meja ve folloş baksır ile tanımsız saatler radyo yayını

evvveeet ampirikukalar....
akşamın zikkiz bucuğunda turbo cüzel meja ila gelelim dedik.
dinlemek için tıklayın. zamanın nasıl geçtiğini umursamayın.
playboy hayatı sürüyormuşcasına "ilişkilerde yapılması ve yapılmaması gerekenler" nedir konuşmaya geldik.
konu hakkında düşüncesi olanları
düşünmeden yaşayanları
dinlemeden konuşanları
partneriyle yarışanları aramızda görmek istediğimiz bu program öyle herhangi bir birogram değil.
elbette her sevenin rotası belli, kalbimiz.
ama hepimiz biraz qalpsiziz.
tşk.
elekte elenenlerin dinlediği programımızda süprüzlü konuklar mı olur?
meja sultan laflarıyla kalbimizden mi vurur
rbf dağlara taşlara mı yürür bilmiyoruz.
bildiğimiz tek bir şey var karanlık oluuup ışıklarını soğurmaktan mutluyuz.
desteksizleri takın, dinlemede kalın.
devamını gör...
the queen’s gambit
satranç takımı fiyatlarını da arttırmıştır.
devamını gör...
ekrem imamoğlu'nun lan demesi
cumhurbaşkanımız da demişti halkına. o yüzden bir tuhaflık görmüyorum.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
saygılarımla.
devamını gör...
spontane radyo yayını
fantastik büyücüler demişken tuncer ustael'den bahsedeceksiniz, öyle değil mi?*
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
ekmek yoksa pasta yesinler swh
devamını gör...
derin bir insan olmak
bazı insanlardır.
bazı insanların gözünün içine bakınca bu insan derin bir insan dersiniz hissettirir onu size konuşmasından gülüşünden yüzünden.
yaşamış tecrübe etmiş acı çekmiş öğrenmiş insan olmaktır. normal insanlardan ayrı bir mertebede durmaktır.
bazı insanların gözünün içine bakınca bu insan derin bir insan dersiniz hissettirir onu size konuşmasından gülüşünden yüzünden.
yaşamış tecrübe etmiş acı çekmiş öğrenmiş insan olmaktır. normal insanlardan ayrı bir mertebede durmaktır.
devamını gör...
bal
duman grubunun soliati kaan ın rahmetli sevdiceği ahu için yazdığı ve ahunun intiharından sonra bir daha sahnede söylemediği benim de en sevdiklerimden olan şarkısıdır
devamını gör...
depresyon
depresyon sadece mutsuz, umutsuz ya da çaresiz hissetmek değildir. depresyonu tecrübe etmekte olan kişilerin düşünsel yetileri de bozulmaya başlar. dikkat, hafıza ve karar verme becerileri gibi birtakım zihinsel beceriler sekteye uğrar. eğer depresyondaysanız zihinsel becerilerinizi sınırlanmış halde bulabilir, bu yüzden de sorunlara yaklaşma biçiminizde bazı problemler yaşadığınızı gözlemleyebilirsiniz.
dikkat: depresyonda olan insanların dikkat problemleri yaşaması, depresyonda olmayan insanlara göre daha olasıdır. depresyondaki bireylerde neyin dikkat problemlerine yol açtığını henüz tam olarak bilinmese de bu iki durum arasında bir bağlantı bulunduğu kesindir.
hafıza: depresyonu ileri düzeyde tecrübe etmekte olan kişiler aynı zamanda kahvaltıda ne yediğini unutma ya da önemli bir olayın ayrıntılarını hatırlamama gibi kısa süreli hafıza kayıpları da yaşayabilir.
karar verme: depresyon karar verme becerilerini olumsuz yönde etkilediği için, kahvaltıda ne yiyeceğinize karar vermek ya da akşam yemeği için nereye gideceğinizi belirlemek gibi oldukça basit ve neredeyse önemsiz kararları almakta bile sorunlar yaşayabilirsiniz.
yönetsel fonksiyonlar: depresyon, bilgiyi işleme becerilerini etkileyen yönetsel fonksiyonlar üzerinde de olumsuz etkiye sebep olur. yönetsel fonksiyon bozuklukları, fatura ödemeyi ya da cevapsız bir telefon çağrısına geri dönmeyi hatırlamak gibi basit görevler için engelleyici olabilir. neyse ki yönetsel fonksiyon sorunları genellikle akuttur; stresli, üzgün ya da uykusuz kalındığında ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.
devamını gör...
yatak nevresimini kendi başına değiştirmek
gereksiz olarak dramatize edilen olay. üniversitede yurtta kaldığım ilk günden başladığım nevresim değiştirme kariyerim 42 yaşıma gelmemle birlikte devam ediyor. evlenmemle birlikte bir iki defa eşimle birlikte denedik değiştirmeyi ama olmuyor. her yipidin yoğurt yiyişi farklı misali, ikimizin de yorganı nevresime yerleştirme tekniğimiz farklı. ikimiz de inatçı boğalar olduğumuz için o bir taraftan ‘yok yanlış yapıyorsun doğrusu böyle’ derken, ben de bir yandan çekiştirerek ‘çok biliyorsun sen’ diyerek gereksiz tartışmalara neden oldu bu durum. şimdi sadece ben değiştiriyorum ve evimize resmen huzur geldi. yapmayın etmeyin, nevresim değiştirmeyi tek kişi üstlensin evde ya da dönüşümlü yapın; ama lütfen beraber yapmayın.
devamını gör...
superman'in tıraş olma sorunu
aşırı çarpıcı "oha olur mu öyle şey" diyeceğiniz bir iddia bırakıp kaçacağım. superman ya kadınsa?* hepimiz kandırılmış olabiliriz. her şey olabilir.
devamını gör...
whisper (yazar)
masadan eksilen dostlara biri daha eklendi. yahu ne güzel sürünüyorduk beraber, hiç oldu mu bu?
devamını gör...
georges bataille
fransız antropolog, filozof, yazar. 10 eylül 1897 tarihinde doğdu.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
insan kurban etme mitoslarından ziyadesiyle etkilenen bataille, acéphale adlı bir gizli cemiyet kurmuş ve dönemin entelektüellerini bu cemiyetin çatısı altında toplamıştır; felsefe kaynaklı okumalarda kullanılan "başsız cemaat" imgesine büyük ölçütte acéphale'in varlığı kaynaklık etmiştir. marquis de sade ve friedrich nietzsche gibi son derece aykırı filozoflardan etkilenen bataille, ilk romanı "gözün öyküsü"nü lord auch mahlasıyla yayınlamış, hem tepki hem de beğeni uyandırmayı başarmıştır.
ancak gözün öyküsü, bataille'ı bataille yapan şeylerden sadece biri olacaktı.
"ihlal/doz-aşımı edebiyatı" olarak nitelenen bir tarzda "annem", "göğün mavisi" ve "rahip c." gibi eserler vermeye devam eden bataille, edebiyatçılık hususundaki üretkenliğine rağmen felsefeye yaptığı katkılarıyla parlamaktadır. tanrısız bir ezoterizmin, ilahın merkezde olmadığı bir metafiziğin felsefesini yaptığı "iç deney", kendisinin anlaşılması en zor mamafih en bereketli ve yaratıcı metinlerinden birisidir. erotizmin ve korkunun felsefesinin yapıldığı, arzu ile ürküntü arasındaki sınırların kurcalandığı bu enteresan metni yapı kredi yayınları türkçe'ye kazandırmıştır.
iç deney'in yanı sıra fetişizmin felsefesine de çok fazla kafa yoran bataille, "baş parmak" isimli bir makaleyi bu konuyu daha fazla aydınlatmak içni ele almış, ayaklara karşı duyulan ilginin ve tiksintinin antropolojik kökenlerini keşfetmeye girişmiştir. sanatın zalimane uygulaması isimli makalesinde ise şiddet içerikli edebiyatın ve sanatın, yaratabileceği arınma ve dehşet hissinden dolayı insanı gerçek bir şiddet eyleminden nasıl uzaklaştırabileceğini ele almıştır.
bir takım edebiyatçıları ve düşünürleri incelemeye koyulduğu "edebiyat ve kötülük" isimli metninde ise william blake, emily brontë, marquis de sade ve jean genet gibi yazarların üretimlerinin ardına yapan habislikleri ve şeytani duygulanımları bu kişilerin üretimleri ve kişilikleri bağlamında ele alarak, yazılan eserlere yeni bir soluk ve görme biçimi* kazandırmayı başarmıştır.
lanetli pay isimli kitabında ekonomiye yönelik görüşlerini ve belli başlı kurban etme eylemlerinin harcamaya uyarlanmasının nasıl bir ekonomik sistem oluşturabileceğine kafa yormuştur. bataille'a göre ekonominin artı değeri önünde sonunda üremeden uzak bir cinselliğe, sanata ve gösterilere harcanmalıdır, aksi takdirde söz konusu "lanetli pay", insanoğlu tarafından savaşa ve yıkıma harcanacaktır.
michel foucault, jacques derrida, maurice blanchot ve julia kristeva'yı etkileyen felsefesini geride bırakarak 1962'de ölmüştür.
devamını gör...
balûli dana
yedinci yüzyılda yaşamış kürt şair.
bir şiirinin kürtçe ve türkçesini bırakacağım.
[ey watey yaran...]
ey watey yaran, ew watey yaran
ême dêwaneyîn ew watey yaran
henî megêlin yek yek şaran
ta zinde kerim ayîn îran
[...]
ew watey yaran, ew watey yaran
we qanûn şert ew watey yaran
çendê mewla bim girdiman şaran
yaranim kerden we qeway maran (55,56)
türkçesi
[yârlar diyor ki...]
bazı yârlara göre, bazı yârlara göre*
divane olmalıymışız o yârlara göre
ama dolaşıyorlar tek tek şehirleri
diriltmek için eski iran dinini
[...]
bazı yârlara göre, bazı yârlara göre
bazısı diyor ki, o kanunlara göre
dolaştık şehirleri tanrı yolunda
yârlar güçlüdür, yaklaştıkça tanrı'ya
-------------------------
*) yâr (çoğulu ' yârân ' ), zerdüşt'e iman edenleri tanımlamaktadır. aynı zamanda yârsan dinine mensup olanlari niteler.
••••••••••••
çeviri : (bkz: selim temo)
kaynak : kürt şiiri antolojisi, agora kitaplığı, 3.basım, syf 2 ve 3.
bir şiirinin kürtçe ve türkçesini bırakacağım.
[ey watey yaran...]
ey watey yaran, ew watey yaran
ême dêwaneyîn ew watey yaran
henî megêlin yek yek şaran
ta zinde kerim ayîn îran
[...]
ew watey yaran, ew watey yaran
we qanûn şert ew watey yaran
çendê mewla bim girdiman şaran
yaranim kerden we qeway maran (55,56)
türkçesi
[yârlar diyor ki...]
bazı yârlara göre, bazı yârlara göre*
divane olmalıymışız o yârlara göre
ama dolaşıyorlar tek tek şehirleri
diriltmek için eski iran dinini
[...]
bazı yârlara göre, bazı yârlara göre
bazısı diyor ki, o kanunlara göre
dolaştık şehirleri tanrı yolunda
yârlar güçlüdür, yaklaştıkça tanrı'ya
-------------------------
*) yâr (çoğulu ' yârân ' ), zerdüşt'e iman edenleri tanımlamaktadır. aynı zamanda yârsan dinine mensup olanlari niteler.
