kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bkz: hristiyanismail)
devamını gör...

adil olun. bir moderatöre fenerbahçe düşmanı dedim diye uyarı alırken, bir şarlatan atatürk'e saldırıyor ve tık yok. ana avrat da küfretmiş sadece 2 gün ceza almış.

çaylaklık cezalarını güncelleyin. formata uymamakla ana avrat küfretmenin, atatürk'e saldırmanın cezası aynı olmamalı.
devamını gör...

beni bir anda beğeni yağmuruna tutan eli bol güzide yazarımız. 'umarım okuyarak beğeniyordur' diye düşünürken yazdığım bir entrye cevap olarak güzel dileklerini ileterek okuduğunu ispatladı*. hep aramızda olsun. kendisine mutlu, sağlıklı bir ömür diliyorum.*
devamını gör...

kişisel iletisindeki mesajı çözdüğüm *, şapşal ancak tatlış, gezegenimin medar-ı iftiharı olan yazar.

biraz kıvrak zekâsından bana da geçmiş olacak ki çamaşır makinesinin yediği çorabı mıçmaması gibi başlıklar açmaya heveslendim. sonra lucifer'ın hatrına entel olmaya devam etmem gerektiği geldi aklıma. şimdi elimde hiçbir işime yaramayacak delik adamı, italya'daki dev peluş tavşan gibi başlıklarla kalakaldım. sağlık olsun, kendisinin canı sağ olsun. seviliyor.

eksik olmasın. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

baştan belirtelim ki kimse sizin kalıplarınıza uymak zorunda değil. uzun yazan kişilerin bu özellikleri üzerinden aşağılanmaları ve bunun destek görmesi avam kitlelerin olduğu ortamlarda kabul görür. umarım böyle bir rezillik zaten güzel bir yeri olan bu sözlükte olmaz.


önceleri sayfa başına ücretlendirme olduğu için birçok yazar yazmış ta yazmış, yazmış ta yazmış. eğer en kısa hikaye en yüksek parayı almış olsaydı şimdilerin en sevilen tasvir tanrıları olmaz, birçok dünyaca ünlü yazar köşe yazarı seviyesinden ileri gitmemiş olurdu. çünkü bazen kendini anlatmak için uzun yazman gerekmez, sen yazarsın ve dönüp baktığında metin uzun olur. bunun da okuyanları da okumayanları da mutlaka bulunur. okumayanları saygı gösterip okumayanları aşağılamak bize yakışmayacağı gibi uzun yazanları da aşağılama çabası içine girmek bize yakışmaz. bize diyorum ama buradaki biz, siz değilsiniz. yazılanlara baktığımda bunu net şekilde görüyorum.


güzel bir filtre oldu benim için bu başlık diyebilirim. bu yüzden başlığı oluşturan yazara teşekkür ederim.

- yazan kişi senin okuyup okuduğunla ilgilenmiyor. önce bunu kafamıza sokmamız lazım. seni kazanmak değil amacı, okumayı bilen insanlarla aynı havayı solumak, yazmak ve okumak denilen eylemin ne kadar güzel bir şey olduğunu insanlara göstermeye çalışmak. yani hedefindeki kişi sen olmadığın için sen bir başka başlıkta şeyma subaşı'nın son kıyafetini, acun ılıcalı'nın son kız arkadaşını, erkeği seksi gösteren detayları, kadının en güzel yerini değerlendirebilir, oralardan takipçi arttırabilirsin. ya da internette gördüğü bilgiyi millete satmak için neredeyse birebir kopyalayan bir tanımı oylayabilir, senin kafa yapındakilerle gül gibi geçinip gidebilirsin. bu tiplerin en sevdiğim özellikleri takipçileri var diye kendilerini bir vasıf sahibi zannetmeleri. senin gibi 1000 kişi seni takip ediyor işte, birbirinizi bulmuşsunuz.

- sözlük yazarlığı bir tanım yapmak, beğeniyi ortaya koyarken insanlara olumlu ya da olumsuz, saçma ya da mantıklı bir bakış açısı koymak üzerinedir. bunu yaparken de sırf uzun yazmış olmak için değil, gerçekten içinden geldiği için bazen uzun yazarsın. okuyan kitle de buna göre ya oylar ya da oylamaz. yani kimseye bir beğeniyi dikte etmezsin.

- "çok uzun yeaa" diyenlerin profile baktım. yaptıkları şey sözlük yazarlığı değil forum üyeliği. yazdığı tanıma bakıyorum "türkiye cumhuriyeti 1923 yılında kurulmuştur." tarzı kopyala-yapıştır cümleler. kendi cümlesi tek bir tane bile tanım yok. bomboş forum yazıları. 3000 tane tanım girmiş tanımların en az 2000 tanesi çöp. çünkü üzerinde çalışmamış, üzerinde düşünmemiş o an, yazmış ve geçmiş. sorsan 2 ay önce sözlüğe ne yazdığını bile bilmez.



bu eleştirilen kişilerden birisi dolaylı yoldan benim. mümkün olan en uzun şekilde yazarım yazıları. ınstagram boy ve snap girl tiplerin bakıp bakmadıklarını iplemediğim ve sözlüğü sadece sözlük olması için, kimsenin beğenisine muhtaç olmayarak kullandığım için okunup okunmamasına bakmam. bu yüzdendir ki aylardır içinde bulunduğum sözlükte sadece 200 tanım var.
kenarda taslak olarak yüzlerce yazı var. çünkü öylesine yazmak istemedim. eğer popüler olma güdüsü ile yazsaydım ağlaya ağlaya profilimi överdiniz yazdığım binlerce popüler unsur yazısı dolayısıyla.

işin güldüren tarafı, avamın bu denli popüler olduğu türkiye cumhuriyeti'nde çok uzun yazı yazabilen, kendini bir şeye odaklayabilen insan bulmak zordur. tüketim sevdalısı, netflix'in 5. sınıf dizilerini seyredip hayatını çer çöp ürünleri kolay tüketen bir insan olarak geçiren, elif şafak okuduğu için kendini okur zanneden tiplerin, uzun yazıları, giriş-gelişme-sonuç odaklı yazıları beğenmesi imkansızdır. victor hugo'dan sefilleri 300 sayfalık kısaltılmış şekli ile okumuştur çünkü geniş anlatımlı halini okumaktan korkar. upuzuuuuun bir cümle okuduğunda genelde geri döner cümlenin sonuna gelirken anlamdan koptuğu için. bazen aynı cümleyi 100 kere okur çünkü bu özelliği yıllar boyu kullanmamıştır. alışık olmadığı için de hata verir.

bu tiplerin diğer bir özellikleri de "bu hafta 2 kitap bitirdim. günde 300 sayfa okuyorum!" demeleridir. kitap okumanın, hayatlarındaki diğer birçok olay gibi bir yarış, bir tüketme sevdası olduğunu zannederler. oysa bir şeyi okumak ile, okumak ve anlamanın, o okuduğun şeyi anlatabilmenin farkını bilmezler. dümdüz okurlar ve sadece okumuş olmak için okurlar.

geçtiğimiz gün bir yazı okumuştum kendini beğenen bir tip tarafından "yeaaa notre dame'ın kamburu çok sıkıcıeeaaa. bana ne binaların ayrıntılarından?" yazan. orada hugo'nun, kitabı yazma amacıyla bağlantılı olarak "yok etmeye çalıştığınız şeyin nasıl bir şey olduğunu bir görün" düsturuyla yazdığını, bir tarihi eserin kaybının vereceği hasarı uzun uzun anlatarak, okuyucuda ağır bir empati duygusu besleme isteğinin olduğunu, böylelikle amacının yok edilmek istenilen katedralin yok edilmesini engellemek olduğunu bilmeden dümdüz eleştiri yaparlar. hugo sadece bir hikaye üretmeden, bir yandan da hayata dair ayrıntılar ve dönem paris'inin güzelliği ile romanını destekler.

bunu eleştirenlere bakarsak ta, upuzun anlatımlar onları sıkar, bunalırlar hatta uyuyakalırlar. sen ise o cümlelerin en sonunda bir yere mutlaka bağlanacağını bilir ve kitabın sonunda kızın maruz kaldığı durumun yarattığı sonucu, diğer karakterler seyrederken onlarla beraber o katedrali benimsemiş ve artık her gün gördüğün bir yerde dikilmiş olarak, onlar gibi seyredersin. bunu yapmana sebep olan şey, yaklaşık 400 sayfa önce hugo'nun paris'i üçe bölerek nerede ne var anlatması, bunlar arasında hangi bölgenin daha değerli olduğunu hissettirmesi, dönemin paris'ini yaşatmasıdır. eğer senin amacın "off hadi ya şu kitap bitse de diğerine başlasam" ise sen zaten en başından kitap okumanın ne olduğunu bilmemişsin. tek istediğin sadece okumuş olmak. sadece okumuş olmak ise amacın, sen hayatında yüzlerce kitap okumuş ama aslında kitap falan okumamış birisin demektir.


tıpkı bu örnek verilen romanda olduğu gibi, bir yazı yazarken ya da insanlara, yeni öğrenilen bilgiyi okuturken kendi tarzında bir anlatım yapar ve onların bu anlatımı beğenisine sunarsın. yazı beğenilmeyenilir, önemli olan beğeni kaygısı gütmeden kendi tarzını ortaya koymaktır. gerisi okuyan kişiye kalmıştır.


makalede anlatılan cümleye dikkat. makalede hızlı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel okumanın okumak olmadığı ile ilgili güzel bir alıntı şaka var.

eğer uzun metinler sizi çekmiyorsa, siz kısa metinler ya da hap bilgiler ile yaşayabilirsiniz.
devamını gör...

mevcut ekonomik koşullarda ve öğrenci iseniz, imkansıza yakındır.
devamını gör...

katılmıyorum. aşı yaptırmam.
devamını gör...

orda simge halinde parlıyor. ekrana ekmek banıcam sanırım... keşke keşke.
devamını gör...

simetrik görüntü ve pastel tonlu filmlerin yönetmeni. sessiz, sakin karakterlerin renkli ve aynı zamanda trajik yönlerini konu edinen filmlerin altında imzası vardır. ayrıca (bkz: wes anderson filmleri)
devamını gör...

moğollar grubundan serhat ersöz'in sarf ettiği söz.
11 yıl aradan sonra albüm çıkaran moğollar grubu cumhuriyet gazetesine demeçler verdi.
yöneltilen; "pandemi sürecinde sanatçılar çok zor günler yaşadı ve yaşıyor. hepimiz biliyoruz ki iktidar bu süreçte de yapılması gereken desteği sağlayamadı. siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz "
sorusuna serhat ersöz'ün cevabı şu şekilde;
--- alıntı ---

on yıllarca vergi ödediğimiz devlet bize 10 ay bakamadı daha ne olsun..

--- alıntı -

devlet olsa duramazsın hükümettir o .
buradan
devamını gör...

ılgiyle takip ettiğim, sözlükte öne çıkanlar arasında yer verdiğim yazar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok var.

animasyon seyrederken bile ağlama potansiyeline sahibim. yeter ki karakter haksızlığa uğrasın, başına çok acı bir şey gelsin, üzülsün, ağlasın.. dünden hazırım eşlik etmeye :)
devamını gör...

--- alıntı ---
tübitak ulakbim çatısı altında, türkiye'de yayınlanan akademik hakemli dergiler için elektronik ortamda barındırma ve editoryal süreç yönetimi hizmeti sunar. dergipark, ulusal akademik dergilerin standartlara uygun olarak varlık kazanmasına ve uluslararası görünürlüğünün artırılmasına destek olur.

dergipark, dergilerin işleyişine, yönetimine ve içeriğine karışmaz. sadece alt yapı sunar ve sistemin kullanımı için "teknik destek" sağlar. yazarlar, yayınları hakkında her türlü konu için ilgili derginin editörü ile iletişime geçmelidir.
--- alıntı ---
üniversitede verilen ödev ve tez çalışmalarını buradan yararlanarak yapabilirsiniz.

2020 verilerine göre dergipark günlük ortalama kullanıcı sayısı: 100.000 kişiulaşmak isteyenler için link bırakıyorum
devamını gör...

bu saatlerde, bu havalarda çok güzel gider, iyi dinlemeler.*



edit: bu ne tatlı bir başlık böyle içim açıldı.*
devamını gör...

bir konu üzerinde yalnız başına düşünürken, o konu üzerinde düşünen ve o konuyu düşünürken yalnız olduğunu sanan insanlarla karşılaşmak.
devamını gör...

belki bunu tecrübe edemeyecek kadar yalnızdın* ancak son bir kaç saattir mesaj panelinde bir sorun yaşıyoruz.
en kısa sürede çözmüş olacağız.
devamını gör...

bu başlığın neresi ayrımcılık kokuyor orasını anlamadım. başörtülü kadının örtüyü kullanma amacı ve sizin dini hayatınıza göre değişen durumdur. eğer dini gorusleriniz aynı noktada birlesiyorsa mesele yok. ancak siz dinden uzaklastikca o dine yaklaşıyorsa ya da tam tersi oluyorsa ileride başta çocuk yetiştirme olmak üzere pek çok konuda çatışma yaratacak durumdur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim