yayın önerisi
-türkülerin, şarkıların hikayeleri anlatılıp bir parça dinlerken kalbe, akla daha çok işlemesi sağlanabilir.
- sinema, tiyatro, dizi, dijital oyunlar üzerine sohbet yapılabılır.
- sınavlara hazırlıkla ilgili bir program olabilir. lgs, yks, dgs, kpss, ales, yös falan derken milyonlarca gencin günlük hayatında yol gösterecek bir yıldız olur. bak programın adı da çıktı "gençlerin yıldızları"
- otomobil, motorsiklet, karavan, yat, paraşüt, bisiklet, uçak, planör gibi farklı tutkuların insanlarına seslenilebilir.
- yayıncılar diye bir program oluşturulup gazete, kitap, dergi, youtube, ınstagram, twitch, twitter, wattpad gibi farklı alanların temsilcilerine ulaşılıp dünyaya bakışları, yaşadıkları gibi mevzulara değinilebilir.
-akademi dünyasına girilip türkiye'de yahut dünyada yaşadıkları, hayalleri, umup buldukları, tecrübeleri aktarılabilir.
-ticaret sahasından insanlara ulaşılarak baklavacı, çiĝ köfteci, ayakkabı tamircisi, kaportacı, mermer satıcısı, çiçekçi, eczacı, bankacı, anahtarcı fotokopici, kuruyemişçi, dondurmacı, kuru temizlemeci, halı satıcısı vs. gibi farklı sektörlerdeki insanlardan sohbeti hoş, kendini dinletip tecrübeleriyle farklı bakış açıları sunacak insanlara ulaşılabilir.
kısacası kafa sözlük'ün radyosu yahut youtube sayfası çok renkli bir dünya kurabilir.
- sinema, tiyatro, dizi, dijital oyunlar üzerine sohbet yapılabılır.
- sınavlara hazırlıkla ilgili bir program olabilir. lgs, yks, dgs, kpss, ales, yös falan derken milyonlarca gencin günlük hayatında yol gösterecek bir yıldız olur. bak programın adı da çıktı "gençlerin yıldızları"
- otomobil, motorsiklet, karavan, yat, paraşüt, bisiklet, uçak, planör gibi farklı tutkuların insanlarına seslenilebilir.
- yayıncılar diye bir program oluşturulup gazete, kitap, dergi, youtube, ınstagram, twitch, twitter, wattpad gibi farklı alanların temsilcilerine ulaşılıp dünyaya bakışları, yaşadıkları gibi mevzulara değinilebilir.
-akademi dünyasına girilip türkiye'de yahut dünyada yaşadıkları, hayalleri, umup buldukları, tecrübeleri aktarılabilir.
-ticaret sahasından insanlara ulaşılarak baklavacı, çiĝ köfteci, ayakkabı tamircisi, kaportacı, mermer satıcısı, çiçekçi, eczacı, bankacı, anahtarcı fotokopici, kuruyemişçi, dondurmacı, kuru temizlemeci, halı satıcısı vs. gibi farklı sektörlerdeki insanlardan sohbeti hoş, kendini dinletip tecrübeleriyle farklı bakış açıları sunacak insanlara ulaşılabilir.
kısacası kafa sözlük'ün radyosu yahut youtube sayfası çok renkli bir dünya kurabilir.
devamını gör...
sözlük dergi yazılarını bekliyor
öncelikle dergi çok şık hareket. üzerinde çalışanları ve yazarlarını kutlamalıyım. ellerinize, emeğinize sağlık. elimden geldiğince her bir yazıyı tek tek okuyacağım. her birinin özenle seçilen şahane şeyler olduğuna neredeyse eminim (zaten yazan isimlerin çoğu da tanıdık isimler) ve bunun için yazarlarına topluca bir teşekkürü de böylece etmiş olayım.
normalde ben de katkıda bulunmak isterim ama şu anda tarih kategorisinin yokluğu sebebiyle dombra melodisi eşliğinde hıçkırarak ağlıyorum. tarihle alakalı tek bir içeriğe rastladım şimdilik (crimson'ın kaleme aldığı türk mitolojisi üzerine olan yazı), o da "kültür - sanat" başlığı altında sıralanmış. aslında bu kategori yanlış değil elbette, ama eksik bence. nihayetinde tarihle ucundan kıyısından ilgili ve bu da ayrıca belirtilmeli herhâlde.
bu sebepten, aklıma takılan soru şu: derginin sorumluları ve özellikle de sözlük yazarları, bu dergide tarih içerikleri görmeyi isterler mi? bana kalsa ben yazarım ama bu konuda şimdiye kadar görüş belirten birine de rastlamadım. sıkıcı mı olur, ilgi çekici mi olur bilemiyorum. açıkçası o kadar yazıp ettikten sonra birinin çıkıp, "ya sen ne anlattın şimdi iki harfli malum yerine üç harfli malum eylemi icra ettiğimin denyosu" demesini istemiyorum. ayrıca bu son derece kaba olur bak, şimdiden söyleyeyim, bozuşuruz.*
yazacak olsam bile, bütün bu insanların ilgisi sorunu üzerine, var mıdır bana merak ettiği herhangi bir tarihi meseleyi ulaştıracak yüce gönüllü? her şey olabilir. "ya una nocte, ömür geldi geçti şu abdülhamid iyi mi kötü mü anlamadım" ya da "deli petro'ya neden deli diyorlar?" filan gibi mesela. yazacak olursam diye, aklımda bulunsun.
ayrıca, mekân ve zaman anlamında osmanlı ve osmanlı geç modern dönemi ile uğraştığımı ve bunun getirisi olarak devrimlere, modernleşmeye ve azınlıklara* olan meyyalimi herhâlde belirtmeliyim. neden? çünkü takdir edersiniz ki, sözgelimi bir kızılderili kabilesinin tarihini benden değil, oglalalakota'dan okumak istersiniz. anladınız işte.
normalde ben de katkıda bulunmak isterim ama şu anda tarih kategorisinin yokluğu sebebiyle dombra melodisi eşliğinde hıçkırarak ağlıyorum. tarihle alakalı tek bir içeriğe rastladım şimdilik (crimson'ın kaleme aldığı türk mitolojisi üzerine olan yazı), o da "kültür - sanat" başlığı altında sıralanmış. aslında bu kategori yanlış değil elbette, ama eksik bence. nihayetinde tarihle ucundan kıyısından ilgili ve bu da ayrıca belirtilmeli herhâlde.
bu sebepten, aklıma takılan soru şu: derginin sorumluları ve özellikle de sözlük yazarları, bu dergide tarih içerikleri görmeyi isterler mi? bana kalsa ben yazarım ama bu konuda şimdiye kadar görüş belirten birine de rastlamadım. sıkıcı mı olur, ilgi çekici mi olur bilemiyorum. açıkçası o kadar yazıp ettikten sonra birinin çıkıp, "ya sen ne anlattın şimdi iki harfli malum yerine üç harfli malum eylemi icra ettiğimin denyosu" demesini istemiyorum. ayrıca bu son derece kaba olur bak, şimdiden söyleyeyim, bozuşuruz.*
yazacak olsam bile, bütün bu insanların ilgisi sorunu üzerine, var mıdır bana merak ettiği herhangi bir tarihi meseleyi ulaştıracak yüce gönüllü? her şey olabilir. "ya una nocte, ömür geldi geçti şu abdülhamid iyi mi kötü mü anlamadım" ya da "deli petro'ya neden deli diyorlar?" filan gibi mesela. yazacak olursam diye, aklımda bulunsun.
ayrıca, mekân ve zaman anlamında osmanlı ve osmanlı geç modern dönemi ile uğraştığımı ve bunun getirisi olarak devrimlere, modernleşmeye ve azınlıklara* olan meyyalimi herhâlde belirtmeliyim. neden? çünkü takdir edersiniz ki, sözgelimi bir kızılderili kabilesinin tarihini benden değil, oglalalakota'dan okumak istersiniz. anladınız işte.
devamını gör...
ali babacan
bir siyasetçi. malum cenahtan %1,5-3 arası kırpsa süper olur. en fazla alacağı da %5-6 arası olur.
yoksa bunların aklı başında tayfadan oy alması imkansız.
bir de buna ve ekibine güzelleme yapanlar vardı, onlara da ayrı gülüyordum, şimdi daha da çok gülüyorum.
kardeşi için bir şey diyemem fakat okuldan uzaklaştırma aldığına göre türban ile okula gidebiliyorlarmış.
yani söyledikleri gibi türbanlılar giremiyordu meselesini de netleştirmiş olalım.
not: 1994 üni. mezunu olarak sınıfımda 2 tane türbanlı arkadaşımız vardı ve en ufak bir problem de yaşamadık, yaşanmadı.
mezun olup gittiler bizim gibi.
o sebeple siyasileştirilmiş islamiyet bu topraklardan uzak olsun.
bu kadar.
yoksa bunların aklı başında tayfadan oy alması imkansız.
bir de buna ve ekibine güzelleme yapanlar vardı, onlara da ayrı gülüyordum, şimdi daha da çok gülüyorum.
kardeşi için bir şey diyemem fakat okuldan uzaklaştırma aldığına göre türban ile okula gidebiliyorlarmış.
yani söyledikleri gibi türbanlılar giremiyordu meselesini de netleştirmiş olalım.
not: 1994 üni. mezunu olarak sınıfımda 2 tane türbanlı arkadaşımız vardı ve en ufak bir problem de yaşamadık, yaşanmadı.
mezun olup gittiler bizim gibi.
o sebeple siyasileştirilmiş islamiyet bu topraklardan uzak olsun.
bu kadar.
devamını gör...
yol soran insana bilerek yanlış yol tarif etmek
şeref.izliktir. bir anımı aklıma getirdi başlık. 10-12 yıl olmuştur. ıki arkadaş antalya'ya otobüsle tatile gidiyoruz. beni zaten araba tutar. bunu bildiğim için, ilacımı içtim. hatta aralıklarla 3 tane içtim. ama allahın belası mide bulantımın önüne geçemedim. hazırlıklıyım bir yandan da, kusmaya karşı, siyah sağlam birkaç poşetim yanımda. ne kadar önlemeye çalışsam da kustum. poşete kustum tabi, hiçbir yeri kirletmedim. muavin sürekli cık cıklıyor. ben de istemem böyle olmasını ama oldu bir kere. yapacak bir şey yok, mecbur bitecek bu yol. yolun yarısını böyle bitirdik. molada, daha fazla midem bulanmasın diye tuzlu kreker dışında hiçbir şey yemedim. arkadaşım bu arada mide konusunda çok şanslı bir insan. en pis şeyde bile bulanmayan bir mideye sahip. inanılmaz! bu tabi rahatya mola yerinde yemek yicem dedi ve yedi. tekrar otobüse döndük. az biraz yol gitmiştik ki, arkadaşım olduğu gibi kendi üstüne başına kustu. ben kendimi bildiğim için tedarikliyim her zaman ve kusmamı kontrol edebiliyorum. ama o hayatında ilk kez midesi bulaşmış gibi, poşeti bekleyemedi bile. muavin çıldırmak üzere. tamam adamda haklı, saatlerce yolculuk yaptığın kapalı kutunun içinde birisinin kusması beni de rahatsız ederdi. ama napalım insanlık hali. sanki keyiften yapıyoruz. bu arada gideceğimiz yer terminal değil. bunu binerken de söyledik. ineceğimiz yerde haber vermesini rica ettik, tamam dedi. ıssız bir yolda adam dedi ki: sizin ineceğiniz yer burası. dedik ki:ıssız burası. daha şehir merkezi gibi bir yer olmalıydı. zaten yolun kalanını taksiyle devam edicez. ısrar etti, burası dedi. neyse indik. saat sabahın 5'i. taksi maksi yok. karşı da tek tük evler var, o tarafa gittik bir umut. yok her yer ıssız. yarım saat falan geçti, bir fırın, ekmek dağıtım arabası gibi bir araba gördük, durdurduk. sorduk gideceğimiz yeri. tabii ki şerefsiz bizi alakasız bir yerde indirmiş. sağ olsunlar ekmekçiler siz bekleyin taksi göndericez dediler ve gönderdiler de, gidilecek yere vardık nihayet. ama o gün, o bulantıyla çok iç açıcı küfürler bildiğimi keşfetmiştim.
devamını gör...
yanlışlıkla tanım beğenmek
beğenmekten korkanlar kulübü. beğenin efendim yanlışda olsa kime ne zararı var.
devamını gör...
türkiye'de tam kapanma olması için gerekenler
ekonomi yani para.
devamını gör...
yaşından küçük göstermek
yaşıtım olan insanları geçtim benden küçük olanlar tarafından bile ciddiye alınmadığım için lanet ettiğim özellik, keşke herkes yaşında gösterse ve dünya çok daha iyi bir yer olmaya başlasa. bir de buna minyonluk eklendiğinde, sinirlendiğiniz zaman bile elinde bıçakla gezen civcive dönüşüyorsunuz ve ciddiye alınma oranı eksilere düşüyor.
devamını gör...
seninki de dert mi diyen psikolog
zamanında çok grup vitamin dinlemiş olabilir.
senin derdin dert mi ki a canım
benim derdim yanımda
senin epik sorunun var
benim kepek sorunum
*
senin derdin dert mi ki a canım
benim derdim yanımda
senin epik sorunun var
benim kepek sorunum
devamını gör...
tiger tankı
ikinci dünya savaşı'nın ortalarında almanlar'ın ürettiği tank modeli. düşman ordularının adeta korkulu rüyası olmuştur. vurulan bir tankın hurdasını ülkelerine götüren amerikalılar, üzerinde inceleme yapmışlar ve çok geçmeden m4 sherman model tanklarını üretmeye başlamışlar.
bir hafta içinde kopyaladıkları bu tankın planlarını müttefikleri olan ruslar'a da vermişler. onlar da bir traktör fabrikasını yeniden yapılandırarak t-34 model tanklarını yapmışlar. bunun sonucunda bir ay içinde savaşın seyri değişiyor ve o tanklar, alman tanklarını kovalıyorlar.
bir hafta içinde kopyaladıkları bu tankın planlarını müttefikleri olan ruslar'a da vermişler. onlar da bir traktör fabrikasını yeniden yapılandırarak t-34 model tanklarını yapmışlar. bunun sonucunda bir ay içinde savaşın seyri değişiyor ve o tanklar, alman tanklarını kovalıyorlar.
devamını gör...
bir esnaf yalanı
hesap makinesine pat küt diye tuşlara basıp ardından istediği sayıyı yazması ve 5 saniye sonra gelen
'' x lira ama sana y olur'' cümlesi.
'' x lira ama sana y olur'' cümlesi.
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
iki ters yönde ikisi de işyerine yaklaşık bes yuz metre mesafede otopark vardı. ben bir gün diğer tarafta isim olduğundan arabayı ikinciye park ettim . arkadaşımla işten çıktık. her zaman park ettigim bir nolu otoparka gittik eee araba yok. keşke burda bitse. on dakika görevliyle aradıktan sonra malligim aklıma geldi. dedim ki arkadaşa bende hata ,sen burda dur ben alayım seni burdan ama şu çantami al yuk etmeyeyim. salak değiliz heralde aldım tabi anahtarı içinden cebime attim. öbür otoparka gittim. agzimi burnunu kırayim ki eve girerken kullandığım sensör anahtarını almışım. geri döndüm. anahtarı aldım bir daha yürüdüm. mutlu son. ağlıyorum ama mutluluktan, hayır sinirden yok yaa baya salakliktan .
devamını gör...
dondurma (yazar)
tanimlarindan ilginç bilgiler öğrendiğim ve okumaktan çok keyif aldığım kaliteli yazar. tabii ki takipteyim.
devamını gör...
heyecanlanınca yapılan hareketler
fena bir çarpıntı olur. baş parmağımı diğer parmak uçlarında gezdirerek atmaya çalışırım.
devamını gör...
şimdiki aklım olsa
''yaptıklarımdan pişman değilim ha aklım hala yapamadıklarımda'' derdim bence.
yaptığım hatalar tabii ki oldu ama hata yapmamın sebebi bazı şeyleri yap(a)mamamdı bence.
yaptığım hatalar tabii ki oldu ama hata yapmamın sebebi bazı şeyleri yap(a)mamamdı bence.
devamını gör...
hipnik seğirme
uykuya dalmadan önce yaşanılan düşme hissinin sebebi.
hipnik seğirme genellikle bacak kaslarında görülmesine rağmen, genel olarak kasların istem dışı ani seğirmesi ya da kasılması olarak tanımlanabilir. her ne kadar tanımını yapabilsek de bu durumun sebebinin kesin bir şekilde ne olduğunu anlamak çok da kolay değil. bu durumu evrimsel bakış açısı ile ele alan bilim insanlarının önermesine göre hipnik seğirme, en az iki tane önemli fakat birbiriyle ilişkili fonksiyona hizmet ediyor olabilir.
ilk olarak; ani bir şekilde uyanık hale geçmemiz, çevremizi son bir kez kontrol etmemizi sağlayarak etrafımızın güvenli olup olmadığını anlamamızı sağlıyor. bu durumu evrimsel açıdan ele aldığımızda, güvenli olmayan bir çevreden gelebilecek tehditlerin uykuya dalmadan önce algılanması oldukça önemli olabilir. muhtemelen atalarımız, mağaralarında uyumadan önce avcılara yem olmamak için çevre güvenliğine çok önem veriyorlardı.
evrimsel fonksiyonlardan diğeri ise vücut pozisyonunun stabilitesinin uyumadan önce kontrol edilmesini sağlıyor. bu durum şu anki modern yaşantımız için pek bir anlam ifade etmese de ağaçların üzerinde ve düz olmayan zeminlerde uyuyan atalarımız için oldukça önemliydi. yani bu seğirme sayesinde uykudaki bilinçsizlik durumuna geçmeden önce uyunan yerin ne kadar güvenilir olduğu ve yaslanılan yerin ne kadar sağlam olduğu anlaşılabiliyor.
bir diğer ana teorinin önermesine göre ise hipnik seğirme yalnızca bizim aktif psikolojik sistemimizden de kaynaklanıyor olabilir. aktif ve iradeli motor kontrolden, gevşeme ve nihayetinde paralize olmaya geçiş sırasında bu durum yaşanıyor olabilir. esas itibarıyla hipnik seğirme, beynin retiküler aktivasyon sistemi ve ventrolateral preoptik çekirdek arasındaki geçişin bir sinyali olabilir. özetle, vücudumuz kendi ayarlarıyla oynayarak kontrolü yavaş yavaş bırakırken bu durumla karşılaşıyor olabiliriz.
hipnik seğirme genellikle bacak kaslarında görülmesine rağmen, genel olarak kasların istem dışı ani seğirmesi ya da kasılması olarak tanımlanabilir. her ne kadar tanımını yapabilsek de bu durumun sebebinin kesin bir şekilde ne olduğunu anlamak çok da kolay değil. bu durumu evrimsel bakış açısı ile ele alan bilim insanlarının önermesine göre hipnik seğirme, en az iki tane önemli fakat birbiriyle ilişkili fonksiyona hizmet ediyor olabilir.
ilk olarak; ani bir şekilde uyanık hale geçmemiz, çevremizi son bir kez kontrol etmemizi sağlayarak etrafımızın güvenli olup olmadığını anlamamızı sağlıyor. bu durumu evrimsel açıdan ele aldığımızda, güvenli olmayan bir çevreden gelebilecek tehditlerin uykuya dalmadan önce algılanması oldukça önemli olabilir. muhtemelen atalarımız, mağaralarında uyumadan önce avcılara yem olmamak için çevre güvenliğine çok önem veriyorlardı.
evrimsel fonksiyonlardan diğeri ise vücut pozisyonunun stabilitesinin uyumadan önce kontrol edilmesini sağlıyor. bu durum şu anki modern yaşantımız için pek bir anlam ifade etmese de ağaçların üzerinde ve düz olmayan zeminlerde uyuyan atalarımız için oldukça önemliydi. yani bu seğirme sayesinde uykudaki bilinçsizlik durumuna geçmeden önce uyunan yerin ne kadar güvenilir olduğu ve yaslanılan yerin ne kadar sağlam olduğu anlaşılabiliyor.
bir diğer ana teorinin önermesine göre ise hipnik seğirme yalnızca bizim aktif psikolojik sistemimizden de kaynaklanıyor olabilir. aktif ve iradeli motor kontrolden, gevşeme ve nihayetinde paralize olmaya geçiş sırasında bu durum yaşanıyor olabilir. esas itibarıyla hipnik seğirme, beynin retiküler aktivasyon sistemi ve ventrolateral preoptik çekirdek arasındaki geçişin bir sinyali olabilir. özetle, vücudumuz kendi ayarlarıyla oynayarak kontrolü yavaş yavaş bırakırken bu durumla karşılaşıyor olabiliriz.
devamını gör...
yazarların psikolojisini bozan filmler
devamını gör...
viyana
örtük ırkçılık olayının belki de en ağır hissedileceği şehirlerden biri. burada gerçekten türk düşmanlığını iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.*
devamını gör...
patlichan
#504922
takımlar ve renkler ayrı olsa da, bizim renklerimiz ve frekansımız aynı. bunlar sonuçta bir teferruat. önemli olan gönüllerin bir olması.
ben de kendisine hoş geldin diyorum. güzel zamanlar ve tanımlarının olması dileğiyle.
not : çerkes olduğunu belirtmiş. çerkes olmamama rağmen, çerkesler'e büyük saygım, sonsuz sempatim vardır.
takımlar ve renkler ayrı olsa da, bizim renklerimiz ve frekansımız aynı. bunlar sonuçta bir teferruat. önemli olan gönüllerin bir olması.
ben de kendisine hoş geldin diyorum. güzel zamanlar ve tanımlarının olması dileğiyle.
not : çerkes olduğunu belirtmiş. çerkes olmamama rağmen, çerkesler'e büyük saygım, sonsuz sempatim vardır.
devamını gör...
140journos çalışanının sevgilisine tecavüz ettiği iddiası
linç girişimine soyunmuş insanların kanun, mahkeme, hakim, savcı, karar, cezaevi gibi kelimelerden haberi yok herhalde. kadın bir istismara maruz kalmışsa bunu yapan elbette cezasız kalmamalı. ancak bunun yolu sosyal medya değil.
devamını gör...