kararsız kalınan şeyler
ikinci tabağı söyleme eşiği. özellikle tatlı ve mantı içeren tabaklarda insanı ikileme sokan durum.
devamını gör...
wabi-sabi
toplanın sevgili okuyucular, bugün sizinle wabi-sabi sayesinde aydınlanacağız.
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..
devamını gör...
en korkulan ölüm şekli
yavaş ölmek, zira hayat da bir yavaş ölüm şeklidir kimine göre.
devamını gör...
semaver
okuduğuma pişman olduğum nadir kitaplardan birisi kendisi. haksızlık etmeyeyim diye teker teker kitaptaki tüm öyküleri okudum, semaver ve birkaç öykü dışındaki öyküler bana pek kaliteli gelmedi açıkçası. kitabın içinde cinsiyetçi ifadeler vardı, yüzümü ekşiten kısımları bulunduğunu çok iyi hatırlıyorum. öykülerin bazılarının giriş ve sonuç kısmı bana alakasız geldi, tatmin etmedi, “yaa ben şimdi ne okudum?” dedirtti. yazarın ilk öykü kitabıymış, kitabın kalitesiz gelmesinin sebebi bu olabilir. bir daha sait faik abasıyanık’ın yazdığı bir kitaba para verir miyim, pek sanmıyorum. yazara karşı bende önyargı oluşturdu bu kitap. okunmasını pek öneremeyeceğim ne yazık ki.
devamını gör...
kadınlardan kadınlara tavsiyeler
birbirimizi kollayalım.
kız kardeşlik kazanacak. *)
kız kardeşlik kazanacak. *)
devamını gör...
portakal hamamı radyo yayını
logo çok güzel olmuş. isim rezalet olmuş. dinlenir mi tabii ki dinlenir.
hayırlı uğurlu olsun diyorum.
hayırlı uğurlu olsun diyorum.
devamını gör...
online 385 yazar ne yapıyor sorunsalı
tanım girmek yerine kim ne yazmış diye bakıyorum.
devamını gör...
ciddi ciddi karma puan kasan yazar
almak istediğin uygulamaları, rozetleri vb aldıktan sonra çok da önemli olmayan aktivite.
misal benim 11bin kadar kullanılabilir karmam var. ama alacağımı aldım ben. reklamsız sözlük sorun değil , yeşil olmak gibi hevesim yok(zaten onlineda da görünmüyorum), kişisel ileti aldım ki doldurmadım bile.
yani ortada kasılacak bir durum yok bence. ama yalan yok rütbeye kadar kastım*. şimdi hedefime ulaşmış bir halde , istediğim gibi yazıyorum.
misal benim 11bin kadar kullanılabilir karmam var. ama alacağımı aldım ben. reklamsız sözlük sorun değil , yeşil olmak gibi hevesim yok(zaten onlineda da görünmüyorum), kişisel ileti aldım ki doldurmadım bile.
yani ortada kasılacak bir durum yok bence. ama yalan yok rütbeye kadar kastım*. şimdi hedefime ulaşmış bir halde , istediğim gibi yazıyorum.
devamını gör...
koyunların sorunu
siyasete alet edilmektir. düşünsene bir koyunsun, adamlar sana seçmen muamelesi yapıyor.hakaret ediyor.düz gidiyor, giydiriyor.
salın arkadaş şu ponçikleri
salın arkadaş şu ponçikleri
devamını gör...
peygamberin son beş günü
bir tahsin yücel kitabıdır.
tahsin yücel büyük bir entelektüeldir. öykü kitabı ve romanlarının yanı sıra denemeleri ve çevirileri ile de müthiş işler yapmıştır. fransız dili ve edebiyatı profesörü olan tahsin yücel fransızcadan dilimize muhteşem eserler kazandırmıştır.
bu roman da tahsin yücel'in diğer romanları gibi muhteşem bir okuma deneyimi sunuyor ama bir yandan da okuru oldukça zorluyor. en azından benim için öyle oldu. çünkü yazar öz türkçe sevdası yüzünden bazen bana ahengi bozuk gibi gelen cümleler kurmuş. bu da okuma zevkini bazı yerlerde düşürebiliyor.
bu roman devrimci ozan rahmi sönmez'in hayat hikayesi ve romanın isminin vaat ettiği gibi hayatının son beş gününü anlatan bir eserdir.
kendimi birçok roman kahramanı ile eşleştiririm, çoğu da olmak istediğim kişilerdir. ama rahmi sönmez tıpkı tutunamayanlar'ın kahramanı olan turgut özben gibi belli açılardan beni çok yansıtır bana göre.
rahmi sönmez devrimci bir şairdir ama devrimciler tarafından tam olarak benimsediği söylenemez. hep dışarıdan bakar olan bitene. davaya olan inancı ne kadar yüzeysel ise o kadar daha ateşli bir şekilde da savunur peygamber. peygamberliği de bundandır zaten.
peygamberin son beş gününe şahit olmak edebi anlamda muhteşem insani olarak ise üzücü bir tecrübe.
tahsin yücel büyük bir entelektüeldir. öykü kitabı ve romanlarının yanı sıra denemeleri ve çevirileri ile de müthiş işler yapmıştır. fransız dili ve edebiyatı profesörü olan tahsin yücel fransızcadan dilimize muhteşem eserler kazandırmıştır.
bu roman da tahsin yücel'in diğer romanları gibi muhteşem bir okuma deneyimi sunuyor ama bir yandan da okuru oldukça zorluyor. en azından benim için öyle oldu. çünkü yazar öz türkçe sevdası yüzünden bazen bana ahengi bozuk gibi gelen cümleler kurmuş. bu da okuma zevkini bazı yerlerde düşürebiliyor.
bu roman devrimci ozan rahmi sönmez'in hayat hikayesi ve romanın isminin vaat ettiği gibi hayatının son beş gününü anlatan bir eserdir.
kendimi birçok roman kahramanı ile eşleştiririm, çoğu da olmak istediğim kişilerdir. ama rahmi sönmez tıpkı tutunamayanlar'ın kahramanı olan turgut özben gibi belli açılardan beni çok yansıtır bana göre.
rahmi sönmez devrimci bir şairdir ama devrimciler tarafından tam olarak benimsediği söylenemez. hep dışarıdan bakar olan bitene. davaya olan inancı ne kadar yüzeysel ise o kadar daha ateşli bir şekilde da savunur peygamber. peygamberliği de bundandır zaten.
peygamberin son beş gününe şahit olmak edebi anlamda muhteşem insani olarak ise üzücü bir tecrübe.
devamını gör...
uğultulu tepeler
1847 yılında yayımlanan (bkz: emily bronte)' nin yazarın tek romanıdır uğultulu tepeler. yazar ilk önce şiirler yazmıştır ancak (bkz: victoria dönemi) ndeki katı kurallar yüzünden ve kadının ikinci planda tutulmasından dolayı, şiir kitabını erkek takma adıyla (bkz: emily ellis bell) yayımlamak zorunda kalmıştır. aynı şekilde bu romanınıda takma adıyla yayımlamak zorunda kalan yazarın kardeşi (bkz: charlotte brontë) tarafından gerçek ismiyle 1867 yılında yeniden yayımlanmıştır.*
bu eserde gerek romantik akım gerekse gotik özelliklerden izler görürüz. o dönemin en büyük özelliklerinden biri kadın sosyal olarak yüksek ve zengin bir eşle evlenmelidir. ancak romanın başkahramanı catherine, dönemin bu düşüncesiyle tamamen zıt giden ailesinin kim olduğu bilinmeyen, dışlanmış 'öksüz, buluntu, garip' olan heathcliff' e aşık olur. bu yönden toplumun koyduğu ahlaki ve etik kurallara uymadığı için o da toplum tarafından günahkar ve kötü olarak addedilir. bu yüzden heatchliff ile şehir ve toplum hayatından uzakta tutkulu ve yasak bir ilişki yaşamaya çalışır ancak victorya gelenekleri, değer yargıları ve sosyal baskı catherine'nin istediği aşka kavuşmasına izin vermez. bu yüzden catherine sosyal baskılardan, dayatmalardan ve toplumun öngördüğü kadın modelinden kurtulmak için ölümü seçer. çünkü yaşarken gerçek aşkına kavuşamamışsada ölüm sevgisine "vampir kadın" olarak da olsa kavuşma fırsatıdır ve hayalet olarak sevdiğine gerçek aşkına ulaşabilecektir.
bu eserde gerek romantik akım gerekse gotik özelliklerden izler görürüz. o dönemin en büyük özelliklerinden biri kadın sosyal olarak yüksek ve zengin bir eşle evlenmelidir. ancak romanın başkahramanı catherine, dönemin bu düşüncesiyle tamamen zıt giden ailesinin kim olduğu bilinmeyen, dışlanmış 'öksüz, buluntu, garip' olan heathcliff' e aşık olur. bu yönden toplumun koyduğu ahlaki ve etik kurallara uymadığı için o da toplum tarafından günahkar ve kötü olarak addedilir. bu yüzden heatchliff ile şehir ve toplum hayatından uzakta tutkulu ve yasak bir ilişki yaşamaya çalışır ancak victorya gelenekleri, değer yargıları ve sosyal baskı catherine'nin istediği aşka kavuşmasına izin vermez. bu yüzden catherine sosyal baskılardan, dayatmalardan ve toplumun öngördüğü kadın modelinden kurtulmak için ölümü seçer. çünkü yaşarken gerçek aşkına kavuşamamışsada ölüm sevgisine "vampir kadın" olarak da olsa kavuşma fırsatıdır ve hayalet olarak sevdiğine gerçek aşkına ulaşabilecektir.
devamını gör...
kediyle yaşamak
ilk defa bu sene deneyimlediğim olay. aramızda böyle bir bağ kurulacağını, kendisini bu kadar sevebileceğimi düşünmüyordum bile. elbette hayvanları çok severim ama bu bambaşka bir şey. alıp içime sokasım geliyor. uyurken izleyesim geliyor. ona bakarken, onunla ilgilenirken diğer her şey anlamsız geliyor. hayatıma büyük bir anlam kattı. teşekkür ederim güzel kızım.
devamını gör...
kadına lan diyen insan
normal insandır. bir erkek bir erkeğe lan deyince nasıl sorun olmuyorsa , kadına denince de sorun olmamalıdır. lan hani hepiniz feministtiniz? ya en çok şuna gülüyorum. genelleme yapıldığı zaman çok cinsiyetçi diye ağlıyorsunuz. sonra bu başlığa bir kadın olarak aa çok ayıp. bir kadına söylenir mi falan diyorsunuz. işinize gelince feministsiniz.
devamını gör...
saygı duyulan bitkiler
kaktüs tabi ki , kaktüsteki asalet kimde var.
devamını gör...
aşka dair tüm inancı yitirmek
aşka dair değil, o aşkı yasayabileceğim insanlara karşı inancımı yitirdim dostlar.
devamını gör...
birini sevmenizi sağlayan detaylar
kesinlikle ince düşünceli ve nahif bi kalbe sahip olması. yani zarar vermekten, incitmekten çekinmesi...
devamını gör...
rahatsız edici sesler
bilirsiniz, mutlaka sınıfınızda o "sinir bozucu" insan vardır: kara tahtaya gider ve tırnaklarını yukarıdan aşağıya doğru bastırarak tahtaya sürer, kılları diken diken yapan, son derece rahatsız edici, dişlerinizi sıkıp kulaklarınızı tıkamanıza neden olan bir ses çıkarır. kimi zaman vücudun kaşınması, bir kağıda tırnağı sürtmek vb. durumlar da benzer sesleri çıkarabilir ve benzer tepkilere neden olabilir. daha ilginci, bu sesin var olmasına gerek bile yoktur! şu satırları okurken bile vücudunuz inatla tepki gösteriyor ve rahatsızlık emareleri gösteriyor olabilir.
devamını gör...
sözlükte dost edinilebilir mi sorunsalı
hacı hacıyı mekke'de deli deliyi dakkada bulur demişler. aynı dünya görüşüne sahip uyuşan kafalar her yerde birbirini bulur ve dost olur hatta flört olur belki sevgili olur. hepsini geçtim evli mutlu çocuklu bile olur yoldaş da nikah şahidi olur.
devamını gör...

