altılı istenmesi. (bkz: ganyan).
devamını gör...

türkçesi "altı derecelik ayrılık" anlamına gelen bir teoridir. dünyadaki herhangi iki insanin arasında sadece 6 kisi olduğunu iddia eder. doğru bağlantıları takip ettiğinizde 6 adım sonra dünyadaki herhangi bir kişi ile aranızdaki bağı görebilirsiniz,* der.

birçok film ve kitap bu teori üzerine kurulmuştur. hatta kullandığınız * tüm sosyal medya uygulamalarındaki arkadaş önerilerinin bu teori üzerine kurulu olduğu fark edilebilir.

dünyadaki tüm insanları kapsamasa da benzer kültürün içinde yer alan insanlar arasında geçerli olduğunu gördüm ve yıllar sonra -altı ay öncesi- tekrardan beni hayrette bırakan inandığım teoridir.
devamını gör...

şüphesiz dedikodudur. dedikodu da vazgeçilmez geleneklerimizdendir.
devamını gör...

yaa yok bunun tarifi. yani o kargoya ulaşmak değil heyecanlı olan, sırf o bekleme anı.

kaçımız sırf kargo beklemek için ihtiyacımız olmadığı halde bu garip garip sitelerde arzı endam etmiyoruz ki?..
kaçımız kargo şirketinin yol güzergahına tıklayıp tıklayıp, ha bugün ha yarın, iç geçirmiyoruz?..
sanki yolculuk yapan, aldığımız eşyalar değil de bizleriz. hani öyle bir aurası var.

kargo eline geçtiği an, haliyle o bekleyiş de son buluyor.
bir de alınan; kitap, kozmetik, konfeksiyon ürünü, aksesuar.... her neyse işte... hayalinize göre çıkmadı mı? allaaaaah seyreyle gümbürtüyü...

gümbürtü dedim ama yanıltmasın sizi.. sessiz sedasız içimizden bir of çekip varsa cesaretimiz değişime yolluyoruz.
kitapsa zaten yapacak bişey yok... bir dahaki seçimde daha dikkatli oluyor, belki yine aldanıyoruz.

edit: haha tevafuğa bakın.. an itibariyle kargom gelmiş, ben karşılamaya gidiyorum.
devamını gör...

hani devamı nerde diye beklenendir.
tek bardaklık yazarlık mı olur?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

v for vendetta geldi ilk olarak aklıma hatta filmde "dans edemediğim devrim, devrim değildir" şeklinde bir alıntı da bulunur.
devamını gör...

emeği geçen herkese teşekkürler, çok güzel bir yayın. umarım daha güzel günlerde de birlikte oluruz. *

ama biri var ki ona en bi’ çok teşekkürler. sevgili kuzguncuktaki vişnem, canım, yüreğine sağlık. evet evet, kankacılık kazanacak işte, hıh.*
devamını gör...

cinsiyetçi, ırkçı, kadınları aşağılayan ve trollük yapma amacında olan bütün tiplere demek istediğim şey.
devamını gör...

biz bu sözlüğe sadece mahlasımızla geldik.
devamını gör...

dün akşam saatlerinde yaptığım ve bir sürü tatsızlık çıkmasına neden olmuş eylem, halbuki büyük incelik olduğunu düşünmüştüm sözlük.. değilmiş, kadınlar hediyeden anlamıyor...

dün öğlen saatlerinde evden tam çıkacaktım, anneciğim elime iki gündür evde birikmiş olan çöpleri tutuşturdu. "anne... bu da neyin nesi?" demeye kalmadan: "hadi hadi bak çöpçü gidiyoo" lafıyla ağzıma tıkandı lafım. neyse sabrediyom. çünkü annem, emekli maaşının bir beygir tarafından son ayakta hiç edildiğini öğrendiğinde ne tepki verecek bilmiyorum. onu fazla sinirlendirmemem lazım şimdiden. geçen ay emeklinin tamamını bastığım kuponum son ayakta yatınca, yolda kıyafetlerimi yırtıp biraz da yerlerde yuvarlanıp "anne gasp ettiler beni" numarası yapmıştım. yutmuştu moruk. bundan önce birkaç numara daha denemiştim ama elde numara kalmadı, yemez artık...

offff ben neden böyleyim, yani neden normal evin reisleri gibi eve helal para getiremiyorum ve sürekli atlara karşı bir zaafım var?? geçenlerde bu bağımlılığımı yenmek için arkadaşımın kliniğine gitme kararı aldım fakat yolda bir ganyan bayii görüp içeriye girip kupon yapmam kısa sürmedi. kazandım da anasını satim.

neyse evden çıktım esra'mla yani teletubbie'deki güneşimle, hayat kaynağımla buluşmak için yola koyuldum. bilmeyenler için söyleyeyim. esra'm (yani benim yârim) türkiye cumhuriyeti topraklarındaki en güzel hanımdır. hatta "şabanözü'nün en güzel kızı" yazarsanız google'a, ilk sırada benim esra'm çıkacaktır.

yolda giderken bir yandan enver paşa kafkas cephesinde başarılı olsaydı ne olurdu diye acaba diye düşünürken, bir yandan esra'mın kendisine vereceğim hediye karşısında nasıl nutkunun tutulacağını, nasıl bana tekrar tekrar aşık olacağını düşündükçe içim içime sığmıyordu. keyiften direksiyonumu yumrukluyordum.

neyse böyle boğaza nazır bir yere oturduk. etrafındaki mekanlara görece biraz daha kalantor adamların hanımlarını getirdiği lüks bir yer. yaklaşık on dakika boyunca bekleyip denize baktım. bir tane kemancı şopen'in 15. numaralı noktürnünü çaldığını işittim. boğazdan gelen buğulu şehir ışıklarına dalarak önümdeki château de chillon şarabımdan bir yudum aldım. o an düşündüm "ulan az önce mehter dubstep remix dinleyip direksiyon sallıyodum, ne ara buraya geldim anasını satim?"

esra'mın önümde belirmesiyle birlikte şaşkınlığım yerini başka bir hayrete bıraktı. bugün tek parça kırmızı bir kıyafet giymişti. çok şıktı doğrusu. neyse oturdu biraz annesi cevahir teyzeden bahsetti, guatr mı olmuş ne, gram dinledim desem yeridir. "aynen aşkım aynen" yaptım, dinliyormuş gibi. cevahir teyze hep hasta oluyor zaten. geçenlerde de tam esra'mı istemeye gidecektik, rusya-ukrayna savaşı çıktığını duyunca panik atak nöbeti geçirip bayılamıyazmış ne... hep bir şeyi çıkıyor zaten.

neyse tam böyle tatlı tatlı yemeğimizi yiyoruz. o an hediyemi göstermeyi unuttuğumu hatırladım. birden içeriye doğru ıslık çaldım. önce garsonlardan biri ben çağırıyorum sandı fakat sonra arkasındaki 60-70 baş babayiğiti görünce kenara çekildi. içerideki misafirler derhal pılını pırtını toplayıp dışarı çıktı. ellerinde demir gürz, kalkan, baltalar, kılıçlar tutan baştan ayağa zırhlı yüze yakın adam bize doğru yaklaşıyordu. esra kaçacak gibi oldu fakat bileğinden tuttum. "ihsannn noluyor böylee" diyerek minik bir çığlık fırlattı. "bir şey yok, rahat ol" minvalinde kafamı salladım.

sonra içlerinden en gediklisi, saçı sakalı ağarmış bir herif önümüzde durdu:

"germiyanoğulları nam derler bize. hizmetinizdeyiz evelallah..." diyerek eliyle göğsüne vurup kafasını önüne eğerek bir çeşit selamladı bizi.

arakasındaki tımarlı askerler, zırhlılar, kargılılar, atlılar vardı onlar da aynı hareket yaptılar.

"eksik olmayın beyler!" dedim. sonra esra'ma dönüp: "doğum günün kutlu olsun aşkların bir tanesiii" dedim alnından öperek.

önündeki beyaz şarabı yüzüme dökerek yanıt verdi ve oracıkta adamların arasından sıyrılarak terk etti...

beylerbeyi: "ağam bizlik bir şey şey yoksa biz yola revan olak?" dedi.
kafamla gidebilirsiniz işareti yaptım. bütün gece içtim. esra telefonlarımın hiçbirine cevap vermedi...

ne olmuş yani. koskoca beylik çeyiz ediliyor devlet kuruluyor. ben parasıyla satın alınca terk ediliyorum. şimdi kız kardeşine yazdım, çaktırma durumlar nasıl falan filan. hala kızgınmış bana tarçınlı çöreğim, hediyeden anlamayan cahil sevgilim...
devamını gör...

israil askeri güçleri tarafından geliştirilen ve kullanılan savaş sanatları tekniğidir. kişisel savunma için daha basitleştirilip askeriyede kullanılan “öldürme teknikleri çıkarılmış bir versiyonu”, sivil hayatta açılan kurslarla öğretilmektedir.
devamını gör...

kardeşin yer sofrasında komple uyuşan ayağına inadına basıp elektrik şoku vermek.
acıdan gülmesini izlemek.
devamını gör...

yunanistan'ın kuzeyinde üç parmaklı bir yarımada vardır. bu üç parmağın en doğusundaki yarımadanın özerk olduğunu fazla bilen yoktur.
özerkliği de bizans imparatorluğu'nda başlar, osmanlı imparatorluğu döneminde bu özerkliği korur, 2. dünya savaşı'nda alman işgali yıllarında da özerkliğine saygı gösterilen yegane yerdir.
adı aghion oros. türkçesi 'kutsal tepe' anlamına gelir.
'aghion oros' osmanlı'da türkçeye çevrilerek, günümüze kadar 'aynaroz' adıyla anılır.
musahipzade celal'in "aynaroz kadısı" eserinde hıristiyan ve müslüman din adamlarının paraya ve kadına karşı tutkuları taşlanmış, son osmanlılar devrinde adalet müessesesinin bozuk düzeniyle, bu düzeni temsil edenlerin hukuka ve ahlaka aykırı davranışları anlatılmıştır.
filmde ise şeyhülislamın başkanlığındaki bir davada reşit olmamış bir rus kızının mirasını manastırdan evvel ele geçirmeye çalışan bir kadı'nın hileyle haklı çıkarılması hikaye edilir.
devamını gör...

okuduğunuz kitap türünden, arkadaşlarınızdan yediğiniz yemeğe kadar değişkenlik gösterebilen durumdur. yaş aldıkça insanın bakış açısı, damak tadı, tahammül seviyesi de değişiyor.
devamını gör...

şimşek adındaki kangal cinsi kızım.
devamını gör...

an itibariyle marikaki'nin çılgın atarak anons yapmayı arşa çıkarttığı yayın olmaktadır...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

muş'un bulanık ilçesinde yaşayan yusuf bulakçı, kendi imkanlarıyla aldığı pastaları ayağındaki engeline rağmen 15 köydeki 200 çocuğa ikram edip, mutluluklarına ortak oldu.

ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki söğütlü köyünde yaşayan 24 yaşındaki yusuf bulakçı, bir çocuğun hiç pasta yemediğini söylemesi üzerine, "pasta yemeyen çocuk kalmasın" sloganıyla köyleri gezerek çocuklara pasta dağıtmaya karar verdi.

devamı: www.trthaber.com/foto-galer...
devamını gör...

kelimenin yunanca aslı “philosophia” dır. “philia” yani sevgi ve “sophia” yani bilgelik ya da bilgi anlamına gelen iki kelimeden türemiştir. bu fesefe'nin kelime anlamıdır ya da etimolojisidir. felsefe nedir sorusuna cevap değildir. felsefe nedir sorusu, felsefe'nin büyük sorularındandır ve cevaben filozoflar kendi aralarında ortak bir tanim yapmazlar. filozoflar zaten birbirlerinden ayrı orjinal düșünce sistemleri vardır. felsefeyi tanımlarken kendi orjinal fikirlerini yansıtırlar. fesefe'nin güzelliği de budur. tabii benim çok beğendiğim tanım kant'ın tanımıdır.

"kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında olan bir zihinsel etkinlik biçimi"
devamını gör...

getiriyor. bir günlük sevinç kadar. paylaşabileceğin kimse yoksa içinde bir ukde kalıyor.
devamını gör...

hepimize 23 nisan nedeniyle kurucu görevi verilmiş. gerçekten bu koltuğa oturmayı layıkıyla yerine getireceğim. * sabah sabah çocuklar gibi şen olmanın yanında cidden kahkaha attım. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim