gösteri peygamberi
bir chuck palahniuk kitabıdır.
chuck palahniuk'un yazdığı birçok kitabı okudum ve çok beğendiğim kitapları da oldu. bu kitapla ilgili düşüncemden çok emin değilim. sanki hep aynı şeyler olup bitiyor gibi chuck palahniuk'un kitaplarında, yine de kötü bir kitap olduğunu söyleyemem.
chuck palahniuk benim için edebiyat dünyasının quentin tarantinosudur. aralarında çok keskin bir fark var elbette. daha önce açtığım bir başlıkta tarantino'nun kurguyla dünya tarihini güzelleştirme niyetini anlatmıştım. sanki chuck palahniuk ise kurguyla kendi hayatını güzelleştirme gayreti içinde.
bu kitap creedish mezhebinden hayatta kalan tek kişi olan tender branson ile ilgili. tender bu mezhepteki ikinci erkek çocuklara verilen ortak isim, ilk çocuklar adam ismini alıyor.
ikinci çocuk olduğu için, hem de üç saniye farkla, misyonerlik faaliyetleri yürütmek için mezhepten ayrılır tender branson. türlü türlü işler yapar, ki bu işler en ince detayına kadar anlatılır yazar tarafından.
sonra kaderin cilvesine bakın ki mezhep toplu halde intihar edince tender branson bir anda o mezhepten kalan tek insan olduğu için popüler bir ilgi kazanır ve peygamber ilan edilir.
kitap sanki bir bildungsroman gibidir. tender branson'ın doğumu, yükselmesi ve çökmesi ile geçen ve içinde bolca pratik bilgi barındıran ilginç bir kitap bu. çok büyük beklentiye girmeden okunmaya değer bir kitap.
chuck palahniuk'un yazdığı birçok kitabı okudum ve çok beğendiğim kitapları da oldu. bu kitapla ilgili düşüncemden çok emin değilim. sanki hep aynı şeyler olup bitiyor gibi chuck palahniuk'un kitaplarında, yine de kötü bir kitap olduğunu söyleyemem.
chuck palahniuk benim için edebiyat dünyasının quentin tarantinosudur. aralarında çok keskin bir fark var elbette. daha önce açtığım bir başlıkta tarantino'nun kurguyla dünya tarihini güzelleştirme niyetini anlatmıştım. sanki chuck palahniuk ise kurguyla kendi hayatını güzelleştirme gayreti içinde.
bu kitap creedish mezhebinden hayatta kalan tek kişi olan tender branson ile ilgili. tender bu mezhepteki ikinci erkek çocuklara verilen ortak isim, ilk çocuklar adam ismini alıyor.
ikinci çocuk olduğu için, hem de üç saniye farkla, misyonerlik faaliyetleri yürütmek için mezhepten ayrılır tender branson. türlü türlü işler yapar, ki bu işler en ince detayına kadar anlatılır yazar tarafından.
sonra kaderin cilvesine bakın ki mezhep toplu halde intihar edince tender branson bir anda o mezhepten kalan tek insan olduğu için popüler bir ilgi kazanır ve peygamber ilan edilir.
kitap sanki bir bildungsroman gibidir. tender branson'ın doğumu, yükselmesi ve çökmesi ile geçen ve içinde bolca pratik bilgi barındıran ilginç bir kitap bu. çok büyük beklentiye girmeden okunmaya değer bir kitap.
devamını gör...
imdat çekici
kernel panic isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
genellikle toplu taşıma araçlarında gördüğüm, olası tehlikeler esnasında camın kırılması için bulunan alettir.
şahsım tarafından hiç kullanılmamıştır, umarım kimse de kullanacak durumda olmaz.
genellikle toplu taşıma araçlarında gördüğüm, olası tehlikeler esnasında camın kırılması için bulunan alettir.
şahsım tarafından hiç kullanılmamıştır, umarım kimse de kullanacak durumda olmaz.
devamını gör...
arapları rahatlatmak için atatürk'ü madalyadan çıkardık
atatürk'e ne yaparlarsa yapsınlar, ölmemiştir, ölmemektedir ve ölemez.
resimlerini kaldırırlar, olmaz.
ismini anmazlar ama stadyum "atatürk" diye inler.
silmek isteseler, bulutlarda yükselir.
birine hayatta iken yenilmek neyse ama birine öldükten sonra yenilmek de çok ıstıraplı olmalı.
resimlerini kaldırırlar, olmaz.
ismini anmazlar ama stadyum "atatürk" diye inler.
silmek isteseler, bulutlarda yükselir.
birine hayatta iken yenilmek neyse ama birine öldükten sonra yenilmek de çok ıstıraplı olmalı.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının birinden almış olduğu son hediye
mor kurdele ile fiyonk yapılmış, kese kağıdına sarılmış,pembe şeritler ile süslenip, fosforlu kağıda not düşülmüş 1 kiloluk bergamot çay.
hayatımda aldığım en manidar hediye. yıllar sonra bana çayı sevdirdi çünkü. bana 1 kiloluk bergamot çay alanın 40 yıl hatrı vardır ben de.
içiyorum her gece
her gece başka bir aroma
içiyorum gönlümce
hayat güzel bergamot çayla.
hayatımda aldığım en manidar hediye. yıllar sonra bana çayı sevdirdi çünkü. bana 1 kiloluk bergamot çay alanın 40 yıl hatrı vardır ben de.
içiyorum her gece
her gece başka bir aroma
içiyorum gönlümce
hayat güzel bergamot çayla.
devamını gör...
güneş almayan evde yaşamak
hele evde kalmak zorunda kaldığımız bu dönemde olmaması gereken. güneş almayan, aydınlık olmayan ev insanın hayat enerjisini sömürüyor gerçekten.
devamını gör...
koklaması zevkli olan şeyler
soba veya mangal yakmak için kullanılan çıra, rebul mandalina kolonyası, eski kitap, kahve, benzin, mobilya cilası vee tineeerr*
devamını gör...
14 ocak 2021 ümit özdağ açıklamaları

iyi parti istanbul milletvekili ve gazi üniversitesi kamu yönetimi bölümü eski öğretim görevlisi olan prof. dr. ümit özdağ'ın partisinden ihracının ankara 1'nci asliye hukuk mahkemesi kararıyla iptal edilmesi üzerine tbmm'de gerçekleştirdiği 20 dk.lık basın açıklamasıdır. ihraç süreciyle ilgili disiplindeki usulsüzlüklerden, partideki adam kayırmacılıktan, aldığı tehditlerden çalışma arkadaşlarına sitemlerinden ve yola partisi iyi parti'den devam edeceğinden söz ettiği açıklamaları aşağıdaki linkten izlenebilir.
www.facebook.com/profesorum...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının takipçi sayıları
13. takipçilerime teşekkür ediyorum.*
14 olmuş. teşekkür ederim*
14 olmuş. teşekkür ederim*
devamını gör...
kaşkolnikov'la anime saati radyo yayını
anime saati radyo yayını mı? yani anime dizilerinden müzikler falan gibi mi?
eğer öyleyse, hocam shingeki no kyojin soundtracklerinden şöyle bi kaçını çalmak da mümkün müdür acep?
çalışırken motive edebilir.
eğer öyleyse, hocam shingeki no kyojin soundtracklerinden şöyle bi kaçını çalmak da mümkün müdür acep?
çalışırken motive edebilir.
devamını gör...
brian greene
1963 amerika birleşik devletleri doğumlu teorik fizikçi. özellikle sicim teorisi ile ilgili çalışmalarıyla tanınır.
öğrenimini harvard üniversitesi'nde tamamlamış ve ardından oxford üniversitesi'nden doktora derecesi almıştır. cornell ve columbia üniversitelerinde profesörlük yapan greene, çoklu evren kuramı, sicim teorisi gibi ilgi çekici konularda, günlük hayattan basit örnekler vererek yazdığı kitaplarında oldukça başarılı bir anlatıma sahip bence. ilgisi olanlar, kitaplarını mutlaka okumalı diye düşünüyorum.
öğrenimini harvard üniversitesi'nde tamamlamış ve ardından oxford üniversitesi'nden doktora derecesi almıştır. cornell ve columbia üniversitelerinde profesörlük yapan greene, çoklu evren kuramı, sicim teorisi gibi ilgi çekici konularda, günlük hayattan basit örnekler vererek yazdığı kitaplarında oldukça başarılı bir anlatıma sahip bence. ilgisi olanlar, kitaplarını mutlaka okumalı diye düşünüyorum.
devamını gör...
musakka
çeşitli hazırlanış türleri bulunan, mutfağımızın başlıca sebze yemeklerinden. patlıcan musakka nın yeri ayrıdır tabii ki.
devamını gör...
geceleri sözlüğü ipsiz sapsız tiplerin basması
aayh gotham!
hiçbiri değilim çogşuqur rabbıma.
arkadaşlar, sizin vücudunuz en az 8 saat uykuya ihtiyaç duyuyor ve sabah erken kalkmak için ancak tavuk gibi gün batımıyla uyumanız gerekiyor diye, ben deniz, 4 saatlik uykuyla yetinebilen ve işlerini çoğu kez geceleri bitiren şahane kadın, neden ipsiz, işsiz, berduş oluyormuşum?
şimdi burada mükemmel vücudumdan bahsedeceğim, öyle ki 4 saatlik uykuyla dünyanın en zor matematik problemlerini çözer, üzerine de seni döverim. öyle zihni açık ve çevik oluyorum. buna elbette öldüren cazibem, allah vergisi güzelliğim ve alçakgönüllü mütevazı kişiliğim de dahil. bunu her yere yazıyorum ki unutmayın evet, siz faniler maalesef unutkansınız ve beni kendinizle bir tutmak gafletine düşebiliyorsunuz. sonra gelip buralarda böyle genellemeler yapıyorsunuz. oraya "morticia hariç" yazmayı öğreneceksiniz böyle genellemeler yaparken!
hiçbiri değilim çogşuqur rabbıma.
arkadaşlar, sizin vücudunuz en az 8 saat uykuya ihtiyaç duyuyor ve sabah erken kalkmak için ancak tavuk gibi gün batımıyla uyumanız gerekiyor diye, ben deniz, 4 saatlik uykuyla yetinebilen ve işlerini çoğu kez geceleri bitiren şahane kadın, neden ipsiz, işsiz, berduş oluyormuşum?
şimdi burada mükemmel vücudumdan bahsedeceğim, öyle ki 4 saatlik uykuyla dünyanın en zor matematik problemlerini çözer, üzerine de seni döverim. öyle zihni açık ve çevik oluyorum. buna elbette öldüren cazibem, allah vergisi güzelliğim ve alçakgönüllü mütevazı kişiliğim de dahil. bunu her yere yazıyorum ki unutmayın evet, siz faniler maalesef unutkansınız ve beni kendinizle bir tutmak gafletine düşebiliyorsunuz. sonra gelip buralarda böyle genellemeler yapıyorsunuz. oraya "morticia hariç" yazmayı öğreneceksiniz böyle genellemeler yaparken!
devamını gör...
kılıçdaroğlu'nun gecesi 6000 euro olan odada kalması
beni gercekten şaşırtan durum. hani israf düzeni falan diyorlar ya, bu düzeni değiştireceğiz gibisinden cümleler kuranlar emin olun bugünkü iktidardan pek bir farkı yok.
ön edit: bana troll diyenin anasına avradına söverim. ciddiyim söverim. troll mroll değilim ben.
e: bazı arkadaşlar sarayın günlük masrafı ile karşılaştırmış. tamam, mesele şu ki ikisi de israf ikisi de müsriflik. bir arkadaş aşağıda aman sakın lüks yaşamayın tarzında beyanda bulunmus. kendi parası ile yaşarsa bizi zaten ilgilendirmez. benim bildiğim kadarı ile kılıçdaroğlu'nun başka bir mesleği yok. hazineden alınan parayla hangi parti olursa olsun bu milletin parasıdır. eğer günlük 6000 euro olan odada kalıyorlarsa demek ki para fazla gelmiş. unutmayın, israf her türlü israf. geçtiğimiz aylarda finlandiya başkanı sanna marin'e 300 euro'luk kahvaltı için sorusturma açıldı, fin halkı protesto etti. bizde adamlar sarayda kalıyor gecesi 20 asgari ücret olan odada kalıyor ve hala aranızda savunanlar var. ne olur israfın her türlü karşısında durun.
edit2: tabii ki de beraber yatmadım, ama birazcık görsel zekanızı kullanırsanız şişli'de başka böyle bir otel olmadığını ve odanın birebir aynı olduğunu görebilirsiniz. partinin kasasını dolduran da halktır bu arada.
edit3: arkadaşlar hiçbiri benim babamın oğlu değil, kimseyi savunduğum yok. eğer adamın oraya verecek parası varsa zaten kimse bir şey demez. ben de demiyorum. meseleyi doğru okuyun lütfen.
edit 4: bizim halkımıza sömürülmek gerçekten müstehak. cidden. mevcut iktidardan sonra gelenler pek de farklı olmayacaktır. hep afrika ülkelerine derdim bunlar resmen sömürülmek istiyor diye, aynısı bizim ülke için geçerli. adam gelmiş sarayda milyonlar götürülüyor yazmış. yanlışı daha büyük bir yanlışla savunmak aptallıktır.
ön edit: bana troll diyenin anasına avradına söverim. ciddiyim söverim. troll mroll değilim ben.
e: bazı arkadaşlar sarayın günlük masrafı ile karşılaştırmış. tamam, mesele şu ki ikisi de israf ikisi de müsriflik. bir arkadaş aşağıda aman sakın lüks yaşamayın tarzında beyanda bulunmus. kendi parası ile yaşarsa bizi zaten ilgilendirmez. benim bildiğim kadarı ile kılıçdaroğlu'nun başka bir mesleği yok. hazineden alınan parayla hangi parti olursa olsun bu milletin parasıdır. eğer günlük 6000 euro olan odada kalıyorlarsa demek ki para fazla gelmiş. unutmayın, israf her türlü israf. geçtiğimiz aylarda finlandiya başkanı sanna marin'e 300 euro'luk kahvaltı için sorusturma açıldı, fin halkı protesto etti. bizde adamlar sarayda kalıyor gecesi 20 asgari ücret olan odada kalıyor ve hala aranızda savunanlar var. ne olur israfın her türlü karşısında durun.
edit2: tabii ki de beraber yatmadım, ama birazcık görsel zekanızı kullanırsanız şişli'de başka böyle bir otel olmadığını ve odanın birebir aynı olduğunu görebilirsiniz. partinin kasasını dolduran da halktır bu arada.
edit3: arkadaşlar hiçbiri benim babamın oğlu değil, kimseyi savunduğum yok. eğer adamın oraya verecek parası varsa zaten kimse bir şey demez. ben de demiyorum. meseleyi doğru okuyun lütfen.
edit 4: bizim halkımıza sömürülmek gerçekten müstehak. cidden. mevcut iktidardan sonra gelenler pek de farklı olmayacaktır. hep afrika ülkelerine derdim bunlar resmen sömürülmek istiyor diye, aynısı bizim ülke için geçerli. adam gelmiş sarayda milyonlar götürülüyor yazmış. yanlışı daha büyük bir yanlışla savunmak aptallıktır.
devamını gör...
şeker portakalı
--- alıntı ---
"uyuyalım. insan uyudu mu her şeyi unutur."
"seni yüreğimde canlandırarak öldürdüm."
"çocuk yüreği unutur ama affetmez."
"neden benim gibi yapmayı ögrenmiyorsun?"
"sen ne yapıyorsun ki?"
"kimseden hiçbir şey beklemiyorum. böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum..."
"üzgünsün diye, ağlaman gerekmiyor."
"önemi yok."
tam tersine, çok önemliydi. öyle üzgündüm ki, o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, o an ölmeyi istedim.
"sevginin ne olduğunu gerçekten keşfettiğimden beri, bütün sevdiklerimi sevgiye boğuyordum."
"- neden hiç mutlu değilsin zeze?
+ neden mutlu olmalıyım?
- çünkü dünyaya bir kere geliyoruz.
+ iyi ki bir defa geliyoruz portuga.
- neden?
+ ikinci bir hayatı kaldıramazdım."
"sevgisiz bir hayatın hiçbir anlamı yok."
"+ babam beni dövdüğü için herkes beni dövüyor ama sorun değil. onu öldüreceğim!
- ne! babanı mı öldüreceksin ?
+ onu içimde öldüreceğim, birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar."
--- alıntı ---
"uyuyalım. insan uyudu mu her şeyi unutur."
"seni yüreğimde canlandırarak öldürdüm."
"çocuk yüreği unutur ama affetmez."
"neden benim gibi yapmayı ögrenmiyorsun?"
"sen ne yapıyorsun ki?"
"kimseden hiçbir şey beklemiyorum. böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum..."
"üzgünsün diye, ağlaman gerekmiyor."
"önemi yok."
tam tersine, çok önemliydi. öyle üzgündüm ki, o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, o an ölmeyi istedim.
"sevginin ne olduğunu gerçekten keşfettiğimden beri, bütün sevdiklerimi sevgiye boğuyordum."
"- neden hiç mutlu değilsin zeze?
+ neden mutlu olmalıyım?
- çünkü dünyaya bir kere geliyoruz.
+ iyi ki bir defa geliyoruz portuga.
- neden?
+ ikinci bir hayatı kaldıramazdım."
"sevgisiz bir hayatın hiçbir anlamı yok."
"+ babam beni dövdüğü için herkes beni dövüyor ama sorun değil. onu öldüreceğim!
- ne! babanı mı öldüreceksin ?
+ onu içimde öldüreceğim, birini sevmeyi bıraktığında içinde ölmeye başlar."
--- alıntı ---
devamını gör...
bu kadar uzun yazıyı kim okuyacak
hiç hoşlanmadığım cümle.
yazar dediğimiz adam yazdığı kadar okumalı da. okumaktan, öğrenmekten kaça kaça bu hale geldi bu ülke zaten.
hem kimse kusura bakmasın ama ben 24 sayfalık makaleyi 20 cümleyle özetliyorsam, onu okumayana da kibarca bir "yuh" derim artık. alınmaca, darılmaca yok.
yazar dediğimiz adam yazdığı kadar okumalı da. okumaktan, öğrenmekten kaça kaça bu hale geldi bu ülke zaten.
hem kimse kusura bakmasın ama ben 24 sayfalık makaleyi 20 cümleyle özetliyorsam, onu okumayana da kibarca bir "yuh" derim artık. alınmaca, darılmaca yok.
devamını gör...
yalnızlığın tek cümlelik özeti
sesine ses veren yoktur, içinedir tüm çığlıklar..
devamını gör...
john logie baird
(14 ağustos 1888 - 14 haziran 1946) televizyonu icat eden iskoç mucit.
çocukluk yıllarından beri keşif merakı olan mucit, 12 yaşında evine ilk elektrik sistemini döşemiştir ve bunu takip eden arkadaşları ile konuşması mümkün kılacak olan ilk telefon santralini geliştirmiştir.
glaslow üniversitesi'nde elektrik mühendisliğini okumuştur. birinci dünya savaşı sırasında eğitim hayatına ara vermiştir ve silahlı kuvvetlerde çalışmayı istemiştir. fakat bu isteği kabul edilmemiştir.
durum böyle olunca, clyde valley elektrik enerjisi santralinde çalışmaya başlamıştır fakat yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle çalışmaya son vermek zorunda kalmıştır.
1922 yılında memleketine geri dönmüş, burada tamirciliğe yönelmiştir. bunun sonucunda da hayalini kurmuş olduğu televizyonun icadı üzerine yoğunlaşma fırsatını ele geçirmiştir.
maddiyat açısından zor dönemler yaşayan mucit, ilk denemesini lavoba ve çay tenekesi kullanarak yapmıştır. bir sonraki denemesinde ise projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplamış ve basit bir düzenek elde etmiştir. bu düzenek, tahta çubuklar arasına iğneler ve bal mumuyla tutturulmuş bir cihaz olarak televizyonun atası olarak kabul edilmiştir.
çalışmalarına devam eden mucit, 1925 yılında "stok ey bill" adını verdiği ilk ilkel televizyonu icat etmiştir. 1926 yılında da ilk televizyon görüntüsü yine mucit tarafından yayınlanmıştır.
çocukluk yıllarından beri keşif merakı olan mucit, 12 yaşında evine ilk elektrik sistemini döşemiştir ve bunu takip eden arkadaşları ile konuşması mümkün kılacak olan ilk telefon santralini geliştirmiştir.
glaslow üniversitesi'nde elektrik mühendisliğini okumuştur. birinci dünya savaşı sırasında eğitim hayatına ara vermiştir ve silahlı kuvvetlerde çalışmayı istemiştir. fakat bu isteği kabul edilmemiştir.
durum böyle olunca, clyde valley elektrik enerjisi santralinde çalışmaya başlamıştır fakat yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle çalışmaya son vermek zorunda kalmıştır.
1922 yılında memleketine geri dönmüş, burada tamirciliğe yönelmiştir. bunun sonucunda da hayalini kurmuş olduğu televizyonun icadı üzerine yoğunlaşma fırsatını ele geçirmiştir.
maddiyat açısından zor dönemler yaşayan mucit, ilk denemesini lavoba ve çay tenekesi kullanarak yapmıştır. bir sonraki denemesinde ise projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplamış ve basit bir düzenek elde etmiştir. bu düzenek, tahta çubuklar arasına iğneler ve bal mumuyla tutturulmuş bir cihaz olarak televizyonun atası olarak kabul edilmiştir.
çalışmalarına devam eden mucit, 1925 yılında "stok ey bill" adını verdiği ilk ilkel televizyonu icat etmiştir. 1926 yılında da ilk televizyon görüntüsü yine mucit tarafından yayınlanmıştır.
devamını gör...


