iticilikte çığır açan sözcükler
dewamke
devamını gör...
annabel lee
türkçedeki bilinen muhteşem çevirisini büyük şair melih cevdet anday yapmıştır. adeta benzer güçte bir esin ve ustalıkla yeniden yazmıştır. zira anday, poe düzeyinde bir şairdir.
devamını gör...
neşter
doktor olan babamın bize onunla kalem açmayı öğrettiği keskin ameliyat bıçağı.
dikiş kutumda bir tane var. çok güzel dikiş söker.
dikiş kutumda bir tane var. çok güzel dikiş söker.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
(bkz: kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü) ile birlikte toplu şekilde discord sunucusunda dinlediğimiz programdır. bugün için ayrılan neşeli şarkılar köşesi modumuzu ciddi anlamda yükseltmeye başladı. birazdan kulüpçe kalkıp oynayacağız. *
devamını gör...
whatsapp'ta sürekli sesli mesaj atan arkadaş
5 kelimeyle anlatabileceği şeyi hmm ee üü diyerek 1 buçuk dakika boyunca dinletmeye mahkum eden arkadaş. ısrarla mesajla cevap verilse de ses kaydından asla vazgeçmez.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
kızımın 4 yaşında iken evin en küçüğü olduğu için mutsuz olduğu bir anda onunla yaptığımız diyalog.
kızım
-ben niye küçüğüm senden
ben
-üzülme lütfen büyüyeceksin sende
kızım
-ne zaman
ben
-yemeklerini yiyip, uykunu uyuyup vakti gelince büyüyeceksin,
benden daha güzel olacaksın,
benden daha akıllı olacaksın,
benden daha başarılı olacaksın.
beni geçeceksin, bende seni seyredip mutlu olacağım.
ardından kızım bağıra bağıra ağlamaya başladı.
kızım
-sen şimdi benden daha mı güzelsin? diye.
kızım
-ben niye küçüğüm senden
ben
-üzülme lütfen büyüyeceksin sende
kızım
-ne zaman
ben
-yemeklerini yiyip, uykunu uyuyup vakti gelince büyüyeceksin,
benden daha güzel olacaksın,
benden daha akıllı olacaksın,
benden daha başarılı olacaksın.
beni geçeceksin, bende seni seyredip mutlu olacağım.
ardından kızım bağıra bağıra ağlamaya başladı.
kızım
-sen şimdi benden daha mı güzelsin? diye.
devamını gör...
çocukluk fotoğrafları
ben küçükken sarışındım diyenlerin ne kadar doğru söylediklerini anlamamızı sağlayan fotoğraflardır.
şahsen ben de çocukken sarışındım.
şahsen ben de çocukken sarışındım.
devamını gör...
ortaokullarda seçmeli satranç dersinin okutulmasına karar verilmesi
öğrenciler adına çok sevindiğim ve ''at le çizer, fil çarpaz gider''den öte bir içerik sunulacağını umduğum olay. dilerim ki bu ders öyle diğer seçmeliler gibi boş beleş muhabbetlerle geçmez veyahut da seçmeli satranç dersi ayağına başka bir ders zorunlu seçmeli kılınmaz. küçükken beni ne ailemde ne de okulda satranca yönlendirecek kimsem olmamıştı. kendi kendime de yolumu bulamadım. tabii sonra büyüyünce öğrendim bir şeyler ama işte çocuklukta başlamak gibi olmuyor. bu yüzden de satranç olimpiyatlarına katılan küçükleri görünce hep gıpta ile bakıyorum.
devamını gör...
duyulunca mutlu eden sözler
kadınların çoğu için: (bkz: sen zayıfladın mı biraz?)
devamını gör...
antalya deniz biyolojisi müzesi
dr. elif özgür özbek ve antalya büyükşehir belediyesi ortaklığıyla açılmış, yat limanı yokuşundan çıkarken, kaleiçi'nden yat limanına inerken görülebilecek müze. ayrıca deniz biyolojisi üzerine türkiye'deki ilk müzelerden biri. müze binası olarak eski ptt binası kullanılıyor ve bir katı asma olmak üzere iki kattan oluşuyor. müzede beş yüzün üzerinde deniz canlısı ve yeter seviyede bilgi kartları mevcut. genellikle akdeniz'de bulunan canlılar sergilense de kızıldeniz'den getirilmiş deniz canlıları da müzede bulunuyor. kimi canlılar sadece kurutulmuş, kimileri ise bir sıvı içerisinde dondurulmuş olarak sergileniyor.
toplu girişlerde epey uygun bir ücretle müzeye giriş yapmak mümkün. zaman zaman anaokul öğrencilerinin kalabalık ziyaretleri olabiliyor. randevu ile geldiklerini sanıyorum, bu sebeple müzeye giriş yapmadan önce o sırada toplu bir ziyaret yapılacak mı diye sormak iyi olur. zira bina çok büyük ve geniş değil. müzenin bir amacı da deniz zenginliğini göstermenin yanında öğrencilerin de bunu anlaması ve öğrenmesi olduğu için bu ziyaretlerin yapılması, ziyaretçi azlığından kapanan müzeleri göz önünde bulundurunca, müzeyi daha da güzelleştiriyor.
müze binasındaki halatlar, dümenler, ahşaplar, korsanlar, ağlar ve muhteşem bir ışıklandırma derken bir müzeye değil, gemiye giriyorsunuz.
toplu girişlerde epey uygun bir ücretle müzeye giriş yapmak mümkün. zaman zaman anaokul öğrencilerinin kalabalık ziyaretleri olabiliyor. randevu ile geldiklerini sanıyorum, bu sebeple müzeye giriş yapmadan önce o sırada toplu bir ziyaret yapılacak mı diye sormak iyi olur. zira bina çok büyük ve geniş değil. müzenin bir amacı da deniz zenginliğini göstermenin yanında öğrencilerin de bunu anlaması ve öğrenmesi olduğu için bu ziyaretlerin yapılması, ziyaretçi azlığından kapanan müzeleri göz önünde bulundurunca, müzeyi daha da güzelleştiriyor.
müze binasındaki halatlar, dümenler, ahşaplar, korsanlar, ağlar ve muhteşem bir ışıklandırma derken bir müzeye değil, gemiye giriyorsunuz.
devamını gör...
beni siz delirttiniz
genel olarak ruh halimi yansıtan şarkıdır. cem karaca abimizin ürettiği şaheserlerden biridir aynı zamanda.
devamını gör...
olmaz ilaç sine-i sad pareme
1800’lü yılların başında, sultan abdülmecid döneminde, ünü istanbul’a yayılmış bir bestekâr olan hacı arif bey; bu ünün sultanın kulağına kadar gelmesi ve öğrencisi olduğu eyyübi mehmet bey’in de yardımı ile mızıka-i hümayun’a girer.
yeteneği, kibarlığı ve efendiliği ile kısa zamanda sultanın takdirlerine mazhar olan hacı arif bey, harem-i hümayun’a musiki eğitimi vermek üzere sultan tarafından atanmış; böylelikle memleketin en güzide kadınlarının olduğu bu haremde hacı arif bey, cariyelere musiki derslerinde hocalık yapmaya başlamıştır.
gel zaman git zaman, hacı arif bey bu hareme gidiş gelişlerden ötürü cariyelerden birine kayıtsız kalamayarak gönlünü kaptırıveriyor. kimdir bu dilber derseniz; zülf-i nigâr isimli çerkez bir cariyedir.
bu aşk uğruna yapılan besteler ağızdan ağıza, kulaktan kulağa, fazlaca da dedikodu ile yayıldıktan sonra; hacı arif bey’i de seven sultan, bir fermanı ile bu iki aşığın evlenmelerine müsaade ediyor…
hacı arif mutluluktan uçuyor, güzel günlerin hayali ile besteler yapmaya devam ediyor derken; bu mutluluk maalesef kısa sürüyor. nigâr hatun amansız bir hastalığa yakalanmış ve hacı arif bey’i onulmaz dertlere, kederlere boğuyor…
hacı arif bey’de bu acısını, sözleri namık kemal’e ait olan şiiri besteleyerek notaya döküyor…
‘’olmaz ilâç sine-i sâd pâreme
çâre bulunmaz bilirim yâreme
baksa tabîbân-ı cihân çâreme
çâre bulunmaz bilirim yâreme’’
yeteneği, kibarlığı ve efendiliği ile kısa zamanda sultanın takdirlerine mazhar olan hacı arif bey, harem-i hümayun’a musiki eğitimi vermek üzere sultan tarafından atanmış; böylelikle memleketin en güzide kadınlarının olduğu bu haremde hacı arif bey, cariyelere musiki derslerinde hocalık yapmaya başlamıştır.
gel zaman git zaman, hacı arif bey bu hareme gidiş gelişlerden ötürü cariyelerden birine kayıtsız kalamayarak gönlünü kaptırıveriyor. kimdir bu dilber derseniz; zülf-i nigâr isimli çerkez bir cariyedir.
bu aşk uğruna yapılan besteler ağızdan ağıza, kulaktan kulağa, fazlaca da dedikodu ile yayıldıktan sonra; hacı arif bey’i de seven sultan, bir fermanı ile bu iki aşığın evlenmelerine müsaade ediyor…
hacı arif mutluluktan uçuyor, güzel günlerin hayali ile besteler yapmaya devam ediyor derken; bu mutluluk maalesef kısa sürüyor. nigâr hatun amansız bir hastalığa yakalanmış ve hacı arif bey’i onulmaz dertlere, kederlere boğuyor…
hacı arif bey’de bu acısını, sözleri namık kemal’e ait olan şiiri besteleyerek notaya döküyor…
‘’olmaz ilâç sine-i sâd pâreme
çâre bulunmaz bilirim yâreme
baksa tabîbân-ı cihân çâreme
çâre bulunmaz bilirim yâreme’’
devamını gör...
nickim yok benim
sözlüğümüzün şeftali avcısı. fakat adapsız biri, avına giderken belirlediği strateji çok yanlış. diğer erkekleri kötüleyerek kendinin öyle olmadığından bahsediyor devamlı. nickin olmayabilir ama biz burada arkadaşlarımızdan birazcık karakter bekleriz. istediğine yürü ama bizi de bir sal sana zahmet.
devamını gör...
kimsesizlerinkimiraikkonen
geç keşfettiğim için cidden üzüldüğüm, kaliteli bilgi içeren tanımları olan bir yazar. ben kendisini gerçekten ilgiyle ve severek takip ediyorum. teşekkürler efeniim. *
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
yitip giden yılların olmasın
her yeni yaş..
yeni guzellikleri beraberinde getirsin..
bu mani de nazar boncuğu olsun..
her yeni yaş..
yeni guzellikleri beraberinde getirsin..
bu mani de nazar boncuğu olsun..
devamını gör...
günün ünlüsü yazarımız'da ortaya çıkan büyük skandal
günün sonunda homeros amcam, celebrant hoşlandığım çocuğun dayısı oğlu, eyluling dayımın altıncı karısından olma kuzenim, bir bilen dayımoğlu, yoldaş benjamin franklin dedem, iko dedemin ahretliği, kafası kendinden güzel üvey abim, düşünüyorum öyleyse yokum eski sevgilimin kız kardeşinin arkadaşı falan çıkarsa hiç şaşırmam.
daha geçen iki başlık altında gördüm. her yazar birbirinin bir şeyi. şimdi de armysuzy yoldaş'ın fake hesabı sanılıyor. uğraşmamız gereken şeyler bunlar mı cidden? yemin ederim okudukça bana bir gülme geliyor. *
ispitçilik yapmak istemem ama ortada dönen başka bir oyun var. oyunun benjamin'le de alakası yok hemen gitmeyin aslan gibi adamın üstüne. *
daha geçen iki başlık altında gördüm. her yazar birbirinin bir şeyi. şimdi de armysuzy yoldaş'ın fake hesabı sanılıyor. uğraşmamız gereken şeyler bunlar mı cidden? yemin ederim okudukça bana bir gülme geliyor. *
ispitçilik yapmak istemem ama ortada dönen başka bir oyun var. oyunun benjamin'le de alakası yok hemen gitmeyin aslan gibi adamın üstüne. *
devamını gör...
bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük
kıyaslamak, güvenmemek
devamını gör...
meja (yazar)
"sen abdülhamit'i savundun."
"nayır. ben meja'yı savundum."
seviyoruz kendisini. eved.
"nayır. ben meja'yı savundum."
seviyoruz kendisini. eved.
devamını gör...
