celal şengör, ilber ortaylı, fatih altaylı ve erol mütercimler...

artık siyaset din felsefe tarih konuşalım derken menemen tavada yanar herhalde. gerçi fatih bu işlere meraklı gibi wp fotoğrafında ıstakoz yaparkenki pozu vardı...
devamını gör...

tamamına olmasa da ana fikrine katıldığım tespit. olaya biraz daha farklı açıdan yaklaşarak bir şeyler eklemek isterim.

geri kafalılık ya da saçmalık diyebilirsiniz fakat teknoloji ve sosyal medya araçları insanları bir yandan daha özgür ve yenilikçi fikirlere, daha geniş ufuklara teşvik ederken, diğer yandan da sığlaştırıyor ve tembelleştiriyor. nitekim başlığa yansıyan şikayetleri de, bu durumun kafa sözlük üzerindeki yansıması olarak görüyorum.

öncelikle kabul etmemiz gerekiyor; internete ve dolayısı ile bilgiye erişimin bu denli yaygınlaştığı bir dönemde, sözlükleri artık salt kutsal bilgi kaynağı olarak göremeyiz. her ne kadar “sözlük” fikrinin yıllar önceki ortaya çıkış amacı bu olsa da; günümüzde tamamen bu amaca hizmet etmediğini, sözlüğün bilgiye ulaşmak için tercih edilen son araçlardan biri olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. açıkçası sözlük denilince akla gelen ilk mecra olan ekşisözlük’ün bugün geldiği noktayı da buna bağlıyorum. ancak böyle dahi olsa, sözlüğün var olma amacının dışına çıkarılarak şu anki duruma getirilmesini üzücü buluyorum.

elbette tüm bunlar sözlükte gün boyu siyaset konuşmayı, sürekli bilgi içerikli tanım girmeyi ya da geyik başlıklara yazmamayı gerektirmiyor. ancak ağırlıklı olarak görece boş ve içerik bakımından zayıf başlıklar gündemi işgal ediyorsa -ki ediyor- bu noktada oturup düşünmek gerekiyor. örneğin; yazdığı şeyleri son derece ilgi çekici bulduğum herhangi bir yazarın açtığı başlık ya da girdiği tanım, daha ben göremeden akış içerisinde kaybolup gidiyor. bu sebepten ötürü sözlüğe her girişimde gündemden önce takip sekmesi altından takibinde olduğum yazarların girdilerini okuyor; ilgimi çeken başlıklara ve hatta yazarlara da yine bu sayede erişebiliyorum.

evet sorun büyük fakat çözümsüz değil. burada sorunun çözümüne yönelik aksiyon almak yönetimin işi ancak yazarlar da bu durumun bir sorun olduğu gerçeğini kabul ederek çözüme bireysel anlamda katkı sağlayabilirler.
devamını gör...

(bkz: steve jobs) denen ademoğlu dört bir tarafımıza akıllı telefonları sarmadan önce sol bileğimizde taşıdığımız alet. eskiden itibar nesnesi, statü belirleme aletiydi. orta hallinin kolundaki zamanı, zenginin kolundaki de onu taşıyanın kalibresini gösterirdi. şimdi herkes telefonunun ekranına bir tık atıp zamanı hesaplamaya çalışıyor. kol saati de artık akıllı telefonlarla baş etmeye çalışan bir gariban oldu.
devamını gör...

bu durum sadece kişinin kendisini üzer, kırar ve yıpratır. sonradan pişman olunan ama içindeyken farkedemediğin bir durum gibi.
devamını gör...

merhaba kaldırım yerine sokağın ortasında yürüyenler ve arabasını kaldırıma park edenler. merhaba evinin caddeye bakan duvarını boyayanlar ve bütün gece oraya yazı yanlar. merhaba çiçek dikenler ve ekilen o çiçeğin caddenin ortasındaki çukurda olmasından mütevellit duraksayan sürücüler. merhaba çöldeki bahtsız bedeviler ve araya araya belasını bulan kutup ayıları. merhaba duyar kasanlar ve merhaba geceyi uykusuz geçirenler ayrıca yaya yollarına öncelik veren sürücülere de teşekkürler.
devamını gör...

+lütfen ateş etmeyin, ben polonyalıyım.
-peki neden o lanet alman paltosunu giyiyorsun?
+üşüyorum.

piyanist.
devamını gör...

anlamı aşikar olan atasözü. muhtemelen zamanın birinde bir atamız benim yaşadığım olay gibi bir olay yaşadı. benim gibi abarta abarta anlattı. oldu bir atasözü.
tam da böyle;
önceki akşam köpek gezdiriyoruz.
kaldırımın kenarında kendi halinde bulduğu yemeği yiyen çelimsiz bir sokak kedisi var.
bizim köpek aklınca onunla eğlenmek istedi.
bir dakika içinde, köpeğimiz kan revan içinde kaldı. *
o çelimsiz kedi bir büyüttü kendini, sanırsın kaplan.
bir iki pençe attı bizim köpeğe. köpek lan bu da neymiş diye şok yaşarken kedi de vın diye kaçtı.
köpeği bilmem ama bana ders oldu, daha kedilere bulaşmam.
devamını gör...

sıfır rakibi olan bir tanrının önünde ağzını burnunu yıkayıp beş kere eğiliyorsun ama.
devamını gör...

ne desem boş. bu sene ilk 20 bine girmeyeceğim için seneye tekrardan gireceğim fakat elin katarlısı elini kolunu sallayarak tıp fakültesine şu an girebiliyor. ve ben de bir yıl daha beklemek zorundayım. diyeceklerim sadece bu kadar.
devamını gör...

öncelikle zeynep kamil benim küçükken zannettiğim gibi adı zeynep soyadı kamil olan bir kadın değil.

zeynep hanım mısır valisi kavalalı mehmet ali paşa'nın kızı.
eşi olan kamil paşa da sultan abdülaziz'in sadrazamlarından. yani zeynep hanım ve kamil bey onlar.

bu ikisi 1862 yılında üsküdar nuh kuyusu semtinde özel mülklerinde hastalara ücretsiz hizmet vermek amacıyla bir hastane kuruyorlar. o hastane zamanla büyüyor. şimdi o hastane zeynep kamil kadın ve çocuk hastalıkları eğitim ve araştırma hastanesi olarak hizmet vermekte ve anadolu yakasında pek çok çocuğun doğduğu yer olarak bilinmektedir.
devamını gör...

neyse ki öyle bi derdimiz yok. biz günde 234454 entry giren yazarlar olarak özel mesajda fingirdemek yerine akışı akıtmayı tercih ediyoruz. açık ve net, evet.
devamını gör...

"bir gece sevdiğim içeri girdi. yerimden öyle bir fırlamışım ki elbisemin eteği mumu söndürdü. güzelliği ile karanlığı dağıtan sevgilim sordu : ben gelince neden ışığı söndürdün.? dedim ki : güneş doğdu zannettim.." sözlerinin sahibi.
devamını gör...

hurdacıya antikacı, antikacıya hurdacı diyen kanal.
kendini saatlerce izlettirebilen, nadir kanallardan birisidir o ayrı.
devamını gör...

her gün hortlatılan başlık.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hayallerini gerçekleştirmek çok kolay olduğu için hayali gerçek olduktan sonra hayal edecek bir şeyi kalmayan , parası çok olan , ama mutsuz olan, ama bakkaldan sakız alır gibi pompalı alan, yemeyi ve içmeyi çok seven, haftasonları arthur ve john' larla ailecek mangal partisi veren, intiharlar ülkesi. siyah beyaz kavgasının hâla bitmediği, yok yere kavga çıkaracak potansiyele sahip guguk kuşu filminde oynayacak kadar kendini kaybetmiş insanların ayakta kalmaya çalıştığı bir ülke.
devamını gör...

üstte yazılmış ama benim için de avokadodur. amerikan armudu dendiği için midir nedir, tatlı bir meyve olarak bekliyordum, bildiğin kabak çıktı.
devamını gör...

odaklanamadığım için yaptığım eylem bir de sabırsızım çok.
devamını gör...

böyle korktuğum moddur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ayrımcılık, bir kişiye ya da gruba, belli özelliklerinden dolayı önyargılı davranmaya denir. bu davranış, pozitif ya da negatif yönde olabilir. ancak, ayrımcılık dendiğinde genellikle negatif anlam anlaşılır. genel olarak etnik köken, cinsiyet, din, dil, dünya görüşü, engellilik, yaş yüzünden ayrımcılık yapılmaktadır.
toplumda bütünleşmeyi engelleyen, bireyleri mutsuzluğa sevk eden en ciddi toplumsal sorunlardan biri olan ayrımcılık aynı zamanda uluslararası metinlerin ve birçok ülke anayasasının açıkça yasakladığı bir suç olmasına rağmen tanık olduğumuz bir sorundur.
ayrımcılığın temelinde, ayrımcı muamelede bulunanların kendilerini mağdurlardan üstün görme örtük kabulleri yatar.
genelde kişisel bir deneyime dayanmayan önyargılar aile, arkadaş, okul, medya gibi kurum ve çevrelerce üretiliyor ve nesiller boyu dolaşımda tutuluyor. bir müddet sonra bu önyargılar nefrete dönüşebiliyor.
çeşitli kesimlere karşı ayrımcı uygulamaların yaygın olduğu toplumlarda yalnızca mağdurlar değil; hak ve adalet duyguları körelmemiş kesimler de huzursuz oluyor. bu durumda, barış içinde birlikte yaşamayı engelleyecek birçok acı tecrübe toplumsal hafızada yer ediniyor.
tüm insanlar kişisel özelliklerine göre değil; eşitlik ilkesine göre muamele görme hakkına sahiptir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim