bir insanın kaybetmemesi gereken şey
öz saygı, vicdan.
devamını gör...
deniz salyasından kozmetik jel ve krem yapılacak
sıçtık ve krem yapıp sıvayacağız
devamını gör...
kemal sunal replikleri
“parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği.”
devamını gör...
ben yandım sen yanma cümlesinin ingilizcesi
evet biraz önce buckhingam sarayının kahyası beni aradı, başlıktan haberleri olduğunu söyledi. çevirebilene kraliçe elizabeth'in bizzat "kraliyet şovalye nişanı" takacağınıda ekledi.
devamını gör...
jean paul sartre
henüz okumayı sökmeden, evlerindeki resimli kitapları bıkmadan ve usanmadan saatlerce karıştıran, yazarak üretmeye çok ufak yaşta başlayan, tüm dinleri ve metafizik gelenekleri yok sayan varoluşcu ateizmin savunucusu fransız düşünür ve yazar. yazım hayatıyla daha fazla bilgi edinmek isteyenler otobiyografi niteliği taşıyan "sözcükler" adlı eserini okuyabilirler.
devamını gör...
yazarların duydukları enfes cümleler
"kendine inanmaya başlayana kadar kendine ait bir hayatın olmayacak."
devamını gör...
iskenderiye kütüphanesi
"eğer zamanda geriye gidebilseydik, ilk geleceğim yer burası olurdu."
carl sagan
900.000 kadar esere ev sahipliği yapmış iskenderiye kütüphanesi, antik çağın en büyük kütüphanesidir. içinde o devirde bilinen bütün bitki ve hayvan türlerinin birer örneğinin bulunduğu bir müzeye, anatomi salonuna, tercüme bölümüne, rasathaneye, ve aynı anda 2500 kişiye çalışma imkanı veren bu kütüphane adeta devrinin bilim merkezi olmuştur. ne yazık ki yobazlık ve savaşlar bu insanlık mirasının sonunu getirmiştir.

iskenderiye şehri, büyük iskender tarafından kurulmuştur. iskender, burada geçirdiği zamanda gün batımından çok etkilenmiş ve mimarlarına buraya bir şehir kurulmasını emretmiştir. önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan iskenderiye, daha sonraları döneminin bilim ve kültür merkezi olacaktır. iskender'in ölümünden sonra şehir ptolemaios'un eline geçmiştir. ptolemaios, iskender'in kumandanlarından lagus'un oğludur. ptolemaios, savaştan hoşlanmamaktadır ve hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletme çabasında olmamıştır. o savaşa değil bilime ve edebiyata düşkün bir kral olarak hüküm sürmüştür. ptolemaios, mısır'ın gelenek ve göreneklerini benimsemiş, eski kanunları ve dini törenleri korumuştur. hatta bununla kalmayıp kendisine firavun unvanını da alarak halkın sevgisini kazanmıştır.
firavun, iskenderiye şehrini onarıp, geliştirerek devrin en meşhur başkenti haline getirmiştir. bu başkentin en önemli eseri ise iskenderiye kütüphanesi'dir. saraya yakın bir konuma yapılmış olan kütüphane içinde, müze, rasathane, botanik bahçesi ve anatomi salonu da bulundurmaktadır. sahip olduğu 900 bin eser ile antik çağın en büyük kütüphanesi unvanını da elde etmiştir. bu kütüphane, bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahiptir. hatta şöyle ki, mısır'a giren her kitap önce kütüphaneye getirilir bir örneği alındıktan sonra sahibine teslim edilirdi. döneminin bilim ve kültür merkezi olan bu kütüphane, devrin en önemli bilim insanlarını da ağırlamıştır. matematik bilgini öklid, mekanik bilimci arşimet, tıp bilimci herofilos, gök bilimci batlamyus ve daha niceleri. filozof, matematikçi ve astronom hypatia da bu kütüphanede dersler vermiştir.
kütüphanenin sonu ise maalesef ki oldukça hüzünlü olmuştur. kütüphane ilk olarak sezar şehri kuşattığında ortaya çıkan bir yangın ile zarar görmüştür. kütüphanenin sonunu getiren olay ise dini yobazlıktır. iskenderiye'de bir dönem halkın bir bölümü pagan inancına sahip iken çoğunluk ise hristiyandı. bu iki grup arasında sürekli devam eden bir çatışma söz konusuydu. bir gün hristiyanların, pagan inancına ait bir dini metinle alay etmesi üzerine büyük bir ayaklanma ortaya çıktı. iki taraftan da insanlar kılıçtan geçirildi. bu durum üzerine imparator ı. theodosius, iskenderiye'de pagan inancın neden bu kadar yaygın olduğunu öğrenmek istedi. valinin, kütüphanedeki metinleri hedef olarak göstermesi üzerine imparator kütüphanenin yok edilmesini emretti. kütüphanedeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yakılmıştır. bu öylesine büyük bir hazinedir ki hamamlarda günlerce sadece metinler yanmıştır. ve insanlık tarihinin bilim ve kültür hazinesi böylesine bir yobazlık ile yok olmuştur. araştırmacıların, eğer bu metinlere ulaşabilseydik şu an insanlık olarak bambaşka bir noktada olurduk diye bahsettiği bu eserler, işte böyle kaybolup gitmiştir. cehaletin ve yobazlığın bu dünyadaki en büyük hastalık, en zorlu düşman olduğunu bu olay ile bir kez daha görmüş oluyoruz. bizler sahip olduğumuz bir kitabın bir yaprağını katlamaktan çekinirken, insanlık din adı altında bu mirasları yok etmiştir. bağdat, bergama, iskenderiye ve nicesi. o metinlere şu an sahip olsaydık belki de insanlık olarak hayal bile edemeyeceğimiz bir noktada olacaktık.
carl sagan
900.000 kadar esere ev sahipliği yapmış iskenderiye kütüphanesi, antik çağın en büyük kütüphanesidir. içinde o devirde bilinen bütün bitki ve hayvan türlerinin birer örneğinin bulunduğu bir müzeye, anatomi salonuna, tercüme bölümüne, rasathaneye, ve aynı anda 2500 kişiye çalışma imkanı veren bu kütüphane adeta devrinin bilim merkezi olmuştur. ne yazık ki yobazlık ve savaşlar bu insanlık mirasının sonunu getirmiştir.

iskenderiye şehri, büyük iskender tarafından kurulmuştur. iskender, burada geçirdiği zamanda gün batımından çok etkilenmiş ve mimarlarına buraya bir şehir kurulmasını emretmiştir. önceleri küçük bir balıkçı kasabası olan iskenderiye, daha sonraları döneminin bilim ve kültür merkezi olacaktır. iskender'in ölümünden sonra şehir ptolemaios'un eline geçmiştir. ptolemaios, iskender'in kumandanlarından lagus'un oğludur. ptolemaios, savaştan hoşlanmamaktadır ve hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletme çabasında olmamıştır. o savaşa değil bilime ve edebiyata düşkün bir kral olarak hüküm sürmüştür. ptolemaios, mısır'ın gelenek ve göreneklerini benimsemiş, eski kanunları ve dini törenleri korumuştur. hatta bununla kalmayıp kendisine firavun unvanını da alarak halkın sevgisini kazanmıştır.
firavun, iskenderiye şehrini onarıp, geliştirerek devrin en meşhur başkenti haline getirmiştir. bu başkentin en önemli eseri ise iskenderiye kütüphanesi'dir. saraya yakın bir konuma yapılmış olan kütüphane içinde, müze, rasathane, botanik bahçesi ve anatomi salonu da bulundurmaktadır. sahip olduğu 900 bin eser ile antik çağın en büyük kütüphanesi unvanını da elde etmiştir. bu kütüphane, bulabileceği her yazılı eseri alma yetkisine sahiptir. hatta şöyle ki, mısır'a giren her kitap önce kütüphaneye getirilir bir örneği alındıktan sonra sahibine teslim edilirdi. döneminin bilim ve kültür merkezi olan bu kütüphane, devrin en önemli bilim insanlarını da ağırlamıştır. matematik bilgini öklid, mekanik bilimci arşimet, tıp bilimci herofilos, gök bilimci batlamyus ve daha niceleri. filozof, matematikçi ve astronom hypatia da bu kütüphanede dersler vermiştir.
kütüphanenin sonu ise maalesef ki oldukça hüzünlü olmuştur. kütüphane ilk olarak sezar şehri kuşattığında ortaya çıkan bir yangın ile zarar görmüştür. kütüphanenin sonunu getiren olay ise dini yobazlıktır. iskenderiye'de bir dönem halkın bir bölümü pagan inancına sahip iken çoğunluk ise hristiyandı. bu iki grup arasında sürekli devam eden bir çatışma söz konusuydu. bir gün hristiyanların, pagan inancına ait bir dini metinle alay etmesi üzerine büyük bir ayaklanma ortaya çıktı. iki taraftan da insanlar kılıçtan geçirildi. bu durum üzerine imparator ı. theodosius, iskenderiye'de pagan inancın neden bu kadar yaygın olduğunu öğrenmek istedi. valinin, kütüphanedeki metinleri hedef olarak göstermesi üzerine imparator kütüphanenin yok edilmesini emretti. kütüphanedeki tüm eserler şehrin hamamlarına dağıtılarak yakılmıştır. bu öylesine büyük bir hazinedir ki hamamlarda günlerce sadece metinler yanmıştır. ve insanlık tarihinin bilim ve kültür hazinesi böylesine bir yobazlık ile yok olmuştur. araştırmacıların, eğer bu metinlere ulaşabilseydik şu an insanlık olarak bambaşka bir noktada olurduk diye bahsettiği bu eserler, işte böyle kaybolup gitmiştir. cehaletin ve yobazlığın bu dünyadaki en büyük hastalık, en zorlu düşman olduğunu bu olay ile bir kez daha görmüş oluyoruz. bizler sahip olduğumuz bir kitabın bir yaprağını katlamaktan çekinirken, insanlık din adı altında bu mirasları yok etmiştir. bağdat, bergama, iskenderiye ve nicesi. o metinlere şu an sahip olsaydık belki de insanlık olarak hayal bile edemeyeceğimiz bir noktada olacaktık.
devamını gör...
yolda yürürken yaşanan garip durumlar
pandemi başladığından beri maskeden dolayı gözlüğün buğulanması ve önümü görememem de garip sayılır mı?
devamını gör...
şokomel
sayın sözlük yazarları;
#497141 şu entry'de bahsettiğimiz üzere kafa sözlük'e beğeni adı bulucaktık. ve sanırım bulduk. ekşi sözlük'teki şükela şokelladan yani çikolatanın halk arasındaki adından geliyor. şokomel'de sayın berat albay... pardon çokomel çikolatasından geliyor yani gayet mantıklı.
bundan sonra beğendiğimiz entrylere "şokomelini verdim." tarzında laflar edebilirsiniz.
ayrıca bu ismi bulan yazarımız örnek vatandaş. kendisini tekrardan tebrik ediyorum. şimdi profiline gidip şokomelini vereceğim ve bir geleneği başlatmış olacağım. ya allah bismillah.
#497141 şu entry'de bahsettiğimiz üzere kafa sözlük'e beğeni adı bulucaktık. ve sanırım bulduk. ekşi sözlük'teki şükela şokelladan yani çikolatanın halk arasındaki adından geliyor. şokomel'de sayın berat albay... pardon çokomel çikolatasından geliyor yani gayet mantıklı.
bundan sonra beğendiğimiz entrylere "şokomelini verdim." tarzında laflar edebilirsiniz.
ayrıca bu ismi bulan yazarımız örnek vatandaş. kendisini tekrardan tebrik ediyorum. şimdi profiline gidip şokomelini vereceğim ve bir geleneği başlatmış olacağım. ya allah bismillah.
devamını gör...
hoşlanılan kişinin hoşlandığı kişi olmamak
kaderimiz.
devamını gör...
türkçenin yetersiz bir dil olması
haydi canım oradan...
devamını gör...
gustav klimt
avusturyalı ressam. girilen entrylerde hayatı ve sanatı hakkında detaylı bilgi verilmiş. resimlerinde kadını, romantizmi ve erotizmi müthiş resmeylemiştir. yaşadığı dönemde özellikle kiliseler resimlerini müstehcen bulmuştur.
benim beğendiğim ressamların başında yer alır. bir bilgi olarak şunu belirtelim; avusturya kültür bakanlığı klimt eserlerini toplamak için ciddi uğraş vermiştir. ancak tablolara sahip kolleksiyoncular eserleri satmamışlardır.
dönem dönem yapıtları, viyana sanat tarihi müzesinde sergilenmektedir. (kunsthistorische museum wien)
aşağıya bir eserinin replikasını koyalım. siz orjinalini düşünün artık.
benim beğendiğim ressamların başında yer alır. bir bilgi olarak şunu belirtelim; avusturya kültür bakanlığı klimt eserlerini toplamak için ciddi uğraş vermiştir. ancak tablolara sahip kolleksiyoncular eserleri satmamışlardır.
dönem dönem yapıtları, viyana sanat tarihi müzesinde sergilenmektedir. (kunsthistorische museum wien)
aşağıya bir eserinin replikasını koyalım. siz orjinalini düşünün artık.
devamını gör...
evlilerin bekarları kıskanması
o yüzden arkadaşlarla buluştuğumuzda evli olanlar erken kalkınca “oo tabi yenge hanım kızar” diye klişe şakalar yapıyoruz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
burada birisi demişti,ben cengiz aytmatov okumayan insana okuyor demem gibi bir şey.benim de türk okumak genelde adetim değildir.dedim hadi deneyelim belki pişman olmam.
şunu iyi bil dostum,dünya devrimini tek başına gerçekleştiremezsin, başkalarının da gelmesini,seninle beraber olmasını beklemek zorundasın.
elveda gülsarı
şunu iyi bil dostum,dünya devrimini tek başına gerçekleştiremezsin, başkalarının da gelmesini,seninle beraber olmasını beklemek zorundasın.
elveda gülsarı
devamını gör...
nickaltıma yazdığını siler misin lütfen sevgilim kızıyor
başkasının yazdıkları yüzünden araları bozuluyorsa, olmaz o ilişkiden.
devamını gör...
troll başlıklarına yazmıyoruz kampanyası
trol derken sapık ve saldırgan olanlarından bahsedilmiştir. doğrudur bunları pek takmaya prim vermeye gerek yok. yoksa eğlenceli, mizah anlayışı tek tip olmayan, ters köşe yapan trollerimiz sözlüğün rengidir. hatta bu troller bir elin parmağını geçmeyecek kadardır daha fazla da olmalılar ki meydan diğerlerine kalmasın.
devamını gör...
en sevilen ressam ve eseri
gustav klimt - the kiss (1907-1908)

tamamen kişisel zevk.
pieter brueghel - the peasant wedding (1567)

bu resmi mükemmel olan kompozisyonu için seviyorum. ressam, resimde nereye hangi sırayla bakmamız gerektiğini kontrol ediyor adeta.
jan van eyck - the arnolfini portrait (1434)
bu resmin detaylarının incelenmesi gerektiği için direkt national gallery'nin site linkini bırakıyorum.
buradan
kuzey resminin büyük ustalarından van eyck. arnolfini'lerin portresi'nde de inanılmaz ayrıntılar var.
ekleme: brueghel ve van eyck'a ait olan resimlere arkasında yatan teknik bilgi ve birikimler için hayranım. zira ikisi de sanat tarihi açısından önemli eserler.

tamamen kişisel zevk.
pieter brueghel - the peasant wedding (1567)

bu resmi mükemmel olan kompozisyonu için seviyorum. ressam, resimde nereye hangi sırayla bakmamız gerektiğini kontrol ediyor adeta.
jan van eyck - the arnolfini portrait (1434)
bu resmin detaylarının incelenmesi gerektiği için direkt national gallery'nin site linkini bırakıyorum.
buradan
kuzey resminin büyük ustalarından van eyck. arnolfini'lerin portresi'nde de inanılmaz ayrıntılar var.
ekleme: brueghel ve van eyck'a ait olan resimlere arkasında yatan teknik bilgi ve birikimler için hayranım. zira ikisi de sanat tarihi açısından önemli eserler.
devamını gör...
mihriban
kimsenin musa eroğlu kadar hisli ve güzel söyleyemeyeceği türkü. ayrıca; şu hayatta en çok gurur duyduğum şeylerden birine konu olan türküdür. hayatımda en çok gurur duyduğum şeylerden biri de şudur ki; bu türküyü, besteleyen kişi olan musa eroğlu'nun sazından, nefesinden, dilinden canlı olarak dinlemektir. hasan can'ın sorduğu cinsel olmayan fantezilerimden biriydi bu. gerçekleştirdim, çok mutluyum. işitsel bir şölendir. sözleriyle de, bestesiyle de.
devamını gör...


