normal sözlük bilgi boşalması
an itibariyle yaşanan durum. ekstra karma puanı duyunca herkes erken boşaldı.yarım günde entellektüel bilgi birikimim tavan yaptı.
not: kötülükten vazgeçip kendini atom mühendisliği ve fiziğe veren kedi şerafettin.
not: kötülükten vazgeçip kendini atom mühendisliği ve fiziğe veren kedi şerafettin.
devamını gör...
günaydın sözlük
yani bir iş yeni bir hayata adım atmanın heyecanı var. tedavim ve kronik az maaş sıkıntımı bugünden itibaren atıyorum. çok kötü bir yaz dönemi geçirdim
bütün düzenimi ve psikolojimi bozan o korkunç dönem artık son buluyor. 07:30 16:30 mesai saati çok sevdiğim kadıköyüme ve adalara artık çok yakın olacağım. tedavime çok yardımcı olacak etkenler bunlar. artık eskisi kadar büyük hırslarım yok. küçük şeylerden mutlu olmayı başardım. alkol ve mariyi bırakma kararımdan çok memnunum. artık en büyük zevkim burgazada'ya gidip cem evinin çay bahçesinde çay sigara kitap yapmak. işim zaten hareketli olacağı için hiperaktivite sorunumda olmayacak. bu noktaya gelmek için çok çabaladım. vazgeçmeyin dostlarım. siz evrene "bak ben çabalıyorum artık ödülümü ver" mesajını yollarsan sana bunu verecektir. hava kötü ama gününüz sağlıklı ve güzel olsun.
bütün düzenimi ve psikolojimi bozan o korkunç dönem artık son buluyor. 07:30 16:30 mesai saati çok sevdiğim kadıköyüme ve adalara artık çok yakın olacağım. tedavime çok yardımcı olacak etkenler bunlar. artık eskisi kadar büyük hırslarım yok. küçük şeylerden mutlu olmayı başardım. alkol ve mariyi bırakma kararımdan çok memnunum. artık en büyük zevkim burgazada'ya gidip cem evinin çay bahçesinde çay sigara kitap yapmak. işim zaten hareketli olacağı için hiperaktivite sorunumda olmayacak. bu noktaya gelmek için çok çabaladım. vazgeçmeyin dostlarım. siz evrene "bak ben çabalıyorum artık ödülümü ver" mesajını yollarsan sana bunu verecektir. hava kötü ama gününüz sağlıklı ve güzel olsun.
devamını gör...
regl kanına hükmetmek
bir yolunun olması gereken hede. isteyen rahatlamak için 1 litreye kadar kan akıtabilsin, istemeyen hiç akıtamasın. düşünün. süper güç gibi bişi. milyarder olabiliriz. sözlük mafyasını diriltecek fonu da elde etmiş oluruz böylelikle. efsane raconlar var bizde.
devamını gör...
cinsel seksli başlıkların açılmasının asıl amacı
cinsel olmayan seksli başlıklar açılırsa önüne geçilebilecek sorunsaldır.
başlığı okuyunca gözlerim kanadı resmen.
başlığı okuyunca gözlerim kanadı resmen.
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
ey büyük atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
devamını gör...
sabır otu
(bkz: halikarnas balıkçısı) mavi sürgünü #479160 sabırlık otu ile başlar:
‘ sabırlık vardır, güneşin ateş yağdırdığı iklimlerde biter.anasının memesini tutan yavru gibi toprakları kavrayan köklerinden uçları süngülü dik yapraklarını salar. cehennemde yanan ifrit gibi on yıl alevlerde yavaş yavaş büyür ve güneşte parlayan bitkisel bir anıt olur.on yıllarca aldığı ışıkla sıcaklığı, bir kıymığını bile alıkoymadan yeni bir kılıkta yine yaratılışa verir. böylelikle en yalın tanımıyla iyi insana benzer: hayattan aldığını, yine fazlasıyla gene yaşama verir. ‘

sabırlık otu (agave ) çoğunlukla aloe vera ile karıştırılan bir çöl bitkisidir, yazarın da anlattığı gibi çok sıcak iklimleri tercih eder. meksika’da çöllerde sıkça rastlanan agave, unesco dünya mirası listesinde yer alır. mavi olan türü tekila yapımında ; bazı türleri de dokumacılık, gıda sektörü, eczacılık ve kozmetikte kullanılır. bir hasır ya da halat , karamelli bal tadında bir şurup ya da bir ilaç olarak insanlığa yararı dokunur.
on onbeş yıldan sonra çiçek açabildiği için sabırlık otu adını alır. bazı kaynaklara göre altmış ila yüz yıl kadar yaşamaktadır, bu ona yüzyıl bitkisi denmesine de yol açar. çiçek açmasından sonra, belki de tüm enerjisini bu uzun ve gösterişli ürüne harcadığından ölür. çiçeklerinin güney kıyılarında dekorasyon amaçlı olarak kullanıldığını son zamanlarda görüyoruz.

not: ülkemizde sürmekte olan yangınlarda ağaçlar gibi, diğer bitkiler gibi sabır otları da yanıp tutuştu. ’insan’ elinde doğanın yok oluşunu çaresizce izlemek çok kötü. sabır isteyen bu bitkinin çiçeği, bir çamın ulu gövdesi, ağacı ev yapmış kuşun yumurtadan çıkan yavruları, orman toprağına sığınmış binlerce hayvan küller halinde havaya, suya toprağa karışıyor şimdi.
insanlığımızı, vicdanımızı yoklamak ; neyi yanlış yaptığımızı sorgulatmak için derimize nüfuz ediyor şimdi. kabaağaçlı' nın iyi insana benzettiği bu ot ve niceleri yüreğimizle birlikte yanıyor acı bir kokuyla.
‘ sabırlık vardır, güneşin ateş yağdırdığı iklimlerde biter.anasının memesini tutan yavru gibi toprakları kavrayan köklerinden uçları süngülü dik yapraklarını salar. cehennemde yanan ifrit gibi on yıl alevlerde yavaş yavaş büyür ve güneşte parlayan bitkisel bir anıt olur.on yıllarca aldığı ışıkla sıcaklığı, bir kıymığını bile alıkoymadan yeni bir kılıkta yine yaratılışa verir. böylelikle en yalın tanımıyla iyi insana benzer: hayattan aldığını, yine fazlasıyla gene yaşama verir. ‘

sabırlık otu (agave ) çoğunlukla aloe vera ile karıştırılan bir çöl bitkisidir, yazarın da anlattığı gibi çok sıcak iklimleri tercih eder. meksika’da çöllerde sıkça rastlanan agave, unesco dünya mirası listesinde yer alır. mavi olan türü tekila yapımında ; bazı türleri de dokumacılık, gıda sektörü, eczacılık ve kozmetikte kullanılır. bir hasır ya da halat , karamelli bal tadında bir şurup ya da bir ilaç olarak insanlığa yararı dokunur.
on onbeş yıldan sonra çiçek açabildiği için sabırlık otu adını alır. bazı kaynaklara göre altmış ila yüz yıl kadar yaşamaktadır, bu ona yüzyıl bitkisi denmesine de yol açar. çiçek açmasından sonra, belki de tüm enerjisini bu uzun ve gösterişli ürüne harcadığından ölür. çiçeklerinin güney kıyılarında dekorasyon amaçlı olarak kullanıldığını son zamanlarda görüyoruz.

not: ülkemizde sürmekte olan yangınlarda ağaçlar gibi, diğer bitkiler gibi sabır otları da yanıp tutuştu. ’insan’ elinde doğanın yok oluşunu çaresizce izlemek çok kötü. sabır isteyen bu bitkinin çiçeği, bir çamın ulu gövdesi, ağacı ev yapmış kuşun yumurtadan çıkan yavruları, orman toprağına sığınmış binlerce hayvan küller halinde havaya, suya toprağa karışıyor şimdi.
insanlığımızı, vicdanımızı yoklamak ; neyi yanlış yaptığımızı sorgulatmak için derimize nüfuz ediyor şimdi. kabaağaçlı' nın iyi insana benzettiği bu ot ve niceleri yüreğimizle birlikte yanıyor acı bir kokuyla.
devamını gör...
metodoloji
yöntem bilimi olarak da bilinen metodoloji belirli bir alanda, dalda kullanılan yöntemler ve metodlar bütünüdür. bütünsel, tutarlı ve ayırıcı özellikler bütünü olmanın yanı sıra üniversite eğitiminde ve lisansüstü eğitimlerde ders olarak ( örneğin; tarih metodolojisi) sıkça karşılaştığımız araştırma ve bahsi geçen konunun doğru ve sistematik bir biçimde öğrenilmesi ve kullanılması gereken kavramlardır. metodoloji çalışılan konu üzerinde izlenilmesi gereken bir yol ortay koyar. metodolojinin başlıca amacı konu üzerindeki bulguları sınıflandırmak, değerlendirmek ve eleştirel yaklaşımı kolaylaştırmaktır. eğer bir makale veya bilimsel bir tez yazmak üzere iseniz muhakkak metodoloji biliminden faydalanmanız gerekecektir. metodolojiyi bir nevi bilimsel ön hazırlık olarak değerlendirebiliriz.
tez ve makalelerde genel kullanım alanı kaynakça, dipnot gibi ufak görünen şeyler olsada geniş bir kullanım alanına sahiptir.
metodoloji kelime anlamı ise eski yunanca’dan gelmektedir. meta, hodos ve logos kelimelerinin birleşimi ile türetilen bir kelimedir. eski felsefe ve bilimde logos; söz ve konuşma anlamına gelmektedir. eski yunanca’dan türetilen bir kelime olmasına rağmen metodoloji kelimesi dilimize fransızca’dan geçmiştir.
tez ve makalelerde genel kullanım alanı kaynakça, dipnot gibi ufak görünen şeyler olsada geniş bir kullanım alanına sahiptir.
metodoloji kelime anlamı ise eski yunanca’dan gelmektedir. meta, hodos ve logos kelimelerinin birleşimi ile türetilen bir kelimedir. eski felsefe ve bilimde logos; söz ve konuşma anlamına gelmektedir. eski yunanca’dan türetilen bir kelime olmasına rağmen metodoloji kelimesi dilimize fransızca’dan geçmiştir.
devamını gör...
blackeyes
tanımlarını okudum.
işin gerçeği gözlerime, gördüklerime ve okuduklarıma inanamadım.
karşımda nasıl bir insan var yaaaa....
diyerek, hayretler içinde kaldım.
kafa sözlükte böyle insanlarda varmıymış diyerek, kendisiyle aynı ortamda birlikte olmaktan ötürü kıvanç duydum.
bilgi makinası...
başka bir terim gelmiyor aklıma.
ayrıca saygılı, efendi, hayatın imbiğinden geçmiş bir insan.
mutluluklar onunla olsun...
allah yolunu açık etsin, inşallah, amin.
işin gerçeği gözlerime, gördüklerime ve okuduklarıma inanamadım.
karşımda nasıl bir insan var yaaaa....
diyerek, hayretler içinde kaldım.
kafa sözlükte böyle insanlarda varmıymış diyerek, kendisiyle aynı ortamda birlikte olmaktan ötürü kıvanç duydum.
bilgi makinası...
başka bir terim gelmiyor aklıma.
ayrıca saygılı, efendi, hayatın imbiğinden geçmiş bir insan.
mutluluklar onunla olsun...
allah yolunu açık etsin, inşallah, amin.
devamını gör...
29 numaralı koltuğun hikayesi
amin maalouf'un yapı kredi yayınları tarafından yayımlanmış kitabı.
amin maalouf 2011 yılında claude lévi-strauss’un ardından fransız akademisi’nde 29. koltuğa seçildi. bu seçimin ardından maalouf, her zamanki titizliği ve ayrıntılara olan düşkünlüğüyle, 29 numaralı koltuğun ilk sahibi pierre bardin’den (1590-1635) selefi claude lévi-strauss’a (1908-2009) varıncaya dek, fransa’nın siyasi ve kültürel tarihinin satır aralarında bir kazı çalışmasına giriştiği kitaptır.
maalouf bu kitabında arka kapak yazısında da belirtildiği gibi, fransız akademisi’nin 29 numaralı koltuğuna seçilip de kendisinden önce bu "seçkinler topluluğu"na seçilen herkesin yaptığı gibi halefini anlatacağı konuşmasını yapmak üzere masasının başına oturduğunda onu içine çeken bir hikayeyi, son halkası olduğu bir halef-selef silsilesini, fransız akademisi'nin kuruluşundan itibaren üyeliğe seçilen kişilerden 18'inin hikayesini anlatır. kitapta ansiklopedik bilgiler olduğu gibi dedikodular, samimi yorumlar, açığa çıkarılmış sırlar ve elbette itiraflar var. fakat bu hikayeler veya diğer bir deyişle serbest yaşam öyküleri yalnız biyografik derlemelerden ibaret değiller. birbirini takip eden her bir bölümde yazar, fransa'nın dört yüzyıllık askeri, siyasi, sosyal ve kültürel tarihini ve kimi adayın seçilişinde bu faktörlerin etkisini dile getirdiği eserdir.
amin maalouf 2011 yılında claude lévi-strauss’un ardından fransız akademisi’nde 29. koltuğa seçildi. bu seçimin ardından maalouf, her zamanki titizliği ve ayrıntılara olan düşkünlüğüyle, 29 numaralı koltuğun ilk sahibi pierre bardin’den (1590-1635) selefi claude lévi-strauss’a (1908-2009) varıncaya dek, fransa’nın siyasi ve kültürel tarihinin satır aralarında bir kazı çalışmasına giriştiği kitaptır.
maalouf bu kitabında arka kapak yazısında da belirtildiği gibi, fransız akademisi’nin 29 numaralı koltuğuna seçilip de kendisinden önce bu "seçkinler topluluğu"na seçilen herkesin yaptığı gibi halefini anlatacağı konuşmasını yapmak üzere masasının başına oturduğunda onu içine çeken bir hikayeyi, son halkası olduğu bir halef-selef silsilesini, fransız akademisi'nin kuruluşundan itibaren üyeliğe seçilen kişilerden 18'inin hikayesini anlatır. kitapta ansiklopedik bilgiler olduğu gibi dedikodular, samimi yorumlar, açığa çıkarılmış sırlar ve elbette itiraflar var. fakat bu hikayeler veya diğer bir deyişle serbest yaşam öyküleri yalnız biyografik derlemelerden ibaret değiller. birbirini takip eden her bir bölümde yazar, fransa'nın dört yüzyıllık askeri, siyasi, sosyal ve kültürel tarihini ve kimi adayın seçilişinde bu faktörlerin etkisini dile getirdiği eserdir.
devamını gör...
alice in absurdland
pazartesi sabahı kendimi akışta görmem şoku cem uzan'a hapis şokundan büyüktü bence.
ne kaçışı? işimiz var, laf dalaşına girelim diye mi bekleyecektim?
ne engeli? sadece kendim gibi düşünen insanları okumak istesem burada ne işim var?
ne ayıbı? ayıp konusunu hiç açmasak daha iyi değil mi?
bir şey söylerken tepkiye de hazır olmak gerek.
ne kaçışı? işimiz var, laf dalaşına girelim diye mi bekleyecektim?
ne engeli? sadece kendim gibi düşünen insanları okumak istesem burada ne işim var?
ne ayıbı? ayıp konusunu hiç açmasak daha iyi değil mi?
bir şey söylerken tepkiye de hazır olmak gerek.
devamını gör...
var mı buz gibi soğuk su içen
pazarda ben babaannemin tezgahında bir şeyler satarken, sucu çocuk da bizim tezgahın yanında su satardı. iyi arkadaş olmuştuk. bu başlığı görünce o geldi aklıma. sahi ne yapıyordur şu an acaba?
devamını gör...
çizime başlayacaklara tavsiyeler
ilk olarak çizimin "yetenek" olmadığını anlamanız gerekiyor. çizim uğraş ve zaman gerektirir. kim ona zaman ve alın teri verirse o kazanır. çizim sizden bir el bir kalem ve bir kağıttan başka bir şey istemez gerisi size bağlı bir şeydir. o yüzden çizim yeteneğim yok diye bir şey demeyin zira öyle bir şey kimsede yok. onlarda olup da sizde olmayan uğraş ve zaman ayırmadır.
youtube üzerinde birçok çizim kanalı mevcut. tarama çizgisinden itibaren öğretmeye başlıyorlar ondan başka udemy üzerinde de birçok eğitim paketi mevcut bunları izleyerek ve uygulayarak başlamanızı öneririm. bunlar vasıtasıyla ilerleyince ve ana hatları öğrenince kendinize bir tarz seçin ve bundan sonrasında o tarz üzerine yoğunlaşın.
tarzınızı yakalayınca gerisi su gibi gelecektir.
gözlem
yeni sanatçılar keşfetme
bol bol çizim inceleme
bol bol deneme yanılma
bunlar çizimde ana kurallar. ha bir de para
çizerlerin en çok hataya düştüğü yerler ise aşağlık kompleksi, azla yetinme yanlış kağıt seçimi
önce bir aşağlık kompleksinden kurtulun. en başta dediğim gibi en başarılı sanatçı ve sizin aranızda alın terinden başka bir fark yok. o yaptıysa pekala siz de yeterli zamanı ve uğraşı verip yapabilirsiniz.
azla yetinmeyin gözünüz yükseklerde olsun. neden dünya çapında bir çizer olmak yerine okul yurdunun çizeri olasınız ki?
ve en önemli nokta kağıt seçimi. inanın bana kağıt seçimi çok çok çok çok çok çok çok çok çok önemli
kağıt seçimi > kalem seçimi
yazın bunu bir kenara.
yanlış kağıt seçimi sizi ileriye taşımaz o yüzden kağıdınız temiz, kalın ve düzgün olsun. adam akıllı bir eskiz defteri alın. kağıdı yağ gibi olsun. kalemi sürdüğünüzde o mükemmel sesi duyun kalem buzlu bir yüzeydeymiş gibi kaysın. kağıdı hissedin.
gerekli olan şeyler bunlar gerisi kişisel çaba artık.
ha bir de çizgi roman, manga ve kitap okuyun bol bol
çünkü okuma ve yazma aslında bir ikili değildir. okuma, yazma, çizme bu bir üçlüdür. bunlardan birini insandan çıkartırsanız insan eksik kalır. insan okumalı hayal etmeli daha sonra yazmalı ve çizmeli daha sonra yazılanları ve çizilenleri okumalıdır.
youtube üzerinde birçok çizim kanalı mevcut. tarama çizgisinden itibaren öğretmeye başlıyorlar ondan başka udemy üzerinde de birçok eğitim paketi mevcut bunları izleyerek ve uygulayarak başlamanızı öneririm. bunlar vasıtasıyla ilerleyince ve ana hatları öğrenince kendinize bir tarz seçin ve bundan sonrasında o tarz üzerine yoğunlaşın.
tarzınızı yakalayınca gerisi su gibi gelecektir.
gözlem
yeni sanatçılar keşfetme
bol bol çizim inceleme
bol bol deneme yanılma
bunlar çizimde ana kurallar. ha bir de para
çizerlerin en çok hataya düştüğü yerler ise aşağlık kompleksi, azla yetinme yanlış kağıt seçimi
önce bir aşağlık kompleksinden kurtulun. en başta dediğim gibi en başarılı sanatçı ve sizin aranızda alın terinden başka bir fark yok. o yaptıysa pekala siz de yeterli zamanı ve uğraşı verip yapabilirsiniz.
azla yetinmeyin gözünüz yükseklerde olsun. neden dünya çapında bir çizer olmak yerine okul yurdunun çizeri olasınız ki?
ve en önemli nokta kağıt seçimi. inanın bana kağıt seçimi çok çok çok çok çok çok çok çok çok önemli
kağıt seçimi > kalem seçimi
yazın bunu bir kenara.
yanlış kağıt seçimi sizi ileriye taşımaz o yüzden kağıdınız temiz, kalın ve düzgün olsun. adam akıllı bir eskiz defteri alın. kağıdı yağ gibi olsun. kalemi sürdüğünüzde o mükemmel sesi duyun kalem buzlu bir yüzeydeymiş gibi kaysın. kağıdı hissedin.
gerekli olan şeyler bunlar gerisi kişisel çaba artık.
ha bir de çizgi roman, manga ve kitap okuyun bol bol
çünkü okuma ve yazma aslında bir ikili değildir. okuma, yazma, çizme bu bir üçlüdür. bunlardan birini insandan çıkartırsanız insan eksik kalır. insan okumalı hayal etmeli daha sonra yazmalı ve çizmeli daha sonra yazılanları ve çizilenleri okumalıdır.
devamını gör...
erkeklerin hoşlanma belirtileri
bir erkek bir kadınla sürekli uğraşıp duruyorsa kesin verecektir, pardon hoşlanıyordur. hep kadınlara mı yapılacak bu espri az da erkeklere yapalım ama dimi? bence de öyle.
devamını gör...
sevgili ile aynı evde yaşamak
fıkralara konu olan olaydır.
"mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
"ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."
akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
- "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."
mehmet yanıtlar:
- "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun mehmet."
bir hafta sonra mehmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; handan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."
"mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
"ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."
akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
- "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."
mehmet yanıtlar:
- "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun mehmet."
bir hafta sonra mehmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; handan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."
devamını gör...
şebnem ferah
kleopatra hayatta olsa önünde diz çöker tövbe ederdi. türk rock müziğinin yüz akı ve tartışmasız kraliçesidir.
devamını gör...
aracın camına not bıraktı diye tutuklanan adam
adalet dağıtacak şahısların sanki,babalarının işyerini işleten zengin veletler gibi, ben yaptım, işe aldım, işten çıkardım,oldu zan ediyorlar hukuku, ama suç onların değil?suç parayı verenin istediği hukuk fakültesinden mezun olmalarını sağlayan sistemde, orda adalet dağıtacak siniz sözünü yanlış anlamışlar, parayı verdik adaleti'de aldık zan ediyorlar.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının evcil dostlarının korktuğu şeyler
muhabbet kuşum süpürgenin sesinden korkuyor ve ayrıca siyah renk olan hiçbir şeye konmuyor.
devamını gör...
dinden soğuma nedenleri
işin içine çıkar girince rahatsızlık hissetmeden her haltı yiyen sözde dindarlar.
devamını gör...
emoji kullanan insan
bazıları çok ciddi gülücük atınca ne gülüyorsun diyor. insan onu görünce gülümser anca ters davranıyorlar sanki anasının karnından ciddiyet diye bağırarak doğmuş.
devamını gör...