istanbul'un kademeli normalleşme sürecine geçecek olması
yahu bugün işten çıktım 18:00 civarı da yürüyerek eve gidiyorum izim kağıdım çantada, her yer polis çünkü her an biri çevirecek bekliyorum. sonra o da ne ee sokaklar hala kalabalık. hatta müptezellerin çoğu walking dead misali sokağa dökülmüş gündüz vakti eve giderken tedirgin oldum. hiç kimse de bir şey demiyor. istanbul normalleşmiş çoktan, bunları kastettiği normalleşme cafede oturup americano höpürdetmek.
devamını gör...
the irishman
scorsese dedemin son filmidir.
çıktığı günden beri 3 kere izleyen birisi olarak çok ama çok sevdiğim bir filmdir.
üç efsane oyuncuyu izlemek paha biçilemez bir his büyük bir sevinç.
müzikler kurgu senaryo hepsi çok güzeldi.
--! spoiler !--
ayrıca son sahnede al pacinonun tek güvendiği insan tarafından arkası dönükken öldürülmesi içimi cız etmiştir.
--! spoiler !--
çıktığı günden beri 3 kere izleyen birisi olarak çok ama çok sevdiğim bir filmdir.
üç efsane oyuncuyu izlemek paha biçilemez bir his büyük bir sevinç.
müzikler kurgu senaryo hepsi çok güzeldi.
--! spoiler !--
ayrıca son sahnede al pacinonun tek güvendiği insan tarafından arkası dönükken öldürülmesi içimi cız etmiştir.
--! spoiler !--
devamını gör...
bisiklet sürmek
terapidir, aşktır.
devamını gör...
yazarların bu yüzden hep yalnız kalacağım dediği şeyler
aşırı derecede duygusalım, belki de bu yüzden hep yalnız kalacağım.
devamını gör...
26 şubat 2021 rte'nin 67 yaşına girmesi
on katlı pastasını an itibariyle köşede bekletiyordur soru şu acaba neli seviyor ejder meyveli mi, çokemelli çikolatalı mı? tüm türkiye şu an bu karara kilitlendik.
devamını gör...
(tematik)
varlıksal niceleyiciler
''bazı'' niceleyicisine varlıksal niceleyici denir.
''en az bir'' anlamına gelir.
''en az bir'' anlamına gelir.
devamını gör...
kız isteme cinsiyetçi midir sorunsalı
şu an çoğu kişi tarafından sırf adeti yerine getirmek için yapılan ve büyük ölçüde masum hisler taşıyan geleneksel bir olay olsa da, özünde oldukça cinsiyetçidir. bence artık böyle şeyleri tamamen aşmalıyız, evet aileler (hem kız hem erkek aileleri) böyle şeylerin yapılması gerektiğini düşünüyor, hatta küçük yerlerde kız isteme vs. olmazsa bir ton laf da çıkıyor ama yine de artık böyle saçma şeylere direnip yerine yeni bir şeyler koymalıyız diye düşünüyorum.
ailenin rızasını almak güzel bir eylem kesinlikle, ama daha farklı şekilde yapılabilir. ne bileyim, dışarıda bir yerde iki aile bir araya gelip birbiriyle tanışsa, o şekilde karşılıklı rıza verilse daha hoş olmaz mı?
ailenin rızasını almak güzel bir eylem kesinlikle, ama daha farklı şekilde yapılabilir. ne bileyim, dışarıda bir yerde iki aile bir araya gelip birbiriyle tanışsa, o şekilde karşılıklı rıza verilse daha hoş olmaz mı?
devamını gör...
diyelim ki o bunu okuyor
ama sen böyle güzel bakarsan bu yangın sönmez.
devamını gör...
sekizinci günah
tomris uyar kitabıdır.
yedi ölümcül günah. bizi cehennem ateşine ikna edecek yedi ölümcül günah. cehennem kapılarından girişimizi kolaylaştıracak yedi ölümcül günah. ama farkında olmadığımız bir nokta var. o da şudur ki bu yedi ölümcül günah içinde yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirmekte ve soyut bir cehennem fikrine gerek bırakmamakta.
bu günahların ilki gurur: bunu kendini beğenmişlik şeklinde ifade edebiliriz. tek tek bireyler üzerinden değil de kendini en üstün yaşam formu sanan dünyanın virüsü insanlık için bir hastalık olarak değerlendirmemiz gerekir bunu. konuşabildiğimiz için hayvanlardan ve bitkilerden üstün olduğumuza inanırız ve düşündüğümüz için. acaba hayvanların konuşma şeklini idrak edemeyecek kadar zavallı beyinlere sahip olduğumuzu ne zaman anlayacağız?
sevdiğimiz günahlarımızın ikincisi açgözlülük: bütün maddelerde olduğu gibi bu maddeyi de zavallı insanlık üzerinden açıklamaya çalışalım. açgözlülük insanların en temel özelliklerinden biri. insan açgözlü hayvandır. zira hiçbir hayvan ihtiyacından fazlasına göz dikmez. ama en ilkel hayvan olan insan biriktirmeden, ihtiyacından fazlasını istiflemeden duramaz. gözünün açlığı ruhunu doyurmaya yetmez insanların, bu yüzden ruhlarımız böyle bir deri bir kemik.
asla vazgeçmek istemediğimiz üçüncü günahımız ise şehvet: bu en tuhaf ve belki de en karşı konulmaz olan günahımız. ve en anlamsız olanı, kendimize kurallar koyup onları bozmak için yan yollara başvurmak zorunda kaldığımız yadsınamaz bir gerçek ve bunu en çok şehvet günahını işlerken yapıyoruz. doğal duygularımızı baskılayarak onları yapay bir hale getiriyor, sonra kendimize eziyet edip bu hislerden kaçmaya çalışıp en sonunda yenik düşüyoruz. tuhaf varlıklarız.
günahlarımızın gülü kıskançlık: insan her şeyi kıskanabilir, insan hasetinden çatır çatır çatlayabilir. insan, herhangi bir konuda kendinden daha iyi olan birini gördüğünde onun seviyesine yükselmek yerine onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapabilir. insan birini överken kelimeler ağzının içinde boğulurken, birini yererken aynı kelimeler kapakları açılmış bir barajdan fışkıran sular gibi özgür, acımasız ve gürültülüdür. insan kendini bile kıskanabilir ki bu, onu ateşin ortasında kendi kendini sokan bir akrebe çevirebilir.
en lezzetli günahımız tabii ki oburluk: yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdayken kötü kalpli bir oblomov’a dönüşüyoruz ağır ağır ama hızla. karnını doyurmak için avlanan hayvanları ilkel ve vahşi gören insanlık, gördüğü her şeyi yemek için amansız bir savaş veriyor. gününün büyük bir çoğunluğu hangi hayvanın etini yiyeceğine karar vermekle geçiyor. kendi başını yiyeceği günler de yakındır. afiyet olsun insanlık!
ateşine yandığımız diğer günahımız ise gazap: bunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. nedensiz öfkemizle kendi türümüze yapmadığımız kalmadı tarih boyunca. engizisyon mahkemeleri, dünya savaşları, petrol savaşları, din savaşları; radikaller, faşistler, aşırılar, zavallılar... öfkemiz o kadar büyük ki sadece öldürmekle yetinmiyoruz, acı çektirmek istiyoruz karşımızdakine. içimiz soğusun istiyoruz, ama öldürdükçe azalıyoruz. başın sağolsun insanlık!
son günahımız ise sona kalmayı hak eden bir günah olan tembellik: içimizde bir miskinlik olduğu için teknoloji diye bir şey icat ettik. bizim yerimiz iş gören makineler, bizim yerimize düşünen bilgisayarlar, bizim yerimize hareket eden araçlar... biz de böylece miskin miskin oturma hakkına sahip olduk ama kendimize şunu sormamız gerekmez mi: biz bu gezegende boş boş oturarak kime ne fayda sağlıyoruz? kurumaya yüz tutmuş bir ağaçtan daha faydasız bir asalaktır insanlık dünyanın kabuğuna tutunarak yaşayan. kalk yerine yat, insanlık!
acaba sekizinci günah bunların hepsinin bir araya toplanması mı? acaba en büyük günah insan olmak mı?
yedi ölümcül günah. bizi cehennem ateşine ikna edecek yedi ölümcül günah. cehennem kapılarından girişimizi kolaylaştıracak yedi ölümcül günah. ama farkında olmadığımız bir nokta var. o da şudur ki bu yedi ölümcül günah içinde yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirmekte ve soyut bir cehennem fikrine gerek bırakmamakta.
bu günahların ilki gurur: bunu kendini beğenmişlik şeklinde ifade edebiliriz. tek tek bireyler üzerinden değil de kendini en üstün yaşam formu sanan dünyanın virüsü insanlık için bir hastalık olarak değerlendirmemiz gerekir bunu. konuşabildiğimiz için hayvanlardan ve bitkilerden üstün olduğumuza inanırız ve düşündüğümüz için. acaba hayvanların konuşma şeklini idrak edemeyecek kadar zavallı beyinlere sahip olduğumuzu ne zaman anlayacağız?
sevdiğimiz günahlarımızın ikincisi açgözlülük: bütün maddelerde olduğu gibi bu maddeyi de zavallı insanlık üzerinden açıklamaya çalışalım. açgözlülük insanların en temel özelliklerinden biri. insan açgözlü hayvandır. zira hiçbir hayvan ihtiyacından fazlasına göz dikmez. ama en ilkel hayvan olan insan biriktirmeden, ihtiyacından fazlasını istiflemeden duramaz. gözünün açlığı ruhunu doyurmaya yetmez insanların, bu yüzden ruhlarımız böyle bir deri bir kemik.
asla vazgeçmek istemediğimiz üçüncü günahımız ise şehvet: bu en tuhaf ve belki de en karşı konulmaz olan günahımız. ve en anlamsız olanı, kendimize kurallar koyup onları bozmak için yan yollara başvurmak zorunda kaldığımız yadsınamaz bir gerçek ve bunu en çok şehvet günahını işlerken yapıyoruz. doğal duygularımızı baskılayarak onları yapay bir hale getiriyor, sonra kendimize eziyet edip bu hislerden kaçmaya çalışıp en sonunda yenik düşüyoruz. tuhaf varlıklarız.
günahlarımızın gülü kıskançlık: insan her şeyi kıskanabilir, insan hasetinden çatır çatır çatlayabilir. insan, herhangi bir konuda kendinden daha iyi olan birini gördüğünde onun seviyesine yükselmek yerine onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapabilir. insan birini överken kelimeler ağzının içinde boğulurken, birini yererken aynı kelimeler kapakları açılmış bir barajdan fışkıran sular gibi özgür, acımasız ve gürültülüdür. insan kendini bile kıskanabilir ki bu, onu ateşin ortasında kendi kendini sokan bir akrebe çevirebilir.
en lezzetli günahımız tabii ki oburluk: yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdayken kötü kalpli bir oblomov’a dönüşüyoruz ağır ağır ama hızla. karnını doyurmak için avlanan hayvanları ilkel ve vahşi gören insanlık, gördüğü her şeyi yemek için amansız bir savaş veriyor. gününün büyük bir çoğunluğu hangi hayvanın etini yiyeceğine karar vermekle geçiyor. kendi başını yiyeceği günler de yakındır. afiyet olsun insanlık!
ateşine yandığımız diğer günahımız ise gazap: bunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. nedensiz öfkemizle kendi türümüze yapmadığımız kalmadı tarih boyunca. engizisyon mahkemeleri, dünya savaşları, petrol savaşları, din savaşları; radikaller, faşistler, aşırılar, zavallılar... öfkemiz o kadar büyük ki sadece öldürmekle yetinmiyoruz, acı çektirmek istiyoruz karşımızdakine. içimiz soğusun istiyoruz, ama öldürdükçe azalıyoruz. başın sağolsun insanlık!
son günahımız ise sona kalmayı hak eden bir günah olan tembellik: içimizde bir miskinlik olduğu için teknoloji diye bir şey icat ettik. bizim yerimiz iş gören makineler, bizim yerimize düşünen bilgisayarlar, bizim yerimize hareket eden araçlar... biz de böylece miskin miskin oturma hakkına sahip olduk ama kendimize şunu sormamız gerekmez mi: biz bu gezegende boş boş oturarak kime ne fayda sağlıyoruz? kurumaya yüz tutmuş bir ağaçtan daha faydasız bir asalaktır insanlık dünyanın kabuğuna tutunarak yaşayan. kalk yerine yat, insanlık!
acaba sekizinci günah bunların hepsinin bir araya toplanması mı? acaba en büyük günah insan olmak mı?
devamını gör...
yazarları bugün mutlu eden olaylar
ben bugün editör oldum dostlar.
devamını gör...
regl ağrısının abartılması
neden erkeklerin fikir beyan ettiğini anlamlandıramadığım durum,sizin bünyenizde gerçekleşmeyen bir şeyi eleştirmek ve subjektif tespitler yapmak saçma.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
şimdi durup düşününce yolculuğa ya da tatile hazırlık aşamasında ilginç bir anım yok ama yolculuk sırasında başıma gelen komikli olayı anlatmak istiyorum sizlere, hazır mısınız yine salaklığıma güleceğiz?*
tarihi çok net hatırlamıyorum ama ilkokul çağımda olduğumu tahmin ediyorum. bir yaz tatilinde kendi aracımızla ailem ve ben karadeniz turuna gitmiştik. yol kenarında gördüğüm her meyveyi aldırma huyum sağ olsun, yeşil erik gördüm aldırdım. bir yandan erik yiyorum bir yandan etrafı izliyorum bir yandan da eriğin çekirdeğini pencereden dışarı fırlatıyorum.* evet ben ettim siz etmeyin efendim, ayıp çünkü. kamu spotunu verdikten sonra olay anına geçelim; sümela manastırı'nın olduğu yolu bilenler vardır belki, böyle virajlı ve yer yer dar bir yoldan gidiliyor manastıra. işte biz o yolda manastıra doğru giderken babam sağımızdaki arabayı geçmek istedi. tam bu sırada erik yemeye devam eden ben yediğim eriğin çekirdeğini pencereden dışarı attım, attığım çekirdek yandaki arabanın penceresinden sürücünün yanağına geldi. bu olayı sadece ben ve yan taraftaki mağdur sürücü gördü. sonra sürücü tepki göstermek amaçlı korna çaldı bize, babam olayı tamamen yanlış anlayarak "bak görüyor musun, farklı plaka gördüler selam verdiler, tanıdık olacak değil ya. ne kadar iyi insanlar" dedi. o da karşı selamı vermek için korna çaldı.* bu sırada benden ecel terleri dökülüyor. çünkü ben çekirdeği adamın suratına attım adam tepki amaçlı korna çaldı babam karşılık verdi falan. oysa olayı bilen iki kişiyiz ben ve mağdur sürücü. ben sürücüye "abi nolursun olayı uzatma altı üstü yüzüne erik çekirdeği attım, ne gerek var önümüzü kesip olayı uzatma" bakışı atıyorum. ve evet attığım yalvaran bakışlar işe yaradı ve sürücü kornaya basmayı bıraktı hepimiz kendi yolumuza devam ettik. abicim olur da bu yazıyı bir gün okursan özür dilerim suratına erik çekirdeği atmak istememiştim.*
tarihi çok net hatırlamıyorum ama ilkokul çağımda olduğumu tahmin ediyorum. bir yaz tatilinde kendi aracımızla ailem ve ben karadeniz turuna gitmiştik. yol kenarında gördüğüm her meyveyi aldırma huyum sağ olsun, yeşil erik gördüm aldırdım. bir yandan erik yiyorum bir yandan etrafı izliyorum bir yandan da eriğin çekirdeğini pencereden dışarı fırlatıyorum.* evet ben ettim siz etmeyin efendim, ayıp çünkü. kamu spotunu verdikten sonra olay anına geçelim; sümela manastırı'nın olduğu yolu bilenler vardır belki, böyle virajlı ve yer yer dar bir yoldan gidiliyor manastıra. işte biz o yolda manastıra doğru giderken babam sağımızdaki arabayı geçmek istedi. tam bu sırada erik yemeye devam eden ben yediğim eriğin çekirdeğini pencereden dışarı attım, attığım çekirdek yandaki arabanın penceresinden sürücünün yanağına geldi. bu olayı sadece ben ve yan taraftaki mağdur sürücü gördü. sonra sürücü tepki göstermek amaçlı korna çaldı bize, babam olayı tamamen yanlış anlayarak "bak görüyor musun, farklı plaka gördüler selam verdiler, tanıdık olacak değil ya. ne kadar iyi insanlar" dedi. o da karşı selamı vermek için korna çaldı.* bu sırada benden ecel terleri dökülüyor. çünkü ben çekirdeği adamın suratına attım adam tepki amaçlı korna çaldı babam karşılık verdi falan. oysa olayı bilen iki kişiyiz ben ve mağdur sürücü. ben sürücüye "abi nolursun olayı uzatma altı üstü yüzüne erik çekirdeği attım, ne gerek var önümüzü kesip olayı uzatma" bakışı atıyorum. ve evet attığım yalvaran bakışlar işe yaradı ve sürücü kornaya basmayı bıraktı hepimiz kendi yolumuza devam ettik. abicim olur da bu yazıyı bir gün okursan özür dilerim suratına erik çekirdeği atmak istememiştim.*
devamını gör...
türk ateisti
okumazlarmış peh peh peh , ulan sen benim okuduğum kitapların yarısını okusan kafayı kırmış geziyordun sağda solda . bir de ergenci tayfa diyen var . gençlerimiz görüyor özeniyor derler . gençler dinden çıkmaya , o güne kadar neredeyse hayatının anlamı olan şeyi reddetmeye mi özeniyor ? sigara mı lan bu dallama ? ki sigarayı bile ateist olduktan sonra bıraktım ve neredeyse 0 denebilecek kadar az alkol tüketiyorum . yani bazı tatlı su müslümanları gibi içkiyle stroy atmıyorum .
şöyle bir ekleme yapayım . dinden çıkma aşamasında en büyük engel yine kendim idim . okuyor okuyor kendi mantığıma yatmayan yerlerde yine suçu kendimde arıyordum . hayır diyordum ben hatalı olmalıyım , ben yanlış düşünüyor olmalıyım gibi. yani sandığınızın aksine insanlar dinden çıkmak için dünden hazır bekleyip en ufak bahanede dini terk etmiyorlar .
şöyle bir ekleme yapayım . dinden çıkma aşamasında en büyük engel yine kendim idim . okuyor okuyor kendi mantığıma yatmayan yerlerde yine suçu kendimde arıyordum . hayır diyordum ben hatalı olmalıyım , ben yanlış düşünüyor olmalıyım gibi. yani sandığınızın aksine insanlar dinden çıkmak için dünden hazır bekleyip en ufak bahanede dini terk etmiyorlar .
devamını gör...
ceyda düvenci'nin kızının regl olmasını sosyal medyadan duyurması
tabi rahatlıktan hep bunlar. yoksa 9 yaş çok erken. ama dert yok tasa yok beslenme vesaire yerinde. de paylaşması biraz abes olmuş sanki, her ne kadar erkende olsa er geç olacak bir durum ayıp falan değil ama, neden bunu insanlara duyurma gereği duydu acaba?
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
hayat.
devamını gör...
neden azrail elinde tırpanla temsil edilir sorunsalı
hindu ölüm tanrıçası kali de tırpan kullanır.
devamını gör...
almanya
2 tane büyük savaşa rağmen ayakta kalmayı başarıp şu an dünyanın 4. en büyük ekonomisi olan ülke. sömürgesi de yoktu bu ülkenin. ingiltere, fransa gibi ulkeler sömürmesine rağmen almanya ekonomisini geçemedi.
bilemiyorum altan. evet.
bilemiyorum altan. evet.
devamını gör...
dedesinin mezar taşını okuyamayan tek toplum
çok meraklıysanız alfabe öğrenir okursunuz dediğim sözde sorundur. çok dert ettiysen öğren kardeşim, yasaklayan mı var.
devamını gör...

