normalleşmiş garip olaylar
şu an benim bunu 10 metrekare kapalı bir alandan yazıyor olmam ve sizin görebilmeniz.
devamını gör...
türkiye'de ırkçılık sorunu
ermeni, kürt, çingene, pontus, suriyeli, gibi kelimelerin hakaret olarak kullanıldığı türkiye'de var olan sorundur. londra belediyesinin şu andaki başkanı pakistan kökenli bir müslüman. yunan kökenli birinin türkiye'de belediye başkanı olabileceğini düşünebiliyor musunuz? imamoğlu'na seçilmesin diye pontus dendiğini hatırlayınca cevabım hayır oluyor.
devamını gör...
minibüs şoförü
(bkz: eski mesleğim)
özet geç diyenler için bu kadar yeter, aşağısı hep uzun.
sene 2013,belki hayatımın en güzel yılları belki 1 sene daha var, bilmiyorum. ev açmışım kendime, kocaman manzaralı, yalnız yaşıyorum, hafta sonları çocuklar geliyor, bir de hatun var hayatımda beni boşu boşuna adam etmeye çalışıyor, işim güzel, maaşallah bana.
ev buca'da, hafif nokta atışı da vereyim, evka-1 dolmuş son duraklarının hemen dibi, bir müddet sonra komşularla tanışmaya başladık, biri minibüs şöförü, arada arabada da denk gelip laflıyoruz. ben yine her zamanki yalaka halimle muhabbet ediyorum, adam çok efendi, beni (bazen bizi) yemeğe filan çağırıyor, bazen biz onları.
her neyse, bi gün bana "abi sen benim arabayı kullanabilir misin?" dedi, araba dediği de j9, pırıl pırıl şerefsiz.
"kullanırım" dedim, "ya senden bir ricam olacak, gel sana işin piçliğini anlatayım, bir tur atalım, durakları filan göstereyim, kafana yatarsa pazar sabahı ilk sefer benim, arabayı 5.30 da çıkarmam gerekiyor duraktan ama hanımla denize gidecektik, laf edip duruyor" dedi.
tamam eyvallah da, bende sadece b sınıfı ehliyet var, ya bişi olursa diye sordum, "abi bas konuşa dikkat et, bir de önder'e* yakalanma yeter, zaten saat 9 gibi öbür şöför alacak senden arabayı" dedi, eyvallah, tam benlik bir şey! hayatta ıskalamam!
ve macera başladı,
pazar sabahı 5.30 da marşa basıp çıktım yola, tek dert j9'un turunun olmaması, ona da alıştım. sabahın körü zaten, bi de pazar.
böyle böyle başladım bu işi yapmaya, manyak bir iş, yol, trafik, bas konuş, dakika takmamaya dikkat etme, müşteri, polis ne ararsan var, deli bi dünya!
diğer şoförler baktılar yapıyorum bu işi, onlar da rica etmeye başladı ajhhahaha cumartesi pazar ilk seferi olup biraz uyumak isteyen kim varsa elinde anahtar, kapımda. hahhahaha kış boyunca çalıştım böyle kaçak göçek ama çok zevkli, ya da ben su katılmamış deli olduğum için bana iyi geldi, bilmiyorum.
not 1 : o ağustos akşamında manita koltuğuna oturup bana gülümseyen sarı saçlım, seni de unutmadım. vites atarken 5 saniye havada kalan o kol senin içindi bebeğim ahahahah
not 2 : aranızda minibüs'e bindiğinde çalan yunanca şarkılara, bocelli aryalarına, rammstein böğürmelerine şaşıran varsa bilin ki o şöför bendim
özet geç diyenler için bu kadar yeter, aşağısı hep uzun.
sene 2013,belki hayatımın en güzel yılları belki 1 sene daha var, bilmiyorum. ev açmışım kendime, kocaman manzaralı, yalnız yaşıyorum, hafta sonları çocuklar geliyor, bir de hatun var hayatımda beni boşu boşuna adam etmeye çalışıyor, işim güzel, maaşallah bana.
ev buca'da, hafif nokta atışı da vereyim, evka-1 dolmuş son duraklarının hemen dibi, bir müddet sonra komşularla tanışmaya başladık, biri minibüs şöförü, arada arabada da denk gelip laflıyoruz. ben yine her zamanki yalaka halimle muhabbet ediyorum, adam çok efendi, beni (bazen bizi) yemeğe filan çağırıyor, bazen biz onları.
her neyse, bi gün bana "abi sen benim arabayı kullanabilir misin?" dedi, araba dediği de j9, pırıl pırıl şerefsiz.
"kullanırım" dedim, "ya senden bir ricam olacak, gel sana işin piçliğini anlatayım, bir tur atalım, durakları filan göstereyim, kafana yatarsa pazar sabahı ilk sefer benim, arabayı 5.30 da çıkarmam gerekiyor duraktan ama hanımla denize gidecektik, laf edip duruyor" dedi.
tamam eyvallah da, bende sadece b sınıfı ehliyet var, ya bişi olursa diye sordum, "abi bas konuşa dikkat et, bir de önder'e* yakalanma yeter, zaten saat 9 gibi öbür şöför alacak senden arabayı" dedi, eyvallah, tam benlik bir şey! hayatta ıskalamam!
ve macera başladı,
pazar sabahı 5.30 da marşa basıp çıktım yola, tek dert j9'un turunun olmaması, ona da alıştım. sabahın körü zaten, bi de pazar.
böyle böyle başladım bu işi yapmaya, manyak bir iş, yol, trafik, bas konuş, dakika takmamaya dikkat etme, müşteri, polis ne ararsan var, deli bi dünya!
diğer şoförler baktılar yapıyorum bu işi, onlar da rica etmeye başladı ajhhahaha cumartesi pazar ilk seferi olup biraz uyumak isteyen kim varsa elinde anahtar, kapımda. hahhahaha kış boyunca çalıştım böyle kaçak göçek ama çok zevkli, ya da ben su katılmamış deli olduğum için bana iyi geldi, bilmiyorum.
not 1 : o ağustos akşamında manita koltuğuna oturup bana gülümseyen sarı saçlım, seni de unutmadım. vites atarken 5 saniye havada kalan o kol senin içindi bebeğim ahahahah
not 2 : aranızda minibüs'e bindiğinde çalan yunanca şarkılara, bocelli aryalarına, rammstein böğürmelerine şaşıran varsa bilin ki o şöför bendim
devamını gör...
havuçlu tarçınlı kek
dünyanın en güzel kekidir hatta biraz da çikolatalı sos dökülmesi tadını katlar.
devamını gör...
yoldaş benjamin'in alkolik olması
aramızda para toplayıp bir kasa portakal gönderdik kendilerine.
satıp votka almış, yakışmadı yoldaş benjamin franklin.
satıp votka almış, yakışmadı yoldaş benjamin franklin.
devamını gör...
haz duyulan küçük sapıklıklar
parmaklarımı birbirinin içinden geçirmek
eciş bücüş şekillere sokmak.
eciş bücüş şekillere sokmak.
devamını gör...
rembetiko
mübadelede türkiye'den yunanistan'a göç etmek zorunda kalan rumların "pis turco" "turkosporos" gibi sözcüklerle aşağılandığı ve toplumun dışında, yerleştirildikleri atina gettolarında oluşturduğu varoş kültürün örneği harika müzik türüdür. bir çeşit yunan bluesdur. tüm göç hikayelerinde olduğu gibi rembetikonun notalarında da yarım kalmış, tamamlanmayı bekleyen acı ve hüzün dolu hayatlar vardır.
devamını gör...
kung fu panda 2
2011 yapımı macera, çocuk, komedi, animasyon filmidir.
devam filmi niteliğinde olan bu filmin yönetmenliğini ilk filmi yöneten yönetmen değilde jenneffer yuh nelson yapmıştır. seneristleri ilk filmdede olduğu gibi jonathan aibel ve glenn berger'dir.
po hayalini gerçekleştirdi ve ejderha savaşçı oldu. istenmediği dışlandığı ekibe kendini kabul ettirdi ilk filmde. şaşkın, sakar, sevimli po bu sefer iç huzurunu arayacak.
filmin sloganı şu 'nasıl başladığının bir önemi yok. önemli olan şuan ne olmak istediğin'dir.' başlangıcına, yaşadıklarına, geçmişine takılıp ben hiç bir şeyim deme ben ne olmak istiyorum de'diyor. po bu filmde kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor. geçmişten gelen bir tavuskuşu onun kafasını karıştırıyor ve iç huzurunu yakalanmasını engelliyor. ve önce kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor.
po ve öfkeli beşli yani kaplan, maymun, turna, engerek ve mamtis'le huzur vadisini koruyorlar. geçmişten gelen tavuskulu lord shed'in adamlarıyla karşılaşıyor ve tüm çinde lord shed'i ve kung fu'yu bitirmek üzere geliştirdiği silahını arıyorlar. macera böylece başlıyor.
bu filmde yapımcı değişiyor ve dreamwork animation'dan çıkıyor film. shrek'in yapımcısı. daha canlı daha hareketli daha duygusal bir yapım bekliyor yani bizi.
karakterler bu filmde daha derinlemesine analiz ediliyor. arkadaşlık ve dostluk kavramlarına değiniliyor ve adeta kişisel gelişim kitaplarına taş çıkaracak mahiyette mesajlar veriyor. 'bu zamana kadar ne olduğun değil, bundan sonra olacağın seni sen yapan.'
filmde fazlaca aksiyon ve hareket mevcut. sürekli devam eden savaş ve vurdu kırdı sahneleri var. bazen uçlarda kadar yaklaşıyor film neyse ki po'nun sevimli halleri yumuşatıyor bu sahneleri ki çocuk izleyicileri de kendine çekebiliyor.
özellikle son sahne adeta şölen kıvamında. tüm izleyicilerin beğenisini kazanıyor. ailecek izlenebilecek güzel bir film.
iyi seyirler...
seslendirme ekibi,
po (okan yalabık)
tigress (deniz uğur)
shifu (köksal engür)
shen (aydoğan temel)
monkey (murat aydın)
mantis (kadir çermik)
viper (deniz çakır)
crane (altan erkekli)
mr. ping (ahmet eres)
soothsayer (bedia ener)
wolf boss (fatih özacun)
master storming ox (galip erdal)
master croc (melih ceylan)
master thundering rhino (ege aydan)
devam filmi niteliğinde olan bu filmin yönetmenliğini ilk filmi yöneten yönetmen değilde jenneffer yuh nelson yapmıştır. seneristleri ilk filmdede olduğu gibi jonathan aibel ve glenn berger'dir.
po hayalini gerçekleştirdi ve ejderha savaşçı oldu. istenmediği dışlandığı ekibe kendini kabul ettirdi ilk filmde. şaşkın, sakar, sevimli po bu sefer iç huzurunu arayacak.
filmin sloganı şu 'nasıl başladığının bir önemi yok. önemli olan şuan ne olmak istediğin'dir.' başlangıcına, yaşadıklarına, geçmişine takılıp ben hiç bir şeyim deme ben ne olmak istiyorum de'diyor. po bu filmde kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor. geçmişten gelen bir tavuskuşu onun kafasını karıştırıyor ve iç huzurunu yakalanmasını engelliyor. ve önce kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor.
po ve öfkeli beşli yani kaplan, maymun, turna, engerek ve mamtis'le huzur vadisini koruyorlar. geçmişten gelen tavuskulu lord shed'in adamlarıyla karşılaşıyor ve tüm çinde lord shed'i ve kung fu'yu bitirmek üzere geliştirdiği silahını arıyorlar. macera böylece başlıyor.
bu filmde yapımcı değişiyor ve dreamwork animation'dan çıkıyor film. shrek'in yapımcısı. daha canlı daha hareketli daha duygusal bir yapım bekliyor yani bizi.
karakterler bu filmde daha derinlemesine analiz ediliyor. arkadaşlık ve dostluk kavramlarına değiniliyor ve adeta kişisel gelişim kitaplarına taş çıkaracak mahiyette mesajlar veriyor. 'bu zamana kadar ne olduğun değil, bundan sonra olacağın seni sen yapan.'
filmde fazlaca aksiyon ve hareket mevcut. sürekli devam eden savaş ve vurdu kırdı sahneleri var. bazen uçlarda kadar yaklaşıyor film neyse ki po'nun sevimli halleri yumuşatıyor bu sahneleri ki çocuk izleyicileri de kendine çekebiliyor.
özellikle son sahne adeta şölen kıvamında. tüm izleyicilerin beğenisini kazanıyor. ailecek izlenebilecek güzel bir film.
iyi seyirler...
seslendirme ekibi,
po (okan yalabık)
tigress (deniz uğur)
shifu (köksal engür)
shen (aydoğan temel)
monkey (murat aydın)
mantis (kadir çermik)
viper (deniz çakır)
crane (altan erkekli)
mr. ping (ahmet eres)
soothsayer (bedia ener)
wolf boss (fatih özacun)
master storming ox (galip erdal)
master croc (melih ceylan)
master thundering rhino (ege aydan)
devamını gör...
defalarca izlenen filmler
inception.
her izlediğimde yeni birşey farkederim.
her izlediğimde yeni birşey farkederim.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
(bkz: kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü) ile birlikte toplu şekilde discord sunucusunda dinlediğimiz programdır. bugün için ayrılan neşeli şarkılar köşesi modumuzu ciddi anlamda yükseltmeye başladı. birazdan kulüpçe kalkıp oynayacağız. *
devamını gör...
online alışveriş
rahat alışveriştir. parmağınızı kaydıra kaydıra alırsınız ne güzel. fakat sıkıntı yarattığı durumlar da olmuyor değil. geçen aldığım bir üründen sonra kartı kopyalmışlar herhalde. bir mesaj geldi. vatandaşın teki benim kartla pizza yemiş. hayır vizyonsuzluğuna mı üzüleyim, kartı tekrar çıkarmak zahmetlerine girdiğime mi?
neyse afiyet olsun kardeş.
neyse afiyet olsun kardeş.
devamını gör...
4 yaşındaki kızını damdan aşağıya atmaya çalışan baba
ortaçağı yaşıyoruz resmen ya, ne hastalıklı bir toplum bu böyle.
devamını gör...
zihgir
zihgir farsça bir kelimedir ve kelime anlamı "kiriş tutan, kirişin kontrolünü sağlamak" anlamına gelmektedir. genelde zihgir metal, akrilik, deri ve boynuz gibi maddelerden yapılmaktadır. zihgirde dikkat edilecek en önemli husus okçunun parmağında rahatlıkla hareket edip ileri ve geri hareket etmesidir. dar gelen bir zihgir okçunun parmağında bir çok sakatlanmaya meydan verebilir. zihgir bol geliyorsa iç kısmına deriden kaş yapılabilir. uzun süre ok atan okçuların baş parmak boğumunda nasır oluşması normaldir. bu nasır aynı zamanda zihgirin parmağa tam oturmasına sebep olup, zihgirin parmaktan kontrolsüzce çıkıp gitmesini engeller. okçu profesyonelleştikçe kendisi için en ideal zihgiri parmağında sabitleyecektir.
zihgir 3 bölümden meydana gelir. damak, kaş ve eşik;
•zihgirin kirişe temas eden kısmına "eşik" denir.
•başparmağı korumak için yapılan deri parçasına kaş denir.
•okçunun başparmağının etli kısmının yaralanmasını önlemek için zihgirin uzun kısmına "damak" denir.
not!: metal zihgirlerde dikkat edilmesi gereken husus ise metalin keskin bir yerinin olmaması gerekmektedir. aksi durumda okçunun parmağını yaralar.
zihgir 3 bölümden meydana gelir. damak, kaş ve eşik;
•zihgirin kirişe temas eden kısmına "eşik" denir.
•başparmağı korumak için yapılan deri parçasına kaş denir.
•okçunun başparmağının etli kısmının yaralanmasını önlemek için zihgirin uzun kısmına "damak" denir.
not!: metal zihgirlerde dikkat edilmesi gereken husus ise metalin keskin bir yerinin olmaması gerekmektedir. aksi durumda okçunun parmağını yaralar.
devamını gör...
anayasamız kuran olsun
şeriat kanunları ile yönetilmek isteyenlere kötü haber: kuran'da kul hakkına girmek, yalan söylemek, gıybet etmek, hırsızlık yapmak, kısaca pek çok kötülük yasak. yani bilin de, "şeriat şeriat" diye bağırırken bir gelir, artık elinizi mi keserler kafanızı mı bilmem. zira inandığınızı söylediğiniz dinden pratikte pek bir uzaksınız... sadece ramazan'da oruç tutup cumaya gidince müslüman olunmuyor.
(bkz: münafık)
(bkz: münafık)
devamını gör...
uzayda piknik
arkadi strugatski ve boris strugatski kardeşlerin muhteşem romanıdır. bilimkurgu dünyasında güçlerini birleştirip voltranı oluşturan biraderler harikalar yaratmak konusunda oldukça cömerttir. daha önce kendileri hakkındaki hayranlığımı yokuştaki salyangoz kitabı ile ilgili yazdığım tanımda belirtmiştim.
uzaylılarla ilgili aklımızdan geçen her şey yanlış olabilir. fiziksel olarak gözümüzde canlandırdığımızdan çok farklı görünüyor olabilirler. yeşil olmayabilirler mesela. görünmez bile olabilirler hatta. kullandıkları lisan hiç ummadığımız bir şekilde olabilir. dil kullanmıyor da olabilirler. belki telepati kullanıyor bile olabilirler. medeni olmayabilirler umduğumuz kadar, ya da o kadar zeki olmayabilirler.
uzaylıların bize bakış açıları da çok beklenmedik olabilir. belki bizi hiç ciddiye almıyorlar. otobanda yanından geçerken bakmadığımız bir kasaba gibi görüyor olabilir mesela bizi. ya da arada bir ziyaret ettikleri ve hoş vakit geçirdikleri bir hayvanat bahçesiyiz onlar için. ya da bizi o kadar önemsemiyorlardır. mesela pikniğe gelip çöplerini bırakıp döndükleri bir ormanlık alan olabiliriz onlar için.
iki tarafın birbirlerine bakış açısını anlamamız belki asla mümkün olmayacak ama en azından bir yere kadar fikir yürüyebiliriz belki.
gerçekten bilemiyorum. siz okuyup karar verin.
uzaylılarla ilgili aklımızdan geçen her şey yanlış olabilir. fiziksel olarak gözümüzde canlandırdığımızdan çok farklı görünüyor olabilirler. yeşil olmayabilirler mesela. görünmez bile olabilirler hatta. kullandıkları lisan hiç ummadığımız bir şekilde olabilir. dil kullanmıyor da olabilirler. belki telepati kullanıyor bile olabilirler. medeni olmayabilirler umduğumuz kadar, ya da o kadar zeki olmayabilirler.
uzaylıların bize bakış açıları da çok beklenmedik olabilir. belki bizi hiç ciddiye almıyorlar. otobanda yanından geçerken bakmadığımız bir kasaba gibi görüyor olabilir mesela bizi. ya da arada bir ziyaret ettikleri ve hoş vakit geçirdikleri bir hayvanat bahçesiyiz onlar için. ya da bizi o kadar önemsemiyorlardır. mesela pikniğe gelip çöplerini bırakıp döndükleri bir ormanlık alan olabiliriz onlar için.
iki tarafın birbirlerine bakış açısını anlamamız belki asla mümkün olmayacak ama en azından bir yere kadar fikir yürüyebiliriz belki.
gerçekten bilemiyorum. siz okuyup karar verin.
devamını gör...
sevgilisine tektaş alamayan erkek
uzak durulması gereken erkektir. tektaş almaya maddi gücü yoksa ne size ne evine bakamaz. maddi güç önemli. tektaş alamayan erkek, erkeğim diye gezmesin. kadını mutlu edebilecekseniz evlenin, yoksa eğer yol yakınken ayrılın.
devamını gör...
gerson terapisi
gerson terapisi, 1930’larda alman bir doktor olan dr. max gerson tarafından, yaşadığı şiddetli migren ataklarını azaltmak için geliştirdiği beslenme sistemidir. beslenme temeli tamamen organik sebze ve meyve sularını özel bir yöntemle çıkararak (bkz: slow juicer) vücudun ihtiyaci olan vitamin ve mineralleri yerine koymaktır. tedavinin diğer ayağını bağırsak temizliği oluşturur. (bkz: coffe enema) özellikle tedavisi mümkün olmayan düşük kurtulma oranı olan kanser türlerinde tavsiye edilir. beyin tümörleri, şiddetli böbrek yetmezliği ve organ nakilli hastalarda önerilmez.
devamını gör...
böyledir bizim sevdamız
değerli sanatçı zülfü livaneli'nin şarkısıdır.
kırılsa da kanadımız
asiye çıksa adımız
duyan duysun bilen bilsin gülüm
böyledir bizim sevdamız
kırılsa da kanadımız
asiye çıksa adımız
duyan duysun bilen bilsin gülüm
böyledir bizim sevdamız
devamını gör...

