24 aralık 2020 uber'in erişim kararının kaldırılması
mobil uygulama sayesinde yolcular ve sürücü arasında bağ kuran uber'in uygulaması geçtiğimiz yıllarda ülkemizde kaldırıldı. istanbul otomobilciler esnaf odası ile birleşik taksiciler derneği’nin, şikayetlerinden uber'e haksız rekabet davası açılıp, uber'e erişim engellemesiyle sonuçlanmıştı.
istinaf mahkemesi bugün bu kararı bozarak uber’e erişim engelini kaldırması hadisesi.
ayrıntılar, buradan
istinaf mahkemesi bugün bu kararı bozarak uber’e erişim engelini kaldırması hadisesi.
ayrıntılar, buradan
devamını gör...
tarihin başlangıcından beri kardan adamların kendilerine bir devlet kuramamış olması
kardan birey, lütfen ama.
devamını gör...
kadir mısıroğlu
kendisi belgelerle konuşur. genellikle sahte belgelerle. en önemli iddiaları arasında mustafa kemal'in yahudi ve ingiliz ajanı olduğu, istiklal harbi'nin düzmeceden ibaret olduğudur. necip fazıl kısakürek ile başlayan mustafa kemal'e itibar suikasti projesinin en önemli dayanaklarından biriydi. bu projedeki belge niteliğindeki tek kaynağı cia eliyle edindiği atatürk düşmanı rıza nur'un yalanlarla dolu hatıratıdır. kendisi ölünce iş vasıfsız mustafa armağan, fatih tezcan gibilere kaldı. "atatürk'ün ruhunu çağırıp konuştum, kendisi çok pişman" demişliği bile vardır meczupun. bu hakiki müslüman vaktiyle ırak'ın işgalini hararetle savunmuş, her akşam tv'de bop projesinin promosyonunu yapmış ve abd'nin taşeronu olmayı gururla savunmuştur. örnek bir siyasal islamcıdır. fesli deli olarak da bilinir.
devamını gör...
kuchisabishii
canınız istemese bile alışkanlıktan dolayı bir şeyler yiyip içmeyi ve sürekli atıştırmayı istemek manasına gelen japonca sözcük.
devamını gör...
geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak
sizi, terk ederek veya sizden uzaklaşarak cezalandıran insandan uzak durun. geri döndügünde, gözlerinizde hep o kaybetme korkusunu görmeyi göze almış demektir.
kendi değerini birlikte olarak değil, yok olarak göstermek hiç doğru bir davranış değil çünkü. seven insan bu kadar çaresiz bırakılmamalı.
kendi değerini birlikte olarak değil, yok olarak göstermek hiç doğru bir davranış değil çünkü. seven insan bu kadar çaresiz bırakılmamalı.
devamını gör...
oruç tutmak
tutan arkadaşlara allah kabul etsin dediğimiz başlıktır.
devamını gör...
yazarların gününü özetleyen kelime
yorucu.
devamını gör...
elimize bir kalem geçtiğinde ilk yazdığımız kelime
adımı soy adımı yazarım.
sanırım bu durum evrensel bir ritüel.
sanırım bu durum evrensel bir ritüel.
devamını gör...
bu kekre dünyada
metin altıok'un bütün şiirlerinin derlendiği bir acıya kiracı isimli şiir koleksiyonun 401. sayfasında yer alan ilk soneden yola çıkılarak bestelenmiş muhteşem eser. fazıl say ve serenad bağcan şiirin vuruculuğundan hiçbir şey kaybettirmeden muhteşem bir iş ortaya çıkarmış. insan dinlerken durup soruyor sahiden; artık bir yarım umut dahi kalmadıysa karanlık yarınlarımızı göğüslemek için, işte o zaman, o zaman gerçekten paylaşacak bir şey yok mu acıdan başka?
sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
aşındırarak bütün güzel duyguları.
bir yarım umuttur elimizde kalan,
göğüslemek için karanlık yarınları.
ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
damağımda kösnüyle gezinirken;
yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı,
dışarda rüzgar acıyla inilderken.
unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri,
seninle bir döşekte sevişirken bile.
düşünüyorum hüzünlü genç anneleri,
çarşılarda, pazarda ellerinde file.
bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka;
bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
aşındırarak bütün güzel duyguları.
bir yarım umuttur elimizde kalan,
göğüslemek için karanlık yarınları.
ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
damağımda kösnüyle gezinirken;
yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı,
dışarda rüzgar acıyla inilderken.
unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri,
seninle bir döşekte sevişirken bile.
düşünüyorum hüzünlü genç anneleri,
çarşılarda, pazarda ellerinde file.
bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka;
bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
devamını gör...
four weddings and a funeral
richard curtis ve hugh grant ayrılmaz ikilisini hayatımıza kazandıran, 1994 yapımı, içinden gerçekten de 4 düğün ve 1 cenaze geçen, kült bir ingiliz romantik komedisi.
kimi eleştirmenlerce sinema tarihinin yapı taşlarından biri olduğu söylenen* film, çeşitli yaş aralıklarından bir grup ingiliz arkadaşın -ve özellikle içlerinden biri olan iflah olmaz romantik bir adamın- hayatından bir kesiti, farklı dönemlerde hep birlikte katıldıkları bu 5 önemli sosyal hadise üzerinden anlatır. biz fonda eğlenir gülerken charles ve diğerleri bir düğünden başka bir düğüne, düğünden cenazeye koşturup gerçek aşkı, romantizmi, yaşamı, birlikteliği, anı paylaşmayı hem arayıp hem de sorgulamaya devam ederler.
dünya sinema tarihine tüm zamanların en iyi gişe yapan ingiliz filmi olarak geçen yapımın yönetmen koltuğundaysa mike newell var. bütçesi hatrı sayılır düzeyde düşük olan filmin çekimleriyse sadece 35 gün sürmüş.
ilk izlediğimde -ki ne zamandı gerçekten hatırlamıyorum, ama çocuktum diyelim-, ve sonraki her izlediğimde de -ki sayısını hatırlamıyorum ama iki basamaklı sayılardan bahsettiğimiz aşikar- kamera arkasında sanki kazara bir araya gelmiş, eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamayan bir arkadaş grubu varmışcasına samimi bir diyalog içinde hissetmiştim kendimi. ingiliz kültürü ve hugh grant seviciliğimin bu hissiyat üstünde etkisi büyük olsa da filmin, uyuya kaldıkları için 13 kez f*ck diyen karakterlerle açılıyor olması da önemli bir yere sahip bu hayranlığımda. her izlediğimde yeniden kahkaha atarak giriyorum filme.
hugh grant'i o zamana kadar yine richard curtis'le birlikte çalıştığı notting hill ve love actually'de izlemiş sevmişliğim de vardı. her nedense ikilinin en kült ve ilk filmi -ve bence en iyisi- olan four weddings and a funeral hayatıma girmekte gecikmiş.
pek çokları hugh grant'in sonraki filmlerinde de hep aynı adamı oynadığını söyler.* fakat "o adam"a olan sevgim bu konuda objektif davranmamı ve hugh grant'a kötü oyuncu dememi engelliyor okur ne yalan söyliyeyim. notting hill'in yönetmeni roger michell'de verdiği bir röportajında bu tuhaf sinematografik ilişkiden bahsederken "richard'ın yazdıklarını en iyi oynayan hugh, hugh'u da en iyi yazan richard" diye bahsetmiş. adam haklı! göz var izan var.
kimi eleştirmenlerce sinema tarihinin yapı taşlarından biri olduğu söylenen* film, çeşitli yaş aralıklarından bir grup ingiliz arkadaşın -ve özellikle içlerinden biri olan iflah olmaz romantik bir adamın- hayatından bir kesiti, farklı dönemlerde hep birlikte katıldıkları bu 5 önemli sosyal hadise üzerinden anlatır. biz fonda eğlenir gülerken charles ve diğerleri bir düğünden başka bir düğüne, düğünden cenazeye koşturup gerçek aşkı, romantizmi, yaşamı, birlikteliği, anı paylaşmayı hem arayıp hem de sorgulamaya devam ederler.
dünya sinema tarihine tüm zamanların en iyi gişe yapan ingiliz filmi olarak geçen yapımın yönetmen koltuğundaysa mike newell var. bütçesi hatrı sayılır düzeyde düşük olan filmin çekimleriyse sadece 35 gün sürmüş.
ilk izlediğimde -ki ne zamandı gerçekten hatırlamıyorum, ama çocuktum diyelim-, ve sonraki her izlediğimde de -ki sayısını hatırlamıyorum ama iki basamaklı sayılardan bahsettiğimiz aşikar- kamera arkasında sanki kazara bir araya gelmiş, eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamayan bir arkadaş grubu varmışcasına samimi bir diyalog içinde hissetmiştim kendimi. ingiliz kültürü ve hugh grant seviciliğimin bu hissiyat üstünde etkisi büyük olsa da filmin, uyuya kaldıkları için 13 kez f*ck diyen karakterlerle açılıyor olması da önemli bir yere sahip bu hayranlığımda. her izlediğimde yeniden kahkaha atarak giriyorum filme.
hugh grant'i o zamana kadar yine richard curtis'le birlikte çalıştığı notting hill ve love actually'de izlemiş sevmişliğim de vardı. her nedense ikilinin en kült ve ilk filmi -ve bence en iyisi- olan four weddings and a funeral hayatıma girmekte gecikmiş.
pek çokları hugh grant'in sonraki filmlerinde de hep aynı adamı oynadığını söyler.* fakat "o adam"a olan sevgim bu konuda objektif davranmamı ve hugh grant'a kötü oyuncu dememi engelliyor okur ne yalan söyliyeyim. notting hill'in yönetmeni roger michell'de verdiği bir röportajında bu tuhaf sinematografik ilişkiden bahsederken "richard'ın yazdıklarını en iyi oynayan hugh, hugh'u da en iyi yazan richard" diye bahsetmiş. adam haklı! göz var izan var.
devamını gör...
dahiyane reklamlar
istirham ediyorum. gerek ismiyle, gerek cismiyle, gerek plot twist'leriyle; reklamcılık sektörü için olduğu kadar, sinematografi için de pek değerli olan "düz duvara tırmandıran tahinli pide" reklamını bu kadar insanın hatırlamamış olması kabul edilemez. kendisi türk ekranlarının ve reklamcılığının son dönemlerde imza attığı en önemli işlerden biridir.
hep birlikte izleyelim:
hep birlikte izleyelim:
devamını gör...
temmuz ayında hırka giyen insan
t-shirtleri göbeğine geldiği için göbeğini saklıyordur, belki de çok sonradan görme enteldir kim bilir. sevdiğim insan kişisidir.
devamını gör...
babadolu değil anadolu demişiz
biri çıkıp şunu demeli orada, sonra al eline çekirdek otur seyret.
'çünkü yunanca anatoli yani anadolu "doğu" demek, ve dikkatli bakarsanız yunanlıların doğusundayız."
'çünkü yunanca anatoli yani anadolu "doğu" demek, ve dikkatli bakarsanız yunanlıların doğusundayız."
devamını gör...
geceye psikolojik bir tespit bırak
fikren ayaktayım, ruhen yatakta ama psikolojik olarak neredeyim bende bilmiyorum
devamını gör...
tüm yazarların profilinde kurucu yazması
(bkz: yoldaş getir götürümü yapıyor o derece)
bir de hepimizin nickname'i mavi olsaydı ya. bu birazcık üzüştü.
bir de hepimizin nickname'i mavi olsaydı ya. bu birazcık üzüştü.
devamını gör...
fiske vurmadan çocuk büyütmek
fiske vurmadan çocuk büyüttüm. ne psikopat oldu ne de saygısız. toplu taşımada boş yer varsa da oturmayan bir çocuk "nasılsa iki durak sonra yer vereceğim" diye düşünüp. (kimilerine göre psikopatça gelebilir). kitap okumayı seven bir çocuk yetiştirdim, kitap fuarına gittiğimizde bir aylık mutfak masrafını orada bırakmak pahasına. hem de fiske vurmadan yetişti. enteresandır, hayvanları seven bir çocuk oldu. fiske yemeden kapıya harçlığından aldığı mamayı bırakan. empatisi gelişkin bir çocuk yetiştirdim fiske vurmadan. ders çalışması için emir vermeden, çalışması gerekliliğini anlatarak. odasını toplaması için bağırmadan, neden toplaması gerektiğini anlatarak. dişlerini fırçalaması için dürtüp durmadım, fırçalamaması halinde olacakları anlattım, kendisi geliştirdi o alışkanlığını hem de fiskesiz.
anne baba umursamazsa, fiskesiz de psikopat olur, fiskeli de. anne babanın elinde herşey. çocuk yapmak kadar kolay değil yetiştirmek. zevkli de değil. pek çok şeyinden ödün vermeyi gerektiriyor. veremiyorsan, topluma faydalı bir birey yetiştirmeye çabalamıyorsan, 10 çocuk yapıp sokağa salanlardan çok bir farkın yok. ha sokağa salmışsın ha eline tableti tutuşturup büyümesini seyretmişsin. aynı şey.
ne fiske vurdum, ne odasına kilitledim, ne de buna benzer at eğitir türde ceza verdim. doğru yapıp yapmadığımı zaman gösterecek. yaşlandığımda* huzurevine mi paket eder ne yapar bilemem.
anne baba umursamazsa, fiskesiz de psikopat olur, fiskeli de. anne babanın elinde herşey. çocuk yapmak kadar kolay değil yetiştirmek. zevkli de değil. pek çok şeyinden ödün vermeyi gerektiriyor. veremiyorsan, topluma faydalı bir birey yetiştirmeye çabalamıyorsan, 10 çocuk yapıp sokağa salanlardan çok bir farkın yok. ha sokağa salmışsın ha eline tableti tutuşturup büyümesini seyretmişsin. aynı şey.
ne fiske vurdum, ne odasına kilitledim, ne de buna benzer at eğitir türde ceza verdim. doğru yapıp yapmadığımı zaman gösterecek. yaşlandığımda* huzurevine mi paket eder ne yapar bilemem.
devamını gör...
orkid'in 34 tl olması
erkekleri de ilgilendiren sorun, hayat müşterek dir, olağan olan bir durum için insanları soymak, kadınları marketlerden ped çalmaya teşvik eder , evet ambalaj i açıyor içinden alıyor boş ambalaj i bırakıyor,zor durumda ise ve parası yoksa yapar
devamını gör...
zeynep bastık'ın eşinin olay video hakkındaki yorumları
ilgili video altında kadına ve eşine ahlak pazarlamanın akabinde twitter'da swinger kovalayan dayılara karşı yapılmış yorumlardır.
yok türkiye müslüman ülkeymiş de yok evlisinmiş bilmem ne. bunu diyen ve insanları bir video yüzünden yerden yere vuran ahlak bekçilerinin hayatlarına şöyle bakın; kaynından çocuğu olan mı dersin, kuzeniyle fantezi kovalayan mı yoksa komşusuyla yasak ilişki yaşayan mı ne dersen var.*sürekli seks seks diye aklından, fikrinden asla düşürmeyen, insanlara insan diye bakmayıp yalnızca kadın, erkek diyerek cinsiyetler bazında yaklaşabilen ve tüm gününü bastırılmışlıktan kaynaklı karşı cinsin varlığından dahi tahrik olmasıyla geçiren ahlak bekçileri hemen üşüşmüş videoya. siz insanlara kadın + erkek = cinsellik olarak baktığınız için yadırgıyorsunuz ancak bu insanların normali bu, birbirleriyle böyle samimi yaşıyorlar size ne? işleri bu profesyonel hayatlarında film çekip sevişip dağılıyorlar mesela. insanların işi bu. kaldı ki insanlar cinsel hayatlarını da, ilişkilerini de istedikleri gibi yaşayabilirler size ne oluyor yahu? biri çıkar şimdi "ama toplumsal yapımızı, kutsal ailemizi bozuyollağğ" diye. zorla mı izletiyor insanlar kendilerini size? izlememe ve özenmemek gibi şahsi kontrolünüzü sağlayacak iq seviyesine sahip değilseniz o ayrı tabii.
video önüme olaylardan önce rastgele düşmüştü izledim geçtim oralı bile olmadım, gündem olunca bir baktım ki ne kadının hafifliği kalmış ne adamın gavatlığı. biri de çıkıp demiyor bize ne oluyor? sizin beyninizi sürekli seks diye sayıkladığı için hemen auuu diye coşuyorsunuz en ufak bir şeyde. bu yüzden bir dönüp içinizin pisliğine bakın rica ediyorum.
bir de ayıktırayım kimse sizin ne dini inancınıza ne de doğrularınıza göre yaşamak zorunda değil. isterse kucak dansı yapar isterse öpüşür. sanki zorla gelmiş sizinle dans etmiş ne bu yaygara. istediğiniz gibi yaşayın kendi ilişkinizi, hiç sevişmiyorsunuz zaten biliyoruz sporla ürediğinizi sizin. bir laf vardır ya kim neyi pazarlıyorsa onda eksiktir diye tam o durumdasınız. ahlak ahlak diye sayıklamayın hiç, hadi kardeşim topla ahlakını da bozulan aile yapını da git lütfen. kafanıza vura vura öğreteceğiz size "bundan bana ne olması" demeyi.
yok türkiye müslüman ülkeymiş de yok evlisinmiş bilmem ne. bunu diyen ve insanları bir video yüzünden yerden yere vuran ahlak bekçilerinin hayatlarına şöyle bakın; kaynından çocuğu olan mı dersin, kuzeniyle fantezi kovalayan mı yoksa komşusuyla yasak ilişki yaşayan mı ne dersen var.*sürekli seks seks diye aklından, fikrinden asla düşürmeyen, insanlara insan diye bakmayıp yalnızca kadın, erkek diyerek cinsiyetler bazında yaklaşabilen ve tüm gününü bastırılmışlıktan kaynaklı karşı cinsin varlığından dahi tahrik olmasıyla geçiren ahlak bekçileri hemen üşüşmüş videoya. siz insanlara kadın + erkek = cinsellik olarak baktığınız için yadırgıyorsunuz ancak bu insanların normali bu, birbirleriyle böyle samimi yaşıyorlar size ne? işleri bu profesyonel hayatlarında film çekip sevişip dağılıyorlar mesela. insanların işi bu. kaldı ki insanlar cinsel hayatlarını da, ilişkilerini de istedikleri gibi yaşayabilirler size ne oluyor yahu? biri çıkar şimdi "ama toplumsal yapımızı, kutsal ailemizi bozuyollağğ" diye. zorla mı izletiyor insanlar kendilerini size? izlememe ve özenmemek gibi şahsi kontrolünüzü sağlayacak iq seviyesine sahip değilseniz o ayrı tabii.
video önüme olaylardan önce rastgele düşmüştü izledim geçtim oralı bile olmadım, gündem olunca bir baktım ki ne kadının hafifliği kalmış ne adamın gavatlığı. biri de çıkıp demiyor bize ne oluyor? sizin beyninizi sürekli seks diye sayıkladığı için hemen auuu diye coşuyorsunuz en ufak bir şeyde. bu yüzden bir dönüp içinizin pisliğine bakın rica ediyorum.
bir de ayıktırayım kimse sizin ne dini inancınıza ne de doğrularınıza göre yaşamak zorunda değil. isterse kucak dansı yapar isterse öpüşür. sanki zorla gelmiş sizinle dans etmiş ne bu yaygara. istediğiniz gibi yaşayın kendi ilişkinizi, hiç sevişmiyorsunuz zaten biliyoruz sporla ürediğinizi sizin. bir laf vardır ya kim neyi pazarlıyorsa onda eksiktir diye tam o durumdasınız. ahlak ahlak diye sayıklamayın hiç, hadi kardeşim topla ahlakını da bozulan aile yapını da git lütfen. kafanıza vura vura öğreteceğiz size "bundan bana ne olması" demeyi.
devamını gör...
yumaz
yunus emre'nin bir şiirinde karşılaştığımız yunmak fiilinden çekinlenmiş olan sözcük.
o dizeler ;
bir kez gönül yıktın ise
bu kıldığın namaz değil
yetmiş iki millet dahi
elin yüzün yumaz değil
yunus emre burada yumaz'ı 'yıkamak' olarak belirtmiş.
o dizeler ;
bir kez gönül yıktın ise
bu kıldığın namaz değil
yetmiş iki millet dahi
elin yüzün yumaz değil
yunus emre burada yumaz'ı 'yıkamak' olarak belirtmiş.
devamını gör...
