açıköğretim mezunlarının üniversite mezunu sayılması ironisi
başlık "ihtiyar wertherin ağrıları" tarafından 07.09.2021 11:12 tarihinde açılmıştır.
1.
siz hiç diyalektik algıyla yüzlerce kişi ders yaptınız mı ya da akademi, üniversite sözcüklerinin doğuş sebebi nedir, gereksinimleri nedir, bir kez olsun baktınız mı, da gidip 2kitap okuyup sınavda bir harfin üzerine daire konduranı üniversite mezunu yaparak adaletin dibine dinamit koyuyorsunuz... adam benim sırf basın yayın tarihi tek dönem ders kitabım kadar kitap üzerinden üniversite mezunuyum diyor, üstüne de ben üç üniversite mezunuyum aldığım paraya bak diye ekliyor. ben de gerçek üniversite mezunuyum ama sanalın bana ettiği lafa bak diyor muyum... ya da niye 3 açıköğretim, asker kaçağı mısın, diye soruyor muyum... velhasıl, diplomada belirtilmeli ve pek tabii ki herkes okumalı, daha çok okumalı, engeller olmamalı ama liyakat adına da bazı belirteçler düşülmeli efenim...
2....sistemdeki hataları yeni hatalarla savunan zihniyet nedeniyle zaten bu kadar bataktayız... sorun, üniversitelerde de kalitenin düşürülmüş olması, buna ek olarak bir de açıköğretim eşitsizliği ile dibe vurulması. kim olduğunu bilmediğimiz yazarlarla ilgili tahmini saldırılarla tatmin olmak yerine, eğrilere karşı doğru duruşu destekleyebiliriz... aziz sancar yakıştırması yapan yazar arkadaş, çok merak ediyorum siyasi süreçlerde, sokağa döküldüğümüzde de aynı tepkiyi veriyor mu, aman sanki siz daha iyisiniz de muhalefet yapıyorsunuz , diyor mu... ya da burada olma amacı huysuz ihtiyar deminde, her başlığa ve yoruma sinir bozucu yazayım da varlığım sürüp gitsin mi? açıköğretimde uygulama yoktur, tartışma yoktur, edilgen öğrenim vardır, o da kısıtlı... sonra eline oy pusulası alınca neden bomba görmüş gibi oluyor insanlar, diyoruz, neden tartışamıyoruz, ya boyun eğiyoruz ya da saçma bir genelin peşine takılıyoruz... sebep ortada, daha buradaki yazarlar dahi, tartışmayı bilmiyor ama saldırıda sonsuz bir enerjiye sahipler, takıntılı saldırı hastalıktır, psikiyatrik müdahale gerektirir... açılan başlığı beğenmeyen yorumunu yazabilir ama solucan takibi gibi kıvrıla kıvrıla her yere uzanıp saldırmaz... bu bir ironi, zira üniversite ve akademi sözcüklerinin doğuşuna bakmanız gerekir... hatta asma bahçelerde filozofların çevresine toplanıp dolaşarak yapılan doyurucu sohbetlerden doğan kavramlara... oradaki dairesel gezinimin bile bir anlamı, yansıması vardır.
2....sistemdeki hataları yeni hatalarla savunan zihniyet nedeniyle zaten bu kadar bataktayız... sorun, üniversitelerde de kalitenin düşürülmüş olması, buna ek olarak bir de açıköğretim eşitsizliği ile dibe vurulması. kim olduğunu bilmediğimiz yazarlarla ilgili tahmini saldırılarla tatmin olmak yerine, eğrilere karşı doğru duruşu destekleyebiliriz... aziz sancar yakıştırması yapan yazar arkadaş, çok merak ediyorum siyasi süreçlerde, sokağa döküldüğümüzde de aynı tepkiyi veriyor mu, aman sanki siz daha iyisiniz de muhalefet yapıyorsunuz , diyor mu... ya da burada olma amacı huysuz ihtiyar deminde, her başlığa ve yoruma sinir bozucu yazayım da varlığım sürüp gitsin mi? açıköğretimde uygulama yoktur, tartışma yoktur, edilgen öğrenim vardır, o da kısıtlı... sonra eline oy pusulası alınca neden bomba görmüş gibi oluyor insanlar, diyoruz, neden tartışamıyoruz, ya boyun eğiyoruz ya da saçma bir genelin peşine takılıyoruz... sebep ortada, daha buradaki yazarlar dahi, tartışmayı bilmiyor ama saldırıda sonsuz bir enerjiye sahipler, takıntılı saldırı hastalıktır, psikiyatrik müdahale gerektirir... açılan başlığı beğenmeyen yorumunu yazabilir ama solucan takibi gibi kıvrıla kıvrıla her yere uzanıp saldırmaz... bu bir ironi, zira üniversite ve akademi sözcüklerinin doğuşuna bakmanız gerekir... hatta asma bahçelerde filozofların çevresine toplanıp dolaşarak yapılan doyurucu sohbetlerden doğan kavramlara... oradaki dairesel gezinimin bile bir anlamı, yansıması vardır.
devamını gör...
2.
ironi değildir. bırakın da insanlar ne okumak istiyorsa okusun. yeter ki okusun.
devamını gör...
3.
gayet ironidir. örgün öğretim mezunu ile açık öğretim mezunları aynı haklara sahip sırf ab üyeliği sürecinde bakın bizim çok üniversite mezunu vatandaşımız var diyebilmek için. en basitinden askerde dahi eşit haklara sahip oluyor. o da kısa dönem yapabiliyor (ya da yedek subay) örgün öğretim mezunu da. insanlar ne okumak istiyorsa okusun, yeter ki okusun demiş yazar arkadaş. kitaptan bahsetmiyoruz, üniversiteden bahsediyoruz. ondan sonra da sistemi eleştirirsiniz. vay efendim yollar niye çöktü, vay efendim liyakat bilmem ne. sen herkesi üniversite mezunu yaparsan, sonucu da bu olur. yakın bir zamana kadar da psikoloji bölümü konuyordu az kalsın açık öğretim bünyesine. çok okumak isteyen doğru düzgün çalışır, örgün öğretime girer. yurt dışında kaliteli uzaktan eğitim veren üniversiteler yok mu? var... ama açık öğretim gibi haydi bakalım 50 soruyu çözü, yarısını doğru yap ve geç mantığı ile mezun etmiyorlar. tabii bir de şimdi pandemi yüzünden online sınav gerzekliği çıktı. millet patır kütür uzaktan bilgisayara bağlanıp, başkası yerine sınava giriyor. gayet google'dan arata arata soru çözüyor. neyse canım, kaliteli eğitim alınmasa da olur.. insanlar ne okumak istiyorsa okusun.. kopya da çeksin.. yeter ki okusun..
devamını gör...
4.
üniversitelerde sanki doğru düzgün eğitim verilip adam akıllı mezun çıkıyor da açıköğretimi eleştiriyor dün ‘kıllı erkek mabadı görmek istemiyorum ‘ diyen çaylak arkadaş. sende üniversiteye gidip kopya çekerek,kredi yada bursunu mervelerle harcayarak geçiriyorsun bu adamlar da aynısını yapıyor, üniversite de atom parçalamıyorsun yani kaldı ki zaten uygulamalı bölümler yok,çoğu sözel bölümler,ezber yapıp geçeceğin. devletin sunduğu ,parası olan ama vakti olmayan insanlar için yapılmış bir imkan. beyimiz sanki aziz sancar,üniversite çıkarımı yapmış peh peh peh.
devamını gör...
5.
burhan altıntop duysa çok üzülürdü bu tanımlara
devamını gör...
6.
örgün ve açıköğretim arasında tabii ki fark vardır ve bu fark iş alanlarında da bariz ortaya çıkar özellikle iş alımlarında. bırakın açıköğretimi bugün sayılı üniversitelerden mezun insanlar bile işsiz. o yüzden bu ayrıma girmek zaten yanlış. açıköğretimi savunduğum nokta ise şöyle. gençlik döneminde en çok para getiren ya da statüsü yüksek meslekler seçiliyor. doğal olarak aslında hiç istemediğin ve sana uygun olmayan bölümleri zorla okuyorsun.
açıköğretim burada devreye giriyor işte. şu an ki bu gruba ben de dahilim, istediğim ve merak ettiğim bölümleri okuyorum. inanır mısınız bilmem ama kopya da çekmiyorum. kitapları okuyorum araştırmalar yapıyorum çünkü derdim gerçekten merak ettiğim bölümü okumanın verdiği zevki tatmak. o yüzden hiç karşı çıkılacak bir durum yok ortada. kendinizi geliştirip fark yaratırsanız zaten hiç örgün okumamış bir insandan bir adım önde olursunuz zaten. biz de istediğimiz bölüm ya da bölümleri okuyup mutlu olalım.
açıköğretim burada devreye giriyor işte. şu an ki bu gruba ben de dahilim, istediğim ve merak ettiğim bölümleri okuyorum. inanır mısınız bilmem ama kopya da çekmiyorum. kitapları okuyorum araştırmalar yapıyorum çünkü derdim gerçekten merak ettiğim bölümü okumanın verdiği zevki tatmak. o yüzden hiç karşı çıkılacak bir durum yok ortada. kendinizi geliştirip fark yaratırsanız zaten hiç örgün okumamış bir insandan bir adım önde olursunuz zaten. biz de istediğimiz bölüm ya da bölümleri okuyup mutlu olalım.
devamını gör...
7.
(bkz: aöf) kafasozluk.com/entry/1159761
devamını gör...
8.
ilkokul mezunu millet vekili olabiliyorsa 18 yaşa kadar düştüyse bu durum memleketimde egitim öğretim eleştirisi yapan arkadaşa açık ogretimliler akademisyen sayılır.
devamını gör...
9.
açıköretim okudum.maaşım yükselsin ya da bok gibi işe girişim olabilsin diye.örgün öğretim ile asla kıyaslanamaz ama gidip bayburt üniversitesi mezunu da kalkıp ben 4 sene dirsek çürüttüm demesin bı zahmet.hatta odtü-boğaziçi mezunu değilse de ağzını hiç açmasın.çarpım tablosunu bilmeyen üniversite mezunu dolu memleket.asıl problemin ülkenin eğitim sistemi olduğunu unutup açıköğretim okuyana çatmak da üniversite mezunu insana yakışmaz
devamını gör...
10.
türkiye'de elle tutulur 10 üniversite var ya da yok. onların da bazı bölümlerini belki bir yere koyabiliriz. bunlar dışında bir yerden mezun olan arkadaşlar kendilerini aöf'lülerle aynı kefeye koymakta sorun görmesinler.
kabaca listeleyelim:
boğaziçi, odtü, itü, hacettepe, ankara, bilkent, marmara'nın bazı bölümleri, istanbul, koç, sabancı, yıldız.
kabaca listeleyelim:
boğaziçi, odtü, itü, hacettepe, ankara, bilkent, marmara'nın bazı bölümleri, istanbul, koç, sabancı, yıldız.
devamını gör...
11.
yüksek öğretim mezunu, lisans mezunu ya da açık öğretimde okuyanı çok gördüm. çoğunluğunun ortak felsefesi “okumak cahilliği alır eşeklik baki kalır”. öncelik insan olup o topluma değer katmak.
devamını gör...
12.
ben de açıköğretim çocuk gelişimi mezunuyum. üstelik 1 dönem meb anaokulda staj da yaptım. hem de hiç kolay değil geçmek bizim bölümümüzde. her gün okula gidip yapman gereken okul işleri sonrası saatlerce rapor yazıp öğretmene müdüre imzalatıp taratıp siteye yükleyip onaylanmasını bekliyorsun. bazı raporların onay almıyor. onlara göre not veriliyor geçme notu. yani biz de sınavlar için dirsek çürüttük. evet laylaylom olan çok var ama maddi durumdan gidemeyen ailevi sebeplerden gidemeyen diploma notu yüksek olan çalışarak kazanan insanları bu gruba dahil etmemelisiniz. o zaman ben de şuradan vururum. ülkenin her sokağı üniversite 3 katlı bina bulan üniversite yapıyor. özel üniversitelerde avukat doktor çıkanlar da gerçekten çalışıyorlar mı derslerine yoksa paralarıyla mı mezun oluyorlar. en alt seviyelerdeki üniversitelerde gerçekten ders anlatılıyor mu öğrenebiliyorlar mı gerçekten tam bilgili mi mezun olunuyor. yani ülkemizde eğitim sisteminin yanlışlığı yadsınamaz. ama genele vurup ayrışmayalım. ne açıköğretimden çıkan %100 iyi ne örgünden çıkan. eğer her şeyimiz tam olsaydı yıllarca üniversite okuyup işe gelince tecrübeli arayışında olmazlardı.
özet: dirsek çürüten açıköğretimde de özelde de örgünde de çürütür boş adam hepsinde aynıdır.
özet: dirsek çürüten açıköğretimde de özelde de örgünde de çürütür boş adam hepsinde aynıdır.
devamını gör...
13.
ironi tersine işlemiş olacak ki, pandemi sürecinde örgün öğretimler açık öğretim haline geldi.
devamını gör...
14.
türkiye'de yaşayan insanların ekseriyetinin sorunu, dünyanın türkiye'den oluştuğunu düşünmesi. harvard açık öğretim bölümleri var. akşam bölümleri var. ve insanlar okuyor.
nihayetinde üniversite piyasaya kalifiye eleman yetiştirir. böyle olmalı mı olmamalı mı tartışma konusu. ama batı dünyasında bu böyle. ve herkes mükemmel kalifiye olmak zorunda değil. açık öğretim okuyanın diploması piyasa koşullarında daha ucuza alıcı bulur. ve daha az kalifiye eleman sayılır. tabi herkes büyük şirketlerde çalışmak zorunda değildir. bu yüzden daha az eğitimlerde piyasanın ihtiyacıdır. bu minvalde açık öğretim üniversiteleri vardır.
nihayetinde üniversite piyasaya kalifiye eleman yetiştirir. böyle olmalı mı olmamalı mı tartışma konusu. ama batı dünyasında bu böyle. ve herkes mükemmel kalifiye olmak zorunda değil. açık öğretim okuyanın diploması piyasa koşullarında daha ucuza alıcı bulur. ve daha az kalifiye eleman sayılır. tabi herkes büyük şirketlerde çalışmak zorunda değildir. bu yüzden daha az eğitimlerde piyasanın ihtiyacıdır. bu minvalde açık öğretim üniversiteleri vardır.
devamını gör...
15.
hem örgün hem açık öğretim bölüm bitirdim, örgünde de uygulamalı olan bölümler (tıp, mühendislik v.s.) hariç okula gidip ben şunu öğrendim diyecek insan çok azdır. eğitim insanın kendini geliştirmesi ile alakalıdır, örgünde de kendini geliştiremeyebilirsin, açıköğretimde de. yani olay sende bitiyor, o bölümle alakalı yeterlilik sınavını okulda hocana sakso çekerek de, kopya çekerek de bitirebilirsin, açık öğretimde google'a girerek de. ne demiştik, her şey size bağlı, üniversitede 4 yıl okuyarak, para harcayıp, rezil olarak, ortamlara giremiyor diye üzülen tiplerin göt yanması gibi geldi bana, kim ne okursa okusun ne güzel bir durum işte.
devamını gör...
16.
ben hem 2 yıllık örgün eğitim gördüm hem açık öğretim. örgün eğitim zaman para kaybı üstüne bide burnu kaf dağında olan hocalarla onların hayat hikayeleriyle uğraşıyosunuz açık öğretimde burda yazılanlar gibi şu notu al geç demiyolar en azından her okulda demiyorlar geçme notları yüksek ve çalışmıyorsan geçemezsin örgün eğitimde ev yurt farklı bi şehir çok zor maddiyat gerekiyor herkes bulunduğu şehri kazanamıyor maalesef böylede düşünmek gerekiyor.
devamını gör...
17.
bu konuda asıl ironi, türkiye'de üniversitede verilen eğitim kalitesinin tartışılmasından çok aöf okuyanın üniversite mezunu olup olmadığının tartışılmasıdır. ben yaptığım mülakatlarda aöf mezunu ile örgün okuyan arasında bi fark görmedim ( çok nitelikli eğitim veren ve yukarıda da adı geçen üç beş üniversite haricinde). dolayısıyla işe alırken de ayrım yapmadım.
devamını gör...
18.
bu başlığı gördükten sonra utancımdan okulu bırakmaya karar verdim.
devamını gör...
19.
ironi
fransızca ironie
1. isim, edebiyat gülmece.
2. isim söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme.
fransızca ironie
1. isim, edebiyat gülmece.
2. isim söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme.
devamını gör...
20.
türkiye de üniversite okumak oldukça değersiz bir durum haline geldi. herkes üniversite mezunu hem de iki üç bölüm. açıköğretim kalitesinde üniversite mezunları varken sorgulanması gereken sorun bundan daha öte acaba biz eğitim görüyor muyuz şeklinde olmalıdır. türkiye eğitim sisteminin iki temel sorunu var birincisi eğitim ikincisi sistem.
devamını gör...