deney yapacak kesim dışında her insanın sosyal beceri kazanması gerektiğini düşünüyorum.
ikinci üniversitemi okuduğum için o dönemle bugünü kıyaslıyorum. ekonominin kötü olması alım gücünün olmaması gibi unsurlar insanın akademik anlamda gelişmesini de engelliyor.
üniversite demek kendini geliştirmek demektir. elbette kütüphaneler var kitaplar oradan temin edilebilir ama insan yine de kendi okumak istediği kitaplar da almak ister.
üniversite demek insanlarla iletişim kurmak sosyalleşmek demek ama pandemi sonrası sinemalar kapandı sektör dijitale kaydı.
sergi, tiyatro gibi şeyler ya hiç desteklenmiyor ya da belli bir dünya görüşüne uygun olan eserler üzerinden izin veriliyor.
kitap okumasan , sinemaya gitmeden, sergilere panellere katılmadan sadece evde oturarak derslere uzaktan katılarak üniversite diploması alınabilir elbette ama bu diploma açık öğretim diploması ile çok farklı olmuyor.
sadece akademik bilgi ile alakalı değil demek istiyorum. insanın düşünce dünyasını oluşturan ve şekillendiren bir veri girişi var.
bu veriler okuduğu kitaptan olabileceği gibi konuştuğu bir arkadaşından da olabiliyor. alım gücü çok düşük olduğu için çay ocağında bile 5-6 lira olan bir bardak çayı alamayıp oturup sohbet edemeyen fikir alışverişinde bulunamayan gençliği telefon başına veya bilgisayar başına mahkum ediyorsunuz.
2000 sonrası doğan nesil zaten bunun içine doğduğu için yüzyüze görüşmek konuşmak iletişim kurmak konusunda zayıflar.
okulu bitiren çalışmaya başlayan genç sadece whatsapp gruplarında ya da şirket e-mail ağıyla iletişim kurmayacak.
yerin bilmem kaç kat altında laboratuvar ortamında hiç insan görmeden bütün gün deney yapacak kesim dışında her insanın sosyal beceri kazanması gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...
4.
iki sene önce mezun olarak dahil olmayı kaçırdığım başlık.
devamını gör...
5.
en iyi dönem olabilir bi de günümüzden bakınca hayal gibi kalıyor
devamını gör...