türk kahvesi
kırk yıllık hatıra lâyık olup, kömür hâline gelinceye dek kavrulması hâlinde içilmesinin şeyhü'lislâm ebu's-suud efendi tarafından haramlığına fetvâ verilmiş, türklere has bir pişirme ve sunum merâsimine tâbi tutulmakla özel bir lezzet olarak iştihâr etmiş, içeni de özel hissettiren bir içecektir. mâzi derelerini geçip 16. yüzyıla hayâlen seyahat ettiğimizde bizleri şimdi tebessüme sevk eden kahve tartışmalarına şahit oluyoruz. bakınız dönemin ulemâsı, kahve üzerine neler neler döktürmüşler:
''....kanunî döneminin meşhur şeyhü'lislâmı ebu's-suud efendi'nin “kömür derecesinde kavrulmuş kahvenin içilmesi haramdır.” dediği fetvasıyla istanbul'a kahve getiren gemiler batırılmıştır. ebu's-suud efendi'nin bu fetvası kahve etrafında oluşacak iki grubun fitilini ateşlemeye yetmiştir. 1589-1598 yıllarında iki defa şeyhu'lislâmlık yapan bostanzâde mehmet efendi'ye iştipli vaiz emin efendi'nin vermiş olduğu manzum dilekçe, şeyhü'lislâm tarafından ehl-i keyfi memnun edecek manzum bir cevapla karşılık bulur. bostanzâde mehmet efendi, manzum fetvasında kahvenin haram olduğuna dair ifadenin bir vehim ve riya sebebi olduğunu, kahvenin sağlığa zararlı olmayıp tam tersine faydalı olduğunu, ağrıları giderip kusmayı önlediğini, göz kapağı sivilcelerine devâ olduğunu, kulunca ve nefes darlığına iyi geldiğini, ayrıca gamı giderip safâ verdiğini anlatır:''
''kahve hakkında zikr olan şübehât
vehmdür cümlesi medâr-ı riyâ
evvela balgamı izâle ider
eridüp mahv idüp komaz aslâ
gaseyân ile kay'a mâni'dür
nef'i vardur agrıya dimiş hükemâ
kat' idüp cümle-i rütûbâtı
hem haşâda olan riyâha devâ
gözin açdurmaya hücûm-ı seyl
tâ elif gibi kâmetini ide dü-tâ
çâresi def'i kahve içmekdür
kahvedürür âna ilâv u şifâ
kahve iç kahve dâfi'-i gamdur
vire saykal dimâga 'akla cilâ.''
(klasik türk edebiyatı ışığında edebiyat ve kültür tarihimizde kahve ve kahvehâneler makalesinden iktibas edilmiştir. / yrd. doç. dr. hakan yalap , nevşehir hacı bektaş veli üniversitesi eğitim fakültesi / insan ve toplum bilimleri araştırmaları dergisi cilt:6 sayı: 3-2017 sayfa: 1907-1930)
''....kanunî döneminin meşhur şeyhü'lislâmı ebu's-suud efendi'nin “kömür derecesinde kavrulmuş kahvenin içilmesi haramdır.” dediği fetvasıyla istanbul'a kahve getiren gemiler batırılmıştır. ebu's-suud efendi'nin bu fetvası kahve etrafında oluşacak iki grubun fitilini ateşlemeye yetmiştir. 1589-1598 yıllarında iki defa şeyhu'lislâmlık yapan bostanzâde mehmet efendi'ye iştipli vaiz emin efendi'nin vermiş olduğu manzum dilekçe, şeyhü'lislâm tarafından ehl-i keyfi memnun edecek manzum bir cevapla karşılık bulur. bostanzâde mehmet efendi, manzum fetvasında kahvenin haram olduğuna dair ifadenin bir vehim ve riya sebebi olduğunu, kahvenin sağlığa zararlı olmayıp tam tersine faydalı olduğunu, ağrıları giderip kusmayı önlediğini, göz kapağı sivilcelerine devâ olduğunu, kulunca ve nefes darlığına iyi geldiğini, ayrıca gamı giderip safâ verdiğini anlatır:''
''kahve hakkında zikr olan şübehât
vehmdür cümlesi medâr-ı riyâ
evvela balgamı izâle ider
eridüp mahv idüp komaz aslâ
gaseyân ile kay'a mâni'dür
nef'i vardur agrıya dimiş hükemâ
kat' idüp cümle-i rütûbâtı
hem haşâda olan riyâha devâ
gözin açdurmaya hücûm-ı seyl
tâ elif gibi kâmetini ide dü-tâ
çâresi def'i kahve içmekdür
kahvedürür âna ilâv u şifâ
kahve iç kahve dâfi'-i gamdur
vire saykal dimâga 'akla cilâ.''

devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
yanlarım ağrıyor. ( yaş 42)
devamını gör...
fal bakan sözlük yazarları
'ben' diyene 15 kişi aynı anda fincan fotoğrafı yollar. bakıyorsanız bile ses çıkarmayınız. ama bana haber edebilirsiniz. hissiyat kuvvetliyse yorum beklerim. üç vakte kadar diye başlayıp beş vakitte bitiririz.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
yaa bir miniği duydum anonsta. hadi kalk oynayalım beraber :)
devamını gör...
fenilketonüri
ilk defa 1934 yılında tanılanan genetik metabolik bir hastalıktır. fenilalanin isimli aminoasitin metabolize edemeyen kişilerde fenilalanin birikmesi sonucunda ağır beyin hasarına yol açar. hastalığın tanılanmasında başvurulan temel test doğum sonrasından alınan topuk kanıyla yapılır ve vücutta ki fenilalanin oranına bakılır. yüksek oranda fenilalanin çıkması durumunda proteinin kısıtlandığı özel bir diyet programı uygulanır.
fenilketonüri hastaları hayvansal gıdaların tamamı , kuruyemişler ve bakliyatlardan mümkün mertebe uzak durmalıdır.
fenilketonürinin teşhis edilemediği durumlarda ortaya çıkabilecek başlıca problemler şöyle sıralanabilir:
zeka geriliği
kusma
konvülsiyonlar(havale)
yaygın gelişimsel gerilik
edit; ukde sahibini görmedim doğrudan fenülketonüri şeklinde başlık açtığım için ukde sahibi mesaj atarsa ekleyeyim*
fenilketonüri hastaları hayvansal gıdaların tamamı , kuruyemişler ve bakliyatlardan mümkün mertebe uzak durmalıdır.
fenilketonürinin teşhis edilemediği durumlarda ortaya çıkabilecek başlıca problemler şöyle sıralanabilir:
zeka geriliği
kusma
konvülsiyonlar(havale)
yaygın gelişimsel gerilik
edit; ukde sahibini görmedim doğrudan fenülketonüri şeklinde başlık açtığım için ukde sahibi mesaj atarsa ekleyeyim*
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
yaaa çok mutluyum çok. sabahtan ölü bir ruh hali içindeydim. mutsuzdum. sonra yakın arkadaşım aradı, sevdiği kişinin yokluğu kalbine öyle işlemiş ki üzüldüm. ona cesaret verdim. "seni bu belirsizlik yormuş, sen onu seviyorsun ve her önüne gelen sevilmez, sevgine sahip çıkmalısın. şansını denemeli ve aramalısın. eğer iki kişi birbirini seviyorsa sorun çözülür ve daha iyi bir durumda sevginize devam edersiniz. iyi olanını düşünmelisin, onun da sevdiğini hissediyorsundur. sonuç iyi de olsa kötü de olsa bu senin yararına olur. kötü olursa durumu kabullen ve bu üzüntünün geçmesini beklemelisin. üstüne gelme lütfen, hayatın için sen gereklisin, kendini en çok sen düşünürsün. ara ve bu 5 gün boyunca neler hissettiğini söyle, onu özlediğini, sevdiğini dile getir. o da seviyorsa ne mutlu. "dedim. cesaret edip aramış veeee buluşacaklar, biliyorum ki sevgilerinin gücü onları iyi bir duruma getirecek.
canım yazar arkadaşlarım, sevginize inanız. sevgi, güçtür nimettir mutluluktur.
canım yazar arkadaşlarım, sevginize inanız. sevgi, güçtür nimettir mutluluktur.
devamını gör...
hasta ruh ismail
bir bölümünde ananın cerahatlı a.ı tepkisiyle okuru komaya sokmuştur.
devamını gör...
türkiye'den seri katil çıkmaması
seri katilimiz eksikti zaten. ülkede her çeşit parazit canlı var, bırakalım katilimiz de eksik olsun.
ayrıca seri katil deyince hiç aklınıza soğuk amerikan filmleri gelmesin. gerçek hayatta durum daha farklı oluyor.
t: şaşırtıcı ama güzel bir durum.
ayrıca seri katil deyince hiç aklınıza soğuk amerikan filmleri gelmesin. gerçek hayatta durum daha farklı oluyor.
t: şaşırtıcı ama güzel bir durum.
devamını gör...
aleksandr sergeyeviç puşkin
nazım hikmet'in şiirlerini türkçe'ye çevirdiği tek şair.
devamını gör...
israil
üstteki yazar
"tarihsel olarak filistinde hak sahibi olan" demiş.. tamam, tarihsel olarak roma ve yunan haklarını gözetip memleketi onlara satalım/devredelim. hatta biz de tarihsel hakkımızı kullanalalım, tası tarağı toplayıp asya bozkırlarına steplerine geri dönelim.
"illegal bir şey yapmayan devlet" demiş ama galiba dünyadan bihaber
tezgah altından şunu verelim de bilgilensin garip: (bkz: sabra ve şatilla katliamı)
"tarihsel olarak filistinde hak sahibi olan" demiş.. tamam, tarihsel olarak roma ve yunan haklarını gözetip memleketi onlara satalım/devredelim. hatta biz de tarihsel hakkımızı kullanalalım, tası tarağı toplayıp asya bozkırlarına steplerine geri dönelim.
"illegal bir şey yapmayan devlet" demiş ama galiba dünyadan bihaber
tezgah altından şunu verelim de bilgilensin garip: (bkz: sabra ve şatilla katliamı)
devamını gör...
bebek kaplan
yeni doğmuş, henüz birkaç saatlik bir bebeklikten 7- 8 aylık olana kadar olan süreleri sevimli süreleri. özellikle hayvanat bahçelerinde severlerken görürüz. bu süreden sonra da sevilip oynaşacak ebadı geçiyorlar. hem davranış kalıpları, hem de küçücük çocukların ellerine alıp seveceği noktayı geçmiş oluyorlar.
devamını gör...
normal sözlük yazar kalitesi
bence '' yazar '' kalitesi gayet iyi. diğerleri zaten yaşları gereği 1 ay kendilerince eğlenip sonrasında yok oluyorlar. fazla takılmamak lazım.
devamını gör...
pazar günü erken uyanıp pazartesi yastıktan ayrılamamak
tipik pazartesi sendromudur.
devamını gör...
saçma türk adetleri
makas kesmiyor,gerdek gecesi tekme tokat saldırmak, düğünde erkeğin ayağına basmaktır.
devamını gör...
kendini kandırma sözleri
sen birazdan her işi halledeceksin
az daha oyalan.
az daha oyalan.
devamını gör...
60 percent
tanışma hikayemizi eksik anlatmış yazardır.
kendisi çok başarılı bir mühendisken ben de yedek parçacı olarak sanayide kendi halinde, aç bırakmayan bir dükkanın sahibiydim. albay emeklisi dedemin adam olması için zorla gönderildiği sanayi aynı zamanda. kendisini çok sever, saygı duyarım hâlâ. dedemin bir sözünü hiç unutmam “sanayide içtiğin çayın tadını hiçbir starbucks’ta arama torunum.”
dedemin bu sözlerinin de etkisiyle franchising üzerinden starbucks açmaya çalışsam da bütçem yetmedi, hem çocuğuz daha o zamanlar, nerede gezer o kadar para? ben de ilerleyen zamanlarda sanayide, hem sanayi çayının tadını unutmamak adına hem de dedeme olan saygımdan dolayı yedek parçacı açtım. bir de küçük bir atölyem var, orada da zor bulunan parçaların dökümünü yapıyorum.
hafta sonu saat 4-5 civarı evimde uzanırken hükümet kanadından sevdiğimiz bir ağabey aradı. “yardım göndereceğimiz kargo uçağının bir parçası eksik, eğer mümkünse bugün içerisinde dökebilir misin?” diye bir ricada bulundu. parçaya ait verileri gönderirseniz neden olmasın diyerek o gün açmadığım dükkana gidip, kalıbı çıkartıp dişliyi bir güzelce döktüm. 3-4 saat içerisinde de hazır edip dişliyi benden isteyen kişiyi aradım. gece 11’den sonra kadife sokak karga’ya bir mühendislerini göndereceklerini söyleyip bir de fotoğrafını gönderdiler. ben de dişliyi kaybetmemek adına anahtarlığıma taktım ve aç olan karnımı doyurmak için bir yere gittim. saat yaklaşmıştı ve hemen karga’nın yolunu tuttum. nihayet erkenden gelebilmiştim.
karga’ya girip gözlerimle mühendisi bir yokladım ama yok, daha gelmemişti. barda oturup bir şeyler içerken anahtarlığı da elimde bir o yana bir bu yana sallamaya başladım. derken beklenildiğinden tamamen habersiz, fotoğrafından çıkarttığım mühendis geldi. dönüp selam verdim ve oturabileceğini söyledim. yaptığı işlerden, gezdiği yerlerden ve ayakkabılarımdan bahsetti. sonra da dişliye gözü takılıp içerisinde bulunduğu sorundan bahsetti. zaten haberimin olduğundan, dişliyi bu sabah döktüğümden ya da ülkenin imkansızlıklarından bahsetmedim. dedemin hikayesini ve bu dişlinin de onun bir anısı olduğunu söyledim. ödünç istedi ama ben zaten o dişliyi kendisi için, hediye olarak yapmıştım. dişliyi verdim ve kalkması gerektiğini söyleyerek kalktı. tekrar görüşmek için sözleştik fakat gelemeyeceğini zaten biliyordum. hükümet kanadındaki ağabeyden sürekli kendisi hakkında bilgileri alıyordum. ara sıra karga’ya da uğruyordu ama sürekli düşünceliydi. hepsinden haberdardım.
işte tanışma hikayemizin aslı budur kendisiyle. eğer dedemi dinlemeyip starbucks açsaydım hem sanayi çayının tadını hem de böyle bir insan olmam gerektiğini unuturdum. sanayi çayı tadında, samimi ve iyi niyetlerle dolu bir tanışmaydı bizimkisi.
kendisi çok başarılı bir mühendisken ben de yedek parçacı olarak sanayide kendi halinde, aç bırakmayan bir dükkanın sahibiydim. albay emeklisi dedemin adam olması için zorla gönderildiği sanayi aynı zamanda. kendisini çok sever, saygı duyarım hâlâ. dedemin bir sözünü hiç unutmam “sanayide içtiğin çayın tadını hiçbir starbucks’ta arama torunum.”
dedemin bu sözlerinin de etkisiyle franchising üzerinden starbucks açmaya çalışsam da bütçem yetmedi, hem çocuğuz daha o zamanlar, nerede gezer o kadar para? ben de ilerleyen zamanlarda sanayide, hem sanayi çayının tadını unutmamak adına hem de dedeme olan saygımdan dolayı yedek parçacı açtım. bir de küçük bir atölyem var, orada da zor bulunan parçaların dökümünü yapıyorum.
hafta sonu saat 4-5 civarı evimde uzanırken hükümet kanadından sevdiğimiz bir ağabey aradı. “yardım göndereceğimiz kargo uçağının bir parçası eksik, eğer mümkünse bugün içerisinde dökebilir misin?” diye bir ricada bulundu. parçaya ait verileri gönderirseniz neden olmasın diyerek o gün açmadığım dükkana gidip, kalıbı çıkartıp dişliyi bir güzelce döktüm. 3-4 saat içerisinde de hazır edip dişliyi benden isteyen kişiyi aradım. gece 11’den sonra kadife sokak karga’ya bir mühendislerini göndereceklerini söyleyip bir de fotoğrafını gönderdiler. ben de dişliyi kaybetmemek adına anahtarlığıma taktım ve aç olan karnımı doyurmak için bir yere gittim. saat yaklaşmıştı ve hemen karga’nın yolunu tuttum. nihayet erkenden gelebilmiştim.
karga’ya girip gözlerimle mühendisi bir yokladım ama yok, daha gelmemişti. barda oturup bir şeyler içerken anahtarlığı da elimde bir o yana bir bu yana sallamaya başladım. derken beklenildiğinden tamamen habersiz, fotoğrafından çıkarttığım mühendis geldi. dönüp selam verdim ve oturabileceğini söyledim. yaptığı işlerden, gezdiği yerlerden ve ayakkabılarımdan bahsetti. sonra da dişliye gözü takılıp içerisinde bulunduğu sorundan bahsetti. zaten haberimin olduğundan, dişliyi bu sabah döktüğümden ya da ülkenin imkansızlıklarından bahsetmedim. dedemin hikayesini ve bu dişlinin de onun bir anısı olduğunu söyledim. ödünç istedi ama ben zaten o dişliyi kendisi için, hediye olarak yapmıştım. dişliyi verdim ve kalkması gerektiğini söyleyerek kalktı. tekrar görüşmek için sözleştik fakat gelemeyeceğini zaten biliyordum. hükümet kanadındaki ağabeyden sürekli kendisi hakkında bilgileri alıyordum. ara sıra karga’ya da uğruyordu ama sürekli düşünceliydi. hepsinden haberdardım.
işte tanışma hikayemizin aslı budur kendisiyle. eğer dedemi dinlemeyip starbucks açsaydım hem sanayi çayının tadını hem de böyle bir insan olmam gerektiğini unuturdum. sanayi çayı tadında, samimi ve iyi niyetlerle dolu bir tanışmaydı bizimkisi.
devamını gör...