yoldaş'ın bu saatte minnoşluklar yapması
(bkz: minnoş benjamin franklin)
efenim hazır vakit buldum köftehorlarıma jest yapayım dedim, malumunuz pinkshinyultratambourine mahvetti bizleri bu gece.
listemde onlarca yazarım daha var, her birisine tek tek nickaltı girersem solun içinden geçerim. şahsıma çok pis argo söylemlerde bulunulsun istemem.
kısacası bekleyiniz efenim, daha yeni başlıyoruz.
efenim hazır vakit buldum köftehorlarıma jest yapayım dedim, malumunuz pinkshinyultratambourine mahvetti bizleri bu gece.
listemde onlarca yazarım daha var, her birisine tek tek nickaltı girersem solun içinden geçerim. şahsıma çok pis argo söylemlerde bulunulsun istemem.
kısacası bekleyiniz efenim, daha yeni başlıyoruz.
devamını gör...
hiç bir zararını görmediğim tv'den daha çok vakit geçirdiğim, keyifli sosyal medya.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
devamını gör...
hipnofobi
kısaca: hipnofobi yani uykudan çeşitli sebeplerele kaçmak, uyumaktan korkmak uykusuzluğa sebep olması ve uyku kalitesini düşürmesi nedeniyle yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyen ancak tedavi edilmesi mümkün bir fobidir.
uzunca: latince hipno uyku, phobia ise korku demektir ve hipnophobia (hipnofobi) bu iki kelimenin kombinasyonundan ortaya çıkmıştır. hepinizin bildiği üzere uyku başta biyokimyasal açıdan olmak üzere pek çok farklı açıdan henüz anlamlandırılamamış, yeterli ölçüde detaylandırmalara sahne ol(a)mamış bir fenomendir. bu nedenle 'uyku' biz insanoğlu üzerinde bilinmezlikten kaynaklanan korkuya sebebiyet verir. tabi ki uykunun insanoğlunda korkuya sebebiyet veren bir fenomen olması yalnızca beklenen ölçüde açıklanamıyor oluşundan değil, bizler türdaşlarımızı (diğer insanları) uyurken gözlemleme imkanı buluyoruz ve uyuyan bir insanın ne kadar savunmasız olabileceğini/olduğunu biliyoruz. bu savunmasız olma durumu da uykunun bizde bir korku hissi uyandırmasıyla ilişkilidir. özetle bilinmez oluşu ve uyurken savunmasız oluşumuz bu gizemli fenomeni 'uyku' bizler için bir çeşit 'korku kaynağı' yapıyor. ancak tüm bu bilinmezlikler karşısında bildiğimiz ve bildiğimizden emin olduğumuz bir şey varsa o da uykunun insan başta olmak üzere pek çok farklı organizma için bir çeşit zorunluluk olduğu. hipnofobi ile mücadele eden insanlarda ise uykuda başa gelebilecek olası olumsuzluklar, uykudan uyanamama, uyku sırasında görülmüş ve görülmesi muhtemel kabuslar gibi sebep veya sebeplerden birkaçı bu kişilerde uykudan kaçma, uyumamak için ilaçlar vb. almaya kadar varan çeşitli olumsuzluklara yol açar. uykusuz kalan, uyusa dahi kaliteli bir uyku uyuyamayan bu kişiler ise bir yerden sonra depresyona girebilirler, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar yaşayabilirler vb. hipnofobiye sahip kişiler hipnofobiye sebebiyet veren kaygı(lar)ın düzeylerine, hipnofobik kaygılarının köken aldığı şeylere (her ne ise onlar), hastanın fiziksel ve ruhsal durumuna ve çeşitli çevresel faktörlere (aile, arkadaş desteği, temiz havaya ulaşım kolaylığı, sessiz ortama erişim imkanı vb.) bağlı olarak tedavi edilebilir.
uzunca: latince hipno uyku, phobia ise korku demektir ve hipnophobia (hipnofobi) bu iki kelimenin kombinasyonundan ortaya çıkmıştır. hepinizin bildiği üzere uyku başta biyokimyasal açıdan olmak üzere pek çok farklı açıdan henüz anlamlandırılamamış, yeterli ölçüde detaylandırmalara sahne ol(a)mamış bir fenomendir. bu nedenle 'uyku' biz insanoğlu üzerinde bilinmezlikten kaynaklanan korkuya sebebiyet verir. tabi ki uykunun insanoğlunda korkuya sebebiyet veren bir fenomen olması yalnızca beklenen ölçüde açıklanamıyor oluşundan değil, bizler türdaşlarımızı (diğer insanları) uyurken gözlemleme imkanı buluyoruz ve uyuyan bir insanın ne kadar savunmasız olabileceğini/olduğunu biliyoruz. bu savunmasız olma durumu da uykunun bizde bir korku hissi uyandırmasıyla ilişkilidir. özetle bilinmez oluşu ve uyurken savunmasız oluşumuz bu gizemli fenomeni 'uyku' bizler için bir çeşit 'korku kaynağı' yapıyor. ancak tüm bu bilinmezlikler karşısında bildiğimiz ve bildiğimizden emin olduğumuz bir şey varsa o da uykunun insan başta olmak üzere pek çok farklı organizma için bir çeşit zorunluluk olduğu. hipnofobi ile mücadele eden insanlarda ise uykuda başa gelebilecek olası olumsuzluklar, uykudan uyanamama, uyku sırasında görülmüş ve görülmesi muhtemel kabuslar gibi sebep veya sebeplerden birkaçı bu kişilerde uykudan kaçma, uyumamak için ilaçlar vb. almaya kadar varan çeşitli olumsuzluklara yol açar. uykusuz kalan, uyusa dahi kaliteli bir uyku uyuyamayan bu kişiler ise bir yerden sonra depresyona girebilirler, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar yaşayabilirler vb. hipnofobiye sahip kişiler hipnofobiye sebebiyet veren kaygı(lar)ın düzeylerine, hipnofobik kaygılarının köken aldığı şeylere (her ne ise onlar), hastanın fiziksel ve ruhsal durumuna ve çeşitli çevresel faktörlere (aile, arkadaş desteği, temiz havaya ulaşım kolaylığı, sessiz ortama erişim imkanı vb.) bağlı olarak tedavi edilebilir.
devamını gör...
kimsenin sevmediği ama sizin sevdiğiniz şey
devamını gör...
papers please
gerek piksel tasarımıyla, gerekse hikayesiyle gönüllerde taht kuran bilgisayar oyunudur.
arstotzka isimli kurgusal ülkenin (ki bariz sovyetler'e benzeyen otoriter bir ülkedir) sınırında çalışan bir gümrük memurunun hayatını canlandırdığımız bu oyunda; kişilerin bize uzattığı belgelerle kendi kılavuzumuzu ve günlük bülteni karşılaştırmaktayız. eğer bilgiler uyuşuyorsa sınırdan geçmesi için yeşil mührü basmaktayız.
şayet sınırdan geçmek isteyen kişilerin kilo, yaş, boy, cinsiyet, milliyet, doğum yeri, geçerlilik tarihi, damga, mühür, izin belgeleri gibi bilgileri uyuşmazlık yaratıyorsa onlardan parmak izi, x-ray isteyebiliriz ve yahut onları göz altına aldırabiliriz.
--! spoiler !--
bunun yanında hikayesiyle de iç burkan bir yapısı vardır papers please'in. tek memur maaşıyla, oğlumuzu, hanımımızı, kayınvalidemizi de geçindirmek zorundayız. arstotzka soğuk ülkedir, ısınma masrafı vardır. ev de bizim değil, kira vardır. e bizim oğlana kimi zaman oyuncak bile alamadığımız olur.
sürekli sınırdan kendi hazırladığı sahte pasaportuyla geçmeye çalışan, torbacı, kaçakçı jorji costava amcamız mı dersiniz... "benden sonra karım gelecek, belgelerinin tarihi eski, şu parayı kabul edin" deyip rüşvet veren mi dersiniz.... (hatta bu teklif bizzat, sınırımızda görev yapan bir askerden gelir) ezic isminde hükümeti devirmeye çalışan gizli örgütün işbirliği teklifi var. sınırdan geçmek için genelevde misafiri olmamızı teklif eden de var. bir de bunlar yetmezmiş gibi habersiz geliveren bir müfettiş var.
--! spoiler !--
arstotzka isimli kurgusal ülkenin (ki bariz sovyetler'e benzeyen otoriter bir ülkedir) sınırında çalışan bir gümrük memurunun hayatını canlandırdığımız bu oyunda; kişilerin bize uzattığı belgelerle kendi kılavuzumuzu ve günlük bülteni karşılaştırmaktayız. eğer bilgiler uyuşuyorsa sınırdan geçmesi için yeşil mührü basmaktayız.
şayet sınırdan geçmek isteyen kişilerin kilo, yaş, boy, cinsiyet, milliyet, doğum yeri, geçerlilik tarihi, damga, mühür, izin belgeleri gibi bilgileri uyuşmazlık yaratıyorsa onlardan parmak izi, x-ray isteyebiliriz ve yahut onları göz altına aldırabiliriz.
--! spoiler !--
bunun yanında hikayesiyle de iç burkan bir yapısı vardır papers please'in. tek memur maaşıyla, oğlumuzu, hanımımızı, kayınvalidemizi de geçindirmek zorundayız. arstotzka soğuk ülkedir, ısınma masrafı vardır. ev de bizim değil, kira vardır. e bizim oğlana kimi zaman oyuncak bile alamadığımız olur.
sürekli sınırdan kendi hazırladığı sahte pasaportuyla geçmeye çalışan, torbacı, kaçakçı jorji costava amcamız mı dersiniz... "benden sonra karım gelecek, belgelerinin tarihi eski, şu parayı kabul edin" deyip rüşvet veren mi dersiniz.... (hatta bu teklif bizzat, sınırımızda görev yapan bir askerden gelir) ezic isminde hükümeti devirmeye çalışan gizli örgütün işbirliği teklifi var. sınırdan geçmek için genelevde misafiri olmamızı teklif eden de var. bir de bunlar yetmezmiş gibi habersiz geliveren bir müfettiş var.
--! spoiler !--
devamını gör...
beyaz gemi
zift karası kalpli damadı başta olmak üzere kaba davranışlara maruz kalan iyi niyetli bir dede, sığ düşünceli bir üvey nine ve belli belirsiz birkaç akrabayla birlikte küçük,belirsiz bir köy bozması beldede yaşayan, annesi ve babası tarafından öylece bırakılmış yapayalnız, kayalarla arkadaşlık yapan, her zaman ilerideki beyaz gemide babasına kavuşmayı hayal eden bu uğurda canından olan bir çocuğun hikayesi.
duzeltme: geyiklere karşı dedesiyle birlikte ayrı hayranlık besliyorlar.
duzeltme: geyiklere karşı dedesiyle birlikte ayrı hayranlık besliyorlar.
devamını gör...
üç nokta yerine iki nokta kullanmak
ben bu tasarrufu sıkça yapmaktayım. size de tavsiye ederim. her yıl milyonlarca nokta gereksizce israf ediliyor.
devamını gör...
dünyanın en güzel kokusu
evlat kokusu olandır.
devamını gör...
akraba kan emici en kötü canlıdır
her konuda olduğu gibi iyiside, kötüsüde vardır. bazen en iyi dediğin akraba mal, mülk, tarla, bahçe için kafanı kırabilir.
devamını gör...
insanlarla uzun süreli ilişki kuramamak
genellikle yeni tanıştığın insanların sana değer vermemesi, sadece belirli bir düzlemde ilişki kurup, hayatının bir çok noktasında seni sınırlaması yüzündendir.
sizlere değer vermeyen insanlara vakit kaybetmeyiniz. zira acıdan başka vaadi olmayan bir sarmala girersiniz.
sizlere değer vermeyen insanlara vakit kaybetmeyiniz. zira acıdan başka vaadi olmayan bir sarmala girersiniz.
devamını gör...
aşık oldum galiba yavaştan
erkin koray'ın sevince parçasında geçen çok güzel bir kısım.
sevince tüm insanlar bir başka
durma dostum sen de yer ver aşka
sevmek bil ki doğmaktır yeni baştan
aşık oldum galiba yavaştan
sevince tüm insanlar bir başka
durma dostum sen de yer ver aşka
sevmek bil ki doğmaktır yeni baştan
aşık oldum galiba yavaştan
devamını gör...
yazarların bugün kendilerinde fark ettikleri şeyler
aslında boş kalmayı istesem de hıncahınç dolu bir hayatın tam benlik olduğunu farkettim bir kere daha ama bu sefer idrakta var tabii.koşturmacalarla geçen günün sonunda mutlu bir şekilde oturuyorum şu an mesela.bacaklarım ağrıyor, ağlayacağım ama mutluyum.
insanlarla pek uğraşmıyorum artık.ya da uğraşacak kişi denk gelmedi emin olamadım şimdi bak.
galiba akıntıya karşı değilde artık akıntı ile beraber yüzmenin zamanı geldi.yaz bitmeden yüzebilseydim de iyiydi.
şimdi bunları söyleyip de yarın tam tersi bir ruh halinde olmam umarım.
insanlarla pek uğraşmıyorum artık.ya da uğraşacak kişi denk gelmedi emin olamadım şimdi bak.
galiba akıntıya karşı değilde artık akıntı ile beraber yüzmenin zamanı geldi.yaz bitmeden yüzebilseydim de iyiydi.
şimdi bunları söyleyip de yarın tam tersi bir ruh halinde olmam umarım.
devamını gör...
30 yaş üstü yazarlar uçurulsun kampanyası
hooop yavaş uçurun da başımız dönmesin! uçurun da göreyim alüminyum beni hadi! iyice karamürsel sepeti saksı neyin sanıyorlar bizi haaa!(bkz: sısısısı)
devamını gör...
vibratör
11-12 yaşlarındayken elime geçen her kitabı okuyor, kitaplarda geçen bilmediğim kelimeleri, sayfaya geri döne döne aklımda tutmaya çalışıyorum. doğu ya da batı menşeli olması da önemsiz tek gayem kelime hazinemi genişletmek.* keza filmler için de aynı şey geçerli, entelektüel çocuğum ya her kelimeye dikkat kesiliyor, öğrenmeye çalışıyorum. *zihin de boş tabii hepsi hop hop beyne gidiyor.
çandarlı'ya gidiyoruz yazın ailece, babamın kuzenindeyiz. kanalizasyon ile ilgili bir sıkıntı varmış. konuşuyorlar içeride; vidanjör * gelecek de temizleyecek, şu olacak, bu gidecek. dışarıya çıkıyorum. babam, dayım, birtakım adamlar. aralarına girip soruyorum. vibratör şu makine mi? derin bir sessizlik iş makinesinin vızıldanması dışında bir ses kalmıyor. kimse de yanıtlamıyor beni.
ben de biraz yüzlerine bakıp uzuyorum oradan, ciddiye alınmadığım için. *
çandarlı'ya gidiyoruz yazın ailece, babamın kuzenindeyiz. kanalizasyon ile ilgili bir sıkıntı varmış. konuşuyorlar içeride; vidanjör * gelecek de temizleyecek, şu olacak, bu gidecek. dışarıya çıkıyorum. babam, dayım, birtakım adamlar. aralarına girip soruyorum. vibratör şu makine mi? derin bir sessizlik iş makinesinin vızıldanması dışında bir ses kalmıyor. kimse de yanıtlamıyor beni.
ben de biraz yüzlerine bakıp uzuyorum oradan, ciddiye alınmadığım için. *
devamını gör...
kitap alıntıları
"ölülerin yanından onları görmeden geçip gitmek çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır."
körlük - jose saramago
körlük - jose saramago
devamını gör...
yazarların içinden geçen nidalar
hırsııızzz vaaaarr!*
devamını gör...


