normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
hangisini saydam bilemiyorum. ilk aklıma gelenler
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
devamını gör...
allah'ın vip kulu
saçma bir başlıktır. allah katında haşa "v.i.p" kul yoktur. diğer bazılarına oranla daha üstün olan kullar vardır. üstün olan kul da, "ben üstünüm" diyen değil, "ben acizim" diyendir.
devamını gör...
pull marine
fransız şarkıcı-aktris isabella adjani'ye ait 1984 tarihli şarkıdır ve 'lacivert kazak' ya da 'deniz rengi kazak' olarak türkçeye çevrilebilse de klipten de farkedeceğimiz gibi aktrisin derin mavi göz rengi ile havuzun mavisi arasında benzerlik kurmamız istenmiştir.
etkileyici bir parça olmakla beraber video klibinin yönetmenliğini luc besson üstlenmiştir. buradan da anlıyoruz ki bu klip aslında bir kısa film niteliği de taşımakta.
bu arada klibin 1.50 dakikasında gördüğümüz tablo hiper-gerçekçi ressam roland cat'e aittir. bu tabloda, sular altında kalan bir paris'ten kesit görmekteyiz*.
isabella adjani'nin yorumu gayet iyi olmakla beraber sanırım bu şarkı da valentin stuff sayesinde benim için orijinalinden daha iyi olan cover'lar listesinin bir üyesidir. bunun sebebi ise stuff'ın bas sesiyle bana sanki okyanusun altındaymışım hissiyatı vermesidir*.
isabella adjani'nin yorumu;
ve valentin stuff yorumu;
etkileyici bir parça olmakla beraber video klibinin yönetmenliğini luc besson üstlenmiştir. buradan da anlıyoruz ki bu klip aslında bir kısa film niteliği de taşımakta.
bu arada klibin 1.50 dakikasında gördüğümüz tablo hiper-gerçekçi ressam roland cat'e aittir. bu tabloda, sular altında kalan bir paris'ten kesit görmekteyiz*.
isabella adjani'nin yorumu gayet iyi olmakla beraber sanırım bu şarkı da valentin stuff sayesinde benim için orijinalinden daha iyi olan cover'lar listesinin bir üyesidir. bunun sebebi ise stuff'ın bas sesiyle bana sanki okyanusun altındaymışım hissiyatı vermesidir*.
isabella adjani'nin yorumu;
ve valentin stuff yorumu;
devamını gör...
cağ kebabı
kebapların şahıdır. adana veya urfa kebap ancak getir götürünü yapar.
devamını gör...
nutuk'u yasaklayan milli eğitim müdürünün görevden alınması
kimin kurduğu devletin sınırları içinde yaşayıp çalıştığını unutan bir oluşumun başına gelen durumdur. nutuk engellemek nedir? hem de vahdettin'e hakaret gerekçe gösterilerek. vahdettin kimdir? bu adamlar kimi savunmaktadır?
her gün birinizi, bir gün hepinizi ya.
her gün birinizi, bir gün hepinizi ya.
devamını gör...
kanser hastası çocuklara yardım etkinliği
bu sözlükte yazar olmanın ne kadar gurur verici olduğunu gösteren etkinliktir.
düşünen emeği geçen uygulamaya koyan herkese teşekkür ederim.
hem yazı yazıp hem insanlara yardımcı olmak onlara umut aşılamak harika bir şey teşekkürler kafa sözlük.
düşünen emeği geçen uygulamaya koyan herkese teşekkür ederim.
hem yazı yazıp hem insanlara yardımcı olmak onlara umut aşılamak harika bir şey teşekkürler kafa sözlük.
devamını gör...
terapi yerine geçebilecek şey
doğada vakit geçirmek ve hayvanlarla iletişim kurmak. (özellikle kedilerle :) )
devamını gör...
sözlük kızlarına iltifat ediyoruz kampanyası
kah güldürüp kah sinirlendirdiğimiz sözlüğün çiçekleri için özel bir kampanya.
kızlar; biliyoruz sizi bazen üzüyoruz ama bu sözlük sizsiz olmaz. kafa sözlük sizinle güzel ve özel. siz olmazsanız burası karaambar kamyoncular dernegine döner. sizi seviyoruz muah muah.
şahsım ve milletim adına kocaman kocaman öpüyorum sizi.
kızlar; biliyoruz sizi bazen üzüyoruz ama bu sözlük sizsiz olmaz. kafa sözlük sizinle güzel ve özel. siz olmazsanız burası karaambar kamyoncular dernegine döner. sizi seviyoruz muah muah.
şahsım ve milletim adına kocaman kocaman öpüyorum sizi.
devamını gör...
trekking
şehir hayatının olumsuzluklarından ve bu hayatın ruhumuzda oluşturduğu kirlilikten bir nebze de olsa uzaklaşma imkanı tanıyan,ruh dinlendirici, stres savar , yoğun hareket içeren doğa yürüyüşlerine verilen addır.
trekkinge gidilirken uygun kıyafet,ayakkabı giyilmesi ve -yedek kıyafetler ve ihtiyaç malzemeleri için- bir sırt çantası taşınması elzemdir.
trekking çantasında bulunması gereken malzemeler:
1)su -( hem yürüyüş esnasında ter ile oluşan su kaybını yerine koymak hem de vücudun ihtiyacı olan günlük su ihtiyacını karşılamak için)
2) yiyecek- ( yürüyüş esnasında enerji tüketimi olduğundan bunun karşılanması ve olası hipoglisemi durumlarının engellenmesi açısından önemlidir.yüksek kalorili ve şekeri hızlı yükselten çikolata,gofret gibi paketli, taşınması kolay yiyecekler bulundurulabilir, şeker hastaları kendi durumlarına uygun olanını seçerler)
3)yedek ayakkabı ve kıyafet ( bazı parkurlarda su geçişlerinin bulunması ,kıyafetlerde yırtılma olabilmesi, terin vücutta kurutulmaması için baştan aşağı hemen hemen her şeyin yedeğini bulundurmak önemlidir.)
4) mini ilk yardım kiti ve varsa kullanılan ilaçlar( olası yaralanmalarda acil müdahale için)
5) koruyucu malzemeler( güneş kremi,eldiven, bere , içlik , yağmurluk, vb)
6)çakmak ( yemek yemek ,yer belli etmek ,ısınmak vb amaçlarla ateş yakabilmek için)
7)fener( gündüz bile olsa tedbir için)
8) çakı (en basiti meyve ya da dal kesmek vs için el altında bulunmasında faydalıdır)
9)düdük ( uyarı ve yeri belli etmek için)
10) pusula-harita( tur ile gidenlerde pek ihtiyaç olmuyor ama bulundurulabilir)
not: karlı bir bölgede trekking yapılacaksa ve önden gidenin birebir adımları takip edilemeyecekse baton bulundurmakta fayda var.kar çukurların boşlukların üzerini kapatabildiği için düşme gibi istenmeyen durumlar olabiliyor.dal bile kullanılabilir .
marmara-batı karadeniz bölgesi için günübirlik gidilebilecek trekking parkurları ( sadece kendi gittiğim parkurları yazdım ,daha fazlası var)
1) sülüklü göl ( yeni başlayanlara uygundur)
2) kartepe
3) babadağ-kerpe
4)kıyıköy -kastro
5)menekşe yaylası ( orta zorlukta bir parkurdur,yeni başlayanlara tavsiye edilmez)
6)erikli yaylası
7)abant
trekkinge gidilirken uygun kıyafet,ayakkabı giyilmesi ve -yedek kıyafetler ve ihtiyaç malzemeleri için- bir sırt çantası taşınması elzemdir.
trekking çantasında bulunması gereken malzemeler:
1)su -( hem yürüyüş esnasında ter ile oluşan su kaybını yerine koymak hem de vücudun ihtiyacı olan günlük su ihtiyacını karşılamak için)
2) yiyecek- ( yürüyüş esnasında enerji tüketimi olduğundan bunun karşılanması ve olası hipoglisemi durumlarının engellenmesi açısından önemlidir.yüksek kalorili ve şekeri hızlı yükselten çikolata,gofret gibi paketli, taşınması kolay yiyecekler bulundurulabilir, şeker hastaları kendi durumlarına uygun olanını seçerler)
3)yedek ayakkabı ve kıyafet ( bazı parkurlarda su geçişlerinin bulunması ,kıyafetlerde yırtılma olabilmesi, terin vücutta kurutulmaması için baştan aşağı hemen hemen her şeyin yedeğini bulundurmak önemlidir.)
4) mini ilk yardım kiti ve varsa kullanılan ilaçlar( olası yaralanmalarda acil müdahale için)
5) koruyucu malzemeler( güneş kremi,eldiven, bere , içlik , yağmurluk, vb)
6)çakmak ( yemek yemek ,yer belli etmek ,ısınmak vb amaçlarla ateş yakabilmek için)
7)fener( gündüz bile olsa tedbir için)
8) çakı (en basiti meyve ya da dal kesmek vs için el altında bulunmasında faydalıdır)
9)düdük ( uyarı ve yeri belli etmek için)
10) pusula-harita( tur ile gidenlerde pek ihtiyaç olmuyor ama bulundurulabilir)
not: karlı bir bölgede trekking yapılacaksa ve önden gidenin birebir adımları takip edilemeyecekse baton bulundurmakta fayda var.kar çukurların boşlukların üzerini kapatabildiği için düşme gibi istenmeyen durumlar olabiliyor.dal bile kullanılabilir .
marmara-batı karadeniz bölgesi için günübirlik gidilebilecek trekking parkurları ( sadece kendi gittiğim parkurları yazdım ,daha fazlası var)
1) sülüklü göl ( yeni başlayanlara uygundur)
2) kartepe
3) babadağ-kerpe
4)kıyıköy -kastro
5)menekşe yaylası ( orta zorlukta bir parkurdur,yeni başlayanlara tavsiye edilmez)
6)erikli yaylası
7)abant
devamını gör...
dünyanın en iyi film serisi
(bkz: the lord of the rings)
devamını gör...
güne bir şiir bırak
sevi şiiri
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili
ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
ben senin en çok gözlerini sevdim
kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
ümit yaşar oğuzcan
ben senin en çok sesini sevdim
buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
bana her zaman dost, her zaman sevgili
ben senin en çok ellerini sevdim
bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
nice güzellikler gördüm yeryüzünde
en güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
ben senin en çok gözlerini sevdim
kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ben senin en çok gülüşünü sevdim
sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
unutturur bana birden acıları, güçlükleri
dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
ben senin en çok davranışlarını sevdim
güçsüze merhametini, zalime direnişini
haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
tüm çocuklara kanat geren anneliğini
nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
ben senin en çok bana yansımanı sevdim
bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
turan seyfioğlu
--- alıntı ---
deniz subayı bir babanın oğlu olarak 1920 yılında caddebostan’da doğan turan seyfioğlu, ilk öğrenim ve lise yıllarının ardından babası londra tarım ataşeliğine atanmış.. babası ile birlikte ingiltere’ye gitmek istemişse de, 2.dünya savası sırasında londra’nın durumu kötü olması sebebiyle götürülmemiş.
böylece türkiye’de kalan turan, güney sınırından suriye’ye geçerim, oradan da bir yolunu bulur londra’ya giderim diye düşünmüş. ancak suriye’ye adım atar atmaz fransızların eline düşmüş. üç ay sonra fransızlar’ın, “lejyon’a yazılırsan hapisten kurtulursun” teklifini kabul etmiş ve lejyona yazılmış.
süveyş kanalı dolaylarında rommel’in ordusuyla çarpışmış. bir yıl sonra 1943 yılının eylül ayında türkiye’ye dönmüş. 2.dünya savaşına katılan ender türklerden biri olması dışında, kısa ömrüne çok şey sığdırmış turan seyfioğlu.. aynı zamada komple bir sporcu olan turan seyfioğlu, dereceler almış bir kayakçı,
fenerbahçe genç takımında iki yıl kalecilik yaymış bir futbolcu, çeşitli rekorları olan bir yüzücüydü. 50 ‘li yıllarda caddebostan da ettiği kavgalar efsane gibi anlatılırmış. .
beyaz perdede yarattığı ilk kahraman, 1951 tarihli yapım olan “ulubatlı hasan”. turan seyfioğlu 1951′de “sinema sanatçıları derneği”nin düzenlediği bir yarışmada en iyi artist armağanı kazanmış. 17 filmde başrol olmak üzere 40 civarı filmde oynamış. uludağ’da kayak dersi verirken, londra’dan turist olarak gelen patricia ile tanışmış, dost olmuşlar ve 1952 yılında da evlenmişler.
yedi yıl boyunca mutlu bir evlilik geçiren çiftlerin bir de kız çocukları olmuş. 1959 yılına gelindiğinde, patricia londra’ya dönmüş. ayhan ışık, ahmet tarık tekçe ve neriman köksal ile “devlerin öfkesi”, seyfioğlunun son filmi olmuş. bu filmi bitirdikten sonra rahatsızlanarak, tedavi için gittiği londra’da 18 ağustos 1961 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
--- alıntı --- buradan
deniz subayı bir babanın oğlu olarak 1920 yılında caddebostan’da doğan turan seyfioğlu, ilk öğrenim ve lise yıllarının ardından babası londra tarım ataşeliğine atanmış.. babası ile birlikte ingiltere’ye gitmek istemişse de, 2.dünya savası sırasında londra’nın durumu kötü olması sebebiyle götürülmemiş.
böylece türkiye’de kalan turan, güney sınırından suriye’ye geçerim, oradan da bir yolunu bulur londra’ya giderim diye düşünmüş. ancak suriye’ye adım atar atmaz fransızların eline düşmüş. üç ay sonra fransızlar’ın, “lejyon’a yazılırsan hapisten kurtulursun” teklifini kabul etmiş ve lejyona yazılmış.
süveyş kanalı dolaylarında rommel’in ordusuyla çarpışmış. bir yıl sonra 1943 yılının eylül ayında türkiye’ye dönmüş. 2.dünya savaşına katılan ender türklerden biri olması dışında, kısa ömrüne çok şey sığdırmış turan seyfioğlu.. aynı zamada komple bir sporcu olan turan seyfioğlu, dereceler almış bir kayakçı,
fenerbahçe genç takımında iki yıl kalecilik yaymış bir futbolcu, çeşitli rekorları olan bir yüzücüydü. 50 ‘li yıllarda caddebostan da ettiği kavgalar efsane gibi anlatılırmış. .
beyaz perdede yarattığı ilk kahraman, 1951 tarihli yapım olan “ulubatlı hasan”. turan seyfioğlu 1951′de “sinema sanatçıları derneği”nin düzenlediği bir yarışmada en iyi artist armağanı kazanmış. 17 filmde başrol olmak üzere 40 civarı filmde oynamış. uludağ’da kayak dersi verirken, londra’dan turist olarak gelen patricia ile tanışmış, dost olmuşlar ve 1952 yılında da evlenmişler.
yedi yıl boyunca mutlu bir evlilik geçiren çiftlerin bir de kız çocukları olmuş. 1959 yılına gelindiğinde, patricia londra’ya dönmüş. ayhan ışık, ahmet tarık tekçe ve neriman köksal ile “devlerin öfkesi”, seyfioğlunun son filmi olmuş. bu filmi bitirdikten sonra rahatsızlanarak, tedavi için gittiği londra’da 18 ağustos 1961 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
--- alıntı --- buradan
devamını gör...
yaraları sarmaya başlamak
iyileşmenin ilk adımlarındandır.
o güzel hisler geri gelmeye başlar yine.
yine anlam kazanmaya başlar her alınan nefes.
renkler yine parlıyordur ve hayat artık siyah beyaz renklerden uzaklaşıyordur.
"hayat tek bir parmak şıklatması ile değişir" demişti bilen bir kişi zamanında.
kafada sonuca bağlandı ise başıboş düşünce iplikleri, işte o zaman başlar her şey ve yaşam arzusu tekrar doldurur insanı.
bazen unuturuz hayatın ne kadar kısa ve yaşamaya değer olduğunu. koşuşturmaktan yaşamayı unuturuz. uykuya dalarız.
tek bir tetikleyici yeter hatırlatmaya. uyandırmaya.
temkinli ama korkusuzca yaşamak lazım hayatı.
hiç bir şey ummuyorum, hiç bir şeyden korkmuyorum. özgürüm.
o güzel hisler geri gelmeye başlar yine.
yine anlam kazanmaya başlar her alınan nefes.
renkler yine parlıyordur ve hayat artık siyah beyaz renklerden uzaklaşıyordur.
"hayat tek bir parmak şıklatması ile değişir" demişti bilen bir kişi zamanında.
kafada sonuca bağlandı ise başıboş düşünce iplikleri, işte o zaman başlar her şey ve yaşam arzusu tekrar doldurur insanı.
bazen unuturuz hayatın ne kadar kısa ve yaşamaya değer olduğunu. koşuşturmaktan yaşamayı unuturuz. uykuya dalarız.
tek bir tetikleyici yeter hatırlatmaya. uyandırmaya.
temkinli ama korkusuzca yaşamak lazım hayatı.
hiç bir şey ummuyorum, hiç bir şeyden korkmuyorum. özgürüm.
devamını gör...
çay harareti alır yalanı
içilen değil yüzülen çay harareti alır.
devamını gör...
29 nisan 17 mayıs arası tam kapanma
doğum günüm arada kaldı ya :/
t: salgın nedeniyle alınan önlem
destek paketi falan yok diye üzen yoktur umarım kendini. çünkü ne yiyip ne içtiğiniz kiranızı veya faturalarınızı ödeyip ödemediğiniz umurlarında değil.farkına varmışsınızdır artık diye düşünüyorum.
t: salgın nedeniyle alınan önlem
destek paketi falan yok diye üzen yoktur umarım kendini. çünkü ne yiyip ne içtiğiniz kiranızı veya faturalarınızı ödeyip ödemediğiniz umurlarında değil.farkına varmışsınızdır artık diye düşünüyorum.
devamını gör...
yazarların yakın gelecekteki hayali
kendi sahnemi açmak. kadıköy’deki oyun atölyesi gibi bir yer olsun istiyorum.
devamını gör...
uzak mesafe ilişkisinin insana kafayı yedirtmesi
sizden yüz binlerce km ötede olan birini sevmek olağandır ancak ilişki yürütmek imkansıza yakındır.
gerçekten de imkansıza yakındır.
dünyanın çevresi 40bin km. dünya'da değil.
ay'ın uzaklığı 300bin km. "yüz binlerce..", o zaman ay'da da değil.
mars 54 milyon km. o da çok uzak. ee nerede bu sevgili hakkaten? gerçekten imkansızmış.
gerçekçi temeller üzerinde buluşulabilirse gayet de mümkün ilişkidir.
devamını gör...


