istediğim şey çok basit huzur bulacağım beni bebeği gibi sevecek biri. ama olmuyor *
devamını gör...

o benimdir.evet evet benim o .kisa ve öz yazarim o yüzden madalyalar benim işime yaramaz takipçilerim az da olsa beğenip takip ediyorlar saolsunlar onlar yeter bana.gerisi teferruat.
devamını gör...

ben anlamam valla yarın bir gün silersiniz falan yıkarım sözlüğü. kurucuyum artık kimse kaldıramaz beni bu koltuktan.
devamını gör...

orhan tuncay kitabıdır.

yapılması gereken şey, franz kafka’yı aziz ilan edilmekten korumak; en az bunun kadar önemli bir iş de, kafka’yı dogmatik aşırılıklara kayanlar karşısında savunmak. bir aziz değildi kafka, aziz olmanın çok ötesindeydi: bir büyük yazardı. yapıtları da, bir çağın son modası olmanın çok ötesindedir; doğrudan dünya yazınıdır. thomas mann’ın deyişiyle, bu yapıtlar ‘”dünya yazınının en okunmaya değer ürünleri arasında yer alır.”

ernst fischer’in bu sözüne katılmamak mümkün görünmese de yine de söylenmesi gereken şeyler var cümle üzerine. fischer haklı kafka büyük bir yazardı ancak aynı zamanda bir azizdi de. birçok insanın hayatını değiştirmiş, yol gösterici olmuş, onlara düşünmeyi öğretmiş bir yazardır -ki onun müritlerinden biri de bu satırları yazan kişidir.

ancak kafka’dan herkes zevk alabilse de herkesin kafka’yı anlayabildiğini iddia etmek oldukça güçtür. kafka zordur, zorlayıcıdır. sürekli bir metafor fırtınası eser ve yapmanız gereken şey belki de kendinizi bu fırtınaya terk etmektir. bir kafka çevirmeni olan orhan tuncaykendince bir kılavuz hazırlamış kafka’ya yeni başlayacaklar için. iyi de yapmış. orhan tuncay kafka hakkında yazılan yazılardan, yapılan araştırmalardan ve kendi düşüncelerinden oluşan derlemede kafka okumak için size bir yol haritası sunuyor.

dava” romanını kafka hakkında bilgi sahibi olmadan okusanız da zevk alırsınız ancak bu romanını ortaya çıkmasına yol açan olayı bilirseniz daha fazla zevk alacağınız kesindir. orhan tuncay da işte tam da bunu yapıyor ve okuyucuya kafka ile ilgili önbilgiler sunuyor. “kafka asla tam olarak bilinemez, “kafka sen neysen odur”. yani tekrar ilk soru. kafka nedir?…” diyor kıvanç koçak kafka’yla ilgili makalesinde. ama tam olarak bilinmese de fikir sahibi olmak için kafka’yı kullanma kılavuzu’nu okumak iyi bir fikir olabilir.
devamını gör...

1943 de yazılıp yeni yeni meşhur olması içler acısıdır ayrıca harika bir kurgusu vardır odanızda usulca okuyun story atmadan okuyun bide .
devamını gör...

emil michel cioran kitabıdır.


“yüzünde hüzünden gölgeler varsa
o hüzün yüzündendir olsa olsa”


özdemir asaf’ın bu dizelerini hatırlattı bana e.m.cioran’ın “burukluk” isimli aforizmalar kitabı. kitabın içinde belli başlı başlıklar altında toplanmış aforizmaları var cioran’ın. ve her biri üzerinde uzun uzun düşünülecek aforizmalar. aforizma yazmak zor iştir. insan kendini bir anda, duvar yazıları yazan bir amatör olarak bulabilir, ya da sırf konuşmak için kelimeleri süsleyen bir laf cambazı olarak. ama cioran için böyle bir tehlike yok, çünkü o kafka’ya yakın üstünlükte bir aforizma yazarı. burukluk, gerçekten de okurken insanın varoluşuna dair bir burukluk duymasına neden olan bir kitap. diz boyu hüzün içinde yalpalayarak yürümek zorunda kalıyor okur.


“insan felaket salgılar” diyor cioran.
yaptıklarımız bizi içinde bulunduğumuz bataklığa batırdıkça batıracak, zira o bataklık bizatihi bizden oluşmakta.

“insan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gökbilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.”* diyor cioran. bana bazı yerlerde varoluşçuları hatırlatan düşünme tarzıyla.

sadece hüzün degil elbette cioran’ın izleği, şüphe olmadan olmaz diyor yazar.

“her şey gözden geçirilmelidir, hıçkırıklar bile.” insan şüphe etmelidir her şeyden. insan kendisi ve tanrı dışında hiç kimse hakkında dürüstçe konuşamayacağımız söyleyen yazara göre yaratılışı ilk sabotaj eylemidir. neyin sabote edildiğini varın siz düşünün. ama aynı yazar şöyle bir aforizma ile de çıkmaktadır karşımıza:

“eğer tanrı’ya inansaydım, kendimi beğenmişliğimini haddi hududu olmazdı: sokaklarda çırılçıplak dolaşırdım.”

cioran elbette ki çok büyük bir düşünür, çok büyük bir filozoftur. kafka diye bir adam yaşamasaydı bu dünyada çok daha büyük bir adam olarak görülebilirdi. kafka’nın gölgesinde kalmış olması bile büyüklüğünü azaltmamıştır aslında. cioran ayrıca iyi de bir vatandaştır. nazi partisine aidatlarını gün sektirmeden ödemiştir. hitler için; “hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!” der. nazilere olan sempatisi azalmamış bir düşünürdür cioran. o yüzden sizden ricam bu bölümü okuduktan sonra yıldızlı aforizmalara bir kez daha dönmenizdir. ben siyasi görüşlerine göre değer vermem yazarlara ya da düşünürlere. cioran’ın dev bir adam olduğunu kabul ediyor ve hayranlıkla okuyorum. ancak bir soru sormadan da edemeyeceğim.

“hakikatler… artık onların yükünü çekmek istemiyoruz, ne de onlara kanmak veya suç ortağı olmak…bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum” der cioran. işte bizim sorumuz da bu noktada geliyor. hitler tarafından öldürülen insanlar, kaç virgül atlamıştı yaşadıkları süre boyunca?
devamını gör...

güzel başlık, her tanıma ayrı güldüm.* akvaryumdaki balıklarımla saatlerce bakışmak.
devamını gör...

kahpe bizans'ın yiğit güzeli.
devamını gör...

en büyük korkulardandır. adına bir can güngör şarkısı bile vardır.

devamını gör...

çıkma sen o işin içinden kal orada. uğraşma hiç.
devamını gör...

her şeyin anlamsızlığı fikriyle henüz tanışmamış insandır.
devamını gör...

her türlü gidiyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

profilimde değil ama kapak fotoğrafımda vardır. profilde paylaşınca küçük kalıyor, kapağa taşıyınca da bütünüyle sığmıyor. arasını bulamadık bir türlü.
devamını gör...

millet ben geldim. portakal aldım size. hadi bırakın telefonu. çok eğleneceğükk
devamını gör...

bir çoğunun ismi ravza nur,genelde yani.
devamını gör...

ancak biriyle çok iyi anlaşabilirim: kendi başına düşebildiği kadar düşmüş, günlük yanılgılarına dönmeye ne arzusu ne de gücü kalmış biriyle.

emile mihai cioran
devamını gör...

hemen hemen her başlığın altında bunlardan var. başlığa tıklar tıklamaz gözümün içine içine giriyor beş yıldır yıkanmayan o iğrenç fularlar. hayır bir de o kadar profesyonelce hareket ediyorlar ki aslında birer sırtlan olduklarını anlamak neredeyse imkansız.
uzun zamandır fularlı entellerle savaşıyoruz ama bir türlü bitmiyorlar. gerçi bu aralar yalnız kaldım ama olsun ben hepsine yeterim.
devamını gör...

uzakta olan ve gelmeyeceğini bildiğimiz halde içimizde "denize nazır oturanlara" ithaf edilmiş bir şarkıydı. her seferinde gözümüzde yaşlarla sahile koşuyor. ıslaklığın, yüzümüze çarpan rüzgarın etkisiyle yanaklarımızda bıraktığı, buz gibi soğukluğu hissediyorduk.

ağıttı aslında, nehir gibi gözyaşları bırakan. hiç bitmeyecek olan "biraz" a söylenen.

edit: " birazdan dönerim.."
devamını gör...

bıcır bıcır sesiyle eyluling enerjisine doyduğumuz videodur.*
profilimin milisaniyelik görünmesiyle de kalktı evet.*
devamını gör...

ne ayakçı insanlar var arkadaş. yazdıklarının okunması ve değerlendirilmesi önemli değilse burada işin ne? günlük tutsana.

marifet iltifata tabidir. herkes de beğenilmek ister. istisnası yoktur. var diyenle felsefi düzlemde tartışırım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim