yazasının gelmemesi
an itibariyle yasadigim olay. simdi emek verip bir suru sey yazacaksin da, zaten bircogu okumadan gececek de, okuyan anketci ergenler hicbir bok anlamayacak da ohoooo.
devamını gör...
hacamat yaptıran basur hastasının anüsüne bardak kaçması
1 hafta sonra fark etmesine mi şaşırsam
hacamat yapan kişinin ben ince belli kullanıyorum bu benim bardağım degil dedigine mi şaşırsam bilemediğim olay bi pislik yada fantezi vardır ya bu işin içinde bilemedim.
hacamat yapan kişinin ben ince belli kullanıyorum bu benim bardağım degil dedigine mi şaşırsam bilemediğim olay bi pislik yada fantezi vardır ya bu işin içinde bilemedim.
devamını gör...
coğrafyacıların çocuklarına isim önerileri
ufuk,tan,doğan,güneş
ard arda okuyunca hoş olabilir.
ard arda okuyunca hoş olabilir.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
“çünkü hepsi birbirinin eşiydi, hepsi aynı orospunun çocuklarıydı ve sırt çantalarıyla mataralarının ağırlığını, süngü çakılmış tüfeklerinin ayıbını, körü körüne itaatin onmaz çıbanını ve sözümona onur duygusunu hep aynı vurdumduymazlıkla yaşıyorlardı”
(bkz: yüzyıllık yalnızlık)
(bkz: yüzyıllık yalnızlık)
devamını gör...
başlık açayım derken çığır açmak
herkesin başına gelmesi gereken durum.
ekşi'de eskiden mesela öyleydi, herhangi bir başlık pat diye patlardı, aynı gün google'da 1. sırada gündem olurdu. önemli bir özelliktir. gücü bir yüzüğün içinde sihirli şekilde taşımak gibidir.
ekşi'de eskiden mesela öyleydi, herhangi bir başlık pat diye patlardı, aynı gün google'da 1. sırada gündem olurdu. önemli bir özelliktir. gücü bir yüzüğün içinde sihirli şekilde taşımak gibidir.
devamını gör...
pegasus airlines
tek kelimeyle dandik firma. bir kez kullandım ve bacaklarım çürüdü yolculuk ederken. koltuk araları çok dar. uçak desen ayrı bir gürültülüydü zaten. hayatımda yaptığım en gergin uçak yolculuğuydu. allahtan kısa mesafeydi de 1 saat içinde eziyetten kurtuldum. kesinlikle tavsiye etmem.
devamını gör...
24 temmuz 2021 iphone kullanıcılarına gelen alarmlı bildirim
ilk kez allahtan android kullanıyoruz dedirtmiştir.
devamını gör...
biblioklept
yunanca kökenli bir kelimedir. ödünç olarak verdiğimiz kitapların bir daha geri verilmemesi, kişinin kitabı vermemesi ve çalması anlamına gelmektedir.
-herkesin başına geldiğini düşündüğüm durumdur. ödünç olarak verilir ama asla o kitap gelmez ve üstüne bahaneler uydurulur.
-herkesin başına geldiğini düşündüğüm durumdur. ödünç olarak verilir ama asla o kitap gelmez ve üstüne bahaneler uydurulur.
devamını gör...
yazarların yazdığı hikayeler
kafa yazarların, kafa hikayelerini barındıran bir başlık olması dileğiyle...
jetonum bitmese geri dönüp son bir şey daha söylemek için tekrar arardım, uzun zamandır parasızdım ama bir şekilde karnım doyuyor çöplerden çıkardıklarım onlarca kediyle birlikte ziyafet çekmemize yetiyordu. 5 aydır sokaklardayım daha önce nerdeydim hatırlamıyorum aslında ben hayatımın sadece son 5 ayını hatırlıyorum sokakta uyandım kar yağıyordu ama sıcaktı dizlerimi karnıma çekmiş ayaklarıma sarılmıştım üşüdüğümden değil sanki anne karnındaydım. önceden neredeydim kimdim bilmiyorum hatırladığım tek şey sokakta uyandığım belkide ben önceden yoktum bir anneden doğmadım, bir anda bu sokakta belirdim. belki tanrı beni kedilerle birlikte çöpleri karıştırayım diye bi anda bu şekilde yarattı buraya bıraktı beni.
iyi ama konuşmayı düşünmeyi bunca şeyi nerden öğrendim belliki önceden de vardım. hafızamı kaybetmişsem falan belki ondan biliyorum konuşmayı, belkide tanrı full paket program yarattı beni. bilmiyorum, tek bildiğim sokakta uyandığım. 5 aydır burayı terketmedim nereye gideceğimi bilmiyorum esasında korkuyorum, bu sokak doğurmuş sanki beni, ilk bu çöp kutusundan emzirmişim, kediler kardeşlerimmiş, sokaktaki tabelalar gelip geçen binlerce insan hepsi bir evin içindeki eşyalar gibi. kokuyorum diye kimse benimle konuşmaz, bazen öylece kaldırımın kenarında oturmuşken önüme bozukluk paralar atarlar. bir sürü topladım ama hiç bir zaman bişey satın almadım. bir türlü bir şeye ihtiyacım olmadı. 5 aydır hiç bir şey istemedi canım. ayakkabısızlığa öyle alıştım ki asfaltı kaldırımı hissetmek çok hoşuma gidiyor. daha önce hiç ayakkabım oldu mu acaba. hiç bir şeye ihtiyacım olmadı taa ki o güne kadar.
ben henüz 3 aylıkken -sokak yaşımdan bahsediyorum- çöpten topladıklarımla sokağın güneşli köşesinde kahvaltı yaparken gazete kağıdında bir resim gördüm bana çok benzeyen traşlı giyimli bir adam altında da ünlü oyuncu 3 aydır kayıp yazıyordu. hayatım altüst oldu o an bu lavuk ben miyim acaba diye sıkıntıya düştüm. parkeden araçlardan kendi suratıma bakıp bu ben değilimdir diye defalarca baktım burnumun kenarında ve sol yanağımda iki ben var resimdeki lavuğunkilerde aynı yerde gülüşümde aynı delirecektim neredeyse.
bütün dünyam yerle bir olmuştu, artık sokakta çöpten bulduğum bereyi ve gözlüğü takmaya başladım ya biri beni tanırda polise ihbar ederse diye korkuyordum. ben sokakta doğduğuma daha doğrusu belirdiğime inanıyordum öyle huzurluydumki anne karnında gibiydim çöplük bana her şeyi veriyordu hergün başka bir süprizle doluyordu hiç bir ihtiyacım yoktu onlarca kedim vardı hiç bir sorunum yoktu üstelik tanrı beni bir anda böylece yaratıp bu sokağa göndermişti bana bir çöplük vermişti herşeyim tastamamdı. şimdi bir anda karşıma çıkan bu resim bu ben kılıklı adam...
iki ay boyunca çok sıkıntı çektim yüzümü insanlardan gizleyerek yaşadım daha sonra dayanamadım gazetedeki numarayı aramak istedim. eğer o adam gerçekten bensem şuan beni arayan bir ailem olabilir diye düşündüm. yaşadığımı bilmelerimi gerek yoksa öldüğümü düşünmeleri daha mı iyi bilemedim. büfeden jeton alıp sokaktaki ankesörlü telefondan numarayı çevirdim.
-sabah gazetesi ihbar hattı.
-alo.
-buyrun beyefendi.
-kaybolan ünlü oyuncu için aramıştım.
-ferit utku mu?
-evet onun için.
-evet anlatın dinliyorum bir bilginiz var mı onun hakkında?
-önce sormak istediğim bazı şeyler var.
-tabi buyrun.
-bu adamın bir ailesi var mıydı?
-bildiğim kadarıyla bir sevgilisi var sadece evli değildi.
-peki adamı seviyor muydu o kadın.
-nasıl anlamadım.
-adamı seviyor muydu?
-beyfendi lütfen beni oyalamayın bi bilginiz yoksa lütfen meşgul etmeyin bizimde işimiz gücümüz var yüzlerce gereksiz ihbar alıyoruz yormayın bizi lütfen bir bilginiz var mı kayıp şahısla ilgili?
-....
telefonu kapattığımda nasıl rahatladığımı anlatamam çocuğum yok karım yok. sadece sevgili, sevgili dediğin nedir ki çoktan beni unutup başkasını bulmuştur bile zaten artık ben bambaşka biriyim evim sokak adım hiç kimse. burda belirdim ben, tanrı beni bu sokağa gönderdi burda varoldum ben.
jetonum bitmese dönüp son bir şey daha söylemek için tekrar arardım, uzun zamandır parasızdım ama bir şekilde karnım doyuyor.
jetonum bitmese geri dönüp son bir şey daha söylemek için tekrar arardım, uzun zamandır parasızdım ama bir şekilde karnım doyuyor çöplerden çıkardıklarım onlarca kediyle birlikte ziyafet çekmemize yetiyordu. 5 aydır sokaklardayım daha önce nerdeydim hatırlamıyorum aslında ben hayatımın sadece son 5 ayını hatırlıyorum sokakta uyandım kar yağıyordu ama sıcaktı dizlerimi karnıma çekmiş ayaklarıma sarılmıştım üşüdüğümden değil sanki anne karnındaydım. önceden neredeydim kimdim bilmiyorum hatırladığım tek şey sokakta uyandığım belkide ben önceden yoktum bir anneden doğmadım, bir anda bu sokakta belirdim. belki tanrı beni kedilerle birlikte çöpleri karıştırayım diye bi anda bu şekilde yarattı buraya bıraktı beni.
iyi ama konuşmayı düşünmeyi bunca şeyi nerden öğrendim belliki önceden de vardım. hafızamı kaybetmişsem falan belki ondan biliyorum konuşmayı, belkide tanrı full paket program yarattı beni. bilmiyorum, tek bildiğim sokakta uyandığım. 5 aydır burayı terketmedim nereye gideceğimi bilmiyorum esasında korkuyorum, bu sokak doğurmuş sanki beni, ilk bu çöp kutusundan emzirmişim, kediler kardeşlerimmiş, sokaktaki tabelalar gelip geçen binlerce insan hepsi bir evin içindeki eşyalar gibi. kokuyorum diye kimse benimle konuşmaz, bazen öylece kaldırımın kenarında oturmuşken önüme bozukluk paralar atarlar. bir sürü topladım ama hiç bir zaman bişey satın almadım. bir türlü bir şeye ihtiyacım olmadı. 5 aydır hiç bir şey istemedi canım. ayakkabısızlığa öyle alıştım ki asfaltı kaldırımı hissetmek çok hoşuma gidiyor. daha önce hiç ayakkabım oldu mu acaba. hiç bir şeye ihtiyacım olmadı taa ki o güne kadar.
ben henüz 3 aylıkken -sokak yaşımdan bahsediyorum- çöpten topladıklarımla sokağın güneşli köşesinde kahvaltı yaparken gazete kağıdında bir resim gördüm bana çok benzeyen traşlı giyimli bir adam altında da ünlü oyuncu 3 aydır kayıp yazıyordu. hayatım altüst oldu o an bu lavuk ben miyim acaba diye sıkıntıya düştüm. parkeden araçlardan kendi suratıma bakıp bu ben değilimdir diye defalarca baktım burnumun kenarında ve sol yanağımda iki ben var resimdeki lavuğunkilerde aynı yerde gülüşümde aynı delirecektim neredeyse.
bütün dünyam yerle bir olmuştu, artık sokakta çöpten bulduğum bereyi ve gözlüğü takmaya başladım ya biri beni tanırda polise ihbar ederse diye korkuyordum. ben sokakta doğduğuma daha doğrusu belirdiğime inanıyordum öyle huzurluydumki anne karnında gibiydim çöplük bana her şeyi veriyordu hergün başka bir süprizle doluyordu hiç bir ihtiyacım yoktu onlarca kedim vardı hiç bir sorunum yoktu üstelik tanrı beni bir anda böylece yaratıp bu sokağa göndermişti bana bir çöplük vermişti herşeyim tastamamdı. şimdi bir anda karşıma çıkan bu resim bu ben kılıklı adam...
iki ay boyunca çok sıkıntı çektim yüzümü insanlardan gizleyerek yaşadım daha sonra dayanamadım gazetedeki numarayı aramak istedim. eğer o adam gerçekten bensem şuan beni arayan bir ailem olabilir diye düşündüm. yaşadığımı bilmelerimi gerek yoksa öldüğümü düşünmeleri daha mı iyi bilemedim. büfeden jeton alıp sokaktaki ankesörlü telefondan numarayı çevirdim.
-sabah gazetesi ihbar hattı.
-alo.
-buyrun beyefendi.
-kaybolan ünlü oyuncu için aramıştım.
-ferit utku mu?
-evet onun için.
-evet anlatın dinliyorum bir bilginiz var mı onun hakkında?
-önce sormak istediğim bazı şeyler var.
-tabi buyrun.
-bu adamın bir ailesi var mıydı?
-bildiğim kadarıyla bir sevgilisi var sadece evli değildi.
-peki adamı seviyor muydu o kadın.
-nasıl anlamadım.
-adamı seviyor muydu?
-beyfendi lütfen beni oyalamayın bi bilginiz yoksa lütfen meşgul etmeyin bizimde işimiz gücümüz var yüzlerce gereksiz ihbar alıyoruz yormayın bizi lütfen bir bilginiz var mı kayıp şahısla ilgili?
-....
telefonu kapattığımda nasıl rahatladığımı anlatamam çocuğum yok karım yok. sadece sevgili, sevgili dediğin nedir ki çoktan beni unutup başkasını bulmuştur bile zaten artık ben bambaşka biriyim evim sokak adım hiç kimse. burda belirdim ben, tanrı beni bu sokağa gönderdi burda varoldum ben.
jetonum bitmese dönüp son bir şey daha söylemek için tekrar arardım, uzun zamandır parasızdım ama bir şekilde karnım doyuyor.
devamını gör...
leyla ile mecnun
leylâ ile mecnun, bir arap efsanesine dayanan klasik bir aşk hikâyesidir. fuzuli tarafından 1535 yılında kaleme alınan bu efsane, dünyevi aşkı bir basamak olarak kullanıp onun üstünden maddeden ayrılıp tamamen ruha ait olan ilahi aşkı anlatan hikayeye dönüşmüştür. hikaye şöyledir:
leyla ve mecnun hikâyesi ile ilgili farklı rivayetler vardır. genel olarak bilinen ise; leyla ile kays birbirine aşık olurlar, fakat leyla'yı kays'la değil başka bir adamla evlendirirler. bunu duyan kays, kimsesiz diyarlara / çöllere yaşamak için göç eder. aşkı o kadar derindir ki çevresindeki kimseyi duymaz olur, kendi sessizliğine gömülür. insanlar ona aşkı yüzünden kendini yitirmiş manasına gelen mecnun ismini verir. bir gün kendisine, yani mecnun’a sorulur:
- “sen kimsin?”
- “leylâ!” der.
yine sorulur:
- “nereden geldin?”
-“leylâ’dan…” der.
yine sorulur:
- “nereye gidiyorsun?”
- “leylâ’ya…” der.
bir gün leylâ çölde onu bulur ama mecnun onu tanımaz ve “leylâ benim içimdedir, sen kimsin?” der. leylâ, mecnun’un ulaştığı mertebeyi anlar ve evine geri döner ve üzerinden fazla zaman geçmeden hayata gözlerini yumar.
mecnun, bunu haber alınca gelip onun mezarına uzanır ve canından can gitmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlar. yaradan’a feryat figan dualar ederek canını almasını, kendisini leylâ’sına kavuşturmasını ister. duası kabul olur, göklerin gürlemesiyle birlikte leylâ’sına kavuşur.
--mutlu son--
leyla ve mecnun hikâyesi ile ilgili farklı rivayetler vardır. genel olarak bilinen ise; leyla ile kays birbirine aşık olurlar, fakat leyla'yı kays'la değil başka bir adamla evlendirirler. bunu duyan kays, kimsesiz diyarlara / çöllere yaşamak için göç eder. aşkı o kadar derindir ki çevresindeki kimseyi duymaz olur, kendi sessizliğine gömülür. insanlar ona aşkı yüzünden kendini yitirmiş manasına gelen mecnun ismini verir. bir gün kendisine, yani mecnun’a sorulur:
- “sen kimsin?”
- “leylâ!” der.
yine sorulur:
- “nereden geldin?”
-“leylâ’dan…” der.
yine sorulur:
- “nereye gidiyorsun?”
- “leylâ’ya…” der.
bir gün leylâ çölde onu bulur ama mecnun onu tanımaz ve “leylâ benim içimdedir, sen kimsin?” der. leylâ, mecnun’un ulaştığı mertebeyi anlar ve evine geri döner ve üzerinden fazla zaman geçmeden hayata gözlerini yumar.
mecnun, bunu haber alınca gelip onun mezarına uzanır ve canından can gitmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlar. yaradan’a feryat figan dualar ederek canını almasını, kendisini leylâ’sına kavuşturmasını ister. duası kabul olur, göklerin gürlemesiyle birlikte leylâ’sına kavuşur.
--mutlu son--
devamını gör...
agırroman
paylaştığı resimlerden ve nick'inden sanata olan ilgisi belli olan yeni bir yazar kendisi, ilk zamanlarından beri takip eden biri olarak nick altını açmak bana kısmet oldu.
@agırroman yazmaya devam et ltf. bence giderek güzelleşiyor yazdıkların.
@agırroman yazmaya devam et ltf. bence giderek güzelleşiyor yazdıkların.
devamını gör...
en mutlu olunan zaman
çok emek verdiğiniz, çok istediğiniz şeyi hakettiğiniz şekilde elde ettiğiniz zaman.
devamını gör...
intihar notu
hayatim da bir kereliğine mahsus yazdığım not. dilerim niceleri de gelmez.
yillar yillar önceydi aynen. lise 2. siniftayim. 1 bölüm dersi + 1 de tarih dersinden kalmışım. bölüm dersinin saati fazla olduğu için üstüne bir de tarih dersi piyangodan cikar gibi çıkmış başıma. sinifta kalacağım, okul uzayacak. deliriyorum tabi o zamanlar.
üstelik tarih ders notlarim da iyiydi ama selda bağcan tipli hocam sözlü notuma 10 girmiş. derse katılımın da iyi whis. diyorum nasil olabilir bu ? sivas yollarında mi girdi bu notu? diye düşünüyorum.
göz göre göre sınıfta kalacaksın. bittin mahvoldun. kalk git evde ne kadar hap bulursan iç, azrail suprayzz demeden sen bitir işini. bu kez arap şükrü bile kurtarmaz seni.
okuldan çıktım, otobus camından dışarıyı izleyerek kafamda kurdum planı. eve gidip tüm hapları içip intihar edeceksin dedim. hocayla gidip konuşup sözlü notumu düzeltmesini de isteyebilirdim ama aksam 5'e kadar e okul kapanacaktı ve hocayı okulda bulamam diye düşündüm. mecbur intihar edecegiz.
guzelce de bi intihar mektubu yazacağım sonra sizlere ömür olacağım. sanki diğer tarafa badem sütü kreması almaya gidiyorum rahatlığa bak. lanet whis.
neyse pembiş kare bir kağıt çıkarttım koydum çalışma masamın üstüne, önce yaptığım ufak tefek yaramazliklardan, sonra derslerimden bahsettim. sizleri çok seviyorum canım ailem beni affedin tarzı cümleler yazdim. ev halkından gizli gizli yediğim atıştirmaliklarin yerinden de bahsedip kağıdı rastgele bir kitabin içine koydum.
mutfaga gidip başak burcu annemin binbir özenle hazırlamış olduğu ilaç kutusunda ne kadar hap varsa kaptığım gibi odama geçtim.
içime bir kurt düştü tabi o sira . tutuştu bir yerlerim anlayacağınız. kolay mi öyle 15,16 yasinda intihar etmek? belki simdiki kafam olsa bu kadar zorlanmazdim. ama o zamanki intihar edeceğim derdi düşündükçe kahkaha atıyorum şimdi bunlari yazarken.
neymis 2 zayıfı varmış, neymis okul uzayacakmis. neymis azraile suprayyz diyecekmiş. ah seni vizyonsuz whiss ahhh.
gir son kez e okuldaki notlarına bak diyor icimden bir ses. hani sanki biri böyle whisliyor (fısıldıyor) kulağıma. kalktım girdim ben de e- okula. bir de ne göreyim benim tarih dersimin ortalamasi 85 olmaz mi? selda bağcan tipli hocam kafamin içinde türkü çığrıyor. bölüm dersimden de ortalamam sayesinde geçmişim,sistemde öyle görünüyor. yanimda olsa elinden tutar "selvi boylum salında gel ayirmadi bizi bak zalim kader" diye düet yapardım ona.
jet hızıyla ilaç kutusunu aldığım yere koydum. ama gelin görün ki o heyecanla,mutlulukla intihar mektubunu yırtıp atmamışım. tam 5 yıl boyunca kimse okumadı o kitabın içindeki mektubu . ben de dahil. hala kitaplığımda ki herhangi bir romanın içinde durur. alasım da yok kalsin orda öyle.
yaaa anlayacaginiz sözlük az daha b*k yoluna gidiyordum. içimdeki o whis'e binlerce kez şükürler olsun.
yillar yillar önceydi aynen. lise 2. siniftayim. 1 bölüm dersi + 1 de tarih dersinden kalmışım. bölüm dersinin saati fazla olduğu için üstüne bir de tarih dersi piyangodan cikar gibi çıkmış başıma. sinifta kalacağım, okul uzayacak. deliriyorum tabi o zamanlar.
üstelik tarih ders notlarim da iyiydi ama selda bağcan tipli hocam sözlü notuma 10 girmiş. derse katılımın da iyi whis. diyorum nasil olabilir bu ? sivas yollarında mi girdi bu notu? diye düşünüyorum.
göz göre göre sınıfta kalacaksın. bittin mahvoldun. kalk git evde ne kadar hap bulursan iç, azrail suprayzz demeden sen bitir işini. bu kez arap şükrü bile kurtarmaz seni.
okuldan çıktım, otobus camından dışarıyı izleyerek kafamda kurdum planı. eve gidip tüm hapları içip intihar edeceksin dedim. hocayla gidip konuşup sözlü notumu düzeltmesini de isteyebilirdim ama aksam 5'e kadar e okul kapanacaktı ve hocayı okulda bulamam diye düşündüm. mecbur intihar edecegiz.
guzelce de bi intihar mektubu yazacağım sonra sizlere ömür olacağım. sanki diğer tarafa badem sütü kreması almaya gidiyorum rahatlığa bak. lanet whis.
neyse pembiş kare bir kağıt çıkarttım koydum çalışma masamın üstüne, önce yaptığım ufak tefek yaramazliklardan, sonra derslerimden bahsettim. sizleri çok seviyorum canım ailem beni affedin tarzı cümleler yazdim. ev halkından gizli gizli yediğim atıştirmaliklarin yerinden de bahsedip kağıdı rastgele bir kitabin içine koydum.
mutfaga gidip başak burcu annemin binbir özenle hazırlamış olduğu ilaç kutusunda ne kadar hap varsa kaptığım gibi odama geçtim.
içime bir kurt düştü tabi o sira . tutuştu bir yerlerim anlayacağınız. kolay mi öyle 15,16 yasinda intihar etmek? belki simdiki kafam olsa bu kadar zorlanmazdim. ama o zamanki intihar edeceğim derdi düşündükçe kahkaha atıyorum şimdi bunlari yazarken.
neymis 2 zayıfı varmış, neymis okul uzayacakmis. neymis azraile suprayyz diyecekmiş. ah seni vizyonsuz whiss ahhh.
gir son kez e okuldaki notlarına bak diyor icimden bir ses. hani sanki biri böyle whisliyor (fısıldıyor) kulağıma. kalktım girdim ben de e- okula. bir de ne göreyim benim tarih dersimin ortalamasi 85 olmaz mi? selda bağcan tipli hocam kafamin içinde türkü çığrıyor. bölüm dersimden de ortalamam sayesinde geçmişim,sistemde öyle görünüyor. yanimda olsa elinden tutar "selvi boylum salında gel ayirmadi bizi bak zalim kader" diye düet yapardım ona.
jet hızıyla ilaç kutusunu aldığım yere koydum. ama gelin görün ki o heyecanla,mutlulukla intihar mektubunu yırtıp atmamışım. tam 5 yıl boyunca kimse okumadı o kitabın içindeki mektubu . ben de dahil. hala kitaplığımda ki herhangi bir romanın içinde durur. alasım da yok kalsin orda öyle.
yaaa anlayacaginiz sözlük az daha b*k yoluna gidiyordum. içimdeki o whis'e binlerce kez şükürler olsun.
devamını gör...
normal sözlük moderasyon güncellemesi
gitgide sistem oturacak.
hâlâ eksikler var elbet ama zamanla çözülecektir.
her türlü emeğe saygılıyız.
hâlâ eksikler var elbet ama zamanla çözülecektir.
her türlü emeğe saygılıyız.
devamını gör...
halil dervişoğlu
8 aralık 1999 hollanda, rotterdam doğumlu futbolcu. ingiltere championship ekiplerinden brentford'da forma giyiyor ve aynı zamanda türkiye u21 milli takımı için mücadele ediyor. şuan satın alma opsiyonu ile birlikte galatasaray ile anlaştığı haberleri var. bakalım bekleyip göreceğiz.
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
"hiçbir hayal eceliyle ölmez. mutlaka bir katili vardır."
devamını gör...
tedbirleri eleştiren savcının görevden uzaklaştırılması
ülkede özgürce fikrini beyan etmek de suç olmuş artık. tedbirleri yeterli bulmadığını söylemenin görevden uzaklaştırma almak için yeterli bir sebep olduğunu düşünmüyorum. yazık.
t: anlam veremediğim bir uzaklaştırma kararı.
t: anlam veremediğim bir uzaklaştırma kararı.
devamını gör...


