selamlar kıymetli sözlük ahalisi, öncelikle başlığımıza hoş geldiniz. sizlere ilk bölümde neden bu ismi seçtiğimizden bahsedeceğim. ben bir philip k. dick hayranıyım, hayranı demek hafif kalır hatta, bağımlısı ve takipçisiyim. onun çok değerli bir kitabı var: “mars’ta zaman kayması”. ona ufak bir atıfta bulunmak istedik. sizlerle kitabın arka kapak yazısını paylaşıyor ve keyifli vakit geçirmenizi diliyorum. akşam görüşmek üzere...

“iç içe giren, karmaşıklaşan zaman, sanrılar, karabasanlar, kaos ve şizofren zihinle dış dünya gerçekliğinin çatışması...

'dünyalı', iktidar ve para uğruna her yolu denemeyi yine hazır: mars'taki gücünü arttırmak isteyen arnie kott, usta bir tamirci ve eski bir şizofren olan jack bohlen'ı, geleceği görme yetisi olan otistik manfred steiner'le iletişim kurabilecek bir sistem yaratması için kiralıyor.”
devamını gör...

yaşamdan gizlenmek istediğimde, soluğu aldığım profilin sahibi yazardır, şairdir, düşünürdür, yolculuğa çıkarandır, dinlendirendir.

hakkındaki düşüncelerimin bir kısmını satırlarla, bir kısmını da, mısralarla ifade etmeye çalıştığımdır.

şiirlerinin hayranı olduğumu belirtmek isterim. itiraflarını ve karalamalarını her daim zevkle okuyabilirim.
tanımlarını büyük bir merakla beklediğimi söylemeden yapamayacağım.

onu okumak, insanı okumaktır.

kapattım gözlerimi.
ulu bir çınarın,
gölgesindeyim.
altını düşünüyorum üstün.

zamanlardan,
yedinci dem.
daha sıkı kapanıyor gözlerim.
yerin yetmiş kat altında,
köklerimi arıyorum.
beş bin yılın hesabını tutan ruhlar,
kopsun zincirleriniz.
kalksın perdeler.
yetmiş bin alem görünsün birbirine.
kalmasın gizli saklı.

zamanlardan,
yedinci dem.
boşlukların boşluğundayım.
özüm tözümde gizli.
tözüm özümde.
yaşam bende saklı.
ben yaşamda.

zamanlardan,
yedinci dem.
atalarım kutsal bellemiş yediyi.
ben de kutsasam ne olur sanki.
hem tanrı bile,
demlenmiş yedinci günde.

zamanlardan,
yedinci dem.
yedinin kutsallığını,
çekiyorum içime.
fikirlerim demleniyor,
ulu çınarın altında.

zamanlardan,
yedinci dem.
iki elimde de,
yedi kollu şamdan.
on dört mumla,
çıkmışım bir yolculuğa.
ancak, gidememişim kendimden,
bir adım dahi öteye.
yedinci demde
demlenip kalmışım.
devamını gör...

(bkz: neşeyle alınıp kelek çıkan karpuz)
oldu mu bilemedim tam.
devamını gör...

bugün on yüz milyon süren, hiç bitmeyecekmiş gibi gelen ve aşırı soğuk geçen kış yılından sonra havalar ısındı ve ben tişört giydim sözlük. *
kollarım güneş gördü; o kadar uzun zaman sonra gördü ki yeniden tanıştırmak zorunda kaldım.
gözlerim güneş gözlüğünün ne olduğunu anlayamadı, kısa süreli bir oryantasyon süreci geçirdi.
ayaklarım uzun zaman sonra bot yerine spor ayakkabı giyince bir süre tökezledi, boşluğa düştü, sendeledi.
tüm bunlara rağmen tişört giymek beni çok yükseltti, kendimi canlanmış hissettim. yarın bir çılgınlık yapıp yazlık elbise giyeyim diyorum sözlük ne dersin? sence hızlı mı gidiyorum?
devamını gör...

sırf safinaz gibi bir eseri yaptığı ve bu ülkenin sorunlarını bir nebze olsun dile getirebildiği için bile saygıyı hak eden sanatçı.
şarkı bugünden bakıldığında biraz cinsiyetçi kalıyor fakat hala o niyaziler, asiyeler, kasımlar ve safinazlar bu ülkenin biryerlerinde varken maalesef ki anlamını yitirmemiştir.
bence şarkıcılığı ülkedeki şu ana kadarki en iyilerinden birisidir. ses tonu çok güzeldir fakat şarkıları yorumlayışı daha da güzeldir.

safinaz'ın yayınlandığı edirdehan (edirne-ardahan) albümünün kapağında bulunan safinaz şarkısına atfen yazılan yazı;
bacılarım, kardeşler, halkımız. bu uzunçalara sizlerden birinin adını verdim, kızmayın. siz ve sizin gibileri hep gördüm, halâ da görmekteyim… bazen bir diskotekte yarınsız, ya da bir arka sokağında bir büyük kentin. tek ortak yanları vardı, yarınsız olmaları… şimdilik…"
devamını gör...

yine de bir ethem amca olamayacak şanslı adam:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türkçesi hayırlı olay demek olup, 16 haziran 1826 tarihinde, istanbul'da osmanlı padişahı 2. mahmud tarafından yeniçeri ocağının kaldırılması olayıdır.

2. mahmud, amcası 3. selim' in başaramadığı yeniçeri ocağının kaldırılmasını bu olay ile sağlamıştır. 3. selim padişahken nizam-ı cedit ordusunu kurmuş, ancak kabakçı mustafa ayaklanması neticesinde önce kurduğu yeni orduyu dağıtmak, daha sonrada 1807 de tahttan çekilmek zorunda kalmış, 1808 yılında da isyan sonunda tahta çıkan 4. mustafa tarafından yeniçerilere idam ettirtilmiştir. bu esnada tahtta olan 4. mustafa kardeşi 2. mahmud' un da öldürülmesini emretmiş ancak 2. mahmud son anda haremde bir cariye tarafından damdan kaçırılmış, daha sonrada tahta çıkmıştır.

2. mahmud tahta çıktığı 1808 senesinden, yeniçeri ocağını kaldırdığı 16 haziran 1826 ya kadar amcasını öldüren, yüzyıldan fazla devletin başına bela olan yeniçeri ocağının sonu için fırsat kollamış, şartlar oluşuncada son darbeyi vurmuştur.

1821 de yunanlıların osmanlıya karşı ayaklanmasında yeniçeriler gene başarılı olamayınca aradığı fırsatı bulup halkında desteğini zamanla alarak yeniçeri ocağını kaldırmıştır. intikam soğuk yenen bir yemekmiş,
devamını gör...

hukuk okuyan bir arkadaşım ne zaman bu soru sorulsa evet avukatıyım ilk müvekkilim kendisi diyor ve dünya 1 dakikalığına onun karizmasıyla doluyor.
devamını gör...

/ gerçekten sigaram mı bitti şu an ya. /

rita antonopoulo da söylemiş bu şarkıyı.

o da aynı şeyleri sordu inanır mısın, "neden?" dedi,"neden tek kelime etmeden kapatıp gitti?". cevap veremedim çünkü bilmiyordum. "dönecek mi?" dedi, "bilmiyorum dedim ya, sadece bekliyorum" dedim. "salaksın sen" dedi, "olsun" dedim. olsun.

2 çocuğa anlattım senin yanındaki heyecanımı, hatta biri ile konuşurken çekip gittin sen, gördüm. önce yüzün silikleşti sonra da eryaman konutlarının oradaki 3. köprünün bacağı, sonra öylece, sonra pof!
bana tek bir cevap borcun var, sırf onun için bile geri dönmen gerek.

pazar sabahı, saat 06, insan olan bunu yapmazdı.

spotify
devamını gör...

kurşun geçirmez kahve yani hindistan cevizi yağlı kahve içmek..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

genelde bunun etkisinin katharsis, psikolojik bir rahatlama, gerginliğin atılması vb. olduğu söylenir. başka bir açıdan fim izlemenin, insanların, başka gruplardan insanlara yönelik empati yeteneklerini artırdığı söylenmektedir. yani heteroseksülseniz, homoseksüellere yönelik, beyazsanız, siyahlara yönelik, türkseniz, suriyelilere yönelik empati yeteneğinizin artması gibi. bunlar aslında fimlerin ne kadar güçlü birer propaganda aracı olduğunu göstermektedir.

fakat benim bahsettiğim psikolojik etki daha farklı bir şey. daha uzun zamanda oluşman bir etkiden bahsediyorum. hayata bakış, hayattan beklenti konusunda etkiler. hayatında hiç film izlememiş birisinin psikilojik ruh halinin, hayat süresinin önemli bir kısmını film ve dizilerin oluşturduğu sanal bir alemde geçiren birine göre oldukça farklı olacağını düşünüyorum. bu farklılık da sanki olumlu manada olmayacak gibime geliyor. film izlemenin kısa vadede can sıkıntısını, hayal kırıklıklarını, anlamsız bir hayatı, yapacak bir şey bulamamak belasını geçiştirirken, uzun vadade arkasında dengeli olmayan bir psikoloji bıraktığını düşünüyorum. çünkü filmlerde çizilen senaryo, gerçek hayatta karşılaştığımız hadiselerden oldukça farklıdır. yani elbette birçok filmde anlatılan şey gerçek hayatta vuku bulabilir. ama anlatılan hikayeler gerçek hayatta çok nadir yaşanacak hadiselerdir ve dramatik etkileri abartılmıştır. üstelik fimler öykü, roman gibi yazılı medyanın haricinde gerçek hayata daha yakın bir izlenim uyandırır. yani roman ya da öykü okurken dışardan bir bakış geliştirmek ve tarafsız olarak kahramanlara yaklaşmak mümkünken, film izlerken bunu yapmak pek mümkün değildir. yani film izlerken gardımız düşer. rasyonel tarafımız düşünmez olur ve yalnızca duygularımız işin içindedir. böylece film yapanlar (yönetmen, senarist, yapımcı vb.) psikolojik ruh halimizi avuçlarının içinde tutarlar. her türlü ruh hali içerisine sizi sokabilirler ve bu ruh hali ile bazı olayları eşlemenizi sağlayarak karakteriniz şekillenmesinde büyük bir etkide bulunurlar. zamanın büyük bir çoğunluğunu böylesine yoğun ve oradan oraya manipüle edilmiş duygu durumları içerisinde geçirmek dengesiz bir ruh dünyası yaratacaktır. paranoya, obsesyon, anksiyete gibi. film izlemek kısa vadede bu ruh hallerini gideriyor olabilir, ama uzun vadede bunları daha da azdırdığını düşünüyorum, tıpkı alkol gibi.

izlediğim tüm fimleri ve bende bıraktıklarını, biliçaltımda oluşturdukları etkileri şöyle bir düşünüyorum. ve dünya görüşümün, ister istemez benimsediğim değerlerin, karakterimin, hayattan beklentilerimin vb. ne oranda film ve diziler ile şekillendirilmiş olabileceğini düşününce biraz ürküyorum açıkçası. günther anders'in matriks teorisi aklıma geliyor. bu matriks o bildiğiniz, hollywood'un gerçek hayatta hali hazırda işleyen matriksi görmemeniz için üzerinize boca ettiği matrix değil. bu matriks, gerçekten sizi şekillendiren matriks. anders bir makalesinde televizyonun insanları şekillendiren temel araç olduğunu söylüyordu. ortalama tipte insanı bizzat üreten, kitlesel anlamda bant tipi üretim sistemi gibi üreten bir alettir televizyon. şu anda evlerinde ekranlarının karşısında oturan insanlar (yalnızca televizyonlarının değil; bilgisayarlarında, laptoplarında, akıllı telefonlarında netflix, youtube, exxen izleyenler de) ü r e t i l i y o r l a r. yani dünya görüşleri, zevkleri, hayata bakışları, değerleri kitlesel manada şekillendiriliyor. kitle toplumu envai çeşit meta ürettiği gibi aynı zamanda o metaları sevecek, onların peşinden koşacak, bu toplumun değerlerini benimseyecek insanları da bant sisteminde aynı tip arabaları üretir gibi üretiyor.
devamını gör...

(bkz: tabii lan manyak mısın)
devamını gör...

"nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. bite bite sonunda bende biterim. olur biter."

sözlerinin sahibidir.
devamını gör...

1. başlık falso. böyle başlık açılmaz. olması gereken ilgili girinin kafa sözlük moderasyonu ya da kafa sözlük başlıklarına yazılmasıydı.
2. giride tam 3 tane yazım yanlışı, 2 anlatım bozukluğu, 8 noktalama yanlışı var.* genel anlamda paragraf herhangi bir bütünlük teşkil etmiyor. herhalde bir ilkokul öğrencisi düşüncelerini yazıya dökmek konusunda daha başarılı olabilirdi. böyle yazı da yazılmaz.
3. işbu giri de dahil olmak üzere böyle bir başlık, doğası gereği sözlük formatına uygun tanım içeremez. zira başlı başına yanlış.

"kafa sözlük", ismiyle müsemma, bir interaktif sözlük. ve bir zamanlar çok popüler olan formatsız sözlüklerin aksine bir kurallar dizisi de söz konusu. aksini isteyen insanlar için inci sözlük gibi opsiyonlar hala açık. değerli yazara bu tür platformları öneriyorum. ayrıca ne yalan söyleyeyim ben moderatör olsam; şu başlığı komple siler, yazarı da çaylak ederdim. profilini henüz incelemedim ama olayı tam anlamamış olsa gerek herhalde.
devamını gör...

"yarim senden ayrılalı
hayli zaman oldu gel gel
bak gözümden akan yaşa
abı revan oldu gel gel, oldu gel gel...

böyle m’olur küsüp gitmek
seni seveni terk etmek
haram oldu yemek içmek
işim figân oldu gel gel, oldu gel gel..."

zara'nın şarkısı' yarim senden ayrılalı' şarkısıdır. erkan oğur yorumundan dinlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...

düşünce özgürlüğü bir kenara; atatürk'ü sevmeyen türk'ün tarih bilgisinden ve iyi niyetinden şüphe ederim.
devamını gör...

amatör oyuncu izlemek gibi olan seyir.
arada soru sorun, yalanı yeniden kursun, az yorulsun.
devamını gör...

dostum bence sen depresyonda değilsin.
sadece fazla takıyosun.
böyle her şeyi kafaya takarak nereye kadar yahu.
sal kendini akışına bırak.
metanetli ol.
sabret bugünler de geçecek.
haline şükret bak senden kötüler de var.
sadece senin mi başına geliyor sanki? senin gibi bir sürü insan var.
güçlü ol.
dipnot: olamıyoruz arkadaşlar. bize sadece sarılın.
devamını gör...

tanımlarını keyifle ve merakla okuduğum, desteğini eksik etmeyen, bildirimleriyle ve sözlüğe olan emekleriyle hep tebessüm ettiren normal sözlük moderatörlerimizden biri.
hep yazsındır...

(bkz: bgv)
devamını gör...

enteresan kimse yazmamış. vefat etti.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim