ne kadar islamı kötülesek te bunu yaratan kişinin ne kadar zeki olduğunu yadırgayamayız.

mesela bir gün kabe yıkılacak ve bu kıyamet alamati gibisinden bişiler vardı. haklı çünkü bir gün insanlar bu safsatayı durdurmak için gidip kabe'yi yıkacaklar. o zaman diyecekler ki " bak peygamberimiz bunu söylemişti kıyamet yakındır ey cemaat-i müslimin!" gibisinden laflar edecekler. e tamam ben de diyorum ki anıtkabir bir gün yıkılacak. ee ben geleceği mi gördüm şimdi? hayır o bir bina ve bir gün yıkılacak.

ahir zaman dediği şey insanların azgınlığın çoğaldığı zamanmış ta kıyamet yakınmış. azgınlık her zaman toplumda vardı. böylece her zamandaki inananlar "bak insanlar terbiyesizleşti gençler dinsizleşiyor ahir zamadayız kıyamet yakındır!" laflarını edecekler. e tabi bilimde ilerleme kat edildikçe dinsizleşme artacak kuzum. bunun kaçarı yok.

bi de evren çok düzenliymiş bunun tesadüfen oluşması imkansızmış. canım birincisi evren sandığın kadar düzenli değil kaos içinde bile denebilir. ama o kadar büyük ki biz bunu hissetmiyoruz bile. ikincisi tanrının varlığı islamın kanıtı değildir bunu o aklına sok. en çok ta bundan müzdaripiz arkadaş adamlar youtubeda kitaplarda islamın gerçek olduğunu anlatmak için tanrının varlığını kanıtlamaya çalışıyorlar. diyelim ki tanrı var. peki bu islamı nasıl kanıtlayacak?

bu ve bunun gibi çok şey var ama ben çok yoruldum. şahsen en az* binlerce inançlı inançsız insanla tartıştım. ben anlatmaktan yoruldum onlar yobazlıktan yorulmadılar. neyse çok ciddi olsun bu yazı biraz cıvıklaştıralım.*
(bkz: yoldaş bizi pavyona götür)

edit 1: alkolik oldum sağolsun. kendisi ondan önceki peygamberlerin aklına gelmeyen dehşet bir şey yapmıştır. diğer tüm peygamberleri kendi dinine eklemek! bir kaç hristiyan arkadaşıma sordum incilde muhammed geçiyor mu diye geçmiyormuş. muhammed kendi mitini çok geliştirmiş ve isa,musa,ibrahim gibilerinin dinlerini de kendine bağlamıştır.
devamını gör...

yazım yayınlanınca, ne güzel yazmışsınız diye yazan dostlar.
sadece gülümsemekle kalmıyorum ağzım kulaklarıma varıyor.
devamını gör...

burak özçivitmiş yok çağataymış pehh... asıl efsane kıvanç tatlıtuğ' dur ve bu konu tartışmaya kapalıdır.
devamını gör...

hayatımı gözden geçirmeme sebep olan başlık. 21 yıllık hayatımda hiç aşık olmadım lisede de olmadım üniversite de olmadım. biraz buruk hissetmeme sebep oldu çünkü ben insanların bu duyguyu bir kere de olsa yaşaması gerekenlere inananlardanım
devamını gör...

bayram şekeri gibi bi yayın oluyor. ama en güzelinden böyle. 90'larda elegan marka olanlar vardı ben onlara bayılırdım mesela, benim için elegan gibi gidiyo şarkılar, sizler için favoriniz neyse o şekerdendir muhtemelen.*

iyi bayramlar.
devamını gör...

"eğer ne istediğini bilmezsen" diyor kapıcı, "bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş."

hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur.

hiçbir zaman halimden memnun olmayayım.

hiçbir zaman kusursuz olmayayım.

kurtar beni, tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan kurtar.
chuck palahniuk (dövüş kulübü), s.47
devamını gör...

köpeklerin sahiplenilmesi ve doğru bir şekilde kısırlaştırılması yapılacak en doğru eylemlerden biridir. böylelikle aç kalan hayvancağızlar kimseye saldırmazlar.eminim ki onlar da bizle uğraşmaya meraklı değildir.
(bkz: nickinin hakkını vermek)
devamını gör...

popüleriteyi 73 yaşında yakalamasına üzüldüğüm, ana akım medyada aynı anda üç eseri yayınlanan yazar.
devamını gör...

kedim.

evde mama kabı hiç boş kalmaz. 5 kişi yemek yiyorsa ayrıca o 5 kişi tabağından alıp alıp et falan uzatıyor buna. kapı açıldığı an şerefsiz usain bolt gibi koşuyor. ışık hızında. bunu bir bacağı olmadığı halde yapıyor. apartman kapısı kapalıysa alt katta yaşayanların kapıyı tırmalayıp onlara açtırıyormuş. eve girmek istediği zaman ise karşı apartmanda yaşayan amcanın kapıyı tırmalıyor. sistemi kurmuş durumda. kediler aleminin aynştaynı.

uzun zamandır haberleri geliyor, mama koyulan her apartmana gidiyormuş tek tek. kadının biri her gün aynı saatlerde mama koyuyormuş, saati biliyor ha bu diyor bana, burada bekliyor, yiyip gidiyor sonra. bi de adamın biri var, o bir başka sahibiymiş. ona da kendini sevdirip ciğer falan yiyip eve geliyor. kahveden gelen koca sanki leş gibi sigara kokuyor eve geldiği zaman. sanki onu değil de o sigara içen adamı okşuyor gibi hissediyorum.

bu kadar aç nasıl oluyor anlamıyorum. geçen kaldırmak istedim, naim süleymanoğlu gibi hissettim kendimi. boyumuz zaten aynı. zorlandım. hani hayvan şekilli biblolar vardır, yerde durur, ulan dersin dur şunu tutup çalayım. kaldıramazsın çünkü ev sahipleri onu yere sabitlemişlerdir ve kameradan gelen geçeni izleyip gülüyorlardır. kedi o hale geldi. kaldıramıyorsun öyle kolay.

ve şaşırıyorum. nasıl bu kadar açsın minik dobillom? bu yeme motivasyonunun sebebi nedir? neden doymuyorsun? duygusal bir açlık mı? kötü bir ebeveyn miyim? nedir yani?

evet iç dökme seansımın sonuna geldim. şu an buradan gidiyorum.
devamını gör...

her ne kadar belli bir gerçekliği olsa da kadere mahkûmiyet anlamında kullanılmaması gereken bir önermedir. kendi coğrafyasına kaderi gibi mahkûm olanlar tarih yapamazlar, değişemezler, ilerleyemezler. değişim süpürgesi, bir zamanlar güç ve dirâyetleriyle dünya sahnesinde toz kaldıran nice esaslı aktörü, hiç farkına varmadan tarihin karanlık dehlizlerine süpürüvermiştir.
devamını gör...

"yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer, çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler"
yaaşlanmayı en iyi tarif eden bu kelimeler isveçli oyun yazarı ve film yönetmeni ingmar bergan'a ait. bir insan yaşlandığı zaman ne arar? stresten uzak huzur arar. büyük metropollerden uzaklaşıp ege' yi tercih etmenin temelinde de bu faktörler yatıyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dünyanın en güzel fiziksel aktivitelerinden biri.* haftanın birkaç günü yüzmek insana o kadar iyi geliyor ki. resmen vücut duruşunuz düzeliyor, güzelleşiyor, yüzünüz gençleşiyor. yüzmek ile aşk yaşıyorum. canım yüzmek. seni seviyorum bebeğim.
devamını gör...

dip dibe evlerin içinde olucak iş değil,arada yanlışlıkla açık kalıyor diye evde kaos yaşanıyor.
devamını gör...

ankara üniversitesi kreiken rasathanesi'nin kurucusu olan hollandalı astronom.

kreiken, ilkokula başladığı fransa, orta ve lise öğrenimini gördüğü hollanda ve daha sonra çeşitli görevlerde çalıştığı endonezya ve liberya gibi çeşitli ülkelerden sonra türkiye'ye geldi ve 1954'te ankara üniversitesi astronomi enstitisü müdürlüğü görevine başladı.

geldiğinde astronomi bölümü, matematik bölümüne bağlıydı ve sadece 5 öğrencisi bulunuyordu. kreiken türk öğrencilerin, diğer ülkelerdeki öğrencilerden çok daha çalışkan ve istekli olduğunu görünce, zamanla sayısı artan bu gençlerden çoğunun yurt dışında doktora yapmasını sağladı.

bir rasathane kurulması fikri de yine onun öncülüğünde çıktı ortaya. ahlatlıbel'de, dönemin maliyet hesabına göre yaklaşık bir milyon lira harcanarak yapılan rasathane, 1963'te faaliyetlerine başladı. tüm gözlem araçları yurt dışından getirildi.

ne yazık ki bundan 1 yıl sonra hayatını kaybeden prof. dr. kreiken'in cenazesi, vasiyeti üzerine istiklal marşı eşliğinde kaldırıldı. yine vasiyeti üzerine, tabutunun üzeri kırmızı ve beyaz karanfillerden bir türk bayrağı ile kaplanmıştı.

1973 yılında, astronomi alanındaki katkıları nedeniyle uluslararası astronomi birliği tarafından ay’daki bir kratere ismi verildi. öncülüğünde kurulan rasathane ise artık ankara üniversitesi kreiken rasathanesi olarak anılıyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anne babamın 32 yıllık evliliğine bakınca, yitirmemem gerektiğini düşünüyorum.*
devamını gör...

kendini seven, kedyleri seven, yemeyi seven, japon yapıştırıcısı hayranı olmasının yanı sıra boş gevgev’i zerre sevmeyen yazar kişisi.

tüm bunlar bir kenara, denizden babası çıksa yermiş. o derece seviyor yani deniz mahsüllerini. deniz atları üzgün. karidesler yasta.

tüm şunlar da bir kenara, iyi yazıyor. hep yazsın.
devamını gör...

insani sigaradan degil paketinden sogutan ayak gorselidir. kuzenim sigarayi aliyor hazir aldigi plastik sigara kutusuna koyuyor mesela. hos duruyormus. demokraside careler tukenmez.
devamını gör...

benim için bomboş bir küme olan durum.
ya çok ılımlıyım ya da çok umursuz. her şey mümkün.
devamını gör...

19. yüzyılın ortalarında yapıldığı düşünülen ve milanolu ünlü heykeltraş giovanni strazza'ya ait sanat eseridir.pek çok ismi bulunsa da özellikle 'duvaklı bakire heykeli' olarak bilinmekte ve hz.meryem'i tasvir etmektedir. bu heykeldeki en ünlü ve göze çarpan nokta her ne kadar gerçek sanılacak denli mükemmel bir işçilikle oyulmuş peçesi olsa da bu heykelin detayında pek çok müthiş nokta bizi beklemektedir.öncelikle duvaklı bakire'nin yüzüne baktığımızda onun anatomik açıdan ne kadar detaylı ve gerçekçi bir tasvir olduğunu görmekteyiz.o,gözlerini kapatmış, başını oldukça zarif bir açıyla eğmiş halde huşu içerisinde dua etmekte veya -bizlerin öyle düşünmekte pek bir ısrarcı olduğumuz şekilde- birçok zamanlar yaptığı gibi yine kederli bir anını yansıtmaktadır bizlere.

aslında duvaklı heykeller strazza dışında birçok yetenekli sanatçı tarafından tercih edilmiş bir figürdür. bunun sebebi elbette ki yekpare mermerlere burgulu ve gerçekçi bir örtü görünümünü verebilmek için cidden büyük bir yeteneğe sahip olunması gerekliliğidir. bu da bir sanatçının sahip olduğu mahareti doğrudan gösterebilmesi için harika bir yoldur.zaten tam olarak bu sebepten dolayıdır ki italyan rönesansı haricinde antik yunan hellenistik dönemi'nde de duvaklı kadın büstleri oldukça rağbet görmüştür. her iki dönemde de bu eserleri oyabilmek için en uygun mermerin, üst düzey kaliteye sahip karara mermeri olduğu kabul edilmiştir.

bu heykeldeki bir başka zorluk, ıslak giysi görünümü taşımasıdır. bu görünümü verebilmek de büyük maharet istemekte, kökeninde de elbette hellenistik döneme ait izler yer almaktaysa da aslında bu örtünün biraz daha derin bir sembolik anlamı vardır. o dönemlerde italya siyasi bütünlüğünü sağlamaya başlamış, buna da 'risorgimento' veya 'yeniden diriliş' adı verilmişti. strazza ve onun çağdaşı olan bazı sanatçılar, böyle semboller kullanarak risorgimento'ya karşı olduklarını dile getirmek istemişlerdir. ancak bu da bazı soruların oluşmasına sebep olmuştur. yani strazza'nın herhangi bir dini inancı yoktur ve neden meryem ana'nın tasvirini yapmayı tercih etmiştir? ve neden o dönemdeki siyasi-milli bir sembolü bu katolik ikonla birleştirmeyi uygun bulmuştur? buna verilen cevaplardan bazıları bunun strazza'nın değerlerine olan bağlılığıyla ilgisi olduğunu söyler.

bu ölümsüz tasvir, kanada new foundland'de yer alan saint john's katedralinin bulunduğu yerde sergilenmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

veiled virgin'den sonra pek çok yarı-saydam peçe örtüsüyle tasvir edilmiş heykel ortaya çıkarılmıştır. fakat nedense bana bu heykellerde hep bir şeyler eksikmiş,sanki heykeltraş işini tam bitirmemiş ve geri dönüp heykeli üzerinde biraz daha çalışarak bu eksiği tamamlamaya çalışacakmış gibi gelir. kısacası, insanlığın kalbinde 'peçeli meryem heykeli' farklı bir yere sahiptir ve fikrimce daima öyle kalacaktır.

*benim için de veiled virgin'in yeri çok başkadır. onun karakalem replikasını çizmiş ve daima başucumda tutmuşumdur. sık sık hayranlıkla izlemekteyimdir kendisini. bu kadar huzurlu ve huşu içerisinde oluşuna daima imrenmişimdir. o, sessiz haliyle bana pek çok öğüt vermekte, harika bir numune oluşturmaktadır.

kaynağım buradadır;
www.sanatlaart.com/zarif-19...
orijinal kaynağı orijinal dilinde okumak isteyenler böyle buyrun;
mymodernmet.com/the-veiled-...


not: bu hikaye için nezaket yüklü ısrarlarını belirten evernevergreen'e çokça sevgiler.çok beklettim kendisini bu hikayenin tanımını yapabilmek için,farkındayım. fazla yeşillenmemiş ama bolca çiçek açmıştır diye umuyorum*.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim