uzun uzun okumayı ve yazmayı* seven bir ben mi varım bu sözlükte??!! ne yalan söyleyeyim kimse okumaz diye emek verip yazdıktan sonra orasından burasından kırpıp yarım yamalak hale getirdiğim çok tanım oldu, artık yapmıyorum sizlere inat yapmayacağım da.*
zaten genelde belli bir konuda yazıyorum, onu da belli 3-5 insan okuyor. buna da dertlenemeyeceğim valla...
devamını gör...

zaman zaman gözümüzün önünde oluşan takip edilebilen ufak şekiller, gözün vitröz sıvısındaki protein yansımalarıdır.
devamını gör...

anne babasından ezberledikleridir. küçük yaşta bir çocuğun anlayacağı şeyler vardır anlamayacağı şeyler vardır. şeriat, siyaset, din vs. anlamayacağı şeylerdir. anne babalar, rahat bırakın artık şu çocukları. kafalarının içini kendi eskimiş fikirlerinizle doldurmaya çalışmayın. bırakın zamanı geldiğinde bu çocuklar kendileri sorgulasın, kendi yollarını kendileri bulsun.
devamını gör...

genelge tabii ki pedi yasaklamıyor da, o marketlerin yetkilisi kimse artık kadınları insan olarak görmeyen birisi belli ki. zaten kadınlar keyfiye ped kullanıyor, hele bu sıcakta fantezi olsun diye kullanıyor. evet zihniyet tam olarak bu. komple beton dökün de rahatlayalım ülkecek.
devamını gör...

aşıyla çip takılacağını savunan insanlar var ya, bazen onların halini gerçekten anlayabiliyorum. asla aşı karşıtı olmayan ben, böyle şeyler duyunca aşı karşıtlığı isteğim uyanıyor. aşıyla çip takacaklar diye propaganda yapasım geliyor. bir de kız vermek ne, batak oynarken mi açıklama yapmış?
devamını gör...

tamam reis, bundan sonra nobel almak için tanım gireriz dediğim hede.
devamını gör...

yürümesi için elini tutup yardım ettiğim 70 küsur yaşındaki ingiliz teyzenin "seni çapkın" deyip göz kırpması. ben de yol boyunca flört ettim kendisiyle. en son kocasını düelloya davet ediyordum.
devamını gör...

tanımların bir çoğunda binaların çirkin olmasının asıl sorumlusunun paragöz mütaahhitlerin olduğu söylenmiş. sorumlu hepimiziz. şu bir gerçek ki bir işten para kazanmak isteyen insan talebe göre hareket eder. satamayacağı şeyi kimse yapmaz.

talep eden insanlar maddi durumlarından, pahalı oluşundan ya da başka sebepten dolayı estetik kaygısı gütmüyorsa, estetik yapı yapmak isteyen müteahhit ne yapacak? eminim ki müteahhitleri eleştiren insanlar şu an müteahhitliğe idealist olarak başlasa istemese de aynı tip yapıları yapmak zorunda kalacak. müteahhitler de, imar planı oluşturan uzmanlar da, ruhsat veren belediyeler de satın alanlar da bu halkın içinden çıkıyor. bu sorun maalesef toplumsaldır. boşuna avrupaya felan iç geçirmeyin. her toplum yaşamak istediği gibi yaşar. demek ki biz de böyle istemişiz.
devamını gör...

eskicileri ve bit pazarlarını gezmek,
çok ucuza çok enteresan parçalar bulup yenileyip, restore edip başka bir eşyaya çevirip satabilirsiniz, masif ahşap, metal, pirinç ürünler, eşyalar, temizlenip, boyanıp, döşemesi değiştirilip, her dönem satılabiliyor, uğraşması çok zevkli, güzel karlarla satınca daha da zevkli
devamını gör...

nerfle aynı mantığa sahip adaleti sağlamak ve dengesizliği önlemek amacıyla bir ekipmanın ya da karakterin gücünün arttırılması.
devamını gör...

çocuklarıyla vakit geçirmeyi seven, ideal babadır.
devamını gör...

128 milyar dolarlı madonna.
128 milyar dolar ve kayra.
128 milyar dolar ve mecnun.
128 milyar dolar kulübü.
128 milyar dolar çiftliği.
128 milyar dolar ve ceza.
128 milyar doların tanrısı.
128 milyar dolar neyle yaşar.
devamını gör...

tekbencilik anlayışı. 'kendi' dışındaki tüm varlıkları kendi'ne bağlama bir açıdan da... bazı yorumlarda işin içine descartes'ı karıştıranlar olur berkeley ile düşüncelerinde/aralarında bir yakınlık olsa da aynı düzlemde oldukları söylenemez, sadece benzer düzlemdeler diyebiliriz. george berkeley'in kitabını tanıtırken de verdiğim örnekte olduğu gibi descartes -düşünüyorum öyleyse varım- derken; berkeley -düşünüyorum öyleyse varsınız- der. berkeley'nin anlayışında kendinden bağımsız olan tüm varlıkların varlık sebebini kendi varlığına bağlama durumu söz konusudur.
devamını gör...

telefonunuza gelen mesaj ve aramaların denetim ve onayını gerçekleştirebileceğiniz, devletin yeni uygulaması.
hangi kurum, kuruluş ve firmalar hangi izinleri yönetebiliyor görebilirsiniz. tabii ki mesaj ve aramaları da engelleyebilirsiniz.
devamını gör...

literatürde paranoid kişilik bozukluğu olarak geçer. halk arasında ise daha kolay tabirle ''paranoya'' deriz. psikolojik bir rahatsızlıktır.

fazlasıyla güvensizlik ve kuşku duyan kişilerdir. insanlara ve çevresinde dönen olaylara karşı aşırı dikkatli ve kuşkucudurlar. en yakınlarının dürüstlüğüne bile güvenmez ve içlerini kimseye dökmezler. çünkü onlara göre, içlerini açtıkları kişiler bir gün kendilerine kötü bir şey yapacaktır, hatta geleceği düşünmeye gerek yok, zaten yapmışlardır.
paranoyak kişilerin mizah yönleri pek gelişmemiştir çünkü basit bir şakanın altında bile bir şeyler ararlar.

nedenleri arasında genetik, çevre ve nörolojik unsurlar yatabilir.

bu insanların savunma yönleri çok gelişmiştir, yasanın uygulanmasında ve katılığın gerektiği yerlerde paranoyaklık fayda sağlayabilir. paranoyak kişilerle iletişim halinde olmanız gerekiyorsa, nedenlerinizi ve niyetinizi açıkça bildirmeniz onları bir nebze de olsa kuşkuculuktan alıkoyacaktır. tabii bunun için çok fazla denemeniz gerekebilir.

üzücü bir hastalık doğrusu, her şeyden şüphe duyarsa insan, kimseye güvenemezse mesela, nasıl rahatça yaşar? işte sırf bu yüzden muhakkak profesyonel yardım alınmalı, kişiye destek verilmelidir.
devamını gör...

genelde ayraç kullanırım, olması gerekende budur zaten. ama ayracımı bulamıyorsam, müsvedde kağıt ya da cetvel kullanırım.
devamını gör...

#597018 numaralı iletide yazılanlara sonuna kadar katılıyorum. dün burada bildiğiniz kavimler göçü yaşandı. nereye kaçacağımızı şaşırdık. hadi bende kabuk var, soktum kafamı kabuğumun içerisine, üzerimize gelen coşkun dalgaları savuşturdum. bir çok arkadaşımız bu göçten ağır yaralar alarak kurtuldu. kimi kafa iznine çıktı. kimi kendini geri çekti vesaire. çok sayıda gazimiz var anlayacağınız. bu yazarlara istiklal madalyası verseniz yeridir. bu konu ile ilgili görüşlerimi daha önce #532486 numaralı iletide dile getirmiştim. kontrolsüz büyümenin inanın kimseye faydası yok.

bu noktada benim önerim şu; çaylaklardan sorumlu ayrı bir moderasyon kolu oluşturunuz. bu arkadaşlar sadece çaylak tanımları ile ilgilensinler, yemesinler içmesinler çaylakları okusunlar. sayıları da öyle bir elin parmakları kotasına takılmasın, 8-10 arkadaşa böyle bir vazife tevdi edin ve ciddi anlamda bu platforma katkısı olacak insanları yazar yapın. yoksa biz dün gece aldığımız darbeler gibi darbeler almaya devam edersek korkarım ki pek çok arkadaş kafa iznine çıkmaya başlayacak. kafa bir kere gitti mi geri de gelmeyebilir. sözlüğü, sol tarafın akıcılığı ayakta tutmaz. orada öyle böyle geyik zaten döner/dönecektir. ama bu ortama ciddi katkı sağlayan, okunası tanımlara imza atan pek çok yazarın gölgeler arkasında yürüyüşü devam eder ve kazığını eline alan bizi vampir belleyip, kalbimize kazığı saplamaya kalkarsa yandı gülüm keten helva.

neyse daha fazla uzatmayayım; çaylak moderasyon kuvvetleri komutanlığını acilen kurmanız gerekiyor diye düşünüyorum. umarım dikkate alırsınız zira biz siperleri terk etmesek de yoğun bombardıman altındayız haberiniz olsun.
devamını gör...

tekiri evde rahat durmaz illa bir fırlamalık yapar.
devamını gör...

george orwell tarafından 1948 yılında kaleme alınmış (bitirilmiş), ismi de(yazarın beyanıyla) bu tarihin son iki rakamının yerlerinin değiştirilmesi ile 1984 olmuş olan distopik kitap. george orwell'ın kitabı yazarken bulunmuş olduğu döneme bakıldığında sovyetler birliği ve nazi almanya'sının etkilerini kitaba yansıtmış olduğunu görebiliriz. kitapta anlatılan olaylar size hiç uzak gelmeyecektir. hatta kendinizi kitabın içinde de bulabilirsiniz. okudukça sizi sarsar bunları ben de yaşıyorum dersiniz.
devamını gör...

tercihlere karşı saygılıyım. herkes kendi hayatını, kaderini yaşar. sadece bu insanların çoğunluğu ilerde evlenip bir kız çocuğu sahibi olduklarında ve kızları “ baba-anne ben mervelerde kalcam bu akşam” dediklerinde izin vermezler. işte bu içsel ikiyüzlülüğe saygım yoktur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim