bugünkü hava durumu
devamını gör...
her yerde ve koşulda pozitif olan insan
sürekli negatif olup kan emici olmasındansa pozitif olması daha makbuldür.
devamını gör...
yazarların bir defadan fazla okuduğu kitaplar
şeker portakalı, güneşi uyandıralım, delifişek. yine okuyasım geldi.
devamını gör...
arabayı varoş yapan detaylar
sigara kokusu, hareketli oyuncaklar, stickerlar, pavyon tarzı iç aydınlatmalar, bagajı kaplayan ses sistemi, helezon kesmek, vitese tesbih takmak ve yüksek sesle sokak aralarında gezmek.
devamını gör...
fake hesaptan sevgilisini deneyen kadın
şahsen benim elimde olmadan acıdığım insan tipidir. eğer güvenmiyorsan, ayrılırsın. yok ayrılamayacak kadar çok seviyorsan da alır karşına sorunu güzel güzel konuşur ve çözmeye çalışırsın. böyle şeyler yapmayın, manyak olursunuz vallahi.
devamını gör...
acılı şalgam suyu
hiç sevmediğim şalgam suyunun acılı versiyonu olan içecektir.
devamını gör...
kendini telefonda emniyet müdürü olarak tanıtan kişiye verilebilecek cevaplar
ben başbakan genelkurmay başkanı cumhurbaşkanınızım ne vardı?
devamını gör...
uyku düzeninin bozulması
fark etmeden depresyonun kucağına atabilir sizi, aman dikkat diyeyim!
devamını gör...
normal sözlük satranç kulübü
çok iyi düşünülmüş. bence eğlenceli olacak gibii. emeği geçen arkadaşlara da teşekkürlerr.*
devamını gör...
bir günde dört vatandaşın geçim sıkıntısından intihar etmesi
az gelişmiş memleketin at yarışı tabelasına dönen ölüm rakamları.
pandemi ölümlerinde oran 373 ölüm/ 28800 vaka, pençe operasyonunda 4 şehit/8 gün, mart ayı kadın cinayeti oranı 28 kadın/31 gün vs. vs.
sayılar, sayılar, sayılar her biri sadece rakamlardan oluşan sayılar. halbuki canımız ne kadar tatlı. ve o sayıların her biri bir can, eş, sevgili, anne, baba, kardeş.
tüm bunlar yaşanırken bağımsız merkez bankamızın atamalı köşe yazarı başkanı işiymiş gibi "hiç kimsenin burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır" diyebilmiştir. kim demişse doğru demiş galiba "halklar layık olduğu gibi yönetilir.".
pandemi ölümlerinde oran 373 ölüm/ 28800 vaka, pençe operasyonunda 4 şehit/8 gün, mart ayı kadın cinayeti oranı 28 kadın/31 gün vs. vs.
sayılar, sayılar, sayılar her biri sadece rakamlardan oluşan sayılar. halbuki canımız ne kadar tatlı. ve o sayıların her biri bir can, eş, sevgili, anne, baba, kardeş.
tüm bunlar yaşanırken bağımsız merkez bankamızın atamalı köşe yazarı başkanı işiymiş gibi "hiç kimsenin burnu kanamadan 2020 pandemi krizi atlatılmıştır" diyebilmiştir. kim demişse doğru demiş galiba "halklar layık olduğu gibi yönetilir.".
devamını gör...
şaka maka normal sözlük’ün keyifli olması
daha dün kaydoldum ancak şu an bağımlı gibiyim.buraya sevmemin sebebiyse kaliteli insanların düşünceleri okumak ve kendimi rahat rahat ifade edebilmemdir
devamını gör...
günaydın sözlük
günün ilk günaydını benden gelsin.
havalar ılıdı az daha kalın giymeye başladım ama ben eylülü sevdiğimi hatırladım. böyle iyi.
her ne kadar rafet el roman
yaz bittiği için üzülüyorsa da ben ona takılmıyacam. tam mevsimlik şarkı dinleyelimi gitsin.
mis gibi bir cumartesi diliyorum kendime ve herkese.
havalar ılıdı az daha kalın giymeye başladım ama ben eylülü sevdiğimi hatırladım. böyle iyi.
her ne kadar rafet el roman
yaz bittiği için üzülüyorsa da ben ona takılmıyacam. tam mevsimlik şarkı dinleyelimi gitsin.
mis gibi bir cumartesi diliyorum kendime ve herkese.
devamını gör...
sahibini arayan mektuplar
on birinci mektup
"korkuyorum. ölmekten mi? hayır, yokluktan. ölmek nihayet birkaç dakikalık mesele. yürümek, uyumak gibi basit bir şey. ama yokluk; ölüm. evet, ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. biri sonun başlangıcı biri de son ve yokluk. ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. ölüm, sadece karanlık, boşluk, anlamsızlık.
doğmak başlangıcı yaşantımızın ve çilemizin. ölmek sonu. ölümse; öldükten sonraki zaman. o dizgin vuramadığımız at, o asla sahip olamadığımız kadın.
ölmek elimizde, ölüm tanrının sırrı, bedeli var oluşumuzun.
ölümsüz olmalıydı ölmek dünyada. insan dilediği anda ölmeli, dilediği anda yaşamalıydı.
ölümün gelmesini bekleyenler, ölmeyi bilmeyenlerdir. yaşamamız tanrının bileceği bir şey, zamana hükmeden o, ölüme hükmeden de o. yalnız ölmek bizim.
bu tek hakkımızı da suç saymış bizden önce gelenler. suç işlemişler, günah demişler. yaşatmışlar yaşamışız, öldürmüşler ölmüşüz. nerede kaldı bizim üstünlüğümüz? insanlığımız, zekâmız nerede kaldı?
bitkiler, hayvanlar diledikleri zaman ölemiyorlarsa insan olmadıkları içindir. ölmek asla şerefsizlik değil, hele korkaklık hiç değil. yalnız yaşamaktan korkanlar, yılgınlar mı ölmek isterler sanıyorsun?
cesaret başkalarına kötülük etme pahasına da olsa yaşamak mı? cesaret, sürekli bir aldanmaya boyun eğmek mi? durmadan aldatmak mı cesaret?
kötü, korkunç bir dünya üzerinde yaşıyoruz. bütün çabamız kendi kendimizi bitirmek ve son vermek insan nesline. öyleyse bir adam eksilmiş olsa bu şuursuz kalabalıktan ne çıkar?
hatırlıyor musun? bir şiirimde:
"bir yere kadar yaşamak güzel
ama bir yerde ölüm güzel oluyor"
demiştim.
işte bu gün, ölümün o güzel olduğu yerdeyim... *
seslendirme olarak da bulunca eklemek istedim...
buradan
"korkuyorum. ölmekten mi? hayır, yokluktan. ölmek nihayet birkaç dakikalık mesele. yürümek, uyumak gibi basit bir şey. ama yokluk; ölüm. evet, ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. biri sonun başlangıcı biri de son ve yokluk. ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. ölüm, sadece karanlık, boşluk, anlamsızlık.
doğmak başlangıcı yaşantımızın ve çilemizin. ölmek sonu. ölümse; öldükten sonraki zaman. o dizgin vuramadığımız at, o asla sahip olamadığımız kadın.
ölmek elimizde, ölüm tanrının sırrı, bedeli var oluşumuzun.
ölümsüz olmalıydı ölmek dünyada. insan dilediği anda ölmeli, dilediği anda yaşamalıydı.
ölümün gelmesini bekleyenler, ölmeyi bilmeyenlerdir. yaşamamız tanrının bileceği bir şey, zamana hükmeden o, ölüme hükmeden de o. yalnız ölmek bizim.
bu tek hakkımızı da suç saymış bizden önce gelenler. suç işlemişler, günah demişler. yaşatmışlar yaşamışız, öldürmüşler ölmüşüz. nerede kaldı bizim üstünlüğümüz? insanlığımız, zekâmız nerede kaldı?
bitkiler, hayvanlar diledikleri zaman ölemiyorlarsa insan olmadıkları içindir. ölmek asla şerefsizlik değil, hele korkaklık hiç değil. yalnız yaşamaktan korkanlar, yılgınlar mı ölmek isterler sanıyorsun?
cesaret başkalarına kötülük etme pahasına da olsa yaşamak mı? cesaret, sürekli bir aldanmaya boyun eğmek mi? durmadan aldatmak mı cesaret?
kötü, korkunç bir dünya üzerinde yaşıyoruz. bütün çabamız kendi kendimizi bitirmek ve son vermek insan nesline. öyleyse bir adam eksilmiş olsa bu şuursuz kalabalıktan ne çıkar?
hatırlıyor musun? bir şiirimde:
"bir yere kadar yaşamak güzel
ama bir yerde ölüm güzel oluyor"
demiştim.
işte bu gün, ölümün o güzel olduğu yerdeyim... *
seslendirme olarak da bulunca eklemek istedim...
buradan
devamını gör...
unutulmayan aşk-ı memnu replikleri
"gözlerin, dudakların alev alev çağırıyor yangınlara. öyle bir şey var ki sende çözemediğim, insanı çılgınlıklara sürüklüyor."
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
saate bakmak için elindeki çayı üzerine dökmek. yapmışlığım vardır.
devamını gör...
mebus paltosu
esprili tanımlarıyla takdirimi kazanmış çiçeği burnunda, tazecik yazardır. formatı delmeden tanım giriyor oluşu da gözümden kaçmamıştır. iyi bir mizah anlayışı olduğunu düşünüyorum. ancak mizah yapmak da ciddi bir iştir bilesiniz. böyle devam etmesini ancak kantarın topuzunu
da kaçırmamasını diliyorum.
buyursunlar.
3 nisan 2021 tarihli edit: keşke bırakıp gitmeseydin be mebus paltosu... dön n'olur... *
14 mayıs 2021 tarihli edit: dönmedin, gözüm yollarda kaldı...
da kaçırmamasını diliyorum.
buyursunlar.
3 nisan 2021 tarihli edit: keşke bırakıp gitmeseydin be mebus paltosu... dön n'olur... *
14 mayıs 2021 tarihli edit: dönmedin, gözüm yollarda kaldı...
devamını gör...
çocukluk anılarını sildirmek ister misiniz sorunsalı
eminim sildirmek isteyenlerin çok geçerli sebepleri vardır. öyle ki duymak bile istemeyeceğimiz şeylerdir yaşadıkları. sosyal medyaya düşünce infial yaratan nice canilikler gördük, görmeye devam ediyoruz.
oysa çocukluk en çok özlenen, dünyaların ve hatta bir kaç milyon galaksinin komple sahibi olunsa hiç düşünmeden feda edip tekrar yaşanmak istenecek özel zamanlardır. nerede başlayıp nerde bittiğini hatırlayamadığım çocukluğum ve anılarım kaybolsa ben, ben olamam. öyle ya, unuturum kimliğimi, karakterimi.
mahalle maçında gol sevincini abartıp asfaltta diz üstü kayıp yardığım diz kapaklarını, ekmek arasına çekirdekli zeytinin tadını, sokağın kirini pasını önce eve, ardından mutfakta buzdolabının kapısına ve kana kana içerken suyu küçücük kafamın kenarından tozu önüne katarak akan ter damlasını, mavi önlüğün bulandığı tüm oyun renklerine rağmen ışıl ışıl parlamasını...
ben bazen büyük olmaktan kaçıp, çocukluk anılarıma sarılıyorum. tamam bazen değil sık sık yapıyorum. yalan kandırık yapmanın alemi yok.
oysa çocukluk en çok özlenen, dünyaların ve hatta bir kaç milyon galaksinin komple sahibi olunsa hiç düşünmeden feda edip tekrar yaşanmak istenecek özel zamanlardır. nerede başlayıp nerde bittiğini hatırlayamadığım çocukluğum ve anılarım kaybolsa ben, ben olamam. öyle ya, unuturum kimliğimi, karakterimi.
mahalle maçında gol sevincini abartıp asfaltta diz üstü kayıp yardığım diz kapaklarını, ekmek arasına çekirdekli zeytinin tadını, sokağın kirini pasını önce eve, ardından mutfakta buzdolabının kapısına ve kana kana içerken suyu küçücük kafamın kenarından tozu önüne katarak akan ter damlasını, mavi önlüğün bulandığı tüm oyun renklerine rağmen ışıl ışıl parlamasını...
ben bazen büyük olmaktan kaçıp, çocukluk anılarıma sarılıyorum. tamam bazen değil sık sık yapıyorum. yalan kandırık yapmanın alemi yok.
devamını gör...


