girizgah (burayı atlayabilirsiniz)

uzun zamandır üzerinde düşündüğüm fikir. aslında spontane gelişti diyebilirim. bir gün yine oturmuşum uçak gibi devasa araçların nasıl havada böyle hızlarda süzülebildiklerini düşünüyordum. düşünsenize dostlar, koskocaman tonlarca ağırlıktaki kütledeki bu vasıtalar nasıl oluyor da yere çakılmıyor. benim bizzat kendi elceğizlerimle katlaya katlaya yaptığım, taş çatlasın 10 gram çekecek kağıttan uçaklarım bile en fazla 10 metre gidip yere çakılıyor. bu koskoca cengaverleri durdurana aşk olsun... sübhanallah hikmetinden sual olunmaz rabbim dedikten sonra düşüncemi bıraktım ve altılıda son ayakta springfield'ın birinci çıkamayışıyla yine tek ayaktan yattık aliminyum dedikten sonra gidip chopin'den trio in g minor'ü açarak bir yandan label viskimi yudumlamaya başladım. ingiliz atları vesselam, popoları sıkışmayınca son düzlükte koşturamıyorlar. en iyisi arap atı abi, bak mesela şâferat son düzlükte nasıl koştu? gulyabani görmüş şener şen gibi topukları vura vura hem de.. neyse bir yandan viskimi yudumlarken birdenbire aydınlandım. neden bir gazete kurmuyoruz! arşimet gibi evreka diyerek havaya sıçradım. kafamı dolabın altına vurdum "****" diyerek küfrettim, komşum geldi ve "monşer! o ağzı size hiç yakıştıramadım doğrusu! siz bir uşak değilsiniz lütfen kendinize gelin!" dedi, ben de "pardon mösyö, bir anlığına avamlaştım" dedim, koltuk altına rokfor peyniri ve yıllanmış şarap sıkıştırarak evden postaladım. enteller böyle kovulur çünkü... neyse konuya dönüyorum.

kafa gazetesi - doğru, dürüst habercilik
31 ocak 2021 - sayı 1

///pandemi yüzünden metruk binalardaki korkunç yaratıklar sinek avladı///

insanların bir dönem ilgisini çekmiş olan metruk binalardaki korkunç yaratıklar ve gulyabaniler cemiyeti başkanı dâbbe bin korkunç, kafa gazetesi muhabirlerinden mebus paltosu'yla röportaj yaptı.

mebus: yıllardır burada film çekildiğini söylediniz. siccin, dabbe gibi filmlerde eve gelen meraklı, her b*ka burnunu sokan kolejli gençleri korkutarak para kazanıyordunuz. peki şimdi karantina sürecindeyiz, nasıl geçiniyorsunuz!
dabbe: vallahi abi işler inanamayacağın kadar kesat. bak mesela osman'a bak. (osman beyaz bir çarşaf giymektedir) part time çalışıp yatağına yemek kırıntısı dökenlere musallat oluyor, part time iş yapıyor çocukcağız. evinde ailesi var geçindiriyor.
mebus: peki metruk binalar ne durumda?
dabbe: zor durumdayız. binalar terk edilmiş sanıyorsunuz ama bize kiralıyorlar abicim. bizler her altına s*çırttığımız adam başına kota dolduruyoruz. mesela ben ayda 30 kişi korkutmalıyım ki kira parası çıksın. şuana kadar 17 kişiye musallat oldum.
mebus: gerçekten işiniz zor, sosyal yardım kuruluşlarına ulaştınız mı hiç
dabbe: bizler görüyorsunuz zor durumdayız abicim. devletimizden sosyal yardım bekliyoruz. bu gelenek sürsün. pandeminin de bir an önce bitmesini istiyoruz.

///ekonomi///

zombi mevsimlik işçilere müjde

günlerdir protesto yapan ve yola portakal döken zombi mevsimlik işçilerinin bu durumunu gören kooperatif tarımcılık bakanı reşat ziya serdengeçti, mevsimlik işçi zombilere ek kontenjan ile antalya finike'de istihdam sağladı. normal işçiden 10 tl daha ucuza çalışan zombiler, yerli mevsimlik işçilerle tartışmıştı, ancak bakan, bu duruma el atarak faaliyete girdi ve herkesi mutlu etmeyi başardı.

///spor///

fenerbahçe'ye transfer olan dünya yıldızı mesut özil, başarısının sırrının çok çalışmak ve tahin helvası yemek olduğunu söyledi

kafa gazetesi'nin muhabirlerinden kaçan mesut özil, "çok çalışmak ve tahin helvası yemek... benim hayattaki en büyük başarı kaynağım önce çok çalışmak ve eve gittiğim zaman çayla birlikte tahin helvası yemektir dedi. kendisine fenerbahçe'de mutlu musun diye sorduğumuzda "bro her şey süper gidiyor şimdilik bakacağız göreceğiz, haydi eyvallah" diyerek bizleri selamladı.

///yurttan manzaralar///

rize'de kendi imkanlarıyla rüzgar enerjisi üreten çiftçi musa nayır, elon musk'tan teklif aldı

rize'nin çamlıhemşin ilçesinde, geçimini çiftçilikten sağlayan ve bir yıldır rüzgardan elektrik üreten mucit musa nayır, elon musk'ın tesla şirketinde tedx konuşmacısı olarak "yenilenebilir enerjinin faydaları" konulu sempozyumu yapması için los angeles'ın california şehrine davet edildi, bu mutlu haberi alan musa nayır "haçan hiç beklemeyidum. ne yapaçam halen bilmeyirum" diyerek hepimizi gururlandırdı.
devamını gör...

"vakit varken tomurcukları topla. zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir" - ölü ozanlar derneği
devamını gör...

aklıma yıldız kenter'in bir anısını getirdi. bir ropörtajında anlatmıştı, çok içten ve etkileyiciydi.

yıldız kenter çok yoksul bir ailede büyümüş. karınlarını bile zor doyurdukları zamanlar olmuş. küçükken birgün okulda öğretmeni ona ceza vermiş, tahtaya kaldırıp tek ayak üstünde durmasını söylemiş. öylece dururken yıldız kenter intihar etmeye karar vermiş. sonra cebinde bir avuç kabak çekirdeği olduğunu hatırlamış, sevinmiş, onları yemesi gerektiğini düşünmüş ve intihardan vazgeçmiş.

demek ki bazen böyle küçücük bir sebep bile olabiliyormuş.
devamını gör...

cenk'in arka bahçesi farkı ile yattığım yerden hazırola geçtiğim yayın, seviyorum adamım seni.*
devamını gör...

bizim üniversitede rastlamadığım hocalardır. egoları yok bir kere, mütevaziler. örneğin çok sevdiğim dünya edebiyatına giren bir hocamın ertesi gün londra'da sunumu varmış, dersin sonunda tatlı tatlı ve biraz da heyecanlı "lütfen şans dileyin, londra'da sunumum var" gibi bir şey dedi. kadın yurtdışında kendini zaten fazlasıyla geliştirmiş ve o sunumu kötü yapmasının bizce imkanı yok fakat mütevazi olduğundan gelmiş bize anlatıyor. bu tabii basit bir örnekti, diğer hocalarımız da anlamadığımızda anlamamız için gerçekten çaba gösteren kişiler. üni dili ingilizce olduğundan ve çoğu hoca başka ülkede yüksek lisans, doktora vs yaptığından da geliyor olabilir bu mütevazi tavırları. bilmiyorum ama şanslıyım, çünkü lise hocalarımı aklıma getiriyorum da, tek yaptıkları öğrenciyi önemsememek, hiçbir şey bilmiyorsun tavırları sergilemek, öğrencilerini dinlemekten bile aciz olmaktı. bu tarz kisiler umarım kendisine öğretmen demez. çünkü tek yaptıkları öğrenciye psikolojik şiddet uygulamak.
devamını gör...

çok çok uzun zaman önce, henüz malum sözlük daha ele ayağa düşmemişken olacakları hissedip, bazı yazarlarla birlikte tasımı tarağımı toplayıp, kabuğumu alıp, kapıyı çarpıp çıkmıştım. tabi biz tosbağayız evimizi sırtımızda taşıyoruz, o sebepten yeni bir ev arayışına da girmemiştim. tabiri caizse sözlük kavramını dahi unutmuştum. neydi, nasıldı, nasıl yazılırdı tamamen silmişim beynimden.

sonrasında bir vesile ile buradan haberim oldu. kalıcı gelmedim aslında, bir bakıp çıkacaktım. zaman zaman arama yaparken sözlüklere bakmak zorunda kaldığımda, ortalığı çöp dağlarının kaplamış olduğunu görmem yüzünden, samimi olarak söylemek gerekirse, burası içinde pek bir umut beslemiyordum.

biraz etrafı dolaştım, tanımları okudum. hımm fena değil, idare eder yahu falan demeye başladım. sonrasında da içeride buldum kendimi. marul, dut yaprağı falan ikram etmiyorlar ama yine de hizmetleri fena değil. kızıl öfke, kitle imha silahı yoldaş'a rağmen sevdim burayı. şimdilik buralardayız. birbirimize bortagal atıp duruyoruz.
devamını gör...

kusasım var bağzı sorulara,
misal, "evlilik ne zamanlara",
lanet gelsin tüm akrabalara,
ey ahali! daha nice bayramlara.
devamını gör...

2007 yapımı atonement.
bünyeme romantik film izlemek iyi gelir diye bir gün açtım, sinirim bozulmuş bir şekilde kapattım. izlediğim en saçma film olabilir, 2 saat 10 dakikaydi bir de. bu film hakkında genel yargı nedir bilemiyorum ama çok güzelse ve ben bir şey kacirdiysam açıklamasını dinleyebilirim. aksi bir görüş duymadığım sürece izlediğim en kötü film bu olabilir.
devamını gör...

antalya ilinin alanya ilçesine bağlı bir mahallenin eski adıdır. adı yeşilöz olarak değiştirilmiştir.

bir seçim afişinde yazdığı söylenen sen domalan'sın büyük düşün ifadesiyle bir döneme damga vurmuştur.
devamını gör...

meyve diyen yazara katılmakla beraber sebzeleri de işin içine katıyorum. öyle bir hale geldik ki 10 liradan aşağı sebze kalmamış neredeyse. şu zamanda evine pazar alışverişi yapıyor olabilmek zenginlik ölçüsü benim için. zira bir hafta alabilse diğer hafta alamıyor memleketimin insanı.
devamını gör...

tek batırmada zehirli bir yara oluşturma gücüne sahip canlıdır. kavisli kuyruğunun ucundaki kıvrımlı iğnesini böcekler ve örümcekler gibi avlarını felç etmek ve öldürmek için kullanır.
devamını gör...

murathan mungan'ın; orhan veli kanık şiirleri ekseninde yazdığı, tek kişilik bir tiyatro oyunudur.
yıllarca, usta oyuncu müşfik kenter tarafından can verilmiştir. günümüzde reha özcan tarafından sergilenmekteyken, pandemi sebebiyle oyunlar iptal olmuştur.

böyle havada aşık oldum
eve ekmekle tuz götürmeyi böyle havalarda unuttum
şiir yazma hastalığım hep böyle havalarda nüksetti
beni bu güzel havalar mahvetti !
devamını gör...

mantık sizi a noktasından b noktasına götürebilir, halay ise her yere. bol bol halay çekiniz.
devamını gör...

ben stepne miyim, ben yedek lastik miyim? diyerek karşılık verilebilir.
devamını gör...

-------- ateist flörtüm, arap şeyhi abdülaziz ve imanlı ben------

bölüm 1: yine her zamanku gibi aptal lanet olası okulumdaydım. tuvalette (bkz: allaha inaniyorum mavisi) şalımı düzeltirken bir yandan da ateist olan platoniğim emreyi düşünüyordum. ahh emre... acaba onu doğru yola iletebilecek miydim?
bölüm 2: tuvaletten çıkarken birine çarpmamla elimdeki kitapları yere düşürdüm. "dikkat etsene be kızım!" dedi emre. yerden kitaplarımı alırken "imana gel, allah yoksa şu dağları kim yarattı" dedim. doğru, dedi ve elindeki kitapla saçını örttü.
bölüm 3: emre ile kendimize 2 odalı nezih bir ev tuttuk. evlenmeye karar vermiştik, doğacak çocuklarımıza isim bile düşünmüştük: kız olursa ümmühümeyra erkek olursa abdurrezakbinsıddık koyacaktık.emre benimle ilişkiye girmek istediğini söyledi, ben de evlenmeden olmaz dedim. kabul etti, ahh benim gül kokulu sevgilim...
bölüm 4: evimiz arap şeyhi abdülaziz tarafından basıldı
bölüm 5: arap şeyhi abdülaziz tarafından kaçırıldım ve onun 3. karısı oldum
bölüm 6: emre beni kurtarmaya geldi. çok sevinmiştim ama emre o an dedi ki "seni istiyorum abdülaziz, ben aslında gayim."
bölüm 7: abdülaziz grup yapabileceğimizi söyledi ve kabul ettik.

mutlu son...
devamını gör...

affınıza sığınarak belki onlarca saat anlattığım, üzerine yüzlerce sayfa okuduğum ve mütemadiyen yazdığım bir konu olan patriyarka ve kapitalizm ilişkisi üzerine elimden geldiğince kısa tutarak bu başlığa bir izah getirmek istiyorum.

patriyarka esasen erkek egemenliği olarak tarifleyebileceğimiz bir toplumsal örgütlenme, toplumsal ve sosyal bir sistemdir. temeli kadın ve erkekler arasında erkek lehine mütemadi bir ayrımcılık ve eşitsizliğe dayanır.

patriyarkanın binlerce yıllık bir geçmişi vardır, açık ve geniş tarifiyle patriyarka, mülkiyetin/devletin/iş bölümünün/ailenin/dinlerin doğduğu ilk ana kadar gider. ve patriyarka o günden bugüne kendini yeniden üreten ve bütün hayatımızı saran bir sistemdir.
örneğin kadınların evrimimiz henüz sürerken bir takım fiziksel aktivitelerden alıkonulması ve bedenlerinin ufalması sonucu dahi patriyarkaya dayanır.

patriyarka; cinsiyet temelli ezme ezilme ilişkilerininin, kadın beden, emek ve kimliği üzerinde erkekler tarafından kuruldan tahakkümün ve cinsiyet temelli eşitsizliklerin ana kaynağı olarak bugüne kadar kendini taşımıştır.
ayrıca patriyarka toplumsal cinsiyet normları (bkz: cinsiyet belası), dinler ve kültürel hegemonyasını empoze eden televizyondan sanata, sanattan eğitime bütün hayatı kapsayan ikna ve zor mekanizmaları ve devletler eliyle (bkz: devlet ve devrim) kendini sürekli yeniden üretir.

işte bu kadim zorbalık, kapitalizmin doğuşuyla bu yeni üretim tarzına eklemlenir. ve artık patriyarkal kapitalizm dediğimiz sistem karşımıza çıkar.

peki ne demektir kapitalizmle patriyarkanın "evliliği"?
kapitalizm, kendi temel dürtüsü olan sermaye lehine olabilecek olan bütün sosyal sistemleri kendisine katma eğilimi gereği, patriyarkayı burjuvazinin lehine olabilecek bütün yönleriyle kendisine katmış ve desteklemiştir. ve bu pek çok yönüyle kapitalizmi kuvvetlendirmiştir. konuyla ilgili şuraya tatlı ve anlaşılır bir yazı bırakayım da tanımım azıcık kısalsın.*
velhasıl kelam patriyarkal kapitalizm ya da kapitalist patriyarka, bir sistemdir ve hayatımızın her yerindedir. konu bir "tapınılma" meselesinden daha çok, somut durumun somut sonuçlarının görünmesidir.

erkekler; egemen oldukları ve ev içi ücretsiz emek başta olmak üzere, kadın, beden ve emeği üzerindeki tahakkümleriyle avantajlı ve daha "konforlu" yaşamlara kavuştuları için, kapitalizm ise kadınların ücretli ve ücretsiz emekleri üzerindeki sömürü silsilesiyle daha çok kar ettiği ve artı değer üretebildigi için asla ataerkiden vazgeçmek istemezler. (bkz: ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni)
bundan mütevellit bu erkekliğe tapınma hali olağan ve tutarlı bir sonuçtur.

peki bu silsile eğitimle, adaletle ve yahutta patriyarkal kapitalizmi yeniden üreten kanalların revize edilmesiyle çözülebilir mi? açık olmak gerekirse bu revizyonlar elbette kadınları güçlendirecek ve patriyarkal kapitalizmin zorbalığının tazyikini biraz olsun kesecektir. ama kesin çözüm mutlaka toplumsal devrimde düğümlenmektedir. feminizmin nihayi zaferi olmaksızın patriyarkadan kurtulmak mümkün değildir.
ayrıyeten, kapitalizmin üretim ilişkileri tamamen dağıtılmadan, yani siyasal devrim gerçekleşmeden, patriyarkadan temelli kurtulmak da mümkün olmayacaltır.
çünkü patriyarka ve kapitalizm ilişkisi dışsal ve yahutta taktiksel değildir, stratejik, organik ve içseldir. (bkz: sosyalist feminizm)

velhasıl ataerkil sisteme tapılması, nesnel bir sonuçtur. ve patriyarkal kapitalizmin yarattığı insan ve üretim ilişkilerinin olağan bir sonucu olarak geniş perspektifte kavranmalıdır. ancak bu noktada kavramalarımız inşa edeceğimiz çözümlere hakiki dayanaklar oluşturabilecektir.

dip not: bu tanım boyunca tariflenen tahliller çoğunlukla sosyalist feminist perspektifle kaleme alınmıştır. niyetim başka feminizmlerin, tahlillerini yok saymak değildir.
devamını gör...

uyutmayacak bir diyaloğun unutulmayacak sorusu.
devamını gör...

--- alıntı ---

spiral veya rahim içi araç spermlerin yumurtanın yanına ulaşıp döllenme olmasını, döllenme olsa bile rahim iç duvar yapısını bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engeller. günümüzde spiral, halen tüm dünyada en sık başvurulan doğum kontrol yöntemlerinden birisidir. bu kadar yaygın ve sık kullanımının nedeni kolay uygulanabilir olması, ekonomik olması, takıldığı an etkinliğinin hemen başlaması ve çıkartıldığı an doğurganlığın hemen geri kazanılmasıdır.

spiral polietilen yapıda üretilen, etrafında bakır telle sarılı ve rahim iç duvar yapısına uyacak şekilde t şeklinde bir alettir. direk grafilerde spiralin görülebilme özelliğini sağlayan baryum sülfat spiralin dış kısmında bulunur. spiralin alt ucunda, spirali kolaylıkla çıkarmak amacıyla yerleştirilmiş ipler vardır. bu ipler aynı zamanda rutin kontroller sırasında spiralin kaymadığını ve olması gereken pozisyonda durduğunu da bize gösterir.

bakır içeren spirallerin yanı sıra hormon içeriğine sahip spiraller de vardır. bu spiraller içerdikleri progesteron hormonu aracılığıyla etkisini gösterir ve korunma sağlar.

spiral rahim içine yerleştirilmesi ile birlikte vücut tarafından yabancı madde olarak algılanır ve enflamasyon tarzı bir reaksiyon oluşturarak tepki verir. işte bu enflamasyon nedeniyle oluşturulan lokal reaksiyon spermlerin rahim duvarına tutunmasına engel olur ve gebelik gelişemez.

spiralin koruyuculu etkisi takıldığı anda başlar ve çıkarıldığı anda son bulur. ülkemizde kullandığımız spirallerin ortalama 5- 10 yıl koruyuculuk süreleri vardır. spiralle korunan kadınların, spiralin koruyuculuk etkisinden daha uzun süre faydalanabilmeleri için, her yıl rutin kontrollerini yaptırmaları ve varsa spiralle ilgili problemlerini doktorlarıyla paylaşmaları gerekmektedir.

spiralin koruyuculuk etkisi içerdiği bakır ve progesteron miktarı ile orantılıdır. her markanın farklı miktarda içerikleri olacağı için spiralin markasına göre farklı etkinlik süresi olacaktır. ancak tüm ürünlerin en az 5 yıllık koruyucu etkisi vardır.

--- alıntı --- buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hangi ülkede yaşadığımızı unutuyoruz galiba? bu ülkede siyasetin girmediği yer varmı? siyaset bulaşmadığı hiç bir alan kalmamış.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim