italyan şair, romancı, çevirmen ve eleştirmen.
kendisine lise edebiyatçısı deyip eleştirenleri bulabilirsiniz fakat itimat etmeyiniz dediklerine. çok güzel bir dili vardır.

--- alıntı ---

"uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluktan bırakmaktır."

--- alıntı ---
devamını gör...

mükemmel bi şeydir. uzakta mis gibi. zırt, pırt aniden habersizce gelme imkanı yok. muazzam bi olay. zaten uzun sürebilirse arkadaşımla buluşmam max iki uçağa bakar. düşüncelerimin uyuştuğu insanlar genelde iki bin km öteden çıkıyor. neden?

çünkü sevmediğin ot burnunun dibinde biter.
devamını gör...

bu yazıyı okuyana kadar utanmıyordum artık gönül rahatlığıyla utanabilirim.
devamını gör...

ikinci ikili benim kesinlikle önyargılı olduğum bi ikiliydi. ancak çocukluk arkadaşım sayesinde, birinci ikiliye kafa attı.. gerçekten kafa attı ve taca çıkardı. yok böyle bir ikili. ayran simide o kadar mı yakışırmış yaa? . ben o kadar zaman, onca insana saçmalıyorsunuz derken, ağzıma nasıl kürekle vurmayıp, sabretmişler hayret. ben olsam, zorla ağızlarından, burunlarından soka soka yedirirdim. böyle var ya delirtirdim. .... ya benim çevremdeki insanlar, seçimlere çok çok saygılı ya da ben, benim güzel bulduğum bir şeyi, onların geç keşfetmesine deli derecesinde muhalifim. yok yok olamaz. iki seçenek de vaki, yalnız artık saldım bu huyumu. büyüyor muyum neyim?..

çayın da yeri ayrıdır simidin yanında ama kesinlikle simit ayranın alacağı karşılaştırmadır, deyip tanımı noktalamalıyım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ve evet. ben de, simidini paylaşamayanlardanımdır. konu; o anda kaç simidimin olduğuna, teklife, dahi tartışmaya hatta hatta, zenginliğe kapalıdır. sloganımız: simit, paylaşılmazdır. paylaşılması teklif dahi edilemez.dir. noktadır ...
devamını gör...

doğrusu "şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler" şeklinde olan, sadrazam koca mehmet ragıp paşa'ya ait söz. "merd-i kıptî" de "çingenenin merdi" değil "çingenenin erkeği" demektir, farsça erkek anlamındaki "merd" kelimesidir kullanılan. sözün geçtiği gazeldeki kısım ise şöyledir:
"meyan-ı güft ü gûda bed-meniş îhâm eder kubhun

şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler"
devamını gör...

babamın garip huyları hakkında uzun uzun yazabilirim. ancak benim merakım bir baba olarak çocuklarımın benim hangi huylarımı garip bulacakları. bulacakları diyorum çünkü henüz küçükler. *

misal muhteş ikiliyle kafa rock radyo yayınını dinlerken uyuyan oğlumun tuvalete gitmek ihtiyacı oldu. tuvalet için de yardımımıza ihtiyaç duyuyor. bağırmalı, böğürmeli şarkıyı duyunca "ne dinliyorsun" baba diye sordu. "arkadaşlarım program yapıyor, onları dinliyorum" deyince, "ne biçim şarkıymış bu" dedi. sanırım ilk defa, dinlediğim şarkı sebebiyle garip bir huyum olduğunu düşündü. *
devamını gör...

kendisi 1749-1827 yılları arasında yaşamış fransız bir gökbilimci ve matematikçidir. matematik alanındaki en önemli çalışması laplace işleci teoremidir. güneş sisteminin kökeninin bulutumsu olduğunu astronomi tarihi kitabında yazdı ve bu varsayımı kant-laplace varsayımı olayıyla anıldı. en önemli eserlerinden biri de olasılık problemleri üzerine felsefi araştırma kitabıdır.
daha fazla bilgi için: https://tr.m.wikipedia.org/...
devamını gör...

sonuna kadar haklı olduklarını düşünüyorum. gitme imkanı olsa kaç kişi kalır bu leş ülkede allasen?
devamını gör...

naneyi yemiş nesildir hiçte öyle iyi bi nesil değildir özellikle y kuşağının sonlarında kalan tayfa tabi. 90’lardan sonra doğan nesil olası yaşanacak tüm zorlukları yaşamıştır. kaygı, endişe, plansızlık, ekonomik özgürlüğe ulaşamaması gibi etkenler yüzünden çoğu ilerde hastalık sahibi olacak veya erkenden dünyadan göçecek. bende 90lardan sonra doğan tayfadanım eskiden çok umursardım ama şu saatten sonra hiçbir şeyi umursamıyorum bindik trene gidiyoruz modundayım.
devamını gör...

yanlış ikilem, diğer adıyla false dilemma, sadece taban tabana zıt iki seçeneğin sunularak diğer seçeneklerin yok sayılmasıdır.

genelde bu seçenekler ya...ya bağlacı ile sunulur.
örnek: ya benimsin ya kara toprağın
görüldüğü üzere bu seçeneklerde dayatma bulunur.
devamını gör...

jean-christophe grange'ın 17 eylül 1994 yılında yayımladığı, türkiye'de leyleklerin uçuşu ismiyle yayımlanmış romanı.

bu güzel romanı biraz spoiler vermeden anlatıp eleştirelim, ne dersiniz?

bu güzel roman, bilinen grange romanlarının aksine çok durağan bir biçimde başlıyor. romanımızın baş karakteri louise antioche, kendisine tuhaf bir iş veren kuşbilimci sevgili max böhm'ün cesedi ile karşılaşıyor ve ona verdiği o tuhaf işi bitirmek adına yollara düşüyor...

nedir bu tuhaf iş? zaten romanın arka kapağında da belirtildiği üzere, her sene isviçre'ye dönen leyleklerin, romanda geçen zaman diliminden bir yıl kadar öncesinden beridir geri dönmedikleri ve bu tuhaf geri dönmeyişin nedeninin araştırılması...

bir zamandan sonra sevgili louise gibi siz de "leylekler neden dönmüyor?" diye düşünmeye başlayacak ve leyleklerin göç yolunu takip ederek bulgaristan'dan türkiye'ye, türkiye'den israil'e ve oradan afrika'ya başlayan tuhaf yolculuğa atılacaksınız...

devam ediyorum, oldukça tuhaf ve yavaş başlayan bu roman her ilerlenen sayfada müthiş biçimde açılıyor, sevgili baş karakterimiz louise'in çocukluğu neticesiyle önce afrika'ya ait bilgiler ile roman bizi dizginliyor, bokassa'nın nasıl iktidara geldiğinden tutun, daha sonraları yaşanan katliamlara kadar inanılmaz biçimde değiniyor grange, yetiyor mu? yoo...

ilerleyen israil kısımlarında ise bildiğimiz üzere israil'in filistin ile olan mücadelesi giriyor sahneye, birinci intifada'yı israilli bir insanın gözünden yaşıyoruz, israil'de gündelik yaşamın zorluğu, iki tarafın da ne kadar aptalca işlere bulaştıkları ve ne yazık ki öldürmenin ne kadar zevk verdiği gibi duygular hissettiklerini fark ediyoruz...

roman daha da açılıyor ve afrika'ya adım atar atmaz o atmosferi çok güzel betimliyor grange... nasıl ki eco, gülün adı romanında bir kapı için neredeyse 20 sayfalık müthiş bir betimlemeye imza atmış ise, grange da atmosfer konusunda almış başını yürümüş! bir an romanda geçen herhangi bir yere dokunabileceğimi düşündüm, siz hesap edin...

bu romanın kötü kısımları var mı peki? evet , ne yazık ki! bir zamandan sonra betimleme kısmı sıktığı kadar bunaltıyor da, nefes alamayacak kadar çok giriyorsunuz dünyanın içerisine ve daha kötüsü, romana biraz ara verince tekrar geri dönme kısmında çok zorlanıyorsunuz.

harika ilerleyen ama bir anda, "tık!" diye korkunç ve saçma biten grange romanlarının aksine, çok tatmin edici bir sona sahip olacak iken yine olmamış bir son çıkıyor karşımıza, grange ne yazık ki bir öyküyü nasıl sonlandırması gerektiğini onca yıldır yazmasına rağmen öğrenememiş... 1994 yılında, daha doğumuma 2 yıl varken çıkarttığı romana bakıyorum, benim gençliğimin baharında çıkardığı romanlarını okuduğum zaman fark ediyorum ki hep aynı leşlikte bitiriyor...

romanı puanlandırmam gerekir ise: 7.8/10
okuyun, okutturun efenim, hoş polisiye.
devamını gör...

mutsuzum. *
devamını gör...

efsane olarak kabul edilen üç samuraydan birisidir. aynı zamanda ''son samuray'' olarak da adlandırılmaktadır.. 2003 yılında gösterime giren ''the last samurai'' adlı filmdeki ''katsumoto.'' karakteri, tokomori'den esinlenerek oluşturulmuştur.

takamori düşük rütbeli bir samurayın oğlu olarak dünyaya geldi. şogunları ölünce itibarını kaybetti ve adaya sürgün olarak gönderildi. sonrasında bir daimyo'nun ordusuna katılarak itibarının iadesi mücadele etti. itibarının iadesinden sonra ise hızla yükselerek, geçici hükümetlerde görev yaptı. ancak değişimin hızına ayak uydurmadı. hükümetteki görevinden istifa ederek, memleketi kagoshima'ya dönerek burada özel bir samuray okulu kurdu.

eski samuray geleneğini ve öğretisini onurlandırmak niyetindeydi. en azından tarihe bu şekilde bir iz bırakmak istiyordu. ancak işler onun düşündüğü gibi gitmedi. bir grup isyancı samuray ayaklanma başlattı. silah ve mühimmat depolarını ele geçirdi. ve takamori'yi liderleri ilan ettiler.

isyan haberinin duyulması ile birlikte japonya'nın dört bir yanından samuraylar takamori'nin yanına kogoshima'ya akın etmeye başladı. böylece takamori isteksizce dahi olsa, onun etrafında toplanan samurayların başına geçmek durumunda kaldı. sadakat buşido'nun en önemli ilkelerinden biriydi ve ona sadakatlarını sunan binlerce savaşçıyı yarı yolda bırakamazdı.

kalabalık gittikçe arttı. yanındaki adam sayısı 40 binlere ulaşmıştı. bu her ne kadar yüksek bir sayı olarak gözükse dahi modernize edilmiş hükümet ordusunun sayısı 300 binleri aşıyordu. bu dönemde samurayların kılıç taşıması yasaklanınca dananın kuyruğu kopmuş oldu.

isyancı samuraylar kumamoto kalesine baskın yaptılar ve kaleyi kuşattılar. 2 gün süren kuşatma sonucunda başarılı olamadılar. takviye kuvvetlerin intikaliyle birlikte geri çekilmek zorunda kaldılar.

ayaklanma 6 ay kadar sürdü. takamori ve adamları zaman zaman başarılı olsalar da, hükümetin modern silahları karşısında çaresiz kalıyorlardı. burada bir parantez açmak lazım; son samuray filminde olaylar epik şekilde anlatılmıştır. samurayların asla ve kata ateşli silah kullanmadıkları bir senaryo karşımıza çıkar. oysa takomori ve isyancı samuraylar, eski dahi olsa bu isyanda ateşli silahlar kullanmışlardır. buradaki temel mevzu japon yönetiminin ''samuray öğretisi''ni ortadan kaldırılmak istemesi ve samuray'ları tehlikeli olarak lanse etmeye başlamasıdır. ki bu algı çalışmaları takomori memleketi kagoshima'ya döndüğü andan itibaren yoğunlaşmıştır.

neyse efendim bir dizi çarpışmanın ardından samurayların sayısı gittikçe azalmaya başlamıştı. imparatorluk kuvvetlerine her ne kadar büyük zaiyatlar verdirmiş olsalar da, ordu bu zaiyatları kısa sürede giderebiliyordu. samuraylar tükeniyordu...

shimroyma'daki bir dağ kalesine baskın düzenleyerek, burayı ele geçirdiler. hükümet kuvvetlerinin samurayların yerini saptaması bir kaç gün sürecekti. takomori sonlarının kanlı bir biçimde olacağını biliyordu. en yakın arkadaşlarını etrafında toplayarak bir sake partisi verdi. hayatının son gecesinde saat üç sularında imparatorluk ordusu kaleye hücum etti. samuraylar bu saldırıyı püskürttüler. ancak geride sadece 40 samuray kalmıştı. takamori ciddi yaralar almıştı. buşido'yu takip etti. ve seppuku yaparak yaşamına son verdi.

liderlerini kaybeden ve savaşabilecek durumda olan diğer samuraylar ise atlarına atlayarak, kılıçlarını savurarak, intihar hücumu yaptılar. kurşunların üzerine yürüdüler...

bir dönem böylece sona erdi. arkalarında onur, cesaret ve sadakatten oluşan bir miras bıraktılar.

diğer iki büyük samuray üstadı için (bkz: miyamoto musashi) (bkz: minamoto tametomo)
devamını gör...

bunları al ve beni bırak notu ile raoof haghighi eseri.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

brokoli, avokado.
devamını gör...

zalim olmak yerine zulme uğrayan ol.
çok üzülsem bile hiç kimseye bilerek ve isteyerek zarar vermediğimi bilerek rahatlıyorum. şu kısa ömrümde ne olursa olsun, ne yaşarsam yaşayayım zalimlerden olmayacağım.
herkes geçmişini bahane etti, üzüldükleri için üzdüler. kendilerini üzenlerden hiçbir farkları yoktu çünkü. bir gün geriye baktığımda onlar gibi olmadığımı göreceğim ve sadece bu bile yaşadığım hayatı değer kılacak bunca zorluğa.
devamını gör...

tıbbın çare bulamadığı hastalıklardan biridir ayrıca. okumamak, araştırmamak başlıca sebeplerindendir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


hem içe dönüklük hem de dışa dönüklük nitelikleri sergileyen ve ruh hallerine, bağlamlarına ve hedeflerine bağlı olarak ikisine birden dönüşebilen kişilerin gösterdiği özelliktir. insanların yaklaşık %38'i bu kişilik özelliğine sahiptir.

ambivert'ler daha önce şu şekillerde de adlandırılmıştır:

dışa dönük içe dönükler: belirli durumlarda, belirli kişilerin etrafında veya kesinlikle ihtiyaç duyduklarında dışa dönük olabilen içe dönük kişiler.
antisosyal dışa dönükler: sosyalleşmeden önce yeniden canlanmak için zamana ihtiyaç duyan veya tipik bir dışa dönük olmaktan çok yalnız kalmayı seven dışa dönükler.
sosyal içe dönükler: ihtiyaç duyulduğunda dışa dönüğe dönüşebilen içe dönükler.

ambivert'ler genelde dinlemeyi seven ve iyi iletişim kurabilen insanlardır. empati ve sosyal hayatı dengeleme konusunda iyidirler. sosyal ortamları severler, ancak yalnız kalmaya da ihtiyaç duyarlar. birçok konuda esnektirler. gözlem yetenekleri çok iyidir, birçok kişinin fark etmediği minik detayları kolayca görebilirler.

insanlarla çok fazla zaman geçirdikten sonra gerçekten yorulurlar.
herkesle etkileşime girmeyi severler. farklı insanları tanımak onları mutlu eder çünkü çeşitlilik konusunda çok açık fikirlidirler. ancak insanlarla çok fazla sohbet etmek enerjilerini tüketir. belli bir süre için kullanabilecekleri diyalog sayısında bir sınır vardır. bazen çevrelerindeyken kaybettikleri enerjiyi geri kazanabilmek için kendilerini herkesten uzaklaştırmaları gerekir.

arkadaşlarıyla birlikteyken farklı insanlardır
nerede olduklarına ve kiminle olduklarına bağlı olarak farklı kişilikleri vardır. yetişkinler tarafından çevrelenmişlerse, olgun bireyler olabilirler. arkadaşlarıyla vakit geçiriyorlarsa, biraz gevşerler ve gerçekten oldukları kişi olabilirler. kendini içe dönük veya dışa dönük olarak tanımlamayan insanlar, kendilerini içinde buldukları her türlü ortama kolayca uyum sağlayabilirler. farklı kişiliklere sahip insanlarla kaynaşmaları onlar için hiç de zor değildir.

konuşmadan önce düşünürler
kendilerini konuşkan ya da sessiz olarak görmediklerinden, sözlerine nasıl dikkat edeceklerini bilirler. akıllarından geçenleri kayıtsız bir şekilde söylemezler, ancak aynı zamanda istediklerini söylemekten kendilerini alıkoymaya da çalışmazlar. sadece paylaşmak istedikleri düşünceleri veya fikirleri düşünmek ve ifade etmek için kendilerine zaman verirler. kelimelerin ne kadar güçlü olduğunun farkındadırlar, bu yüzden onları kullanırken farkındalıkları yüksektir.


kaynak 1, 2, 3
devamını gör...

ankara yenimahalle'de ilkokulu okuyan bilim adamı. okulun her yerinde adamım resmi var. haklı bir gurur
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim