saatler 22.00'a gelmek üzere, oynuyor muyuz bu gece *
devamını gör...

kurgu karakter h.g.tannhaus kitabıdır.

kitabı okumaya başladığımda daha 20. sayfaya bile varmadan derin hayal kırıklığı girdaplarından kurtulmak için kulaç atmaya başladım. beklentim olması gerektiğinden kat be kat fazlaymış meğer. ne tarafından tutmaya çalışsam hayal kırıklığımı gidermedim. ben de size kitapla ilgili hayal kırıklıklarımdan bir derlemeye yapmaya karar verdim. bu tanımı okuyacak az sayıda sözlük sakinine kolaylık olsun diye yazımı maddeler halinde yazarak en azından yazı içinde olumlu bir şeyler görmenize vesile olmayı umut ediyorum.

1. size ilk olarak anlatmak istediğim şey bu kitap ile okuduğum incelemeler. gerçekten şaşkınlıkla okudum. hayran kalanlar, aşık olanlar, kendini kaybedip gözyaşlarına boğulanlar... elbette haddime değil kimin neyi beğeneceğine karar vermek ama bilimkurgu okumaya 8 yaşında başlamış ve aynı yıl beceriksizce ve çocukça da olsa ilk öyküsünü, hem de bilimkurgu öyküsünü yazan biri olarak açıkça söylüyorum bu kitap bilimkurgu hayranları tarafından beğenilecek bir kitap değildir.

2. ikinci maddemiz yine incelemelerle ilgili. bazı okurlar “ dark” dizisinin bu kitaptan uyarlandığını yazmış ve uyarılara rağmen bu konuda ısrarcı olmuşlar. halbuki biraz araştırma yapsalar kitabın almanya’da ilk basımının ocak 2020 olduğunu, yani kitabın diziden sonra yazıldığını görecekler ama ne gerek var. bilmediğini uydurmak gibi bir kolaylık varken.

3. üçüncü maddemiz ise çeviri ile alakalı. bu konuda uzun uzun teorik şeyler yazmayacağım ama gerçekten çok amatör bir çeviriydi.

4. bu maddemiz ise yayınevine bir eleştiri, editöre diyebiliriz aslında. bazı yazım yanlışlarının basım hatası olduğunu düşündüm başta ama sonra fark ettim ki ısrarla aynı hatalar yapılmış. türkçe bilen biri bu hataları yapmazdı bence. yazık olmuş.

5. son madde ise doğrudan kitapla ilgili olacak. bir kitapta bu kadar klişe fazla. her şey klişelere çıkıyor ve insanı şaşırtmayan onlarca olaya tanık oluyorsunuz okurken. kitabın yazarı olarak adı geçen kişi hepimizin malumu tannhaus isimli saatçi. bu sadece saçma bir pazarlama yöntemi olduğu için fazlası ile can sıkıcı. yazarın isminin başına eklenen h.g. kısaltması wells abimize bir selam ama eminim wells bu kitabı okusa mezarında ters döner.

velhasılı zamanınız varsa alın okuyun, eğer zamanınız yoksa zamanda yolculuk için başka yollar deneyin.
devamını gör...

beyoğlu ve fatih ilçelerinin buluştuğu noktadaki ünlü iskelesiyle avrupa'dan anadolu'ya deniz yoluyla açılan yolculukların ilk durağı. tarihi özellikleriyle de turistlerin gözdesi olan bu semtte kalabalık hiç eksik olmaz.
devamını gör...

herşeye cinsiyetçi yaklaşmak zorunda mıyız?sorunusu akıllara getiren başlık.he valla neden?
devamını gör...

doğduğumdan beri şanssız olduğum ve bunu her alanda hissettiği için. derin bir anlamı var benim için, sürekli koşmam gerektiğini hatırlatıyor.
devamını gör...

the killers'ın ilk stüdyo albümü olan, 2004 çıkışı hot fuss'ta yer alan, bası için gözümü kırpmadan insan kurban edebileceğim şarkı *ki bu kısım çok ironik gelecek insana birazdan...*

oldukça gizemli ve kısmen de olsa eğlenceli gözüken bu şarkının altında aslında çok büyük bir trajedi yer alıyor. brandon flowers ve mark stoermer'ın kaleminden çıkan bu güzel şarkı, 26 ağustos 1986'da henüz 18 yaşında iken öldürülen jennifer levin için kaleme alınmış.

defalarca tecavüz edildikten sonra öldürülen ve central park'ta bir ağacın altına atılmış bu kızı kimin neden öldürdüğü kısmı araştırılırken, çok geçmeden haddinden fazla ilerleme kaydeden polisin bir anda tutukluyu enselemesi ile olaylar gelişir ve katil, jennifer'ı bir cinsel ilişki sırasında yanlışlıkla öldürdüğünü itiraf etmesi ile alevlenir, ama bu alev kısmına adeta benzin döken olay ise bu katilin, jennifer'a zorla başkalarıyla cinsel ilişkiye girmesi için baskı yaptığı ve ona zorla uyuşturucu sattırdığıdır. jennifer'ı adeta köle gibi kullanarak ona hem psikolojik hem de fiziksel şiddet uygulayan bu cani, medyada da oldukça büyük bir ilgi görünce ülkenin tüm gündemi bir anda bu caninin idam cezası alıp almayacağı tartışmasına dönüşmüş.

herkes idam cezası alacağını savunur iken, bir anda idam cezası alamaması ise jürilerin yanlış karar verdiği haberleri ile cinayet kısmı artık başka bir boyuta ulaşmış olur ve yıllarca durulmaz.

killers ise bu güzel şarkıda bu olayı kendi çapında eleştirmiş.
işte harika bas ritimlerine sahip bu tatlı şarkı
devamını gör...

bir ray loriga kitabıdır.

bu kitabı okurken zihnimde tam da hikayenin yanından yürüyen bir cümle dolaşmaya başlamadı ve kitap boyunca da beni ve hikayeyi hiç yalnız bırakmadı. bu cümle aslında hayatım boyunca benimle gezmeyi alışkanlık haline getirmiş bir cümleydi. ve bu cümlenin sahibi de benim aziz’im, franz kafka olduğu için daha da bir sıkıca sarıldım cümleye hemen hayatım boyunca hem de bu kitabı okurken. evet, çok uzattım lafı hem de doğru dürüst bir şey anlatmadan. o yüzden kısa kesip cümleyi alıntılıyor ve kitapla ilgili incelememe başlıyorum:

“ dünyaya karşı savaşında, dünyanın tarafında oldu.”

teslimiyet; girişeceğiniz tüm savaşların nihai ve kaçınılmaz sonucudur. bir savaşa başlamasan önce iç cebinizde mutlaka beyaz bir mendil olmalı. hem kan, ter ve gözyaşınızı silmek, hem yaralarınızı sarmak ve nihayet teslim olurken bir sopaya sarıp sallamak için. kazanma şansınızın olmadığını bilin ama savaşmaya devam edin mutlaka.

“ teslimiyet “ 2020 yılı içinde okuduğum en iyi kitaplardan biri. garip bir distopya. sanki distopya değilmiş gibi, ama öyle. küçük bir çocuğun, iki oğlunu askere göndermiş bir çiftin evine sığınması ile başlıyor her şey. çocuk konuşamıyor ama dahi olabilir aslında, ya da zeka özürlü. bir savaş sürüyor dışarıda ama ne olduğu belirsiz bir savaş. bu savaş ısrarla devam ederken bir anda “ saydam şehir” sözleri dolaşmaya başlıyor ortalıkta ve sonra kentteki ve belki de ülkedeki herkes bu şehre taşınıyor. şehirle ilgili çok ipucu vermeyeceğim ama ütopik mi distopik mi olduğunu sizin karar vermeniz gerekeceğini söyleyebilirim.

eğer her şey sizin yerinize düşünülüyorsa, savaşta iyilerin mi yoksa kötülerin tarafında mı olduğunuzu bilmiyorsanız, anlamsız bir şekilde kendinizi hep mutlu hissediyorsanız; hemen şu anda ellerinizi kaldırın ve teslim olun...
devamını gör...

çok üşüdüğümde paçalarımı çorabımın içine sıkıştırmam.
devamını gör...

yeni bir şehir, yeni bir cadde, yeni bir mahalle, yeni bir adres, yeni bir muhtarlık, yeni komşular, yeni insanlar...
alışma süreci isteyen yeni ve farklı bir hayat.
devamını gör...

kısa sürede kanımın kaynadığı,tanımlarıyla ve sohbetiyle içimi ısıtan güleç insan.
süpürge sapıyla dövülecek kadar ne yaptığını da merak etmekteyim.
varlığı daim olsun.
devamını gör...

sonunda tarif ve pişirmeyi doğru yaptığım o an:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

düdüklü tencere gibi, hacmi sürekli sabit tutulan ortamları ifade eden terim.
devamını gör...

780 kmlik yazlığa gidiş yolunun neredeyse yarısında evin anahtarını unuttuğumuzu anlamamız! yaşanmış bir olaydır, az kalsın annemlerin boşanması ile sonuçlanıyordu. :) neyseki birimiz babama çilingir diye birşeyin varlığını hatırlattı da ortam az da olsa duruldu...
devamını gör...

acilen yayına girmesi gerekenler

aşağıdakilerin herhangi birine destek verebilrim..


1- kafa metal (az laf çok müzik)
2- kafa deep house (hiç laf bol set ver seti girsin saat 00.00 da gerisi bizde)
3- kafa spor (haftalık analizler yorumlalamar)
4- kafa ile gel de coşma (90 lar pop)
5- kafa tribute (ülkede belli grupların tribute kayıtları çalınsın)
6- kafa diyalog (2 kişinin genel konular üzerine ***şak muhabbet ç.evirdiği bizimde eğlendiğimiz içerik)
7- kafası fesat ( yastık altı sohbetleri)
8- kafa kadın (sadece 2 kadının erkeklere ilgi uyandıran ama kadın konuları üzerine genel sohbeti)
9- kafarazi (1 kadın ve 1 erkek tarafından, karşılıklı ilişkiler ve diğer konular üzerine sohbetleri)
10- kafasız kafa ( yazarların yaptığı mallıklar üzerine dönen sohbet ağır ***şak içeriri)
11- kafası karışık (sözlükğün ilişki koçu) (aklım kaşınmak gereksizinden daha iyi olacağı kesin)
12- kafa sesi (düşün ki o burayı dinliyor - düşün ki o bunu okuyorun sesli hali)

edit = kendime iş yaratıyorum ne var yani.
devamını gör...

aşağıdaki sözün sahibi filozof.


baktığına herkes bakar ama senin gördüğünü herkes görmez. herkes aşık olabilir ama hiç kimse senin gibi seveemz. tek fark sensin, seni özel kılan da sevdiğin değil, sevgin."
devamını gör...

söylemesi ve duyması bile insanı sakinleştiren; her şey üst üste geldiğinde, yorgunluktun ve bıkkınlıktan artık nefes alınamadığında insanın kendi kendini 'ortalık bir durulsun da her şey daha iyi olacak, sinirim/hüznüm bir durulsun da kendime geleyim' diye telkin ederken kullandığı kelime.
devamını gör...

gayet normal bir durumdur çünkü insanlar cinselliğe aç değiller. insanların birbirlerine saygısı var. kadınların kişisel mahremiyetleri için ayrı oda talebinde bulunmaları halinde de tahsis edileceğine eminim..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
profilimden de görebilirsiniz ama hem daha uyan hem daha sevdiğim bi şey bulamadım*.
devamını gör...


kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi rektörü prof. dr. niyazi can, kızı esra aslancan'ın doktora sınavını kazanamaması üzerine ortalığı birbirine kattı. sınav değerlendirme komisyonu başkanı doç. dr. mahmut sağır, rektörün sınav öncesi görüşme talebini reddettiği için bölüm başkanlığından istifa ettirildi, ardından da kavga bahanesiyle açığa alındı.
ilginç olaylar zinciri, kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi (ksü) rektörü prof. dr. niyazi can'ın önce gaziantep üniversitesi'nde görev yapan, ardından da kahramanmaraş istiklal üniversitesi'ne tayin edilen öğretim görevlisi kızı esra aslancan'ın ksü sosyal bilimler enstitüsü eğitim bilimleri anabilim dalı eğitim yönetimi doktora programı bilim sınavı'na başvurmasıyla başladı.

21 eylül 2020 tarihinde yapılan sınav öncesi iddiaya göre, rektör prof. dr. niyazi can, sınav komisyonunda görevli eğitim fakültesi dekanı prof. dr. nail yıldırım ve diğer komisyon üyelerinden kızının alınması telkininde bulundu.

rektörün bu amaçla görüşme girişiminde bulunduğu sınav değerlendirme komisyonu başkanı doç. dr. mahmut sağır, talebe olumsuz yanıt verdi.
dekan iki defa istifa etti

23 eylül 2020'de açıklanan sınav sonucuna göre rektör prof. dr. niyazi can'ın kızı esra aslancan kazananlar listesine giremedi. rektör can'ın kızının sınavda başarısız olmasından sorumlu gördüğü kişilerden eğitim fakültesi dekanı prof. dr. nail yıldırım, iddiaya göre baskı nedeniyle iki kez görevinden istifa etti.

ancak, rektör'ün huzursuzluğun ifşa olmaması için istifayı kabul etmediği ileri sürüldü. bu arada, rektör prof. dr. niyazi can'ın istifasını işleme koymadığı fakülte dekanı nail yıldırım aracılığıyla istifaya zorladığı sınavın komisyon başkanı mahmut sağır'ın istifası için yaptığı zorlamalar sonuç verdi. baskıya dayanamayan doç. dr. sağır bölüm başkanlığı görevinden istifa etti

buradan

kız babaları yakmaya devam ediyor.
devamını gör...

küfürlü ve bayağı konuşması.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim