beğendiğim bütün tanımları okuyorum. içiniz rahat olsun canlarım.*
devamını gör...

'musketeers' silahşörler anlamında.dizi olarak ise,aleksandre dumas phere'nin ünlü '3 silahşörler' eserinden esinlenilmiş müthiş bir bbc dizisi.
cncb-e ve e2 kanallarının henüz televizyonlarımızdan sonsuza dek silinmediği o güzel günlerde her hafta yeni bölümü sabırsızlıkla beklerdim.bazen*giriş soundtrack'ini açar tekrar tekrar dinlerim.
devamını gör...

bu kadar dolandırmaya müsait insanın olduğu ülkede gayet normaldir.

bazen aklıma geliyor ben de mi dolandırıcı olsam. kadın sesi programıyla dolandırdığım dayıların paralarıyla kitap alırım artık.
devamını gör...

ilişkileri var dense daha iyi olur aslında.

(bkz: ben değil bir arkadaş)
devamını gör...

ölmemeye yetecek miktardaki yiyecek için kullanılan osmanlıca ifade.
devamını gör...

yalan,iftira,saygısızlık.
devamını gör...

m.ö. 5. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen, platon'un varlık felsefesine önemli derecede etki etmiş, presokratik dönemin etkin okul ve din geleneğinin kurucusu filozof ve tarikat lideri.
antikitenin varlık ve oluş tartışmasında mutlak ve değişmez varlık düşüncesini savunmuş, evreni de mutlak ve değişmez varlık biçimi olarak sayılar ve geometrik şekiller üzerinden yorumlamıştır. pythagorasçılık adıyla bir okul olarak devam eden bu düşünce, sayılara ve geometrik şekillere atfettiği teolojik anlamlarla bir din haline gelmiş ve pythagorasçılığı bir tarikat haline getirmiştir. platon'un ezeli ve ebedi mutlak varlık olarak ideaların dünyevi imgesi bağlamında sayı ve geometriye atfettiği özel anlam, pythagoras'ın platon üzerindeki derin etkisinin neticesidir.
devamını gör...

günaydınlar herkeslere...
olumsuzluklara odaklanarak yormayalım artık kalbimizi..
bunca yıl durmadan bizim için çalışıyor..
sevelim mi artık onu...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi size inanamayacağınız bir komşuluk deneyimimi anlatacağım.
üniversiteyi kazandığım ilk yıl, üç gün içinde izmir'e gelip ev tutmuştuk. ve bu acele kararımız bize komşuluğun önemini yaşayarak öğretmişti.

şöyle ki yerleştiğim apartmanda metrekare başına bin tane deli düşüyordu. bakın abartıyorsam siz buyrun mesaj atın.

üst kat komşum okb hastasıydı yaz kış her gün halı yıkıyordu balkonda şaka değil, o halılar hiç bitmedi.
ayrıca günde minimum üç kere en az 1 saat boyunca elektrik süpürgesi tutuyor her hafta cam kapı siliyordu.
bir de evi sildiği suları lavaboya ya da klozete dökmek yerinde camdan döküyordu. kaç kere ıslandım ben bilirim. gidip konuştuğumda o su pis evin lavabosuna, klozetine dökülmez diyordu. teyze olmasa kavga eder insan ama yok ne yaparsın öyle yaşadım bir buçuk yıl.

bitti mi bitmedi, karşı komşum da evden çıkmıyordu.
baya baya bakkalın çırağı geliyordu her gün. bir kere bilmeden kapısını çaldım zincirin arkasından açtı yoohhkk diyip suratıma çarptı kapıyı. ben de ona dokunmadım bir daha. ama kendisi apartmanın en aklıselim delisi sayılabilirdi. kimseye bir zararı yoktu allahtan.

gel gelelim apatmanın premium delisine; yan dairedeki abla.
ablamız dışarıdan çok normal görünüyordu ilk günler, sonra evime gelmeye başladı. ardından ilişkilendik bana kocasının işitme engelli ve dilsiz olduğunu, çocuğunun da hasta olduğunu söyledi nasıl üzüldüm el kadar çocuk.
neyse sonra kocasına engelli olduğu için başkasının suçunu yıktıklarını yakalanmamak için eve gelmediğini çocuğunun ilacı için paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. valla verdim para.
ama nasıl üzülüyorum, içime içime batıyor. bir kaç kere para verdim.
sonra bu sefer de incinecek diye alışveriş yapıp gece ikide üçte kapısına asmaya başladım.
neyse sonra kocasını gördüm bir gün. sevindim sorun çözüldü herhalde dedim. neyse bir iki hafta sonra adamla karşılaştım. adam benimle konuşmasın mı yemin ediyorum ödüm koptu. adam engelli falan değil. dedim hadi bakalım lilithinkizi, nasıl bir iş bu, çıkar kokusu. velhasıl sonra ben kadın gelince kapıyı açmamaya başladım. en son bir gün çamaşır asıyorum bir ses duydum.
benim abla ellerini ağzına dayamış bağırıyor.
"dikkat dikkat sayın evka 4 sakinleri bugün beldemizde deprem olacaktır! lütfen sığınaklara ininiz! dikkat dikkat (...)!"
o gün anladık işte ablamızın baya baya deli olduğunu.

hülasa ben evden taşındım en nihayetinde. ve bir daha da komşuları bilmediğim evi tutmamaya yemin ettim. (bkz: ev alma komşu al)
şimdi entryi okuyunca güleceksiniz ama inanın yazarken komik de yaşarken hiç komik değildi.

edit: makine çalıştırıyor falan diye yakınan yazarları hususi olarak bu entryi okumaya davet ediyorum. gidin sarılın komşularınıza.
devamını gör...

almanya: pandemi nedeniyle bütün öğretmenlere bilgisayar hediye edeceğiz.
isviçre: asgari ücretimiz dünyanın en yüksek asgari ücreti.
türkiye: halkımıza patates ve soğan dağıtıyoruz!!!!
devamını gör...

genelde geceleri insanı zorlayan bir durumdur. kaçmak istersin olmaz, gözlere kilit vurmazsın. bir başladı mı sonu gelmek bilmez.
karanlık eşlik eder, yalnızlık en iyi dostudur ağlamanın. keşke kimse ağlamasa hüzünden dolayı ama olmuyor işte.
ve bir itiraf benden: ağlayan birini görsem, duysam, bilsem ben de kendimi tutamıyorum.
devamını gör...

çünkü hepsi yanaklı ve tatlıdır, mislere koktuklarını söylemiyorum bile. gene bir sorunsalı daha çözüme kavuşturdum yeah shit, gıracam bu kafayı gıracam!(bkz: lol)
devamını gör...

erich fromm'un az önce bitirdiğim kitabıdır.

kitap beş bölümden oluşur. ikinci bölümde freud ve jung üzerinden din ile psikanaliz arasındaki görüş ayrılıklarına yer verir. freud bu analizde din karşıtlığı savunmasındayken, jung ise dini benimsemiş olarak görülür.

sanırım en çarpıcı bölüm olan üçüncü bölümde ise insan inanışlarının aslında insanın nevrozu olduğunu kanıtladığı bölümdür. fromm bize babasını rol model alan, tüm hayatı boyunca onun gözüne girmeye çalışan birini örnek verir ve bu kişinin nevrozu onu soy tapıcılığına yönlendirmiş olacağını söyler.

kendini eksik ve yetersiz hisseden insan, kendinden daha yüce bir varlığa inanma ihtiyacı duyup tüm sorumluluklarından kurtarmaz mı kendisini? burada da tek tanrılı dine geçiş yapıyoruz. yazar burada kendisinden yüce bir olguya kendini bırakma belki de mazoşistçe bir hissiyat ile insan inanışının şekillendiğini söyler. ve tabii ki inanış tarzları sadece tek sebebe dayanmaz. tüm sebepler bizi farklı bir ruh halinde insana dönüştürür ya da sahip olduğumuz ruh hali bizi farklı inanışlara yönlendirir ya da inanma sebeplerimizi şekillendirir.

dördüncü ve beşinci bölümlerde psikanaliz teknikleri ve psikalanizin dinin karşısında olup olmadığı ile alakalı konulara değinilmiş. kitapla alakalı yazılacak derinlemesine çok şey var fakat spoiler olmadan yazmaya çalıştım ki okumak isteyenlerin şevki kırılmadan tüm ayrıntılara okurken sahip olsunlar.

konuya ilginiz varsa düşünmeden okuyun derim.
devamını gör...

kolomb amerika'yı keşfettiği anda değil, onu keşfederken mutluydu.

(bkz: dostoyevski)
devamını gör...

görüyorum ve arttırıyorum; günlerin birbirini tekrar etmesi ve her tekrarın yalnızca 15 dakika sürmesi... 14 dakika boyunca da kendimi motive etmekle, hayata tutunmakla uğraşıyorum.
devamını gör...

masalsı sesiyle faroe adaları'ndan bizlere seslenen müzisyen. 13 yaşındayken faroe yerel televizyonunda ilk performansına çıktı. aynı yıl ulusal yarışmada birinci oldu. 15 yaşındayken clickhaze'e katıldı. 2000 yılında ilk albümü olan eivor palsdottir albümünü çıkardı. ikinci albümü krákan ile izlanda müzik ödülleri'nde büyük başarı elde etti. klasik müzik eğitimi aldıktan sonra faroae semfoni orkestrasında yer aldı. 2004 yılında birkaç arya seslendirmiştir. aynı yıl çıkardığı eivor albümüyle nordik müzik piyasasında büyük başarıya imza attı. 2005 yılında danimarka yerel televizyonunda 40. yıl özel albümündeki şarkılarını seslendirmiştir. kariyerinin dönüm noktası, ve dünyaya açılmasını sağlayan işi god of war oyunu için yaptığı sountrack çalışmasıdır.
devamını gör...

ne olduysa son yıllarda bu duygu toplumdan silindi. çünkü nefret toplumu olduk. herkes gergin.
devamını gör...

kapak gibi kapak olmuş.
devamını gör...

ateistlerin toplandığı bir başlık değil de daha çok 15-16 yaş arası ergen toplantısı olmuş...
devamını gör...

birini unutmanın en iyi yolu hatırlamaya değer yeni birini bulmaktır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim