bende çok susama ve susuzluğa dayanamama şeklinde çıkmıştı.
devamını gör...

dostoyevski'den budala. yazılmış en büyük trajedilerden birisidir benim için. içerisinde yer alan aşk, ölüm, hastalık duygularını adeta size yaşatır. ölümsüz karakterler kazandırmıştır edebiyat dünyasına. hatta insanlık tarihine. her bir karakteri aslında eşsizdir denebilir. her biri hakkında sayfalarca yazı yazılabilir. çünkü hepsi gerçektir.
hayatta gördüğümüz ama görmek istemediğimiz kimseler gibi.

kitapla birlikte sahip olduğum bir kanı da güçlenmişti. iyi-kötü, güzel-çirkin, haklı-haksız, mutlu-mutsuz vb. şeylere inanmayan ben, bu kitapla birlikte daha da inanmaz oldu. ayrıca altmetni çok güçlü bir kere. yüzeysel okunduğunda da herkes trajediden pay alır kendisine. fakat o kadar derinlikli bir eser ki anlatmaya değer bir insan değilim ben. fakat mışkin ile nastasya halen aramızda. rogojin ve ippolit de öyle. ve adını saymadığım diğerleri. her biri aramızdalar. yeni dünyanın bu korkutucu manzarası altında eziliyorlar. konuşamıyorlar, dahası susamıyorlar da. ya da ölmek istiyorlar da ölemiyorlar. kimisi budala, kimisi bir katil. ama hepsi özünde yaşıyorlar.

umarım gün gelir de kendimde bu kitap hakkında gerçekten yazma potansiyeli görebilirim.
devamını gör...


1930ların amerikasında maycomb adında kendi halinde ufak bir kasabada yaşayan scout isimli küçük bir kızın ağzından aktarılan adaletsizlik hikayesi. o zamanlarda şu an yaşadığımız dönemden de fazla olan siyahi karşıtlığı ve onlara karşı uygulanan önyargılı tutumu, gözünde yalan olmayan ama biz yetişkinlerin bütün kötülükleri onlara aşılamayı görev edindiğimiz masum çocukların gözünden izliyoruz. yazar harper lee otobiyografik sayılabilecek bu eserinin ana karakteri scout'da kendi kişiliği ve hayatından izler sergilemiş. kitabı okurken başka bir yargısız infaz hikayesi olan yeşil yol'u anımsadım ister istemez.

kitaptan alıntı bir pasaj aslında o dönemin hukuk sisteminin özeti niteliğinde;
" bizim mahkemelerimizde, beyaz adamın dünyasıyla siyah adamın dünyası karşı karşıya geldiğinde, her zaman beyaz adam kazanır. bu ne kadar çirkin olursa olsun hayatın bir gerçeği."

"yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar? hepsi birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar, scout, galiba bir şeyleri anlamaya başlıyorum. galiba öcü radley bunca zamandır evden çıkmamasını anlamaya başlıyorum... dışarı çıkmamak istediği için içeride kalıyor."
devamını gör...

geometri soruları çözmek ya da
bir şeyler çizmek
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eğitim öğretim hayatının bir evresinde öğretmenine aşık olma durumudur. benim bunu yaşamış bir tanıdığım var. lise öğretmenine kör kütük aşık olmuş. mezun olmuş, saplantı boyutuna getirmiş. açılmış reddedilmiş, o açıldıkça reddedilmiş. mesele ailenin kulağına kadar gitmiş. önce gelip geçici duygudur diye bakmışlar. üstelik ailesinin de hâli vakti yerindeymiş. oğulları bu saplantıdan kurtulsun diye almanya'ya yollamışlar. öğretmen bu süre zarfında evlenmiş barklanmış, derken kansere yakalanmış ve ölüm döşeğine düşmüş. hikayemizdeki esas oğlanımız onu son kez görmek için almanya'dan gelmiş ve görmüş. kısa bir süre içerisinde de öğretmenimiz hastalığa yenik düşüp bu dünyadan göçüp gitmiş. çocuğun ailesi de ona evlenmesi için birini tavsiye etmiş, o da olur demiş ve bu aşk burada bitmiş. şimdi üniversiteye giden kızları varmış.

sahi. bu aşk gerçekten de bitti mi acaba?
devamını gör...

şimdiden geleceğini kendi kendine düşünmeye başlayan diğer ülkelerdeki yaşıtlarının erişebildiklerine imrenme aile içinde tartışmalara maruz kalma hayal lkurarken yok canım daha neler diye düşünen kendi hayaline kendi bile inanmayan çocuk türkiye'deki çocuktur.

geleceğimiz onlara emanet çocuk bir milletin parıltısı ışığı altınidir. umarım iyi günler onları bekler aşağıdaki linkte geçtiğimiz günlerde çocukların devlet meselelerini konuştuklarına şahit olunmuş yaşıtları eğlenirken çok garip bu konulara bu yaşta başlamışlar.


buradan
devamını gör...

aslında gerçek bir hikayeden uyarlanmış. 1734 yılında bir çocuk yaşlı insanlarda gösterilen belirtilerle doğru. fazla değil 16 yıl yaşadı. ama bu 16 yıl eziyet gibi geçti ebeveynleri için. adını bile tam öğrenemedi bu çocuk. normal çocuklar gibi koşup oynayamadı. kendi yemeğini bile yiyemedi hiç. osmanlının kosova vilayetinden olan bu çocuk lanetli olarak gözüküyordu. kosova kadısının uyarısı ve yaptırımlarıyla çocuk ve ailesi korunmuşlar. amaaan daha uzatamıyacağım. yok öyle bir şey zaten.
devamını gör...

geçenlerde yaptığım şey. düşman değiliz ya. hatırladığım hâlde neden kutlamayayım. hatta arkadaşlarına falan da önceden hatırlattım, unutmasınlar diye. kendileri seviniyor böyle şeylere. neyse, iyi ki doğdunuz efenim.
devamını gör...

lideri gectim uc tane akli selim siyasetci yok.bu konuda o kadar düsmüsüz ki, selahattin demistas'tan medet uman bir kesim var.
devamını gör...

olay fransanın başkenti pariste yaşanmış. bir organizatörün de aralarında bulunduğu 92 kişiye ceza yazılmış. ilgili habere buradan ulaşabilirsiniz.
devamını gör...

ortalama ağırlığı 32-38 gram arasındadır. ingiliz cinslerinde 45 gram, daha sıska cinslerde ise 27-28 gram gelmektedirler. 28 gramlık bir hayvanın gagayla tırnak etini ısırması durumunda verebildiği acı çok acayip.
devamını gör...

böyle bir insan türü yoktur. toplumun bir parçası olarak birey, toplum adına karar alamayacak kadar ufak ve alakasızdır. toplum kendisini oluşturan bireylerden bağımsız, kendine ait bir itkisi olan bir bütündür, kolektif bir bilinçtir. kucaklayıcıdır ve değişkendir.

kimse bu bütünden atılamaz, yalnızca bir insan toplumdan uzaklaşmayı seçebilir veya bilinçsizce soyutlanmasıyla sonuçlanacak bir davranış silsilesine sokabilir kendisini.

lafı getirdiğim nokta şu: siz kim oluyorsunuz da böyle bir şeyin hükmünü verebileceğinizi düşünüyorsunuz?
devamını gör...

üniversitede tarih bölümü okuduğum için olmayan mesleğimdir. daha bebeyim ben.
devamını gör...

insanın içine “ ben acaba adam yerine konmuyor muyum bu sözlükte?” hissiyatı gark eder.
devamını gör...

aşı manyağı yapmışlar adamı. e bolluk var tabi. arap yağı bol bulunca, mabadına da sürermiş.
devamını gör...

müziğin temelidir. bilinen ilk klasik müzik antik yunan'da dionysos (şarap tanrısı) için yapılan ayinlerde kullanılmıştır. (korolar, danslar, çalgılar) daha sonra roma tekeline geçmiş ve kilise aracılığıyla yayılmıştır. neden klasik batı müziği denmiştir çünkü: roma doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır ve batı roma üstün gelmiştir. dini sanatla özellikle müzikle sunarak kuvvetli etkilere sahip olmuştur. klasik müzik ortaçağ’da çok sesli form halini alabilmiş ve oradan itibaren rönesans, barok, klasik, romantik, geç romantik, çağdaş ve 21.yüzyıl dönemlerinden geçmiştir ve gelişim göstermiştir. önemli besteciler önemli müzikler bestelemişlerdir ve bu müzikler sadece kendi yüzyılında kalmamış halen daha duyduğumuz ve kullandığımız müzikler olarak yerini korumuştur. dinlendiğinde insanın kulağına salt müzik gelir. sadece uyumak veya kitap okurken arkaya fon olarak kullanmamak için müziği, ne anlattığını, tarihini, bestecisini bilmek, fikir sahibi olmak gereklidir. sözlerinin olmaması bir şey anlatmadığı anlamına gelmez. anlatmasını beklemek yerine anlamaya çalışmak gerekir.
devamını gör...

benim için budur.

devamını gör...

müzik dinleyerek uzun yürüyüşler.en azından bana iyi geliyor.
devamını gör...

romatoid artrit ile pnömokonyoz(silika, kömür işçisi insanlarda) birlikteliği sonucu oluşan sendromdur.
devamını gör...

bana olan ise budur:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim