normal sözlük yazarlarının ses tonları
bugun kalbimi kiran tum yazarlara.. tesekkurler tesekkurler..
devamını gör...
sözlük yazarlarının favori normal sözlük yazarları
isim söylersem alınırsınız hepiniz favorimsiniz canlarım benim. sizleri görünce yıldızlar geçidine dönüyor ortalık.
devamını gör...
karşılıklı anlaşılabilirlik
t: en basit tabiriyle, bir dilin konuşurları ile başka bir dilin konuşurlarının -veya lehçelerin- arasındaki birbirlerini efor sarf etmeden anlayabilme durumu olarak açıklanabilir. bir dilin veya lehçenin "dil" veya "lehçe" olarak adlandırılmasında kullanılan ölçütlerden biridir.
bu karşılıklı anlaşabilme oranı iki dil arasında farklı derecelerde olabilir. örneğin, biz azerbaycan türkçesini, -yüzdeleri tam hatırlamamakla birlikte- %60-70 oranında, azerbaycan türkçesi konuşurları ise bizi %80-90 oranında anlamaktadırlar. bu bölgeden bölgeye bile değişmektedir. sebebi ise, kuvvetle muhtemel, azerbaycan türkçesi konuşurlarının bizden daha fazla arapça, farsça ve rusça sözcük kullanması olmalıdır. yani, sözcüksel farklardır. tabii, ufak tefek gramer farklılıkları da anlaşılma oranlarına etki edebilir. örneğin, doğu anadolu ağızları azerbaycan türkçesine hem gramer hem sözcüksel olarak daha yakındır, bu yüzden karşılıklı anlaşılabilirlik daha fazladır. şu makalede, türk dilleri arasındaki mevzu bahis konu genişçe ele alınmaktadır.
talat tekin, türk dilleri arasında karşılıklı anlaşılabilirlik oranı az olduğu için birçok türkolog'un aksine onlara "lehçe" yerine "dil" der. türkoloji eleştirileri'nde bu konu üzerinde çokça durur, türk dilleri arasında birçok cümle karşılaştırması yapar. örneğin;
bu karşılıklı anlaşabilme oranı iki dil arasında farklı derecelerde olabilir. örneğin, biz azerbaycan türkçesini, -yüzdeleri tam hatırlamamakla birlikte- %60-70 oranında, azerbaycan türkçesi konuşurları ise bizi %80-90 oranında anlamaktadırlar. bu bölgeden bölgeye bile değişmektedir. sebebi ise, kuvvetle muhtemel, azerbaycan türkçesi konuşurlarının bizden daha fazla arapça, farsça ve rusça sözcük kullanması olmalıdır. yani, sözcüksel farklardır. tabii, ufak tefek gramer farklılıkları da anlaşılma oranlarına etki edebilir. örneğin, doğu anadolu ağızları azerbaycan türkçesine hem gramer hem sözcüksel olarak daha yakındır, bu yüzden karşılıklı anlaşılabilirlik daha fazladır. şu makalede, türk dilleri arasındaki mevzu bahis konu genişçe ele alınmaktadır.
talat tekin, türk dilleri arasında karşılıklı anlaşılabilirlik oranı az olduğu için birçok türkolog'un aksine onlara "lehçe" yerine "dil" der. türkoloji eleştirileri'nde bu konu üzerinde çokça durur, türk dilleri arasında birçok cümle karşılaştırması yapar. örneğin;
devamını gör...
ağlayan dulun evi
yer: ukrayna
kiev şehrinde mimari bir dönüm noktası olan lyuteranska caddesi 23 numarada bulunan bir yapıt. 1907 yılında zengin bir tüccar olan serhiy arshavskyi tarafından yaptırıldı. ama mimari yapısı sebebiyle sahibini bile unutturdu. “ağlayan dulun evi” adını bu eski evin cephesini süsleyen kadın yüzü şeklindeki taş kabartmadan alıyor. yağmur yağdığında bu taş kabartmadan sular akıyor. yağmurun tesiriyle taş kabartma ağlayan bir kadının yüzüne dönüşüyor.
kiev şehrinde mimari bir dönüm noktası olan lyuteranska caddesi 23 numarada bulunan bir yapıt. 1907 yılında zengin bir tüccar olan serhiy arshavskyi tarafından yaptırıldı. ama mimari yapısı sebebiyle sahibini bile unutturdu. “ağlayan dulun evi” adını bu eski evin cephesini süsleyen kadın yüzü şeklindeki taş kabartmadan alıyor. yağmur yağdığında bu taş kabartmadan sular akıyor. yağmurun tesiriyle taş kabartma ağlayan bir kadının yüzüne dönüşüyor.
devamını gör...
son günlerde en çok dinlediğin şarkıdan bir söz bırak
"... soran yok bilen yok ben ne haldeyim."
devamını gör...
geceye bir 90'lar şarkısı bırak
asya-vurulmuşum sana.
devamını gör...
koca memleket kadınlara telli duvarlı cezaevine döndü
"röportaj yaptığım iki kadın ise evlilikleri boyunca dövülmüş ve işkence görmüştü. biri yıllarca kocası tarafından başka erkeklere pazarlanmıştı. yine de mutluydu ama. niye mi dersiniz? “kendimi burada özgür ve emniyette hissediyorum” demişti 24 yıl ceza alan kadın. dövülmüyor, satılmıyor diye minnettardı cezaevine."
erkek öldürünce 10 yıl (ben demiyorum, röportajı okuyun), kadın öldürünce 24 yıl.
sorarlarsa türkiye'de adalet var ve herkese eşit işliyor dersiniz...
sadece kadın ve çocuk cinayetleri için söylemiyorum; herhangi birini kasten öldürmenin cezası gerçekten müebbet hapis olsa, cinayet oranları dibe vurur. bir de nefsi müdafaa hakkını gerçek anlamda verirseniz insanlara, kimse kimseyi satmaya ya da öldüresiye dövmeye cesaret bile edemez.
isteseler, önlerler. istemiyorlar, biliyoruz!
vicdansızlar yüzünden zorunlu ekleme: kansızlar hemen başlık altına doluşmuşlar "abartın, sektirin gidin" gibi söylemlerle; sizin gelmişinizi geçmişinizi, soyunuzu sopunuzu duvardan duvara vurmak lazım! dua edin de benim kafa yapımdaki biri bu ülkede gücü ele geçirmesin, ölüp de cehennemin dibine gitmeyi cennete girmek sayarsınız! aşağılık yaratıklar sizi!
erkek öldürünce 10 yıl (ben demiyorum, röportajı okuyun), kadın öldürünce 24 yıl.
sorarlarsa türkiye'de adalet var ve herkese eşit işliyor dersiniz...
sadece kadın ve çocuk cinayetleri için söylemiyorum; herhangi birini kasten öldürmenin cezası gerçekten müebbet hapis olsa, cinayet oranları dibe vurur. bir de nefsi müdafaa hakkını gerçek anlamda verirseniz insanlara, kimse kimseyi satmaya ya da öldüresiye dövmeye cesaret bile edemez.
isteseler, önlerler. istemiyorlar, biliyoruz!
vicdansızlar yüzünden zorunlu ekleme: kansızlar hemen başlık altına doluşmuşlar "abartın, sektirin gidin" gibi söylemlerle; sizin gelmişinizi geçmişinizi, soyunuzu sopunuzu duvardan duvara vurmak lazım! dua edin de benim kafa yapımdaki biri bu ülkede gücü ele geçirmesin, ölüp de cehennemin dibine gitmeyi cennete girmek sayarsınız! aşağılık yaratıklar sizi!
devamını gör...
michel faber
eserlerini ingilizce veren, 1960 hollanda doğumlu yazar.
türkçeye çevrilen eserleri:
derinin altında (kitap)
yüz doksan dokuz basamak (kitap)
cesaret beşlisi (kitap)
yağmur yağmalı (kitap)
günahkar kırmızı masum beyaz (kitap)
aslında hepimiz aynıyız (kitap)
ateş müjdesi (kitap)
türkçeye çevrilen eserleri:
derinin altında (kitap)
yüz doksan dokuz basamak (kitap)
cesaret beşlisi (kitap)
yağmur yağmalı (kitap)
günahkar kırmızı masum beyaz (kitap)
aslında hepimiz aynıyız (kitap)
ateş müjdesi (kitap)
devamını gör...
bir süper gücün olacak ama
kızımla oynadığım komik oyun.
oyun şöyle: iki veya daha fazla kişi oynar. biri bir süper güç seçer, onun yanındaki de bu süper gücün neye mâl olacağını söyler. sonra da kendi süper gücünü söyler.
for example:
-benim süper gücüm her şeyi kaldırabilmek.
+ama sadece 25cm kaldırabilirsin ve kaldırırken de yüksek sesle gaz çıkarırsın. benim süper gücüm görünmez olabilmek.
-görünmez olabilirsin ama etrafında seni görebilecek hiç kimse yokken.
gibi.
modların yüksek iznine sığınarak burada da bu oyunu oynamak istiyorum. benden sonra yazan süper gücümün neye mâl olacağını yazsın sonra da kendi süper gücünü yazsın. belli mi olur belki tutar.
benim süper gücüm düşünceleri okuyabilmek.
oyun şöyle: iki veya daha fazla kişi oynar. biri bir süper güç seçer, onun yanındaki de bu süper gücün neye mâl olacağını söyler. sonra da kendi süper gücünü söyler.
for example:
-benim süper gücüm her şeyi kaldırabilmek.
+ama sadece 25cm kaldırabilirsin ve kaldırırken de yüksek sesle gaz çıkarırsın. benim süper gücüm görünmez olabilmek.
-görünmez olabilirsin ama etrafında seni görebilecek hiç kimse yokken.
gibi.
modların yüksek iznine sığınarak burada da bu oyunu oynamak istiyorum. benden sonra yazan süper gücümün neye mâl olacağını yazsın sonra da kendi süper gücünü yazsın. belli mi olur belki tutar.
benim süper gücüm düşünceleri okuyabilmek.
devamını gör...
oasis
wonderwall adlı parçaları, amerika'nın akdeniz akşamlarıdır denir. öyle bir müzik grubu.*
arkadaşlar anlayacağınız, kealiforniya'da bir sahile giderseniz ve elinize bir gitar tutuşturulursa* wonderwall çalmalısınız.
çünkü neden olmasın. because maybeeee...
ani not: bu adamlar ingilizmiş lan. tanım yalan oldu. ingiltere'nin akdeniz akşamlarıdır o zaman belki de. neyse, rezil olduk.*
arkadaşlar anlayacağınız, kealiforniya'da bir sahile giderseniz ve elinize bir gitar tutuşturulursa* wonderwall çalmalısınız.
çünkü neden olmasın. because maybeeee...
ani not: bu adamlar ingilizmiş lan. tanım yalan oldu. ingiltere'nin akdeniz akşamlarıdır o zaman belki de. neyse, rezil olduk.*
devamını gör...
özgürlükten kaçış
bir erich fromm kitabıdır.
bir şeyler okursunuz veya öğrenirsiniz "vay be dersiniz" öyle bir kitap. aydınlatıcı ve zihin açıcı bir kitap. kitabı genel olarak çok beğendim çok büyük dersler çıkardım. okurken düşündüm. her kitabı okurken düşünürsünüz ama bazı kitapları okurken daha fazla düşünürsünüz özgürlükten kaçış öyle bir kitap.
yazar özgürlükten neden kaçtığımızı analiz ederek bize anlatıyor. gözlemlerini bizlere sunuyor. insan neden güce teslim olur ? insan neden özgürlükten kaçar ? insan neden diktatörlere teslim olur gibi soruların cevabını arıyor. gözlemleri ve tespitleri çok başarılı buldum okurken keyif aldım. bazı yerlerde sıkıldım ve zorlandım. bazı yerleri manasız ve zor buldum ama genel olarak çok beğendim.
kitabın çevirisini sevmedim. çevirmen kişi biraz zorlama bir çeviri yapmış. bazı kelimeler manasız şekilde kullanılmış. kitapta bir sürü usdışı, yetki, ussallaştırma gibi kelimeler vardı. bir yerden sonra sinirimi bozdu.
bireyselliğin yok edilmesi. özgürlüğün elden alınması ve bunun farkında olmamak bir robota dönüşmek gibi olaylar çok güzel anlatılmış. dediğim gibi aydınlatıcı bir kitap.
benim elimde olan kitap payel yayınları tarafından basılmış bir kitaptı. çeviriyi ise şemsa yeğin yapmış. kitabı okumayanlar için kitabın içeriğini aşağıya yazacağım belki ilginizi çeker okumak istersiniz.
1. özgürlük bir ruh bilimsel sorun mu ?
2. bireyin ortaya çıkışı ve özgürlük kavramı
3. reform çağında özgürlük
* ortaçağ geçmişi ve rönesans
*reformasyon dönemi
4.çağdaş insan açısından özgürlüğün iki yönü
5. kaçış mekanizmaları
*yetkecilik
*yıkıcılık
*robot uyumluluğu (en sevdiğim bölümdü)
6.nazizim psikolojisi
7. özgürlük ve demokrasi
*bireysellik yanılsaması
*özgürlük kendiliğindenlik
ek: kişilik ve toplumsal süreç.
yukarıda bahsettiğim bölümlerin hepsini çok sevdiğimi söyleyemem. bazı bölümlerde sıkıldım sanırım karışık gelmesinden dolayı. bazı bölümleri ise çok sevdim. gerçekle karşılaştım. kitapta bazı yazarlardan verilen örnekleri ve yazarın kendi verdiği örnekleri doyurucu buldum.
dönüp baktığımda iyi ki okumuşum dediğim bir kitap. ileride tekrar okumayı istiyorum. böyle kitaplar bir kere okumayla tam olarak anlaşılacak kitaplar değildirler. bir sonraki okumamda kaçırdığım yerleri veya detayları buraya eklerim.
not: kitabı pdf olarak okudum isteyenlere gönderebilirim. portakal atmaya üşeniyorsanız da internette rahatça bulabilirsiniz. okuyacaklar olursa iyi okumalar.
bir şeyler okursunuz veya öğrenirsiniz "vay be dersiniz" öyle bir kitap. aydınlatıcı ve zihin açıcı bir kitap. kitabı genel olarak çok beğendim çok büyük dersler çıkardım. okurken düşündüm. her kitabı okurken düşünürsünüz ama bazı kitapları okurken daha fazla düşünürsünüz özgürlükten kaçış öyle bir kitap.
yazar özgürlükten neden kaçtığımızı analiz ederek bize anlatıyor. gözlemlerini bizlere sunuyor. insan neden güce teslim olur ? insan neden özgürlükten kaçar ? insan neden diktatörlere teslim olur gibi soruların cevabını arıyor. gözlemleri ve tespitleri çok başarılı buldum okurken keyif aldım. bazı yerlerde sıkıldım ve zorlandım. bazı yerleri manasız ve zor buldum ama genel olarak çok beğendim.
kitabın çevirisini sevmedim. çevirmen kişi biraz zorlama bir çeviri yapmış. bazı kelimeler manasız şekilde kullanılmış. kitapta bir sürü usdışı, yetki, ussallaştırma gibi kelimeler vardı. bir yerden sonra sinirimi bozdu.
bireyselliğin yok edilmesi. özgürlüğün elden alınması ve bunun farkında olmamak bir robota dönüşmek gibi olaylar çok güzel anlatılmış. dediğim gibi aydınlatıcı bir kitap.
benim elimde olan kitap payel yayınları tarafından basılmış bir kitaptı. çeviriyi ise şemsa yeğin yapmış. kitabı okumayanlar için kitabın içeriğini aşağıya yazacağım belki ilginizi çeker okumak istersiniz.
1. özgürlük bir ruh bilimsel sorun mu ?
2. bireyin ortaya çıkışı ve özgürlük kavramı
3. reform çağında özgürlük
* ortaçağ geçmişi ve rönesans
*reformasyon dönemi
4.çağdaş insan açısından özgürlüğün iki yönü
5. kaçış mekanizmaları
*yetkecilik
*yıkıcılık
*robot uyumluluğu (en sevdiğim bölümdü)
6.nazizim psikolojisi
7. özgürlük ve demokrasi
*bireysellik yanılsaması
*özgürlük kendiliğindenlik
ek: kişilik ve toplumsal süreç.
yukarıda bahsettiğim bölümlerin hepsini çok sevdiğimi söyleyemem. bazı bölümlerde sıkıldım sanırım karışık gelmesinden dolayı. bazı bölümleri ise çok sevdim. gerçekle karşılaştım. kitapta bazı yazarlardan verilen örnekleri ve yazarın kendi verdiği örnekleri doyurucu buldum.
dönüp baktığımda iyi ki okumuşum dediğim bir kitap. ileride tekrar okumayı istiyorum. böyle kitaplar bir kere okumayla tam olarak anlaşılacak kitaplar değildirler. bir sonraki okumamda kaçırdığım yerleri veya detayları buraya eklerim.
not: kitabı pdf olarak okudum isteyenlere gönderebilirim. portakal atmaya üşeniyorsanız da internette rahatça bulabilirsiniz. okuyacaklar olursa iyi okumalar.
devamını gör...
bilal göregen
nabza göre şerbetin vücut bulmuş olduğu kişidir. kendisini severim ama biraz duruşu olmasını istediğim insandır.
devamını gör...
çayı şekersiz içenler terör örgütü
çayı şekersiz içenler var. içsinler, eyvallah ama böyle basit bir tercihi, kalite göstergesi sanmanın gereği yok. sonuçta şekersiz çay içen 150 yıl yaşamıyor.
devamını gör...
ak parti'nin z kuşağının aileleriyle iletişime geçmesi
hiç bir işe yaramayacak eylemdir. kime oy vereceğimizi biliyoruz.
devamını gör...
kadınların erkeklerden beklentileri
kaldırım değiştirmeme sebep olmayın yeter.
devamını gör...
normal sözlük'ün 35 yaş istilasına uğramış olması
kaçak çay içmiyorum ama geçen çocuğun biri 'pardon teyze' dedi. o sayılır heralde...'pardon abla' derlerdi çünkü 34 yaşındayken. 35 olunca değişti işler.. 35 olunca çok değişiyor zaten. arabayı satıp 2002 model birşeyler bakayım diyorum. bu bana fazla... bir de mezar mı alsam, yoksa sayfiye yeri mi karar veremedim. ama mezarı 37de filan alayım diyorum.
hasta mısın çocuğum sen? sen neyin kafasını yaşıyorsun, hiç mi ilgi görmedin hayatında? bir de yaşlılar kendini ifşa etti diye eğlenmiş... zevzek...
hasta mısın çocuğum sen? sen neyin kafasını yaşıyorsun, hiç mi ilgi görmedin hayatında? bir de yaşlılar kendini ifşa etti diye eğlenmiş... zevzek...
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
90'lı yılların pop şarkıları.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
ben anlamam penaltı,ofsayt,şut
taç yaparım kendime bulup buluşturup
gösterdim kartımı, senin ki faul
pas geçtim seni,vurdum kaleye goal...
taç yaparım kendime bulup buluşturup
gösterdim kartımı, senin ki faul
pas geçtim seni,vurdum kaleye goal...
devamını gör...

