leyla ile mecnun replikleri
"ben iyi değilim ya.eskisi gibi değilim ben."
devamını gör...
tarihte bugün
625 - arabistan'da müslümanlarla kureyşler arasında, uhud savaşı başladı.
1801 - ı. aleksandr, rus imparatorluğu'nun çarı oldu.
1839 - "ok" sözcüğü, (all correct) boston morning post gazetesinde ilk kez kayıtlara geçti.
1848 - macaristan, avusturya'dan bağımsızlığını ilan etti.
1876 - ziya gökalp doğdu.
1925 - sessiz sinema döneminin en pahalı filmi olan (3.9 milyon dolar) "ben hur", gösterime girdi.
1931 - türk çocuklarının ilk öğrenimlerini türk okullarında yapmalarını zorunlu kılan kanun kabul edildi.
1956 - pakistan, ilk islam cumhuriyeti oldu.
1962 - babam doğdu
1971 - türkiye halk kurtuluş ordusu liderlerinden deniz gezmiş'in arkadaşları, hüseyin inan ve mehmet nakipoğlu yakalandı.
1972 - cumhurbaşkanı cevdet sunay; deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan hakkında verilen idam cezalarını onayladı.
1974 - hükümet, imralı adası'nda gömülü olan adnan menderes, fatin rüştü zorlu ve hasan polatkan'ın mezarlarının başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.
2000 - galatasaray futbol takımı, uefa kupası çeyrek finalinde deplasmandaki ilk maçta 4-1 yendiği mallorca'yı, ali sami yen stadı'nda da yenip, yarı finalist oldu.
2001 - nato, kosova savaşında seyreltilmiş uranyum mermisi kullandığını itiraf etti.
2001 - sovyet uzay istasyonu mir'in görevi sonlandırıldı.
2004 - gelibolu yarımadası tarihî millî parkı'nda doğa koruma ve millî parklar genel müdürlüğü'nce yürütülen "şehitler coğrafyası" projesi kapsamında yapılan araştırmalar sonucu, iki bin askerin gömüldüğü gerçek şehitlik bulundu.
1801 - ı. aleksandr, rus imparatorluğu'nun çarı oldu.
1839 - "ok" sözcüğü, (all correct) boston morning post gazetesinde ilk kez kayıtlara geçti.
1848 - macaristan, avusturya'dan bağımsızlığını ilan etti.
1876 - ziya gökalp doğdu.
1925 - sessiz sinema döneminin en pahalı filmi olan (3.9 milyon dolar) "ben hur", gösterime girdi.
1931 - türk çocuklarının ilk öğrenimlerini türk okullarında yapmalarını zorunlu kılan kanun kabul edildi.
1956 - pakistan, ilk islam cumhuriyeti oldu.
1962 - babam doğdu
1971 - türkiye halk kurtuluş ordusu liderlerinden deniz gezmiş'in arkadaşları, hüseyin inan ve mehmet nakipoğlu yakalandı.
1972 - cumhurbaşkanı cevdet sunay; deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan hakkında verilen idam cezalarını onayladı.
1974 - hükümet, imralı adası'nda gömülü olan adnan menderes, fatin rüştü zorlu ve hasan polatkan'ın mezarlarının başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.
2000 - galatasaray futbol takımı, uefa kupası çeyrek finalinde deplasmandaki ilk maçta 4-1 yendiği mallorca'yı, ali sami yen stadı'nda da yenip, yarı finalist oldu.
2001 - nato, kosova savaşında seyreltilmiş uranyum mermisi kullandığını itiraf etti.
2001 - sovyet uzay istasyonu mir'in görevi sonlandırıldı.
2004 - gelibolu yarımadası tarihî millî parkı'nda doğa koruma ve millî parklar genel müdürlüğü'nce yürütülen "şehitler coğrafyası" projesi kapsamında yapılan araştırmalar sonucu, iki bin askerin gömüldüğü gerçek şehitlik bulundu.
devamını gör...
1995 yılından hafızada kalanlar
ilkokulda deli gibi anadolu lisesi sınavlarına hazırlanan küçük ama yaşından evvel olgunlaşmış bir çocuk olmak. yaz girerken karne gününden önceki eğlencede sahneye çıkabilmek için yapılan elemeye emel'in o sene çıkmış "hovarda" adlı şarkısıyla katılmak, kazanınca dışarıdan belli etmemek ama içeride eurovision kazanmış kadar mutlu hissetmek, eve gidip olanları okul dönüşü anneye ballandıra ballandıra anlatmak, dolaptaki yeşil eriği bir kaseye doldurup tuzla kemirmek, televizyonda dönen klipleri izleyerek yeni şarkıları iyice zihne almak, mis gibi çiçek kokan bir akşamüstü sokakta bir saat oynayarak geçirmek ve sonrası biraz çalışıp mutlu bir uykuya dalmak... bir avuç çocukluk işte...
devamını gör...
sensedim
eski türkçede; sensiz kaldım,seni özledim anlamına gelen kelimedir.
"görmeyelden yüzünü ben ki nîgarım,sensedim
âh u zâr ile geçer bu rûzgârım sensedim."
"görmeyelden yüzünü ben ki nîgarım,sensedim
âh u zâr ile geçer bu rûzgârım sensedim."
devamını gör...
normal sözlük evlenecek eş aranıyor ilanları
evlenmek isteyenlerin buluşma noktası.
hem de nikah bizden. kafa sözlük nikah dairesi' ne başvurmanız yeterli.
hem de nikah bizden. kafa sözlük nikah dairesi' ne başvurmanız yeterli.
devamını gör...
her gün sözlükte gerginlik yaratan zerzevat yazarlar
gelip gelip bir hıyara sataşmayı marifet sayar, lafı yediğinde de koşa koşa eski yalamalarını kavgaya çağırır..
hep böyle oldu, oysa ben ne güzel "parol mu arveles mi" muhabbeti yapıyordum sakin sakin pavlov'un saksısının belki bugün bir işe yarayacağını umarak.
hep böyle oldu, oysa ben ne güzel "parol mu arveles mi" muhabbeti yapıyordum sakin sakin pavlov'un saksısının belki bugün bir işe yarayacağını umarak.
devamını gör...
günaydın sözlük
güüüü naaay dın.*
kaç gündür yazmamışım başlığa çok garip hissettirdi.
neyse, bugünde çalışıyorum arkadaşlar, ben köşeyi dönerken sizler beni izleyeceksiniz. param daha da artınca hiçbirinizi tanımayacağım. man tanrım diyeceğim bu fakirlerde kim ola ki? ıy.
kaç gündür yazmamışım başlığa çok garip hissettirdi.
neyse, bugünde çalışıyorum arkadaşlar, ben köşeyi dönerken sizler beni izleyeceksiniz. param daha da artınca hiçbirinizi tanımayacağım. man tanrım diyeceğim bu fakirlerde kim ola ki? ıy.
devamını gör...
impetigo herpetiformis
impetigo herpetiformis genellikle gebeliğin son trimesterinde ortaya çıkan ve doğumdan sonra hiperpigmentasyon bırakarak iyileşme gösteren, bazen doğumdan sonra da devam edebilen nadir bir gestasyonel bir cilt hastalığıdır.
tedavide sistemik steroidler oldukça etkilidir.
tedavide sistemik steroidler oldukça etkilidir.
devamını gör...
itirazım var
itirazım var. bir "selman bulut" polisiyesi. onur ünlü ağbimizin en başarılı komedi - aksiyon filmi. başrolünde serkan keskin ve öner erkan'ın mucizeler yarattığı bu filmde; camii imamının silah sesi duyup ardından şadırvanda bir tabanca bulmasıyla olaylar gelişmektedir. imam selman bulut (serkan keskin), cinayeti çözmeyi kendine görev edinir...
eski boksör, satranç üstadı, kısa sap bağlamayla alevi deyişleri çalan imam selman bulut... şahane bir tipleme. ayrıca ihsan eliaçık hocanın vaazının eklenmesi çok şık hareket. keşke hep böyle müslümanlar olsa memlekette...
işbu film, lol tarafından 4 defa izlenmiştir.
edit: düzeltme
eski boksör, satranç üstadı, kısa sap bağlamayla alevi deyişleri çalan imam selman bulut... şahane bir tipleme. ayrıca ihsan eliaçık hocanın vaazının eklenmesi çok şık hareket. keşke hep böyle müslümanlar olsa memlekette...
işbu film, lol tarafından 4 defa izlenmiştir.
edit: düzeltme
devamını gör...
sütyen takmak
kadınlar icin zulümdür. takmadan gezmek icin meme organinizin düz ve kücük olması gerekir .bende takmak istemiyorum ama toplum buna hazır değil.
devamını gör...
borchardt triadı
mide volvulusu'nda görülen karın ağrısı, öğürme fakat kusamama ve nazogastrik tüpün kıvrılması 3 lü semptomuna verilen özel triaddır.
devamını gör...
insanın anasını ağlatan dersler
müzik, beden, fizik.
devamını gör...
tanım oylarını görebilmek için 300 oy atma zorunluluğu
arkadaslar, dostlar, romalilar! bir sakin olun demek istedigim basliktir.
sozlugumuzde her gun sizin haberiniz dahi olmayan alt yapisal calismalar ve guncellemeler yapiliyor. bu size yansiyan kisim kucuk bir sistemsel hata, yazilimcimiz sevgili iko en kisa zamanda bu sorunu halledecegini soyledi.
lutfen gemileri terk etmeyin, sakin olun ve sozlugun tadini cikarin. yine sorun yasarsaniz ozelden bana ve moderator diger arkadaslarima ulasin, gozlerinizden operim*.
sozlugumuzde her gun sizin haberiniz dahi olmayan alt yapisal calismalar ve guncellemeler yapiliyor. bu size yansiyan kisim kucuk bir sistemsel hata, yazilimcimiz sevgili iko en kisa zamanda bu sorunu halledecegini soyledi.
lutfen gemileri terk etmeyin, sakin olun ve sozlugun tadini cikarin. yine sorun yasarsaniz ozelden bana ve moderator diger arkadaslarima ulasin, gozlerinizden operim*.
devamını gör...
geceye bir kedi bırak
/yine dar geldi evimin surları. aldım sigaramı, çakmağımı, cüzdanımı ve anahtarlarımı; ardımdan kapıyı kapatıp çıktım öylece. eğer kulaklıklarımı kaybetmiş olmasam, başrolünde olduğum filmimde havalı havalı ve bir o kadar da şairane bir şekilde yürüyebilirdim. lakin arama ve kurtarma çabalarım sonuç vermedi. amacım sabahtan beri bulanan midem için bir soda almak ve biraz yürüdükten sonra eve dönmekti. ama oyunun kuralını unutmuştum “evdeki hesap çarşıya uymazdı”. kapıdan çıkmamla siyah benekli bir kedi kesti önümü. önce meydan okurcasına bir bakış attı, ardından benim bakışlarıma yenilmiş olacak ki boynunu büküp yanaştı yamacıma. onu korkutup ürkütmeden yavaşça eğilip başını okşadım. bacaklarıma sürtündü de sürtündü. hemen koydum adını. senin adınsmoke…
gitmeye yeltendim yavaşça. ben bir adım attım, o bir adım attı. ben iki adım attım, o üç.. böylece kısa sürecek olan dostluğumuz başlamış oldu. markete kadar gittik birlikte. markette kasayı kapatmak üzere olan abladan rica ettim. cebimde sadece sigaradan arta kalan 4 lira… bir paket salam aldım hemen. tamı tamına yetti param. hemen geçtim bir kenara oturdum aldım onu da yanıma. paketi açmamla yeni bir arkadaşın gelmesi bir oldu. geldi sürtündü bacaklarıma. başını okşadım biraz. gözü elimdeki salamda. beşini bizim oğlana verdim beşini ona. benim oğlum hayırlıydı ama. yemeği bitmesine rağmen ana yola kadar takip etti beni. arkamdan da hoşça kal dedi. gözlerinden okudum ben. bir çocuğa şeker verdiğinizde nasıl bir sevinç ve minnetle bakıyorsa, smoke da öyle bakmıştı bana. giderken de çok sevdiği bir dostunu uğurlar gibi. belki de ben öyle anladım, bilmiyorum ama sanırım sadece ben hissedebilirdim o bakışların varlığını.
gitmeye yeltendim yavaşça. ben bir adım attım, o bir adım attı. ben iki adım attım, o üç.. böylece kısa sürecek olan dostluğumuz başlamış oldu. markete kadar gittik birlikte. markette kasayı kapatmak üzere olan abladan rica ettim. cebimde sadece sigaradan arta kalan 4 lira… bir paket salam aldım hemen. tamı tamına yetti param. hemen geçtim bir kenara oturdum aldım onu da yanıma. paketi açmamla yeni bir arkadaşın gelmesi bir oldu. geldi sürtündü bacaklarıma. başını okşadım biraz. gözü elimdeki salamda. beşini bizim oğlana verdim beşini ona. benim oğlum hayırlıydı ama. yemeği bitmesine rağmen ana yola kadar takip etti beni. arkamdan da hoşça kal dedi. gözlerinden okudum ben. bir çocuğa şeker verdiğinizde nasıl bir sevinç ve minnetle bakıyorsa, smoke da öyle bakmıştı bana. giderken de çok sevdiği bir dostunu uğurlar gibi. belki de ben öyle anladım, bilmiyorum ama sanırım sadece ben hissedebilirdim o bakışların varlığını.

devamını gör...
memento mori
rivayet odur ki; roma imparatoru marcus aurelius, savaştan zaferle çıkıp halk arasında zafer turu atarken kulağına bu cümleyi fısıldasın diye bir kölesini görevlendirmişti.
"memento mori, respice postte! hominem te esse memento." / " ölümü unutma. arkana bak! sadece bir insan olduğunu hatırla."
başka bir rivayetle devam eder hikaye; aynı köle bir yandan da imparatorun başının üzerinde ölümü simgeleyen bir defne çelengi tutar.
sanatın da özellikle orta çağ resminin de ana temalarından biridir bu. insanı son bir dansa götüren iskelet figürü ölümün kaçınılmaz olduğunu, tarafsız olduğunu, eşitlikçi olduğunu betimler. burada “danse macabre” / "ölüm dansı" kavramı devreye giriyor. kompozisyonlarda, ölümün dans ederken dahi, yani her zaman ve her yerde gelip bizi bulabileceğine ithafen, kraldan çocuğa, köleden efendiye kadar her kesimden insan, koluna girmiş bir iskelet ile birlikte betimlenir.


rönesans'a geldiğimizde, ölümün hatırlatılması ya da unutulmaması diyelim, daha çok natürmortlarda zemin buluyor. bu tür resimlere vanitas diyoruz, yani memento moriyi, hayatın faniliğini yüzümüze vuran kuru kafa dışında kum saati, kılıç, sürahi/bardak, mum, çalgı ve haritalardan kompoze edilmiş natürmortlar. bu nesnelerin seçilmelerinin şöyle bir nedeni var; zenginlik de, zevk de fani, aslolan ölümün kendisidir.
vanitas, latince bir kelime, ‘kibir’ anlamındaki "vanity" sözcüğünden türetilmiş.


kaynak
kaynak
"memento mori, respice postte! hominem te esse memento." / " ölümü unutma. arkana bak! sadece bir insan olduğunu hatırla."
başka bir rivayetle devam eder hikaye; aynı köle bir yandan da imparatorun başının üzerinde ölümü simgeleyen bir defne çelengi tutar.
sanatın da özellikle orta çağ resminin de ana temalarından biridir bu. insanı son bir dansa götüren iskelet figürü ölümün kaçınılmaz olduğunu, tarafsız olduğunu, eşitlikçi olduğunu betimler. burada “danse macabre” / "ölüm dansı" kavramı devreye giriyor. kompozisyonlarda, ölümün dans ederken dahi, yani her zaman ve her yerde gelip bizi bulabileceğine ithafen, kraldan çocuğa, köleden efendiye kadar her kesimden insan, koluna girmiş bir iskelet ile birlikte betimlenir.


rönesans'a geldiğimizde, ölümün hatırlatılması ya da unutulmaması diyelim, daha çok natürmortlarda zemin buluyor. bu tür resimlere vanitas diyoruz, yani memento moriyi, hayatın faniliğini yüzümüze vuran kuru kafa dışında kum saati, kılıç, sürahi/bardak, mum, çalgı ve haritalardan kompoze edilmiş natürmortlar. bu nesnelerin seçilmelerinin şöyle bir nedeni var; zenginlik de, zevk de fani, aslolan ölümün kendisidir.
vanitas, latince bir kelime, ‘kibir’ anlamındaki "vanity" sözcüğünden türetilmiş.


kaynak
kaynak
devamını gör...
felsefenin doğuşu
felsefenin doğuşu için 2 zorunlu koşul vardır: refah ve merak.
prof. dr. ahmet cevizci şöyle diyor bu konuda:
...her şeyden önce, içinde felsefenin gelişebileceği toplumun belirli ya da yüksek bir refah düzeyine erişmiş olması vazgeçilmez bir şeydir. böyle bir refah toplumunda felsefeyle uğraşacak kişinin, maddi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak yerine, boş zamana sahip olma zorunluluğu vardır...
...öte yandan, kritik zihniyet ve felsefenin doğuşu için gerekli olan ikinci koşul, kişinin merak duyması, kendisine öğretilen ya da sunulanla yetinmeyip, varlıkların, şeylerin niçin oldukları gibi olmaları gerektiğini anlamaya çalışmasıdır...
felsefenin doğuşu için gerekli olan bu iki zorunlu koşuldan ilki çeşitli ticaret yollarının birleştiği bir kavşak olan ve ticaretin yanı sıra tarım ve denizcilik gibi çeşitli yollardan zenginleşmiş olan iyonya medeniyeti için sağlanmıştı. anadolu'nun batı kıyılarında kurulan iyonya medeniyeti güneyde mısır uygarlığı, kuzeyde karadeniz toplulukları, batıda yunan kentleri ve doğuda mezopotamya medeniyetlerinin tam ortası bir konumda yer aldığı için -mecburi olarak- refah içindeydi.
refahın tek başınalığı maalesef felsefenin doğuşu için yeterli değildi. ikinci ve en önemli koşul: merak.
iyonya, bu açıdan da şanslı sayılabilirdi, zira felsefenin temellerini atacak olan bir şehre ev sahipliği yapıyordu: miletos (milet, günümüzde aydın il sınırları içerisinde bulunuyor). tarihin belki de en önemli şehri olan miletos, m.ö. 7. ve 6. yüzyıllarda üç büyük düşünüre ev sahipliği yaptı, sırasıyla: anaximandros, thales ve annaximenes.*
bu üç büyük düşünür, düşünmenin önündeki duvarlarda ilk defa delik açmayı başarmış, tüm insanlığın içinde bulunduğu -adına yaşam denen- bu karanlık odaya ilk ışık hüzmesinin girmesini sağlamışlardı.
tüm insanlığın gözünü kamaştıran bu ışık, insanoğlunun var olanın ötesindekine olan merakının bir sonucu olarak 2500 yılı aşkın süredir içinde bulunduğumuz karanlık odayı aydınlatmaya devam ediyor.
şunu unutmamak gerekir ki bu ışığın ilk vurduğu yerler işe giderken bastığımız toprak, pikniğe gittiğimizde gölgesine oturduğumuz ağaç, sularında yüzdüğümüz deniz, içimize çektiğimiz şu hava idi. bunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlamak için çok geç kalmayız umarım.
prof. dr. ahmet cevizci şöyle diyor bu konuda:
...her şeyden önce, içinde felsefenin gelişebileceği toplumun belirli ya da yüksek bir refah düzeyine erişmiş olması vazgeçilmez bir şeydir. böyle bir refah toplumunda felsefeyle uğraşacak kişinin, maddi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak yerine, boş zamana sahip olma zorunluluğu vardır...
...öte yandan, kritik zihniyet ve felsefenin doğuşu için gerekli olan ikinci koşul, kişinin merak duyması, kendisine öğretilen ya da sunulanla yetinmeyip, varlıkların, şeylerin niçin oldukları gibi olmaları gerektiğini anlamaya çalışmasıdır...
felsefenin doğuşu için gerekli olan bu iki zorunlu koşuldan ilki çeşitli ticaret yollarının birleştiği bir kavşak olan ve ticaretin yanı sıra tarım ve denizcilik gibi çeşitli yollardan zenginleşmiş olan iyonya medeniyeti için sağlanmıştı. anadolu'nun batı kıyılarında kurulan iyonya medeniyeti güneyde mısır uygarlığı, kuzeyde karadeniz toplulukları, batıda yunan kentleri ve doğuda mezopotamya medeniyetlerinin tam ortası bir konumda yer aldığı için -mecburi olarak- refah içindeydi.
refahın tek başınalığı maalesef felsefenin doğuşu için yeterli değildi. ikinci ve en önemli koşul: merak.
iyonya, bu açıdan da şanslı sayılabilirdi, zira felsefenin temellerini atacak olan bir şehre ev sahipliği yapıyordu: miletos (milet, günümüzde aydın il sınırları içerisinde bulunuyor). tarihin belki de en önemli şehri olan miletos, m.ö. 7. ve 6. yüzyıllarda üç büyük düşünüre ev sahipliği yaptı, sırasıyla: anaximandros, thales ve annaximenes.*
bu üç büyük düşünür, düşünmenin önündeki duvarlarda ilk defa delik açmayı başarmış, tüm insanlığın içinde bulunduğu -adına yaşam denen- bu karanlık odaya ilk ışık hüzmesinin girmesini sağlamışlardı.
tüm insanlığın gözünü kamaştıran bu ışık, insanoğlunun var olanın ötesindekine olan merakının bir sonucu olarak 2500 yılı aşkın süredir içinde bulunduğumuz karanlık odayı aydınlatmaya devam ediyor.
şunu unutmamak gerekir ki bu ışığın ilk vurduğu yerler işe giderken bastığımız toprak, pikniğe gittiğimizde gölgesine oturduğumuz ağaç, sularında yüzdüğümüz deniz, içimize çektiğimiz şu hava idi. bunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlamak için çok geç kalmayız umarım.
devamını gör...
kışın güneş gözlüğü takan tip
gözlerinde bir problem olabilir,yada sadece güneş gözlüğü takmayı seviyorda olabilir.karlı günlerde yansıyan gün ve güneş ışığından göz retinasını korumak istiyorda olabilir.çok abartmamak lazım,tercih meselesi.
devamını gör...
üşengeç olmanın faydaları
sen yapıncaya kadar aynı işi birileri yapar ,sen
son anda yapacağın için onlarınn eksiklerini görür ve daha iyisini yaparsın.
son anda yapacağın için onlarınn eksiklerini görür ve daha iyisini yaparsın.
devamını gör...