normal sözlük’te pozitif yazar azlığı
güne püre gibi başlatırlar adamı, bu kadar depresif bünyeyi bir arada bulmak imkansız. tek tek engelliyorum artık, yetherr.
nasıl bünyeler lan bunlar?
-varoluşun anlamsızlığı
-aşk mazide kalan..
-pandemi yalnızlığı..
-annem kahvaltı hazırlamamış
ne biçim insanlarsınız siz hocut? anlatın çılgın sedatlarım, anlatın ruhsal kabuslarım, sevimsizlerim.
nasıl bünyeler lan bunlar?
-varoluşun anlamsızlığı
-aşk mazide kalan..
-pandemi yalnızlığı..
-annem kahvaltı hazırlamamış
ne biçim insanlarsınız siz hocut? anlatın çılgın sedatlarım, anlatın ruhsal kabuslarım, sevimsizlerim.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının anlamı
bir anlamı yok..
yani sanırım.. hatırlayamıyorum..
insanlar kendilerince bir anlam yüklüyorlar..
bende ulan öylemi acaba diyorum..
sonra..
yine hatırlayamıyorum...
yani sanırım.. hatırlayamıyorum..
insanlar kendilerince bir anlam yüklüyorlar..
bende ulan öylemi acaba diyorum..
sonra..
yine hatırlayamıyorum...
devamını gör...
yemek yerken bir şeyler izleyen insan
ben de bu kategori içerisindeyim. yemek yemek benim için zaruri bir ihtiyaçtan ziyade çoğu zaman keyifli bir eylem oluyor. bu yüzden yerken sevdiğim bir şeyleri izlemek bunu çarpı iki üç hatta beşe katlayabiliyor. çok sevdiğim bir şeyi yiyorsam özellikle ona layık çok sevdiğim bir şey izlemek zorundaymışım gibi hissediyorum. bu sadece bir şeyler izlemek değil, o süreçte sevdiğim insan bana bir şeyler anlatsa da olur. ama ben konuşmayım. tabi bu biraz ekran bağımlılığımızdan da kaynaklanıyor.
devamını gör...
sabahattin ali öldürülmeseydi olabilecekler
en sevdiği ilkbahar mevsimini daha uzun süre gördüğü için büyük bir mutluluk duyardım. hem büyük ihtimalle mezarı da belli olurdu, çiçek götürüp onunla konuşabileceğimiz bir yer olmuş olurdu.
sabahattin ali'yi o kadar çok seviyorum ki, o nitelikli eserlerinin sayısı artacağı için mutlu olmak yerine sırf daha uzun süre bu dünyada kaldığı için mutlu olurdum.
sabahattin ali'yi o kadar çok seviyorum ki, o nitelikli eserlerinin sayısı artacağı için mutlu olmak yerine sırf daha uzun süre bu dünyada kaldığı için mutlu olurdum.
devamını gör...
hüzün kovan kuşu
güzel bir düş sokağı sakinleri şarkısı.
sözlüğün birinci nesil yazarlarından olan hüzün kovamayan beceriksiz kuşa ilham kaynağı olmuştur. *
sözlüğün birinci nesil yazarlarından olan hüzün kovamayan beceriksiz kuşa ilham kaynağı olmuştur. *
devamını gör...
yerli ve milli sözlüğe isim önerileri
yazarı olmasan güzel sözlük.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
"denize yakın mağaralarda
bir susuzluk duyarsın, bir aşk,
bir coşku
deniz kabukları gibi sert
alır avucuna tutabilirsin.
denize yakın mağaralarda
günlerce gözlerinin içine baktım,
ne ben seni tanıdım ne de sen beni."
yorgo seferis
bir susuzluk duyarsın, bir aşk,
bir coşku
deniz kabukları gibi sert
alır avucuna tutabilirsin.
denize yakın mağaralarda
günlerce gözlerinin içine baktım,
ne ben seni tanıdım ne de sen beni."
yorgo seferis
devamını gör...
uzat sarı saçlarını rapunzel
mükemmel tanımları olan ve beğenilerini eksik etmeyen yazar arkadaşımızdır.
takipteyiz efendim.
takipteyiz efendim.
devamını gör...
to be or not to be
en çok bilinen hamlet tiradı olsa bile ona bu ağırlığı veren cümlenin kendisinden ziyade daha sonra william shakespeare tarafından kaleme alınanlardır özünde. ölümden sonrasına duyulan insancıl korku ve yaşamın katlanılmaz ağırlığı arasında bin çeşit ızdırabı sırtlayan insanın kederli kabullenişidir bu cümleler. yaşamak denilen trajediyi katlanılabilir kılan ölüm fikridir ama ölümün belirsizliği fikrini katlanılabilir kılan da yaşamaktır; en azından öyle diyor hamlet. ölüm için yaşama katlanır yaşam için ölüme tahammül ederiz, tüm karmaşanın ana nedeni özünde bu çıkmazdır. bundan ötürü bu tirad başlı başına shakespeare'in dehasının özetidir aslında; aynı cümleler ile siyah ve beyaz kadar zıt iki düşünceyi de aktarabildiği için. şöyle devam ediyor o meşhur tirad:
olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
düşüncemizin katlanması mı güzel
zalim kaderin yumruklarına, oklarına
yoksa diretip bela denizlerine karşı
dur, yeter demesi mi?
ölmek, uyumak sadece!
düşünün ki uyumakla yalnız
bitebilir bütün acıları yüreğin,
çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
yazıldığı dilde ise aşağı yukarı bu şekildedir:
to be, or not to be, that is the question:
whether 'tis nobler in the mind to suffer
the slings and arrows of outrageous fortune,
or to take arms against a sea of troubles
and by opposing end them. to die—to sleep,
no more; and by a sleep to say we end
the heart-ache and the thousand natural shocks
that flesh is heir to: 'tis a consummation
devoutly to be wish'd. to die, to sleep;
to sleep, perchance to dream—ay, there's the rub:
for in that sleep of death what dreams may come,
when we have shuffled off this mortal coil,
must give us pause—there's the respect
that makes calamity of so long life.
for who would bear the whips and scorns of time,
th'oppressor's wrong, the proud man's contumely,
the pangs of dispriz'd love, the law's delay,
the insolence of office, and the spurns
that patient merit of th'unworthy takes,
when he himself might his quietus make
with a bare bodkin? who would fardels bear,
to grunt and sweat under a weary life,
but that the dread of something after death,
the undiscovere'd country, from whose bourn
no traveller returns, puzzles the will,
and makes us rather bear those ills we have
than fly to others that we know not of?
thus conscience does make cowards of us all,
and thus the native hue of resolution
ıs sicklied o'er with the pale cast of thought,
and enterprises of great pitch and moment
with this regard their currents turn awry
and lose the name of action.
olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
düşüncemizin katlanması mı güzel
zalim kaderin yumruklarına, oklarına
yoksa diretip bela denizlerine karşı
dur, yeter demesi mi?
ölmek, uyumak sadece!
düşünün ki uyumakla yalnız
bitebilir bütün acıları yüreğin,
çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
yazıldığı dilde ise aşağı yukarı bu şekildedir:
to be, or not to be, that is the question:
whether 'tis nobler in the mind to suffer
the slings and arrows of outrageous fortune,
or to take arms against a sea of troubles
and by opposing end them. to die—to sleep,
no more; and by a sleep to say we end
the heart-ache and the thousand natural shocks
that flesh is heir to: 'tis a consummation
devoutly to be wish'd. to die, to sleep;
to sleep, perchance to dream—ay, there's the rub:
for in that sleep of death what dreams may come,
when we have shuffled off this mortal coil,
must give us pause—there's the respect
that makes calamity of so long life.
for who would bear the whips and scorns of time,
th'oppressor's wrong, the proud man's contumely,
the pangs of dispriz'd love, the law's delay,
the insolence of office, and the spurns
that patient merit of th'unworthy takes,
when he himself might his quietus make
with a bare bodkin? who would fardels bear,
to grunt and sweat under a weary life,
but that the dread of something after death,
the undiscovere'd country, from whose bourn
no traveller returns, puzzles the will,
and makes us rather bear those ills we have
than fly to others that we know not of?
thus conscience does make cowards of us all,
and thus the native hue of resolution
ıs sicklied o'er with the pale cast of thought,
and enterprises of great pitch and moment
with this regard their currents turn awry
and lose the name of action.
devamını gör...
uyuyakalmak
günün yorgunluğuna ve yataktaki rahatlığa karşı koyamayıp istem dışı uyuma durumudur. arkadaşlar... ben sabahtan mesaime başlayıp akşamlara kadar çalışıyorum. * en azından sevdiceğime ve kendime gece biraz vakit ayırayım istiyorum. ama ben istesem de bedenim fizyolojik olarak izin vermiyor. *
bir değil, iki-üç kez oldu. sevdiceğim beni bu konu yüzünden sepetleyecek diye ödüm kopuyor. affetsin nolur...
bir değil, iki-üç kez oldu. sevdiceğim beni bu konu yüzünden sepetleyecek diye ödüm kopuyor. affetsin nolur...
devamını gör...
normal sözlük erkeklerinin biraz şey olmaları
beyefendi.
devamını gör...
normal sözlük'e ara verme sebepleri
balayına girmek...
hiç böyle düşünmemiştiniz di mi..
hiç böyle düşünmemiştiniz di mi..
devamını gör...
ölmeden önce dinlenecek son parça
yaşamış olduğum hayatı film şeridi gibi hatırlayacağım ve sevdiklerime veda edeceğim o güzel parçadır.
devamını gör...
cruel estel
dahasını da hak eden yazar. bilgi dolu 10 tanımı var. keşke daha çok yazsa biz de daha çok okusak. bol bol fikirleri olsun sevgili yazarımızın.
devamını gör...
sevgililer günü yahudilerin icadıymış
ticareti yahudi'den öğren diye boşuna dememişler.
devamını gör...
kort tarikatı
eyluling’in bütün bu olan biten karşısında havucunu kemirmesi üzerine yaptığımız canlı bağlantının görüntüleri basın tarafından yayınlanmıştır:

devamını gör...
normal sözlük'ün adeta chp'nin arka bahçesi olması
gün gibi ortada olan durum. açılan başlıklar, başlıklara girilen tanımlar, oylanan tanımlar vs hepsinin sonucu ortada olan gerçek.
maalesef türkiye yelpazesinin çok uzağında, tek bir dünya ve siyasi görüşünün gölgesinde, kendisi çalıp kendisi söyleyen oluşum olması günün sonunda kimseye birşey kazandırmaz.
maalesef türkiye yelpazesinin çok uzağında, tek bir dünya ve siyasi görüşünün gölgesinde, kendisi çalıp kendisi söyleyen oluşum olması günün sonunda kimseye birşey kazandırmaz.
devamını gör...
bülbülü altın kafese koymuşlar ille de format demiş
tanım: formatın anlam ve önemine binaen uyarlanmış atasözü.
anarşist yazarlar için de bir öneri olarak (bkz: bülbüle altın kafesi sokmuşlar bu mu formatınız demiş)
anarşist yazarlar için de bir öneri olarak (bkz: bülbüle altın kafesi sokmuşlar bu mu formatınız demiş)
devamını gör...