en iyi arkadaş
benimkiyle başlı ayaklı çok yattık ve yorgan ve yastık konusunda aşırı bencil ama onun dışında harika bir insandır.
devamını gör...
aşk bir baharat olsaydı ne olurdu sorunsalı
tarçın olurdu. tatlı gibi kokuyor ama aslında acıdır. hiç aşık olmamış kişiler ağızlarına bir kaşık tarçın atarak deneyim kazanabilir.
devamını gör...
tedavisi olmayan türk hastalıkları
akrabalık.
devamını gör...
normal sözlük'te nickaltı girme kültürünün daha oluşmaması
kimse kimseye nickaltı girmek için nickaltı girmek istemediğinden olabilir. şahsen bir yazarla ilgili tanımlarından bilgi sahibi olduysam veya sohbetim varsa kendisine nickaltı girmek benim için çok keyifli. oraya kayda değer bir şeyler yazabilmem için de biraz gözlemlemem gerekiyor. e haliyle bu kadar yazarın olduğu bir platformda bu da takdir edersiniz ki hemen olmuyor. ama yazacak bir şeylerim varsa da hemmencik giriyorum çünkü mutlu oluyorlar. döğüşmen guzum, sizlere de yazarız zamanla.
devamını gör...
kimsesizlerinkimiraikkonen
kafasını dinlemek istemiştir diye düşünüyorum zira pistlere veda edeceğini sanmıyorum. bir kaç test sürüşü yapar gelir. geldiğinde damalı bayrağı hep birlikte sallar, şampanyasını patlatır, keyfimize bakarız. olması gereken budur. *
devamını gör...
hakeme küfretmek
hikayenin kahramanı erman toroğlu. kırıkkale'de maç yönetirken tribünden kendisine :
abdülhamit'in saz heyeti ananı boğaz köprüsünün ortasında şaapsın diye küfredilince maçı durdurmuş ve tribüne çıkıp sormuş :
"niye abdülhamit'in saz heyeti?"
36 kişiler de ondan
" niye boğaz köprüsünün ortasında?
her kıtadan duyulsun diye.
abdülhamit'in saz heyeti ananı boğaz köprüsünün ortasında şaapsın diye küfredilince maçı durdurmuş ve tribüne çıkıp sormuş :
"niye abdülhamit'in saz heyeti?"
36 kişiler de ondan
" niye boğaz köprüsünün ortasında?
her kıtadan duyulsun diye.
devamını gör...
sevdiğimiz insanları üzme nedenimiz
sevdiğimiz insanlar üzüldüğünde biz de üzüldüğümüz için üzmeyiz. üzdüklerimiz sevmediklerimiz.
psikolojide buna benzer bir şey vardı ama tam hatırlamıyorum ne olduğunu. hatırladığım kadarıyla anlatmaya çalışacağım sadece. insanoğlu olarak bencil * olduğumuz için sırf kendimiz üzülmeyelim diye, sevdiklerimiz üzülsün istemezmişiz. mesala annemizin annesi hasta oldu, annemiz de haliyle üzülüyor. biz ise anneannemizin hasta olmasından çok annemiz üzüldüğü için, ama daha da çok kendimizi düşündüğümüz * için anneannemizin hasta olmamasını istermişiz. tamamen bencillikten yani.
bu mantıktan hareketle, biz üzülmemek için sevdiklerimizi de üzmeyiz. ne zaman ki üzülmeyeceğiz, o zaman üzeriz. kısacası sevmediklerimizi üzeriz.
psikolojide buna benzer bir şey vardı ama tam hatırlamıyorum ne olduğunu. hatırladığım kadarıyla anlatmaya çalışacağım sadece. insanoğlu olarak bencil * olduğumuz için sırf kendimiz üzülmeyelim diye, sevdiklerimiz üzülsün istemezmişiz. mesala annemizin annesi hasta oldu, annemiz de haliyle üzülüyor. biz ise anneannemizin hasta olmasından çok annemiz üzüldüğü için, ama daha da çok kendimizi düşündüğümüz * için anneannemizin hasta olmamasını istermişiz. tamamen bencillikten yani.
bu mantıktan hareketle, biz üzülmemek için sevdiklerimizi de üzmeyiz. ne zaman ki üzülmeyeceğiz, o zaman üzeriz. kısacası sevmediklerimizi üzeriz.
devamını gör...
doğunun paris'i
bu benzetmeyi kazım karabekir paşa yapmış, onunla da erzurum kentini kastetmiş. burada tarihsel değere sahip kule tipi savunma yapılarına rastlanmış. hem paris, hem erzurum'da da şehri korumak için yaptırılan savunma sistemlerinin benzerliği dolayısıyla bu benzetme yer edinmiş.
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
kesinlikle katılıyorum. çoğu zaman şuraya girdiğimde ülkede ne olmuş/insanların bakış açısı ne diye bakmak için giriyorum ama hiç bir konu benlik değilmiş gibi geliyor. önemli konular gündeme gelmiyor, nadiren yazan olsa da başlık pek kimsenin ilgisini çekmiyor.
devamını gör...
çocukken aşık olunca yapılanlar
derste saçını çekmek.
devamını gör...
empati
adam fawer tarafından yazılan kitapta winter, elijah, charlie gibi özel çocukların yeteneklerinden ve yaşamlarından bahsediyor. onlar gibi yeteneği olan lazzio, dorian, ve valentine de bu maceranın içerisinde yer alıyor. bu insanların özel yeteneği "empati". bu empati; karşısındaki insanların duygularına erişebilmeyi, hissetmeyi ve ayrıca kendi duygularını ve düşüncesini karşısındakine aktarıp onların bilinçlerini etkilemek gibi özellikler içeriyor. bu özel insanların serüveni anlatılan kitap oldukça akıcı bir anlatıma sahip.
devamını gör...
kısıtlamada burada olsam hiç sıkılmam denilen mekan
evimdir. sıkılmıyorum ki ben evde. aylarca çıkma deseler çıkmam
devamını gör...
daha sonra tekrar deneyiniz (yazar)
'kank naber ya, karantina nasıl gidiyor?' dediğim canım yazar.
kanka manka yanlış anlaşılmasın bakın lütfen çakma değil. has, hakiki... koftiden değil yani.
malum bu ara sözlüğümüzün kankalara alerjisi var. arada kaynamayalım. neyse boşverelim bunları.
canımcım pek geçmiş olsun. sayılı gün çabuk geçer eheheh. bu kadar suluyum evet. çünküm bana ses kaydıynan bunu kanıtladı. yani iyi olduğunu. evdekiler de iyi o zaman dans.
naptın o işi ya soramadım bir türlü araya karantina girdi. hani bir yazara gözümüz üzerinde bağğbında başka bir başlıktan gönderme tanım yapacaktın. şunu şunu yaz bunu bunu ekle dediydim. ne oldu o iş? hahahahah. hem daha bir çok tanım duruyor beğenisiz, favsız bak ayıp oluyor. boşuna mu kanka yaptık seni. piiihh sana ya.
ilahi ben ya nasılda çaktırmadan direktif veriyorum cağğğnım kankıma. hiç belli olmuyor değil mi? hahaha.
not: tanımda bulunan kişi, kurum, söylem, itham, iftira, kara bela, fındık kurdu, ohh hadi yandan gibi şeylerin gerçek hayatla ilgisi yoktur. hahahaha.
kanka manka yanlış anlaşılmasın bakın lütfen çakma değil. has, hakiki... koftiden değil yani.
malum bu ara sözlüğümüzün kankalara alerjisi var. arada kaynamayalım. neyse boşverelim bunları.
canımcım pek geçmiş olsun. sayılı gün çabuk geçer eheheh. bu kadar suluyum evet. çünküm bana ses kaydıynan bunu kanıtladı. yani iyi olduğunu. evdekiler de iyi o zaman dans.
naptın o işi ya soramadım bir türlü araya karantina girdi. hani bir yazara gözümüz üzerinde bağğbında başka bir başlıktan gönderme tanım yapacaktın. şunu şunu yaz bunu bunu ekle dediydim. ne oldu o iş? hahahahah. hem daha bir çok tanım duruyor beğenisiz, favsız bak ayıp oluyor. boşuna mu kanka yaptık seni. piiihh sana ya.
ilahi ben ya nasılda çaktırmadan direktif veriyorum cağğğnım kankıma. hiç belli olmuyor değil mi? hahaha.
not: tanımda bulunan kişi, kurum, söylem, itham, iftira, kara bela, fındık kurdu, ohh hadi yandan gibi şeylerin gerçek hayatla ilgisi yoktur. hahahaha.
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
haluk abi efsanesi. 01.38 de sesi yükseltin.
devamını gör...
çin'in üniversite yapacağı caddeye şehit uygurlar caddesi ismini vermek
nereden baksan kral hareket.*
macaristan'ın başkenti budapeşte'nin liberal görüşlü belediye başkanı, kentte çin fudan üniversitesi'nin yapmayı planladığı kampüs bölgesindeki bir caddeye "şehit uygurlar caddesi" adını verdi.
ayrıca belediye aldığı kararla, üniversitenin yapılması planlanan kampüs bölgesindeki diğer bazı cadde isimlerini, "şehit uygurlar caddesi", "özgür hong kong caddesi", "dalai lama caddesi" ve pekin yönetimi tarafından cezaevine konulan katolik piskoposun adına atıfla "xie shiguang caddesi" olarak değiştirdi.
kampüsün yapılması planlanan 9. bölge belediye başkanı baranyi krisztina da facebook hesabından yaptığı paylaşımda, "planlanan çin üniversitesinin çevresindeki kamusal alanlara güzel yeni isimler verdik." ifadesini kullandı.
başbakan yardımcısı zsolt semjen, belediyenin kararını eleştirdi.
buradan
macaristan'ın başkenti budapeşte'nin liberal görüşlü belediye başkanı, kentte çin fudan üniversitesi'nin yapmayı planladığı kampüs bölgesindeki bir caddeye "şehit uygurlar caddesi" adını verdi.
ayrıca belediye aldığı kararla, üniversitenin yapılması planlanan kampüs bölgesindeki diğer bazı cadde isimlerini, "şehit uygurlar caddesi", "özgür hong kong caddesi", "dalai lama caddesi" ve pekin yönetimi tarafından cezaevine konulan katolik piskoposun adına atıfla "xie shiguang caddesi" olarak değiştirdi.
kampüsün yapılması planlanan 9. bölge belediye başkanı baranyi krisztina da facebook hesabından yaptığı paylaşımda, "planlanan çin üniversitesinin çevresindeki kamusal alanlara güzel yeni isimler verdik." ifadesini kullandı.
başbakan yardımcısı zsolt semjen, belediyenin kararını eleştirdi.
buradan
devamını gör...
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
ucuz ahlakçılık
ebeveynleri tarafından desteklenmemek
zorbalık
ebeveynleri tarafından desteklenmemek
zorbalık
devamını gör...
aynen diyen insan
katılıyorum demek var, aynı düşüncedeyim demek var, bu konuda hemfikirim demek var, haklısın paşam demek var, doğru söylüyorsun babacan demek var.
yani başka seçenekler sunarak, dilin zenginlik ve renkliliğinden faydalanmak elimizde.
yani başka seçenekler sunarak, dilin zenginlik ve renkliliğinden faydalanmak elimizde.
devamını gör...
sıradan kişiler için peri masalı
boris vian kitabıdır.
belki de dünya edebiyatının en büyüklerinden olacaktı boris vian. ama mezarlarınıza tüküreceğim isimli kitabının filme uyarlanmasının ardından gittiği galasında geçirdiği kalp krizi sonucu erken yaşta hayatını kaybetti. topu topu 5 roman yazmış olan yazar sadece bu romanları ile değil, yazma ihtimali olan romanlar sayesinde de büyük bir yazardır. matematik konusunda oldukça başarılı olan yazar, belki de bu yüzden iyi bir müzisyendir de. müzik eleştirmenliği ve trompetçilik yapan boris vian, şarkı sözleri de yazmıştır. şarkıcılık, çevirmenlik ve aktörlük de yapmıştır. daha ne yapsın! sanırım vian’ın bir dahi olduğunu peşinen kabullenmek gerek. vian uzun yıllar sansürlenmiş bir yazardır, ülkemize kitaplarıyla ayak basması ise çok daha uzun yıllar almıştır.
işte bu dahi adam- beş yaşında okumayı öğrenmiştir- eşinin hastalığı üzerine onu eğlendirmek için bir masal yazmaya karar verir, bir peri masalı. prens joseph şeker aramak için yola çıkar ve bu yolculuğunda ona barthelemy ve kendisi bir at olan ama bunun farkında olmayan küheylan da eşlik eder. elflerle, trollerle, deniz kızlarıyla, ejderhalarla, çinlilerle, perilerle, böceklerle karşılaştıkları gerçeküstü bir seyahat olur bu. bazen yürüyerek, bazen küheylandan yardım alarak, hatta bazen hem karada hem denizde gidebilen, kendi yaptıkları gemileriyle tamamlala yollarını. tüm masallar gibi bu masalda da zaman kavramı çok garip işler. 2 sene kapalı kaldıkları bir yerden, acıkmaya başalyınca ayrılma fikrine gark olurlar, ki bu son sekiz gün içinde olur. 15 santim yol gittikleri de olur. göz açıp kapayana kadar 100 kilometre gittikleri de. şeker uğruna çekilen bu çilede başalrına gelmeyen kalmaz. bir pislikböceğinin yuvasına yaptıkları kazara bir saldırı sonucunda, dans eden bir çatı penceresini izlemek zorunda kalırlar, pislikböceğinin aşağılanmalaır arasında. küheylan’ın dişi bir trolle zevk dolu dakikalar geçirdiği de olur, geminin kaptanı olup, denizci argosuyla küfürler ve emirler yağdırdığı da. hatta bir define bile bulurlar içi altınlar, kastanyetler ve iki kilo şekerle dolu olan. ama yetinmezler. onlar özgür insanlardır, ya da atlar. her neyse. yeni maceralara atılmak üzere dinlenirler sadece, zaferlerinin ardından.
boris vian’ın okuduğum en eğlenceli eseridir peri masalı. yeri değildir belki ama bu yazıyı vian’ın bir sözüyle bitirmek istedim:
yalnızlık dininiz
örneğin; bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
belki de dünya edebiyatının en büyüklerinden olacaktı boris vian. ama mezarlarınıza tüküreceğim isimli kitabının filme uyarlanmasının ardından gittiği galasında geçirdiği kalp krizi sonucu erken yaşta hayatını kaybetti. topu topu 5 roman yazmış olan yazar sadece bu romanları ile değil, yazma ihtimali olan romanlar sayesinde de büyük bir yazardır. matematik konusunda oldukça başarılı olan yazar, belki de bu yüzden iyi bir müzisyendir de. müzik eleştirmenliği ve trompetçilik yapan boris vian, şarkı sözleri de yazmıştır. şarkıcılık, çevirmenlik ve aktörlük de yapmıştır. daha ne yapsın! sanırım vian’ın bir dahi olduğunu peşinen kabullenmek gerek. vian uzun yıllar sansürlenmiş bir yazardır, ülkemize kitaplarıyla ayak basması ise çok daha uzun yıllar almıştır.
işte bu dahi adam- beş yaşında okumayı öğrenmiştir- eşinin hastalığı üzerine onu eğlendirmek için bir masal yazmaya karar verir, bir peri masalı. prens joseph şeker aramak için yola çıkar ve bu yolculuğunda ona barthelemy ve kendisi bir at olan ama bunun farkında olmayan küheylan da eşlik eder. elflerle, trollerle, deniz kızlarıyla, ejderhalarla, çinlilerle, perilerle, böceklerle karşılaştıkları gerçeküstü bir seyahat olur bu. bazen yürüyerek, bazen küheylandan yardım alarak, hatta bazen hem karada hem denizde gidebilen, kendi yaptıkları gemileriyle tamamlala yollarını. tüm masallar gibi bu masalda da zaman kavramı çok garip işler. 2 sene kapalı kaldıkları bir yerden, acıkmaya başalyınca ayrılma fikrine gark olurlar, ki bu son sekiz gün içinde olur. 15 santim yol gittikleri de olur. göz açıp kapayana kadar 100 kilometre gittikleri de. şeker uğruna çekilen bu çilede başalrına gelmeyen kalmaz. bir pislikböceğinin yuvasına yaptıkları kazara bir saldırı sonucunda, dans eden bir çatı penceresini izlemek zorunda kalırlar, pislikböceğinin aşağılanmalaır arasında. küheylan’ın dişi bir trolle zevk dolu dakikalar geçirdiği de olur, geminin kaptanı olup, denizci argosuyla küfürler ve emirler yağdırdığı da. hatta bir define bile bulurlar içi altınlar, kastanyetler ve iki kilo şekerle dolu olan. ama yetinmezler. onlar özgür insanlardır, ya da atlar. her neyse. yeni maceralara atılmak üzere dinlenirler sadece, zaferlerinin ardından.
boris vian’ın okuduğum en eğlenceli eseridir peri masalı. yeri değildir belki ama bu yazıyı vian’ın bir sözüyle bitirmek istedim:
yalnızlık dininiz
örneğin; bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
devamını gör...

