modası geçmeyenler
sevmenin ve iyi bir kalbin modası hiç geçmiyor.
devamını gör...
tarçınlı su
ayıptır söylemesi şu anda keyifle yudumladığım tarçın aromalı sudur.
kilo falan verdirmez inanmayın o şehir efsanelerine ancak şeker isteğinizi yüksek oranda bastırır, özellikle de soğutulmuş olanı, denendi ve onaylandı.
benim tarifim şöyle:
malzemeler:
3/4 adet tarçın kabuğu
1 demlik su
yapılışı:
öncelikle tarçın kabuklarımızı demliğin içine koyuyoruz ve suyu üstüne boşaltıyoruz. burası çok önemli: ilk önce kabuklar konulacak, üstüne su eklenecek.
ardından bu karışımı kaynatıyoruz.
kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika daha kaynamasına izin veriyoruz.
bu işlemler bittikten sonra demliğimizin üstünü kapatıyoruz (bir tabakla veya demliğin kendi kapağıyla) ve sabaha kadar bekletiyoruz.
sabah olunca ılımış olan tarçınlı suyumuzu bir sürahiye boşaltıyoruz.
daha sonra bu sürahiyi buzdolabına koyuyoruz ve iyice soğuyana kadar bekletiyoruz (bence akşama kadar dursun, ben öyle yapıyorum çünkü).
ardından afiyetle içiyoruz.
afiyet olsun.
uzun bir süre sonra edit:
spora başladığım için ve şekeri uzun bir süredir hayatımdan çıkardığım için bu tarçınlı su tarifini de uzun zamandır kullanmıyorum.
evet zamanında inanılmaz derecede şeker bağımlılığım vardı ve bunu sağlıklı bir şekilde bastırmam gerekiyordu, neyse ki bu tarçınlı su dediğimiz mükemmel içecek imdadıma yetişti.
gerçekten inanılmaz derecede işe yarıyor. ilk birkaç haftada o yapay şekerleri arıyorsunuz ama inanın ki hiç gerek yok, tarçınlı su yeterli geliyor.
size de tavsiyem o yapay şekerli ürünleri bırakın, yanından bile geçmeyin. bunu çok fazla söyledim ama bu tarçınlı su, özellikle de soğutulmuş olanı, şeker ihtiyacını inanılmaz derecede bastırıyor.
kilo falan verdirmez inanmayın o şehir efsanelerine ancak şeker isteğinizi yüksek oranda bastırır, özellikle de soğutulmuş olanı, denendi ve onaylandı.
benim tarifim şöyle:
malzemeler:
3/4 adet tarçın kabuğu
1 demlik su
yapılışı:
öncelikle tarçın kabuklarımızı demliğin içine koyuyoruz ve suyu üstüne boşaltıyoruz. burası çok önemli: ilk önce kabuklar konulacak, üstüne su eklenecek.
ardından bu karışımı kaynatıyoruz.
kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika daha kaynamasına izin veriyoruz.
bu işlemler bittikten sonra demliğimizin üstünü kapatıyoruz (bir tabakla veya demliğin kendi kapağıyla) ve sabaha kadar bekletiyoruz.
sabah olunca ılımış olan tarçınlı suyumuzu bir sürahiye boşaltıyoruz.
daha sonra bu sürahiyi buzdolabına koyuyoruz ve iyice soğuyana kadar bekletiyoruz (bence akşama kadar dursun, ben öyle yapıyorum çünkü).
ardından afiyetle içiyoruz.
afiyet olsun.
uzun bir süre sonra edit:
spora başladığım için ve şekeri uzun bir süredir hayatımdan çıkardığım için bu tarçınlı su tarifini de uzun zamandır kullanmıyorum.
evet zamanında inanılmaz derecede şeker bağımlılığım vardı ve bunu sağlıklı bir şekilde bastırmam gerekiyordu, neyse ki bu tarçınlı su dediğimiz mükemmel içecek imdadıma yetişti.
gerçekten inanılmaz derecede işe yarıyor. ilk birkaç haftada o yapay şekerleri arıyorsunuz ama inanın ki hiç gerek yok, tarçınlı su yeterli geliyor.
size de tavsiyem o yapay şekerli ürünleri bırakın, yanından bile geçmeyin. bunu çok fazla söyledim ama bu tarçınlı su, özellikle de soğutulmuş olanı, şeker ihtiyacını inanılmaz derecede bastırıyor.
devamını gör...
beni bu güzel havalar mahvetti
orhan veli'nin güzel havalar şiirinde tekrarlanan can alıcı dize.
şiirin tamamını da ekleyelim yazmışken:
--- alıntı ---
beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti.
--- alıntı ---
şiirin tamamını da ekleyelim yazmışken:
--- alıntı ---
beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti.
--- alıntı ---
devamını gör...
bastırılmış üzüntü
coşturulmuş depresyona sebebiyet verecek durum.
devamını gör...
adam gibi adam
üç kişiler. adam, gibi, adam.
devamını gör...
takipçilerle buluşma düzenlemek
takipçi sayım kadar liram bile yok.
devamını gör...
turks ve caicos adaları
1 ay kadar önce ada ile ilgili bir belgesel izlemiştim. mevzunun fesle vesaire ile ilgili olmadığı direkt olarak türk denizcilerle ilgili olduğu anlatılıyordu. başlığı görünce de, o aklıma geldi birazcık araştırma yaptım. şöyle bilgiler mevcut;
16. 17. ve 18. yüzyıllarda ispanyol, fransız ve ingilizler arasında el değiştiren adaların ismi 16. yüzyılda ispanyollar’ın elindeyken bile yine türk adaları’ydı. yani bu ismi almasının fesle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. ingilizler adanın ismini değiştirmek istemişlerse de ada halkını yüzyıllardır kullandıkları bu isimden vaz geçirememişler. adaların ismini değiştiremeyen ingilizler bu kez de ada ile türkler arasındaki bağı “fes benzerliği” masalını uydurarak kesmek istemişler. 1869 yılında ise turks ve caicos adaları’nın “ay-yıldızlı” eski bayrağını değiştirmeyi başarmışlar.
bayrak şöyle bir şey;

küba büyükelçisi de konuyla ilgili şöyle bir bilgi aktarmış;
“caicos kelimesi, türkçe’deki kayıktan geliyor. adanın adı türkler’in burada bulunduğunu gösteriyor. küba’nın en meşhur bir bölgesinin adı matatorcos, yani türklerin öldüğü yer! bunun bir felaket sonucu olduğunu dair bilgiler var. ispanyol gemisi san agustin 28 şubat 1596’da havana’ya geldiğinde mürettebatın 45’i müslüman, bazılarının adları ramazan, recep, yusuf, ali, hüseyin idi. batı anadolu ve karadeniz’den gelmişlerdi. 1640 yılında küba’nın güneyinde bir ingiliz ticari gemisi türk korsanları tarafından ele geçirilmiş.”
ayrıca, piri reis’in haritasında bu adaların bulunduğu yerde kayık resimleri olduğundan bahsediliyor. bu da küba büyük elçisinin sözlerini doğrular nitelikte. zaten oglalalakota dostumuz da fesin kullanılmaya başlanma zamanlarından bahsetmiş. bu sebeple türk denizcilerin oraya gitmiş olması ve bahsedilen izleri bırakmış olmaları daha akla yatkın gibi. laf aramızda bitkiyi de hiç sevmedim zaten *
16. 17. ve 18. yüzyıllarda ispanyol, fransız ve ingilizler arasında el değiştiren adaların ismi 16. yüzyılda ispanyollar’ın elindeyken bile yine türk adaları’ydı. yani bu ismi almasının fesle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. ingilizler adanın ismini değiştirmek istemişlerse de ada halkını yüzyıllardır kullandıkları bu isimden vaz geçirememişler. adaların ismini değiştiremeyen ingilizler bu kez de ada ile türkler arasındaki bağı “fes benzerliği” masalını uydurarak kesmek istemişler. 1869 yılında ise turks ve caicos adaları’nın “ay-yıldızlı” eski bayrağını değiştirmeyi başarmışlar.
bayrak şöyle bir şey;

küba büyükelçisi de konuyla ilgili şöyle bir bilgi aktarmış;
“caicos kelimesi, türkçe’deki kayıktan geliyor. adanın adı türkler’in burada bulunduğunu gösteriyor. küba’nın en meşhur bir bölgesinin adı matatorcos, yani türklerin öldüğü yer! bunun bir felaket sonucu olduğunu dair bilgiler var. ispanyol gemisi san agustin 28 şubat 1596’da havana’ya geldiğinde mürettebatın 45’i müslüman, bazılarının adları ramazan, recep, yusuf, ali, hüseyin idi. batı anadolu ve karadeniz’den gelmişlerdi. 1640 yılında küba’nın güneyinde bir ingiliz ticari gemisi türk korsanları tarafından ele geçirilmiş.”
ayrıca, piri reis’in haritasında bu adaların bulunduğu yerde kayık resimleri olduğundan bahsediliyor. bu da küba büyük elçisinin sözlerini doğrular nitelikte. zaten oglalalakota dostumuz da fesin kullanılmaya başlanma zamanlarından bahsetmiş. bu sebeple türk denizcilerin oraya gitmiş olması ve bahsedilen izleri bırakmış olmaları daha akla yatkın gibi. laf aramızda bitkiyi de hiç sevmedim zaten *
devamını gör...
erkeklerin sürekli fotoğraf istemesi
inanılmaz itici bir durumdur. kadınlar erkekler gibi değildir, her an güzel ve bakımlı görünmek isterler. içlerinden gelmiyorsa fotoğraf çekmek istemezler.
bu yüzden de sürekli:
- foto atsana
- boydan foto atsana
- yandan foto atsana
- anlık foto atsana
gibi talepler sinir eder.
bırakın içinden geldiği zaman kendisi atsın. böyle çok darlanıyor kadınlar.
bu yüzden de sürekli:
- foto atsana
- boydan foto atsana
- yandan foto atsana
- anlık foto atsana
gibi talepler sinir eder.
bırakın içinden geldiği zaman kendisi atsın. böyle çok darlanıyor kadınlar.
devamını gör...
banyo sonrası dökülen saçlar ile vedalaşmak
giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir düsturuyla yaklaşıyorum kendilerine aylarca aynı yastığa baş koymuşuz bir su görünce gideceklerse ancak arkalarından su dökerim.
devamını gör...
fırında bir şey pişerken başında beklemek
şeflerin genelde gerekirse fırının önünde yatacaksınız söyleminin kısmi vücut bulmuş hali. benimse kışın, ayaklarımı fırın kapağına koyarak ısıtmak için yaptığım eylem. çok üşüyorlar, n’apayım.
devamını gör...
yaşlı yazarlar
gömünüz bizi. kendi çapında yaşayan yazarlardır.
devamını gör...
kaju yiyememek
insan neden kaju yiyemez? işte bunlar hep yokluktan azizim, yoksulluktan.*
devamını gör...
evlenen arkadaşa alınacak hediye
kahve makinası. kendim seviyorum belki de ondandır.
devamını gör...
yehova şahitleri
türkiye'de misyoner faaliyetleri yaparak tanınan bir protestan kilisesidir.
güney afrika cumhuriyetinde de kiliseleri vardır. bir işçi arkadaşımız bunların kilisesine gidiyordu. doğum günü, evlilik yıl dönümü, yılbaşı... kutlamayı kötü görüyorlar ve devamlı "jesus coming soon" diyorlar. diğer protestan kiliselere giden arkadaşlar bunlara aşırı gözüyle bakıyordu.
güney afrika cumhuriyetinde de kiliseleri vardır. bir işçi arkadaşımız bunların kilisesine gidiyordu. doğum günü, evlilik yıl dönümü, yılbaşı... kutlamayı kötü görüyorlar ve devamlı "jesus coming soon" diyorlar. diğer protestan kiliselere giden arkadaşlar bunlara aşırı gözüyle bakıyordu.
devamını gör...
cinnet geçirten yazım yanlışları
devamını gör...
madalyasız yazarların boş beleş tipler olması
başlığa tarif edildigi gibi bos beleş yorum yapmak gerekirse "kafa sozluk övünç madalyasi tevcih edilen, özgün olan yada arastirmalarla arama motorlarından derlenen, her şekilde emek verilen tanımların sahibi arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.
devamını gör...
aşık olma isteği
anneannem 'yoğurt gönlünü ayran etme' derdi. emin olmadan hiç sulandırmayın yoğurt gönlünüzü, kıymet bilmiyorsa ziyan olmanız an meselesi; sonra durup kalırsınız ne oldu len bana diye...
devamını gör...
ağzını şapırdatarak yemek yemek
sinirden kanımın çekilip beynime sıçramasına, şu an yazarken bile elimin ayağımın titremesine neden olan olaydır. ağız şapırdatmak vb seslerden rahatsız olanlar bir de tıbben hasta olarak kabul edilmiş ve bu durum misofoni olarak tanımlanmış. hayır rahatsız edilen, huzuru kaçırılan ben iken neden rahatsız eden kişiye hasta denmiyor da benim gibi insanlar yaftalanıyor. bak yine sinirlendim. son sözüm “lütfen yemek yerken ağzınızı şapırdatmayın, lütfen.”
devamını gör...
beş ressam adı sayamayan biriyle çıkmak
mülakatla sevgili seçmesi gereken yazar beyanı.
devamını gör...
takatsubo kardiyomiyopatisi
orta yaşlı kadınlarda emosyonel ya da fizyolojik stres sonrası özellikle ventrikül apeksinde balonlaşma ile giden geçici bir kardiyomyopati hastalığıdır.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
devamını gör...