görüşürüz dostum allah’a emanet ol demek istediğim başlıktır.
ekşi sözlükte herkes kurallara uyuyor bilgiden mest oluyorum ben selam söyle oralara.
dün omara kör olur inşallah diyen yazarlara saygılar buradan.
devamını gör...

ucuz, glikoz şurubu patlaması yaşadığım baklava.
devamını gör...

ve ben aralarından geçer giderim.
devamını gör...

olley dediğim olaydır
devamını gör...

başlık ayrı entry ayrı kötü,
sevgili yazar, her ne yaşadı ise travma etkisinde kalmış olacak bu şuursuz entry ancak bir travma ile açıklanabilir. öyle bir açıklama yapmış ki sanırsınız kendisi egitim ve kültür ateşesi.
bu ülkede gayet bol miktarda kadın bilim insanlarının mevcudiyeti de cabası. bu tanımlamaları yapıp akabinde ağzının suyunu akıta akıta türk kızlarımızın peşinde dolaşması muhtemel yazar.
devamını gör...

john verdon dave gurney serisi kesinlikle okunmalı.
george orwell 1984
korkuyu beklerken
kürk mantolu madonna
fakat müzeyyen bu derin bir tutku (filmi de var o da kesinlikle izlenmeli)
devamını gör...

harika parçaları bir araya getirmiş sevgili coldboy ve revolutionary girl utena’ya teşekkürlerimi belirtmekteyim. bütün parçaların sıralaması ve özenle seçilmiş olması hepsi bir emek elinize sağlık!!! ve coldboy’un yorumları ile düşünceleri ile enfes bir yayın ile devam edeceğiz a dostlar!
devamını gör...

son zamanlarda çok fazla bok demeye başladım, yazılarıma da yansıyor bok. en tatlı boklar, tabiki bebek olunca başlar.

hala bebeğimi görünce, ne ara baba oldum lan ben hissiyle çalkalanıyorum. 8 aylık dişleri yeni filizlenmiş bir oğlum var. biraz sinir bozucu snob bi tip. şaklabanlık etmedikçe ilgisini çekemiyorum. sadece teatral soytarılıklarla ilgileniyor. her zaman aptal bir köpek taklidi yapamıyorum. bir şey anlıyormuş gibi nesneleri parmaklarıyla inceleyip, önemli bebek işleri yaparken ne kadar seslensemde dönüp bakmaz. bilerek umursamaz davranır çoğu zaman. hiç sevmediğim bir hareket, babanım lan ben senin, bok bezlerini ve mamanı tedarik işiyle ilgilenen bir ayakçı değilim.

her neyse biraz büyüyünce arkamdan ağlayacağına olan inancım tam. gelelim bok dansına, bebek kakalayınca evde bok alarmı verilir. bezi, pudrası, alt değiştirme zımbırtıları, ıslak mendiller, temiz kıyafetler, (bok bezden sızar ve elbiseleri boka bulanır) kirli bez ve mendiller için poşet, ılık su vs. bok seremonisi için her şey hazırdır. altını açıp bezi çıkardığımızda rahatlayan bebek yerinde durmaz ve kıçındaki bokla dans etmeye başlar bir yandan onu tutup bir yandan temizlemek gerçekten zordur. elinizden bir kaçarsa her şeye bok bulaştırabilir. bok dansını engellemenin bir yolu yok ama bulaştırmamanın tek yolu, tek elle iki ayaktan tutup sallanan popoyu havada tutmaktır. yaşamın bokla fazla haşır neşir olunan bu kısmıyla karşılaşmaya hazır değildim ama insan hayatında her şeye yer açabiliyor bir şekilde.
devamını gör...

bununla sahile iniyorum şimdi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sessiz, sakin, kendi halinde, kendi dünyasında, kimseye karışmayan, kimseyi rahatsız etmeyen, arada bir büyüklerini ziyarete giden hanım hanımcık minnoş bir kız çocuğu gibi canlanıyor zihnimde. alıp bööyle, evin manzarası güzel bir köşesine oturtup dede cikilataları, nene kurabiyeleri eşliğinde dizlerimin ağrılarından, efendime söylim kalbimin teklemesinden filan bahsedip sonra da cebine harçlık sıkıştırıp evine tombiş tombiş gönderesim var. tombiş gönderim nasıl oluyor bilmiyorum ama denicem. keyifli sözlükler pambik yazar.
devamını gör...

tuzlu yemeğin telafisi vardır.. piserken icine bir patates soyup doğrayıp koyarsınız.. patates fazla tuzu cekecektir..
zeytinyağlı bakla taze soganla pişirilir.. içine biraz da un katılır pişerken.. kıvamlı olsun diye..
devamını gör...

bir astronom olarak astrolog ile karıştırılmam ile benzer durum. gerçekten de sinir bozuyor yalnız... o yüzden "gök bilimciyim" demeyi tercih ediyorum çoğunlukla. astronotla bile karıştırılıyoruz çünkü.

daha da hazin bir şey anlatayım. bölüm başkanımız ve birkaç hocamız, bölüm ile ilgili bir istek için birkaç sene önce ilgili bakanlığa gider. oradan aldıkları yanıt "astrolojiye ayıracak bütçemiz yok" olur. yani bilime, eğitime bütçe ayrılmamasına mı üzüleyim, astroloji ile astronomi ayrımından haberi olmayan "yetkililer"in varlığına mı üzüleyim?

ben iyisi mi hepsine birden üzüleyim. zira bu durum, ülkenin geldiği ve uzun zamandır içinde bulunduğu durumun özetidir.
devamını gör...

reputation albümünü dinleyip hayran olmayacak insan yoktur diye düşünüyorum.
devamını gör...

seçilmiş değildir, atanmıştır.
devamını gör...

tanrının büyük bir tufanla "yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım", "çünkü onlar gaflete düştü" diye geçiren ancak nuh'un sahsında insanoğlu ve diğer canlılara bir şans daha verme amacıyla yapmasını emrettiği efsanevi bir gemidir.
nuh'un gemisi'ni arama çalışmaları m.s. 263 yılından bu yana sürüyor. çalışmalar genel olarak türkiye'deki tendürek dağı, durupınar ve ağrı dağı'nda yoğunlaşmış durumdadır. yapılan çalışmalara rağmen nuh'un gemisi'ne dair bir iz henüz bulunmamıştır.
devamını gör...

melek kızım. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

plansız olmak. ne kadar çoğu zaman işime yarasa da başıma büyük belalar açtığı da çoktur. siz siz olun bu hataya düşmeyin dostlar.
devamını gör...

ne tanımda, ne de başlıkta anlam bulamadım. komik hiç değil. yahu siz hangi ilmihali okuyorsunuz? çıplak ayakla namaz kılınmaz diye bir şey yok. rükû da çıplak ayakla da karşılaşırsın, çoraplı ayakla da (ayak senin olacak tabiki). beğenenler niye beğenmiş onu hiç anlamadım.
edit: tanım sahibi mod olunca doğru ya da yanlış farketmez beğenilir. neden? piyasa öyle.
devamını gör...



ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
gibi şahane beyitlerle namık kemal tarafından 1876 yılında yazılan ve özgürlük, vatanseverlik, hürriyet, vatan ve millet gibi temaların işlendiği bir kaside. türk düşün hayatında hürriyet kavramının ete kemiğe büründüğü ilk yapıt bu kabul edilir. bir zamanlar osmanlı hürriyetçileri selanik'te, istanbul'da, manastır'da düzenledikleri gizli toplantılarda bu kasideyi kısık seslerle okuyup coşarlarmış. 2021 yılına saatler kala bizim üzerimize düşen de 135 sene öncesinden süzülüp gelen ve türkiye cumhuriyetinin kuruluşuna da doğrudan etken olan bu kasideyi okuyup bir şeyler anlamlandırmaya çalışmaktır diye düşünüyorum.

asıl adı besâlet-i osmâniyye ve hamiyyet-i insâniyye (osmanlılığın yiğitliği ve insanlığın hamiyeti) olan ve kaside-i hameset adıyla da bilinen bu kaside ağdalı bir osmanlıcayla yazılmıştır. biraz uzunca olan bu kasideyi hakkıyla incelediğimiz takdirde kelime dağarcığımız da önemli ölçüde genişleyecektir.

--! spoiler !--

görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten

(çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek
kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.)

usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten

(kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz,
mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz)

hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten

(eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma;
yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez)

vücûdun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
ne gâm râh-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten

(vücudun mayası, vatan toprağıdır;
bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz)

muini zâlimin dünyada erbâb-ı denaettir
köpektir zevk alan, sayyâd-ı bi-insâfa hizmetten

(dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir;
insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir)

hemen bir feyz-i bâkî terk eder bir zevk-i fânîye
hayatın kadrini âli bilenler, hüsn-i şöhretten.

(hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile
geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir)

nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten.

(insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir;
insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?)

cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten

(kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır,
fakat kendi nefsinden utanmaz)

felekten intikam almak, demektir ehl-i idrâke
edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedâmetten

(akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir)

durup ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millette
çıkar âsâr-ı rahmet, ihtilaf-ı rey-i ümmetten

(başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur;
koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar)

eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi
cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metânetten

(iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar;
metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer)

kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten

(kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar;
milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!)

değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten

(zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir;
bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.)

ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

(ışık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir;
tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.)

biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i osmaniyânız kim
muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten

(biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız;
mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır)

biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten

(biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki
bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik)

biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten

(biz o yüce yaratılışlı milletiz ki
hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelirı)

ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten

(hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert,
yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?)

kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten

(cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa,
yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir)

felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

(felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin,
millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim)

anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
ki ednâ zevki âlâdır vezâretten sadâretten

(bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın;
bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir)

vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten

(vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş,
aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor)

müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten

(korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım;
benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür)

civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

(ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın;
senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir)

ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

(zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün;
eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış)

gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten

(gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer;
ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez)

ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

(ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin.
gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk)

senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten

(şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme;
güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın)

ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten

(ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun;
dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin)

senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten

(hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir;
allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun)

kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

(ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı,
artık gaflet uykusundan uyan!)


--! spoiler !--
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim