bugünkü başlıkların aşırı saçma oluşu
allah şöyledir , tanrı böyledir, doğum tarihleri, en yakın arkadaşla sevişmek, daha kötüsü olmaz dedikçe en kötüsü oluyor.
devamını gör...
örtüsüz kadın perdesiz eve benzer perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralık
sanıyorum necip fazıl kısakürek'e ait olmama ihtimali olan söz. buna dair herhangi bir kaynak bulamamakla beraber bulan varsa eğer not düşmesini umarak teşekkürü borç bilirim. necip fazıl'ı günahım kadar sevmem, kalemi satılık ruhu beş para etmez herifin teki ve kadınlar hakkındaki düşünceleri de söylemlerinden bellidir zaten ondan dolayı tam onun kaleminden çıkma gibi duran bir söz ama kaynak yok işte. zamanında naziler kitaplarını yakmadı diye ortalığı ayağa kaldıran oskar maria graf nerede bu kalemini üç kuruşa satan şair bozuntusu nerede. hayır banane ama böyle adamları ve düşüncelerini kendinize şiar edinecekseniz biraz durup düşünün düşüncelerini satan bir adamın ne uğruna neleri satabileceğini. hele bir de gerçekleri anlatması gereken, konuşması gereken, öyle zamanlarda halka bir şeyleri aktarması gereken adamların kalemini peşkeş çekmesi ne fena. nazım diyor ya hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu diye bu adam kalemini, fikirlerini satarken halkını da satmıştır, böyle bir adamdan aydın düşünceler beklenmesin yani kaynak yok ama necip fazıl yazmış deseler şaşırtmaz bu söz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
anılarımın üzerindeki tozu üfledim.
o kadar içime bastırmışım ki..
bayağı katman olmuş,
silmek mi lazım?
neyi silmek?
üstü toz tutan anıları silersen unutamazsın.
yakıp, atmalı o toz dolu defteri.
gözlerimin önünde siluetler..
hafızayı sildirsek geçer mi?
ağır ağır iyileşiyor yaralar,
biraz hızlanması lazım.
ilaç ne?
sevgi merhemi mi?
nefesim kesiliyor..
oksijenim kim, nerede?
deniz görmek lazım..
acılar geçene kadar koşmak gerek.
ona da sigaradan çürüttüğüm ciğerimin nefesi yetmez.
başımı birinin dizine koyup, hüngür hüngür ağlamak istiyorum..
saçlarım okşanınca içimdeki çocuk akıllanır mı? susar mı?
bence susar.
bu dünyadan sevgiyi, ilgiyi, hakikati hissetmeden göçmek istemiyorum..
o kadar içime bastırmışım ki..
bayağı katman olmuş,
silmek mi lazım?
neyi silmek?
üstü toz tutan anıları silersen unutamazsın.
yakıp, atmalı o toz dolu defteri.
gözlerimin önünde siluetler..
hafızayı sildirsek geçer mi?
ağır ağır iyileşiyor yaralar,
biraz hızlanması lazım.
ilaç ne?
sevgi merhemi mi?
nefesim kesiliyor..
oksijenim kim, nerede?
deniz görmek lazım..
acılar geçene kadar koşmak gerek.
ona da sigaradan çürüttüğüm ciğerimin nefesi yetmez.
başımı birinin dizine koyup, hüngür hüngür ağlamak istiyorum..
saçlarım okşanınca içimdeki çocuk akıllanır mı? susar mı?
bence susar.
bu dünyadan sevgiyi, ilgiyi, hakikati hissetmeden göçmek istemiyorum..
devamını gör...
yazarların söylemekten keyif aldığı kelimeler
kuvvetle muhtemel.
devamını gör...
çok gezen mi bilir çok okuyan mı sorunsalı
çok çeken bilir azizim.
devamını gör...
kalender (yazar)
her gördüğümde "ben kalender meşrebim"şarkısını aklıma getiren yazar.
devamını gör...
kafa sözlük
bazılarının sırf 800 olayım da 3 kuruşluk kitap alay diye ansiklopediye çevirdiği sözlük. kardeşim ansiklopedi okumak istesek okuruz biraz sal bizi ya. fikir görmek istiyoruz, tartışma görmek istiyor, gerekirse saçmalayan insan görmek istiyoruz. en azından ben öyle istiyorum.
devamını gör...
cılavuz köy enstitüsü
türkiye'de 1937-1948 yılları arasında kurulmuş 21 köy enstitüsünden en doğuda olanı. bugünkü kars'ın susuz ilçesinde kurulan enstitü; kars, ağrı ve artvin illerinden öğrenci alıyordu (ve elbette o zaman henüz ilçe olan ardahan ve ığdır'dan)
ruslardan kalma eski bir kışla binasında faaliyet gösteren okul, 618 hektar araziye kurulur. bu alanda tarım, seracılık (domates, biber, kabak, patlıcan gibi soğuk iklimde olmayacak sebzeler serada yetiştirilir), büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, arıcılık ve at yetiştiriciliği yapılmaktadır. bu alandaki çalışmaların önemli bir bölümünün de öğrenciler eliyle yapıldığını, zor işlerin müfredatın bir parçası olduğunu vurgulamak gerek, keza 4 yıl boyunca verilmeyen elektrik, öğretmenlerin gözetiminde öğrencilerin emeğiyle (geometrik ve fizik teoremleriyle) 1944'te susuz çayından yararlanılarak döşenir. ayrıca susuz'un 1950'ler boyunca faal olan ilk sineması da bu okula aittir.
günümüzde kazım karabekir anadolu öğretmen lisesi olarak kullanılan bu okulun ünlü mezunları arasında dursun akçam ve eşi perihan akçam, canan kaftancıoğlu'nun kayınpederi ümit kaftancıoğlu ve talip apaydın'ın eşi halise apaydın da bulunuyor.
kaynak: firdevs gümüşoğlu'nun cılavuz köy enstitüsü eseri.
ruslardan kalma eski bir kışla binasında faaliyet gösteren okul, 618 hektar araziye kurulur. bu alanda tarım, seracılık (domates, biber, kabak, patlıcan gibi soğuk iklimde olmayacak sebzeler serada yetiştirilir), büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, arıcılık ve at yetiştiriciliği yapılmaktadır. bu alandaki çalışmaların önemli bir bölümünün de öğrenciler eliyle yapıldığını, zor işlerin müfredatın bir parçası olduğunu vurgulamak gerek, keza 4 yıl boyunca verilmeyen elektrik, öğretmenlerin gözetiminde öğrencilerin emeğiyle (geometrik ve fizik teoremleriyle) 1944'te susuz çayından yararlanılarak döşenir. ayrıca susuz'un 1950'ler boyunca faal olan ilk sineması da bu okula aittir.
günümüzde kazım karabekir anadolu öğretmen lisesi olarak kullanılan bu okulun ünlü mezunları arasında dursun akçam ve eşi perihan akçam, canan kaftancıoğlu'nun kayınpederi ümit kaftancıoğlu ve talip apaydın'ın eşi halise apaydın da bulunuyor.
kaynak: firdevs gümüşoğlu'nun cılavuz köy enstitüsü eseri.
devamını gör...
şehit kamil
21 ocak 1920'de, işgalci fransız askerlerinin saldırdığı annesini korumak isterken henüz 14 yaşında şehit olan gaziantepli direniş kahramanı.
devamını gör...
yazarları korkutan unsurlar
temel haklarımızın dahi korunamadığı bu ülkede korkudan çok ne hissedebiliyoruz ki?
hayallerin kurulması çocukluğumuzda başlar ve sınırsızdır. yaş aldıkça gerçekleri kavrarız ve bunlar evrensel gerçekler değil, toplumun bize dayattığı gerçeklerdir. cesaretimiz yavaş yavaş kırılılır, toplum anlaşmış gibi el birliği ile kırar.
benim en büyük engelim, ne yazık ki yaşadığım ülkede kadın olmaktır. kimse bana maval okumasın.
eylemlerimle hayallerimin arasına toplumun dayatlamalarına ek olarak ekonomik şartlar koca bir duvar örüyor. dünyada kripto para ile uğraşan üçüncü ülkeyiz. bunların çoğu günü kurtarmak için kısa vadeli uğraşılardır.
adalet, hak, hukuk mücadeleleri de cabası. hayal kurmaya vaktimiz yok ki!!!
her doğum günümde dilek tutma hakkımı '' tanrım, sene boyunca dileyeceğim bütün dilekleri gerçekleştir'' şeklinde kullanırdım. son yıllarda tanrım, başımı şu ülkeden çıkarmama yardım et, daha da bir şey istemem şekline indirgedim.
insana insan gibi davranıldığı, insanın insanca yaşayabildiği bir noktaya gidebildiğimde , gerçekten hayal kurma lüksüne sahip olabileceğime inanıyorum.
en büyük korkum ise bu ülkeden gidemeden hayatımın son bulma ihtimalidir.
hayallerin kurulması çocukluğumuzda başlar ve sınırsızdır. yaş aldıkça gerçekleri kavrarız ve bunlar evrensel gerçekler değil, toplumun bize dayattığı gerçeklerdir. cesaretimiz yavaş yavaş kırılılır, toplum anlaşmış gibi el birliği ile kırar.
benim en büyük engelim, ne yazık ki yaşadığım ülkede kadın olmaktır. kimse bana maval okumasın.
eylemlerimle hayallerimin arasına toplumun dayatlamalarına ek olarak ekonomik şartlar koca bir duvar örüyor. dünyada kripto para ile uğraşan üçüncü ülkeyiz. bunların çoğu günü kurtarmak için kısa vadeli uğraşılardır.
adalet, hak, hukuk mücadeleleri de cabası. hayal kurmaya vaktimiz yok ki!!!
her doğum günümde dilek tutma hakkımı '' tanrım, sene boyunca dileyeceğim bütün dilekleri gerçekleştir'' şeklinde kullanırdım. son yıllarda tanrım, başımı şu ülkeden çıkarmama yardım et, daha da bir şey istemem şekline indirgedim.
insana insan gibi davranıldığı, insanın insanca yaşayabildiği bir noktaya gidebildiğimde , gerçekten hayal kurma lüksüne sahip olabileceğime inanıyorum.
en büyük korkum ise bu ülkeden gidemeden hayatımın son bulma ihtimalidir.
devamını gör...
insanı strese sokan mesajlar
genelde aramalara cok cevap vermedigim icin insanlarin neden acmadin? aramama neden cevap vermedin? nerdeydin? tarzinda mesajlar atip darlamalari beni cok strese sokmustur hep..
devamını gör...
pençe el
n.ulnaris'in seyri sırasında herhangi bir yerde hasarlanması sonucu oluşan deformitedir.
el herhangi bir cismi sıkıca kavramaya çalıştığında sağlam kısım olan elin lateralinde (1. ve 2. parmaklarda) pençeleşme görülür.
(bkz: kubital tünel sendromu)
el herhangi bir cismi sıkıca kavramaya çalıştığında sağlam kısım olan elin lateralinde (1. ve 2. parmaklarda) pençeleşme görülür.
(bkz: kubital tünel sendromu)
devamını gör...
her konuyu cinselliğe bağlayan tip
eğer ki bu kişi haydar dümen değilse uzak durmanız gerekir.
tanım: bir insan grubu.
tanım: bir insan grubu.
devamını gör...
bir zamanlar kaliteli olup şimdilerde kalitesiz olan şeyler
lc waikiki.
devamını gör...
sorunlu aile hayatı
hiç olmamasıyla kafa kafaya yarışır.*
devamını gör...
abi geç oldu yat istersen
testosteron seviyesi artan ve buna bağlı olarak başlık açan yazarları uyku moduna geçirip, sakinleştirmek için kullanılan cümle.
devamını gör...
yüzük parmağı
eski zamanlarda yüzük parmağının kalp ile doğrudan bir bağlantısı olduğuna inanılmaktaydı. evlilik yüzüğünün de özellikle bu parmağa takılmasının açıklaması ise bu inançtır.
rivayetlere göre kalbe giden bir damarın bu parmakta yer aldığı düşünülüyordu. ileriki yüzyıllarda ise bunun bilimsel bir dayanağı olmadığı ortaya çıkmıştır. yani bu parmakta böyle özel bir damar bulunamamıştır; parmaklarımızın her birinin damarları birbirine benzemektedir.
yine rivayetlere göre bu parmağın özel olarak atfedilmesinin bir diğer nedeni ise her bir parmağımızı uçları birbirine değecek şekilde birleştirdiğinizde, tüm parmaklarımız birbirinden ayırabilmesine rağmen yüzük parmağımız sabit kalmakta ve ayrılmamaktadır. bu durum parmağın özel bir yapıda olduğunun ileri sürülmesine neden olmuştur. bu durumun bilimsel açıklaması ise; parmak hareketlerini mümkün kılan sinir ağlarının birbiriyle kesiştiği noktanın tesadüfen dördüncü parmağın hareketini kısıtlandırmasıdır. bu kısıtlanma, söz konusu sinir ağlarının çalışmasını iyice zora sokan bir pozisyon getirmektedir.
sonuç olarak, o sadece bir parmak. çok da şey yapmamak lazım.
rivayetlere göre kalbe giden bir damarın bu parmakta yer aldığı düşünülüyordu. ileriki yüzyıllarda ise bunun bilimsel bir dayanağı olmadığı ortaya çıkmıştır. yani bu parmakta böyle özel bir damar bulunamamıştır; parmaklarımızın her birinin damarları birbirine benzemektedir.
yine rivayetlere göre bu parmağın özel olarak atfedilmesinin bir diğer nedeni ise her bir parmağımızı uçları birbirine değecek şekilde birleştirdiğinizde, tüm parmaklarımız birbirinden ayırabilmesine rağmen yüzük parmağımız sabit kalmakta ve ayrılmamaktadır. bu durum parmağın özel bir yapıda olduğunun ileri sürülmesine neden olmuştur. bu durumun bilimsel açıklaması ise; parmak hareketlerini mümkün kılan sinir ağlarının birbiriyle kesiştiği noktanın tesadüfen dördüncü parmağın hareketini kısıtlandırmasıdır. bu kısıtlanma, söz konusu sinir ağlarının çalışmasını iyice zora sokan bir pozisyon getirmektedir.
sonuç olarak, o sadece bir parmak. çok da şey yapmamak lazım.
devamını gör...


