çocuklarla girilen komik diyaloglar
y.s (6 yaş)
- anne telefonda neye bakıyorsun?
-hatice teyzen benden kur'an okumami istemişti de , ben de hangi sayfalari okuyacaktim ona bakıyorum.
- hatice teyzem allah'mı da sana kur'an oku diyor ?
- anne telefonda neye bakıyorsun?
-hatice teyzen benden kur'an okumami istemişti de , ben de hangi sayfalari okuyacaktim ona bakıyorum.
- hatice teyzem allah'mı da sana kur'an oku diyor ?
devamını gör...
ağla gözüm ağla
ağla gözüm ağla
ağla gözüm ağla, gülmezem gayrı,
gönül dosta gider, gelmezem gayrı.
ne gam bunda bana bin kez ölürsem,
orda ölüm olmaz, ölmezem gayrı.
yansın canım, yansın aşkın oduna,
aksın kanlı yaşım, silmezem gayrı.
göyündüm aşk ile ta kül olunca,
boyandım rengine, solmazam gayrı.
beni irşad eden mürşidi kamil,
yeter, bir el daha almazam gayrı.
varlığım yokluğa değişmişim ben,
bugün cana başa kalmazam gayrı.
fenadan bakîye göç eder olduk,
yöneldim şu yola, dönmezem gayrı.
muhabbet bahrının gavvası oldum,
gerekmez, ceyhun'a dalmazam gayrı.
dilerim fazlından ayırmayasın,
tanrım, senden özge sevmezem gayrı.
söyler aşık dilinden bunu yunus,
eğer aşık isem, ölmezem gayrı.
yunus emre'nin sade, anadolu kokan türkçesiyle çarpıcı tasavvufi şiirlerinden biridir.
ağla gözüm ağla, gülmezem gayrı,
gönül dosta gider, gelmezem gayrı.
ne gam bunda bana bin kez ölürsem,
orda ölüm olmaz, ölmezem gayrı.
yansın canım, yansın aşkın oduna,
aksın kanlı yaşım, silmezem gayrı.
göyündüm aşk ile ta kül olunca,
boyandım rengine, solmazam gayrı.
beni irşad eden mürşidi kamil,
yeter, bir el daha almazam gayrı.
varlığım yokluğa değişmişim ben,
bugün cana başa kalmazam gayrı.
fenadan bakîye göç eder olduk,
yöneldim şu yola, dönmezem gayrı.
muhabbet bahrının gavvası oldum,
gerekmez, ceyhun'a dalmazam gayrı.
dilerim fazlından ayırmayasın,
tanrım, senden özge sevmezem gayrı.
söyler aşık dilinden bunu yunus,
eğer aşık isem, ölmezem gayrı.
yunus emre'nin sade, anadolu kokan türkçesiyle çarpıcı tasavvufi şiirlerinden biridir.
devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
her gece kaçırdığım etkinlik. takım elbiselerimi giyiyorum, papyonumu takıyorum, pipomu yakıp bilgisayar başına oturuyorum, bir de bakıyorum ki, yine ıskalamışım ortamı.
böyle zalımlık olmaz olsun. pijamalarımı giyeyim de yatıp uyuyayım. yarın yine denerim. hayırlısı bakalım...
böyle zalımlık olmaz olsun. pijamalarımı giyeyim de yatıp uyuyayım. yarın yine denerim. hayırlısı bakalım...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
aynı yolu yürüyüp aynı yere varamamaktı seninle geldiğimiz nokta.
can yakıcı bir sensizlik vardı,
kabul edilemez bir yanlış,
buz gibi bir sessizlik...
uzunca düşündüm sonra üzerine,
birimiz gidiyorduk belki,
diğerimiz dönüyordu...
ben sana dönüyorken sen benden gidiyordun,
ve hangimiz başlatmıştı bunu bilmiyorduk...
sonra,
ömrümün geçtiği ama artık yabancısı olduğum şehrimin sokaklarındaki her kadın biraz bana,
her adam biraz sana dönüşüyordu.
susuyorlardı,
yüzleri asık,
içleri hüzünlüydü,
mutsuzlardı,
umutsuz,
yolları karanlık...
oysa ben gündüz bile sokak lambalarını yakıyordum;
giderek sana, giderek bana dönüşen herkes için,
hayal kırıklıklarımı göz kapaklarımın ardına gizliyordum sen görme diye,
ne kadar gizleyebilirdim sen bu kadar içimi görüyorken?
gizleyebilir miydim yıldızlar gibi elimi uzatsam sana dokunacak gibi oluşumun
ve senin tıpkı onlar gibi ışık yılları kadar uzak oluşunun
senden gidemeyişimin aslı sebebi oluşunu,
bu kadar biliyorken bendeki halini, gizleyebilir miydim?
peki bu kadar durduramazken ben gidişini,
neden yanıyordu hala sokak lambaları?
sen gidiyorsun... *
gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor,
ama hepsinden önce sen gidiyorsun...
can yakıcı bir sensizlik vardı,
kabul edilemez bir yanlış,
buz gibi bir sessizlik...
uzunca düşündüm sonra üzerine,
birimiz gidiyorduk belki,
diğerimiz dönüyordu...
ben sana dönüyorken sen benden gidiyordun,
ve hangimiz başlatmıştı bunu bilmiyorduk...
sonra,
ömrümün geçtiği ama artık yabancısı olduğum şehrimin sokaklarındaki her kadın biraz bana,
her adam biraz sana dönüşüyordu.
susuyorlardı,
yüzleri asık,
içleri hüzünlüydü,
mutsuzlardı,
umutsuz,
yolları karanlık...
oysa ben gündüz bile sokak lambalarını yakıyordum;
giderek sana, giderek bana dönüşen herkes için,
hayal kırıklıklarımı göz kapaklarımın ardına gizliyordum sen görme diye,
ne kadar gizleyebilirdim sen bu kadar içimi görüyorken?
gizleyebilir miydim yıldızlar gibi elimi uzatsam sana dokunacak gibi oluşumun
ve senin tıpkı onlar gibi ışık yılları kadar uzak oluşunun
senden gidemeyişimin aslı sebebi oluşunu,
bu kadar biliyorken bendeki halini, gizleyebilir miydim?
peki bu kadar durduramazken ben gidişini,
neden yanıyordu hala sokak lambaları?
sen gidiyorsun... *
gidiyor yarınım, gidiyor evvelim, yaşamım sebebim gidiyor,
ama hepsinden önce sen gidiyorsun...
devamını gör...
sabah üç gibi sokakta yürüyen gizemli şahıslar
işe giden insanlardır.
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım.
siz hesaplayın.
siz hesaplayın.
devamını gör...
vidar
iskandinav mitolojisi figürlerinden birisidir. tanrıların kralı odinin oğludur. annesi jötunn grid ise bir devdir.
aesir soyundan gelenler arasında thor'dan sonra gelen en güçlü savaşçı olduğuna inanılır.
ragnarok savaşında fenrir tarafından öldürülen babasının intikamını almak için yeryüzüne inmiştir. intikamını almadan önce dersine epey bir çalışmıştır. fenrir'in ne derece illet bir mahlukat olduğunu bildiğinden, fenrir ile ilgili bütün olayları araştırmış, onu nasıl yeneceğinin hesaplarını yapmış ve en nihayetinde dev kurdun çenesini ikiye ayırıp, karnına rüzgar doldurmak suretiyle babasını oradan çıkarabileceğine karar vermiştir.
netice olarak iyi ve hayırlı bir evlattır. son kertede babasının intikamını almış ve benden bu kadar diyerek, vidi adı verilen salonuna çekilmiştir. dev kurdun ölümünden sonra yaşanan büyük felaketler, heimdall ve loki arasında yapılan savaş falan vidar'ın hiç umurunda olmamıştır.
''ben evlatlık görevimi yaptım, siz birbirinizi yiyin durun, artık hayallerimi gerçekleştirme zamanı.'' diyerek dünyadaki en güzel ayakkabıyı yaratmak için işe koyulmuş salonunu atölyeye çevirmiştir.
iyi bir savaşçıdır ama geniş adamdır. görevini yapmanın huzuru ile zamanını misler gibi kendisine ayırabilmiştir. diğer tanrıların örnek alması gereken bir özel şahsiyettir.
aesir soyundan gelenler arasında thor'dan sonra gelen en güçlü savaşçı olduğuna inanılır.
ragnarok savaşında fenrir tarafından öldürülen babasının intikamını almak için yeryüzüne inmiştir. intikamını almadan önce dersine epey bir çalışmıştır. fenrir'in ne derece illet bir mahlukat olduğunu bildiğinden, fenrir ile ilgili bütün olayları araştırmış, onu nasıl yeneceğinin hesaplarını yapmış ve en nihayetinde dev kurdun çenesini ikiye ayırıp, karnına rüzgar doldurmak suretiyle babasını oradan çıkarabileceğine karar vermiştir.
netice olarak iyi ve hayırlı bir evlattır. son kertede babasının intikamını almış ve benden bu kadar diyerek, vidi adı verilen salonuna çekilmiştir. dev kurdun ölümünden sonra yaşanan büyük felaketler, heimdall ve loki arasında yapılan savaş falan vidar'ın hiç umurunda olmamıştır.
''ben evlatlık görevimi yaptım, siz birbirinizi yiyin durun, artık hayallerimi gerçekleştirme zamanı.'' diyerek dünyadaki en güzel ayakkabıyı yaratmak için işe koyulmuş salonunu atölyeye çevirmiştir.
iyi bir savaşçıdır ama geniş adamdır. görevini yapmanın huzuru ile zamanını misler gibi kendisine ayırabilmiştir. diğer tanrıların örnek alması gereken bir özel şahsiyettir.
devamını gör...
popüler ev bitkileri
kesinlikle orkide. annem her fırsatta aldı lakin evde muhabbet kuşu varken dikkat etmeniz gerekiyor. yapraklarını kemirmeye bayılıyorlar boş bırakırsanız bütün masraf boşa gider.
devamını gör...
güne bir fotoğraf bırak
rob'un "biraz böyle dışarıda, biraz da tek başımayım." dediği benim de "belki yola çıkmıştır sadece?" dediğim sandalyesi bu gün bir çok kez aklıma geldi, neden bilmiyorum.
antitez olarak kullandığım, arada açıp açıp baktığım fotoğrafı buraya da koymak istedim.
hangimiz haklı denilen kavrama daha yakındık / yakınız bilmiyorum ama tahta sandalyelerin biz insanlara anlatacağı çok şey var, ona eminim..*
antitez olarak kullandığım, arada açıp açıp baktığım fotoğrafı buraya da koymak istedim.
hangimiz haklı denilen kavrama daha yakındık / yakınız bilmiyorum ama tahta sandalyelerin biz insanlara anlatacağı çok şey var, ona eminim..*
devamını gör...
hayat
doğumdan ölüme kadar içinde olduğumuz süreç.
hep sonraya bakınca kaygıya sebep olan, hep geçmişte kalınca mutsuzluğa sebep olan,
anca sürecin içinde keyfi sürülebilen bereketlenen, nefes alınan her an.
hep sonraya bakınca kaygıya sebep olan, hep geçmişte kalınca mutsuzluğa sebep olan,
anca sürecin içinde keyfi sürülebilen bereketlenen, nefes alınan her an.
devamını gör...
yönetim üzerine ikinci inceleme
bir süredir üzerinde çalıştığım yazı için bana yardımcı olur ümidi ile aldığım lakin bir yerden sonra "dayı yeter ne anlatıyon sabahtan beri!" deyip ilerleyen zamanlarda tekrar okumak niyeti ile kitaplığa attığım kitap.
kitabın ilk başında yani birinci bölümde hz. adem ile ilgili safsataları okuyamıyoruz, evet, okuyamıyoruz çünkü bir yerden sonra bayıyor...
tam ya bu adam dinsiz imansız anarşik diyecekken ikinci bölümde adam bir tanrı * güzellemesi yapıyor, işte vay efendim tanrı yeryüzündeki her şeyi insana hizmet için yarattı diye bir giriyor, yani zannedersin birazdan guzum tanrının dediğinden gayrısı boş diye bitirecek kitabı diyecekken... akıl, akıl, akıl diye saydırmaya başlıyor.
şimdi john locke abi diyor ki kitabın bir yerinde efendim birisi bize bir zarar vermişmişmiş, işte doğal hukuk falan, oturup bu adamla konuşup zararın telafisi hususunda anlaşabilirsek oh ne güzel dünya... işte şuna buna gerek yokmuşmuşmuş. kendisine diyeceğim tek şey: gel 2021 turkiyesinde trafikte motosiklet sür. daha bir kaç km geçmeden o kitapları çöpe atar küfür dolu şiirler kaleme alırsın. pollyanna seni...
yalnız bu antik yunan ve sanayi inkılabı dönemi çok iyi ya. ne desen kült oluyor...
kitabın ilk başında yani birinci bölümde hz. adem ile ilgili safsataları okuyamıyoruz, evet, okuyamıyoruz çünkü bir yerden sonra bayıyor...
tam ya bu adam dinsiz imansız anarşik diyecekken ikinci bölümde adam bir tanrı * güzellemesi yapıyor, işte vay efendim tanrı yeryüzündeki her şeyi insana hizmet için yarattı diye bir giriyor, yani zannedersin birazdan guzum tanrının dediğinden gayrısı boş diye bitirecek kitabı diyecekken... akıl, akıl, akıl diye saydırmaya başlıyor.
şimdi john locke abi diyor ki kitabın bir yerinde efendim birisi bize bir zarar vermişmişmiş, işte doğal hukuk falan, oturup bu adamla konuşup zararın telafisi hususunda anlaşabilirsek oh ne güzel dünya... işte şuna buna gerek yokmuşmuşmuş. kendisine diyeceğim tek şey: gel 2021 turkiyesinde trafikte motosiklet sür. daha bir kaç km geçmeden o kitapları çöpe atar küfür dolu şiirler kaleme alırsın. pollyanna seni...
yalnız bu antik yunan ve sanayi inkılabı dönemi çok iyi ya. ne desen kült oluyor...
devamını gör...
her sınıfta mutlaka bulunan tipler
ateş gibi yanan tip. kışın buz gibi soğukta bile pencere açmaya çalışır bu tipler. bunlardan biri de benim hatta.
tanım : her sınıfta bulunan insan tiplerini paylaştığımız başlıktır.
tanım : her sınıfta bulunan insan tiplerini paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
fahrettin koca
artık tweetlerini de taslaktan atmaya başlayan bakandır. yasak başladıktan 29 dakika sonra atılmıştır. bakınız
devamını gör...
yakışıklı erkek vs komik erkek
devamını gör...
spontane radyo yayını
geç bunlarııııı
anam babam geç bunlarııııııı
bir kalemde
bilirim ben yaptığımıııııı
yayını kapatma çağrılarına daha yeni ısındık ya hu, nereye gidiyorsunuz? şeklinde tepki verdiğim; pazartesi akşamlarını keyifli hale getiren yayın. sevgili robnaja, sayın cenk'in arka bahçesi, devam lütfen, gayet eğlenerek dinliyoruz çünkü.
iki soru da benden size gelsin o halde:
sizin yaptığınız en büyük romantik hareket neydi?
size karşı ne yapılsa, bundan daha kral hareket görmedim, dersiniz?
anam babam geç bunlarııııııı
bir kalemde
bilirim ben yaptığımıııııı
yayını kapatma çağrılarına daha yeni ısındık ya hu, nereye gidiyorsunuz? şeklinde tepki verdiğim; pazartesi akşamlarını keyifli hale getiren yayın. sevgili robnaja, sayın cenk'in arka bahçesi, devam lütfen, gayet eğlenerek dinliyoruz çünkü.
iki soru da benden size gelsin o halde:
sizin yaptığınız en büyük romantik hareket neydi?
size karşı ne yapılsa, bundan daha kral hareket görmedim, dersiniz?
devamını gör...
insan bazen evini yakmalı ve dışarı çıkıp seyretmeli
benim çok sevdiğim bir sözdür, bu gece içinde olduğumuz durumun da başka bir tarifidir.
yeniden doğuşlara!
yeniden doğuşlara!
devamını gör...
kimseyi engellemeyen yazar
engellemek için bir sebebi olmayan yazardır.
okuyup geçen yazardır.
okuyup geçen yazardır.
devamını gör...
kitap alıntıları
"bir buçuk ay boyunca sallandım. mürettebatla bir sorun yaşamadım. pek konuşmuyordum onlarla. vahşetlerini amerika'ya saklıyorlardı. yolculuğun tek heyecanı, aşçının yamağına sarkan birinin linciydi. adamı dövüp bir depoya kapattılar. tabii genç tecavüzcü yerde kıvranırken çevresinde oluşmuş ve tekme yağdıran zincirin halkalarından biri de bendim. yanımdakilerin omuzlarına tutunarak birkaç tekme de ben fırlattım, kendi kanında boğulmak için dua etmeye başlamış olan adamın kafasına. iki gün sonra unutuldu her şey. ve aşçı yamağının kalçaları başkalarının da ilgisini çekmeye başladı. bu sefer kimse linç girişiminde bulunmaya çalışmadı çünkü yamağı düzenlerin sayısı ahlakçılık oynayanlarınkini geçmişti. kanıksanmıştı çocuğun kalçalarının lezzeti. ama ilk hareketi yapıp dişleri paramparça olan adam, tabuyu yıkan kişi olarak, bütün insanların günahlarına karşılık çarmıha gerilmiş isa gibi, yolculuk boyunca hücresinde tutuldu."
(bkz: kinyas ve kayra)
(bkz: kinyas ve kayra)
devamını gör...

