green card
melih uçuyosun yunaytıdsteytsemerika.
devamını gör...
otobüste akbilini rica ettiğin kişinin verdiğin parayı almaması
“yeteriz bakiye !” sesi üzerine millete hemen bir hal oluyor bakış kaçırmalar vs. henüz ben rica etmeden akbilini veren arkadaşı o an kahramanım ilan ederim . bir de parasını istememesi cool harekettir, 3 liranın peşine düşmemiştir ve 3 lirayla kahraman olur hayat işte ...
devamını gör...
karnı büyük koca dünya
sivas'ta ağzı salyalı cani yobazlarca katledilen büyük halk ozanı muhlis akarsu'ya ait muhteşem eser..
"nice muhlis akarsu'yu
yedin yine doymadın mı
karnı büyük koca dünya.."
"nice muhlis akarsu'yu
yedin yine doymadın mı
karnı büyük koca dünya.."
devamını gör...
mansur ark
çok değil, çoktan çok sevdiğim şarkıcı.
dili tatlı dönük, kavruk, kıvırcıkların şahı sevimli abimiz, amcamız....*
ben başka link atıyorum başkası, diğerini atsın değiş tokuş olsun tık tık
dili tatlı dönük, kavruk, kıvırcıkların şahı sevimli abimiz, amcamız....*
ben başka link atıyorum başkası, diğerini atsın değiş tokuş olsun tık tık
devamını gör...
18 yaşında olup çok fazla ilişkisi olmamış olan insan
ahahaha 34 yaşında olup çok çok az sayıda kişiyle ilişkisi olmuş bir insan olarak ben kendimi bir yerlerden mi atayım diye düşündürtmüş başlıktır
şaka bir yana, insanlardaki özellikle de erkeklerdeki skor kaygısına parmak bastığı için önemli bir başlıktır.
benim şahsi tecrübem, gözlemim ve inancım görüşülen kişi sayısı arttıkça herkesin manasızlaşmaya ve değersizleşmeye başladığıdır. hani 25ten, 30dan sonra aşk olmuyor filan diyorlar ya, bunun sebebi yaşın hangi rakamlarla ifade edildiği değil, yaş arttıkça insanların eskittiği duygularının artması. o duyguları benim gibi eskitmediğiniz vakit halen aşka, güçlü duygulara, bağlanmaya inanıyor ve insanlara yüzeyden değil derinden bakarak onlardaki nüansı görebiliyor, değer verilecek yönlerini bulabiliyorsunuz.
yani kardeşim, bir insan seni reddettiği zaman bundan acı duymak yerine aman dünyada kaç milyar daha var diyorsan, kusura bakma ama kimsedeki değeri göremeyecek kadar kör olmuş bir taş kafalısın.
siz bu üstteki taş kafalıdan olmak istemiyorsanız niceliğe değil niteliğe önem verin ilişkilerinizde.
üfff ya da vermeyin bana ne, benim dediğimle mi yaşayacaksınız, aileniz sizde açtığı yaralar ve kendi gerizekalılığınızın cezasını çekeceksiniz.
şaka bir yana, insanlardaki özellikle de erkeklerdeki skor kaygısına parmak bastığı için önemli bir başlıktır.
benim şahsi tecrübem, gözlemim ve inancım görüşülen kişi sayısı arttıkça herkesin manasızlaşmaya ve değersizleşmeye başladığıdır. hani 25ten, 30dan sonra aşk olmuyor filan diyorlar ya, bunun sebebi yaşın hangi rakamlarla ifade edildiği değil, yaş arttıkça insanların eskittiği duygularının artması. o duyguları benim gibi eskitmediğiniz vakit halen aşka, güçlü duygulara, bağlanmaya inanıyor ve insanlara yüzeyden değil derinden bakarak onlardaki nüansı görebiliyor, değer verilecek yönlerini bulabiliyorsunuz.
yani kardeşim, bir insan seni reddettiği zaman bundan acı duymak yerine aman dünyada kaç milyar daha var diyorsan, kusura bakma ama kimsedeki değeri göremeyecek kadar kör olmuş bir taş kafalısın.
siz bu üstteki taş kafalıdan olmak istemiyorsanız niceliğe değil niteliğe önem verin ilişkilerinizde.
üfff ya da vermeyin bana ne, benim dediğimle mi yaşayacaksınız, aileniz sizde açtığı yaralar ve kendi gerizekalılığınızın cezasını çekeceksiniz.
devamını gör...
tarihçilerden başka bir hikaye
editörlüğünü ebru aykut, nurçin ileri ve fatih artvinli'nin yaptığı, can yayınları'ndan çıkan tarihi öykü derlemesi. tarih ile edebiyatı, gerçek ile kurguyu bağdaştıran şahane bir metodu vardır. tarihçilerin, buldukları gerçek tarihi kaynakları (arşiv belgeleri, hatıratlar, gazete haberleri) kurgulayarak öyküleştirmesiyle meydana gelmiştir. ilginç bir tarih yazımı denemesi olduğu kadar, gerçek hikayelere dayanması bakımından dikkat çekici bir edebi eserdir de.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
devamını gör...
45 numara ayakkabıyı giymek
benden -1 numara az giyen hemcinslerimin bulunduğu gruptur.
devamını gör...
suça meyilli erkeklerle takılıp şiddet görüyorum diyen kadın
burada tepki gösterilmesi ve kamuoyunda tepki çekmesi gereken "şiddet gösterilmiş olması" dır. insanların görebileceği platformlarda gelip de victim blaming yaparsanız, şiddet fiilini gerçekleştirme potansiyeli olan kişilerin "benimle olmayı o istedi,sonuçlarına katlanır." demesine sebep olursunuz. açıkça cesaret verirsiniz. dolaylı olarak kadının öldürülmesine sebep olabilir bu düşünce yapınız.
devamını gör...
domestic hıyar
mükemmel bir enerjisi var. resmen insanın konuştukça konuşası geliyor. tanımları da kendisi gibi hem güldürüyor hem düşündürüyor. siz yazın biz okuyalım efenim.*
devamını gör...
tıbbın çare bulamadığı hastalıklar
herkesi cahil sanma hastalığı
devamını gör...
moderatörün tanımını şikayet etmek
son derece normal ve muzip bir harekettir. şikayet edilecek bir tanım girmesi çok düşük ihtimal ama olsun.
devamını gör...
amelie
fransız yapımı romantik komedi filmidir. küçük/minik mutluluklar peşinde koşarken büyük aşkını bulan bir kadın amelie. filmde kullanılan soundtracklar kalbimi çalmıştır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şey

şöyle bi şerefsiz, gelsin iki makara yapalım, tipe bak ya?
yanımda gezdireyim, "hacı kurbanı naptın?" diyen olursa "kendine sor?" diyeyim, bu böyle gevşek gevşek baksın.
lan bu nasıl bi sıfattır ?*
(bkz: yüksek ateşin beyne zarar vermesi)
(bkz: geçti geçiyor ama az kaldı)
(bkz: buradan son feci mars anama çok selam ederim)
devamını gör...
incil
yazarı allah olmayan kitaptır.
havarilerin esinlenmeler ve isa'nın etrafında olup bitenlerden yola çıkarak yazdığı müjde kitaplarıdır.
havarilerin esinlenmeler ve isa'nın etrafında olup bitenlerden yola çıkarak yazdığı müjde kitaplarıdır.
devamını gör...
30 mart 2021 askeri okullardan atatürk devrimleri bölümünün kaldırılması
atatürk'ün izini ülkemizden ve kurumlarımızdan silmeye çalışanların gün gelecek ismi bile unutulacak. atatürk'ün ismi ise aynı saygınlıkla anılmaya her zaman devam edecektir.
devamını gör...
günün sözü
körün gözü açıldığında kırdığı ilk şey bastonudur.
devamını gör...
aşk bir baharat olsaydı ne olurdu sorunsalı
kaliteli bir pul biber olurdu. hani yerken hem canınız yanar hemde daha da iştahlanırsınız ama acısının da sonradan çıkacağını içten içe bilirsiniz ama yinede yemeye devam edersiniz ya, öyle bir şey.
devamını gör...


