yerçekimini hesaba katmamış. bi' kereden bir şey olmaz, sıradaki düz dünyacıyı alalım lütfen.
devamını gör...

yüreğinin atışı kaf dağının ardında olsa da duyabilmektir özlemek. sesi kulağındaysa, gül cemali gözünün önündeyse, rüyalarını aydınlatıyorsa özlemek yüreği fethetmiştir.
özlemek bir umuttur, umutlar yaşatır, umutlar tebessüm ettirir.
devamını gör...

bilenler bilir evde küçük, minnacık,bir beyefendi ile yaşıyorum. geçen gün izmirlimle sohbet ediyoruz, içeriden bir ağlama sesi duydum. koştum gittim yanına. bizim beyefendi yine mızıklıyor.

aldım kucağıma, bir yandan evi turlarken bir yandan da mesajlaşmaya devam ediyorum. küçük beyefendi de ağlayıp ağlamamak konusunda kararsız. neyse ben sonunda bıraktım telefonu, beyefendiyi yatağına koydum sallıyorum ama inat ya bu illa kucak istiyor. ben de inat ettim kucağıma almıyorum çünkü artık sallamaktan kollarım kopmuş. bir yandan da telefonuma bildirim gelip duruyor. aldım açtım telefonu, bir şarkı (bkz: tanju okan)'dan. hem şarkıyı dinleyeyim hem de küçük bey ile ilgileneyim diye şarkıyı açıp telefonu kenara koydum kiiiii daha arkamı dönmeme kalmadan ufaklık sustu. pür dikkat açtığım şarkıyı dinliyor. ben de hiç bozmadan oturdum yatağın kenarına uyusun diye yavaş yavaş sallıyorum. böyle 2,3 dakika geçti geçmedi derken şarkı bitti. başladı bizimki ağlamaya. ama bir görseniz dostlarım, sanki dövdüm çocuğu. öyle böyle ağlamıyor.

kucağıma aldım sussun diye. normalde kucağımda uyuyup kalan çocuk susmuyor. hemen açtım şarkıyı bir umut susar diye ve dostlarım bilin bakalım ne oldu? evet, sustu... iki dakika içerisinde uyuya kaldı kucağımda. hala beyefendi uyumadığında açıyorum bu şarkıyı sızıp kalıyor hemencecik. olayı anlatıyorum, bizimki kıkır kıkır gülüyor. çocuğu da kendisine benzetti. izmirli manyak!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok sevdiğim ankara’da her bahar dönümünde beni karşılayan ve yine karşılayacağının umduğum o muhteşem kokunun saklı olduğu ağaçtır. kokusu başka her şeyden farklıdır. sanki ayrıcalıklıdır çiçekleri. sanki iğdenin süper gücü kokusudur.

iğde ağacı öyle bir ağaçtır ki büyümek için toprağın verimini aramaz. ne olursa olsun kendi başının çaresine bakabilir. yeter ki insanları mutlu etmek istesin. asla yerim dar demez. kalenderdir. mutluluk gövdesine kazınmış gibidir ama mülkiyetinde değildir. herkesle paylaşmak ister kendini iğde.

her rengin hakkını verir iğde ağacı. bedenindeki en parlak tondan en pasteline kadar hepsi olması gerektiği kadar, olması gerektiği gibidir. hatta zahmet edip dikkatli bakarsanız belki bob ross’un sevimli derelerini ve yanık siena ve alizarin kırmızıyı bile görebilirsiniz.

yılmaz erdoğan’ın sen hiç ateşböceği gördün mü? isimli oyununda bolca geçer iğde sözcüğü, faydaları anlatmakla bitmez. öyle önemlidir, öyle güzeldir, öyle çok şeydir iğde. iğdeyle kuyu kazıyor gibi oldum bu tanımı yazarken belki ama en sonunda ben de hepiniz gibi iğdeyi kendime çuvaldızı başkasına batırdım.
devamını gör...

evinden aldırıyoruz biz yazarı izninizle.
devamını gör...

şimdiki insanların birçoğunun maymun kadar zeki olmamasından kaynaklıdır.

misal; doktor döven hasta yakını.
devamını gör...



bundan ötesi yok dediğimdir.
devamını gör...

insanda kaçma, hatta kafasını duvarlara vurma hissi uyandıran iticiliklerden biridir. böyle insanlar çok konuşur, boş konuşur, hata kabul etmez ve her şeyi bilirler. türkiye'de kendilerinden o kadar çok var ki, birinden kaçınca diğerine çarpıyorsunuz.

mesela bir kere toplu taşımadaydım, arkamda da 4 ya da 5 tane adam oturuyordu. öyle ergen de değildiler, en az 30-35 yaşlarındaydılar. içlerinden biri bu iticiliğe öyle bir sahipti ki, durağa gelmeden inmemek için kendimi zor tutmuştum. adam konudan konuya atlıyordu, yok siyaset aslında şöyleymiş yok regl ağrısı yokmuş kadınlar şımarıklıktan yapıyormuş yok hayatta şunu şöyle yapacakmışsın. diğer arkadaşları da 'aynen abi' demekten başka bir şey yapmıyordu. yemin ederim maksimum 10 dakika dinlemişimdir adamı ama hala aklıma geldikçe "ıy o neydi ya" diye kendi kendime iğreniyorum. hayır, işin kötüsü bu adamdan türkiye'de o kadar çok var ki.
devamını gör...

asıl söylenmek istenen fakat söylenemeyen cümlelerdir.
devamını gör...

sadaka devletinden beklenen bir hareket, verdikleri miktar 15 günlük fitre parası bile değil.

halk açken (bkz: itibardan tasarruf olmaz) diyip saraylar, villalar yaptıranlar;

boğazınızda kalsın.
devamını gör...

ekmek bandıramıyacağım yemek yoktur.
devamını gör...

yoldaşın kalbini hüpletecek tahminlerdir. yapmayın şöyle şeyler, zaten alkolizmin dibine vurmuş adam. yok para mara.
devamını gör...

spor yapmak ve dil öğrenmek bence.
yaşlanınca o kollar havaya kalksın, yere bağdaş kurup oturmak istiyorsan yapıcaksın maalesef.
devamını gör...

kadir şeker olayı oldu diye her şeye göz mü yumulsun bu ülkede? 3-5 kişi toplanıp ayırmaya inse ne olurdu ki? kanıt için video yine çekilsin gerçekten kimse inemedi mi yani ayırmaya... küçücük çocuk bile korkup ağlarken bir şeyler yapmaya çalışıyor.

insanlardaki seyirci etkisinden nefret etmeye başladım. bir olay olunca direkt telefonunuzdan video çekmeye bayılıyorsunuz madem gidin kameraman olun.

edit: olay yeniyken fazla sinirimden seyirci etkisiyle izleyen insanlara kızmıştım fakat onları suçlamıyorum, yanlış anlaşılsın istemem. sadece olaya çok üzüldüm.
devamını gör...

başka şarj etme yöntemi varsa bilmek isterim açıkçası.
devamını gör...

bir tarafın, diğer tarafı gözünde çok büyütmesi. *
devamını gör...

mutsuzluk, hayatı anlamlandıramamaktan gelir. o kadar sene yaşamışsın her gün aynı tekrarlar üzerine tecrübe edinmişsin belki düzeninide sağlamışsın ama bir şey garip gelir. hayatın içindeki absürtlüğü anlayamamaktan gelir bu. aynı gün içinde bir doğum anına ve bir ölüm anına şahit olmak gibi bir şey bu. gülme krizinden iki dakika sonra kötü haber alırsın hüzün çöker içine. bu gitgeller kafanı bozar. iyi ile kötü kavramlarının karıştığı yer seninde zamanla çuvallamana sebep olur. içine yerleşen bu isyanın sebebi bence her gün yaşadığımız hayatın saçmalığını anlam verememektir. hayatın zorluğu, kendini iyi analiz edip tanıyamamak ile birleşince mutlu olmak bir özleme dönüşür.

yine de inatla mutluluğumuza adıyorum bu yazımı.
devamını gör...

"katili de anlamak gerek" diyebilecek şuursuzlukta, istanbul sözleşmesi düşmanı sözde yazar.
devamını gör...

anjelika eriğinin suyu. çok güzel rengi * ve tadı var keratanın. nasıl daha önce keşfetmedim ben bunu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim