#araştırma-inceleme
orijinal adı: eichmann in jerusalem: a report on the banality of evil
yazar: hannah arendt
yayım yılı: 1963
yahudi soykırımdan sorumlu adolf eichmann'ın kudüs'teki yargılanmasını inceleyen kitap, soykırımın büyük kitleler nezdinde nasıl normalleştirildiğini ve sonrasında bundan sorumlu olan yetkili kişilerin kendi savunmalarını, savunmaların içler acısı halini ele alıyor.
yazar: hannah arendt
yayım yılı: 1963
yahudi soykırımdan sorumlu adolf eichmann'ın kudüs'teki yargılanmasını inceleyen kitap, soykırımın büyük kitleler nezdinde nasıl normalleştirildiğini ve sonrasında bundan sorumlu olan yetkili kişilerin kendi savunmalarını, savunmaların içler acısı halini ele alıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 21.04.2021 18:59 tarihinde açılmıştır.
1.
tam adı "eichmann in jerusalem: a report on the banality of evil" olan hannah arendt kitabı. türkçeye ise "kötülüğün sıradanlığı: eichmann kudüs'te" olarak çevrilmiş. 1960 yılında arjantin'de yakalanıp israil'de yaklaşık 2 yıl süren bir dava ile yargılanan adolf eichmann'ın hitler'in emirleri altında yaptıklarını ve dava sürecini inceler.
arendt'in kötülüğün sıradanlığı tanımı sıkça (bkz: milgram deneyi) ile birlikte tartışılır.
arendt'in kötülüğün sıradanlığı tanımı sıkça (bkz: milgram deneyi) ile birlikte tartışılır.
devamını gör...
2.
1963 yılında yayınlanmış hannah arendt kitabı. ikinci dünya savaşında yahudilerin tehcir edilmesinde ve "nihai çözüm" meselesinde büyük rolü bulunan adolf eichmann'ın arjantin'de yakalanarak israil'e getirilmesi ile başlayıp, idam edilmesi ile son bulan yargılama sürecini anlatıyor kitap. adamın küllerini gemi ile taşıyıp, israil karasuları dışında akdeniz'e dökmüşler. açıkçası; kitap, beni inkisarı hayale uğrattı. yazarın, filozof ve siyaset bilimci olması nedeniyle kitabın adından da yola çıkarak, insanın ve kötülüğün doğasına ilişkin daha derin tahliller bekliyordum. ancak bu hali ile daha önce de belirtildiği üzere, sadece olay örgüsünü aktaran bir belgesel gibi kalmış kitap.
dikkatimi çeken bir diğer husus da eichmann'ın savunmasını üstlenen robert servatius ve onun boktan performansı oldu. keşke tarih izin verseydi de bir diğer nazi suçlusu klaus barbie'nin avukatlığını yapan ve bunu fransa'yı rezil etmek için bir fırsat olarak kullananjacques verges'i, bu davada görebilseydik. altı milyona yakın yahudiyi öldürmüş, tehcir etmiş, kısırlaştırmış adamlar biz sadece emirleri uyguluyorduk diye savunma yapıyor. kulağınıza küpe olsun sevgili dostlarım; konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilemez.
"zira bu suçlar hem kurbanların hem de suçu işleyenlerin sayısı bakımından kitlesel suçlardır; sorumluluk derecesi açısından, suça katılanların kurbanı fiilen öldüren katile yakın veya uzak olmalarının hiçbir önemi yoktur. bilakis genelde cinayet aletini kendi elleriyle kullanan kişiden uzaklaşıldıkça, sorumluluk derecesi artar."
dikkatimi çeken bir diğer husus da eichmann'ın savunmasını üstlenen robert servatius ve onun boktan performansı oldu. keşke tarih izin verseydi de bir diğer nazi suçlusu klaus barbie'nin avukatlığını yapan ve bunu fransa'yı rezil etmek için bir fırsat olarak kullananjacques verges'i, bu davada görebilseydik. altı milyona yakın yahudiyi öldürmüş, tehcir etmiş, kısırlaştırmış adamlar biz sadece emirleri uyguluyorduk diye savunma yapıyor. kulağınıza küpe olsun sevgili dostlarım; konusu suç teşkil eden emir, hiçbir surette yerine getirilemez.
"zira bu suçlar hem kurbanların hem de suçu işleyenlerin sayısı bakımından kitlesel suçlardır; sorumluluk derecesi açısından, suça katılanların kurbanı fiilen öldüren katile yakın veya uzak olmalarının hiçbir önemi yoktur. bilakis genelde cinayet aletini kendi elleriyle kullanan kişiden uzaklaşıldıkça, sorumluluk derecesi artar."
devamını gör...
3.
hannah arendt, adolf eichmann davası izlenimlerini ilkin yanılmıyorsam washington post'ta yayımlamıştır. gazetenin, ait olduğu yahudi cemaatinin ve kamuoyunun hatta akademik çevrelerin tüm baskılarına rağmen görüşlerinden caymamış ve titizlikle çalışmış olan arendt bir nazi askerinden ziyade savaşın planlama kısmında çalışan eichmann'ın tüm psikiyatrik incelemelerde ruhsal açıdan sağlıklı olması üzerine kafa yormuştur. eichmann yahudilere karşi olumsuz yargıları olan biri değildir. hatta uzun yıllar yahudi komşuları ile iyi geçinmiş ve düşmanlık gösterecek bir harekette bulunmamıştır. arendt'in kötülüğün sıradanlığı fikri burada başlar. kitlelerin kötülüğü nasıl normalleştirebilecekleri ve insanın düşünme, çıkarımda bulunma eksikliğinin nelere yol açabileceğini görmüştür. güç sahibi olmak bilme ve bilinçlilik halinin gerçekleştiği anlamına gelmez. hukuka atanmış mevzularda kamuoyunun gücünü kullanarak toplumsal lince meyil etmesi aynı olmasa da tehlikelere işaret eden güncel gelişmelerdir.
devamını gör...
4.
bir hannah arendt kitabıdır.
açıkçası kitabı elime aldığımda böyle bir kitap okuyacağım düşünmemiştim. bu kitap. adolf eichmann davasını takip eden hannah arendt'in dava öncesi, dava süreci ve dava sonrasına dair izlenimlerini içeren tarihi bir belge niteliğinde olan bir kitap. ama hannah arendt bu kitabı yazarken edebiyat yeteneğini ve sanatçı sorumluluğunu da bir kenara bırakmamış. böyle olunca da ortaya tarihi bir başyapıt çıkarmış.
nazilerin yahudi halkı ile ilgili nihai çözüm planlarını uygulamaya başladığı dönemde bir yarbay olan ve bu işlerde yukarıdan gelen emirleri harfiyen uygulamak gibi bir görevi olan adolf eichmann arjantine'de yakalanır ve bir anlamda ibret-i alem için kudüs'te yargılanır. tam bir komedi şovuna dönüşen bu yargılama sonucunda da idam edilen adolf eichmann yatacak yeri olmasın diye yakılıp külleri de denize atılır.
bu dava sürecini takip eden hannah arendt de kötülüğün bir analizini yaparken aslında taraflardan hiçbirini yaranamayan muhteşem bir metin ortaya çıkarır. bir super villain olması beklenen adolf eichmann'ın aslında öyle olmadığı kanaatine varan yazar olanca tarafszılığı ile muhteşem bir kitap sunar bize. sıradan kötülüğün nelere mal olabileceğini görmek açısından önemli bir eserdir bence.
açıkçası kitabı elime aldığımda böyle bir kitap okuyacağım düşünmemiştim. bu kitap. adolf eichmann davasını takip eden hannah arendt'in dava öncesi, dava süreci ve dava sonrasına dair izlenimlerini içeren tarihi bir belge niteliğinde olan bir kitap. ama hannah arendt bu kitabı yazarken edebiyat yeteneğini ve sanatçı sorumluluğunu da bir kenara bırakmamış. böyle olunca da ortaya tarihi bir başyapıt çıkarmış.
nazilerin yahudi halkı ile ilgili nihai çözüm planlarını uygulamaya başladığı dönemde bir yarbay olan ve bu işlerde yukarıdan gelen emirleri harfiyen uygulamak gibi bir görevi olan adolf eichmann arjantine'de yakalanır ve bir anlamda ibret-i alem için kudüs'te yargılanır. tam bir komedi şovuna dönüşen bu yargılama sonucunda da idam edilen adolf eichmann yatacak yeri olmasın diye yakılıp külleri de denize atılır.
bu dava sürecini takip eden hannah arendt de kötülüğün bir analizini yaparken aslında taraflardan hiçbirini yaranamayan muhteşem bir metin ortaya çıkarır. bir super villain olması beklenen adolf eichmann'ın aslında öyle olmadığı kanaatine varan yazar olanca tarafszılığı ile muhteşem bir kitap sunar bize. sıradan kötülüğün nelere mal olabileceğini görmek açısından önemli bir eserdir bence.
devamını gör...