birkaç tel beyaz saçım var. niye bilmiyorum çok seviyorum onları. sürekli diğer saçlar arasından bulup sevesim geliyor.
devamını gör...

dün gece nickini öptüm de yattım

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yoksul, bir gramafon çalıyor
sesini kaybetmiş bu şehirde
aklında birkac siir.
bir seyler mırıldanıyor
belki bir isim ,belki de bir söz.
degerini kaybetmeyen bir musiki
dilinden düşmüyor
işığın olmadığı bu şehirde
karanlikta
gülümsüyor ve diyor
dans edenler deli sanıldı
muzigi duymayanlar tarafından.
bu şehirde her zaman muzik var
bir plak eski zamanlari hep yad edicek
ve sehir sessiz degil ama ışık düştüğü yerde
gormek isteyenler için var.
devamını gör...

normal insan.

eskiden de kullanılan bir kelimeydi. ne olduysa göze batırılır oldu son zamanlarda. "yav he he!" daha sinir bozucu mesela bence.
devamını gör...

%10 transfer ucreti esintisi ile hayata gecirebilecegim ozellik. kesilen karma tarafima eklenecektir.
devamını gör...

"bi gün ölür gidersem kaza kurşunuyla
beni vuran her kimse çıkar birkaç gün sonra
oysa ben hiç kimseyim hiç olmadım
bir hastahanede kadavrayım hiç ölmedim
bir dünya varsa ben orda yoksam ben nerdeyim"
pinhani-hiç kimseyim
çok sevdiğim pinhani'nin kalbime en çok dokunan şarkılarından.. ilk defa kadavra gördüğüm zamana gidiyorum. mezarlıklardan çok etkilendim hep ama o an çok farklıydı. kendimi o kadar yakın hissettim ki o kadavraya yoğun bir duygu patlaması yaşamıştım. bu şarkının bi hikayesi de oldu bende. belki de çok yakın olduğumuz için kadavrayla ayrılamadım ondan bir türlü.
devamını gör...

başlarken "vakit geçireyim de kafam dağılsın" diye başlamıştım ama beni baya ters köşe yaptı. tamam çerezlik bir dizi olarak görülebilir, eğlencelidir de ama salt komedi demek haksızlık olur bence. dizide bölümler ilerledikçe karakterlerin değişen psikolojisi ve bakış açısı gayet yerinde ve etkileyici anlatılmış. en dikkat çekici olan nokta benim için, eric'in babasının muhafazakar ve koyu katolik birisi olmasına rağmen cinsel yönelimi konusunda, her şeye rağmen oğlunun arkasında durması...
devamını gör...

ilk dakikasından beri keyifle dinlediğimiz özlenen,anlamlı yayın.emek veren yazar arkadaşlara teşekkürler.
devamını gör...

o kadar laf, söz ediyorum kimse başlığını açmamış. bu ulvi görev bana düştü, buyrunuz efsane:




tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem,
bütün zalim olanları sen affetsen ben affetmem.
sen tanrısın affedersin.
bağışlarsın, kulum dersin.

ben değilim, affedemem.

en sevdiğim kısmı:


onun kalbi kırıldı,
parçalarını arıyor
ressam tuvali parçaladı,
fırçalarını kırıyor.
sevgisi nefretine takılıyor,
dikenli teller üzerine batıveriyor...

dışarda bir hayat var, neden içimde ölüm?
belki yeni bi çare içimdeki ölümü öldürür.

devamını gör...

makarna, mantar.
devamını gör...

refleksoloji biliyordur. aferin ona.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


yusuf atılgan'ın yazmış olduğu ikinci romanıdır.

romanda otelin katibi olan zebercet'in iç dünyası anlatılmaktadır.

ayrıca roman ömer kavur tarafından aynı isimle sinemaya uyarlanmıştır.
devamını gör...

kaynak
gün geçmiyor ki güzel ülkemizde nadide olaylar yaşanmasın.
olay adana ceyhan'da hasta taşıyan bir ambulansa 3 saat boyunca yakıt verilmemesi.
hasta yakınları mersin'den ambulansa yakıt getirmişler. bu nasıl bi fırsatçılık aklım almıyor bu zamlar insanları ne hale getirecek merak ediyorum...
devamını gör...

ana vatanı belirsiz olan gıda maddesi.

tarihi kayıtlar roma, yunan ve çin toplumlarında makarnaya benzeyen bir yiyeceğin varlığından bahsediyor. hatta arpa şehriye milattan önce araplar tarafından üretilmiş. bu nedenle makarnayı da onların ürettiğini iddia edenler olsa da, 14. yüzyılda yazılmış bir yemek kitabında italya'nın sert buğday ile makarna üreten ilk ülke olduğu yazmaktaymış.

yani bu bahislerden, makarna daha önce de vardı ama farklı şekilde üretiliyordu sonucu çıkarmak da mümkün. bu nedenle kökeni belirsiz diyebiliriz. zira önceleri sert buğday değil sert irmik hamurundan üretilirmiş ve ayakla çiğnenerek yoğurulurmuş. makinelerin ortaya çıkışına kadar da böyle devam etmiş.
devamını gör...

biri size galerisinden bir fotoğraf gösterdiğinde, parmağınızla sağa sola kaydırmayın.
belki görmenizi istemediği bir fotoğraf vardır ha ne dersiniz?
devamını gör...

yetinememek.
hayatı hep ıskaladığını hissetmek.
aşkı yarınlara bırakmak.
hep gitmek isteyip, hiç kıpırdayamamak.
devamını gör...

adınla çağır beni kitabından:
“bir insan diğerine tam anlamıyla vurulmuşsa, diğeri de ister istemez vurulmuş olsa gerektir, diyen bir yasa vardır bir yerde. ‘amor ch’a null’amato amar perdona.’ seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk; francesca’nın ınferno’daki sözleri.”
belki de budur aşk..daha önce deneyimlemediğimiz için anca tanımlamasını yaparız zaten,allah’ım lütfen tanımlayamayacağımız kadar güzel bir aşk..neyse hayal kurmayalım simdi..
devamını gör...

komik ve özgüvensizce söylenen sözlerdir.
(bkz: yatakta nasıldım?)
(bkz: tatmin oldun mu?)

doyumsuzca söylenen sözlerdir.
(bkz: şşş hadi bidaha.)
(bkz: bana yetmedi.)

utanarak söylenen sözlerdir.
(bkz: normalde böyle olmazdı ya ben de anlamadım.)
(bkz: biraz stresliyim de.)

sinirlice söylenen sözlerdir.
(bkz: anca bacağını aç yat hiç yardımcı olma emi?)

meraklıca söylenen sözlerdir.
(bkz: ilk kez olduğunu neden söylemedin?)(bkz: sen de yani çuval mübarek hayrola?)

bir de söylenmeyen sözlerdir.
(bkz: totosunu dönüp uyumak.)
devamını gör...

biraz da beklentiye bağlı. sana ne lazım abi? tdk sözlüğü mü?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim