3 aralık 2020 kendi tanımımı beğenememem rezaleti
çok saçma bir durum. ben zaten kendim beğenmediğim şeyi niye paylaşayım kardeşim?.
devamını gör...
yazarların sevilmeme nedenleri
buraya yazılmasının beklenmesine şaşırdığım nedenlerdir. bir insanın sevilmemesinin tonlarca nedeni vardır. ha sakın yanlış anlamayın bu nedenler sevilmeyen kişinin kötü hasletleri değil, diğer insanların onu sevmemek için ürettiği bahanelerdir. devir öyle bir devir ki kimsenin içinde sevgi namına bir kırıntı dahi kalmamış. çoğunluğun içi pas, gözleri vel fecir. sevebilen insanlara tutunmak gerek. görebilen insanlara tutunmak gerek.
devamını gör...
kendine ait bir oda
virginia woolf’un insanı düşüncelere gark eden kitabıdır.
herkesin ihtiyacı var kendine ait bir odaya. ama (bkz: özdemir asaf’)ın dediği gibi “ kime sorsan evinde bir oda eksik.” bulamıyoruz o odayı bir türlü. oda sanki kırk odanın kırkıncısı, açsak kapıyı her şey alt üst olacak. arayıp duruyoruz kendimize ait bir oda. ne yapacağız sanki bulsak? belki kafa dinleyeceğiz biraz, belki kendi kendimize konuşmaya ihtiyacımız var deli sayılmadan, belki sadece huzur içinde uyumaya çalışacağız. belki de bizi bir türkü kabullenmeyen topluma inat olsun diye yazacağız.
virginia woolf yazmış. anlatmış her şeyi. kendine ait odayı belki de nehre kendini bıraktığında buldu güzeller güzeli virginia. bilmiyoruz huzurlu mu ama biz okurken huzursuz oluyoruz onu, çünkü çok suçluyuz ona karşı.
herkesin ihtiyacı var kendine ait bir odaya. ama (bkz: özdemir asaf’)ın dediği gibi “ kime sorsan evinde bir oda eksik.” bulamıyoruz o odayı bir türlü. oda sanki kırk odanın kırkıncısı, açsak kapıyı her şey alt üst olacak. arayıp duruyoruz kendimize ait bir oda. ne yapacağız sanki bulsak? belki kafa dinleyeceğiz biraz, belki kendi kendimize konuşmaya ihtiyacımız var deli sayılmadan, belki sadece huzur içinde uyumaya çalışacağız. belki de bizi bir türkü kabullenmeyen topluma inat olsun diye yazacağız.
virginia woolf yazmış. anlatmış her şeyi. kendine ait odayı belki de nehre kendini bıraktığında buldu güzeller güzeli virginia. bilmiyoruz huzurlu mu ama biz okurken huzursuz oluyoruz onu, çünkü çok suçluyuz ona karşı.
devamını gör...
kapitalizm
yok etmek için var eden sistem
devamını gör...
burçlara inanan insan
fala inanma falsız da kalma gibi bir şeydir benim için burçlar..
devamını gör...
27 mart 2021 hamile çocuğun dini nikahlı eşi tarafından öldürülmesi
başlığı okurken neye üzüleyim bilemedim. 2021 yılında olmamıza rağmen hala bir sürü kadın cinayeti olmasına mı, öldürülen 17 yaşında hamile bir çocuk olmasına mı, dini nikahlı eşi tarafından katledilmesine mi.. kaç defa daha yeter dememiz lazım.. ne yapmamız lazım bunların bitmesi için..artık masumlar ölmesin..zarar görmesin.
devamını gör...
avustralya'da her yeri saran örümcek ağları
konu hakkında uzmanların normal dediği bir olayı, bizim herbokologlarımızın deveye bağlamasına şaşırtmayan ağlardır.
tabii ki o develer fare ve örümcekleri yiyip dengeyi sağlıyordu, eved...
kaynaktaki yorumlarda da deve sevicileri görmek mümkün...
tabii ki o develer fare ve örümcekleri yiyip dengeyi sağlıyordu, eved...
kaynaktaki yorumlarda da deve sevicileri görmek mümkün...
devamını gör...
kozmik ufuk
en basit tanımıyla gözlemlenebilir evrenin sınırı.
normalde ufuk dediğimiz yer, görüş açımızın sınırıdır. burada da aynı tanım geçerli. evrende herhangi bir yöne doğru baktığımızda, belirli bir mesafenin ötesini göremiyoruz. o mesafeyi belirleyen şey de evrenin genişleme oranı ve ışık hızı.
evren sürekli genişleme halinde. ışığın hızı ise sonlu bir değere sahip. yani çok uzaktaki bir cisimden çıkan ışığın bize kadar ulaşması için bir süre gerekiyor. genişlemeyle birlikte uzaklıklar da arttığı için, gereken bu süre gittikçe uzuyor. bu durum, bir noktadan sonra artık bazı cisimlerin ışığının bize ulaşmasının mümkün olmadığı, yani onları göremeyeceğimiz anlamına geliyor ki işte kozmik ufuk dediğimiz yer de cisimleri görememeye başladığımız o noktaları ifade ediyor.
normalde ufuk dediğimiz yer, görüş açımızın sınırıdır. burada da aynı tanım geçerli. evrende herhangi bir yöne doğru baktığımızda, belirli bir mesafenin ötesini göremiyoruz. o mesafeyi belirleyen şey de evrenin genişleme oranı ve ışık hızı.
evren sürekli genişleme halinde. ışığın hızı ise sonlu bir değere sahip. yani çok uzaktaki bir cisimden çıkan ışığın bize kadar ulaşması için bir süre gerekiyor. genişlemeyle birlikte uzaklıklar da arttığı için, gereken bu süre gittikçe uzuyor. bu durum, bir noktadan sonra artık bazı cisimlerin ışığının bize ulaşmasının mümkün olmadığı, yani onları göremeyeceğimiz anlamına geliyor ki işte kozmik ufuk dediğimiz yer de cisimleri görememeye başladığımız o noktaları ifade ediyor.
devamını gör...
i am melting lannn melting
bi dakika susun dedim eksik var... sayıyorum sayıyorum hep aynı.. aha dedim online butonunu en uzun imgesi aramızda yok. tıklayıp sayfasına bi baktım ki ne göreyim: melting gitmiş. evet evet gitmiş. nerde bu kız çabuk söyleyin. o değil daha onunla gif savaşları yapacaktık...
neyse efenim, bu, bu kızın nickaltını ilk işgal edişim. umarım sağlık problemi ya da daha başka yaşamsal problemler yüzünden gitmemiştir ve kısa sürede aramıza döner. zira tanımlarını okumayı ve siteyi doldurmasını özledim....
ve bu da gifim:
neyse efenim, bu, bu kızın nickaltını ilk işgal edişim. umarım sağlık problemi ya da daha başka yaşamsal problemler yüzünden gitmemiştir ve kısa sürede aramıza döner. zira tanımlarını okumayı ve siteyi doldurmasını özledim....
ve bu da gifim:
devamını gör...
zagor
darkwood'un ve gönlümüzün efendisi baltalı ilah. onu diğer fumetti karakterlerinden ayıran en önemli özelliği, zorunlu olmadıkça insan dahil hiçbir canlıya zarar vermemesidir. diğer fumettilerde genelde kızılderililer vahşi, laftan anlamaz ve hep düşman olarak anlatılmasına karşın, zagor'da onlara gereken saygı ve sevgi gösterilir. zagorumuz adeta "iyi ya da kötü ırk yoktur, iyi yahut kötü insan vardır" şiarıyla hareket eder. yeri geldiğinde kanun uygulayıcı askerlere de, savcılara da postasını koyar. hatta bir macerasında, yanlış anımsamıyorsam birleşik devletler başkanına bile posta koymuştur.
zagorumuzun beni en çok şaşırtan bir özelliği de yaz-kış hiç değiştirmediği g.tü yamalı pantelonudur. bu pantelon 60 yıldır değişmedi neredeyse. ha içinizden biri de çıkıp "adamın gardırobunda belki aynısından onlarca pantulu vardır" diyebilir. ama onun yaşadığı bataklıktaki kulübesinde böyle imkanların olmadığını her zagorcu bilir. gene de bazı maceralarında dışarısı kar kıyamet iken sırtına bir gocuk geçirmişliği vardır. anlayın ki dışarısı en az -40 derecedir. (daha azında zagor üşümez zira)
bütün çizgiroman kahramanlarında olduğu gibi onun da pek çok dostu ve düşmanı vardır. en belalısı profesör hellingen'dir. adam kaç kere öldü, kaç kere dirildi unuttum ben. onunla olan maceraları genelde sürreal bir atmosferde geçer.
zagor'un birbirinden güzel, ateşli-yanarlı dönerli pek çok sevgilisi vardır

ama içlerinde bence en özeli elettra warton'dur. trajik bir şekilde hayatını kaybeden elettra, aklıma geldikçe içim cız eder.

zagor anlatmakla bitmez. aklıma gelince gene yazarım buraya.
edit: görsellerin linkleri güncellendi.
zagorumuzun beni en çok şaşırtan bir özelliği de yaz-kış hiç değiştirmediği g.tü yamalı pantelonudur. bu pantelon 60 yıldır değişmedi neredeyse. ha içinizden biri de çıkıp "adamın gardırobunda belki aynısından onlarca pantulu vardır" diyebilir. ama onun yaşadığı bataklıktaki kulübesinde böyle imkanların olmadığını her zagorcu bilir. gene de bazı maceralarında dışarısı kar kıyamet iken sırtına bir gocuk geçirmişliği vardır. anlayın ki dışarısı en az -40 derecedir. (daha azında zagor üşümez zira)
bütün çizgiroman kahramanlarında olduğu gibi onun da pek çok dostu ve düşmanı vardır. en belalısı profesör hellingen'dir. adam kaç kere öldü, kaç kere dirildi unuttum ben. onunla olan maceraları genelde sürreal bir atmosferde geçer.
zagor'un birbirinden güzel, ateşli-yanarlı dönerli pek çok sevgilisi vardır

ama içlerinde bence en özeli elettra warton'dur. trajik bir şekilde hayatını kaybeden elettra, aklıma geldikçe içim cız eder.

zagor anlatmakla bitmez. aklıma gelince gene yazarım buraya.
edit: görsellerin linkleri güncellendi.
devamını gör...
pasif agresif kişilik bozukluğu
her zaman mazereti olan, işi yokuşa süren yapıda tutum seyreden, ayak direyici yapıda kişilerde görülen psikiyatrik hastalıktır.
genellikle ağırdan alan bir yapıya sahiptirler.
bir ricada bulunulduğunda kabul etse bile tam olarak yapmaz,yaparsa da genellikle düzgün yapmazlar.
bunun için çeşmeye gitmem demez ama testiyi kırar getirir sözü tam olarak bu kişilik bozukluğunu tarif ediyor desek yanlış olmaz.
genellikle ağırdan alan bir yapıya sahiptirler.
bir ricada bulunulduğunda kabul etse bile tam olarak yapmaz,yaparsa da genellikle düzgün yapmazlar.
bunun için çeşmeye gitmem demez ama testiyi kırar getirir sözü tam olarak bu kişilik bozukluğunu tarif ediyor desek yanlış olmaz.
devamını gör...
işsiz bırakan bölümler
bırakmayanları saysak daha kısa sürerdi diye düşünüyorum.
devamını gör...
j eğrisi
devalüasyon sonucu döviz kurunun yükseltilmesine karşılık, ülkenin net ihracat gelirlerinin önce azalacağını ve belli bir dönemden sonra (genellikle 2 yılın üzerinde) artacağını gösteren eğridir.
devamını gör...
ilk kez yapıldığında acı veren sonradan keyif veren şeyler
sade soda içmek.
insan sade sodayı bitirebildiği gün büyüyor yeğeen.
insan sade sodayı bitirebildiği gün büyüyor yeğeen.
devamını gör...
türkiye tarımını birinci sıraya yükselten sizlersiniz
zaytung haberi zannedilen iddiadır.
devamını gör...
musicbuddy
gökhan türkmen - yan sen.
devamını gör...
durduk yere insanı mutlu eden şeyler
bazen keyifsiz bir şekilde bankta oturursunuz sonra yanınıza bir kedi sokulur, bir köpek gelir başını okşatır ya da gelir birkaç kuş kırıntı atmanız için ayakkabılarınızı gagalar. hah işte o an.
devamını gör...
fakirleri sevindiren olaylar
metrobüste oturmak. köprüden geçerken hele insan şöyle bir denize bakar ve fakirliğini elbette unutur.
devamını gör...