••••••••••••
çeviri : (bkz: selim temo)
kaynak : kürt şiiri antolojisi, agora kitaplığı, 3.basım, syf 2 ve 3.
devamını gör...
nehar tüblek
türk karikatür sanatını üç tarihsel dönemde incelersek ikinci dönemi temsil eden karikatürcülerden birisidir.
birinci dönem en önemli temsilcilerinden birisi cemal nadir güler'dir. bu dönemde karikatürde birbiriyle konuşan iki insan vardır ve karikatürün esprisi bazen iki satır olan yazıyla verilir. (cemal nadir'in bant karikatürü amcabey de böyledir)
ikinci döneme ben akbaba dönemi diyorum. akbaba, yusuf ziya ortaç tarafından çıkartılan, içinde karikatürden başka tefrika roman ve uzun yazılar da olan büyük bir dergiydi. (örneğin muzaffer izgü'nün kara mizah romanı halo dayı ilk olarak akbaba'da yayınlanmıştı)
nehar tüblek, nehar tüblek olmasını bu dergideki çizimlerine borçludur. ikinci dönemin en büyük çizerlerinden birisidir ve 1924 yılında başladığı yaşamı, 1995 yılında hürriyet gazetesinde çizim masasında sona ermiştir.
not. karikatürümüzün üçüncü ve son dönemi 1970'lerin başında yayınlanmaya başlayan gırgır dergisinin açtığı dönemdir. gırgır dergisi mizahı sokağa indirmiş ve 30 milyonluk türkiye'de haftada 400bin satmış çok büyük bir mizah fenomenidir. (bkz: gırgır dergisi)
nehar tüblek'in bir karikatürü:
birinci dönem en önemli temsilcilerinden birisi cemal nadir güler'dir. bu dönemde karikatürde birbiriyle konuşan iki insan vardır ve karikatürün esprisi bazen iki satır olan yazıyla verilir. (cemal nadir'in bant karikatürü amcabey de böyledir)
ikinci döneme ben akbaba dönemi diyorum. akbaba, yusuf ziya ortaç tarafından çıkartılan, içinde karikatürden başka tefrika roman ve uzun yazılar da olan büyük bir dergiydi. (örneğin muzaffer izgü'nün kara mizah romanı halo dayı ilk olarak akbaba'da yayınlanmıştı)
nehar tüblek, nehar tüblek olmasını bu dergideki çizimlerine borçludur. ikinci dönemin en büyük çizerlerinden birisidir ve 1924 yılında başladığı yaşamı, 1995 yılında hürriyet gazetesinde çizim masasında sona ermiştir.
not. karikatürümüzün üçüncü ve son dönemi 1970'lerin başında yayınlanmaya başlayan gırgır dergisinin açtığı dönemdir. gırgır dergisi mizahı sokağa indirmiş ve 30 milyonluk türkiye'de haftada 400bin satmış çok büyük bir mizah fenomenidir. (bkz: gırgır dergisi)
nehar tüblek'in bir karikatürü:
devamını gör...
karşılıksız aşk
neden sizi sevmediğini anlamazsınız. kabullenmek istemezsiniz.
üzerimize kurulan medeniyet, adap ve görgü kuralları çerçevesinde saygılı davranıp o kişiyi rahatsız etmemeye çalışırsınız. bu sizin freninizdir.
ama ilkel dürtüleriniz öyle demez. kendinize bir hakaret olarak algılarsınız. nasıl olur nasıl olur da benim gibi bir erkeği/kadını seçmez? ben dururken onu seçer onun yanına gider dersiniz.
bu aslında onunla sizin aranızda olan bir mücadele değil sizin içinizle olan bir mücadeledir ama beyin kendini suçlu göstermek istemez. tüm suçu karşı tarafa atar.
bu bir takıntıya dönüşürse işte o çok tehlikelidir. zamanla olmadık her şeyi kurarsınız ve işin sonu aşık olduğunuz - takıntılı olduğunuz- kişiye zarar vermeye bile gidebilir.
çok bilindik bir söz olan çivi çiviyi söker sözü ilaç gibi gelir.
siz siz olun hem kendinize hem de bir başkasına zarar vermemek için yeni partnerler arayın.
sevdiğiniz kişiyi herkesten farklı görüyorsunuzdur doğru ama şunu unutmayın çilekli dondurmayı tek seven o değil. macera filmlerini izleyen tek o değil.
yeryüzündeki tek gamzeye sahip olan kişi de o değil.
(bkz: yarının ne getireceğini kimse bilemez)
üzerimize kurulan medeniyet, adap ve görgü kuralları çerçevesinde saygılı davranıp o kişiyi rahatsız etmemeye çalışırsınız. bu sizin freninizdir.
ama ilkel dürtüleriniz öyle demez. kendinize bir hakaret olarak algılarsınız. nasıl olur nasıl olur da benim gibi bir erkeği/kadını seçmez? ben dururken onu seçer onun yanına gider dersiniz.
bu aslında onunla sizin aranızda olan bir mücadele değil sizin içinizle olan bir mücadeledir ama beyin kendini suçlu göstermek istemez. tüm suçu karşı tarafa atar.
bu bir takıntıya dönüşürse işte o çok tehlikelidir. zamanla olmadık her şeyi kurarsınız ve işin sonu aşık olduğunuz - takıntılı olduğunuz- kişiye zarar vermeye bile gidebilir.
çok bilindik bir söz olan çivi çiviyi söker sözü ilaç gibi gelir.
siz siz olun hem kendinize hem de bir başkasına zarar vermemek için yeni partnerler arayın.
sevdiğiniz kişiyi herkesten farklı görüyorsunuzdur doğru ama şunu unutmayın çilekli dondurmayı tek seven o değil. macera filmlerini izleyen tek o değil.
yeryüzündeki tek gamzeye sahip olan kişi de o değil.
(bkz: yarının ne getireceğini kimse bilemez)
devamını gör...
sözlük profilinde sosyal medya hesabı paylaşan tip
(bkz: isteyen istediğini yapar),benim için sorun olmayan eylem.
sıkıntı varsa gizli hesap olan profili paylaşmaktadır.
ne güzel arayan olur diye önümüze koymuşsun. e bırak bari bir fikrimiz olsun, bakalım, keşfedelim.*
birkaç kişi bulmuştum böyle, fotoğraf çekip kitap önerisi yapan.. güzel olabiliyor.
faydalı işler yapana denk gelebiliriz.*
sıkıntı varsa gizli hesap olan profili paylaşmaktadır.
ne güzel arayan olur diye önümüze koymuşsun. e bırak bari bir fikrimiz olsun, bakalım, keşfedelim.*
birkaç kişi bulmuştum böyle, fotoğraf çekip kitap önerisi yapan.. güzel olabiliyor.
faydalı işler yapana denk gelebiliriz.*
devamını gör...
yazarların en sevdiği çocuk kitabı
kaşağı ve heidi kitapları çocukluğumdur benim..
kaşağı bana ilk hüznümü*, ilk defa bir kitapta dehşete düşüşümü yaşatmıştır.
heidi ise o kadar güzel ve eğlendirmişti ki beni, çizgi filmini bile baştan sona izlemiştim.
kaşağı bana ilk hüznümü*, ilk defa bir kitapta dehşete düşüşümü yaşatmıştır.
heidi ise o kadar güzel ve eğlendirmişti ki beni, çizgi filmini bile baştan sona izlemiştim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
neredeyse bir hafta olacak, boğazımda bir yumruyla dolaşıyorum... oysa, tekrar bu hale gelmeyeceğime inanmıştım ama olmadı. uzun zamandır modumun bu kadar düşük olduğu bir süreç yaşamamıştım. bir daha düşmem diye bir şey yokmuş. önemli olan; klişe de olsa, bir daha düşmemeyi hedeflemek değil, düştüğünde tekrar ayağa kalkacak güce sahip olduğuna inanmakmış...
devamını gör...
leptin hormonu
eksikliği,doyma hissine engel olur.çocukları ve bebekleri obezleştirir.tedavisi son derece pahalı olup her seferinde olumlu sonuç alınmayabilir.
samsun'da yaşayan yağız bebek bu hastalığa bir örnektir.
www.cnnturk.com/turkiye/yag...
samsun'da yaşayan yağız bebek bu hastalığa bir örnektir.
www.cnnturk.com/turkiye/yag...
devamını gör...