regl ağrısının sebebi
regl ağrısının sebebi anatominin vicdansızlığıdır.
regl döneminde ; rahimin içindeki ; bir önceki doğuma hazırlık döneminden kalan endoterm tabakası anatominiz tarafından parçalanıp, sökülür.
işte ağrının sebebi rahimin iç duvarlarındaki yaralı endoterm tabakasından kaynaklanır. rahim içindeki yaralı endoterm ağrı verir.
ve bu ölü endoterm tabakası bir şekilde vücuttan atılması gerekir. aksi takdirde rahim içinde kalan ölü dokular enfeksiyona ve iltihaba sebep olurlar.
bu olayda vakitsiz ölmeleri sebebiyle kadın nüfusunu azaltır. kadın kıtlığı sebebiyle abaza erkekleri birbirine düşman eder.
dünyayı aybaşı kanı değil, erkek cinayetlerinin kanları şekillendirir.
işte bu konuyu çözmek için allahın ve dolayısıyla anatominin müthiş bir çözümü devreye girer.
içerdeki ölü endoterm tabakası ; sıvı yardımıyla yıkanır ve atılır.
nedir bu sıvı ?
elbetteki vücutta bol miktarda bulunan kan !
kan yardımıyla içerdeki ölü endoterm tabakası ; rahim içi yıkama işlemiyle dışarı atılır.
adet kanı sıvı bir kan değildir.
içinde pıhtı şeklinde pürüzler barındırır. işte bu pıhtı parçacıkları parçalanmış, ölü endoterm tabakası kalıntılarıdır.
ayrıca regl kanı çok pis kokar. aslında normal kan pis kokmaz.
bu pis kokunun sebebi ; rahim içinde beklemiş ve çürümüş ölü tabakanın çürümesinden kaynaklanan kokudur.
bu ölü doku dışarı atılınca ; bir sonraki döllenmeye hazırlık olarak ; vücut yeni bir endoterm tabakası oluşturur.
ve regl olayı biter.
regl döneminde ; rahimin içindeki ; bir önceki doğuma hazırlık döneminden kalan endoterm tabakası anatominiz tarafından parçalanıp, sökülür.
işte ağrının sebebi rahimin iç duvarlarındaki yaralı endoterm tabakasından kaynaklanır. rahim içindeki yaralı endoterm ağrı verir.
ve bu ölü endoterm tabakası bir şekilde vücuttan atılması gerekir. aksi takdirde rahim içinde kalan ölü dokular enfeksiyona ve iltihaba sebep olurlar.
bu olayda vakitsiz ölmeleri sebebiyle kadın nüfusunu azaltır. kadın kıtlığı sebebiyle abaza erkekleri birbirine düşman eder.
dünyayı aybaşı kanı değil, erkek cinayetlerinin kanları şekillendirir.
işte bu konuyu çözmek için allahın ve dolayısıyla anatominin müthiş bir çözümü devreye girer.
içerdeki ölü endoterm tabakası ; sıvı yardımıyla yıkanır ve atılır.
nedir bu sıvı ?
elbetteki vücutta bol miktarda bulunan kan !
kan yardımıyla içerdeki ölü endoterm tabakası ; rahim içi yıkama işlemiyle dışarı atılır.
adet kanı sıvı bir kan değildir.
içinde pıhtı şeklinde pürüzler barındırır. işte bu pıhtı parçacıkları parçalanmış, ölü endoterm tabakası kalıntılarıdır.
ayrıca regl kanı çok pis kokar. aslında normal kan pis kokmaz.
bu pis kokunun sebebi ; rahim içinde beklemiş ve çürümüş ölü tabakanın çürümesinden kaynaklanan kokudur.
bu ölü doku dışarı atılınca ; bir sonraki döllenmeye hazırlık olarak ; vücut yeni bir endoterm tabakası oluşturur.
ve regl olayı biter.
devamını gör...
ortaokulda alınan hotmail hesabı
adımsoyadı[email protected] şeklinde 1999 yılında aldığım email adresimdir. halen aktif olarak kullanırım. tabiki etinden sütünden fayfalanmak için gmail versiyonunu da aldık.
devamını gör...
yalnız başına caddeye salınmaması gereken tipler
yolun sol tarafından yürüyüp karşılarına, doğru yönden giden biri çıktığında yol vermedikleri gibi bir de insanın üzerine üzerine gelen tiplerdir.
- kamu spotu -
gittiğiniz istikametin sağ tarafından yürüyün ve ters taraftan yürümek mecburiyetinde kalırsanız da yok verin lütfen.**
- kamu spotu -
- kamu spotu -
gittiğiniz istikametin sağ tarafından yürüyün ve ters taraftan yürümek mecburiyetinde kalırsanız da yok verin lütfen.**
- kamu spotu -
devamını gör...
tartışmaktan zevk almak
amaçsız olmayan, sırf kendini ispat etmek için konuşmayan insanlarla karşılıklı iletişim halindeyken duyulan zevktir.
devamını gör...
robin scherbatsky
bir şarkısının sırrı yıllar sonra çözülmüştü.
bir ara tekrar bitirmeyi düşündüğüm dizinin güzel bir karakteri.
bir ara tekrar bitirmeyi düşündüğüm dizinin güzel bir karakteri.
devamını gör...
cinsellik içerikli başlıklardan nefret etme nedenleri
bir çok başlık absürt olsa da bir kısmı da, kısmen haklı tespitler barındırıyor, üstelik bazılarının mizahi tarafı da var.
hiç mi cinsel hayatlarınız yok merak edilesi bir konu değil benim açımdan ama bazı arkadaşlar öyle izlenim uyandırıyor.
şuna şöyle örnek verelim, öğrenci evinde tanıştığım kızla deliler gibi sevişirken üst kattan hamide teyze ve orhan amca da zeminle cinsel ilişki yaşaması durumu, kıracaksınız tavanımı diye bağırmıştım o günden sonra yapmadılar bunu gerçi.
bazı yazarları hamide teyze ile orhan amcaya benzetiyorum.
edit:bu tanım tek elle girilmemiştir, ama görüyorum ki bazıları tek elle okuyor.
edit 2: tek elle okuyan ama cinsellikten nefret eden yazarlar artışta. hepsi junior orhan amca ve hamide teyze olma yolunda büyük adımlar atmakta, brravo hahahahahaha.
edit final: bu konu hakkında benimle aynı fikirde olan insanlar da görüyorum, yeni bir fikir inşa etme zamanı yoldaşlar. cinsellik konuşmanın ayıplanmayacağı yeni bir sözlük formatı ! benimle misiniz ? hadi o zaman cinsellik hakkında bilgilendirici tanımlarla dolduralım sol frame'i.
hiç mi cinsel hayatlarınız yok merak edilesi bir konu değil benim açımdan ama bazı arkadaşlar öyle izlenim uyandırıyor.
şuna şöyle örnek verelim, öğrenci evinde tanıştığım kızla deliler gibi sevişirken üst kattan hamide teyze ve orhan amca da zeminle cinsel ilişki yaşaması durumu, kıracaksınız tavanımı diye bağırmıştım o günden sonra yapmadılar bunu gerçi.
bazı yazarları hamide teyze ile orhan amcaya benzetiyorum.
edit:bu tanım tek elle girilmemiştir, ama görüyorum ki bazıları tek elle okuyor.
edit 2: tek elle okuyan ama cinsellikten nefret eden yazarlar artışta. hepsi junior orhan amca ve hamide teyze olma yolunda büyük adımlar atmakta, brravo hahahahahaha.
edit final: bu konu hakkında benimle aynı fikirde olan insanlar da görüyorum, yeni bir fikir inşa etme zamanı yoldaşlar. cinsellik konuşmanın ayıplanmayacağı yeni bir sözlük formatı ! benimle misiniz ? hadi o zaman cinsellik hakkında bilgilendirici tanımlarla dolduralım sol frame'i.
devamını gör...
1 aralık
yarının 2 aralık olacağının habercisi, düne göre bir* artan gün.*
devamını gör...
günün ünlüsü olmak için yapılması gerekenler
evet arkadaşlar çözdüm olayı. bu teknikleri uygulayarak siz de günün ünlüsü olabilirsiniz.
öncelikle tek kelimelik entryler girmeyeceksiniz. çok önemli bi etken.
ikincisi: siyasi başlıklara, nickaltlarına, tarih belirten başlıklara da girmeyeceksiniz. örn. (bkz: 24 aralık 2020 bilmem ne bilmem ne)
üçüncüsü: eşya, cisim, gibi başlıklara da girmeyeceksiniz. siz anladınız yani o grubu.
dördüncüsü: duygusal, eskiye özlem içeren, şairlerden, yazarlardan alıntılar içeren bu tarz entryler gireceksiniz
ve taaak! artık siz de günün ünlüsü olabilirsiniz.
öncelikle tek kelimelik entryler girmeyeceksiniz. çok önemli bi etken.
ikincisi: siyasi başlıklara, nickaltlarına, tarih belirten başlıklara da girmeyeceksiniz. örn. (bkz: 24 aralık 2020 bilmem ne bilmem ne)
üçüncüsü: eşya, cisim, gibi başlıklara da girmeyeceksiniz. siz anladınız yani o grubu.
dördüncüsü: duygusal, eskiye özlem içeren, şairlerden, yazarlardan alıntılar içeren bu tarz entryler gireceksiniz
ve taaak! artık siz de günün ünlüsü olabilirsiniz.
devamını gör...
benjamin’in sözlüğü satması
ruslarla pazarlığın sürüyor olması sebebi ile gerçekleşmesi çok da uzak olmayan eylem.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
-kapı eşiği-
denizin kederini anlatacak dili yok,
dedim ve devrildim,
böyle sürdü uzun yıllarım
düştüm, sustum, içimden geçirdim,
evi oldum sol yanından yaralı bir salyangozun
ve komşusu ağlayan bir ağacın.
yeryüzü, ah yeryüzü diyerek
gürültüsüne de alıştım
kapladığım yerin.
bana verdiğin bu yarı-saydam gövdeden
sisin altında uğuldayan ve ipuçlarını bir türlü
çözemediğim üç-eksik-uzun vakti geçirdim.
sadece bir baş dönmesi kaldı şimdi
ömrümden, o acı suyu biriktirdiğim.
ağaç anlatabilir kendini yağmura,
hiç değilse fısıldayabilir - bunu biliyorum.
kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av,
uçsa bir ömür boynunda vebal.
ve kimim ben, düşe kalka dolaşan
yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur?
ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah
yolculuğa çağırır?
birhan keskin.
t: şiirlerinin her satırında bin anlam yüklü olan şairin, anlamak isteyene gönderisidir.
denizin kederini anlatacak dili yok,
dedim ve devrildim,
böyle sürdü uzun yıllarım
düştüm, sustum, içimden geçirdim,
evi oldum sol yanından yaralı bir salyangozun
ve komşusu ağlayan bir ağacın.
yeryüzü, ah yeryüzü diyerek
gürültüsüne de alıştım
kapladığım yerin.
bana verdiğin bu yarı-saydam gövdeden
sisin altında uğuldayan ve ipuçlarını bir türlü
çözemediğim üç-eksik-uzun vakti geçirdim.
sadece bir baş dönmesi kaldı şimdi
ömrümden, o acı suyu biriktirdiğim.
ağaç anlatabilir kendini yağmura,
hiç değilse fısıldayabilir - bunu biliyorum.
kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av,
uçsa bir ömür boynunda vebal.
ve kimim ben, düşe kalka dolaşan
yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur?
ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah
yolculuğa çağırır?
birhan keskin.
t: şiirlerinin her satırında bin anlam yüklü olan şairin, anlamak isteyene gönderisidir.
devamını gör...
ataması yapılmayan öğretmenin inşaatta çalışırken ölmesi
garip, geneli hep atanıp atanmama kısmına takılmış. okumuş bu genç adam neden inşaatta amelelik yapmak zorunda kalmış ya da o inşaatta neden iş güvenliği sağlanamamış kısmı pek irdelenmemiş (ya da çok az irdelenmiş)
devletin bu ülkede herkesi ataması elbette zorunlu değil ama eğitim fakültelerine belli program çerçevesinde ve belli kontenjan planlaması yapması görevi. hatta insanları yeteneklerine göre erkenden yönlendirip ona göre eğitim vermek de görevi. tabii bizler en az yarım asırdır bu konulardan öyle uzağız ki, devletin görevlerini savsaklamasına alıştığımızdan dolayı onların ne olduğunu dahi unutur olduk.
plansız programsız fakülte açarak atanamayan insan şişkinliği yaratan devlet değil mi?
o inşaatta iş güvenliği olup olmadığını denetlemek devletin görevi değil mi?
atanamasa da insanlara en azından eğitimine ya da yeteneklerine uygun yönlendirme yaparak doğru istihdam sağlamak devletin görevi değil mi?
ülke genelinde eğitmen açığı varken bu açıkları kapatmak için gerekli atamaları yapmak devletin görevi değil mi?
liyakat esasına göre atama yapmak devletin görevi değil mi?
atamaların ulufe dağıtır gibi değil , gerektiği için yapılması görevi değil mi?
23 yaşında bir garip iş kazasına (!) kurban olup göçüp gitti bu diyardan, ailesi dışında yarın hatırlayanı da kalmayacak muhtemelen. yazık.
devletin bu ülkede herkesi ataması elbette zorunlu değil ama eğitim fakültelerine belli program çerçevesinde ve belli kontenjan planlaması yapması görevi. hatta insanları yeteneklerine göre erkenden yönlendirip ona göre eğitim vermek de görevi. tabii bizler en az yarım asırdır bu konulardan öyle uzağız ki, devletin görevlerini savsaklamasına alıştığımızdan dolayı onların ne olduğunu dahi unutur olduk.
plansız programsız fakülte açarak atanamayan insan şişkinliği yaratan devlet değil mi?
o inşaatta iş güvenliği olup olmadığını denetlemek devletin görevi değil mi?
atanamasa da insanlara en azından eğitimine ya da yeteneklerine uygun yönlendirme yaparak doğru istihdam sağlamak devletin görevi değil mi?
ülke genelinde eğitmen açığı varken bu açıkları kapatmak için gerekli atamaları yapmak devletin görevi değil mi?
liyakat esasına göre atama yapmak devletin görevi değil mi?
atamaların ulufe dağıtır gibi değil , gerektiği için yapılması görevi değil mi?
23 yaşında bir garip iş kazasına (!) kurban olup göçüp gitti bu diyardan, ailesi dışında yarın hatırlayanı da kalmayacak muhtemelen. yazık.
devamını gör...
gece gece kokoreç yeme isteği
ansızın gelen bir istektir yakaladımı bırakmaz.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
...
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım
...
ah muhsin ünlü -hatırlat da haziranın sonlarında çocukluğumu yakalım
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım
...
ah muhsin ünlü -hatırlat da haziranın sonlarında çocukluğumu yakalım
devamını gör...
yaşamak
"yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak."
nazım hikmet'e ait olduğu düşünülse de sözün sahibi belli değildir.
nazım hikmet'e ait olduğu düşünülse de sözün sahibi belli değildir.
devamını gör...
en güzel çiçek
en güzel çiçek şudur diye ayırım yapamam. bitki ve çiçeklerin arasında olduğumdan buna cevap vermek çok zor. kimi güzel kokar, kimi güzel görünür, kimi çiçek açar, kimi saksıda, kimi dış mekanda yetişir. her biri ayrı bir güzel, ayrı bir özeldir.
devamını gör...
ali babacan
bir siyasetçi. malum cenahtan %1,5-3 arası kırpsa süper olur. en fazla alacağı da %5-6 arası olur.
yoksa bunların aklı başında tayfadan oy alması imkansız.
bir de buna ve ekibine güzelleme yapanlar vardı, onlara da ayrı gülüyordum, şimdi daha da çok gülüyorum.
kardeşi için bir şey diyemem fakat okuldan uzaklaştırma aldığına göre türban ile okula gidebiliyorlarmış.
yani söyledikleri gibi türbanlılar giremiyordu meselesini de netleştirmiş olalım.
not: 1994 üni. mezunu olarak sınıfımda 2 tane türbanlı arkadaşımız vardı ve en ufak bir problem de yaşamadık, yaşanmadı.
mezun olup gittiler bizim gibi.
o sebeple siyasileştirilmiş islamiyet bu topraklardan uzak olsun.
bu kadar.
yoksa bunların aklı başında tayfadan oy alması imkansız.
bir de buna ve ekibine güzelleme yapanlar vardı, onlara da ayrı gülüyordum, şimdi daha da çok gülüyorum.
kardeşi için bir şey diyemem fakat okuldan uzaklaştırma aldığına göre türban ile okula gidebiliyorlarmış.
yani söyledikleri gibi türbanlılar giremiyordu meselesini de netleştirmiş olalım.
not: 1994 üni. mezunu olarak sınıfımda 2 tane türbanlı arkadaşımız vardı ve en ufak bir problem de yaşamadık, yaşanmadı.
mezun olup gittiler bizim gibi.
o sebeple siyasileştirilmiş islamiyet bu topraklardan uzak olsun.
bu kadar.
devamını gör...
kemalist vs apocu
terörist yalaması nasıl bir g*t kalkması yaşıyorsa artık gazi mareşal mustafa kemal atatürk ile ap* p*çini kıyaslıyor.
devamını gör...
sonra döndüm ve dedim ki
ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni. doğarken ağladı insan, bu son olsun,bu son.
devamını gör...
ağırınıza giden sözler
“ burası senin evin değil, karışma buraya. beğenmiyorsan git kendi evine.” tamam.
devamını gör...
