anormal sözlük haber ajansı
host modern darbe girişimine tanımlarıyla kafa atan kahramanlar üzerine
evet değerli okuryazarlar, malumunuz olduğu üzere, 28 şubat'ın ilk dakikalarıyla birlikte sözlüğümüzde host modern bir darbe girişimi yaşandı.
bu hayın girişimin perde arkasını ve o gece yaşananları, kafa sözlük haber ajansı olarak sizler için araştırdık.
aldığımız bilgilere göre hainler sürüsü ilk olarak hostumuza postu sermeye çalışmışlar. bu esnada iko ve yanındakiler darbecilerle sıcak çatışmaya girmiş. yoldaş durumu haber alır almaz bulunduğu yeri terk ederek, sırra kadem basmış. iyi ki de öyle olmuş zira yoldaş'ın evini terk etmesini müteakip, özel eğitim görmüş limon timi yoldaşın evini basma girişiminde bulunmuş.
bu esnada yoldaşı korumak için patagonyalı ve bir grup özel harekat moderatörünün evin bulunduğu bölgeye intikal ederek, limon timini geri püskürttüğünden bahsediliyor. bize aktarılan bilgilere göre çok bordagallı çatışmalar yaşanmış.
hosta erişimin kesilmesi ile birlikte, kafa sözlüğe posta koyduklarından iyice emin olan darbeciler, bu seferde sözlük radyosuna baskın düzenleyerek, o esnada radyoda nöbetçi olarak yayın yapmakta olan supportgirl'ü rehin almak suretiyle, radyoyu ele geçirmişler ve supportgirl'e darbe bildirisini okuması için baskı yapmışlar. değerli arkadaşımız bu duruma direnince, kendisini ekşi bir limon marifetiyle bayıltıp, radyo'dan bildirilerini kendileri okumaya başlamışlar.
yöneticilerden aldığımız bilgiye göre kendisine ''yurtta limon, dünyada limon konseyi'' adını veren bu gurubun bildiriyi okuduğu esnada, gomercan duruma uyanarak, anında müdahale etmiş ve link hatlarının kesilmesini sağlamış. böylece girişim başarısızlığa uğratılmış.
tabi tüm bunlar yaşanırken yazarlarımızın yaptığı kahramanlıkları da es geçmememiz lazım. tartarus mahlaslı yazarımız sıcak çatışmaların yaşandığı o anlarda kafa store'dan toplayabildiği kadar t-shirt toplayıp, soluğu saldırıya uğrayan başlıklarda almış. cabbarus tanklarının egzoz deliklerine, topladığı t-shirtleri tıkayarak, tankları etkisiz hale getirmiş ve böylece yönetimin elini ciddi anlamda rahatlatmış.
helios'un da yazarlara destek vermek için meydanlara indiği ve sapanla bir l-16'yı indirdiği gelen bilgiler arasında. uykusuz kahvenin ise tüm bu olanlar karşısında çok sinirlendiğini ve köpürerek, üzerlerinde uçmakta olan haylazkopterlere, kafein bombardımanı yaptığını ilk ağızdan doğrulamış bulunuyoruz.
mellisho ve kadıköy beyefendisinin ise ellerinde kamera ile olanları kaydettiklerinden bahsediliyor. mellisho'nun kendisini mücadeleye katılmaya çağıran yazarlara, ''ben çatışmalara bulaşmam, sanat adamıyım, sadece olanları kaydederim arkadaş!'' diyerek çıkıştığı söyleniyor.
yazar arkadaşlarımızdan yedinci dem ise, ''dem bu demdir!'' diyerek kendisini başlıklara atmış ve yazarların moralini yüksek tutmak için yazdığı kahramanlık şiirlerini, gür ve yüksek bir sesle, hiçbir şeyden çekinmeden okumuş, yazar arkadaşlarına moral motivasyon anlamında yardımcı olmuştur.
ortalığın yangın yerine döndüğü bu sıcak saatlerde, bal porsuğu ise ''bu alemin en delikanlı porsuğu benim'' diyerek yanındaki arkadaşları ile birlikte özel harekat daire başlığında mahsur kalan, hi my i run'ın imdadına yetişerek, gecenin en güzel hareketlerinden birini yapmıştır.
yönetici arkadaşlardan aldığımız bilgilere göre, pavlov'un göbeği, tüm bu olanları göbeğini kaşıyarak izlemiş;. ''bahar etkinliklerini hazırlayacaktım, şimdi darbenin sırası mıydı?'' şeklinde serzenişte bulunmuş.
hainlere karşı en etkili direnişi gösterenlerin başında ise ''nerinin metaforu'' geliyor. darbe girişiminin başladığı ilk andan itibaren, başlattığı metafor bombardımanı ile limonları dumura uğratan yazarımız, yoldaş'ın açıklama yaptığı ana kadar hiç durmadan mücadele etti. bu esnada ivan milinski'nin de kaza metaforuna kurban gittiği, ''allah çarpsın ban yedim zannettim.'' diye acıyla başlıklarda bağırdığı gözlerden kaçmadı. ilk yardım için tentürdiyot'un olay yerine intikal ettiği an ise tüm yazarların gözlerinden birer damla yaş süzülmesine sebep oldu.
tabi burada eraa'ya da bir parantez açmak lazım; görevinden ayrılmasına rağmen sivil kıyafetleriyle meydanlara inen eski yönetici, hazall'ı sıkıştığı, çöp kamyonlarının arasından kahramanca çıkararak. sözlükteki birlik ve bütünlüğü dosta düşmana göstermiş oldu.
evet değerli dostlar, sözlük için çok zor bir geceydi. burada adını anamadığımız onlarca yazar ve yönetici, tüm yaşananların karşısında dimdik durdu. yeri geldiğinde limonlara kafa atan, yeri geldiğinde onları sıkıp limonataya çeviren bu kahramanlar için ne yazsak azdır. hep var olsunlar! adları hep yaşayacaktır.
bortagalları attığınız kollarınıza zeval gelmez inşallah.
açık, mert, korkusuz kafa haber ajansını okudunuz.
sürç-i lisan ettiysek af ola!
önemli not: bu yazıda ismi geçmeyen kahramanlarımızın hikayeleri ilerleyen bültenlerde, özel dosyalar halinde yayınlanacaktır.
evet değerli okuryazarlar, malumunuz olduğu üzere, 28 şubat'ın ilk dakikalarıyla birlikte sözlüğümüzde host modern bir darbe girişimi yaşandı.
bu hayın girişimin perde arkasını ve o gece yaşananları, kafa sözlük haber ajansı olarak sizler için araştırdık.
aldığımız bilgilere göre hainler sürüsü ilk olarak hostumuza postu sermeye çalışmışlar. bu esnada iko ve yanındakiler darbecilerle sıcak çatışmaya girmiş. yoldaş durumu haber alır almaz bulunduğu yeri terk ederek, sırra kadem basmış. iyi ki de öyle olmuş zira yoldaş'ın evini terk etmesini müteakip, özel eğitim görmüş limon timi yoldaşın evini basma girişiminde bulunmuş.
bu esnada yoldaşı korumak için patagonyalı ve bir grup özel harekat moderatörünün evin bulunduğu bölgeye intikal ederek, limon timini geri püskürttüğünden bahsediliyor. bize aktarılan bilgilere göre çok bordagallı çatışmalar yaşanmış.
hosta erişimin kesilmesi ile birlikte, kafa sözlüğe posta koyduklarından iyice emin olan darbeciler, bu seferde sözlük radyosuna baskın düzenleyerek, o esnada radyoda nöbetçi olarak yayın yapmakta olan supportgirl'ü rehin almak suretiyle, radyoyu ele geçirmişler ve supportgirl'e darbe bildirisini okuması için baskı yapmışlar. değerli arkadaşımız bu duruma direnince, kendisini ekşi bir limon marifetiyle bayıltıp, radyo'dan bildirilerini kendileri okumaya başlamışlar.
yöneticilerden aldığımız bilgiye göre kendisine ''yurtta limon, dünyada limon konseyi'' adını veren bu gurubun bildiriyi okuduğu esnada, gomercan duruma uyanarak, anında müdahale etmiş ve link hatlarının kesilmesini sağlamış. böylece girişim başarısızlığa uğratılmış.
tabi tüm bunlar yaşanırken yazarlarımızın yaptığı kahramanlıkları da es geçmememiz lazım. tartarus mahlaslı yazarımız sıcak çatışmaların yaşandığı o anlarda kafa store'dan toplayabildiği kadar t-shirt toplayıp, soluğu saldırıya uğrayan başlıklarda almış. cabbarus tanklarının egzoz deliklerine, topladığı t-shirtleri tıkayarak, tankları etkisiz hale getirmiş ve böylece yönetimin elini ciddi anlamda rahatlatmış.
helios'un da yazarlara destek vermek için meydanlara indiği ve sapanla bir l-16'yı indirdiği gelen bilgiler arasında. uykusuz kahvenin ise tüm bu olanlar karşısında çok sinirlendiğini ve köpürerek, üzerlerinde uçmakta olan haylazkopterlere, kafein bombardımanı yaptığını ilk ağızdan doğrulamış bulunuyoruz.
mellisho ve kadıköy beyefendisinin ise ellerinde kamera ile olanları kaydettiklerinden bahsediliyor. mellisho'nun kendisini mücadeleye katılmaya çağıran yazarlara, ''ben çatışmalara bulaşmam, sanat adamıyım, sadece olanları kaydederim arkadaş!'' diyerek çıkıştığı söyleniyor.
yazar arkadaşlarımızdan yedinci dem ise, ''dem bu demdir!'' diyerek kendisini başlıklara atmış ve yazarların moralini yüksek tutmak için yazdığı kahramanlık şiirlerini, gür ve yüksek bir sesle, hiçbir şeyden çekinmeden okumuş, yazar arkadaşlarına moral motivasyon anlamında yardımcı olmuştur.
ortalığın yangın yerine döndüğü bu sıcak saatlerde, bal porsuğu ise ''bu alemin en delikanlı porsuğu benim'' diyerek yanındaki arkadaşları ile birlikte özel harekat daire başlığında mahsur kalan, hi my i run'ın imdadına yetişerek, gecenin en güzel hareketlerinden birini yapmıştır.
yönetici arkadaşlardan aldığımız bilgilere göre, pavlov'un göbeği, tüm bu olanları göbeğini kaşıyarak izlemiş;. ''bahar etkinliklerini hazırlayacaktım, şimdi darbenin sırası mıydı?'' şeklinde serzenişte bulunmuş.
hainlere karşı en etkili direnişi gösterenlerin başında ise ''nerinin metaforu'' geliyor. darbe girişiminin başladığı ilk andan itibaren, başlattığı metafor bombardımanı ile limonları dumura uğratan yazarımız, yoldaş'ın açıklama yaptığı ana kadar hiç durmadan mücadele etti. bu esnada ivan milinski'nin de kaza metaforuna kurban gittiği, ''allah çarpsın ban yedim zannettim.'' diye acıyla başlıklarda bağırdığı gözlerden kaçmadı. ilk yardım için tentürdiyot'un olay yerine intikal ettiği an ise tüm yazarların gözlerinden birer damla yaş süzülmesine sebep oldu.
tabi burada eraa'ya da bir parantez açmak lazım; görevinden ayrılmasına rağmen sivil kıyafetleriyle meydanlara inen eski yönetici, hazall'ı sıkıştığı, çöp kamyonlarının arasından kahramanca çıkararak. sözlükteki birlik ve bütünlüğü dosta düşmana göstermiş oldu.
evet değerli dostlar, sözlük için çok zor bir geceydi. burada adını anamadığımız onlarca yazar ve yönetici, tüm yaşananların karşısında dimdik durdu. yeri geldiğinde limonlara kafa atan, yeri geldiğinde onları sıkıp limonataya çeviren bu kahramanlar için ne yazsak azdır. hep var olsunlar! adları hep yaşayacaktır.
bortagalları attığınız kollarınıza zeval gelmez inşallah.
açık, mert, korkusuz kafa haber ajansını okudunuz.
sürç-i lisan ettiysek af ola!
önemli not: bu yazıda ismi geçmeyen kahramanlarımızın hikayeleri ilerleyen bültenlerde, özel dosyalar halinde yayınlanacaktır.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
bir gün korona vakası türkiye'de iki kişide olduğunda kısıtlamalar gelmeden çamaşır suyu ve sirke almak için markete gitmiştim. gitmişken komşuya uğradım, kızına evde ders veriyordum bana müthiş bir çiçek seçmiş, teşekkür niyetine almış ve eve dönüşüm 5dk bir yol olsa da, bir elimde çiçek buketi, diğerinde de çamaşır suyu ve sirkeyle eve gidiyordum. karanlıktı. karşıma takım elbisesi yaşlı bir bay geldi ve ikimiz yokuş aşağı giden bir sokağın kenarından geçmeliydik. dede demeye kıyamadığım istanbul beyefendisi kibarca "buyrun geçiniz.", dedi sonra ona kibarca "hayır efendim, siz geçiniz", dedim. o da "olur mu hanımefendi siz geçiniz lütfen", diye istirham etti. ben de bir an istanbul'un sokağında aceba kimse yokken istemeden bir nostalji film çekimine denk gelip gelmediğimi düşündüm. sonra geçtim ve "çok teşekkür ederim efendim, size iyi akşamlar dilerim." dedim, o ise ben "size teşekkür ederim, sağlıcakla kalın.", dedi. ne elimde olan çiçek kaldı, ne de eski mahalleme geri döndüm. taşındım oradan dedeyi böyle arada anıp dua ederim. allah uzun ömürler versin sevdikleriyle. ne kibar bir beyefendi idi.
devamını gör...
başa gelen iğrenç olaylar
midemi kötü üşütmem sebebiyle uzun süreli otobüs yolculuğumda 7-8 kez kusmuştum.ders kaydı var zorunlu gitmem de gerekiyor. ne yolda inebiliyorum ne de geri dönebiliyorum.özellikle yanımda oturan ve yakın olan tüm yolculardan çok utanmıştım. elimden de bir şey gelmiyor.bitip bitip tekrar başlıyor,rezaletti.
girne asker hastanesinde refakatçi kaldığım günlerde(emir üzerine) gördüklerim de iğrençti.hasta askerlerle tuvalete gir,kusana poşet tut vs...
girne asker hastanesinde refakatçi kaldığım günlerde(emir üzerine) gördüklerim de iğrençti.hasta askerlerle tuvalete gir,kusana poşet tut vs...
devamını gör...
şaman
yakutça ojun, moğolca büga udagan, türkçe-tatarca kam, kırgızca-kazakça bakşı (baksı) sözcükleri şaman sözcüğünü anlamca karşılar. şaman, tanrılar ve ruhlara insanlar arasında aracılık yapma gücü olduğuna inanılan kişidir. kamlık (şamanlık) sanatı, öğrenmekle elde edilmez. kam olmak için belli başlı bir kamın neslinden olmak gerekir. bazı insanlara göre; geçmiş kam ataların ruhundan biri kam olacak torununa musallat olur, onu kam olmaya zorlar. ata ruhu musallat olan kişi şamanlığı kabul etmek istemezse delirir. şamanlık istidadı göstermeye başlayan kişi, ihtiyar ve tecrübeli bir şamandan eğitim almaya başlar. eğitimi tamamlayan şamana ihtiyar şamanın gözetiminde ilk ayini yaptırılır ve şaman böylece gerçek kam sıfatıyla ayin yapmaya yetki kazanır. toplumda şamanın sağaltma (tedavi), tanrıya kurban sunma, dinsel törenleri yönetme, kötü ruhları kovma, doğa ve tabiat ruhlarıyla iletişim kurma gibi görevleri vardır.
konuyla ilgili merak ettikleriniz için mesaj kutumu portakallarsanız bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışırım.
konuyla ilgili merak ettikleriniz için mesaj kutumu portakallarsanız bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışırım.
devamını gör...
ay'ı kimler yaptı
christopher knight ve alan butler tarafından yazılmış bir acayip kitap.

kitabın arka kapağından alıntı:
ay'ın nasıl oluştuğuna dair bugün için bilimsel olarak kesin bir açıklama getirilememiştir. çünkü önceden ileri sürülen tezler, daha sonraları geçerliliğini yitirmiş durumdadır. başta nasa olmak üzere yapılan tüm bilimsel araştırmalar, ay'ın fiziksel yapısının dünyamız'dan tamamen farklı olduğunu göstermiş ve bir zamanlar ileri sürüldüğü gibi ay'ın dünya'dan kopan bir gök cismi olmadığını ispatlamıştır. nasa yaptığı açıklamada ay'ın içinin boş olduğunu ve böyle bir durumun hiç bir gök cisminde normal şartlarda olmaması gerektiğini vurgulamıştır. konunun bir başka ilginç yanı da ay'ın güneş'ten kopan bir gök cismi olmadığını da yapılan araştırmalar ortaya koymuştur. uydumuz ay adeta evrenin başka bir köşesinden alınıp yörüngemize yerleştirilmiş gibidir!... eldeki verilere göre ay içi boş ve yapay bir uydudur!... dünyamız ve ay'la ilgili tüm bildiklerinizi sorgulayacak bilimsel kanıtları, olağanüstü ama mantıklı iddialarla bu kitapta bulacaksınız.
kitap, uydumuz ay'ın nasıl oluştuğuna dair sorular soruyor ve cevaplar arıyor. ancak bana göre, çıkış noktası son derece hatalı. zira nasa'nın, ay'ın içinin "boş" olduğuna dair bir çalışması olmadığı gibi, kendi sitesinde iç yapısı hakkında oldukça detaylı bilgi var. üstelik çarpma fırlatma kuramı da ay'ın dünya'dan kopan bir cisim olduğunu yalanlamaz, aksine doğrular ve en çok kabul gören kuramdır şu an için. haddinden fazla komplo teorisyenliği barındıran bir kitap ne yazık ki.

kitabın arka kapağından alıntı:
ay'ın nasıl oluştuğuna dair bugün için bilimsel olarak kesin bir açıklama getirilememiştir. çünkü önceden ileri sürülen tezler, daha sonraları geçerliliğini yitirmiş durumdadır. başta nasa olmak üzere yapılan tüm bilimsel araştırmalar, ay'ın fiziksel yapısının dünyamız'dan tamamen farklı olduğunu göstermiş ve bir zamanlar ileri sürüldüğü gibi ay'ın dünya'dan kopan bir gök cismi olmadığını ispatlamıştır. nasa yaptığı açıklamada ay'ın içinin boş olduğunu ve böyle bir durumun hiç bir gök cisminde normal şartlarda olmaması gerektiğini vurgulamıştır. konunun bir başka ilginç yanı da ay'ın güneş'ten kopan bir gök cismi olmadığını da yapılan araştırmalar ortaya koymuştur. uydumuz ay adeta evrenin başka bir köşesinden alınıp yörüngemize yerleştirilmiş gibidir!... eldeki verilere göre ay içi boş ve yapay bir uydudur!... dünyamız ve ay'la ilgili tüm bildiklerinizi sorgulayacak bilimsel kanıtları, olağanüstü ama mantıklı iddialarla bu kitapta bulacaksınız.
kitap, uydumuz ay'ın nasıl oluştuğuna dair sorular soruyor ve cevaplar arıyor. ancak bana göre, çıkış noktası son derece hatalı. zira nasa'nın, ay'ın içinin "boş" olduğuna dair bir çalışması olmadığı gibi, kendi sitesinde iç yapısı hakkında oldukça detaylı bilgi var. üstelik çarpma fırlatma kuramı da ay'ın dünya'dan kopan bir cisim olduğunu yalanlamaz, aksine doğrular ve en çok kabul gören kuramdır şu an için. haddinden fazla komplo teorisyenliği barındıran bir kitap ne yazık ki.
devamını gör...
istanbul hatırası (ahmet ümit)
bir ahmet ümit kitabıdır.
ve bence çok başarılı bir kitaptır sadece verdiği tarihi bilgiler bile çok keyifli ve kıymetlidir.
eğer polisiye kitaplar okuyan bir kişiyseniz polisiye tarafı sizi doyurmayabilir ama arada sırada okuyorsanız çok memnun kalarak okursunuz.
kitap tamamen istanbulu seven hatta istanbula aşık bir yazarın elinden çıkmış. istanbul ve istanbul değerlerinin etrafında güzel bir kurgu dolaşıyor ve sizde severek okuyorsunuz.
zaten kitabın arka kısmında kaynak bölümünde ahmet ümit abinin okuduğu yararlandığı eserler verilmiş çok detaylı bir yazım süreci olduğu çok belli.
tek üzücü kısmı ise olayları erken çözmüş olmamdı. ben öyle sürekli polisiye okuyan birisi olmama rağmen olayı çözdüm. ulan balığa giden herifler neden masaya tuttukları balıkları getirmezler. orada direkt çözdüm mevzuyu.
ayrıca çok fazla tutarsız eksiklik vardı ama rahatsız olmadım.
profesyonel şekilde kitap mı okunur lan. herif adli tıpta çalışıyor almış okumuş kitabı bu niye böyle şu niye böyle diyor.
polisiye sevenlerin okuması gereken bir kitap keyifle okuyacaklarına eminim. ayrıca istanbul sevenler zaten kaçırmadan okumalıdır.
ve bence çok başarılı bir kitaptır sadece verdiği tarihi bilgiler bile çok keyifli ve kıymetlidir.
eğer polisiye kitaplar okuyan bir kişiyseniz polisiye tarafı sizi doyurmayabilir ama arada sırada okuyorsanız çok memnun kalarak okursunuz.
kitap tamamen istanbulu seven hatta istanbula aşık bir yazarın elinden çıkmış. istanbul ve istanbul değerlerinin etrafında güzel bir kurgu dolaşıyor ve sizde severek okuyorsunuz.
zaten kitabın arka kısmında kaynak bölümünde ahmet ümit abinin okuduğu yararlandığı eserler verilmiş çok detaylı bir yazım süreci olduğu çok belli.
tek üzücü kısmı ise olayları erken çözmüş olmamdı. ben öyle sürekli polisiye okuyan birisi olmama rağmen olayı çözdüm. ulan balığa giden herifler neden masaya tuttukları balıkları getirmezler. orada direkt çözdüm mevzuyu.
ayrıca çok fazla tutarsız eksiklik vardı ama rahatsız olmadım.
profesyonel şekilde kitap mı okunur lan. herif adli tıpta çalışıyor almış okumuş kitabı bu niye böyle şu niye böyle diyor.
polisiye sevenlerin okuması gereken bir kitap keyifle okuyacaklarına eminim. ayrıca istanbul sevenler zaten kaçırmadan okumalıdır.
devamını gör...
yazarların yirmi beş bin tl ile yapacakları
gider bitcoin alırım, napacağım başka.
devamını gör...
deniz kızı
bu şarkıyı paylaşmak için özellikle bugünü ve bu saati bekledim.* dinleyenler fazla melankolik bulacak belki ama bu şarkı çok anlamlı benim için.
taladro'nun 2013 yılında çıkardığı ve her şeyini çok sevdiğim şarkısıdır.
şarkının başlarında ismail abi'nin sesine yer verdiği için ayrıca seviyorum.
××
sabahın beş buçuğu, kendimi mesafelere odakladım
uykular haram, orada morarıyorken dudakların
...
aynı yerde aynı havayı soluyorken de dahi
seni kaybettiğim limana tеkrar dönememek gibi
taladro'nun 2013 yılında çıkardığı ve her şeyini çok sevdiğim şarkısıdır.
şarkının başlarında ismail abi'nin sesine yer verdiği için ayrıca seviyorum.
××
sabahın beş buçuğu, kendimi mesafelere odakladım
uykular haram, orada morarıyorken dudakların
...
aynı yerde aynı havayı soluyorken de dahi
seni kaybettiğim limana tеkrar dönememek gibi
devamını gör...
bakan olsa ülkeyi kalkındıracak 6 kişi
ayhan sicimoglu kültür ve turizm bakanı olsa ülkenin tanıtımi ve imajı açısından çok etkili olabilecek kişidir.
devamını gör...
kraken
kraken, iskandinav mitolojisinde bulunan ve iskandinav balıkçıların baş belası olan efsanevi deniz canavarıdır. denizciler arasındaki efsaneye göre bir ada kadar büyüktür ve gemiyi uzanan kollarıyla kolaylıkla devirebilir.
devamını gör...
gülünmemesi gereken durumda gelen gülme isteği
ciddi ortamlarda başa gelen kötü bir durumdur. toplantı olabilir namaz olabilir kavga olabilir mahkeme salonu olabilir aniden böyle durumlarda gülme isteği gelir ve kendinizi tutmaya çalışırsınız. çok zor bir durumdur.
devamını gör...
kirpi otu
diğer adı ekinezya olan papatyagiller familyasına ait bitkidir. fitoterapide çayı immün sistemde etkilidir. aynı zamanda ağrı kesici özelliği taşımakla birlikte stres ve anksiyeteye de etkisi bilinmektedir.
devamını gör...
sıfır takipçisi olan bir yazarı ciddiye almak
ciddiyetsiz bir başlıktır.
devamını gör...
z kuşağını aşağılayan insan
eleştirmek ve aşağılamak birbirinden çok farklı eylemler. birini doğru bir üslupla eleştirirseniz karşıdakine faydanız dokunabilir. ama aşağılamanın hiçbir artısının olmadığı gibi birçok eksisi var.
z kuşağı emin olun kimseden ayrı bir ilgi veya sevgi beklemiyor. kendi kendine yetebilen bir kuşak olduğunu düşünüyorum. eleştirilere kapalı, dar zihniyetli değil. diğer kuşaklardan gelen kendilerine faydalı olacak eleştirileri kabul ederler*. ama onlara faydalı eleştirilerde bulunmaktansa insan ruhuna zarar veren aşağılamalarda bulunmak bazı insanların daha çok hoşuna gidiyor. bu da onların eksikliği, diyecek bir söz bulamıyorum.
z kuşağı emin olun kimseden ayrı bir ilgi veya sevgi beklemiyor. kendi kendine yetebilen bir kuşak olduğunu düşünüyorum. eleştirilere kapalı, dar zihniyetli değil. diğer kuşaklardan gelen kendilerine faydalı olacak eleştirileri kabul ederler*. ama onlara faydalı eleştirilerde bulunmaktansa insan ruhuna zarar veren aşağılamalarda bulunmak bazı insanların daha çok hoşuna gidiyor. bu da onların eksikliği, diyecek bir söz bulamıyorum.
devamını gör...
filtre kahvenin en yakın dostu
çikolata. her türlü kahvenin yanına gider.
devamını gör...
solucan deliği
kendisi başlı başına o kadar derin ve ilginç bir konu ki, "neden buna solucan deliği ismini vermişler?" diye merak edecek fırsatım bile olmamış, onu fark ettim geçenlerde. hakikaten, neden "solucan"dı? durup düşününce alakasız gibi geliyor ama aslında değil. çok yaratıcı ve basit bir tasvirden geliyor.
"solucan deliği"nin isim babası john wheeler. çıkış noktası ise elmalardaki solucanlar. ama şimdilik solucanları bir kenara bırakıp, bir de karıncalara geçelim. elmanın yüzeyinde yürüyen bir karınca düşünün. bu karınca için o elmanın yüzeyi evrenin bütünüdür. eğer ki bu söz konusu elmanın içinden bir de solucan geçmişse, karınca dostumuzun elmanın bir noktasından öteki noktasına gitmek için artık iki alternatifi olur. birincisi yüzeyde dolanmak. ikincisi ise solucanın açmış olduğu deliğin içinden geçerek gitmek. solucan deliği alternatifi elbette ki daha kısa; hatta karıncanın elma evrenindeki en kısa yol bu. lakin şöyle de bir durum var ki, solucan deliğinin içinden geçtiği elmanın iç kısmı karıncanın evreninin bir parçası değil. çünkü karıncanın evreni bu elmanın iki boyutlu olan yüzeyi. elmanın üç boyutlu bütünsel yapısı değil. elmanın iç kısmı da dolayısıyla bir üç boyutlu ya da hiperuzay oluyor bu durumda. elmanın iç yüzeyi karınca evreninin bir parçası değil, evet. peki ya deliğin başlangıç ve bitiş noktalarının yüzeyle kesiștiği noktalar? çünkü deliğin iç çeperleri de tıpkı yüzey gibi iki boyutlu; bu iç çeperlerin ve giriş çıkışların elma yüzeyiyle kesiștiği noktaların da karınca evrenine dahil olması gerekmez mi? gerekmeli gibi duruyor, ama değil. bu kısımlar karınca evreninin bir parçası değildir; karıncanın kendi evreninde a noktasından b noktasına ulaşma amacına hizmet eden bir kısa yoldur. iki yakayı bağlayan bir köprü gibi.
"solucan deliği"nin isim babası john wheeler. çıkış noktası ise elmalardaki solucanlar. ama şimdilik solucanları bir kenara bırakıp, bir de karıncalara geçelim. elmanın yüzeyinde yürüyen bir karınca düşünün. bu karınca için o elmanın yüzeyi evrenin bütünüdür. eğer ki bu söz konusu elmanın içinden bir de solucan geçmişse, karınca dostumuzun elmanın bir noktasından öteki noktasına gitmek için artık iki alternatifi olur. birincisi yüzeyde dolanmak. ikincisi ise solucanın açmış olduğu deliğin içinden geçerek gitmek. solucan deliği alternatifi elbette ki daha kısa; hatta karıncanın elma evrenindeki en kısa yol bu. lakin şöyle de bir durum var ki, solucan deliğinin içinden geçtiği elmanın iç kısmı karıncanın evreninin bir parçası değil. çünkü karıncanın evreni bu elmanın iki boyutlu olan yüzeyi. elmanın üç boyutlu bütünsel yapısı değil. elmanın iç kısmı da dolayısıyla bir üç boyutlu ya da hiperuzay oluyor bu durumda. elmanın iç yüzeyi karınca evreninin bir parçası değil, evet. peki ya deliğin başlangıç ve bitiş noktalarının yüzeyle kesiștiği noktalar? çünkü deliğin iç çeperleri de tıpkı yüzey gibi iki boyutlu; bu iç çeperlerin ve giriş çıkışların elma yüzeyiyle kesiștiği noktaların da karınca evrenine dahil olması gerekmez mi? gerekmeli gibi duruyor, ama değil. bu kısımlar karınca evreninin bir parçası değildir; karıncanın kendi evreninde a noktasından b noktasına ulaşma amacına hizmet eden bir kısa yoldur. iki yakayı bağlayan bir köprü gibi.
devamını gör...
şarkılarda sorulan enteresan sorular
ben su muyum? bunları kaldırayım..
devamını gör...
25 yaşında arabası olmayan erkek
20 yaşında altıma ancak bir 96 model kartal çekebildim. bu nedenle bu listede yer alamayacağım sanırım. 96 model. çukura girdiğimde torpidosu falan açılıyor.
devamını gör...

