me11isho (yazar)
yoldaşın kalpağını kaçıracağına team liquid de bizi görecek mi ona cevap vermesi gereken yeşil kediler kovalayasıca caaanım yazar.
edit: şimdi geri vites temalı çok kötü şakalar yapardım ama sevdiğimden kıyamıyorum.* dota 2 tanrısı, navi önünde diz çökmüştür öyle bir oyuncu efenim.
edit: şimdi geri vites temalı çok kötü şakalar yapardım ama sevdiğimden kıyamıyorum.* dota 2 tanrısı, navi önünde diz çökmüştür öyle bir oyuncu efenim.
devamını gör...
yazarların aldıkları en unutulmaz mesaj
almamışımdır, atmışımdır hep. düşünsene, ''saçların baharın kokusu, gözlerin unutturur yıldızları, sînen bir kaçış, bir ölüm uykusu, gülümsemenle bir güneş doğar yüreğime, her bir damla gözyaşınla karanlıklar çöker ruhuma, ellerini beklerim bir uçurumun dibinde, sonsuzluğa gitmeden önce,'' gibi bir serenad çekiyorsam, evet, ben hep atan olmuşumdur.
devamını gör...
pokemon
sabah erken kalkma nedenidir. şu oyunu şu ana kadar oynadığım en iyi 3. oyundur ((gbkz: pokemon firered)) animesi şu ana kadar izlerken en çok zevk aldığım dizidir. tasolarını oynamayı pek beceremezdim sürekli kökülürdüm kardeşim gider onları geri kökerdi.
devamını gör...
panik atak
herkesin belli zamanlarda endişe, kaygı, ve panikle yoğrulmuş bir his yumağının içine atılma durumudur aslında. bu his kendimizi tehlikede hissettiğimizde, gergin ya da stresli olduğumuzda vücudumuzun gösterdiği doğal bir tepkidir.
aniden gelen ve düzenli şekilde devam eden panik veya gerginlik, korku hissiyle yaşanan bir anksyete bozukluğudur. fakat panik atak bozukluğuyla başetmeye çalışan bir kişi için stres, panik, korku, gerginlik, anksiyete gibi duyguları hem düzenli bir şekilde hemde çok fazla belirgin nedenler olmadan biranda yaşamaya başlar. bazen herhangi bir belirti göstermez.
panik bozukluğu panik atakla bağlantılı bir rahatsızlıktır. aniden ortaya çıkan ve tekrar eden panik ataklar, bu atakların sürekli gerçekleşeceği beklentisinin ortaya çıkardığı bir kaygı, travma ve panik atak anında gerçekleşen duygu bozukluğu durumu, vücudun yaşadığı ani değişikliklerden dolayı öleceğini ya da zarar göreceğini düşünme nedeniyle hayata tam ve doğru şekilde karışamama olarak gözlemlenen durumdur.
psikolojik bir rahatsızlık olmasının yanında kimyasal bir beyin olayı olarakta tanımlandırılır. tam olarak nedeni belli değildir aslında. tedavisi tabi ki mümkün. doğru ve düzenli bir yöntemle.
belirtilerini kalp kriziyle karıştıranlar vardır. ve o esnada kalp krizi geçirdiklerini düşünürler. kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı,
tansiyon yükselmesi, hızlı ve yüzeysel nefes alıp verme, baş dönmesi, bulanık görme, göz kararması, titreme, kan basıncında artma, kaslarda aşırı gerginlik, soğuk terleme, midede şişkinlik, sık idrara çıkma, bayılacakmış hissiyatı sıkça görülen belirtilerdendir. kişi vücudununun kontrolden çıktığını, kendi kendini yok edeceğini düşünür ve bu olaylar karşısında kişi öleceği ve aklını kaybedeceği korkusu gelişir. nefes nefese kalır açık havaya çıkmak ister bazende kendini hastaneye atar.
kapalı alan, açık alan, kalabalık yerler ya da bazen çok sakin yerlerde korku yaşayabilirler. tünel, köprü, otoyollar, asansör, tren garları, büyük marketler, sinema ve tiyatro salonları ani şekilde gelen bir panik atağa maruz bırakabilir kişiyi. bu ortamlardan kaçarlar ve kendilerini hergeçen gün kısıtlarlar.
bu aslında bir döngüdür. ve her geçen gün dahada artan dahada kısıtlayan bir döngü. kişi bunu içinde bulunduğu durum içerisinde ilginçtir ki farketmez. her geçen gün dahada yalnızlaşır, içine kapanır, kendini kısıtlar.
bir gün erkek arkadaşımla kalabalık bir caddeden geçiyorduk. eskiden ailesiyle orada yaşadıkları evi gösteriyor ve çocukluğuyla ilgili bazı şeyler anlatıyordu. biranda yüzünün şekli değişti ve hızlı nefes almaya başladı. sahile inelim dedi. yarım saat bir saat sonra eve gitmek istedi. o gece doğru düzgün konuşmadı benle. bir iki gün evden çıkmadı. sonra yeniden sahilde buluştuk ve üzerinde eşofmanlar vardı. ilginç bir şekilde bir daha hiç kot pantolon giymedi. o caddeye yakın yollara bile uğramadık hatta bana bile mesafeli davranmaya başladı.
bu biranda başlayan bir süreç değildi aslında. son 10 yılı buna benzer ama daha sakin daha pasif durumlarla geçirmiş. annesini kaybetmesi üzerine bu süreç hızlandı ve biranda kendini eve kapatmaya kadar gitti. aslında onun ki anksiyete kaygı bozukluğu yani ama tabi panik atak bu rahatsızlığın içine de harmanlanmış.
çocukluğunda ailesiyle yaşadığı bazı sorunlar, özellikle annesinin yüklediği kaygı durumları, anne babasının erken yaşta ayrılması, babasının sorumsuzluğu ve annesinin bu durum karşısında çocuklarına yaşattığı işkence gibi bir hayat. gerçekten akıl almaz yaşamlar var arkadaşlar.
bu rahatsızlıkların kökeni genelde çocukluk travmalarına dayanıyor. kaçımız tam manasıyla mutlu bir çocukluk geçirdik değil mi?
benim kafamı çok karıştırıyor bu durumlar. onunla yaşadığım 4 sene. benim ona destek olmak için uğraşlarım fakat sonunda benim desteğe ihtiyacım olması. bunun sonunda kendi çocukluğuma dönüp bakma ihtiyacı duymam. peki ama bu travmalar neden şimdi hortladı? düzgün psikolojiyi bile bozuyor bazı insanlar. altına çakıyor bir dinamit. bomm.
güçlü olma mı yoksa güçsüz olma durumumu mu? bunu da sorguluyorum. beynin bir oyunu bizi oyalama durumu. beynin düzgün işlemeyişi. artık düzgün işleyemeyişi. bunun için ciddi bir tedavi gerekli tabi. ama yine beyni kendini fazla ciddi olduğuna inandırmış insanı. ben güçlüyüm tüm bunlara gerek yok. ben zaten bunları biliyorum. peki ya çözüm? hah belkide egolu bir beyinin gerçekleri kabul etmeyişidir.
o günden sonra bana daha serin davranmaya başladı. aramızda sert diyaloglar gelişti. artık beni sevdiği için değilde bana ihtiyacı olduğu için yanımda olduğunu o kadar net hissettiriyordu ki bana, bu durum ben de değersizlik hissi oluşturdu. hah sonra bu duygunun çocukluğa dayandığını düşünmeye başladım. travmalara inmeye onları araştırmaya başladım. kendime cicik cicik travmalar geliştirdim. beni itmesi, bana mesafeli olması, bana sadece ihtiyacı olduğu zamanlarda ulaşması (evde yalnız kalmak zorunda kaldığı dönemlerde, onun çıkamayacağı gidemeyeceği alanlara gidilmesi gerektiğinde ya da buna benzer yetemediği alanlarda.) vsvs bendeki değersizlik hissini eşeledi durdu.
sağlıklı kalmaya hatta başka insanlara yardım etmeye çalışırken nurtopu gibi psikolojik rahatsızlıklarım oluşmaya başladı. oluştu. bunu çok erken fark etmem önlem almama ve kendi kendimi tedavi etmeye çalışmamda işe yaradı tabi. ama ciddi bir şekilde yıprandım bu süreçte. daha güçlü olmak için bazen birazda olsa hırpalanmak gerekir değil mi? hayat bize yeni yeni şeyler öğretmeye bayılıyor. bunu bazen yeni insanlarla yapıyor. her geçen gün daha güçlü olmamız için bizi zorluyor.
çok fazla uzadı değil mi? panik ataktan nerelere geldik. iyi ki de geldik. yine kendimi sorguladım ve yeni çıkarımlarda bulundum. umarım siz dede bu etki oluşmuştur. sevgiler...
aniden gelen ve düzenli şekilde devam eden panik veya gerginlik, korku hissiyle yaşanan bir anksyete bozukluğudur. fakat panik atak bozukluğuyla başetmeye çalışan bir kişi için stres, panik, korku, gerginlik, anksiyete gibi duyguları hem düzenli bir şekilde hemde çok fazla belirgin nedenler olmadan biranda yaşamaya başlar. bazen herhangi bir belirti göstermez.
panik bozukluğu panik atakla bağlantılı bir rahatsızlıktır. aniden ortaya çıkan ve tekrar eden panik ataklar, bu atakların sürekli gerçekleşeceği beklentisinin ortaya çıkardığı bir kaygı, travma ve panik atak anında gerçekleşen duygu bozukluğu durumu, vücudun yaşadığı ani değişikliklerden dolayı öleceğini ya da zarar göreceğini düşünme nedeniyle hayata tam ve doğru şekilde karışamama olarak gözlemlenen durumdur.
psikolojik bir rahatsızlık olmasının yanında kimyasal bir beyin olayı olarakta tanımlandırılır. tam olarak nedeni belli değildir aslında. tedavisi tabi ki mümkün. doğru ve düzenli bir yöntemle.
belirtilerini kalp kriziyle karıştıranlar vardır. ve o esnada kalp krizi geçirdiklerini düşünürler. kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı,
tansiyon yükselmesi, hızlı ve yüzeysel nefes alıp verme, baş dönmesi, bulanık görme, göz kararması, titreme, kan basıncında artma, kaslarda aşırı gerginlik, soğuk terleme, midede şişkinlik, sık idrara çıkma, bayılacakmış hissiyatı sıkça görülen belirtilerdendir. kişi vücudununun kontrolden çıktığını, kendi kendini yok edeceğini düşünür ve bu olaylar karşısında kişi öleceği ve aklını kaybedeceği korkusu gelişir. nefes nefese kalır açık havaya çıkmak ister bazende kendini hastaneye atar.
kapalı alan, açık alan, kalabalık yerler ya da bazen çok sakin yerlerde korku yaşayabilirler. tünel, köprü, otoyollar, asansör, tren garları, büyük marketler, sinema ve tiyatro salonları ani şekilde gelen bir panik atağa maruz bırakabilir kişiyi. bu ortamlardan kaçarlar ve kendilerini hergeçen gün kısıtlarlar.
bu aslında bir döngüdür. ve her geçen gün dahada artan dahada kısıtlayan bir döngü. kişi bunu içinde bulunduğu durum içerisinde ilginçtir ki farketmez. her geçen gün dahada yalnızlaşır, içine kapanır, kendini kısıtlar.
bir gün erkek arkadaşımla kalabalık bir caddeden geçiyorduk. eskiden ailesiyle orada yaşadıkları evi gösteriyor ve çocukluğuyla ilgili bazı şeyler anlatıyordu. biranda yüzünün şekli değişti ve hızlı nefes almaya başladı. sahile inelim dedi. yarım saat bir saat sonra eve gitmek istedi. o gece doğru düzgün konuşmadı benle. bir iki gün evden çıkmadı. sonra yeniden sahilde buluştuk ve üzerinde eşofmanlar vardı. ilginç bir şekilde bir daha hiç kot pantolon giymedi. o caddeye yakın yollara bile uğramadık hatta bana bile mesafeli davranmaya başladı.
bu biranda başlayan bir süreç değildi aslında. son 10 yılı buna benzer ama daha sakin daha pasif durumlarla geçirmiş. annesini kaybetmesi üzerine bu süreç hızlandı ve biranda kendini eve kapatmaya kadar gitti. aslında onun ki anksiyete kaygı bozukluğu yani ama tabi panik atak bu rahatsızlığın içine de harmanlanmış.
çocukluğunda ailesiyle yaşadığı bazı sorunlar, özellikle annesinin yüklediği kaygı durumları, anne babasının erken yaşta ayrılması, babasının sorumsuzluğu ve annesinin bu durum karşısında çocuklarına yaşattığı işkence gibi bir hayat. gerçekten akıl almaz yaşamlar var arkadaşlar.
bu rahatsızlıkların kökeni genelde çocukluk travmalarına dayanıyor. kaçımız tam manasıyla mutlu bir çocukluk geçirdik değil mi?
benim kafamı çok karıştırıyor bu durumlar. onunla yaşadığım 4 sene. benim ona destek olmak için uğraşlarım fakat sonunda benim desteğe ihtiyacım olması. bunun sonunda kendi çocukluğuma dönüp bakma ihtiyacı duymam. peki ama bu travmalar neden şimdi hortladı? düzgün psikolojiyi bile bozuyor bazı insanlar. altına çakıyor bir dinamit. bomm.
güçlü olma mı yoksa güçsüz olma durumumu mu? bunu da sorguluyorum. beynin bir oyunu bizi oyalama durumu. beynin düzgün işlemeyişi. artık düzgün işleyemeyişi. bunun için ciddi bir tedavi gerekli tabi. ama yine beyni kendini fazla ciddi olduğuna inandırmış insanı. ben güçlüyüm tüm bunlara gerek yok. ben zaten bunları biliyorum. peki ya çözüm? hah belkide egolu bir beyinin gerçekleri kabul etmeyişidir.
o günden sonra bana daha serin davranmaya başladı. aramızda sert diyaloglar gelişti. artık beni sevdiği için değilde bana ihtiyacı olduğu için yanımda olduğunu o kadar net hissettiriyordu ki bana, bu durum ben de değersizlik hissi oluşturdu. hah sonra bu duygunun çocukluğa dayandığını düşünmeye başladım. travmalara inmeye onları araştırmaya başladım. kendime cicik cicik travmalar geliştirdim. beni itmesi, bana mesafeli olması, bana sadece ihtiyacı olduğu zamanlarda ulaşması (evde yalnız kalmak zorunda kaldığı dönemlerde, onun çıkamayacağı gidemeyeceği alanlara gidilmesi gerektiğinde ya da buna benzer yetemediği alanlarda.) vsvs bendeki değersizlik hissini eşeledi durdu.
sağlıklı kalmaya hatta başka insanlara yardım etmeye çalışırken nurtopu gibi psikolojik rahatsızlıklarım oluşmaya başladı. oluştu. bunu çok erken fark etmem önlem almama ve kendi kendimi tedavi etmeye çalışmamda işe yaradı tabi. ama ciddi bir şekilde yıprandım bu süreçte. daha güçlü olmak için bazen birazda olsa hırpalanmak gerekir değil mi? hayat bize yeni yeni şeyler öğretmeye bayılıyor. bunu bazen yeni insanlarla yapıyor. her geçen gün daha güçlü olmamız için bizi zorluyor.
çok fazla uzadı değil mi? panik ataktan nerelere geldik. iyi ki de geldik. yine kendimi sorguladım ve yeni çıkarımlarda bulundum. umarım siz dede bu etki oluşmuştur. sevgiler...
devamını gör...
tek başına dans
sözleri şu günler için güzel anlamlar ifade eden teoman şarkısıdır.
belki
önümüz yaz..
gideriz bir yerlere
belki dans edersin
kumsalda yalnız, tek başına
belki
önümüz yaz..
gideriz bir yerlere
belki dans edersin
kumsalda yalnız, tek başına
devamını gör...
ateist kaplumbağa
evet, vacip oldu artık tanım yapmak.
bakış açısını, yöntemsel yaklaşımını beğendiğim yazardır kendileri.
tanımlarında kendimden bir parça görüyor ve mutlu oluyorum.
güzel esprilerinden ziyade beni etkileyen işte bunlar.
naçizane belirtmek isterim ki örnek alınması gereken yazar ateist kaplumbağadır.
yönteminize halel gelmesin sayın yazar!
bakış açısını, yöntemsel yaklaşımını beğendiğim yazardır kendileri.
tanımlarında kendimden bir parça görüyor ve mutlu oluyorum.
güzel esprilerinden ziyade beni etkileyen işte bunlar.
naçizane belirtmek isterim ki örnek alınması gereken yazar ateist kaplumbağadır.
yönteminize halel gelmesin sayın yazar!
devamını gör...
akut ağrı
ağrı, yaşanma sürecinin gösterdiği etkiye göre ikiye ayrılır. bunlardan biri kişinin psikolojisini bozabilecek derecede ağır olan ve 6 aydan uzun süren kronik ağrıdır. bir diğeri ise; vücudun hasar aldığını gösteren akut ağrıdır.
akut ağrı; keskin, hızlı, batıcı ağrı olarak da adlandırılabilir. dokunun veya organizmanın hasar alarak zamanla iyileşmesi sürecidir. 6 aydan daha uzun sürmez. travma, yaralanma, enfeksiyon gibi durumlardan veya beyin kanamasından kaynaklanabilir. şiddetli bir ağrıdır. uzun sürmediği gibi anidir de aynı zamanda. birey, işlevini kaybetmemesiyle beraber kendini huzursuz hissedecektir. atif (sakinleştirici) ve anksiyolitik (anksiyete giderici) özelliği olan ağrı kesici ilaçlardan kullanılabilir. vücudun bu ağrıya karşın kendine özel tepki verme mekanizması hazırdır ve genellikle terleme, huzursuzluk, kan basıncında artma, kalbin hızının normalden daha yavaş* - hızlı* olması şeklinde yanıtlar verebilir.
en sık yaşanan akut ağrılara posteperatif ağrı, travma, yaralanma, travma ve yanık ağrıları, akut batın ağrıları ve doğum ağrıları örnek olarak verilebilir.
akut ağrı; keskin, hızlı, batıcı ağrı olarak da adlandırılabilir. dokunun veya organizmanın hasar alarak zamanla iyileşmesi sürecidir. 6 aydan daha uzun sürmez. travma, yaralanma, enfeksiyon gibi durumlardan veya beyin kanamasından kaynaklanabilir. şiddetli bir ağrıdır. uzun sürmediği gibi anidir de aynı zamanda. birey, işlevini kaybetmemesiyle beraber kendini huzursuz hissedecektir. atif (sakinleştirici) ve anksiyolitik (anksiyete giderici) özelliği olan ağrı kesici ilaçlardan kullanılabilir. vücudun bu ağrıya karşın kendine özel tepki verme mekanizması hazırdır ve genellikle terleme, huzursuzluk, kan basıncında artma, kalbin hızının normalden daha yavaş* - hızlı* olması şeklinde yanıtlar verebilir.
en sık yaşanan akut ağrılara posteperatif ağrı, travma, yaralanma, travma ve yanık ağrıları, akut batın ağrıları ve doğum ağrıları örnek olarak verilebilir.
devamını gör...
yazarların kimseye söyleyemediği dertleri
devamını gör...
gg
good game -iyi oyun, güzel oyun- anlamına gelen ingilizce kısaltmadır.
bu kısaltmayı ilk gördüğümde 14 yaşlarındaydım. arkadaşımla aramızda geçen konuşmadan anlamını 'g**e geldik' sanmıştım.
bu kısaltmayı ilk gördüğümde 14 yaşlarındaydım. arkadaşımla aramızda geçen konuşmadan anlamını 'g**e geldik' sanmıştım.
devamını gör...
günde 1 litre süt içmek
ayda ortalama 210 tl sadece süte harcamaktır.
devamını gör...
birinden vazgeçme eşiği
o kişiye karşı tahammülün kalmamasıdır.
devamını gör...
aşı üretse korkmadan alınacak markalar
(bkz: volvo)
devamını gör...
soğuk baklava
seveni çoktur. sütlü şerbetiyle üstünde kakaosuyla tam bir kahve yanı tatlısıdır.
hoşverdi de denmektedir.
gel gelelim corona yüzünden 1 yıldır dışardan bir şey tükeniyorum ve çok özlemiştim. ve yapabildim. yani demem o ki ; azıcık çabayla evde de yapabilirsiniz.
hoşverdi de denmektedir.
gel gelelim corona yüzünden 1 yıldır dışardan bir şey tükeniyorum ve çok özlemiştim. ve yapabildim. yani demem o ki ; azıcık çabayla evde de yapabilirsiniz.
devamını gör...
alabalık
bildiğim kadarıyla eskiden o zamanın büyük şehirlerine su sağlayan kaynaklara, söz konusu kaynağın suyunun temiz, hastalıksız ve dolayısıyla içilebilir olup olmadığını anlamak amacıyla bırakılan başlıca balık türlerinden biri.*
devamını gör...
tam depresyona gireceğim bi gülme geliyor
yavaş yavaş balataları yaktığınıza işaret olabilir.
devamını gör...
kaprekar sabiti
üst edit: kaprekar matematik öğretmenliği yapmıştır.
hintli bir matematikçi tarafından tanımlanan, 4 basamaklı bir sayıya en fazla 7 kez uygulanabilen bir işlem sonunda ortaya çıkan 6174 sayısı. ancak bazı durumlarda sonuç 0 da çıkabilir.
--- detaylar ---
başlangıç koşulları şöyle:
- sayımız 4 basamaklı olacak ama tüm basamakları aynı rakamdan oluşmayacak. mesela 8888, 1111 gibi sayılar işimize yaramıyor.
- sayının 3 basamağı aynı, kalan son basamağı da bu rakamların 1 fazlası ya da eksiği olmayacak. yani mesela 2232, 4445 gibi sayılar da işimizi görmüyor.
sayımızı belirledikten sonra, içindeki rakamları büyükten küçüğe ve küçükten büyüğe doğru sıralayıp tekrar yazıyoruz.
8921 sayısını seçelim mesela.
rakamları büyükten küçüğe sıralayınca 9821,
küçükten büyüğe sıralayınca 1289 elde ediyoruz.
bunun ardından yapılacak işlem, gittiği yere kadar büyük sayıdan küçüğü çıkarmak ve elde edilen sayıyla işlemi tekrarlamak:
9821 - 1289 = 8532
8532 - 2358 = 6174
7641 - 1467 = 6174
gördüğünüz gibi 2. işlemden itibaren sayı 6174 oldu ve tekrara başladı. işte işlemi sonsuz döngüye sokan bu sayıya kaprekar sabiti diyoruz.
hintli bir matematikçi tarafından tanımlanan, 4 basamaklı bir sayıya en fazla 7 kez uygulanabilen bir işlem sonunda ortaya çıkan 6174 sayısı. ancak bazı durumlarda sonuç 0 da çıkabilir.
--- detaylar ---
başlangıç koşulları şöyle:
- sayımız 4 basamaklı olacak ama tüm basamakları aynı rakamdan oluşmayacak. mesela 8888, 1111 gibi sayılar işimize yaramıyor.
- sayının 3 basamağı aynı, kalan son basamağı da bu rakamların 1 fazlası ya da eksiği olmayacak. yani mesela 2232, 4445 gibi sayılar da işimizi görmüyor.
sayımızı belirledikten sonra, içindeki rakamları büyükten küçüğe ve küçükten büyüğe doğru sıralayıp tekrar yazıyoruz.
8921 sayısını seçelim mesela.
rakamları büyükten küçüğe sıralayınca 9821,
küçükten büyüğe sıralayınca 1289 elde ediyoruz.
bunun ardından yapılacak işlem, gittiği yere kadar büyük sayıdan küçüğü çıkarmak ve elde edilen sayıyla işlemi tekrarlamak:
9821 - 1289 = 8532
8532 - 2358 = 6174
7641 - 1467 = 6174
gördüğünüz gibi 2. işlemden itibaren sayı 6174 oldu ve tekrara başladı. işte işlemi sonsuz döngüye sokan bu sayıya kaprekar sabiti diyoruz.
devamını gör...
bekar sözlük yazarlarını evlendiriyoruz kampanyası
yaşasın ajahah
maaş da verceniz mi la?
en az 10.000 isterim ona göre!
maaş da verceniz mi la?
en az 10.000 isterim ona göre!
devamını gör...



