roman / polisiye
7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

bir kamu davasıdır. bir alper canıgüz eseridir.

türk edebiyatının yaratılan en ilginç karakterlerinden olan alper kamu'nun bir diğer macerası her zaman olduğu gibi çok keyifliydi. alper canıgüz ve zekasına hayran biri olarak hemen kitabı aldım ve okudum. iyi tarafları vardı kötü tarafları vardı. emin olduğum tek şey ise bir alper canıgüz kitabıydı.
bu kitabı elime verseler ve yazarını söylemeseler yine de alper canıgüz'ün elinden çıktığını anlardım. kendisinin tarzını çok seviyorum. hızlı okuma sağlaması, akışkan metinler, zeki gözlemler, psikoloji, muzip tarafı, zekice kurgulanmış kurgu.

kitap yine alfa yayınlarından çıkmış. kapak tasarımını çok beğendim. sayfa sayısı az geldi sebebi ise dediğim gibi alper canıgüz kitapları çok hızlı bir okuma tecrübesi sunuyor. elinizden bırakamıyorsunuz. kendisini özlediğim için eriyip gitti elimde.

kitabın içeriğine gelirsek alper kamu, antalya'da bir otele gidiyor. kıyamet park isimli otelde haliyle başına bir sürü şey geliyor.
yazar bu hikayeyi bir otele gittiğinde yazmaya karar veriyor. böyle bir otele kahramanımızı bırakırsam neler olur diye düşündüm ve yazdım diyor. iyi ki yazmış. ha bu arada alper'i daha olgun buldum. eskisinden daha dingin bir çocuk olmuş hoşuma gitti.


kitapta alper kamunun karşısında bulunan altan karakterini çok sevdim. indigonun dölü cidden şeytani bir zekaya sahip. o iki üstün zekalı çocuğun kapışması çok eğlenceli geldi. ben eminim alper canıgüz bu iki çocuğu tekrar bir araya getirecek. kitapta olumlu taraflar olduğu gibi olumsuz taraflar da vardı. mesela finale giden yol çok karmaşıktı. hemen çat diye çözüldü. iyi işlendiğini düşünmüyorum. yazarın bize verdiği ipuçları çok basit geldi. olayı çözmekten ziyade çözünce alacağım keyif bana pek güçlü gelmedi. haa kitabı veya süreci okumak çok zevkliydi o ayrı.
son olarak bomba gibiyim diyorum yazımı bitiriyorum.
devamını gör...
21. yüzyıl türk edebiyatını başlatan alper canıgüz'ün son kitabı.

serinin ilk iki kitabına göre oldukça zayıf ve kurgusal olarak problemli lakin yine de okuması hayli keyifli bir kitap.

kitabın hangi zamanda geçtiği çok muğlak mesela. ilk yarısında diğer iki kitap gibi 80li yıllarda geçiyormuş gibi görünse de bir anda 2010lara hatta belki 2020lere atlıyor kitap. hani sanki yazar tıkanmış kurguyu bir türlü oturtup çözüm bölümüne geçememiş de deus ex machina gibi kullanmaya başlıyor bir anda teknolojinin nimetlerini.
devamını gör...
bir kamu davası serisinin son kitabıdır.
serinin ilk iki kitabına ilişkin uzun uzun yorum yapmaktansa tek kelime yazmayı şimdilik yeterli görüyorum: (bkz: hayreti mucip)

evet gelelim serinin bu son kitabı olan kıyamet parka... kitap, girizgahında beni kendisine esir almakla başladı;

yakında dünya daha iyi bir yer haline gelecek çünkü ben daha iyi biri olacağım; ama önce halletmem gereken işler var.


zaman açısından bakacak olursak serinin ilk iki kitabında kendimi benzer zaman dilimlerinde ve daha nostaljik bir tarihte hissederken, son kitapta kendimi içinde bulunduğumuz zamanda hissettim.

seride olay akışı tıkır tıkır gidiyor, hiçbir duraksama ve soru işareti bırakmadan beni kendisine esir etti yine. zaten aklıma gelen tüm soruları sağ olsun alper kamu zihnimi okur gibi cevaplandırıyor. ayrıca kendisinden beklediğim gibi, olur olmadık yerlerde ve zamanlar kendisinden oldukça büyük lafları o güzel gözlem gücüyle ortaya koyması kitabı okurken beni neşelendirip yer yer kahkahaya boğuyor. sanırım uzun zamandır bu kadar gülerek kitap okumamıştım.

kitabın içerisinde yer alan bol bol ters köşelere çoğu zaman düştüm yeri geldi ben de alper'in kendisinden ümidi kestiği yerlerde ona katıldım. sadece bunu kabullenmemem gerektiğini anlamam biraz uzun sayfalar aldı.

son olarak serinin en çok sevdiğim kitabı oldu diyebilirim. bence yazar 21. yy edebiyatı diye bir akım başlattı ve beni deyim yerindeyse peşinden sürüklüyor. bir alıntı daha bırakarak yorumumu tamamlamak istiyorum;

gece yarısı zeki müren’in tehdidiyle uyandım: “elbet bir gün buluşacağız…”
devamını gör...
alper canıgüz'ün alper kamu serisinin üçüncü kitabı kıyamet park.
ilk iki kitaptan epey sonra yazılmış olmasına rağmen aynı tatlı hisleri yaşattı bana. umarım son kitap olmaz.
alper kamunun biraz da teknoloji kullanarak yapabildiği şeyleri çok sevdim. ilk iki kitaptan en büyük farkı buydu heralde. yazar da karakterin doğallığını bozmamak adına o kadar zeki çocuğu teknoloji konusunda cahil bırakmış. hoş bir detaydı bence.
bu kitabın en önemli noktası çocuğumuzun bir bakıma hayali arkadaşlarından ve pardayan'ından vazgeçmesiydi bence. ikinci kitapta birazcık hissedilen "bu çocuk büyüyor." bu kitapta tam olarak kendini gösteriyor. dördüncü bir kitap da gelse keşke alperin okula başladığı.
alper kamu serisinin birinci kitabında çok sevdiğim, ikinci kitapta ise zayıf bulduğum bir yanı da sistem eleştirileriydi. kıyamet parkta ise bol bol bulunuyordu gerçekten. bu durum beni rahatsız etmedi ama bazı okurlar bu kadar göstere göstere yapılan şeyleri sevmeyebiliyor. o açıdan hoşunuza gitmeyebilir.
genel olarak kitabın polisiye kısmı her zamanki gibi şaşırtıcı, absürd komedi kısmı her zamanki gibi çok komikti. yazarın bu seriden olmayan diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kıyamet park" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim