ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
hoşt kelimesinin köpek kovucu etkisi olabileceği.
hayır nasıl buldun? köpekler üzerinde tüm kelimeleri deneyip "aa, en verimlisi bu" diye karar mı verdin?
hoşt ne?
anlamı ne?
bulduğun şey genelde işe de yaramıyor haberin olsun. yeni bişi bul ama bu sefer daha çok çalış, daha çok dene.
hayır nasıl buldun? köpekler üzerinde tüm kelimeleri deneyip "aa, en verimlisi bu" diye karar mı verdin?
hoşt ne?
anlamı ne?
bulduğun şey genelde işe de yaramıyor haberin olsun. yeni bişi bul ama bu sefer daha çok çalış, daha çok dene.
devamını gör...
dünyevi zevkler bahçesi
dünyevi zevkler bahçesi - the garden of earthly delights hollandalı ressam hieronymus bosch'un yaptığı bir tablodur. bir triptik olan eser madrid'deki prado müzesi'nde bulunmaktadır. bir orta panel ve üzerine kapanan iki yan panelden oluşan tablo kapalı haldeyken dünya kristal bir küre olarak gözükür. yan paneller açıldığında ise karşımıza; cennet, yaşadığımız dünya ve cehennemin fantastik bir tasviri ortaya çıkar.


soldaki cennet panelinde adem'in havva ile tanıştırılması ön plana çıkar. orta panelde tablonun özü olan 'dünyevi zevkler bahçesi' vardır. sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışını görürüz. hatta bir günahkarın, üzerine notalar yazılmış poposu da bulunmaktadır. bu olağanüstü etkileyici tablonun her detayı ayrı ilgi çekici ve ayrı anlamlıdır. dünyanın en iyi eserlerinden biri olarak kabul edilir. tablonun 10.000 parçalık puzzle yapması da eğlencelidir.


soldaki cennet panelinde adem'in havva ile tanıştırılması ön plana çıkar. orta panelde tablonun özü olan 'dünyevi zevkler bahçesi' vardır. sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışını görürüz. hatta bir günahkarın, üzerine notalar yazılmış poposu da bulunmaktadır. bu olağanüstü etkileyici tablonun her detayı ayrı ilgi çekici ve ayrı anlamlıdır. dünyanın en iyi eserlerinden biri olarak kabul edilir. tablonun 10.000 parçalık puzzle yapması da eğlencelidir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
devamını gör...
inter juventus maçı
andresa pirlo'dan juventus'a hoca olmaycak belli oldu. umarım agnelli'de bunu anlamıştır.
devamını gör...
sevgilin ya da eşin tarafından aldatılsan affeder misin sorunsalı
"attığın kazık bana yeterli gelmedi, gel bir daha at." demenin eyleme dökülmüş versiyonudur.
(bkz: mazoşizm)
(bkz: mazoşizm)
devamını gör...
çekik gözlü erkekler
durduramıyoruz efendim başlık üstüne başlık açıyor! efendim? evet evet benjamin'e haber saldık sözlükte asyalı, tatar falan var mı diye arama yapıyor, çözeceğiz inşallah.
tanım: asyalı, tatar, kazakistan menşei bir birey olabilitesi yüksek kişi.
tanım: asyalı, tatar, kazakistan menşei bir birey olabilitesi yüksek kişi.
devamını gör...
fransa'da sınıf mücadeleleri 1848-1850
karl marx'ın fransa'daki sınıf mücadelesini ele eldığı fransız üçlemesinin ilk kitabı. dilimize fransa'da sınıf mücadeleleri ve/veya fransa'da sınıf savaşımları olarak çevrilmiş olan bu eser oldukça kısa ve marx'ın çıkardığı günlük bir gazete olan neue rheinische zeitung'un bir parçası olan politisch-ökonomische revu dergisinde yayımladığı 3 makaleden oluşuyor. esasında şubat devrimi hakkında 4 makale yazmayı planlıyor marx fakat dördüncü makale hiç yazılmıyor. eser ile ilgili ilgi çekici bir diğer nokta girişinin friedrich engels tarafından yazılmış olması çünkü daha sonra bu giriş engels'in oldukça canını sıkacak bir duruma dönüşüyor. engels'in yazdığı giriş kısmı almanya sosyal demokrat partisi tarafından açıkça fazla devrimci olduğu gerekçesi ile tartışmalara neden oluyor ve engels kendi kendisini sansürlemesi konusunda uyarı alıyor böylece mecburen bir çok önemli noktanın üzerini çizmek zorunda kalıyor. daha sonra bu metinde kullandığı ifadeler engels'in fikirlerini çarpıtmakta kullanılıyor. bu eseri sadece düz bir biçimde tarihi bir olayı okumak olarak değerlendirmemek gerekir çünkü mevcut olaylar üzerinden oldukça etkileyici bir çok çıkarım yapmış marx hatta sanıyorum eserin yazılış amacını giriş kısmında engels'in açıkladığı kadar net bir şekilde açıklamam da mümkün değil. şöyle diyor engels:
elinizde yeni baskısı bulunan bu çalışma, marx'ın, güncel tarihin bir kesitini, kendi materyalist anlayışıyla, verili iktisadi durumdan hareketle açıklamaya yönelik ilk girişimiydi. komünist manifesto'da tüm yakın tarihe geniş hatlarıyla uygulanan teori, marx'ın ve benim neue rheinische zeitung'daki makalelerimizde, o dönemdeki siyasal olayları yorumlamak için hep kullanılmıştı. buna karşılık, buradaki çalışmanın amacı, yıllar süren ve tüm avrupa için hem kritik önem taşıyan hem de tipik olan bir gelişmenin akışı içinde, bu gelişmenin nedensel iç bağlantılarını göstermek, yani, yazara göre, siyasal olayları, son çözümlemede iktisadi olan nedenlerin sonuçları olarak açıklamaktı.
die revolutionen sind die lokomotiven der geschichte. s.107 devrimler, tarihin lokomotifleridir
nur zu lyon kam es zu einem hartnäckigen, blutigen konflikt. hier, wo sich die industrielle bourgeoisie und das industrielle proletariat unvermittelt gegenüberstehen, wo die arbeiterbewegung nicht wie in paris von der allgemeinen bewegung eingefaßt und bestimmt ist, verlor der 13. juni im rückschlage den ursprünglichen charakter. wo er sonst in die provinzen einschlug, zündete er nicht - ein kalter blitz s.133
yalnızca lyon'da kararlı, kanlı bir çatışma yaşandı. 13 haziran, sanayi burjuvazisi ile sanayi proletaryasının dolaysız bir şekilde karşı karşıya geldiği, işçi hareketinin paris'te olduğu gibi genel hareket tarafından çevrelenip belirlenınediği bu kentteki yansımasında, başlangıçtaki karakterini yitirdi. görüldüğü diğer illerin hiçbirinde alevlenmedi; soğuk bir şimşek olarak kaldı.
der französische bauer, wenn er sich den teufel an die wand malt, malt ihn unter der gestalt des steuerexekutors. von dem augenblick an, wo montalembert die steuer zum gott erhob, wurde der bauer gottlos, atheist, und warf sich dem teufel in die arme, dem sozialismus. die religion der ordnung hatte ihn verscherzt, die jesuiten hatten ihn verscherzt, bonaparte hatte ihn verscherzt. der 20. dezember 1849 hatte den 20. dezember 1848 unwiderruflich kompromittiert. der "neffe seines onkels" war nicht der erste seiner familie, den die weinsteuer schlug, diese steuer, die nach dem ausdruck montalemberts das revolutionsunwetter wittert. der wirkliche, der große napoleon erklärte auf st. helena, daß die wiedereinführung der weinsteuer mehr zu seinem sturze beigetragen als alles andere, indem sie ihm die bauern südfrankreichs entfremdet habe. schon unter louis xıv. die favoritin des volkshasses (siehe die schriften von boisguillebert und vauban), von der ersten revolution abgeschafft, hatte napoleon sie 1808 unter modifizierter form wieder eingeführt. als die restauration in frankreich einzog, trabten vor ihr her nicht allein die kosaken, sondern auch die verheißungen von der abschaffung der weinsteuer. die gentilhommene <der adel> brauchte natürlich der gent taillable à merci et misericorde <dem auf gnade und ungnade steuerpflichtigen volk> nicht wort zu halten. 1830 versprach die abschaffung der weinsteuer. es war nicht seine art, zu tun, was es sagte, und zu sagen, was es tat. 1848 versprach die abschaffung der weinsteuer, wie es alles versprach. die konstituante endlich, die nichts versprach, machte, wie erwähnt, eine testamentarische verfügung, wonach die weinsteuer am 1. januar 1850 verschwinden sollte. und gerade 10 tage vor dem 1. januar 1850 führte die legislative sie wieder ein, so daß das französische volk ihr <82> beständig nachjagte, und wenn es sie zur türe hinausgeworfen hatte, sie durch das fenster wieder hereinkommen sah. s.154
fransız köylüsü şeytanı düşündüğünde, gözünde vergi tahsildan canlanır. montalembert'in vergiyi tanrı düzeyine yükselttiği andan itibaren, köylü tanrı inancını yitirdi, ateistoldu ve kendisini şeytanın, yani sosyalizmin koliarına attı. düzenin dini onu kaybetmişti, cizvitler onu kaybetmişti, bonaparte onu kaybetmişti. 20 aralık 1 849, 20 aralık 1848'i geri dönüşsüz şekilde lekelemişti. montalembert'in ifadesiyle devrim fırtınasının habercisi olan şarap vergisinin darbe vurduğu "amcasının yeğeni", ailesinde bu darbeyi alan ilk kişi değildi. gerçek ve büyük napoleon, st. helena'da, şarap vergisinin yeniden yürürlüğe sokulmasının, güney fransa köylülerini kendisinden soğutarak, düşüşüne başka her şeyden daha fazla katkıda bulunduğunu açıklamıştı. napoleon, daha xıv.louis döneminde halkın en fazla nefret ettiği şey olan (boisguillebert ile vauban'un yazılarına bakınız) ve birinci devrim tarafından kaldırılan şarap vergisini 1 808'de değiştiritmiş biçimiyle yeniden yürürlüğe sokmuştu. restorasyon fransa'ya
girerken, önünde yalnızca kazaklar değil, şarap vergisinin kaldırılacağı vaatleri de koşturuyordu. ama kuşkusuz, gentilhommerie {soylular}, gent taillable a merci et misericorde'a {kayıtsız şartsız vergi yükümlüsü olan halka} verdikleri sözleri tutmasa da olurdu. 1830, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü verdi. söylediğini yapmak ve yaptığını söylemekonun tarzı değildi. 1 848, her şey için söz verdiği gibi, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü de verdi. son olarak, hiçbir söz vermeyen kurucu meclis, değinilmiş olduğu üzere, şarap vergisinin ı ocak ısso'de kaldırılmasını öngören, vasiyet niteliğindeki bir karar aldı. ve ı ocak ısso'den tam ıo gün önce, yasama meclisi onu yeniden yürürlüğe soktu; fransız halkı sürekli şarap vergisini kovalıyor ve onu kapıdan dışarı attığında, bacadan yine içeri girdiğini görüyordu.
elinizde yeni baskısı bulunan bu çalışma, marx'ın, güncel tarihin bir kesitini, kendi materyalist anlayışıyla, verili iktisadi durumdan hareketle açıklamaya yönelik ilk girişimiydi. komünist manifesto'da tüm yakın tarihe geniş hatlarıyla uygulanan teori, marx'ın ve benim neue rheinische zeitung'daki makalelerimizde, o dönemdeki siyasal olayları yorumlamak için hep kullanılmıştı. buna karşılık, buradaki çalışmanın amacı, yıllar süren ve tüm avrupa için hem kritik önem taşıyan hem de tipik olan bir gelişmenin akışı içinde, bu gelişmenin nedensel iç bağlantılarını göstermek, yani, yazara göre, siyasal olayları, son çözümlemede iktisadi olan nedenlerin sonuçları olarak açıklamaktı.
die revolutionen sind die lokomotiven der geschichte. s.107 devrimler, tarihin lokomotifleridir
nur zu lyon kam es zu einem hartnäckigen, blutigen konflikt. hier, wo sich die industrielle bourgeoisie und das industrielle proletariat unvermittelt gegenüberstehen, wo die arbeiterbewegung nicht wie in paris von der allgemeinen bewegung eingefaßt und bestimmt ist, verlor der 13. juni im rückschlage den ursprünglichen charakter. wo er sonst in die provinzen einschlug, zündete er nicht - ein kalter blitz s.133
yalnızca lyon'da kararlı, kanlı bir çatışma yaşandı. 13 haziran, sanayi burjuvazisi ile sanayi proletaryasının dolaysız bir şekilde karşı karşıya geldiği, işçi hareketinin paris'te olduğu gibi genel hareket tarafından çevrelenip belirlenınediği bu kentteki yansımasında, başlangıçtaki karakterini yitirdi. görüldüğü diğer illerin hiçbirinde alevlenmedi; soğuk bir şimşek olarak kaldı.
der französische bauer, wenn er sich den teufel an die wand malt, malt ihn unter der gestalt des steuerexekutors. von dem augenblick an, wo montalembert die steuer zum gott erhob, wurde der bauer gottlos, atheist, und warf sich dem teufel in die arme, dem sozialismus. die religion der ordnung hatte ihn verscherzt, die jesuiten hatten ihn verscherzt, bonaparte hatte ihn verscherzt. der 20. dezember 1849 hatte den 20. dezember 1848 unwiderruflich kompromittiert. der "neffe seines onkels" war nicht der erste seiner familie, den die weinsteuer schlug, diese steuer, die nach dem ausdruck montalemberts das revolutionsunwetter wittert. der wirkliche, der große napoleon erklärte auf st. helena, daß die wiedereinführung der weinsteuer mehr zu seinem sturze beigetragen als alles andere, indem sie ihm die bauern südfrankreichs entfremdet habe. schon unter louis xıv. die favoritin des volkshasses (siehe die schriften von boisguillebert und vauban), von der ersten revolution abgeschafft, hatte napoleon sie 1808 unter modifizierter form wieder eingeführt. als die restauration in frankreich einzog, trabten vor ihr her nicht allein die kosaken, sondern auch die verheißungen von der abschaffung der weinsteuer. die gentilhommene <der adel> brauchte natürlich der gent taillable à merci et misericorde <dem auf gnade und ungnade steuerpflichtigen volk> nicht wort zu halten. 1830 versprach die abschaffung der weinsteuer. es war nicht seine art, zu tun, was es sagte, und zu sagen, was es tat. 1848 versprach die abschaffung der weinsteuer, wie es alles versprach. die konstituante endlich, die nichts versprach, machte, wie erwähnt, eine testamentarische verfügung, wonach die weinsteuer am 1. januar 1850 verschwinden sollte. und gerade 10 tage vor dem 1. januar 1850 führte die legislative sie wieder ein, so daß das französische volk ihr <82> beständig nachjagte, und wenn es sie zur türe hinausgeworfen hatte, sie durch das fenster wieder hereinkommen sah. s.154
fransız köylüsü şeytanı düşündüğünde, gözünde vergi tahsildan canlanır. montalembert'in vergiyi tanrı düzeyine yükselttiği andan itibaren, köylü tanrı inancını yitirdi, ateistoldu ve kendisini şeytanın, yani sosyalizmin koliarına attı. düzenin dini onu kaybetmişti, cizvitler onu kaybetmişti, bonaparte onu kaybetmişti. 20 aralık 1 849, 20 aralık 1848'i geri dönüşsüz şekilde lekelemişti. montalembert'in ifadesiyle devrim fırtınasının habercisi olan şarap vergisinin darbe vurduğu "amcasının yeğeni", ailesinde bu darbeyi alan ilk kişi değildi. gerçek ve büyük napoleon, st. helena'da, şarap vergisinin yeniden yürürlüğe sokulmasının, güney fransa köylülerini kendisinden soğutarak, düşüşüne başka her şeyden daha fazla katkıda bulunduğunu açıklamıştı. napoleon, daha xıv.louis döneminde halkın en fazla nefret ettiği şey olan (boisguillebert ile vauban'un yazılarına bakınız) ve birinci devrim tarafından kaldırılan şarap vergisini 1 808'de değiştiritmiş biçimiyle yeniden yürürlüğe sokmuştu. restorasyon fransa'ya
girerken, önünde yalnızca kazaklar değil, şarap vergisinin kaldırılacağı vaatleri de koşturuyordu. ama kuşkusuz, gentilhommerie {soylular}, gent taillable a merci et misericorde'a {kayıtsız şartsız vergi yükümlüsü olan halka} verdikleri sözleri tutmasa da olurdu. 1830, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü verdi. söylediğini yapmak ve yaptığını söylemekonun tarzı değildi. 1 848, her şey için söz verdiği gibi, şarap vergisinin kaldırılacağı sözünü de verdi. son olarak, hiçbir söz vermeyen kurucu meclis, değinilmiş olduğu üzere, şarap vergisinin ı ocak ısso'de kaldırılmasını öngören, vasiyet niteliğindeki bir karar aldı. ve ı ocak ısso'den tam ıo gün önce, yasama meclisi onu yeniden yürürlüğe soktu; fransız halkı sürekli şarap vergisini kovalıyor ve onu kapıdan dışarı attığında, bacadan yine içeri girdiğini görüyordu.
devamını gör...
çoğu erkeğin aldatıldığının farkında olmaması
geçmişinde aldatan erkeğin ulaşacağı yegane sondur. iyi birinden sonra devran mutlaka tersine döner ve aldatan aldanır. sorun basit. sonuç da basit. hayat kimseyi aptal yerine koymaya tahammül etmediği gibi, kimseyi üst perdeden de izlemeyecek karmaların toplamıdır. yani mutlaka geçmişte aldatma yahut birinin kıymetini bilmeme gibi bir durum söz konusudur. ha yok da tam aksi, hep sadık bir insansa bu aldatılan; o halde gelecek iyi insan için, öncesinde bu kötülüğü yaşaması ve iyiye kapılarını açması içindir bu döngü.
devamını gör...
görmeyen göz katlanır
eninde sonunda gözünden de olabilecek olan kişidir.
önce yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü ben yahudi değildim sonra komünistler icin geldiler, sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim. sonra sendikacılar için geldiler, sendıkacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım
sonra benim için geldiler ses çıkaracak kimse kalmamıştı...
önce yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü ben yahudi değildim sonra komünistler icin geldiler, sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim. sonra sendikacılar için geldiler, sendıkacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım
sonra benim için geldiler ses çıkaracak kimse kalmamıştı...
devamını gör...
hindistan denince akla gelen
kast sistemi, bollywood, budizm.
devamını gör...
yazarların aldıkları en iyi nasihat
kendini düşün, kendine önem ver, kendini beğen, kendini sev.. canim anacim her gun duzenli olarak bunlari soyler sagolsun..
devamını gör...
her şeye bilmiyorum diyen insan
kafa rahatlığıyla bir ömrü huzurla yaşayacak olan insandır. özendiğim insan tipidir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının gittikleri ilk yabancı ülke
henüz bir yabancı ülkeye gitmediğim için bir şey yazamayacağım başlıktır.
devamını gör...
mutluluktan ağlatan olaylar
olduğunda güncellemek dileğiyle..
devamını gör...
1 mayıs işçi ve emekçi bayramı
'işçilerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri yok, ama kazanacakları bir dünya var'
karl marx
emek ve dayanışma günümüz kutlu olsun!
senin, benim, onun, hepimizin bayramı kutlu olsun, emeğimiz karşılık bulsun!ekmeğin pahalı, emeğin ucuz olduğu günlere son verme umudu yetiştirin, devrim olmasa da devrim şarkıları dinlensin...
karl marx
emek ve dayanışma günümüz kutlu olsun!
senin, benim, onun, hepimizin bayramı kutlu olsun, emeğimiz karşılık bulsun!ekmeğin pahalı, emeğin ucuz olduğu günlere son verme umudu yetiştirin, devrim olmasa da devrim şarkıları dinlensin...
devamını gör...
birmorvampirr
"içimiz damar damar parçalansa da, dışımız lal gibi sessiz."
-ismet özel
t: şiir seven yazarlarımızdan biri.
edit: başlık bana kaldı bea.
-ismet özel
t: şiir seven yazarlarımızdan biri.
edit: başlık bana kaldı bea.
devamını gör...
fare
kendini gizlemekte usta fakat işini sessiz görmekte beceriksiz olan canlı. kahrolasıca. ölmeden hemen önce de son kez şansını denemek için ölü taklidi yapmayı falan bile akıl ediyor. lanet olasıca.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
kendini seven, kendini beğenen yazardır.
anonim olmasa da olandır.
tanımı ile her yerde karşı karşıya durabilecek yazardır.
he işte o benim diyen yazardır.
bu günde kendim olacam elhamdülillah diyen yazardır.
şimdilik bu kadar. *
anonim olmasa da olandır.
tanımı ile her yerde karşı karşıya durabilecek yazardır.
he işte o benim diyen yazardır.
bu günde kendim olacam elhamdülillah diyen yazardır.
şimdilik bu kadar. *
devamını gör...
nebula ödülü
amerika bilim kurgu ve fantezi yazarları derneği sfwa tarafında son iki yılda yazılan en iyi eserlere verilen ödüldür. hugo ödülü ile birlikte şu anda bilimkurgu ve fantezi alanında en prestijli ödüldür. zamanında dernek yönetiminde ray bradbury ve isaac asimov da yer almıştır. bir eser bu ödülü kazanmışsa çok irdelemeden alınıp okunmalıdır.
devamını gör...

