islamcı yobaz izlenimi aldığım yeni yazar.
devamını gör...

bende oldu çünkü akışta yeralmanın, nickaltı olduğunu bilmiyordum, benim adıma başlık açıldı sandım, vay be dedim başlık yani, ehe ühe birisi beni başlık yapmış :) bunu size sesli anlatmayı çok isterdim, surat ifadem filan, sözlük yazarlığını bilen birisi görse baya gülerdi, zaten kızkardeşime söyledim, tabi o beni tanıdığı için şaşırmadı, benden 17 yaş küçük kendisi, sözlüğü okurken bir baktım gündem olmuşum filan diyorum :) nickaltıdır o dedi, nickaltına da sinirli bir günümde, sözlükten çıkmak için profilimi kurcalarken yanlışlıkla ekrana dokununca düştmüştüm, dedim bu ne olaki, burası neresi, nerden giriliyor buraya, bendenmi bahsediyor, yıl 2021 sözlükte böyle de bir kafa işte :)
devamını gör...

"inciler denizde olur, sizin burada ne işiniz?" diyerek varlığını sorguladığım hakiki yazar. tanımlarıyla ayrı, sohbeti ve de kibarlığıyla ayrı etkiler. üslubuyla, tavrıyla, duruşuyla tam bir cemiyet adamıdır.

eksik olmasın.
devamını gör...

asit rock olarak da bilinmektedir.
türkçemize saykodelik rock olarak yerleşmiş olan rock müzik türüdür.

1960'ların ortalarında amerika birleşik devletleri ve kanada'da gelişen ham ve enerjik bir rock and roll tarzı olan garaj punk hareketinden gelişmiş ve pek çok müzik tarzına ilham veren blues etkisiyle ortaya çıkmış bu müzik türü, progressive rock* ile benzerlik taşımasına rağmen enstrümantal ve vokal olarak çok farklı ezgiler barındırması ile daha derin ruhsal motiflere, doğaçlamalara yer verir ve dinleyenin üzerinde gerçeküstü bir his bırakmasıyla pek çok müzik türünden ayrılır.

zihin değiştirme ve halüsinasyon görme gibi etkileri olan lsd* ve meskalin* benzeri maddelerin etkisinde icra edilen bir müzik tarzıdır. kişinin bireysellikten ve zamandan uzaklaşma hissini uyandırıp, gerçeklerden kopmasına neden olur.

bu tarzın ilk örnekleri jefferson airplane grubunun white rabbit ve somebody to love parçaları kabul edilir. the doors, the beatles, jimi hendrix ve pink floyd da bu müzik tarzını icra etmişlerdir.

türkiye de bu müziği icra edenlerden başı çeken bazıları; barış manço, erkin koray, cem karaca, selda bağcan, moğollar ve üç hüreldir. bu akımın günümüzdeki en büyük ve en önemli temsilcilerinin başında da altın gün vardır.
devamını gör...

sadece kışın, soğuk hava buzları sertleştirdiğinde girilmesi güvenlidir. içerde sürekli sürekli bir çatırdama sesi duyulur. bunun sebebi mağaranın yıkılmak üzere olması değil sürekli mağaranın da buzulla beraber hareket halinde olmasıdır. buzul bir milimetre bile hareket etse büyük sesler duyulabilir.
bu buz mağaraları büyülü ülke izlanda'nın sanki bu dünya'ya ait olmadığının izlenimini verir.
buzda hava bulunmaması, mavi dışında tüm ışığı emmesine neden oluyor. bu muhteşem görüntülerin sırrı da bu işte.
devamını gör...

mahlası bilinen yazarların moderatörlerle hemen kaynaşıp muhabbetlere doyamayacağını, şahsım gibi sözlüğün meşhur olmayanları da kenardan onları seyredip meyve suyu içeceğini düşünüyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dinlenmek için ağacın dibine oturdum, kafayı kaldırınca çok hoşuma gitti.
devamını gör...

okuldan çıktım otobüse binip eve gideceğim. otobüsün içi tıklım tıklım ve sivas o gün nasılsa oldukça sıcaktı. klima zaten ne arar sivas otobüsünde camı açayım dedim. o sürgülü lanet otobüs camlarını bilirsiniz. o an tüm otobüs bana odaklanmıştı sanki. cama sağlam asılsam da kıpırdamadı. zaten 1 elimle tutunup tek elle açmaya çalışıyorum. ilk deneme sonrası hafif bir utançla biraz bekledim. ikinci denemede iki elle açmak için yeltendim. umarım otobüs ani bir hareket yapmaz diye dua ederek iki elle cama asıldım. öncelikle camın açılma yönü otobüsün hareket yönü ile aynı ve o şekilde açmak oldukça zordu. iki elle camın koluna tutunup açmaya çalışırken otobüs ani bir fren yaptı. ani frenle ben otobüsün önüne doğru gittim. giderken camı da yanıma aldım ve o lanet cam açıldı. bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...

şifacı kocakarı olurdum herhalde.
devamını gör...

bende pandeminin yıktığı bir ozellik. yeni insanlarla tanisalim artik, herkesle tanisiyim :')
devamını gör...

#222696

hakkımdaki görüşünü bir yaklaşık olarak kabul ediyorum. ankaralı değilim ama ankara'yı ve ankaralıları çok severim. 2 sene ankaralı bir ev arkadaşım olduğundan çeyrek ankaralı sayılabilirim. *

kullanıcı adını da çok beğeniyorum ayrıca. daim olur umarım.
devamını gör...

tezer özlü bir sözünde "şunu öğrenmelisin: sen hiçbir işe yaramaz değilsin. seni senden çalan toplumdur.” demiştir.çoğu kadın yazarlar dönemlerinde cinsiyet eşitsizliğine maruz kalmış ve var olabilmek için daha büyük gayretle çalışmışlardır.
buket uzuner "ancak türkiye’de kadın olmaktan daha zor bir şey daha vardır, o da genç ve yalnız bir kadın olmaktır.” demiştir. buradan da anlaşılacağı üzere her türlü zorluklara rağmen kadın yazarlar her dönem aktif olmuşlardır.yaratıcılıklarını büyük küçük farketmeksizin göstermişlerdir.

“kıyıya vurmadıkları sürece, balıklar suyun farkında değildirler.”
ursula k. le guin

insanlar, düşünmemek için konuşmayı icat etmişlerdir. “
agatha christie


iz bırakan çok kadın yazar var aklıma gelenleri yazdım sadece.
devamını gör...

zeki müren de bizi görebilecek mi?
devamını gör...

çukur.
devamını gör...

gezegenler arası bir güzergaha sahip iett hattıdır. lise zamanı sadece 2 durak gitmek için binerdim çünkü çok sık gelirdi.
devamını gör...

giresun fındığı kadar güzel olmayan fındık türüdür.

genellikle iri ve yağsız olur.
devamını gör...

(bkz: arı usun eleştirisi) kant'a göre felsefe araştırmaları birer değerlendirme(eleştiri) olmalıdır. felsefe us ile yapılıyor. öyleyse usun değerlendirilebilmesi için onun ne olup ne olmadığını iyice anlamak gerekir. örneğin felsefe nasıl bir usla yapılıyor, deneyden yararlanmayan bir salt us. öyleyse bu salt us dediğimiz nedir ? işte kant'ın üç büyük kritiğinden biri olan salt usun eleştirisi bu sorunun karşılığını arayarak bize salt usun sınırlarını göstermeye çalışır. salt us a priori (duyarlığın verilerinden alınmamış, deneyden önce kendiliğinden olan) bir bilgiyi gerçekleştirdiği iddiasındadır. bu nesneler düzenini aşarak düşünce düzenine yükselmeyle eş değerdir. öyleyse salt usun bilme yöntemi transandantal ( aşkınsal, salt düşüncenin sınırlarını aşarak mümkün olan verilerle senteze varan mantık) dır. peki salt us bu yöntemle gerçek bir bilgi edinebilir mi ? kant'a göre bilginin ne olduğunu kısaca söylemek gerekirse kant; her bilgi bir yargıdır der. ancak her yargı bir bilgi vermek zorunda değildir. bunu şöyle örneklendirebiliriz. "her cisim yer kaplar" yargısı bize hiç bir yeni bilgi vermez. cisim kavramı esasen kendiliğinden yer kaplamayı içerdiğinden dolayı burada sadece bir çözümleme yapılıyor. cisim kavramı çözümlenerek kendisinde bulunan bir bilgi hiçbir gereği yokken tekrar ortaya konuyor. ama " bu yük ağırdır" dediğimiz zaman, bu yargı aynı zamanda bize bilgide verir. çünkü "yük" kavramı kendiliğinden ağır yada hafif olduğunu bildirmez burada diğer örneğimizin tersine bir çözümleme değil birleştirme yapıyoruz. "yük" kavramı ile "ağır" kavramını birleştirerek yeni bir bilgi elde ediyoruz. demek ki bize bilgi veren yargılar çözümsel değil bireşimsel yargılardır. peki salt us bu bireşimsel yargıyı transandantal yöntemle deneyi aşarak gerçekleştirebilir mi ? kant'ın cevabı gerçekleştiremez oluyor. böylece metafiziği kesin olarak yıkıyor. salt us, deneyden yararlanmadan hiçbir bilgi gerçekleştiremez. öyleyse metafizik tasarımlar, insanların romantik düşüncelerinden başka bir şey değildir. ( engelsin kendisini utangaç materyalist olarak tanımlaması biraz da bu yüzdendir.) artık kant öncesi tanrılaştırılan transandantal us'a güvenilmeyecektir. peki salt us, bireşimsel yargı olan bilgiyi niçin gerçekleştiremez? çünkü us, sadece bir birleştirme işini gerçekleştirmektedir ve bu iş için gerekli gereçleri nesneler düzeninden almaktadır. örneğin elimizde tuttuğumuz taşı yere bırakınca onun düştüğünü görüyoruz ve ancak ondan sonra a posteriori (deneyim ve algılarla sonradan edinilen bilgi) "bırakılan taş düşer" bilgisini edinebiliyoruz. bize duyarlık(görüler sağlayan, insanda bilgiyi sağlayan yeti) bu bilgileri zaman ve mekan içerisinde veriyor. oysa nesneler dünyasında zaman ve mekan diye bir şey yoktur. demek ki bunlar duyarlığın dışarıdan deney yoluyla almadığı verilerdir. peki öyleyse usun verileri midir? hayır usun verileri de olamazlar. çünkü küçük çocuklar zaman ve uzayı düşünmeden ve hiçbir ussal işlem gerçekleştirmeden sevdikleri şeye yaklaşıp sevmedikleri şeylerden uzaklaşırlar. yani duyarlık ne nesneler düzeninden ne de düşünceler düzeninden alır bu bilgiyi. kant' ın bu soruya cevabı sezi oluyor. kant için bunlar bir biçimdir ve ancak duyarlığın sezisiyle elde edilebilir. zaman iç duyarlığın biçimidir, mekan dış duyarlığın. katılmadıkları hiçbir duyumun gerçekleşemeyeceği bu biçimler usun verileri olmadıkları halde deneyüstüdürler. deneyden çıkarılmamıştırlar ama bunlarsız deneyde yapılmaz. kant burada aşkın kavramından deneyüstü kavramına geçer. ona göre aşkın bilgi olamaz ama deneyüstü bilgi olabilir. demek ki kant'a göre bilgi gene de nesneler düzeninden değil usun düşünme düzeninde gerçekleşmektedir. böylelikle kant kendi düşünme yöntemini ortaya koyuyor deney üstü yöntem.( transandantal metod: kant için aşkının değil deney öncesinin bilgisidir. yani bilginin sınırlarını aşan değil bu sınırların içinde kalan bilgi dile getirilir. kendinden önce gelen düşünürlerin bilgi sınırlarının üzerine çıkardıkları deneyüstünü kant tam tersine bilginin temeline oturtur.)
kant'a göre us, deneyin verileriyle bağını koparıp metafizik yapamayacağı gibi deneyin verilerinin arkasına geçerek fizik de yapamaz. çünkü deney bize sadece görünenleri vermektedir. bizse bu görünürlerin ardında bir de kendilik hayal ediyoruz ve yukarı sınırı aşmaya çalıştığımız gibi bu aşağı sınırı da aşmaya çalışıyoruz. kant, bu her iki aşamayı da aynı aşma saymakta ve usun kalıplarının sadece fenomene uygulayıp şeyin kendisine uygulanamayacağını söylemektedir. kant, böylelikle, usun sınırını kesinlikle çizmiş oluyor. bu sınır şeyin kendiliğidir ve hiçbir zaman aşılmamalıdır, çünkü bilinemez.
devamını gör...

küçükken bir dizideki ünlüye aşık oldum. kızın yaşı benimle aynıydı. sene 1999. çekimler istanbul'da diye istanbullu bir arkadaşımdan yardım istedim. dedim ki paralar benden kılavuzluk senden. beni trenle istanbul'a götüreceksin. kızın setine gideceğiz ve ben kıza bir mektup vereceğim. ciddi ciddi planlar yapıldı. güne bile karar verdik. neyse son bir kez dedim ki dizinin çekildiği ajansı arayayım. o an şok oldum. çünkü söz konusu dizi önceden çekilmiş. bizim izlediklerimiz eski bölümlermiş. yani kız benden 5 yaş falan büyükmüş. çok üzülmüştüm. şimdi diyorum ki iyi ki öyleymiş. istanbul'da başımıza gelmeyen kalmazdı yoksa.
devamını gör...

beni aramışsın hayırdır? tarzı soru yoneltirim. aslında karşı tarafın aradığı falan da yoktur. maksat endişeye düşmesi, paniklemesi, allah allah ben böyle bir şey yaptım mi diye kendini sorgularken o boşluktan faydalanıp sohbet açtığım çok olmuştur.
devamını gör...

bir leman sam klasiği.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim