düşünmemeyi düşündükçe daha çok düşünülen durum. bir nevi paradoks.
devamını gör...

kitap alamayacağımı öğrendim.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dikkatimi çeken olay, girdiğim başlıklarda beğendiğim çok entry oluyor ve hepsini beğenmeye çalışıyorum. fakat dikkatimi çeken entrylerde genelde beğeniye rastlamıyorum, hala yazar sayısının azlığı ile mi alakalı yoksa beğenmekte de cimri miyiz merak ettiğim konu. dipnot: derdini seveyim diyenlere saygı duyuyorum.
devamını gör...

dönence-barış manço
devamını gör...

ihtiyaçlarımı almak için market yerine bakkalı tercih ettiren sakızdır. mahalle bakkallarının vazgeçilmez parçasıdır. tadı çok çok şekerli olduğu için sakızını tüketemiyorum ama içinden çıkan aşk bazen çizimlerine bayılıyorum.
mesela güzel bir örnek:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yatarken perdenin azıcık aralık olan kısmından sızan ışık.gözüme gelmese dahi varlığını biliyor olmam rahatsız olmama yeter.mecbur kalkıp çekeceğim perdeyi.
devamını gör...

necip fazıl en katıksız akapeli olurdu.
devamını gör...

yoktur. her insana göre farklılık gösterir. zaten olayın güzelliği de buradadır. dünyanın öteki ucundaki bir insanın sevgi tanımıyla senin sevgi tanımın farklıdır.
ama aynı şeyleri hissedersin aynı mutlulukları aynı hüzünleri yaşarsın.
yazar şöyle diyor.
sevgi tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. biri düşerse diğerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu . ancak sevgi, kesilmeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağı çeker.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cd marketçiler.
devamını gör...

aslında ben bu başlığı seri oylanınca gelen dikizleniyorum hissi olarak açacaktım ama sözlüğün dinamiklerine daha uygun olacağından anket şeklinde olmasına karar verdim. hiç seri oylanmamış garip yazarlarımız varsa özür diliyorum, amacım kıskandırmak, kimsenin duygularını incitmek değil.

beni bilen bilir? (bunu hep kullanmak istemiştim, bilen olduğundan değil) sık sık uğrar goygoyumu yapar giderim. ülke ekonomisi, politika, güncel olaylar ilgi alanımın dışında kalıyor çünkü. müzikle, resimle, sanatla, şiirle de hiç işim olmaz. biri çıkıp bu pezevenk ne yazmış diye baştan sona okusa bir gram bilgi kırıntısı veya bir yorum göremez.

gel gör ki tüm bunlara rağmen bugün ikinci defa bilgisayarım ekranı turuncu turuncu uyarı baloncuklarıyla doldu. soldan soldan yukarı doğru diziliyor. kafam biraz yavaş çalıştığından ne olduğunu anlamam zaman aldı. biri profilime girmiş yazıklarımı okuyordu. samimi söylüyorum dikizleniyorum gibi hissettim. biri odama girmiş çekmecelerimi karıştıyormuş gibi geldi. halbuki herkes okusun diye yazıyoruz ama çok garip hissettim.

uzun lafın kısası, insanların özel hayatını çok karıştırmayın. sol frameden şaşmayın.
devamını gör...

h p lovecraft ın şaheseri. en uzun öyküsüdür. neredeyse 200 küsur sayfaydı yanlış hatırlamıyorsam. antartikaya giden bir fosil inceleme amaçlı keşif ekibinin başından geçenleri anlatır. daha antartikanın alametleri olan dikili sıradağlar ufukta göründüğünden itibaren karakterlerdeki akli dengeler yavaştan sarsılmaya ve bozulmaya başlar. içlerine ilerledikçe, adeta görünmeyen bir deliliğin etrafını atmosferin her hücresinden sardıkları hissi, h.p.lovecraftın meşhur yarı imalı kozmik dehşetleri barındıran şahane betimlemeleriyle okuyucuya verilir.

bütün çılgınlık keşif ekibi tarih önesinde sözü bile edilemeyecek kadar ilkel çağlardan, yıldız tozlarının henüz dünyaya dökülmeye başladığı dönemlerden kalma yarı bitki yarı hayvan şeklinde donuk bir organizmanın kayaçlar arasında bulunmasıyla başlar. sonraki oalyları tabi ki tek tek detayıyla anlatmayacağım ama o yarı ölü ters üçgen biçimli şeyler bir kez açığa çıktıktan sonra geri dönüşü olmayan insanlık dışı korkuların labirentine ekip girmiştir.

hele hele o taş kentin içindeki oyma kabartmalar aracılığıyla tüm eskiler'in ve shoggotların varlık mücadeleleri, korkunç evrimleri ve trajedileri öyle güzel anlatılır ki, hiçbir diyalog olmadan sadece bir fresk kabartması serisi sayesinde nasıl böyle bir öykü kurgulanabilir, nasıl tarih anlatımı yapılabilir diye şaşar kalırsınız.

hele sonlara doğru o feci kovalamacada istasyonlara yönelik o tuhaf esprinin bile sıkıştırılabildiği son sekanslar anlatılmaz yaşanır. h.p. lovecraft kimdir, kozmik korku nasıl yazılır sorularının cevabı için tam başlangıç kitabıdır.
devamını gör...

uv ışınları, radyasyon, x ışınları, sigara dumanı, kimyasallar veya ilaçlar gibi çevresel faktörler sebebiyle yönetici moleküldeki değişikliklerdir.
çevresel etkiler dışında dna kendini eşlerken de mutasyon olur. bir hücre için milyonda birdir belki bu olasılık ama vücudumuzdaki hücre sayısı ve hücrelerin defalarca bölündüğü düşünülürse ömür boyunca bu mutasyonlar mutlaka gerçekleşiyor diyebiliriz.

peki mutasyonlar kalitsal midir?

vücut hücrelerinde olursa kalıtsal degildir. örneğin uv ışınları sebebiyle deri hücresinde oluşan mutasyonlar bireyde başka hücrelere sıçrayabilir, üreme hucrelerinde olmadığı sürece birey öldüğünde mutasyon da ölür.
eğer mutasyon yumurta veya sperm hücrelerinde ise bu hücreler döllenmeye katılıp zigotu oluştursa bu durumda mutasyon kalıtsal olur ve bir sonraki nesile geçer.

peki mutasyonlar zararlı mıdır?

çoğunlukla evet. ancak nötr ya da yararlı mutasyonlar da vardır.
nötr mutasyon örneği: ayrık kulak memesi geninin mutasyon gecirmesi sonucu bitişik kulak memesi geni ortaya çıkmıştır. bu durum biyolojik açıdan yararli veya zararli değildir. örneğin tom cruise yapışık kulak memeli.

yaralı mutasyon örneği: çok basitçe açıklamaya calisacagim. bildiğiniz uzere hiv aids sebebi. bu virüs çoğalmak için bizim savunma hücrelerini kullanıyor. bir mutasyon sonucu (ccr5 delta 32 mutasyonu) akyuvar hücre zarı protein yapisini kontrol eden gen değişince hiv hücreye giremiyor. bu durumda kişi hiv+ olsa bile aıds olmuyor.

peşin düzenleme:
geniş zamanda gen mutasyonu kromozom mutasyonu farkı, mutasyonlardan kaynaklı hastalıklar ilaçla tedavi edilebilir mi gibi ilaveler gelebilir de gelmeyebilir de.
konu bu ara popüler çünkü covid-19 sebebi sars -cov 2, kısaca korona virüs mutasyon geçiriyor. bu da aşılar ve pandemi hakkında bir sürü soruya sebep oluyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"buradaki renkli ve ışıltılı dönme dolap memlekettekinden daha cümbüşlüydü; hızı daha delice, daha nefes kesiciydi. ama o bu dönme dolabın yanında duruyordu yalnızca, binemiyordu."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çeşme altınkum. yaz gelsin hadi artık
devamını gör...

istanbul'da, sultanahmet camii külliyesi'nde yer alan, bugün arasta çarşısı'nın içinde bulunan mozaik müzesi.
i. konstantin istanbul'u kurup başkent ilan ettikten sonra, burada ayasofya ve hipodrom'dan sahil çizgisine kadar uzanan yapılar bütünüyle büyük saray'ı inşa etti. 1935'te başlayan kazılarla, büyük saray'ın güneyindeki sütunlu avluda ortaya çıkarılan ve m.s. 450-550 yıllarına tarihlenen mozaikler bu müzede sergileniyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
müze iki kattan oluşuyor. fotoğrafta da görülebileceği üzere mozaiklerin büyük parçaları yerde, diğerleri ise duvarda sergileniyor. üst kattan aşağı bakıldığında mozaikleri çok iyi görebildiğimiz için güzel olmuş. sadece koridorlar çok dar, ayrıntılı inceleyebilmek için koridorların daha geniş olması lazım gibi.
mozaikler 90 farklı tema içeriyor, 150 insan ve hayvan figürü bulunuyor. av sahneleri, mitler, savaşan hayvanlar ve günlük hayattan sahneler görüyoruz. mozaiklerin hiç birinde dinsel konulardan bahsedilmiyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel aslanla fil mücadelesi (solda), geyik ile yılanın mücadelesi (sağda)
mozaiklerde görebileceğimiz figürlerin, temaların neleri anlattığı ayrıntılı bir şekilde bilgi etiketlerinde anlatılmış. örneğin sağdaki mozaikte geyik ve yılanın savaştığını görüyoruz: erkek geyik yılanın en ezeli rakibiymiş çünkü nefesiyle yılanı deliğinden çıkarabilir ve zehrinden de etkilenmezmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel kadın başı (solda), ayva ağacı ve kenger yaprağı içinde sakallı baş mozaiğinden detay (sağda)
müze titiz bir restorasyon sürecinden sonra 1997'de son halini almış. fotoğraflarda da görebileceğimiz üzere mozaiklerin zamanla yok olmuş kısımlarına müdahale edilmemiş, olduğu gibi bırakılmış ve renkleri de hala capcanlı.
müzeye girdiğimde istanbul'un ortasında olmasına rağmen içeride kimse yoktu. doğu roma'ya kısa bir yolculuk yapmanızı sağlayacak çok değerli eserlerin bulunduğu, kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir müze.

kaynak: müzedeki bilgi etiketleri ama bir de site bırakayım.
görsel kaynak: ben.
devamını gör...

şöyle bir tanesine sahip olmanın hayalini kurduğum motorsikletlerin üreticisi olan firma:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fransız ihtilalinde giyotinle idam edilen kraliçe marie antoinettehem'in söylediği iddia edilen söz.bu sözü de onun söylediğine dair kanıt yok.ama o dönem ekmek sıkıntısı çekilen fransa'da zenginlerin fakirlerin hayatından bihaber olmasını tasvir eden bir söylenti olmuş.bir de bahsedilen şey pasta değil brioche adlı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörek.
devamını gör...

''kimlik bunalımı'' kavramını ilk kullanan psikologtur. erikson'ın psiko-sosyal gelişim kuramına göre, gelişim için 8 aşamadan geçeriz ve her aşamada çözülmesi gereken bir kriz vardır. bunu çözenler daha başarılı gelişir.

1- trust versus mistrus / güven karşısında güvensizlik: doğum ile ilk 1-2 yılı kapsar. bebeğin ihtiyacı besin ve ilgidir. besini ağız yoluyla, anne memesini emerek gerçekleştirir. bu dönemde çocuğa besin sağlamak ve güven oluşturmak çok önemlidir. eğer güvenilir bir bakıcı (caregiver) bulamazsa mistrust development (güvensiz gelişme) gerçekleşir.

2- autonomy versus shame and doubt / bağımsızlık karşısında utanç ve şüphe: yürümeye başlayan çocuk (1)-3 yaşlarını kapsar. yetişkinlikte insanlara şüphe ile bakan kişilerin bu dönemdeki gelişimiyle ilgili bir sorun oluşmuştur.
güven karşısında güvensizlik aşamasında eğer çocuk ailesine güvenli bağlandıysa, autonomy (bağımsızlık) aşamasına geçer. bu yaştaki çocuklar çevreyi keşfetmeye çalışır ama bir gözleri de muhakkak ailesinde olur. küçük çocukların hızlı hızlı adım atarak bir yerlere gitmeye çalışırken muhakkak arkasına, aileden bir üyeye baktığını görmüşsünüzdür. fakat ilk aşamada mistrust (güvensiz) olarak gelişen çocuklar daha şüpheci davranırlar. eğer biri onları cezalandırırsa veya bağırırsa bu shame and doubt (utanç ve şüphe) hissetmelerine yol açacaktır.

3- initative versus guilt / girişkenlik karşısında suçluluk: 3-5 yaşı kapsar. bu yaştaki çocuklar daha sosyal olmaya ve sorumluluk almaya çalışır fakat eğer meraklarından dolayı azarlanır veya cezalandırılırsa bu ileride büyük sorunlara (baskılanmışlık, cinsel problemler) yol açar. endişeli ve suçlu hissedebilirler.

4- industry versus inferiority / üretkenlik karşısında aşağılık duygusu: 6 yaş ile ergenliği kapsar. bu yaş aralığındaki çocuklar okulda başarılı olmaya çalışıp öğrenme süreçlerine üretme süreçlerini de ekler. eğer yetersiz veya verimsiz hissederlerse aşağılık/yetersiz aşamadan geçerler.

5- identity versus identity confusion / kimlik kazanımı karşısında kimlik karmaşası: gençlik yıllarını kapsar (12-20). ''ben kimim?'' sorusunu kendilerine sorarak bir kimlik edinmeye çalışırlar. bu döneme kadar edinilen alışkanlıklar, fikirler ve bakış açıları sorgulanmaya fazlasıyla müsaittir. bireyin kendisini tanıması gelecekteki yaşamını şekillendireceği için önemli bir evredir. bu evrenin sağlıklı tamamlanması için önceki evrelerin de sağlıklı tamamlanmış olması gerekir. aksi taktirde kötü alışkanlıklar (alkol, sigara) ve suç işleme eğilimleri görülebilir.

6- intimacy versus isolation / samimiyet karşısında yalnızlık: 20-30 yaşları kapsar. bu yaştaki kişiler samimi ilişkiler bulmaya çalışır. eğer bulurlarsa intimacy yani samimiyet, yakınlık evresinden geçerler. samimi ilişkilerin dışında, farklı görüşteki ve karakterdeki kişilerle ilişki kurmayı öğrenirler.
samimi ilişki bulamazlarsa veya tehlikeli gördükleri çevreden uzaklaşmak isterlerse isolation yani yalnızlığı seçerler.

7- generativity versus stagnation / üretkenlik karşısında durgunluk: 40-50 yaşları kapsar. bu yaştaki insanlar, genç jenerasyona yardım etmeye, verimliliklerini artırmaya çalışır. aile ilişkileri ve faaliyetleri bu dönemdeki insanların üretken hissetmesi için önemlidir. eğer aileye veya başarılı bir kariyere sahip değillerse durgun hissederler.

8- integrity versus despair / benlik bütünlüğü karşısında umutsuzluk: 60 +yaş. bu evrede insanlar geçmişe bakmaya eğilimlidir. kendini tamamladığını düşünen kişiler pek pişmanlık da duymazlar, bundan önceki evreleri sağlıklı tamamlamışlardır. hayatlarını daha pozitif olarak hatırlayanlar 'bütün' hissederken pişmanlıklarla dolu bir hayat yani negatif olarak hatırlayanlar ise 'umutsuzluk' içinde olurlar.
devamını gör...

beni aydınlatan başlıktır.
siyah kalbi hep “zencilerden hoşlanıyorum” sanıyordum. öyle değilmiş.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim