arada sırada viziteye çıkan başhekim gibi tanımlara bakar, hoşuna gideni beğenir.
yalnız yoldaş başkanın beğendiği tanımlar öyle popüler tanımlar da değil. nereden buluyorsa o kadar tanım içinde gün yüzü görmemiş tanımları beğenir. bir ara benim mavi yengeç tanımımı beğenmiş, onun beğenisi ile o tanım sanki cumhuriyet altını gibi bir değer kazandı.
devamını gör...

er gazinosu. orada dönen cehaletin şokuyla kendine gelemez bir süre insan.
devamını gör...

24 gün önce girdiğim yaş. yirmi yedi yaşın muhasebesini yaptığım zaman, korkunç bir reçeteyle karşılaşıyorum. 20'lerin başlarındaki kayıtsızlığın olmadığı ama artık yaşlanıp da umutlarınızın bitmediği bir yaştır 27 yaş. biraz da yaşamdan bahsedelim.

içinde bulunduğumuz ülkenin ekonomik şartları bize uymuyor, çoğumuz bu konulardan rahatsızız ve bunu mızmız çocuklar gibi her yerde dile getiriyoruz. lakin yaşamı büsbütün bir sürgün haline getiren, içinde bulunduğumuz şartlar değil. hiçbir dönemde de olmadı. bir yaşamı mahveden şey, insanın var olan potansiyelini öyle ya da böyle harcamasıdır. zamanı yönetemedik, günceli yakalamakta çok zorlandık, riske girmekten korktuk. takım elbiselilere kaderimizi teslim etmekte müthiş bir arzu duyuyoruz ve bu birçoklarının yaşamını cehenneme çeviriyor. sözlerimizde bir devrimci havası varken, elitlere el açıp medet umacak kadar da yolumuzu kaybetmiş durumdayız.

ben, arturo bandini, yirmi yedi senede şunu öğrendim: yaşamak çok zor. ben bu hayatı beceremedim. hastalıklar yaşadım, en sevdiğim insanı, babamı kaybettim. aile düzenim bozuldu, abimle küstüm, evimi terk ettim ve evsiz kaldım. küsüratları da var bu işin ama işin çerçevesi bu. hayat bana zor geldi biraz. çok erken anladım yanık türkülerin hangi hislerle yazıldığını. şımarmanın ne olduğunu unuttum. çünkü bana göre gençlik demek kayıtsızlık demekti, vurdumduymazlık demekti, hata yapma lüksüydü; utanacak işler yapacağımız zamanlardı gençlik, birilerinin arkasını toplayacağımız değil, birilerinin arkamızı toplayacağı zamanlardı. ben böyle tahmin etmiştim çünkü çevremde böyle gördüm ve hala böyle görüyorum.

20'ler demek "ben bir şey yaptım arkadaşlar" deyip, saçma sapan bir şeyden övgü beklemekti. bu arzu, bu beklentiydi. kız arkadaşınla öpüşmekti, onunla gezip tozmaktı. kafaları çekip sabahlara kadar eğlenmekti. gençlik buydu. gençlik, bir elimizi pantolonumuzun cebine sokup sigara içerek kasvetli sokaklarda yürümek değildi. renkliydi be kardeşim. yaşam, bize hiçbir standartın olmadığını, işin içindeysen her türlü boku sana yedirebileceğini, her çeşit senaryoyu sana dayatabileceğini açıkça gösterdi. geri dönüşü olmayan izler bıraktı bizde. yirmi yedi yaşın defterini zorluklarla doldurdu.

artık zorlanıyorum. aşti otogarındayım ve istanbul'a kalkacak otobüsü bekliyorum. bir meçhule doğru yol alacağım. ne getirir, ne götürür bilinmez ama hayatın adamakıllı üstüne bindiği insanlar iyi bilirler ki: artık iyi bir şeyin olmasını istemekten, umut etmekten ziyade daha kötü şeylerin olmaması için temkinli olursunuz. temkinliyim artık, daha ne kadar üzerimize geleceğini bilmediğimiz bir yaşamın tehditi altındayım. 27 yaşındayım ve ben bu hayatı sevenlerden olamadım.
devamını gör...

izmir'in bir ilçesidir. kınık, izmir'in kuzeyinde yer alır. il merkezine uzaklığı 120 km'dir. kuzeyinde ve batısında bergama; doğusunda ve güneyinde manisa ili topraklarıyla çevrelenir. ilçenin ekonomik yapısı tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır.
ilçe adını oğuz türkleri'nin bozoklar kolunun kınık boyundan alır. 1306 yılında karesi beyliği ile türk dönemi başlamış, 1345 tarihinden sonra orhan gazi zamanında osmanlı yönetimine girmiştir. ilçede yıldırım beyazıt camii, ibrahim ağazede camii ve altı kemerli su kemeri önemli yapılardır.
devamını gör...

durmadan konuşması, sözünü kesmesi.
sen konuşurken de telefonuyla oynaması.
nefret ediyorum bu tiplerden.
devamını gör...

muhtemelen malulen bir emeklilik olabilir. yinede ne şekilde olursa olsun çok genç yaşta boşa çıkmayı emekli olmayı doğru bulmuyorum. 36 çok erken ama 65'te çok fazla. 50-53 bandı idealdir diye düşünüyorum.
devamını gör...

en kolay kıymet verme şekli olduğu için.
teşekkür etmeye gerek yok,
mutlu etmeye gerek yok.
bu esnada yaşayan kıymetlileri de fark etmeye gerek yok.
aynı anda bir bir çok şey es geçilebiliyor.
devamını gör...


senaryosunu yavuz turgul'un yazdığı,yönetmenliğini atıf yılmaz'ın yaptığı,başrollerini,şener şen,ilyas salman,yaprak özdemiroğlu,şevket altuğ ve nazan ayas'ın paylaştığı 1983 yapımı film.

karakol amiri ziver bey ile çalışan ve ona çok saygı duyan cumali genelevde çalışan şekerpare'ye aşık olur. ancak şekerpare'ye ziver bey'de ilgi duymaktadır. şekerpare'nin de cumali'den hoşlandığını anlayan ziver genelev üzerindeki kontrolü arttırmaya çalışır. hatta işleri evi kapatmaya kadar götürür. ancak içlerine cumali'yi de alan letafet hanım ve kızları ziver'e hiç ummadığı bir oyun oynayacaktır.

film muhtemelen 1900'lü yılların istanbulu anlatıyor. ve çok sağlam sistem eleştirileri de mevcut. örneğin ziver'in hurşit'e "oğlum, bizim işimiz önce asayişi bozup sonra düzletmek değil mi?" cümlesi, dönemle ilgili söylenmiş başarılı bir özet gibidir.

peyker'in gayrimeşru hamileliğinin ardından ziver'in "ya adam kader kurbanıysa? ya karı zorladıysa?" cümlesi günümüzde yaşanan taciz ve tecavüz davalarındaki savunmalara, geçmişten tutulan ayna gibidir adeta.


rüşvet, haraç, vergi konularını işleyen muazzam bir sistem eleştirisidir bu film aynı zamanda. çarkın işleyişini ve ahlak olgusunun halkın gözünde güçlü bir kamufle aracı olduğunu gösterir.

film temel olarak bizlere "ahlak satanlar en büyük ahlaksızlardır" vurgusunu çok güzel örneklerle anlatır.
devamını gör...

sen sahiden hayatımda gördüğüm en güzel çirkinsin...
ne güzel kitaptın nasıl okuttun.
devamını gör...

ikisinin karışımı olup talihi de es geçmemek lazım.
devamını gör...

sağlık . yerinde olmazsa tadı olmaz dünyanın...
devamını gör...

ayrımcılık, nefret ve düşmanlık eksenindeki fikirleri savunan tek hücreli organizmaların esaslı bir linç yedikten sonra kendi açtıkları başlıktan topuklamalarını görmekten zevk aldığım için destek vermediğim kampanya.*
devamını gör...

yardıray.
devamını gör...

sinema ve tiyatroda sanatçının ardındakilerdir. izleyeni oynananın sahiliğine inandırmaktır hedef. resim, obje, fotoğraf...
bir şekilde arka planda olan her şey.

bazen de mecazi bir ifade ile hayatın fonunda kalıyormuşuz hissi gelir çöker insanın yüreğine. sanki herkes bir başrolü yaşıyordur bize düşen kadrajdan sadece görünme kısmıdır. yaşamak başkalarına bahşedilendir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

zamanlamaların şansı..
devamını gör...

kariyerine arif sağ müzik kursunda aldığı derslere başlıyor. ilerleyen zamanlarda birlikte bir çok proje'ye imza atmanın temelini bu kurslarla atmış bulunuyor.
almanya'da, avusturya'da, hollanda'da, iran'da bu ülkelerin cumhurbaşkanlarının destekleriyle ünlü orkestralarla birlikte çeşitli konserler veriyor. sürekli üreten, öğrenen, sazını elinden bırakmayan bu üstad zaman içinde bağlama bilgisini kendi adını taşıyan müzik kursunda öğrencileriyle paylaşıyor. hem müzik eğitmeni hem de yorumcu olarak anılır. gezici bağlama atölyesi adlı çalışmasıyla yetenekli olan köy çocuklar'ının ayağına gidip bağlama dersleri vermiştir. arif sağ ile birlikte hazırladığı bağlama metodu adlı kitabı vardır. türkülere ömrünü adayan bir sesimiz. canla başla bağlamasını çalıp, o köklü kültürü anlatabilme bilgisine ve yeteneğine sahip halk müziği sanatçısıdır.


arif sağ'dan da dinlemesek olmaz.
devamını gör...

bütün bir yaşamını insanların düşüncelerine göre şekillendirip,korkarak ve bahaneler üreterek boşa harcamaktır bence.
devamını gör...

kişinin hızlı bir şekilde ayağa kalkmasıyla, aniden oluşan tansiyon düşmesi hâli. göz kararması ve baş dönmesi gibi belirtiler gösterir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

güzel manzaradan bizi ayıran sevgili gelin ve damada(on dakika bekleseniz ne olacak sanki!) mutluluklar(!)*
devamını gör...

kendisi rusya'dan akrabam olur, eski mahlasımı bilenler tahmin edecektir. kendisiyle kurduğumuz bir russiandoll imalathanemiz var eh arada harçlık çıkıyor bereket versin.(bkz: swh) akrabam diye demiyorum beğenilerini eksik etmez, özellikle sabahın bu erken saatlerinde mutlu eder insanı. yazma kabiliyeti de natasha lyonne kadar olmasa da kalite de üst düzeydir.(bkz: swh) takip ediniz, pişman olana 500 karma benden!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim