1.
soru1- asgari ücret nedir?
cevap1- asgari ücret, insanların en azından minimum bile olsa ihtiyaçlarını giderebilmesine yönelik olarak devlet tarafından düşünülerek hazırlanmış günlük belirlenen bir meblağdır. ülkemizde günlük hesaplanır aylık olarak verilir.
soru2- asgari ücret zararlı mıdır?
cevap2- asgari ücret, toplumlar açısından son derece zararlı bir şeydir. bir işçinin ücreti, kendisi ile patron arasında belirlenmekle birlikte genel olarak belirlenmemelidir. zararlarına değinmek gerekirse, adam smith milletlerin zenginliği adlı kitabında der ki, bir işçinin alacağı ücret hak ettiğinden fazla olursa işçi aylaklığa, az olursa da yapacağı işi değersizleştirerek zarar vereceğine değinir yani amaaaan olsun da nasıl olursa olsun mantığı. bu sistemde işçi kendi maharetlerini geliştirme şansı bulamaz, çalıştığı işten zevk duymaz, daima bir memnuniyetsizlik hali içerisinde olurlar. iş yeri söz konusu dengeyi belirleyemediği için mal yeterli miktarda çıkmaz. ya da çıkar da saçma sapan bir emek sonucu çıkar ki bu da malın ömrünü kısaltır. yani yine zarar. çözümü ise söyledim. ücret daima işçi ile patron arasında belirlenmelidir. ekonomi ilmi ile olaya değinecek olursak, asgari ücret işsizliği artırmaktadır. örneği bir patron eleman çalışmak istiyor ve asgari ücret, elindeki meblağ ile eş değil. bu durumda çalıştıramaz ya da o meblağı önerir de işçi asgari ücreti bildiğinden kabul etmek istemez. az bulur yani. hani diyorlar ya iş var ama çalışan yok. işte bu durumun açıklaması budur.
soru3- asgari ücret ile ilgili üç zarardan bahsettiniz; işçi-patron arasında ücret anlaşmazlığından doğan zararlar, ekonomik olarak zararlar, iş yerinin uğradığı zararlar... bunları biraz açar mısınız?
cevap3- a-)işçi-patron arasında ücretin belirlenememesinden doğan zararlar: aslında biraz değindik ama yine de açıklayalım. her işçinin yaptığı işin bir değeri vardır arkadaşlar. değerinden fazla ücret alırsa aylaklık, az alırsa işi değersizleştirerek zarar verir, demiştik. bu durumda makul olanı bulmalıyız. yani kısacası hem işçi söz konusu miktarı kabul etmeli hem de patron. diyeceksiniz ki işçi hak ettiğinden az alırsa ama buna rağmen mahareti son derece değerliyse nolcak? bu insan sistem kurbanı olmaz mı? evet arkadaşlar, illaki sistem kurbanı insanlar var ancak işçi ile patron ücret anlaşması yaparlarken işçi kendi değerinin fiyatını bu işin maharetini öğrenirken daha önce çalıştığı bir çok kurumda alınan ücret vasıtasıyla aşağı yukarı kafasında fiyatı oturtmuştur. + olarak kendi maharetinin yıllandıkça profesyonel oluşuna binaen ortalama bişeyi işverenden ister. işveren bunu kabul etmek zorundadır. çünkü kabul etmeyip daha az miktara başka bir işçi bulup çalıştırırsa sürekli bir işçi girip diğeri çıkacaktır. işçi kendisine birazcık daha fazla verene anında fabrikayı satar gider. çünkü ücret az. böyle olunca da iş konusunda işveren çıkan malın kalitesizliğinden zarar edecek, hatta işe aldığı daha az maharetli kişilerin işi yanlış yapmasından doğacak olan doğal zararları da artacağından dolayı fabrikası da bu zararı hissedecektir. kısacası işveren yine tekrar ediyorum bu ortalama fiyatı kabul edecektir. kabul edildiğinde memnuniyetsizlik kalkar, işçi işini zevk duyarak yapar, üretilen mal kaliteli üretilir. sadece bu durumla da sınırlı değil belki girdiği fabrikada yeni argümanlarla çalışırsa işçi, maharetine yani ustalığına yeni şeyler de ekleyebileceğinden emeğinin ücret olarak yansıması daha da artabilir. bu durumda daha iyi bir yere geçip emeğinin karşılığını daha iyi şartlarda alabilir. ücret uyuşmazlığında da işten çıkma ihtimali vardır ama buradakine kıyasla çok daha kısa sürede gerçekleşir. buradaki memnun olan işçi, işten ayrılıp daha kıymetli yere gitmek için uzuun yıllar sonra harekete geçmektedir. bu uzun yıllar çerçevesinde birçoğu işçi de zaten işi bırakmaktan bahsetmiyor. çünkü bir yere düzen kurulmuşsa bozulması çok zor oluyor. bu düzen işçi ve işveren arasındaki ücret üzerine varılabilen makul anlaşmadan doğuyor.
b-)ekonomik zararlar: asgari ücretin olduğu sistemde bir sürü işçi işsiz kalmaktadır. işveren asgari ücreti işçiye verir. işçi yaptığı işin mahareti gereği daha fazla talep eder. işveren elinde olanın bu olduğunu ve daha fazla verebilecek imkanının olmadığını söyler. işçi fiyatı kabul etmez ve işsiz kalırken işveren de işçisiz kalacaktır. işveren daha fazla vermek istemez çünkü devleti işaret ederek asgari ücretin bu olduğunu söyler. bu yüzden de işçi kesimi asgari ücretin artması gerektiğini söyler. işverenin bahanesi kalmasın yüksek para vermekten başka diye. asgari ücretten aşağı veremez işveren, zaten asgari ücrete işçi bulması azken, daha azına kimse gelmez. part time öğrenciler kullanılsın demeyin. bu işler saati olan işler. yani her alanda bu bahaneyi kullanamazsınız. garsonluk felan tamam da fabrika işi? öğrencilik ve iş arasında seçim yapmak gerekeceğinden öğrenciler bu işler part time olsa bile yanaşmazlar. çünkü öğrencilik de bir meslektir. eğer verimsiz yapılırsa fayda sağlanamaz. onu geçtim uyku? neyse... anladınız siz. işsizlere tekrar dönecek olursak... peki bunlar nasıl geçiniyorlar? işsizlik maaşıyla. belki belli süre memnuniyetsiz de olsa biyerde çalışmış işçiye devlet diyor ki, sen çalıştın ya biz sana o işten çıkınca da para bağlayacağız. peki bu para nereden gelecek? çalışan kesimden gelecek. devlet işsizlik rakamları artınca vergileri artırır. çalışan kesim ise vergileri vermekle mükellef olduğundan cebinden çıkacak paranın miktarı artar bu sayede işsizlere de işsizlik maaşı ödenir. diyelim ki bir ülkede 4.5milyon işsiz var. devlet bunların işsizlik maaşını ödemek için vergilerimizi arttırdı tamam, işsiz olanın bilmem ne faturasından yüzdelik dilim oranında para almadı tamam, bankalar bunlara çalışırken maaş bordrosuna binaen kredi verdi ve bu işçi bu krediyi işsiz kaldığı için ödeyemedi tamam, (ailesi var bide) ailesi de birçoğu haktan yani para ile satın alınabilecek birçoğu haktan belli indirim yapılarak ya da hiç alınmayarak yararlandı tamam vb. daha sayıyım mı? bunların yani ekonomideki gedik dediğim bu boşlukları kim kapatıyor canlar? devlet... nasıl kapatıyor? unutmayın! çalışmayanın açığı her zaman çalışan güçten karşılanır. he bu arada bide devlet bunları kapatamayıp oraya buraya borçlandı diyelim. onların faizlerinden bahsediyor muyum? hayır. devlet kapatıyor da o gedikleri. kapatana kadar büyüyor diyelim. işsizlik rakamları ekonomideki birçoğu argümanı etkiler. bu işsiz ordusu ekonomiye katılsa üretim artar ve ülke bolluğa doğru evrilir. gelişmişlik düzeyi artar. işsizlik rakamlarının artması üstelik bir hastalığı doğuruyor o da kayıt dışı istihdam olayı arkadaşlar. bir işçi ekonomide bir rol oynayamayacağına karar verirse ya da işçiye uygun şartlar altında uygun ödemeler yapılmazsa adam gidiyor vergi tabelası bile olmadan kendi işini kuruyor. evet bu adam kazanıyor. ama devlet bundan vergisini alamadığı için bu adamın millete hayrı dokunmuyor. ekonomideki gediği büyütüyor. ekonomiye bir katkısı olmayıp yük olduğu aşikar ama kayıt dışı istihdamla bide köstek oluyor. elinde mi peki bu adamın? değil. sistem adamı işsiz bırakmış olabilir ama geçinebilmesi için parayı illaki kazanması gerek. o da kendi işini kuruyor, devlet vergi tabelası verse de vermese de. kendi işini kurması güzel de tabela yoksa o da bize açılan bir şemsiye oluyor.
c-)iş yerinin yani örneğin fabrikanın uğradığı zararlar: diyelim ki bir fabrika sahibinin elinde belirlenmiş olan asgari ücretten daha az miktar var ve işçi almak istiyor. alamaz. işçi asgari ücreti biliyor ve yapacağı işin değeri olmasa bile asgari ücreti talep edeceğinden ve işveren de bu meblayı veremeyeceğinden işçi alınamaz ve iş yeri bu durumdan olumsuz etkilenir. olayı rakamsal olarak açıklamak gerekirse, bir fabrikada 30 işçi var diyelim ve ayda 300 tane mal üretiyorlar. yani 1 işçi 10 mal üretiyor. işveren bu işçilere asgari ücreti veriyor ve ekstra çıkan bir sürü masrafı karşılıyor ve eline asgari ücretten biraz daha düşük bir meblağ kalıyor. işveren bu meblağ ile işçi alamıyor, işini büyütemiyor. yani siz ne yaptınız asgari ücretle ona ket vurdunuz.
asgari ücret olmasaydı adam fiyatı kabul edermiydi?
-kesinlikle ederdi diyemem. 100 işçiden belki 60'ı kabul ederdi 40'ı etmezdi. ama asgari ücretin varlığı yani devletin doğal olanı bozup kendi değerlendirmesiyle bir ücret belirlemesi, anlaşmazlığı kuvvetlendirip 100 işçiden 90'nının verilecek olan ücreti kabul etmemesini sağlıyor. dolayısıyla işveren zarar ediyor.
dipnot: paragrafın tamamı tarafımca yazılmıştır.
-sorunluadam
devamını gör...
2.
sosyalistlerin, liberalleri asla anlamayacağı ''sermaye yandaşı'' yapacağı sorunsal, tartışma sorusu.
devamını gör...
"asgari ücret zararlı mıdır" ile benzer başlıklar
asgari ücret
307