yazarların aktif olamama sebepleri
kuzenimin eşi vefat etti. masmavi gözlerini de aldı gitti adam bu dünyadan. ne çok şey vardı daha... olmadı. değil sözlüğe bakmak, yemek bile yemedim bugün. şoku atlatamadım hâlâ. ne yazsam eksik kalacak. ölüm bazen erken gelen bir misafir...
devamını gör...
zerdüştlük
tapınaklarında asla sönmeyen ateş bulunmakta. ateş tanrı'yı temsil eder ve ibadet eden kişiler bu ateşi kirletmemek için keten maske takarlar.
devamını gör...
youtube'dan tüm videolara reklam koyma kararı
yok ebenin örekesi durumu.
ccc dailymotion ccc.
ccc dailymotion ccc.
devamını gör...
siz de mi partiden sıkıldınız
klasik film repliği. sırtlan jön aktörümüz bir ceylan ürkekliğindeki hanım kızımıza yengeç misali yan yan yanaşır ve olaylar gelişir.
devamını gör...
bir anne atasözü der ki
tavuğu buzluktan çıkart.
devamını gör...
covid-19 için kesin çözüm
ben kronik bronşit hastasıyım akciğerlerim problemli yani. herkes kapıp kurtulsun demişsin ama ben hastalanırsam kesin entübe olurum, muhtemelen çok kolay olmayacak atlatmam belki de dayanamayacak ciğerlerim, ölüp gideceğim.
sen hayattan soğumayacaksın diye ben neden ölüyorum.
sen hayattan soğumayacaksın diye ben neden ölüyorum.
devamını gör...
kedi fobisi
cocukluk travmasi.*
oldukca yaramaz olan cocukcagiz; seveyim derken dengesiz birine denk gelir, algilari yerinde de olmadigindan*, cekiverir hayvanin kuyrugunu. hayvan da korku icgudusuyle boydan boya tirmalar cocugu. hayvanlarla hasir nesir bir cocukluk yasarken; birdenbire k’sinden bile korkar hale gelir.
buyurken; muhabbeti yapildiginda kasinmaya baslar, adini duydugunda telaslanir, gordugu yerden kosarak kacar, apartmanin girisinde var diye eve girebilmek icin birilerinin gelmesini bekler caresizce, cayir cimen asigiyken kendini camekanlar arkasina hapseder, hatta gun icinde 3 saniye gordugu gece uykusunda kabusu olabilir.
ilerleyen yaslarinda; korkusunun ustune gitmeyi dener, sarhos olup sevmisligi de vardir ama ayikken hala korkuyordur. en azindan adini telaffuz edebiliyor, sokakta gordugunde karsi kaldirimdan da olsa yuruyebiliyor, soguk kis gunlerinde usumesinler diye hayvan evi yapip mama dagitiyordur. etrafinin dalga konusu olmasi da cabasi iste.
bu bile bi’ gelisme be, uzmeyin korkaklari. (bkz: bir arkadaşım ekolü)
oldukca yaramaz olan cocukcagiz; seveyim derken dengesiz birine denk gelir, algilari yerinde de olmadigindan*, cekiverir hayvanin kuyrugunu. hayvan da korku icgudusuyle boydan boya tirmalar cocugu. hayvanlarla hasir nesir bir cocukluk yasarken; birdenbire k’sinden bile korkar hale gelir.
buyurken; muhabbeti yapildiginda kasinmaya baslar, adini duydugunda telaslanir, gordugu yerden kosarak kacar, apartmanin girisinde var diye eve girebilmek icin birilerinin gelmesini bekler caresizce, cayir cimen asigiyken kendini camekanlar arkasina hapseder, hatta gun icinde 3 saniye gordugu gece uykusunda kabusu olabilir.
ilerleyen yaslarinda; korkusunun ustune gitmeyi dener, sarhos olup sevmisligi de vardir ama ayikken hala korkuyordur. en azindan adini telaffuz edebiliyor, sokakta gordugunde karsi kaldirimdan da olsa yuruyebiliyor, soguk kis gunlerinde usumesinler diye hayvan evi yapip mama dagitiyordur. etrafinin dalga konusu olmasi da cabasi iste.
bu bile bi’ gelisme be, uzmeyin korkaklari. (bkz: bir arkadaşım ekolü)
devamını gör...
küşleme
hayır efendim en güzel küşleme gaziantep de kebapçı halil usta da yenir hele ki yanında tasla gelen bol sulu salata ile muazzam bir lezzet.
devamını gör...
görülen rüyaların aslında paralel evrenlerde yaşanan olaylar olması
o evrende çok karışık, arada geçerken sarı yağmurluklu çocuğuda görüyorum.
(bkz: dark)
(bkz: dark)
devamını gör...
diş ağrısı
kafayı kesip kol altında gezdirme hissi uyandıran ağrı. allah düşmanımın başına versin efenim. böylece dünyası kararacak bir eli sürekli çenesinde olacak anlık mentolün verdiği rahatlama için bir elde fırça bir elde macun hababam diş fırçalayacak belki kolonya ya da saf alkol damlatmaktan alkolik olup kafayı bulacak ve benimle uğraşamayacaktır.
durum acilse paraya kıyın ve çevredeki geç saatlere kadar açık bir klinik arayın. izmirde avrupadent var. denize düşen yılana sarılır misali gitmiştim çünkü adamlar gece 12 ye kadar açıklar. ben rahatladım ama banka hesabım rahatsızlanmıştı. olsundu dünyalar benimdi o an.
durum acilse paraya kıyın ve çevredeki geç saatlere kadar açık bir klinik arayın. izmirde avrupadent var. denize düşen yılana sarılır misali gitmiştim çünkü adamlar gece 12 ye kadar açıklar. ben rahatladım ama banka hesabım rahatsızlanmıştı. olsundu dünyalar benimdi o an.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
gençler, çocuklar diyebileceğim yazarlar
ablanız 45 yaşında.
hayatta her şey mümkün.
ablanız 45 yaşında.
hayatta her şey mümkün.
devamını gör...
back to the future radyo yayını
hooopps!
*asya - beni aldattın çıktı...
şarkı güzel, hava güzel; denk gelişler kötü. ne deyim, olur öyle arada. şarkılar da doğruyu bilip söylüyormuş demek ki. bu gecenin dersi bu.
teşekkürler sayın yazarımız ve yayıncımız. emeklerinize sağlık.
*asya - beni aldattın çıktı...
şarkı güzel, hava güzel; denk gelişler kötü. ne deyim, olur öyle arada. şarkılar da doğruyu bilip söylüyormuş demek ki. bu gecenin dersi bu.
teşekkürler sayın yazarımız ve yayıncımız. emeklerinize sağlık.
devamını gör...
yolu uzatmaya sebep olan şeyler
eve girmeden yakılan yolluk sigarası. bazen de evde ki istenmeyen misafirlerin varlığı.
devamını gör...
başkalarının fikirleriyle yaşamak
kendi yaşamımızı incelediğimizde başka insanların vermiş olduğu kararların da hayatımızda etkili olduğunu görürüz. bazen gerekli olduğu için bazen ise önemli olduğu için uyarız. olmasını istediğimiz şey benim kararım benim hayatım demek belki de. olan şey ise çoğu zaman bundan uzak. bu yüzden seçimlerimizle mutlu veya mutsuz oluruz. bazen ise cesaret edip farklı kararlar vererek (muhtemelen bizim için düşünülen kararlardan farklı) hayatımızı bizim istediğimiz bir yöne çevirebiliriz. bunun için kimimiz uygun zamanın gelmesini bekler, kimimiz ise başka şeyler. ama asıl soru şu. zaman bizi bekler mi ?
kim bilir...
kim bilir...
devamını gör...
ölmesi gereken türk gelenekleri
kuşak bağlama. kız isteme. kına. nişan. başlık parası.silah. damada tuzlu kahve. daha çok şey sayarım.
devamını gör...
hafızadan çıkmayan reklam jingleları
en tatlı sabahlar çokokremle başlaaar çokokrem.
devamını gör...
kur'an'da kadına vurma ayeti
ya kardeşim sizin gibi akılsızlar , gözü olup görmezler, kalpler mühürlenmiştir (!).
bir kere oradaki kelimenin 18373924 farklı anlamı var ve arapça okuyacaksın. türkçeye çevrildiğinde hata oluyor yada bizim aklımız ermez belki bunu hiç düşünmedin mi ?
bir kere oradaki kelimenin 18373924 farklı anlamı var ve arapça okuyacaksın. türkçeye çevrildiğinde hata oluyor yada bizim aklımız ermez belki bunu hiç düşünmedin mi ?
devamını gör...
yazarların yazdığı hikayeler
eksik
10 metrekarelik hapishanenizden çıkıp birtakım hislerden veya yalnızca manevi acılardan kaçmak için yürümeye karar veriyorsunuz. birkaç yüz metre ötedeki bir banka oturuyor, gelip geçen insan yığınlarına bakıyorsunuz, soğuk. sürekli gidip gelen tramvaylar raylarından ayrılıp yığınları ezip geçiyor. tanıdık bir ses duyduğunuzu sanıyorsunuz, oysa yalnızca hayal dünyanızdan gelen gaipten bir ses olduğunu fark ediyorsunuz. kalan altı dalınızdan birini feda edip yakıyor, yalınayaklarıyla ve acı dolu gözleriyle etrafa bakan tartıcı çocuğu görmezden gelmek istiyorsunuz, halbuki dakikalardır gözlerine kilitlenmiş bir vaziyettesiniz. yalınayaklı çocuk, tartısı ve acı dolu gözlerini başka bir tramvay durağına götürüyor, ardından seyrediyorsunuz. tam aksi yöne gitmek için ayağa kalkıyor, bir vakitler sizi en derinden yaralayan bir şarkıyı mırıldanarak sakince yürümeye başlıyorsunuz. sakinlik mutsuzluğunuzu anbean, katbekat arttırıyor, dindirmek için bir sigara yakıyorsunuz. bu kez girmeniz gereken sokağın başındaki konteynırın yanında çöpü karıştıran bir kedi ve yaşlı bir kadın görüyorsunuz, hemen birkaç adım ötedeyse evini market arabasına sığdıran, aylardır orada yokluğunu sürdüren evsiz adamı. bu kez utancınızdan hiçbirinin sisli gözlerine aldırış etmiyorsunuz. bir hışımla hapishanenize kendi rızanızla geri dönüyorsunuz. şimdi ise hem kendinizle hem de adeta sizden kendilerini yıkmanızı talep eden dört duvarla başbaşa kalıyorsunuz. dört duvarın her birinde yaşamınızın ayrı bir anısını görüyorsunuz. o anıları yaşatmak istemiyor, aksine yok etmek istiyorsunuz. herkes zihinde mutlu anılar kalır diyor, bunun kocaman bir yalan olduğunu biliyorsunuz. yılların yükünü paslı ayaklarında saklayan sandalyenize oturuyorsunuz, hapishane dışarıdan daha soğuk, çünkü kendinizle başbaşasınız. yine sigara yakıyorsunuz. bu kez acı ve sisli gözler yok, sadece siz varsınız. zihninde yalandan birkaç mutluluk verici anı kurguluyorsunuz. hayal dünyanızın artık sizi tatmin etmediği gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz. sigaranızı söndürüp hakikatten daha fazla kopmak için zulanızı kontrol ediyorsunuz. birkaç gün öncesinden kalan tütünle karışık maddeyi hazırlıyorsunuz. birkaç nefes sonra artık onun da vâdesinin dolduğunu anlıyorsunuz. usulca olduğunuz yerde saatlerce oturup ümitsizce zamanın geçmesini bekliyorsunuz. birden kalp atışınız hızlanıyor, işte o an geldi diyorsunuz, yanılıyorsunuz. sizi gittikçe dibe çeken binanın temellerine karşı koyup yatağınıza giriyorsunuz. bu kez uyuyacağım umuduyla gözlerinizi hayattan koparıyorsunuz. zihninizde aynı anda binlerce kişi konuşuyor, siz yalnızca birini dinlemek istiyorsunuz, yapamıyorsunuz. zaman düpedüz geriye doğru akıyor. bir önceki günü, bir önceki ayı, bir önceki yılı, doğduğunuz anı düşünüyorsunuz. en masum, en savunmasız, en katlanılmaz olduğunuz an. şimdi zaman olağan akışına geçiyor. hepsinin en'leri geride kaldı, artık masum, savunmasız ve katlanılmaz değilsiniz. gözlerinizi hayata geri çağırıyorsunuz. karşınızda hiç tanımadığınız soluk yüzlü biri beliriyor aniden, kalp atışınız daha da hızlanıyor, sebebinin korku değil heyecan olduğunu biliyorsunuz. belki de yıllardır beklediğiniz o an bu kez gerçekten gelmiştir diyor zihninizdeki binlerce sesten biri. soluk yüzlü yok olunca bir düş olduğunu anlıyorsunuz. uzun zamandır düş görmüyor, nadirattan gördükleriniz de rehberinizdeki ölü numaralar veya ölümü hatırlatan diğer nesneler. uyuyamayacağınızı anlayınca bu defa zulanızda daha işe yarar bir şeyler arıyorsunuz. aradığınız şeyi buluyor ve kolunuzda ufak bir acıyla yatağa geri dönüyorsunuz. tavan size doğru yaklaşıyor, gökyüzünü görüyorsunuz. gözünüzden nedensiz bir yaş akıyor. silmek için elini götürdüğünüzde kolunuzda bir ağırlık hissediyorsunuz. elinizdeki kimden yadigar olduğunu bilmediğiniz bir 7,65'liği fark ediyorsunuz. işte o an sizi tekrar en masum, en savunmasız, en katlanılmaz olduğunuz güne götürüyor. namluyu şakağınıza dayayıp tetiği çekiyorsunuz. uyandığınızda kendinizi sandalyede sallanır bir vaziyette sol elinizin parmakları arasında bir sigarayla buluyorsunuz. tezgah hiç olmadığı kadar düzenli. üzerine düşünmeden terasa çıkıyorsunuz. 10 yıl önce çatı tahtasına bağladığınız muntazam ipi görüyorsunuz. şaşkınlığınız karşısında sakin kalıyorsunuz. sandalyeyi mutfaktan getirip terasın kapısını kilitliyorsunuz. telefonunuz cebinizde, birileri arıyor, aldırış etmiyorsunuz, birileri kapı ardından sizi seyrediyor ve adınızı haykırıyor, aldırış etmiyorsunuz, çatı üzerinize çökmek üzere, aldırış etmiyorsunuz. gözler ve sesler arasında zihninizdeki o bir sesi bu kez dinlemeyi başarıp yavaşça sandalyenin üstüne çıkıyorsunuz. son dileğinizi aklınıza yazıyor, hiçbir yerde aradığınızı bulamayacağınızı bilerek kendinizi boşluğa teslim ediyorsunuz. hâlâ soğuk.
10 metrekarelik hapishanenizden çıkıp birtakım hislerden veya yalnızca manevi acılardan kaçmak için yürümeye karar veriyorsunuz. birkaç yüz metre ötedeki bir banka oturuyor, gelip geçen insan yığınlarına bakıyorsunuz, soğuk. sürekli gidip gelen tramvaylar raylarından ayrılıp yığınları ezip geçiyor. tanıdık bir ses duyduğunuzu sanıyorsunuz, oysa yalnızca hayal dünyanızdan gelen gaipten bir ses olduğunu fark ediyorsunuz. kalan altı dalınızdan birini feda edip yakıyor, yalınayaklarıyla ve acı dolu gözleriyle etrafa bakan tartıcı çocuğu görmezden gelmek istiyorsunuz, halbuki dakikalardır gözlerine kilitlenmiş bir vaziyettesiniz. yalınayaklı çocuk, tartısı ve acı dolu gözlerini başka bir tramvay durağına götürüyor, ardından seyrediyorsunuz. tam aksi yöne gitmek için ayağa kalkıyor, bir vakitler sizi en derinden yaralayan bir şarkıyı mırıldanarak sakince yürümeye başlıyorsunuz. sakinlik mutsuzluğunuzu anbean, katbekat arttırıyor, dindirmek için bir sigara yakıyorsunuz. bu kez girmeniz gereken sokağın başındaki konteynırın yanında çöpü karıştıran bir kedi ve yaşlı bir kadın görüyorsunuz, hemen birkaç adım ötedeyse evini market arabasına sığdıran, aylardır orada yokluğunu sürdüren evsiz adamı. bu kez utancınızdan hiçbirinin sisli gözlerine aldırış etmiyorsunuz. bir hışımla hapishanenize kendi rızanızla geri dönüyorsunuz. şimdi ise hem kendinizle hem de adeta sizden kendilerini yıkmanızı talep eden dört duvarla başbaşa kalıyorsunuz. dört duvarın her birinde yaşamınızın ayrı bir anısını görüyorsunuz. o anıları yaşatmak istemiyor, aksine yok etmek istiyorsunuz. herkes zihinde mutlu anılar kalır diyor, bunun kocaman bir yalan olduğunu biliyorsunuz. yılların yükünü paslı ayaklarında saklayan sandalyenize oturuyorsunuz, hapishane dışarıdan daha soğuk, çünkü kendinizle başbaşasınız. yine sigara yakıyorsunuz. bu kez acı ve sisli gözler yok, sadece siz varsınız. zihninde yalandan birkaç mutluluk verici anı kurguluyorsunuz. hayal dünyanızın artık sizi tatmin etmediği gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz. sigaranızı söndürüp hakikatten daha fazla kopmak için zulanızı kontrol ediyorsunuz. birkaç gün öncesinden kalan tütünle karışık maddeyi hazırlıyorsunuz. birkaç nefes sonra artık onun da vâdesinin dolduğunu anlıyorsunuz. usulca olduğunuz yerde saatlerce oturup ümitsizce zamanın geçmesini bekliyorsunuz. birden kalp atışınız hızlanıyor, işte o an geldi diyorsunuz, yanılıyorsunuz. sizi gittikçe dibe çeken binanın temellerine karşı koyup yatağınıza giriyorsunuz. bu kez uyuyacağım umuduyla gözlerinizi hayattan koparıyorsunuz. zihninizde aynı anda binlerce kişi konuşuyor, siz yalnızca birini dinlemek istiyorsunuz, yapamıyorsunuz. zaman düpedüz geriye doğru akıyor. bir önceki günü, bir önceki ayı, bir önceki yılı, doğduğunuz anı düşünüyorsunuz. en masum, en savunmasız, en katlanılmaz olduğunuz an. şimdi zaman olağan akışına geçiyor. hepsinin en'leri geride kaldı, artık masum, savunmasız ve katlanılmaz değilsiniz. gözlerinizi hayata geri çağırıyorsunuz. karşınızda hiç tanımadığınız soluk yüzlü biri beliriyor aniden, kalp atışınız daha da hızlanıyor, sebebinin korku değil heyecan olduğunu biliyorsunuz. belki de yıllardır beklediğiniz o an bu kez gerçekten gelmiştir diyor zihninizdeki binlerce sesten biri. soluk yüzlü yok olunca bir düş olduğunu anlıyorsunuz. uzun zamandır düş görmüyor, nadirattan gördükleriniz de rehberinizdeki ölü numaralar veya ölümü hatırlatan diğer nesneler. uyuyamayacağınızı anlayınca bu defa zulanızda daha işe yarar bir şeyler arıyorsunuz. aradığınız şeyi buluyor ve kolunuzda ufak bir acıyla yatağa geri dönüyorsunuz. tavan size doğru yaklaşıyor, gökyüzünü görüyorsunuz. gözünüzden nedensiz bir yaş akıyor. silmek için elini götürdüğünüzde kolunuzda bir ağırlık hissediyorsunuz. elinizdeki kimden yadigar olduğunu bilmediğiniz bir 7,65'liği fark ediyorsunuz. işte o an sizi tekrar en masum, en savunmasız, en katlanılmaz olduğunuz güne götürüyor. namluyu şakağınıza dayayıp tetiği çekiyorsunuz. uyandığınızda kendinizi sandalyede sallanır bir vaziyette sol elinizin parmakları arasında bir sigarayla buluyorsunuz. tezgah hiç olmadığı kadar düzenli. üzerine düşünmeden terasa çıkıyorsunuz. 10 yıl önce çatı tahtasına bağladığınız muntazam ipi görüyorsunuz. şaşkınlığınız karşısında sakin kalıyorsunuz. sandalyeyi mutfaktan getirip terasın kapısını kilitliyorsunuz. telefonunuz cebinizde, birileri arıyor, aldırış etmiyorsunuz, birileri kapı ardından sizi seyrediyor ve adınızı haykırıyor, aldırış etmiyorsunuz, çatı üzerinize çökmek üzere, aldırış etmiyorsunuz. gözler ve sesler arasında zihninizdeki o bir sesi bu kez dinlemeyi başarıp yavaşça sandalyenin üstüne çıkıyorsunuz. son dileğinizi aklınıza yazıyor, hiçbir yerde aradığınızı bulamayacağınızı bilerek kendinizi boşluğa teslim ediyorsunuz. hâlâ soğuk.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının fav ve artı atmaması
böyle şeyleri takıyorsanız hayatta başarılar diliyorum.
devamını gör...
