beyimiz reddedilmiş herhalde.
devamını gör...

gecikmeli teslimiyet, sağlığına format at, beynine format at, yıka beynini ve neuro aşk isimli kitapların yazarı nlp saçmalığına sarılmış bir işportacıdır.

hakkında biyografik bir bilgi vermek değil niyetim. ya da insanları kandırmak için uydurdukları üzerinden konuşmayacağım. tedavi ettiğini iddia ettiği insanlar da beni hiç ama hiç ilgilendirmez.

benim anlatacağım şey barış muslu’nun yıllar önce türkiye’de şansını bir kez daha denemiş ve o dönemlerde okan bayülgen tarafından püskürtülmüş olmasıdır.

bir sabah programına katılan barış muslu, o programda eğer küçük bebekler ağlıyorsa alınlarına küçük küçük vurarak onları sakinleştirmeyi öneriyordu. tekrar söylüyorum; kafalarına vurarak.

medya arkası diye bir bölüm hazırlayan oka bayülgen de bu görüntüyü gösterip bu madrabaz ile dalga geçmek suretiyle gerçek yüzünü gözler önüne sermişti.

daha sonra ortadan kaybolan barış muslu, toplumun cehalet seviyesi artıp zeka seviyesi düştüğü bu yıllarda tekrar ortaya çıkarak oltasını atmış ve sazanları avlamaya başlamıştır.

okumayın, takip etmeyin, inanmayın. yoksa bu sahtekarlar toplumsal gerçekliğimiz haline gelecek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tamamen gereksiz bir olay.reklam engelleyici kullanı bedavaya gelir.
devamını gör...

nasıl ki soğuk suya girince alışıyorsun, buna da alıştım. çılgınca zıplıyorum vallahi. biraz karışık gibi sanki ama alışıyorsun girince.
devamını gör...

keşke kısa paça pantalon yerine siyah oje sürmek moda olsaydı, bin kat daha estetik görünüyor.
devamını gör...

shuffle’da ansizin karisma cikip mahveden, kendine has superhero.

sesinin, gitariyla dans edisinin insana hissettirdigi cok baska bir sey; gittigin yerde hala gonlunce solo atabiliyorsundur umarim.

en bi’ sevdigim icin;
devamını gör...

iyi giden şeyleri batırmakta ne kadar iyisin dediğimiz gece iyi gidebilecek bir yayının saçma bir clickbait duyuru ile batırılmasını izlediğimiz programdır.
(bkz: yeni isimle ilgili önemli açıklama radyoda)
ayıp oldu.
devamını gör...

farketmiyoruz ki?
ne yaşadın ne yaşamadın belli değil.
takıl işte canının istediği gibi..
yok düşünme denilen bir baş belası var izin vermiyor. saatli bombayı beyinine kurmuşlar ortadan kaybolmuşlar. benim sistem de mi sorun var, alışılmışlığa kendini bırakanda mı çözemedim. hayat patlatmadan kafayı bitsede gitsek moduna sokuyor insanı.
nereden başladı? nereye gidecek? ne bu telaşı? sonu zaten dipsiz kuyu. ne saçma.
evet çok saçma. bu kadar saçma olan şeyi abartmakta ironilerin hası. çelişkilerden kurtulmak gerek. yaşa ve bitsin.
devamını gör...

beni de sevin..koskoca sözlükte yalnız hissetmek...
devamını gör...

orjinal ismi (bkz: katalanca) (bkz: la habitacion de fermat) olan, (bkz: fermat's room) olarak bilinen ve türkçe izlemek isteyenlerin (bkz: kapan) şeklinde araması gereken en iyi film adayı, enfes ispanyol filmi. *

künye:

yıl- 2007
yönetmen ve senarist: (bkz: luis piedrahita) ve (bkz: rodrigo sopena)
kazandığı ödüller: avrupa fantastik filmi gümüş büyük ödülü ve uluslararası fantastik film ödülü (en iyi senaryo ödülü)

birkaç bilgi:
film, 3 asırdır cevabı bulunamayan, çözülemeyen (bkz: fermat'ın son teoremi) 'ni konu alır.
fermat'ın son teoremi, matematikçi (bkz: pierre de fermat)' ın,
"teoremin harika bir ispatını buldum ancak sayfanın kenarında bunu yazmak için yeterli alan yok."
diyerek ortaya fırlattığı, ilkokul talebelerinin bile gördüklerinde anlayabilecekleri gibi basit görünen fakat en zeki matematikçilerin bile işin içinden çıkamadığı, ispatlanması efsane zor olan, fakat 1994 yılında, nihayet fermat öldükten 300 küsür yıl geçtikten sonra ispatlanmış, 100 küsür sayfalık matematik teoremidir.
teoremin, gerçekte ingiliz matematikçi profesör (bkz: andrew wiles)tarafından ispatlandığı bilinir fakat aslında bir öğrencisinin de yardımı ile ispatlandığından, senaristlere "teoremi ben ispatladım." "sen çaldın." ekmeği verilmiştir.

teorem ispatını merak edenler için link: buradan

konu ve çok küçük spoiler içerir:
ispanya'nın en zeki dört matematikçisi de aynı zamanlarda garip bir davet alırlar. davet eden şahıs fermat'ın ta kendisidir. * davet gizemli olduğundan, matematikçilerin kabul edilmek için, davet ile birlikte gönderilen matematik sorusunu çözmeleri gerekmektedir.
gelmiş ve geçmiş ünlü matematikçilerden galois, pascal, hilbert ve oliva takma adı verilen bu dört matematikçi de davet mektubu içerisindeki soruyu doğru cevaplayıp, davete icabet etmeye hak kazanırlar. icabet ettikleri yerde fermat onları karşılar, karşılar karşılamasına fakat, ortada bir gariplik vardır. kendilerine sürekli enfes zeka soruları yöneltilmekte ve bu sorulara zamanında ve doğru cevap veremez iseler, içinde bulundukları oda bir kapan gibi gittikçe küçülmektedir.

matematikçilere sorulan en sevdiğim sorulardan bir tanesi: (değiştirilmiştir)

bir odada hapissiniz. karşınızda iki adet kapı var. biri özgürlüğe açılan kapı, diğeri ise ölüm olsun. her iki kapının da başında birer gardiyan var. gardiyanlardan biri kendisine yöneltilen sorulara her zaman yalan, diğeri ise her zaman doğru cevap veriyor. hangisinin doğru söylediğini ve hangi kapının başında durduklarını bilmiyorsunuz fakat gardiyanlar kapıların nereye açıldığını biliyor. nöbetçilerden herhangi birine yalnızca bir soru sorarak özgürlüğe açılan kapıyı nasıl bulabilirsiniz?
devamını gör...

nargile tayfanın giydiği kısa ve dar paçalı donlar. onlar buna pantolon diyor gerçi.
devamını gör...

yunan mitolojisindeki narcissus isimli kahramandan gelen,
1914 yılında ilk defa freud tarafından kullanılan
kendini dış dünyadan soyutlayan
ben merkezi olan
anlamına gelen kelimedir.
devamını gör...

merhaba selamın aleyküm diyerek konuya gireyim. öcelikle embesil lafını küfür ya da hakaret zannedebilecek moderatöre sesleneyim embesil zeka seviyesi ile ilgili tıbbi bir terimdir.

peki sen bu öğüt veren cahillere laf edebilecek misin diyen olabilir. ben tıp doktoruyum. ayrıca üç yıl psikiyatri asistanlığı yaptım. bir yıl daha sabredebilsem psikiyatrist olurdum. ama hocalarıma siz önünüze gelene antidepresan yazan tıbbi cahillersiniz dedim diye itilmiş biriyim. tanıdığınız asistan doktor varsa sorun bu ne demek. tanrıya küfredip cennete al beni demekten farkı olmadığını anlarsınız. pek çok intihar girişiminde bulunan kişiyle konuştum. konuşma derken muayene oluyor bu psikiyatride.

gelelim konumuza. değer mi be. paraysa sorun hallederiz demek afedersiniz ben salağım senin de kafanı silkeyim geri zekalı demektir hastaya. çözeriz hallederiz umarım her şey düzelir demek o kişiye destek olmak değil ona zarar vermektir.

kimse para için ya da tek bir konu yüzünden intiharı seçmez. sorun komplextir ve büyük ihtimalle bu kompleks yapıyı intihar eden kişi bile bilmez. sizin teselli ya da iyi niyetli görünen aptalca yazdıklarınızı okuyorsa bu kişi zarar görür.

bilginiz olmadan her başlığa atlayıp yorum yapabilirsiniz ama böyle hassas bir konuda fikir belirtmeniz beni delirtti. tıpta ilk kural bilgin yoksa hastaya zarar vermedir. cehalet böyle işte. yorum yaparak bir insana zarar vermek. intihar girişiminde bulunan insanların bunu tekrarlama oranı ne biliyor musun. hayır. senin yazdıklarından nasıl etkilenir biliyor musun. hayır. neden yazıyorsun? ben söyleyeyim. manevi masturbasyon yapıp rahatlamak için. okuyanlara ben çok duyarlı ve iyi bir insan imajı vermek için.

sayın düşük zekalı kardeşim. git nereye yazarsan yaz ama hayatı pamuk ipliğine bağlı kişiye yazma. bu kişiyle konuşacak kişi yedi yıl tıp fakültesi sonrası yıllarca psikiyatri eğitimi alan kişi olmalı.

bu işin geyiği olmaz. en ufak bir hatada o kişi kaybedilir. bu sevgilisinin terk ettiği üzgün arkadaşın değil. intihardan bahseden kişiye nasıl yaklaşılmalı konusunu anlatırdım ama bunu okuyan kendini uzman sanarak hareket eder diye susuyorum.

böyle hassas konularda susun ve yorum yapmayın. neyse derdim anlaşılmıştır umarım.
devamını gör...

hem çok bilgili, hem çok sevimli bir karakterdir. fringe, sırf walter için yeniden izlemek istediğim diziler arasında ilk sırada.
devamını gör...

kendi yediği çikolatasından sonra gözlerini ablasınınkine dikmiş kardeşe "al ye bunu da ben zaten sevmiyorum bu çikolatayı" demek.
anne babası çalışan bir ablaysanız ablalığın bir rol/görev olduğunu erken yaşta öğrenmek, belki de erkenden büyümek.
devamını gör...

enkazdan 2 saat sonra kendi çabamla çıktığım, en yakın arkadaşımı kaybettiğim, enkazdan çıktıktan sonra hemen arama kurtarma çalışmalarına yardım etmeye başladığım...

türkiye izcilik federasyonu üyeliğim sebebiyle ertesi gün jandarma ile deniz üzerinden gölcük donanmaya geçtiğim, maalesef yıkılan koğuş binasından canlı asker çıkartamadığım,

3 gün sonra geri dönerek akrabalarımı aradığım, şehri terk ettiklerini öğrendikten sonra tekrar arama kurtarma çalışmalarına katılıp hollandalı bir ekiple enkaz enkaz dolaştığım...

bir hafta sonrasında ise morg olarak kullanılan olimpik buz pateni sahasında, yakınlarını arayanlara yardımcı olduğum...

ve bütün bunları sadece 16 yaşındayken yaşadığım olay.**
devamını gör...

cevabımız sorunun ne şartlarda sorulduğuna göre değişir.

bir savaş meydanını hayatımıza uyarladığımız düşünülürse savaşmak en iyisidir. düşman birlikleri etrafta dört dönerken öylece oturursak kellemiz gider.
gidip teslim olursak da neyimiz var neyimiz yok, soyup soğana çevirirler. her durumda da yolun sonu savaşmaya çıkıyor. zaten dünyanın kuruluşundan bu yana insanoğlu bir şeyleri savaşarak elde etti. kanımızdaki bu deli cesaret, hırs hep atalarımızdan geliyor. bir de oturarak başarıya ulaşan tek canlı tavuktur.
devamını gör...

beni sevmiyorlar çünkü ben onlara kimsenin veremediği değeri veriyorum. daha önce kimse tarafından değer görmedikleri için yabanileşiyorlar. yanlış anlaşıldığımı düşünüp uzaklaşınca onlardan, gerçek yüzünü gösterdi diyorlar.

beni sevmiyorlar çünkü ben onlardaki merhamet duygusunu uyandırıyorum.
kendileriyle iki saniye başbaşa kalamayan insanlar, vicdanlarıyla yalnız kalınca bana düşman kesiliyorlar.

herkesin "sen çok iyisin , kalbin çok temiz" demesine rağmen, hayatından kolayca çıkaracağı ve bir türlü sevemedigi o ilk kişiyim ben.

sorun bende değildi. sorun beni sevemeyecek kadar kör, sağır ve dilsizlerdi.

kimsenin beni sevmesine de ihtiyacım yok. ben kendime yeterim.
devamını gör...

duygusal bağ kurmaktan korkmak.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim