annenin whatsapp kullanması
ağırlıklı olarak görünen hali şöyledir: yazıyor...
whatsapp'a durum atar. başkalarının whatsapp durum değerlendirilmesi yapılır. bu durumlar genellikle facebook göndelerinin ekran görüntülerinden oluşur. akrabalar ile oradan görüntülü görüşülür.
whatsapp'a durum atar. başkalarının whatsapp durum değerlendirilmesi yapılır. bu durumlar genellikle facebook göndelerinin ekran görüntülerinden oluşur. akrabalar ile oradan görüntülü görüşülür.
devamını gör...
köpeksiz sokaklar istiyoruz
saçma bir istektir. bir sokak köpeği size bıçak çekmez. öldürüp varile koyup yakmaz. tecavüz etmez. çocuğunuzu kaçırıp valize koyup gömmez. hatta bir kap su ve mamayla sizi koruyacağına emin olabilirsiniz.
devamını gör...
deep turkish web
benim için guilty pleasure'ın tanımı bu adamlardır.
kendimi bildim bileli seksist insanlara karşı çıktım. "kadınla erkek nasıl eşit olacakmış yav" diyen hödüklere karşı mücadele verdim. o çok övündükleri fiziksel niteliklerin kendisini bu alanda yetiştirmiş kadınlarda da pek tabii olacağını, bunun cinsiyetle gelen bir meziyet olmadığını savundum. eril dile karşı oldum; kullanmadım, kullandırmadım. özellikle güzide dilimizin güzide küfürlerini bundan olabildiğince arındırmamız taraftarı oldum. erkeklerin de feminizmi savunabileceklerini anlatmaya çalıştım. yeri geldi bütün bunları bir erkek olarak düşündüğüm için meriç dediler, kılıbık dediler; yeri geldi kalıbım hakkında çeşitli cinsel saldırılara maruz kaldım.*
fakat gel gelelim, bu adamların videolarından çıkamıyorum arkadaş. bayağı bildiğin her küfürde kahkaha atıyorum mesela. tutamıyorum kendimi. özellikle nuri berber videoları çok iğrenç ya hani, bütün benliğimle bunu kabullendim ama gene deli gibi güldüm. yok, engel olamadım kendime. sonra bir de durup dururken kendimi sorguladım, "lan ben bunca zamandır bunca şeyi koftiden mi böyle düşünüyorum acaba?" diye. derken hemen aklıma kampüs cadıları isimli kofti feministlerin veet standını basıp üç kuruşa orada çalışmak zorunda kalan emekçi kızcağızı da aşağılaması olayı geldi. "yok," dedim kendi kendime, "benden daha koftileri de var."
değerli deep turkish web, sinirimi bozuyorsunuz.
kendimi bildim bileli seksist insanlara karşı çıktım. "kadınla erkek nasıl eşit olacakmış yav" diyen hödüklere karşı mücadele verdim. o çok övündükleri fiziksel niteliklerin kendisini bu alanda yetiştirmiş kadınlarda da pek tabii olacağını, bunun cinsiyetle gelen bir meziyet olmadığını savundum. eril dile karşı oldum; kullanmadım, kullandırmadım. özellikle güzide dilimizin güzide küfürlerini bundan olabildiğince arındırmamız taraftarı oldum. erkeklerin de feminizmi savunabileceklerini anlatmaya çalıştım. yeri geldi bütün bunları bir erkek olarak düşündüğüm için meriç dediler, kılıbık dediler; yeri geldi kalıbım hakkında çeşitli cinsel saldırılara maruz kaldım.*
fakat gel gelelim, bu adamların videolarından çıkamıyorum arkadaş. bayağı bildiğin her küfürde kahkaha atıyorum mesela. tutamıyorum kendimi. özellikle nuri berber videoları çok iğrenç ya hani, bütün benliğimle bunu kabullendim ama gene deli gibi güldüm. yok, engel olamadım kendime. sonra bir de durup dururken kendimi sorguladım, "lan ben bunca zamandır bunca şeyi koftiden mi böyle düşünüyorum acaba?" diye. derken hemen aklıma kampüs cadıları isimli kofti feministlerin veet standını basıp üç kuruşa orada çalışmak zorunda kalan emekçi kızcağızı da aşağılaması olayı geldi. "yok," dedim kendi kendime, "benden daha koftileri de var."
değerli deep turkish web, sinirimi bozuyorsunuz.
devamını gör...
okul hayatım bitti
t: bir adet beşiktaş tribün bestesi.
buradan
tam yılını hatırlayamıyorum fakat bir ara inanılmaz popülerdi.* güzel bir storytelling çalışmasıdır.* kökeninin meşhur karne bestesine dayandığı yönünde rivayetler vardır. sert, yaralayıcı isyankar, hüzünlü, realist üst düzey lirikleri:
"okul hayatım bitti / defteri çöpe attım
mahalleye uğradım / tekelden çarşaf aldım
bira votka sarmadı / ağır bir şey aradım
torbacıya rastladım / 10 liralık ot aldım
kafayı kırdım yine / girmişim triplere
gece eve dönünce / gider koydum pedere
peder 's**t*r git!' dedi / beni evden def etti
'senin gibi bir oğlum / bundan sonra yok!' dedi
kaldım şimdi ortada / çektim gittim bir parka
uzanmışım banklara / dalmışım rüyalara
sevgilim mesaj atmış / 'neredesin aşkım?' yazmış
ben umursamayınca / o da gidip yol almış
hiç kimsem yok hayatta / kaldım beşiktaşımla
o siyah beyazına / canım feda uğruna
milletinin hep omzunda / manitasının kolu
ben de sardım boynuma / siyah-beyaz kaşkolu"
buradan
tam yılını hatırlayamıyorum fakat bir ara inanılmaz popülerdi.* güzel bir storytelling çalışmasıdır.* kökeninin meşhur karne bestesine dayandığı yönünde rivayetler vardır. sert, yaralayıcı isyankar, hüzünlü, realist üst düzey lirikleri:
"okul hayatım bitti / defteri çöpe attım
mahalleye uğradım / tekelden çarşaf aldım
bira votka sarmadı / ağır bir şey aradım
torbacıya rastladım / 10 liralık ot aldım
kafayı kırdım yine / girmişim triplere
gece eve dönünce / gider koydum pedere
peder 's**t*r git!' dedi / beni evden def etti
'senin gibi bir oğlum / bundan sonra yok!' dedi
kaldım şimdi ortada / çektim gittim bir parka
uzanmışım banklara / dalmışım rüyalara
sevgilim mesaj atmış / 'neredesin aşkım?' yazmış
ben umursamayınca / o da gidip yol almış
hiç kimsem yok hayatta / kaldım beşiktaşımla
o siyah beyazına / canım feda uğruna
milletinin hep omzunda / manitasının kolu
ben de sardım boynuma / siyah-beyaz kaşkolu"
devamını gör...
kalender (yazar)
diğer yazarlarla gerçekleşen polemiği ilginç bir şekilde sözlüğün bold harf şekli ve akabinde de italik harf şekli ni keşfetmeme sebep oldu. kendisine buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
devamını gör...
ölüm korkusu
yüzme bilmeden daha
deniz görmeden
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan
aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
deniz görmeden
hiç güneşte yanmadan
şimdi ölmek istemem
bir kalbi sarmadan
aşkı tatmadan daha
onla sarhoş olmadan
hiç sevişmeden daha
şimdi ölmek istemem
daha hiç gülmeden
devamını gör...
mutlu olduktan sonra sırada ne var sorunsalı
mutlu olan kendiyle barışıktır. kendiyle barışık olan kişi çevresiyle de barışıktır. öyle açık/kusur aramaz. olur da bir açığınıza şahitlik ederse de *kusurunuzu örter. uzun lafın kısası mutlu olan mutlu eder. tıpkı gülmek gibi o da bulaşıcıdır.
mutsuz ve devamlı sitem eden kişilerden uzak durun. karadelik gibi hayatınızın enerjisini yutar sizi de mutsuz ederler.
mutsuz ve devamlı sitem eden kişilerden uzak durun. karadelik gibi hayatınızın enerjisini yutar sizi de mutsuz ederler.
devamını gör...
serpico
serpico (1973), yönetmen sidney lumet 'in polis frank serpico'nun gerçek hayatını anlattığı sürükleyici bir polisiye filmidir. filmin biz türkleri ilgilendiren bir tarafıda var.
bundan sonrası spoiler, biz türkleri ilgilendiren kısmı da spoilerin sonunda bulabilirsiniz:
--! spoiler !--
film, 70'lerin başında kendisini yozlaşmış polislerin arasında bulan idealist bir polis memuru olan frank serpico' nun, o düzen içinde hayatta kalma çabalarını anlatır.
filmin ana teması yalnızlığın getirdiği çaresizliktir. kokuşmuş polislerin arasına düşen serpico ya düzene uyacak ya da cezalandırılacaktır. serpico' nun polis olduktan sonra ideallerine uyuşmayan durumlara tanık olması ve etrafındaki meslektaşlarının bu durumlara normalmiş gibi davranmasının onun üzerindeki psikolojik etkileri çok güzel yansıtılmış. bu noktalara değinilmesi de filmi daha derin yapmış. al pacino her zamanki gibi rolünün hakkını vermiş. zaman içinde yıpranan karakterini adeta yaşamış. hiç de kolay olmayan bir rolün üstesinden gelmeyi başarmış. ortaya çıkan ise kendisinin en iyi performanslarından biri. bunun sonucu ilk en iyi erkek oyuncu akademi ödülü adaylığını almayı başarmış.
sidney lumet zaten benim favori yönetmenlerimden biri ve bana kalırsa kendine has, o sürükleyici anlatımı aynı diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmin de temposuna olumlu etki yapmış. filmi seyrederken aynı serpico gibi sürekli tehlikedeymişiz gibi hissediyoruz. lumet, serpico'nun yaşadığı gergin ruh hallerini bize de yaşatmayı başarmış.
gelelim türklerle bağlantısına, serpico vurulduktan sonra hastaneye kaldırıldığında ilk müdaheleyi yapıp onu hayata döndüren doktor tiyatrocu nejat uygur’ un abisi zeki uygur dur.
konu ile ilgili detaylı bilgiyi milliyet gazetesinden bulabildim. belli sebeplerden ben o linki açmam diyorsanız yazılanları aynen aşağıya kopyalayacağım, oradan okuyabilirsiniz.
ben linki açarım diyenler için link veriyorum.
--! spoiler !--
--- alıntı ---kalp yetmezliği sonucu yaşamını yitiren, tiyatro oyuncusu nejat uygur’un, abd’de yaşayan beyin cerrahı ağabeyi 86 yaşındaki zeki uygur, new york’ta sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. abd’de yaşayan türklere ve ihtiyacı olan herkese karşılık beklemeden yardım ettiği için, ’zeki baba’ olarak anılan zeki uygur, connecticut eyaleti’nde toprağa verildi.
zeki uygur için new york’un manhattan semtinde, müdavimi olduğu ali baba terrace lokantası önünde cenaze namazı kılındı. zeki uygur, eşi ayla uygur, oğulları halit ve feridun uygur ile çok sayıda seveni tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
zeki uygur, 1954-57 yılları arasında gülhane askeri tıp akademisi’nde genel cerrahi uzmanlığı eğitimi almıştı.
zeki uygur, istanbul kasımpaşa hastanesi beyin cerrahisi bölümünde görev yapmış ve 1969 yılında tabip albay rütbesiyle deniz kuvvetlerinden emekli olmuştu. uygur, emekli olduktan sonra da new york’a göç etmişti.
serpico filmi polisi
zeki uygur, 1970’lerde new york emniyet müdürlüğü’nde verdiği dürüstlük mücadelesiyle amerika’nın en saygın kişiliklerinden biri haline gelen ve ibretlerle dolu yaşam öyküsü al pacino’nun başrolünü oynadığı ’serpico’ adlı filme konu olan ’paco’ lakaplı ünlü dedektif frank serpico’yu ölümden döndüren doktor olarak da tanınmıştı.
bir narkotik operasyonunda yanağından vurulduktan sonra, türk beyin cerrahı zeki uygur’un yaşama döndürdüğü paco, geçtiğimiz yıllarda dha muhabirine, “vurulduktan sonra, kapımda polis koruması olmasına karşın kendimi güvende duymuyordum. amerikalı doktorlara da güvenim yoktu. hatta bana ilişkin başka hesapları vardı. dr. uygur hem benim yaşama dönmemi sağladı, hem de beni korudu. o günden bu yana türklere hayranlık duyuyorum” demişti.--- alıntı ---
bundan sonrası spoiler, biz türkleri ilgilendiren kısmı da spoilerin sonunda bulabilirsiniz:
--! spoiler !--
film, 70'lerin başında kendisini yozlaşmış polislerin arasında bulan idealist bir polis memuru olan frank serpico' nun, o düzen içinde hayatta kalma çabalarını anlatır.
filmin ana teması yalnızlığın getirdiği çaresizliktir. kokuşmuş polislerin arasına düşen serpico ya düzene uyacak ya da cezalandırılacaktır. serpico' nun polis olduktan sonra ideallerine uyuşmayan durumlara tanık olması ve etrafındaki meslektaşlarının bu durumlara normalmiş gibi davranmasının onun üzerindeki psikolojik etkileri çok güzel yansıtılmış. bu noktalara değinilmesi de filmi daha derin yapmış. al pacino her zamanki gibi rolünün hakkını vermiş. zaman içinde yıpranan karakterini adeta yaşamış. hiç de kolay olmayan bir rolün üstesinden gelmeyi başarmış. ortaya çıkan ise kendisinin en iyi performanslarından biri. bunun sonucu ilk en iyi erkek oyuncu akademi ödülü adaylığını almayı başarmış.
sidney lumet zaten benim favori yönetmenlerimden biri ve bana kalırsa kendine has, o sürükleyici anlatımı aynı diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmin de temposuna olumlu etki yapmış. filmi seyrederken aynı serpico gibi sürekli tehlikedeymişiz gibi hissediyoruz. lumet, serpico'nun yaşadığı gergin ruh hallerini bize de yaşatmayı başarmış.
gelelim türklerle bağlantısına, serpico vurulduktan sonra hastaneye kaldırıldığında ilk müdaheleyi yapıp onu hayata döndüren doktor tiyatrocu nejat uygur’ un abisi zeki uygur dur.
konu ile ilgili detaylı bilgiyi milliyet gazetesinden bulabildim. belli sebeplerden ben o linki açmam diyorsanız yazılanları aynen aşağıya kopyalayacağım, oradan okuyabilirsiniz.
ben linki açarım diyenler için link veriyorum.
--! spoiler !--
--- alıntı ---kalp yetmezliği sonucu yaşamını yitiren, tiyatro oyuncusu nejat uygur’un, abd’de yaşayan beyin cerrahı ağabeyi 86 yaşındaki zeki uygur, new york’ta sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. abd’de yaşayan türklere ve ihtiyacı olan herkese karşılık beklemeden yardım ettiği için, ’zeki baba’ olarak anılan zeki uygur, connecticut eyaleti’nde toprağa verildi.
zeki uygur için new york’un manhattan semtinde, müdavimi olduğu ali baba terrace lokantası önünde cenaze namazı kılındı. zeki uygur, eşi ayla uygur, oğulları halit ve feridun uygur ile çok sayıda seveni tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
zeki uygur, 1954-57 yılları arasında gülhane askeri tıp akademisi’nde genel cerrahi uzmanlığı eğitimi almıştı.
zeki uygur, istanbul kasımpaşa hastanesi beyin cerrahisi bölümünde görev yapmış ve 1969 yılında tabip albay rütbesiyle deniz kuvvetlerinden emekli olmuştu. uygur, emekli olduktan sonra da new york’a göç etmişti.
serpico filmi polisi
zeki uygur, 1970’lerde new york emniyet müdürlüğü’nde verdiği dürüstlük mücadelesiyle amerika’nın en saygın kişiliklerinden biri haline gelen ve ibretlerle dolu yaşam öyküsü al pacino’nun başrolünü oynadığı ’serpico’ adlı filme konu olan ’paco’ lakaplı ünlü dedektif frank serpico’yu ölümden döndüren doktor olarak da tanınmıştı.
bir narkotik operasyonunda yanağından vurulduktan sonra, türk beyin cerrahı zeki uygur’un yaşama döndürdüğü paco, geçtiğimiz yıllarda dha muhabirine, “vurulduktan sonra, kapımda polis koruması olmasına karşın kendimi güvende duymuyordum. amerikalı doktorlara da güvenim yoktu. hatta bana ilişkin başka hesapları vardı. dr. uygur hem benim yaşama dönmemi sağladı, hem de beni korudu. o günden bu yana türklere hayranlık duyuyorum” demişti.--- alıntı ---
devamını gör...
yazarlar youtuber olsalar tercih edeceği içerikler
eğer sermayem varsa ülke ülke gezer vlog çekerdim.
ürün tanıtım videoları çekerdim.
tanım: youtuber olsaydık tercih edeceğimiz içerikleri paylaştığımız başlıktır.
ürün tanıtım videoları çekerdim.
tanım: youtuber olsaydık tercih edeceğimiz içerikleri paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
aynen diyen insan
katılıyorum demek var, aynı düşüncedeyim demek var, bu konuda hemfikirim demek var, haklısın paşam demek var, doğru söylüyorsun babacan demek var.
yani başka seçenekler sunarak, dilin zenginlik ve renkliliğinden faydalanmak elimizde.
yani başka seçenekler sunarak, dilin zenginlik ve renkliliğinden faydalanmak elimizde.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
bir duble viski
iki parça buz
hasretinden oldum
adete tuz-buz. not: acele ile anca bu kadar idare ediniz lütfen.
iki parça buz
hasretinden oldum
adete tuz-buz. not: acele ile anca bu kadar idare ediniz lütfen.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
ben ölünce, sevdiceğim,
hüzünlü şarkılar söyleme ardımdan;
güller dikme baş ucuma,
ya da koyu gölgeli bir selvi ağacı:
yeşil çimenler olsun üstümde
yağmurda ve çiyle ıslanan;
ve istersen, hatırla,
istersen unut.
görmeyeceğim gölgeleri,
hissetmeyeceğim yağmuru;
şarkısını duymayacağım
bülbülün, sanki acıyla söylediği:
ne çöken ne kalkan alacakaranlıkta
düşler görürken,
bakarsın hatırlarım,
bakarsın unuturum.
cin pazarı ve seçme şiirler, christina rossetti
hüzünlü şarkılar söyleme ardımdan;
güller dikme baş ucuma,
ya da koyu gölgeli bir selvi ağacı:
yeşil çimenler olsun üstümde
yağmurda ve çiyle ıslanan;
ve istersen, hatırla,
istersen unut.
görmeyeceğim gölgeleri,
hissetmeyeceğim yağmuru;
şarkısını duymayacağım
bülbülün, sanki acıyla söylediği:
ne çöken ne kalkan alacakaranlıkta
düşler görürken,
bakarsın hatırlarım,
bakarsın unuturum.
cin pazarı ve seçme şiirler, christina rossetti
devamını gör...
hadi bakalım
sezen aksu'nun türkçe pop patlamasına öncülük eden şarkısı. daha sonra mesut yılmaz liderliğindeki anavatan partisi için seçim şarkısı olarak uyarlandı.
devamını gör...
yazarların en sevdiği söz
“ne zoruma gidiyor biliyor musun olric? o’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor.”
- oğuz atay
- oğuz atay
devamını gör...
dolu gibi görünen bomboş laflar
yalnızlık paylaşılmaz.
bunun kadar sahte bir söz yok. neden bitmesin ki yalnızlık?
ınsanlarda hastalık derecesinde aptalca bir düşünce var. sonsuz mutluluk ve sonsuz huzur bekliyorlar.
hayat bu; elbette iniş ve çıkışlar olacaktır.
yalnızlık da bir şeyler paylaşabildiğin biri varsa o an biter.
he yanında bir tabur insan vardır ve paylaştığın bir şey yoktur o zaman en derin yalnızlığa gömüldün demektir.
bunun kadar sahte bir söz yok. neden bitmesin ki yalnızlık?
ınsanlarda hastalık derecesinde aptalca bir düşünce var. sonsuz mutluluk ve sonsuz huzur bekliyorlar.
hayat bu; elbette iniş ve çıkışlar olacaktır.
yalnızlık da bir şeyler paylaşabildiğin biri varsa o an biter.
he yanında bir tabur insan vardır ve paylaştığın bir şey yoktur o zaman en derin yalnızlığa gömüldün demektir.
devamını gör...
ic3peak
rusya çıkışlı bir grup. iki kişiden oluşmaktadır ve kendi tanımlarıyla onlar; "two audiovisual terrorists". kadın olanı nastya kreslina, erkek olanı nick kostylev isimlerindedir.
nastya ablamızın şöyle ürkünçlü bide şöyle normal bir resmi (evet kızın gözleri mükemmel)
bu da nick abimizin bir resmi bu da normal bir resmi
şarkılarında çığlık, kulak tırmalayan sesler, çıldırmışlık, eğlence, zevk, karmaşa gibi detaylar göze çarpıyor. şarkılarının en önemli yanı ise progresif bir hâlde olmaları. şöyle düşünün, efendi bir çocuk geliyor ve gülümsüyor tatlı tatlı. sonra arkasındaki baltayı çıkartıp önündeki insanların beynini patlatıyor ve bağırıyor. işte öyle bir şey. herkes sevmez, sevse bile her şarkısını sevemez. öyle bir şeyler kendileri. klipleri de çoğunlukla kendilerinin çekimi ve prodüksiyonu ile yayınlanıyor. klipleri de şarkıları gibidir. ülkemizde en çok sad bitch şarkısı ile bilinir, bir ara bunu ariyordu herkes sosyal medyada :)
benim en sevdiğim şarkı ise budur, klibi baya absürttür ama biraz ürkünçtür de (bana pek öyle gelmese de).
nastya ablamızın şöyle ürkünçlü bide şöyle normal bir resmi (evet kızın gözleri mükemmel)
bu da nick abimizin bir resmi bu da normal bir resmi
şarkılarında çığlık, kulak tırmalayan sesler, çıldırmışlık, eğlence, zevk, karmaşa gibi detaylar göze çarpıyor. şarkılarının en önemli yanı ise progresif bir hâlde olmaları. şöyle düşünün, efendi bir çocuk geliyor ve gülümsüyor tatlı tatlı. sonra arkasındaki baltayı çıkartıp önündeki insanların beynini patlatıyor ve bağırıyor. işte öyle bir şey. herkes sevmez, sevse bile her şarkısını sevemez. öyle bir şeyler kendileri. klipleri de çoğunlukla kendilerinin çekimi ve prodüksiyonu ile yayınlanıyor. klipleri de şarkıları gibidir. ülkemizde en çok sad bitch şarkısı ile bilinir, bir ara bunu ariyordu herkes sosyal medyada :)
benim en sevdiğim şarkı ise budur, klibi baya absürttür ama biraz ürkünçtür de (bana pek öyle gelmese de).
devamını gör...
kadınları en güzel olan ülkeler
kuzey ülkerinin erkekleride kadinlarıda güzel oluyor kanımca. sarı saç, mavi göz bende algıda seçicilik yaratıyor.
devamını gör...
sısısısı
lucifer gülüşü.
devamını gör...
aşk
“deliye sormuşlar aşk nedir diye?
ben neden deli oldum demiş.”
aşk; tüm yolları bırakıp, kendi kavşağında dönüp durmaktır.
aşk; her defasında budur deyip, hüsrana uğramaktır.
aşk; özgürlüğünü kaybetmektir. kimyasal bir dibe vuruştur. çok bilinmeyenli denklemlerin içinde kaybolmaktır. duygu karmaşasıdır.
aşk; leyla’nın peşinden koşmaktır. onun bir hayal olduğunu bile bile.
aşk; insanın mutsuzluk üretmesidir. zayıf düşmesidir.
aşk; ayrılıktır, tanımsızlıktır, çocukluktur, çoğu zaman aptallıktır.
aşk; onu neden seviyorsun sorusuna cevap verememektir.
aşk; sözdür, sadakattir, güvendir ve o gün geldiğinde bunların sadece sözde olduğunu öğrenmektir aşk.
aşk; bir çıkar ilişkisidir. “ben en iyi kiminle çiftleşebilirim.” hesabı yapmaktır. hormonların, bedeni teslim almasıdır.
beyni bitirmek, kalbe aşırı yüklenmektir.
aşk bir hastalıktır.
aşk bir beladır. ve biz o belanın hep peşindeyizdir.
ben neden deli oldum demiş.”
aşk; tüm yolları bırakıp, kendi kavşağında dönüp durmaktır.
aşk; her defasında budur deyip, hüsrana uğramaktır.
aşk; özgürlüğünü kaybetmektir. kimyasal bir dibe vuruştur. çok bilinmeyenli denklemlerin içinde kaybolmaktır. duygu karmaşasıdır.
aşk; leyla’nın peşinden koşmaktır. onun bir hayal olduğunu bile bile.
aşk; insanın mutsuzluk üretmesidir. zayıf düşmesidir.
aşk; ayrılıktır, tanımsızlıktır, çocukluktur, çoğu zaman aptallıktır.
aşk; onu neden seviyorsun sorusuna cevap verememektir.
aşk; sözdür, sadakattir, güvendir ve o gün geldiğinde bunların sadece sözde olduğunu öğrenmektir aşk.
aşk; bir çıkar ilişkisidir. “ben en iyi kiminle çiftleşebilirim.” hesabı yapmaktır. hormonların, bedeni teslim almasıdır.
beyni bitirmek, kalbe aşırı yüklenmektir.
aşk bir hastalıktır.
aşk bir beladır. ve biz o belanın hep peşindeyizdir.
devamını gör...
delikanlım
yıldız tilbe'nin 1994 yılında çıkardığı ve tabiri caizse şöhreti yakaladığı şarkısı. klibinde o dönemin yakışıklı oyuncusu cenk torun yer almıştır. şarkısının söz ve müziği yine yıldız tilbe'ye ait. şarkının dönemin müzik insanı uzay heparıya ithafen yazıldığı söylenir. uzay heparı o dönem sezen aksu ile birliktedir ama sezen'i yıldızla aldatır. şöhreti sezen aksu sayesinde bulan yıldız tilbe gerçekleri sezen' e anlatacak ve ikili uzun süre küs kalacaktır. sonraki yıllarda sezen aksu'nun çıkardığı 'onu alma beni al' şarkısı yıldız' a nispettir *)
ben magazinin yalancısıyım ...
ben magazinin yalancısıyım ...
devamını gör...