kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müze biletleri, gidilen sinema fişi, gidilen kafenin kartı, gezilen müze afişleri ve broşürleri. bazı yazılmış notlar. hepsinin bi anısı var.
devamını gör...

çünkü yazar olmak için ya da ün için çabalamadı hiçbir zaman. kendi maddi ve manevi sıkıntılarından kurtulmak için ya da onları eline somut bir şekilde alıp bir de bu açıdan bakmak için yazdı. yeteneği ve çabasını orta bir noktada bileştirmeyi başardı ki artık onun için yazmak yemek içmek gibi bir ihtiyaca dönüştü.
devamını gör...

uğur yücel'e göre çekildiği dönem türkiye'ye gelen seks ve porno filmleri furyası sırasında gösterime girdiği için beklenen gişeyi yapamamış.
devamını gör...

oğuz atay'ın tehlike oyunlar kitabından bir alıntı.

devamı şu şekildedir : ''bilge de bunu çok söylerdi. yalnız kalırsam daha iyi olurmuş.
üşüyorum albayım, aceleden ceketimi giymeyi unutmuşum.''


ben buradayım sevgili yazarım. sen neredesin acaba?

(bkz: oğuz atay)(bkz: tehlikeli oyunlar)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bas, bas paraları leyla'ya, yine mi gelecez dünyaya.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arkadaşlar biri var ama onun yanında da biri var.
devamını gör...

başaklarından ayrılan tahıllardan geriye kalanların bir makine aracılığıyla sıkıştırılması ile elde edilen dikdörtgen ya da silindirik balyadır. ve oldukça sert ve ağır olurlar.

peki bunun benimle ne ilgisi var firdevs hanım? daha önce çocukluk travmalarımdan biri olan dolmalık biber hikayemi bir tanımla anlatmıştım. evet, travma nesnelerim paylaş benimle programına katılıp psikoloğu benimle ağlatacak kadar ağır olmayabilir ama herkesin travması kendine güzel.

benim saman balyası ile ilgili travmam ise tamamen annemin sözünü dinlememekten kaynaklanıyor.

bir gün geç bir kahvaltı öncesi annem evin en büyük çocuğu olarak beni bakkala yolladığında “başıma” geleceklerden habersizdim. her zaman olduğu gibi 3 ekmek on yumurta almak için dışarı çıktığımda annem bana araba yolunun kenarından değil evin arkasından dolaşan ve insanların yürüye yürüye küçük bir patikaya çevirdiği bahçe içi yoldan gitmemi tembihledi.

her zaman söz dinleyen bir çocuk olduğum için annemin dediğini yaptım ama zeka seviyem bir ayakkabı çekeceği ile eşit olduğu için annemin aynı yoldan dönmemi söylememesini fırsat bilerek arabaların geçtiği ve dükkanların olduğu yoldan kolumun altında ekmekler, poşette yumurtalarla heidi’nin saçma iyimserliğini giyinmiş bir halde ve tabii ki etrafı izleyerek lay la lay la lay laaaa diye yürüdüm.

şarkımın nakarat bölümünü söyleyip etraftaki arabalardan herhangi birinin bumblebee’ye dönüşüp dönüşmeyeceğini düşünürken bir kamyondan indirilen saman balyalarından birinin optimus prime’ın tükürüğü gibi kafama doğru gelmekte olduğunu fark ettim. ama bunun için yapabileceğim pek bir şey yoktu artık. fakir sümüğü gibi yere yapıştığımda üzerimde nur topu gibi bir saman balyası vardı.

etrafıma toplanan evrenin askerleri hemen beni balyanın altından çıkardı ve biri elimi yüzümü yıkadı. bir tanesi gözlerime baktı ve gördüğü salaklığın doğuştan olduğunu anlayıp bir şeyim olmadığına karar verip beni eve doğru kışkışladı. tabii biraz tozlanan ekmeklerimi ve ne hikmetse bir tanesi bile kırılmamış olan kozmik yumurtalarımı elime tutuşturarak.

eve gittiğimde annemin gözlerinde “ senin yüzüne nolmuş!” bakışı vardı. zira yüzüm mor bahar çiçekleri ile bezenmiş gibiydi. bu söz dinlememenin dayağını bir hafta sonra iyileşince yedim. annemde kimsenin hakkı kalmaz.

o günden bana kalan ise bir saman balyası korkusu ve kozmik yumurtalara duyduğum sarsılmaz inanç oldu.
devamını gör...

kimse beni sevmiyor, istemiyor. şu sözlüğe bile sığmadım. herkes laylaylom gidiyor gördüğüm kadarıyla. benim gibi bir karanlığı kim ne yapsın?
kendimden bıktım sözlük...
devamını gör...

manşetlerdeki adam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aysel git başımdan - bağzıları

şarkı:

şiir:

aysel git başımdan

aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiçbir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

ıslığımı denesen hemen düşürürsün
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim
ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
acılarım iyice bol gelir sana
sevincim bir türlü tutmaz sevincini
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum.

atilla ilhan

devamını gör...

daha iyi bir sözlük olması için birlikte çaba harcadığımız ekip.
devamını gör...

wilhelm genazino romanı, çağlar tanyeri çevirisiyle jaguar yayıncılıktan yayımlanmış.
benim kitaplarımın arasına ayakkabıların hayatına neşe kattığını söyleyen aynı zamanda her güne biraz yağmur düşse bile inatla şemsiye kullanmayacak kadar meydan okuyan bir insan * sayesinde girdi. ancak kitabın onun çocuksu ve eğlenceli neşesinden bu kadar uzak olması bir tezat.
bana hediye edilen kitabı benden önce okuyan pesimist bir arkadaşım kitabı bitirdikten sonra "bu kitap benim zihnimin haritası, hayata olan kopukluğumu ve uzaklığımı anlamanı sağlayacak. " diye tasvir etti.

insanlara televizyonun, tatilin, otoyolların ve süper marketlerin ötesinde kendileriyle ilgili yaşantılara ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışan bir enstitü, konusu bellek ve yaşantı sanatı olan bir enstitü, hayal edin. edin,edin! etmek zorundayız çünkü öyle bir yer yok. kahramanımızın gerçek hayat ve zihninden geçenler arasındaki dalgalanma neticesinde bir akşamın eğlencesi ve zihnimde keşke olsa dedirten bir yer.
çünkü okurken okurken hayatın içindeki sıkılmışlıklardan ve sıradanlaşmış onca şeyden kaçıp kurtulma hissini ve kahramanın zihninden hayatın içindeki neşesizliği derinlemesine hissediyoruz.


hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanların
yürüyüşlerinin betimlemesi. umarım biz anlatıcının aksine insanların neşeleri ve beklentileri arasında içsel olarak bağlantı kurmayı başarabiliriz. en azından çoğu zaman.
devamını gör...

eski iranlı bir âlim, öğrencilerine ders verirken dedi ki
*
ben nezaketi ağaçtan öğrendim;
ona tekme attım.
*
ama o tepemden çiçek yağdırdı.
o utanç bana ibretlik ders oldu.
*
anooshirvan miandji
devamını gör...

öncelikle bıdık mıdık ayıp oluyor ama!1!

adam akıllı çalışmamak için her türlü boş işle uğraşan bıdıktır.*
aklını başına toplayıp bir an önce masanın başına geçmesi gereken kişi aynı zamanda. *
devamını gör...

yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren psikolojik bir rahatsızlıktır. bildiğiniz üzere insan sosyal bir varlıktır. günlük hayatta öyle ya da böyle birçok insanla diyalog kurmak zorunda kalır. sosyal anksiyete sahibi insanlar diğer insanların rahatlıkla yaptığı insanlarla yüzyüze konuşma, telefonla konuşma gibi aktiviteleri kolayca yapamazlar. özellikle tanımadıkları insanların yanında veya bir grup insanın yanında inanılmaz rahatsız hisseder o ortamdan uzaklaşmak isterler. kendi düşüncelerini dümdüz ifade etmekte güçlük çeker konuşmak zorundaysa kafasında planlayıp onlarca filtreden geçirirler. bazen bu zorunlu diyaloglarda yüzleri kızarır veya konuşamadan kilitlenirler. bu sebeple arkadaş veya sevgili bulmakta güçlük çekerler. insanlar tarafından sıklıkla yanlış anlaşılırlar. kibirli soğuk yahut ezik görülebilirler. bugün aldıgım bir geri dönüşe göre benimle ilk tanıştığında ofisteki sevgili arkadaşlar yaşam enerjisi bitmiş bunun depresyonda mı nedir şeklinde bir ilk izlenim edinmişler. bu durum beni ziyadesiyle üzdü maalesef. hele bir sene kadar ağır antidepresan kullanıp yan etkilerle boğuşurken konuşkan ve samimi olduğum süreçlerden geçip ilacı bıraktıgımda da nispeten ortalama bir insan ayarı tutturduğumu düşünüyorken. kendim istemesem bile günlük hayata adapte olmak için defalarca ortamlara girmiş ve insanlarla random konuşmuşumdur, çabalıyorum çünkü. ama olmuyor kardeşim işte bu kadar yapabiliyorum ben de. ki zaten yapı olarak sevgi dolu, insancıl biri değilim, sosyal anksiyeteyle buluşunca ortamın awkward silence yaratıcısı oluveriyorum bir anda. maske de takıyorum hep, surat ifadem de değil problem. ama insanlar nasıl oluyorsa anlıyorlar*. normal insanlar gibi yaşamak için hayatımın sonuna kadar ilaç mı kullanacağım veya 7/24 sarhoş mu gezecegim diye düşünüyorum bazen ister istemez*. zor hacı ne diyelim.
devamını gör...

islam dininin kurandan sonraki en büyük kaynağı ve müslümanların amel etmeden önceki dayanağıdır.
bu sözlerin kıymeti o kadar büyüktür ki allah* kelamından sonraki en kıymetli kelamdır ve kuranın birinci tefsiri hükmündedir, yani bu sözler en kıymetli ikinci söz olmasının yanında en kıymetlinin de anahtarıdır.

bu anahtar olmadan kuranın tam anlamıyla anlaşılması mümkün değildir. azıcık kuran ile ilgilenmiş, islam tarihi ile alakadar olmuş kimseler bunu rahatlıkla idrak ederler.

bunları idrak etmekten uzak kimseler ise allah'ın peygamber gönderme sebebini anlarlar ise hadisin kıymetininde farkına varırlar.

kurandan sonra dünya üzerinde hakkında en çok akademik çalışma yapılan ve insanlığın üzerinde en çok kafa yorduğu şey şüphesiz hadisi şeriflerdir. bu sözler ilimlerin en büyüğünü ve hatta bütününü elinde bulunduran insanca söylenmiştir kıymeti de şahsın kıymeti nisbetince büyüktür.

fakat hadisler kuran gibi üzerine leke atılamaz durumda değildir sahih olanı, zayıf olanı ve hatta uydurma olanı vardır bunların elenmesi gerekir ve hali hazırda gelmiş büyük düşünürler bunun kritiğini yapmışlardır tabii ki eksik kalmış yönleri olabilir, eksiği doldurmakta sonraki gelenlerin vazifesidir.

bir uydurma hadis görüp hadislerin bütününü inkar: pire için yorgan yakmaktan bin defa daha mantıksız ve akıl dışıdır.

hadise saygısı olmayan müslüman tam anlamıyla müslüman olamaz, saygısızlık onu aklına yatmayan hadisi inkara götürür. herkes kendi aklına yatmayan hadise bu yanlıştır derse; tek yol olan islamdan, başka fertlere ait binlerce belki milyonlarca yeni din oluşur.

mürşid talebeyi terbiye eder, talebe mürşidini terbiyeye kalkışırsa talebelikten çıkar ve mürşidinden istifade edemez.

“size iki şey bırakıyorum. (bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: allah’ın kitabı ve sünnetim. bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.”

(hâkim,1/93).

hadisi inkar için önce bu hadisi inkar etmek gerekir 120.000 sahabenin katıldığı veda haccında söylenen söze söylenmemiş demek de aklı olanın yapacağı iş değildir.
devamını gör...

osmanlıya gönüllü katılmış ve hala tunus ile beraber türklere sempati duyan arap ve berberi ülkesidir.
tunus ile beraber fransa işgaline uğramış, uzun yıllar ve milyonu bulan şehidlerle bağımsız olabilmişlersede, fransa'nın etkisi hala büyüktür.
türkiye'ye sevgileri var ama fransa ne zaman ermeni soykırımından bahsetse, türkiye'nin, ama sizde cezayir'de katliam yaptınız demesi onları üzüyor. ya cezayir katliamını tanıyın yada tanımıyorsanız bizi başka olaylara bahane göstermeyin diyorlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim