that '70s show
himym , friends gibi aşırı overrated sitcom dizilerinden keyif alamayan ben bu diziyi inanılmaz başarılı bulmuştum.
ayrıca dizide rol alan mila kunis ve ashton kutcher şu an evli.
ayrıca dizide rol alan mila kunis ve ashton kutcher şu an evli.
devamını gör...
(tematik)
sonsuz küme
eleman sayıları doğal sayı ile ifade edilemeyen, sonsuz sayıda elemanı olan kümelerdir.
devamını gör...
sela
tanım: arapça’da “dua” ve “namaz” anlamlarına gelen salâ (salât) hz. peygamber’e allah’tan rahmet ve selâm temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve yakınlarına dua ifadeleri içeren, çeşitli şekillerde tertiplenmiş hürmet ve dua cümlelerini ihtiva eden, belirli bestesiyle veya serbest şekilde okunan güftelerin genel adıdır.
1- cuma ezanından önce cuma günleri minareden okunur.
2- bir vefat duyurusu olarak her zaman vakit namazlarından önce okunur.
3-perşembe gecelerinde yatsı ezanından önce okunur.
4-bazı bölgelerde ramazan ayında sabah ezanından önce ve ya teravih namazından once okunur.
misal:
essalatü vessalamu aleyke ya rasulallah
essalatü vessalamu aleyke ya habiballah
essalatü vesselamu aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin.
veselamün alel murselin
velhamdulillahi rabbil alemin.
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey allah'ın elçisi
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey allah'ın sevgilisi
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey geçmişin ve geleceğin efendisi.
selam olsun tüm elçilere(peygamberlere)
övgüler yalnızca alemlerin rabbi (yaratıcısı,öğreticisi,terbiyecisi) allah'adır.
1- cuma ezanından önce cuma günleri minareden okunur.
2- bir vefat duyurusu olarak her zaman vakit namazlarından önce okunur.
3-perşembe gecelerinde yatsı ezanından önce okunur.
4-bazı bölgelerde ramazan ayında sabah ezanından önce ve ya teravih namazından once okunur.
misal:
essalatü vessalamu aleyke ya rasulallah
essalatü vessalamu aleyke ya habiballah
essalatü vesselamu aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin.
veselamün alel murselin
velhamdulillahi rabbil alemin.
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey allah'ın elçisi
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey allah'ın sevgilisi
selam(esenlik,barış) ve dua senin üzerine olsun ey geçmişin ve geleceğin efendisi.
selam olsun tüm elçilere(peygamberlere)
övgüler yalnızca alemlerin rabbi (yaratıcısı,öğreticisi,terbiyecisi) allah'adır.
devamını gör...
silahla fotoğraf çektiren erkekle birlikte olmak
#1023465 bak bak ileri zekalı ve ilişkileri çözmüş yazara bak "kıdınlırın çığı bı tırz irkeklerden hoşlaniiir." aferin çözdün şu an ülkedeki kadın cinayetleri sorununun nedenini. o küçük beyinleriniz sadece temel ve su üzerindeki neden-sonuç ilişkisini kavrayabiliyor. bunun toplumsal bir döngü olduğunu anlayamıyorsunuz. hiçbir kekodan da hoşlanmadım hoşlandığım erkekler insan gibi insandı. sensin keko tipitip herif.
devamını gör...
büyük iskender'in anadolu'yu iskender yemek için fethettiği iddiası
var olan iddiadır. istanbul üniversitesi dr. öğretim üyesi nafiz polat girgin bir makalesinde bu durumdan bahsetmiş.
"bir gün iskender komentonunda otururken generallerinden birisi "haşmetmeapları isterseniz sefere iznik tarafından başlayalım. sonra bursa eskişehir, ankara diye gireriz" iskender sakalını sıvazlayarak "neden bursa efendi?" der. adamcağız iskender'e "iskender diye bir yemek icat etmişler efendim. bir yiyen bir daha yiyormuş" der. genç alexandros "heyhat! bu ne cüret! bu ne densizlik rhenus! benden isim hakkı almadan benim ismimle yemek çıkarmışlar. nasıl bir yemek acaba? benim adımı vermeyi uygun görmüşer. yerinde tadım istiyorum atımı hazırlayın gidiyoruz"
bu hadiseden sonra iskender, bursa'yı alır ve bu yemeği merak ederek yer ve artık alışır ve her hafta gidip bursa'lı ustalardan
iskender yer. "
istanbul üniversitesi 1998 dr. girgin.
"bir gün iskender komentonunda otururken generallerinden birisi "haşmetmeapları isterseniz sefere iznik tarafından başlayalım. sonra bursa eskişehir, ankara diye gireriz" iskender sakalını sıvazlayarak "neden bursa efendi?" der. adamcağız iskender'e "iskender diye bir yemek icat etmişler efendim. bir yiyen bir daha yiyormuş" der. genç alexandros "heyhat! bu ne cüret! bu ne densizlik rhenus! benden isim hakkı almadan benim ismimle yemek çıkarmışlar. nasıl bir yemek acaba? benim adımı vermeyi uygun görmüşer. yerinde tadım istiyorum atımı hazırlayın gidiyoruz"
bu hadiseden sonra iskender, bursa'yı alır ve bu yemeği merak ederek yer ve artık alışır ve her hafta gidip bursa'lı ustalardan
iskender yer. "
istanbul üniversitesi 1998 dr. girgin.
devamını gör...
insan bir milyon yıl sonra neye benzeyecek sorunu
evrimimizi anlayabilmek için geçmişimize bakmamız gerekiyor.
bizden sonra gelecek nesiller, bilim kurgu filmlerindeki gibi yüksek teknoloji makineler yüklenmiş, uzuvları kendiliğinden çıkan, gözlerine kamera yerleştirilmiş insan-robot karışımı 'sayborg' kuşağı mı olacak?
insanlar, biyolojik ve yapay varlıkların melezine mi dönüşecek? yoksa, daha kısa ya da daha uzun, daha kilolu mu olacağız? ya da acaba farklı cilt rengiyle farklı yüz hatları, özelliklerine sahip varlıklara mı dönüşeceğiz?
tabii ki bilmiyoruz, ama bu sorunun yanıtını bulmak için insanların bir milyon yıl önce nasıl göründüğüne bakabiliriz. o dönem 'homo sapiens' (insan) yoktu. bir milyon yıl önce muhtemelen homo sapien türlerinin farklı çeşitleri vardı. bunlara, 'homo erectus' (dik insan) ve modern insanlar ile benzerlikler taşıyan ama neandertallerin anatomisinden daha ilkel yapıya sahip olan 'homo heidelbergensis' (heidelberg insanı) dahil.
daha yakın tarihlerde, son 10 bin yıl boyunca insanların uyum sağlaması gereken büyük değişiklikler oldu. tarıma bağlı yaşam ve mahsuller, bilimin yardımıyla çözdüğümüz bazı sağlık sorunlarına yol açtı. örneğin diyabet tedavisinde insülin kullanımı. görünüş olarak da insanlar daha kilolu, bazı bölgelerde de daha uzun oldu.
ekosistem ve çevreyle ilgili konularla ilgilenen 'grand challenges in ecosystems and the environment' adlı girişimde görevli dr. jason a. hodgson şu yorumu yapıyor:
"bundan bir milyon yıl sonrasını öngörmek tamamen bir spekülasyon olur. ama genetik farklılıklar hakkında bilinenler ile demografik değişimin ilerleyişine dair modellemeleri birleştirerek biyoinformatik aracılığıyla daha yakın geleceği öngörmek tabii ki mümkün."
bazı topluluklar arasında doğum oranları da farklılık gösteriyor. örneğin afrika'da nüfus hızla artıyor; dolayısıyla buralardaki genler de küresel nüfus seviyesine göre daha hızlı artıyor. daha açık tenli toplulukların yaşadığı bölgelerde doğum oranları daha düşük. hodgson, cilt renklerine bakıldığında küresel olarak daha koyu renkli nüfusların artacağı öngörüsünde bulunuyor:
"koyu tenin küresel olarak daha açık tenlilere oranla daha hızlı arttığı neredeyse kesin. bundan birkaç kuşak sonrası ortalama bir kişinin şimdikinden daha koyu ten rengine sahip olmasını bekleyebiliriz."
peki ya uzayda neler olabilir? eğer insanlar mars'ı sömürge haline getirirse bizim görüntümüz nasıl evrimsel dönüşüme uğrayabilir?
yer çekiminin düşük olmasıyla vücudumuzdaki kasların yapısı da değişebilir. belki de kollarımız ve bacaklarımız daha uzun olacak.
daha soğuk, buzul çağı benzeri bir iklimde, neandertaller gibi vücut tüylerimiz daha yoğun, bedenlerimiz daha kilolu olur mu?
bilmiyoruz. ama insanların genetik varyasyonları kesinlikle artıyor.
hodgson, dünya genelinde insan genomlarındaki 3,5 milyar baz çiftten her birinin, her yıl en az iki yeni mutasyon geçirdiğini söylüyor. bu hayli şaşırtıcı bir durum. bundan bir milyon yıl sonra hala aynı görünüme sahip olmamızın da neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor.
bizden sonra gelecek nesiller, bilim kurgu filmlerindeki gibi yüksek teknoloji makineler yüklenmiş, uzuvları kendiliğinden çıkan, gözlerine kamera yerleştirilmiş insan-robot karışımı 'sayborg' kuşağı mı olacak?
insanlar, biyolojik ve yapay varlıkların melezine mi dönüşecek? yoksa, daha kısa ya da daha uzun, daha kilolu mu olacağız? ya da acaba farklı cilt rengiyle farklı yüz hatları, özelliklerine sahip varlıklara mı dönüşeceğiz?
tabii ki bilmiyoruz, ama bu sorunun yanıtını bulmak için insanların bir milyon yıl önce nasıl göründüğüne bakabiliriz. o dönem 'homo sapiens' (insan) yoktu. bir milyon yıl önce muhtemelen homo sapien türlerinin farklı çeşitleri vardı. bunlara, 'homo erectus' (dik insan) ve modern insanlar ile benzerlikler taşıyan ama neandertallerin anatomisinden daha ilkel yapıya sahip olan 'homo heidelbergensis' (heidelberg insanı) dahil.
daha yakın tarihlerde, son 10 bin yıl boyunca insanların uyum sağlaması gereken büyük değişiklikler oldu. tarıma bağlı yaşam ve mahsuller, bilimin yardımıyla çözdüğümüz bazı sağlık sorunlarına yol açtı. örneğin diyabet tedavisinde insülin kullanımı. görünüş olarak da insanlar daha kilolu, bazı bölgelerde de daha uzun oldu.
ekosistem ve çevreyle ilgili konularla ilgilenen 'grand challenges in ecosystems and the environment' adlı girişimde görevli dr. jason a. hodgson şu yorumu yapıyor:
"bundan bir milyon yıl sonrasını öngörmek tamamen bir spekülasyon olur. ama genetik farklılıklar hakkında bilinenler ile demografik değişimin ilerleyişine dair modellemeleri birleştirerek biyoinformatik aracılığıyla daha yakın geleceği öngörmek tabii ki mümkün."
bazı topluluklar arasında doğum oranları da farklılık gösteriyor. örneğin afrika'da nüfus hızla artıyor; dolayısıyla buralardaki genler de küresel nüfus seviyesine göre daha hızlı artıyor. daha açık tenli toplulukların yaşadığı bölgelerde doğum oranları daha düşük. hodgson, cilt renklerine bakıldığında küresel olarak daha koyu renkli nüfusların artacağı öngörüsünde bulunuyor:
"koyu tenin küresel olarak daha açık tenlilere oranla daha hızlı arttığı neredeyse kesin. bundan birkaç kuşak sonrası ortalama bir kişinin şimdikinden daha koyu ten rengine sahip olmasını bekleyebiliriz."
peki ya uzayda neler olabilir? eğer insanlar mars'ı sömürge haline getirirse bizim görüntümüz nasıl evrimsel dönüşüme uğrayabilir?
yer çekiminin düşük olmasıyla vücudumuzdaki kasların yapısı da değişebilir. belki de kollarımız ve bacaklarımız daha uzun olacak.
daha soğuk, buzul çağı benzeri bir iklimde, neandertaller gibi vücut tüylerimiz daha yoğun, bedenlerimiz daha kilolu olur mu?
bilmiyoruz. ama insanların genetik varyasyonları kesinlikle artıyor.
hodgson, dünya genelinde insan genomlarındaki 3,5 milyar baz çiftten her birinin, her yıl en az iki yeni mutasyon geçirdiğini söylüyor. bu hayli şaşırtıcı bir durum. bundan bir milyon yıl sonra hala aynı görünüme sahip olmamızın da neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor.
devamını gör...
uzaktan arkadaş edinmek
dijital dünyanın en tatlı nimeti.
insanın yazdıkları ile kendini bıraktığı sanal cemaatlerde onda kendini gören, iletişime geçen ile başlayan, kimim kime şifa olduğu birbirine karışan, kişilerin değerlerinin mesafeyi belirlediği, içine güven ve samimiyetle doldurulunca tadından yenmeyen arkadaşlık.
insanın yazdıkları ile kendini bıraktığı sanal cemaatlerde onda kendini gören, iletişime geçen ile başlayan, kimim kime şifa olduğu birbirine karışan, kişilerin değerlerinin mesafeyi belirlediği, içine güven ve samimiyetle doldurulunca tadından yenmeyen arkadaşlık.
devamını gör...
insanı suça iten toplum mudur kendisi midir sorunsalı
bana gore insani suca iten en onemli unsur yasadigi toplumun dayatmalarindan ote, bireyin icinde bulundugu kosullarıdir. toplum her ne kadar suca tesvik etse dahi, kişi kendi ahlaki ilkeleri icerisinde irade gosterip suca karsi dirayet gosterebilir. ama kaos aninda suc islemeyi reddetmek zordur. ozellikle ölum kalim meselesi gibi hayati durumlar kisiyi suca itebilir. aclik aninda yağmalamak, fiziksel saldiri aninda karsilik vermek gibi... bu gibi zoraki kosullar disinda kisinin suc islemesi sadece nefsi tercihidir. tabi tercihe itebilecek bazi etkenlerde olabilir. (genetiksel yatkinlik, cevresel etkiler vb).
devamını gör...
kiminle ne konuştuğunu unutmak
uzun süredir yaşadığım sendromdur. hiçbir şeyi iplememek ve kimseyi umursamamak ekseninde bir dönence oluşturur.
devamını gör...
internetin temel ihtiyaç sayılması
sayılması gerekir. bakın bir virüs oldu hepimiz evlere kapandık mecburi olarak. evden eğitim, evden çalışma nasıl yürütülüyor? internet aracılığıyla. daha bir şey söylemeye gerek yoktur.
devamını gör...
yaşanmamış olayları yaşanmış gibi anlatmak
bazen konuştuğum kişilere mutlu! anılarımı anlatıyorum. işte bir şekilde uyduruyorum, mutlu olduğumu zannetsin diye...
devamını gör...
böyle güzelsin hep böyle kal
kaan boşnak'ın zamanın ötesinde, her duyguyu barındıran, arkadan konuşturmayan, küstürmeyen çok güzel bir şarkısı.
çölde güneş gibi yalnız olanların dinlediği bir şarkıdır. melodisi hem melankolikler içindir, hem de eğlencelidir. canımızın içidir.
sevmezseniz hatrım için tekrar dinleyin. yok canım ne zorla dinletmesi. *
ha batuhan kordel'in yorumu da var, çok güzeldir. dilerseniz ondan da dinleyebilirsiniz.
edit: imla.
çölde güneş gibi yalnız olanların dinlediği bir şarkıdır. melodisi hem melankolikler içindir, hem de eğlencelidir. canımızın içidir.
sevmezseniz hatrım için tekrar dinleyin. yok canım ne zorla dinletmesi. *
ha batuhan kordel'in yorumu da var, çok güzeldir. dilerseniz ondan da dinleyebilirsiniz.
edit: imla.
devamını gör...
bedelli askerlik yapıp erkeğim diye dolaşmak
eğer mesele vatana hizmetse, parayı verenin daha çok hizmet ettiğini düşündüğüm konudur. er statüsünde orduda görev alan kişinin askerlik süresi boyunca devlete maliyeti ve hizmetinin niteliği düşünüldüğünde bu açık seçik anlaşılır.
devamını gör...
shima enaga
bu şirin mi şirin, tam ısırmalık küçük kuş, japonya'daki hokkaido'da yaşayan bir baştankara kuşudur. pamuk toplarına benzeyen bu kuş türü japonlar tarafından da seviliyormuş.*




devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
selde bağcan
o günler
o günler
devamını gör...
barış özcan
youtube çöplüğünde görüp görebileceğiniz en iyi içerik üreticisi. (başkaları da muhakkak vardır, çok fazla takılmadığımdan bilemiyorum.)
devamını gör...
yazarların en türk özelliği
faturaları ve vergileri son ödeme tarihi olan günde yatırmak.
devamını gör...
meritokrasi
kamu yönetiminde bilginin ve yeteneğin en önemli kıstas olarak kabullenildiği yönetim şeklidir.
latince meritum (değerli) ile yunanca kratein (etki) kelimelerinin birleşmesinden oluşur.
bu yönetim biçiminde ;
– kayırmacılık yoktur: ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
– yandaşçılık yoktur: başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
– ayrımcılık yoktur: cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. yetenek her şeydir.
– eşit imkânlar: herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
– tatminkar erdemler: en başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
latince meritum (değerli) ile yunanca kratein (etki) kelimelerinin birleşmesinden oluşur.
bu yönetim biçiminde ;
– kayırmacılık yoktur: ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
– yandaşçılık yoktur: başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
– ayrımcılık yoktur: cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. yetenek her şeydir.
– eşit imkânlar: herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
– tatminkar erdemler: en başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
devamını gör...
jessica harrison
taş, heykel ve biblolara olduğundan farklı bir vizyon kazandıran ve bunu yaparken de değişik teknikler kullanan sanatçı hatun kişisi. eski biblolara verdiği kan, yara ve kopuk süsü gibi farklı bakış açılarıyla tanınıyor.
www.instagram.com/jessicaha...
www.instagram.com/jessicaha...
devamını gör...
