eve tesisatçı geldiğinde komşuyu çağırmak
kadınların kendini koruma şeklidir.
yanımda tanıdık biri olsun ki bana dokunamasın, öldüremesin, bir erkeği ancak başka bir erkek durdurabilir. ne acı!
yanımda tanıdık biri olsun ki bana dokunamasın, öldüremesin, bir erkeği ancak başka bir erkek durdurabilir. ne acı!
devamını gör...
anadolu'nun çiğdeme çekirdek demesi
çiğdem, süsengiller familyasına ait bir bitki türüdür. belki de çiğdem veya çekirdek için en doğru kullanım günebakandır. olabilir mi? *
devamını gör...
akılsız telefon kullanmak
akıllı olan telefon sahibidir.
devamını gör...
mümkün olan en aptalca eylem
maddi ve manevi kisiye zarar verici her turlu eylemdir.
-sagliksiz beslenme,
-asiri alkol tuketimi,
-sigara, uyusturucu ve kimyasal turevlerin kullanimi,
-paranin ve zamanin ziyan edilmesi,
-yanlis kisilerle muhattap olunmasi...
-sagliksiz beslenme,
-asiri alkol tuketimi,
-sigara, uyusturucu ve kimyasal turevlerin kullanimi,
-paranin ve zamanin ziyan edilmesi,
-yanlis kisilerle muhattap olunmasi...
devamını gör...
cihan mürtezaoğlu
her sanatçımız, şarkıcımız değerlidir ama bu adam bir başka. böyle duygusal, hoş ve biraz buğulu sesiyle yaptığı nağmeler beni benden alıyor. beyaz orkide şarkısı bayağı güzel fakat bence en en en iyi şarkısı ''sen banasın''.
belki bir gün karşıma zevklerimiz uyan, benzer şeylerden hoşlandığımız birisi çıkar da o'na ''sen banasın.'' derim.
belki bir gün karşıma zevklerimiz uyan, benzer şeylerden hoşlandığımız birisi çıkar da o'na ''sen banasın.'' derim.
devamını gör...
şebnem ferah şarkılarında geçen etkileyici sözler
"içine girdiğin küçük kaygan deliği yeni ve büyük bir dünya mı sandın?"
şebnem bunları süha yavuz kendisini ebru gündeş'le aldatınca yazmış.
şebnem bunları süha yavuz kendisini ebru gündeş'le aldatınca yazmış.
devamını gör...
normal sözlük'teki z kuşağı yazarlar
ne kadar saçma insanlarsınız. merak etmeyin her z kuşağı kızlardan nude istemiyo, tiktok çekmiyo, ya da kekoluk yapmıyo.
tanım: benim.
ayrıca, 2000'den sonra doğduk diye neden kendini bilmez olduk lan?
tanım: benim.
ayrıca, 2000'den sonra doğduk diye neden kendini bilmez olduk lan?
devamını gör...
14 aralık 2021 sözlüğün saldırıya uğraması
gayretullaha dokundular.
devamını gör...
gelecek nesile öneriler
gelmeyin
devamını gör...
regl ağrısının abartılması
ne saçma insanlar var ya dedirten başlık. 1 gün o ağrıya katlanamayacak tipler geliyor burda ahkam kesiyor. reglım ağrısız şekilde geçer genelde hiç kimseye de ağlayıp zırlamam ama çevremde çok ağrılı geçiren 4 gün yerinden kalkamayan çokta kişi var, emin olun hiçbirinin dikkat çekmeye ihityacı yok. birde türk kızları falan diyip başka ırkları karıştırmışsınız olaya.. türk kızlarının da ağrılı geçirmediği zamanlar olduğu gibi diğerlerinin ağrılı olduğu zamanlar olabilir. bazı şeylerin bünyeden bünyeye değiştiğini falan biliyorsunuzdur umarım.
devamını gör...
bu başlığa size ait olacak tipik bir wattpad kurgusu özeti yazın
nihayet yaz tatili gelmişti. koca bir sene boyunca meteor* koleji olarak bu anı beklemiştik. çünkü tüm tatili evden uzakta, okulumuzun eğitim kampında geçirecektik. tek sorun ise... yel* koleji de kampa geliyordu. bizim baş düşmanımız. her münazarada, her spor müsabakasında karşı karşıya geldiğimiz için birbirimizden nefret ediyorduk. özellikle de yel kolejinin altın çocuğu, basketbol takımının kaptanı, kızların gözdesi, okul birincisi ve kahrolası şekilde çekici olan fırtına yel' den...
...
ona haddini bildirdikten sonra zafer sırıtışım yüzüme yerleşmişti. arkamı dönüp kuğul bir şekilde uzaklaşacağım esnada bileğimi yakaladı ve kulağıma eğildi.
(öhöm... burayı kazıklı maria' nın kötü çocuklara özel koah seslendirmesiyle okuyunuz lütfen. daha etkili oluyor.) burada biteceğini mi sandın? sana bu kampı dar edicem kızım. kiminle uğraştığını bilmiyorsun. buraya geldiğin için pişman olucaksınnn!!!
yazardan not: evt arkdşlar ilk kitap yazma deneyimim. beğendiyseniz oy verip yorum yapın pls. sonraki bölüm için 50 beğeni, 25 favori ve 74636353* dm istiyorum. bakın çok emek veriyorum bunu yazmak için niye beğenmiyorsunuz ühüüü?
...
ona haddini bildirdikten sonra zafer sırıtışım yüzüme yerleşmişti. arkamı dönüp kuğul bir şekilde uzaklaşacağım esnada bileğimi yakaladı ve kulağıma eğildi.
(öhöm... burayı kazıklı maria' nın kötü çocuklara özel koah seslendirmesiyle okuyunuz lütfen. daha etkili oluyor.) burada biteceğini mi sandın? sana bu kampı dar edicem kızım. kiminle uğraştığını bilmiyorsun. buraya geldiğin için pişman olucaksınnn!!!
yazardan not: evt arkdşlar ilk kitap yazma deneyimim. beğendiyseniz oy verip yorum yapın pls. sonraki bölüm için 50 beğeni, 25 favori ve 74636353* dm istiyorum. bakın çok emek veriyorum bunu yazmak için niye beğenmiyorsunuz ühüüü?
devamını gör...
sözlük yazarlarının fotoğrafları
bu başlığı görünce, kızlı- erkekli grubun uzaktan kahkahalarını duyup ortama giremeyen gariban ahmet'in hüznü çöküyor üstüme.
devamını gör...
godot'yu beklerken
bir samuel beckett başyapıtıdır.
estragon: hadi gidelim.
vladimir : gidemeyiz.
estragon: neden?
vladimir: çünkü godot’yu bekliyoruz.
estragon: ha!
ara ara tekrar eden bir diyalogtur bir ağacın dibinde godot’yu bekleyen ikili arasında. onlar habire beklerler ve godot asla gelmez. gidemezler çünkü godot’nun gelme ihtimali vardır ama godot asla gelmez. ara ara vaz geçmeye niyetlenip beklemeye devam ederler ve godot asla gelmez. ve dünya edebiyatı ve dilleri beyhude bekleyişleri anlatan bir deyim kazanır: godot’yu beklemek.
hepimiz bir şeylerin cahiliyiz. ve sonsuz bir bekleyişin ölümlü failleriyiz. hepimiz bizim için belirsiz ama sanki hayatımızı değiştirecek bir şeyleri beklemekle harcıyoruz hayat diye bize dayatılan bu gönülsüz esaret süresince.
bazılarımız bizi bambaşka bir yapacak o fırsatı beklerken bazılarımız hayatımıza anlam katacak birini bekliyoruz. bazılarımız ise gökyüzüne bakarak her yerde olduğunu düşündüğümüz ilahi varlığı arıyoruz, sanki baktığımız yerde olması gerekirmiş gibi.
vladimir ve estragon da bekliyor. bir ses, bir koku, belki de bir dokunuş bekliyor, hiçliğin ortasından ellerinden tutması için. gelmez mi acaba beklenen? ya da gelse bir şeyleri değiştirebilir mi?
acaba vladimir ve estragon “ tanrı’yı” ( god ) bekleyen iki budala ( ıdiot ) mıdır?
estragon: hadi gidelim.
vladimir : gidemeyiz.
estragon: neden?
vladimir: çünkü godot’yu bekliyoruz.
estragon: ha!
ara ara tekrar eden bir diyalogtur bir ağacın dibinde godot’yu bekleyen ikili arasında. onlar habire beklerler ve godot asla gelmez. gidemezler çünkü godot’nun gelme ihtimali vardır ama godot asla gelmez. ara ara vaz geçmeye niyetlenip beklemeye devam ederler ve godot asla gelmez. ve dünya edebiyatı ve dilleri beyhude bekleyişleri anlatan bir deyim kazanır: godot’yu beklemek.
hepimiz bir şeylerin cahiliyiz. ve sonsuz bir bekleyişin ölümlü failleriyiz. hepimiz bizim için belirsiz ama sanki hayatımızı değiştirecek bir şeyleri beklemekle harcıyoruz hayat diye bize dayatılan bu gönülsüz esaret süresince.
bazılarımız bizi bambaşka bir yapacak o fırsatı beklerken bazılarımız hayatımıza anlam katacak birini bekliyoruz. bazılarımız ise gökyüzüne bakarak her yerde olduğunu düşündüğümüz ilahi varlığı arıyoruz, sanki baktığımız yerde olması gerekirmiş gibi.
vladimir ve estragon da bekliyor. bir ses, bir koku, belki de bir dokunuş bekliyor, hiçliğin ortasından ellerinden tutması için. gelmez mi acaba beklenen? ya da gelse bir şeyleri değiştirebilir mi?
acaba vladimir ve estragon “ tanrı’yı” ( god ) bekleyen iki budala ( ıdiot ) mıdır?
devamını gör...
halepçe katliamı
öldürülenler müslüman kürtler olduğu için saddama ve baasçılara birşey denilmemiştir. ama saddam ve ekibi kuveytin petrolüne el koyunca, anında birleşmiş milletler öncülüğünde batı ülkeleri hesap sordu. petrol insan canından daha değerliymiş.
devamını gör...
evinde sakince otururken bir anda kapının zorlanması
(buraya da iliştireyim: entry beklenmedik bir uzunluğa erişti okumayın)
birkaç hafta önce vuku bulan bir olaydı. evimde sakince oturup belki ölümümü kolaylaştırır umuduyla bozulmuş sütle yaptığım nescafemi yudumluyordum. bir anda dış kapıya takılan bir anahtar sesi duydum. lan noluyo diyerek hemen kalktım yerimden. kapı deliğinden baktım gerçekten de iki tane adam kapımı açmaya çabalıyor. ikisinde de şapka var ve başları anahtara doğru eğik. yüzlerini göstermemek için bu yolu seçmişler. bir hırsız itemi olarak şapkayı tercih etmişler.
insan böyle bir saçmalığa hazırlıklı değil tabi. ne yapılması gerek pek kestiremiyorsun. fakat bu durumda yapılacak seçenekler hemen aklında beliriyor. birincisi polisi aramak tabi. fakat polis gelene kadar ne olacağı meçhul. kapıyı açmaları an meselesi olabilir. hem de bir sünepe gibi beklemeyi kendime yediremem.
ikincisi ses çıkararak evin boş olmadığını belli edip korkup kaçmalarını sağlamak. bu mantıklıydı ve ultra gerzekçe bir hareket yaparak kendi kapımı içeriden 3 kere olmak kaydıyla tıklattım. bunu duymamış gibiydiler veya umursamadılar. açıkçası bunu umursamamaları beni endişelendirdi. belki de "içeride kendi kapısını çalan bir salak var işimiz çok kolay olacak" diye düşündüler.
üçüncüsü ve en ahmakça olanıysa kapıyı açmak. düşünsene adam belki senin canına kast edecek ama sen adamın işini kolaylaştırıp "durun boşuna yorulmayın ben açarım kapıyı ehehe" diyorsun. bunu yalnızca beyin yerine nohut tanesi taşıyan birisi yapar. bu yüzden sanki sherlockmuşum gibi slow motionda ihtimalleri değerlendirirken ben sherlock değilim dedim ve kapıyı hızlıca açtım.
en sert erkek sesimi devreye sokarak "nooluyo laan" diyerek düşmana korku saldım. beklentim, bu tavrımla birlikte topukları kıçlarına vura vura kaçmaları tabi. neticede gözüpek bir hırsız bile olsa bu beklenmedik hamleyle paniğe kapılıp kaçar. ve az önce kapımı tıklattığım için salak olduğumu düşünmeleri beni ziyadesiyle kızdırmıştı. hesap soracaktım.
fakat kaçmadılar ve kafalarını kaldırdılar. biri ihtiyar, diğeri ondan da ihtiyar olan iki dede karşımdaydı. ekstra ihtiyar olan "hıeeehuuh" gibi bir nidayla elini kalbine götürüp sendeledi. diğeri hemen panikle anahtarı çıkardı ve "kusura bakmayın kusura bakmayın ya karıştırdık biz" dedi. ekstra yaşlı olana baktım elini kalbine falan götürüyor. amca siz yanlış mı geldiniz eheh falan diyerek ortamı yumşatmaya çalıştım. biraz konuştuktan sonra anlaşıldı ki bu amca hiç eve gelip görme lüzumu bile duymadan karşı daireyi satın alan yeni komşummuş. kendi evi sandığı için benim eve girmeye çalışıyormuş. ekstra yaşlı olan da babasıymış. adamı kalpten öldürecektik anasını satayım. neyse ne uzadı lan bu bir paragraf yazıp geçecektim. okumayın bunu lüzumsuz bir anı. ("okuma" uyarısını kitabenin en sonuna iliştirmek)
birkaç hafta önce vuku bulan bir olaydı. evimde sakince oturup belki ölümümü kolaylaştırır umuduyla bozulmuş sütle yaptığım nescafemi yudumluyordum. bir anda dış kapıya takılan bir anahtar sesi duydum. lan noluyo diyerek hemen kalktım yerimden. kapı deliğinden baktım gerçekten de iki tane adam kapımı açmaya çabalıyor. ikisinde de şapka var ve başları anahtara doğru eğik. yüzlerini göstermemek için bu yolu seçmişler. bir hırsız itemi olarak şapkayı tercih etmişler.
insan böyle bir saçmalığa hazırlıklı değil tabi. ne yapılması gerek pek kestiremiyorsun. fakat bu durumda yapılacak seçenekler hemen aklında beliriyor. birincisi polisi aramak tabi. fakat polis gelene kadar ne olacağı meçhul. kapıyı açmaları an meselesi olabilir. hem de bir sünepe gibi beklemeyi kendime yediremem.
ikincisi ses çıkararak evin boş olmadığını belli edip korkup kaçmalarını sağlamak. bu mantıklıydı ve ultra gerzekçe bir hareket yaparak kendi kapımı içeriden 3 kere olmak kaydıyla tıklattım. bunu duymamış gibiydiler veya umursamadılar. açıkçası bunu umursamamaları beni endişelendirdi. belki de "içeride kendi kapısını çalan bir salak var işimiz çok kolay olacak" diye düşündüler.
üçüncüsü ve en ahmakça olanıysa kapıyı açmak. düşünsene adam belki senin canına kast edecek ama sen adamın işini kolaylaştırıp "durun boşuna yorulmayın ben açarım kapıyı ehehe" diyorsun. bunu yalnızca beyin yerine nohut tanesi taşıyan birisi yapar. bu yüzden sanki sherlockmuşum gibi slow motionda ihtimalleri değerlendirirken ben sherlock değilim dedim ve kapıyı hızlıca açtım.
en sert erkek sesimi devreye sokarak "nooluyo laan" diyerek düşmana korku saldım. beklentim, bu tavrımla birlikte topukları kıçlarına vura vura kaçmaları tabi. neticede gözüpek bir hırsız bile olsa bu beklenmedik hamleyle paniğe kapılıp kaçar. ve az önce kapımı tıklattığım için salak olduğumu düşünmeleri beni ziyadesiyle kızdırmıştı. hesap soracaktım.
fakat kaçmadılar ve kafalarını kaldırdılar. biri ihtiyar, diğeri ondan da ihtiyar olan iki dede karşımdaydı. ekstra ihtiyar olan "hıeeehuuh" gibi bir nidayla elini kalbine götürüp sendeledi. diğeri hemen panikle anahtarı çıkardı ve "kusura bakmayın kusura bakmayın ya karıştırdık biz" dedi. ekstra yaşlı olana baktım elini kalbine falan götürüyor. amca siz yanlış mı geldiniz eheh falan diyerek ortamı yumşatmaya çalıştım. biraz konuştuktan sonra anlaşıldı ki bu amca hiç eve gelip görme lüzumu bile duymadan karşı daireyi satın alan yeni komşummuş. kendi evi sandığı için benim eve girmeye çalışıyormuş. ekstra yaşlı olan da babasıymış. adamı kalpten öldürecektik anasını satayım. neyse ne uzadı lan bu bir paragraf yazıp geçecektim. okumayın bunu lüzumsuz bir anı. ("okuma" uyarısını kitabenin en sonuna iliştirmek)
devamını gör...
ev işi yapmamanın boşanma sebebi olması
taraflardan biri çalışmıyorsa(kadın erkek fark etmez) ve üstüne ev işlerinden de kaytarıyorsa doğru bir gerekçedir. iki taraf da çalışıyorsa görev dağılımı yapılmalıdır.
devamını gör...
arnavut ciğerinin arnavut vatandaşlarının ciğerinden yapılmaması
ben şooookkk, ne yedirdiler bize o zaman, allah'ım inşallah mozambikli ciğeri değildir.
devamını gör...
yazarların yüz yüze olsa bu kadar cesur olmayacağı gerçeği
çok haklısınız, burada enerjimi ve güler yüzümü o kadar gösteremiyorum. yüz yüze çok daha enerjik ve konuşkan biriyim. daha fazlasını göstereceğimden emin olduğum için katıldığım hede.
devamını gör...

