the return (kısa film)
bir keith rivers kısa filmidir.

philips parallel lines ve ridley scott işbirliği ile düzenlenen tell it your way isimli kısa film yarışmasının bir diğer finalistidir.
yarışmanın kurallarına uygun olarak sadece üç dakika süren bu kısa film yine aynı kurallar çerçevesinde içinde sadece şu altı cümleyi barındırmakta:
what’s that?
ıt’s a unicorn.
never seen one up close before.
beautiful.
get away, get away.
ı’m sorry.
aynı yarışmada finalist olan the void, lilicorne, ultimate unicorn ve yarışmayı kazanan porcelain unicorn gibi the return de bu cümlelerden yola çıkaran bir hikaye anlatmakta bize.
bu kısa filmde konu savaşa giden bir askerin gitmeden önce ve döndükten sonra yaşadıklarına odaklanmış. ancak bu bir savaş sonrası sendromu sayılmaz. ya da tam olarak öyle sayılmaz.
savaşın her şeyi değiştirme gücünün zaten hepimiz biliyoruz. ülkeleri yerle bir edip insanların hayatlarına kast eden savaş başlangıcından bitimine kadar her şeyi alt üst eder. bu olumsuz etkinin bitmesi ise savaşın bitmesiyle gerçekleşmez. bu çok uzun süren ve sona ermesi çok zor olan bir etkidir.
savaştan döndüğünüzde siz de savaşa giderkenki kendiniz olamazsınız ama belki de en kötüsü savaşa gitmek için bıraktığınız hiçbir şeyin bıraktığınız haliyle sizi bekliyor olmayacak oluşudur.
the return

philips parallel lines ve ridley scott işbirliği ile düzenlenen tell it your way isimli kısa film yarışmasının bir diğer finalistidir.
yarışmanın kurallarına uygun olarak sadece üç dakika süren bu kısa film yine aynı kurallar çerçevesinde içinde sadece şu altı cümleyi barındırmakta:
what’s that?
ıt’s a unicorn.
never seen one up close before.
beautiful.
get away, get away.
ı’m sorry.
aynı yarışmada finalist olan the void, lilicorne, ultimate unicorn ve yarışmayı kazanan porcelain unicorn gibi the return de bu cümlelerden yola çıkaran bir hikaye anlatmakta bize.
bu kısa filmde konu savaşa giden bir askerin gitmeden önce ve döndükten sonra yaşadıklarına odaklanmış. ancak bu bir savaş sonrası sendromu sayılmaz. ya da tam olarak öyle sayılmaz.
savaşın her şeyi değiştirme gücünün zaten hepimiz biliyoruz. ülkeleri yerle bir edip insanların hayatlarına kast eden savaş başlangıcından bitimine kadar her şeyi alt üst eder. bu olumsuz etkinin bitmesi ise savaşın bitmesiyle gerçekleşmez. bu çok uzun süren ve sona ermesi çok zor olan bir etkidir.
savaştan döndüğünüzde siz de savaşa giderkenki kendiniz olamazsınız ama belki de en kötüsü savaşa gitmek için bıraktığınız hiçbir şeyin bıraktığınız haliyle sizi bekliyor olmayacak oluşudur.
the return
devamını gör...
linç yerim korkusuyla düşünceleri özgürce söyleyememek
inanışla ilgili herhangi bir cümle.
a inanışı b inanışı (hahah ben bunu genelde a partisi b partisi olarak kullanırdım valla buraya da uydu.) fark etmiyor. tahammül edemiyoruz birilerinin bizden başka bir şeye inanıyor olmasına. gerçi hoş oraya kadar nelere tahammül edemiyoruz ama inanç bam telimiz galiba.
aile içi ya da arkadaş toplantılarında misal ben inandıkları dine herhangi bir söz söylemeden sadece inanmadığımı dile getirmem bile herkesi sinirlendiriyor. inanmıyor olmam bile hakaret gibi algılanıyor.
burada bir gün inanmadığımı dile getirdim ve 5 kişi takipten çıktı. yani normalde fark etmem 2 kişi gelir 3 kişi gider ok. ama o dakika olması garip gelmişti. yani zaten takip eden aşağı yukarı beni tanır kendi halimde biriyim kimsenin fikrine saldırmam (tabi fikirse - hakaret ya da alaysa orda dur.) yani demeye çalıştığım inanmadığını söylemen ya da güne bir ayet bırakman fark etmeden sırf inandığın 'kutsal' uğruna ötelene biliyorsun.
sağlık olsun napalım hahah.
a inanışı b inanışı (hahah ben bunu genelde a partisi b partisi olarak kullanırdım valla buraya da uydu.) fark etmiyor. tahammül edemiyoruz birilerinin bizden başka bir şeye inanıyor olmasına. gerçi hoş oraya kadar nelere tahammül edemiyoruz ama inanç bam telimiz galiba.
aile içi ya da arkadaş toplantılarında misal ben inandıkları dine herhangi bir söz söylemeden sadece inanmadığımı dile getirmem bile herkesi sinirlendiriyor. inanmıyor olmam bile hakaret gibi algılanıyor.
burada bir gün inanmadığımı dile getirdim ve 5 kişi takipten çıktı. yani normalde fark etmem 2 kişi gelir 3 kişi gider ok. ama o dakika olması garip gelmişti. yani zaten takip eden aşağı yukarı beni tanır kendi halimde biriyim kimsenin fikrine saldırmam (tabi fikirse - hakaret ya da alaysa orda dur.) yani demeye çalıştığım inanmadığını söylemen ya da güne bir ayet bırakman fark etmeden sırf inandığın 'kutsal' uğruna ötelene biliyorsun.
sağlık olsun napalım hahah.
devamını gör...
regl olayının çok abartılması
daha önce hiç regl olmamış insanların bu konuda sanki çok biliyorlarmış gibi konuşmaları bir tek beni sinir etmiyordur herhalde. her sağlıklı bireyin (interseksler,trans bireyler de regli yaşıyor) her ay yaşadığı "normal" bir durum. çoğu yerde anormal görüldüğü için -pedlerin gazeteye sarılarak,siyah poşete konularak verildiği yerler var sanki illegal iş yapıyoruz- bundan bahsederek olması gerektiği gibi normalleştirmeye çalışıyoruz.
devamını gör...
italyanca şarkı önerileri
devamını gör...
22 ekim 2021 sözlük mağazası indirim kampanyası
renkli mahlasımla destek verdiğim kampanya. renkli mahlasım var diye geldiğim yeri unutacak değilim. onun da kaç günü kaldı bilmem. sonrası yine sefalet.
ülkede zaten her şey ateş pahası, şurda yabancı değiliz, birbirimize yapmayalım bari. her şey yarı fiyatına inse, çocuklar sevinse; babacığım anneciğim yeşil sana çok yakışıyor dese kötü mü olurdu?
#sözlükmağazasındaindirim
ülkede zaten her şey ateş pahası, şurda yabancı değiliz, birbirimize yapmayalım bari. her şey yarı fiyatına inse, çocuklar sevinse; babacığım anneciğim yeşil sana çok yakışıyor dese kötü mü olurdu?
#sözlükmağazasındaindirim
devamını gör...
birini olduğu gibi kabul etmek
kabul edilmesi beklenen mevzuya gore degisecek davranis. bu yaklasim nedense bana cok narsistce gelir. "ben boyleyim isine gelirse" zihniyetinin yan acılımı gibi adeta.
birini severken elbette dogrusuyla yanlisiyla, zaaflariyla, yaralariyla daha nice ozelligiyle sever onaylarsin. ama bu da taraflari kafalarina gore tavir takinma rehavetine ulastirmamali oyle degil mi?
guven sorunu yasayabilir birisi, bastiramadigi on yargilari olabilir hatta travmalardan gecip bugune gelmis olabilir bunlar hic fark etmez.
kimse kimsenin sabir esigi, deneme yanilma tahtasi degil.
yeri geldiginde degisilmeli, torpulenmeli derim ben. bilhassa tahammul gerektirecek insani ozellikler var mi diye donup bir bakilmali sanki. ıcinde bulundugumuz yasam dongusu zaten cok yipratici, bir de insan insani mi yipratsin?
birini severken elbette dogrusuyla yanlisiyla, zaaflariyla, yaralariyla daha nice ozelligiyle sever onaylarsin. ama bu da taraflari kafalarina gore tavir takinma rehavetine ulastirmamali oyle degil mi?
guven sorunu yasayabilir birisi, bastiramadigi on yargilari olabilir hatta travmalardan gecip bugune gelmis olabilir bunlar hic fark etmez.
kimse kimsenin sabir esigi, deneme yanilma tahtasi degil.
yeri geldiginde degisilmeli, torpulenmeli derim ben. bilhassa tahammul gerektirecek insani ozellikler var mi diye donup bir bakilmali sanki. ıcinde bulundugumuz yasam dongusu zaten cok yipratici, bir de insan insani mi yipratsin?
devamını gör...
zelig
woody allen'ın yazıp yönettiği, mia farrow ile başrolünü paylaştığı 1983 yapımı mockumentary (sahte belgesel - melgesel ) tarzı film.
sahte belgesel tarzıyla film kendi gerçekliğini oluşturmuş. öyle ki, içinde barındırdığı absürtlüğe rağmen, filme televizyonda tesadüfen rast gelmiş bir kişi, izlediği şeyin bir film değil de, biyografik bir belgesel olduğu fikrine çok rahat kapılabilir. (tabii bir de woody allen'ı tanımıyor olması gerekirdi. ayrıca, belli bir süre sonra (gbkz: leonard zelig)'in bukalemun hastalığı izleyene hiç de absürt gelmez; olaylara kendinizi kaptırırsınız.)
hem bu sebepten hem de woody allen faktörü sayesinde film adeta kendi kendini tamamlayıp izleyiciye yorum hakkı bırakmaz. film kendi gerçekliğini yaratmıştır. bu farkındalığa, film hakkında bir şeyler yazmaya niyetlenip sonrasında yazacak bir şey bulamayınca anlayabildim ama olsun. benim tatlı canım sağ olsun. ne yalan söyleyeyim, izleyene sadece diyaloglara gülmek kalıyor; bir de neden bu kadar kısaydı diye hayıflanmak. (film süresi 70 küsur dakika)
film zaman olarak 1920'li ve 30'lu yıllarda geçer. detaylar üzerinde epey düşünülmüş olduğundan olsa gerek, izleyiciye bunu sonuna kadar hissettirir, filmin kendi gerçekliğini oluşturmasında ayrıca bir katkı sağlar. benim nazarımda, sırf bunun için bile takdir edilesi bir filmdir. * *) *)
sahte belgesel tarzıyla film kendi gerçekliğini oluşturmuş. öyle ki, içinde barındırdığı absürtlüğe rağmen, filme televizyonda tesadüfen rast gelmiş bir kişi, izlediği şeyin bir film değil de, biyografik bir belgesel olduğu fikrine çok rahat kapılabilir. (tabii bir de woody allen'ı tanımıyor olması gerekirdi. ayrıca, belli bir süre sonra (gbkz: leonard zelig)'in bukalemun hastalığı izleyene hiç de absürt gelmez; olaylara kendinizi kaptırırsınız.)
hem bu sebepten hem de woody allen faktörü sayesinde film adeta kendi kendini tamamlayıp izleyiciye yorum hakkı bırakmaz. film kendi gerçekliğini yaratmıştır. bu farkındalığa, film hakkında bir şeyler yazmaya niyetlenip sonrasında yazacak bir şey bulamayınca anlayabildim ama olsun. benim tatlı canım sağ olsun. ne yalan söyleyeyim, izleyene sadece diyaloglara gülmek kalıyor; bir de neden bu kadar kısaydı diye hayıflanmak. (film süresi 70 küsur dakika)
film zaman olarak 1920'li ve 30'lu yıllarda geçer. detaylar üzerinde epey düşünülmüş olduğundan olsa gerek, izleyiciye bunu sonuna kadar hissettirir, filmin kendi gerçekliğini oluşturmasında ayrıca bir katkı sağlar. benim nazarımda, sırf bunun için bile takdir edilesi bir filmdir. * *) *)
devamını gör...
araba hayranı olan insanlar
passat için konuşacak olursak kesinlikle (bkz: keremyildiz) namı diğer psg arkadaşımızdır.
devamını gör...
genetik çeşitlilik
canlıların, binlerce yıldan beri evrimleşerek ulaştığı biyolojik ve genetik çeşitlilik, bugün ve yarın var olmalarının bir garantisidir.
anadolu gibi bir coğrafyada yaşıyoruz.
- çok çeşitli iklim koşullarına sahip olması,
-her bir bölgede farklı olan jeolojik yapı
-avrupa ve asya arasında doğal bir köprü.
gibi nedenlerle çeşitlilik anlamında önemli bir yerdir.
neden?
örneğin; bir kertenkele olduğumuzu varsayalım.
karadenizdeki , yağış alan kuzey yamaçlarında boz ve esmer renkte kireçsiz orman toprakları yaygındır. aynı dağların güneye bakan yamaçlarında yağışın azalması ve güneş radyasyonunun artmasıyla kireçli kahverengi orman toprakları bulunur.
o halde hemen bir kitap yazmalıyım ve güney kesimde hayatta kalma yolları, kuzey kesimde hayatta kalma yolları. bu yazdığım kitabı genetik kütüphanesine kaydetme koşuluyla iki farklı iklim ve toprak yapısına sahip olabilen, her iki karadeniz koşulunda hayatta kalabilen bir kertenkele olabilirim.
aynı kertenkelenin i çöl yapısına sahip güneydoğu anadolu2da hayatta kalabilmesini sağlayan genetik kodlara sahip kitabıda genetik kütüphanesine eklenir.
bu bir sürü yıllardan sonra bulunduğu bölgeye adapte olmuş, belli bir tür, populasyon, varyete, alt-tür ya da ırk içindeki gen farklılığına sebep olur.
genetik çeşitlilik bir canlı türünün gen havuzundaki kalıtsal bilginin çeşitliliği olarak tanımlanabilir.
(bkz: tür çeşitliliği)
(bkz: ekosistem çeşitliliği)
anadolu gibi bir coğrafyada yaşıyoruz.
- çok çeşitli iklim koşullarına sahip olması,
-her bir bölgede farklı olan jeolojik yapı
-avrupa ve asya arasında doğal bir köprü.
gibi nedenlerle çeşitlilik anlamında önemli bir yerdir.
neden?
örneğin; bir kertenkele olduğumuzu varsayalım.
karadenizdeki , yağış alan kuzey yamaçlarında boz ve esmer renkte kireçsiz orman toprakları yaygındır. aynı dağların güneye bakan yamaçlarında yağışın azalması ve güneş radyasyonunun artmasıyla kireçli kahverengi orman toprakları bulunur.
o halde hemen bir kitap yazmalıyım ve güney kesimde hayatta kalma yolları, kuzey kesimde hayatta kalma yolları. bu yazdığım kitabı genetik kütüphanesine kaydetme koşuluyla iki farklı iklim ve toprak yapısına sahip olabilen, her iki karadeniz koşulunda hayatta kalabilen bir kertenkele olabilirim.
aynı kertenkelenin i çöl yapısına sahip güneydoğu anadolu2da hayatta kalabilmesini sağlayan genetik kodlara sahip kitabıda genetik kütüphanesine eklenir.
bu bir sürü yıllardan sonra bulunduğu bölgeye adapte olmuş, belli bir tür, populasyon, varyete, alt-tür ya da ırk içindeki gen farklılığına sebep olur.
genetik çeşitlilik bir canlı türünün gen havuzundaki kalıtsal bilginin çeşitliliği olarak tanımlanabilir.
(bkz: tür çeşitliliği)
(bkz: ekosistem çeşitliliği)
devamını gör...
tofaş
atom deneylerinde parçalanma hızından dolayı fizikçilerin en çok kullandığı materyal markası.
devamını gör...
sivas'ta 30 erkeğin grup seks yaparken basılması
oradaki ortam ve koku burnuma gelmiştir.
devamını gör...
intihar etmeyi düşünenleri vazgeçirecek tavsiyeler
ara ara beni de yoklayan intihar düşüncesinde olan kişilere etmemeleri için verilecek tavsiyelerdir.
benim taktiğim şu sizlere de şiddetle öneririm.
-hemen tiktok indiriyorsunuz ve izlemeye başlıyorsunuz. 10 iq sahibi tipleri ibretle ve acıyla seyreylerken kendinize şunları soruyorsunuz ;
"bu kamiller yaşarken ben neden ölüyorum ?
bunlar bu iq ile gülüp eğlenirken ben hayattan tat alamayacak kadar aciz miyim?
yav allanı seversen şu tiplere bak. ben niye ölüyorum abi ! ""
ardından aydınlanıp nirvanaya çıkacaksınız ve kendinizin ne kadar değerli olduğunuzu hissedeceksiniz ve hayata başka bir gözle bakacaksınız. buyrun denemek serbest. yatırım tavsiyesidir.
edit : ayrıca daha 128 milyar doların nerede olduğunu öğrenicez kanka nereye gidiyosun ? *
edit 2 : şu yazıdan intihara teşvik anlamı çıkaranlar var lan ahahaha. tyt sınavında türkçe netleri neden bu kadar düşük belli oldu.
benim taktiğim şu sizlere de şiddetle öneririm.
-hemen tiktok indiriyorsunuz ve izlemeye başlıyorsunuz. 10 iq sahibi tipleri ibretle ve acıyla seyreylerken kendinize şunları soruyorsunuz ;
"bu kamiller yaşarken ben neden ölüyorum ?
bunlar bu iq ile gülüp eğlenirken ben hayattan tat alamayacak kadar aciz miyim?
yav allanı seversen şu tiplere bak. ben niye ölüyorum abi ! ""
ardından aydınlanıp nirvanaya çıkacaksınız ve kendinizin ne kadar değerli olduğunuzu hissedeceksiniz ve hayata başka bir gözle bakacaksınız. buyrun denemek serbest. yatırım tavsiyesidir.
edit : ayrıca daha 128 milyar doların nerede olduğunu öğrenicez kanka nereye gidiyosun ? *
edit 2 : şu yazıdan intihara teşvik anlamı çıkaranlar var lan ahahaha. tyt sınavında türkçe netleri neden bu kadar düşük belli oldu.
devamını gör...
yazarların gizlice dinledikleri şarkılar
gizlice değil ama kimseyle paylaşmadığım şarkılar var. insanların bazı şarkıları kirletmesinden korkuyorum.
ayrıca üstteki yazara katılıyorum, genellikle bu şarkılar kulaklıkla dinlenir.
ayrıca üstteki yazara katılıyorum, genellikle bu şarkılar kulaklıkla dinlenir.
devamını gör...
espri tutmayınca çıkarılan ıhı sesi
şakayı yapanın şakanın tutmayacağını anladıktan sonra yavaş yavaş azalan ses tonunu, şaka bittiğinde ıhı diye çaresiz bir gülümsemeyle tamamladığı sestir...
devamını gör...
14 şubat için antik öyküler
normalde mitolojiden pek anlayan bir adam değilim ama benim bile ilgimi çekti hikayeler. güzel seçim olmuş, emeği geçenlerin ellerine sağlık. çalan şarkılar da oldukça hoş.
devamını gör...
tesadüfen tanışılan insanlar
herkes... kiminle planlı tanışıyoruz ki?
devamını gör...
narsisistik kişilik bozukluğu
bilinenin aksine bu kişilik bozukluğunun temelinde aşağılık kompleksi yatar. kişiler kendilerini temelde sevmezler, guzel ya da basarili bulmazlar. ödünleme savunma mekanizması ile surekli kendilerine yatırım yaparlar. benliklerini şişirirler. bu sebeple en küçük eleştiriye tahammül edememektedirler. cunku temeldeki o özgüvensizligi tetiklemektedir bu elestiriler. bir de bunun çeşitleri vardir. bir narsist ne yazık ki asla hatasını kabul etmediği icin ve haksızlığa dayanamadığı icin tek çözüm yolu terapi almasıdır. ama ben bir narsistin kendisinde problem görerek terapiye gideceğini sanmamakla birlikte narsist birey çevresindeki kişileri elinde tutabilmek adına ve terkedilme korkusu ya da kontrol manyakligi da denilen yönetme isteği ile çeşitli manipulasyon tekniklerine maruz bırakabilir. love bombing mesela ilk başta sizin icin ölür, sizi hediyelere, ilgiye sevgiye boğar. sizi kendine bağladıktan sonra ise sizin tüm enerjinizi çeker. surekli yargılanırken, eleştirilirken bulursunuz. haklı olduğunuz konularda bile bir bakmışsınız özür diliyorsunuz. ya da gaslighting bunun filmi de mevcut. her gün gaz lambasını bir miktar daha kısıyor filmde manipulator kisi diger kisi ise yavaş yavaş oldugu icin farkına varmıyor. misal ilişkilerde ilk başta küçük çapta başlayan kiskancliklarin ya da hakaretlerin git gide büyümesi ama kişinin buna alışması gibi. git gide bilinç düzeyinden çıkıyor kisi. gaslighting yaşanan ikili ilişkilerde baskın olan birey idealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma şeklindeki üç aşamayı izler. baskın olma ve manipüle etme amacındaki birey ilk olarak birlikteliklerinin harika olduğu algısı yaratıp hayran olma safhasına geçer. bir sonraki ve en zor olan evre, yani değersizleştirme evresinde hayranlık duyulan birey sorunlu, ideal olmayan ve hiçbir şeyi beceremeyen bir kişiye evriltilir. gözden çıkarma safhasında ise mağdur terk edilerek yeni arayışlar içine girilir. evet narsist bireylere karşı gelir, onların yaptıklarını yüzüne vurursanız ya da uzaklasirsaniz sizi gozden çıkarıp yeni bir kurban arayışına girerler. persona filmi kesinlikle izlemeli .(bkz: persona).
bu noktada narsist bireyi çeken kişiler soyle dikkat etmeli boyle dikkat etmeli diye birçok instagram sayfasında yazılar görürsünüz. maalesef narsistin kurbanları ki bunlardan biri de bir zamanlar bendim. bunun farkında olsalar bile o döngüden kurtulamayabilirler. cunku narsist bir bireyle ilişki icinde olan ve bunu uzun zaman sürdüren kişiler temelde kendilerini sevmeyen ve benmerkezci olmayan insanlardır. ya kendilerini kimsenin sevmediği bir dünyada onu ilgiye ve güvene boğan narsiste bağlanır hatta saplanirlar. narsist onu asla beğenmese bile zaten sevilmemis ve kendini sevmeyen kisi buna inandığı icin narsistin onu ilgiye ve güvene bogdugu kısmi sık sık kendine hatırlatır ve bununla avunur. benmerkezci olmayan yani benim yarabandi insan dediğim insan turu, benim de bu grupta olduğumu söyleyebilirim. surekli dünyayı, acı çeken insanlari düzeltmeyi iyileştirmeyi kafasına takmış insan tipidir. bence bunda da temelde bi ozsevgisizlik vardir. kendisini güçlü hissetmek icin, ya da birini memnun etmeye alışmıştır bu kisi. surekli empati yapar yapar yapar. affeder unutur. onu iyilestirmeliyim. o bunu yapıyor cunku cok acı çekiyor ya da bunları yaşadı diye kendinizi kandırabilirsiniz. narsistin ağına düşen insan grubu genelde bu kişilik tipindedir. değersizlik hissi yatar temelde. kisi kendini değerli hissetmek icin kendinden verir de verir ve elinde hicbir sey kalmayınca, terk edilir. bunun çözümü kişinin oturup kendisiyle yuzlesmesiyle kendini kandırmaktan vazgeçmediyle olabilir. terapi zaten şart, ilişki terapisi ve sema terapisinin bu noktada etkili olduğunu düşünmekteyim.
narsizm mitolojide narkissostan gelir. narkissos ölünce göl ağlarmış. periler gole biz de üzülüyoruz oyle guzel birini kaybettiğimiz icin demis. gol de öyle mi demis narkissos cok mu güzeldi. o bana bakarken gözlerinde kendi guzelligimi görürdüm de ona ağlıyorum.
hayatta bircok narkissosla karşılaşabilirsiniz. kendinize saygınız, şefkatiniz olsun, yapıcı olmayan hicbir eleştiriyi kabul edip kendinize küsmeyin. hayır diyin ve hayir diyince sevilmeyeceginizden korkmayin. sizi seven insanlar seveceklerse sizi sevsinler. hatalarınızla, kusurlarınızla, guzelliklerinizle. mükemmel olmanıza ya da o kişinin istediği kisi olmanıza hic gerek yok. bunu bilin. sevilmek sizde olanin gorulmesinden ziyade seven kisinin gorduguyle alakalidir. denizde yürüseniz yüzmeyi bilmiyorsun diyen bir narsiste zaman harcamamaniz dileği ile.. sevgiyle kalın.
bu noktada narsist bireyi çeken kişiler soyle dikkat etmeli boyle dikkat etmeli diye birçok instagram sayfasında yazılar görürsünüz. maalesef narsistin kurbanları ki bunlardan biri de bir zamanlar bendim. bunun farkında olsalar bile o döngüden kurtulamayabilirler. cunku narsist bir bireyle ilişki icinde olan ve bunu uzun zaman sürdüren kişiler temelde kendilerini sevmeyen ve benmerkezci olmayan insanlardır. ya kendilerini kimsenin sevmediği bir dünyada onu ilgiye ve güvene boğan narsiste bağlanır hatta saplanirlar. narsist onu asla beğenmese bile zaten sevilmemis ve kendini sevmeyen kisi buna inandığı icin narsistin onu ilgiye ve güvene bogdugu kısmi sık sık kendine hatırlatır ve bununla avunur. benmerkezci olmayan yani benim yarabandi insan dediğim insan turu, benim de bu grupta olduğumu söyleyebilirim. surekli dünyayı, acı çeken insanlari düzeltmeyi iyileştirmeyi kafasına takmış insan tipidir. bence bunda da temelde bi ozsevgisizlik vardir. kendisini güçlü hissetmek icin, ya da birini memnun etmeye alışmıştır bu kisi. surekli empati yapar yapar yapar. affeder unutur. onu iyilestirmeliyim. o bunu yapıyor cunku cok acı çekiyor ya da bunları yaşadı diye kendinizi kandırabilirsiniz. narsistin ağına düşen insan grubu genelde bu kişilik tipindedir. değersizlik hissi yatar temelde. kisi kendini değerli hissetmek icin kendinden verir de verir ve elinde hicbir sey kalmayınca, terk edilir. bunun çözümü kişinin oturup kendisiyle yuzlesmesiyle kendini kandırmaktan vazgeçmediyle olabilir. terapi zaten şart, ilişki terapisi ve sema terapisinin bu noktada etkili olduğunu düşünmekteyim.
narsizm mitolojide narkissostan gelir. narkissos ölünce göl ağlarmış. periler gole biz de üzülüyoruz oyle guzel birini kaybettiğimiz icin demis. gol de öyle mi demis narkissos cok mu güzeldi. o bana bakarken gözlerinde kendi guzelligimi görürdüm de ona ağlıyorum.
hayatta bircok narkissosla karşılaşabilirsiniz. kendinize saygınız, şefkatiniz olsun, yapıcı olmayan hicbir eleştiriyi kabul edip kendinize küsmeyin. hayır diyin ve hayir diyince sevilmeyeceginizden korkmayin. sizi seven insanlar seveceklerse sizi sevsinler. hatalarınızla, kusurlarınızla, guzelliklerinizle. mükemmel olmanıza ya da o kişinin istediği kisi olmanıza hic gerek yok. bunu bilin. sevilmek sizde olanin gorulmesinden ziyade seven kisinin gorduguyle alakalidir. denizde yürüseniz yüzmeyi bilmiyorsun diyen bir narsiste zaman harcamamaniz dileği ile.. sevgiyle kalın.
devamını gör...
erkekler için giyim tavsiyeleri
kadınların erkeklere giyim kuşam tavsiyeleri verdiği başlıktır. siyah boğazlı kazak beyaz düz gömlek gibi tavsiyelerin sıkça önerileceği başlıktır. ben sek erkek olduğum için aşofmanla geziyorum.
devamını gör...

