1.
büyük britanya'nın victoria devri britanya sanayi devriminin yükselişi ve britanya imparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilmektedir.
kraliçe victoria (tahta çıkışının sabahında, 20 haziran 1837 tarihinde) tarihi çağa adını vermiştir
victoria devri, naiplik devri ve sonra da edward devrini izleyen bir dönemdir. ıı. elizabeth'ten sonra britanya tarihinde en uzun hüküm süren kişi olan kraliçe victoria'nın 64 yıllık iktidarı, 19'uncu yüzyılın büyük değişimlerine tanıklık etmiştir.
viktorya devri deyimi, genellikle kraliçe victoria'nın (sıklıkla en büyük ve en sevilen britanya hükümdarı olarak kabul edilir) hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 yılları arası için kullanılır, ancak birçok tarihçiye göre 1832 reform hareketi bu kültürel devrin asıl başlangıcıdır. sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelen emek sömürüsü ve işçi hakları, örgün eğitim kurumları, köleliğin kaldırılması gibi önemli tarihsel dönüşümler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
dipnot: bu tanım başka bir tanımda gireceğim bilgiye kaynak olması için girilmiştir. benim gibi viktoria devri de nedir diye merak edenler için.
tam kapsamlı bilgim olmadığı için wikipediadan alıntıladım.
devamını gör...
2.
victoria secret kadar ilgi çekici değildir.
devamını gör...
3.
viktorya dönemine ait sülük kavanozları..tıbbi sülüklerimi tupperware kabımda saklıyorum
viktorya dönemi insanlarının partide mumya açarak eğlenmesi mummy
viktorya dönemi insanlarının partide mumya açarak eğlenmesi mummy
devamını gör...
4.
24 mayıs 1819 – 22 ocak 1901 tarihleri arasında ingiltere'de yaşanmış kraliçe victoria 'nın hüküm sürdüğü dönemdir.
devamını gör...
5.
ulan bu dönemi o kadar çok merak ediyorum ki. bütün dizilere, filmlere, kitaplara konu olmuş; akıl alan bir dönem. hani dünyaya bir daha gelip tekrar yaşama şansım olsa ve bana dönem seçme fırsatı sunulsa, gözüm kapalı bu dönemde yaşamak isterdim. kendi içinde çok fazla sır, çok gizem barındıran bir dönem çünkü.
çok değişik ideolojilere ev sahipliği yapan bir dönem ayrıca. o zamanın yazarları bu dönemi "bir geçiş çağı yaşıyoruz" diyerek tanımlamışlardır. yeni fikirler, yeni alışkanlıklar, gelenekler, insanlar, meslekler... ek olarak victoria dönemi ingilterinin yaşadığı ve muhtemelen yaşayabileceği en muhafazakar dönem. bu yüzden de çok fazla çelişki, çatışma da görülür bu dönemde.
çok romantik ama çok kasvetli olduğu da söylenir, bu yüzden de edebiyata iyi malzeme çıkartmıştır. (yaklaşık 40 bin roman kadar...) hayranı olduğum çoğu yazar da bu dönemde yaşamıştır: charles dickens, oscar wilde, jane austen, h.g wells, virginia woolf...
çok değişik ideolojilere ev sahipliği yapan bir dönem ayrıca. o zamanın yazarları bu dönemi "bir geçiş çağı yaşıyoruz" diyerek tanımlamışlardır. yeni fikirler, yeni alışkanlıklar, gelenekler, insanlar, meslekler... ek olarak victoria dönemi ingilterinin yaşadığı ve muhtemelen yaşayabileceği en muhafazakar dönem. bu yüzden de çok fazla çelişki, çatışma da görülür bu dönemde.
çok romantik ama çok kasvetli olduğu da söylenir, bu yüzden de edebiyata iyi malzeme çıkartmıştır. (yaklaşık 40 bin roman kadar...) hayranı olduğum çoğu yazar da bu dönemde yaşamıştır: charles dickens, oscar wilde, jane austen, h.g wells, virginia woolf...
devamını gör...
6.
victoria dönemi
ingiltere'de 20 haz 1837 – 22 oca 1901 arası dönemi kapsayan devirdir.
britanya sanayi devriminin yükselişi ve britanya imparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilmektedir.
victoria devri, önce naiplik devri ve sonra da edward devrini izleyen bir dönemdir. ıı. elizabeth'ten sonra britanya tarihinde en uzun hüküm süren kişi olan kraliçe victoria'nın 64 yıllık iktidarı, 19'uncu yüzyılın büyük değişimlerine tanıklık etmiştir.
victoria devri deyimi, genellikle kraliçe victoria'nın sıklıkla en büyük ve en sevilen britanya hükümdarı olarak kabul edilir) hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 yılları arası için kullanılır, ancak birçok tarihçiye göre 1832 reform hareketi bu kültürel devrin asıl başlangıcıdır.
sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelen emek sömürüsü ve işçi hakları, örgün eğitim kurumları, köleliğin kaldırılması gibi önemli tarihsel dönüşümler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
kraliçe victoria (tahta çıkışının sabahında, 20 haziran 1837 tarihinde) tarihî çağa adını vermiştir.
ingiltere'de 20 haz 1837 – 22 oca 1901 arası dönemi kapsayan devirdir.
britanya sanayi devriminin yükselişi ve britanya imparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilmektedir.
victoria devri, önce naiplik devri ve sonra da edward devrini izleyen bir dönemdir. ıı. elizabeth'ten sonra britanya tarihinde en uzun hüküm süren kişi olan kraliçe victoria'nın 64 yıllık iktidarı, 19'uncu yüzyılın büyük değişimlerine tanıklık etmiştir.
victoria devri deyimi, genellikle kraliçe victoria'nın sıklıkla en büyük ve en sevilen britanya hükümdarı olarak kabul edilir) hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 yılları arası için kullanılır, ancak birçok tarihçiye göre 1832 reform hareketi bu kültürel devrin asıl başlangıcıdır.
sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelen emek sömürüsü ve işçi hakları, örgün eğitim kurumları, köleliğin kaldırılması gibi önemli tarihsel dönüşümler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
kraliçe victoria (tahta çıkışının sabahında, 20 haziran 1837 tarihinde) tarihî çağa adını vermiştir.
devamını gör...
7.
aşırı tutucu, fazlasıyla dindar bu ablamızın saltanatında çok ilginç politikalar yürütülmüştür fakat sanayii devrimini iyi götürdüğü söylenebilir. bu kadar tutucu birinin veliaht namı değer v. murad'ı nasıl damat olarak istediği şaşırtıcıdır. neyse entry burada dursun yeni sahur yaptım bir ara epey bilgi eklerim vesselam.
devamını gör...
8.
viktorya dönemi, kraliçe victoria'nın 1837-1901 yıllarını kapsayan hükümdarlığı döneminde büyük siyasi, sosyal ve kültürel değişimlerin yaşandığı bir dönemdir.
viktorya dönemi, ingiltere'de parlamentarizmin güçlendiği ve demokratik reformların gerçekleştiği bir dönemdi. reform kanunları ile seçim sistemi değiştirilmiş, seçme ve seçilme hakları genişletilmiş, temsil oranları yeniden düzenlenmiştir. bu dönem aynı zamanda britanya imparatorluğu'nun dünya çapında kurulan kolonilerle genişlemesine de tanık oldu: hindistan, afrika, avustralya ve kanada gibi büyük bölgelerde yenişlenmiş ve yeni koloniler yaratılmıştı. özellikle hindistan, doğu hindistan şirketi'nin etkisi altında ingiliz kolonisi haline gelmişti. ek olarak, afrika'da "cape colony" ve kanada'da "ingiliz kuzey amerika yasası" ile bir federasyon oluşturulmuştu.
victoria döneminde, moda, giyim ve sanat/kültür olarak da önemli değişiklikler yapılmıştı. bu dönemde kadınlar genellikle geniş etekli elbiseler ve korseler giyerken, erkekler ise frak, şapka gibi klasik kıyafetleri tercih ediyordu. tekstil sanayi ve giyim üretimi de oldukça gelişmişti. romancılık, şiir, resim, müzik ve tiyatro gibi sanat dallarında birçok önemli eser ve sanatçı ortaya çıkmıştır. özellikle gotik rönesans tarzı, victoria döneminin mimari ve sanatsal tarzını etkilemiştir.
viktorya dönemi, ingiltere'de parlamentarizmin güçlendiği ve demokratik reformların gerçekleştiği bir dönemdi. reform kanunları ile seçim sistemi değiştirilmiş, seçme ve seçilme hakları genişletilmiş, temsil oranları yeniden düzenlenmiştir. bu dönem aynı zamanda britanya imparatorluğu'nun dünya çapında kurulan kolonilerle genişlemesine de tanık oldu: hindistan, afrika, avustralya ve kanada gibi büyük bölgelerde yenişlenmiş ve yeni koloniler yaratılmıştı. özellikle hindistan, doğu hindistan şirketi'nin etkisi altında ingiliz kolonisi haline gelmişti. ek olarak, afrika'da "cape colony" ve kanada'da "ingiliz kuzey amerika yasası" ile bir federasyon oluşturulmuştu.
victoria döneminde, moda, giyim ve sanat/kültür olarak da önemli değişiklikler yapılmıştı. bu dönemde kadınlar genellikle geniş etekli elbiseler ve korseler giyerken, erkekler ise frak, şapka gibi klasik kıyafetleri tercih ediyordu. tekstil sanayi ve giyim üretimi de oldukça gelişmişti. romancılık, şiir, resim, müzik ve tiyatro gibi sanat dallarında birçok önemli eser ve sanatçı ortaya çıkmıştır. özellikle gotik rönesans tarzı, victoria döneminin mimari ve sanatsal tarzını etkilemiştir.
devamını gör...
9.
ingiltere'nin prime donemi. evet.
devamını gör...
10.
viktorya dönemi deyince hemen kafamızda o "kraliyet, zarafet, balolar falan" canlanıyor ama işin aslı öyle değil gençler. yani, o dönemi sadece "balo salonunda dans edip, şapşik şekillere bürünüp kraliyet tacıyla poz veren" insanlar olarak tanımayın. asıl meseleler, altındaki o karanlık taraflarda gizli.
la havle çekip jack the ripper'a parmak basalım. adam londra'nın whitechapel bölgesinde bir sürü kadını öldürüp kaybolmuş. sanki sevimli hayalet casper. kim olduğunu bulamamışlar, ama herkes bir tahmin yapıyor tabii. biri çıkıp "bence hala yaşıyor, belki de kraliyet ailesi'nden birisi" diye yazsa, hiç şaşırmayın he. adamın kimliği hala gizemli, ama o dönem londra'sı öyle bir yer ki, her köşe başında "jack the ripper'ı gördüm. hain, vatan haini! burada kürtaj yapiyler" diye dedikodu yapanlar olmuştu. valla, bu kadar gizemli bir seri katil bulmak zor azizim. herkes bir şekilde "bu cinayetleri ben de çözebilirim" demiş ama ıhh fos çıktı desek yeridir.
victoria da öyle çok tatlı, ponçik değilmiş yani. hatun, albert'a aşık ama ölülerle iletişim kurma takıntısı var. albert'im de albert'im diye tutturmuş. ölüleri çağırmak için seanslar düzenliyormuş. adam öldü lan! düş yakasından artık ama nafile, kraliçe bir tane ruh çağırma ayini başlatıyor. çeyrek asır boyunca ruh çağırma seanslarına katılmak bir "royal hobby" olmuş resmen. o dönemin "ruh çağırma seansı" günümüzde instagram'da "kutsal damacana meditasyon lokali" gibi bir şeydi. çıldırmadığına şaşırırsınız. ya da belki de o dönemin "sosyal medya fenomeni" bile olmayı planlıyor olabilirdi.
prens edward, o da tam bir "kraliyet ilişkilerinde yeni nesil influencer gibiydi." evliydi, ama tabii kimseye sadık kalmayı falan düşünmüyordu. adam tam bir ilişkiler skandalıydı. her an yeni biriyle takılıyor, gazeteler sürekli "prens edward’ın yeni manitası" diye manşetlerini atıyordu. o dönemin televole çalışanları hep bu adamın peşindeymiş, ama sonuçta kimseye yakalanmıyordu. yani kraliyet ilişkisi yerine "prens'in haremi"desek tam olur.
büyük bilim ve din savaşının hasan tahsin'i olan darwin, "evrim var, bebeler!" dediğinde herkes "yok ebesinin elleri, tanrı bizi farklı yaratmadı mı?" diye kıyameti kopardı. yani bir yanda bilimsel devrim, diğer yanda "ama ben tanrı'yı seviyorum, yok öyle şey" diyen bir kitle. o dönemin en büyük internet tartışması gibi bir şeydi. "evrim mi, tanrı mı?" herkes kafayı yemişti, kimse ne olduğuna karar veremedi. gerçi hala pek bir sonuca varılmış değil.
her şeyin üstü şık ve zarif, ama altını eşelediğiniz zaman bir sürü skandal, gizem ve belki de ruh çağırma seansı çıkıyor. uzun lafın kısası, bu dönem zengin bebelerin her türlü at koşturabildiği karanlık bir dönemdi.
la havle çekip jack the ripper'a parmak basalım. adam londra'nın whitechapel bölgesinde bir sürü kadını öldürüp kaybolmuş. sanki sevimli hayalet casper. kim olduğunu bulamamışlar, ama herkes bir tahmin yapıyor tabii. biri çıkıp "bence hala yaşıyor, belki de kraliyet ailesi'nden birisi" diye yazsa, hiç şaşırmayın he. adamın kimliği hala gizemli, ama o dönem londra'sı öyle bir yer ki, her köşe başında "jack the ripper'ı gördüm. hain, vatan haini! burada kürtaj yapiyler" diye dedikodu yapanlar olmuştu. valla, bu kadar gizemli bir seri katil bulmak zor azizim. herkes bir şekilde "bu cinayetleri ben de çözebilirim" demiş ama ıhh fos çıktı desek yeridir.
victoria da öyle çok tatlı, ponçik değilmiş yani. hatun, albert'a aşık ama ölülerle iletişim kurma takıntısı var. albert'im de albert'im diye tutturmuş. ölüleri çağırmak için seanslar düzenliyormuş. adam öldü lan! düş yakasından artık ama nafile, kraliçe bir tane ruh çağırma ayini başlatıyor. çeyrek asır boyunca ruh çağırma seanslarına katılmak bir "royal hobby" olmuş resmen. o dönemin "ruh çağırma seansı" günümüzde instagram'da "kutsal damacana meditasyon lokali" gibi bir şeydi. çıldırmadığına şaşırırsınız. ya da belki de o dönemin "sosyal medya fenomeni" bile olmayı planlıyor olabilirdi.
prens edward, o da tam bir "kraliyet ilişkilerinde yeni nesil influencer gibiydi." evliydi, ama tabii kimseye sadık kalmayı falan düşünmüyordu. adam tam bir ilişkiler skandalıydı. her an yeni biriyle takılıyor, gazeteler sürekli "prens edward’ın yeni manitası" diye manşetlerini atıyordu. o dönemin televole çalışanları hep bu adamın peşindeymiş, ama sonuçta kimseye yakalanmıyordu. yani kraliyet ilişkisi yerine "prens'in haremi"desek tam olur.
büyük bilim ve din savaşının hasan tahsin'i olan darwin, "evrim var, bebeler!" dediğinde herkes "yok ebesinin elleri, tanrı bizi farklı yaratmadı mı?" diye kıyameti kopardı. yani bir yanda bilimsel devrim, diğer yanda "ama ben tanrı'yı seviyorum, yok öyle şey" diyen bir kitle. o dönemin en büyük internet tartışması gibi bir şeydi. "evrim mi, tanrı mı?" herkes kafayı yemişti, kimse ne olduğuna karar veremedi. gerçi hala pek bir sonuca varılmış değil.
her şeyin üstü şık ve zarif, ama altını eşelediğiniz zaman bir sürü skandal, gizem ve belki de ruh çağırma seansı çıkıyor. uzun lafın kısası, bu dönem zengin bebelerin her türlü at koşturabildiği karanlık bir dönemdi.
devamını gör...