çok, çok sevdiğim, upuzun ama hem okuması hem dinlemesi * çok keyifli, ‘içimdeki durgun ve çürük su’ gibi de insanı düşündürdükçe düşündüren bir betimlemeyle başlayan edip cansever şiiri, çağrılmayan yakup

“kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi yakup
bunu kendine üç kere söyledi
onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
o kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
ben, yani yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli
daha hiç çağrılmadım
biri olsun "yakup!" diye seslenmedi hiç
yakup!
diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
sonra bir güzel yıkanayım da.
ben size demedim mi.”

seslendirme, eser gökay
devamını gör...

ben başka sözlükte mı yazıyorum dedirten başlık.
devamını gör...

tanımı bile okumadan koşa koşa aldığım rozettir. beğendim.tişikirlir sipirmin.
devamını gör...

gece tost perileri geldiğinde sevgiyle bağrına basıp, dediklerini yapmak.

şüşkoyum şüşkosun şüşko
devamını gör...

sahne ışığı etkisi
insanın başka insanların kendisine gerçekte olduğundan daha fazla umursadığını, izlediğini düşünmesi. olumlu ya da olumsuz olabilir. mesela çok iyi bir iş yaptıktan sonra insanların size gıbta ile bakması yanılgısı. tam tersi ise yaptığınız her hatayı insanların kolayca fark etmesi yanılgısı. bunun nedeni insanın kendisine çok odaklanmasıdır. bu etkiyi yaşayan insanlar sürekli gözler benim üzerinde düşüncesiyle hareket eder. bu durum sosyal anksiyete yi tetikler. ne hissediyorsan ne düşünüyorsan sanki karşıdaki insanlarda aynısı düşünüyormuş yanılgısı. gerçek kimsenin böyle düşünüldüğü gibi umursamamasıdır. hayatın merkezi değilsindir. bu etki yanlış kararlar vermene ve hayatını berbat etmene neden olabilir. aklıma kendimle ilgili en belirgin örnek okul yıllarından geliyor. sırayla tahtaya şarkı söylemek için kaldırıldığımız zaman kısa sürelik nefes darlığı geçiriyordum sanki. oysa ki bende herkes gibi kalkmıştım. diğerlerine nasıl bakılıyorsa bana da öyle bakılmıştı. bende o esnada kimseyi birbirinden farklı görmemiştim. peki neden o kadar panik yapmıştım sorusu bu etkide gizli işte. hepimiz az buçuk bu etki altında kalmışızdır. özellikle toplum içinde köşeye sıkıştırılmış hissi verir. herkesten kaçmanıza sebep olur. bunun farkında olmaya çalışarak insanlara hata yaptığında bile bakmamaya çalışıyorum. hata yaptığınızda aptal olmuyorsunuz çünkü eğer öyle ise bu mantıkla herkes aptal oluyor. örneğin topluluk içinde bir tabak kırıyorsunuz hadi gerilimi arttırayım iş yerinin yemekhanesi olsun bu. o an şunu demelisiniz yapılan hatamı herkes fark etti ama kimsenin umurunda da değil. bunu unutup yemek yemeye devam edecekler çünkü onlar açlar ve biraz sonra işlerinin başına geçecekler. ayrıca hayatlarında hiç tabak kırmamışlar mı canım.*
devamını gör...

videolarını zevkle izlediğim değerli insan. bilgilendirici videolarıyla hayatıma yeni bilgiler katıyor. youtube'daki en kaliteli kanallar arasındadır.
devamını gör...

adı üstünde haktır. doğru bir eğitim sistemiyle iş bölünmeye varmadan da halledilebilir. herkesin kendi dilini öğrenme, dilinde eğitim görme hakkı olduğuna inanıyorum.
devamını gör...

hikmet anıl öztekin kitabı.


"gitmeyecekmiş gibi neyi seversen, sevdiğin şeyin gidesi gelir hemen."


fesleğen- anış hikmet öztekin
devamını gör...

yaşamanın ne denli yorucu ve uğraştırıcı olduğunu gösteren rilke şiiri. insanlık bireyler için ne acı verici! fakat bu acının da çözümü aşkta * yatıyor belki de.
gece üzerimize doğar, gösterir bize hakikati. ardından gelecek aydınlığa aldanmamamızı öğütler. inandıramaz kimi zaman ve gömülür ardından. ve kokusuyla görüntüsü akıldadır ilk günkü gibi. hasret diz boyudur artık. ağıtlar yakılır.


geceleri ağlayarak
yattığımı söyleyemediğim sen,
özü beni bir beşik kadar yoran.
benim yüzümden uyumadığını
bana söylemeyen sen:
bu hasreti gidermezsek
nice olur halimiz?

sevenlere bir baksana,
itiraf etmeye başlar başlamaz
nasıl da yalan söylerler.

sensin yalnızlığımın tek sebebi.
tek seni karıştırabilirim.
bir süre sensin o, sonra yine uğultu
ya da iz bırakmayan bir koku.
ah, kaybettim hepsini kollarımda,
bir tek sensin, sen, tekrar tekrar doğan:
sana hiçbir zaman sarılamadığımdan,
vazgeçemiyorum senden.


rainer maria rilke, bir tek sensin sen (şiir)
çeviri: gülbahar kültür
devamını gör...

kırılınca ne kadar özlesem de bir daha o kişiyle konuşamıyorum. göstere göstere kandırılmak ağırıma gidiyor.
devamını gör...

şeytan sinorun ustinde dolanur
bir çaykara atasözüdür.
arazi mahkemeleri ile ünlü ilçemin* sabahları değişebilen sınır hareketliliğini anlatmak için kullanılır.
devamını gör...

inanmıyorum bana sen ilksin demişti...
devamını gör...

"bana papatyalar vermelisin,hatta vermesende olur. 'şu topraklarda bir yerlerde senin içi yaşayan papatyalar var' desen yeter. işte o papatyalar nasıl yerinde güzelse sende benim yanımda öyle güzelsin. bizi koparmasınlar." demiş #ahmetbatman #sabahuykum kitabında.
devamını gör...

parmak izim. her insanda farklı ya!
devamını gör...

gerçek adı aslı öyken.
sokaktaki tamirci tahsin usta'yı canlandıran tiyatro sanatçısı alp öyken de babası.
devamını gör...

türkiye şartlarında imkansızla eşdeğerdir.
devamını gör...

toplumsal hareketleri baz alarak söyleyecek olursak gustava le bon'un klasik toplumsal hareketlerde öne sürmüş olduğu kavramın adıdır. insanlarin irrasyonel canlılar olmasından kaynaklı olarak duygularıyla hareket ettiğini söylemiştir düşünür. bunun yanında insanların birbirlerini de etkilediklerini söyleyebiliriz. asil vurucu nokta da insanların birbirlerini etkilemeleridir. aslında gustave le bon burada toplumsal hareketleri olumlamamakla beraber aşırı bir eleştiride de bulunmuştur çünkü ona göre bir toplumun zekasını o toplumdaki en düşük zekalı insanın zekasına eşittir.

gustava le bon un bunlari 1800lu yillarda söylediğini düşünecek olursak o dönemlerde var olan devlet yapılarının söz söyleyen insanların genelde üst sınıflarda yer alan insanların olduğunu söyleyebiliriz. ve bu insanların tabi ki devlete karsi ortaya çıkan hak iddialarında devletin yanında olamalari çok olasıdır. bununla beraber fransız ihtilali'nin ardindan ortaya çıkan uygulamalarından bu söylemi doğrulayacak yani vardır. fransız ihtilali'nin ardindan fransız sokaklarında kanlar akacağı boyutta giyotinle idamlar olmuştur bu da ihtilali yapan topluluğun zekasının gerçekten o toplumdaki insanların en düşük zekalısına eşit olduğunu göstermektedir.

yeni toplumsal hareketleri düşündüğümüzde ise durum daha farklıdır. insanların artık ciddi bir kimlik dertleri vardır, devletlerin yapısı da hala sınıfsal yapı devam etmekle birlikte bu sınıfsal yapı çok katmanlı hal almıştır. bu da insanlarin artık devletin ihlal ettiği haklara karşı bir arada yer aldıkları hareketleri ortaya çıkarmıştır. bunu daha sonra başka bir başlık (yeni toplumsal hareketler) altında inceyebiliriz.
devamını gör...

yazarım yazmasına ama hangi birini anlatayım, hangi özelliğini öveyim... güzel tanımlarıyla sözlüğü şenlendiren, iyilikleriyle de kalbimizi gülümseten, ısıtan yazardır kendisi. benim için benden çok çabaladığına şahit oldum. hem de beni tanımıyordu, çok az muhabbetimiz vardı. iyilik yapıp denize atmadı bana yolladı. rütbemi de beğenmediğini belirtmek isterim, modlara duyurulur. kendisinin atadığı rütbemi kullanmayı tercih ederim. hatta kimliğe yazdırmayı bile düşünebilirim.. şuralara lavantalar, hanımelleri bırakıp gidiyorum. o güzel balkonunda keyifli sohbetler diliyorum.. kalemine kuvvet sayın yazarımız, iyi ol, hep iyi..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

artık piyasa da olmayan ama ilk izlediğim gezi programı sonrası içimde hayalini kurduğum şey.
bunu yapabilenler aydınlatsa hiç de fena olmaz hani.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim