türkiyenin kendini natoya kanıtladığı savaştır.
devamını gör...
bu savaşta bu kadar fazla şehit vermemizin nedenlerinden iki tanesini üst düzey bir amerikalı asker anılarında yazmış. türk askerinin saldırıda, taarruzda çok cengaver olduğu, bir çok bölgede gece yapılan operasyonlarda amerikalılardan önce türklerin önden saldırdığı ve savunmaya geçilmesi emirlerini hiç dinlemedikleri için çok fazla şehit verdiğimizden bahsetmiş.
bir de türk subaylarının ingilizce iletişim konusundaki aksamalar nedeniyle, taktiksel anlamda gecikmeler meydana gelmiş.

not : bu konuya edit gelecek . kitab'ı bulunca ekleme yapacağım. toplumsal durumumuzla ilgili bir kaç güzel tespit çıkacak o kitaptan.
devamını gör...
tc nin; adnan menderes marifetiyle, türk askerini gönderdiği ve kan bedeli karşılığında natoya katıldığı savaştır.

günümüzde hala aynı şekilde kan bedeli ödenir (afganistan, ırak, suriye, libya) ama hep 3 ün 1 i alınır.
devamını gör...
hayatımda burada savaşmış ve hakkın rahmetine kavuşmuş türk askerleri kadar üzüldüğüm bir şey yoktur. nato'ya giriş bileti için dünyanın öbür ucuna emperyalistlerin emellerini gerçekleştirme amaçlı askeri birlik gönderdik. her sene bir kez kore'de yitip giden canlar için buz gibi suyun altına girer yarım saat beklerim.
devamını gör...
dedemin gazi olarak çıktığı savaş. memlekete döndükten sonra anneannemle evlenmişler. ilk senelerinde uykusundan kalkıp, anneannemi ''çinliler geliyor!'' feryatlarıyla boğmaya çalıştığını anlatır anneannem. ben savaş görmediğim için bana komik gelse de, çok acı bir yaşantı. dedem cam bardak kullanmaz, hep askeriyede kullandıkları metal bardaklardan su içerdi. ölene kadar belli başlı takıntılarını sürdürdü. anneannemse, dedemden gördüğü kötü muammelelere zamanında ses çıkaramadığından, şimdi aynalarla konuşuyor.
devamını gör...
sovyet baskısından dolayı kendimizi natoya aldırmak için asker gönderdiğimiz savaştır.
devamını gör...
2. dünya savaşından sonra güç dengesini değiştirmek isteyen sscb ve abd nin dünyanın ebesini bellediği savaştır. savaşa abd ye yalakalık yapan ve nato'ya girmek isteyen türkiye’de katılmıştır.

bm kuvvetleri savaşın başında kuzey kore yi püskürtmüş 38. paralelde durdurmuş ve çin sınırına dayanmıştı. savaşta tarafsız olan çin halk cumhuriyeti, eğer bm kuvvetleri 38. paraleli geçerse savaşa gireceğini açıklamıştır, bm kuvvetleri bunu dinlememiş bu olayda çin gibi süper bir gücün savaşa girmesine sebep olmuştur.

çin ilk başta dolaylı olarak savaşa girmiş, hemen kuzey kore'ye silah, para ve gıda yardımı yapmıştır. 1950 yılında ise bm kuvvetleri tam anlamıyla çin gönüllüleri tarafından bozguna uğratılmıştır. zafer elde edecekken sınırdaki nehri geçen yüzlerce çinli bm kuvvetlerini geri püskürtmüştür.

gelelim türk askerinin savaşta ki varlığına ; türk askeri bölgeye ilk olarak 12 ekim 1950 yılında pusan limanına ulaşmıştır.
259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik bir tugay bölgeye intikal etmiştir.
özellikle süngü savaşı ile çin askerleri püskürtülmüş bm kuvvetlerinin yok olunmasından kurtarmıştır türk tugayı.

kunu-ri muharebesi ise türk askerinin savaşın ve dünya nın gidişatı konusunda önemli rol oynamış, abd kuvvetlerinin yok olmasını önlemiştir. öyle ki ; bu muharebe 4 gün sürmüş ve müttefiklere 3 gün fazla kazandırmıştır. sonucunda ise ; 767 subay, astsubay ve erdir.
(218 ölü, 455 yaralı ve 94 kayıp)
devamını gör...
kağıt üzerinde halen devam eden savaştır. imzalanan bir ateşkestir sadece. bir barış anlaşması değil. o yüzden iki taraf da hala sağlam bir casus belli ye sahiptirler. kuzey kore bu casus belli yi kaybetmeyi hiç istemez.
devamını gör...
the new yorker dergisinin 19 haziran 1995 tarihli sayısında, kore savaşında amerikan stratejik hava komutanlığının başında bulunan curtis lamay ile bir röportaj bulunur. savaşın en önemli yüzü olan hava harekatları hakkında çok değerli bilgiler verir:


“over a period of three years or so,” lemay remembered, “we killed off—what—twenty percent of the population of [north] korea. . . . this seemed to be acceptable to everybody; but to kill a few people at the start right away, no, we can’t seem to stomach that.”


"3 yıılık bir süreç boyunca," lemay hatırladı, " kuzey kore'nin nüfusunun -nasıl desem- yüzde yirmisini öldürmüş olabiliriz. bu herkes için kabul edilebilir bir şey gibi duruyordu ancak daha başlangıçta bu kadar insanı öldürmek, hayır, midemiz bunu kaldırmıyordu."

söyledikleri hususunda, destekleyici bir tane, en azından benim elimde, delil var. 2. dünya savaşı'nın pasifik cephesi'nde, abd tarafından atılan bomba tonajı ile, kore savaşı'nda kuzey kore'ye atılan bomba tonajı hemen hemen aynıdır. amerika birleşik devletleri savaş bakanlığı'nın savaş sonrası yaptığı bir incelemede pasifik savaşında atılan bomba tonajını(84. sayfa), ap news'in şu haberinde de kore savaşında kuzey koreye atılan bomba tonajını öğrenebilirsiniz. bakmak istemeyenler için direkt sayıyı vereyim: pasifik savaşı'nda 656,400 ton, kore savaşı'nda 635 bin ton, ki bunun yaklaşık 32 bin tonu da napalm bombasıdır. pasifik'de atılan bomba tonajına nükleer bombalar da dahildir.


çin halk cumhuriyeti'nin askerleri kuzey korenin sınırına geldikleri zamanlarda, ki tam tarihi 5 kasım 1950 pazardır, amerikalı komutan douglas macarthur bir emir yayınlar. bu emir amerikan korgeneral george edward startemeyer'in günlüğünde şu şekilde bulunur(258. sayfa):


every installation, facility, and village in north korea now becomes a military and tactical target. the only exceptıons are: the big hydro-electric power plant on the manchurian border at changsi [?] 94 and the hydro-electric power plants in korea. general macarthur reiterated his scorched earth policy to burn and destroy.


"kuzey kore'deki her üs, tesis ve köy, taktiksel ve askeri bir hedef olmuştur. istisnalar ise, mançurya sınırında, çangsi'deki iki büyük hidro-elektrik santral ve koredeki hidroelektrik santrallerdir. general macarthur, yakıp yıkma taktiği üzerindeki ısrarını da yinelemişti."

amerika birleşik devletleri hava harp okulu'nun yayınladığı bir raporda(40. sayfadan itibaren), kuzey kore'deki barajlara yapılan hava bombardımanından bahseden bir bölüm vardır. bu bölümde, barajların bombalanmasının avantajları ve dezavantajlarından bahsedilir. bu yazıdan, baya büyük bir pasaj olsa da, bir kısmı çevireceğim:


the toksan strike and similar attacks on the chasan, kuwonga, kusong and toksang damns accounted for five of the more than twenty irrigation damns targeted for possible attack-dams up-stream from all the important enemy supply routes and furnishing 75 per cent of the controlled water supply for north korea's rice production. these strikes, largely passed over by the press, the military observers, and news commentators in favor of attention-arresting but less meaningful operations events, constituted one of the most significant air operations of the korean war.


"...toksan'daki saldırı ve benzerleri olan chasan, kuwonga, kusong ve toksang barajlarına yapılan saldırılar, hedef alınan 20 barajdan 5 tanesine, düşmanın tedarik yollarının üzerinden geçen, yukarı akıntılı ve kuzey kore'nin pirinç üretiminin %75'ine su sağlayan barajlara olan saldırılardı. bu saldırılar basın, askeri gözlemciler, haber sunucuları tarafından dikkat çekici olarak ele alınmasa da, savaşın en önemli operasyonlarından birisine karşılık geliyordu."


to the u.n. command the breaking of the irrigation dams meant distruption of the enemy's lines of communication and supply. but to the communists the smashing of the damns means primarily the destruction of their chief sustenance-rice. the westerner can little conceive the awesome meaning which the loss of this stapla food commodity has for the asian-starvation and slow death. "rice famine", for centuries the chronic scourge of the orient, is more feared than the deadliest plague.



"barajların yıkılması, birleşmiş milletler komutanlığınca, düşmanların iletişim ve tedarik hatlarının kesilmesi anlamına geliyordu. komünistler için ise öncelikli olarak, geçimlik pirincin yok edilmesi anlamına geliyordu. batılılar bu temel gıdanın tonlarcasının kaybedilmesinin, asyalı için anlamını-açlık ve yavaş bir ölüm- pek anlayamaz-. "piriç kıtlığı", doğunun yüzyıllık kronik laneti, en ölümcül salgından daha çok korkulan bir şeydi."
devamını gör...
kore savaşı, 1950'de kore yarımadası'nda amerika birleşik devletleri ile sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'nin karşı karşıya geldiği, soğuk savaş sürecinin en önemli kırılma noktalarından birisidir. türkiye, kore savaşı'na adnan menderes döneminde kore'ye asker yollamıştır ve bunun karşılığında iki sene sonra nato'ya girmiştir. kore savaşı'nın sonucunda kore, sovyetler birliği ve abd arasında 38. kuzey enleminden kuzey kore ve güney kore olarak ikiye bölünmüştür. yine bu dönemde kore gazisi kavramı ortaya çıkmıştır ve ankara'da kore'de savaşan türkler anıtı açılmıştır.
devamını gör...
road no:1 (güney(jeason) kore yapımı dizi.

izleyin ,izleyin de türk askerin nasıl bir savaşa gönderildiğini amerikan planlarına kurban edildiğini görün. ( dizi konusunda türk askeri yok)
çin komünist partisinin gönüllülerinin özgür kore için nasıl düştüklerini izleyin ..

kore savaşı abd'nin çirkin yüzünü gösteren bir savaştır.
ne yazık ki ;
''kore savaşı boyunca türkiye toplam 741 ölü ve 2147 yaralı verdi. bunların dışında türk birliklerinden 234 asker tutsak ve 175 asker yitik (akıbeti belli olmayan) sayılmıştır. 1. türk tugayı'nın toplam zaiyatı şöyledir: 721 ölü 2111 yaralı 175 kayıp 234 harp esiri (pow) 298 belirsiz.''
kayıplar - esirler arayıp soruldu mu bilemiyoruz, ne oldular ??????
sağ iktidarların vefasızlığının bir örneğidir kore'de yitenler, dönmeyenler ,kaybolanlar ,esirler.
abd ordusu da aynı.
devotion (2022)adlı bir abd yapımı film var ,mutlaka izlemenizi salık veririm.
olayın hikayesinin romanı yazıldı. (siyah afro-amerikan askerlerini nasıl haksız savaşa sürdüler kahramanlıklarını onlarca yıl sakladılar.
olayı tolga özbek.com.( kore savaşı’nda abd’nin ilk siyah pilotunun hikayesi) sitesinden okuyun .)

amerikan plütokrasisi demir ökçe'de ernest everhart'ın dediği gibi insanlık düşmanıdır .

bugün hala bilhassa sosyalist kore hakkında ki abd yalanlarına düşlük zekalı sağcılar kanıyor ,utanmadan sıkılmadan yalanlara ortak oluyorlar sonra türkiyeli devrimci sosyalist marksistleri abd yanlısı olmakla suçluyorlar.
reziller, bunlar hainden öte insanlık düşmanı faşistler.

yaşasın özgür kore.
devamını gör...
ıı. dünya savaşı sonrasında: 19 mart 1945 tarihinde sovyetler, türk-sovyet dostluk ve saldırmazlık paktı’nı (17 aralık 1925) feshetmek istediğini bildirdi. sovyetler bu antlaşmanın yeniden düzenlenmesini talep etti, bu talep doğrultusunda sovyetler birliği yeni bir taleple tekrar geldi, boğazlarda üs ve doğu sınırının düzenlenmesine ilişkin istekleri vardı. bu hususlardan ötürü türk-sovyet ilişkileri bir bakıma iyice gerildi. iki ülke arasında gerginlik iki ülkenin birbirlerine nota vermesiyle devam etti.

nato'ya girme hikayesi uzun, abd başkanı harry s. truman 12 mart 1947 tarihinde “truman doktrini”
“marshall planı” 1948-1951 arası dönemde 16 ülke, amerika tarafından ekonomik olarak desteklendi. türkiye ise 12 temmuz 1947 tarihinde türkiye’ye yapılacak amerikan yardımına ilişkin antlaşmayı imzaladı.
ıı. dünya savaşı sonrasında dünya iki kutuplu sisteme geçmeye başlamıştır avrupa'nın yarısını yutan sovyet rusya tehdidine karşı türkiye batı blokunu seçmiştir. natoya girmiştir.
ayrıntılı bilgi için (bkz: https://www.kureselsiyaset....).
devamını gör...
bak bak bak bak bak bak..
bak bak da bak bak..

efemmmm sovyetler üs istemişte ,doğu sınırını düzeltelim demişte miş miş miş.

sovyetlere üs verdin , götünün deliğine kadar amerikan üssü ve cia istasyonu doldu ülkemiz ,abd. askerleri kolunu sallaya sallaya geziyorlar hala.
1980'lerde ağrı dağında ki üsse ve bölgesine dağ bölgesi komutanı tümgeneral giremiyordu cia'dan izinsiz.
amaaa sovyetler üs istedi ebüvve.

bu sağcılar bir numaralı vatanı satanlardır , haini bilirsin bunlar hainden ötedir.

abd bu ülkeye eski otomobil, savaş gemisi ,silahve kullanılmış eşyadan başka ne verdi ..
sovyet fabrikaları çatır çayır demir çelik ,alüminyum vb. üretirken abd. savaş gemimizi batırdı ,askere çuval giydirdi.
başçavuşları orgenerallere ders verdirdi.(bizzat tanığımdır)

birde altta yazmış utanmaz ama sovyetler...


atası abd askeri gelecek diye kerhane boyayıp peçete tutanlardan mısınız .
devamını gör...
lenin'in ardından sovyet'i galiyev ya da troçki yönetseydi biz bu savaşa katılmamış olacaktık. ayrıca "menderesler olmasa katılmazdık." geçersiz argümandır çünkü 1950lerde bizim siyasetimizde iç meseleler polemik konusuydu, dış meselelerde mutabık olmak adetti; kısacası o dönemki siyasette bu hareketi desteklemeyen bir oluşum* yoktur. sovyet'in istediği üs müs değildi* çünkü, hayat kadını evladı stalin montrö'yü ortadan kaldırıcı şeyler istiyordu; 1878 sonrasındaki doğu sınırlarına* duyduğu istek de cabası. dikkatinizi çekerim, bu isteğin meşruiyeti bu toprakların bir zamanlar rus çarlığı tarafından işgal edilerek rus toprağı yapılmış olmasına yani emperyalizm'e dayandırılmaktadır*. dolayısıyla diyebiliriz ki sovyet en azından 1950lerin ardından emperyal bir devlettir*.

bu savaşta da mcmahon'un hatası olmasa şu an güney kore biraz daha geniş sınırlara sahip olabilirdi, onun çin sınırlarına sarkması çin'in de savaşa girmesine sebep oldu**. kuzey kore'nin daha geniş olması ise mümkün değildi, onlar bm kuvvetleri kore'ye ayak basmadan önce güney'i köşeye sıkıştırdılar; abd'nin buna müdahale etmemesi imkânsız olduğundan bu ilerlemenin kalıcı olmadığı en başından belliydi.
devamını gör...
natoya giris biletinin verildiği savastir.ama sadece bize.baska hicbir ulus bile isteye bu kadar agir bir bedel ödemedi natoya girmek icin.adnan menderes icraatidir ve vatan savunmasi icin değil, emperyal buyruklar sebebiyle o askerler oraya gitmistir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kore savaşı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim