bir william boyd kitabıdır.

nat tate bir ressam ama yaşadığı dönemde anlaşılamayan ressamlardan değil. tanınmış, bilinen, saygı duyulan, hayran olunan bir yazar. ama bu onun kendi içinde çözemediği sorunlarının baskısını daha az hissetmesini sağlamıyor.

nat tate ailesini kaybettikten sonra bir hami tarafından yetiştirilir. yeteneği de aynı kişi tarafından keşfedilir. zengin bir adam olan yeni hamisi ona her türlü imkanı sağlar ve yeteneğini geliştirmesi için de elinden gelenin en iyisini yapar.

ama nat tate bozulmuştur. babasının kim olduğunu bilmemek ressamın içindeki zembereği kırmıştır. babasının bir denizci olduğunu ve denizde kaybolduğunu bilir sadece. belki de o yüzden durmadan köprü resimleri çizer. ama basit resimler değildir bunlar. bu resimler ressamı dışavurumculuğun en ilginç isimlerinden biri yapar.

bu resimlerin çok azı günümüze ulaşmıştır. çünkü nat tate hepsini çalışma evine kilitledikten sonra evi ateş verip arkasında iz bırakmamayı tercih etmiştir.

çizdiği köprüler sadece geçmişe dair bir özlem değil geleceğe dair de bir kehanettir. çünkü büyük ressam bir köprüden atlayarak intihar eder.

ve köprülerin altından çok sular geçer.
devamını gör...

moderasyon faşizmine hayır.
ek: makara niyetine açtığım başlık gündeme yürüyünce açıklama yapmak hasıl oldu. psg'yi tanımam etmem, üstelik adamın açtığı başlıklardan da rahatsızdım ama yine de sözlük kuralları içinde yazdığı müddetçe sansüre uğramaması taraftarıyım. diğer bir husus, bana ergen yakıştırması yapan şekil arkadaş her başlığa entry girip sözlüğü kirlettiğimden bahsetmiş. bunu söyleyen şekilin girdisi ve girdileri ile benim girdilerimi karşılaştırdıktan sonra objektif yorumunuzu merak etmekteyim. tüm yazar arkadaşlara saygılar.
devamını gör...

denizanas
devamını gör...

ben haber verilenine de gıcık oluyorum da.. habersiz yapılan görüntülü aramaya ne desem bilemedim. bir de açmayınca bozuluyor insanlar. ne kadar gereksiz bir eylem ya. hadi annenle babanla hasret giderirsin vs ama bilmemkimler toplaşmış ee? akıllarına düşmüşsün bi ariyim demişler. lan ne alaka ya, e nasılsın iyi misinden ileri de varmıyor muhabbet. manasız bişi.
devamını gör...

kadının akranı olan erkeklerin nispeten daha fazla saldırdığı ilişki biçimi. mesela 34 yaşında erkek ve 24 yaşında kadın ilişkisine en çok 24 yaş civarı erkekler bok atar, bin tane manasız laf eder. ne kadının gold digger'lığı kalır ne erkeğin karaktersizliği. fakat biri de efendi efendi çıkıp "o yaştaki adamın benim mıntıkamdan, benim menzilimden kadınla birlikte olmasını hazmedemiyorum" demez. diyemez. iki ucu bokluk değnek çünkü. fakat hocam o kafayı ilişkinin erkek tarafındaki şahıs biliyor, tanıyor. o adamın aslında ne demek istediği rahatça anlaşılıyor. kadın tarafından da anlaşılıyor ve anlaşıldıkça sizin çabanız daha da komik görünüyor.

yapman etmen. rahat olun biraz. kuğul olun.
devamını gör...

tyt ve ayt planlamam için doğru yolu gösteren söz.
devamını gör...

(bkz: cem karaca)'nın şarkısı.
şarkıda parka paltonun yerine geçmiştir. palto pahalı olduğu için dedenin üç aylığından alınmıştır o parka.
devamını gör...

elimde olsa denemek istediğim şeydir. sokak kedisi olabilir miyim bilmiyorum ama ev kedisi işi tam benlik gibi.
devamını gör...

sen beni güzel hatırla... *

ben seni unutmam, unutmam...
sen beni güzel, güzel hatırla...
zaman ilaç derler ya,
ellerin neden uzak hala..
devamını gör...

keşke asılmasaydı.
idam geri dönüşü olmayan bir infaz, hiç kimse idam edilecek kadar suçlu ilan edilmemeli.
devamını gör...

benimmm. ama kontrol edemiyorum. istemsiz yükseliyor kaptırıyorum kendimi. hele arkadaş ortamındaysak hiç kasmıyorum, salıyorum gidiyor.*
devamını gör...

gözlemlenebilir evrenin kıskandığı, dosta güven veren düşmana korku salan lebaleb dolu kongrelerin bedelini ödemeye hazır mısın türkiye?
devamını gör...

yine 250 lira gitti e mi? kitaplar çok pahalı dostlar, sanki diğer şeyler ucuzmuş gibi...
devamını gör...

birçok medeniyetten beslenerek bugünlere gelmiş. pastırma, sucuk, mantı, çemen, şebit yağlaması vs. mantının da 36 çeşidi yapılıyor. ev hanımının meziyeti mantı hazırlamasındaki becerisiyle ölçülüyor. fırın ağzı ve pehli ise fırında pişen geleneksel yemekler olarak mutfak kültüründe yer almış. şehrin mutfağında bulunan etli, hamurlu, bulgurlu yemeklerin birçoğunun ise hitit mutfağı kökenli olduğu düşünülüyor.
devamını gör...

yaptığını söyleyemediğin ama yapmaktan gizli gizli zevk aldığın şeydir.

bazen...bir arkadaşımla bilgisayar oyunu oynarken arkadan 1 saatlik pazar sürprizi çek çek müziği açıyoruz. ve o müziği 1 saat boyunca dinliyoruz.

offf imdat ya.
devamını gör...

kendisi tam bir nickaltı canavarıdır.
başka yazarların nickaltına yazdığı yaratıcı tanımları ayrı diğer tanımları ayrı güldürür. adı bahar falan değildir. adama bahar diyip durmayalım lütfen. sevdiğim yazarlardandır, kripto paralarla ilgili verdiğim tavsiyeler sayesinde köşeyi dönmüştür, kıymetimi bilsindir.**
devamını gör...

namı diğer çizgi metin... galatasaray ve milli takımın sol açığı...

sol açık dediysek öyle böyle sol açık değil. topu sol çizgiden sürdüğü gibi tüm hayatını da sol çizgiden sürdürdü. eğilmedi, bükülmedi. onun üzerini çizmek istediler. olmadı. çünkü çizgi metin bunu yapmak isteyenlerin üzerine kalın ve kırmızı bir çizgi çekmişti bile.

kanımca türk futbolunun dr.sokrates'idir

26 kez a milli takım formasını terletti. belki bu sayı daha fazla olabilirdi. kim bilir... galatasaray'ın 1970 - 73 yılları arasında ligi domine ettiği dönemde yine onun adı vardı. peki o ne yaptı ? greve gitti, sendikal faaliyetler başlattı... hal böyle olunca da, kadro dışı kaldı.

allah korusun komünistler futbolu da ele geçirebilirdi (!) türk futbolunda hak arayışının sembolü olmasının ödülünü de aldı. sürgün yemişti. apar topar kayserispor'a gönderildi. futbolu da orada bıraktı.

jübilesinde oynayacak futbolcu dahi bulamadı. haklarını savunduğu futbolcular ona sırtını döndü. yalnız kaldı. ''kesmeşeker''in onun için yazdığı ''metin kurt yalnızlığı'' adlı şarkı bu yüzden özel ve değerlidir.

futbol camiası onu yalnız bıraktı lakin taraftarlar onu asla unutmadı. cenazesine pek çok takımın taraftarı kendi formaları ile katıldılar. çizgi metin'e ihanet edenlere inat, adını yaşatmayı başardılar.

geldiğimiz noktada türk futbolu, kaybedince ona buna sataşan, yüzü sinirden pancar turşusuna dönen, hakemlerle, tribünlerle, diğer kulübelerle kavga eden adamları ikon olarak kabul etse de, gün gelecek çizgi metin'in ruhu onların da üzerini çizecek. imparatorluk çağının da kapandığını elbet göreceğiz.

islam çupi onun için şunları söyler;

--- alıntı ---

“metin kurt, renk aşkı denen bir sosyal körlüğün, sırt sıvazlama denen afyonun günümüzde insan mutluluğu için yetmeyen ‘donmuş haklar’ olduğu şuuruna varmış bir isyanın kişisidir. metin kurt, türkiye’de ‘futbolcu aklı aut çizgisine kadar devam eder’ şeklinde tarif edilen saha inşasının haklarına birtakım boyutlar kazandırmak istediği için sivri adam olmuştur.''

--- alıntı ---

son söz de kendisinin olsun

--- alıntı ---

“spor adına sürdürülen gösteriler, yani profesyonel karşılaşmalar, bu işi yapanların doğrudan doğruya yaşam kavgasıdır. bu arada tüketiciler için üretim yapan üreticiler vardır. futbolcu veya bir boksör, seyir üreten bir emekçidir. sporcu değildir. gerçekten ne profesyonel spor olabilir, ne de profesyonel sporcu.

yığınları yaşam kavgasına daha sağlıklı, daha aktif olarak hazırlamak gereği üzerine bina edilmiş bir sistem bu amacı gerçekleştirmek için yediden yetmişe tüm halka spor yaptırmayı planlayan bir spor yapısı kurar.

kitleleri suskunluğa, pasifliğe alıştırmak gereği duyan bir başka yapıysa halkın, üstün yetenekli küçük bir bölümünün yaptığı gösterilerle yetinmesini, oyalanmasını zorunlu kılar.

işte bu gerçeklerin ışığı altında ülkeler sosyo-ekonomik yapılarına göre ya sporu ya da seyir yutturmacasını bir toplumsal araç olarak kullanırlar

--- alıntı ---
devamını gör...

düşünce özgürlüğünden bir kesit. yersen.

malum günler hariç ramazanı full tutan biriyim. son 3 gündür tutamıyorum. dün ve evvelki gün müthiş bir diş ağrısı çekiyordum o kadar ki ağrı şakaklarımdaki damarları şişirdi. kafamın içi, kulağım, boğazım ve çeneme kadar ağrıyordu. işte ayakta durmak gerektiği için sakıncalı da olsa 2 3 saate bir ağrı kesici* içip ayakta durdum. dün akşam iş çıkışı gece 12 ye kadar açık olan nöbetçi dişçiye gidip kahrolası azı dişimi çektirdim ve azabım son buldu. tükürdükçe gelen kan ve tekrar ağrı olması ihtimaline karşılık sahura kalksam da niyet etmedim ve bugün de oruçlu değilim. nasip yarına ve arefe gününe inşallah.
şimdi bu ve benzeri zaruri halleri göremeyecek saman kafalı insanları görüyorum da komik gerçekten.
adama derler ki; kalbini yarıp baktın mı?
devamını gör...

salata yaparken rendelediğim havucun kalan kısmını ağzıma atıyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim