normal sözlük yazarlarının olabileceği renk
doğaya zarardan çok yarar sağlayan hatta insanların açtığı yaraları saracak bir yeşil olmak ya da yeni filizler çıkmasını sağlayan bir kahverengi olmak isterdim.
devamını gör...
ezel akay
"beni bilürsün kadu, cenk itmez, sevişürün, ben buna inanurun" repliği ile akıllarda yer etmiş bahtsız yönetmen.. on numara iş yaptı ama olmadı. birgün inşaallah oldurur da bizde keyifleniriz.
devamını gör...
sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller
devamını gör...
sokakta dayak yiyen kadına yardım etmek
tanımları görünce epey üzüldüğüm bir başlık oldu diyebilirim. yardım etmek kendini silahin bıçağın önüne atmaktan ibaret değildir. sözlü müdahale ya da çok fazla reaksiyon vermeden direkt polisi de arayabilirsiniz. herkesin canı tatlıdır tabi ki bu devirde kolay kolay müdahale edilmez ama 155i tuşlayıp yardım istemek sizden ne götürür ? ben buna benzer olaylarla karşılaştığımda asla sessiz kalmam, gücümün yetemeyeceği biriyse kendisine polisi aradığımı belirterek ararım polisi. ve ben bir tepkiden sonra cesaretlenip tepki veren insanlar olduğunu da gördüm.
umarım 'sana ne kocamdır döver, sevgilimle bizim aramızda vs. diyorlar' genellemesi yapılarak diğer tüm yardıma muhtaç kadınlar da yalnız bırakılmaz.
umarım 'sana ne kocamdır döver, sevgilimle bizim aramızda vs. diyorlar' genellemesi yapılarak diğer tüm yardıma muhtaç kadınlar da yalnız bırakılmaz.
devamını gör...
hz. ali'den hikmetler
"bir insana başkalarının yanında verilen öğüt, öğüt değil hakarettir."
devamını gör...
çaylak hareket engellenemez
kusura bakmayın çaylak arkadaşlar tanımlarınız gizli. zaten 2 saniyede yazar yapılıyorsunuz bari silik yazılar görmeyim.
biraz abartmıyor musunuz? bu sitede sanki aylarca çaylak kalıyorlarmış gibi bir algı yaratıyorsunuz.
biraz abartmıyor musunuz? bu sitede sanki aylarca çaylak kalıyorlarmış gibi bir algı yaratıyorsunuz.
devamını gör...
veli toplantısı
bir öğretmen över diğeri gömer veli eve gelir anlamadım ben bu işten der.özetle öğrencilik yıllarındaki veli toplantım.
devamını gör...
türkçe dil bilgisi takıntısı olan ruh hastaları
bazen kendilerini çok gülünç duruma düşüren insanlardır.
bir tanesiye bir konu hakkında tartışırken yazdığı metinde tahfif kelimesini kullanmıştı. içimden haydaaaa, dedim. neyse internetten anlamına baktım. yeğniltme diyor. ulan dedim. yeğniltmek ne demek. gittim bir de ona baktım. hemen aramaya "yeğniltmek ne demek" diye yazdım. "yeğniltme işi" diye bir tanım verdi. çıldırdım. en son bir sitede anlamını buldum. "hafifletmek işi" demekmiş.
hafifletmek yani. hafifletmek kelimesi yerine "tahfif"i kullanan biriyle imla, türkçe tartışması yaptım. bu da böyle bir anımdır.
bir tanesiye bir konu hakkında tartışırken yazdığı metinde tahfif kelimesini kullanmıştı. içimden haydaaaa, dedim. neyse internetten anlamına baktım. yeğniltme diyor. ulan dedim. yeğniltmek ne demek. gittim bir de ona baktım. hemen aramaya "yeğniltmek ne demek" diye yazdım. "yeğniltme işi" diye bir tanım verdi. çıldırdım. en son bir sitede anlamını buldum. "hafifletmek işi" demekmiş.
hafifletmek yani. hafifletmek kelimesi yerine "tahfif"i kullanan biriyle imla, türkçe tartışması yaptım. bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...
çocuk sahibi olmak için herhangi bir testin olmaması
rezalettir. saçmalıktır.
dünyaya bir evlat getirecek insanların bir şekilde test edilmesi çok gerekli.
iyi ebeveyn olursan iyi bir evladın iyi bir geleceğin oluyor.
kötü bir ebeveyn olursan bir canavar yaratabiliyorsun.
çocuk dediğimiz olay çok önemli bir mesele. öyle yapıp salmakla olacak bir şey değil.
kötü bir evde büyüyen çocuk veya sefalet dolu bir ortamda büyüyen bir çocuk ne kadar topluma verimli olabilir bilemiyorum.
ben korkuyorum. çocuk yapmayı düşünmüyorum. bu büyük sorumluluğun altına girmenin çok zor olduğunu düşünüyorum.
zaten türkiye’de yaşıyorum. çocuk yapmak istemememin en büyük payı bu ülke.
neyse bu konu kanayan yaram. çok deşmek istemiyorum.
dünyaya bir evlat getirecek insanların bir şekilde test edilmesi çok gerekli.
iyi ebeveyn olursan iyi bir evladın iyi bir geleceğin oluyor.
kötü bir ebeveyn olursan bir canavar yaratabiliyorsun.
çocuk dediğimiz olay çok önemli bir mesele. öyle yapıp salmakla olacak bir şey değil.
kötü bir evde büyüyen çocuk veya sefalet dolu bir ortamda büyüyen bir çocuk ne kadar topluma verimli olabilir bilemiyorum.
ben korkuyorum. çocuk yapmayı düşünmüyorum. bu büyük sorumluluğun altına girmenin çok zor olduğunu düşünüyorum.
zaten türkiye’de yaşıyorum. çocuk yapmak istemememin en büyük payı bu ülke.
neyse bu konu kanayan yaram. çok deşmek istemiyorum.
devamını gör...
sinirlenip telefonu duvara fırlatmak
üniversite 1 ben gurbet ellerde sevgili bozuntusu memlekette. çok hastayım ölüyorum ben biraz uyurum arayamazsam merak etme şekline telefonda konuşuyoruz.
öğlenden sonra telefonum çalıyor. *
açıyorum, haşur huşur sesler..
kesik kesik kadın, erkek sesleri...
dikkat kesiliyorum anam ne duyayım benim pilav kafalı sevgilim ve bir iki hatun.
ben tabi o saate kadar kendi kendimi yemişim. naptı acaba? anası danası kimse yok evde. nasıl oldu, iyi mi?
hatta bir kaç mesaj atıp, kısa çağrılar atmışım falan. demişim benim pıtırcığım yorgun düşmüş kıyamam anam uyusun madem.
işte yarım saat kadar dinledim. geyikler, gülmeler... o zaman serde saflık hüngür foşurt ağlamalar.
sonra bir hışırtı 'aa bune ay lan dıt dıt dıt'.
ben tabi hemen aradım. açtı kuzenlerim geldi onları gezdiyorum. dedim oğlum ne kuzeni sen hastayım diye sabahtan beri telini açmıyorsun. 'ya sen de bu ne kıskançlık işim var işte dıt dıt dıt'
sonra ben o teli çattt duvara. bu arada tel onundu içimin yağları nasıl eridi nasıl ama nasıl.
işin özü yakalanmadan her duruma karşı cebinizde bir bahaneniz olsun. böyle mala bağlamayın sonra. saygılar. *
öğlenden sonra telefonum çalıyor. *
açıyorum, haşur huşur sesler..
kesik kesik kadın, erkek sesleri...
dikkat kesiliyorum anam ne duyayım benim pilav kafalı sevgilim ve bir iki hatun.
ben tabi o saate kadar kendi kendimi yemişim. naptı acaba? anası danası kimse yok evde. nasıl oldu, iyi mi?
hatta bir kaç mesaj atıp, kısa çağrılar atmışım falan. demişim benim pıtırcığım yorgun düşmüş kıyamam anam uyusun madem.
işte yarım saat kadar dinledim. geyikler, gülmeler... o zaman serde saflık hüngür foşurt ağlamalar.
sonra bir hışırtı 'aa bune ay lan dıt dıt dıt'.
ben tabi hemen aradım. açtı kuzenlerim geldi onları gezdiyorum. dedim oğlum ne kuzeni sen hastayım diye sabahtan beri telini açmıyorsun. 'ya sen de bu ne kıskançlık işim var işte dıt dıt dıt'
sonra ben o teli çattt duvara. bu arada tel onundu içimin yağları nasıl eridi nasıl ama nasıl.
işin özü yakalanmadan her duruma karşı cebinizde bir bahaneniz olsun. böyle mala bağlamayın sonra. saygılar. *
devamını gör...
neden ağladığını bilmeden ağlamak
sinir bozukluğudur.
devamını gör...
yazmaktan keyif almak
keşke keyif olsaydı. ama mecburiyet bu. yazmaktan keyif alanlar arada yazar. simli kalemlerle , renkli yapışkanlı kağıtlara. yazmadan da yaşayabilir onlar. ama mecburiyet olanlar her gün her an yazarlar.
peçeteye, toprağa, suya, her yere yazarlar. yazmaktan keyif almak hem kolay hem zordur.
peçeteye, toprağa, suya, her yere yazarlar. yazmaktan keyif almak hem kolay hem zordur.
devamını gör...
teori
aydınlık hareketinin parti içi eğitim amacıyla kullanılan bilimsel dergisi. ilk kez 1983 yılında saçak dergisinin satın alınmasıyla kurulan dergiye teori adı 1990 ocak ayında verilmiştir. halen de bu adda yayımı sürmektedir.
harekete adını veren aydınlık günlük-haftalık formatta haber verirken bu dergide doğu perinçek başta parti yönetiminin marksist-maoist makaleleri, politik tezleri ve parti kurultay belgeleri yer alır. ayrıca her ne kadar parti içi eğitim amacıyla başlasa da piyasaya da verilir. bir diğer parti yayın organı olan bilim ve ütopya ise genellikle felsefe veya beşeri bilimler üzerine yayınlar yapar. her iki dergi de parti üyesi olan abonelere elden ulaştırılıp ücretleri elden tahsil edilirdi (tabii bu dediğim 6-7 sene öncesinin).
google görsellerde dahi çıkan dergi kapakları üzerinden aydınlıkçıların nereden gelip nereye gittiğini de rahatça görmemiz mümkün.
örneğin bunlar 2008 tarihli sayılar
ergenekon zamanından bir sayı
bu da yenilerden netflix karşıtı sayı
baştaki yazının sahibi tanıdık geldi mi?
ayrıca derginin mottosunun (bütün ülkelerin işçileri ve ezilen uluslar, birleşin!) değişmemesi de acayip.
harekete adını veren aydınlık günlük-haftalık formatta haber verirken bu dergide doğu perinçek başta parti yönetiminin marksist-maoist makaleleri, politik tezleri ve parti kurultay belgeleri yer alır. ayrıca her ne kadar parti içi eğitim amacıyla başlasa da piyasaya da verilir. bir diğer parti yayın organı olan bilim ve ütopya ise genellikle felsefe veya beşeri bilimler üzerine yayınlar yapar. her iki dergi de parti üyesi olan abonelere elden ulaştırılıp ücretleri elden tahsil edilirdi (tabii bu dediğim 6-7 sene öncesinin).
google görsellerde dahi çıkan dergi kapakları üzerinden aydınlıkçıların nereden gelip nereye gittiğini de rahatça görmemiz mümkün.
örneğin bunlar 2008 tarihli sayılar
ergenekon zamanından bir sayı
bu da yenilerden netflix karşıtı sayı
baştaki yazının sahibi tanıdık geldi mi?
ayrıca derginin mottosunun (bütün ülkelerin işçileri ve ezilen uluslar, birleşin!) değişmemesi de acayip.
devamını gör...
crystal castles
2006'da ethan kath ve alice glass öncülüğünde kurulan kanadalı elektronik müzik grubudur. sonraları anlaşmazlıktan dolayı alice glass yerine edith frances gelmiş.
crystal castles'ı tek bir janra sığdırmak delilik olur. electro-punk? synth-pop? nintendocore? bilemiyorum altan, bilemiyorum... bir yanım çılgınlar gibi dans etmek istiyor, bir yanım üzgün bir çocuk sanki. sözlerin anlamsızlığı ve ritmin zamansızlığı da duyguları nötralize ediyor ve her ana uyum sağlayan bir melodi haline dönüşüyor.
bak beyim... ben sanattan sepetten anlamam. tek bildiğim bu grubun şahane müzik yaptığıdır. özensiz albüm kapakları ve albümlerine isim koymak yerine 1,2,3 diye adlandırmaları bile müziği ön planda tutmak istediklerinin bir beyanatı gibi.
yakın takipçisiyim. *
crystal castles'ı tek bir janra sığdırmak delilik olur. electro-punk? synth-pop? nintendocore? bilemiyorum altan, bilemiyorum... bir yanım çılgınlar gibi dans etmek istiyor, bir yanım üzgün bir çocuk sanki. sözlerin anlamsızlığı ve ritmin zamansızlığı da duyguları nötralize ediyor ve her ana uyum sağlayan bir melodi haline dönüşüyor.
bak beyim... ben sanattan sepetten anlamam. tek bildiğim bu grubun şahane müzik yaptığıdır. özensiz albüm kapakları ve albümlerine isim koymak yerine 1,2,3 diye adlandırmaları bile müziği ön planda tutmak istediklerinin bir beyanatı gibi.
yakın takipçisiyim. *
devamını gör...
normal sözlük'ün gececi yazarları
geceleri buradayız vesselam.
devamını gör...
black mirror
çok beğendiğim bir dizi. geleceğin ne getireceği çok açık. teknoloji ve yenilikler ilk zamanlardan beri iyiye kullanıldığında iyi şeyler oldu. kötüye kullanıldığında kaos oldu. bu dizi bunu çok iyi yansıtmış bir ayna.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaaaydıııın sözlük.
uykumu alamasam da keyifli uyandım. şu boynum hala geçmedi, ama halletcem onu ben.
sevgilisinden hiç böyle günaydın mesajı alamayanlar size de günaydın bu başlık en çok da sizin için. hadi gülümseyin , gülümsemek bulaşıcı.. çok güzel bir gün diliyorum herkese..
uykumu alamasam da keyifli uyandım. şu boynum hala geçmedi, ama halletcem onu ben.
sevgilisinden hiç böyle günaydın mesajı alamayanlar size de günaydın bu başlık en çok da sizin için. hadi gülümseyin , gülümsemek bulaşıcı.. çok güzel bir gün diliyorum herkese..
devamını gör...
90'larda çocuk olmak
her açıdan farkli olmaktır.
- elektriğin her yerde olmadığı dönem ile internetle(ne adsli? 185 aramasi ile) tee zibilyon kilometre uzaktaki insanlarla konuşulabilen döneme hızlı geçiş yapan en adaptif nesildir.
- sokakta oynarken yorulunca hic tanımadığı halde herhangi bir kapiyi çalıp bir bardak su istendiği ve asla geri çevrilmediği dönemi gören nesildir.
- cocuk oyunlarının fiziksel aktiviteye dayalı olduğu, simiiiiiittt, ortada sıçan, saklambaç, kovalambac, yakalanbac, gibi uyduruk türevlerde isimlerin oynandığı ve aksam ezanı ile anında bitirilen oyunlari bilfiil oynamış nesildir.
- hicbir yazılı kurala dayanmayan mahalle maçları kurallarını ezbere bilen nesildir.( misal : kaleden kaleye gol olmaz, penaltı boş kaleye ters dönerek topukla atılır. hele hele top seninse ve henüz huysuz bir ihtiyar tarafından kesilmemişse kuralları sen koyarsın. net.. velev ki kesildiyse de kesik toplar kafaya geçirilip baslik yapilirdi.
- denize giden mahalle çocuğunun bunu ispatlamak icin asla keselenmedigini bilen ve ölü derileri arkadaşlarının yaninda çıkardığında tiksinilmeyecegini bilen nesildir.
-bakkalin rafında kurumuş turbo sakızların bile tatlı geldiği nesildir.
- pıringıls cipsini ilk defa star gazetesinin ilk baskisinda hediye olarak vermesiyle yemiş, star ve show tvnin ve daha da küçükken trt2'nin ve trt3'un açılışına şahit olmuş, uzaktan kumanda teknolojisinin yaygınlaşmasına kadar evde yakından kumanda görevini layıkıyla ifa etmiş, karincali goruntulerde ise catiya cikan babaya camdan oldu olmadı diye seslenen nesildir.
- bayramlarda elinde poşetle kapı kapı gezip topladığı şekerlerle dişlerini çürüten, nadiren de olsa verilen mendil ya da paraları iç etmeden annesine getiren nesildir.
- atari kelimesinin "atarlanmak" fiiline ait bir fiil çekimi olmadığını bilen, şimdilerin yazılımcı ya da hackerlarini yetiştiren nesildir.
-80 darbesinin soğukluğunu ailesi tarafından "asker ve polislerden korkutularak" yaşamaya devam etmiş , bu sebeple belki de antimilitarist ve antisiyaset güdülenmiş, hala ezbere "andımızı" okuyabilecek nesildir.
- şimdilerde bu yaziyi okuyup bıyık altından sırıtan ve yanindaki çocuğuna bakıp "keske sizlerin de bu imkanı olsaydı yavrum" diye iç geçiren şimdilerde "y" 'ye dönüşmüş, zamanın z kuşağı nesildir.
- elektriğin her yerde olmadığı dönem ile internetle(ne adsli? 185 aramasi ile) tee zibilyon kilometre uzaktaki insanlarla konuşulabilen döneme hızlı geçiş yapan en adaptif nesildir.
- sokakta oynarken yorulunca hic tanımadığı halde herhangi bir kapiyi çalıp bir bardak su istendiği ve asla geri çevrilmediği dönemi gören nesildir.
- cocuk oyunlarının fiziksel aktiviteye dayalı olduğu, simiiiiiittt, ortada sıçan, saklambaç, kovalambac, yakalanbac, gibi uyduruk türevlerde isimlerin oynandığı ve aksam ezanı ile anında bitirilen oyunlari bilfiil oynamış nesildir.
- hicbir yazılı kurala dayanmayan mahalle maçları kurallarını ezbere bilen nesildir.( misal : kaleden kaleye gol olmaz, penaltı boş kaleye ters dönerek topukla atılır. hele hele top seninse ve henüz huysuz bir ihtiyar tarafından kesilmemişse kuralları sen koyarsın. net.. velev ki kesildiyse de kesik toplar kafaya geçirilip baslik yapilirdi.
- denize giden mahalle çocuğunun bunu ispatlamak icin asla keselenmedigini bilen ve ölü derileri arkadaşlarının yaninda çıkardığında tiksinilmeyecegini bilen nesildir.
-bakkalin rafında kurumuş turbo sakızların bile tatlı geldiği nesildir.
- pıringıls cipsini ilk defa star gazetesinin ilk baskisinda hediye olarak vermesiyle yemiş, star ve show tvnin ve daha da küçükken trt2'nin ve trt3'un açılışına şahit olmuş, uzaktan kumanda teknolojisinin yaygınlaşmasına kadar evde yakından kumanda görevini layıkıyla ifa etmiş, karincali goruntulerde ise catiya cikan babaya camdan oldu olmadı diye seslenen nesildir.
- bayramlarda elinde poşetle kapı kapı gezip topladığı şekerlerle dişlerini çürüten, nadiren de olsa verilen mendil ya da paraları iç etmeden annesine getiren nesildir.
- atari kelimesinin "atarlanmak" fiiline ait bir fiil çekimi olmadığını bilen, şimdilerin yazılımcı ya da hackerlarini yetiştiren nesildir.
-80 darbesinin soğukluğunu ailesi tarafından "asker ve polislerden korkutularak" yaşamaya devam etmiş , bu sebeple belki de antimilitarist ve antisiyaset güdülenmiş, hala ezbere "andımızı" okuyabilecek nesildir.
- şimdilerde bu yaziyi okuyup bıyık altından sırıtan ve yanindaki çocuğuna bakıp "keske sizlerin de bu imkanı olsaydı yavrum" diye iç geçiren şimdilerde "y" 'ye dönüşmüş, zamanın z kuşağı nesildir.
devamını gör...
urla
urla'ya ilk defa geldim. şuan burdayım ve sanırım ağlayarak döneceğim yer. insanlarının, esnafının güzelliği çok başka. yolda yürürken insanlar sebepsizce selam veriyor filan. istanbul'lu olarak alışık olmadığımız şeyler. gezecek keşfedecek çok yeri var. özbek köyüne aşık oldum. yaşamak istediğim yer burası dedim. iki gün daha burdayım. sonrası dönüş (aşırı ağlama imojisi)
devamını gör...

