t: en basit tabiriyle, bir dilin konuşurları ile başka bir dilin konuşurlarının -veya lehçelerin- arasındaki birbirlerini efor sarf etmeden anlayabilme durumu olarak açıklanabilir. bir dilin veya lehçenin "dil" veya "lehçe" olarak adlandırılmasında kullanılan ölçütlerden biridir.

bu karşılıklı anlaşabilme oranı iki dil arasında farklı derecelerde olabilir. örneğin, biz azerbaycan türkçesini, -yüzdeleri tam hatırlamamakla birlikte- %60-70 oranında, azerbaycan türkçesi konuşurları ise bizi %80-90 oranında anlamaktadırlar. bu bölgeden bölgeye bile değişmektedir. sebebi ise, kuvvetle muhtemel, azerbaycan türkçesi konuşurlarının bizden daha fazla arapça, farsça ve rusça sözcük kullanması olmalıdır. yani, sözcüksel farklardır. tabii, ufak tefek gramer farklılıkları da anlaşılma oranlarına etki edebilir. örneğin, doğu anadolu ağızları azerbaycan türkçesine hem gramer hem sözcüksel olarak daha yakındır, bu yüzden karşılıklı anlaşılabilirlik daha fazladır. şu makalede, türk dilleri arasındaki mevzu bahis konu genişçe ele alınmaktadır.

talat tekin, türk dilleri arasında karşılıklı anlaşılabilirlik oranı az olduğu için birçok türkolog'un aksine onlara "lehçe" yerine "dil" der. türkoloji eleştirileri'nde bu konu üzerinde çokça durur, türk dilleri arasında birçok cümle karşılaştırması yapar. örneğin;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kandırıldım.
devamını gör...

şampuan reklamındaki saçlar,yıkayıp çıkınca asla öyle olmayacak herkes çok iyi biliyor.
devamını gör...

david cronenberg imzası taşıyan, 2007 yapımı, başrollerinde naomi watts ve viggo mortensen'in arzı endam ettiği bir güzel film. hassas bünyelere tavsiye edilmez. son derece çarpıcı sahnelere sahiptir. ciddi dram içerir bunun da çok ötesinde bir netlikte işlenmiştir konusu. oyuncuyu iyi yönetmeyi bilen bir yönetmen cronenberg. yine de şu an bile, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen vincent cassel'lı sahnelerin saf yetenek olduğunu hatırlıyorum, düşünüyorum.



bebeğini henüz kaybetmiş, rus bir baba ve ingiliz bir anneye sahip sıradan bir kadın. filmin başından itibaren naif, yufka yürekli olarak lanse edilmiş, seyirciye bu adamda bir olaylar var dedirtmiş bir mafya şoförü, kötülük yapan adamlar, çökertilmesi gereken bir örgüt. david cronenberg'i tanımayan biri pekala bu sıradan kadının gözünü karartıp, kendisinin ve tüm sevdiklerinin hayatını riske atmak pahasına mafyaya savaş açacağını, aslında iyi olan abinin de yardımıyla koca örgütü 150 küsür dakikalık bol koşmalı, bol aksiyon sahneli bir film ile çökerteceğini düşünebilir. ama gerçek hayatta işler böyle olmuyor. gerçek hayatta sıradan insanlar boylarını aşan tehlikeli işlere kalkışmıyor, iyi adamlarla kötü adamlar dövüşürken iyi adamlar da yara alıyor, hatta bazen sadece şans yanlarında olduğu için kavgadan galip çıkıyor. cronenberg sinemada insanlara görmek istediklerini değil, gerçekliği tüm çıplaklığı ile anlatmayı düstur edinmiş bir yönetmen. bu filmi ile de bunu ne kadar başarılı bir şekilde yaptığını bir kez daha göstermiş.
devamını gör...

henüz kesin olmasa da merkez üssü kırıkkale olabilecek olan deprem. kontrol ediyorum kesinleşir mi diye.

edit: kalecik ve 4,6 büyüklüğünde...
devamını gör...

“mide beyinden akıllıdır çünkü mide kusmayı bilir, beyin her pisliği yutar…”
cengiz aytmatov-beyaz gemi
devamını gör...

en azından iş bulabiliyorlar sigortasız yevmiyeli falan dediğim isyan. yüzsüz herifler.

bugün sabır günü.(bkz: swh)
#988657 yahu güzide yazarlarım herkese açık başlık, benim nickaltıma hakaret edeceğine buradan konu hakkındaki engin siyasal bilgilerin ile cevap, fikir versene herkes okusun. suriyelilerin bu işsizlikte bu ülkeden kayıt dışı ekmek yemesi ırkçılıksa evet ben ırkçıyım sayın ordanaryüs.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türk halk müziği enstrumanı. almak isteyenlere biraz bilgi vermek isterim.

bağlama almadan önce youtube vb. gibi internet sitelerinden bağlamaların özellikleri iyice araştırılmalı ve fikir sahibi olunmalıdır. gelisigüzel bir şekilde giderseniz değerinin çok üstünde para verirsiniz. sanmayın ki yurdum insanı bu konuda dürüsttür hak yemez. gelelim daha teknik detaylara.
1.bağlamayı imal eden usta çok önemlidir, belli bir standartı tutturmuş kişiler isim yapmıştır. o bölgede tanınırlar .

2. ilk önce tekne çapı olarak ne çok büyük ne de çok küçük tekneler tercih edilmeli, vücut yapısına uygun bir tekne seçilmelidir. genel olarak 38, 39 ve 40 tekneler yeni başlayanlar için uygundur.

3.kalite olarak usta önemli demiştik, genelde oyma ve yaprak olarak iki çeşit bağlama imal edilir. dut oyma bağlamalar tutulur ve tercih edilir. tını ve sağlamlık bakımından yıllara meydan okur ve zaman geçtikçe daha da güzel sesi çıkar.profesyonel kişiler içindir .

4. piyasada öğrenci bağlaması diye satılan ucuz fiyatlı bağlamaları çok tercih etmemek daha akıllıcadır.hem öğrenme safhasında çalmak zordur hem de sesi iyi çıkmaz kulak aşinalıgızın oluşması zaman alır.

5.tekne olarak kelebek ağacından veya maun ağacından yapılan yaprak baglamalarda eğer işçiliği iyi yapıldıysa tercih edilebilir. tınısı güzel ve kolay çalmaya elverişlidir.

6. herkesin dediği gibi yanınızda bilen biri olsun.

7. bağlamaları denerken fiziki olarak bakın. dışında çökme ya da vernik atması olmamalıdır. ses deliğinden ışığa doğru tutarak bakın, içine ışık girmemelidir.eger ışık giriyorsa bağlama çatlak olabilir bu da sesin kötü ve zayıf çıkmasına sebep olur.

8.her bağlamayı tek tek deneyin, satıcıdan çekinmeyin, acele etmeyin.eger çalmayı hiç bilmiyorsanız satıcıdan rica edebilirsiniz. ses olarak hangisi sizi mutlu ediyorsa ya da kulağınıza güzel geliyorsa onu tercih edin.

9. bağlamanin telleri klavyeye ne çok yakın olmalı ne de çok uzak olmalı.eger teller çok yakınsa cızlama problemi olur.cok uzaksa çalması çok zorlaşır.genelde 3.5-4 mm gibidir.

10.notaları tek tek basarak kontrol edin. cızlama gibi bir durum varsa sap atması,eşik problemi vs. gibi sorunlar vardır.

11. en çok merak edilen soru uzun sap bağlama mı yoksa kısa sap bağlama mı? bunun cevabı maalesef kişiden kişiye değişiyor. kısa sap öğrenmesi bir tık daha kolay bana göre. bilindiği gibi bağlamanın orjinali uzun saptır. ancak kısa sap bağlama da ayrı bir lezzetlidir. tavsiyem ilk önce kısa sap başlayıp sonra uzun sap bağlama denemektir.

12. ilk başlarda notalar biraz sıkıcı gelecektir ve tezene vuruşlarınız kulak tırmalayıcı sesler çıkaracaktır.mümkünse eğer tek başınıza sizi kimsenin rahatsız etmeyeceği bir yerde çalışın.

13. eğer yaşınız büyükse(30 ve üzeri) parmaklarınız çok zorlanacak ve çok ağrı çekeceksiniz.küçük bir lastik top alarak gün içerisinde parmakları çalıştırmak çok faydalı olacaktır.


bu yol çok emek ve sabır isteyen bir yol. ancak bu zehrin etkisi damarlarınıza işlemeye başladığında dünyanız eskisi gibi olmayacak. tıpkı organ nakli yapılan bir çocuğun görmeye başlaması gibi hayatınız tamamen değişecek.
devamını gör...

cehennemde yer kalmamış, boşalana kadar burada beklememizi söylediler.
devamını gör...

psikolojide obsesif kompulsif bozukluk (okb) olarak geçer. insanın zihninden uzaklaştıramadığı, tekrar tekrar düşündüğü ya da yaptığı şeyleri temsil eder. ''geride bırakamıyorsan, tekrarlar'' sözü, saplantı ile paralel bir görüş bildirir.

daha spesifik bir örnek vermek gerekirse, ilişkilerde ''hep de beni buluyor böyleleri'' dendiğini duymuş ya da demişsinizdir. aslında onlar sizi bulmaz, siz onları bulursunuz. ilişkilerde size davranışları ve tavırları aynı ya da benzer olan kişileri seçersiniz ve aynı şekilde başa çıkmaya çalışırsınız. kafanızdaki düşünce ''bu sefer olacak''tır ama bir türlü olmaz. bu da farkında olmadan saplantı halini alır.

biraz daha bilgi vermek için edit: yukarıda açıkladığım ilişki üzerine örnek elbette saplantının tek konusu değildir. temizlik, şüphe duyma, simetri, sayı sayma veya dini takıntılar en bilinen saplantı türlerindendir. örneğin dini konuda bağlı olan biri, görevlerini yerine getirmediğini düşünüp bunu takıntı yaptığı taktirde kendisini tanrı'ya daha doğrusu kutsal gördüğü şeye küfür ederken bulabilir. tabii ki bu her vakada görülmeyeceği gibi ilerleyen vakalarda (hepsinde değil) görülür.

genelleyici olacak fakat ben takıntıların asla durup dururken oluştuğunu düşünmüyorum. altında travmatik olayların da yatabileceğini düşünüyorum. şahsımda ilerlememiş olsa da bir şeyi birkaç kez kontrol etme takıntısı var. ve bunun bende hangi olaydan sonra oluştuğunu biliyorum. bir arkadaşımın gelişigüzel sınav yerlerimizi söylemesinden ve sınav yerine gittiğimde aslında orasının benim sınıfım olmadığını öğrenmemden sonra oluştu. normalde kendi gözümle görmeden inanmayacak biri olsam da o an kontrol edememiştim ve kontrol edemememin cezası neredeyse sınava giremeyecek olmamdı. bundan sonra başka şeyleri kontrol ettiğimi bilsem de birkaç kez daha kontrol edip içimi rahatlatmaya başladım. evet birkaç kez kontrol etmem sinir bozucu olabilir fakat artı yönü de yok değil, tekrar tekrar düşünen ve kontrol eden insanlar daha az hata yapar. elbette ilerlediği taktirde davranış terapisi ve/veya ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
devamını gör...

seni ona hatırlatabilecek bişey olsa yeter.. küçük veya büyük olması maddiyatı önemli değil bencee
devamını gör...

bozdurulan dolar.*
devamını gör...

üst edit: "her güzel şey zaman alır," derler ancak "zaman her güzelliği alır," sözünden bahsetmez kimse. bu listeye dahil ettiğim ve üzerine asla gül koklamadığım birçok yazar ya banlandı ya da izne çıktı. zaman güzelliği aldı anlayacağınız. haziranın altısından güncelleme geliyor şimdi.

sözlükteki birçok yazarla az çok anım var. hepsini anlata anlata ve de öve öve bitiremem ancak bazı yazarlar var ki; onları görünce gözümden kalpler, dilimden sevgi sözcükleri fırlıyor. öyle yalakalık olsun diye de demiyorum. emekçiye hakkı her zaman en önce verilmeli.

meja: gözümde oldukça değerli, kültürlü ve bilgili bir yazardır. olduğu gibidir. açık sözlü, tarafsızdır. idolümdür, desem abartmış olmam.

mahlassızım: nasıl oldu da unuttum! başımıza taşlar yağacak! ilk günden itibaren asla çizgisinden çıkmayan kaliteli bir yazar. iyi ki buraya gelmiş.

zülal_kalender1: inşallah bana kızmamıştır. zira onu unutmak için deli olmak gerekir. kusuruma bakmayın efendim, aklım başımdan gitmiş!

freud purosu: ağırbaşlı, samimi ve dürüst biridir. bilgisi paylaşır, bencillik etmez. değerlidir.

armysuzy: sevgili dear'ım, yoldaş'cığımın yan çarı *, canım ciğerim.

zümrüd-ü anka: benim bir kopyam olsaydı kesinlikle o olurdu. başka bir şehirde yaşıyor ama sanki yan yanayız. fena seviyorum. umarım hayat ona en güzel yönünü gösterir. sevgiler, sarılmalar.

evernevergreen: çok geç bulduğum bir ruhu güzel. öğretmenim, canım benim, çiçeğim. sözlük dünyasının görüp görebileceği en çalışkan editör. * keşke, keşke daha erken görüşseydik.

karambol: zeki, minnoş ve dost gibi dosttur. bir ara ufak bir yanlış anlaşılma oldu aramızda, birbirimize girdik ama eski arkadaşın tartışması da güzel olur. dööööööööön artıııııııık.

ucemak: önce artı oylarıyla, şimdi de sözleriyle gönlümü fethetti. içtenliğine bayıldığım biri, iyi ki var.

tutankamonun laneti: yüzü güzele kırk günde doyulurmuş da, huyu güzele, espriliye, zekiye kırk yılda doyulmazmış.

ölmedim ama hafif sürünüyorum: nickine inat oldukça güçlü, samimi ve oldukça zeki bir kadındır. olmasaydı ne yapardım acaba?

yoldaş benjamin franklin: kendisini asla bir yönetici olarak görmüyorum. benim için her zaman çok iyi bir dost, yardımsever bir insan ve işini iyi yapan bir kgb ajanıdır. büyüyü bozdum ama olsun. *

eyluling: etipuf'umdur. beni karşılayan ve nickaltımı açarak hesaba aldığını, saydığını gösteren ilk kişidir. değerlidir.

uykusuzkahve: çikolatalı kekimdir, ruh ikizim, canımın içi dışıdır, kelebeğimdir. *

patagonyalı: mod oldu ama yazar kişiliğini, arkadaş kişiliğini hiç bırakmadı. teşekkür ediyor, sevgilerimi yolluyorum.

yırttık abicim yırttık: kendisine mars'tan vatandaşlık vermişimdir. evren'e onunla alakalı çok güzel mesajlar yollamışımdır, bir tanemdir.

bal yerine reçel yapan arı: sürüden ayrılıp sürü psikolojisini yıkan, bombus arısı kadar tatlış, minnoş, güzellik.

robins: umarım önerdiğim filmleri izler de, konuşacak bol bol ortak konumuz olur. zira kendisiyle sohbet etmek benim için bir şereftir.

trevor philips: dergi çıkarmadaki cesaretiyle etkilendiğim, ince mizahlı, enerjik yazar. umarım o enerjinin yarısı bana da geçer. yoksa o uçarken yerden izlemek zorunda kalacağım! *

ve daha nice insan gibi insan. eğer unuttuğum varsa affola. aklımda o kadar çok insan var ki!
klavyem düşüncelerime yetişemediğinden birçoğu eksik kaldı ama onlar benim için önemlerini biliyorlar. umarım küsmezler. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çaya çok yakışan sağlıklı atıştırmalık.
devamını gör...

"uyandığımda onu ilk kim görecek
bıraktığım düşü kim büyütecek?"

manga-cevapsız sorular
devamını gör...

insanın anlayamadığını sorgulaması yerine basit ama yanlış cevaplar bulması daha kolay geliyor sanırım.nickaltına yazdığım ve bana yazan insanların çoğuyla iyi kötü bir muhabbetim olmuştur. kaldı ki bir insanın nickaltına negatif bir şey yazacak halim yok çünkü negatif enerjiden uzak durmak istiyorum. yani yazarken ederken elbette karmam artsın isterim ama günün sonunda artmış artmamış o kadar umursamıyorum ki. karma olayın eğlencesi ve çoğu insanında burada aldığı karmaları ciddiye aldığını sanmıyorum. bunun için bir insan neden yalakalık yapsın o zaten bambaşka bir konu. hepimiz eğleniyoruz ve azıcık kafamız dağılsın istiyoruz. olay bu.
devamını gör...

o değil de ben iltifat almadığımı fark ettim. teşekkürler sözlük. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim