hallederiz
bakarız'ın bir boy büyüğü. "gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda en ufak bir fikrim yok ama seni şimdilik idare etmek zorundayım" anlamına gelir. hallederiz kadir tarafından sıkça kullanılır. ve örnekten de anlaşılacağı gibi, hiçbir zaman halledilemez.
devamını gör...
normal sözlük'ün yalnızların tek sosyal yeri olması
aralık sonlarından beri bulunduğum durum, ve pandemi de üstüne tuzu biberi olmuş yalnızlık şeyşi. itiraf edeyim, şuan tek ‘konuştuğum’ yer burası. yılbaşından beri hiç kimseyle konuşmadım. ağzımdan tek sesli kelime çıkmadı. sadece geçenlerde kendimi teselli ederken ‘olur öyle şeyler, hadi kalk ayağa güzel kız’ dedim kendime. sesli hemde!
tutunamayanlar’daki selim gibiyim. tutunduğum burası var şu günlerde.
tutunamayanlar’daki selim gibiyim. tutunduğum burası var şu günlerde.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
imdaaaaaat! mala bağladım.
bin kere dedim kendime bak gerizekalı, sakın sakın iş hayatıyla özel hayatı birbirine karıştırma. iş yerinden kimseyle dışarda arkadaş olma. orada olan orda kalsın, çalış, konuşma, dinleme, çalış, dön evine.
gerizekalı gibi bi’ boş bakış, bi’ yarım gülüşe kanmak üzereyim. belki de kandım, henüz o raddedemiyim emin olamıyorum.
çok kibar birine sırf gözleri güzel diye, çene yapısı ve dişleri güzel görünüyor diye, sırf onunla çalışmak, diğer insanları görmekten daha iyi hissettiriyor diye, çok güzel kirpikleri var diye, okumayı seven biri diye, kültürlü ve hoşgörülü diye, sırf diğerleriyle dalga geçip benle geçmiyor sessizce birlikte gülmeye başladık diğerlerine diye, sırf burnu güzel diye, bi’ kaç kelime türkçe biliyor ve beni gördüğünde türkçe günaydın diyor diye, başkalarından bunalıp, gözleriyle beni arayıp, gözlerini deviriyor o insandan şikayetçiymişcesine diye, beni güldürmeye çalışıyor diye, sırf ses tonu bana yumuşak diğerlerine hoyrat diye tutulmak üzereyim. engel olamıyorum onun bana kitap okuması nasıl olurdu, benimle aynı evde yaşaması nasıl olurdu diyen düşüncelerime…
bugün çalışmadığım halde düzenli yapılan teste gittim iş yerindeki. bu mecburi bir şey. her çalışan gelmek zorunda. onun vardiyası bitmiş bahçede diğer çalışanlarla oturuyordu. küçük bebeğimle gördü bizi, uzaktan selamladı, çok bakmadı. artık diğerleri anlamasın diye mi? bakmak istemedi diyemi? bilmiyorum. boşandığımı biliyor. hayat hakkında konuşuyorduk çalışırken vs… neyse, bugüne dönelim.
ben evrak bekliyorum diye oturuyorum, o evine gitmeden arkadaşlarıyla konuşmak için oturuyor. benim evrak hala gelmedi. o ortamından kalktı, bebeğimle benim yanıma geldi. normalde diğer bebeğim yanımdaysa herkes onu seviyor, küçük bebeğimi çok görmüyorlar bile… o geldi, bana gülümsedi, bebeğimin yanına eğildi, onunla konuştu, adını sordu, elini sıktı ve en kalbimin dışardan duyuluyor mu şuan dediğim şey gerçekleşti;
bebeğimin saçını okşadı ve başından öpmek için uzandı. bu arada nasıl tutuyorum kendimi, aşırı tepki vermemeliyim, sadece gülümse geç, sakın gülme, çok mutlu olduğunu gösterme diye nasıl kasıyorum anlatamam. içim kıpır kıpır… tınlanmayan bebeğimle ilgilendi. ben nerelere gideyim? ben manyak oldum galiba.
havadan nem mi kapıyorum ya? bi’ ince harekete düşecek kadar mı kötü davranıldı bana? yemin ederim çözemiyorum.
of offf. bitmedi.
ben salak eve geldim, kırk bin yıl önce kapanan devirdeki facebook olayına girdim. adı soyadı zaten ezberimde, direkt onu arattım, ve tüm ihtişamıyla orada duruyordu. ilkokuldan tut, şimdiye kadar kimle çalıştıysam, patronlarım dahil herkesi arkadaş ekledim. gerizekalıyım ben. iş hayatını hiç karıştırmadım özel hayatıma bak al mis gibim oldu şimdi. sonra dank etti. lan dedim burada arkadaşlarını gizleme olayı vardı. kitleyim bari de 5 kişiyle rezil olmayayım. hahahahahhahahahhaha… yaaa! nasıl… neyse…
zaaaaaar, zor, mideme kramp girdi düşünmekten. acabalarda boğuldum. yine de o boku yedim evet.
adını milyonuncu kez arat… arkadaş ekle. done.
bin kere dedim kendime bak gerizekalı, sakın sakın iş hayatıyla özel hayatı birbirine karıştırma. iş yerinden kimseyle dışarda arkadaş olma. orada olan orda kalsın, çalış, konuşma, dinleme, çalış, dön evine.
gerizekalı gibi bi’ boş bakış, bi’ yarım gülüşe kanmak üzereyim. belki de kandım, henüz o raddedemiyim emin olamıyorum.
çok kibar birine sırf gözleri güzel diye, çene yapısı ve dişleri güzel görünüyor diye, sırf onunla çalışmak, diğer insanları görmekten daha iyi hissettiriyor diye, çok güzel kirpikleri var diye, okumayı seven biri diye, kültürlü ve hoşgörülü diye, sırf diğerleriyle dalga geçip benle geçmiyor sessizce birlikte gülmeye başladık diğerlerine diye, sırf burnu güzel diye, bi’ kaç kelime türkçe biliyor ve beni gördüğünde türkçe günaydın diyor diye, başkalarından bunalıp, gözleriyle beni arayıp, gözlerini deviriyor o insandan şikayetçiymişcesine diye, beni güldürmeye çalışıyor diye, sırf ses tonu bana yumuşak diğerlerine hoyrat diye tutulmak üzereyim. engel olamıyorum onun bana kitap okuması nasıl olurdu, benimle aynı evde yaşaması nasıl olurdu diyen düşüncelerime…
bugün çalışmadığım halde düzenli yapılan teste gittim iş yerindeki. bu mecburi bir şey. her çalışan gelmek zorunda. onun vardiyası bitmiş bahçede diğer çalışanlarla oturuyordu. küçük bebeğimle gördü bizi, uzaktan selamladı, çok bakmadı. artık diğerleri anlamasın diye mi? bakmak istemedi diyemi? bilmiyorum. boşandığımı biliyor. hayat hakkında konuşuyorduk çalışırken vs… neyse, bugüne dönelim.
ben evrak bekliyorum diye oturuyorum, o evine gitmeden arkadaşlarıyla konuşmak için oturuyor. benim evrak hala gelmedi. o ortamından kalktı, bebeğimle benim yanıma geldi. normalde diğer bebeğim yanımdaysa herkes onu seviyor, küçük bebeğimi çok görmüyorlar bile… o geldi, bana gülümsedi, bebeğimin yanına eğildi, onunla konuştu, adını sordu, elini sıktı ve en kalbimin dışardan duyuluyor mu şuan dediğim şey gerçekleşti;
bebeğimin saçını okşadı ve başından öpmek için uzandı. bu arada nasıl tutuyorum kendimi, aşırı tepki vermemeliyim, sadece gülümse geç, sakın gülme, çok mutlu olduğunu gösterme diye nasıl kasıyorum anlatamam. içim kıpır kıpır… tınlanmayan bebeğimle ilgilendi. ben nerelere gideyim? ben manyak oldum galiba.
havadan nem mi kapıyorum ya? bi’ ince harekete düşecek kadar mı kötü davranıldı bana? yemin ederim çözemiyorum.
of offf. bitmedi.
ben salak eve geldim, kırk bin yıl önce kapanan devirdeki facebook olayına girdim. adı soyadı zaten ezberimde, direkt onu arattım, ve tüm ihtişamıyla orada duruyordu. ilkokuldan tut, şimdiye kadar kimle çalıştıysam, patronlarım dahil herkesi arkadaş ekledim. gerizekalıyım ben. iş hayatını hiç karıştırmadım özel hayatıma bak al mis gibim oldu şimdi. sonra dank etti. lan dedim burada arkadaşlarını gizleme olayı vardı. kitleyim bari de 5 kişiyle rezil olmayayım. hahahahahhahahahhaha… yaaa! nasıl… neyse…
zaaaaaar, zor, mideme kramp girdi düşünmekten. acabalarda boğuldum. yine de o boku yedim evet.
adını milyonuncu kez arat… arkadaş ekle. done.
devamını gör...
z kuşağı
gelecek adına kendilerine çok güvendiğim bir kuşaktır. bazı zamanlar, umutsuzluk içinde gördüğüm bu kuşaktan, umutlarını hiçbir zaman kaybetmemelerini rica ediyorum. ve hayatı ve tüm canlıları sevmekten geri durmamalarını.
devamını gör...
normal sözlük eksi oy referandumu
diğer platformlar ile burayı ayıran en önemli özellik eksi butonu olmaması,kötü kullanılacağı belli.insanları soğutmamak lazım.
edit:eğer gelirse her şey başlamadan biter.
edit:eğer gelirse her şey başlamadan biter.
devamını gör...
kitap okumanın çok abartılması
okumayanların çoğunlukta olduğu, çok okumayanların ise okuduğunu bile anlamadığı ülkelerin halini bizzat yaşayarak tecrübe ettiğimizden ne kadar abartsak azdır.
devamını gör...
metro turizm'in insan kaçakçılığı yapması
uzun zaman önce, şehirlerarası otobüs firması olmaktan çıkıp organize suç örgütü olarak tersine evrimleşmiş ne idüğü belirsiz bir oluşumun şaşırtmayan son icraatı.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
dağlarda bir çin lokantasıydık senle ben
müşterisiz
mütemadiyen ağlamaklı
için için eğlenceli
temiz...
çevresinde çizgifilm hayvanlarının oynaştığı
bir çin lokantasıydık dağlarda senle ben
bir tahta masa, iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz!
küçük iskender...
müşterisiz
mütemadiyen ağlamaklı
için için eğlenceli
temiz...
çevresinde çizgifilm hayvanlarının oynaştığı
bir çin lokantasıydık dağlarda senle ben
bir tahta masa, iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz!
küçük iskender...
devamını gör...
kütle vs ağırlık
fizikte, biri madde miktarı, diğeri kuvvet ölçüsü olan 2 kavram arasındaki farklılık. bir benzeri için (bkz: hız ve sürat farkı)
kütle, belirli bir maddenin miktarıdır. fizikte genellikle m harfi ile gösterilir. "50 kiloyum" gibi bir cümle kurduğunuzda bahsettiğiniz şey, sizin kütlenizdir. yani kilogram, gram gibi birimlerle ifade edilir kütle. eşit kollu terazi ile ölçülür.
ağırlık ise belirli bir kütledeki madde üzerine, üzerinde bulunulan gezegen tarafından uygulanan kuvvettir. dinamometre ile ölçülür.
***
newton'un meşhur 2. yasasındaki f = m.a formülü ile bu iki kavram arasındaki ilişkiyi daha iyi anlayabilirsiniz.
az önceki 50 kg örneğinden gidelim. formülde a dediğimiz değer, yer çekimi ivmesidir. bu değer yaklaşık olarak 9.8 m/s^2 olarak ölçülür.
formülde kütlenizi ve a değerini yerine koyduğunuzda, üzerinize etkiyen kuvvet 490 newton olur. işte bu da dünya üzerindeki ağırlığınızdır.
***
"hangi gezegende kaç kilo gelirsiniz" temalı caps'ler, yukarıda yazdığım sebepten hatalıdır. nereye giderseniz gidin, sizi oluşturan maddenin miktarı, yani kütleniz değişmez. değişen şey, gittiğiniz gezegenin size uygulayacağı kuvvet, dolayısıyla ağırlığınızdır. bu nedenle soruyu "hangi gezegende ne kadar ağırsınız" şeklinde sormak ve sayıları kg ile değil newton ile ifade etmek gerekir.
kütle, belirli bir maddenin miktarıdır. fizikte genellikle m harfi ile gösterilir. "50 kiloyum" gibi bir cümle kurduğunuzda bahsettiğiniz şey, sizin kütlenizdir. yani kilogram, gram gibi birimlerle ifade edilir kütle. eşit kollu terazi ile ölçülür.
ağırlık ise belirli bir kütledeki madde üzerine, üzerinde bulunulan gezegen tarafından uygulanan kuvvettir. dinamometre ile ölçülür.
***
newton'un meşhur 2. yasasındaki f = m.a formülü ile bu iki kavram arasındaki ilişkiyi daha iyi anlayabilirsiniz.
az önceki 50 kg örneğinden gidelim. formülde a dediğimiz değer, yer çekimi ivmesidir. bu değer yaklaşık olarak 9.8 m/s^2 olarak ölçülür.
formülde kütlenizi ve a değerini yerine koyduğunuzda, üzerinize etkiyen kuvvet 490 newton olur. işte bu da dünya üzerindeki ağırlığınızdır.
***
"hangi gezegende kaç kilo gelirsiniz" temalı caps'ler, yukarıda yazdığım sebepten hatalıdır. nereye giderseniz gidin, sizi oluşturan maddenin miktarı, yani kütleniz değişmez. değişen şey, gittiğiniz gezegenin size uygulayacağı kuvvet, dolayısıyla ağırlığınızdır. bu nedenle soruyu "hangi gezegende ne kadar ağırsınız" şeklinde sormak ve sayıları kg ile değil newton ile ifade etmek gerekir.
devamını gör...
yeşil nickli yazarları beğenmiyoruz kampanyası
zaten beğenmiyorsunuz lan dediğim başlıktır.
bu arada katıldığım kampanyadır.
kendini yeşil diye hulk zanneden yazarlara iyi bir ders vermiş oluruz.
bu arada katıldığım kampanyadır.
kendini yeşil diye hulk zanneden yazarlara iyi bir ders vermiş oluruz.
devamını gör...
yazarların doğmuş olmak istedikleri ülke
norveç.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
normalde çiçek bakımı konusunda başarılı değilim kendi isteğimle çiçek alıp bakayım diye bir girişimim olmadı şimdiye kadar.
bu çiçeği de arkadaşım taşınırken bırakmıştı bana, o yüzden yeri ayrı. o kadar zahmetsiz ama o kadar güzel ki. açmadan önce tomurcuguna dokunursanız küsüyor ve bırakıyor kendini dalından. açana kadar sabırla beklemeniz gerekiyor. birkaç gündür bekliyordum bugün açmış yine iki gözümün çiçeği, 1-2 gün bakar bakar mutlu olurum. *
bu çiçeği de arkadaşım taşınırken bırakmıştı bana, o yüzden yeri ayrı. o kadar zahmetsiz ama o kadar güzel ki. açmadan önce tomurcuguna dokunursanız küsüyor ve bırakıyor kendini dalından. açana kadar sabırla beklemeniz gerekiyor. birkaç gündür bekliyordum bugün açmış yine iki gözümün çiçeği, 1-2 gün bakar bakar mutlu olurum. *

devamını gör...
yazarların en sevdiği atasözü
anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
devamını gör...
kadınları itici yapan detaylar
insanları itici yapan detaylar olarak değiştirilse ya başlık. kadınların yaptığı çoğu şeyi erkekler de yapıyor.
ayrıca bi bitmedi kadınları kategorize etme sevdanız.
ayrıca bi bitmedi kadınları kategorize etme sevdanız.
devamını gör...
kısa sürede kilo vermek için yapılması gerekenler
kısa sürede kilo vermeye çalışmamak.
devamını gör...
hatay
özellikle yemek kültürleriyle damak zevkime fazlasıyla hitap eden şehrimizdir. oraya bir süre gidip kilo almadan dönmek gerçekten zor. bir de bayaa meze kültürleri vardır. hataylı arkadaşım bizim yediklerimizin meze olmadığını iddia eder. gidilip görülmesi, gezilmesi, en çok da yemeklerinden yenilmesi gereken bir şehirdir. ayrıca birçok kültüre ev sahipliği yapmanın izlerini de hala taşır. sokaklarda yarı arapça yarı türkçe konuşan insanlar çoktur.
devamını gör...
en uzak mesafe
hayallerim..
devamını gör...
öğle uykusu
biraz öğle kestirmesi diye yatılan, dozunu ayarlayamayınca akşam ezanında kalkılan, tatlıyı tuzluya çeviren aktivite. arkası da sersemlik, baş ağrısı, gece uykusundan mahrumiyet ve derin bir pişmanlık.
devamını gör...
fransa'dan mutasyonların covid aşısının etkinliğini azalttığı açıklaması
tam tersi bir açıklamayı bakan beyden bekliyorum.
devamını gör...