bu gece yayınlanacak diğer 2 radyo yayınının yanında başlık altı tanımsız, boynu bükük, öksüz kalmış yayın.*

tek başıma da olsam dinlicem seni kardeşim, sözlükteki kadın radyocu baskısını kıracağız beraber!!*

iyi yayınlar comrade, yanındayım!

not : neşet ertaş da çalamazsın di mi?
devamını gör...

oldukça komik ve neşeli bir yazar. yaptığımız küçük sohbetle de beni çok mutlu etmiştir.* yazmaya devam ediniz efenimm.
devamını gör...

depresyon.
devamını gör...

gemi ve denizcilik merakı olanların mutlaka izlemesi gereken fantastik film serisi.
devamını gör...

zorunlu olan diğer her şey gibi ilk fırsatta tekar tesettürü bırakacaklardır. çoğu zaman üçüncü dünya ülkelerinde o ilk fırsata hiçbir zaman sahip olamadıkları da ayrı bir tartışmanın konusudur.
devamını gör...

aslında görgü kurallarına uymayıp bacaklarını açarak oturan, yüksek sesle konuşan ve özel hayatın gizliliğinden bihaber olup telefonunuza gözlerini diken tipler diyecektim ancak hepsi dendiği için bir tip daha eklemek isterim;
özellikle ön sıralara oturduysanız size muavin gibi davranan tiplerdir.
"şuradan bir kişi uzatır mısın?"
"buradan da iki kişi bir öğrenci"
"şoför beye söyler misin köşede inicem"
"benim para üstü gelmedi neden acaba" (yedim çünkü)
devamını gör...

oldukça şaşırdığım bi durum. ne yani cidden temizleme gereği duymuyor musunuz? umarım bu her erkek için geçerli değildir.
devamını gör...

güney koreli idol- oyuncu. saf güzelliğinden ötürü ''ulusun ilk aşkı'' unvanının da sahibi ayrıca.

ilk çıkışını daha 16 yaşındayken miss a adlı müzik grubunda 2010 yılında gerçekleştirdi. grup, kore'nin en iyi ve başarılı kız grupları arasında yer alıyordu. suzy, idollüğün yanında oyunculuğa da atıldı ve çeşitli film ve dizilerde oynadı. 2017 yılında içinde bulunduğu miss a grubu dağılınca tamamıyla oyunculuğa yöneldi fakat yakın bir zamanda verdiği konseriyle, idollüğü bırakmadığını da göstermiş oldu. konser için tık tık.

gu family book, while you were sleeping, uncontrollably fond, vagabond, start up gibi başarılı dizilerde başrol olduğundan, parasite (film)'da oynayan park so-dam ile birlikte, sony pictures'ın marvel serisi ''silk'' ana karakteri cindy moon'u oynamaya aday oldu.

tüm bu başarılarının yanında, ülkenin en çok bağış yapan ünlüleri arasında her zaman en üst sıralarda olmayı başarmış kadın ünlüdür kendisi. daha 26 yaşında olduğunu düşününce, önünde çok daha başarılı bir kariyer varmış gibi duruyor. vagabond'un 2. sezonunu büyük bir sabırsızlık ve umutla bekliyorum.
devamını gör...

"biri ölür, üzülmezsiniz. sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz. o hırkanın duruşu kalbinize oturur."

nbc
devamını gör...

kendine dönüşürken çıkardığı ses çocuksu bir mutluluk ve heyecan verirken, sinemada haşır huşur tüketilmesi sinir krizine yol açan yiyecek türü.
devamını gör...

arkadaşlar neredeyse her gün fiyatlar artıyor sanki. ne zaman istek listeme baksam major bi artış karşıma çıkıyor. her seferinde.. somut örnek vermek gerekirse daha dün sepeti deki 450 tl lik kitap bugün 600ü geçmiş. evet şaka değil bir gecede.

halk sağlığı görenler bilir devletlerin sigara bıraktırma politikaları vardır ve önemli adımlarından biri fiyat artışı ile caydırma yöntemidir. kataplara da aynısı yapıldığından şüphelenmeye başladım açıkçası.
devamını gör...

tarihçi, tarih yazan kişi.
devamını gör...

her an. bundan dolayı daha ay sonu gelmeden zaman zaman beni bilumum cami önleri, trafik ışıkları ya da çöp konteynırlarının yanında ; eğer iyi birer çocuk olursanız görebilirsiniz. *
devamını gör...

mualla sanırım senelerce aynı muallaklığa sebebiyet veren bir isim, aramızda mualla varsa kusura bakmasın ama ne bileyim şarkılardaki bir leyla açıklığı yok bu isimde. leylayı görünce duyunca insan anlıyor ki hattın diğer ucunda yanık biri var.

ama bu mualla kim, ne ayak?

dün gece saat 4-5 civarı olmayacak şarkılar dinliyorum, karşıma çıka çıka bu isim çıktı, bir gazapizm şarkısı. şarkı da demek doğru mu bilmiyorum, orhan veli'nin o dalgalı anlatımı yok, gazap eline geçirse dövecek kadını, öyle bir tarz?

"kendine bile katlanamayan bir adamım ben artık mualla!
anlayacağın yürekten yedik yiyeli façayı,
hani o ilk aşk dokunuşundan;
yani geç gelince yeni yetmelik ağıran saçlardan
sen kurtulursun aslında kırklanırsanda.
olsa olsa teneşir paklar beni
sonrasında kırkımdan!

kendine bile inanmayan bir adamım ben artık mualla!
tanrı var mı? yok mu?
nerdedir derdi nedir?
felsefik takılma şimdi ben kendime salıncak yapmışken alkolik efkarlanışlardan,
sallanıyoruz bak fena mı
sen kucağımda,
hayalden falan,
saçlarını da okşarım birazdan
ellerini de tutarım hatta

bozma işte fiyakasını çok durmıcak zaten kanımda
gerçi sen beni kansız da sanırdın gamsız da ama
ben içanaboşu bir türkçeyle anlatmaya çalışırken sana içimin akışını
sen fransız lügatından yan çevirmiştin hatırlarsan.

neyse ne, artık zamanlarındayız değil mi ‘artık mualla’?
bakışın fingirderken gözbebeğimin içine içine
tam belinden yakalarken hadiseyi
zorla güzellik değilse de zorbadır güzellik,
öğrenirken kaçışsız
teslim olmadım da ben esir alındım sayarsın ‘artık!kelepçelendim lan sana
iki gözün bir dizi parmaklık.

ölümüm olacaksın diye fısıldayan o ahmağı
unutmasan ne çıkardı ulan?
bilmem kaç santimden başka ne boşluk kalırdı içinde?
yüreğin çok mu doluydu, yersiz kaçtım bütün vakitlerinde?
unutkan randevulaştığın hani
hep sonradan.
kendine bile eğreti bir adamım ben artık mualla.
ellerim ceplerimde
ne zaman sokaklara serseri dalsam
aklımdasın
en saklımdasın hala
öylece ortada duran
.."

hadi bakalım, buyurun cenaze namazına seneler sonra yeniden ama bambaşka bir kimlikte ve tarzda ortaya çıkan bu mualla kim?





hiç alakasız dipçe : murteke candır ve kibariye onun elçisidir.
devamını gör...

aşağıdaki mesajlardan daha ilgincini, garibini kimse almamıştır bahse girerim.
bu garip mesajların sahibinin mahlasını değiştirdim kendine uysun diye bir garip yazar yaptım:

bir garip yazar:


hiçbir şey yolunda değil:
?
bir garip yazar:
.... .-..- -.-.. -... .-..- .-. / .--.. . -.-- / -.-- --- .-.. ..- -. -.. .- / -.. . --.-. .-..- .-..

bir garip yazar:
-. --- - .... .-..- -. --. / .-..- ... / ..-. .-..- -. .

hiçbir şey yolunda değil:
ne bunlar?

bir garip yazar:
şifre

bir garip yazar:
dikkat çekmeye çalışıyor da olabilirim.
devamını gör...

kendi istediği gibi davranan insandır. kimseyi ilgilendirmez.
devamını gör...

#1190829

kitap = check!
çakmak = bir sürü check!
kalem = check!
sigara = check ( tütün daha bohem, bi daha sefere onu kullan)
makas = valla onu ben de bilmiyorum ama check!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yıllar önce uzun bir şehirlerarası otobüs yolculuğu esnasında yaşadığım ve gerçek olup olmadığına hala emin olamadığım, belki de bir düş olduğunu düşündüğüm ama yine de insanlık adına mutluluk duyduğum bir jest sonunda hissettiğim duygudur.

uzun sürecek bir yolculuğa başlarken mutlaka yanıma üç kitap alırım. ne olur ne olmaz diye. birazdan anlatacağım olayın gerçekleştiği yolculuk için de böyle yapmıştım.

bir süre kitap okuyup bir süre uyuduktan ve bir süre de koltuğun arkasındaki kendine bile hayrı olmayan ekranda maskeli beşler ırak izledikten sonra artık gece olduğunda yeniden kitap okumak geldi içimden.

tepe lambasını yakıp kitabımı açtım. daha önceki deneyimlerimden aklımda kalan diğer yolcuların tepe lambasından rahatsız olabileceği idi. ama yanlış değilsem eğer bu konuda, o lambaların amacı zaten geceleri kullanılmaktır.

ben kitabıma gömülmüş büyük bir iştahla okurken otobüste herkes uyuyordu. ben, birkaç koltuk ön çaprazımda oturan genç adam, üniversiteli olduklarını düşündüğüm iki kız ve umarım ki şoför hariç.

yanan dört tepe ışığının altında kitap okuyan dört kişi hariç herkes uykuda idi. o sırada muavin birden, aniden, durup dururken yerinden fırladı. koridor kenarında ve arkalarda bir yerde oturduğum ve içeride çok az ses ve hareket olduğu için hemen hareketi algıladım. sallana sallana arkaya doğru yürüyen muavinin gözünden uyku akıyordu ama yürümeye devam etti.

benim aklıma gelen ilk şey ışıklar konusunda bizi uyaracağı oldu. daha önce bunu yaşamıştım. ama 18-19 yaşlarındaki muavin bize doğru gelmedi. merdiven boşluğu olan yere inip gözden kayboldu.

çıkan ses ve kokulardan ne yaptığını anladım ama bunun bizimle bir alakası olduğunu düşünmedim hiç.

bir süre sonra garson bir tepside dört kahve ile birlikte bize doğru geldi: önce genç adama, sonra üniversiteli kızlara, en son da bana kahve ikram etti.

- gece kitap okurken kahvesiz olmaz, hocam.

bana kurduğu cümle buydu. aslında gözlerim yorulmaya başlamıştı, uyumayı düşünmekteydim ama kahveden sonra ve bu iyilikten sonra gün ışıyana kadar okudum.

o muavin arkadaşıma kendim, benimle kitap okuyan üç insan ve o zaman okumakta olduğum kitabın yazarı fernando pessoa adını teşekkür ederim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim