zairim ağla bana, dâr-i cihandan bıktım / şimdi âsüdegi hâl kendime hemdem buldum.

ey kabrimi ziyaret eden, ağla halime, ben dünya yurdundan bıktım. şimdi ise huzurluyum, kendime bir arkadaş buldum.

bu yazıyı eski mardin seyahatim sırasında sabancı kent müzesinde denk gelmiştim. diğer sergilenen mezar taşları arap harflerle yazılmış olmasına rağmen bu latin harflerle yazılmış.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vajina kelimesinin anlamı latin kökenli olup “kılıç kılıfı” anlamına gelmektedir. bu durumda kılıç da (bkz: penis) oluyor herhalde.
devamını gör...

bir defter-kitap ciltleme çeşididir.

telli defter dediğimiz şey aslında spiralli defterdir.

kullanım açısından rahatlık sağlar.
devamını gör...

bilinçaltlarının ne kadar iğrenç, ne kadar lağımsı olduğunu gözler önüne sermişler.

böyle devam edin, mizah yaptığınızı zannederek gösterin bize o pis düşüncelerinizi.

nasıl olsa bu millet bir gün gereken cevabı sandıkta da sokakta da her türlü verecek.

o zaman yönünüzü nereye nasıl döneceksiniz çok merak ediyorum.
devamını gör...

genelde insanların aklında hep tamamlayamadıkları bitiremedikleri işler, yeteri kadar zaman geçiremediği insanlar, geride kalan aile kalıyor ölme fiiline odaklandıkları zaman. .
bu bağlamda da ölmeyi yarım kalmakla özdeşleştiriyor büyük bir çoğunluk..

konuya daha geniş bir perspektiften bakabilirsek dünyaya geliş amacımız ne mal mülk biriktirmek, ne geniş aileler ile sonsuza dek bu maddesel dünya üzerinde vur patlasın çal oynasın yaşamak, buradaki esas amacımız ruh varlığının öğrenmesi gerekenleri öğrenebilmesi için deneyimlemesi gereken olay döngüleri silsilesinden geçerek tekamül edebilmek derslerimizi alabilmek. bu noktada siz hayatınızı madde ve bu dünya ile eş tutmuyorsanız ölmenin kötü bir yanı yoktur, tabi ki fiziksel acı çekmek ve öte dünya ile ilgili bilinmezlik hepimiz için korkutucu ve ürkütücü gelir ve de geliyor ama ölüm alınan derslerin genel değerlendirmesini yaparak hazırlanma sürecine giriş bölgesidir, bu bağlamda ölüm - ölüm sonrası - doğuma hazırlanış ve de doğum esasında hep beraber toplu olarak incelenmesi gereken konulardır. bilgilendikçe ve de araştırdıkça insan ölmenin değil ilerlemeden yaşamanın daha vahim sonuçlara sahip olduğunu fark edebilir.

sonuç olarak sevgili sözlük , kapalı bilincimiz için gri görünüyor olsa da "her canlı ölümü tadacaktır.."
devamını gör...

harika haber. emeği geçen kim varsa helal olsun !
devamını gör...

jefferson airplane'in '67 tarihli efsanevi albümü surrealistic pillow'daki, bol lsd ve alice's adventures in wonderland göndermeli mükemmel şarkı. sözleri ve vokalleri grace slick'e aittir. zibilyar tane grup tarafından coverlanmış olup, patti smith yorumu kanımca orijinalinden sonra en güzelidir.

işte sözleri:

one pill makes you larger
and one pill makes you small
and the ones that mother gives you
don't do anything at all
go ask alice
when she's ten feet tall

and if you go chasing rabbits
and you know you're going to fall
tell 'em a hookah smoking caterpillar
has given you the call to
call alice
when she was just small

when the men on the chessboard
get up and tell you where to go
and you've just had some kind of mushroom
and your mind is moving low
go ask alice
i think she'll know

when logic and proportion
have fallen sloppy dead
and the white knight is talking backwards
and the red queen's "off with her head!"
remember what the dormouse said;
feed your head
feed your head

------------------------

işte tarafımca yapılmış pek bir oricinal çevirisi:

bir hap seni büyütür,
bir diğeri ise küçültür,
ve annenin verdikleri ise
aslında hiç bir işe yaramaz.
bunu git alice'e sor
onun boyu on feet'e ulaşmışken

eğer tavşanların peşinden gidersen
ve düşeceğinin de farkındaysan
onlara seni nargile içen bir tırtıl'ın çağırdığını söyle
alice'i çağır
hazır boyu bu kadar küçülmüşken

satranç tahtasındaki taşlar
kalkıp sana nereye gideceğini söylüyorsa
ve daha az önce bir mantar yediysen
ve aklın ağır hareket ediyorsa
git alice'e sor
bence o * biliyordur

mantık ve simetri
dağılıp öldüğünde
ve beyaz şövalye ileri geri konuştuğunda
ve kırmızı kraliçe "vurun kellesini!" dediğinde
fındık faresinin ne dediğini hatırla:
"kafanı besle. kafanı besle. kafanı besle..."
devamını gör...

cehennem kapısı, ilahi komedya olarak bilinen, orijinal adı commedia veya daha popüler olarak la divina commedia, dante alighieri tarafından yazılmış, tüm edebi metinler içerisinde en bilinenlerden ve kendisinden sonra edebiyat, sinema, resim, heykel gibi birçok alanı etkilemiş şaheserin sahip olduğu en etkileyici tasvirlerinden birisi.

zaten tasvir konusunda muazzam olan kitap, adeta cehennemin soluk, soğuk (!), umutsuz, alacakaranlık hissini her aşamada yaşatmakta.

ancak öyle bir anlatım kısmı var ki, cehennemin kapısı, insanı önünde çaresizce dikiliyormuş gibi hissettirmekte.

uzatmadan sadede gelelim:

eserin başkahramanı kendisi olan dante; cehennem, araf ve cennetten oluşan gezisinin cehennem ayağında iken, cehennemin kapılarına geldiğinde şu ifadelerin yazılı olduğunu görür:

buradan gidilir acılar kentine,
buradan gidilir bitmek bilmeyen acıya,
buradan gidilir yitmiş insanlar arasına.
adalet yol gösterdi ulu rabbime,
kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi yarattı beni.
benden önce her şey sonsuzdu;
sonsuza dek süreceğim ben de.

içeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.


yeri gelmişken ileteyim, burada da görüldüğü üzere zekice laf oyunları nedeni ile eserin adı olan ilahi komedya’yı “ilahi hiciv” olarak da yorumlamak mümkün.

—-

peki ölmeden de görebilir miyiz bu cehennemin kapısını?

sanat zaten bunun için değil mi?

elbette çok fazla sanatsal çalışma var, ancak benim en sevdiğim bu:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bir de cehennemin kapısından bahsedince akla ilk gelen eser var. sağolsun fransız sanatçı auguste rodin kitaptaki ilgili sahneyi (kapıyı) ustaca ete kemiğe büründürmüştür:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görsel kaynak

eser 6 metre yüksekliğe, 4 metre genişliğe ve 1 metre derinliğe sahiptir.

—-

eğer konu ilginizi çekiyor ve daha derinlemesine dalmak isterseniz dücane cündioğlu’nun şu üçlemesi izlenesidir:

cehennemin ağzında felsefe: limbus (1)

cehennemin ağzında felsefe: limbus (2)

cehennemin ağzında felsefe: limbus (3)
devamını gör...

saçlarımı en son birinci sınıftayken uzun haliyle gördüm.
söyleyeceklerim bu kadar.
devamını gör...

insan vücudunda kemiklerde ve kaslarda bulunan bir protein.
kollajen olmazsa dik duramayız, eklemler sağlam olmaz, bağışıklık sistemi çöker. bu madde de kırmızı et, yumurta, süt ürünleri, paça çorbası, kemik suyundan karşılanır.
devamını gör...

devamını gör...

“her zaman düşünce özgürlüğünü savunuyoruz ya! bazen işte düşününce kötü oluyor be insan”

- ozgur1ey

öyle işte.
devamını gör...

dedesini tanırdım ateist kaplumbağanın. *

#394813
bir kara kaplumbağasına göre genel kültürü ve mizahı denizleri taşırmış.

öyle taşırmış ki sürümün ve benim yaptığım küçük barajı bile yerle bir etmiş!

olsun varolsun. bir gün kendisi ile oturup tartışmak isterdim. *
devamını gör...

(bkz: kinparçacığı)
paralel evreni şimdiden çok sevdim. girişler ne taraftan olur acaba...
devamını gör...

kendisine büyük bir haksızlık yapılmakta olan ve ivedilikle yazar yapılması gereken çaylak dostumuz.
devamını gör...

benim açımdan olay basit, bir kişi yapıcıysa takip ederim.

nedir bu, merak edenler için gelin biraz irdeleyelim şimdi.

bir entry girildiğinde bu eğer yapıcı bir özellik taşıyorsa, yani bana bilmediğim bir bilgi katıyor veya olaylara farklı bir bakış açısıyla bakabiliyorsa benim için bu faydalıdır.

bazı yazarlar var salt bilgi giren yazarlar, gemicilik ve denizler üzerine gibi mesela ( yazar nicki ; dead reckoning )

peki ya ya arada güzel yapıcı, faydalı yazıları var ama eften püften içerikli vs de yazıyorsa ne yapmalı , buna değinecek olursak


bir entry hayal edelim, konu mesela şuan ki popüler konulardan neler var, 128 milyar olsun.

bu arada biizm için sağcısı solcusu ait olduğu görüş ve ideoloji farketmez, biz ne koparabiliriz ona bakıyoruz


şimdi bu para ;dünyanın en zengin , en varlıklı , böyle en şaşalı hayatı yaşayan insanlar için bile oldukça büyük bir mebla bu para ve herkes için önemli ve en önemlisi bizim paramız yani konuşulmaya değer, en azından bi gözatmaya.

pekiii öncelikle biz konuşarak ne elde etmeyi düşünüyoruz ona bakmalı, bu her zaman böyle, zaten ya bunun için ya gülmek için yani bize fayda katıcak şeyler için okuyoruz.

eğer entry şöyle başlıyorsa, dediğim gibi hangi görüşten olduğunun herhangi bir önemi yok, önemli olan olaylara nasıl yaklaştığı

işte örnek olsun diye söylüyorum, allah sizin belanızı versin, siz şöylesiniz siz böylesiniz, bilmem ne bilmem ne,

şimdi böyle bir yazı bana ne kattı, okudum ne değişti, hemen söyliyim negatif enerjili bir şey okuduğum için benide en iyi ihtimalle hiçbirşey olmadı - zamanım gitti - en kötü ihtimalle küplere bindim

şimdi bu tarz yazıları ben saman gözüyle bakıyorum, çiğnersin çiğnersin kime ne faydası var, sadece zamanını alır.

burada önemli olan olaylara karşı bakış açısı

çünkü burada insanları kategorize edersek yani takip etmeye değer ve takip etmeye gerel yok diyerekten.

sıradan, düz yazılar giren kişiyi elbette takip etmeye gerek yok.

çünkü yazıları saman tadında - yani kimseye totelde faydası olmayan yazılar olucaktır.

hemen bir örnekle daha açıklayalım

kadına şiddet

çok popüler ve gerçek bir konu, yani hayatın içinden , insanları doğrudan etkileyen bir konu. çünkü en tepedeki insanıda en temeldeki kişiler arasındada kadınlar var.

burada tarafın bir önemi yok önemli olan ne kattığı. yani yazar kadına şiddeti de övebilir,gerekli se bulabilir, bu durumun bana göre haksız olması birşeyi değiştirmez hatta karşıt görüşler genelde iyidir, olaylara bambaşka boyutlardan bakmanızı sağlar, ufkunuzu açarlar. önemli olan nasıl savunduğu.

yazar yazısında , mantıklı temellere dayandırabilmiş mi dayandıramamış mı önemli olan noktanın birisi bu bir diğeri bakış açısı.

zaten sadece bizimle aynı görüşte olan görüşleri dinleyerekten ilerleyemeyiz.

peki yazar ne diyebilir , nasıl böyle bir şeyi savunabilir derseniz.

diyebilirki, x dininin şu şu maddelerine göre x eylemi x kişilerine yap diyor ve diyorsa din kanunu anayasadan üstündür, önceliklidir. işte bu yakalamak istediğimiz nokta oldu. çünkü sorunu teşhis ettik, bundan sonrası çözüm önerileri.

işte böyle yazar saçma dahi olsa, entryleri saçma dahi olsa tanımlayıcı girdisi olan yazar, benim için takip edilesidir.



genel olarak bakarım takip listemdeki yazarların yazıtlarına varmı yapıcı, bir temele oturan entryler bu kişi kalsın derim takip listemde.

hemen bir örnekleyeyim yazımı bitireyim

konu vermeyelim artık amacından çok da sapmasın

konu xxxxxxxx olsun

bakalım entrylerde neler var

- evet

- yok ya olurmu öyle şey

- yok diyenler ....... dır, siz ergensiniz

- bu konuda şöyle düşünüyorum, ........ olayları şu şu şu açıdan faydalı, ..... şu açıdan sıkıntılı olabilir.

kap bu yazarı, dediklerinin bir önemi yok bugün olmasa yarın doğruyu söyler ama bakış açısı baki kalır.

burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, objektif olması. allah hariç herkes günah işledi arkadaşlar ve hiçbir insan yüzde yüz doğru değil yada olay. kişilerin ve olayların da hem olumlu hem olumsuz yanlarını eşit derecede görebiliyorsa takip x2 derecesine iyidir

tam tersinde ise yani bir yazıyı okuduktan sonra az da olsa beni gülümsetmemiş yada bilinçlendirmemiş bir şey varsa o yazı nötr değildir, zamanımı aldı ve hiçbir şey vermedi, saman tadında bir yazı, olumsuz.

bu arada bende öyle olabilirim ama olmayan yazarlarda var.

evet oldukça seçmeceyiz ama zaten takip etme olayıda bu değilmi.


konuşmanın özetini geçicek olursam, ne hakkında konuştuğu değil, nasıl konuştuğu benim için daha önemli olan.

umarım anlatabilmişimdir kendimi esenlikle kalın.
devamını gör...

haksız bir durumdur. evet, sizi yetiştiren onlardır. her türlü sıkıntınıza göğüs geren sizin ailenizdir. başınızın üstünde yerleri vardır. ama onlar "siz" değildir. dahası, hayat doğrusal olarak ilerler. herkes gibi siz de kendi ailenizi kuracaksınız, ve ömrünüzün geri kalanını onlarla geçireceksiniz. bu sebeple "eski" ailenin etkisi nasihatten öteye geçmemelidir.
devamını gör...

ömer hayyam şiirinden bir mısra.
devamını gör...

(bkz: kazım koyuncu) 2004 yılının sonlarında akciğer kanserine yakalandığını öğrenir ve kanser tedavisine başlanır. henüz 33 yaşındayken 25 haziran 2005'te ise aramızdan ayrılır şair ceketli çocuk, tüm şiirlerin boynunu bükerek. ölümünden 1 yıl sonra, 2006'da ise 'dünyada bir yerdeyim' albümü yayınlanır. sözlerini barış pirhasan'ın yazdığı ve müziği kazım koyuncu ile kemal sahir güler'e ait olan bu şarkı adeta kazım koyuncu'nun vedası gibi gelir bizlere. bu şarkıyı seslendirişi de hep bir farklı gelir bana, öylesine hisli, öylesine duygulu. 'dünyada bir yerdeyim' albümündeki 'işte gidiyorum' şarkısı. evet, gitti şair ceketli çocuk ama sesiyle de hala buralarda, dünyada bir yerde ve hep öyle olacak. işte gidiyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim