serbesttir ama etik değildir.

kimsenin elini kolunu bağlayamazlar. şimdi ben yoldaşa özelden sövsem kim engel olabilir. dediğim gibi etik değil.
devamını gör...

ayristirmalardan uzak duralim derken ayristiran bir milletiz vesselam.

konuya da gelecek olursak, benim sozlukteki butun anlasmazliklari ortadan kaldiracak daha guclu bir onerim var; "es gecmek"... sikayet butonuna basip gormezden gelmek. bu yapildigi zaman ne acilan basliklar, ne yapilan yorumlar zerrece umrunuzda olmaz, garanti veriyorum.

bunun disinda, hepi topu surada bir haftadir sozlukteyim. acilan basliklardan tutun, yapilan yorumlara kadar, elestiricilikte, trollculukte sozum ona diger sozlugun yanina yaklasamaz...ayrica bana gore, tadinda her konu tartisilmali, elestirilmeli, cinsellikte konusulmali, kisilerde elestirilmeli... sagcisini da elestirelim, solcusunu da. siyaset degil hayatimizi, ulkenin gidisatini bu kadar etkilerken susmak neden zaten?allah inancim var, dinim de elestirilsin, inananida ki neden susulmali ki? birilerinin dusuncelerinden neden bu kadar korkuyorsunuz? kufur ve hakaret disinda ti'ye almak hatta alinmak bence gayet keyifli...
devamını gör...

ödül törenini baştan sona mekanında izlemiş biri olarak yazıyorum. öncelikle, en iyi kadın oyuncu ödülünü açıklayacak olan juri hazal kaya, ödülü açıklamadan önce kadın başrollerin az olmasından, sadece 3 kadın arasından seçtiklerini belirtmişti. nihal yalçın da konuşmasının büyük çoğunluğunda bundan söz etti. sinema sektöründe, hatta tüm sektörlerde kadınların geri planda kaldığından söz ederken tamer karadağlı'nın konuşmanın ortasında bir kadını susturmak için ödülü uzatması hiç hoş hareket olmadı. belirli bir süresi olması diyenlere de, nihal yalçın'dan çok daha uzun konuşmalar yapan kişiler vardı. hatta birçok kişi uzun konuşma yaptı ve sözlerini bitirirken istanbul sözleşmesi yaşatır diyerek bitirdi. burada yazılanın aksine, ödüller genel olarak konuşma başında değil sonda verildi. ödül alan kişi konuşmaya başladığı zaman geldi çünkü ödüller. tamer karadağlı dışında hiçbir ödül veren sanatçının bu tarz hareketler sergilediğini görmedim tören boyunca. eğer sıkılacaksa ödül vermeyi kabul etmeyebilirdi. çözümü bu kadar basit olan bir şey için gereksiz yere gündemi meşgul etti yine beyefendi.
devamını gör...

gerçekten ekmek almaya gittiğinde inanıyor musunuz dediğim çocuk.
devamını gör...

bir yıldızın gök ekvatorundan olan açısal uzaklığı. deklinasyon olarak da bilinir.

görselde yeşil ile gösterilen daire dilimi dik açıklığı gösteriyor:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, wikimedia. org'dan alıntıdır.)
devamını gör...

bizzat benim de içlerinde bulunduğum erkektir. zor bulunur bu tarz. bizler paylaşıma, iletişime, ruha önem veririz. cinsellik elbette her ilişki için önemlidir fakat bizler için asla öncelikli değildir. cinsellik benim için 4. hatta 5. sıradadır. oturup saatlerce sohbet edemediğim, aynı frekansta olmadığım biriyle açıkçası sevişmek de istemem.

düzenleme:imla.
devamını gör...

lise coğrafya bilgilerinden hatırladığım kadarıyla ülkemizdeki örneklerinden birisi sinop inceburun'dur. bu bilgiler beyle işe yarıyormuş.
devamını gör...

13 milyar yıllık sürenin sadece 300.000 yılında mevcut insan formuna rastlamışken 30-40 yıllık hayatında inanması(!) için evrimi gözlemlemesi gerektiğini düşün-ebil-en insan.

ilginçtir ki genellikle bu kişilerde denizleri ikiye bölmek, taşa vurup su çıkarmak gibi konularda inanmak için herhangi bir gözleme ihtiyaç duyulmayabiliyor.
devamını gör...

bir arkadi strugatski ve boris strugatski romanıdır.

tanrı olmak gerçekten zor bir iş olmalı; milyarlarca insanla uğraş, çiçekle, böcekle uğraş, sana isyan edenlerle uğraş... sürekli bir yalvarma yakarma ya da isyan ve itiraz dalgaları arasında koca evrenin dur durak bilmeyen devinimini yönetmeye çalış. gerçekten zor iş. hele de aslında tanrı değilsen.

insanları tanrı olduğuna inandırmanın uygulanabilir bir yolu var elbette. zor, meşakkatli ama eğer bu zor görevi yapmaya gönüllü iseniz denenmeye değecek bir yöntem: zaman yolculuğu.

zaman yolculuğu hala mümkün görünmediği için şöyle bir yöntem de denenebilir: bizim gezegenimizin geçmiş zamanlarını yaşayan bir gezegene yapılacak gezegenler arası bir yolculuk.

başka gezegenlerdeki hayatın bizimkinden daha üstün, daha adaletli, teknolojik olarak daha gelişmiş olması gerektiğine koşullandık ama böyle bir kesinlik yok. diğer gezegenlere bizim çoktan aşmış olduğumuz dönemleri yaşıyor olabilir.

mesela arkanar krallığı. bu krallık dünyanın küsmen çözmeyi başardığı sorunlarla baş etmeye çalışırken don rumata da dünyadan gelmiş bir gözlemci olarak sahip olduğu bileği birikimi ile bu krallığın aydınlarını kurtarmak için kolları sıvar ama önce kendisi ile ilgili sorunları çözmesi gerekecektir.
devamını gör...

lan ben ne okudum dedirtti. abla yürümemiş koşmuş resmen. tamam abla sana da iğne yapacak. bi sakin ol kendine gel allasen.

edit: ablanın hesabı: mobile.twitter.com/Nihal220...

muhtemelen ya şizofren ya da fake hesaptır.
devamını gör...

bugünki aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım, ama dün yaptıklarımı yapmasaydım bugünkü aklım olmazdı.
devamını gör...

"kendime zarar veririm" tehtidi de tacizin baskının bir türü. kadın "istemiyorum" diyor, adam "keserim kendimi". işin o noktaya nasıl geldiğini, kadının nelerle uğraşıp nasıl sıtkının sıyrıldığını da bilmek lazım.

ha ben olsam "vur" demezdim blöf yaptığını düşünsem bile. bir kız vardı böyle "aşığım hap içerim" falan anasına babasına söylemiştim. salaklar dövmüşler kızı. iyi ki blöf yapıyormuş yoksa o kafayla hakikaten içerdi ben de toparlayamazdım.
devamını gör...

lawrence alma-tadema'nın 1888 tarihli tablosu.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel the roses of heliogabalus (1888) kaynak: wikimedia

elagabalus kim, önce ondan bahsedelim. kendisi 14 yaşında tahta oturmuş, 218-222 yılları arasında hüküm süren roma hükümdarı. hem yaşantısı hem dini inancı hem de cinsel yönelimiyle diğer roma imparatorlarından ayrılıyor. yaşı da küçük olduğundan dolayı sadece eğlence için yaşamış. tahtta geçirdiği 4 yılın sonunda suikaste uğrayarak hayatını kaybetmiş.
bu tablo da elagabalus'un eğlenmek için düzenlediği bir ziyafeti anlatıyor. ama eğlence anlayışı biraz garip çünkü ziyafet için çağırdığı misafirlerini tablonun yukarısında bulunan çarşaflara doldurulmuş menekşe yığınlarıyla boğarak öldürüyor ve bunu yukarıdan müzik eşliğinde seyrediyor. biraz tuhaf evet. kendisi en solda, yanında muhtemelen annesi, anneannesi ve başka soylular var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
öncelikle asıl hikayede menekşe iken ressamın tabloda menekşe yerine gül yaprakları kullandığını eklemem lazım. hatta gül yapraklarını çizebilmek için fransa'dan londra'daki atölyesine güller getirtmiş.
aslında tabloya baktığımızda gül yapraklarının her yeri sarmış olması, arkada müziğin çalıyor, elagabalus ile soyluların yukarıdan misafirlerini keyifle izliyor olması ve özellikle misafirlerin hali bana ölüm sahnesini hiç çağrıştırmıyor. hikayeyi öğrendiğiniz zaman bir ölüm sahnesinin sadece normal bir ziyafet sahnesi gibi anlatılması tabloyu çok daha ilginç kılıyor bence.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tablonun her detayı ayrı ilginç ve uzun uzun bakılası ama bir de şu mücevher detaylarını eklemek istedim çünkü bayıldım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak 1 kaynak 2
devamını gör...

okunmadan ve gelişigüzel verilen seri oyları benimsemem. fakat beni bilen yazarlar bilirler, yavaş yavaş ve sırayla oy veren ( seri oy ile karıştırılmasın) ve aynı şekilde oy alan bir yazar olarak iyi olmayan tarafları da var.
mesela benim yazdıklarımı başka bir yazar gelip oylayacak. sayfamı inceleyecek, belki de sayfadan ayrılamayacak, yazılanlar takdirini kazanacak ve beğeni butonlarını yeşillendirecek. şimdi üç oydan sonra bundan sonra oy veremiyorum deyip sayfadan ayrılacak. beş dakika kadar bekleyip tekrar oylayacak ama yine üçer üçer oylayacak, belki de bu sebeple yazar, sayfaya dönüş yapmayacak.
oy veren yazar arkadaşlar var sağ olsun, daim olsunlar. aralarında belli saatlerde sözlüğe girip oylayanlar oluyordu. şimdi bu değişiklikten sonra sayfadan çıkıp geri dönmeyecekler belki ve yeni yeni tanımlar okunmadan araya kaynayacak.
bu seri olmayan, okuyarak ve yavaş puanlama sayesinde karşıdaki yazar hakkında iyi kötü bir fikir sahibi oluyorduk, karşıdaki yazar ancak böyle tanınabilir.

not : tanıma başlamadan önce sayın köylü yazardan ironiler rumuzlu yazarımızı ne güzel de okuyup oylayacaktım ki karşıma başlıktaki yazı çıktı. allah var, yazarın tanımları bir ışık ve huzur saçıyor. klavye takımları zeval görmesin.
devamını gör...

söz mü? adam resmen engelli çocuğu olan her aileye küfür etmiş. hayatında sevgi denen olguyu paraya satacak yaratık hakaretleri. kendi korkunç ve hasta dimağını kusmuş.
lanetliyorum.
devamını gör...

sürekli denk geldiğim yazardır. her tanımım sonrası bir tane numune denk geliyor. saygıyla karşılıyorum. ciddiye almıyorum. sebebi ise saçma sapan mesaj atıyor lan. harbi saçma sapan.
devamını gör...

sevmenin ve iyi bir kalbin modası hiç geçmiyor.
devamını gör...

alla alla.. gerisi yok..
devamını gör...

bir gün eşimle bir iş yapıyorduk dışarıda. keşke tornavida olsaydı ya dedim, bende olacaktı deyip çantasından tornavida çıkardı. o günden sonra bir daha sorgulamadım o çantanın içindekileri.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim