hariciye
genel cerrahi kavramı litaritürümüze girmeden önce yerine kullanılan sıfat. bence daha havalı keşke öyle devam etseymiş.
devamını gör...
yarını beklemeyen insanlar topluluğu
2020 yılında türkiye'de yaşayan genç nüfus. benim yarın için hiçbir beklentim yok.
devamını gör...
musluk bozulunca tamirci çağıran erkek
bu abimiz gibi değildir mesela*.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
kaybolursan kaybolursun.
devamını gör...
idrak yolları enfeksiyonu
bilinç, akıl, sağduyu, vicdan ile ilintilidir. bir de bunun enfeksiyon kaptığını düşünürsek halimiz nice olur.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
" bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, kelimelerinse kifayetsiz olduğunu"
orhan veli
devamını gör...
zenginlerin bilmediği zevkler
kışın buz gibi yorganın altına girip ısınmak.. :)
devamını gör...
emel mathlouthi
tunuslu şarkıcı ve yazardır. naci en palestina adlı şarkısını her dinlediğimde bu dünyadan kopup başka bir dünyaya ışınlanırım. insanlar üzerinde etkisi olan bir şarkıcıdır.
devamını gör...
dr. frost
dizisini henüz bitirmediğimden mütevellit webtoon olarak yorum yapmak istediğim harika bir webtoon serisi. türü psikoloji.

bu webtoon'u birkaç ay önce japon kültürüne aşık bir arkadaşım önermişti "sen psikoloji seversin kıskıskıs" diyerek. başta okumayı istemedim, konusu falan çok ilgimi çekmiyordu. basit görünüyordu gözüme daha doğrusu. canımın sıkıldığı bir gün bir şans vereyim, diyerek okumaya başladım.
ailesi hakkında henüz kesin bilgim olmayan doktor frost*, daha öncesinde eğitimini gördüğü üniversitenin danışmanlık merkezi'ne psikoterapist olarak gelir. olağanüstü bir "insanı okuma" yetisi vardır ve kendisine göre bu adamı değerli yapan şey duygularının olmamasıdır. danışmanlık merkezi'ne gelen birçok farklı vakayı inceler ve yanında stajyer olarak çalışan yoon sung-ah'a da öğretmenlik yapar.
••
çizimler gerçekten çok güzel. bazı tepkiler öyle gerçekçi ki olayları okumuyor da izliyor gibi hissediyorsunuz. günlük yaşantınızda kullanıp fayda elde edebileceğiniz ufak psikolojik bilgiler de yer alıyor. bu bilgileri kullanarak etrafınızdaki insanları daha net görmeye başlamamanız işten değil. eğer webtoon, manga türü şeyler okumayı seviyorsanız pişman olmayacağınızı da söylemek isterim. okumak isteyen olursa linki için mesaj kutuma portakal atabilir.
••

"profesyonellere paramızı emanet ederiz. ayrıca bedenlerimizi de hatta evlerimizin dekorasyonu ve çocuklarımızın eğitimi gibi titizlik gerektiren işlerimizi de. evlilik kararlarımızı bile. bir çok şeyi profesyonellere emanet edebiliriz. peki ya zihinlerimizi?"
açıklama kısmında yer alan cümleler bunlardı. pek ilgi çekici değil kabul ediyorum fakat ilk bölümden itibaren garip bir şekilde sarmaya başlıyor. zaten ilk bölümdeki giriş gerçekten harikaydı. bir psikoloğun yazdıklarından yola çıkarak yapılan bir çıkarım yazılıydı. hemen çıkarımı da aktarayım;
"1952 yılında, ünlü amerikan psikolog gordon exner, en ünlü tezine şu ifadelerle başladı; eğer gezegende 6 milyar insan varsa, 6 milyar farklı düşünce tipi, kişilik ve huy olmalı. her insanın psikolojik durumu, kişiliği ve huyları farklı olduğundan, her insan eşsizdir.
ama ölümünden önce kaleme aldığı denemede bu ifadesini değiştirdi ve şu şekilde sonlandırdı; aslında bunlar sadece tek bir insanın 6 milyar farklı yansımasıdır."
bu şekilde ister istemez düşüncelere iten bir sürü aforizma, düşünce yazısı vs. var. yere göğe sığdıramamamdan da anlamışsınızdır ne kadar sevdiğimi ve başarılı gördüğümü. webtoon okumak ilginizi çekiyorsa kesinlikle tavsiyemdir. dizisi de çok güzel, on bölümden oluşuyor. okumayla uğraşamam derseniz mesaj kutucuğunuza dizinin linkini bırakabilirim.
şimdiden keyifli okumalar/seyirler.
edit: harf eki.

bu webtoon'u birkaç ay önce japon kültürüne aşık bir arkadaşım önermişti "sen psikoloji seversin kıskıskıs" diyerek. başta okumayı istemedim, konusu falan çok ilgimi çekmiyordu. basit görünüyordu gözüme daha doğrusu. canımın sıkıldığı bir gün bir şans vereyim, diyerek okumaya başladım.
ailesi hakkında henüz kesin bilgim olmayan doktor frost*, daha öncesinde eğitimini gördüğü üniversitenin danışmanlık merkezi'ne psikoterapist olarak gelir. olağanüstü bir "insanı okuma" yetisi vardır ve kendisine göre bu adamı değerli yapan şey duygularının olmamasıdır. danışmanlık merkezi'ne gelen birçok farklı vakayı inceler ve yanında stajyer olarak çalışan yoon sung-ah'a da öğretmenlik yapar.
••
çizimler gerçekten çok güzel. bazı tepkiler öyle gerçekçi ki olayları okumuyor da izliyor gibi hissediyorsunuz. günlük yaşantınızda kullanıp fayda elde edebileceğiniz ufak psikolojik bilgiler de yer alıyor. bu bilgileri kullanarak etrafınızdaki insanları daha net görmeye başlamamanız işten değil. eğer webtoon, manga türü şeyler okumayı seviyorsanız pişman olmayacağınızı da söylemek isterim. okumak isteyen olursa linki için mesaj kutuma portakal atabilir.
••

"profesyonellere paramızı emanet ederiz. ayrıca bedenlerimizi de hatta evlerimizin dekorasyonu ve çocuklarımızın eğitimi gibi titizlik gerektiren işlerimizi de. evlilik kararlarımızı bile. bir çok şeyi profesyonellere emanet edebiliriz. peki ya zihinlerimizi?"
açıklama kısmında yer alan cümleler bunlardı. pek ilgi çekici değil kabul ediyorum fakat ilk bölümden itibaren garip bir şekilde sarmaya başlıyor. zaten ilk bölümdeki giriş gerçekten harikaydı. bir psikoloğun yazdıklarından yola çıkarak yapılan bir çıkarım yazılıydı. hemen çıkarımı da aktarayım;
"1952 yılında, ünlü amerikan psikolog gordon exner, en ünlü tezine şu ifadelerle başladı; eğer gezegende 6 milyar insan varsa, 6 milyar farklı düşünce tipi, kişilik ve huy olmalı. her insanın psikolojik durumu, kişiliği ve huyları farklı olduğundan, her insan eşsizdir.
ama ölümünden önce kaleme aldığı denemede bu ifadesini değiştirdi ve şu şekilde sonlandırdı; aslında bunlar sadece tek bir insanın 6 milyar farklı yansımasıdır."
bu şekilde ister istemez düşüncelere iten bir sürü aforizma, düşünce yazısı vs. var. yere göğe sığdıramamamdan da anlamışsınızdır ne kadar sevdiğimi ve başarılı gördüğümü. webtoon okumak ilginizi çekiyorsa kesinlikle tavsiyemdir. dizisi de çok güzel, on bölümden oluşuyor. okumayla uğraşamam derseniz mesaj kutucuğunuza dizinin linkini bırakabilirim.
şimdiden keyifli okumalar/seyirler.
edit: harf eki.
devamını gör...
yazarların şu an olmak istedikleri yerler
şu an dünyayı dolaşmak üzere yola çıkmış olmak isterdim.
devamını gör...
feministlerin genelde kedili ve yalnız kadınlar olması
nerde ulan benim kedim? kim çaldı kedimi. ha birde yalnız kalmam lazım. eşe dosta söyleyim de defterden silsinler madem beni.
devamını gör...
breaking bad
bir ara izlemek istediğim ama nedense ilk bölümleri sıkıcı geldiği için devam etmediğim dizidir.
devamını gör...
pete sampras
şimdiki zamanların golfçüsü, bir zamanların tenis efsanesi, sabahın bir körü uyanıp tenis izlememe neden olan iki insandan biri - diğeri martina hingis- rekortmen bir sporcudur.

çok sayıda iyi tenisçi seyrettik, büyük keyif aldık, heyecanlandık, sinirlendik, birçok duyguyu yaşadık onları izlerken ama sadece birkaç tanesi derin ve kaybolmayan izler bıraktı hayatımızda. pete sampras o iz bırakanlardan biri.
1971 doğumlu amerikalı pete, diğer birçok amerikalının aksine çok düzgün bir aile hayatına sahip olan ve ailesi ile bağları kuvvetli olan bir insandır, antrenörü ile de böyle bir bağ kurar ve onun elinin değmesi ile de 19 yaşında şampiyonluğa ulaştıktan sonra düşüşe geçen kariyeri tekrar şahlanır. 14 şampiyonlukla rekoru majesteleri roger federer’e kaptırana kadar elinde bulunduran pete her zaman tenisin bir numaralarından biri olmayı başarmıştır.

benim için sampras’ı unutulmaz yapan şey ise daha önce tenis kortunda hiç görmediğim bir şeyi alışkanlık haline getirmiş olmasıdır. pete sık sık karşıdan gelen topları uçarak karşılardı. bu benim için o kadar alışmadık bir durumdu ki her an gözüm ekranda pete’i zor durumda bırakması beklenen bir vuruşun gelmesini, pete’in de onu süpermen gibi uçup çıkarmasını beklerdim.

pete benim için şu sözün tam karşılığıdır:
bazı kahramanlar pelerin takmaz.

çok sayıda iyi tenisçi seyrettik, büyük keyif aldık, heyecanlandık, sinirlendik, birçok duyguyu yaşadık onları izlerken ama sadece birkaç tanesi derin ve kaybolmayan izler bıraktı hayatımızda. pete sampras o iz bırakanlardan biri.
1971 doğumlu amerikalı pete, diğer birçok amerikalının aksine çok düzgün bir aile hayatına sahip olan ve ailesi ile bağları kuvvetli olan bir insandır, antrenörü ile de böyle bir bağ kurar ve onun elinin değmesi ile de 19 yaşında şampiyonluğa ulaştıktan sonra düşüşe geçen kariyeri tekrar şahlanır. 14 şampiyonlukla rekoru majesteleri roger federer’e kaptırana kadar elinde bulunduran pete her zaman tenisin bir numaralarından biri olmayı başarmıştır.

benim için sampras’ı unutulmaz yapan şey ise daha önce tenis kortunda hiç görmediğim bir şeyi alışkanlık haline getirmiş olmasıdır. pete sık sık karşıdan gelen topları uçarak karşılardı. bu benim için o kadar alışmadık bir durumdu ki her an gözüm ekranda pete’i zor durumda bırakması beklenen bir vuruşun gelmesini, pete’in de onu süpermen gibi uçup çıkarmasını beklerdim.

pete benim için şu sözün tam karşılığıdır:
bazı kahramanlar pelerin takmaz.
devamını gör...
kendine pozitif oy verememek
beğenmesek yazmazdık sorusunu akıllara getiren başlıktır.
devamını gör...
assemblée nationale
fr. milli meclis. şu anda da fransız parlamentosunun bir kolu olmakla birlikte, fransız ihtilali zamanında da états généraux'dan sonra kurulan meclistir. previously on "révolution française": #394201.
kendilerini milli meclis ilan eden tiers état, 20 haziran 1789'da versailles sarayı'nda toplanmak istediklerinde, toplanacakları salonun kral tarafından kapatılmış olduğunu gördü. bu sebepten tenis* salonunda toplandılar. ve bir anayasa hazırlanıp ilan edilene kadar dağılmayacaklarına dair yemin ettiler. kralın dağılmaları için haber gönderdiği elçiye, aralarından güçlü bir hatip olan honore mirabeau* şöyle demişti: "git efendine söyle, biz halkın gücü ile buradayız ve ancak süngü kuvveti ile bizi buradan ayırabilir." tam olarak bu, milli meclis'in artık ihtilalci bir kimlik kazandığı aşamadır.
çekinen kral, 23 haziran'da "ne yaparlarsa yapsınlar!" diye bağırarak milli meclis'e izin vermiş oluyordu. bu meclise rahipler sınıfından 200, asiller sınıfından da 47 kişi katılacaktı. bunlar taşra aristokratları ve aşağı sınıf rahiplerdi. böylece toplumun üç sınıfı da aynı çatı altında toplanmış olacaktır.
bu meclis ilk olarak, meclis tarafından onaylanmadığı sürece kralın vergi yasası çıkarmasını yasakladı. iç gümrük ve yol vergileri kaldırıldı. asillerin ayrıcalıklarına ve bazı eski feodal haklara dokunulamadı. ayrıca basın özgürlüğü getirildi.
bütün bunlar karşısında kral çaresizdi. 27 haziran 1789'da assemblée nationale'i resmen tanımak zorunda kaldı.
meclis ise başından beri akıllarda olan anayasayı hazırlamaya karar vermişti. bir üyeye göre, "barbar halkların bile bir şekilde anayasası varken fransızların hala bir anayasası yoktu." nihayetinde çalışmalara bir an önce başlamak için assemblée nationale, 9 temmuz 1789 tarihli toplantısında kendini assemblée constituante* (kurucu meclis) ilan edecektir.
kendilerini milli meclis ilan eden tiers état, 20 haziran 1789'da versailles sarayı'nda toplanmak istediklerinde, toplanacakları salonun kral tarafından kapatılmış olduğunu gördü. bu sebepten tenis* salonunda toplandılar. ve bir anayasa hazırlanıp ilan edilene kadar dağılmayacaklarına dair yemin ettiler. kralın dağılmaları için haber gönderdiği elçiye, aralarından güçlü bir hatip olan honore mirabeau* şöyle demişti: "git efendine söyle, biz halkın gücü ile buradayız ve ancak süngü kuvveti ile bizi buradan ayırabilir." tam olarak bu, milli meclis'in artık ihtilalci bir kimlik kazandığı aşamadır.
çekinen kral, 23 haziran'da "ne yaparlarsa yapsınlar!" diye bağırarak milli meclis'e izin vermiş oluyordu. bu meclise rahipler sınıfından 200, asiller sınıfından da 47 kişi katılacaktı. bunlar taşra aristokratları ve aşağı sınıf rahiplerdi. böylece toplumun üç sınıfı da aynı çatı altında toplanmış olacaktır.
bu meclis ilk olarak, meclis tarafından onaylanmadığı sürece kralın vergi yasası çıkarmasını yasakladı. iç gümrük ve yol vergileri kaldırıldı. asillerin ayrıcalıklarına ve bazı eski feodal haklara dokunulamadı. ayrıca basın özgürlüğü getirildi.
bütün bunlar karşısında kral çaresizdi. 27 haziran 1789'da assemblée nationale'i resmen tanımak zorunda kaldı.
meclis ise başından beri akıllarda olan anayasayı hazırlamaya karar vermişti. bir üyeye göre, "barbar halkların bile bir şekilde anayasası varken fransızların hala bir anayasası yoktu." nihayetinde çalışmalara bir an önce başlamak için assemblée nationale, 9 temmuz 1789 tarihli toplantısında kendini assemblée constituante* (kurucu meclis) ilan edecektir.
devamını gör...
dağa taşa kenevir ekmeliyiz
yorumları okuyunca insanlar keneviri uyuşturucu ile özleştirmiş ama işin aslı kenevir bitkisinin faydaları ve hangi sektörlerde kullanıldığını bi araştırın derim.
devamını gör...



