kafanın güzel olması
bu durumda insan ya kahkahalarla güler ya da hüngür hüngür ağlar. sızıp kalana, tamamen sessizleşene de rastlanır arasıra, onlara dokunmayınız yazıktır. ayrıca yılmaz abinin organize işlerde belirttiği gibi üşümezler. kafa güzelleştikçe derinin kalınlaştığını da açıklamıştır isviçreli bilim adamları. *
devamını gör...
olmayacak şeylerin hayalini kurmak
nesinin yanlış olduğunu anlamadığım hede. hayal kurmanın olayı budur zaten, gerçekçi veya olası olması gerekmez, bu yüzden amaç
bellemek değil de hayal kurmak denir mesela.
bellemek değil de hayal kurmak denir mesela.
devamını gör...
aile hayatı sorunsuz olan insan
muhtemelen başkalarının hayatına zarar vermeyecek olan insandır aynı zamanda.
ne istediğini bilerek yaşar, etrafında ki insanları saçma sapan şeylere zorlamaz.
başka insaları kendine örnek alır, ama bazı tipler gibi kıskanıp saldırmaz.
kısaca kendine özgü ve iyi bir insan olur genelde bu insanlar.
ne istediğini bilerek yaşar, etrafında ki insanları saçma sapan şeylere zorlamaz.
başka insaları kendine örnek alır, ama bazı tipler gibi kıskanıp saldırmaz.
kısaca kendine özgü ve iyi bir insan olur genelde bu insanlar.
devamını gör...
ölü gibi uyumak
asla yapamadığımdır. böylelerine artık resmen imreniyorum. bende istiyorum banene bendee..
devamını gör...
whatsapp vs telegram
finlandiya ve estonya'da geçen deadwind isimli polisiye dizinin bir bölümünde kadın dedektif ile istihbarat merkezi arasında şu konuşma geçiyor?
tulsio'nun konuşmalarını dinliyor muyuz?
tabii
whatsapp ve telegram mesajlarını görebilir miyiz?
telegramı göremeyiz.
yıllar boyu kontrolsüz dinlemeler, telefondaki makaralardan bile insanların yargılandığı korku ikliminde artık en güvenilir iletişim kanalları whatsapp ve whatsapp grupları olmuştur. hatta bu konu hakkında whatsapp ile ilgili şüpheler ayyuka çıktı ama whatsapp, buna karşılık şifreleme sisteminin etkisini anlatarak insanların yüreğine su serpmeye çalıştı. ama buna rağmen dünya çapında seyredilen dizide böyle bir cümle dikkati çekiyor. bunun iki açıklaması var.
ya doğruluğu olan bir konu
ya da diziye yerleştirilmiş gizli bir telegram reklamı.
tulsio'nun konuşmalarını dinliyor muyuz?
tabii
whatsapp ve telegram mesajlarını görebilir miyiz?
telegramı göremeyiz.
yıllar boyu kontrolsüz dinlemeler, telefondaki makaralardan bile insanların yargılandığı korku ikliminde artık en güvenilir iletişim kanalları whatsapp ve whatsapp grupları olmuştur. hatta bu konu hakkında whatsapp ile ilgili şüpheler ayyuka çıktı ama whatsapp, buna karşılık şifreleme sisteminin etkisini anlatarak insanların yüreğine su serpmeye çalıştı. ama buna rağmen dünya çapında seyredilen dizide böyle bir cümle dikkati çekiyor. bunun iki açıklaması var.
ya doğruluğu olan bir konu
ya da diziye yerleştirilmiş gizli bir telegram reklamı.
devamını gör...
katı olmayan şeyler
bir nilüfer altunkaya kitabıdır.
on üç öyküden oluşan bir öykü kitabıdır birazdan hakkında bir tanım yazmaya başlayacağım bu kitap. eğer genel kabul görmüş şeyleri benimseme eğilimindeyseniz ve on üç sizin de uğursuz saydığınız bir sayı ise bu kitabı okumayın. aksi takdirde bu kitabı okumamak için hiçbir geçerli nedeniniz olamaz, en azından ben böyle bir neden bulamadım.
birazdan kitap ile ilgili tanıma başlayacağım ama önce aile kavramı üzerine birkaç şey yazsam iyi olacak bence. aile zorunlu mahkumiyetin başladığı yerdir ve seçim şansı bırakmaz insana, ne şartlı tahliye imkanı bulabilir insan ne de her ne suç işlediyse beraat edebilir. ailenin üzerinizdeki etkisi ömür boyu geçmez. bazen bir şey düşünürken bıyıklarınıza babanız gibi dokunduğunuzu fark edersiniz, bir şey anlatırken oturuşunuzu anneniz gibi değiştirdiğiniz düşer aklınıza. aile genetik kodlarınızı bozmaya yeminli bir virüs türü olabilir.
belki kitapta bunlardan bahsediyor olabilir yazar. çok emin değilim. ajda pekkan’ı da oldum olası beğenmem zaten. çok yapay bir aristokrasi akar üzerinden. hem bu kitap için yazmaya başlayamadığım o tanımdan da vazgeçtim. ne de olsa katı olan her şey buharlaşıyor.
on üç öyküden oluşan bir öykü kitabıdır birazdan hakkında bir tanım yazmaya başlayacağım bu kitap. eğer genel kabul görmüş şeyleri benimseme eğilimindeyseniz ve on üç sizin de uğursuz saydığınız bir sayı ise bu kitabı okumayın. aksi takdirde bu kitabı okumamak için hiçbir geçerli nedeniniz olamaz, en azından ben böyle bir neden bulamadım.
birazdan kitap ile ilgili tanıma başlayacağım ama önce aile kavramı üzerine birkaç şey yazsam iyi olacak bence. aile zorunlu mahkumiyetin başladığı yerdir ve seçim şansı bırakmaz insana, ne şartlı tahliye imkanı bulabilir insan ne de her ne suç işlediyse beraat edebilir. ailenin üzerinizdeki etkisi ömür boyu geçmez. bazen bir şey düşünürken bıyıklarınıza babanız gibi dokunduğunuzu fark edersiniz, bir şey anlatırken oturuşunuzu anneniz gibi değiştirdiğiniz düşer aklınıza. aile genetik kodlarınızı bozmaya yeminli bir virüs türü olabilir.
belki kitapta bunlardan bahsediyor olabilir yazar. çok emin değilim. ajda pekkan’ı da oldum olası beğenmem zaten. çok yapay bir aristokrasi akar üzerinden. hem bu kitap için yazmaya başlayamadığım o tanımdan da vazgeçtim. ne de olsa katı olan her şey buharlaşıyor.
devamını gör...
sabahın altısında kalk le koşalım diyen sevgili
bana ondan bi tane lütfen.
t: sporu yaşam felsefesi haline getirmiş, sağlıklı yaşam bilincine sahip akıllı, uslu ve fit sevgilidir.
gece içmeye gidelim diyen sevgiliden kat be kat daha iyidir.
t: sporu yaşam felsefesi haline getirmiş, sağlıklı yaşam bilincine sahip akıllı, uslu ve fit sevgilidir.
gece içmeye gidelim diyen sevgiliden kat be kat daha iyidir.
devamını gör...
aziz nesin
türk halkının %60’ı aptaldır sözünün sahibi, halkı çok iyi analiz edebilen cesur kişilik.
devamını gör...
andy warhol
pop art akımının önemli temsilcilerinden abd'li ressam, film yapımcısı, yayıncı. 1987 yılında 59 yaşında ölmüştü. bugünkü sosyal medya popülerliğini görmese de bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak diyerek büyük bir öngörüde bulunmuştu.
devamını gör...
klasik anne sözleri
"anne olunca anlarsın."
devamını gör...
aziz nesin
atık kağıtları biriktirir sonra onları delgeçle delip saklarmış. ne yapacaksın bunları, diye sorulduğunda :
- vakıftaki çocuklar mezun olduğunda ya da evlendiğinde üstlerine konfeti diye atacağım,dermiş.
vakıf hakkında evernevergreen çok güzel bir yazı yazmış zaten
(bkz: #162463)
****
kitaplarını öyle severdim ki küçük bir çocukken, evdekiler gece ışığı yakmamı istemiyorlar diye fenerle yorganın altında okurdum.bazen sesli sesli gülmemek için çok zorlardım kendimi.
hepsi kara mizah tarzında yazılmış yüzlerce öykü, biz insanların ne kadar yapmacık ve iki yüzlü olduğuna değinir ;durumu idare etmek için kırk takla atanları, din sömürücülerini, siyasi çıkarlar adına yapılanları, geri kalmışlığımızın ardındaki sebepleri kahramanları aracılığıyla anlatır.
beklenmedik durumları karşınıza çıkarır: bir kadın eşinin hıçkırmasına aşık olmuştur, artık bunu yapmayınca boşanmak için mahkemeye başvurur.
bir başka öyküsünde amerikalı bir turist kulağında radyosu aya yolculuk yapan yakınının durumunu takip ederken istanbul’da bir semtten ötekine gitmeye çalışır ama başlarına gelmedik kalmaz. turist kadını gezdirenler olmadık yaratıcı kılıflar bularak bu aksilikleri açıklamaya çalıştıkça daha da komik duruma düşerler.
bir diğerinde, kendisine yaklaşan kurdun kokusunu aldığı halde kendini kandırmaya çalışan eşeğin, kurt ta burnunun ucuna kadar gelse de en sonunda, ona yem oluşuyla biten duyarsızlığını anlatır.( burada biraz da tehlikeyi gördüğümüz halde onlara duyarsız kalan , tam ensesine geldiğinde durumun ciddiyetini anlayan halimize dem vurur.
paranın, ekonomik ve sosyal statünün, sınıf atmanın insan hayatına getirmiş olduklarını, doymak bilmez hırsların kişileri içine soktukları durumları mizahi bir dille anlatır.
kısacası insanca kusurlarımızı abartı ve süslemelerle karşımıza koyarak yapabilene bir özeleştiri, görebilene geniş ve eleştirel bir bakış açısı sağlar.
- vakıftaki çocuklar mezun olduğunda ya da evlendiğinde üstlerine konfeti diye atacağım,dermiş.
vakıf hakkında evernevergreen çok güzel bir yazı yazmış zaten
(bkz: #162463)
****
kitaplarını öyle severdim ki küçük bir çocukken, evdekiler gece ışığı yakmamı istemiyorlar diye fenerle yorganın altında okurdum.bazen sesli sesli gülmemek için çok zorlardım kendimi.
hepsi kara mizah tarzında yazılmış yüzlerce öykü, biz insanların ne kadar yapmacık ve iki yüzlü olduğuna değinir ;durumu idare etmek için kırk takla atanları, din sömürücülerini, siyasi çıkarlar adına yapılanları, geri kalmışlığımızın ardındaki sebepleri kahramanları aracılığıyla anlatır.
beklenmedik durumları karşınıza çıkarır: bir kadın eşinin hıçkırmasına aşık olmuştur, artık bunu yapmayınca boşanmak için mahkemeye başvurur.
bir başka öyküsünde amerikalı bir turist kulağında radyosu aya yolculuk yapan yakınının durumunu takip ederken istanbul’da bir semtten ötekine gitmeye çalışır ama başlarına gelmedik kalmaz. turist kadını gezdirenler olmadık yaratıcı kılıflar bularak bu aksilikleri açıklamaya çalıştıkça daha da komik duruma düşerler.
bir diğerinde, kendisine yaklaşan kurdun kokusunu aldığı halde kendini kandırmaya çalışan eşeğin, kurt ta burnunun ucuna kadar gelse de en sonunda, ona yem oluşuyla biten duyarsızlığını anlatır.( burada biraz da tehlikeyi gördüğümüz halde onlara duyarsız kalan , tam ensesine geldiğinde durumun ciddiyetini anlayan halimize dem vurur.
paranın, ekonomik ve sosyal statünün, sınıf atmanın insan hayatına getirmiş olduklarını, doymak bilmez hırsların kişileri içine soktukları durumları mizahi bir dille anlatır.
kısacası insanca kusurlarımızı abartı ve süslemelerle karşımıza koyarak yapabilene bir özeleştiri, görebilene geniş ve eleştirel bir bakış açısı sağlar.
devamını gör...
en az 5 kızı sözlükten kaçırmayan erkeğim demesin
şahsi fikrimdir.
bazı bayların, 2-3 nickaltı iltifatından sonra bile havalara girdiğini üzülerek takip ediyorum kurmaylarımla. bir tavırlar, ben çok çapkınım kimseye yüz vermem pozları. bakıyorum olayı ne diye, hepi topu kızın biri gelip "çok şeker yazar" yazmış.
erkeklik bu değil. malumumuz kızlar daha hassas canlılar. ağır aşklardan sonra hemen sözlükten kaçıp yeni nickle geri geliyorlar. saç rengini değiştirme gibi düşünelim bunu. onları da eleştirmem, eleştirenin karşısında dururum hatta.
bununla da kalmaz nüfus kütüğünü il-ilçe ifşa ederim.
bazı bayların, 2-3 nickaltı iltifatından sonra bile havalara girdiğini üzülerek takip ediyorum kurmaylarımla. bir tavırlar, ben çok çapkınım kimseye yüz vermem pozları. bakıyorum olayı ne diye, hepi topu kızın biri gelip "çok şeker yazar" yazmış.
erkeklik bu değil. malumumuz kızlar daha hassas canlılar. ağır aşklardan sonra hemen sözlükten kaçıp yeni nickle geri geliyorlar. saç rengini değiştirme gibi düşünelim bunu. onları da eleştirmem, eleştirenin karşısında dururum hatta.
bununla da kalmaz nüfus kütüğünü il-ilçe ifşa ederim.
devamını gör...
büyük normal sözlük buluşması
kafa kafelerde kafa dergisi elde, kafada kasketle karşılayalım kafacı kardeşleri, kafa kafaya kafeinli kahveleri karşılıklı kapıştıralım.
devamını gör...
pasaportu 4 yaşındaki oğlu tarafından karalanan baba
benlik algısı oluşmuş. 5 parçalı insan resmi yapabildiğine göre zekası gelişim yaşı ile uyumlu olabilir. babaya sakal ve bıyık çizmiş. gözlem ve mizahi yeteneği var. küçük ayrintilarda bol miktarda çiçek ayı gibi figürler bulunuyor bu da yaptığı işe zaman ayirdigini söylüyor . karalamalarına bakarsak yaşı ile uyumlu motor gelişim var diyebiriz. perspektif ve kompozisyon oluşturma henüz yok. hikayelestirme gozlenmedi.*
tanım: karadır şu bahtım kara türküsünü seslendiren kişidir.
tanım: karadır şu bahtım kara türküsünü seslendiren kişidir.
devamını gör...
elli liranın yeni yirmi tl olması
yirmi lira olsa yine iyi, beş lira şu an da.
devamını gör...
şebnem ferah
kleopatra hayatta olsa önünde diz çöker tövbe ederdi. türk rock müziğinin yüz akı ve tartışmasız kraliçesidir.
devamını gör...
sevgilisi olmayan bireylerin yaptıkları
çalışır, kitap okur.
çalışır, şarkı dinler.
çalışır, kendi haline düşünür kedisini sever( varsa).
çalışır, video falan izler.
çalışır, çalışır, çalışır...
he melankoli zamanındaysa, şarkılar dinler olmayan aşkın ızdırabını çeker.
çalışır, şarkı dinler.
çalışır, kendi haline düşünür kedisini sever( varsa).
çalışır, video falan izler.
çalışır, çalışır, çalışır...
he melankoli zamanındaysa, şarkılar dinler olmayan aşkın ızdırabını çeker.
devamını gör...
şom ağızlı
bir çok ailelerde bunlardan çoktur.
devamını gör...
uzak mesafe ilişkisi
yakın olanından ne fayda gördük de bundan görelim diye düşündüren ilişki.
edit: hayat böyle işte arkadaşlar. size lafınızı yedirmeyi seviyor. çok mutlu olduğum bir ilişkim var şu an. çeşitli sebeplerden ötürü uzak mesafe ilişkisi sayılır ama mutluyum. garip.
edit2: agagagaga, e şimdi de ayrıyım. onu ne yapıcaz. püüü.
edit: hayat böyle işte arkadaşlar. size lafınızı yedirmeyi seviyor. çok mutlu olduğum bir ilişkim var şu an. çeşitli sebeplerden ötürü uzak mesafe ilişkisi sayılır ama mutluyum. garip.
edit2: agagagaga, e şimdi de ayrıyım. onu ne yapıcaz. püüü.
devamını gör...
