insanı mahcup eden şeyler
kalabalık bayram toplantılarında, yokluğunu her zerresiyle hissettiren yetimlik.
o mahcubiyet o keder ile küçücük bedeninin bırak koca eve sanki yeryüzüne sığamayışı.
düğüm, serim ve ölüm.
o mahcubiyet o keder ile küçücük bedeninin bırak koca eve sanki yeryüzüne sığamayışı.
düğüm, serim ve ölüm.
devamını gör...
mühendislik okuyacaklara tavsiyeler
"ehee okulda kız yok" diyerek alay ettiğini zanneden mal değneklerine bakmayın. iyi, köklü bir okulda okuyacak puanınız varsa, bir de mühendislikte kendinizi görebiliyorsanız tercih edin.
bu mesleğin zor olduğunu kimse inkar etmiyor. gerçek anlamda yorucu, yeri geldiğinde saç baş yolduran, cenin pozisyonunda sinir krizlerine sokan bir süreç. hem akademik hem de mesleki hayatınız boyunca yaptığınız işe saygı göstermeyen, "bilgisayarın başında iki tık tık yapıyor" diyen yüzlerce insan olacak. anlayışsız bir patron, ilgisiz bir hoca ya da tek derdi kendi poposunu kurtarmak olan bir öğrenci arkadaşınız yüzünden emekleriniz çöpe gidecek. sizin öz çocuğunuza bakar gibi baktığınız, saygı gösterdiğiniz işe "amerika'da daha iyisi var." diyen dallamalar çıkacak. türkiye'de zaten yapılmayana isyan eden, yapılınca da "daha iyisi var ki" diyen, amaçları yerli üretimi kötülemekten ileri gitmeyen bir güruh var.
siz takılmayın bunlara. doğru insanlarla çalıştığınızda mühendisliğin hem sizin hem de ülkeniz için ne kadar elzem bir meslek olduğunu belli bir süre zarfında fark edeceksiniz. hele öğrenmenin hazzını aldığınızda mühendisliği bir sevgili yahut yuva gibi bile düşünebilirsiniz, mümkündür.
bu mesleğin zor olduğunu kimse inkar etmiyor. gerçek anlamda yorucu, yeri geldiğinde saç baş yolduran, cenin pozisyonunda sinir krizlerine sokan bir süreç. hem akademik hem de mesleki hayatınız boyunca yaptığınız işe saygı göstermeyen, "bilgisayarın başında iki tık tık yapıyor" diyen yüzlerce insan olacak. anlayışsız bir patron, ilgisiz bir hoca ya da tek derdi kendi poposunu kurtarmak olan bir öğrenci arkadaşınız yüzünden emekleriniz çöpe gidecek. sizin öz çocuğunuza bakar gibi baktığınız, saygı gösterdiğiniz işe "amerika'da daha iyisi var." diyen dallamalar çıkacak. türkiye'de zaten yapılmayana isyan eden, yapılınca da "daha iyisi var ki" diyen, amaçları yerli üretimi kötülemekten ileri gitmeyen bir güruh var.
siz takılmayın bunlara. doğru insanlarla çalıştığınızda mühendisliğin hem sizin hem de ülkeniz için ne kadar elzem bir meslek olduğunu belli bir süre zarfında fark edeceksiniz. hele öğrenmenin hazzını aldığınızda mühendisliği bir sevgili yahut yuva gibi bile düşünebilirsiniz, mümkündür.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
amerika adını italyan kaşif americo vespucci'den değil, galli bir bristol tüccarı olan richard ameryk'ten almıştır.
devamını gör...
yayımladığı bütün kitapları iyi olan yayınevleri
can -iş bankası-yky-ayrıntı-iletişim-sel-ithaki-everest başlıca bunlar
devamını gör...
istisnasız herkesin sevdiği şey
patatestir heralde sevmeyen görmedim.
devamını gör...
kilolu kadınların çok itici gelmesi
kilo problemi olan kadınların birilerine itici gelmesi durumudur. genelde kendisini çok yakışıklı zanneden bireyler tarafından itici bulunur. kilo problemi olan insanları itici diye yargılayıp beğenmezler. birisi şişman ve o size itici geliyor gayet normal o zaman zayıf kadınlara yönelin diye naçizane tavsiyede bulunayım. ayrıca duyar kasmak gibi niyetim yok ama insanlara şişko falan demeyin abi kaç yılında yaşıyoruz. ciddi ciddi psikolojisi bozulup aynaya bakıp ağlayan insanlar var yazıktır.
devamını gör...
the purge
abd'de suç oranını düşürmek amacıyla yılın bir günü tüm suçların yasal olduğu "arınma gününü" anlatan, film serisi de olan 2 sezonluk dizi.
film ve dizi bakımından güzel bir distopya konusu. (güzel derken distopyanın konusu güzel. yoksa aa hadi böyle gün yapılsın suç oranları düşsün vs. ciddi olarak yorumlamayacağım bile. zaten dizide de zenginlerin zevkine insan öldürdükleri güne dönüşüyor. gene bir bok buluyorlar bunlar. ama bak o kadın hareketini tuttum dizide, aferin ablalar. arınma gününde tam takım ekipmanlarla devriye atarak özsavunma uyguluyorlar, kadınları koruyorlar.)
hem filmlerde (ilk film belki hariç) hem de dizide ana konuyu güzel bir şekilde işleyemediklerini düşünüyorum. dizinin 2. sezonu arınma gününün öncesini anlattığı için hayal kırıklığı yaratan ilk sezonundan sonra ikinciyi de izlemek istedim. genellikle bir şeyi yarım bırakmamaya gayret ediyorum. bir de derin diyaloglar olmayan bazı dizileri listening geliştirme bakımından feda ediyorum. bu diziyi de öyle seçmiştim. neyse işte film serisini izledikten birkaç yıl sonra diziyi de merak ederek başladım. film ve konu hoşunuza gittiyse vakit geçirmek için izleyebilirsiniz. ikinci sezon diziye giren, kontrol birimindeki esme karakterini çok etkileyici buldum. hoş ve güçlü bir kadın. ben onu tutuyorum. onun dışında o sarı kafalı genç çocuğa ayar oldum. özellikle o çilek satıcısı adamı öldürdüğü için o kadar üzüldüm ve sinirlendim ki. (2.sezon 3.bölümdü sanırım) tatlı tontiş amca sana ne güzel davranıyor, şefkatle yaklaşmış sen gidip adama ne yapıyorsun... yazıklar olsun .....(burası küfür) orada diziyi bırakacaktım. neyse vakit geçirmelik dizi diyerek bitiriyorum.
film ve dizi bakımından güzel bir distopya konusu. (güzel derken distopyanın konusu güzel. yoksa aa hadi böyle gün yapılsın suç oranları düşsün vs. ciddi olarak yorumlamayacağım bile. zaten dizide de zenginlerin zevkine insan öldürdükleri güne dönüşüyor. gene bir bok buluyorlar bunlar. ama bak o kadın hareketini tuttum dizide, aferin ablalar. arınma gününde tam takım ekipmanlarla devriye atarak özsavunma uyguluyorlar, kadınları koruyorlar.)
hem filmlerde (ilk film belki hariç) hem de dizide ana konuyu güzel bir şekilde işleyemediklerini düşünüyorum. dizinin 2. sezonu arınma gününün öncesini anlattığı için hayal kırıklığı yaratan ilk sezonundan sonra ikinciyi de izlemek istedim. genellikle bir şeyi yarım bırakmamaya gayret ediyorum. bir de derin diyaloglar olmayan bazı dizileri listening geliştirme bakımından feda ediyorum. bu diziyi de öyle seçmiştim. neyse işte film serisini izledikten birkaç yıl sonra diziyi de merak ederek başladım. film ve konu hoşunuza gittiyse vakit geçirmek için izleyebilirsiniz. ikinci sezon diziye giren, kontrol birimindeki esme karakterini çok etkileyici buldum. hoş ve güçlü bir kadın. ben onu tutuyorum. onun dışında o sarı kafalı genç çocuğa ayar oldum. özellikle o çilek satıcısı adamı öldürdüğü için o kadar üzüldüm ve sinirlendim ki. (2.sezon 3.bölümdü sanırım) tatlı tontiş amca sana ne güzel davranıyor, şefkatle yaklaşmış sen gidip adama ne yapıyorsun... yazıklar olsun .....(burası küfür) orada diziyi bırakacaktım. neyse vakit geçirmelik dizi diyerek bitiriyorum.
devamını gör...
moderasyonun mesajlarımızı okuma ihtimali
ıko: lan siz ne güzel birbirinize yürüyorsunuz öyle.
moderatörler:
- şunlara bakın bizi nasil da çekiştiriyorlar.
- bize yine moderatörler görevlerini yapmiyor diyorlar mesajlarda. halbuki bugün kaç defa birbirimizin profilinde oyalandık?
-ben bu üyeye çok sinirlendim, tanımını kaldırıyorum. sorarsa size forumsal tanim deyin.
üyelerin mesajları:
-sevgili yazar x nolu tanımı kaldırabilir misin yoksa yakin akrabam olan emmim gızı moderatöre mi şikayet edeyim?
- sizinle x tanım hakkında sohbet etmek isterem.
-yaa çok komiksiniz yaa iyi ki varsınız sözlükte.
yoldaş: ifşa olduk! "merak etmeyin yoldaş sizi bulur" tezim çürüdü iko bir şeyler yap. iko güncelleme yap yenilik getir hatta yoktan var et de konu kapansın.
helios: hani bana hani bana.
troller: kaosss. başlık aç > kafa sözlüğün eskisi kadar güvenilir olmaması.
tanım: sözlükteki mesajların okunma olayıdır. daha önce gereken açıklama yapilmisti. mesajlar okunmuyor, şimdi herkes dağılabilir...
(bkz: tüm sırrı bozan üye)
moderatörler:
- şunlara bakın bizi nasil da çekiştiriyorlar.
- bize yine moderatörler görevlerini yapmiyor diyorlar mesajlarda. halbuki bugün kaç defa birbirimizin profilinde oyalandık?
-ben bu üyeye çok sinirlendim, tanımını kaldırıyorum. sorarsa size forumsal tanim deyin.
üyelerin mesajları:
-sevgili yazar x nolu tanımı kaldırabilir misin yoksa yakin akrabam olan emmim gızı moderatöre mi şikayet edeyim?
- sizinle x tanım hakkında sohbet etmek isterem.
-yaa çok komiksiniz yaa iyi ki varsınız sözlükte.
yoldaş: ifşa olduk! "merak etmeyin yoldaş sizi bulur" tezim çürüdü iko bir şeyler yap. iko güncelleme yap yenilik getir hatta yoktan var et de konu kapansın.
helios: hani bana hani bana.
troller: kaosss. başlık aç > kafa sözlüğün eskisi kadar güvenilir olmaması.
tanım: sözlükteki mesajların okunma olayıdır. daha önce gereken açıklama yapilmisti. mesajlar okunmuyor, şimdi herkes dağılabilir...
(bkz: tüm sırrı bozan üye)
devamını gör...
stockholm sendromu
bunu günlük yaşamda sık sık görüyoruz aslında.güçlü,baskıcı,kibirli,egoist,tehditkar insanlara bir bakıyorsun yanlarında onlara değer veren insanlar var.seviliyorlar baş tacı ediliyorlar aklın almıyor.dünya gerçekten ters bir yer.
devamını gör...
termodinamik
makine mühendisliği bölümünün en belalı iki dersinden biridir.diğeri için (bkz: akışkanlar mekaniği)
dört tane yasası vardır.sıfırıncı yasa hikayesi nedeniyle ilginçtir.
termodinamiğin sıfırıncı yasası
bilindiği gibi sayma sayıları birden başlamaktadır. buna rağmen, termodinamik yasalarının birden değil de sıfırdan başlamasının sebebi, bu yasanın birinci ve ikinci kanunlarının ortaya konmasından yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra anlaşılabilmesidir.
bu kanun ilk olarak 1931 yılında r. h. fowler tarafından ortaya konmuştur.
bilindiği gibi, yüksek ısılı yerden düşük ısılı yere doğru daima bir geçiş söz konusudur. bu olgudan hareketle, termodinamiğin sıfırıncı yasası, “termal denge” kavramına dayanmaktadır ve şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“iki ayrı cisim bir üçüncü cisimle ısıl dengede ise birbirleriyle de ısıl dengededir.”
bu ifade, temas halinde olan cisimlerin ısı alış verişinde bulunduklarını ve belirli bir süre sonunda da termal dengeye gelerek aynı sıcaklıklara sahip olacaklarını söylemektedir.
termodinamiğin birinci yasası
yoktan enerji üretmek ya da var olan enerjiyi yok etmek için yapılan çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından birinci yasa ortaya çıkmıştır. yapılan deneyler sonucunda, kütle gibi enerjinin de korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. termodinamiğin birinci yasası, şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“enerji var iken yok, yok iken de var edilemez, ancak bir halden diğer bir hale dönüştürülebilir.”
bu yargı ile enerjinin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği bilinerek tüm fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji denklikleri yazılır. eğer bir sistem ya da obje enerji kazanırsa bu enerji mutlaka dışardan bir yerden gelmek zorundadır.
giren enerjilerin toplamı=çıkan enerjilerin toplamı
enerji dönüşümü / enerji değişimi= giren enerjilerin toplamı – çıkan enerjilerin toplamı
işin ısıya dönüşümü benjamin thomson (1753-1814) ve james prescott joule (1818-1887) tarafından nicel olarak incelenmiştir. diğer enerji türlerinin tümüyle ısıya dönüştüğünü deneysel olarak gösteren joule, 1840 yılında 1 cal’lik ısının 4,184 j değerindeki işe eşit olduğunu bulmuştur.
birinci yasa içinde iç enerji (u) ve entalpi (h) hal fonksiyonları yer alır. bu değerler ile enerjinin niceliği ortaya koyulur. birinci yasa ile elde edilen verim değerleri ise sistemin termal verimi ifade etmektedir.
birinci kanunu matematiksel olarak kanıtlamak olanaksızdır fakat doğadaki hâl değişimlerinin tümünün birinci kanuna uyduğu bilinir. bu da yeterli bir kanıt olarak sayılabilir.
termodinamiğin ikinci yasası
birinci yasa, enerjinin miktarı ve korunumunu ortaya koyarken ikinci yasa, enerjinin işe dönüşebildiği kısmı yani kalitesini ele almaktadır.
termodinamiğin ikinci yasası, hal değişimlerin herhangi bir yönde değil, belirli bir yönde gerçekleşeceğini söyler. termodinamiğin birinci ve ikinci yasası’nı sağlamayan bir hal değişimi gerçekleşemez.
enerji, daima kendini yok etme eğilimindedir. yani, yüksek potansiyellere ulaşan enerji, kendini daha düşük yoğunluğa sahip başka bir enerji formuna dönüştürme eğilimindedir.
termodinamiğin ikinci yasası, gerçekleşen olayların entropiyi artıracak yönde (enerji miktarının azalması yönünde) gerçekleştiğini ifade etmektedir. doğadaki bütün olaylar ikinci yasaya nedeniyle gerçekleşir.
termodinamiğin ikinci yasası şu temel yargıyı ortaya koymaktadır:
“enerjinin tamamı faydalı işe çevrilemez, bir kısmı sistemin içsel bütünlüğünü korumak için kullanılır.”
ikinci yasaya göre, herhangi bir süreçte bir sistem ve çevresindeki entropi değişimi ya “sıfır” yada “pozitiftir”. yani evrenin entropisi sürekli artma eğilimindedir. bu durumda, ikinci yasaya göre evrendeki hem enerji hem de madde zaman ilerledikçe daha az faydalı iş yapabilir hale gelmektedir.
bir sistemin enerjisi ne kadar fazla ise o kadar fazla iş yapılabilir. bununla birlikte, bir sistemin sahip olduğu enerjinin tümü iş yapmada kullanılamaz; bir kısım enerji sistemin içsel bütünlüğünün korunması için saklanır. bu durumda iş yapabilmede kullanılan enerji genellikle serbest enerji olarak adlandırılır. serbest enerji, bazen ekserji (exergy) olarak da adlandırılır.
termodinamiğin üçüncü yasası
termodinamiğin üçüncü kanunu, mutlak sıfır sıcaklığındaki maddelerin entropisi ile ilgilidir ve esas olarak mükemmel bir kristal maddenin mutlak sıfır sıcaklığındaki (-273c°) entropisinin sıfır olduğunu ifade eder. bu kanunla entropi için başlangıç değer şartları belirlenir.
mutlak sıfır, bir cismin keyfi olarak yakınlaşabileceği, ancak asla erişemeyeceği bir sıcaklıktır. laboratuarda 2.0 x 10-8 k kadar düşük sıcaklıklar elde edildi, ancak mutlak sıfıra ulaşılamadı.
termodinamiğin üçüncü yasası şu temel yargıyı ifade etmektedir:
“bir nesnenin sıcaklığını sonlu sayıda aşamada mutlak sıfıra indirmek olanaksızdır.”
kaynak:
www.enerjiportali.com/termo...
dört tane yasası vardır.sıfırıncı yasa hikayesi nedeniyle ilginçtir.
termodinamiğin sıfırıncı yasası
bilindiği gibi sayma sayıları birden başlamaktadır. buna rağmen, termodinamik yasalarının birden değil de sıfırdan başlamasının sebebi, bu yasanın birinci ve ikinci kanunlarının ortaya konmasından yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra anlaşılabilmesidir.
bu kanun ilk olarak 1931 yılında r. h. fowler tarafından ortaya konmuştur.
bilindiği gibi, yüksek ısılı yerden düşük ısılı yere doğru daima bir geçiş söz konusudur. bu olgudan hareketle, termodinamiğin sıfırıncı yasası, “termal denge” kavramına dayanmaktadır ve şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“iki ayrı cisim bir üçüncü cisimle ısıl dengede ise birbirleriyle de ısıl dengededir.”
bu ifade, temas halinde olan cisimlerin ısı alış verişinde bulunduklarını ve belirli bir süre sonunda da termal dengeye gelerek aynı sıcaklıklara sahip olacaklarını söylemektedir.
termodinamiğin birinci yasası
yoktan enerji üretmek ya da var olan enerjiyi yok etmek için yapılan çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından birinci yasa ortaya çıkmıştır. yapılan deneyler sonucunda, kütle gibi enerjinin de korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. termodinamiğin birinci yasası, şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“enerji var iken yok, yok iken de var edilemez, ancak bir halden diğer bir hale dönüştürülebilir.”
bu yargı ile enerjinin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği bilinerek tüm fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji denklikleri yazılır. eğer bir sistem ya da obje enerji kazanırsa bu enerji mutlaka dışardan bir yerden gelmek zorundadır.
giren enerjilerin toplamı=çıkan enerjilerin toplamı
enerji dönüşümü / enerji değişimi= giren enerjilerin toplamı – çıkan enerjilerin toplamı
işin ısıya dönüşümü benjamin thomson (1753-1814) ve james prescott joule (1818-1887) tarafından nicel olarak incelenmiştir. diğer enerji türlerinin tümüyle ısıya dönüştüğünü deneysel olarak gösteren joule, 1840 yılında 1 cal’lik ısının 4,184 j değerindeki işe eşit olduğunu bulmuştur.
birinci yasa içinde iç enerji (u) ve entalpi (h) hal fonksiyonları yer alır. bu değerler ile enerjinin niceliği ortaya koyulur. birinci yasa ile elde edilen verim değerleri ise sistemin termal verimi ifade etmektedir.
birinci kanunu matematiksel olarak kanıtlamak olanaksızdır fakat doğadaki hâl değişimlerinin tümünün birinci kanuna uyduğu bilinir. bu da yeterli bir kanıt olarak sayılabilir.
termodinamiğin ikinci yasası
birinci yasa, enerjinin miktarı ve korunumunu ortaya koyarken ikinci yasa, enerjinin işe dönüşebildiği kısmı yani kalitesini ele almaktadır.
termodinamiğin ikinci yasası, hal değişimlerin herhangi bir yönde değil, belirli bir yönde gerçekleşeceğini söyler. termodinamiğin birinci ve ikinci yasası’nı sağlamayan bir hal değişimi gerçekleşemez.
enerji, daima kendini yok etme eğilimindedir. yani, yüksek potansiyellere ulaşan enerji, kendini daha düşük yoğunluğa sahip başka bir enerji formuna dönüştürme eğilimindedir.
termodinamiğin ikinci yasası, gerçekleşen olayların entropiyi artıracak yönde (enerji miktarının azalması yönünde) gerçekleştiğini ifade etmektedir. doğadaki bütün olaylar ikinci yasaya nedeniyle gerçekleşir.
termodinamiğin ikinci yasası şu temel yargıyı ortaya koymaktadır:
“enerjinin tamamı faydalı işe çevrilemez, bir kısmı sistemin içsel bütünlüğünü korumak için kullanılır.”
ikinci yasaya göre, herhangi bir süreçte bir sistem ve çevresindeki entropi değişimi ya “sıfır” yada “pozitiftir”. yani evrenin entropisi sürekli artma eğilimindedir. bu durumda, ikinci yasaya göre evrendeki hem enerji hem de madde zaman ilerledikçe daha az faydalı iş yapabilir hale gelmektedir.
bir sistemin enerjisi ne kadar fazla ise o kadar fazla iş yapılabilir. bununla birlikte, bir sistemin sahip olduğu enerjinin tümü iş yapmada kullanılamaz; bir kısım enerji sistemin içsel bütünlüğünün korunması için saklanır. bu durumda iş yapabilmede kullanılan enerji genellikle serbest enerji olarak adlandırılır. serbest enerji, bazen ekserji (exergy) olarak da adlandırılır.
termodinamiğin üçüncü yasası
termodinamiğin üçüncü kanunu, mutlak sıfır sıcaklığındaki maddelerin entropisi ile ilgilidir ve esas olarak mükemmel bir kristal maddenin mutlak sıfır sıcaklığındaki (-273c°) entropisinin sıfır olduğunu ifade eder. bu kanunla entropi için başlangıç değer şartları belirlenir.
mutlak sıfır, bir cismin keyfi olarak yakınlaşabileceği, ancak asla erişemeyeceği bir sıcaklıktır. laboratuarda 2.0 x 10-8 k kadar düşük sıcaklıklar elde edildi, ancak mutlak sıfıra ulaşılamadı.
termodinamiğin üçüncü yasası şu temel yargıyı ifade etmektedir:
“bir nesnenin sıcaklığını sonlu sayıda aşamada mutlak sıfıra indirmek olanaksızdır.”
kaynak:
www.enerjiportali.com/termo...
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
geceleri insana bir cesaret geliyor heralde hep karşıma itiraf başlığı çıkıyor. zor tutuyorum kendimi ben de dökülmemek için buraya.
devamını gör...
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
recep
tayyip
erdoğan.
tayyip
erdoğan.
devamını gör...
hiç beklemediğin kişilerden bayram mesajı almak
bugün sözlükte gelen bayram mesajlarıyla yaşadığım güzel his. nedense hiç beklemiyordum. tişikkirler herkese tekrar.
devamını gör...
beyin
ağırlığı yaklaşık olarak 1400 gram olan %78'i su, %11'i yağ, %8'i protein, %1'i inorganik maddeler, kalan %1'ini de diğer besinlerin oluşturduğu ve günlük yaşamımızda bolca kullanılması gereken mucizevi organımızdır. ayrıca beyin bol suya ihtiyaç duyar. bu yüzden susuz kaldığınızda baş ağrısı gibi sorunlar yaşamanız mümkündür.
devamını gör...
moderasyona soru sor
tanım taşıma butonu neden kaldırıldı?
devamını gör...
kahveyi şekersiz ve sütsüz içenler tarikatı
açılın biat etmeye geldim.
devamını gör...
spermatik kord torsiyonu
sol testisin saatin tersi yönünde sağ testisin saat yönünde dönmesi sonucu oluşur.
testis kan akımının strangülasyonu nedeniyle 3-4 saatte testiküler atrofi gelişebilir.
testis şiş ve hassastır.akut epididimit ile karışabilir.
akut epididimitte testis eleve edildiğinde ağrı azalabilirken spermatik kord torsiyonunda ağrı azalmaz.
doppler usg ile kan akımının olup olmadığı gösterilmelidir.
testis kan akımının strangülasyonu nedeniyle 3-4 saatte testiküler atrofi gelişebilir.
testis şiş ve hassastır.akut epididimit ile karışabilir.
akut epididimitte testis eleve edildiğinde ağrı azalabilirken spermatik kord torsiyonunda ağrı azalmaz.
doppler usg ile kan akımının olup olmadığı gösterilmelidir.
devamını gör...
prezervatiflerin negatif evrime yol açtığı düşüncesi
bu konu zamanında atılan bir tweet ile gündeme gelmişti. açıkçası bu bir gerçek bilinçli, yüksek zekalı bireyler üremelerini kontrol altına alırken, bilinçsiz bireylerin zor şartlar altında fazla şekilde üremesi. kimsenin üremesine karışacak değiliz ama sokak röportajlarında çokça denk gelip “ulan bununla aynı havayı soluyoruz” diyoruz.
siz ne düşünürsünüz bilmem
saygılar
siz ne düşünürsünüz bilmem
saygılar
devamını gör...
normal sözlük için alternatif küfür önerileri
taaşşuk-ı talat ve fitnat’ı kullanıyorum ben yeri geldiğinde. örneğin; sen benimle taaşşuk-ı talat ve fitnat mı geçiyorsun? gibi.
ses benzerliğinden dolayı hem anlaşılıyor hem de küfür etmek istediğim karşı taraf gülmeye başlıyor ve ortam yumuşuyor.
ses benzerliğinden dolayı hem anlaşılıyor hem de küfür etmek istediğim karşı taraf gülmeye başlıyor ve ortam yumuşuyor.
devamını gör...
normal sözlük'ün 30 yaş üstü yazar kaynaması
büyükler acaba tanımlarımı okuyup ne düşünüyor merak ediyorum. hey yaşlılar sizce ben olgun bir genç miyim ne diyorsunuz bu işe. hey 30 yaşında hayat nasıl ömrün çeyreği hatta yarısı geçmiş gitmiş geçmiş olsun .
devamını gör...