kafam çok karışık son günlerde sözlük. iyi desem iyi değilim kötü desem kötü de değilim. aslında çok değişkenim. sabahları çok kötüyüm öğlenleri biraz daha iyi akşama doğru bir düzeliş derken gece en kötüsü. yani hayat anlamını yitirdi gibi. her şey yolunda gibi aslında kötü bir şey yok ama ben yolunda değilim. bir şey yapmak istemiyorum. yani hevesim de kalmadı. çok saçma ama bazen 'ya tam da şuan tık diye ölsem ne olur acaba' dersiniz ya aynı öyle bir andayım. canım sıkkın, ama gülüyorum. moralim yok, konuşasım yok ama daha da çok konuşuyorum. her şey iyiymiş gibi yapıyorum. insanın başkalarını kandırması kolaymış da kendisini kandırması zormuş. ben de kendimi kandıramıyorum. içime döndüm bu aralar. huysuz bir insan oldum. şimdi böyle deyince aklıma oğuz atay'ın sözleri geldi:

"ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok."

evet ben kendi iç dünyama kaçıyorum. bu bazen değişse de bir süre böyle olacak gibi. bu mutsuz durumdan yarı memnunum. ama neyse biraz da böyle olalım. hep mutlu olacak değiliz ya.
devamını gör...

bu filmi 10 yıl önce izlemiş olsaydım, "bakamayacakları çocukları yapmasınlar" der, insanları kınayarak filmi izler ve filmle birlikte konuyu da kapatırdım. zaten filmdeki ebeveynliklerle ilgili bunu yapmama izin verecek kadar bulgum da olurdu.

şimdi başka bir yerdeyim. tek başına bireyleri suçlamanın, kınamanın anlamlı ve de doğru olmadığını düşündüğüm yerlerde yani. annenin "sen beni anlayamazsın" dediği avukatla, anne arasındaki bir yerde. mağdurlaştırmak değil niyetim, kadercilik de zaten bana göre değil. elbette aynı koşullara sahip iki insan aynı yanlışları aynı biçimde yapmak zorunda da değil.

bu değerlendirmeyi iki insan için yapmak kolay çünkü bir tanesi doğru (?) olanı yaparsa bu %50 eder. ama 100 kişinin içinde bir kişinin doğru olanı yapması bir istisnadır. burada sormamız gereken soru bence, "neden bunlar da diğeri gibi doğru olanı yapmadı?" değil de, "neden o 100 insan bu koşullar altında yaşıyor?" olacaktır.

kıyıya vuran denizyıldızlarını tek tek denize yeniden göndermek tek başına bir denizyıldızı için iyiyken, neden bu denizyıldızları kıyıda diye sormak, denizyıldızlarının kıyıya vurmasına neden olabilecek fabrikayı fark etmenizi sağlabilir.

insanlar kendi yaşamlarını kendileri belirler evet. ama o insanın hayatını belirleyen koşulları da birlikte belirliyor olabilir miyiz?
devamını gör...

38 numara ayakkabı giyen erkek başlığına #71764 şu numaralı tanımla "penisi küçüktür" yazmış
kaç tane gördü, kaç kişininkine baktı merak ettiğim yazar.
devamını gör...

şebnem paker farkı.. kalite akıyor şarkıdan kalitee.
devamını gör...

“psikanaliz tarihiyle” yakından ilgilenen bir tarihçi olarak meseleyi en başından başlayarak kısaca anlatmaya çalışayım.

sigmung freud, viyanalı yahudi bir nörologtur. freud, psikanaliz kuramını ortaya atmadan önce hâlihazırda “psikoloji” adlı bir disiplin vardı. ancak “psikoloji” disiplini pek itibar görmüyordu dünyada. akli melekelerini yitirdikleri düşünülen varlıklı kimseler, özellikle 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında isviçre’de bolca bulunan rehabilitasyon merkezlerine kaldırılıyorlardı. tıpkı tüberkülozdan muzdarip olanlar gibi. psikologlar da bu kişilere bir nevî “hasta bakıcı” olarak refakat ediyorlardı. hastalara uygulanan tedavi yöntemleri bilimsel temelden yoksundu, çoğunlukla alternatif yöntemlerdi. psikiyatri sözcüğü ise 19. yüzyılın başından beri bir ıstılah/terim olarak kullanılıyordu. fakat “psikiyatri” , akademik camialarının üzerinde fikir birliğine vardığı bir disiplin değildi.

psikanaliz kavramının isim babası ise freud’un hocalarından biri olan breuer’dir. ancak breuer yalnızca ismin mucididir, psikanalitik tekniğin değil. freud, psikanalitik kuramı geliştirdiğinde bütün dünyanın ilgisini çekmeye başladı. bu ilgi öylesine arttı ki, psikanalist olma hevesiyle yanıp tutuşan, 30’lu yaşlardaki genç entelektüeller freud’un evinde toplanmaya başladılar. bir süre sonra her çarşamba günü, akşam yemeğinden sonra freud’un evinde buluşmaya karar verdiler. buna da “çarşamba psikoloji toplantıları” denildi. freud’a büyük saygı duyduklar için ona “herr professor” diye hitap ediyorlardı, zamanla bir tür ulvi lakap haline geldi.

bu toplantılara katılanlar arasında: alfred adler, carl gustav jung, otto rank, ernest jones, karl abraham, max eitingon, sandor ferenczi gibi isimler vardır. bugün, büyük bir kitabevinin psikoloji kitaplığına baktığınızda göreceğiniz kült psikoloji kitaplarının yüzde doksanından fazlası bunların eserleridir. hepsi, freud’un eski öğrencileridir.
freud, bu toplantıları yeterli bulmadığı için 1907’de “wiener psychoanalytische vereinigung” (viyana psikanaliz derneği) kuruldu.

herkesin dilediğinde söz alabildiği, tatlıların yendiği, puroların içildiği, samimiyetin ön planda olduğu “çarşamba toplantıları” yerini hiyerarşinin apaçık hissedildiği ve ciddiyetin önem kazandığı dernek toplantılarına bıraktı. artık kimin ne kadar konuşacağına doğrudan doğruya freud karar veriyordu. bu toplantılar uzun süre devam etti.

kısa keserek, freud’un yaşamının son dönemine değinelim biraz. psikanalitik kuram abd ve ingiltere’de de fazlasıyla popülerlik kazanmış hatta yaratıcısı freud’un adı anılmadan tartışılmaya başlanmıştı. yaratıcısının adını gölgede bırakacak bir üne kavuşmuştu psikanaliz.
freud’un en küçük kızı anna freud da babasının izinden giderek psikanalist olmuştur. özellikle “çocuk psikolojisi” alanında hâlâ saygınlığını koruyan biridir. melanie klein ile girdiği uzun yıllar süren akademik tartışma meşhurdur.
yıllar içerisinde, bir sağaltım yöntemi olarak görülecek olan antidepresan ilaçların ortaya çıkışıyla beraber; edebiyatın, tıbbın, antropolojinin ve dinler tarihinin kıyılarında gezinen “psikanalitik kuram” unutulmaya yüz tutmuştur.

naziler, iktidarı tamamen ele geçirdiklerinde freud’un kitaplarını meydanlarda yakmışlar, yıllar evvel kurduğu yayınevini talan ettikten sonra kapatıp mühürlemişler ve freud’u da göç etmeye zorlamışlardır.
o dönemde oldukça iyi kazanmasına rağmen bütün ailesini gitmeyi karar verdiği londra’ya götürmesini sağlayacak parayı denkleştirememiştir. çünkü naziler, ülkeden çıkış parası istemişlerdir (yüklü miktarda) yani bir nevî haraç. bunun üzerine yakın dostu marie bonaparte’ın (napoleon bonaparte’ın yeğeni) maddi desteğiyle yaşlı kız kardeşleri hariç bütün yakınlarıyla beraber londra’ya hicret etmiştir. gitmeden evvel naziler ona bir evrak imzalatmışlardır. evraktaki metni paylaşıyorum.

erklärung. ıch bestätige gerne, dass bis heute den 4. juni 1938, keinerlei behelligung meiner person oder meiner hausgenossen vorgekommen ist. behörden und funktionäre der partei sind mir und meinen hausgenossen ständig korrekt und rücksichtsvoll entgegen gereten. wien, den 4. juni 1938
prof. dr. sigmund freud

türkçesi:
beyan. 4 haziran 1938’e değin, şahsıma ve hane halkına rahatsızlık verilmediğini kendi isteğimle teyit ediyorum. parti yetkilileri, bana ve aileme karşı her zaman düzgün, ölçülü davranmışlardır.
4 haziran 1938, viyana. prof. dr. sigmund freud
devamını gör...

muhtemelen uzun sürmeyecek arkadaşlıktır 2 taraftan biri sürekli görüşmek istiyorsa o arkadaşlık değil flört aşamasıdır artık en çok dayanamayan yakın zamanda açılacaktır.
devamını gör...

gözlem yaparken atmosferin neden olduğu olumsuz etkiler yüzünden, atmosfer dışına gönderilerek oradan veri sağlayan teleskop türü. bunlar aynı zamanda yapay uydulardır.

atmosferimiz, her türden elektromanyetik dalganın yeryüzüne gelmesine izin vermez. örneğin x ışınları... oysa uzayda x ışını yayan birçok kaynak bulunur ve bunlar hakkında gözlem yapılabilmesi için atmosferin etkisinden kurtulmak gerekir.

ayrıca sintilasyon dediğimiz titreşme hareketleri de atmosfer kaynaklıdır. mesela yıldızlara baktığınızda ışıklarının kırpıştığını görürsünüz. bunun nedeni atmosferdir. büyük rasathanelerin genellikle yüksek bölgelere kurulmasının başlıca nedenlerinden biridir bu.

uzay teleskopları yukarıdaki durumlar nedeniyle devreye girer. hubble uzay teleskobu gibi önemli araçlar, bugüne dek bize dünya üzerinden yapacağımız gözlemlerle ulaşamayacağımız kadar değerli veriler gönderdiler.
devamını gör...

anne-baba adayları hala çocuksa, belli bir eğitim seviyesinde değillerse çocuk sahibi olmamaları gerekir. çocuğa ekonomik özgürlük veremeyeceklerse, iyi bir hayat koşulu sağlayamayacaklarsa da çocuk sahibi olmamaları gerekir. eğitimli, refah düzeyi yüksek kesim ya tek çocuk yapar ya hiç çocuk yapmazken, orta kesimin 3 cocugu orta kesime +3 nüfus yazar.
ne hakkınız var kardeşim insanların hayatıyla oynamaya?
devamını gör...

ozan-baksı geleneğinin ortadan kalkması ile anadolu'da gelişen aşık edebiyatına mensup kişerin alaylı bir şekilde öğrenip icra ettikleri meslek.

aşıklar şiirlerini genellikle dörtlük düzeneğinde; yedili, sekizi ve on birli hece ölçüsü ile söylerler.
mahlasları ile tanınırlar ve de şiirlerini saz eşliğinde söylerler.
köroğlu, karacaoğlan, dadaloğlu, aşık veysel öne çıkan aşıklardandır.

sazlı, sözlü aşık veysel'den 'atam' için seslendirilmiş bir örneği şuraya bırakayım.



okumak isteyenler için de.


ağlayalım atatürk'e
bütün dünya kan ağladı
başbuğ olmuştu mülke
geldi ecel can ağladı

şüphesiz bu dünya fani
tanrı'nın aslanı hani
insi cinsi cem'i mahluk
hepsi birden ağladı

doğu batı cenup şimal
aman tanrım bu nasıl hal
atatürk'e erdi zeval
amir memur altın kürsü
yas çekip mebsan* ağladı

iskender-i zülkarneyin
çalışmadı bunca leğin
her millet atatürk deyin
cemiyet-i akvam ağladı

atatürk'ün eserleri
söylenecek bundan geri
bütün dünyanın her yeri
ah çekti vatan ağladı

fabrikalar icat etti
atalığın ispat etti
varlığın türk'e terk etti
döndü çark devran ağladı

bu ne kuvvet bu ne kudret
vardı bunda bir hikmet
bütün türkler inönü ismet
gözlerinden kan ağladı

tren hattı tayyareler
türkler giydi hep karalar
semerkand'ı buhara'lar
işitti her yan ağladı

siz sağ olun türk gençleri
çalışanlar kalmaz geri
mareşal fevzi'nin askerleri
ordular teğmen ağladı

zannetme ağlayan gülmez
aslan yatağı boş kalmaz
yalınız gidenler gelmez
felek-el mevt'in elinden
her gelen insan ağladı

uzatma veysel bu sözü
dayanmaz herkesin özü
koruyalım yurdumuzu
dost değil düşman ağladı
a. v. ş.


devamını gör...

depresiftir.
devamını gör...

yaydığı sülfür gazı ağır olduğu için dibe çöker ve altında oturanı veya yatanı sersemletirmiş.

aman diyeyim.
www.ebitki.com/?hq=73&g...
devamını gör...

felsefe.
devamını gör...

"şimdi sokaklar buseler ordusunda."
devamını gör...

beğeni almak için değil yazmak istediği için yazıyordur. onlarca hiç beğeni olmayan tanımım var ama neden yazdım diye hiç düşünmedim bile..
devamını gör...

çoğu zaman sisli havalarda meydana gelen ve 0.05 milimetreden küçük olan su damlalarının oluşturduğu, sis yayı veya sis kuşağı olarak da bilinen bir gökkuşağıdır. meterolog brian jackson'ın tabiriyle; su damlacıkları oldukça küçük olduğu için renkler yeterince kırılmaz ve gökkuşağı bu rengi alır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görülmesi için sisli bir havaya ihtiyaç yoktur, bulut kaynaklı olarak oluştuğu için gökyüzünden de görülebilir. bir uçakla görebilirsiniz yani ama en net kareler yerdeyken yakalanır. güneş'in tersi bir istikamette oluştuğundan fotoğraf çektiğiniz yerde ışıktan şikayet etmezsiniz. *

en fazla görüldüğü yer kayıtlarda iskoçya dağları olarak geçer ve onları gözlemleyen ilk kişinin fotoğrafçı melvin nicholson olduğu sanılır.

edit: düzeltme.
devamını gör...

simge pınar - yeni bir hayat

devamını gör...

kuzey afrika'da bulunan bir ülkedir.

ülkenin adı olan "libya", eski mısırlılar'ın nil'in batısında bulunan berberiler* için kullandıkları lebu sözcüğünden gelmektedir.

genel bilgiler
-başkent: trablus
-para birimi: libya dinarı
-diller: arapça ve berberice

tarihçesi
~italyan işgalinden kurtulması -10 şubat 1947-.
~birleşik krallık ve fransa'dan kurtulması -24 aralık 1951-.
~libya sosyalist halk cemahiriyesi*'nin yıkılması- 22 ağustos 2011-.
*libya sosyalist halk cemahiriyesi nedir?
muammer kaddafi (teroristleri desteklemiş ve savunmuştur. en uzun süre iktidarda kalmış libya önderidir. yanında kadın askerleri ile geziniyormuş.) tarafından 1977 yılında libya arap cumhuriyeti'nin yerine kurulmuş devlettir. 2011 yılında başlayan ve muammer kaddafi'nin ölümüyle sonuçlanan libya iç savaşı ile yıkılmış ve yerini libya cumhuriyeti almıştır.

(1.iç savaş -16 mayıs 2014 yılında başlayan 2. iç savaş hâlâ devam ediyor.-)

~iç savaşta kalan 25 bin türk vatandaşını kurtarmak için samsun'dan ve ankara'dan iki gemi gönderdik.
~fas ve cezayir 21. yüzyılda bağımsızlığını güçlendirmeye başlayan berberiler'i anayasal olarak tanıyan ilk ülkelerdir.
~libya, afrika'nın dördüncü ve dünyanın en büyük 16. ülkesidir.
~libya dünyanın en büyük 20. petrol rezervlerine sahip ülkedir.
~halkın yüzde 97'lik kesimi kendisini müslüman ve geriye kalan yüzdelik kısmı diğer inançlara bağlı olarak tanımlanmaktadır.

kültürü ve insanları
~libya'nın insanları oldukça sıcakkanlı ve arkadaş canlısı olarak bilinmektedir. eve misafir etmeye oldukça heveslidirler.
~libya'da gelenek ve göreneklere dikkat etmek önemlidir.
~bir erkeğin libya'da bir kadınla göz teması kurması, ona el sallaması veya gülümsemesi kabalık olarak görülmekte ve bu kadın için utanç vericidir.
~eşcinsellik yasadışı olarak görülmekte ve şeriat hukuku kapsamında eşcinsel bireyler idam edilebilmektedir.

tanınmış berberiler
tarık biz ziyad, endülüs'ü fetheden emevi komutan
yusuf bin taşfin, 1061-1106 yılları arasında murabıt hükümdarıdır.
ibn-i batuta, orta çağ'ın en büyük seyyahı
augustinus, 354-430 yılları arasında yaşamış olan ünlü hristiyan düşünür.
malika oufkir, 1953 doğumlu fas asıllı berberi yazar.

kaynak: defterim.
devamını gör...

#825705 yeni gördüm. nickaltına yazılmasını o kadar beklemiyordum. teşekkür ederim. duygulandım, gururlandım. bilmukabele efendim..
devamını gör...

kaleci saçlı adam ve sarı bıyık unutulmaz.
devamını gör...

tanımın silikliğine değil, içeriğine bakan sözlük üyeleri için tanım girme eylemidir. kesinlikle devam ettirilmelidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim