yalan dünya
her bir karakterin kendi çapında başrol olduğu türk komedi dizisidir. bir avrupa yakası fanı olarak yalan dünya'nın da neredeyse tüm bölümlerini izlemişimdir. karakterler karikatürize de olsa gülse birsel'in bunun ardında birçok şeyi eleştirdiği ve hep çevrede gördüğü tipleri yazdığını anlayabilirsiniz. onun tüm karakterleri özelliklerinin abartılmasının yanında günlük yaşamımızda yanımızda yöremizde bulunan tiplerdir. kaç kişinin hayatında temizlik hastası bir servet yoktur örneğin? kendi adına türkü söyleyen gülistan'dan çok gördüm mesela ben. ama tüm bunları bir kenara bırakıp asıl takdir edilmesi gereken şey gülse birsel'in ekranlara 2.5 saatlik komedi dizisi yapabilmiş olmasıdır. üstelik bu dizi aradan seneler geçmesine rağmen hala daha çok seviliyorsa gülse birsel bazı şeyleri başarmış demektir. tabi oyuncu kadrosunun da mükemmel olduğunu es geçmeyelim. gülse birsel'in son dizisi olan jet sosyete beni hayal kırıklığına uğratsa da ekranlara 30 dakikalık sitcom dizi yapılmasına izin verilse çok daha iyi bir iş çıkaracağına inanıyorum. her hafta insanları 2.5 saat güldürmek kolay olmasa gerek.
devamını gör...
olmak istenen cansız varlık
güzel manzarası olan bir uçurumda dev bir kaya parçası olmak isterdim. 7/24 manzara ne hoş.
devamını gör...
sevdiği halde vazgeçen insan
sevginin yetmediğini anlamış insandır. sevmek önemli ama yeterli değil maalesef.
devamını gör...
pazar günü erken uyanıp pazartesi yastıktan ayrılamamak
tipik pazartesi sendromudur.
devamını gör...
normal sözlük'e eksileme butonu gelsin kampanyası
bununla birlikte forumsal hiç bir şeye hizmet etmeyen tanımların ucurulmasi düzenlemesi de gelmeli. bu şekilde giderse ergen mahallesine döner agalar burası ve kısa sürede yok olur gider örneklerinde olduğu gibi.
şu an saldım çayıra havası mevcut fazlasıyla.
şu an saldım çayıra havası mevcut fazlasıyla.
devamını gör...
alfa kuşağı
2010 yılı ve sonrasında doğanların mensubu olduğu kuşak. dijital çağın çocukları.
muhtemelen z kuşağının yoğun eleştirilerine maruz kalacak olan nesil.
muhtemelen z kuşağının yoğun eleştirilerine maruz kalacak olan nesil.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
bana olmuş kan davalı
bunlar hep köylü adabı
terk et git buraları
aşamadıysan ortaçağı.
bunlar hep köylü adabı
terk et git buraları
aşamadıysan ortaçağı.
devamını gör...
winsconsin üniversitesi solüsyonu
günümüzde organ saklanması için kullanılan winconsin üniversitesi'de bulunduğu için ismini oradan alan özel solüsyondur.
bu solüsyonla
böbrek 40-50 saat
kalp 5 saat
karaciğer 6-12 saat saklanabilmektedir.
bu solüsyonla
böbrek 40-50 saat
kalp 5 saat
karaciğer 6-12 saat saklanabilmektedir.
devamını gör...
26 şubat 2021 rte'nin 67 yaşına girmesi
on katlı pastasını an itibariyle köşede bekletiyordur soru şu acaba neli seviyor ejder meyveli mi, çokemelli çikolatalı mı? tüm türkiye şu an bu karara kilitlendik.
devamını gör...
derleme makalesi
(bkz: review article)
yazar, belirli konuyu alt başlıklarına ayrıştırıp, o alt başlıklarına dair bugüne değin yapılan tüm incelemeleri gözden geçirip derler. ayrıca, bugünden itibaren hangi yönde araştırmalar yapılması gerektiğine dair analizler ortaya konulmalı, böylece derleme makalesi tamamlanmış olur. çok emek ve süre gerektirdiği aşikar.
yazar, belirli konuyu alt başlıklarına ayrıştırıp, o alt başlıklarına dair bugüne değin yapılan tüm incelemeleri gözden geçirip derler. ayrıca, bugünden itibaren hangi yönde araştırmalar yapılması gerektiğine dair analizler ortaya konulmalı, böylece derleme makalesi tamamlanmış olur. çok emek ve süre gerektirdiği aşikar.
devamını gör...
erdoğan değil intihar eden vatandaşlar suçludur
erdoğan'ı zor durumda bırakmak için intihar ediyorlar, bunlar zaten fetöcü, pkk'lı, dhkp-c'li, ışid'çi, affedersiniz ermeni, israil dölü dese inandırıcı olabilirdi.
bitcoin yüzünden intihar eden yok, akşam evinde sofraya yemek koyamadığı için intihar eden insanlar var bu ülkede.
tabii bir akit'e bunu anlatmanız gereksiz. kendisi de it gibi bilmesine rağmen, yarattıkları siyasal din bunu gerektirir.
ölmeyi tercih etmiş insanların arkasından bu şekilde konuşmak en basit tanımıyla ahlaksızlıktır.
lakin bu adamlarda eksik olan şey sadece ahlak da değildir.
bitcoin yüzünden intihar eden yok, akşam evinde sofraya yemek koyamadığı için intihar eden insanlar var bu ülkede.
tabii bir akit'e bunu anlatmanız gereksiz. kendisi de it gibi bilmesine rağmen, yarattıkları siyasal din bunu gerektirir.
ölmeyi tercih etmiş insanların arkasından bu şekilde konuşmak en basit tanımıyla ahlaksızlıktır.
lakin bu adamlarda eksik olan şey sadece ahlak da değildir.
devamını gör...
komünizm
ajitasyon temelli propagandalarla sistemin nasıl çalıştığını anlamayan insanları etkileyerek ayakta kalmayı ancak başarabilen ideoloji. insanın doğasını ve ekonomik sistemin nasıl çalıştığını tam olarak anlayan birinin bunu desteklemesi mümkün değildir. ancak hayalini kurabilir.
neyse ben burada nispeten az bilinen bir komünizm eleştirisini yazmak istiyorum. bu da komünizmin demokrasiyle olan doğal uyumsuzluğudur.
insanlık tarihi boyunca demokrasinin atina, ceneviz, novgorod gibi hep tüccar şehirlerinin yönetim şekli olduğu görülmektedir. bu eğilimin sebebinin insanların özel mülküne el koyabilecek güçte bir monarşinin çıkmasını engellemek olduğu sanılmaktadır. eğer daron acemoğlu'nun ulusların çöküşü kitabında sömürgecilik dönemi ispanya'sının sahip olduğu zenginliği kaybedişini anlattığı bölümü de okursak konu daha net anlaşılmış olur.
kısaca şöyle;
hollandalı zengin bir baba, iki oğlundan birini ispanya'ya diğerini abd'ye yatırım yapmaları maksadıyla gönderir. ancak ispanya'ya gönderdiği oğlunun mallarına kıytırık bir sebepten ötürü ispanya kralı el koyar ve çocuğu da hapse attırır. baba da abd'ye gönderdiği, zenginliğine zenginlik katmakta olan oğlundan aldığı parayla ispanya'da ki oğlunu kurtarır ve bütün ailesi ve servetiyle birlikte abd'ye taşınır.
bu hikaye özel mülk-demokrasi ilişkisini ne güzel anlatıyor değil mi?
buna ek olarak birde bir akıl yürütmesi yapalım. diyelim komünist bir ülkede yaşıyorsunuz. eğer devletin başındaki klik diktatörleşmeye başlarsa buna karşı nasıl direnirsiniz? düşünün; karşı propaganda yapmada kullanabileceğiniz bütün matbaalar, bütün televizyon ve radyo kanalları, bütün internet sunucuları, eylemlere insan taşımda kullanacağınız bütün otobüsler vs. her şey zaten devletin, dolayısıyla diktatörleşen kliğin kontrolünde. bu saydıklarımın hiçbirini direnmede kullanmanıza izin vermeyecekleri aşikar. işte bu da bize komünist ülkelerin niçin çok kısa bir sürede kanlı diktatörlüklere dönüştüğünü çok güzel bir şekilde gösteriyor. komünist bir ülkenin demokratik kalabilmesi neredeyse bir mucize gibi.
bütün bunlara bakarak özel mülkün olmadığı yerde demokrasinin de olmayacağını söyleyebiliriz; komünizmin demokrasiyle doğal bir uyumsuzluğunun olduğunu da.
edit: özel mülk bir "güç" türüdür. eğer özel mülkünüzü kaybettiyseniz gücünüzü de kaybetmişsinizdir. komünist ülkelerin insanları "eşit" değil zayıftır.
neyse ben burada nispeten az bilinen bir komünizm eleştirisini yazmak istiyorum. bu da komünizmin demokrasiyle olan doğal uyumsuzluğudur.
insanlık tarihi boyunca demokrasinin atina, ceneviz, novgorod gibi hep tüccar şehirlerinin yönetim şekli olduğu görülmektedir. bu eğilimin sebebinin insanların özel mülküne el koyabilecek güçte bir monarşinin çıkmasını engellemek olduğu sanılmaktadır. eğer daron acemoğlu'nun ulusların çöküşü kitabında sömürgecilik dönemi ispanya'sının sahip olduğu zenginliği kaybedişini anlattığı bölümü de okursak konu daha net anlaşılmış olur.
kısaca şöyle;
hollandalı zengin bir baba, iki oğlundan birini ispanya'ya diğerini abd'ye yatırım yapmaları maksadıyla gönderir. ancak ispanya'ya gönderdiği oğlunun mallarına kıytırık bir sebepten ötürü ispanya kralı el koyar ve çocuğu da hapse attırır. baba da abd'ye gönderdiği, zenginliğine zenginlik katmakta olan oğlundan aldığı parayla ispanya'da ki oğlunu kurtarır ve bütün ailesi ve servetiyle birlikte abd'ye taşınır.
bu hikaye özel mülk-demokrasi ilişkisini ne güzel anlatıyor değil mi?
buna ek olarak birde bir akıl yürütmesi yapalım. diyelim komünist bir ülkede yaşıyorsunuz. eğer devletin başındaki klik diktatörleşmeye başlarsa buna karşı nasıl direnirsiniz? düşünün; karşı propaganda yapmada kullanabileceğiniz bütün matbaalar, bütün televizyon ve radyo kanalları, bütün internet sunucuları, eylemlere insan taşımda kullanacağınız bütün otobüsler vs. her şey zaten devletin, dolayısıyla diktatörleşen kliğin kontrolünde. bu saydıklarımın hiçbirini direnmede kullanmanıza izin vermeyecekleri aşikar. işte bu da bize komünist ülkelerin niçin çok kısa bir sürede kanlı diktatörlüklere dönüştüğünü çok güzel bir şekilde gösteriyor. komünist bir ülkenin demokratik kalabilmesi neredeyse bir mucize gibi.
bütün bunlara bakarak özel mülkün olmadığı yerde demokrasinin de olmayacağını söyleyebiliriz; komünizmin demokrasiyle doğal bir uyumsuzluğunun olduğunu da.
edit: özel mülk bir "güç" türüdür. eğer özel mülkünüzü kaybettiyseniz gücünüzü de kaybetmişsinizdir. komünist ülkelerin insanları "eşit" değil zayıftır.
devamını gör...
pame radyo yayını
pame'de bu hafta yaz şarkıları var.
yavaştan sona ermekte olan ve yerini cânım eylül'e bırakan yaz, birçoğumuz için birbirinden renkli şarkılar demek. yaza dair yunan müziğinin farklı dönemlerinden şarkıları ve bu şarkıların ilginç hikayelerini dinleyeceğimiz yayınımıza bekliyoruz.
pame radyo yayını, bu akşam saat 22:30'da sözlük radyosunda.
blog.kafasozluk.com/
yavaştan sona ermekte olan ve yerini cânım eylül'e bırakan yaz, birçoğumuz için birbirinden renkli şarkılar demek. yaza dair yunan müziğinin farklı dönemlerinden şarkıları ve bu şarkıların ilginç hikayelerini dinleyeceğimiz yayınımıza bekliyoruz.
pame radyo yayını, bu akşam saat 22:30'da sözlük radyosunda.
blog.kafasozluk.com/
devamını gör...
kendin yapınca hoşuna giden başkaları yapınca aptalca bulduğun şeyler
arabada müzik sesini sona verip arizona kertenkelesi gibi sağda solda turlamak.
devamını gör...
yavrum diyen erkek çekiciliği
bazı kızlara göre kıroca gelse de bence var böyle bir çekicilik.
misal, şu tuzluğu uzatır mısın yavrum. ya da, günün nasıl geçti yavrum. bi sıcak oldu sanki, gideyim de az hava alıp geleyim üf.
misal, şu tuzluğu uzatır mısın yavrum. ya da, günün nasıl geçti yavrum. bi sıcak oldu sanki, gideyim de az hava alıp geleyim üf.
devamını gör...
moderasyon açıklamalarının inandırıcı olmaması
arkadaşlar burada bir çok yazar, bir çok kez, başlığının, entryrsinin hak etmediği biçimde, ortada geçerli net bir eylem olmamasına rağmen silindiğini konu etti , bu konudaki rahatsızlığını dile getirdi .
özellikle küfür konusunda moderasyonun ve ben de dahil bir çok yazarın hassasiyetine rağmen, bu konuda bir çok kişinin, moderasyonun tırpanını yediği bir gerçek.
şimdi problem şu.
moderasyon , kimine göre masum olduğu iddia edilen, tartışmaya açık entryleri bile anında görüp bulup, cımbızlayıp, aradan çıkarırken,
sözlük gündemini bu kadar sorunlu bir biçimde sürekli meşgul eden bazı kişilerle ilgili ,
' yapmayın, etmeyin , bize bildirin ' demesi , bütün bunlar açığa çıkmasına rağmen, bu kişilere hala ciddî yaptırımlar uygulanmaması,
bu ve benzer konularda iyi niyetle de olsa yaptıkları açıklamaların inandırıcılığını, samimiyetini yitirmesine sebep oluyor .
benim veya bir başkasının küfür içermeyen, ama ima yoluyla bu sonuca varilan entry mi nasıl kimsenin bildirimine gerek kalmadan görüyorsanız, bunları da görmelisiniz.
yoksa bu sekilde giderseniz işiniz epey zor görünüyor...
edit:
burada taraf olmayı seçenlerle bir türlü anlaşamıyoruz.
' moderasyon bunlara yetisemediğinden ' cumlesine ,
' bana nasıl yetişiyor da genellikle belirli kişilere yetişilmiyor ' derim.
sorunun ana konusu zaten bu .
ben veya benim gibi düşünenler,
hiç kimse , hic birimiz ' bizim istediğimiz olsun ' demiyoruz ki ,
bu yargıda bulunanlar bunu nerden nasıl çıkarıyor anlamak güç.
bana işleyen kural , ayrım gözetmeksizin herkese işlesin.
bütün söylediğimiz bu. bunun neresi anlaşılmıyor, gercekten ilginç.
ok , sözlükle bir bağınız, veya çalışanlarla bir ilişkiniz, iletisiminiz olabilir ,
ama ortada apaçık duran bir meseleyi de sütten çıkma ak kaşık gibi temizleyip, bunu dile getirenleri de hiiç rahatsız olmadan , sıkılmadan devre dışı birakmaya çalışmak ne derece etik ,
bunun yorumunu herkes kendi yapmalı.
edit 2 :
başlık açmayın, şikayet edin diyenler var .
hiçbirşey değişmiyor, yapılmıyor, ortadaki yanlışa ve haksızlığa başka türlü nasıl dikkat cekilebilir ?
edit 3 :
ben yaptığım tespitlerin ve izlediğim yolun doğru olduğundan oldukça eminim .
bir moderator, keşke birebir bana buradan cevap vermeden önce, yukarıda yaptığım tanımı iyice okusaydı.
öyleydi böyleydi demiyorum artık.
herkesi önce kendi vicdanıyla, sonra da topmumsal etiklik sorgulamasiyla baş başa bırakıyorum.
sizler , bütün entryleri saçma sapan küfürler, iğrenç cinsellikler içeren ve bu durumun diğer yazarların da onayıyla tescillendiği adamları savunup kollayarak , bir anlamda harakiri yapıyorsunuz,
umarım bir gün bundan pişman olmazsınız.
özellikle küfür konusunda moderasyonun ve ben de dahil bir çok yazarın hassasiyetine rağmen, bu konuda bir çok kişinin, moderasyonun tırpanını yediği bir gerçek.
şimdi problem şu.
moderasyon , kimine göre masum olduğu iddia edilen, tartışmaya açık entryleri bile anında görüp bulup, cımbızlayıp, aradan çıkarırken,
sözlük gündemini bu kadar sorunlu bir biçimde sürekli meşgul eden bazı kişilerle ilgili ,
' yapmayın, etmeyin , bize bildirin ' demesi , bütün bunlar açığa çıkmasına rağmen, bu kişilere hala ciddî yaptırımlar uygulanmaması,
bu ve benzer konularda iyi niyetle de olsa yaptıkları açıklamaların inandırıcılığını, samimiyetini yitirmesine sebep oluyor .
benim veya bir başkasının küfür içermeyen, ama ima yoluyla bu sonuca varilan entry mi nasıl kimsenin bildirimine gerek kalmadan görüyorsanız, bunları da görmelisiniz.
yoksa bu sekilde giderseniz işiniz epey zor görünüyor...
edit:
burada taraf olmayı seçenlerle bir türlü anlaşamıyoruz.
' moderasyon bunlara yetisemediğinden ' cumlesine ,
' bana nasıl yetişiyor da genellikle belirli kişilere yetişilmiyor ' derim.
sorunun ana konusu zaten bu .
ben veya benim gibi düşünenler,
hiç kimse , hic birimiz ' bizim istediğimiz olsun ' demiyoruz ki ,
bu yargıda bulunanlar bunu nerden nasıl çıkarıyor anlamak güç.
bana işleyen kural , ayrım gözetmeksizin herkese işlesin.
bütün söylediğimiz bu. bunun neresi anlaşılmıyor, gercekten ilginç.
ok , sözlükle bir bağınız, veya çalışanlarla bir ilişkiniz, iletisiminiz olabilir ,
ama ortada apaçık duran bir meseleyi de sütten çıkma ak kaşık gibi temizleyip, bunu dile getirenleri de hiiç rahatsız olmadan , sıkılmadan devre dışı birakmaya çalışmak ne derece etik ,
bunun yorumunu herkes kendi yapmalı.
edit 2 :
başlık açmayın, şikayet edin diyenler var .
hiçbirşey değişmiyor, yapılmıyor, ortadaki yanlışa ve haksızlığa başka türlü nasıl dikkat cekilebilir ?
edit 3 :
ben yaptığım tespitlerin ve izlediğim yolun doğru olduğundan oldukça eminim .
bir moderator, keşke birebir bana buradan cevap vermeden önce, yukarıda yaptığım tanımı iyice okusaydı.
öyleydi böyleydi demiyorum artık.
herkesi önce kendi vicdanıyla, sonra da topmumsal etiklik sorgulamasiyla baş başa bırakıyorum.
sizler , bütün entryleri saçma sapan küfürler, iğrenç cinsellikler içeren ve bu durumun diğer yazarların da onayıyla tescillendiği adamları savunup kollayarak , bir anlamda harakiri yapıyorsunuz,
umarım bir gün bundan pişman olmazsınız.
devamını gör...



