kendi varoluşunu düşünmek
başlık "zamansız kelebek" tarafından 13.04.2024 01:08 tarihinde açılmıştır.
1.
soren kierkegaard'ın tanrı benimle ne kast etmiş olabilir? sözü ile kendi var oluşumuz doğrultusunda ilinti kurma çabası olarak tanımlanabilir.
ancak kendi bebekliğimizi ve varoluşumuzun son bulacağı günü asla bilemeyeceğimiz için varoluşumuzu düşünmek eksik kalacaktır. (bence)
ancak kendi bebekliğimizi ve varoluşumuzun son bulacağı günü asla bilemeyeceğimiz için varoluşumuzu düşünmek eksik kalacaktır. (bence)
devamını gör...
2.
kierkegaard'ı severim. hem de kendim gibi. ama biraz kenarda dursun, şimdi bende sıra. onun çözemediğini ben çözdüm çünkü: #2934180 burada anlattım zaten. gayet sarih ve basit.
varoluş sonlu değildir. var olmak zaman ile ilgili bir mesele değil. zaman bir kurgudur. tamamen varoluşla alakasız bir kurgu. özellikle de batıya ait takvim sistemi varoluşla tamamen alakasız, ilerlemeye yönelik, varoluşun bütünü ile ilişiğini kesmiş, sadece materyalist boyuttaki bir sanrısallıktan ibarettir. varoluş doğrusal değil, döngüseldir.
varoluşun iki farklı yönü vardır: özsel, ruhsal, hissel, sonsuz yönü ve maddesel, bedensel, duygusal, sonlu, şekilsel yönü. yani bu iki yönü birden göremeyenin onunla ilgili bütün düşünceleri eksik kalmaya mahkumdur.
düşünmek varoluşun ufak bir kısmıdır. onun en davası kısmı hissel kısmıdır. varoluş ile kurduğun en sağlam bağlantı hissel olandır. duygusal veya düşünsel değil. çünkü varoluş hislerde sağlama alınmıştır, ki ölüm duygusu bile kimseyi ondan bu sebeple kurtarmamaktadır. herkes içinde bunu hissederek güvenle yaşar.
insanlar tamamıyla materyalizme battıkları için varoluşun diğer yönüyle, en önemli yönüyle alakalarını kesmiş bulunmaktalar. o yüzden onunla ilgili bir algıları olamaz.
cioran umutsuzluğa batarak nasıl ki varoluşun umutla ilgili yönünü tamamen algı alanını dışarısına çıkartmışsa, aynı şekilde de kierkegaard umutla ilgili yönünü gereğinden fazla abartarak o da algı alanının dışına çıkmıştır.
kierkegaard tanrı ile kurduğu ilişkide kendisini tanrıya mutlak bir şekilde muhtaç konumda konumlandırırken, bu ilişkinin karşılıklı olması konusunda hiçbir düşünce veya hisse dokunmadığı için, kurduğu ilişki de eksik kalmıştır. eğer bir efendi köle ilişkisi varsa, orada efendi köledir aynı zamanda, köle de efendi. tanrı için her şey olanaklı olabilir ama kierkegaard bunun içine onun için olanaksız olanın olanağının olasılığını da koymayı unuttu ya da cesaret edemedi. sebebi ne olursa olsun: sonuç bu. tanrı ile tek yönlü ve olmayan bir ilişki.
varoluş sonlu değildir. var olmak zaman ile ilgili bir mesele değil. zaman bir kurgudur. tamamen varoluşla alakasız bir kurgu. özellikle de batıya ait takvim sistemi varoluşla tamamen alakasız, ilerlemeye yönelik, varoluşun bütünü ile ilişiğini kesmiş, sadece materyalist boyuttaki bir sanrısallıktan ibarettir. varoluş doğrusal değil, döngüseldir.
varoluşun iki farklı yönü vardır: özsel, ruhsal, hissel, sonsuz yönü ve maddesel, bedensel, duygusal, sonlu, şekilsel yönü. yani bu iki yönü birden göremeyenin onunla ilgili bütün düşünceleri eksik kalmaya mahkumdur.
düşünmek varoluşun ufak bir kısmıdır. onun en davası kısmı hissel kısmıdır. varoluş ile kurduğun en sağlam bağlantı hissel olandır. duygusal veya düşünsel değil. çünkü varoluş hislerde sağlama alınmıştır, ki ölüm duygusu bile kimseyi ondan bu sebeple kurtarmamaktadır. herkes içinde bunu hissederek güvenle yaşar.
insanlar tamamıyla materyalizme battıkları için varoluşun diğer yönüyle, en önemli yönüyle alakalarını kesmiş bulunmaktalar. o yüzden onunla ilgili bir algıları olamaz.
cioran umutsuzluğa batarak nasıl ki varoluşun umutla ilgili yönünü tamamen algı alanını dışarısına çıkartmışsa, aynı şekilde de kierkegaard umutla ilgili yönünü gereğinden fazla abartarak o da algı alanının dışına çıkmıştır.
kierkegaard tanrı ile kurduğu ilişkide kendisini tanrıya mutlak bir şekilde muhtaç konumda konumlandırırken, bu ilişkinin karşılıklı olması konusunda hiçbir düşünce veya hisse dokunmadığı için, kurduğu ilişki de eksik kalmıştır. eğer bir efendi köle ilişkisi varsa, orada efendi köledir aynı zamanda, köle de efendi. tanrı için her şey olanaklı olabilir ama kierkegaard bunun içine onun için olanaksız olanın olanağının olasılığını da koymayı unuttu ya da cesaret edemedi. sebebi ne olursa olsun: sonuç bu. tanrı ile tek yönlü ve olmayan bir ilişki.
devamını gör...