(bkz: anayasa kitapçığı)

(bkz: ahmet necdet sezer)
devamını gör...

tourette sendromu

tourette sendromu (veya turet sendromu), aynı şekilde kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, ani bedensel tikler ve ses tiklerinin oluşturduğu nörolojik veya “nörokimyasal” kalıtsal bir rahatsızlıktır.[5] nörogelişimsel bozukluklar kategorisinde ele alınır. ismini fransız doktor gilles de la tourette'den alır. beynin bazal ganglion denilen bölümündeki anormallikten kaynaklandığı düşünülmektedir (dopamin). tikler birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket ya da ses çıkarmadır. karşı konulamaz bir deneyim olarak yaşanır. ciddi formlarda iletişim ve yaşam kalitesi bozulabilir. sık görülen tikler arasında kafa sallama, kaş-göz oynatma, göz kırpma, hayvan sesleri çıkarma, boyun çevirme, göz devirme, diş gıcırdatma, omuz oynatma, yüz buruşturma ve buna benzer yüz hareketleridir. yaygın inanışın aksine tourette sendromu küfür etme hastalığı değildir. koprolali denilen istem dışı küfür etme durumu tourette sendromlu bireylerin çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır. bunların yanında kişide şu semptomlar da bulunabilir ekolali: karşısındakinin sözlerini sesli veya kendi kendine sessizce tekrar etme. hastalığın belirtileri genellikle 5-6 yaşlarında ortaya çıkar. ergenlikle beraber tikler artış gösterir. çoğu vakada ergenlik döneminin sonuna doğru tiklerin sayısı ve şiddeti azalmakla beraber genellikle ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. bir kişinin tourette sendromlu sayılabilmesi için en az iki motor (bedensel tik) bir vokal (ses tiki) tikinin olması ve bu tiklerin 18 yaşından önce başlamış olması gerekmektedir. tikler yere ve duruma göre şekillenebilir. örneğin çoğu kişide stres, yorgunluk, kaygı, heyecan, sinir ve panik olma durumlarında tiklerin sayısı ve şiddetinde yükselme olur veya bazı motivasyon gerektiren uğraşlarda tikler geçici süreliğine yok olabilir; örneğin spor yapmak, enstrüman çalmak, şarkı söylemek. kanner'a göre bu kişilerin genel kişilikleri şu şekildedir: fazla duyarlı, kolay heyecanlanan, huzursuz, sıkılan, alıngan, zeki ve bilinçli. abd verilerine göre tourette sendromuna sahip bireylerin %75'ine yakını herhangi bir spor veya sanat dalıyla ilgilenmektedir.[6] abd'de her sene 15 mayıs - 15 haziran tarihleri arasında ulusal çapta 20'ye yakın kentte ''tourette sendromu farkındalık ayı'' etkinlikleri (konser, yürüyüş, spor müsabakaları, gezi, yarışma vb) düzenlenerek tourette sendromuna dikkat çekilmektedir.
devamını gör...

bu da böyle bir güzellik:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hemşehrim olan yazar.

geçen günlerde bir gün bir tanımını gördüm ve profiline girip okumaya başladım. falan tanım filan tanım derken memleket tanımını gördüm ve yoksam dedim.

sonra kısa bir muhabbet ettik. içten, samimi...

tanımları da kafa dengi ee daha ne olsun?
keyifle okuyup, keyifle yazın sayın yazar.
devamını gör...

bir internet terimidir. ingilizcesi "search engine optimization" olan, "arama motoru optimizasyonu" anlamına gelen kelimenin kısaltmasıdır.

kısacası seo olarak andığımız bu iyileştirme, websitelerin arama motorları üzerindeki görünürlüğünü artırmaya, dolayısıyla başka internet kullanıcıları tarafından bulunmayı hedefleyen iyileştirmedir.

websitelerin olmazsa olmazıdır. seo ayarları yapılmamış websitesi ancak kulaktan kulağa oynayarak ziyaretçisini artırır.
devamını gör...

alkol, uyuşturucu bu işi meşrulaştırma mekanizmasına döndü iyice.
devamını gör...

kendisine osmanlı türkçesi diyerek sevimlileştirmeye çalışıyorlar fakat gayet de başlı başına bir dil, hatta olabildiğince de sevimsiz bir dildir. her ne kadar türkçe unsurlar barındırsa da, bir o kadar arapça ve farsça unsur da içerir. ayrıca arap alfabesinin (üzerine fars alfabesinden eklemeler yapılmış bile olsa), türkçe'ye uygun olmadığının da başlı başına kanıtıdır.

örneğin:

اون

yukarıda orijinal olarak "avn", ama aslında "on" (10), "ön" ("arka"nın zıttı olan), "un" (hani şu ekmeğin yapıldığı) ya da "ün" (şöhret) yazıyor. birinden biri. aynı zamanda hepsi. artık hangisi olursa. böyle bir şey olabilir mi ya?
devamını gör...

hiçbir şeydir. normal hayat devam ediyordur ve ekstra bir şeye gerek yoktur dediğim isteklerdir. *
devamını gör...

uzuun zamandır göremediğim bir arkadaşımla dün yaptığımız sohbetten küçük bir bölüm.

ıki çocuğun büyüğü kız, küçük erkek.
kız oldukça çalışkan, sorumluluk sahibi, hiç bir şekilde kendisiyle ilgili bir soruna fırsat vermeyecek türden.

erkek ise tam tersi, herşey sorun, yapacağı tek şey ders çalışmak, ama nerdee, uzaktan yakından alakalı değil. anne baba durumu sorgulandığında da,
" bütün iyi güzel huyları ablama vermişsiniz, bana da bu kalmış " oluyormuş cevap.

ben şimdi, ülke gündeminden kaçan bugünkü nesli, yukarıdaki her işi kendince evirip çevirmeyi meslek edinmiş delikanlıya benzetiyorum.

gündem dediğinde, vay efendim senmisin bunu söyleyen,
kafa dinliyorlarmış da ( kafa nerde yoruluyorsa) , gündem kirliymiş de, umut yokmuş da vs.vs.

ya bu dünyada halkına tüm sistemin temelleri oturtulmuş yepyeni özgür bir ülkeyi tepside sunan tek bir lider çıkmış.
mustafa kemal atatürk.

türkiye cumhuriyetini eksiklerine rağmen, en azından özgür bir konumda bu halka adeta armağan etmiş. başka örneği yok.

şimdi bizim gençler, hem kel hem fodul misali, hem hiçbir şeyi beğenmiyor , hem de değişim adına hiçbir şey yapmıyor.

hepsinin gözü yurtdışında. fırsat bulsak da kaçsak diye. yurt dışı da sanki açtı kucağını sen gibi hazır yiyiciyi bekliyor.
yutdışı çalışkan adamı, disiplinli adamı, amacı ideali olan adamı alır,
sen gibi kendi ülkesinin gündemini takip etmekten aciz adamı ne yapacak alıp da,

deyince de, kızıyor bizim gençler.
umarım iyiyi de kötüyü de yapacak olanın kendileri olduğunun farkına varırlar, çok geç olmadan ...
devamını gör...

feminizmin kadın üstünlüğü olduğunu düşünmeleri.bu tiplerin hala var olduğunu bilmek fazla acınası.
devamını gör...

"yarayla alay eder yaralanmamış olan." kafamın içerisinde kazınmış halde duruyor.
devamını gör...

tüm zamanların en şanssız yapımcı ve yönetmenine sahip filmi. sen gidiyorsun, böyle devasa bir film yapıyorsun, her bir karakterin ayrı bir film çekilecek kadar dolu, çekimlerin çok güzel, tempo harika, final süper, müzikler enfes. ancak forrest gump diye bir film çıkıyor bütün ödülleri topluyor, sen hiç oscar alamıyorsun.. son yıllarda oscar alan filmlere bakıyorum da, hakikaten yazık olmuş bu filme..
devamını gör...

henüz sözlük çok yeni. inişleri ve çıkışları illa ki olacaktır.

gidenleri düşünecek olursak "güle güle paşam yolun açık olsun" demekten başka elden bir şey gelmez. *
devamını gör...

arap mitolojisine göre evreni yoktan var eden, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, mutlak güç ve kontrol sahibi, eşi benzeri olmayan tanrıdır.
devamını gör...

bazen bir ortama girersin ve bir türlü sohbete dahil olamazsın, sana pas vermezler, deyim yerindeyse sana bir "hi" bile demezler. işte o zaman kendini bir sorgulamaya başlarsın içine bir şey oturur, özellikle bunu sana yapan sevdiğin arkadaşlarınsa
devamını gör...

babamın birkaç tane eski bilgisayarı, monitörü falan vardı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şuna benziyordu. bir bahar temizliğinde annem hepsini* eskiciye verdi. annem attım deyince babam hadi canım delirmedin ya dedi. uzunca bir süre küs kaldılar. o zaman anladım onun için çok kıymetliymiş. hâlâ daha arada lafını eder o bilgisayarların.
devamını gör...

lothar günther buchheim'ın 1973 yılında yazmış olduğu aynı isimli kitaptan uyarlanan muhteşem bir alman filmi. zamanında u-571, greyhound gibi tamamen propaganda amacı güden vasat filmler ile bir tutulmuş olsa da -harvey keitel beni bağışlasın- bu filmin yeri johnny got his gun, the thin red line, a bridge too far gibi savaş filmlerinin yanıdır. petersen öyle bir atmosfer yaratır ki gerek kamera açıları gerek kullanılan müzikler tamamen o 283 dakikayı mürettebat ile beraber bizzat u-96'nın içinde geçiriyormuş gibi hissettirir izleyiciye. film ile alakalı tek kafama takılan şey bir kaç ingiliz destroyerini patlattıkları sahnenin tam tarihi bilememek çünkü hafızam beni yanıltmıyor ise laconia faciası aşağı yukarı 1942 yılının eylül ayında gerçekleşmekte ve bundan çok kısa bir süre sonra da zaten karl doenitz laconia order ile keskin bir çıkış yapmıştı. kaptan ve mürettebat yanarak denize atlayan ingiliz askerlerini gördüğünde onları kurtarmaya vakti olduğu halde kendi birliklerinin onları kurtarmadan gitmesi karşısında dehşete düşmüştü ve üzüldüler de ama yardım etmeden gitmelerinin sebebi onlarla paylaşabilecek yeterli yiyecek stokları ve yaşam alanları olmadığı için miydi yoksa olaylar gerçekleşirken çoktan laconia emri verilmiş miydi? kitapta da özellikle tam bir tarih belirtilmiyor genel itibari ile. cevap kesin olmasa bile o sahne filmin en güzel sahnelerinden biridir bu arada. eugène ıonesco şöyle buyurur:

"ideologies separate us. dreams and anguish bring us together."

bu sahnede de aslında bu cümlenin ete kemiğe bürünmüş halidir. işin özü; savaş filmlerinde, özellikle 2. dünya savaşı temalı savaş filmlerinde çoğu zaman bütün alman askerleri korkunç canavarlar olarak lanse edilirken savaşın diğer tarafı her zaman bir kahramanmış gibi pazarlanır. oysa das boot bir savaşın kahramanı olmadığını, anlatılan pek çok kahramanlık öyküsünün yalnızca fazladan cilalanmış, en kötü kısımları kesilmiş ve abartılmış saçmalıklardan ibaret olduğunu beyaz perdeye en güzel aktarmış filmdir. biz bu filmde kahramanlıklar izlemeyiz, savaşın çılgınlığı karşısında etten kemikten yapıldığının bilincinde korkmuş insanları izleriz. bir çoğu çocuktur daha, hatta bazıları o cilalanmış kahramanlık öyküleri ile büyülenmiştir de ama fotoğraflarda yaşları belli olmasın diye sakallarının uzamasını bekleyen bir grup çocuklardır sadece. bu nazi karşıtı bir film değil direkt savaş karşıtı bir filmdir ve bunun en güzel kanıtı da hiç istemediği bir savaşın ortasında, tamamen harcanabilir piyonlar olduğunun bilincinde herkesi hayatta tutmak için elinden geleni yapmaya çalışan kaptan karakteridir. eine reise ans ende des verstandes!
devamını gör...

sihirli annem cem'in repliği ; "çatalı hiçbir zaman kaşık olarak kullanamazsın"
devamını gör...

yarım saat önce 5 dk bile dayanamadan çıkarım diye girdiğim radyo. (çıkamadı)
devamını gör...

ay ben bu programda ismi uzun yazarımla göz göze bakıyormuşum da kimse haber vermemiş.müzik seçimleri pek kaliteli hala kaliteli. en kaliteli en organik en doğal en portakal suları bu programda be.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim