sıkı bir skins izleyicisi olarak katkıda bulunmak istediğim başlık.evet fazla izleyeni olmadı belki ama bu mükemmel bir dizi olduğu gerçeğini değiştirmez.en azından bir göz atın verdikleri toplumsal mesajlara bakın eminim ki beğenecek ve hak vereceksiniz.
devamını gör...

çünkü çinliler kendilerine kobay arıyordu, e türkiyeden iyi kobay millet mi bulacaklar kardeşim? brezilya gibi varoş bir ülke bile kullanımından vazgeçti aşının, zaten açıklanan etkinlik değeri çok az. ama malum partiye üye olan kaymak tabaka pfizer-biontech aşısını çoktan vurdurdu keyfine bakıyor.
devamını gör...

yanan aşk âteşine âteş-i düzahtan iymindir
ne kim bir kez yanar yandırmak anı gayr-i mümkindir
fuzuli
devamını gör...


“cehennem, insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.”


devamını gör...

maalesef sevmeyi bilmiyordur, bundan mütevellit sevilmeyi de bilemez. bu hazineden yoksun bir kadını dünyanın en zengin adamı da olsa gerçek anlamıyla mutlu edemez. diyeceksiniz ki zaten kadın paranın getirdiği mutluluğu istiyor. ben de onu diyorum. içinde sevgi yoksa neyleyim köşkü, neyleyim sarayı.
devamını gör...

yazar olduğumdan beri hep iyi niyetli insanlar ile karşılaşıyorum. dilerim sonsuza dek bu böyle sürer.
devamını gör...

kişisel iletiyi önceden aldığım için yine kazık yedik dedirten indirimdir. iade yapılıyor mu iko kardeş.
devamını gör...

çakar çakmaz , yakan çakmak olmuş , en iyisi muhtar çakmağına, geri dönmek.
biraz ispirto ,bir adet çakmak taşı ile romayı bile yakarız artık.
devamını gör...

sende ne konuştuğuna dikkat et önce diyebileceğim yazar tanımı.
devamını gör...

olur olmadık yerde yanlışlıkla canlı yayın açma korkusu.
insanlara güvenme korkusu. herkes kurgu yapıp yalanlara sığındığı için birine güvenmek zor geliyor.
fotoğrafımı başka birine gönderip dalga geçme korkusu.
beni dinliyorlar mı acaba korkusu. konuştuğunuz bir ürünün reklamını görmek korkutuyor.
linç korkusu ve elestirilme korkusu.
devamını gör...

kabaca "itaat et" manasına gelen latin kökenli kelime.

bunun bir ara (yaklaşık 3 yıl kadar önce) şapkası vardı. hızlı abilerimiz/ablalarımız bayılırlardı kendisine. mesela üstte bu, altta kısa kol tişört-tayt ikilisiyle tamamlardı kızlar. şapka güzeldi, hoştu fakat takan kitlenin kalite ortalaması yüzünden değeri hayli düştü. bende de var, bir kez taktım; edebiyat hocamız dalga geçti, o gün bu gündür daha çıkarmadım rafından. öylece kaldı gitti. sonra ne oldu bilinmez, tek seferde indirdiler tahttan.
devamını gör...

anıları silme özelliği.
devamını gör...

afrika kıtasında yetişen et renginde olan bir bitki türüdür. salgıladığı sıvıyla etrafına hayvan dışkısına benzer bir koku yayar ve bu yaydığı kokuyu alan böcek ve sineklerin içine çekip yer. aynı zamanda fotosentez yapmayan bir bitkidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim için önce eşim sonra annem gelir.
devamını gör...

kimse bir sözcüğü doğru/yanlış yazmakla büyük veya küçük olmaz fakat fernando pessoa "isa'nın ayaklarına dokunmuş olmak, noktalama işaretlerini yanlış kullanmayı affettirmez." de der.

bildiğiniz tek şey entelektüel sözcüğünün doğru yazımı ise bilmedikleriniz daha kıymetli olabilir. buradaki bilgi okuduğunu, duyduğunu aktarma yetisi değil. biz bilgiyi ortaya çıkarıldığı gibi öğrenmediğimizden tersine bir yol izliyor ve sağlıklı bir biçimde bilgiye kavuşamıyoruz. haliyle birçok şey daha zor. bilgi ile hafızada tutma yeteneğini bir tutuyorsak çok daha zor. bilge insan bilgili insan ama bilgili her insan bilge insan diyemiyoruz. kavram karmaşası yaşıyoruz.

herkes ne olduğu, kim olduğu hatta kim olmadığı ile ilgili bir iddiada bulunup karara varabilir halde. ben entelektüelim diyen insan, olduğunu iddia ettiği şeyin doğru yazımını biliyordur. bu kadar.
devamını gör...

kışın güneşli günler olmuyor mu?
devamını gör...

herkes kürk mantolu madonna der ,ben içimizdeki şeytan diyorum.
devamını gör...

kız arkadaş ne giyeceğini sevgilisine sormak mı zorunda?
devamını gör...

güzel bir anımı hatırlayamadım ama babamın bir anısını yazayım.
sene 1998 babam ve 5 arkadaşı çok güzel bir kadroyla dershane açıyorlar. dershane açıldıktan sonra tek yapılması gereken öğrencilere ulaşmak ve kayıt yaptırmaları için ikna etmek. o dönemlerde de dershaneler arası bir moda varmış, dereceye giren ogrencilere hediye vermek gibi. bizimkiler de düşünmüşler ve reklam panolarına bu yaziyi yazdırmışlar
" üniversite giriş sınavında ilk 3'e giren öğrencimize 0 km doğan slx vereceğiz"
tabi bu kampanyadan dolayı bütün sınıflar dolmuş bunun heyecanıyla bir sene eğitim vermişler ve sınav zamanı gelmiş bütün öğrenciler sınava girmiş. yaklaşık olarak 2 ay sonra sınav sonuçları açiklanmiş.
ertesi hafta bir öğrenci bu reklam projesini hatirlamiş ve dershaneyi ziyarete gelmiş belgelerle babama ve diğer hocalara türkiye'de fen kısmında 3 matematik kisminda 2. olarak derece yaptığını söylemiş ve arabayi istemiş.
tabi bizimkiler öyle bir reklam yaptiklarini bile unutmuşlar. neyse sadete geleyim
1999 yılında sıfir km doğan slx'i almış babamgil ve öğrenciye vermiş. öğrenci şuanda başarili bir endüstri mühendisi.
bu da böyle bir anımız buraya kadar okuduysan teşekkür ederim.*
devamını gör...

"ya biri ben sayarken elimden alıp kaçarsa?" paranoyasıyla hiç olamadığım insan türüdür. onun yerine hızlıca alıp cüzdanım koyduktan sonra yol boyunca "ya eksik verdiyse, keşke saysaydım" diye düşüne düşüne kendimi yemek her zaman tercih ettiğim diğer saçma opsiyondur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim