doğu türkistan'da yapılan soykırım
yaklaşık 80 gündür konsolosluk önlerinde "ailem nerede" sloganıyla eylem yapan uygur türkleri'nin sesi ne ana akım medyada duyuldu ne de twitter, instagram gibi sosyal medya araçlarında gündeme gelebildiler.
çin tarafından kültürel ve ırksal soykırıma uğrayan uygur türkleri'nin durumu çoğu devletlerin gündeminde. bazı gelişmiş, büyük devletler çin'in uyguladığı politikaları soykırım olarak nitelendirdi.
fakat işlerine gelince naralar atan türkiye'den bu konu hakkında ses seda yok.
muhalefetin gündeme taşımaya çalıştığı doğu türkistan sorunu iktidar tarafından "dış güçlerin siparişi" olarak nitelendirildi. bu konuda herhangi bir girişimde bulunulmadı.
iade edilen uygur türkleri hakkında yapılan açıklamalarsa komik. sadece komik.
daha önce bu konuda benzer başlıklar açmıştım
(bkz: çin'in kamplarda tuttuğu uygur türklerinin bbc'ye konuşması)
(bkz: eylem yapan uygurlara yapılan muamele)
(bkz: 16 şubat 2021 mhp'yi ziyaret eden uygurların genel merkeze alınmaması)
tarihi camiler ve yapılar çin tarafından tahrip edilip yıkılmakta. çince konuşmak zorunlu hale getirilmekte, çin gelenekleri uygur türkleri'ne dayatılmakta. nazi almanyası'ndan daha vahşice davranılmakta
ve bu konu gündem olmamakla birlikte bazı kişiler bu duruma karşı bir şey yapmamamız gerektiğini aksine ticari olarak çin ile yakınlaşmamız gerektiğini savunmakta. bu dar görüşlü entel feridunlar acaba bu durumun ileride ne gibi yıkımlara yol açacağını görmüyor mu? bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen insanlar hayatta kalabilmişler mi?
camilerin durumu:
twitter.com/uygur_haber/sta...
kültürel miraslara yapılan muamele:
twitter.com/uygur_haber/sta...
twitter.com/uygur_haber/sta...
etnik ve kültürel soykırıma örnekler:
twitter.com/uygur_haber/sta...
twitter.com/uygur_haber/sta...
edit: yapılan görüşme sonrası doğu türkistan ile alakalı herhangi bir açıklama gelmedi
çin tarafından kültürel ve ırksal soykırıma uğrayan uygur türkleri'nin durumu çoğu devletlerin gündeminde. bazı gelişmiş, büyük devletler çin'in uyguladığı politikaları soykırım olarak nitelendirdi.
fakat işlerine gelince naralar atan türkiye'den bu konu hakkında ses seda yok.
muhalefetin gündeme taşımaya çalıştığı doğu türkistan sorunu iktidar tarafından "dış güçlerin siparişi" olarak nitelendirildi. bu konuda herhangi bir girişimde bulunulmadı.
iade edilen uygur türkleri hakkında yapılan açıklamalarsa komik. sadece komik.
daha önce bu konuda benzer başlıklar açmıştım
(bkz: çin'in kamplarda tuttuğu uygur türklerinin bbc'ye konuşması)
(bkz: eylem yapan uygurlara yapılan muamele)
(bkz: 16 şubat 2021 mhp'yi ziyaret eden uygurların genel merkeze alınmaması)
tarihi camiler ve yapılar çin tarafından tahrip edilip yıkılmakta. çince konuşmak zorunlu hale getirilmekte, çin gelenekleri uygur türkleri'ne dayatılmakta. nazi almanyası'ndan daha vahşice davranılmakta
ve bu konu gündem olmamakla birlikte bazı kişiler bu duruma karşı bir şey yapmamamız gerektiğini aksine ticari olarak çin ile yakınlaşmamız gerektiğini savunmakta. bu dar görüşlü entel feridunlar acaba bu durumun ileride ne gibi yıkımlara yol açacağını görmüyor mu? bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen insanlar hayatta kalabilmişler mi?
camilerin durumu:
twitter.com/uygur_haber/sta...
kültürel miraslara yapılan muamele:
twitter.com/uygur_haber/sta...
twitter.com/uygur_haber/sta...
etnik ve kültürel soykırıma örnekler:
twitter.com/uygur_haber/sta...
twitter.com/uygur_haber/sta...
edit: yapılan görüşme sonrası doğu türkistan ile alakalı herhangi bir açıklama gelmedi
devamını gör...
belirsizlik
devamını gör...
mafia üzerine notlar
murat çulcu tarafından yazılmış. 1998 kasım ayında ilk baskısını yapmış. mafiayı sosyolojik manadan irdeleyen ilk türkçe kitaptır. köşe yazılarından oluşur. diğer kitaplar gibi işin magazinsel tarafını değil sosyokültürel altyapısını ele alır. kitabın giriş kısmında neden mafya değilde mafia denmesi gerektiğini güzel bir şekilde açıklar. çünkü mafia özel bir kavramdır. ve kısaltma olduğu düşünülmektedir. morta alla francia italia anela(fransızlara ölüm italya kükrüyor) veya mazzini autorizza furti incendi avvenamenati(mazzini suç işlemeye yetki veriyor) olduğu düşünülüyor. başka bir görüş de mahfelyadan geldiğini düşünse de bugün kü mafia sözcüğünün bir akrostişten oluştuğu daha yaygın bir kanı olduğundan mafia diye yazılır mafya diye değil. buradan sonra mafios düzenin ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu açıklıyor. yerel gücün merkezi otoriteye direnişi olarak tanımlıyor mafios güçleri. gücünü de halkımızın çifte hukuk anlayışından aldığını vurguluyor. çünkü çifte hukuk anlayışında yazılı olmayan hukuk yani yerel bizim bugün sürekli şikayet ettiğimiz ataerkil yapıya dayanan herkesin kendi adaletini kendisi veyahut bir mafioso aracılığıyla aramasını gerektiren hukuk anlayaşı ön plandadır halkımız için. mafiosolar bu yüzden güçlüdür toplumumuzda. ha bu arada mafioso ne derseniz. mafioso bu sistemin merkezindeki insandır. şiddeti kullanarak yaptırım uygulayan yerel otoriteyi tesis eden bireydir. bazıları uzun bir suç kariyeri dolayısıyla tabiri caizse kendi ordularına sahip olduğundan doğrudan yaptırıma başvurmaz emir verir. ama kariyerin başlangıçlarında itibarlarını tesis etmek için kaba kuvvet şarttır. mafiosonun sadece suç işlemesi de yetmez bu suçlardan yırtacaktır. merkezi hukuktan kaçmanın yolunu bulması gerekir. bunları yaparsa hızlı bir itibar yükselişi sağlar. ekonomik yönden de güçlenmeye başlar ve partito denilen siyasal bağlantıları elde eder. merkezi otoritenin hakimiyetindeki bürokrasiye de sızar. mafiosonun tanımı böyle yapıyor murat çulcu. her ne kadar mafioso kadar olmasa da türkiyede her birey mafios davranış sergiler. mesela bir liseden mezun olan insanların işe alırken kendi lisesinin mezununa öncelik tanıması da maffios davranıştır. çeteleşmeye örnektir. memleketçilik de öyledir. veyahut tanık olunan bir yaralanma olayı sırasında aman abi şahit yazmasınlar diye kaçmak da bir nevi omertaya uymaktır. çocukken bizi bak polis gelir jandarma gelir diye korkutmaları dahi merkezi güçten korkulmasını yerel otoritelere bağlılığı gösteren bir hareket değil midir? ama en sıkıntılı mafios davranış galiba omertaya uymaktır. bu hukuk devletini kitliyor yazara göre. çünkü tanık kanıt mekanizmaları olmazsa çağdaş hukuk işlemez. kitabın ortalarına doğru uyuşturucu ve mafios faaliyetlerin finanse edilmesini işler. burada murat çulcunun çizdiği portreye göre abd çin gibi devletler cosa nostrayla iş birliği içerisinde türkiyenin de bulunduğu güzergah üzerinden karlı bir narkotik ağ kurmuştur. malum örgütün de bu işin içinde olduğunu söyler yazar. ki haklıdır da bence.
bundan sonraki terörü ele aldığı bölümde terörün nasıl abdnin elinde bir silahken mermisinin ters döndüğünü söyler. kitabın basımından birkaç yıl sonra 11 eylül olması pek manalıdır. bu bölümden sonra genel mafios toplum tespitlerini hadiselerle açıklayarak kapanışı yapar. dili akıcıdır anlatımı sadedir. ama pek baskısı bulunmaz kitaplarının. zaten böyle akademik denebilecek açıdan ele aldığından pek satmamıştır. çünkü halkımıza magazin lazımdır.
özetle eğer 90ları veyahut şimdiki iç hesaplaşmaları anlamak isterseniz okuyun okutun. hatta osmanlıdan beri süregelen şu örfi hukuk çağdaş hukuk çatışmasını da çok güzel açıklıyor.
bundan sonraki terörü ele aldığı bölümde terörün nasıl abdnin elinde bir silahken mermisinin ters döndüğünü söyler. kitabın basımından birkaç yıl sonra 11 eylül olması pek manalıdır. bu bölümden sonra genel mafios toplum tespitlerini hadiselerle açıklayarak kapanışı yapar. dili akıcıdır anlatımı sadedir. ama pek baskısı bulunmaz kitaplarının. zaten böyle akademik denebilecek açıdan ele aldığından pek satmamıştır. çünkü halkımıza magazin lazımdır.
özetle eğer 90ları veyahut şimdiki iç hesaplaşmaları anlamak isterseniz okuyun okutun. hatta osmanlıdan beri süregelen şu örfi hukuk çağdaş hukuk çatışmasını da çok güzel açıklıyor.
devamını gör...
normal sözlük moderatör alımı
şuan için durdurulmuştur.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
arkadaşlar bugün 4 yıllık hayat arkadaşıma evlenme teklifi edeceğim çok romantik olacağına inanıyorum. bana bol şans dileyin lütfen.
devamını gör...
sağcı yobaz vs solcu yobaz
bir izmirli olarak yazıyorum size 2,3 solcu yobaz moron teyze gösteririm sağcı yobazları mumla ararsınız.
devamını gör...
uyku kalitesini yükselten şeyler
yatmadan 2 saat önce telefon tablet gibi göz yoran şeyleri kendinden uzak tutmak olabilir.
devamını gör...
atatürk ne yaptıysa doğrudur ve asla sorgulanamaz
sen nasıl bir atatürk düşmanısın yahu, neymiş bu içindeki kin senin byn/by trolcük. kaç tane başlık açtın saldırmak için? hayırdır anlat anlat bitiremedin meramını dediğim yazarın açtığı başlıkmışş..!
devamını gör...
sözlükteki puan tablosunun asla gerçeği yansıtmaması
yansıtıyor şöyle;
öyle çok beğeni alıyorlar, sericiler, favcılar, kankiler, şokelatlar* falan durumundan dolayı değildir. öyle olanlara çok sataşılıyor onlarda sinirlenip gidiyorlar zaten. puan sıralamasına en büyük etken, uzun süre sözlükte yazanlardır. örneğin örnek vatandaş artık yazılarına bile denk gelmiyorum. ama liste başlarındadır. bir ara epey yazmış şimdi yerini günlük bir, iki tanıma bırakmıştır. yani sıralama başındaki arkadaşlar, bir ara sürekli yazmış ve sözlükten başından beri ayrılmamışlardır. onlar içinde 'işsizler bunlar' yakıştırması yapılıyor. diyenler en azından benim için doğru bir tespitte bulunmuşlar. ayrıca böyle bir zamanda işsizlik doğal yaşam akışında olabilirliği yüksek ihtimallerden.* son olarak sıralamanın başında olsam ne olacak, sonunda olsam ne olacak, söyleyin... yazıyoruz efendimm.
sıralamanın başındaki arkadaşları istikrarları için tebrik ederim. kendime de 'helal kız sen bu kadar istikrarlı değildin. önemli işlerde de bu azmi gösterirsen sevinirim' diyorum.
bugün canımız çok sıkıldı ne yapalım başlığı.
öyle çok beğeni alıyorlar, sericiler, favcılar, kankiler, şokelatlar* falan durumundan dolayı değildir. öyle olanlara çok sataşılıyor onlarda sinirlenip gidiyorlar zaten. puan sıralamasına en büyük etken, uzun süre sözlükte yazanlardır. örneğin örnek vatandaş artık yazılarına bile denk gelmiyorum. ama liste başlarındadır. bir ara epey yazmış şimdi yerini günlük bir, iki tanıma bırakmıştır. yani sıralama başındaki arkadaşlar, bir ara sürekli yazmış ve sözlükten başından beri ayrılmamışlardır. onlar içinde 'işsizler bunlar' yakıştırması yapılıyor. diyenler en azından benim için doğru bir tespitte bulunmuşlar. ayrıca böyle bir zamanda işsizlik doğal yaşam akışında olabilirliği yüksek ihtimallerden.* son olarak sıralamanın başında olsam ne olacak, sonunda olsam ne olacak, söyleyin... yazıyoruz efendimm.
sıralamanın başındaki arkadaşları istikrarları için tebrik ederim. kendime de 'helal kız sen bu kadar istikrarlı değildin. önemli işlerde de bu azmi gösterirsen sevinirim' diyorum.
bugün canımız çok sıkıldı ne yapalım başlığı.
devamını gör...
aileyle film izlerken cinsel sahnenin çıkması
çocukluk döneminde ebeveynler tarafından gözlerinizin önüne ellerini koymalarıyla sonuçlanır.
yani bende öyle oluyordu...
yani bende öyle oluyordu...
devamını gör...
ruh üşümesi
adalet ağaoğlu'nun erotizm ve toplumsal gerçekliği bir arada kaleme aldığı eseridir. 1991 yılında yayımlanmıştır. ayrıca türk edebiyatının ilk erotik romanı olarak geçer. bir yerde duymuştum adalet ağaoğlu bu kitabı yazarken sürekli klasik müzik dinlemiş. *
yazarımız kitabı bir 'oda romanı' olarak tanımlamıştır. bu kavramı da romanın erotizmle ilgili olması ve onu çağrıştırmasına bağlamıştır.
bilinç akışı tekniğini kendine has bir tarzda aktarmış romana sevgili adalet ağaoğlu.
okurken benim de ruhumu sıkıştıran bir romandır ayrıca..
kitaba baştan sonra bakacak olursak tamamıyla erotizm hakim. * isimleri belirtilmeyen bir kadın ve erkeğin, bir lokantada karşı karşıya oturdukları masalarda birbirleriyle ilgili hayal kurmaları ancak olumsuz tecrübeleri yüzünden hayalden vazgeçmelerini konu alır.* karakterlerden 'kadın' ve 'adam' diye bahsedilir. romanda hayalle gerçek iç içe geçmiştir. yazarımız ruh üşümesinde kadınla erkeğin yaşadıklarından hareketle tek bir bireyi değil, bütün toplumu insanlığı alakadar eden iletişimsizlik duygularını işler. yani tekile değil çoğula hitap eder. farklı bir üslup ve konuda olduğu için okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.
yazarımız kitabı bir 'oda romanı' olarak tanımlamıştır. bu kavramı da romanın erotizmle ilgili olması ve onu çağrıştırmasına bağlamıştır.
bilinç akışı tekniğini kendine has bir tarzda aktarmış romana sevgili adalet ağaoğlu.
okurken benim de ruhumu sıkıştıran bir romandır ayrıca..
kitaba baştan sonra bakacak olursak tamamıyla erotizm hakim. * isimleri belirtilmeyen bir kadın ve erkeğin, bir lokantada karşı karşıya oturdukları masalarda birbirleriyle ilgili hayal kurmaları ancak olumsuz tecrübeleri yüzünden hayalden vazgeçmelerini konu alır.* karakterlerden 'kadın' ve 'adam' diye bahsedilir. romanda hayalle gerçek iç içe geçmiştir. yazarımız ruh üşümesinde kadınla erkeğin yaşadıklarından hareketle tek bir bireyi değil, bütün toplumu insanlığı alakadar eden iletişimsizlik duygularını işler. yani tekile değil çoğula hitap eder. farklı bir üslup ve konuda olduğu için okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
six feet under
adını mezarın derinliğinden alan, 2001 yapımı kara mizah bir dizi.
cenaze evi işleten bir ailenin, babalarının ölümüyle birlikte değişen hayatlarının, aile fertlerinin birbirlerini yeniden tanıyışlarının, yüzeysel ilişkilerin bir hikayesi. her biri ayrı bir absürt karakter olan oyunculara sahiptir. fragman
2006 yapımı olan dexter'da başrolü oynayan michael c hall için izlediğim, benim için kült dizilerden biri.
cenaze evi işleten bir ailenin, babalarının ölümüyle birlikte değişen hayatlarının, aile fertlerinin birbirlerini yeniden tanıyışlarının, yüzeysel ilişkilerin bir hikayesi. her biri ayrı bir absürt karakter olan oyunculara sahiptir. fragman
2006 yapımı olan dexter'da başrolü oynayan michael c hall için izlediğim, benim için kült dizilerden biri.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
"günah değil mi? böyle kara düşünmek masmavi aydınlığın karşısında."
odysseia sayfa: önsöz xlii
odysseia sayfa: önsöz xlii
devamını gör...
akrabasız bayram
hayaldi gerçek oldu. bu günleri de görmek varmış. evet.
devamını gör...
tam kapanmanın bir hafta daha uzama ihtimali
asıl merak edilenin tam kapanmanın ne zaman yapılacağı.
zira ben tam kapanan görememekteyim.
zira ben tam kapanan görememekteyim.
devamını gör...
gece balkonda sigara içmek
t: huzur veren, anlamsız derin düşüncelere daldıran, zaman zaman ulan içmese miydim keşke dedirten her gecemin ritüeli olan eylemdir.
devamını gör...
rosadolujoe
boş tanımlar giren boş yazardır. filozofları aşağılayana cahil diyor. ibn-i haldun okumak bize neler katar videosu paylaşıyor. kadın düşmanlığı yapıyor. garip bir kişi kendisi.
devamını gör...
karakteri oturmamış insan
henüz çocuk yaşta ise gayet normal bir durumda olan insandır.
eğer ki 20 yaşına gelmiş ve geçiyorsa ve karakteri hala oturmamışsa, karakterini oturtmak için bir çaba sarf etmiyorsa vay halinedir.
eğer ki 20 yaşına gelmiş ve geçiyorsa ve karakteri hala oturmamışsa, karakterini oturtmak için bir çaba sarf etmiyorsa vay halinedir.
devamını gör...
kızını zorla tesettüre sokan aile
yukarıdaki bir yazarın hâyâl ürünü dediğinde aslında gözlerini bu tür olaylara ne kadar kapattığını gördüğüm ve maalesef ki çevremdeki insanların bizzat yaşadığı durumdur. bu, güya dinî açıdan çocuğuna iyilik yaptığını düşünen güruh, aslında o çocuğun birey oluşunu hiçe saymaktadır. bunun maalesef ki en kötü örneğine bizzat tanıklık ettim. henüz ilköğretim öğrencisi iken en yakın arkadaşlarımdan birinin ailesi bu zorlamanın yolunu yapmaktaydı. ardından liseye geçtiğimizde arkadaşıma onuncu sınıftayken "eğer kapanmazsan bir daha okula gidemezsin" şeklinde tehditler savurup, üstüne üstlük şiddet uyguladı. arkadaşım ne kadar dirense de başarılı olamadı. polise gitmeye karar verdik şiddetten ötürü ama maalesef aile ile arasının yapılıp eve yollandığı durumlar o kadar çoktu ki arkadaşım daha fazla şiddet görmekten korktu. öğretmenleri araya girmeye çalıştı ama aile iyice diretti ve bir de bu süre zarfında ben aleviyim diye benimle görüştürmedi. zorla görüşüyor, kardeşlerimiz aracılığı ile not yazıyorduk birbirimize. arkadaşımın telefonuna el koymuşlardı çünkü. sonra ne mi oldu? bu kadın maalesef kapandı. ailenin yüzü güldü ve kendince gururla çocuğunu okula yolladılar. arkadaşım kapalı kaldı o evden ayrılana kadar, evlendikten sonra ise ilk hazır olduğu anda tesettürden çıktı. ve şu mutlu da olsa ailesinin ona yaşattığı psikolojik travmaların etkisini hâlâ sürdüren bir birey olarak hayatına devam etmeye çalışıyor. yarın bir gün kendi isteğiyle kapanır mı bilmem ama bu kadınların sağlıklı bir birey olmasını nasıl bekleriz bir toplum olarak ki?
işte tam bu noktada piaget'nin ve erikson'ın kuramlarını tekrar tekrar okumakta fayda var. ayrıca sorunlu ailelerin ve özellikle beynini din bürümüş, gözü kör olmuş ailelerin ve tüm bunları yaparken bir yandan da kendi karısını başka kadınlarla aldatan adamların ciddi bir tedaviye ihtiyacı var. siz tedavi olmadığınız sürece hastalıklı bireyler yetiştirme yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz çünkü.
ekleme yapayım: şu an bu bahsettiğim ve kızları ile beni aleviyim diye görüştürmeyen aile, beni yolda gördüğünde benimle konuşma girişimlerinde bulunuyor. konuşuyorum ben de, onlar gibi değilim, hem belki utanırlar diye düşünüyorum. umarım utanıyorlardır bir nebze.
işte tam bu noktada piaget'nin ve erikson'ın kuramlarını tekrar tekrar okumakta fayda var. ayrıca sorunlu ailelerin ve özellikle beynini din bürümüş, gözü kör olmuş ailelerin ve tüm bunları yaparken bir yandan da kendi karısını başka kadınlarla aldatan adamların ciddi bir tedaviye ihtiyacı var. siz tedavi olmadığınız sürece hastalıklı bireyler yetiştirme yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz çünkü.
ekleme yapayım: şu an bu bahsettiğim ve kızları ile beni aleviyim diye görüştürmeyen aile, beni yolda gördüğünde benimle konuşma girişimlerinde bulunuyor. konuşuyorum ben de, onlar gibi değilim, hem belki utanırlar diye düşünüyorum. umarım utanıyorlardır bir nebze.
devamını gör...
