yazarların en sevdiği sosyal bilim dalı
felsefe.
devamını gör...
nastassja kinski
alman aktris ve modeldir.

birçok filmde rol alan ama üne 1979 yapımı tess filmi ile kavuşan oyuncu bu filmde dünyanın en tartışmalı yönetmenlerinden biri olan roman polanski ile çalışmıştır. bu filmdeki muhteşem oyunculuğu altın kürede bir adaylık ve bir de ödül kazanmıştır.
1984 yapımı paris, texas filminde de harika bir oyunculuk sergilemiştir. oynadığı bir çok filmde çok iyi performanslar gösterip babasının yüzünü kara çıkarmamıştır. çünkü babası büyük alman oyuncu klaus kinski’dir, yani werner herzog’un belalısı.
benim için asıl büyük nastassja kinski hayranlığının başlaması ise 1983 yapımı exposed filmidir. bu konuda çok iddialıyım. hiçbir oyuncu nastassja kinski’nin o filmde olduğu kadar güzel, o kadar çekici, o kadar büyüleyici olamaz.

filmi izleyişim ergenlik dönemlerime denk geldiği için değil gerçekten derin bir etkilenme hali idi bu. çünkü filmi daha sonra tekrar izlediğimde de yine aynı şekilde hayran kaldım nastassja kinski’ye.
eğer bir gün tekrar filmi izler ve aynı büyük hayranlığı duyarsam nastassja kinski’ye olan aşkımı ilan eden bir tanım yazacağım.

birçok filmde rol alan ama üne 1979 yapımı tess filmi ile kavuşan oyuncu bu filmde dünyanın en tartışmalı yönetmenlerinden biri olan roman polanski ile çalışmıştır. bu filmdeki muhteşem oyunculuğu altın kürede bir adaylık ve bir de ödül kazanmıştır.
1984 yapımı paris, texas filminde de harika bir oyunculuk sergilemiştir. oynadığı bir çok filmde çok iyi performanslar gösterip babasının yüzünü kara çıkarmamıştır. çünkü babası büyük alman oyuncu klaus kinski’dir, yani werner herzog’un belalısı.
benim için asıl büyük nastassja kinski hayranlığının başlaması ise 1983 yapımı exposed filmidir. bu konuda çok iddialıyım. hiçbir oyuncu nastassja kinski’nin o filmde olduğu kadar güzel, o kadar çekici, o kadar büyüleyici olamaz.

filmi izleyişim ergenlik dönemlerime denk geldiği için değil gerçekten derin bir etkilenme hali idi bu. çünkü filmi daha sonra tekrar izlediğimde de yine aynı şekilde hayran kaldım nastassja kinski’ye.
eğer bir gün tekrar filmi izler ve aynı büyük hayranlığı duyarsam nastassja kinski’ye olan aşkımı ilan eden bir tanım yazacağım.
devamını gör...
insan kendini yalnızca insanda tanır
her insanda kendinden bir parça bulur insan...o bulduğu parçayı sever aslında. kendine tanıdık geleni, aşina olduğunu sever... çocukluktaki hisler, bilinçaltına kaydedilir, sonraki yıllarda o hisleri yaşatacak kişileri bulmaya ve tekrar tekrar o hisleri yaşamaya yol açar. ancak çeşitli terapilerle duygular sağaltılırsa, başka hisler de yaşamaya başlar. aksi taktirde, bu döngü hep sürer, kişiler, yerler, zamanlar değişir ama yaşanan hisler hiç değişmez.
devamını gör...
travazol krem
kortizon grubunda bulunan, her iki cinsiyete hitap etse de bilhassa kadınların vajina ve etrafında ortaya çıkan yanma, enfeksiyon, egzama, mantar vb. rahatsızlıklar için başvurduğu krem.
travazol kremin mantarlar için en etkili krem olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
parmak arası, topuk vb. mantarları 1 haftada söker atar.
fiyatı en son 30.5 tl'ydi.
zamlı halinden haberim yok.
travazol kremin mantarlar için en etkili krem olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
parmak arası, topuk vb. mantarları 1 haftada söker atar.
fiyatı en son 30.5 tl'ydi.
zamlı halinden haberim yok.
devamını gör...
herkesin sevdiği sizin sevmediğiniz şey
aşırı kalabalık arkadaş grupları. dışarıdan çok hoş duruyorlar, evet. ama içlerinde hepsi birbirinin dedikodusunu yapıyor, kuyularını kazıyorlar.
devamını gör...
1 yazar sizi sinir etmeye başladı
kaliteli troll. çirkinleşmiyor. her yazısında farklı karaktere bürünüyor. kendisi erkek, kadın, suriye'li sığınmacı, kripto imam, asker, fransa vatandaşı. bir çok karakter yaratıyor. zigindirik aktroll muhabbetlerine de girmiyor. aslında tiyatro gibi bir şey yapıyor. kötü değil. hatta yaptığı şey troll'lük bile değil. çünkü amacı tepki çekmek değil. eğlenmek. en azından öyle görünüyor. bozarsa, sapıtırsa çökeriz tepesine. ama şimdilik keyifli.
devamını gör...
anın fotoğrafı
anı yansıtmak.

bugün mora boyadık sahili...
biraz depresif miyiz ne?
nasıl olmasın ki değil mi?
bir de daha cehennem var diyorlar.
şimdi bu yaşadıklarımız imtihan ve bu imtihanı geçersek cennete mi gideceğiz?
hangi bozuk düzenin adaleti bu?
acı çektir, başına olmadık işler aç sonra bir de cehennemle tehdit et!
kimsenin inancına diyeceğim bir şey yok ama şu olaylarda bile 'vardır allahın bir bildiği belkide cezalarını burada çekiyorlar' demiyorlar mı çıldırıyorum. bugün gelmiş biri 'imtihan tüm yaşananlar ve günahların kefareti. yüce rabbim görüyor elbet bunların karşılığını alacağız diyor.' kulağına baktım hemen dedim herhalde kan falan sızdırıyor, beyni akıyor. yok vallahi bilinçli söylenmiş sözlerdi. yavrum ne günahı, ne cezası? hangi ineğin, hangi kuşun, hangi koyunun imtihanı bunlar?
hele ki' allah yardımcıları olsun' diyenler yok mu? nasıl vicdan rahatlığı ama. oluyor işte bak ne de güzel oluyor. allah yardım etsin biz köşede bekleyelim. böyle günlerde en azından o konular hakkında konuşulurken az ne dediğimize dikkat mi etsek he?
canım sıkkın, keyfim yok.
böyle mal mal yorumlar yüklendi bugün beynime, iyice şirazeden çıktım.
kimsenin dinine dediğim bir şey yok ama insanların acıları varkende az din kasmayın be gülüm. köşede durun sonra yine devam edersiniz.
saygılar...

bugün mora boyadık sahili...
biraz depresif miyiz ne?
nasıl olmasın ki değil mi?
bir de daha cehennem var diyorlar.
şimdi bu yaşadıklarımız imtihan ve bu imtihanı geçersek cennete mi gideceğiz?
hangi bozuk düzenin adaleti bu?
acı çektir, başına olmadık işler aç sonra bir de cehennemle tehdit et!
kimsenin inancına diyeceğim bir şey yok ama şu olaylarda bile 'vardır allahın bir bildiği belkide cezalarını burada çekiyorlar' demiyorlar mı çıldırıyorum. bugün gelmiş biri 'imtihan tüm yaşananlar ve günahların kefareti. yüce rabbim görüyor elbet bunların karşılığını alacağız diyor.' kulağına baktım hemen dedim herhalde kan falan sızdırıyor, beyni akıyor. yok vallahi bilinçli söylenmiş sözlerdi. yavrum ne günahı, ne cezası? hangi ineğin, hangi kuşun, hangi koyunun imtihanı bunlar?
hele ki' allah yardımcıları olsun' diyenler yok mu? nasıl vicdan rahatlığı ama. oluyor işte bak ne de güzel oluyor. allah yardım etsin biz köşede bekleyelim. böyle günlerde en azından o konular hakkında konuşulurken az ne dediğimize dikkat mi etsek he?
canım sıkkın, keyfim yok.
böyle mal mal yorumlar yüklendi bugün beynime, iyice şirazeden çıktım.
kimsenin dinine dediğim bir şey yok ama insanların acıları varkende az din kasmayın be gülüm. köşede durun sonra yine devam edersiniz.
saygılar...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
hadi gel barışalım bugün
kırık dökük ve yapayalnız
sitem edelim en sevdiklerimize
unutalım bütün
yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları
hadi gel bugün yad edelim
sevdiklerimizi, yitiklerimizi, gördüklerimizi
göremediklerimizi...
duygu mahzenine dokunalım
biraz da ağlaşalım helâlleşelim
hadi gel bayramlaşalım
her ne kadar göremesek de...
tellerine dokunalım
yüreğin nağmelerine
dem vuralım bütün yalnızlığımıza
bilmeseler de duymasalar da
elbette yüreğin en derinliklerinde
bir selam
bir veda
bir hoşça kal diyelim ...
kırık dökük ve yapayalnız
sitem edelim en sevdiklerimize
unutalım bütün
yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları
hadi gel bugün yad edelim
sevdiklerimizi, yitiklerimizi, gördüklerimizi
göremediklerimizi...
duygu mahzenine dokunalım
biraz da ağlaşalım helâlleşelim
hadi gel bayramlaşalım
her ne kadar göremesek de...
tellerine dokunalım
yüreğin nağmelerine
dem vuralım bütün yalnızlığımıza
bilmeseler de duymasalar da
elbette yüreğin en derinliklerinde
bir selam
bir veda
bir hoşça kal diyelim ...
devamını gör...
kadınların orgazm olamaması
sayabileceğim onlarca neden varken, üşengeçlikten birisini yazacağım sadece.
-o sevişmeyi, yeterince istememiştir, yeterince istettirilmemiştir.*
-o sevişmeyi, yeterince istememiştir, yeterince istettirilmemiştir.*
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
değersiz hissetmek veya hissettirilmek. değerinizi farkında olursanız bir tel saçınızın da değerini bilir, isteğiniz dışında ağarmasına da izin vermezsiniz.
devamını gör...
kafa filmler radyo yayını
üst edit: okuduğu bölüm sinema ile ilgili olmayı bırak yanından bile geçmeyen ve sadece film izleyecek boş zamanı olan -kısaca hayatsız- biri tarafından hazırlandığı için asla ama asla içindeki 200 filmin her birinin iyi olduğu kesin olmayan bir liste bırakıyorum buraya. muhtemelen 30 tanesi hariç -onları yazmazsam içimde kalırdı diye yazdım- herkesin kesin izlediği filmleri koymamaya özen gösterdim çünkü hem radyo yayını için faydam dokunsun hem de izleyecek film bulamayanlar için yardımcı olur. liste tamamen karmaşık her türden film var yani konusuna veya türüne bakmadan film açıp ya ben ailemle izleyecektim porno çıktı bu diyerek başımın etini yiyen olursa bozuşuruz, bu liste ken park filmi ile başlıyor arkadaşlar...
ben ken park önerebilirim ama siz onu bu şartlar altında inceleyebilir misiniz bilemiyorum.* o yüzden onun yerine belki equilibrium, santa sangre, spalovac mrtvol, the last seduction, la historia oficial, god on trial olabilir. 60'lara gidelim dersek le trou tadından yenmez. az bilinen bir şaheser olan un condamne a mort s'est echappe ou le vent souffle ou il veut olabilir. he was a quiet man, get out veya 70'lere gidersek vanishing point olabilir. nolan'ın following filmi bana kalırsa izlenmeden ölünmemesi gereken listesine elinin tersi ile geçirip gider öyle güzel. ghostdog: the way of the samurai ve tarantino'nun jackie brown filmi de listenin başını bence garanti çekerdi. the class yine rahat girer gibi listeye. romeo is bleeding için kararsızım. citizen kane, zodiac, the turin horse olabilir. bu listeye donnie darko eklersem lost highway eklemediğim için utanmam gerekir onu da sıkıştırıyorum araya bir yere. good bye lenin, in bruges, high noon, the magnificent seven hatta direkt shichinin no samurai. butch cassidy and the sundance kid, chinatown ve normalde listeye sondan başlasam bile eklemezsem içimde kalacak olan goodfellas.
not: asla film zevki olduğunu iddia etmeyen biri tarafından acele ile karalanmış bir listedir ciddiye alınması önerilmez. sevdiğim çoğu filmi zaten yazacaklarını bildiğimden eklemiyorum yoksa bu liste quentin tarantino, david fincher, béla tarr ve stanley kubrick filmografisine dönerdi.* kubrick demişken paths of glory ve full metal jacket ekleyeyim kenara köşeye eğer unutulursa diye. 70'lerde çekilmiş catch-22 fena olmaz ama kitabı okumayanlar için film zaten koca bir karmaşa o öyle çok düşülmesi önerilen bir bataklık değil. un condamne a mort s'est echappe ou le vent souffle ou il veut önerip cool hand luke yazmamak yine büyük ayıp onu da ekleyeyim. hatta aslında escape from alcatraz da olabilir. don siegel filmlerinden söz açılmışken şuraya hell ıs for heroes gibi bir şaheseri de bırakıyorum. daha fazla paul newman görmek isteyen bünyeler için the long, hot summer, the verdict ve the hustler kesinlikle izlenmesi gereken listesinde.
ben burayı aklıma geldikçe güncellerim.
edit: çöplük gibi olan film arşivimi açtım sevgili yazarlar hepimize geçmiş olsun dileklerimle. neo-noir, hapishaneden kaçış, dram, komedi, mahkeme filmi, western, spaghetti western, bilim kurgu vs. demeden karmakarışık bir liste, ben bu listeyi 11 yıldır zahmet edip bir kere türüne göre düzenlemedim şimdi de düzenleyebilecek potansiyeli kendimde görmeyerek başlıyorum.*
annie hall, sin city, barry lyndon ve raging bull ile açılışı yapıyorum. before the devil knows you’re dead ve drugstore cowboy yine listenin ortalarında bence kendine güzel bir yer edinir. the color of money, devil's advocate, watchmen, trainspotting, the life of david gale, kynodontas, the magnificent ambersons hatta belki the lobster bile zorlasa neden olmasın. hiç seven, fight club veya taxi driver yazmama gerek yok hepimiz izledik teşekkürler. lotr -allah belanı versin peter jackson- veya harry potter hakkında da tek kelime etmek istemiyorum veya godfather ya da interstellar hakkında da ama klişeler klişesi bile olsa a clockwork orange bu listede olmayı bence hak ediyor. memento, 12 angry men ve repulsion yazmamış olabilirim önceden yazdıysam iki kere izlemekten zarar çıkmaz. sleepers, rope, north by northwest, the birth of a nation, rashomon, to kill a mockingbird yine klişenin dibini sıyırarak eklediğim filmlerden. sigaramı bitirir devam ederim ben listeye birazdan.*
edit2: stalker ve los cronocrimenes ile devam edelim hatta andrey tarkovski demişken the killers yine gölgede kalmış efsanelerdendir, izlemeden ölürseniz gözünüz arkada kalır muhtemelen. voyage in time yine bence listenin sonlarında pastanın üzerindeki çilek gibi duracak bir film. o kadar tarantino dedik, kan dedik, komedi unsuru yüksek vahşet dedik ama gidip reservoir dogs ekleyeceğim çünkü neden olmasın. primal fear, the judge hatta belki de listenin en şahane filmi olmaya aday the thirteenth floor yine yazmasam delirecektim tadında ufak bir ekleme. reversal of fortune, cache, road to perdiction, higher learning, american history x, jubei ninpucho, this is england belki bilindik ama yazılmazlar diye kıyamayıp ekliyorum. in cold blood, being john malkovich, le chat du rabbin, trumbo, the hateful eight, murder in the first, the aviator, le professionnel şimdilik ekleyeceklerimden. çok yoruldum sözlük, üşenmezsem sonra yine güncellerim.
edit3: presume coupable, persona, the last temptation of christ, otherlife, bad lieutenant, the rainmaker, pitch black, the endless, the holy mountain, frequency, the butterfly effect, mr. nobody olabilir. yani bu listeye girmez ama fena film olmadığı için belki looper. mulholland dr., lethal weapon, eyes wide shut, total recall, minority report, psycho, beetlejuice, manhunter, whiplash, the fly, scott pilgrim vs. the world, level 16, amour diyerek listeyi geçici bir süre burada noktalıyorum. üşenmezsem gece yazarım devamını, yani umarım yazarım.
edit4: knights of the south bronx ile devam edeyim hatta sevimli bir satranç filminden sonra "senin satranç oyununda yaşıyordum ama sen kuralları değiştirip duruyordun" tadında güzel bir dram filmi the broken circle breakdown iliştireyim şuraya. allahın belası felix van groeningen -bana sağlam bir psikoloji borçlusun belçikalı- filmlerinden devam edersek de helaasheid der dingen yine ağlanacak halinize gülmeye zorluyorlar beni tadında bir film. satranç dedik, film falan dedik, izlemeden ölmeyin dedik o yüzden the luzhin defence ve bobby fischer against the world hadi hatta belki bir parça da pawn sacrifice ve searching for bobby fischer olur. gegen die wand, seven pounds, pandoranın kutusu veya insanı televizyonun içine çekip suratını dağıtan incendies yine oldukça güzeldir. yine yazmasaydım delirecektim temalı bir film olarak django unchained.
tarantino batağına girdiğimde çıkamadığım için adamın filmografisini yazayım da şuraya kurtulayım.* buradan sonrası tamamen tarantino batağı, ben uyarayım da sonra ne boş yaptın demesinler. tarantino filmlerini iki bölüme ayırabiliriz aslında;
realer than real ve movie movie veya diğer adıyla movie in movie. aslında elmore leonard universe, shaft un. falan da var ama çok kafa karıştırmasın. bunları ikiye ayırıyorum çünkü gerçeklikten biraz daha uzak, komedi unsuru yüksek vahşet filmlerini sevenlerle daha gerçekçi filmleri seven insanlar var ve tarantino'nun istisnasız her filmi ölmeden önce izlenilecekler listesine gandalfgiller torpili ile altın yıldızlı olarak gireceği için olur da işsizin biri buraya kadar okumuşsa diye kolaylık sağlamak istiyorum. hızlıca realer than real ve movie movie nedir onu da açıklamam gerekirse eğer ikisi de kendine ait evrenler ama movie movie daha çok realer than real evreninde yani tarantino gerçekliğinde sinemada izlenen filmler gibiler. yani nasıl biz gidip sinemada film izliyorsak realer than real evreninde geçen filmdeki bir karakter de aynı şekilde movie movie evreninde geçen bir filmi gidip sinemada izleyebiliyor.
not: listede sadece yönetmenliğini tarantino'nun yaptığı filmler değil senaryosunu yazdığı filmler de var.
realer than real: once upon a time in hollywood, true romance, pulp fiction, inglorious basterds, django unchained, reservoir dogs natural born killers. not: django biraz muğlak ama shaft evreni ile bağlantısı var diye onu da eklemek gerek bence.
movie movie: from dusk till dawn i-ii-iii, kill bill vol1-vol2, death proof, the hateful eight.
hatta tarantino/ rodriquez evrenini de buraya iliştireyim, her film izlemeden ölünmemesi gereken listesinde. neden çünkü ben seviyorum ve bu benim listem.*

kaldığımız yerden devam edelim. nightcrawler, apocalypto, the children of huang shi, sliding doors, les misérables, blinkende lygter, nineteen eighty four, le battement dailes du papillon, 13 tzameti, airlift, nun va goldoon, el cuerpo, awake, blood simple., everything is illuminated, the darwin awards, a shot at glory listenin sonlarında belki biraz zorlarsak ortalarında kendine yer bulabilir. coherence yazmadıysam şimdiye kadar ayıp bana. hamlet liikemaailmassa ile şimdilik ufak bir su molası veriyorum, ben de insanım sözlük. üstelik üşengeç bir insan.
edit5: ariel ve legends of the fall ile başlayalım. aslında teen slasher batağına da düşebilirdik ama onu da sevmeyeni tam sevmiyor boşuna küfür yemeye gerek yok tanımadığımız insanlardan. mandariinid, the raid 2 berandal, voskne mennesker, the treasure of silver lake, yojimbo, a nightmare on elm street*, drag me to hell, cidade de deus, deutschstunde, carrie, secret window, sweeney todd: the demon barber of fleet street, sleepy hollow, ocean's eleven, scarface, ocean's twelve, 12 years a slave hatta aslında ismi bile psikolojik olarak çökmeme sebep olan a river runs through it bile olur ya. the evil dead, l'instinct de mort, germinal, dirty harry, in the line of fire, salmer fra kjøkkenet, the conjuring olabilir. beni 30'lu yılların sonuna gönderin diyen sıkıntılı arkadaşlarımız için metropolis ekliyorum buraya hatta hazır siberpunk demişken ex machina, westworld*, strange days, existenz, johnny mnemonic, a.ı. artificial ıntelligence falan da ekleyelim çünkü neden olmasın. wazir, a nyomozo, rosemary's baby, mad max beyond thunderdome, vozvrashcheniye, 12*, trilogia i to livadi pou dakryzei, insomnia, hereditary, les invasions barbares, 11 14, being ron jeremy, ultimo metro. pred dozhdot, la migliore offerta ve x-men serisinin tamamı.*
ben ken park önerebilirim ama siz onu bu şartlar altında inceleyebilir misiniz bilemiyorum.* o yüzden onun yerine belki equilibrium, santa sangre, spalovac mrtvol, the last seduction, la historia oficial, god on trial olabilir. 60'lara gidelim dersek le trou tadından yenmez. az bilinen bir şaheser olan un condamne a mort s'est echappe ou le vent souffle ou il veut olabilir. he was a quiet man, get out veya 70'lere gidersek vanishing point olabilir. nolan'ın following filmi bana kalırsa izlenmeden ölünmemesi gereken listesine elinin tersi ile geçirip gider öyle güzel. ghostdog: the way of the samurai ve tarantino'nun jackie brown filmi de listenin başını bence garanti çekerdi. the class yine rahat girer gibi listeye. romeo is bleeding için kararsızım. citizen kane, zodiac, the turin horse olabilir. bu listeye donnie darko eklersem lost highway eklemediğim için utanmam gerekir onu da sıkıştırıyorum araya bir yere. good bye lenin, in bruges, high noon, the magnificent seven hatta direkt shichinin no samurai. butch cassidy and the sundance kid, chinatown ve normalde listeye sondan başlasam bile eklemezsem içimde kalacak olan goodfellas.
not: asla film zevki olduğunu iddia etmeyen biri tarafından acele ile karalanmış bir listedir ciddiye alınması önerilmez. sevdiğim çoğu filmi zaten yazacaklarını bildiğimden eklemiyorum yoksa bu liste quentin tarantino, david fincher, béla tarr ve stanley kubrick filmografisine dönerdi.* kubrick demişken paths of glory ve full metal jacket ekleyeyim kenara köşeye eğer unutulursa diye. 70'lerde çekilmiş catch-22 fena olmaz ama kitabı okumayanlar için film zaten koca bir karmaşa o öyle çok düşülmesi önerilen bir bataklık değil. un condamne a mort s'est echappe ou le vent souffle ou il veut önerip cool hand luke yazmamak yine büyük ayıp onu da ekleyeyim. hatta aslında escape from alcatraz da olabilir. don siegel filmlerinden söz açılmışken şuraya hell ıs for heroes gibi bir şaheseri de bırakıyorum. daha fazla paul newman görmek isteyen bünyeler için the long, hot summer, the verdict ve the hustler kesinlikle izlenmesi gereken listesinde.
ben burayı aklıma geldikçe güncellerim.
edit: çöplük gibi olan film arşivimi açtım sevgili yazarlar hepimize geçmiş olsun dileklerimle. neo-noir, hapishaneden kaçış, dram, komedi, mahkeme filmi, western, spaghetti western, bilim kurgu vs. demeden karmakarışık bir liste, ben bu listeyi 11 yıldır zahmet edip bir kere türüne göre düzenlemedim şimdi de düzenleyebilecek potansiyeli kendimde görmeyerek başlıyorum.*
annie hall, sin city, barry lyndon ve raging bull ile açılışı yapıyorum. before the devil knows you’re dead ve drugstore cowboy yine listenin ortalarında bence kendine güzel bir yer edinir. the color of money, devil's advocate, watchmen, trainspotting, the life of david gale, kynodontas, the magnificent ambersons hatta belki the lobster bile zorlasa neden olmasın. hiç seven, fight club veya taxi driver yazmama gerek yok hepimiz izledik teşekkürler. lotr -allah belanı versin peter jackson- veya harry potter hakkında da tek kelime etmek istemiyorum veya godfather ya da interstellar hakkında da ama klişeler klişesi bile olsa a clockwork orange bu listede olmayı bence hak ediyor. memento, 12 angry men ve repulsion yazmamış olabilirim önceden yazdıysam iki kere izlemekten zarar çıkmaz. sleepers, rope, north by northwest, the birth of a nation, rashomon, to kill a mockingbird yine klişenin dibini sıyırarak eklediğim filmlerden. sigaramı bitirir devam ederim ben listeye birazdan.*
edit2: stalker ve los cronocrimenes ile devam edelim hatta andrey tarkovski demişken the killers yine gölgede kalmış efsanelerdendir, izlemeden ölürseniz gözünüz arkada kalır muhtemelen. voyage in time yine bence listenin sonlarında pastanın üzerindeki çilek gibi duracak bir film. o kadar tarantino dedik, kan dedik, komedi unsuru yüksek vahşet dedik ama gidip reservoir dogs ekleyeceğim çünkü neden olmasın. primal fear, the judge hatta belki de listenin en şahane filmi olmaya aday the thirteenth floor yine yazmasam delirecektim tadında ufak bir ekleme. reversal of fortune, cache, road to perdiction, higher learning, american history x, jubei ninpucho, this is england belki bilindik ama yazılmazlar diye kıyamayıp ekliyorum. in cold blood, being john malkovich, le chat du rabbin, trumbo, the hateful eight, murder in the first, the aviator, le professionnel şimdilik ekleyeceklerimden. çok yoruldum sözlük, üşenmezsem sonra yine güncellerim.
edit3: presume coupable, persona, the last temptation of christ, otherlife, bad lieutenant, the rainmaker, pitch black, the endless, the holy mountain, frequency, the butterfly effect, mr. nobody olabilir. yani bu listeye girmez ama fena film olmadığı için belki looper. mulholland dr., lethal weapon, eyes wide shut, total recall, minority report, psycho, beetlejuice, manhunter, whiplash, the fly, scott pilgrim vs. the world, level 16, amour diyerek listeyi geçici bir süre burada noktalıyorum. üşenmezsem gece yazarım devamını, yani umarım yazarım.
edit4: knights of the south bronx ile devam edeyim hatta sevimli bir satranç filminden sonra "senin satranç oyununda yaşıyordum ama sen kuralları değiştirip duruyordun" tadında güzel bir dram filmi the broken circle breakdown iliştireyim şuraya. allahın belası felix van groeningen -bana sağlam bir psikoloji borçlusun belçikalı- filmlerinden devam edersek de helaasheid der dingen yine ağlanacak halinize gülmeye zorluyorlar beni tadında bir film. satranç dedik, film falan dedik, izlemeden ölmeyin dedik o yüzden the luzhin defence ve bobby fischer against the world hadi hatta belki bir parça da pawn sacrifice ve searching for bobby fischer olur. gegen die wand, seven pounds, pandoranın kutusu veya insanı televizyonun içine çekip suratını dağıtan incendies yine oldukça güzeldir. yine yazmasaydım delirecektim temalı bir film olarak django unchained.
tarantino batağına girdiğimde çıkamadığım için adamın filmografisini yazayım da şuraya kurtulayım.* buradan sonrası tamamen tarantino batağı, ben uyarayım da sonra ne boş yaptın demesinler. tarantino filmlerini iki bölüme ayırabiliriz aslında;
realer than real ve movie movie veya diğer adıyla movie in movie. aslında elmore leonard universe, shaft un. falan da var ama çok kafa karıştırmasın. bunları ikiye ayırıyorum çünkü gerçeklikten biraz daha uzak, komedi unsuru yüksek vahşet filmlerini sevenlerle daha gerçekçi filmleri seven insanlar var ve tarantino'nun istisnasız her filmi ölmeden önce izlenilecekler listesine gandalfgiller torpili ile altın yıldızlı olarak gireceği için olur da işsizin biri buraya kadar okumuşsa diye kolaylık sağlamak istiyorum. hızlıca realer than real ve movie movie nedir onu da açıklamam gerekirse eğer ikisi de kendine ait evrenler ama movie movie daha çok realer than real evreninde yani tarantino gerçekliğinde sinemada izlenen filmler gibiler. yani nasıl biz gidip sinemada film izliyorsak realer than real evreninde geçen filmdeki bir karakter de aynı şekilde movie movie evreninde geçen bir filmi gidip sinemada izleyebiliyor.
not: listede sadece yönetmenliğini tarantino'nun yaptığı filmler değil senaryosunu yazdığı filmler de var.
realer than real: once upon a time in hollywood, true romance, pulp fiction, inglorious basterds, django unchained, reservoir dogs natural born killers. not: django biraz muğlak ama shaft evreni ile bağlantısı var diye onu da eklemek gerek bence.
movie movie: from dusk till dawn i-ii-iii, kill bill vol1-vol2, death proof, the hateful eight.
hatta tarantino/ rodriquez evrenini de buraya iliştireyim, her film izlemeden ölünmemesi gereken listesinde. neden çünkü ben seviyorum ve bu benim listem.*

kaldığımız yerden devam edelim. nightcrawler, apocalypto, the children of huang shi, sliding doors, les misérables, blinkende lygter, nineteen eighty four, le battement dailes du papillon, 13 tzameti, airlift, nun va goldoon, el cuerpo, awake, blood simple., everything is illuminated, the darwin awards, a shot at glory listenin sonlarında belki biraz zorlarsak ortalarında kendine yer bulabilir. coherence yazmadıysam şimdiye kadar ayıp bana. hamlet liikemaailmassa ile şimdilik ufak bir su molası veriyorum, ben de insanım sözlük. üstelik üşengeç bir insan.
edit5: ariel ve legends of the fall ile başlayalım. aslında teen slasher batağına da düşebilirdik ama onu da sevmeyeni tam sevmiyor boşuna küfür yemeye gerek yok tanımadığımız insanlardan. mandariinid, the raid 2 berandal, voskne mennesker, the treasure of silver lake, yojimbo, a nightmare on elm street*, drag me to hell, cidade de deus, deutschstunde, carrie, secret window, sweeney todd: the demon barber of fleet street, sleepy hollow, ocean's eleven, scarface, ocean's twelve, 12 years a slave hatta aslında ismi bile psikolojik olarak çökmeme sebep olan a river runs through it bile olur ya. the evil dead, l'instinct de mort, germinal, dirty harry, in the line of fire, salmer fra kjøkkenet, the conjuring olabilir. beni 30'lu yılların sonuna gönderin diyen sıkıntılı arkadaşlarımız için metropolis ekliyorum buraya hatta hazır siberpunk demişken ex machina, westworld*, strange days, existenz, johnny mnemonic, a.ı. artificial ıntelligence falan da ekleyelim çünkü neden olmasın. wazir, a nyomozo, rosemary's baby, mad max beyond thunderdome, vozvrashcheniye, 12*, trilogia i to livadi pou dakryzei, insomnia, hereditary, les invasions barbares, 11 14, being ron jeremy, ultimo metro. pred dozhdot, la migliore offerta ve x-men serisinin tamamı.*
devamını gör...
harry potter
kitap okumaya başladığım seri.
hala keyfim kaçtığında, moralim bozuk olduğunda ya filmini ya da kitabını alır hala okurum.
hala keyfim kaçtığında, moralim bozuk olduğunda ya filmini ya da kitabını alır hala okurum.
devamını gör...
alternatif prezervatif sloganları
size özel ultra boy ürettik. ( bu sayede müşterinin egosuna oynayarak onu kazanıyoruz)
devamını gör...
entelektüellik
zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da şahsî amaçlarına erişmekte kullanan kişi. entelektüel kelimesinin kökeni latince intellectus sözcüğüne dayanır. aydın veya münevver demektir.
en çok (bkz: ilber ortaylı)'ya yakışan kavram.
en çok (bkz: ilber ortaylı)'ya yakışan kavram.
devamını gör...
prekambriyen
diğer isimleriilkel zaman veya kozmik zamandır. bu zamanda;
-ilk tek ve çok hücreli canlılar ortaya çıkmıştır.
-atmosfer oluşmaya başlamıştır.
-sular ve kayaçlar oluşmaya başlamıştır.
-kıta ve okyanus çekirdekleri oluşmuştur.
-ilk tek ve çok hücreli canlılar ortaya çıkmıştır.
-atmosfer oluşmaya başlamıştır.
-sular ve kayaçlar oluşmaya başlamıştır.
-kıta ve okyanus çekirdekleri oluşmuştur.
devamını gör...
sen kimsin radyo yayını
kaçar mı beee.
ama bi dakka geceleri deli tanımlar yazan zugra'yı isteriz. ahahah
bi de sakin geçiyormuş yayın.*
ama bi dakka geceleri deli tanımlar yazan zugra'yı isteriz. ahahah
bi de sakin geçiyormuş yayın.*
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
"ben tek başıma çok kalabalığım gelemem" diyerek n'apacağımı bilemediğim yayın.
ama gelirim ya, çünkü uçağım ben*
iyi yayınlar, kolay gelsin.
ama gelirim ya, çünkü uçağım ben*
iyi yayınlar, kolay gelsin.
devamını gör...


