ayrılan kızdan tek taş yüzüğü geri istemek
o yüzük takılacak başka parmakları arar durur artık.
haktır geri istenir, zaten istenmeden geri verilmesi daha caiz olur.
haktır geri istenir, zaten istenmeden geri verilmesi daha caiz olur.
devamını gör...
babaların garip huyları
kendisi yatınca herkesin de yatması ve ışıkları kapatması gerektiğini düşünüyor.
devamını gör...
ümit aktan
fi tarihli bir galatasaray maçından kalma; "vurursa gol, vuruyor aut!" şeklinde gayet öngörülü bir söylem sahibi olan süper geyik spiker, sunucu.
rıdvan dilmen için de oynadığı zamanlarda;
"rıdvan o topa taksi tutsa yetişemez!" demişliği vardır.
rıdvan dilmen için de oynadığı zamanlarda;
"rıdvan o topa taksi tutsa yetişemez!" demişliği vardır.
devamını gör...
kızın başörtü takmak istememesi
kız dışında herkese dert olur. ben 8 yaşındaydım amcam babannemin eteğini başörtüsünü suratıma attığında. o güne kadar da büyüdüğüm zaman başörtü takmayı istiyordum. o hareket beni nefret ettirdi. çok şükür inat ettim. ne kadar akraba varsa üstüme geldi yine de geri adım atmadım. 4 kızı da askılı, şort giyen halam beni "dinden çıkmış" ilan etti yine de pes etmedim. sırf onların yüzünden namaz kılarken, kur'an okurken bile taktığım zaman nefesim daralıyor hemen çıkarıp atmak istiyorum.
devamını gör...
aşırı kazıklı maria başlığına maruz kalmak
her yeri kazıklı görmemle sonuçlanan travma sonrası katıldığım başlıktır.
kısaca bir bakıverdim de kazıklı maria başlığı altında aynı çaylak arkadaşlar on yüz beş bin milyon tane tanım yazıyor. nedir bu yav? yeter yani. dayanamadım artık.
(bkz: kazıklı maria sendromu)
kısaca bir bakıverdim de kazıklı maria başlığı altında aynı çaylak arkadaşlar on yüz beş bin milyon tane tanım yazıyor. nedir bu yav? yeter yani. dayanamadım artık.
(bkz: kazıklı maria sendromu)
devamını gör...
erkekler kadınları neden zor anlıyor sorunsalı
bilim adamlarinca yapilan arastirmalara gore,iki cinsinde beyinlerinin isleyis mekanizmalarinin oldukca farkli oldugu saptanmis. zihinsel olarak oldukca farkliyiz . bununla birlikte cinsiyetlerin getirdigi hormonel farkliliklarda soz konusu. ayrica biz kadinlar fıtrat itibariyle duygularimizi daha yogun sekilde yasariz, hatta cogu zaman mantik kadar hislerimizle de kararlar verebiliriz. bu noktada da erkeklerden ayriliriz kisacasi. cunku erkeklerde bu durum tam karsitidir,daha yuzeysel dusunurler,olaylara daha mantiksal yaklasirlar... iste bu gibi etkenlerin toplaminda zaman zaman iletisim de sorunlar yasayabiliyoruz .her iki cinsiyetinde artilari ve eksileriyle birbirlerini cok guzel tamamladiklarini dusunuyorum ben. ortak paydamiz aslinda cinsiyetlerimizden ote once insan oldugumuz. sonrasinda kendi cinsimizi digerinden ustun gormezsek eger, anlamak veya anlasilmak hic de zor olmayacak gibi...
devamını gör...
insanları yargıladığı gerekçesiyle birisini yargılamak
geri gelen mektup'a büyük ölçüde katılıyorum.
eleştirmek ile yargılamak arasında belirgin bir fark var.
eleştirmek tdk'da, bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit şeklinde tanımlanmıştır.
açıkça görüleceği üzere eleştiri, objektif bir şekilde değerlendirmeyi gerektirmektedir. objektif olabilmek için de meseleyi tartmak icap eder. tartmak'tan tartışmak
yargılamak ise meseleyi tarttıktan sonra ortaya çıkan negatif unsurlar sebebiyle o insanı zihnimizdeki menfi duygulara mahkum etmektir.
dolayısıyla bir kişiyi birilerini yargıladığı için yargılarsak biz de o kişinin durumuna düşmüş oluruz.
fakat nihayetinde insanız ne ölçüde bu idealizmi yaşatabiliriz orası tartışılır.
edit: ilk tanımda yargılamanın doğru veya yanlış olamayacağı yani tek bir yargılamanın varlığından bahsedebileceğimizi belirtiyor geri gelen mektup. ve bu yargılamanın yanlış olduğu sonucuna varılıyor. bu elbette insan ilişkileri için geçerli ve belki de olması gereken bir durum.
fakat bunun istisnasını takdir edersiniz ki mahkemeler eliyle yapılan yargılamalar meydana getiriyor. bu durumda adil bir yargılama, doğru bir yargılama örneği teşkil edecektir.
eleştirmek ile yargılamak arasında belirgin bir fark var.
eleştirmek tdk'da, bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit şeklinde tanımlanmıştır.
açıkça görüleceği üzere eleştiri, objektif bir şekilde değerlendirmeyi gerektirmektedir. objektif olabilmek için de meseleyi tartmak icap eder. tartmak'tan tartışmak
yargılamak ise meseleyi tarttıktan sonra ortaya çıkan negatif unsurlar sebebiyle o insanı zihnimizdeki menfi duygulara mahkum etmektir.
dolayısıyla bir kişiyi birilerini yargıladığı için yargılarsak biz de o kişinin durumuna düşmüş oluruz.
fakat nihayetinde insanız ne ölçüde bu idealizmi yaşatabiliriz orası tartışılır.
edit: ilk tanımda yargılamanın doğru veya yanlış olamayacağı yani tek bir yargılamanın varlığından bahsedebileceğimizi belirtiyor geri gelen mektup. ve bu yargılamanın yanlış olduğu sonucuna varılıyor. bu elbette insan ilişkileri için geçerli ve belki de olması gereken bir durum.
fakat bunun istisnasını takdir edersiniz ki mahkemeler eliyle yapılan yargılamalar meydana getiriyor. bu durumda adil bir yargılama, doğru bir yargılama örneği teşkil edecektir.
devamını gör...
her insanı biri kandırmalı
her insanı, çok inandığı, koruyan-kollayan biri kandırmalı, diye düşündüğüm için açtığım başlık.
çocukluğumdan beri, beni kandıran kişi babam olmuştur.
her sorduğumuz soruya cevap verirdi. benim için baba demek, her şeyi bilen demekti.
sonradan bazı şeyleri kendinden uydurduğunu anladım. ama alıştım o güzel uyduruşlara, hala tav oluyorum.
babamla iyi geçinemem ama ona çok inanırım.
doktor olduğu için sağlıkla, psikolojiyle hatta siyasetle, ilişkiler ile ilgili her alanda ne derse inanırım.
-baba midem ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba belim ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba zayıfladım, bu kötü mü
-hayır gayet iyi, keşke ben de zayıflasam
bla bla bla.
bu gün bile beni kandırdı. kendimi iyi hissetmeye başladım.
çocukluğumdan beri, beni kandıran kişi babam olmuştur.
her sorduğumuz soruya cevap verirdi. benim için baba demek, her şeyi bilen demekti.
sonradan bazı şeyleri kendinden uydurduğunu anladım. ama alıştım o güzel uyduruşlara, hala tav oluyorum.
babamla iyi geçinemem ama ona çok inanırım.
doktor olduğu için sağlıkla, psikolojiyle hatta siyasetle, ilişkiler ile ilgili her alanda ne derse inanırım.
-baba midem ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba belim ağrıyor
-şu ilacı iç geçer
-baba zayıfladım, bu kötü mü
-hayır gayet iyi, keşke ben de zayıflasam
bla bla bla.
bu gün bile beni kandırdı. kendimi iyi hissetmeye başladım.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
önceden çok büyük hayallerim vardı ama hiçbirini gerçekleştirmek için zamanında adım atmadım. adım atmaya karar verdiğimde ise çoğu şey için artık çok geç olmuştu. meğer hayallerim yokmuş, yalnızca hayalperestmişim bunu anladım ama bunu anladığımda da boşluğa düştüm çünkü beni yaşatan hayalperestlikmiş.
devamını gör...
evlenmeden olmaması
evlenip boşanmalarda çok büyük bir etkisi olan cinsellik önemlidir aslında.
evlenmeden ten uyumunu deneyimlemek gerekebilir.*
bu nedenle katılmadığım bir düşüncedir.
evlenmeden ten uyumunu deneyimlemek gerekebilir.*
bu nedenle katılmadığım bir düşüncedir.
devamını gör...
hukuk fakültelerinde eğitimin 5 yıla çıkarılması
ne bu şimdi ? hukuk reformu mu? bağımsız denetimsiz yargı bu fakültenin 5 sene olmasıyla mı tesis edilecek? adil yarglamayı 5 senelik hukuk fakültesi mezunu mu yapacak? 12 senede okullarında ingilizce öğretemeyen ülke 4 senelik fakülteyi 5 sene yapınca hukuk devleti olacak öyle mi?
devamını gör...
sigara içmeyen insan
18 yaşında bir genç olarak içinde bulunduğum insan grubu. evet hiç içmedim. hayır denemedim. yok elektronik sigara da içmiyorum. zararlı efendim hem keseye hem vücuda.
devamını gör...
lahmacun yiyen kızın asıl amacı
devamını gör...
gül suyu
orijinalini bulursanız kullanabileceğiniz en iyi cilt toniğini bulmuş olursunuz. ayrıca içine ekleyeceğiniz şeker ve filtre kahve ile dudak peelingi yapabilir ve dudaklarınıza dolgunlaştırıcı etkisi verebilirsiniz. sonrasında hindistan cevizi yağı ile nemlendirmeyi unutmamak gerekir. sağlıklı cilt bakımı için entrylerimiz devam edecektir.
tanım: gül bitkisinden elde edilen, birtakım tatlılarda da kullanımı olan güzel kokulu cilt bakım ürünü.
tanım: gül bitkisinden elde edilen, birtakım tatlılarda da kullanımı olan güzel kokulu cilt bakım ürünü.
devamını gör...
hiv
evet inanıyorum gün gelecek bu başlık (bkz: hiv) olarak güncellenecek.
daha önce (bkz: hiv) başlığı açıp yazmıştım ama ısrarla burası yürüyor. o zaman benzer şeyleri buraya da yazalım, ne yapalım. orayı okuyan burayı okumayıversin, benzer bilgiler.
tüm tanımları okudum. buna değinen (bkz: mahakali)ve (bkz: mademoiselle) isimli yazarlara da teşekkürü borç bilirim.
nasıl tbmm meclisi, itü üniversitesi diye söylemiyorsak hiv virüsü de demeyelim. ufak takıntıları olanlar var hem doğrusu da bu.
öte yandan çok değerli bilgiler veren yazarlara da teşekkürler ancak hem genel bilgilendirme hem de eksik bilinenler için birkaç şey söyleyelim. sözlükteki şu başlıklarda da güzel tanımlar var.
(bkz: aids)
(bkz: virüs)
bu virüs şempanzelerden insana geçmiş. nasıl geçmiş diye merak ediyorsanız, yemişler öyle geçmiş.
insan insanı yerse de geçebilir.
peki insandan insana nasıl bulaşır?
1.kan yoluyla %100 bulaşır. hiv+ birinden kan alırsanız bulaşır. kızılayda bile oldu. geçmişte örnekleri var.
#614857 şu güzel tanımda paylaşılan linkte tüm sayılar var. psy active e sormuştum hatta bu sayılar güvenilir mi diye?
2. anneden hamilelikte ve doğum sonrası emzirme ile geçer.
3. cinsel sıvılar ile geçer. korunmasız cinsel ilişki ile geçer. hiv+ partner ile korunmasız ilişki yaşayan diğer partnere ilk seferde %100 geçecek diye bir durum yok. ne kadar çok birliktelik o kadar yüksek bulaşma riski.
virüs bulaşınca ne yapıyor?
kuluçka süresi var. birçok dokuya yerleşse de ölümcül etkisini bir tür beyaz kan hücresi üzerinde (t lenfosit) gösteriyor. bu hücrenin içine girip çoğalıyor. hiv sayısı arttikça t lenfoit sayısı azalıyor. bağışıklık zayıflıyor. çünkü bu hücreler yabancı hücrelere karşı (bakteri-kanser hücresi hatta organ nakli ile gelen hücreler) savaşıyor. hastalığın (aids) oluşması zaman alıyor. yıllarca sürebilir. sonuçta normal koşullarda tedavi edilebilen ishal, menenjit, verem, zatürre gibi hastalıklar vücuda ciddi zararlar vermeye başlıyor, bazı durumlarda ise kanserler görülebiliyor.
tedavisi var mı?
hiv için geliştirilen ilaçlar virüsün vücutta çoğalmasını ve bağışıklığı baskılayıcı etkisini önleyerek, hiv + kişilerin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamaktadır. bunun için tedaviye erken başlanması ve doktor kontrolünde düzenli olarak devam edilmesi önemlidir.
bazı istatistikler:
dünyada yaklaşık 40 milyon hiv + birey olduğu düşünülüyor. acaba kaçı tedavi görüyor?
türkiye'de ise yaklaşık 20 bin hiv + birey varmış ve 1/10'u aids.
aids'in yaygın olduğu ülkelerden biri değiliz.
bizde ilk hiv+ vaka 1985'te ortaya çıkmış.
hastalıktan ölenleri anmak ve farkındalık yaratmak için 1 aralık dünya aids günü olarak kabul edilmiştir.
son olarak incir reçeli diye bir film olmasaydı anlaşılan çok kişi bihaber olacakmış.
daha önce (bkz: hiv) başlığı açıp yazmıştım ama ısrarla burası yürüyor. o zaman benzer şeyleri buraya da yazalım, ne yapalım. orayı okuyan burayı okumayıversin, benzer bilgiler.
tüm tanımları okudum. buna değinen (bkz: mahakali)ve (bkz: mademoiselle) isimli yazarlara da teşekkürü borç bilirim.
nasıl tbmm meclisi, itü üniversitesi diye söylemiyorsak hiv virüsü de demeyelim. ufak takıntıları olanlar var hem doğrusu da bu.
öte yandan çok değerli bilgiler veren yazarlara da teşekkürler ancak hem genel bilgilendirme hem de eksik bilinenler için birkaç şey söyleyelim. sözlükteki şu başlıklarda da güzel tanımlar var.
(bkz: aids)
(bkz: virüs)
bu virüs şempanzelerden insana geçmiş. nasıl geçmiş diye merak ediyorsanız, yemişler öyle geçmiş.
insan insanı yerse de geçebilir.
peki insandan insana nasıl bulaşır?
1.kan yoluyla %100 bulaşır. hiv+ birinden kan alırsanız bulaşır. kızılayda bile oldu. geçmişte örnekleri var.
#614857 şu güzel tanımda paylaşılan linkte tüm sayılar var. psy active e sormuştum hatta bu sayılar güvenilir mi diye?
2. anneden hamilelikte ve doğum sonrası emzirme ile geçer.
3. cinsel sıvılar ile geçer. korunmasız cinsel ilişki ile geçer. hiv+ partner ile korunmasız ilişki yaşayan diğer partnere ilk seferde %100 geçecek diye bir durum yok. ne kadar çok birliktelik o kadar yüksek bulaşma riski.
virüs bulaşınca ne yapıyor?
kuluçka süresi var. birçok dokuya yerleşse de ölümcül etkisini bir tür beyaz kan hücresi üzerinde (t lenfosit) gösteriyor. bu hücrenin içine girip çoğalıyor. hiv sayısı arttikça t lenfoit sayısı azalıyor. bağışıklık zayıflıyor. çünkü bu hücreler yabancı hücrelere karşı (bakteri-kanser hücresi hatta organ nakli ile gelen hücreler) savaşıyor. hastalığın (aids) oluşması zaman alıyor. yıllarca sürebilir. sonuçta normal koşullarda tedavi edilebilen ishal, menenjit, verem, zatürre gibi hastalıklar vücuda ciddi zararlar vermeye başlıyor, bazı durumlarda ise kanserler görülebiliyor.
tedavisi var mı?
hiv için geliştirilen ilaçlar virüsün vücutta çoğalmasını ve bağışıklığı baskılayıcı etkisini önleyerek, hiv + kişilerin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamaktadır. bunun için tedaviye erken başlanması ve doktor kontrolünde düzenli olarak devam edilmesi önemlidir.
bazı istatistikler:
dünyada yaklaşık 40 milyon hiv + birey olduğu düşünülüyor. acaba kaçı tedavi görüyor?
türkiye'de ise yaklaşık 20 bin hiv + birey varmış ve 1/10'u aids.
aids'in yaygın olduğu ülkelerden biri değiliz.
bizde ilk hiv+ vaka 1985'te ortaya çıkmış.
hastalıktan ölenleri anmak ve farkındalık yaratmak için 1 aralık dünya aids günü olarak kabul edilmiştir.
son olarak incir reçeli diye bir film olmasaydı anlaşılan çok kişi bihaber olacakmış.
devamını gör...
sözlükteki beğen butonunun kullanılmaması
devamını gör...
sokrates
tüm dünyaya, en zor ahlaki sözü bırakan kişi: kendini bil!
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
öldüm.
devamını gör...
kadın cinayetlerinde yanlış tercih gerçeği
sadece okumamış, katil tipli insanlar cinayet işlemiyor. çok eğitimli, kültürlü eli yüzü düzgün insanlar da cinayet işleyebiliyor ve fark ettiyseniz burada özellikle "kadın cinayeti" olarak vurgulamadım. ayrıca böylesine hassas bir konu hakkında bu beyanda bulunmak oldukça tehlikeli. sanki "kadınlar bu kaderi kendileri seçti, kadınların suçu" der gibi olmuş. ki bu da çok yanlış yerlere çekilebilecek bir durum. aynı zamanda şu noktaya da değinmek isterim ki bir hata veya cahillik anında hepimiz kadın erkek fark etmeksizin çok yanlış insanları hayatımıza alabiliriz. hepimizin "keşke tanışmasaydım, keşke hayatıma almasaydım" dediği bir insan mevcuttur. belki de biz şanslıydık ve bu toksik ilişkilerden kurtulabildik ama o kadınlar yapamadı. zira ülkemizde taciz, tecavüz, şiddet gibi suçlara gerekli cezanın verilmediğini, hatta suçluların ifadeleri alındıktan sonra salıverildiklerini biliyoruz. bu kadınlar korktular. bir hata anında veya çok severek hayatlarına almış oldukları, hatta belki de hiç tanımadıkları bu adamlardan korktular. çünkü şikayet etse gerekli ceza verilmeyeceği gibi daha çok zarar görme olasılığı da yüksek. ki bunun örneklerine sıkça rastlıyoruz. tüm bunları göz önünde bulundurursak sizden ricam şudur ki beyanlarınızda çok çok dikkatli olun. böyle hassas konularda kelimelerimizi özenle seçmek hepimizin yararına olacaktır. kurbanın, mağdurun psikolojisini yaşadıklarını anlayamıyorsak susmayı bilmeliyiz. kişinin içinde bulunduğu durumu, yaşadığı zorlukları bilmiyorsak susmalıyız. belki gidecek yeri yoktu belki kimsesi yoktu. olayların iç yüzünü bilmeden rica ediyorum kadını suçlayıcı, katille empati yapar gibi beyanlarda bulunmayın. belki bu başlığı ve yazılmış olanları okuyanlar arasında eski sevgilisinden, eski eşinden şiddet görmüş, bir yakını cinayete kurban gitmiş mağdur kadınlarımız vardır. tekrar söylüyorum bu çok hassas bir konu. iyice oturup düşünülmeden konuşulmasını hiç tavsiye etmiyorum. kimsenin ne kalbini kırın, ne de yarasına tuz basın.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
tıpkı 90'lar gibi bizi karışık duygulara sürükleyecek, kâh hüzünlendirip kâh coşturacak, merakla beklenen yayın. takvimlerde 2021'i görüp de bu bir zaman hatası demek istiyorum.
devamını gör...