diyalektik materyalizm
o kadar 'gomünist maderyalis' gaynıyo burası bi kişi açmamış şu başlığı, kırgın ve sitemkarım...
gelmiş geçmiş en evrensel* metafizik anlayışı olan hegel'in idealist metafizik düşüncesini, marx taraından farklı bir zemine oturtulmasıdır d.m. meşhur 'baş aşağı duran hegel'i ayakları üzerine oturtma' geyiği işte tam bununla alakalı. şimdi marx, hegel'i nası ters çevirmiş ona bakalım bakalım kısaca...
marx için gerçeklik, faaliyet, işleyiş ya da adına her ne dersen, maddi güçlerin toplamından ibarettir. öyle metafizikçilerin dediği gibi mekansal konumdan başka mekansal konuma hareket eden maddeler dizisiyle falan alakası yok yani mevzunun. maddi dünya diyalektik süreçle sürekli evrim halindedir ve her evrede bir çelişkiyi ''sentez''* ile aşar. bu diyalektik evrenin gelişimindeki süreci meydana getirir ve açıklar.
marx' hegel'den diyalektiği alır, ancak idealizm yerine materyalizmi ikame eder. hegel'den alıp kullandığı metafizik kavramları ya reddeder ya da içini boşaltıp yeni anlamlar verir. özne-nesne ilişkisinde, zihnin temel gerçeklik olduğu fikrini reddeder ve aslolanın madde olduğunu söyler. işte geriye kalan bu kuru gerçeklik ise, sadece maddenin evrimsel değişimiyle ilgili diyalektik süreç yoluyla anlaşılabilir.
gelmiş geçmiş en evrensel* metafizik anlayışı olan hegel'in idealist metafizik düşüncesini, marx taraından farklı bir zemine oturtulmasıdır d.m. meşhur 'baş aşağı duran hegel'i ayakları üzerine oturtma' geyiği işte tam bununla alakalı. şimdi marx, hegel'i nası ters çevirmiş ona bakalım bakalım kısaca...
marx için gerçeklik, faaliyet, işleyiş ya da adına her ne dersen, maddi güçlerin toplamından ibarettir. öyle metafizikçilerin dediği gibi mekansal konumdan başka mekansal konuma hareket eden maddeler dizisiyle falan alakası yok yani mevzunun. maddi dünya diyalektik süreçle sürekli evrim halindedir ve her evrede bir çelişkiyi ''sentez''* ile aşar. bu diyalektik evrenin gelişimindeki süreci meydana getirir ve açıklar.
marx' hegel'den diyalektiği alır, ancak idealizm yerine materyalizmi ikame eder. hegel'den alıp kullandığı metafizik kavramları ya reddeder ya da içini boşaltıp yeni anlamlar verir. özne-nesne ilişkisinde, zihnin temel gerçeklik olduğu fikrini reddeder ve aslolanın madde olduğunu söyler. işte geriye kalan bu kuru gerçeklik ise, sadece maddenin evrimsel değişimiyle ilgili diyalektik süreç yoluyla anlaşılabilir.
devamını gör...
inşaat ya resulullah
bir tanıl bora derlemesi olan mükemmel eserdir. içerisinde 14 adet başlık bulunduran, meraklısı için akp dönemi inşaat politikasını anlayabilmeyi sağlayacak güzel bir kaynaktır. benim favorim ise erbatur çavuşoğlu tarafından yazılan ''islamcı neo-liberalizmde inşaat fetişi ve mülkiyet üzerine simgesel hale'' dir.
okumak isteyen arkadaşlar için birikim dergisinin arşivi herkese açıktır. kitabı oluşturan makaleleri okumak isterseniz eğer birikim dergisinin 270. sayısı ''inşaat ya resulullah'' başlığı ile yayınlanmıştır. buna ek olarak; 272. sayıda tuncay bilecen'in ''17 ağustos 1999 izmit depremi'nden 23 ekim 2011 van depremi'ne: kapitalizm ve mülkiyet ruhu'' başlıklı makalesi, kitabın güncel baskısında yer almaktadır.
sevgili tanıl bora, kitap isminin neden ''inşaat ya resulallah'' olarak seçildiğinin açıklamasını vurgularken kitabı şöyle tanımlar;
''şefaat ya resulullah'' niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, islamcı menşeli liberal-muhafazakar siyaset pratiğinin bir hicviyesidir.
okumak isteyen arkadaşlar için birikim dergisinin arşivi herkese açıktır. kitabı oluşturan makaleleri okumak isterseniz eğer birikim dergisinin 270. sayısı ''inşaat ya resulullah'' başlığı ile yayınlanmıştır. buna ek olarak; 272. sayıda tuncay bilecen'in ''17 ağustos 1999 izmit depremi'nden 23 ekim 2011 van depremi'ne: kapitalizm ve mülkiyet ruhu'' başlıklı makalesi, kitabın güncel baskısında yer almaktadır.
sevgili tanıl bora, kitap isminin neden ''inşaat ya resulallah'' olarak seçildiğinin açıklamasını vurgularken kitabı şöyle tanımlar;
''şefaat ya resulullah'' niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, islamcı menşeli liberal-muhafazakar siyaset pratiğinin bir hicviyesidir.
devamını gör...
tanımlarını kimin oyladığını kontrol eden yazar
hepinizi görüyorum, hepinizi takipteyim. akıllı olun.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
an itibari ile geri gelen korona yasakları.
elimizden avucumuzdan kayan restoranlar, cafeler.
elimizden avucumuzdan kayan restoranlar, cafeler.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
seni sindirmeye ben tek yeterim
siz rahat olun kız kardeşlerim
feminist değilim sadece kadınım
ben tek siz hepiniz hadi buyurun
siz rahat olun kız kardeşlerim
feminist değilim sadece kadınım
ben tek siz hepiniz hadi buyurun
devamını gör...
24 aralık 2020 ankara kar yağışı
vee beklenen geldi. eryaman’da her yeri bembeyaz yapmıştır. sabaha güzel bir sürpriz oldu, mutluyum.
devamını gör...
venezuela
enflasyon çok yüksek, yaşam şartları çok kötü ama yine de amerika'nın darbecilere her imkanı vermesine, avrupa birliğinin bile desteğini almalarına rağmen hükümeti düşürüp darbe yapamadığı ülkedir.
devamını gör...
sözlük trollerine yürüyen kadın yazarlar
iki kere okudum ne okudum ben diye. yok doğru okumuşum.
kaçıncı seviye yokluk bu?
kaçıncı seviye yokluk bu?
devamını gör...
mantık
hep onun önderliğinde hareket ettiğimi söylediğim ama her mızmızlanmamda hislerime suç attığım, ironimde boğulduğum, peşinde koştuğumu düşünüp kendi kendimi kandırdığım idealimdir.
devamını gör...
kendinden kaçmak
teoride gerçekleşebilen pratikte ise imkansız olan istek. koskocaman bir yanılgı hatta kendini kandırmakla eş değerdir. istediğin yere git ne fark edecek ? yine o kafanın içindekilerle baş başasın. aslında kendimizden ziyade çevremizden kurtulmak çabasıdır bu !
devamını gör...
fiyat performans oranı en iyi süt markası
hiç biridir efendim.
o süt diye satılan şeyler süt değil süt tozudur.
ne kendiniz için ne de başkasına içirin.
zehirden başka bir şey değildir.
o süt diye satılan şeyler süt değil süt tozudur.
ne kendiniz için ne de başkasına içirin.
zehirden başka bir şey değildir.
devamını gör...
betimleme
(bkz: sanatsal betimleme) ve (bkz: açıklayıcı betimleme) olarak ikiye ayrılan anlatım özelliğidir.
ayrıca sık sık (bkz: öyküleyici anlatım) ile karıştırılır.
farkları ise şudur: betimlemede hareket yani devinim yoktur, öykülemede yani öyküleyici anlatımda ise hareket yani devinim vardır.
ayrıca sık sık (bkz: öyküleyici anlatım) ile karıştırılır.
farkları ise şudur: betimlemede hareket yani devinim yoktur, öykülemede yani öyküleyici anlatımda ise hareket yani devinim vardır.
devamını gör...
mansur el hallaç
"insanlar dünyayı cehenneme çeviren ve ardından da cennete gitmeye çalışan varlıklardır."
mevlânâ'dan yunus emre'ye, spinoza'dan kant'a, nietzsche'den fichte'ye kadar ünlü büyük düşünürleri etkilemiş, felsefelerine ilham kaynağı olmuş, düşünceleri yüzünden işkence ile idam edilmiş büyük bir düşünürdür hallac-ı mansur.
babasının pamukçu olmasından dolayı hallaç lakabıyla anılır. günümüzde dahi tartışma konusu olan mallac-ı mansur, iran'ın tur köyü'nde doğmuştur. küçük yaşta kur'an-ı kerim'i ezberlemiştir. dönemin ünlü bilginlerinden dersler alıp, daha 18 yaşına yeni basmışken çevresinde hayranlık uyandıran bir isim haline gelmiştir. hallac-ı mansur sürekli gezerek halka sohbetler ile islam'ı anlatmıştır. o dönemde birçok kişi mansur sayesinde müslüman olmuştur. hatta onun sohbetleri ile islâm'ı seçenlere daha sonra mansuri bile denilmiştir.
mansur açıksözlülüğü ve her yerde doğruları savunması ile döneminde oldukça sevilirken, dönemin siyasi çevreleri tarafından oldukça yoğun tepkiler almıştır. oldukça yoğun bir ilgi odağı haline gelmiş olan mansur, iktidar için bir tehdit unsuru haline gelmiştir.
hallac-ı mansur sohbetlerinde "her şey allah'a bağlıdır. ve her şey allah'tandır!" öğretisini savunuyordu. onun ünlü sözü "ene-l hak!" yani "ben hakk'ım" da bu felsefenin doruk noktasıdır. nitekim onun ölümüne neden olan da bu sözdür. bu sözden dolayı gözaltına alınan hallac-ı mansur, kırbançlanıp, ayakları kesilerek işkenceye maruz kalmış ve bedeni yakılarak idam edilmiştir.
"ene-l hak" kişinin benliğinden geçip bir butund ilerlemesi ve orada kendisi ile buluşmasının felsefedir. yani her şey o'dan gelmiştir ve her şey yine o'na dönecektir. hallac-ı mansur felsefesinde tüm varlıklar ilahidir. çünkü her varlık bir olan ve ilah olan tek varlık yani allah'ın bir parçasıdır. ona göre insanın iç dünyası derin bir anlam evresidir. bu yüzden mansur, insanı bir kainat olarak tanımlar.
hallac-ı mansur'a göre insan tefekkür ederek ve kendisini yaratan allah'ı anarak meşgul olursa iç dünyasını bol ve bereketli bir kainat kılacaktır.
hallac-ı mansur felsefesine göre gerçek olan, var olan, tektir ve birdir. ancak insan bu bir'in dışında değil içindedir. onun için tanrı ve insan birdir. insanı o'nunla özdeşleştirmiştir. tam da bu sebepten ölümü gerçek bir başlangıç olarak kabul eder. ölüm allah'a ulaşmaktır. yani gerçek olana. bundan dolayı insanın ölümü yaşamdadır, yaşamı ise ölümde.
mevlânâ'dan yunus emre'ye, spinoza'dan kant'a, nietzsche'den fichte'ye kadar ünlü büyük düşünürleri etkilemiş, felsefelerine ilham kaynağı olmuş, düşünceleri yüzünden işkence ile idam edilmiş büyük bir düşünürdür hallac-ı mansur.
babasının pamukçu olmasından dolayı hallaç lakabıyla anılır. günümüzde dahi tartışma konusu olan mallac-ı mansur, iran'ın tur köyü'nde doğmuştur. küçük yaşta kur'an-ı kerim'i ezberlemiştir. dönemin ünlü bilginlerinden dersler alıp, daha 18 yaşına yeni basmışken çevresinde hayranlık uyandıran bir isim haline gelmiştir. hallac-ı mansur sürekli gezerek halka sohbetler ile islam'ı anlatmıştır. o dönemde birçok kişi mansur sayesinde müslüman olmuştur. hatta onun sohbetleri ile islâm'ı seçenlere daha sonra mansuri bile denilmiştir.
mansur açıksözlülüğü ve her yerde doğruları savunması ile döneminde oldukça sevilirken, dönemin siyasi çevreleri tarafından oldukça yoğun tepkiler almıştır. oldukça yoğun bir ilgi odağı haline gelmiş olan mansur, iktidar için bir tehdit unsuru haline gelmiştir.
hallac-ı mansur sohbetlerinde "her şey allah'a bağlıdır. ve her şey allah'tandır!" öğretisini savunuyordu. onun ünlü sözü "ene-l hak!" yani "ben hakk'ım" da bu felsefenin doruk noktasıdır. nitekim onun ölümüne neden olan da bu sözdür. bu sözden dolayı gözaltına alınan hallac-ı mansur, kırbançlanıp, ayakları kesilerek işkenceye maruz kalmış ve bedeni yakılarak idam edilmiştir.
"ene-l hak" kişinin benliğinden geçip bir butund ilerlemesi ve orada kendisi ile buluşmasının felsefedir. yani her şey o'dan gelmiştir ve her şey yine o'na dönecektir. hallac-ı mansur felsefesinde tüm varlıklar ilahidir. çünkü her varlık bir olan ve ilah olan tek varlık yani allah'ın bir parçasıdır. ona göre insanın iç dünyası derin bir anlam evresidir. bu yüzden mansur, insanı bir kainat olarak tanımlar.
hallac-ı mansur'a göre insan tefekkür ederek ve kendisini yaratan allah'ı anarak meşgul olursa iç dünyasını bol ve bereketli bir kainat kılacaktır.
hallac-ı mansur felsefesine göre gerçek olan, var olan, tektir ve birdir. ancak insan bu bir'in dışında değil içindedir. onun için tanrı ve insan birdir. insanı o'nunla özdeşleştirmiştir. tam da bu sebepten ölümü gerçek bir başlangıç olarak kabul eder. ölüm allah'a ulaşmaktır. yani gerçek olana. bundan dolayı insanın ölümü yaşamdadır, yaşamı ise ölümde.
devamını gör...
sözlük içi mesajlaşma kapatılsın kampanyası
mesaj almayan ermolettinin dramı!
devamını gör...
seni seviyorum demenin farklı şekilleri
çok net hatırlamıyorum ama bir yerde okumuştum. japoncada ay ve sevmek kelimeleri çok benzediği için seni seviyorum yerine "bu gece ay çok güzel" derlermiş. ayı, gezegenleri çok sevdiğimden sanırım bayılıyorum bu lafa. arkadaşlar allah aşkına yanlışım varsa düzeltin doğrusunu öğrenmek çok isterim
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
“iki hevesim var ki vallah
ikisi de sensin.”
ikisi de sensin.”
devamını gör...
ülkenin geri kalmışlık belirtileri
devleti kutsallaştırmak. devlet halk için var olmalıyken halkın devlet için var olması gerektiğine inanmak. kutsallaştırdıktan sonra sorgulamamak, eleştirmemek, yapılması gereken yapıldığında lütuf algılamak, yapılmaması gereken yapıldığında vardır bir hikmeti demek doğal olarak takip ediyor zaten.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
hikayenin kahramanı yine kardeşim.
-aa abla bak polis
+hayır jandarma
-abla polis polis.
+jandarma
-ya abla jandarmıyorum. diyorum ki polis.
+ne?*
-aa abla bak polis
+hayır jandarma
-abla polis polis.
+jandarma
-ya abla jandarmıyorum. diyorum ki polis.
+ne?*
devamını gör...