2800 tl'yi beğenmeyen asgari ücretli
beğenmemekte haklı olan insandır. 400 dolara denk gelir. amerika’da yaşayan bir insan bu parayla iphone ,playstation alabilirken türk insanının alabilmesi için kaç ay çalışacağını siz hesap edin.
devamını gör...
son düzlük
at yarışlarında, virajı döndükten sonra girilen, virajsız olan son kısımdır.
bir olayın son aşamasına gelme durumudur.
bir olayın son aşamasına gelme durumudur.
devamını gör...
bıyıkları yeni terlemek
büyümek anlamına gelen sözdür sizin büyüdüğünüzü olgunlaştığınızı belirtir. vay bıyıkların terlemiş kocaman adam olmuşsun tarzında söylemlere maruz kalıyorsanız eğer bilin ki siz büyümüşsünüzdür . büyümeye başlıyorsunuzdur. size bunu haz etmediğiniz bir akrabanız derse sizde ona teşekkür ederim x amca seninde poponun kılları kadayıf olmuş diyebilirsiniz.
devamını gör...
marksist düşünce kulübü kurma fikri
(bkz: gülmekten katılamamak)
devamını gör...
kızların sözlüğü erkek düşürmek için kullanması
sözlüğe geliş amacımın erkek düşürmek olduğunu öğrendiğim başlıktır. yok arkadaş erkek kıtlığı yaşıyoruz artık sözlüklerde. erkeklerden çok kız düşürüyoruz artık. her sözlükte bi manitamız var. (bkz: oglum o senin yengen yengen)
devamını gör...
takipçisi olmayan yazar
hiç takipçisi olmayan yazardır...
(bkz: sen ciddi olamazsın bir dakika nasıl doğru olabilir bu)
edit : bunlardan biri de benim, bugün bana ağlamak düşer...
edit 2 : 1 olmuş oha
edit 3 : 3 oldu bir anda
(bkz: sen ciddi olamazsın bir dakika nasıl doğru olabilir bu)
edit : bunlardan biri de benim, bugün bana ağlamak düşer...
edit 2 : 1 olmuş oha
edit 3 : 3 oldu bir anda
devamını gör...
sorunsal
bugün açtığım bir başlığa sonradan eklendiğini farkettiğim durum, eklenmeden önce daha anlamlıydı.
en azından kibarca bir mesaj atıp şu sebeple düzelttik deseniz daha tatlı olmaz mıydı?
en azından kibarca bir mesaj atıp şu sebeple düzelttik deseniz daha tatlı olmaz mıydı?
devamını gör...
matematik bir model olarak aşkı anlama kılavuzu
ekonomist gazeteci şeref oğuz'un 2020 yılında çıkardığı kitaptır.
ekonomistlerin, duygusal konularda nasıl olabileceğine dair fikir edinilmesi bakımından bile, okunabilecek bir kitaptar.
tüm hayatımızın matematik olduğununun farkında olmadan yaşıyoruz. 3 vakte kadar bir falımızda çıkacakları merak ediyor, 40 yıllık sirkeye itibar ediyor, 1 fincan kahveye 40 yıl hatır yüklüyoruz.
kitap, aşkın bir matematiği olduğunu savunuyor. hayatımıza girecek insana, onay verme süremizin sadece 3 saniye olduğunu, sonraki 3 senede bunun şükrünü ya da pişmanlığını yaşadığımızı anlatmayla başlıyor.
aralara çok hoş beyitler, hoyratlar, hikayeler, bilinmedik kelimeler koyup, çok akıcı bir anlatımla, aşkın kadına-erkeğe yaptığını aşık-maşuk gözüyle anlatıyor.
aşkın dönemlerine çok farklı tanımlamalar yapıyor.aşırı beklentiler zirvesi gibi.
yalan kelimesinin arapça kezzap kelimesine karşılık geldiğini, aşkı tahrip ettiğini anlatmak için kullanıyor.
aşkın bedensel boyutlarından da rahatsız edici bir boyuta varmadan tam dozunda bahsediyor.
aşk ve öksürük saklanmaz derler ha bir de aptallık.
a beyim hadi diyelim ki bu ay parçaları gökten zembille inmiş/peki bu çaresiz aşıklar yerden mi çıktılar?
fatih dönemi şairlerimden necati
ekonomistlerin, duygusal konularda nasıl olabileceğine dair fikir edinilmesi bakımından bile, okunabilecek bir kitaptar.
tüm hayatımızın matematik olduğununun farkında olmadan yaşıyoruz. 3 vakte kadar bir falımızda çıkacakları merak ediyor, 40 yıllık sirkeye itibar ediyor, 1 fincan kahveye 40 yıl hatır yüklüyoruz.
kitap, aşkın bir matematiği olduğunu savunuyor. hayatımıza girecek insana, onay verme süremizin sadece 3 saniye olduğunu, sonraki 3 senede bunun şükrünü ya da pişmanlığını yaşadığımızı anlatmayla başlıyor.
aralara çok hoş beyitler, hoyratlar, hikayeler, bilinmedik kelimeler koyup, çok akıcı bir anlatımla, aşkın kadına-erkeğe yaptığını aşık-maşuk gözüyle anlatıyor.
aşkın dönemlerine çok farklı tanımlamalar yapıyor.aşırı beklentiler zirvesi gibi.
yalan kelimesinin arapça kezzap kelimesine karşılık geldiğini, aşkı tahrip ettiğini anlatmak için kullanıyor.
aşkın bedensel boyutlarından da rahatsız edici bir boyuta varmadan tam dozunda bahsediyor.
aşk ve öksürük saklanmaz derler ha bir de aptallık.
a beyim hadi diyelim ki bu ay parçaları gökten zembille inmiş/peki bu çaresiz aşıklar yerden mi çıktılar?
fatih dönemi şairlerimden necati
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
kızıma ve sözlükteki tüm kızlara gelsin.
jest oldu
o tatlı dilin güler yüzün
inan ki yürek hoplatıyor. *
jest oldu
o tatlı dilin güler yüzün
inan ki yürek hoplatıyor. *
devamını gör...
en çok sevilen çocuk oyunları
benim en bi sevdiğim ve hala çocuklarımla oynamalara doyamadığım oyun iiissstoooopp.
devamını gör...
sait faik abasıyanık
türk öykücülüğünün müstesna yazarıdır.
sait faik türk öykücülüğünde bir dönüm noktasıdır.daha çok insan,daha çok yaşama sevinci,daha çok çiçek,böcek,yemiş,ağaç ve daha çok sevişme iştiyakı sait faik'le başlamıştır.
şöyle ki; sait faik, basit ve içten bakar. hem de hiç kimsenin bakmayı akıl edemediği taraftan.. mesela:
"çiçekler ve ağaçlar,toprağın derinliğindeki sırrı bize ifşa eder.orada da kokuların ve renklerin bilmediğimiz tecellileri olduğunu lisanıhal ile söylerler.fakat biz bir şey anlamayız.bu anlaşılmaz lisanlarını kulak
ğımıza fısıldayan nebatat,anlaşılmadıklarına mahzun sönüp giderler."
diyebilen bir yazardır sait faik.
çiçeklerin niye solduğunu bilimsel argümanlarla açıklayabilirsiniz ama ruha dokunan,en ikna edici cevap yine sait faik'ten gelir.
serserice yazar,vurdumduymazdır.gördüğü neyse, kendisinde uyanan hissiyatı yazar.biraz bencildir.umursamaz edebi kuralları,yıkar geçer hepsini.kendi kuralları vardır.o da kuralsızlık.
haldun taner sait faik için "bir aylak adam" demişti.
maddi destekçileri olmasa(ki bunlar aile fertleridir.) hayatta yapacağım şey dediği mesleği icra etmek zorunda kalacaktı; 'memuriyeti'.
o çalışamaz,sorumluluk taşıyamaz.hiç büyümemiştir.koskoca adamdır ama yüreği hala çocuktur.
büyüdüğüne dair de ufacık bir emare varsa; o da sevişme iştiyakıdır.
"nasıl anlatmalı
nasıl söylemeli
...
şu kiraz mevsiminin
para kazanma zamanı değil
sevişme vakti olduğunu"
der sait faik.
öykülerinde öyle bir dil kullanır ki,yalın,sade,melodili... orhan veli' yi bu yüzden sait faik' e benzetirim. orhan veli, bence, sait faik' in şair halidir, ya da sait faik, orhan veli' nin düz yazı yazmış hali.
ikisi de çok genç yaşta yaşamını yitirdi.
ikisi de türk edebiyatının kilometre taşıdır.
bir orhan veli şiiri eklemeden bitirmek olmaz.
'' o canan ki, degustasyona gelmez
balık pazarına hiç gelmez ''
sait faik türk öykücülüğünde bir dönüm noktasıdır.daha çok insan,daha çok yaşama sevinci,daha çok çiçek,böcek,yemiş,ağaç ve daha çok sevişme iştiyakı sait faik'le başlamıştır.
şöyle ki; sait faik, basit ve içten bakar. hem de hiç kimsenin bakmayı akıl edemediği taraftan.. mesela:
"çiçekler ve ağaçlar,toprağın derinliğindeki sırrı bize ifşa eder.orada da kokuların ve renklerin bilmediğimiz tecellileri olduğunu lisanıhal ile söylerler.fakat biz bir şey anlamayız.bu anlaşılmaz lisanlarını kulak
ğımıza fısıldayan nebatat,anlaşılmadıklarına mahzun sönüp giderler."
diyebilen bir yazardır sait faik.
çiçeklerin niye solduğunu bilimsel argümanlarla açıklayabilirsiniz ama ruha dokunan,en ikna edici cevap yine sait faik'ten gelir.
serserice yazar,vurdumduymazdır.gördüğü neyse, kendisinde uyanan hissiyatı yazar.biraz bencildir.umursamaz edebi kuralları,yıkar geçer hepsini.kendi kuralları vardır.o da kuralsızlık.
haldun taner sait faik için "bir aylak adam" demişti.
maddi destekçileri olmasa(ki bunlar aile fertleridir.) hayatta yapacağım şey dediği mesleği icra etmek zorunda kalacaktı; 'memuriyeti'.
o çalışamaz,sorumluluk taşıyamaz.hiç büyümemiştir.koskoca adamdır ama yüreği hala çocuktur.
büyüdüğüne dair de ufacık bir emare varsa; o da sevişme iştiyakıdır.
"nasıl anlatmalı
nasıl söylemeli
...
şu kiraz mevsiminin
para kazanma zamanı değil
sevişme vakti olduğunu"
der sait faik.
öykülerinde öyle bir dil kullanır ki,yalın,sade,melodili... orhan veli' yi bu yüzden sait faik' e benzetirim. orhan veli, bence, sait faik' in şair halidir, ya da sait faik, orhan veli' nin düz yazı yazmış hali.
ikisi de çok genç yaşta yaşamını yitirdi.
ikisi de türk edebiyatının kilometre taşıdır.
bir orhan veli şiiri eklemeden bitirmek olmaz.
'' o canan ki, degustasyona gelmez
balık pazarına hiç gelmez ''
devamını gör...
çağımızın hastalığı
cehalet ve gösteriş.
devamını gör...
erbaş'tan zenginlere zekat çağrısı
müslüman olduğum yıllarda zekâtımı veriyordum ki maddi olarak tek varlığım biriktirdiğim (şimdi olmayan) 240 gr altındı.
şimdi dinsizim pandemi dönemi işe gidemediğini bildiğim tanıdığım olan kişilere, hiç olmazsa birkaç ayda bir nefes aldıracak kadar da olsa yardım ediyorum. bunu bana tanrı da demiyor.
sorarım geçen yaz hastanelerde sıcaktan bunalan *derileri türlü türlü hastalığa tutulan sağlık emekçilerine klima dışında bir soğutucu alabilecekken almayıp milletin orasına burasına koyanlara milyar liralık ihlaleleri peşkeş çekenlere destek veren bu tipler hiç zekat verir mi?
verirse de göstermelik yardım kolisi olarak 5-10 kişiye veriyorlar. kimse sahiden malının 1/40'ini ya da öşrünün 1/10 -1/20'sini vermiyor.*
bu işin de tekeli nakış gıda'dır. * ayrıca nakdî yardımdan yanayım kimin ne derdi varsa ona harcasın.
şimdi dinsizim pandemi dönemi işe gidemediğini bildiğim tanıdığım olan kişilere, hiç olmazsa birkaç ayda bir nefes aldıracak kadar da olsa yardım ediyorum. bunu bana tanrı da demiyor.
sorarım geçen yaz hastanelerde sıcaktan bunalan *derileri türlü türlü hastalığa tutulan sağlık emekçilerine klima dışında bir soğutucu alabilecekken almayıp milletin orasına burasına koyanlara milyar liralık ihlaleleri peşkeş çekenlere destek veren bu tipler hiç zekat verir mi?
verirse de göstermelik yardım kolisi olarak 5-10 kişiye veriyorlar. kimse sahiden malının 1/40'ini ya da öşrünün 1/10 -1/20'sini vermiyor.*
bu işin de tekeli nakış gıda'dır. * ayrıca nakdî yardımdan yanayım kimin ne derdi varsa ona harcasın.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
"ıstırap en güçlü ruhları ortaya çıkarır; en büyük karakterler, kurumuş yaralarla doludur."
halil cibran
halil cibran
devamını gör...
my sweet pepper land
hiner saleem imzalı çok dilli, sınır hikayeleri temalı 2013 yapımı bir film.
kadrosu da kendi gibi çok dilli çok kültürlü.
başrolde iranlı güzelliğiyle girdiği her filme güzellik katan golshifteh farahani ve korkmaz aslan var. feyyaz duman, suat usta ve yılmaz özdil de oyuncu kadrosunda yer alıyor.
vodka lemon filmiyle tanınan yönetmen bu filmi ilk kürt westerni olarak tanımlamış. filmin aralarına serpiştirilmiş parçaları birleştirince yönetmenin dediği gibi bir kürt westerni ortaya çıkıyor.
film, eski bir peşmerge ile idealist bir öğretmenin aşkı etrafında gelişiyor. ancak ben filmi böyle kuru kuru tarif edemem doğrusu. filmin etrafında geliştiği iki karakter olan baran ve govend, kalıplara sığmayı reddeden ama kalıplar arasında sıkışıp kalmış iki karakter.
filmi böyle tanımlayınca da mutsuz son bekliyor insan ama film mutlu sonlu. *
aslında mizahi dille eleştiriler de yapılmış ve tadında duruyor bu mizahi yön. özellikle govend'in abilerinin sanki tek bir kişiymiş gibi ordan oraya sürüklenip hep bir ağızdan konuşmaları çok hoşuma gitti. açıp açıp o komik sahneleri izliyorum.
filmin afişi de yok olmaya yüz tutmuş odaya afiş asma geleneğini canlandırmak için yapılmış adeta. o kadar güzel bir afiş.
kadrosu da kendi gibi çok dilli çok kültürlü.
başrolde iranlı güzelliğiyle girdiği her filme güzellik katan golshifteh farahani ve korkmaz aslan var. feyyaz duman, suat usta ve yılmaz özdil de oyuncu kadrosunda yer alıyor.
vodka lemon filmiyle tanınan yönetmen bu filmi ilk kürt westerni olarak tanımlamış. filmin aralarına serpiştirilmiş parçaları birleştirince yönetmenin dediği gibi bir kürt westerni ortaya çıkıyor.
film, eski bir peşmerge ile idealist bir öğretmenin aşkı etrafında gelişiyor. ancak ben filmi böyle kuru kuru tarif edemem doğrusu. filmin etrafında geliştiği iki karakter olan baran ve govend, kalıplara sığmayı reddeden ama kalıplar arasında sıkışıp kalmış iki karakter.
filmi böyle tanımlayınca da mutsuz son bekliyor insan ama film mutlu sonlu. *
aslında mizahi dille eleştiriler de yapılmış ve tadında duruyor bu mizahi yön. özellikle govend'in abilerinin sanki tek bir kişiymiş gibi ordan oraya sürüklenip hep bir ağızdan konuşmaları çok hoşuma gitti. açıp açıp o komik sahneleri izliyorum.
filmin afişi de yok olmaya yüz tutmuş odaya afiş asma geleneğini canlandırmak için yapılmış adeta. o kadar güzel bir afiş.
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
çamaşırları,bulaşık makinesine,tabakları da çamaşır makinesine atmak..
devamını gör...
james franco
11.22.63 gibi harika bir mini dizide başrol oynayan başarılı aktördür kendileri. izlerken çokça duygulandırmıştır.
devamını gör...
33
isa'nın çarmıha gerildiği yaştır. m.s. 33 yılı sayılmıştır aynı zamanda.
islam inancına göre cennette herkesin bulunduğu yaştır.
masonlukta en üst derecedir.
dark'a göre yaşam döngüsüne işaret eden yıl sayısıdır ve nietzsche'nin bengi dönüşüne de işaret eder.
astrolojiye göre doğduğunuz andan tam 33 yıl sonra, güneş doğduğunuzda bulunduğunuz konuma gelir.
ay ile güneşin döngüsü doğduğunuz andaki gibi denkleşir.
şeytan 33 yaşında isyan etmiştir. bunun gibi bir çok örnek daha var.
aslında zeitgeist belgeselinin anlatmak istediği şeyi tüm bu verilerle birleştirince asıl gerçeğin anlatılan fantastik soslu dini konulardan uzakta, ama yine de mistik bir matematiksel veriyi işaret ettiğini düşünmeden duramıyor insan.
islam inancına göre cennette herkesin bulunduğu yaştır.
masonlukta en üst derecedir.
dark'a göre yaşam döngüsüne işaret eden yıl sayısıdır ve nietzsche'nin bengi dönüşüne de işaret eder.
astrolojiye göre doğduğunuz andan tam 33 yıl sonra, güneş doğduğunuzda bulunduğunuz konuma gelir.
ay ile güneşin döngüsü doğduğunuz andaki gibi denkleşir.
şeytan 33 yaşında isyan etmiştir. bunun gibi bir çok örnek daha var.
aslında zeitgeist belgeselinin anlatmak istediği şeyi tüm bu verilerle birleştirince asıl gerçeğin anlatılan fantastik soslu dini konulardan uzakta, ama yine de mistik bir matematiksel veriyi işaret ettiğini düşünmeden duramıyor insan.
devamını gör...
madalyası olmayan bir yazarı ciddiye almak
madalyası olmayan bir editörü ciddiye almak gibidir, ama almayabilirsiniz de tabii.*
devamını gör...
