tarımda o kadar da ilerde olmadığımızı gösterir. yok öyle değilse de paramızın bir değerinin kalmadığını gösterir.

az önce markete girdim. en ucuz meyve (bu mevsimde haliyle) portakal olmalı. ama o da ne? portakal 5 lira! onun da üç tanesi 1 kg geliyor. daha ucuz meyve var mı diye baktım, maalesef yoktu. peki bu durumda nasıl tarımda ileri bir ülke oluyoruz? biri bana anlatabilir mi?
devamını gör...

t: argoda önceden yalnızca"dilenmek" anlamında kullanılırken anlam daralmasına uğrayıp günümüzde çoğunlukla "birilerinden sürekli sigara istemek" anlamında kullanılmaktadır. sinyal yapmak da denir. bu işle meşgul olan zâta da sinyalci* denir.

+dümenci şerefsize bak, her gün sinyal çekiyo' utanmadan.
-verme sen de abi, alıştırmasaydın baştan.
+...
-...
devamını gör...

zarar verici, yıkıcı, baltalayıcı harekette bulunma işidir.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
devamını gör...

sözlük için büyük bir kayıp. sözlük dışındaki hayatı, üslubu veya karakteri hakkında bir fikrim yok. işbu konuda bir yorum yapma hakkına sahip değilim onun için.

ama emin olduğum tek şey, sözlüğün belki de en yetenekli yazarını kaybettiğidir. kelime seçimlerden, anlatım gücüne; verdiği doyurucu bilgilerden, açtığı ufkumuza kadar olağanüstü bir yazardı gerçekten de.

ben de dahil, birçok yazar daha kendisinin kalemine yaklaşamaz bile. bunu kendisine methiyeler dizmek istediğim veya yaranmak için söylemiyorum. ancak yine de tüm bu övgüleri hak ediyor kendisi. herkese hak ettiği yorumu yapan biri olarak, bu durum tam tersi de olabilirdi. tam bugün, sonunda güzel bir gün geçirdim derken bu yazarın gidişi beni derinden yaraladı, çok üzdü.

umarım bir ara yoldaşla tekrardan barışıp gülüşürler. bir affı hak etmesi temennisiyle...
devamını gör...

suyun altından köpek balığı gelecekmiş hissiyatı oluşturan eylem.
devamını gör...

gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş.
devamını gör...

açık bir yara bulur yerleşir içine. çürütür bedeni. kokusu yayılmaz.
devamını gör...

ürün kalitesini, içeriğini değiştirmeden fiyatını arttırmanın sonucunda satışlarının artması durumuna denir.
devamını gör...

40.806 hasta, 176 vefat ile tarihe geçen tablo.
devamını gör...

bakış açısına göre değişir. ücra bir köyde, muhtar dolu dolu bir hayat yaşıyordur ahaliye göre. her hafta 2 kez kasabaya iniyor, şehire bile gittiği oluyordur hatta.

discovery chanel'da, "bu bataklıkta dünyanın en zehirli yılan türlerinden 6'sı popülasyonunu sürdürüyor" diyerek dağda bayırda şortla gezen manyağa göre, hobi olarak trakcking yapan tipler çok sıkıcıdır. belli bir kıstası olmamalı bu işin. öldükten sonra geride bıraktığın eserlerle doğru orantılı olması da klişeden ibaret. kime göre neye göre. einstein tırnaklarını kesmeye üşenirdi geyiği malum. gününü evinde, inandığı ve zevk aldığı şeyleri deneyerek tamamlardı. sayesinde dünya eskisi gibi değil.

ekstrem işlerle uğraşmak veya seyyahlık bu işin kriteri değil demek ki. senden sonraki kuşaklara bilim, sanat adına güzel eserler bırakmakta değil. bunların adı, güzel bir hayat yaşamak, başarılı bir hayat geçirmek, doğru bir hayat yaşamak olabilir ama dolu dolu yaşamak deyince sanki biraz haksızlık ediyormuşum gibi geliyor diğerlerine. sokaktaki tinerci de kendi çapında dolu dolu yaşıyordur. o gün 4 cüzdan yürütmüştür. sanatçının biri onun başını okşayıp 100 tl vermiştir. teoman habire sallanarak bardan çıktığı için teoman olabilir bak o.

"sabah 8 akşam 5, 2 çocuk, çocukları da evlendirdik, bir de ayvalıkta yazlık."

bu hayata da boş diyemez kimse.
başarısız olmuş, başarısızlığını kendi yaratmış insanların hayatına da boş veya dolu diyemem. acayip derecede bakış açısıyla alakalı bu. karışık işler velhasıl.
devamını gör...

gülmekten yerlere yatıyorum, oruç tutmayanın başı ağrısın nedir abi şaka mi bari daha çok tehdit unsuru olacak bir şey söyleseydiniz... oruç olmayanın başı ağrısa gider ağrı kesici içer nedir yani
devamını gör...

nickaltına yazmayı unuttuğum için kendime kızdığım yazarımızdır. mükemmel yazar, yazdıklarını resimlerle destekler. o yazılar bir okunmaya başlandığında bir bakmışsınız 2. sayfaya geçmişsiniz, sonra 3 4 devam eder. sohbeti de bir o kadar güzeldir. arada sayfasına girer sonra hayran olmuş bir şekilde çıkarım**. güzel tanımlar girdiği musmutlu bir ömrü olur umarım. var olsun.
devamını gör...

lise doneminde otobus hatiralarim coktur. bir gun deshaneye gitmek icin bindim otobuse. 90 li yillarin adanasi. hava 50 derece. insanlar sicaktan yari ciplak ama kimse kimseye bakmiyor. oyle rahat bi donem. neyse parayi verdim ayaktayim. demir tutanaklardan tutunuyorum. bi anda sofor oyle bir fren yaptiki tutundugum demire asılmamla demirin elimde kalmasi ve benim geri geri kosmam senkronize denk gelince en arka 5 li koltukta oturan amcanin kucagina resmen oturdum. tabi bu tip durumlarda genel tavrim kahkaha atmaktir. nitekim kahkaha etmaktan kalkamadim ayaga. amcanin kucaginda elimde demir bi sure baya guldum. amcanin iki yanimdan kalkan kollarini ve hadi kizim kalk artik diyişini unutamiyorum. bir de soforun saga cekip elimdeki demiri alışını.
devamını gör...

"alıp başımı gidesim var da aklımdakileri sığdıracak valiz bulamıyorum." sözleri gelir aklıma.*
devamını gör...

uzatma lan ne olacak alt tarafı bir akbil niyeti taşıyan harekettir.
almak istemiyorsa istemiyordur otobüsün başında al alma kavgası yapmayın arkada ben bekliyorum işim gücüm var geçin oturun lütfen.
devamını gör...

yasli bakim evlerinde calisanlar
ve
engelli cocuklara egitim verenler
ve en cok da engelli cocuklara ozel cocuk esirgeme kurullarinda calisanlar.
devamını gör...

bu ülkenin vatandaşlarının ne zaman canlarının değeri oldu?
hepimiz biliyoruz ki paran kadar değerlisin, ülken için can vermişsin hiç önemi yok, geride kalanlara maaş bağlanır, bir iki kişiye iş verilir gerisi hak getire.
bizim kimler için yas ilan ettiğimiz ortada .
devamını gör...

j. r. r. tolkien'in 1961 yılında manchester'da söylediği bir durum. editörü kitabın bu kısmının istanbul'da geçmesinin yanlış anlaşılabileceğini söylemiş.

--! spoiler !--

ı know it is hard to say but sam beat up frodo and took the ring. then he sold to a merchant in grand bazaar, osman emmi. my editor told me it was unnecessary maybe occur for misunderstanding. who knows...

--! spoiler !--

kaynak: dailymail
devamını gör...

zamanında bir haltlar karıştırmış ve yakalanmamak için böyle bir geçici çözüme başvurmuş, zamanla telefonu ters bırakmayı alışkanlık etmiş insandır.
not: zamanla olmamış da olabilir o an da olabilir,dikkat edilesi insan.
devamını gör...

çocuk ağlarken yalnız bırakmayın, kucağınıza alın, o güveni ve ilgiyi hissetsin. bence şarkıyı telefondan açmak yerine başka bir yerden açın ki bu telefon olayını biraz unutsun, telefonu da öyle tabii. çocuğunuzu ödüllendirmek istediğinizde de bu telefonla ya da herhangi bir eşyayla değil de daha manevi olsun; kucaklamak, dışarı çıkartmak ya da onunla oynamak gibi.

hiç çocuk yetiştirmedim fakat bu dönem en ilgili olduğum yaşam boyu gelişim dersinde birçok şey öğrendim. işe yarayacağına eminim, kolay gelsin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim