1.
2.
eşittir istanbuldur.
devamını gör...
3.
bireylerin tüm insanlık çerçevesinde hissettikleri aidiyet ve tüm insanlığa ait olma durumudur. yerelliğin yerini evrensellik alır.
bu fikirlerle ilgili etiksel, sosyolojik ve siyasi felsefelerin tanımlanmasında kullanılan bir terimdir.
bazı arkadaşlar bu kelimeyi cümle içerisinde kullanmak istediklerinde bu başlığı açıp bakabilirler.
bu fikirlerle ilgili etiksel, sosyolojik ve siyasi felsefelerin tanımlanmasında kullanılan bir terimdir.
bazı arkadaşlar bu kelimeyi cümle içerisinde kullanmak istediklerinde bu başlığı açıp bakabilirler.
devamını gör...
4.
roma’nın ortaya çıkışıyla birlikte kozmopolis kavramından türeyen nane.
devamını gör...
5.
bu sözcüğü platon’u eleştiren rasyonalist felsefe yanlısı diyojen bulmuştur.bir ulustan değil kozmos’tan gelen herkes , bir başka deyişle, “ evren ya da kozmos yurttaşlığı” anlamında kullanıyordu.
devamını gör...
6.
zannımca tarihin en balonlarından olan kavram.
kozmopolitleşen yerleşim yerleri kültürünü kaybeder. on yillardan beri söylenen "eski istanbul" klişesini yok eden ne oldu? anadolu'dan istanbul'a göç.
son yıllarda başta doğu akdeniz olmak üzere tüm akdeniz ve ege sahil şeridinin şikayetçi olduğu durum da bu. özellikle 90'li yıllardan sonra bu bölgeye yapılan göçler koca bir coğrafyanın kültürü ve alışkanlıklarını değiştirdi. belki ekşi'de bile görmüşsünüzdür, insanlar ege ve akdeniz bölgelerindeki mafya yapilanmalarindan son derece şikayetçi olmaya başladı. doğu'dan kamyon arkasinda akrabalarını getirten herkes birkaç yıl içerisinde turizm, sanayi, yeme-içme başta olmak üzere birçok sektörde mafyalaştı ve yerel halk doğal olarak bununla bununla mücadele edemedi. çünkü haksız rekabet söz konusu. doğu akdeniz bu durumun en çok ayyuka çıktığı yer. yine son yıllarda birçok mersinli ve adanalı(tabi ki yerlileri) "adana-mersin haberlerde, dizilerde gördüğünüz gibi bir yer değil. o gördüklerinizi yapanlar şehre sonradan göç edenler" gibi sözler duymuşsunuzdur. doğu akdeniz coğrafi konumu gereği göçlerden en büyük yarayı alan bölge oldu ve şu anda ceremesini çekmekte.
bugün tekirdağ gibi ülkenin batısında yer alan, onyillar boyu çingenelerin işlediği istisnai suçlar dışında asayiş problemi yaşamayan bir şehir bile "tehlikeli mahalleler"e sahip. bu mahallelerin demografik yapısına baktığımızda çingeneler hariç hiçbirinin tekirdağlı olmadığını görüyoruz.
şehirleri salıp ülkelerden de örnek verelim. gelişmiş ve nüfusu yüksek ülkeler arasında asayiş problemi en düşük olan 2 ülke japonya ve güney kore'dir. geçtiğimiz günlerde hint başbakan seçen ingiltere'de banliyölerde bir zenci grubu tarafindan mabadınıza bıçak yeme ihtimaliniz hiç düşük değilken japonya ve güney kore'de böyle bir durumun olması halinde ülke ayağa kalkar. daha geçtiğimiz günlerde japonya, ülkeye 60 civarı mülteci alınacağını duyurdu ve insanlar kararı protesto etti. adamlar akıllı hocam, ipin ucunu baştan sıkı tutmak lazım diyorlar. bugün 60 mülteci alındığında ülkeye hiçbir şey olmaz ama problem şu ki bugün 60 mülteci alındığında sesimizi cikartmazsak yarın 600, öbür gün 6000 mülteci derken çocuklarımız da banlıyölerde zencilerin(zenci sadece bir örnek) mabad kesitiği bir japonya'da yaşamak zorunda kalır diyorlar. elde ettikleri refahı paylaşmak zorunda olacakları gerçeğini söylemiyorum bile.
sonuç: iktisat biliminde tüketim tercihleri elde edilecek faydaya baglidir. 100 lirası olan bir insan en yüksek faydayı hangi mal ve hizmetlerden elde edeceğini düşünüyorsa tercihlerini o yönde kullanır. kozmopolitliğin faydası yok mu? elbette var. ceşitlilik güç katar. genetik biliminde bile böyledir. yabancılarla yapılan çiftleşmeler genleri çesitlendirir, güclendirir. gen havuzu genişleyen çocuklar hastalıklara ve çeşitli dış etkenlere karşı daha dirençli olur. aynı şekilde çok uluslu ülkeler de düzgün yönetimlere sahipse çeşitlilik barındırmayan ülkelere göre daha avantajlı olur. tek bir milletin birikiminden, kültüründen, yüzyıllar boyu gelistirmiş oldukları avantajlardan istifade etmek yerine birçok milletin avantajlarından faydalanır.
iktisadi düşünüp fayda-zarar hesabı yaptığımızda ise kozmopolitliğin potansiyel zararının potansiyel faydasından çok daha büyük olduğunu görüyoruz. avrupa zannedilenin aksine gücünü kozmopolitliğe borçlu değil. avrupa zaten avrupa'ydı, göçmenler sonradan bu zenginliğe kondu. gücünü kozmopolitlikten alan en büyük ülke amerika birleşik devletleri. abd 200 yıl önce de kozmopolitti. bu kozmopolitlik her ne kadar avrupalı milletlerden oluşsa da, afrikali-ortadogulu-asyali-guney amerikalı milletlerden oluşmasa da bu da bir kozmopolitlik.
problem şu ki gelişmişliğini kozmopolitlikten alan ülke olarak aklıma gelen tek ülke abd iken(eminim birkaç ülke daha vardır ama çok az) kozmopolitlikten dolayı belini dogrultamayan tonla ülkeyi google araştırmasına bile gerek kalmadan bir çırpıda sayabilirim. lübnan, ırak, iran, hindistan, pakistan, afganistan, mısır, libya, suriye.. bakınız daha afrika'ya(mısır ve libya hariç) ve güney amerika'ya gitmedim efendim. bu 2 kıtada millet bilinci olan ülke yok desem yeridir. tamamı karmakarış.. pardon kozmopolit ülkeler*.
millet bilinci olmayan, dolayısıyla ne üretimde ne tüketimde ne kalkınmada ne krizde insanları bir arada tutan hiçbir motivasyonun olmadığı yitik ülkeler silsilesi..
kozmopolitleşen yerleşim yerleri kültürünü kaybeder. on yillardan beri söylenen "eski istanbul" klişesini yok eden ne oldu? anadolu'dan istanbul'a göç.
son yıllarda başta doğu akdeniz olmak üzere tüm akdeniz ve ege sahil şeridinin şikayetçi olduğu durum da bu. özellikle 90'li yıllardan sonra bu bölgeye yapılan göçler koca bir coğrafyanın kültürü ve alışkanlıklarını değiştirdi. belki ekşi'de bile görmüşsünüzdür, insanlar ege ve akdeniz bölgelerindeki mafya yapilanmalarindan son derece şikayetçi olmaya başladı. doğu'dan kamyon arkasinda akrabalarını getirten herkes birkaç yıl içerisinde turizm, sanayi, yeme-içme başta olmak üzere birçok sektörde mafyalaştı ve yerel halk doğal olarak bununla bununla mücadele edemedi. çünkü haksız rekabet söz konusu. doğu akdeniz bu durumun en çok ayyuka çıktığı yer. yine son yıllarda birçok mersinli ve adanalı(tabi ki yerlileri) "adana-mersin haberlerde, dizilerde gördüğünüz gibi bir yer değil. o gördüklerinizi yapanlar şehre sonradan göç edenler" gibi sözler duymuşsunuzdur. doğu akdeniz coğrafi konumu gereği göçlerden en büyük yarayı alan bölge oldu ve şu anda ceremesini çekmekte.
bugün tekirdağ gibi ülkenin batısında yer alan, onyillar boyu çingenelerin işlediği istisnai suçlar dışında asayiş problemi yaşamayan bir şehir bile "tehlikeli mahalleler"e sahip. bu mahallelerin demografik yapısına baktığımızda çingeneler hariç hiçbirinin tekirdağlı olmadığını görüyoruz.
şehirleri salıp ülkelerden de örnek verelim. gelişmiş ve nüfusu yüksek ülkeler arasında asayiş problemi en düşük olan 2 ülke japonya ve güney kore'dir. geçtiğimiz günlerde hint başbakan seçen ingiltere'de banliyölerde bir zenci grubu tarafindan mabadınıza bıçak yeme ihtimaliniz hiç düşük değilken japonya ve güney kore'de böyle bir durumun olması halinde ülke ayağa kalkar. daha geçtiğimiz günlerde japonya, ülkeye 60 civarı mülteci alınacağını duyurdu ve insanlar kararı protesto etti. adamlar akıllı hocam, ipin ucunu baştan sıkı tutmak lazım diyorlar. bugün 60 mülteci alındığında ülkeye hiçbir şey olmaz ama problem şu ki bugün 60 mülteci alındığında sesimizi cikartmazsak yarın 600, öbür gün 6000 mülteci derken çocuklarımız da banlıyölerde zencilerin(zenci sadece bir örnek) mabad kesitiği bir japonya'da yaşamak zorunda kalır diyorlar. elde ettikleri refahı paylaşmak zorunda olacakları gerçeğini söylemiyorum bile.
sonuç: iktisat biliminde tüketim tercihleri elde edilecek faydaya baglidir. 100 lirası olan bir insan en yüksek faydayı hangi mal ve hizmetlerden elde edeceğini düşünüyorsa tercihlerini o yönde kullanır. kozmopolitliğin faydası yok mu? elbette var. ceşitlilik güç katar. genetik biliminde bile böyledir. yabancılarla yapılan çiftleşmeler genleri çesitlendirir, güclendirir. gen havuzu genişleyen çocuklar hastalıklara ve çeşitli dış etkenlere karşı daha dirençli olur. aynı şekilde çok uluslu ülkeler de düzgün yönetimlere sahipse çeşitlilik barındırmayan ülkelere göre daha avantajlı olur. tek bir milletin birikiminden, kültüründen, yüzyıllar boyu gelistirmiş oldukları avantajlardan istifade etmek yerine birçok milletin avantajlarından faydalanır.
iktisadi düşünüp fayda-zarar hesabı yaptığımızda ise kozmopolitliğin potansiyel zararının potansiyel faydasından çok daha büyük olduğunu görüyoruz. avrupa zannedilenin aksine gücünü kozmopolitliğe borçlu değil. avrupa zaten avrupa'ydı, göçmenler sonradan bu zenginliğe kondu. gücünü kozmopolitlikten alan en büyük ülke amerika birleşik devletleri. abd 200 yıl önce de kozmopolitti. bu kozmopolitlik her ne kadar avrupalı milletlerden oluşsa da, afrikali-ortadogulu-asyali-guney amerikalı milletlerden oluşmasa da bu da bir kozmopolitlik.
problem şu ki gelişmişliğini kozmopolitlikten alan ülke olarak aklıma gelen tek ülke abd iken(eminim birkaç ülke daha vardır ama çok az) kozmopolitlikten dolayı belini dogrultamayan tonla ülkeyi google araştırmasına bile gerek kalmadan bir çırpıda sayabilirim. lübnan, ırak, iran, hindistan, pakistan, afganistan, mısır, libya, suriye.. bakınız daha afrika'ya(mısır ve libya hariç) ve güney amerika'ya gitmedim efendim. bu 2 kıtada millet bilinci olan ülke yok desem yeridir. tamamı karmakarış.. pardon kozmopolit ülkeler*.
millet bilinci olmayan, dolayısıyla ne üretimde ne tüketimde ne kalkınmada ne krizde insanları bir arada tutan hiçbir motivasyonun olmadığı yitik ülkeler silsilesi..
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/10/29/uqnvuteitipxo1tj-t.jpg)
devamını gör...
7.
eski istanbul dünyanın en kozmopolit kentlerinden biriydi. kent kültürünü oluşturan türk, rum, ermeni, yahudi, bulgar, romen ve levantenlere ek olarak şehrin iki kıta arasında bir düğüm noktası olması nedeniyle dünyanın bir çok yerinden gelen geçen yolcunun bıraktığı kültürel izler de vardı. günümüz istanbulu artık kozmopolit bir kent değildir. farklı kültürler yok artık. kendini milletin efendisi zannederek eski istanbul kültürünü ezen yok eden tek tip, kısır bir kültürel yapının egemen olduğu zavallı devasa bir köy var.
kent kültürüne yabancı kırsalın işgali kozmopolitleşmenin tamamen tersi bir durumdur.
kent kültürüne yabancı kırsalın işgali kozmopolitleşmenin tamamen tersi bir durumdur.
devamını gör...