ayşe tatile çıksın
1974 kıbrıs barış harekatının parolası "ayşe tatile çıksın"dır.
ayşe, cenevre konferansına katılan dönemin dışişleri bakanı turan güneş'in kızının adıydı. görüşmeler uzamakta, bu arada her gün bir türk köyü toptan katledilmekte ve toplu mezara konmaktadır.
görüşmelerden bir şey çıkmayacağını anlayan turan güneş, kendisine telefon ile ulaşan bir yetkilinin "efendim bir de eşiniz aradı, kızınız ayşe tatile çıkacakmış, ertelesin miymiş?" sorusuna, "ayşe tatile çıksın" yanıtını verir. böylece bir taraftan büyük ihtimalle iletişimi dinleyen yabancılara, "türk tarafı olayın büyüyeceğini düşünmüyor" mesajı verilir, diğer taraftan tsk'nin vakit ve dolayısıyla mevzi kaybetmesi önlenir.
küçük ayşe büyür, ayşe güneş ayata siyaset bilimi profesörü olarak üniversitede hocalık yapar.
harekat kararını veren dönemin koalisyon ortaklarından merhum bülent ecevit "kıbrıs fatihi", merhum necmettin erbakan ise "mücahit" lakaplarını alır.
ayşe, cenevre konferansına katılan dönemin dışişleri bakanı turan güneş'in kızının adıydı. görüşmeler uzamakta, bu arada her gün bir türk köyü toptan katledilmekte ve toplu mezara konmaktadır.
görüşmelerden bir şey çıkmayacağını anlayan turan güneş, kendisine telefon ile ulaşan bir yetkilinin "efendim bir de eşiniz aradı, kızınız ayşe tatile çıkacakmış, ertelesin miymiş?" sorusuna, "ayşe tatile çıksın" yanıtını verir. böylece bir taraftan büyük ihtimalle iletişimi dinleyen yabancılara, "türk tarafı olayın büyüyeceğini düşünmüyor" mesajı verilir, diğer taraftan tsk'nin vakit ve dolayısıyla mevzi kaybetmesi önlenir.
küçük ayşe büyür, ayşe güneş ayata siyaset bilimi profesörü olarak üniversitede hocalık yapar.
harekat kararını veren dönemin koalisyon ortaklarından merhum bülent ecevit "kıbrıs fatihi", merhum necmettin erbakan ise "mücahit" lakaplarını alır.
devamını gör...
afyonu patlamak
genellikle sabahları tam uyanmadığımızı belirtmek için kullanılan bu deyim henüz zihnen, ruhen ve fiziken kendimize gelmediğimiz anlamında kullanılır.
konuşurken “daha afyonum patlamadan soru sordu” vs. şeklinde, henüz tam uyanamadığını belirtmek için kullanılır.
osmanlı zamanında afyon bağımlısı olan kişiler ramazan ayında afyon kullanamadığı için sahurda afyon maddesini bir yaprağa sarıp yutarlardı. sabah uyandıklarında midede eriyen yaprak açılır ve afyon mideye salınırdı. bu salınım esnasında insanda birkaç defa hapşırma olayı gerçekleşmektedir. halk arasında afyon kullandığı bilinen kişiler bu şekilde hapşırınca “afyonu patladı” deyimi kullanılmaktadır. afyonu patlamak deyimi geçmişten günümüze bu şekilde gelmiştir.
afyon bir uyuşturucu türü olup 4.murat zamanında yasaklanmıştır. hatta bu yasaktan sonra 4.murat halk içine karışıp afyon kullananları cezalandırmıştır. osmanlı zamanında oldukça çok kullanılan afyon ve farklı türlerde ki maddeler halk arasında yaygınlaşmıştır. özellikle istanbul süleymaniye tarafında afyon kullanımı için oluşturulan kahvelerin varlığından söz edilmektedir. esrar afyon gibi birçok uyuşturucunun halk arasında kullanılması yayıgınlaşınca ilk defa 4. murat tarafından bu maddeler yasaklanmıştır.
konuşurken “daha afyonum patlamadan soru sordu” vs. şeklinde, henüz tam uyanamadığını belirtmek için kullanılır.
osmanlı zamanında afyon bağımlısı olan kişiler ramazan ayında afyon kullanamadığı için sahurda afyon maddesini bir yaprağa sarıp yutarlardı. sabah uyandıklarında midede eriyen yaprak açılır ve afyon mideye salınırdı. bu salınım esnasında insanda birkaç defa hapşırma olayı gerçekleşmektedir. halk arasında afyon kullandığı bilinen kişiler bu şekilde hapşırınca “afyonu patladı” deyimi kullanılmaktadır. afyonu patlamak deyimi geçmişten günümüze bu şekilde gelmiştir.
afyon bir uyuşturucu türü olup 4.murat zamanında yasaklanmıştır. hatta bu yasaktan sonra 4.murat halk içine karışıp afyon kullananları cezalandırmıştır. osmanlı zamanında oldukça çok kullanılan afyon ve farklı türlerde ki maddeler halk arasında yaygınlaşmıştır. özellikle istanbul süleymaniye tarafında afyon kullanımı için oluşturulan kahvelerin varlığından söz edilmektedir. esrar afyon gibi birçok uyuşturucunun halk arasında kullanılması yayıgınlaşınca ilk defa 4. murat tarafından bu maddeler yasaklanmıştır.
devamını gör...
hala zevkle izlenen çizgi filmler
benim de the last airbender kesinlikle. zaten sadece bir çocuk serisi olamayacak kadar güzel işlenmiş bir konusu var. devam serileri, rezalet filmi yüzünden devam etmemiş olsada, devam eden çizgi romanlarıyla avutuyoruz kendimizi.
devamını gör...
başı kapanan öğrencinin beyni çalışır
ilahiyatçı ebubekir sifil’in söylediği bir sözdür.
gerici ebubekir sifil: öğrencilerin başı kapanırsa beyin belli bir sıcaklığa ulaştığından daha ideal çalışır
ben de diyordum ki adana’da yaşayan insanlar neden güneşe ateş ediyorlar. meğersem kafaları ideal sıcaklığa ulaştıkları içinmiş.*
kaynak
gerici ebubekir sifil: öğrencilerin başı kapanırsa beyin belli bir sıcaklığa ulaştığından daha ideal çalışır
ben de diyordum ki adana’da yaşayan insanlar neden güneşe ateş ediyorlar. meğersem kafaları ideal sıcaklığa ulaştıkları içinmiş.*
kaynak
devamını gör...
mühendislerin kafadan kırık olması
tam bir genelleme olmasa da, kendi kendime yaptığım bir istatistik diyebiliriz. pek tabii bunları bir çok mühendisle arkadaş ve sevgili olmuş biri olarak söylüyorum:).
başlıyorum :
mesela kafaları hep karışıktır, ne istediklerine bir türlü karar veremezler. bu yüzden sizin aklınızı da karıştırırlar. hatta kendinizden şüphe etmenize bile yol açabilirler.
sürekli düşündükleri ve kendi içlerinde analiz yaptıkları için ,arka planda bir çok sekme açık kalmıştır.
beyin bu kadar çalışırken her şeyi kaldıramayıp error verir çoğu zaman. bir bakmışsınız saçma bir an da yalnız kalmak isterler. ya da zaten asosyal olan hayatlarını daha da izole edip içlerine kapanırlar.
sonra bir şeyi yaparken(bakın herhangi bir şeyi); sanki bir görev icra eder gibi, kitabına uygun ve kullanım kılavuzundaki talimatları yerine getirirmişçesine yaparlar. tamam düzgün ve eksiksiz gibi görünebilir ama duygusuz ve robotça olur.
bana göre dünyevi bir çok şeyden de bayağı uzaklar. bence bunun nedeni de; çevrede olan biten bir çok şeyin saçma ve zaaflarla ilgili olduğunu düşünmeleri ve komik bulmaları.(e.g : watsapp mesajlarına bakmazlar, çok fazla sosyal medyayla ilgilenmezler).
son olarak da kendilerince çoğu kişiden zeki olduklarını düşündükleri için etrafındakileri küçümseyip, içten içe salak olduklarıyla dalga geçerler.
başlıyorum :
mesela kafaları hep karışıktır, ne istediklerine bir türlü karar veremezler. bu yüzden sizin aklınızı da karıştırırlar. hatta kendinizden şüphe etmenize bile yol açabilirler.
sürekli düşündükleri ve kendi içlerinde analiz yaptıkları için ,arka planda bir çok sekme açık kalmıştır.
beyin bu kadar çalışırken her şeyi kaldıramayıp error verir çoğu zaman. bir bakmışsınız saçma bir an da yalnız kalmak isterler. ya da zaten asosyal olan hayatlarını daha da izole edip içlerine kapanırlar.
sonra bir şeyi yaparken(bakın herhangi bir şeyi); sanki bir görev icra eder gibi, kitabına uygun ve kullanım kılavuzundaki talimatları yerine getirirmişçesine yaparlar. tamam düzgün ve eksiksiz gibi görünebilir ama duygusuz ve robotça olur.
bana göre dünyevi bir çok şeyden de bayağı uzaklar. bence bunun nedeni de; çevrede olan biten bir çok şeyin saçma ve zaaflarla ilgili olduğunu düşünmeleri ve komik bulmaları.(e.g : watsapp mesajlarına bakmazlar, çok fazla sosyal medyayla ilgilenmezler).
son olarak da kendilerince çoğu kişiden zeki olduklarını düşündükleri için etrafındakileri küçümseyip, içten içe salak olduklarıyla dalga geçerler.
devamını gör...
doğrusunu unutturan sözler
-mondragon ateşkes antlaşması
-riks
-şemşiye
-riks
-şemşiye
devamını gör...
her kızın 25 tane flörtü olduğu gerçeği
dünya nufüsü üzerinden düşünürsek 7.5 milyar/2= yaklaşık 3.75 milyar kadın var demek oluyor. ×25 ile çarparsak ya uzaylılarda işin içine giriyor ya da her erkeğin yaklaşık 7 tane flörtü var gibi bir şey. sayısalcıyım ama bunu hesaplayamadım :(
devamını gör...
dünyanın en huzurlu şeyi
işten eve geldiğin andır.
devamını gör...
sürekli kavga eden anne baba
bide bosanmayi reddedip oyle yasamaya devam etmeleri en cekilmez olaydir. hem kendilerine hemde cocuklarina zehir ederler hayati. anlasamiyosun iste kardesim neyin inadi bu. soruncada cocuklar icin derler. esas bu onlara en büyük kötülük halbuki..
devamını gör...
muhabbet kuşunun ölmesi
o çaresiz miniği koruyamamış olmanın vicdani yükü hiç gitmiyor omuzlardan. ah hayyam, ah.
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
"bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi."
(bkz: masumiyet müzesi)
(bkz: masumiyet müzesi)
devamını gör...
normal sözlük yazar kalitesi
her ne kadar annem öldü, ablam metres oldu böhüğ yahut hayat bana karşı çok acımasız shit tarzı paylaşımda bulunan kitle olsa da derdini doğru kelam ile anlatan, inceyi gören, kpop'a hakettiği değeri veren, sudan da olsa yazdığını okutan yazarlar tüm olumsuz atraksiyonların üstüne çıkmayı başarıyor.
kalite kalite diye fazla şeyapmamak lazım.
bir de son sözüm: hakhedeny hyatıma sokarm, hakhetmeyhenin hyatına leblebi.
p.s. son cümleyi bir büyük bir küçük harf ile yazılmış gibi değerlendirmeniz rica olunur.
kalite kalite diye fazla şeyapmamak lazım.
bir de son sözüm: hakhedeny hyatıma sokarm, hakhetmeyhenin hyatına leblebi.
p.s. son cümleyi bir büyük bir küçük harf ile yazılmış gibi değerlendirmeniz rica olunur.
devamını gör...
kokulu mum
yaktığınızda misss gibi koku veren, hem loşluğuyla hen kokusuyla sizi mest eden mumdur. beni açıkcası mutlu ediyor. yaptığım işi daha keyifle yapmamı sağlarken motivasyonumu artırıyor. bu kokulu mumlarda var bir şey bak deneyin.
devamını gör...
bir daha asla yapmam dediğiniz yanlışlar
bunu her dediğimde tekrardan aynı yanlışları yaptığım için ben de olmayan şeylerdir**.
devamını gör...
yazarların whatsapp durumları
artık parmak uçlarında yürümeyi kes, bırak uyansınlar...
devamını gör...
92 yaşındaki kadının cinsel saldırıya uğrayarak öldürülmesi
92 yıl bu dünyada yer etmiş insan böyle bir ölümü mü hak ediyor ulan şerefsiz! elinde sadece huzurlu bir ölüm hayali kalmış bir insana bunu nasıl yaparsın? uzuvların kopsun ama kan kaybından ölme, senelerce çaresiz o acıyı çek! bedduadan medet umar olduk böyle mahlukatlar yüzünden.
devamını gör...
kedi
sahibini eğiten tek hayvan.
bir yerde yığınla kıyafet mi var gider işer. böyle böyle düzenli olmayı öğretti bana çocuklarım.
bir yerde yığınla kıyafet mi var gider işer. böyle böyle düzenli olmayı öğretti bana çocuklarım.
devamını gör...
son zamanlarda ortaya çıkmış saçma kelimeler
bruh
gullüm
dewamke
gullüm
dewamke
devamını gör...
yoldaş benjamin'in alkolik olması
gelen alkol yasaklarını çiğneyip gizli gizli marketten alkol yürüttüğü, yürütemedigi ve parasının yetmediği yer de tekelciye gidip veresiye defterine modların adını vererek şarap aldığı da kameralara yansımış olup geciken maaşların yatmaması sonucu görüntülerin tüm yazarlara gönderileceğini belirtmek isterim.
devamını gör...
diocletianus
diocletian olarak da bilinen roma imparatoru. imparatorluk krizine son vermiştir. imparatorluk krizi, roma'da aynı aynı anda gerçekleşmiş 3 tane krizdir. roma'da var olan iç savaş, ekonomik çöküş ve dıştan gelen istilalar. işte diocletianus da bu 3'üne son vermiştir. ve böylelikle de 49 yıl süren bir devri kapatmıştır. diocletianus'un kurduğu hükumet sisteminde, otokrasi hakimdi. otokrasiise, yöneticinin bütün * yetkileri elinde bulundurması demektir. diocletianus'un yaptıkları, imparatorluğun uzun bir süre daha varlığını koruyabilmesi adına etkili olmuştur.
diocletianus'un "imparatorluk krizi" devrini kapatması baya zor olmuştur. çünkü bu devirde kim imparator olsa hepsi suikast sonucunda ölmüştür. diocletianus, bu devri kapamak adına epey zorluklar çekmiş hatta kendisinin de suikast sonucu diğer imparatorlar gibi ölecek basit bir imparator olduğu düşünülmüştür. fakat diocletianus'un başarılı siyaseti neticesinde, siyasî yönden bir galibiyet elde etmiş, dış istilaları durdurmuş ve imparatorluğa yapılan saldırıları da durdurabilmiştir. böylelikle diocletianus'un bir suikaste kurban gidecek basit bir imparator olduğu düşüncesi de ortadan kalkmıştır.
o koskoca imparatorluğu tek başına, otokrasi ile yönetiyordu fakat birkaç yıl kadar sonra, koskoca imparatorluğu tek başına yönetemeyeceğini anlamıştı. her ne kadar krizle geçen bir devri kapatsa bile, sorunlar devam etmekteydi. ve o, imparatorluğu ikiye bölmek kararı aldı. fakat düşünsenize; koskoca imparatorsunuz, koskoca bir imparatorluğunuz var ve siz onu ikiye bölmek istiyorsunuz. aslında diocletianus bunu yaparak, gözünü makam sevdasının bürüdümediğini ve roma imparatorluğu için çalışan başarılı bir lider olduğunu gösterdi. diocletianus'un bu bölme isteği gerçekleşti fakat kalıcı olmadı. fakat gerçekleştirdiği bu kısa süreli bölme işleminin, bir zaman sonra, kalıcı bir bölünme işlemine dönüşeceğini nerden bilebiirdi ki?..
aslında roma imparatoru olmak çok kolaydı! evet, her ne kadar zamanında bazı imparatorlar, imparator olmak adına bazı kurallar getirseler dahi, bu kuralları kalıcı olmadı. ve roma'da hiçbir zaman bir kişinin nasıl imparator olacağı hiç çözülemedi. bu konuda kurallar yoktu. fakat diocletianus, dörtlü yönetim sistemini kurdu. dörtlü yönetim, öyle bir sistem ki, bu zaman roma, yönetimsel açıdan ikiye ayrılıyor ve her birine de iki farklı "majesteleri" hakim oluyordu. daha da açıklamak gerekirse, yani her iki tarafa da 2 kıdemli imparatoru başa geçirmek fikrindeydi diocletianus! "majesteleri" yani augustus unvanı ise, o dönem en büyük unvandı. ve diocletianus, 2 imparatora da bu unvanı verme niyetindeydi! bir imparator emekli olunca da, ya da ölünce de, yerine "sezar" geçecekti.
evet artık diocletianus, imparatorluğun bir kısmı için bir imparator bulmuştu bile. kendisi ise imparatorluğun diğer kısmını yönetmekteydi. diocletianus kendi başkentini izmit yaptı. * daha sonra, diocletianus bir süre sonra diğer imparatorla birlikte varislerini seçtiler. hatta bu 2 tane varis yani "sezar"a imparatorluğun dörtte birini verdiler.
305 yılında, diocletianus ve diğer imparator kendi istekleriyle istifa ettiler. * bu olaydan 90 yıl sonra roma kalıcı olarak bölündü. diocletianus iyi biri değildi. hristiyanlara işkence veren bir adamdı. o binlerce hristiyanı öldürmüştü. hristiyanların ibadet için bir araya gelmeleri de yasaklandı.
peki diocletianus'un istifasındaki sebep neydi? ölümcül bir hastalık. hastaydı nerdeyse ölecekti. o da emekli oldu ve sarayına çekildi. lahana yetiştirmeye başladı. diocletianus'un göreve yeniden dönmesi istendiyse de, sebzelerimi görseniz, böyle konuşmazdınız diyerek reddetti. diocletianus, imparatorluktan kendi isteğiyle ayrılan ilk roma imparatoru olarak tarihe geçti.
diocletianus'un "imparatorluk krizi" devrini kapatması baya zor olmuştur. çünkü bu devirde kim imparator olsa hepsi suikast sonucunda ölmüştür. diocletianus, bu devri kapamak adına epey zorluklar çekmiş hatta kendisinin de suikast sonucu diğer imparatorlar gibi ölecek basit bir imparator olduğu düşünülmüştür. fakat diocletianus'un başarılı siyaseti neticesinde, siyasî yönden bir galibiyet elde etmiş, dış istilaları durdurmuş ve imparatorluğa yapılan saldırıları da durdurabilmiştir. böylelikle diocletianus'un bir suikaste kurban gidecek basit bir imparator olduğu düşüncesi de ortadan kalkmıştır.
o koskoca imparatorluğu tek başına, otokrasi ile yönetiyordu fakat birkaç yıl kadar sonra, koskoca imparatorluğu tek başına yönetemeyeceğini anlamıştı. her ne kadar krizle geçen bir devri kapatsa bile, sorunlar devam etmekteydi. ve o, imparatorluğu ikiye bölmek kararı aldı. fakat düşünsenize; koskoca imparatorsunuz, koskoca bir imparatorluğunuz var ve siz onu ikiye bölmek istiyorsunuz. aslında diocletianus bunu yaparak, gözünü makam sevdasının bürüdümediğini ve roma imparatorluğu için çalışan başarılı bir lider olduğunu gösterdi. diocletianus'un bu bölme isteği gerçekleşti fakat kalıcı olmadı. fakat gerçekleştirdiği bu kısa süreli bölme işleminin, bir zaman sonra, kalıcı bir bölünme işlemine dönüşeceğini nerden bilebiirdi ki?..
aslında roma imparatoru olmak çok kolaydı! evet, her ne kadar zamanında bazı imparatorlar, imparator olmak adına bazı kurallar getirseler dahi, bu kuralları kalıcı olmadı. ve roma'da hiçbir zaman bir kişinin nasıl imparator olacağı hiç çözülemedi. bu konuda kurallar yoktu. fakat diocletianus, dörtlü yönetim sistemini kurdu. dörtlü yönetim, öyle bir sistem ki, bu zaman roma, yönetimsel açıdan ikiye ayrılıyor ve her birine de iki farklı "majesteleri" hakim oluyordu. daha da açıklamak gerekirse, yani her iki tarafa da 2 kıdemli imparatoru başa geçirmek fikrindeydi diocletianus! "majesteleri" yani augustus unvanı ise, o dönem en büyük unvandı. ve diocletianus, 2 imparatora da bu unvanı verme niyetindeydi! bir imparator emekli olunca da, ya da ölünce de, yerine "sezar" geçecekti.
evet artık diocletianus, imparatorluğun bir kısmı için bir imparator bulmuştu bile. kendisi ise imparatorluğun diğer kısmını yönetmekteydi. diocletianus kendi başkentini izmit yaptı. * daha sonra, diocletianus bir süre sonra diğer imparatorla birlikte varislerini seçtiler. hatta bu 2 tane varis yani "sezar"a imparatorluğun dörtte birini verdiler.
305 yılında, diocletianus ve diğer imparator kendi istekleriyle istifa ettiler. * bu olaydan 90 yıl sonra roma kalıcı olarak bölündü. diocletianus iyi biri değildi. hristiyanlara işkence veren bir adamdı. o binlerce hristiyanı öldürmüştü. hristiyanların ibadet için bir araya gelmeleri de yasaklandı.
peki diocletianus'un istifasındaki sebep neydi? ölümcül bir hastalık. hastaydı nerdeyse ölecekti. o da emekli oldu ve sarayına çekildi. lahana yetiştirmeye başladı. diocletianus'un göreve yeniden dönmesi istendiyse de, sebzelerimi görseniz, böyle konuşmazdınız diyerek reddetti. diocletianus, imparatorluktan kendi isteğiyle ayrılan ilk roma imparatoru olarak tarihe geçti.
devamını gör...