adil ve hasan
tsubasa ve misaki ikilisinin dahi kıskandığı cengaverler.
devamını gör...
1 yıl sonraki kendine not
naber lan zibidi?
devamını gör...
1 gün evli kalıp 4 yıldır nafaka ödeyen adam
çocuklara ödenen nafaka harici, tüm nafakalar kaldırılmalıdır. saçmalık.
edit: saflığın ceremesiyle falan alakası yok. kadının alnında "dolandırıcı" yazmıyor. tıpkı katillerin alnında yazmadığı gibi.
edit: saflığın ceremesiyle falan alakası yok. kadının alnında "dolandırıcı" yazmıyor. tıpkı katillerin alnında yazmadığı gibi.
devamını gör...
cüzdanı sağ arka cepte taşımak
götün kabardığı ölçüde erkeğe güven verir.
devamını gör...
gelmiş geçmiş en felsefi söz
demek ki bir şey görülen olduğu için görülmez, aksine görüldüğü için görülendir; bir şey güdülen olduğu için güdülmez, aksine güdüldüğü için güdülendir ve bir şey hareket eden olduğu için hareket etmez, aksine hareket ettiği için hareket edendir. söylemek istediğim şey açık mı euthyphron? şunu söylemek istiyorum, bir şey oluyorsa olan olduğu için olmaz, aksine olduğu için olandır ve bir şey herhangi bir şeye maruz kalan olduğu için maruz kalmaz, aksine maruz kaldığı için maruz kalandır.
platon.
platon.
devamını gör...
bertolt brecht
tam adı eugen berthold friedrich brecht olan 1898 doğumlu alman tiyatro yazarı ve şair. brecht, yaşamı boyunca daima verimli olmuştur, en az 2000 bin şiiri mevcuttur ve şiirlerin işlevsel olmadığı takdirde abartılı olduğu fikrini savunmuştur. sanat brecht için bir fikir ifade etmeliydi, bir amaca hizmet etmeyen herhangi bir eserin işlevsiz olduğu yönünde fikirleri vardı ve bunu eserlerine de yansıttı. marksizm'in etkisinde fazlasıyla kalmıştır ve tiyatro eserlerinde bunun izleri görülür. kendi döneminde bu yüzden sansüre uğramıştır.
(bkz: die sieben todsünden der kleinbürger)
(bkz: gedichte im exil)
(bkz: er treibt einen teufel aus)
(bkz: hollywoodelegien)
(bkz: die heilige johanna der schlachthöfe)
(bkz: prärie)
(bkz: svendborger gedichte)
(bkz: leben des galilei)
(bkz: mann ist mann)
--- alıntı ---
es setzen sich nur so viel wahrheiten durch, als wir durchsetzen; der sieg der vernunft kann nur der sieg der vernünftigen sein.
--- alıntı ---
bu arada buraya sevdiğim bir şiirin, iyi adama bir iki soru şiirinin güzel bir çevirisini de bırakmak istiyorum.
--- alıntı ---
anladık iyisin,
ama neden iyi?
seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım
satın alınır mı ki?
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin içindekini,
ama içindeki ne?
esirgemezsin gözünü budaktan,
ama kime karşı?
dolusun bilgelikle.
ama yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını.
gözettiğin kiminki?
dostluğuna diyecek yok.
ama dostların iyi mi?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim.
dikeceğiz seni bir duvarın dibine.
ama madem bir sürü iyi yönün var.
dikeceğiz dibine iyi bir duvarın.
iyi tüfeklerden çıkan iyi kurşunlarla vuracağız seni,
sonra gömeceğiz iyi bir kürekle iyi bir toprağa.
--- alıntı ---
(bkz: die sieben todsünden der kleinbürger)
(bkz: gedichte im exil)
(bkz: er treibt einen teufel aus)
(bkz: hollywoodelegien)
(bkz: die heilige johanna der schlachthöfe)
(bkz: prärie)
(bkz: svendborger gedichte)
(bkz: leben des galilei)
(bkz: mann ist mann)
--- alıntı ---
es setzen sich nur so viel wahrheiten durch, als wir durchsetzen; der sieg der vernunft kann nur der sieg der vernünftigen sein.
--- alıntı ---
bu arada buraya sevdiğim bir şiirin, iyi adama bir iki soru şiirinin güzel bir çevirisini de bırakmak istiyorum.
--- alıntı ---
anladık iyisin,
ama neden iyi?
seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım
satın alınır mı ki?
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin içindekini,
ama içindeki ne?
esirgemezsin gözünü budaktan,
ama kime karşı?
dolusun bilgelikle.
ama yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını.
gözettiğin kiminki?
dostluğuna diyecek yok.
ama dostların iyi mi?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim.
dikeceğiz seni bir duvarın dibine.
ama madem bir sürü iyi yönün var.
dikeceğiz dibine iyi bir duvarın.
iyi tüfeklerden çıkan iyi kurşunlarla vuracağız seni,
sonra gömeceğiz iyi bir kürekle iyi bir toprağa.
--- alıntı ---
devamını gör...
wo ein brutus lebt muß cäsar sterben
friedrich von schiller'nın 1781 yılında yazdığı ve dilimize haydutlar olarak çevrilmiş die räuber oyununda geçen cümle. bu cümle daha sonra iki şeyi aynı anda oldurmanın mümkün olmadığı durumları ifade eden bir deyim haline gelmiştir. cümle 4. perde 5.sahnede karl charles moor tarafından söylenen bir şarkıda geçiyor. aşağı yukarı türkçeye çevirisi brutus'un yaşadığı yerde sezar ölmeye mahkumdur olarak yapılabilir. ne kadar deyim olarak kullanılsa bile bana kalırsa cümle etkisini kaybetmiş değil, aynı kabullenilmiş çaresizliği taşımaya devam ediyor.
devamını gör...
bir gün elbet okurum diye kitaplıkta bekleyen kitaplar
devamını gör...
aşık olma isteği
daha çok, birilerinden hoşlanmak tatmin edici bir his olmadığı için oluşan bir istek.
devamını gör...
kim phuc
aşağıda ki ikonik fotoğrafın adı the terror of war. soldaki kızın adı kim phuc. gerçek adı phan thi kim phuc. fotoğraf vietnam savaşı sırasında 8 haziran 1972 de associated press muhabiri olan ve henüz 21 yaşındaki nick ut tarafından çekilmiş (sağdaki resimde kim phuc ile birlikte). bu fotoğraf ile kendisi 1973 yılında gazeteciliğin oscarı olan pulitzer ödülünü ve world press photo of the year ödülünü kazanıyor.

kim phuc fotoğraf çekildiğinde henüz 9 yaşındaymış. güney vietnam kuvvetleri bir köyün yakınındaki kuzey vietnam askerleri yerine yanlışlıkla bu kızın yaşadığı köye napalm saldırısı düzenliyorlar. kim phuc'da korku içerisinde ağlayarak kameraya doğru koşuyor. acı içinde çığlık atarken gökyüzünden düşen napalm bombalarından umutsuzca kaçan çıplak bir kız çocuğunun üzücü görüntüsü, şimdiye kadar çekilmiş en ünlü fotoğraflardan biri olarak hafızalardadır.
kim phuc o anı daha sonra şöyle anlatmış: --- alıntı ---"köyde sığınağın etrafında oynamamıza izin verilirdi ve üç gündür oradaydık. dördüncü gün havada uçak gözükünce askerler bize elimizden geldiğince hızlı koşmamızı söyledi. uçağı gördüm,çok hızlı ve çok yakındı, sonra düşen dört bombayı gördüm. önce patlama sesini duydum, sonra aniden her yerde yangın çıktı ve sol kolumun yandığını gördüm ve vurarak söndürmeye çalıştım, bu arada elbisemde vücüdumda iken yanmaya başlamıştı. bir yandan koşuyor, bir yandan soyunuyor, bir yandan da çok sıcak, çok sıcak diye ağlayarak bağırıyordum."--- alıntı ---

kim phuc fotoğraf çekildiğinde henüz 9 yaşındaymış. güney vietnam kuvvetleri bir köyün yakınındaki kuzey vietnam askerleri yerine yanlışlıkla bu kızın yaşadığı köye napalm saldırısı düzenliyorlar. kim phuc'da korku içerisinde ağlayarak kameraya doğru koşuyor. acı içinde çığlık atarken gökyüzünden düşen napalm bombalarından umutsuzca kaçan çıplak bir kız çocuğunun üzücü görüntüsü, şimdiye kadar çekilmiş en ünlü fotoğraflardan biri olarak hafızalardadır.
kim phuc o anı daha sonra şöyle anlatmış: --- alıntı ---"köyde sığınağın etrafında oynamamıza izin verilirdi ve üç gündür oradaydık. dördüncü gün havada uçak gözükünce askerler bize elimizden geldiğince hızlı koşmamızı söyledi. uçağı gördüm,çok hızlı ve çok yakındı, sonra düşen dört bombayı gördüm. önce patlama sesini duydum, sonra aniden her yerde yangın çıktı ve sol kolumun yandığını gördüm ve vurarak söndürmeye çalıştım, bu arada elbisemde vücüdumda iken yanmaya başlamıştı. bir yandan koşuyor, bir yandan soyunuyor, bir yandan da çok sıcak, çok sıcak diye ağlayarak bağırıyordum."--- alıntı ---
devamını gör...
hüzünlü müzik dinlemeyi bırakmak
ciddi ciddi yapmayı düşündüğüm bir hamledir.
her şey duşa girerken müzik dinlemeye başlamam ile başladı. hüzünlü olduğum günlerde hüznüme hüzün katsın diye arabesk parçalar çalıyordum. mutlu iken ise daha keyifli melodiler dinliyordum, en başta da sevdiğim bazı jazz parçaları...
ama sonra iyice bir düşündüm ve içimden dedim ki: "yahu ben niye bok var gibi kendimi daha çok üzüyorum. hep şöyle neşeli şeyler dinlesem ya..." ama gerçekten de, niye kendime böyle bir işkence yapıyordum ki?
bunu düşüneli yanılmıyorsam 5-6 gün oldu, o kısa zamandan beri de hiç hüzünlü bir müzik açmadım. her ne kadar bu kadar kısa bir süre içerisinde büyük bir değişim geçirdiğimi iddia edemesem de, sanki kendimi şimdiden ufaktan da olsa daha mutlu hissediyor gibiyim. sevdim ben bu işi ya...
her şey duşa girerken müzik dinlemeye başlamam ile başladı. hüzünlü olduğum günlerde hüznüme hüzün katsın diye arabesk parçalar çalıyordum. mutlu iken ise daha keyifli melodiler dinliyordum, en başta da sevdiğim bazı jazz parçaları...
ama sonra iyice bir düşündüm ve içimden dedim ki: "yahu ben niye bok var gibi kendimi daha çok üzüyorum. hep şöyle neşeli şeyler dinlesem ya..." ama gerçekten de, niye kendime böyle bir işkence yapıyordum ki?
bunu düşüneli yanılmıyorsam 5-6 gün oldu, o kısa zamandan beri de hiç hüzünlü bir müzik açmadım. her ne kadar bu kadar kısa bir süre içerisinde büyük bir değişim geçirdiğimi iddia edemesem de, sanki kendimi şimdiden ufaktan da olsa daha mutlu hissediyor gibiyim. sevdim ben bu işi ya...
devamını gör...
tarot
ortaçağ henüz bitmek üzereyken oyun, rehabilite, moral motivasyon kartları olarak ortaya çıkmıştır. genel olarak 78 karttan oluşur. 22 adet büyük arkana 56 adet küçük arkana olarak ayrılır.
zamanla bu kartlar moral motivasyonu arttırmak, psikolojiye destek olmak amaçlı kullanılmıştır.
internette araştırıldığında çok net çizgileri var gibi görünüyor. kehanet kehanet üstüne. kartlara kimse dokunamaz. yok kartlar bakanın odasında (başucunda) durmalı. yok karşılığında ücret alınmalı. va daha bir sürü bir sürü şeyler.
bendede var o kartlardan. dostlarla buluşmalarda ara ara çıkarlar bulundukları deliklerden. gırgır şamata maksatının çok dışında meze olurlar sohbetimize.
bunların inanmak ya da inanmamakla alakası olan metalar değildir hiçbir zaman. maksat hep muhabbet hep şenlik. iki karta bakarak senin secerene destan döşeyemem zaten değil mi dostum?
makara kukara eşliğinde keyifle güler eğleniriz. hee bunu baya ciddi gelir kapısına dönüştürenler yok mu? var. bayağı bayağı ciddiye alıp atacakları her adımda önce bu kartlara danışanlar yok mu? var. ama bizim konumuz onlar değil.
neyse efendim severim o kartları. anlamlarını bilmem ama küçük bir kitapçığım var. ara ara açar okurum. anlık keyifte alırım. ötesini aramayınız olur mu?
zamanla bu kartlar moral motivasyonu arttırmak, psikolojiye destek olmak amaçlı kullanılmıştır.
internette araştırıldığında çok net çizgileri var gibi görünüyor. kehanet kehanet üstüne. kartlara kimse dokunamaz. yok kartlar bakanın odasında (başucunda) durmalı. yok karşılığında ücret alınmalı. va daha bir sürü bir sürü şeyler.
bendede var o kartlardan. dostlarla buluşmalarda ara ara çıkarlar bulundukları deliklerden. gırgır şamata maksatının çok dışında meze olurlar sohbetimize.
bunların inanmak ya da inanmamakla alakası olan metalar değildir hiçbir zaman. maksat hep muhabbet hep şenlik. iki karta bakarak senin secerene destan döşeyemem zaten değil mi dostum?
makara kukara eşliğinde keyifle güler eğleniriz. hee bunu baya ciddi gelir kapısına dönüştürenler yok mu? var. bayağı bayağı ciddiye alıp atacakları her adımda önce bu kartlara danışanlar yok mu? var. ama bizim konumuz onlar değil.
neyse efendim severim o kartları. anlamlarını bilmem ama küçük bir kitapçığım var. ara ara açar okurum. anlık keyifte alırım. ötesini aramayınız olur mu?
devamını gör...
islam’da kadının yeri
kadının olmayan yerinden bahsetmeye gerek yok.
devamını gör...
yazarların üzülünce yaptıkları şeyler
üzülmemiş gibi yapmak.
devamını gör...
demirtaş 6 ay sonra tahliye edilecek
falcınin söylediği bir cümle. üç vakte kadar.
şu selahattin demirtaş mevzusunun hukuki boyutuyla ilgilenen 1-2 kişi vardır diye şuraya faydalı bir okuma parçası bırakalım. dilerseniz profesyonel ahlak gereğince okuyup sonra gene politik duruşunuzun gerektirdiği gibi konuşma özgürlüğünüz mevcuttur.
buyrun :
www.hrw.org/tr/news/2020/11...
şu selahattin demirtaş mevzusunun hukuki boyutuyla ilgilenen 1-2 kişi vardır diye şuraya faydalı bir okuma parçası bırakalım. dilerseniz profesyonel ahlak gereğince okuyup sonra gene politik duruşunuzun gerektirdiği gibi konuşma özgürlüğünüz mevcuttur.
buyrun :
www.hrw.org/tr/news/2020/11...
devamını gör...
sinaps
sinir sinyallerinin, bir sinir hücresinden diğer sinir hücresine iletildiği veya baskılandığı iki sinir hücresinin birbiriyle bağlantı kurduğu yer olarak adlandırılır.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
yine yenildik özür dilerim renktaşlar.
devamını gör...
anne frank'ın hatıra defteri
insan olmak çok zor. çoğu zaman elimizden gelmiyor. yapamıyoruz. beceremiyoruz. bize benzemeyen herkesi ya kendimizden uzaklaştırma telaşındayız ya da yok etme hevesinde. kullandığımız dil bile zehirli. eğer eşcinsel birine anlayış gösterecekse “ onu da böyle kabul ediyoruz”. sanki bizim kabulümüz bir lütufmuş gibi. başka ırktan birini seversek “ onu bile seviyoruz”, cümledeki bile sevgimizi baltalamazmış gibi. hayvanlara “ yaşama hakkı” tanıyoruz, sanki bu yaşama hükmüne verme gücü bize aitmiş gibi. bir grup ağacı kestikten sonra başka yere yenilerini dikiyoruz. sanki öldürdüğümüz ağaçların hayatı başla ağaçlarla devam edermiş gibi. kibirimizden ödün vermemekte kararlıyız. ve bu kararlılık bizi insanlıktan fersah fersah uzak bir yere götürmekte.
düşmanımızın düşmanı dostumuz. o dost ne kadar acımasız olursa olsun. bir halkın yok edilmesi, işkenceden geçirilmesi “ onların hak ettiği” bir şey bize göre. tanımadığımız insanların ölümlerini alkışlamak ne acı!
anne frank benim kardeşimdi. o bir evin derinliklerinden nazilerin zulmünden saklanırken tuttuğu günlüklerden insan olmanın ve bunu kaybetmenin abecesini anlattı geride kalanlara. çünkü anne geride kalanlardan biri değildi.
toplama kamplarını akıl edebilmiş bir canlı türünün mensubu olmaktan duyduğum utanç anne’nin günlüklerini okuyunca perçinlendi. utanıyorum insan olmaktan okudukça.
okuyun, utanın ve insan olun biraz...
düşmanımızın düşmanı dostumuz. o dost ne kadar acımasız olursa olsun. bir halkın yok edilmesi, işkenceden geçirilmesi “ onların hak ettiği” bir şey bize göre. tanımadığımız insanların ölümlerini alkışlamak ne acı!
anne frank benim kardeşimdi. o bir evin derinliklerinden nazilerin zulmünden saklanırken tuttuğu günlüklerden insan olmanın ve bunu kaybetmenin abecesini anlattı geride kalanlara. çünkü anne geride kalanlardan biri değildi.
toplama kamplarını akıl edebilmiş bir canlı türünün mensubu olmaktan duyduğum utanç anne’nin günlüklerini okuyunca perçinlendi. utanıyorum insan olmaktan okudukça.
okuyun, utanın ve insan olun biraz...
devamını gör...
bir başka sevgiliyi sevemem
'kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda' der nazım hikmet. herkes unutulur, gider, bir başka sevgili sevilir.
devamını gör...
keş
süzme yoğurdun kurutulmasıyla elde edilen bir peynir türü.
bolu ve zonguldak yöresine aittir.
keş, yapısı sert ve çok tuzlu bir yiyecektir. diğer peynirler gibi kahvaltıda yenilmez. yenilecek kıvama gelmesi için önce rendelenmesi gerekir. rendelenmiş keş kavrulup makarnaya karıştırılarak yenir. dünyada makarnaya en çok lezzet veren gıdadır. keşli makarna yemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz demektir.
keş farklı yiyecekler için de sos olarak kullanılabilir. fakat en çok makarnaya yakışır. bolu ve zonguldak'a yolunuz düşerse keş peyniri alıp tadına bakmayı unutmayın. büyük alışveriş merkezlerinde de bulmak mümkündür. ayrıca internetten de sipariş verebileceğiniz bir sürü alışveriş sitesi vardır.
unutmayın, keş direkt yenilmez. yemek için kavurmalı ve sos olarak kullanmalısınız.
bolu ve zonguldak yöresine aittir.
keş, yapısı sert ve çok tuzlu bir yiyecektir. diğer peynirler gibi kahvaltıda yenilmez. yenilecek kıvama gelmesi için önce rendelenmesi gerekir. rendelenmiş keş kavrulup makarnaya karıştırılarak yenir. dünyada makarnaya en çok lezzet veren gıdadır. keşli makarna yemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz demektir.
keş farklı yiyecekler için de sos olarak kullanılabilir. fakat en çok makarnaya yakışır. bolu ve zonguldak'a yolunuz düşerse keş peyniri alıp tadına bakmayı unutmayın. büyük alışveriş merkezlerinde de bulmak mümkündür. ayrıca internetten de sipariş verebileceğiniz bir sürü alışveriş sitesi vardır.
unutmayın, keş direkt yenilmez. yemek için kavurmalı ve sos olarak kullanmalısınız.
devamını gör...