2002 doğumlu birini ciddiye almak
(bkz: kafa sözlük yazarlarının saçmaladıkları tanımlar)
2019 doğumlu oğlumu ciddiye aldığım kadar, 2002 doğumlu birini de ciddiye alabilirim.
(bkz: akıl yaşta değil baştadır)
2019 doğumlu oğlumu ciddiye aldığım kadar, 2002 doğumlu birini de ciddiye alabilirim.
(bkz: akıl yaşta değil baştadır)
devamını gör...
klasik koşullanma
organizmaların tekrar eden doğal uyarıcılara verdiği tepkiyi yapay uyarıcılara da vermesi durumudur.
devamını gör...
üçnoktabir
sabaha karşı isimli albümleri ile bir dönemi yerle bir etmiş, kıymeti bilinmemiş grup. üçnoktabir-değişmem
--- alıntı ---
bitmeyen bir kavgayım
kusursuz bir hatayım
ben yıpranmış bir inancım
kendime bir cezayım
değişmem bundan sonra
--- alıntı ---
--- alıntı ---
bitmeyen bir kavgayım
kusursuz bir hatayım
ben yıpranmış bir inancım
kendime bir cezayım
değişmem bundan sonra
--- alıntı ---
devamını gör...
takıntısız insan
anı yaşayabilen insandır.
devamını gör...
iskender lahdi
mö. 4.yüzyıla tarihlenen ve mö 312’de ölen sidon kralı abdalonymos için yapıldığı tahmin edilen lahit.
1887'de (bkz: osman hamdi bey) önderliğinde sayda'daki (lübnan) kral mezarlığında yapılan kazılarda bulunan en önemli lahit. iskender lahdi'yle beraber 11 lahit, gemilerle istanbul'a getirilmiş ve bu eserlerin sergilenmesi için (bkz: istanbul arkeoloji müzesi) binası inşa edilmiştir.
isminin iskender lahdi olmasının sebebi, lahdin uzun cephelerinden birinde büyük iskender'in perslerle yaptığı savaşlarla, muhtemelen mö. 333'te yapılan issos savaşı'yla ilgili kabartmalar bulunmasıdır.

kabartmada solda, atı şaha kalkmış, herakles soyundan geldiği için aslan postuyla betimlenen figür büyük iskender'dir. kabartmalar renklerle boyanmış olsa da günümüzde lahdin ancak bazı bölümlerinde renkler seçilebilmekte.

iskender lahdi istanbul arkeoloji müzesi'nin en önemli eseridir. müze binası sayda lahitleri için inşa edilmiştir zaten. uzun bir süre müze restorasyonu sebebiyle göremediğimiz eserler, kasım 2019'da restorasyon tamamlanarak ziyarete açıldı. sidon kral nekropolü odasının tam ortasında bulunan lahit sizi tam anlamıyla büyülüyor. tüm cephelerine detaylı bakabilmek ve incelemek için uzun bir zaman harcayabilirsiniz.
iskender lahdi'yle ilgili daha fazla bilgi içeren bir video için buradan
1887'de (bkz: osman hamdi bey) önderliğinde sayda'daki (lübnan) kral mezarlığında yapılan kazılarda bulunan en önemli lahit. iskender lahdi'yle beraber 11 lahit, gemilerle istanbul'a getirilmiş ve bu eserlerin sergilenmesi için (bkz: istanbul arkeoloji müzesi) binası inşa edilmiştir.
isminin iskender lahdi olmasının sebebi, lahdin uzun cephelerinden birinde büyük iskender'in perslerle yaptığı savaşlarla, muhtemelen mö. 333'te yapılan issos savaşı'yla ilgili kabartmalar bulunmasıdır.
kabartmada solda, atı şaha kalkmış, herakles soyundan geldiği için aslan postuyla betimlenen figür büyük iskender'dir. kabartmalar renklerle boyanmış olsa da günümüzde lahdin ancak bazı bölümlerinde renkler seçilebilmekte.

iskender lahdi istanbul arkeoloji müzesi'nin en önemli eseridir. müze binası sayda lahitleri için inşa edilmiştir zaten. uzun bir süre müze restorasyonu sebebiyle göremediğimiz eserler, kasım 2019'da restorasyon tamamlanarak ziyarete açıldı. sidon kral nekropolü odasının tam ortasında bulunan lahit sizi tam anlamıyla büyülüyor. tüm cephelerine detaylı bakabilmek ve incelemek için uzun bir zaman harcayabilirsiniz.
iskender lahdi'yle ilgili daha fazla bilgi içeren bir video için buradan
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
en kısa ceza
ömür boyu olandır..
kimse bilmediğinden.
kim bilir;
belki bir yalandır..
kendiliğinden.
bir korkudur belki,
saklanandır..
çirkinliğinden.
bir soru olsa gerek;
sorulmadığındandır..
birden.
özdemir asaf - arayış.
ömür boyu olandır..
kimse bilmediğinden.
kim bilir;
belki bir yalandır..
kendiliğinden.
bir korkudur belki,
saklanandır..
çirkinliğinden.
bir soru olsa gerek;
sorulmadığındandır..
birden.
özdemir asaf - arayış.
devamını gör...
çay demlemek
sabah kalktığımda elimi yüzümü yıkamaya gitmeden önce, gidip kettle’a su koyarak yaptığım eylemdir. aynı az önce yaptığım gibi.
evet, bir çay bağımlısıyım.
evet, bir çay bağımlısıyım.
devamını gör...
heyecanlanınca yapılan hareketler
el ayak birbirine dolaşır,genelde bir şeyler devrilir.ufak çaplı bir bunalıma girilir.
devamını gör...
mahlasını t-shirt'üne baskı yaptırıp gezmek
1. kafa sözlük kongresinde yapacağım harekettir.
devamını gör...
tarihteki muazzam ayarlar
''baba, eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz, yok eğer padişah ben isem size emrediyorum gelip ordunun başına geçiniz"
''istanbul erkek lisesi'nde düzenlenen mezuniyet töreninde, öğrenciler okul müdürü konuşma yaptığı sırada protesto için sırtlarını döndü. mezun olan öğrenciler ayrıca bir de bildiri yayınladı.'' 2016
''istanbul erkek lisesi'nde düzenlenen mezuniyet töreninde, öğrenciler okul müdürü konuşma yaptığı sırada protesto için sırtlarını döndü. mezun olan öğrenciler ayrıca bir de bildiri yayınladı.'' 2016
devamını gör...
eti cicibebe
kardeşlerimle oturup her birimize eşit bir şekilde dağıttıktan sonra süte batırıp yediğimiz atıştırmalık.
devamını gör...
kediler konuşabilse sorulacak sorular
neden karnini elletmedigini sorardim. bir de eve bir kedi daha istiyorum, onunla ilgili ne dusundugunu sormak isterdim.
devamını gör...
geceye ingilizce bir söz bırak
"my soul needs an escape."
devamını gör...
there will be blood
there will be blood (2007), yönetmen paul thomas anderson'ın filmidir. yazar upton sinclair' in oil romanından uyarlanmıştır.
film, bir petrol zengininin yatırım yapmak üzere bir kasabaya taşınması ve buradaki bağnaz halkı manipüle etme sürecini anlatıyor.
bu film oyunculukları ile parlıyor. zaten daniel day-lewis hak ederek o sene en iyi erkek oyuncu akademi ödülü nü almış. ancak day-lewis kadar filmde üç kağıtçı bir din adamını canlandıran paul dano 'nun oyunculuğu da üst seviyede, o da o sene en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü adayı oluyor ama alamıyor. day-lewis gibi insanüstü bir performans sergileyen bir aktör karşısında bu derece parlamak kolay bir iş değil.
görüntü yönetmeni robert elswit çok iyi iş çıkarmış, sinemada yönetmen ve oyunculuktan sonra en büyük görev görüntü yönetmenine düşüyor. hakkını vermiş ve o senenin en iyi görüntü yönetmeni akademi ödülü nü almış.
karakterler ve oyunculuklar dışında filmde para ve din çatışması da oldukça ilgi çekiciydi. iki büyük güç arasında kimin kazanacağını görmek sizi ekran karşısına kilitliyor.
özellikle filmde ayin sahnesi ve en son sahne gibi kusursuz sahneler var. anderson buralarda bütün hünerlerini konuşturmuş. tam bu tarz filmlerin yönetmeni olduğunu bir kez daha göstermiş.
izlemesi gayet keyifli ve müthiş oyunculuklar içeren bir film olarak nitelendirebilirim.
ilginç anekdotlar (imdb.com dan çevrilmiştir)
bu film ile en iyi erkek oyuncu ödülünü ikinci kez alan daniel day-lewis bu ödülü iki kez alan dokuzuncu aktör oldu. diğer sekiz oyuncu (ikinciyi alış sırasına göre) :
1. spencer tracy (1937, 1938),
2. fredric march (1932, 1946),
3. gary cooper (1941, 1952),
4. marlon brando (1954, 1972),
5. dustin hoffman (1979, 1988),
6. tom hanks (1993, 1994),
7. jack nicholson (1975, 1997),
8. sean penn (2003, 2008).
yukarıda da bahsetmiştim. upton sinclair' in romanı baz alınmıştır ama senaryoyu uyarlayan yönetmen paul thomas anderson romanın ilk 150 sayfasını kullanmış, romanın orjinali 1920 lerde geçer ama filmde daha önceye california'da petrol işinin patlamasına taşınmıştır. film 1898, 1902, 1911 ve 1927 de geçiyor.
doğru mu bilmem biraz reklam gibi geldi bana ama daniel day-lewis' in oğlunu oynayan dillon freasier aslında oyuncu olmayıp, filmin çekildiği yerde ilkokula giden bir çocukmuş. yönetmen çocuğun annesini bu filmde oynatabilmek için kırk takla atmış. annesi dur bakayım babasını oynayacak daniel day-lewis kim deyince , day-lewis'in çete liderini oynadığı, eli satırlı "the butcher" rolündeki gangs of new york (2002) filmini seyretmiş ve oğlum bu satırlı psikopat ile mi film çevirecek diye dehşete düşmüş, bunun üzerine yapım ekibi day-lewis' in kibar bir centilmeni oynadığı the age of innocence (1993) filmini seyrettirmiş ve annesi o şekilde ikna olmuş. (ben bile meh dedim yani.)
oyunculuğun doruğa ulaştığı iki sahneyi de buraya bırakıyorum. spoiler içerir:
daniel plainview baptism scene
i drink your milkshake
film, bir petrol zengininin yatırım yapmak üzere bir kasabaya taşınması ve buradaki bağnaz halkı manipüle etme sürecini anlatıyor.
bu film oyunculukları ile parlıyor. zaten daniel day-lewis hak ederek o sene en iyi erkek oyuncu akademi ödülü nü almış. ancak day-lewis kadar filmde üç kağıtçı bir din adamını canlandıran paul dano 'nun oyunculuğu da üst seviyede, o da o sene en iyi yardımcı erkek oyuncu akademi ödülü adayı oluyor ama alamıyor. day-lewis gibi insanüstü bir performans sergileyen bir aktör karşısında bu derece parlamak kolay bir iş değil.
görüntü yönetmeni robert elswit çok iyi iş çıkarmış, sinemada yönetmen ve oyunculuktan sonra en büyük görev görüntü yönetmenine düşüyor. hakkını vermiş ve o senenin en iyi görüntü yönetmeni akademi ödülü nü almış.
karakterler ve oyunculuklar dışında filmde para ve din çatışması da oldukça ilgi çekiciydi. iki büyük güç arasında kimin kazanacağını görmek sizi ekran karşısına kilitliyor.
özellikle filmde ayin sahnesi ve en son sahne gibi kusursuz sahneler var. anderson buralarda bütün hünerlerini konuşturmuş. tam bu tarz filmlerin yönetmeni olduğunu bir kez daha göstermiş.
izlemesi gayet keyifli ve müthiş oyunculuklar içeren bir film olarak nitelendirebilirim.
ilginç anekdotlar (imdb.com dan çevrilmiştir)
bu film ile en iyi erkek oyuncu ödülünü ikinci kez alan daniel day-lewis bu ödülü iki kez alan dokuzuncu aktör oldu. diğer sekiz oyuncu (ikinciyi alış sırasına göre) :
1. spencer tracy (1937, 1938),
2. fredric march (1932, 1946),
3. gary cooper (1941, 1952),
4. marlon brando (1954, 1972),
5. dustin hoffman (1979, 1988),
6. tom hanks (1993, 1994),
7. jack nicholson (1975, 1997),
8. sean penn (2003, 2008).
yukarıda da bahsetmiştim. upton sinclair' in romanı baz alınmıştır ama senaryoyu uyarlayan yönetmen paul thomas anderson romanın ilk 150 sayfasını kullanmış, romanın orjinali 1920 lerde geçer ama filmde daha önceye california'da petrol işinin patlamasına taşınmıştır. film 1898, 1902, 1911 ve 1927 de geçiyor.
doğru mu bilmem biraz reklam gibi geldi bana ama daniel day-lewis' in oğlunu oynayan dillon freasier aslında oyuncu olmayıp, filmin çekildiği yerde ilkokula giden bir çocukmuş. yönetmen çocuğun annesini bu filmde oynatabilmek için kırk takla atmış. annesi dur bakayım babasını oynayacak daniel day-lewis kim deyince , day-lewis'in çete liderini oynadığı, eli satırlı "the butcher" rolündeki gangs of new york (2002) filmini seyretmiş ve oğlum bu satırlı psikopat ile mi film çevirecek diye dehşete düşmüş, bunun üzerine yapım ekibi day-lewis' in kibar bir centilmeni oynadığı the age of innocence (1993) filmini seyrettirmiş ve annesi o şekilde ikna olmuş. (ben bile meh dedim yani.)
oyunculuğun doruğa ulaştığı iki sahneyi de buraya bırakıyorum. spoiler içerir:
daniel plainview baptism scene
i drink your milkshake
devamını gör...
el desorden que dejas
ispanya yapımı, carlos montero'nun aynı isimli kitabından uyarlanmış netflix mini gerilim dizisi. başrollerinde inma cuesta ve bárbara lennie oynuyor.
raquel adında bir öğretmen küçük bir kasabada 'geçici' olarak başka bir öğretmenin yerine çalışmaya başlıyor ve daha sonra kendisinden önceki öğretmenin intihar etmiş olduğunu öğreniyor. olayı biraz deştikçe intihar değil de cinayet olduğunu düşünmeye başlıyor. daha sonra ne olduğunu çözmek için bir şeyler yaptıkça, birileri kendisiyle oynuyor, tehdit ediyor. hatta raquel, bir süre sonra dayanamayıp ölen öğretmen viruca için "bir ölü bile benden daha çok varlığını gösteriyor" tarzı bir cümle sarf ediyor.
8 bölümlük bir dizi, biraz yavaş ilerliyor. ilk bölümlerini ben biraz sıkıcı bulsam da, gittikçe açılıyor. kim ne yapmış, işin aslı ne iyice merak etmeye başlıyorsunuz. o yüzden izleyecek çok uzun olmayan bir şey arayanlara öneririm.
bir de dizide ispanyolca'nın dışında galiçyaca da duyuluyor.
raquel adında bir öğretmen küçük bir kasabada 'geçici' olarak başka bir öğretmenin yerine çalışmaya başlıyor ve daha sonra kendisinden önceki öğretmenin intihar etmiş olduğunu öğreniyor. olayı biraz deştikçe intihar değil de cinayet olduğunu düşünmeye başlıyor. daha sonra ne olduğunu çözmek için bir şeyler yaptıkça, birileri kendisiyle oynuyor, tehdit ediyor. hatta raquel, bir süre sonra dayanamayıp ölen öğretmen viruca için "bir ölü bile benden daha çok varlığını gösteriyor" tarzı bir cümle sarf ediyor.
8 bölümlük bir dizi, biraz yavaş ilerliyor. ilk bölümlerini ben biraz sıkıcı bulsam da, gittikçe açılıyor. kim ne yapmış, işin aslı ne iyice merak etmeye başlıyorsunuz. o yüzden izleyecek çok uzun olmayan bir şey arayanlara öneririm.
bir de dizide ispanyolca'nın dışında galiçyaca da duyuluyor.
devamını gör...
kaba ölüm hızı
bir bölgede bir yıl içinde görülen toplam ölüm sayısının bölge yıl ortası nüfus sayısına bölünmesiyle elde edilen istatistik ölçüttür.
devamını gör...
online yazarlara abuk sabuk mesaj yazmak
sevenler, beğenenler, eleştirenler, tebrik edenler, fikirlerini söyleyenler, teşekkür edenler, yanlışımı düzeltenler oldu ama başlıktaki tabiri ile abuk sabuk yazan kimse olmadı. herhangi bir saygızılık ile karşılaşmadım. bir vesile ile yazdığım kimseden de nezaketsiz bir geri dönüş almadım. yapan vardır belki yukarıda okuduğumuz gibi ama bana denk gelmedi. bu halini sevdim ben. herkese teşekkür ederim. beni sizler varettiniz.(swh)
devamını gör...
kavgalı olduğun yazarın entrysini artılayamamak
olm zaten şurası açılalı 1 ay oldu siz ne ara bu kadar kaynaştınız hasım edindiniz anlamıyorum.
hayat bu tabi olabiliyor artıla gitsin.
hayat bu tabi olabiliyor artıla gitsin.
devamını gör...
cemal süreya'nın dediği gibi
“nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara? “
devamını gör...
