normal sözlük eksi oy referandumu
şu an sadece ben oy kullandığımdan %100 gözüken oran. tek adamlık bunu gerektirir.
devamını gör...
normal sözlük dizi ve film kulübü korku filmi festivali
yapmayı planladığımız, türkiye'nin ilk discord film festivalidir. 60,70,80 ve 90'ların kült korku filmlerini beraber izleyeceğimiz, mısırımızı yiyeceğimiz, kolamızı içeceğimiz ve bazı sahnelerde korkudan gözlerimizi kapatacağımız festival olacaktır. yeterli desteği bulursa bir gelenek haline getirilip her ay bir konu ya da dönem üzerine film festivali düzenleyeceğiz.
devamını gör...
uyuyunca geçeceğini düşünmek
kökü iç dünyanda olan otları, dış dünyanda yolamazsın.
devamını gör...
cüda
'çok sevilen bir şeyden ayrı kalmak' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...
tutankamonun laneti
.
diyorum, o anlar *
diyorum, o anlar *
devamını gör...
fotoğrafın hikayesi

omayra sanchez garzón, tolima armero’da, nevado del ruiz yanardağının 1985 patlamasında 13 yaşındaki bir kolombiyalı kızdı. volkanik enkaz, dağın altındaki nehir vadilerine koşarak yaklaşık 23.000 insanı öldürerek armero ve diğer 13 köyü yok eden büyük laharlar oluşturmak için buzla karıştı.
13 kasımda harekete geçen yanardağ, omayra’nın yaşadığı köyü vurmuştu. daha ne oldu bilinmeden omayra’nın belden aşağısı patlayan patlayan yanardağ sebebiyle kayan toprağın altında kalmış ve yavaş yavaş su birikmeye başlamıştı. omayra yaşamak için enkaz parçasına tutunmuş ve ertesi gün bir gazeteci omayra’nın elini görmüş ve bölgedeki gönüllüleri çağırdı. omayrayı kurtarmak için büyük çaba sarf edildi. fakat bacaklarını kırmadan bulunduğu yerden çıkarmak imkansızdı. ayrıca her çıkarmaya çalıştığında çevredeki su yükseliyor ve omayra’nın nefes almasını engelliyordu. gönüllüler suyun altına baktıklarında tuğladan yapılmış kapının altında kaldığını ve o kapının altında ise ölen halısını gördüler.
omayra bu duruma rağmen çevresindekilere şarkı söyleyip, şekerleme ve gazoz istediğini söylüyordu. bu durumdan hiç şikayet etmedi. zaman geçtikçe vücut ısısı düşmeye başladığında sayıklamaya başlamıştı. fakat ortamdaki kirlilik sebebiyle bu operasyon sonucunda daha büyük acıyla öleceği de anlaşıldı. o yüzden insaflı olan davranışın onun ölmesine izin vermek olduğu düşünülmüştür.
omayra’nın son sözleri ise “anne, eğer beni duyuyorsan tahmin ediyorum benim tekrar ayağa kalkmam, yürüyebilmem ve bu insanların beni kurtarması için dua ediyorsundur. anne seni seviyorum ve babamı ve kardeşimi. elveda anne” oldu.
kapak görseli son 50 yılın en iyi fotoğrafları arasında yer almış ve fotoğrafçıya pulitzer ödülünü kazandırmıştır.
bilgileri www.kooplog.com sitesinden aldım. şimdi bu üzücü olayı bir kenara bırakıp fotoğrafa ilgisi olan bir insan olarak teknik açıdan inceleyelim(evet çok çok üzücü ama neden bu fotoğraf içimize işliyor onu anlamak için)
o gün onlarca fotoğraf çekildi ama bir tanesi ödül aldı ve hafızalara kazındı. sebeplerine bakalım. bu arada çekilen diğer fotoğraflarda harikaydı.
öncelikle çocuğun bakış açısı biraz eğik ama tutunduğu ağaç parçasıyla tam paralel bu da gözümüze tam oturmasını sağlıyor. bunu dudaklarından daha kolay teyit edebilirsiniz ama odak gözlerde olduğu için gözü baz almak daha doğru.
fotoğrafa baktığımızda çocukla göz göze geliyoruz. fotoğrafçı bizi çocukla baş başa bırakmış. diğer fotoğrafları incelerseniz genelde dışarıdan bir göz olarak olayları aktarmışlar ama bu fotoğrafta çocukla baş başa kalıyoruz ve etkileyiciliği artırıyor.
fotoğrafın yere yakınlık seviyesi çok aşağıda buda bizi çocuğun ne kadar çaresiz bir yerde olduğunu çok iyi anlatıyor. kendimizi o çukurda hissediyoruz. çocuğun seviyesine inerek bizi de çukurun içine alıyor fotoğrafçı.
fotoğrafçının çocuğa yakınlığı tam yerinde. çok yakın değil bize çevre detayları sunabiliyor. çok uzakta değil çocuğa yardım edebilecek kadar yakın ama edemiyor. yine bize çaresizliği hissettiriyor.
fotoğrafın zamanlaması çok yerinde tam elini görebileceğimiz bir anda çekilmiş. el ve yüz dokusu yan yana. o suyun neler yapabileceğini çok iyi anlatıyor. çocuk masum bir suyun içinde değil eğer elleri sudayken çekilmiş olsaydı çok daha farklı düşündürebilirdi. minicik bir dala tam dokunduğu an sahnelenmiş. bu anı kullanmak içimizi sızlatmaya yetiyor. hala çocuğun bir umudu olduğunu anlayabiliyoruz. fotoğrafçı bu anı seçmekle çocuğun mücadelesine ortak olmuş.
eğer fotoğraf üst açıdan çekilseydi muhtemelen çocuğun kolundan bir bez parçasıyla ağaca bağlı olduğunu göremeyecektir. fotoğrafın etkisini artıran bir detay. küçük bir bez hayata tutuyor.
yer su ile kaplı olduğu için çocuğun yüzüne ışık yansıyor ve doğal reflektör görevi görüyor. fotoğraf doğru saatte çekilmiş. aydınlık yüzde siyah gözler daha çok ortaya çıkıyor ve yine etkileyiciliği ikiye katlıyor. içimize işliyor. eğer fotoğrafın pozlaması düşük kalsaydı. bu fotoğraf bu kadar içimize dokunmayacaktı. ölümü daha net gösteriyor.
diyafram aralığı tahminim 2.0 civarında çekilmiş. böylece ilgimiz çocuğun gözlerinde onunla birlikteyiz ama ellerine neler olduğunu ve arka tarafta nasıl bir yerde olduğumuzu fotoğrafta bir kaç saniye geçirdikten sonra inceleyebiliyoruz. çok iyi seçilmiş bir aralık.
fotoğrafın bir çok renk versiyonu var hangisi orijinal bilemediğim için bu konuda yorum yapamayacağım. ama çok koyu saçlı olduğu için fotoğrafta karanlıkların biraz açıldığını düşünüyorum. detayları görmemizi sağlamış.
kafa boşluğu (yani kafasıyla fotoğrafın bittiği yerin arasındaki mesafe) sonuna kadar kullanılmış. biraz daha aşağı inseydi gözümüze tam oturmayabilirdi. kadraj sorunsuz yapılmış. çocuk tam ortaya alışmış. sağa ve sola olan boşluk mesafesi aynı. yine gözümüze tam oturması sağlanmış.
devamını gör...
guy de maupassant
fransız yazar. öyküleri çok güzeldir. özellikle horla adlı korku öyküsü ünlüdür, hikayede görünmez ve insanları delirtip hasta eden bir hortlak anlatılır.
devamını gör...
göğe bakma durağı
seviniriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
devamını gör...
kibar feyzo
türk sinema tarihinin en iyi filmlerinden biridir zannımca.
ihsan yüce, senaryoyu yazarken osman şahin’in fareler isimli öyküsünden esinlenmiştir. ancak arzu film toplantılarında yapılan görüşmeler neticesinde filmin komedi tarzında çekilmesine karar verilmiş ve fareler isimli öykü, ihsan yüce tarafından yeniden yorumlanmıştır.
meşhur umumi tuvalet sahnesi, sırrı elitaş’ın ihsan abiye anlattığı bir fıkra ile osman şahin’in anlattığı bir hikayeden çıkmıştır. orijinal halinde ağa; “ulan er pokunun üzerine kancık poku olur?” diye sormaktadır.
gerek kibar feyzo gerekse ihsan yüce’nin diğer filmleri ile ilgili renkli anektodları okumak için gül gibi zabıta dururken kızını çöpçüye veren adam kitabını okuyabilirsiniz.
ihsan yüce, senaryoyu yazarken osman şahin’in fareler isimli öyküsünden esinlenmiştir. ancak arzu film toplantılarında yapılan görüşmeler neticesinde filmin komedi tarzında çekilmesine karar verilmiş ve fareler isimli öykü, ihsan yüce tarafından yeniden yorumlanmıştır.
meşhur umumi tuvalet sahnesi, sırrı elitaş’ın ihsan abiye anlattığı bir fıkra ile osman şahin’in anlattığı bir hikayeden çıkmıştır. orijinal halinde ağa; “ulan er pokunun üzerine kancık poku olur?” diye sormaktadır.
gerek kibar feyzo gerekse ihsan yüce’nin diğer filmleri ile ilgili renkli anektodları okumak için gül gibi zabıta dururken kızını çöpçüye veren adam kitabını okuyabilirsiniz.
devamını gör...
gaziantep'te inanılmaz tecavüz olayı
çocuğa inanmayanlar intiharını duyduktan sonra geceleri nasıl uyuyorlar acaba?
devamını gör...
siyah transporter
ben şaşırmıyorum, yıllarca kaçırıp, infaz edilen ve yol kenarlarına atılan çok insan oldu, bunların çoğu güneydoğulu insanlardı ve yine çoğu kuru bir iftiraya kurban gittiler; araba ha toros olmuş ha transporter neticede hepsi can aldı ve almaya devam ediyor.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın bokunu yiyin
herkes yediğinden ikram eder.
- yavuz sultan selim.
- yavuz sultan selim.
devamını gör...
yazar mahlaslarının öteki dünya versiyonu
kısık ateşte yanan hafız.
devamını gör...
kadınların abi diyeyim de yavşamasın mantığı
ülkemizdeki normlarla alakalı bir durumdur. sadece kadınların değil erkeklerin de kullandığı benzer ifadeler vardır. bunlar abla, bacım ve yenge gibi ifadelerdir.
devamını gör...
normal sözlük'te herkesin fakir olması
o eşsiz cümleleri aklıma getiren başlık.
yar fakır ben de fakır.
yar fakır ben de fakır.
devamını gör...
yarıda bırakılan kitaplar
canan tan-piraye
franz kafka-milenaya mektuplar
yok arkadaş ne kadar zorlasam da bir türlü okunmuyorlar.
franz kafka-milenaya mektuplar
yok arkadaş ne kadar zorlasam da bir türlü okunmuyorlar.
devamını gör...
türk kadınının eleştiri kabul etmemesi
ben haklı olan her eleştiriyi kabul ediyorum. objektif görüşe saygım sonsuz.
devamını gör...
bab-ı âli baskını
rivayet odur ki yakup cemil adamı vurmadan önce " bu adama laf anlatılır mı" demiştir. gerekçesini peşinen belirtip, zuhur edebilecek dedikodulara kapıyı en baştan kapatmıştır.
devamını gör...
istenmeyen tüye bunu açıkça söylemek
zaten istenmediğinin farkında olan tüyün çok da umurunda olmayacak eylemdir..
devamını gör...