yazarların şu an dinledikleri şarkı
bazı şarkıları dinlerken aklımda illa bir mekan canlanıyor, bir de dinlediğim önemli anlardaki hisleri tekrar yaşıyorum. paris'teyim mesela şu an. hava tabi ki kapalı ve yağmurlu, başka türlüsüne denk gelmemişim zaten. yüreğim ağzımda manzaraya bakıyorum. hayatımda hiç bu kadar özgür olmamışım.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
dilediğini yapmakta özgür olan yazardır. diğer taraftan ben anonimlikten aldığım tadı hiçbir şeyden almadım.
devamını gör...
yaban değişimi
diğer ismi ile; kepir evliliği. türkiye topraklarında hala varlığını sürdüren sapıkca ve istismara dayanan onca gelenekten biridir. özellikle hakkari civarlarında görülen bir evlenme biçimidir. aile arası husumetler, yoksulluk ve diğer sebepler ile iki erkek arkadaş, kız kardeşlerini akşam saatlerinde yanlarına alarak ıssız bir alana giderek* kardeşlerini değiştirirler. değişimin ardından korkunç bir tecavüze maruz kalan kadınlar kardeşlerinin arkadaşları ile gitmek zorunda kalır. bir değişim* durumu söz konusu olduğu için aileler bu duruma rıza gösterir ancak kardeşlerinin namusunun kirletilmesine sebep olan erkek çocuk ile bir süre görüşülmez.
devamını gör...
dışarıda koca bir dünya varken odasında takılan genç
sadece hafta içi 3 saat, yürüme mesafesindeki yerlere gitme izini olan bir genç olabilir.
devamını gör...
dört yapraklı yonca
yirmi yaşında bir inek olduğunu, on beş civarında yayla dolaştığını düşün. on yılda bir ya görürsün ya görmezsin.
devamını gör...
4 ağustos 2021 güney kore türkiye voleybol maçı
filenin sultanları'nın madalyayla döneceği olimpiyatlarda oynayacağımız son 3 maçtan ilki...
3 ağustos'u 4 ağustos'a bağlayan gece tsi 03:00'te gerçekleşecek 2020 tokyo olimpiyat oyunları çeyrek final maçı. bir başka deyişle güney kore'ye nasıl voleybol oynandığını öğreteceğimiz maç!
alın gelin kızlar! önümüzde oynanacak daha 2 maç var!
3 ağustos'u 4 ağustos'a bağlayan gece tsi 03:00'te gerçekleşecek 2020 tokyo olimpiyat oyunları çeyrek final maçı. bir başka deyişle güney kore'ye nasıl voleybol oynandığını öğreteceğimiz maç!
alın gelin kızlar! önümüzde oynanacak daha 2 maç var!
devamını gör...
ayçiçek yağının 0,5 lt'lik ambalajda satılmaya başlandığı yeni türkiye
tek atımlık ayçiçek yağı is loading... güçlü ekonomi, güçlü türkiye! bir sabah mehteri alalım gomercan resiss!
devamını gör...
adalet ve kalkınma partisi
yakında tarihin çöplüğündeki yerini alacak. ve ileride türkiye'nin başına gelmiş en büyük felaket olarak tanımlanacak. ülkeye verdiği zarar maddi ve manevi açıdan hesaplanamayacak boyutta. bu kadar hukuk ve kanun tanımaz bir parti dünya tarihinde yoktur.
devamını gör...
ruhi su
ısrarla "sorarlar birgün sorarlar" desede kimsenin rahatını bozup sormaya niyeti yok.
devamını gör...
kovalent bağ
- ametal atomları arasında elektronegatiflik farkı az olduğu için aralarında elektron alışverişi olmaz.
- ametal atomları arasında elektron ortaklığıyla oluşan bağa kovalent bağ denir.
- ametal atomları kovalent bağ yaparken son katmanlarındaki eşleşmemiş elektronları kullanır.
- iki atom arasında ortaklaşa kullanılan her bir çift elektron, kovalent bağ oluşturur.
- bağ yapımına katılan değerlik elektronlarına bağlayıcı elektron çifti denir.
- bağ yapımına katılmayan (ortaklaşa kullanılmayan) değerlik elektronlarına ortaklanmamış elektron çifti denir
- - - alıntı - - -
referans: kimya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
edit : yazım hatası.
- ametal atomları arasında elektron ortaklığıyla oluşan bağa kovalent bağ denir.
- ametal atomları kovalent bağ yaparken son katmanlarındaki eşleşmemiş elektronları kullanır.
- iki atom arasında ortaklaşa kullanılan her bir çift elektron, kovalent bağ oluşturur.
- bağ yapımına katılan değerlik elektronlarına bağlayıcı elektron çifti denir.
- bağ yapımına katılmayan (ortaklaşa kullanılmayan) değerlik elektronlarına ortaklanmamış elektron çifti denir
- - - alıntı - - -
referans: kimya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
edit : yazım hatası.
devamını gör...
insanın kendisine ait cehaleti fark etmemesi
cahil: (1) öğrenim görmemiş, okumamış.
(2) belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.
(3) deneysiz, genç, toy
cehalet: bilgisizlik.*
cehaletine cahil olmaktır.
boyumdan büyük bir laf edeceğim şimdi.
bence cehaletinin farkında olan kişi cahil değildir,
kainattaki en önemli bilgiye erişmiş olduğundan.
(2) belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.
(3) deneysiz, genç, toy
cehalet: bilgisizlik.*
cehaletine cahil olmaktır.
boyumdan büyük bir laf edeceğim şimdi.
bence cehaletinin farkında olan kişi cahil değildir,
kainattaki en önemli bilgiye erişmiş olduğundan.
devamını gör...
en sevilen nazım hikmet ran şiiri
nereden gelip nereye gidiyoruz
doğrultup belimizi kalktığımızdan beri iki ayak üstüne,
kolumuzu uzunlaştırdığımızdan beri bir lobut boyu
ve taşı yonttuğumuzdan beri
yıkan da, yaratan da biziz,
yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada.
arkamızda kalan yollarda ayak izlerimiz kanlı,
arkamızda kalan yollarda ulu uyumları aklımızın, ellerimizin, yüreğimizin,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte.
kanlı ayak izlerimiz mi önümüzdeki yollarda duran?
bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar?
çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.
çocuklar ölebilir yarın,
hem de ne sıtmadan, ne kuşpalazından,
düşerek de değil kuyulara filân;
çocuklar ölebilir yarın,
çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,
çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
arkalarında bir avuç kül bile değil,
arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan.
negatif resimcikler boşluğun karanlığında.
krematoryum, krematoryum, krematoryum.
bir deniz görüyorum
ölü balıklarla örtülü bir deniz.
negatif resimcikler boşluğun karanlığında,
yaşanmamış günlerimiz
çocukların avuçlarıyla birlikte yok olan.
bir şehir vardı.
yeller eser yerinde.
beş şehir vardı.
yeller eser yerinde.
yüz şehir vardı.
yeller eser yerinde.
yok olan şehirlere şiirler yazılmayacak,
şair kalmayacak ki.
pencerende bir sokak bulvarlı.
odan sıcak.
ak yastıkta üzüm karası saçlar.
adamlar paltolu, ağaçlar karlı.
penceren kalmayacak,
ne bulvarlı sokak,
ne ak yastıkta üzüm karası saçlar,
ne paltolu adamlar, ne karlı ağaçlar.
ölülere ağlanmayacak,
ölülere ağlayacak gözler kalmayacak ki.
eller kalmayacak.
negatif resimcikler dalların altındaki
yok olmuş olan dalların altındaki.
yok olmuş olan dalların üstünden
o bulutlardır geçen.
güneye götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
ölmek istemiyorum,
kuzeye götürmeyin beni...
batıya götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
ölmek istemiyorum,
doğuya götürmeyin beni...
bırakmayın beni burda,
götürün bir yerlere.
ölmek istemiyorum,
ölmek istemiyorum.
o bulutlardır geçen
yok olmuş olan dalların üstünden.
tahta, beton, teneke, toprak, saman damlarımızla iki milyardan artığız,
kadın, erkek, çoluk çocuk.
ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
ama keder
dilediğin kadar,
yorgunluk da göz alabildiğine.
hürriyet hepimize yetmiyor.
hürriyet hepimize yetebilir
ve sevda kederi,
hastalık kederi,
ayrılık kederi,
kocalmak kederinden
gayrısı aşmayabilir eşiğimizi.
kitap hepimize yetebilir.
ormanlarınki kadar uzun olabilir ömrümüz.
yeter ki bırakmayalım, yaşanmamış günlerimiz yok olmasın çocukların
avuçlarıyla birlikte,
boşluğun karanlığına çıkmasın negatif resimcikler,
yeter ki ekmek ve hürriyet yolunda dövüşebilmek için yaşayabilelim.
tanrı ellerimizdir,
tanrı yüreğimiz, aklımız,
her yerde var olan tanrı,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte
ve bestecisi sayılarda ve satırlarda ulu uyumların.
insanlar sizi çağırıyorum:
kitaplar, ağaçlar ve balıklar için,
buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.
çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.
kaynak: nazım hikmet tüm şiirleri, yky
genco erkal'ın güzel sesiyle
doğrultup belimizi kalktığımızdan beri iki ayak üstüne,
kolumuzu uzunlaştırdığımızdan beri bir lobut boyu
ve taşı yonttuğumuzdan beri
yıkan da, yaratan da biziz,
yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada.
arkamızda kalan yollarda ayak izlerimiz kanlı,
arkamızda kalan yollarda ulu uyumları aklımızın, ellerimizin, yüreğimizin,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte.
kanlı ayak izlerimiz mi önümüzdeki yollarda duran?
bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar?
çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.
çocuklar ölebilir yarın,
hem de ne sıtmadan, ne kuşpalazından,
düşerek de değil kuyulara filân;
çocuklar ölebilir yarın,
çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,
çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
arkalarında bir avuç kül bile değil,
arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan.
negatif resimcikler boşluğun karanlığında.
krematoryum, krematoryum, krematoryum.
bir deniz görüyorum
ölü balıklarla örtülü bir deniz.
negatif resimcikler boşluğun karanlığında,
yaşanmamış günlerimiz
çocukların avuçlarıyla birlikte yok olan.
bir şehir vardı.
yeller eser yerinde.
beş şehir vardı.
yeller eser yerinde.
yüz şehir vardı.
yeller eser yerinde.
yok olan şehirlere şiirler yazılmayacak,
şair kalmayacak ki.
pencerende bir sokak bulvarlı.
odan sıcak.
ak yastıkta üzüm karası saçlar.
adamlar paltolu, ağaçlar karlı.
penceren kalmayacak,
ne bulvarlı sokak,
ne ak yastıkta üzüm karası saçlar,
ne paltolu adamlar, ne karlı ağaçlar.
ölülere ağlanmayacak,
ölülere ağlayacak gözler kalmayacak ki.
eller kalmayacak.
negatif resimcikler dalların altındaki
yok olmuş olan dalların altındaki.
yok olmuş olan dalların üstünden
o bulutlardır geçen.
güneye götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
ölmek istemiyorum,
kuzeye götürmeyin beni...
batıya götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
ölmek istemiyorum,
doğuya götürmeyin beni...
bırakmayın beni burda,
götürün bir yerlere.
ölmek istemiyorum,
ölmek istemiyorum.
o bulutlardır geçen
yok olmuş olan dalların üstünden.
tahta, beton, teneke, toprak, saman damlarımızla iki milyardan artığız,
kadın, erkek, çoluk çocuk.
ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
ama keder
dilediğin kadar,
yorgunluk da göz alabildiğine.
hürriyet hepimize yetmiyor.
hürriyet hepimize yetebilir
ve sevda kederi,
hastalık kederi,
ayrılık kederi,
kocalmak kederinden
gayrısı aşmayabilir eşiğimizi.
kitap hepimize yetebilir.
ormanlarınki kadar uzun olabilir ömrümüz.
yeter ki bırakmayalım, yaşanmamış günlerimiz yok olmasın çocukların
avuçlarıyla birlikte,
boşluğun karanlığına çıkmasın negatif resimcikler,
yeter ki ekmek ve hürriyet yolunda dövüşebilmek için yaşayabilelim.
tanrı ellerimizdir,
tanrı yüreğimiz, aklımız,
her yerde var olan tanrı,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte
ve bestecisi sayılarda ve satırlarda ulu uyumların.
insanlar sizi çağırıyorum:
kitaplar, ağaçlar ve balıklar için,
buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.
çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.
kaynak: nazım hikmet tüm şiirleri, yky
genco erkal'ın güzel sesiyle
devamını gör...
amerika'da pahalı olup türkiye'de ucuz olan şeyler
emeğimizin karşılığı.
devamını gör...
haydarpaşa garı
öğrenciyken trenle eskişehir'e gitmek sebebiyle uğradığım gar. treni beklerken gar lokantasına girip bir şeyler atıştırır, bir iki bira atardım. bu lokantada bulunan lcd televizyonu çıkarsanız anında ambiyans 30 sene öncesine giderdi, öyle nostaljik ve keyifliydi. üç sene kadar önce kadıköy belediyesi'nin burada yapılan kitap fuarı sayesinde anılarım canlanmıştı ve en mükemmel kitap fuarı deneyimimi yaşamama vesile olmuştu. ayrıca tuvaletteki pisuar manzarası açık ara en kral tuvalettir.(bkz: swh)
devamını gör...
zaman makinesi icat edilse tanışılacak insanlar
öncelikle atalarım: bilge kağan , yüce türk atatürk
daha sonra: diyojen , sokrates , platon , descartes , sun tzu vb. birçok farklı zaman dilimi, coğrafi alanlarda yaşamış filozoflar...
daha sonra: diyojen , sokrates , platon , descartes , sun tzu vb. birçok farklı zaman dilimi, coğrafi alanlarda yaşamış filozoflar...
devamını gör...
kalp
akıldan geçenleri duygularla birleştirerek insanı akıl dışında var eden organdır. düşündüklerinin kalbine sığmamasıdır, insan oğlunun. yaşadığı sürece , içinde var olan duygularla o ritmi koruyabilmektir. yaşamaktır, bağlanmaktır. sevmenin adıdır en önemlisi. kalbinde ondan başkasına yer olmamasıdır. kimseyi sığdıramama, kimseyi düşünememektir. karşılığını bulamadığın sevgilerin ağrımasıdır. insanı öldüreceğini düşündüğü kasılmalara sokmasıdır. insanda var olan aklın bir anda durması, bütün organların sadece onu dinlemesidir. gözlerin baktığı özel bakışlara ritmin artması , vücütan ter boşanmasıdır. insanı yöneten, hayata olmanı sağlayan ve duygularının tek hakim yeri olan gizli bir bölmedir.

devamını gör...
duvar yazıları
korkma la! biziz halk.
devamını gör...