mercimek çorbasını bir üst noktaya taşıyan detaylar
limon ve pul biber.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
mark twain - insan nedir?.
devamını gör...
dahiyane reklamlar
son favorim budur:
devamını gör...
normal sözlük'teki mafya organizasyonu
burası "kafa sözlük" dunyası, başka yerle karıştırmayın, bu yazının altına entry girdiysen! bu alemdesindir.
burada faşizan, demokrat veya hiyerarşi düzeni geçersizdir, güçlü olanın söz geçerliliği hiçmi hiç geçersizdir.
tek kural vardır: altını olan kuralı koyar, kuralı koyan altını alır.
tanım: kalemi iyi olan başı çeker, başı çeken yazarlığı kapar.
bu'da bizim mafya anlayışımız ve kuralımızdır.
burada faşizan, demokrat veya hiyerarşi düzeni geçersizdir, güçlü olanın söz geçerliliği hiçmi hiç geçersizdir.
tek kural vardır: altını olan kuralı koyar, kuralı koyan altını alır.
tanım: kalemi iyi olan başı çeker, başı çeken yazarlığı kapar.
bu'da bizim mafya anlayışımız ve kuralımızdır.
devamını gör...
tahammül edilemeyen insan özellikleri
1. dinlemeyenler
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
2. dinlese de anlamayanlar.
3. kabul edemeyenler.
4. hep haklı olanlar.
devamını gör...
çocukken kendinizi en havalı hissettiğiniz an
annemin üye olduğu doğa yürüyüşü kulübünde en küçük bendim ve yaklaşık 23 km yol yürümüştük, yaptığım ilk zirveydi. kendimi koca koca insanların arasında çok havalı hissetmiştim.
devamını gör...
herkesin derdini dinleyip kendi derdini anlatmayan insan
diğerleri tarafından dertsiz bir insan sanılabilir. daha önce derdini anlatmak istemiştir, anlatmıştır ve hiçbir faydasını görmemiştir. genelde "boşver ya, bunu mu takıyorsun" gibi tepkiler aldığından iyice koyvermiştir. madem ben kendimi insanlara anlatamıyorum o zaman insanlar bana anlatsın da biraz derman olabileyim diye düşünür. bu tarz insanların geneline içinizi rahatça dökebilirsiniz, konuşmak için sıra beklemediğinden sizi gerçekten dinler. bu iletişim sayesinde sizin içinizden yer açılır, o kişi de size biraz derman olabildiği düşüncesiyle huzurla hayatına devam edebilir.
devamını gör...
yazarların en köylü özelliği
erken yatıp erken kalkmam.
devamını gör...
aslında kimsenin kimseye aşık olmaması sorunsalı
parası pulu batsın sadece mutlu olup mutlu etmek isteyen insan kalmadı galiba her şey menfaat her şey iki yüzlülük kokuyor.
devamını gör...
geceye bir poyraz karayel repliği bırak
+"seni görmem lazım."
-"sen ne diyorsun ya benim seni komple içime çekmem lazım."
-"sen ne diyorsun ya benim seni komple içime çekmem lazım."
devamını gör...
6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçı
puan sıralamasından kıyas yapıyorsak, 2010-11 sezonu fenerbahçe ve galatasaray'ın puan tablosundaki yerleri:

tarih asla 6 kasım 2002 tarihini 6-0'lık büyük skoru unutmayacak. *

tarih asla 6 kasım 2002 tarihini 6-0'lık büyük skoru unutmayacak. *
devamını gör...
kafa sözlük
sözlük
devamını gör...
başlık açarken dikkat edilmesi gereken kurallar
kural denildiğinde genellikle tanımlar üzerinde yoğunlaşıldığından sık sık gözden kaçırılan ve sonradan da haklı olarak "başlığa müdahale" edilmesine neden olan kurallar.
- öncelikle, başlıkların sonuna nokta koymayınız ama tanımların sonuna mutlaka nokta koyunuz.
- başlıklarınız mümkünse arkadaşınızla sohbet eder gibi olmasın. mesela kalkıp "kar yağmasından bıktım" şeklinde öznel başlıklar açmayın. bunu, "kar yağışının kabak tadı vermesi" şekline dönüştürürseniz, yani genellerseniz, büyük ihtimalle silinmeyecektir ya da değiştirilmeyecektir başlığınız.
- başlıkları açarken arama kutusundan birkaç şekilde aratınız. bazı şeyler 2 farklı isimle bilinir. birini arayıp bulamadığınızda diğeriyle açılmış olabileceğini düşünüp o şekilde de arama yapınız.
örneğin barnum etkisi başlığını açmak istediğinizde, bunun forer etkisi olarak da bilindiğini göz önüne alınız ve ikisini birden aratınız. birinden biri açılmışsa, yazacaklarınızı onun altına yazınız. yahut diğerini açıp, zaten önceden açılmış olan versiyona bkz verebilirsiniz sanırım.
- cümleleriniz düzgün olsun. anlatım bozukluğu içeren başlıklar değiştirilir. yukarıda süleyman soylu ile ilgili başlık örneği verilmiş mesela. öyle hatalar yapmamaya çalışın. başlıkta ne anlatmaya çalıştığınız,düzgünce ve açıkça ifade edilmiş olsun kısaca.
benim aklıma gelenler de şimdilik bu kadar.
- öncelikle, başlıkların sonuna nokta koymayınız ama tanımların sonuna mutlaka nokta koyunuz.
- başlıklarınız mümkünse arkadaşınızla sohbet eder gibi olmasın. mesela kalkıp "kar yağmasından bıktım" şeklinde öznel başlıklar açmayın. bunu, "kar yağışının kabak tadı vermesi" şekline dönüştürürseniz, yani genellerseniz, büyük ihtimalle silinmeyecektir ya da değiştirilmeyecektir başlığınız.
- başlıkları açarken arama kutusundan birkaç şekilde aratınız. bazı şeyler 2 farklı isimle bilinir. birini arayıp bulamadığınızda diğeriyle açılmış olabileceğini düşünüp o şekilde de arama yapınız.
örneğin barnum etkisi başlığını açmak istediğinizde, bunun forer etkisi olarak da bilindiğini göz önüne alınız ve ikisini birden aratınız. birinden biri açılmışsa, yazacaklarınızı onun altına yazınız. yahut diğerini açıp, zaten önceden açılmış olan versiyona bkz verebilirsiniz sanırım.
- cümleleriniz düzgün olsun. anlatım bozukluğu içeren başlıklar değiştirilir. yukarıda süleyman soylu ile ilgili başlık örneği verilmiş mesela. öyle hatalar yapmamaya çalışın. başlıkta ne anlatmaya çalıştığınız,düzgünce ve açıkça ifade edilmiş olsun kısaca.
benim aklıma gelenler de şimdilik bu kadar.
devamını gör...
köy sütü
yağını alıp satarlar..
eski lezzeti yok bu yüzden..
eski lezzeti yok bu yüzden..
devamını gör...
ara verelim diyen sevgili
ara vermek istiyorsa, sensiz de olabiliyormu diye düşünmüş demektir, onu yoklamak istiyordur, şüphesi bile sıkıntı bence,
ayrılmakla devam etmek arasında kalan kişidir, böyle şeylere gerek kalmadan iki tarafında anlaması lazım,
aslında bunu söylemeden yapması daha etik, şehir dışına bir yere gitsin, işi çıksın birşey olsun, kendi kendine değerlendirsin, o vermek istediği arada bensiz olmak istemesi yeterli zaten, arada marada, ayrı da olabiliyorsa, aynen öyle devam et derim, git git git git git, aynen aradan sonra da dümdüz devam et ordan derim kendisine...
ayrılmakla devam etmek arasında kalan kişidir, böyle şeylere gerek kalmadan iki tarafında anlaması lazım,
aslında bunu söylemeden yapması daha etik, şehir dışına bir yere gitsin, işi çıksın birşey olsun, kendi kendine değerlendirsin, o vermek istediği arada bensiz olmak istemesi yeterli zaten, arada marada, ayrı da olabiliyorsa, aynen öyle devam et derim, git git git git git, aynen aradan sonra da dümdüz devam et ordan derim kendisine...
devamını gör...
yazarların otobüste yaşadığı en garip olaylar
küçükken otobüsle ankara'dan malatya'ya seyahat ederdik. tahmini 5,6 yaşlarında falanım. annem de beni, rahat uyuyayım diye otobüste boş koltuk olursa oraya yatırırdı.
otobüs x yerinde mola verince annem de tuvalete gitmiş. ben de o sırada arka koltukta uyuyorum tabi. o an ne olduysa uyandım ve annemi göremeyince korkup bende otobüsten indim. etrafa bakınıyorum, annemi bulmaya çalışıyorum ama yok. en sonunda ağlamaya başladım. başka otobüsün şoförü beni farketti. "gel annen burada" deyince ağlamayı bıraktım ve adamın elini tutup otobüse bindim. şoför de otobüse bindi ve otobüs hareket etti. adama diyorum ki "hani nerde annem" ? .
" arkada ya çocuğum" diyor . bakıyorum ama otobüsün içi de karanlık zar zor görüyorum milleti "ama annem yok ki burda" diyorum.
hareket eden otobus birden aniden duruyor. meğersem beni bulup otobüse bindiren şoför başka bir yolcunun çocuğuyla beni karıştırmış. hemen otobüsten indiriyor beni anons geçiyorlar. "kız çocuğu bulduk kayıp kiminse gelsin alsın " diye. *
annem de o sira tuvaletten çıkıp bindiğimiz otobüste beni bulamayınca paniklemiş. anons sayesinde buluyoruz annemle birbirimizi. tabi o sevinçten ağlıyor ben de kızacak korkusundan. yol boyunca dibinden ayırmıyor beni.
kızılay' da en az 7 kere kaybolan ve her seferinde "bir daha bu çocuğu kaybederseniz sosyal hizmetlerden alırsınız" diyen polisleri ikna etmeye çalışan babam geliyor aklıma *
çok kaybolan bir çocuktum, bu zamana kadar yaşamış olmam bile büyük bir şans.
otobüs x yerinde mola verince annem de tuvalete gitmiş. ben de o sırada arka koltukta uyuyorum tabi. o an ne olduysa uyandım ve annemi göremeyince korkup bende otobüsten indim. etrafa bakınıyorum, annemi bulmaya çalışıyorum ama yok. en sonunda ağlamaya başladım. başka otobüsün şoförü beni farketti. "gel annen burada" deyince ağlamayı bıraktım ve adamın elini tutup otobüse bindim. şoför de otobüse bindi ve otobüs hareket etti. adama diyorum ki "hani nerde annem" ? .
" arkada ya çocuğum" diyor . bakıyorum ama otobüsün içi de karanlık zar zor görüyorum milleti "ama annem yok ki burda" diyorum.
hareket eden otobus birden aniden duruyor. meğersem beni bulup otobüse bindiren şoför başka bir yolcunun çocuğuyla beni karıştırmış. hemen otobüsten indiriyor beni anons geçiyorlar. "kız çocuğu bulduk kayıp kiminse gelsin alsın " diye. *
annem de o sira tuvaletten çıkıp bindiğimiz otobüste beni bulamayınca paniklemiş. anons sayesinde buluyoruz annemle birbirimizi. tabi o sevinçten ağlıyor ben de kızacak korkusundan. yol boyunca dibinden ayırmıyor beni.
kızılay' da en az 7 kere kaybolan ve her seferinde "bir daha bu çocuğu kaybederseniz sosyal hizmetlerden alırsınız" diyen polisleri ikna etmeye çalışan babam geliyor aklıma *
çok kaybolan bir çocuktum, bu zamana kadar yaşamış olmam bile büyük bir şans.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının olmak istediği masal karakteri
peter pan.
devamını gör...
gariban bir ailede büyümek
rezalet bir durumdur. yaşamayan gerçekten bilmez. yok sevgi olsun yeter, yok huzur en önemli şey deyip fakirlerin çocuk yapmasına ses çıkarmayanlar da böyle ailede büyümemiştir muhtemelen.
daha ufacık yaşta herhangi bir şey istemenin anlamsız olduğunu fark edersin. çünkü istesen ne olacak ki, zaten alınmayacak üstüne bir de azar yiyeceksin.
belli bir süre hayaller kurarsın. istediğin bir şeyin gerçek olma senaryolarını kafanda yazarsın. ama o şey asla gerçek olmaz. ve diğer arkadaşların senin bu en basit isteklerine zaten sahiptir, üstüne bir de onu beğenmezler. bunları yaşadıkça hayal kurmaktan da vazgeçersin.
her zaman kendine fırsat yaratmak zorundasındır. en basit bir kursa mı gitmek istiyorsun? deli gibi çalışıp para kazanmalısın ki gitme ihtimalin olsun.
ve en kötüsü de büyüyüp yetişkin olduğunuzda bile muhtemelen ailenize bakmak zorundasınızdır. kira ödersiniz, fatura ödersiniz, mutfak masraflarını karşılarsınız ve sonucunda maaşınız biter. ama yine de yaranamazsınız çünkü aileniz zaten bunları ve hatta daha fazlasını yapmanız gerektiğini düşünür.
eğer bir çocuğa en azından normal bir hayat sunamayacaksınız çocuk sahibi olmayın.
daha ufacık yaşta herhangi bir şey istemenin anlamsız olduğunu fark edersin. çünkü istesen ne olacak ki, zaten alınmayacak üstüne bir de azar yiyeceksin.
belli bir süre hayaller kurarsın. istediğin bir şeyin gerçek olma senaryolarını kafanda yazarsın. ama o şey asla gerçek olmaz. ve diğer arkadaşların senin bu en basit isteklerine zaten sahiptir, üstüne bir de onu beğenmezler. bunları yaşadıkça hayal kurmaktan da vazgeçersin.
her zaman kendine fırsat yaratmak zorundasındır. en basit bir kursa mı gitmek istiyorsun? deli gibi çalışıp para kazanmalısın ki gitme ihtimalin olsun.
ve en kötüsü de büyüyüp yetişkin olduğunuzda bile muhtemelen ailenize bakmak zorundasınızdır. kira ödersiniz, fatura ödersiniz, mutfak masraflarını karşılarsınız ve sonucunda maaşınız biter. ama yine de yaranamazsınız çünkü aileniz zaten bunları ve hatta daha fazlasını yapmanız gerektiğini düşünür.
eğer bir çocuğa en azından normal bir hayat sunamayacaksınız çocuk sahibi olmayın.
devamını gör...

