68 65 78 61 64 65 63 69 6d 61 6c
başlığın türkçesi
hexadecimal
sanagulbahcesivadetmedim diyor ki
16'lık sayı sistemidir. bu sayı sistemi binary'ye göre daha cool durur. c'de eğer bir değeri hex olarak yazdırmak isterseniz, %x kullanmanız gerekir. severim.
gomercan diyor ki
yazilimci olanlar anlar seni kardesim. guzel tanim
pavlov'un göbeği diyor ki
adamsin
eyluling diyor ki
kortkortkort! eyluling was here
prusyadaki kral diyor ki
benim adım prusyadaki kral. ve bu kodları az önceki 5 dakikalık araştırmam sonrası buldum :) aklıma söyleyecek birşey gelmedi kendimi bi kapsülün içinde insanlara mesaj göndermek zorunda olan bir astronot gibi hissediyorum neyse yapacak birşey yok 2011 şampiyonu trabzonspor
makinist diyor ki
aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlar
elbarto diyor ki
açacağın başlığı öpeyim kanka.
dıbırış diyor ki
yapmayın şöyle şeyler yaa :)dünyada 2 çeşit insan vardır. hexadecimal bilenler ve bilmeyenler
spawn diyor ki
ya onu bunu bırakın da şu mustafa kemal atatürk düşmanlarına karşı bir şey yapın lütfen!
ölmedim ama hafif sürünüyorum diyor ki
artik formati bir okur musunuz?
haklıyım ama... diyor ki
imam hatipler kapatilsin!
agzindakikanisilipişteşimdikızandövüşçü diyor ki
ne boş boş işlerle uğraşıyorsunuz yahu
xlottle diyor ki
128 milyar dolar nerede
greenland diyor ki
böyle küfür edebiliyormuyuz?
sözlük diyor ki
b**unu çıkarmayalım isterseniz
lanbarış diyor ki
vay arkadas görünce bi heycanlandim pc programlama zamanlarım geldi aklıma, lise de ne debelenmistim bunu cözmek icin, sinifta kalıyodum bu decimal, hexadecimal ve binary kodlama yüzünden
wumpus diyor ki
tarçın'ın arkadaşları gülçin nurçin ve yalçın'ı, ister misin tanımayı kakule'yi narçın'ı
lan jale diyor ki
simdi suraya okkali bir kufur yazsam kim ne yapabilir ki tabiki olmedim ama hafif surunuyorum anında siler az once tehdit etti beni
artıkparlamayanyıldız diyor ki
anladım sonunda bir yazar arkadaşımız sağ olsun. bayılıyorum bu yazılım işlerine. bekleyin seneye sizinleyim
eğer siz de bu dilde yazmak istiyorsanız bu linke tıklayın.
cryptii.com/pipes/hex-to-text
hexadecimal
sanagulbahcesivadetmedim diyor ki
16'lık sayı sistemidir. bu sayı sistemi binary'ye göre daha cool durur. c'de eğer bir değeri hex olarak yazdırmak isterseniz, %x kullanmanız gerekir. severim.
gomercan diyor ki
yazilimci olanlar anlar seni kardesim. guzel tanim
pavlov'un göbeği diyor ki
adamsin
eyluling diyor ki
kortkortkort! eyluling was here
prusyadaki kral diyor ki
benim adım prusyadaki kral. ve bu kodları az önceki 5 dakikalık araştırmam sonrası buldum :) aklıma söyleyecek birşey gelmedi kendimi bi kapsülün içinde insanlara mesaj göndermek zorunda olan bir astronot gibi hissediyorum neyse yapacak birşey yok 2011 şampiyonu trabzonspor
makinist diyor ki
aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlar
elbarto diyor ki
açacağın başlığı öpeyim kanka.
dıbırış diyor ki
yapmayın şöyle şeyler yaa :)dünyada 2 çeşit insan vardır. hexadecimal bilenler ve bilmeyenler
spawn diyor ki
ya onu bunu bırakın da şu mustafa kemal atatürk düşmanlarına karşı bir şey yapın lütfen!
ölmedim ama hafif sürünüyorum diyor ki
artik formati bir okur musunuz?
haklıyım ama... diyor ki
imam hatipler kapatilsin!
agzindakikanisilipişteşimdikızandövüşçü diyor ki
ne boş boş işlerle uğraşıyorsunuz yahu
xlottle diyor ki
128 milyar dolar nerede
greenland diyor ki
böyle küfür edebiliyormuyuz?
sözlük diyor ki
b**unu çıkarmayalım isterseniz
lanbarış diyor ki
vay arkadas görünce bi heycanlandim pc programlama zamanlarım geldi aklıma, lise de ne debelenmistim bunu cözmek icin, sinifta kalıyodum bu decimal, hexadecimal ve binary kodlama yüzünden
wumpus diyor ki
tarçın'ın arkadaşları gülçin nurçin ve yalçın'ı, ister misin tanımayı kakule'yi narçın'ı
lan jale diyor ki
simdi suraya okkali bir kufur yazsam kim ne yapabilir ki tabiki olmedim ama hafif surunuyorum anında siler az once tehdit etti beni
artıkparlamayanyıldız diyor ki
anladım sonunda bir yazar arkadaşımız sağ olsun. bayılıyorum bu yazılım işlerine. bekleyin seneye sizinleyim
eğer siz de bu dilde yazmak istiyorsanız bu linke tıklayın.
cryptii.com/pipes/hex-to-text
devamını gör...
blacklist
her alanda kullanılması muhtemel yasak listesidir. bir engelleyicidir. açıkça belirtilenler dışında tüm öğelere izin veren temel bir erişim kontrol mekanizmasıdır. bu listedeki öğelere erişim reddedilir ya da bu listedeki öğeler listenin aktif olduğu alanda kullanılması yasaklanmıştır.
devamını gör...
babaya söylemek istenip de söylenemeyenler
seni çok özledim.
keşke son bir kez sarılabilseydim, hâlâ sen nefes alıyorken.
keşke kokunu, sesini ve gülüşünü saklayabilmenin bir yolu olsaydı.
sahi baba, vedalaşmadığımıza göre mutlaka bi yerlerde tekrar buluşmamız gerekmez mi?
keşke son bir kez sarılabilseydim, hâlâ sen nefes alıyorken.
keşke kokunu, sesini ve gülüşünü saklayabilmenin bir yolu olsaydı.
sahi baba, vedalaşmadığımıza göre mutlaka bi yerlerde tekrar buluşmamız gerekmez mi?
devamını gör...
normal sözlük moderasyonu
çok büyük saygı duyduğum ekiptir.
sıfır şaka. gerçekten inanılmaz bir iş yapıyorlar. şimdi şöyle açıklayayım. biri bana gelip dese ki. burada şu saatler arasında duracaksın ve girilen tüm girdileri okuyacaksın. hata varsa tespit edeceksin. kurallara uymayan bir durum varsa gerekeni yapacaksın. bunu yaparken de sana gelip senden yardım isteyebilirler, o kişilere de yardım edeceksin. üstelik bunu bedavaya yapacaksın. hemen 's****r git' cevabını yüzüne söyleyiveririm. ya biri bana bu görevi teklif etse direkt bana hakaret mi etmeye çalışıyor falan diye düşünürüm. 'benimle kavga falan mı etmek istiyorsun' diye sorarım. birilerinin bunu kabul etmesini beynim kabul etmiyor. çünkü bu işin ederi rahat 7500tl + sigorta + yıpranma payı + alkol gideri. bizim modlar hayrına yapıyor.
düşün şimdi hayrunnisa nurgül(16) geliyor. zaten siyasal islamda gözünü açmış yavrucak. burada fikirlerini beyan ediyor ve sen hepsini okumak zorundasın. ya daha neler ya. daha nelerrrr.
mahmut hıdır(32) geliyor. hala babasının evinde küçük odasında oturuyor. doldurmuş klasik romanları kütüphanesine. birde en ucuz basımlardan almış. duvarları dökülen odasında sadece roman okuyarak entelektüel olacağını sanıyor. karşına gelse iki kelime konuşamayacak insanların burada tanımlarını, o iğrenç edebiyat parçalama seanslarına katlanmak zorunda bu moderasyon ekibi. kafa sözlük yazarlarının şiirleri başlığını spamlıyor her gün. o şiirleri her gün okumak zorunda kaldığınızı düşünün. gerçekten çok yüksek bir yıpranma payı varın bu işin. ''7500tl+ hafta sonu da çalışmıyorum anca öyle kabul edebilirim'' derdim.
en basitinden düşünün. burada sevmediğin, fikirlerinden rahatsız olduğun biri var. ne yaparsın. engellersin, okumazsın, görmezsin. ama bu insanların böyle bir lüksü yok. sevmediği bir insanı tanımak zorunda. bakın bu gerçekten çok ağır bir şey. sevmediğin onlarca insanı tanımak zorundasın ve bunu da belli etmemen lazım. neden? çünkü tarafsız olman lazım. ne 7000'i ya 10.000 tl + 45 gün yıllık izin anca toparlarsın.
o yüzden moderatörler hata yapabilir yazar kardeşlerim. keyfi bir şeyde yapabilirler. bu şartları düşündüğümüzde çok normal bunlar. gidip sağda solda ağlamayın. göründüğünden çok daha zor bir iş. ayrıca şunu ne zaman anlarsınız bilmiyorum ama burası bir işletme değil. yani karşılıksız olarak yapıyorlar. para kazansalar sabahtan akşama kadar şöylesiniz böylesiniz diye gömelim. ama değil.
bak bu söyleyeceğimi bütün içtenliğimle istiyorum. umarım siz bir örgütsünüzdür ve ruslara çalışıyorsunuzdur. kişisel bilgilerimi satıyorsanız helal olsun benim bilgilerim. çünkü aksi taktirde yapılan bu karşılıksız şeyi anlama imkanım yok.
aklıma bir şey daha geldi editi: bir moderatörle bir konuşma esnasında bir troll* başlığı üzerinden sohbet ediyoruz. moderatör yemin ederim bana şunu yazdı ya. ''bir sevgili bulsa da bizde kurtulsa o da kurtulsa'' * temenninin masumluğuna, çaresizliğin boyutuna bakar mısınız ? kurtuluşu artık sözlük dışındaki olaylarda arıyor.*
sıfır şaka. gerçekten inanılmaz bir iş yapıyorlar. şimdi şöyle açıklayayım. biri bana gelip dese ki. burada şu saatler arasında duracaksın ve girilen tüm girdileri okuyacaksın. hata varsa tespit edeceksin. kurallara uymayan bir durum varsa gerekeni yapacaksın. bunu yaparken de sana gelip senden yardım isteyebilirler, o kişilere de yardım edeceksin. üstelik bunu bedavaya yapacaksın. hemen 's****r git' cevabını yüzüne söyleyiveririm. ya biri bana bu görevi teklif etse direkt bana hakaret mi etmeye çalışıyor falan diye düşünürüm. 'benimle kavga falan mı etmek istiyorsun' diye sorarım. birilerinin bunu kabul etmesini beynim kabul etmiyor. çünkü bu işin ederi rahat 7500tl + sigorta + yıpranma payı + alkol gideri. bizim modlar hayrına yapıyor.
düşün şimdi hayrunnisa nurgül(16) geliyor. zaten siyasal islamda gözünü açmış yavrucak. burada fikirlerini beyan ediyor ve sen hepsini okumak zorundasın. ya daha neler ya. daha nelerrrr.
mahmut hıdır(32) geliyor. hala babasının evinde küçük odasında oturuyor. doldurmuş klasik romanları kütüphanesine. birde en ucuz basımlardan almış. duvarları dökülen odasında sadece roman okuyarak entelektüel olacağını sanıyor. karşına gelse iki kelime konuşamayacak insanların burada tanımlarını, o iğrenç edebiyat parçalama seanslarına katlanmak zorunda bu moderasyon ekibi. kafa sözlük yazarlarının şiirleri başlığını spamlıyor her gün. o şiirleri her gün okumak zorunda kaldığınızı düşünün. gerçekten çok yüksek bir yıpranma payı varın bu işin. ''7500tl+ hafta sonu da çalışmıyorum anca öyle kabul edebilirim'' derdim.
en basitinden düşünün. burada sevmediğin, fikirlerinden rahatsız olduğun biri var. ne yaparsın. engellersin, okumazsın, görmezsin. ama bu insanların böyle bir lüksü yok. sevmediği bir insanı tanımak zorunda. bakın bu gerçekten çok ağır bir şey. sevmediğin onlarca insanı tanımak zorundasın ve bunu da belli etmemen lazım. neden? çünkü tarafsız olman lazım. ne 7000'i ya 10.000 tl + 45 gün yıllık izin anca toparlarsın.
o yüzden moderatörler hata yapabilir yazar kardeşlerim. keyfi bir şeyde yapabilirler. bu şartları düşündüğümüzde çok normal bunlar. gidip sağda solda ağlamayın. göründüğünden çok daha zor bir iş. ayrıca şunu ne zaman anlarsınız bilmiyorum ama burası bir işletme değil. yani karşılıksız olarak yapıyorlar. para kazansalar sabahtan akşama kadar şöylesiniz böylesiniz diye gömelim. ama değil.
bak bu söyleyeceğimi bütün içtenliğimle istiyorum. umarım siz bir örgütsünüzdür ve ruslara çalışıyorsunuzdur. kişisel bilgilerimi satıyorsanız helal olsun benim bilgilerim. çünkü aksi taktirde yapılan bu karşılıksız şeyi anlama imkanım yok.
aklıma bir şey daha geldi editi: bir moderatörle bir konuşma esnasında bir troll* başlığı üzerinden sohbet ediyoruz. moderatör yemin ederim bana şunu yazdı ya. ''bir sevgili bulsa da bizde kurtulsa o da kurtulsa'' * temenninin masumluğuna, çaresizliğin boyutuna bakar mısınız ? kurtuluşu artık sözlük dışındaki olaylarda arıyor.*
devamını gör...
şaka maka normal sözlük’ün keyifli olması
uzun zamandır yazacağım yer arıyormuşum meğer. iyi sardı. böyle devam eder umarım.
devamını gör...
erkeklerin sürekli birbirlerinin arkalarını kollamaları
ilk yıllardan beri bu şekilde evrilmiştir. erkek yanındaki adama güvenmezse ölür. avcılık toplayılıcıktan, günümüze kadar. bu sebepten erkek ortamları daha samimi ve daha uzun ömürlüdür. onur, güven, şeref bunların hepsi erkek ismidir. sevgiler.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
geldiiiim en ön sıradan yerimi de kaptım*
güzel insanlarla buluşturan güzel bir yayın...
güzel insanların hep var olması dileğiyle*
güzel insanlarla buluşturan güzel bir yayın...
güzel insanların hep var olması dileğiyle*
devamını gör...
kimse bilmez
amme hizmeti.
"gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?"
"gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?"
devamını gör...
aysel git başımdan
''---
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
---''
son dizesini okuyana kadar tüylerimi ürperten bu dizelerine baktığımdaysa büyük bir incelik gördüğüm attila ilhan şiirlerinden biri. insan hem kıskanıyor hem özeniyor hem de büyük bir gurur duyuyor böyle şiirler gördüğünde. sen nasıl güzel adamsın. büyük sevgilerimle ve sonsuz saygımla huzur içinde uyu.
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
---''
son dizesini okuyana kadar tüylerimi ürperten bu dizelerine baktığımdaysa büyük bir incelik gördüğüm attila ilhan şiirlerinden biri. insan hem kıskanıyor hem özeniyor hem de büyük bir gurur duyuyor böyle şiirler gördüğünde. sen nasıl güzel adamsın. büyük sevgilerimle ve sonsuz saygımla huzur içinde uyu.
devamını gör...
thanks for nothing
ingilizce'de tam çevirisi "hiçbir şey için teşekkürler" anlamına gelen bir deyimdir. türkçe'ye "çok sağol ya" veya "olmayan yardımın için teşekkürler" şeklinde çevrilebilir, tercih meselesi. bu deyim (bkz: sarcasm) barındırır.
devamını gör...
tez canlı
'iki şey aklı ve tedbiri bozar. biri acele etmek, biri de olmayacak şeyi istemek' demiş
hz. ali.
'ey tez canlı, aceleci, ham kişi! bir dama bile basamak basamak bir merdivenle çıkılır.' demiş mevlana. tabii hayat bir yolculuk hamdım piştim yandım derken geçer alelacele. acelenin içinde bu kadar telaş niye?
(araya acelecileride kattım) belki kendimde feyz alırım diye.
hz. ali.
'ey tez canlı, aceleci, ham kişi! bir dama bile basamak basamak bir merdivenle çıkılır.' demiş mevlana. tabii hayat bir yolculuk hamdım piştim yandım derken geçer alelacele. acelenin içinde bu kadar telaş niye?
(araya acelecileride kattım) belki kendimde feyz alırım diye.
devamını gör...
histoloji
'mikroskobik anatomi' olarak da bilinen bilim dalıdır.
devamını gör...
7 notayla kaç ayrı beste yapılabilir ki sorusu
hepi topu iki insan vardı adem ile havva.
bak bugün 8 milyarız.
milyarlarcası da öldü.
olabiliyormuş isteyince.
bak bugün 8 milyarız.
milyarlarcası da öldü.
olabiliyormuş isteyince.
devamını gör...
ışkın
kuşburnuyu budarlar ilvanlım
aman aman
ışkın sürmesin deyi de
al fistanlım kaytanlım
(bkz: belkıs akkale)'nin sesinden tanıdığımız çorum yöresine ait türküde geçen bitki. ilk zamanlar dinleyince tam olarak ne olduğunu anlayamıyorduk.
aman aman
ışkın sürmesin deyi de
al fistanlım kaytanlım
(bkz: belkıs akkale)'nin sesinden tanıdığımız çorum yöresine ait türküde geçen bitki. ilk zamanlar dinleyince tam olarak ne olduğunu anlayamıyorduk.
devamını gör...
bu da geçer
ece temelkuran kitabıdır.
bir televizyon programında masaya doğru eğilerek karşısındakinin gözlerinin içine bakarak hayalkırıklığı, başkasının adına duyulan bir utanç, şaşkınlığın cilaladığı bir öfke ve tüm güzelliğiyle şöyle demişti ece:
“ siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz.”
evet, sonuna soru işareti koymadım, fikir tartışmalarını imla ve noktalama hataları ya da anlatım bozuklukları üzerinden yürüten sanal insanlar rahatsız olabilir bundan ama ece bir soru sormadı aslında orda. ne yaptığını varın siz düşünün.
yukarıdaki paragraftan el alarak devam edeyim yazmaya. insanlar sanki tek derdimiz anlatım bozukluğu imiş, sanki başka bir bozukluk yokmuş dünyada, sanki her yer cioran’ın virgülleri ile doluymuş gibi dilbilgisel dertlerle hemhal olurken dünya hiç olmadığı kadar vahşi bir hale gelmekle meşgul. hem de bu işle o kadar meşgul ki içinde yaşayan insanların umutsuzluğunun farkına bile varmıyor.
bir üst paragrafta anlattıklarıma bakmayın siz. neyi nasıl anlattığımız önemlidir tabii ki. muktedirlerin dilini kullanmaya başlayan mazlum yenilmeye mahkumdur. tam da o durumdayız şu an. güçlü olanın kötü dediğine kötü demeye başladık ve bu bize sahte bir güvenlik hissi veriyor ama şimdilik. şimdilik çünkü gücü elinde bulunduranlar bir gün bize de kötü diyecekler. o zaman kendi kendine savaşmaya başlamamak için kendi kendine savaşmaya başlayacak insanlar kendi içlerinde.
bir zamanlar gazete okumak gibi bir alışkanlığım vardı. üç sözcüklü cümleleri alt alta yazıp köşe kapmaca oynayan yazarlar baş tacı edilince bıraktım bu alışkanlığı ama o günlerden bana kalan “ gelip benim deli köşemde duran” ece’dir. onun yazılarını okumak için alırdım gazeteyi. özlemişim ece’yi, hem de çok. sanki yıllar sonra buluşmuş gibi olduk bu kitapla.
dünya kötü, daha da kötü olacak. dibi gördükçe karanlık artıyor. karanlık arttıkça dip daha derinlere kaçıyor. düşmelere doyamadık. gözlerimiz karanlığa o kadar alıştı ki aydınlıktan korkar olduk.
ama bu da geçer...
bir televizyon programında masaya doğru eğilerek karşısındakinin gözlerinin içine bakarak hayalkırıklığı, başkasının adına duyulan bir utanç, şaşkınlığın cilaladığı bir öfke ve tüm güzelliğiyle şöyle demişti ece:
“ siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz.”
evet, sonuna soru işareti koymadım, fikir tartışmalarını imla ve noktalama hataları ya da anlatım bozuklukları üzerinden yürüten sanal insanlar rahatsız olabilir bundan ama ece bir soru sormadı aslında orda. ne yaptığını varın siz düşünün.
yukarıdaki paragraftan el alarak devam edeyim yazmaya. insanlar sanki tek derdimiz anlatım bozukluğu imiş, sanki başka bir bozukluk yokmuş dünyada, sanki her yer cioran’ın virgülleri ile doluymuş gibi dilbilgisel dertlerle hemhal olurken dünya hiç olmadığı kadar vahşi bir hale gelmekle meşgul. hem de bu işle o kadar meşgul ki içinde yaşayan insanların umutsuzluğunun farkına bile varmıyor.
bir üst paragrafta anlattıklarıma bakmayın siz. neyi nasıl anlattığımız önemlidir tabii ki. muktedirlerin dilini kullanmaya başlayan mazlum yenilmeye mahkumdur. tam da o durumdayız şu an. güçlü olanın kötü dediğine kötü demeye başladık ve bu bize sahte bir güvenlik hissi veriyor ama şimdilik. şimdilik çünkü gücü elinde bulunduranlar bir gün bize de kötü diyecekler. o zaman kendi kendine savaşmaya başlamamak için kendi kendine savaşmaya başlayacak insanlar kendi içlerinde.
bir zamanlar gazete okumak gibi bir alışkanlığım vardı. üç sözcüklü cümleleri alt alta yazıp köşe kapmaca oynayan yazarlar baş tacı edilince bıraktım bu alışkanlığı ama o günlerden bana kalan “ gelip benim deli köşemde duran” ece’dir. onun yazılarını okumak için alırdım gazeteyi. özlemişim ece’yi, hem de çok. sanki yıllar sonra buluşmuş gibi olduk bu kitapla.
dünya kötü, daha da kötü olacak. dibi gördükçe karanlık artıyor. karanlık arttıkça dip daha derinlere kaçıyor. düşmelere doyamadık. gözlerimiz karanlığa o kadar alıştı ki aydınlıktan korkar olduk.
ama bu da geçer...
devamını gör...
imdb'nin puan sisteminin belli olmaması
muamma olduğunu öğrendikten sonra izleyecek film/dizi bakarken tereddüt etmeme sebep olan durum.
beklentilerimi düşük tutmama rağmen bir filmin ya da dizinin sonunda ister istemez çok kez hüsrana uğrar oldum. artık “imdb puanı düşük olmasına rağmen enfes olan filmler” başlıkları altında film arar oldum. ne kadar her insanın enfes anlayışı farklı olsa da bu başlıkların altında seçtiğim film/dizilerden daha memnun kaldım.
beklentilerimi düşük tutmama rağmen bir filmin ya da dizinin sonunda ister istemez çok kez hüsrana uğrar oldum. artık “imdb puanı düşük olmasına rağmen enfes olan filmler” başlıkları altında film arar oldum. ne kadar her insanın enfes anlayışı farklı olsa da bu başlıkların altında seçtiğim film/dizilerden daha memnun kaldım.
devamını gör...
evernevergreen
uzun zamandır takip ettiğim ve tanımlarını keyifle okuduğum yazar. doğa ve edebiyat sevgisi ve sosyal konulardaki hassasiyeti bir yana, ince bir mizah anlayışı var. kafa sözlük haber ajansını okurken bunu fark edebilir ve kocaman sırıtabilirsiniz. sözlüğe değer katan yazarlardan.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
market sırasına ilerlerken bir anda minik adımlarını hızlandırıp önüme geçen 70 yaşlarındaki teyze :) ben poşet almaya gitmiştim gibi bir şey söyledi bir de önüme geçerken :) o kadar minnoştu ki gülmemek için zor tuttum kendimi :)
devamını gör...
cesaretim olsa yaparım denen şeyler
evi terk ederdim. telefonun da sim kartını söker atardım, kimse bana ulaşamasın.
geceleri sahilde yürürdüm, müzik dinlerdim.
tanımadığım, beni kimsenin bilmediği bir yere gitmek isterdim.
güvenmek isterdim, gözümü kapattığımda sırtımı tereddütsüzce yaslayacağım kişi ile uzaklaşır giderdim.
geceleri sahilde yürürdüm, müzik dinlerdim.
tanımadığım, beni kimsenin bilmediği bir yere gitmek isterdim.
güvenmek isterdim, gözümü kapattığımda sırtımı tereddütsüzce yaslayacağım kişi ile uzaklaşır giderdim.
devamını gör...
de quervain tiroiditi
subakut(dev hücreli) tiroidit olarak da bilinir.
sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonuna takiben görülür.
akut başlar,boyunda şişlik ve ağrı vardır.
sedimantasyon hızı artar.
hastalık kendi iyileşip,6-8 haftada ötiroid durum sağlanır.
sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonuna takiben görülür.
akut başlar,boyunda şişlik ve ağrı vardır.
sedimantasyon hızı artar.
hastalık kendi iyileşip,6-8 haftada ötiroid durum sağlanır.
devamını gör...