para mutluluğu satın almaz
para somut olarak herşeyi satın alabilir gibi gözükse de soyut olanları satın alamayacak güçtür bana göre. para ancak mutluluğu biraz daha artırabilecek maddi değerler için bir araç olabilir yalnızca. hatta eskilerden kalan bir reklam aklıma geldi. "paranın satın alamayacağı şeyler vardır ve geri kalan herşey için *** card.". paranız olmadığında da mutlu olabilirsiniz ancak paranızla her mutluluğu satın alamazsınız. mesela bir çocuğun yüzündeki tebessümü, sevdiğinizin kollarındaki huzuru, bir şeyler başarmanın hazzını, bir manzara karşısındaki o güzelliği, kavuşmanın verdiği heyecanı, en kıymetlilerinizin gözlerindeki ışıltıyı, bir "özledim" mesajındaki o kalp atışlarınızı ve buna verebileceğim insanı gerçekten mutlu edecek hiçbir örneği satın alamazsınız. duyguları satın alamazsınız kısaca parayla. o yüzden mutluluk dediğiniz kavram sizin için neyse neye sığdırdıysanız ya da ne ile gösterebiliyorsanız, parayla satın alamayacağınız bu güzel duyguyu yaşamaya çalışın. hayat gerçekten çok kısa. mutlu olun ve mutlu etmeye bakın efenim.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
yüzleri güldüren bir haber efemm, alarmlar kuruldu! 20.29'da radyo kapısında ayaktayız. harika bir yayın olacağına eminim çünküü o biirrr bengaripsengüzeldünyaumutlu
devamını gör...
kadınlarda iş bulma derdi olmaması
ben niye yana yakıla iş arıyorum? bak derdim yokmuş. kız şahane söylesenize bunu insana.
devamını gör...
yazarı hem takip edip hem de mesajlarını başlıklarını ve tanımlarını engellemek
bazen yanlışlıkla yaptığım eylem. bazen elim çarpıyor, malum telefon ekranı. mesela geçen çok sevdiğim bir yazar olan rimbaud'u engellemişim.* yanlış anlamayınız lütfen.
devamını gör...
gremlinler
steven spielberg'in yapımcılığını üstlenip, joe dante'nin yönetmenlik koltuğuna oturduğu mizahi gerilim filmi. ya da absürt gerilim mi desek, bilemedim şimdi. ilk filmi herhalde 10 kere falan izlemişimdir. gizmo, alf'ten sonra en sevdiğim ikinci tüylü yaratık olabilir. garibimin suçu günahı yok zaten. hassas bir yaratık. kaldı ki, ihtiyar size kuralları söylemişti. kurallara uymadığınız için evladım ne işkencelerden geçti. oysa mevzu basit. o tüy yumağı suyla temas etmeyecekti. gece yarısından sonra da hiç bir halt yemeyecekti. ve ışığa maruz bırakılmayacaktı. bu kadar yani. yok arkadaş insanların uyarılara kulak asmamak gibi ciddi bir sıkıntısı var. neyse ben başka bir mevzudan bahsedecektim;
aslında mogwai'lerin ortaya çıkış hikâyesi biraz enteresan. gremlinler, spielberg'in ya da dante'nin ürettiği bir fikir değil. geçmişi 2. dünya savaşı yıllarına kadar gidiyor. o dönemlerde ingiliz pilotlar, uçaklarında ortaya çıkan mekanik sıkıntıları, bir takım yaratıklara bağlarlarmış. eğer uçaklar arızalanır ve sebebi bulunamazsa, ihaleyi gremlinlerin üzerine yıkarlarmış. yani mogwailer esasen minik uçak katilleri olarak literatüre girmiş. hatta sonrasında, ingiliz savaş pilotu roald dahl onlar hakkında bir hikâye kaleme almış, öncelikle bunu senaryo olarak yazmış zira bu minik uçak katillerinin çocukların ilgisini çekeceğini düşünen walt disney kendisinden böyle bir talepte bulunmuş. tabi spielberg ve dante dahl'in, karakterlerini geliştirmiş ve karşımıza bu kült yapım çıkmış.
ilk filmin ve gizmo'nun bende yeri ayrıdır. ha ikinciyi de severim ama ben takıntılı adamım, ikincisini gömecek bir sürü şey yazabilirim. ha göndermeleri güzeldir orası ayrı. gizmo'nun temsil ettiği şey benim için önemli. o tüy yumağı neyi temsil edecek diye sormayın sakın? gizmo işin temeli, kökeni ve onunla ilgili uyulması gereken bir takım kurallar var. orayı kazıdığınızda altından beyin fırtınası yapabileceğiniz yığınla mevzu çıkıyor. ama bu çıkarımları gizmocuğumun başlığında yazayım ben. evrim geçirmiş diğer tiynetsiz mogwailerden bahsedilmesi kuvvetle muhtemel olan bir başlıkta gizmo can arada kaynamasın.
aslında mogwai'lerin ortaya çıkış hikâyesi biraz enteresan. gremlinler, spielberg'in ya da dante'nin ürettiği bir fikir değil. geçmişi 2. dünya savaşı yıllarına kadar gidiyor. o dönemlerde ingiliz pilotlar, uçaklarında ortaya çıkan mekanik sıkıntıları, bir takım yaratıklara bağlarlarmış. eğer uçaklar arızalanır ve sebebi bulunamazsa, ihaleyi gremlinlerin üzerine yıkarlarmış. yani mogwailer esasen minik uçak katilleri olarak literatüre girmiş. hatta sonrasında, ingiliz savaş pilotu roald dahl onlar hakkında bir hikâye kaleme almış, öncelikle bunu senaryo olarak yazmış zira bu minik uçak katillerinin çocukların ilgisini çekeceğini düşünen walt disney kendisinden böyle bir talepte bulunmuş. tabi spielberg ve dante dahl'in, karakterlerini geliştirmiş ve karşımıza bu kült yapım çıkmış.
ilk filmin ve gizmo'nun bende yeri ayrıdır. ha ikinciyi de severim ama ben takıntılı adamım, ikincisini gömecek bir sürü şey yazabilirim. ha göndermeleri güzeldir orası ayrı. gizmo'nun temsil ettiği şey benim için önemli. o tüy yumağı neyi temsil edecek diye sormayın sakın? gizmo işin temeli, kökeni ve onunla ilgili uyulması gereken bir takım kurallar var. orayı kazıdığınızda altından beyin fırtınası yapabileceğiniz yığınla mevzu çıkıyor. ama bu çıkarımları gizmocuğumun başlığında yazayım ben. evrim geçirmiş diğer tiynetsiz mogwailerden bahsedilmesi kuvvetle muhtemel olan bir başlıkta gizmo can arada kaynamasın.
devamını gör...
normal sözlük’ün sevilmeyen yazarları veri tabanı
herkesin kendi ismini yazdığı,kibar yazarlar toplanma alanı başlığıdır.
devamını gör...
cesur yeni dünya
yıllar sonra tekrar okunduğunda etkileri farklılık gösteren muazzam distopik roman. 20. yüzyıl kurgu romanlarının en başarılısı ve yanılmıyorsam 1932 senesinde yazılmış. huxley, birinci dünya savaşında yaşananlar ve savaş sonrasındaki belirsizlikten o kadar etkilenmiştir ki başta devlet, ekonomi ve ekonomi eksenli değişen siyasal-sosyolojik travmalara şahane eleştiriler getirmiştir.
ahlak, yalnızlık, doğa, teknoloji, endüstri, birey-toplum ikilisi ve bağı, tanrı, üreme, yaradılış, duygu, bilim, bilinç, hipnopedya, sorgusuz sualsiz ifadeler, hizmet, sınıf gibi daha birçok, bize biç yabancı olmayan meseleye getirdiği eleştiriler sebebiyle tekrar tekrar okunmaya değer bir kurgu.
-- spo --
kitabı daha önce hiç okumayanlar için, hollywood filmlerinden aşina olduğumuz bir kurtarıcı, bir büyük kahraman bulamamak hayal kırıklığı oluşturabilir. ancak zaten amaç bir çıkmaz, bir anti-ütopya yaratmak olduğundan o hayal çok da kırılıyor denmez. bernard marx karakterinden daha sert, daha gerçek çıkışlar bekliyorsunuz ama olmuyor. helmholtz, gereğinden fazla arka planda kalıyor. lenina'dan beklenen o aydınlanma anı hiç yaşanmıyor. soma'yı ve etkilerini birebir yaşamak istiyorsunuz. vahşi'yi kurtarmak... kurgunun yönünü komple değiştirmek, insanları uyandırmak... ama hiçbiri olmuyor. çünkü distopya olmak bunu gerektirir.
romanın sonlarına doğru vahşi ve mustafa mond arasındaki diyalog tekrar tekrar okunasıdır. o bölüm bana matrix serisinin ikinci filmindeki neo-mimar diyaloglarını anımsattı tekrar okuyunca.
-- spo --
huxley, distopyasını yazarken içinde bulunduğu çelişkiyi oldukça dürüst aktarmıştır. yani yarattığı evrendeki distopik gidişatın aslında mümkün, yaşanabilir ve haklı yanları olduğunu yansıtmayı başarmıştır. bazı noktalarda her şeye rağmen okuyucuda da "acaba"lar oluşmuyor değil.
ilgili olarak (bkz: soma)
ahlak, yalnızlık, doğa, teknoloji, endüstri, birey-toplum ikilisi ve bağı, tanrı, üreme, yaradılış, duygu, bilim, bilinç, hipnopedya, sorgusuz sualsiz ifadeler, hizmet, sınıf gibi daha birçok, bize biç yabancı olmayan meseleye getirdiği eleştiriler sebebiyle tekrar tekrar okunmaya değer bir kurgu.
-- spo --
kitabı daha önce hiç okumayanlar için, hollywood filmlerinden aşina olduğumuz bir kurtarıcı, bir büyük kahraman bulamamak hayal kırıklığı oluşturabilir. ancak zaten amaç bir çıkmaz, bir anti-ütopya yaratmak olduğundan o hayal çok da kırılıyor denmez. bernard marx karakterinden daha sert, daha gerçek çıkışlar bekliyorsunuz ama olmuyor. helmholtz, gereğinden fazla arka planda kalıyor. lenina'dan beklenen o aydınlanma anı hiç yaşanmıyor. soma'yı ve etkilerini birebir yaşamak istiyorsunuz. vahşi'yi kurtarmak... kurgunun yönünü komple değiştirmek, insanları uyandırmak... ama hiçbiri olmuyor. çünkü distopya olmak bunu gerektirir.
romanın sonlarına doğru vahşi ve mustafa mond arasındaki diyalog tekrar tekrar okunasıdır. o bölüm bana matrix serisinin ikinci filmindeki neo-mimar diyaloglarını anımsattı tekrar okuyunca.
-- spo --
huxley, distopyasını yazarken içinde bulunduğu çelişkiyi oldukça dürüst aktarmıştır. yani yarattığı evrendeki distopik gidişatın aslında mümkün, yaşanabilir ve haklı yanları olduğunu yansıtmayı başarmıştır. bazı noktalarda her şeye rağmen okuyucuda da "acaba"lar oluşmuyor değil.
ilgili olarak (bkz: soma)
devamını gör...
limonluekşilisalata
çok sıcakkanlı tatlı biri. arada profiline girip bakıyorum ki bugün ne göreyim çook güzel bir kadın değil mi ama?* çok beğendim kendisini. yanındaki tatlı kız çocuğu da kızı galiba mutlu bir aile tablosu canlandı gözümde.*
devamını gör...
geceye bir kedi bırak
bu gece oğluşumla başbaşa yatış modundayız. diğer iki zibidiyi kapı dışarı ettim. taşınma dolayısıyla oda değişikliği yaptım bu oda çok girmedikleri bir oda. sürekli bir yerleri kurcalıyorlar. az önce ikisi bir olmuş çekmece açmaya çalışıyorlardı. sonra biri kafama düştü dolabın üstünden. öbürü konsolun üstündekileri yere atmaya başlayınca 'eeehhh be' dedim. şimdi ses seda yok. birazdan viyana kapısına dayanır gibi dayanırlar kapıma gümbür gümbür. o zamana kadar uyumalıyım. herkeslere tatlış uykular. güzel geceler.
devamını gör...
maval okumak
esasen araplara özgü uzun hava, bir tür okuma biçimi.
argoda tutarsız ve yalan söz.
bir de martaval olanı var ki o da aynı anlamlara gelmekte.
argoda tutarsız ve yalan söz.
bir de martaval olanı var ki o da aynı anlamlara gelmekte.
devamını gör...
yurt dışında yaşayıp türkiye'de oy kullanan kitle
eğer yurtdışına kısa ve geçici bir süre için gitmişlerse kullanmalarını desteklediğim kitledir.
ancak mesela cumhurbaşkanlığı seçimi 5 senede bir oluyor. eğer bu kitle 5 seneden fazla yurtdışında yaşayacaksa oy kullanamamalı. kendisini yöneteni seçmiyor ki, başkalarını yöneteni seçiyor. bence bu büyük bir hak ihlali.
ancak mesela cumhurbaşkanlığı seçimi 5 senede bir oluyor. eğer bu kitle 5 seneden fazla yurtdışında yaşayacaksa oy kullanamamalı. kendisini yöneteni seçmiyor ki, başkalarını yöneteni seçiyor. bence bu büyük bir hak ihlali.
devamını gör...
aydın'da eş cinsel olduğu için öldüresiye dövülen genç
insanların cinsel kimliğinin, cinsel yöneliminin, yatak odasında olanların bizi ilgilendirmediğini anladığımız gün bir daha asla yaşanmayacak olaydır. ancak bu kafa yapısıyla biraz zor görünüyor.
devamını gör...
kamp yapmak
gerekli bütün ekipmanlar ile beraber gidilirse eğer evden bile rahat hissettiren aktivite. soğuğa daha dayanıklı çadırlar seçmek akıllıca olacaktır, fazla büyük olması gerekmez orta büyüklükte bir çadır yeterli hatta daha iyi bir tercihtir. sadece uyku tulumu rahat hissettirmez, sabah deli gibi bir sırt ağrısı ile uyanmak istemiyorsanız mat almayı unutmayın. kamp için özel olarak satılan matlardan tercih edin mümkünse çünkü pilates veya yoga matları ile aynı kalınlıkta değildir. ne olur ne olmaz konserve götürmek akıllıca olacaktır, şartlara güvenmeyin. merkeze çok uzak bir mesafede kamp yapacaksanız, gitmeden arabanızı kontrol ettirin orada sıkışıp kalmak hoş hissettirmiyor. mümkünse çakı hatta çok yönlü el baltaları almayı unutmayın. ip ne alaka demeyin ihtiyacınız olacak. mevsim farketmez, kalın kıyafetler götürün ve sinekleri kovmak için ilaç almayı unutmayın. kolay ateş yakabileceğiniz ama birden tutuşup yayılmayacak bir kaç madde götürmek makul olacaktır. arabayı kamp çadırınızdan biraz uzağa bırakın ve yiyeceklerinizi mümkünse arabada muhafaza edin. kamp yakınlarında yiyecek bulundurmak vahşi hayvanları oraya çekebilir. kamp için üretilen çantalardan kullanın çok daha fazla eşya alma kapasitesi vardır, birden fazla çanta götürmek yerine daha az çanta götürmek iyi bir tercih.
devamını gör...
yavuz çetin
boğaz köprüsünden atlayarak yaşamına son vermiş olan türkiye'nin en iyi gitaristi.
benim nezdimde halen üzerine kimse çıkamamıştır.
benim nezdimde halen üzerine kimse çıkamamıştır.
devamını gör...
tekirdağ rakı
altın serisi muhteşem olan, sarıya çalan rengiyle ağzımızda harika bir tat bırakan içimi hafif olan, anason içeren %45 alkol oranına sahip içecektir.
devamını gör...
dünyanın en pis hissi
dışlanmak. sevilmemek.
devamını gör...
muhafazakar gençlerin sözlüklerde azınlık olması
sadece sözlüklerde değil bütün platformlarda azınlıktadırlar.
ve bu insanlara olan umudumu tekrardan yeşertiyor. umarım hep böyle kalır hatta bir gün bittiğini bile görebiliriz inşallah.*
ve bu insanlara olan umudumu tekrardan yeşertiyor. umarım hep böyle kalır hatta bir gün bittiğini bile görebiliriz inşallah.*
devamını gör...
genç bir doktorun anıları
mihail bulgakov’un bir çırpıda okunabilen çok beğendiğim eseri.
devrim zamanı rusya’da tıp fakültesinden yeni mezun olmuş kahramanımız ücra bir kasabaya atanır ve atandığı hastanede tek doktordur. tıp fakültesinde okurken sürekli teorik bilgiler öğrenen kahramanımızın hastalarına öğrendikleriyle iyi bir sağlık hizmeti verebilme hususunda kaygıları vardır.
kitabı iki temel kısıma ayırabiliriz: birincisi kahramanımızın tek doktorken yaptığı insanüstü operasyonlar, ikincisi ise başka bir hastaneye atandıktan sonra eski yerine atanan meslektaşının başından geçenler.
rusya’nın soğuğunu iliklerinize kadar hissetmek, başarılı bir operasyon sonucunda sanki kendi yakınınız kurtarılmış gibi sevinmek, başarısız operasyonlarda derin bir üzüntü duymak, cahil rus halkına sinirlenmek istiyorsanız tam size göre bir kitap.
devrim zamanı rusya’da tıp fakültesinden yeni mezun olmuş kahramanımız ücra bir kasabaya atanır ve atandığı hastanede tek doktordur. tıp fakültesinde okurken sürekli teorik bilgiler öğrenen kahramanımızın hastalarına öğrendikleriyle iyi bir sağlık hizmeti verebilme hususunda kaygıları vardır.
kitabı iki temel kısıma ayırabiliriz: birincisi kahramanımızın tek doktorken yaptığı insanüstü operasyonlar, ikincisi ise başka bir hastaneye atandıktan sonra eski yerine atanan meslektaşının başından geçenler.
rusya’nın soğuğunu iliklerinize kadar hissetmek, başarılı bir operasyon sonucunda sanki kendi yakınınız kurtarılmış gibi sevinmek, başarısız operasyonlarda derin bir üzüntü duymak, cahil rus halkına sinirlenmek istiyorsanız tam size göre bir kitap.
devamını gör...
türkiye'den defolup gitmek
gitmek isteyen, gidebilen arkadaşlara şimdiden şans diliyorum.
gittikten sonra 6 ay kendinizi idame edebilecek parayı ayırmadan sakın haa.
tecrübeyle sabittir.
gittikten sonra 6 ay kendinizi idame edebilecek parayı ayırmadan sakın haa.
tecrübeyle sabittir.
devamını gör...
