dejavu
fransızca kökenli bir sözcük olup öngörü olarak türkçeleştirilebilir. herhangi bir ânın önceden yaşanmış gibi hissedilmesi durumudur.
devamını gör...
carlsberg
içim açısından kolay ve lezzetli bir biradır. şeker oranı diğer biralara göre fazladır. cila yapmak için uygun olmayabilir.
devamını gör...
yazarların sahip olduğu dövme sayısı
üç tanecik şimdilik.
devamını gör...
fıtri ihtiyaçlar
ana diliyle türkü söylemek, dua etmek, ağıt yakmak, yazı yazmak.
devamını gör...
zengin ile fakirin karşılaştığı mekanlar
zenginlerin işlerini yapanlar fakir olduğundan bence çoğu mekânda iç içeler.
devamını gör...
anın fotoğrafı
birçok güzel anın ve insanın bulunduğu fotoğraflardır. kendi hayatımdan tiksindim. var olun.
devamını gör...
rosamund pike
gone girl , a private war da ki oyunculuk performansıyla göz dolduran esrarengiz güzelliği ve hoş ses tonuyla izlemelere doyamadığım ingiliz oyuncudur. psikopat rollerin hakkından sinsice gelir.en iyi kadın oyuncu oscar'ına çok yaklaşmış fakat alamamıştır. verin rosamund ablamıza oradan bir oscar.
devamını gör...
edward said
1935 yılında filistinli hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. lübnan ve mısır'da edebiyat, müzik ve felsefe okumuş, abd'de princeton ve harvard'da eğitimini tamamlayarak edebiyat profesörü olmuştur. kendi tabiriyle 'postmodernist entelektüeldir.'
1967 arap-israil savaşı'na kadar herhangi bir politik hareketin içinde olmayan said, bu savaşla birlikte yahudi karşıtı bir görüş sergileyerek abd'de büyük bir tepkiyle karşılaşmıştır. daha sonra enver sedat ve yaser arafat tarafından barış görüşmelerinde filistin temsilcisi olarak atansa da sonrasında arafat'la görüş ayrılığına düşerek geri çekilmiştir.
pek çok dilde eserleri bulunan bu ortadoğunun en ünlü barış elçisi 2003 yılında lösemiden vefat etmiştir.
edward said fikrimce, en değerli iki eseriyle o zamanlar batılıların içini boşalttıkları ve daha ziyade küçümsemek için kullandıkları 'oryantalizm' ve 'entelektüel' sözcüklerinin gerçek anlamlarını bize ve literatüre yeniden kazandırmıştır. said'e göre oryantalizm, batılıların ortadoğuyu sömürmek için onların bilim, düşünce ve sanat alanlarından ve dolayısıyla modern toplumlar oluşturmaktan uzak oldukları bahanesiyle uydurdukları bir kolonileşme hareketidir. ve gerçek bir entelektüel bütün siyasi erkten ve yetkeden bağımsız, ahlaksal ortamda doğruları söylemek ve değişim yaratmak zorundadır. aşağıdaki alıntı entelektüel kitabındandır.
"bir entelektüel olmanın en çetin yanı, yazdıkların ve yaptığın müdahaleler aracılığıyla vazettiğin şeyi, bir kuruma, bir sistemin ya da yöntemin emriyle harekete geçen bir robota dönüşüp katılaşmadan temsil etmektir. hem bunu hem de tetikte durup iradeni gevşetmemeyi başarabilmiş olmanın coşkusunu hissetmiş olan varsa, bu çakışmanın ne kadar nadir gerçekleştiğini takdir edecektir.
fakat bunu başarabilmenin tek yolu, bir entelektüel olarak, elinizden geldiğince iyi ve aktif bir biçimde hakikati temsil etmek ile bir haminin ya da otoritenin sizi yönlendirmesine pasif bir biçimde izin vermek arasında seçim yapmanın sizin elinizde olduğunu kendinize hatırlatmanızdır.
laik entelektüel için o tanrılar hep iflas eder."
1967 arap-israil savaşı'na kadar herhangi bir politik hareketin içinde olmayan said, bu savaşla birlikte yahudi karşıtı bir görüş sergileyerek abd'de büyük bir tepkiyle karşılaşmıştır. daha sonra enver sedat ve yaser arafat tarafından barış görüşmelerinde filistin temsilcisi olarak atansa da sonrasında arafat'la görüş ayrılığına düşerek geri çekilmiştir.
pek çok dilde eserleri bulunan bu ortadoğunun en ünlü barış elçisi 2003 yılında lösemiden vefat etmiştir.
edward said fikrimce, en değerli iki eseriyle o zamanlar batılıların içini boşalttıkları ve daha ziyade küçümsemek için kullandıkları 'oryantalizm' ve 'entelektüel' sözcüklerinin gerçek anlamlarını bize ve literatüre yeniden kazandırmıştır. said'e göre oryantalizm, batılıların ortadoğuyu sömürmek için onların bilim, düşünce ve sanat alanlarından ve dolayısıyla modern toplumlar oluşturmaktan uzak oldukları bahanesiyle uydurdukları bir kolonileşme hareketidir. ve gerçek bir entelektüel bütün siyasi erkten ve yetkeden bağımsız, ahlaksal ortamda doğruları söylemek ve değişim yaratmak zorundadır. aşağıdaki alıntı entelektüel kitabındandır.
"bir entelektüel olmanın en çetin yanı, yazdıkların ve yaptığın müdahaleler aracılığıyla vazettiğin şeyi, bir kuruma, bir sistemin ya da yöntemin emriyle harekete geçen bir robota dönüşüp katılaşmadan temsil etmektir. hem bunu hem de tetikte durup iradeni gevşetmemeyi başarabilmiş olmanın coşkusunu hissetmiş olan varsa, bu çakışmanın ne kadar nadir gerçekleştiğini takdir edecektir.
fakat bunu başarabilmenin tek yolu, bir entelektüel olarak, elinizden geldiğince iyi ve aktif bir biçimde hakikati temsil etmek ile bir haminin ya da otoritenin sizi yönlendirmesine pasif bir biçimde izin vermek arasında seçim yapmanın sizin elinizde olduğunu kendinize hatırlatmanızdır.
laik entelektüel için o tanrılar hep iflas eder."
devamını gör...
bir kadını kırmadan ona çirkin olduğunu söylemek
bu konuyu kadın veya erkek olarak ayrım yapmadan açıklamak istiyorum. güzellik göreceli bir kavramdır. yani her insanın güzellik anlayışı farklıdır. bana göre güzel gelen bir şey başkasına göre çirkin olabilir. kimse güzel veya çirkin değildir. güzellik ve çirkinlik sadece bir algıdır. bir insana onun çirkin olduğunu söylemek doğru değildir, başkasına göre o insan çok güzel olabilir. ama illa bir şey söylemek istiyorsanız "benim güzellik algıma uymuyorsun" denilebilir.
devamını gör...
ben kanal istanbul’a evet diyen bir atatürkçüyüm
(bkz: ben et yiyen bir veganım)
akp gitsin, belki o zaman biz de kanal istanbul'a evet deriz. kanal istanbul'un yandaş zengin etmek ve çalabilecekleri ne varsa çalmak için bir proje olduğunu akpliler bile biliyor.
akp gitsin, belki o zaman biz de kanal istanbul'a evet deriz. kanal istanbul'un yandaş zengin etmek ve çalabilecekleri ne varsa çalmak için bir proje olduğunu akpliler bile biliyor.
devamını gör...
11 ocak 2021 fbi öngörüleri
şaşırmadığım öngörüdür. 2:47'ye dikkat edelim.
devamını gör...
deontoloji
bir mesleği uygularken mutlaka uyulması gereken ahlaki değerleri ve etik kuralları inceleyen bilim dalıdır.
devamını gör...
geceye bir türkü sözü bırak
pervaneler gibi aşk ateşinde,
kerem yanar, aslı küle çevrilir..
aşık esrari
kerem yanar, aslı küle çevrilir..
aşık esrari
devamını gör...
ankara'da 30 köpeğin öldürülmesi
ankara'da, patilerinde damar yolu açmak için kullanılan intraket (damar içi borucuk) bulunan 30'un üzerinde köpek, çöp poşetlerinin içerisine konulup atılmış halde ölü bulundu.
çankaya ilçesi imrahor vadisi'nde yaşayan sokak hayvanlarını beslemeye gelen sokakta kalanlar derneği başkanı faruk açık, yol kenarında bir köpeğin ölüsünü gördü. araçtan inerek çevreyi inceleyen açık, imrahor deresi yatağına poşetlere doldurularak atılan çok sayıda ölü köpekleri buldu.
demirören haber ajansı tarafından verilen bilgiye göre açık'ın haber vermesi üzerine doğa koruma polisleri ile ankara büyükşehir belediyesi ekipleri hayvanların bulunduğu alana geldi. yapılan incelemede 30'un üzerinde ölü köpeğin intraket ile patilerinden damar yollarının açıldığı fark edildi. ölü köpekler daha sonra belediye ekiplerince alandan toplandı.
köpekleri bulan faruk açık, her akşam alanda besleme yapmaya geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"akşam 18.00 sırlarında bu civarda besleme yapıyoruz. beslemeye giderken yol üzerine bir ceset fark ettik. araçtan indiğimizde, dere yatağında poşetler içinde onlarcası vardı. muhtemelen diğer köpekler tarafından çıkartılmış bir ceset. daha önce fark etmedik çünkü günlük bu güzergahta hareket halindeyiz. poşetlere baktığımızda bebekler, ayaklarında bandajlar, damar yolları açık bağlanmış vaziyetteydi. sayı 30'un üzerinde, gelen ekipler de kontrol etti. kim ya da kimler tarafından bırakıldığını bilmiyoruz ama bu hayvanların artık bu dünyada çöp muamelesi görmesi ve toplum tarafından sürekli dışlanmasını şiddetle kınıyoruz."
buradan
devamını gör...
nara dönemi
nara dönemi, japon tarihinde ms 710 - 794 yılları arasındaki dönemdir. sonrasında heian dönemi gelmiştir.
devamını gör...
kendine iyi bak çünkü devletin malısın
yukarıda arkadaşın bahsettiği gibi. devlet sizden faydalanır sömürür sizi hakkınız olanın yarısını verir sizde senelerce devlete kapak attım oh ya diye yaşarsınız . devlete kapak atmaya çalışmayın çünkü devlet size kapak atmış oluyor. tabi devletin iyi yaptığı şeylerde vardır ama o buranın tanımı değil .
devamını gör...
homo-duplex
emile durkheim göre, bir yanda sınırsız arzu ve isteklerin oluşturduğu ilkel benliği olan, öte yanda diğer insanlar ve toplumla kurulan ilişkiden meydana gelen toplumsal benliği olan, insanın tek insan değil çifte insan olduğu anlamında terim.
insanı insan yapan, toplumsal yönüdür. insanın ancak ilkel yönünün, denetim altına alınması ile toplum var olabilir.
insanı insan yapan, toplumsal yönüdür. insanın ancak ilkel yönünün, denetim altına alınması ile toplum var olabilir.
devamını gör...


