1.
türk edebiyatının süreli yayın tarihinin uzun ömürlü dergilerinden birisi olan hisar dergisi; dönemin aylık fikir, edebiyat ve sanat dergilerinden birisidir. dergi, "fikir sanat ve edebiyat dergisi" başlığı beraberinde 1950 yılında ankara'da yayımlanır. 1940'lı yıllarda garip anlayışının zayıflattığı geleneksel bağı tekrardan güçlendirmeyi, yazılarıyla beraber sanatseverlere hitap edip dönemin türkiyesinin edebiyat hayatına seviye getirmeyi amaçlamıştır. sonuç olarak hisar akımının vizyonu, türk edebiyatında yer alan geleneksel ve modern unsurları harmanlayarak milli ve manevi değerlere bağlı bir edebi anlayış geliştirmek ve geliştirdikleri bu anlayışı olduğunca geniş kitlelere ulaştırmak çevresinde şekillenmiştir. zaten bahsi geçen ifadelerde de aslında türk milletinin kültürel mirasını koruyup gelecek nesillere taşıma gayesi güdüldüğü açık bir şekilde ortadadır.
hisar dergisinde 500'ü aşkın şair ve yazarın eserleri yayımlanmıştır, yüzlerce sanatçının belirli ilkeler etrafında kenetlenebilmesi ortak milli duygular ve sanat anlayışları beslemelerinden kaynaklanıyor. benim nezdimde benimsenilen ortak anlayışlar arasında diğerlerine nazaran daha bir ehemmiyete sahip olan anlayış her birinin "kökü mazide olan ati" çizgisinde eserler vermesi. nedir bu "kökü mazide olan ati" olayı diyecek olursanız diye kısaca bahsetmek isterim. ziya gökalp ile yahya kemal arasında geçen ufak bir manzum şakalaşmada ziya gökalp, yahya kemal'e "harabisin harabati değilsin, gözün mazidedir ati değilsin." demiş, yahya kemal ise ziya gökalp'e cevap olarak "ne harabi ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim." diye bir cevap vermiştir. bu dizelerin nihayetinde yahya kemal geçmiş, günümüz ve gelecek arasında bir köprü kurup kendisini hisarcılar olarak atfeden hisar dergisi yazarlarının bu dizeler etrafında toplanıp bu çizgide eserler vermesine imkan sağlamıştır.
hisar dergisi, amaçlarından hiçbir zaman hiçbir şekilde taviz vermeden 1950-1980 tarihleri arasında yayımlanır. ilkeli yayımından dolayı olarak da türkiye'nin ilk kültür bakanı talat sait halman bu dönemi hisar çığırı olarak niteler. hisarcılar, edebi olarak halk ve divan edebiyatıyla modern edebiyatın, garip ve sosyalist gerçekçiler ile ikinci yeni anlayışları dışındaki bütün oluşumlarından yararlandığını söylememiz yanlış olmaz. yahya kemal'in neoklasizmi ve ahmet haşim'in sembolizm'ini kişisel maharetleriyle birleştirerek genç kalemler ve beş hececiler etkisinde de kalmışlardır. kültürel yönden bakıldığı zaman tarih, din, dil, anadolu coğrafyası ve insanlarından beslenmişlerdir.
çınaraltı dergisi'nde garip akımı'na karşı çıkılmasıyla başlayan serüven, onlarca yazarın hisar çatısı altında toplanmasıyla beraber eserlerin günümüze kadar süregelmesine olanak sağlamıştır.
bazı hisar dergisi şairleri: mehmet çınarlı, mustafa necati karaer, gültekin samanoğlu, ilhan geçer, munis faik ozansoy, yavuz bülent bakiler, arif nihat asya, tarık buğra, mehmet kaplan, cemil meriç, sabahattin engin, halil rıdvan çongur, nurettin özdemir, rıza polat akkoyunlu, macit benice, yahya akengin, sevinç çokum, sabahat emir, oyhan hasan bıldırki, şevket bulut, m. fahri oğuz, necmettin hacıeminoğlu, m. necati özsu, muhtar körükçü, mahmut özay, faik baysal, mustafa necati sepetçioğlu, fevzi halıcı, mehdi halıcı, ülkü uluırmak, bilgesu duru, burhanettin muz, yusuf mardin, ömer atilla, metin and, ergun sav, kamuran özbir, rüştü şardağ, müjgan cumbur, mehmet önder, hilmi ziya ülken, talat sait halman, coşkun ertepınar, ibrahim minnetoğlu, ismail minnetoğlu, ismail geçeksöz, ayla oral, bahattin karakoç ve daha nicesi..
hisar dergisinde 500'ü aşkın şair ve yazarın eserleri yayımlanmıştır, yüzlerce sanatçının belirli ilkeler etrafında kenetlenebilmesi ortak milli duygular ve sanat anlayışları beslemelerinden kaynaklanıyor. benim nezdimde benimsenilen ortak anlayışlar arasında diğerlerine nazaran daha bir ehemmiyete sahip olan anlayış her birinin "kökü mazide olan ati" çizgisinde eserler vermesi. nedir bu "kökü mazide olan ati" olayı diyecek olursanız diye kısaca bahsetmek isterim. ziya gökalp ile yahya kemal arasında geçen ufak bir manzum şakalaşmada ziya gökalp, yahya kemal'e "harabisin harabati değilsin, gözün mazidedir ati değilsin." demiş, yahya kemal ise ziya gökalp'e cevap olarak "ne harabi ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim." diye bir cevap vermiştir. bu dizelerin nihayetinde yahya kemal geçmiş, günümüz ve gelecek arasında bir köprü kurup kendisini hisarcılar olarak atfeden hisar dergisi yazarlarının bu dizeler etrafında toplanıp bu çizgide eserler vermesine imkan sağlamıştır.
hisar dergisi, amaçlarından hiçbir zaman hiçbir şekilde taviz vermeden 1950-1980 tarihleri arasında yayımlanır. ilkeli yayımından dolayı olarak da türkiye'nin ilk kültür bakanı talat sait halman bu dönemi hisar çığırı olarak niteler. hisarcılar, edebi olarak halk ve divan edebiyatıyla modern edebiyatın, garip ve sosyalist gerçekçiler ile ikinci yeni anlayışları dışındaki bütün oluşumlarından yararlandığını söylememiz yanlış olmaz. yahya kemal'in neoklasizmi ve ahmet haşim'in sembolizm'ini kişisel maharetleriyle birleştirerek genç kalemler ve beş hececiler etkisinde de kalmışlardır. kültürel yönden bakıldığı zaman tarih, din, dil, anadolu coğrafyası ve insanlarından beslenmişlerdir.
çınaraltı dergisi'nde garip akımı'na karşı çıkılmasıyla başlayan serüven, onlarca yazarın hisar çatısı altında toplanmasıyla beraber eserlerin günümüze kadar süregelmesine olanak sağlamıştır.
bazı hisar dergisi şairleri: mehmet çınarlı, mustafa necati karaer, gültekin samanoğlu, ilhan geçer, munis faik ozansoy, yavuz bülent bakiler, arif nihat asya, tarık buğra, mehmet kaplan, cemil meriç, sabahattin engin, halil rıdvan çongur, nurettin özdemir, rıza polat akkoyunlu, macit benice, yahya akengin, sevinç çokum, sabahat emir, oyhan hasan bıldırki, şevket bulut, m. fahri oğuz, necmettin hacıeminoğlu, m. necati özsu, muhtar körükçü, mahmut özay, faik baysal, mustafa necati sepetçioğlu, fevzi halıcı, mehdi halıcı, ülkü uluırmak, bilgesu duru, burhanettin muz, yusuf mardin, ömer atilla, metin and, ergun sav, kamuran özbir, rüştü şardağ, müjgan cumbur, mehmet önder, hilmi ziya ülken, talat sait halman, coşkun ertepınar, ibrahim minnetoğlu, ismail minnetoğlu, ismail geçeksöz, ayla oral, bahattin karakoç ve daha nicesi..
devamını gör...
2.
görülen o ki, kendilerinin akım ilan etmeleri dışında edebiyat dünyasında yer bulabildikleri pek söylenemez. birkaçı dışında isimleri de yapıtları da duyulmamış simalar.
devamını gör...