anadolu halk takvimi
ergün veren'in, halk deyiş ve yakıştırmaları ile, kendi şablonunu bulmuş olan iklim olaylarını, değişim ve zamanlarını incelediği hoş bir kitabı.
kırkikindi yağmurları, kocakarı soğukları, çaylak fırtınası, berdelacuz, karakoncolos, zemheri, hıdırellez, cemreler…
bunlar anadolu insanının uzun yılların deneyim ve gözlemlerine dayanarak oluşturduğu takvimden bazı özel günler ile iklim olayları…
peki, anadolu insanı zamanı nasıl algılar, dilimler, noktalar, adlandırır ve yaşar? yaşarken hangi inançlar ve tecrübeler onun hayatını şekillendirir? doğayı gözlemleyerek geleceği ve hava durumunu nasıl tahmin eder? bütün bunlar hayatını ve kültürünü nasıl etkiler? işte bu kitabın konusu bu.
anadolu insanının kısa yoldan ve nahifçe “sayılı günler”, “çoban hesabı”, “kocakarı hesabı”, “anam babam hesabı”, “eski hesaba göre” yahut “hesaplı” dediği günleri ergün veren, kocakarı soğuklarından zemheriye anadolu halk takvimi’nde topladı.
kırkikindi yağmurları, kocakarı soğukları, çaylak fırtınası, berdelacuz, karakoncolos, zemheri, hıdırellez, cemreler…
bunlar anadolu insanının uzun yılların deneyim ve gözlemlerine dayanarak oluşturduğu takvimden bazı özel günler ile iklim olayları…
peki, anadolu insanı zamanı nasıl algılar, dilimler, noktalar, adlandırır ve yaşar? yaşarken hangi inançlar ve tecrübeler onun hayatını şekillendirir? doğayı gözlemleyerek geleceği ve hava durumunu nasıl tahmin eder? bütün bunlar hayatını ve kültürünü nasıl etkiler? işte bu kitabın konusu bu.
anadolu insanının kısa yoldan ve nahifçe “sayılı günler”, “çoban hesabı”, “kocakarı hesabı”, “anam babam hesabı”, “eski hesaba göre” yahut “hesaplı” dediği günleri ergün veren, kocakarı soğuklarından zemheriye anadolu halk takvimi’nde topladı.
devamını gör...
iltifata iltifatla karşılık vermek
yaaaa teşekkür ederim canımmmm o senin güzelliğin.
t:kendisine çiçekle gelen insana çiçekle koşan insanın yapacağı harekettir. ben iltifat aldığımda kızarıp bozarıp hemen teşekkür ediyor, sonrasında karşılık vereceğim bir şeyse mutlaka karşılık veriyorum. böylece sonsuz bir döngüye giriyoruz.
t:kendisine çiçekle gelen insana çiçekle koşan insanın yapacağı harekettir. ben iltifat aldığımda kızarıp bozarıp hemen teşekkür ediyor, sonrasında karşılık vereceğim bir şeyse mutlaka karşılık veriyorum. böylece sonsuz bir döngüye giriyoruz.
devamını gör...
emeklilikte yaşa takılanlar
eyt'liler olarak bilinirler. her seçim öncesi akla gelirler. sonrasında ise unutulurlar.
devamını gör...
tiktok'un türkiye'ye temsilci atama kararı
allah belanı versin tiktok dedirten açıklama.
devamını gör...
gelmiş geçmiş en güzel duvar yazısı
“ne demiş şair
hiçbir şey olmazsa sabah olur.”
hiçbir şey olmazsa sabah olur.”
devamını gör...
30 yaş üstü olduğunu tek cümle ile anlatmak
parliament sinema kulübü 'nün istanbulda bir dernek olmadığını bilmek.
devamını gör...
banyo yapmak vs duş almak
banyo yapmanın daha özenli ve uzun süreli yıkanmak, duş almanın ise günlük yapılan, kolay ve pratik, terleme, spor sonrası vb. durumlardan sonra yapılmasıdır.
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
-korkuyor musun?
+nasıl korkmayayım?
bu sözler içime işliyor, kalbimi titretiyor. sahi nasıl korkmasın insan? ne tarafa dönse çaresizlik. her şey apaçık ortadayken yine üç maymunu oynayan yığınla insan. "yaşamlarınız birleşmiş milletler tarafından güvence altındadır" yalanıyla avutulan koca bir halk.
her şeye rağmen mavi kelebeklerle mahrur bir tebessüm geliyor yüzüme.
ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
aliya izzet begoviç.
+nasıl korkmayayım?
bu sözler içime işliyor, kalbimi titretiyor. sahi nasıl korkmasın insan? ne tarafa dönse çaresizlik. her şey apaçık ortadayken yine üç maymunu oynayan yığınla insan. "yaşamlarınız birleşmiş milletler tarafından güvence altındadır" yalanıyla avutulan koca bir halk.
her şeye rağmen mavi kelebeklerle mahrur bir tebessüm geliyor yüzüme.
ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
aliya izzet begoviç.
devamını gör...
kendi saçını kesmek
daha önce yaptığım, inanılmaz eğlenceli olan eylem. annemin saçını da biraz önce kestim.
kendim için internetten saç modeli arıyorum. umarım yakışıklı bir bey olurum. :(
kendim için internetten saç modeli arıyorum. umarım yakışıklı bir bey olurum. :(
devamını gör...
sarkık memeli bir kadınla evlenmek
hastalıkta sağlıkta derken, bu yol üzerinde kadın kanser olup memelerini aldırmak zorunda da kalabilir, eğer hayat arkadaşı olamayacak kadar kalibresizseniz, evlilik gibi şeylere hiç bulaşmayın dediğim durum.
kadın çocuk doğurur o zamanda da sarkabilir, yaşa bağlı da yaş geçtikçe sarkabilir.
hiçbir kadının penisinizin boyu, tesislerinizin şekli şle ilgili başlık açıp yorum yapmıyor dikkat ederseniz. haddimizi bilsek ne güzel olur, değil mi?
kadın çocuk doğurur o zamanda da sarkabilir, yaşa bağlı da yaş geçtikçe sarkabilir.
hiçbir kadının penisinizin boyu, tesislerinizin şekli şle ilgili başlık açıp yorum yapmıyor dikkat ederseniz. haddimizi bilsek ne güzel olur, değil mi?
devamını gör...
formula 1
kısaltması f1 olan, bir yıl boyunca, her birine grand prix adı verilen ve değişik ülkelerde özel yarış pistlerinde düzenlenen yarışlardan oluşmaktadır. yıl sonunda toplanan puanlara göre pilotlar şampiyonluğu ile takımlar şampiyonası ödülleri verilmektedir.
10 takımın ve 20 pilotun yarıştığı yarışlarda, f1 arabaları tekerlekleri ve sürücü kısmı açık olarak tasarlanmıştır. hafta sonları, cuma günü antreman turları, cumartesi günü sıralama turları ve pazar günleri yarışın kendisi olmak üzere 3 gün boyunca sürmektedir. (bkz: race week)
cumartesi günü, sıralama turlarında en hızlı turu atan pilot pole pozisyonunu almaya hak kazanarak yarışa 1. sıradan başlar.
jules bianchi‘nin kazasının ardından, takımlar tarafından halo teknolojisi geliştirilerek, sürücülerin başlarının olası bir kazadan korunması hedeflenmiştir. bu yıl düzenlenen sakhir gp’de halo teknolojisi sayesinde haas f1 takımı pilotlarından olan romain grosjean yanan arabadan kurtulmayı başarmıştır.
f1 araç motorları belirli firmalar tarafından üretilmektedir. mercedes, ferrari, renault ve bu yıl çekileceğini duyuran honda kendi takımları ve diğer takımlar için f1 motoru üretmektedir.
2022 yılında değişecek kurallar dahilinde, yarışların daha rekabetçi bir ortamda yapılması hedeflenmektedir.
bugüne dek pilotlar sıralamasında 7 şampiyonlukla en çok kazanan pilot alman michael schumacher iken, 2020 türkiye gpinde kazandığı zaferle, lewis hamilton şampiyonluk sayısını schumacher’a eşitlemiştir.
yine en çok pole pozisyon rekorunu da bu yıl schumacher’den lewis hamilton devralmıştır.
yarışlara en çok çıkan pilot olma ünvanını ise iceman olarak bildiğimiz, kimi raikkonen elinde tutmaktadır.
takımlar şampiyonasında* ise ferrari liderliği hala elinde bulundurmaktadır.
10 takımın ve 20 pilotun yarıştığı yarışlarda, f1 arabaları tekerlekleri ve sürücü kısmı açık olarak tasarlanmıştır. hafta sonları, cuma günü antreman turları, cumartesi günü sıralama turları ve pazar günleri yarışın kendisi olmak üzere 3 gün boyunca sürmektedir. (bkz: race week)
cumartesi günü, sıralama turlarında en hızlı turu atan pilot pole pozisyonunu almaya hak kazanarak yarışa 1. sıradan başlar.
jules bianchi‘nin kazasının ardından, takımlar tarafından halo teknolojisi geliştirilerek, sürücülerin başlarının olası bir kazadan korunması hedeflenmiştir. bu yıl düzenlenen sakhir gp’de halo teknolojisi sayesinde haas f1 takımı pilotlarından olan romain grosjean yanan arabadan kurtulmayı başarmıştır.
f1 araç motorları belirli firmalar tarafından üretilmektedir. mercedes, ferrari, renault ve bu yıl çekileceğini duyuran honda kendi takımları ve diğer takımlar için f1 motoru üretmektedir.
2022 yılında değişecek kurallar dahilinde, yarışların daha rekabetçi bir ortamda yapılması hedeflenmektedir.
bugüne dek pilotlar sıralamasında 7 şampiyonlukla en çok kazanan pilot alman michael schumacher iken, 2020 türkiye gpinde kazandığı zaferle, lewis hamilton şampiyonluk sayısını schumacher’a eşitlemiştir.
yine en çok pole pozisyon rekorunu da bu yıl schumacher’den lewis hamilton devralmıştır.
yarışlara en çok çıkan pilot olma ünvanını ise iceman olarak bildiğimiz, kimi raikkonen elinde tutmaktadır.
takımlar şampiyonasında* ise ferrari liderliği hala elinde bulundurmaktadır.
devamını gör...
ruanda soykırımı
batının iki yüzlülüğünü, vicdansızlığını gözler önüne seren, modern dönemlerin en büyük katliamı, insanlık ayıbı..
1994 yılında, ülkede çoğunluk olan hutu 'lar, yaklaşık 100 gün boyunca, gördükleri bütün tutsi 'leri öldürmüştür. kesin kayıtlar tutulamamasına karşın yaklaşık 800.000 tutsi 'nin öldürüldüğü düşünülmektedir. gerçekte bu rakamın 1 milyonu geçtiği iddia edilmektedir. insanlar en korkunç şekilde, palalarla, kılıçlarla, bıçaklarla öldürülmüş, zengin olanlardan kurşun parası alınmış, acısız bir şekilde öldürülmüşlerdir. sabah, bir radyo programında, bütün tutsi 'ler hamamböceğidir, onları ezmek gerekir gibi anonslar yapılmış, bölgede olan bm kuvvetleri aniden geri çekilmiş, dünyanın jandarması olduğunu iddia eden abd, fransa gibi ülkeler, olaylardan korkarak, müdahale etmemiştir.
konu ile ilgili hotel rwanda adında enfes bir film de çekilmiştir.
1994 yılında, ülkede çoğunluk olan hutu 'lar, yaklaşık 100 gün boyunca, gördükleri bütün tutsi 'leri öldürmüştür. kesin kayıtlar tutulamamasına karşın yaklaşık 800.000 tutsi 'nin öldürüldüğü düşünülmektedir. gerçekte bu rakamın 1 milyonu geçtiği iddia edilmektedir. insanlar en korkunç şekilde, palalarla, kılıçlarla, bıçaklarla öldürülmüş, zengin olanlardan kurşun parası alınmış, acısız bir şekilde öldürülmüşlerdir. sabah, bir radyo programında, bütün tutsi 'ler hamamböceğidir, onları ezmek gerekir gibi anonslar yapılmış, bölgede olan bm kuvvetleri aniden geri çekilmiş, dünyanın jandarması olduğunu iddia eden abd, fransa gibi ülkeler, olaylardan korkarak, müdahale etmemiştir.
konu ile ilgili hotel rwanda adında enfes bir film de çekilmiştir.
devamını gör...
herkesin kıraç konserine gitmiş olması
ben kıraç konserine gitmedim. demek ki herkes gitmemiş.
devamını gör...
kız istemenin kadınları aşağılaması
yine gelenekselciler toplanmış. kız tarafı kilo kilo altın isteyince yine en çok bunlar ağlıyor. ben anlamıyorum bu ikiyüzlülüğü.
- kızınızı oğlumuza istiyoruz.
- verdik gitti.
arkadaşlar neyi veriyorsunuz? bunun feminist olmakla ya da cihangir solcusu olmakla ilgisi yok. mal mı kadınlar?
bir kadın kiminle evleneceğine kendisi karar verir. sizlerin ya da sizlerin ailesinin o kadının kararına saygı duymuyor gibi bi de ailesinin onayını almanıza zaten gerek yoktur. kız istemiş ama o kim ya bi de size soralım istedik demeye gerek var mı? kızınız beyinsiz o yüzden bi de ailemize biz anlatalım, onun aklı yok çünkü o anlamaz, bakalım siz ne diyeceksiniz der gibi. bi de kızımıza soralım falan diyip biraz medeniyet gördüğünü sanıyor insanlar. sen kızının isteyip istemedigini bilmiyor musun da kızına soruyorsun ayrıca.
bu kadar şova gerek yok. iki aile biraraya gelip tanışabilir çiftler isterse. aileleriniz size saygı duyup oturup bir gün planlayıp yemek organize edemiyorsa ve birbirlerini bu tür cümleler olmadan tanışmıyorsa bunun adı gelenek değil, medeniyet bilmemektir.
hâlâ ben şeyi anlamıyorum. neden gidip aileler efendi gibi oturup tanışamıyor da bunu böyle gürültülü, tuzlu kahveli, gümüş tepsili falan yapıyor. sen çikolatayı gümüş tepsinin içinde götürmediğin için o aile tarafından lanetleniyorsun. bu gelenekse o zaman bu geleneği sorgulamak gerek. bu kadar şova gerek yok evlenmek için dediğim gibi.
kadınların eşlerini seçip ailelerinden izin almadan gidip evlendiği bir ailenin içinde büyüdüm. büyükannem, kızı ve birkaç farklı kadın böyle evlendi. 1980 yılında bile gayet normal görülüyormuş bu durum. hatta büyükannemden başka yılları hesaplayın. ben 5-6 yanındayken o 90 ortalarındaydı. ikinci eşiyle çok uzun yıllar flört edip evlenmiş.
ben mesela şimdi evlenmeye karar versem ailemden izin almadan gidip evlenebiliyorum ve dilersem evlendikten sonra getirip tanıştırıyorum adamı. ve o adam bana ailem seni istemeye gelecek diyor. 40 kişi eve gelecekmiş beni istemeye. ben bunu kabul etmek zorunda olmadigim gibi bir erkeğin benim kadar cesur olmasını istiyorum. benim evliliğim üzerinde herhangi bir insanın söz sahibi olmadığını, beni kimsenin kimseye veremeyeceğini, daha önemlisi bir mal gibi ailemden istenmeyecegimi düşünüyorum. bunu gelenektir diye önüme getiren insanların önüne ailem uzun bir liste koymayı konusuyor. madem gelenek al bakalım bunlar bizim göç ettiğimiz yerin adetleri diye. çünkü insanlar gelenektir geleceğiz diye tutturuyor ve başka kültürlere saygı duymuyor. saçma saçma inatlasiliyor sonra. ne gereksiz şeyler.
kendileri beni isteyince gelenek ama benim ailemin madem öyle al bakalım diyip önce sürdükleri gelenek değil. bu mantıklı geliyor mu size?
yani ikiyüzlülüğe gerek yok. bir insanla 50 yıl beraber yaşamayı planlıyorsunuz ama ailenizi her şeyin içine sokuyorsunuz. biraz dik durun, biriyle evlenmek istiyorsanız evlenin, aileleri çağırın evinize gelsin tanışsın. ailelerin anlaşması o kadar önemli değil. aşiret gibi yaşamanıza gerek yok.
valla bu gelenek diye tutturanlar sahiden az değil. kadın 18 yaşında ailesinin evinden cıkmış, kendi ailesini kurmuş, 6 çocuk doğurmuş, başka şehirde olan ailesini beş yılda bir görmüş ama kendi oğlunun aile kurmasını korku filmi gibi görüyor. gelip oğluyla yaşıyor resmen evliliği. ne kadar ucuz, ne kadar kötü şeyler. aile içinde aile. yemin ediyorum yoruyor bu ülke beni. 50 yıl önce millet görücü usulü evleniyormuş, bunların aileleri 5 yıldır sevişen çift için hâlâ böyle günler planlıyor. valla komiksiniz.
- kızınızı oğlumuza istiyoruz.
- verdik gitti.
arkadaşlar neyi veriyorsunuz? bunun feminist olmakla ya da cihangir solcusu olmakla ilgisi yok. mal mı kadınlar?
bir kadın kiminle evleneceğine kendisi karar verir. sizlerin ya da sizlerin ailesinin o kadının kararına saygı duymuyor gibi bi de ailesinin onayını almanıza zaten gerek yoktur. kız istemiş ama o kim ya bi de size soralım istedik demeye gerek var mı? kızınız beyinsiz o yüzden bi de ailemize biz anlatalım, onun aklı yok çünkü o anlamaz, bakalım siz ne diyeceksiniz der gibi. bi de kızımıza soralım falan diyip biraz medeniyet gördüğünü sanıyor insanlar. sen kızının isteyip istemedigini bilmiyor musun da kızına soruyorsun ayrıca.
bu kadar şova gerek yok. iki aile biraraya gelip tanışabilir çiftler isterse. aileleriniz size saygı duyup oturup bir gün planlayıp yemek organize edemiyorsa ve birbirlerini bu tür cümleler olmadan tanışmıyorsa bunun adı gelenek değil, medeniyet bilmemektir.
hâlâ ben şeyi anlamıyorum. neden gidip aileler efendi gibi oturup tanışamıyor da bunu böyle gürültülü, tuzlu kahveli, gümüş tepsili falan yapıyor. sen çikolatayı gümüş tepsinin içinde götürmediğin için o aile tarafından lanetleniyorsun. bu gelenekse o zaman bu geleneği sorgulamak gerek. bu kadar şova gerek yok evlenmek için dediğim gibi.
kadınların eşlerini seçip ailelerinden izin almadan gidip evlendiği bir ailenin içinde büyüdüm. büyükannem, kızı ve birkaç farklı kadın böyle evlendi. 1980 yılında bile gayet normal görülüyormuş bu durum. hatta büyükannemden başka yılları hesaplayın. ben 5-6 yanındayken o 90 ortalarındaydı. ikinci eşiyle çok uzun yıllar flört edip evlenmiş.
ben mesela şimdi evlenmeye karar versem ailemden izin almadan gidip evlenebiliyorum ve dilersem evlendikten sonra getirip tanıştırıyorum adamı. ve o adam bana ailem seni istemeye gelecek diyor. 40 kişi eve gelecekmiş beni istemeye. ben bunu kabul etmek zorunda olmadigim gibi bir erkeğin benim kadar cesur olmasını istiyorum. benim evliliğim üzerinde herhangi bir insanın söz sahibi olmadığını, beni kimsenin kimseye veremeyeceğini, daha önemlisi bir mal gibi ailemden istenmeyecegimi düşünüyorum. bunu gelenektir diye önüme getiren insanların önüne ailem uzun bir liste koymayı konusuyor. madem gelenek al bakalım bunlar bizim göç ettiğimiz yerin adetleri diye. çünkü insanlar gelenektir geleceğiz diye tutturuyor ve başka kültürlere saygı duymuyor. saçma saçma inatlasiliyor sonra. ne gereksiz şeyler.
kendileri beni isteyince gelenek ama benim ailemin madem öyle al bakalım diyip önce sürdükleri gelenek değil. bu mantıklı geliyor mu size?
yani ikiyüzlülüğe gerek yok. bir insanla 50 yıl beraber yaşamayı planlıyorsunuz ama ailenizi her şeyin içine sokuyorsunuz. biraz dik durun, biriyle evlenmek istiyorsanız evlenin, aileleri çağırın evinize gelsin tanışsın. ailelerin anlaşması o kadar önemli değil. aşiret gibi yaşamanıza gerek yok.
valla bu gelenek diye tutturanlar sahiden az değil. kadın 18 yaşında ailesinin evinden cıkmış, kendi ailesini kurmuş, 6 çocuk doğurmuş, başka şehirde olan ailesini beş yılda bir görmüş ama kendi oğlunun aile kurmasını korku filmi gibi görüyor. gelip oğluyla yaşıyor resmen evliliği. ne kadar ucuz, ne kadar kötü şeyler. aile içinde aile. yemin ediyorum yoruyor bu ülke beni. 50 yıl önce millet görücü usulü evleniyormuş, bunların aileleri 5 yıldır sevişen çift için hâlâ böyle günler planlıyor. valla komiksiniz.
devamını gör...
derdini kimseyle paylaşmayan insan
ne demiş üstad: derdimi anlatmam dertsiz insana, dert çekmeyen dert kadir kıymet bilemez.* bu nedenle çoğuna dert anlatmak rahatlatmaz bilakis arttırabilir . benzer yaraları olan insanlar anlayabilirler birbirlerini. ne demişler hem insanın acısını insan alır.
devamını gör...
modern toplumların ilkelleşmesi
bilindiği üzere ilkel toplumlarda modernleşmenin başlangıcı uzmanlaşma ile olmuştur.
kabile hayatında bir insan hem çiftçi, hem avcı, hem kasap, hem oymacı, hemde alakalı alakasız her işle ilgilenirken, kabilelerin birleşmesi ve daha büyük toplulukların oluşması sonrası insanlar belirli meziyetlerde uzmanlaşmaya başlamışlardır.
bu sayede uzmanlık alanları dallanmış ve kişiler artık tek bir işin tam anlamı uzmanı olmuşlardır.
bu sistem günümüz modern toplumlarının temelidir.
fakat günümüze bakıldığında artık bir insanın sadece uzmanlık alanı ile sınırlı kalmasının yeterli olmadığı açıkça görülmekte.
meslek sahipleri, hiper rekabetin yaşandığı günümüzde kendilerini bir sıra öne çıkarabilmek için alakalı alakasız alanlarda kendilerini geliştirmekte, eğitim almakta.
sadece mesleki anlamda da değil.
bireyin hayatta kalması, kendini müdafaa edebilmesi için, yasa da bilmesi lazım, ticaretten de anlaması lazım, teknolojiyi de takip etmesi lazım, araçtan da, bakım onarım işlerinden de anlaması lazım, sosyal olması, insan tanıması lazım, daha neler neler var.
sonuca gelirsek eğer, modern toplum yapısı uzmanlaşma üzerine kuruludur. fakat günümüzde insanların yine her alana yayılıp her işlerini kendileri görme yöneliminde olduğu gözlemlenebilir.
belki de sadece tarihin tekerrür etmesidir. malum davranışsal olarak da ilkelleşmekteyiz.
kabile hayatında bir insan hem çiftçi, hem avcı, hem kasap, hem oymacı, hemde alakalı alakasız her işle ilgilenirken, kabilelerin birleşmesi ve daha büyük toplulukların oluşması sonrası insanlar belirli meziyetlerde uzmanlaşmaya başlamışlardır.
bu sayede uzmanlık alanları dallanmış ve kişiler artık tek bir işin tam anlamı uzmanı olmuşlardır.
bu sistem günümüz modern toplumlarının temelidir.
fakat günümüze bakıldığında artık bir insanın sadece uzmanlık alanı ile sınırlı kalmasının yeterli olmadığı açıkça görülmekte.
meslek sahipleri, hiper rekabetin yaşandığı günümüzde kendilerini bir sıra öne çıkarabilmek için alakalı alakasız alanlarda kendilerini geliştirmekte, eğitim almakta.
sadece mesleki anlamda da değil.
bireyin hayatta kalması, kendini müdafaa edebilmesi için, yasa da bilmesi lazım, ticaretten de anlaması lazım, teknolojiyi de takip etmesi lazım, araçtan da, bakım onarım işlerinden de anlaması lazım, sosyal olması, insan tanıması lazım, daha neler neler var.
sonuca gelirsek eğer, modern toplum yapısı uzmanlaşma üzerine kuruludur. fakat günümüzde insanların yine her alana yayılıp her işlerini kendileri görme yöneliminde olduğu gözlemlenebilir.
belki de sadece tarihin tekerrür etmesidir. malum davranışsal olarak da ilkelleşmekteyiz.
devamını gör...
sözlük radyosu
an itibari ile ismail yk çalarak yoldaşa "devrim öyle olmaz böyle olur!" mesajı verilmektedir. yoldaş; nihat doğan'dan kırdın kalbimi şarkısını isteyecek mi merakla beklemekteyiz.
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
kimse için vazgeçilmez değilsiniz, kimse sizin vazgeçilmeziniz olmasın.
devamını gör...
pavlov'un köpeği
ivan petroviç pavlov; sindirim sistemi üzerine nobel ödülünü de almasını sağlayan araştırmalar yapıyordu. deney amaçlı kullandığı köpeklerin midesini kesip, bir hortum yardımıyla bu salgıları alıyordu.
mide ve tükürük salgılarının nasıl olduğunu ve nelerden meydana geldiğini anlamaya çalıştığı dönemde, köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgılaması dikkatini çekti.
bu gözlemden sonra pavlov, köpeklerin niçin yiyecek verilmeden önce salya salgıladıkları sorusunun üzerine gitti ve araştırmalarını bu yöne kaydırdı.
pavlov, yaptığı bu gözlemlerinden sonra, aç bir köpeği ses geçirmeyen bir odaya yerleştirdi. deneye başlamadan önce, bir şekilde köpeğin salyasının ağzından dışarı çıkmasını sağladı ve daha sonra çıkan salya miktarını da kayıt altına aldı.
deneye geçildiğinde ise koşulsuz şartlanmanın oluşabilmesi için köpeğe yiyecek vermeden sadece zili çalmaya başladı. başlangıçta, normal olarak köpek herhangi bir salya tepkisi göstermedi. pavlov daha sonra zil sesinin hemen arkasından köpeğe et parçaları vermeye, doğal olarak da köpek salya akıtmaya başladı.
deneyin bir sonraki adımı ise et parçaları ile zil sesini eşleştirmekti. pavlov, et parçalarını köpeğe atmaya başladığı anda asistanları da aynı anda zili çalıyorlar, böylece köpeğin algı olarak et ile zil çalmasını eşleştirmesini istiyorlardı.
bu işlem tekrar tekrar yapıldıktan sonra, zilin çalındığı fakat arkasından et verilmediği zaman da köpeğin salya salgıladığı gözlendi. oysa normalde, köpeğin eti ağzına alınca salya akıtması gerekirdi.
deney sonunda çıkan sonuca göre köpek, sadece kulak kabartması beklenen zil sesine karşı salgı akıtmayı öğrenmiş oluyordu. bu durumda köpeğe, hiç ilgisi olmayan bir uyarıcı karşısında salya akıtması öğretilmiş oluyordu. bu olayda et, koşulsuz yani doğal uyarıcıdır.
şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.
mide ve tükürük salgılarının nasıl olduğunu ve nelerden meydana geldiğini anlamaya çalıştığı dönemde, köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgılaması dikkatini çekti.
bu gözlemden sonra pavlov, köpeklerin niçin yiyecek verilmeden önce salya salgıladıkları sorusunun üzerine gitti ve araştırmalarını bu yöne kaydırdı.
pavlov, yaptığı bu gözlemlerinden sonra, aç bir köpeği ses geçirmeyen bir odaya yerleştirdi. deneye başlamadan önce, bir şekilde köpeğin salyasının ağzından dışarı çıkmasını sağladı ve daha sonra çıkan salya miktarını da kayıt altına aldı.
deneye geçildiğinde ise koşulsuz şartlanmanın oluşabilmesi için köpeğe yiyecek vermeden sadece zili çalmaya başladı. başlangıçta, normal olarak köpek herhangi bir salya tepkisi göstermedi. pavlov daha sonra zil sesinin hemen arkasından köpeğe et parçaları vermeye, doğal olarak da köpek salya akıtmaya başladı.
deneyin bir sonraki adımı ise et parçaları ile zil sesini eşleştirmekti. pavlov, et parçalarını köpeğe atmaya başladığı anda asistanları da aynı anda zili çalıyorlar, böylece köpeğin algı olarak et ile zil çalmasını eşleştirmesini istiyorlardı.
bu işlem tekrar tekrar yapıldıktan sonra, zilin çalındığı fakat arkasından et verilmediği zaman da köpeğin salya salgıladığı gözlendi. oysa normalde, köpeğin eti ağzına alınca salya akıtması gerekirdi.
deney sonunda çıkan sonuca göre köpek, sadece kulak kabartması beklenen zil sesine karşı salgı akıtmayı öğrenmiş oluyordu. bu durumda köpeğe, hiç ilgisi olmayan bir uyarıcı karşısında salya akıtması öğretilmiş oluyordu. bu olayda et, koşulsuz yani doğal uyarıcıdır.
şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.
devamını gör...
görümce
2016 yapımı yönetmenliğini kıvanç baruönü'nün senaristliğini gupse özay' ın üstlendiği romantik komedi, aile filmidir.
yine bir gubse özay filmi yine aile içi ilişkiler komedisi yakalama çabası. sanırım benim gubse özay'la bir derdim var içten içe ki filmlerini bir türlü beğenemiyorum. yani komik sahneler vardı ama katıla katıla güldüğümü hatırlamıyorum. hafızama kazınan bir diyalogta yok demekki çok fazla beğenmemişim.
oyuncular: gupse özay, buğra gülsoy, eda ece, dilşah demir, zeynep kankonde, danilo zanna..
gubse özay bu sefer tahmin edildiği üzere görümce rolünde. yeliz karakterini canlandırıyor ve kardeşi ahmet'i (buğra gülsoy) gözünün önünden ayırmak istemiyor. aşırı derecede düşkün kardeşine. derken ahmet'in hayatına biri girer ve işler iyice karışır. evlenme kararı almaları son noktayı koyar. yeliz onları ayırmak için elinden geleni yapacaktır.
yeliz arkadaşlarıyla kafa kafaya verip deniz ve ahmet'i ayırma planları yapmaya başlar. deniz hiç bir şeyden habersiz yeliz'le yakınlaşmaya çalışır ahmet deniz'e fark ettirmeden onu korumaya çalışır. yeliz cadoloz görümcelik rolüne soyunurda soyunur.
bilmiyorum arkadaşlar ben gubse özay'ın oyunculuğuna tamam olamıyorum. illa beğenen ve 'evet ya kadın harika' diye vardır. bende oturmayan bir şeyler var. neyse beğenen ve seyretmek isteyenlere iyi seyirler diliyorum.
yine bir gubse özay filmi yine aile içi ilişkiler komedisi yakalama çabası. sanırım benim gubse özay'la bir derdim var içten içe ki filmlerini bir türlü beğenemiyorum. yani komik sahneler vardı ama katıla katıla güldüğümü hatırlamıyorum. hafızama kazınan bir diyalogta yok demekki çok fazla beğenmemişim.
oyuncular: gupse özay, buğra gülsoy, eda ece, dilşah demir, zeynep kankonde, danilo zanna..
gubse özay bu sefer tahmin edildiği üzere görümce rolünde. yeliz karakterini canlandırıyor ve kardeşi ahmet'i (buğra gülsoy) gözünün önünden ayırmak istemiyor. aşırı derecede düşkün kardeşine. derken ahmet'in hayatına biri girer ve işler iyice karışır. evlenme kararı almaları son noktayı koyar. yeliz onları ayırmak için elinden geleni yapacaktır.
yeliz arkadaşlarıyla kafa kafaya verip deniz ve ahmet'i ayırma planları yapmaya başlar. deniz hiç bir şeyden habersiz yeliz'le yakınlaşmaya çalışır ahmet deniz'e fark ettirmeden onu korumaya çalışır. yeliz cadoloz görümcelik rolüne soyunurda soyunur.
bilmiyorum arkadaşlar ben gubse özay'ın oyunculuğuna tamam olamıyorum. illa beğenen ve 'evet ya kadın harika' diye vardır. bende oturmayan bir şeyler var. neyse beğenen ve seyretmek isteyenlere iyi seyirler diliyorum.
devamını gör...