öyle vizyonsuz bir tff yönetimi var ki, bu olayın ardından gider lucescuyla falan görüşürler diye korkuyorum.
devamını gör...

kendini bir topluluğa ait hissetmeme duygusu. insanın en büyük korkusu.

herhangi bir konuda, herhangi bir ruh hali içerisindeyken insanların kendileri ile benzer hissiyatlar içerisinde olan insanları düşünüp/görüp, kontrol ettiği ya da edemediği bilincinin anlatıları neticesinde rahatlamasının altında, kendini bir topluluğa ait hissetme yani yalnız olmadığını fark etme sebebi yatıyor gibi geliyor bana. insanın mükemmele ulaşma çabası, hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini bildiği halde mükemmeli isteme dürtüsü onu şartları ne olursa olsun sürekli hayatını değiştirme isteğine sürüklüyor bence. ama aynı insan, hayatını değiştirmekten de ölesiye korkuyor. çünkü hayatından memnun olmadığı halde, hayatını değiştirmeye korkan insanlar olarak öyle bir kalabalığın içindeyiz ki; kendimizi hayatımızı değiştirmek için adım atacağımız yolda yalnız görüyoruz. o kalabalık bize "amaann bi' ben miyim hayatından memnun olmayan sanki" dedirtiyor.

yoksa hiçbirimiz gerizekalı değiliz herhalde değil mi? çok para kazanmak = çok çalışmak = çok yorulmak = harcayacak zaman bulamamak = harcayacak zaman yaratıldığında ise yorgun olmak iken tablo, defolup gitmeyi, başka bir düzen yaratıp kendi hayatımız için, başka bir şeyler yapmayı denemek yerine, kalıp bu kısır döngü içerisinde yer almayı boşuna tercih etmiyoruz. işi gücü bırakmak, bu yaştan sonra resme başlamak herkesin yaptığı şeyler olmadığı için korkutucu. kendimizi farklı bir şeyler yaparken düşündüğümüzde bile korkuyoruz kısacası.

sevgilinin seni terk etmesi değil yalnızlık. terk edilen milyonlarca insan varken o topluluğun içine aitsin.
çok sevdiğin birinin ölmesi de değil. bir yakınını kaybeden herhangi bir insandan farkın olmadığını anladığında, çektiğin acının bu dünya için zerre kadar bile önemi olmadığını fark ettiğinde, elinde nerene sokacağını bilemediğin bir acı kalıyor yalnızlığın değil.
istediklerini yapamadığın, başka bir yerde, başka kişilerle olmayı istediğin halde, olamadığın ya da kendini bile yalnız bıraktığını düşündüğün haldeyken bile yalnız değilsin aslında. senin gibi milyonlarcası var.

ne zaman yalnızsın biliyor musun?
cesur olduğunda.

cesaret insanlara göre değil. çünkü yalnızlık insanlara göre değil.

sıradan olun. çok düşünmeyen sıradan insanlar olun.
devamını gör...

genelde arkadaşlarım beni bulamıyorsa en son beni gördükleri yerin yakınındaki kitapçıya bakarlar ve hep bulurlar beni. kendimden geçiyorum ordayken. keşke kitaplık olsam.
devamını gör...

kötü bir harekettir.
nitelikli tanımlara artı oy verilmelidir bence.
eğer güzel bir tanım varsa ortada veya sizin hoşunuza gidiyorsa yapıştır artıyı geç.
ama nokta yok tanım yok cümle yok bir şey yok o zaman üzgünüm canım diyip artılama.
devamını gör...

punisher açayım size punisher, asabiyim asabi asabi, katılmıyorum ben buna, freud kim ya... sevdiğim yazardır.*
devamını gör...

gerçek bir pastirmalı çörek tarifi veriyorum dostlar.
- çokça yemek sevgisi
-çok tatlı bir dil
-biraz üşengeclik
-biraz delilik
-çokça sevgi
-bir tutam psikoloji
-bi sürahi bitki ve hayvan sevgisi
-daha sonra oluncaya kadar içersine mükemmellik ekliyoruz. sonra da fırına veriyoruz veee afiyet olsun.
edit: çörekçigimin haklı olması sebebiyle hayvan ve bitki sevgisini bir sürahiye çıkardım dostlar. bu şekilde daha lezzetli olduğundan emin olabilirsiniz.
devamını gör...

beyin sarsıntısı demektir. baş dönmesi, bulantı olabilir. birey 24-48 saate normale döner.
devamını gör...

olum yazmayın lan varsa da, burdan görüp vergi getirirler bak.
devamını gör...

baktım gülüşünden güzel şiir olur
sevdim gitti...
sen yüzüne sürgün olduğum kadın,
madem sevmiyorsun
o zaman sahip çık gözlerine...
dönüp,
dolaşıp,
değmesinler gözlerime.
belki de konuşuyordur gözlerin,
ama ben gözce bilmiyorum ki...
sessizce biliyorum,
usulca biliyorum,
masumca biliyorum...
sahi sarkıntılığa girer mi acaba
ayrılırken gözlerimin sana sulanması?
dökmeye niyetim yok içimi...
zor sığdırdım zaten.
özledim.
söyleyeceklerim bu kadar...
kısa ve derin.
bu arada
" kimse benimle oynamıyor " diye ağlayan çocuk
sen büyü hele,
ne oyunlar oynayacaklar seninle,
ve bugün bir kez daha anladım.
adamlığı kadınlardan öğrenecek erkek çok...

cemal süreya *
devamını gör...

ali sami yen ve arkadaşları tarafından "türk olmayan takımları yenmek" amacıyla kurulduğu halde fransız olmakla suçlanan, koskoca camianın içerisinde, milyonlarca insanın tamamının aynı görüşe sahip olması ihtimali %0 olduğu halde bunun mümkün olduğuna inananlar tarafından taraftarı fetöcülükle suçlanan, özetle her türlü iftiraya maruz bırakılan ama bunu hak etmeyen taraftara sahip spor kulübü.

galatasaraylıyım. bundan gurur duyuyorum. bana ve yakından tanıdığım diğer galatasaraylılara fransız, fetöcü, suriyeli gibi saçma sapan sıfatlar yakıştıranlara da bu söylediklerini aynen iade ediyorum.
devamını gör...

voleybol oynayabilen minyonları güldüren başlıktır.. *
devamını gör...

efendim malumunuzdur, kafa sözlük edebiyatı da kitapları da pek seviyor. edebiyat tarihinde de kafa kesilmesi bir us eleştirisi olarak çıkıyor karşımıza. logoda ne olmakta? kişi kafasından gönüllü olarak kurtuluyor. nasıl anladım bunu? kurtulmakla hızını alamayıp bir de şut çekiyor kafasıyla. nereye gider bu kafa, bu hiddetli vuruşla? nereye isterse, oraya gider.

kafa, kafa sözlük'e doğru gittiğinde görüyoruz ki vücut geride kalıyor. kafası olmadan insan nedir? başsız bir hayvan. başı yerinde olduğu halde beynini kullanmadan, kitle mancınığıyla hareket eden insanlara da bir eleştiride bulunulmuş. vücudun geride kalmasıyla ise ne, kim olduğun önemli değil ifade ettiklerin ve sözcüklerinle varsın deniyor.

profilimizdeki kapak görselinde ise anlıyoruz ki kafa çöp kutusuna gidiyormuş.

şimdi ben bunları neden yazdım, nasıl yazdım önemli değil. yazdım mı, yazdım.
devamını gör...

gece gece bu zat-ı muhteremi mutlu eden, sohbeti güzel kendisi güzel olan, sözlüğümüzün kıymetli yazarı.
devamını gör...

21 nisan 1955 istanbul doğumlu yazar ve şairdir.

eser listesi

mahmud ile yezida, 1980
osmanlıya dair hikâyat, 1981
“boyacıköy’de kanlı bir aşk cinayeti” (1982) (öykü)
taziye, 1982
kum saati, 1984
son istanbul, 1985
sahtiyan, 1985
cenk hikâyeleri, 1986
kırk oda, 1987
lal masallar, 1989
eski 45'likler, 1989
yaz sinemaları, 1989
mırıldandıklarım, 1990
yaz geçer, 1992
yaz geçer - özel basım, 1992
geyikler lanetler, 1992
bir garip orhan veli, 1993
oda, poster ve şeylerin kederi, 1993
omayra, 1993
kaf dağının önü, 1994
metal, 1994
murathan’95, 1996
li rojhilatê dilê min, 1996
paranın cinleri, 1997
başkasının hayatı, 1997
dağınık yatak, 1997
dört kişilik bahçe, 1997
oyunlar intiharlar şarkılar, 1997
mürekkep balığı, 1997
başkalarının gecesi, 1997
metinler kitabı, 1998
üç aynalı kırk oda, 1999
doğduğum yüzyıla veda, 1999
meskalin, 2000
soğuk büfe, 2001
erkekler için divan, 2001
yüksek topuklar, 2002
7 mühür, 2002
timsah sokak şiirleri, 2003
yabancı hayvanlar, 2003
çador, 2004
13+1, 2004
bir kutu daha, 2004
beşpeşe, 2004 (elif şafak, pınar kür, faruk ulay, celil oker ile birlikte)
eteğimdeki taşlar, 2004
elli parça, 2005
söz vermiş şarkılar, 2006
kâğıt taş kumaş, 2007
kullanılmış biletler, 2007
yedi kapılı kırk oda, 2007
dağ, 2007
kadından kentler, 2008
bazı yazlar uzaktan geçer, 2009
hayat atölyesi, 2009
eldivenler hikayeler, 2009
ikinci hayvan, 2010
gelecek, 2010
kibrit çöpleri, 2011
şairin romanı, 2011
aşkın cep defteri, 2012
bir dersim hikayesi, 2012
li rojhilate dile min/kalbimin doğusunda, 2012
tuğla, 2012
mutfak, 2013
kadınlar arasında, 2014
merhaba asker, 2014
devamını gör...

keskin ve psikopat bakışlı yırtıcı bir kuş. bu kuşun tek şansı, avına sinsice yaklaşıp saldırması. başka hayvanların avını da çalar. mesela tilkinin avladığı bir tavşanı, kanatlarının olması ve uçabilmesi avantajı sayesinde tilkinin ağzından kapıp götürür.
devamını gör...

benim için cevabı uçak yolculuğu olan kıyaslama.

gideceğim yere hemen gitmeyi, yolda oyalanmaya tercih ederim uzun yolculuklarda. yol uzadıkça bedensel yorgunluk da artıyor çünkü. uçağa binince, yerden havalandıktan sonra çay kahve dağıtırlarken bir bakıyorsunuz gelmişsiniz. ne ara vardığınızı bile anlamıyorsunuz gideceğiniz yere.

yok ille de otobüs yolculuğuna mecbur isem müzik çalarım yanımda olduğu sürece benden mutlusu olmaz. fakat yol uzunsa, uzun süreli sarkıtma durumundan dolayı ayaklarımın şişmesi durumundan da hiç memnun değilim.
devamını gör...

bir şeyler üretmenin iyi hissettirdiği etkinliklerden. üstelik "evde yaparım ben, dışarıda içine ne koyuyorlar belli değil"ci tayfadansanız içiniz rahat bir şekilde yaptığınız mumu kullanabilirsiniz. yanma süresi daha uzun, dilediğiniz renkte, kokuda ya da kokusuz mumları evdeki atık camları (konserve kavanozlar gibi örneğin) değerlendirerek de üretebiliyorsunuz. balmumu kullanarak mumlar yapmak en doğalı ancak her zaman bulunmadığı için, soya mumlarının doğalını bulmak da mesele olduğundan parafin daha sık kullanılıyor. bir yerden başlamak gerek elbette, ancak parafinle çalışırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var.

öncelikle mum için kullanılacak malzemeleri eritip kullanıma hazır hale getirmek kolay ancak dikkat isteyen bir iş. ortalığı batırmamak için eski gazete kağıtları işe yarayabilir. benmari usulü eriteceğiniz parafini kullanmadığınız büyükçe bir kavanoza alabilirsiniz, lakin suyu kaynatmak için çok derin tencere yerine sığ bir tencere hem işinizi kolaylaştırır hem de yanmanızı engeller. suyu kaynattıktan sonra altını kısın mutlaka. kavanozun su içinde zıplamadan sabit durması için önemli bu. karışıma ekleyeceğiniz malzemeleri karıştırmak için çöp şiş çubuklarından yardım alabilirsiniz. ölçümler için de basit bir mutfak terazisi iş görüyor.

satın aldığınız parafin genellikle saf halde olur, kullandığınız parafinin muma dönüştükten sonra dayanıklı olması için yüzde on oranında stearik asit (stearin, bir tür gliserin) kullanmanız yararlı olur. 200 gram parafine 20 gram stearin gibi. bu madde de parafinle birlikte kolay bulunuyor, hatta internette mum yapım seti olarak satılan takımlarda bulunuyor. kimi üretici parafinine stearini eklenmiş olarak da satıyor, o zaman "erit ve çık" türü mumlar yapmak da mümkün oluyor.

parafini eritirken mumları koyacağınız kapları ve fitillerini hazırlayın. bu kaplar küçük kavanozlar, teneke kutular ya da bitmiş mumlarınızın bardakları olabilir. fitili sabitlemek için küçük yuvarlak bir metal parça oluyor, bunu mumu dökeceğiniz kabın tabanının tam ortasına birkaç damla erimiş mum ile sabitleyebilirsiniz. fitilin ipini dik olarak tutabilmek için bir çubuk ve küçük bir mandal işe yarıyor. fitilin sabit durması mumun sonuna kadar düzgün biçimde yanması için önemli.

önce parafin, sonra da ekleyip karıştırdığınız stearin eridikten sonra renk için gıda boyası ekleyebilirsiniz. koku için de aktarlarda / parfümerilerde bulunan esanslardan ya da bitki/meyve yağlarından birkaç damla eklemenizi öneririm. başka malzeme eklemek çok iyi olmayabiliyor her zaman, kahve koyma gibi bir gaflette bulunmuştum ilk yaptığımda, kokusu çok belirgin olmadığı gibi kahve tanecikleri mumun dibinde kaldı, hiç de hoş olmadı. *

hafif kıvamlı karışımımız kaplara dökülmeye hazır. en önemli şey dikkatli olmak ve acele etmemek, çünkü sıcak parafin oldukça can yakabiliyor, ortalığı batırıyor ve temizlemesi zor. tencereden kavanozu alırken tutacak ve tahta maşa kullanabilirsiniz, kavanozu tutup parafini dökerken de. kaplara sıcak parafini dökerken fitilleri kaydırmamaya dikkat edin. yaptığınız mumları ilk yarım saat hareket ettirmeyin. yakmak için mumun iyice oturması önemli olduğundan en temizi bir gece beklemek. fitil etrafında parafin soğuduktan sonra hafif bir çukurlaşma görebilirsiniz, bu bazen olmayabilir de, ama olursa üzerine halen sıcak ve sıvı halde bulunan parafinden takviye edebilirsiniz. işiniz tamamlandıktan sonra ortalığı toplamayı ihmal etmeyin ve kullandığınız malzemeleri yeniden kullanmak için bir kenarda tutun. ayrıca bu kapların parafin değen kısımlarını kesinlikle suyla temas ettirmeyin, çünkü bu sonraki mum yapma serüveninizde ürünlerinizin kalitesini olumsuz etkiler. mumlarınız hazır olduğunda yakıp seyrine bakması çok keyifli, yanarken kıpırdatmamaya, yanabilecek şeylerin etrafında tutmamaya özen göstermeyi de unutmayın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

enfes lezzete sahip ekmeklerden.sevimli görüntüsü bile almak için yeterli.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mevt oldu.
devamını gör...

saçmalıktır.

sabahtan akşama kadar yatak altında hiç kankam diye ağlıyorlar sonra sözlükten birilerine kankacı diyorlar.
lan tamam en kankasız sensin.

bu olay artık uzamasın küfür edicem. alırım ceza paşa paşa yatar çıkarım.

herkesi kendiniz gibi gevşek zannetmeyin. insanlar birbirleriyle hoş sohbet edip tanım giriyorlar. sözlükten ne kadar kanka olunursa o kadar oluyorlar.

bıktım ya her gün kanka muhabbeti görüyorum bıktım. yeminle bıktım.

ezik ucube herifler. insanların iletişim kurmasından haset duyuyorsunuz.


yazdıklarımı üzerine alınan varsa yazsın özelden konuşalım
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim