santraforumuz yok, pelkas yok, kanat forvetimiz yok. '' bu takımda kim gol atacak '' diye kendi kendime soruyorum da aklıma sadece duran top organizasyonu geliyor.
bilmiyorum ben mi evhamlıyım?
inşallah kolay galip geleceğimiz bir maç olur.
devamını gör...

yüksek kültür sahibi erkeklerde de bu eylem görülebiliyor. sosyal demokratı, profesörü, plaza erkeği, opera dinleyip kaliteli şarap içen erkeği de hayat arkadaşına şiddet uygulayabiliyor ve bu dünyanın her yerinde geçerli ne yazık ki.
devamını gör...

belirli bir noktadan sonra, şiddetli ve kontrolsüz duygusal patlamalar şeklinde dışa vurması muhtemel duygulardır.
devamını gör...

evet, "yine geldi tespitini sevdiğim" diyeceğiniz, yepyeni bir tespitim ile karşınızda olduğum başlıktır.

öncelikle şu "kaba olmanın" derecesi konusunda bir anlaşalım; elbette burada kastedilen kabalık yok yere insanların kalbini kırmak, onlara sövmek veya terbiyesizlik yapmak anlamında değildir. bu tanımda bahsedeceğimiz kabalık, daha çok "aman ağzımın tadı kaçmasın", "aman şunu kırmayalım" diye gösterilen sahte samimiyetlere ve yapmacıklığa karşı duran kabalık çeşididir. çünkü ben bu tür davranışlardan zerre haz etmem, aile büyüklerime de her yaptıklarında kızarım.

bugünden bir misal, harika bir mangal yapmışım efendim. balıklar mis gibi pişmiş, ahtapot tam kıvamında ve rakılar hazır. oradan annem sesleniyor bana:
- "ya acaba bizim komşulara da mı versek? ayıp olur şimdi."

hemen "ne münasebet!" diye cevap verdim. ben o tüm bu canlıları bir amaç uğruna canlarından etmiş, onları saygı ve özenle en güzel şekilde pişirmiş, ve ailem güzelce ve kusursuzca bir deniz sofrası yesinler diye hazırlamış iken allah'ın salak komşusuna neden balık vereyim? zaten zerre sevmem kendilerini, ama sevsem de durum değişmiyor. zira böyle bir zorunluluğum yok.

ya da çok benzer başka bir misal, şu ana kadar kimse üzülmesin diye ikram edilen yemeği yemişliğim yoktur. o an canım istemiyorsa ve direkt sevmiyorsam o yemeği yemem, yoksa yerim. olay aslında bu kadar basit. isteyen kaba desin, isteyen öküz vallahi umurumda olmaz. sırf birileri saçma sapan şeylere alınsın gücensin diye kendi keyfimden ödün verecek değilim. bu şekilde de gayet iyi ve mutluyum doğrusu.

sanırım rezalet bir insanım...*
devamını gör...

günaydın dostlar.
iyi sabahlar.
devamını gör...

etiyopya doğumlu, 8 madalya sahibi, türk vatandaşı olup elvan can ismini almış ve bana hep "elvan ha böyle gelse" cümlesini anımsatan başarılı milli atlet.
devamını gör...

uygun sıcak bir ev yakalandığında çekirdek vazgeçilmez oluyor.
devamını gör...

"...
birden ay ışığını kesti
birde sen çok değiştin
yaşananlar hiç yaşanmamış gibi
söylenenler hiç söylenmemiş gibi
...
sustu bu gece karardı yine ay
kaldı geriye *cevapsız sorular*
uyandığımda onu ilk kim görecek
bıraktığım düşü kim büyütecek?"
manga(başlığı görünce aklıma ilk gelen.)
devamını gör...

yemek yerken yalnızsındır, arabada yan koltuk boştur, yatak soğuktur hep, bazen tek kelime etmeden günü bitirdiğin olur, bir yüze, bir çift göze, bir sıcak gülüşe hasretsindir.
ama bir türlü bitmeyen ve biteceğine inanmadığın bir yalnızlık çöker kaderinin üstüne.
devamını gör...

bana ailenden en çok kimi seviyorsun diye sorsalar kardeşim derdim. hem de annem ve babam için hiç tereddüt etmeden onu seçerdim. beni hayatta en cok sevenin de o olduğuna tüm varligimla inanıyorum. ailemden beni tek yalnız hissettirmeyen bana sevgisini her koşulda gösteren tek kişi. iyi ki var.
devamını gör...

ben pilli bebek'i imperactus sayesinde dinlemeye başladım.
bir diğer cahilliğimden bahsetmek istiyorum.
behzat ç. dizisini hiç izlemedim.
üniversite yıllarımda yayınlanmasına rağmen nedense hiç ilgimi çekmemişti.
ankaralılar if'in eski halini hatırlayacaktır. iç kısım çok çok küçüktü. her haftasonu tıklım tıklım olurdu.
2010 kışının bir haftasonunda if' e gitmişiz ve deli gibi bir kalabalık var. alkol tazelemek için bara yaklaştım. insanlar üst üste, sosyal mesafe yok tabi, herkes birbirini ezerek içki almaya çalışıyor. sıra bana geldi, bardağımı aldım, tam sırtımı dönecekken birinin dirseği bardağıma çarptı ve içkim döküldü. sinir küpüne döndüm, beyfendi özür diliyor fakat ben aşırı sinirliydim. sahnede en sevdiğim şarkı çalarken ben barda sıra beklemiştim üzerine bir de hepsi dökülmüştü. adama baktım ve salak mısınız biraz daha dikkatli olmalısınız dedim. adam eğilip yüzüme bakıyor ve saçma sapan bir şeyler söylüyordu, ittirdim onu, tekrar sıraya geçtim. yanıma yanaştı illa ben alacağım diyor. kardeşim bela mısın, bir diktir git dedim. ve gitti.
arkadaşlarımın yanına döndüm, salağın tekinin içkimi döktüğünü anlattım. gece keyifli bitti, eve döndük. facebook'un popüler olduğu zamanlardı tabi, gece uyumadan bilgisayara bakayım dedim. biri behzat ç. fotoğrafını paylaşmış, fotoğrafa bakınca içkimi döken ve küfür ettiğim adamın akbaba olduğunu öğrendim. behzat ç hayranı arkadaşımın triplerini çektim sabaha kadar.*
devamını gör...

atatürk rozeti.
devamını gör...

yoldaş benjamin franklin'de bizi duyacak mı?

sözlüğü twitter gibi kullanan çaylaklarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
devamını gör...

3 şubat 2021 saat 21.30'da discord üzerinden, uykusuzkahve ve gomercan yönetiminde yapılacak olan toplantıdır.

sözlük radyosunda yayın yapmak isteyen ; program sahipleri, podcast yayıncıları, playlist sahipleri ve şu an aklıma gelmeyen farklı format yayıncılarını toplantıya beklemekteyiz.

toplantıda, yayın yapmak konusunda teknik bilgiler verileceği gibi, yayın akışı planlaması da yapılacak.
arkadaşlarımız, soru cevap etkinliğinde de bulunacak.

kısacası, gelin yahu.
bu radyo sizin radyonuz.

discord.gg/xzAhjmw9

edit : link güncellendi
devamını gör...

italyan yazar/şair cesare pavese'in 1952 yılında basıma sunulan, günlük türünün örneklerinden biri olan kitabı.

gençliğini geçirdiği köyü ve oradaki yaşantısını yansıttığı bu kitap, yazarın kişiliğine dair ipuçları vermekle birlikte; bugün dahi esiri olduğumuz duyguları yansıtmakta. liseye yeni başladığım zamanlarda okumuştum, geçenlerde tekrar okudum ve daha önce anlamadığım şeyleri anladım. günlük olduğu belli oluyor ve bazı yerlerde istemsiz sıkıyor insanı fakat yazar öyle cümleler yazmış ki... neyse, devam edelim.

yazılanları okumaya başladığınız zaman içten içe "ulan ortada intiharlık ne var?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. ben okurken böyle düşündüm, inkar edemem çünkü yazar gayet bilgi birikimli ifadelerle şiirden bahsediyor, okuduğu şair/yazar kişileri eleştiriyordu fakat kelimelerin sihrini çözünce işin sandığınız gibi olmadığını anlıyorsunuz. pavese, cümlelerinin içinde aslında manevi olarak çöküşünün üzerinde oluşturduğu boşluğu sıklıkla dile getiriyor. özellikle 1937 yılının altı kasımında, ki 1936 bana göre manevi çöküşün başladığı yıl ya da gün yüzüne çıktığı, 1937 ise yükselişi.

söylenene göre şair ülkesinin büyük edebiyat ödüllerinden birini kazandıktan sonra intihar etti ve bu intihar beklenmedik bir eylemdi. hatta can yayınları kitabın arkasına "başarılı bir hayat" diye not düşmüştü ancak pavese'in istediği büyük büyük ödüller, ünlü olmalar yahut benzerleri bir şey değildi. kendisi de açıkça "asıl başarısız insan mutlu bir evlilik dahi yapmayı başaramamış biridir" demiş, başarısızlığını tek cümlede göstermişti.

zaten aldatılması, sevdiği kadın tarafından yüz üstü bırakılıp diğer kadınlara da düşman olmuş olması bize ön bilgi tadında bir şeyler söylemişti. bilemiyorum, belki de fazla derin düşünüyorumdur fakat şundan eminim ki pavese kendince başarısızdı. hayatının bir anlamı yoktu. o da günlüklerin başlarında bahsettiği "kendini yok etmek" eylemini devreye soktu. başka ne yapılabilirdi, bir kadın tarafından sevilmemişti bile.

dedektif gibi her cümlenin altında bir anlam arayınca okunması hayli zevkli olan bir kitaptı. okumanızı öneririm, böylece yaşadığımız hayatın anlamını yitirmesi bize neler yaptırır görmüş olursunuz. şimdiden keyifli okumalar dilerim.
biraz karamsar ve nihilist tarzda yazılmış. okurken kendinizi tezer özlü'yü okuyormuş gibi hissediyorsunuz çünkü ikisinin karamsar duruşu birbirine çok benziyor lakin her sayfasında olmasa bile iki sayfada bir altını çizebileceğiniz muazzam cümleler görüyorsunuz.

mesela;
"cömertçe, başkalarının acılarını paylaşarak yaşayamayan insan, kendi acısını dayanılmaz bir yoğunlukta duymakla cezalandırılır."

"başka bir insan olmaya çalışmak boş bir çaba. insan için ilginç olan, o eski kişiliğin yeni yaşantılara nasıl bir tepki göstereceğidir."

edit: imla.
devamını gör...

çekiciliği ve güzelliği temsil eden çiçek.
kokusu çok hoştur. bu yüzden kolonya veya parfüme çok yakışır.
bir de yeşil çayın kekremsi tadını uzaklaştırdığı için favorimdir.
devamını gör...

gelişmemiş toplumlarının geleneğidir. ortadoğu halklarında sıkça rastlanmasının sebebi eğitimsizlikten ileri gelir. çoğunlukla linci başlatan taraf olayı da manipüle eden taraftır. akl-ı selim'i değil kendi tarafının haksızda olsa haklılığını savunduran ilkel bir reflekstir. özellikle sosyal medyada yapılanı henüz gelişim evresindeki gençlerde umutsuzluğa, özgür düşünceye ket vurulmasına ve hatta intihara kadar götürebilir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

delircem. şu tatliliga bakar mısınız?????
devamını gör...

voleybolcu kimliğimle.
türkiye kadın millî voleybol maçlarında dışarı kaçan topları toplamışlığım var iki/üç sene üst üste..
hayalim hep o sahada olmak olmuştur...
devamını gör...

imdb puanı 7.3 olan bir amerikan romantik komedi filmidir.




filmimizin kahramanı steve carell oluyor hayatında sadece bir kadınla olmuş zaten onunla da evlenmiş çocukları olmuş bir amca. fakat bir gün karısı buna arabada giderken aldattığını söylüyor ve adam kendini arabadan atıyor ilk orda güldüm zaten..
sonra kendine bakmaya başlıyor ryan reynolds bir playboy olarak hem buna yardım ediyor, kadınları tavlama konusunda yol gösteriyor falan filan..

filmin en güzel yanı mı? kusura bakamyın öncelikle ryan gosling 'dır benim için. nasıl yaratılmış? neden yaratılmış? nasıl bir şeydir bu? tadından yenmiyor bu olsa gerek diye film boyunca söyleniyorsun ayrıca şu sahnesi de dirty dancing'e ithaf edilmiştir :



devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim