naat
kelime anlamı olarak övmek, methetmek anlamlarına gelen kelime, hz. muhammed'i övmek veya niteliklerini aktarmak amacıyla yazılan şiirler için kullanılmıştır. naatları yazan kişilere na’t-gü, naatları dinsel törenlerde okuyan kişilere de na’t-han denir.
arif nihat asya'nın 'naat' şiiri ve fuzulinin su kasidesi naat örnekleridir.
arif nihat asya'nın 'naat' şiiri ve fuzulinin su kasidesi naat örnekleridir.
devamını gör...
mutlu eden sesler
benim için (çarşaf gibi denizin) dalga sesidir.
sabah erken saatlerde başka türlü, öğlen başka, akşam üstü başka, gece başka. her biri farklı tınıda, her biri farklı rahatlatıcı.
ayrıca, kokusu bile var bu sesin. çifte mutluluk.
sabah erken saatlerde başka türlü, öğlen başka, akşam üstü başka, gece başka. her biri farklı tınıda, her biri farklı rahatlatıcı.
ayrıca, kokusu bile var bu sesin. çifte mutluluk.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
bu akşam saat 20'de mükemmel bir agora meyhanesi yayını sizleri bekliyor olacak sevgili yazarlar!
şahsım birtakım kişisel sebeplerden dolayı katılamayacak, içim içimi yiyor.* her hafta sabırsızlıkla beklerdim çünkü sizlerle buluşmayı.. bu hafta değerli bir konuğumuz olacak. güzel sesli adam pinkshinyultratambourine!
kulağım ve kalbim sizinle!
şahsım birtakım kişisel sebeplerden dolayı katılamayacak, içim içimi yiyor.* her hafta sabırsızlıkla beklerdim çünkü sizlerle buluşmayı.. bu hafta değerli bir konuğumuz olacak. güzel sesli adam pinkshinyultratambourine!
kulağım ve kalbim sizinle!
devamını gör...
bilal erdoğan'dan yoksulluğa çözüm
çaldıklarının pardon kazandıklarının zekatını verse ülkede aç kalmayacak bir ailenin en zeki üyesinin açıklamasıdır.
devamını gör...
ölen kişinin ardında bıraktığı yürek burkan şeyler
doğum günü.
başlıkta sadece fiziki şeyler mi kastedildi bilmiyorum ama aklıma ilk gelen şey o oldu.
başlıkta sadece fiziki şeyler mi kastedildi bilmiyorum ama aklıma ilk gelen şey o oldu.
devamını gör...
8 cm topuklu giyen kapalı kadın
isterse 5 isterse 15 cm topuk giyebilecek kadındır . hür doğdu hür yaşar , kime ne .
devamını gör...
kişinin sperm haline vereceği öğüt
seni yakacaklar!!!
devamını gör...
üstteki yazarın mahlasını cümle içinde kullanmak
tolgamental olarak çöküşte olduğunu düşünüyor.
devamını gör...
ev işi yapan erkek
rimbaud' a kesinlikle katılıyorum. bu kadın erkek değil, kişi olarak ele alınması gereken bir konudur. herkesin sorumlulukları ve görevleri belirlidir ve bunları yerine getirmesi gerekir. bunu yaptığı için ayrı bir tebriğe gerek olduğunu düşünmüyorum.
devamını gör...
bu ne dünya kardeşim
yeliz'in 70'li yıllara damga vuran şarkısı.
hababam sınıfı uyanıyor filminin bir sahnesinde de hababamlar tarafından söylenmiştir. onu da şarkının altına ekleyelim.
bu ne dünya kardeşim gülen gülene
bu ne dünya kardeşim böyle
ben de bunlar gibi gülsem mi öyle
yüreğim kan ağlasa bile
ne bir kürk ister bu sen gönlüm
ne bir han ne de saray, lalalay la la lalay
ye iç eğlen çok kısa ömrün
sev çünkü sevmek en kolay
hababam sınıfı uyanıyor filminin bir sahnesinde de hababamlar tarafından söylenmiştir. onu da şarkının altına ekleyelim.
bu ne dünya kardeşim gülen gülene
bu ne dünya kardeşim böyle
ben de bunlar gibi gülsem mi öyle
yüreğim kan ağlasa bile
ne bir kürk ister bu sen gönlüm
ne bir han ne de saray, lalalay la la lalay
ye iç eğlen çok kısa ömrün
sev çünkü sevmek en kolay
devamını gör...
kara ayaklı gelincik
abd’ de nesli tükenmekte olan ve 1988 de ölen, hücreleri dondurularak saklanan, “willa” isimli kara ayaklı gelinciğin hücrelerinden klonlanan, 10 aralıkta dünyaya gelen ve elizabeth ann ismi verilen gelincik türü.
devamını gör...
adminlik teklifini reddetmek
teklifin bundan haberi var mı dedirtmiştir.
devamını gör...
deniz görmeden yaşayamam insanı
sanki denizi olan illerde yaşayanlar her gün deniz görüyor, benim denizi görmem, karşıyaka tünellerin i bornova ya doğru geçerken bayraklı'dan tepeden gördüğüm deniz bu, en son sahile ne zaman indim hatırlamıyorum, herkes iş güç peşinde, kim düşünür denizi.
devamını gör...
pan'ın labirenti
guillermo del toro'nun 2006 yılında gösterime giren, ''büyülü gerçeklik'' tarzının başyapıtlarından birisi olan filminin türkçe adı.
orjinal adı ise''el laberinto del fauno''...
film ispanya iç savaşının henüz yeni bittiği ve franco rejiminin ispanyol halkının tepesine kabus gibi çöktüğü bir dönemi, küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. bunu öyle bir şekilde yapıyor ki, bir yandan ''ay carmelo''nun tüm melodisi kulaklarınızın içerisinde dans ederken, öte yandan ''küçük prens''in gözünden yıldızlara bakıp, yine onun gözünden yıldızların çiçek açtığını görüyorsunuz.
fantastik bir dünyayı baz alarak, gerçek bir dünyanın politik taşlaması nasıl yapılır sorusunun beyaz perdedeki yanıtı tartışmasız ''pan'ın labirenti''dir.
filmi izlemeyenler de olduğunu düşünerek, mümkün mertebe ipucu vermekten uzak durmak iyi olacak. o yüzden karakterleri ve karakterlerin kimi/neyi temsil ettiği kısmına hiç girmeyeceğim.
zira herkes, kendi dünya penceresinden bakıp, gerekli eşleştirmeleri yapacaktır diye düşünüyorum.
onun yerine filmle ilgili bir kaç anekdot aktarmak daha isabetli olacaktır sanırım.
filmin ismiyle başlayalım. yönetmen'in de altını çizdiği üzere filmin adının, ingilizce ''pan’s labyrinth'' olarak çevrilmesi aslında bir çeviri hatası.
filmin orjinal isminde geçen ''fauno'' esasen roma mitolojisindeki ''faun''. pan ile benzerlikleri olsa da, onu yunan mitolojisinde karşılayan karakter ''satir''ler. filmi izlerken bu nokta göz önünde bulundurulmalı zira filmi ilk izleyişimde ben de aynı yanılgıya düşmüştüm ve bu durumu filmdeki bir açık olarak değerlendirmiştim. tabi baltayı taşa vurduğumuzu sonrasında öğrenmiş olduk. ***
filmin müziklerini javier navarrete yapmış ki, filmden sonra dinlediğinizde bile sizi farklı diyarlara götürüyor.
''pan'ın labirenti''ni izlediyseniz, ''şeytan'ın belkemiği''ni de izlemenizde fayda olacaktır. her iki filmi izlememiş olanlar içinse mantıklı olan önce ''şeytan'ın belkemiği''ni izlemek olacaktır. böylece hem ''pan'ın labirenti'' hakkında bir sürü teori üretebilme fırsatı elinize geçecek, hem de dost meclislerinde tartışacak güzel bir mevzunuz olacaktır.
şu güzel görseli de ekler kaçarım... herkese iyi seyirler **
orjinal adı ise''el laberinto del fauno''...
film ispanya iç savaşının henüz yeni bittiği ve franco rejiminin ispanyol halkının tepesine kabus gibi çöktüğü bir dönemi, küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. bunu öyle bir şekilde yapıyor ki, bir yandan ''ay carmelo''nun tüm melodisi kulaklarınızın içerisinde dans ederken, öte yandan ''küçük prens''in gözünden yıldızlara bakıp, yine onun gözünden yıldızların çiçek açtığını görüyorsunuz.
fantastik bir dünyayı baz alarak, gerçek bir dünyanın politik taşlaması nasıl yapılır sorusunun beyaz perdedeki yanıtı tartışmasız ''pan'ın labirenti''dir.
filmi izlemeyenler de olduğunu düşünerek, mümkün mertebe ipucu vermekten uzak durmak iyi olacak. o yüzden karakterleri ve karakterlerin kimi/neyi temsil ettiği kısmına hiç girmeyeceğim.
zira herkes, kendi dünya penceresinden bakıp, gerekli eşleştirmeleri yapacaktır diye düşünüyorum.
onun yerine filmle ilgili bir kaç anekdot aktarmak daha isabetli olacaktır sanırım.
filmin ismiyle başlayalım. yönetmen'in de altını çizdiği üzere filmin adının, ingilizce ''pan’s labyrinth'' olarak çevrilmesi aslında bir çeviri hatası.
filmin orjinal isminde geçen ''fauno'' esasen roma mitolojisindeki ''faun''. pan ile benzerlikleri olsa da, onu yunan mitolojisinde karşılayan karakter ''satir''ler. filmi izlerken bu nokta göz önünde bulundurulmalı zira filmi ilk izleyişimde ben de aynı yanılgıya düşmüştüm ve bu durumu filmdeki bir açık olarak değerlendirmiştim. tabi baltayı taşa vurduğumuzu sonrasında öğrenmiş olduk. ***
filmin müziklerini javier navarrete yapmış ki, filmden sonra dinlediğinizde bile sizi farklı diyarlara götürüyor.
''pan'ın labirenti''ni izlediyseniz, ''şeytan'ın belkemiği''ni de izlemenizde fayda olacaktır. her iki filmi izlememiş olanlar içinse mantıklı olan önce ''şeytan'ın belkemiği''ni izlemek olacaktır. böylece hem ''pan'ın labirenti'' hakkında bir sürü teori üretebilme fırsatı elinize geçecek, hem de dost meclislerinde tartışacak güzel bir mevzunuz olacaktır.
şu güzel görseli de ekler kaçarım... herkese iyi seyirler **
devamını gör...
homeros (yazar)
izmir'i çok sevdiği belli olan, bazı durumlarda doğrulara ve kurallara aşırı bağlı olup herkesin de buna uymasını bekliyomuş gibi gösteren ama aslında oldukça hoşgörülü olan, büyük ihtimalle yanında rahat ve iyi hissedeceğiniz destekleyici yazar.
kopyala yapıştır yapsa kimsenin haberi olmayacak konularda bişiler yazarken kendi cümleleriyle yazdığını hissettiriyor. kendi cümleleriyle yazdığı yazılarda asla gereksiz detaylara yer vermiyor ve keyifle okunabilen uzun paragraflar yazabiliyor.
onu mutlu etmek istiyorsanız yazım kurallarına uyabilirsiniz. o zeki kafası mutluluğu hak ediyor.
kopyala yapıştır yapsa kimsenin haberi olmayacak konularda bişiler yazarken kendi cümleleriyle yazdığını hissettiriyor. kendi cümleleriyle yazdığı yazılarda asla gereksiz detaylara yer vermiyor ve keyifle okunabilen uzun paragraflar yazabiliyor.
onu mutlu etmek istiyorsanız yazım kurallarına uyabilirsiniz. o zeki kafası mutluluğu hak ediyor.
devamını gör...
tarık bin ziyad
'gemileri yakın' emri ile bilinen komutandır. adı, tuzlu ve tatlı suyun birbirlerine karışmadığı bir boğaza da verilmiştir.
devamını gör...
sinema tarihinin en iyi oyunculuk performansları
benim için christian bale’in the prestige’deki oyunculuğudur.
tarihteki en efsane değildir elbette, hatta bale’in bile en efsane performansı değildir belki ancak orada onu izlemekten aşırı keyif alıyorum.
tarihteki en efsane değildir elbette, hatta bale’in bile en efsane performansı değildir belki ancak orada onu izlemekten aşırı keyif alıyorum.
devamını gör...


