epidemiyoloji
epidemiyoloji, toplumdaki hastalık ve sağlıkla ilgili durumların dağılımlarını, görülme sıklıklarını ve bunların nedenlerini inceleyen bir bilim dalıdır. sağlığı geliştirmek ve hastalıkları azaltmak için sağlık bilgilerini toplamayı, yorumlamayı ve kullanmayı amaçlar. epidemiyoloji kelimesi kökenini yunanca'dan almıştır.
devamını gör...
cereyan-ı tehlike-i vuku
“ bir tehlikenin ortaya çıkması halinde” anlamına gelen sözdür.
eğer gizli bir görevdeyseniz tehlike anlarında, görevi zor sokacak ya da görevin iptaline neden olacak anlarda bir plana ihtiyacınız vardır.
görevin başarısı için tehlike anında yapılması gereken şey ya da şeyler önceden planlanmalı ve gerekiyorsa eğer, yeterli oranda temrin yapılmalıdır. çünkü bekçi mürtezanın torunları olan bizler için vazife her şeyden üstündür ve öyle de olmalıdır.
yapılan bu acil durum planlarının en önemli özelliği ise riskli olmalarıdır. çünkü bu planların sonunda planı uygulayan kişi veya kişiler fedakarlık göstermek zorundadır. ve bu fedakarlık bu kişilere fiziksel bir zarar verebilir.
o yüzden vazifeyi başarıya ulaştıracak bu plan için gözü budaktan sakınmamak gerekir. konu elbette sadece göz değildir.
bu sözü ve devamını cem yılmaz’ın yahşi batı filminde duyduk. aziz vefa ve lemi galip elmas ve bin doları kaybetmemek için bu sözü şiar edinir. ve en azından biri emirleri yerine getirir: cereyan-ı tehlike-i vuku emanetlerin mabadına duhulü.
eğer gizli bir görevdeyseniz tehlike anlarında, görevi zor sokacak ya da görevin iptaline neden olacak anlarda bir plana ihtiyacınız vardır.
görevin başarısı için tehlike anında yapılması gereken şey ya da şeyler önceden planlanmalı ve gerekiyorsa eğer, yeterli oranda temrin yapılmalıdır. çünkü bekçi mürtezanın torunları olan bizler için vazife her şeyden üstündür ve öyle de olmalıdır.
yapılan bu acil durum planlarının en önemli özelliği ise riskli olmalarıdır. çünkü bu planların sonunda planı uygulayan kişi veya kişiler fedakarlık göstermek zorundadır. ve bu fedakarlık bu kişilere fiziksel bir zarar verebilir.
o yüzden vazifeyi başarıya ulaştıracak bu plan için gözü budaktan sakınmamak gerekir. konu elbette sadece göz değildir.
bu sözü ve devamını cem yılmaz’ın yahşi batı filminde duyduk. aziz vefa ve lemi galip elmas ve bin doları kaybetmemek için bu sözü şiar edinir. ve en azından biri emirleri yerine getirir: cereyan-ı tehlike-i vuku emanetlerin mabadına duhulü.
devamını gör...
türkiye uzay ajansı
2021 yılı için kendisine ayrılan bütçe (yaklaşık 38 milyon türk lirası), diyanet işleri başkanlığı'na ayrılan bütçenin (yaklaşık 13 milyar türk lirası) neredeyse 340'ta 1'idir.
yani dib'in bütçesiyle; mesela asteroit madenciliği üzerine çalışması gereken, uluslararası uzay istasyonu'nda çalışmak üzere türk astronot yetiştirmesi gereken, bir an önce milli uzay programı'nı* başlatıp olabildiğince hızlı sürdürerek ve geliştirerek dünyanın trendlerini yakalaması gereken kurumdan tam 340 tane kurulabiliyor (ya da yürütülebiliyor).
güzel.
---
türkiye uzay ajansı'nın bütçesini bulduğum kaynak: anadolu ajansı
dib'in bütçesini bulduğum kaynak: evrensel
yani dib'in bütçesiyle; mesela asteroit madenciliği üzerine çalışması gereken, uluslararası uzay istasyonu'nda çalışmak üzere türk astronot yetiştirmesi gereken, bir an önce milli uzay programı'nı* başlatıp olabildiğince hızlı sürdürerek ve geliştirerek dünyanın trendlerini yakalaması gereken kurumdan tam 340 tane kurulabiliyor (ya da yürütülebiliyor).
güzel.
---
türkiye uzay ajansı'nın bütçesini bulduğum kaynak: anadolu ajansı
dib'in bütçesini bulduğum kaynak: evrensel
devamını gör...
le cola'yı fransız markası zannedip isyan başlatmak
genelde şöyle tepkilere sebep olabilen şey.
devamını gör...
saniye
dakikanın yavrusu.
devamını gör...
sözlüğe her yazar veda edişinde bir meleğin ölmesi
öyle güzel tasvir edilmiş ki, bir melek öldüresim geldi.
oyuna gelmeyeceğim ama.
oyuna gelmeyeceğim ama.
devamını gör...
mevlana sözleri
“istediğin bir şey oluyorsa bir hayır, olmuyorsa bin hayır ara.”
devamını gör...
rte'yi sevmeyip köprüsünü tünelini kullanan tip
erdoğan’ın köprüleri emine hanımın bileziklerini satarak yaptığını öğrendiğim başlık. yandaş firmalara milyar dolarlık geçiş garantisi ile yaptırmamışlar mıydı? hani tutturulamadığı için her ay cebimizden geçmediğimiz halde milyon dolar alan geçiş garantisi var ya bildin mi onu? heh aferin sana güzel tip.
edit: sanırım arkadaşımız ironi yapıyormuş. kusura bakmasın. malum kitlenin eğitim seviyesini düşününce ironi mi yapıyorlar yoksa ciddiler mi kestiremiyorum.
edit: sanırım arkadaşımız ironi yapıyormuş. kusura bakmasın. malum kitlenin eğitim seviyesini düşününce ironi mi yapıyorlar yoksa ciddiler mi kestiremiyorum.
devamını gör...
2020 yılına söylenebilecek tek söz
sadece 2020 değil tüm geçen yıllara edeceğim bir kelime var boşluk.
devamını gör...
evlilerin boşananları kıskanması
neyini kıskanıyorlar acaba diye sorarım. adamın veya kadının yıllarca emek verip bir yere getirdiği birliktelik, şu veya bu sebeple bitmiş.
sonuçta ortaya tatsızlık, pişmanlık, boşa geçen yıllar gibi yıpratıcı duygular kalmıştır. bu hemen atlatılabilecek bir durum da değildir ayrıca.
allah kimseyi gördüğü günden geri koymasın...
sonuçta ortaya tatsızlık, pişmanlık, boşa geçen yıllar gibi yıpratıcı duygular kalmıştır. bu hemen atlatılabilecek bir durum da değildir ayrıca.
allah kimseyi gördüğü günden geri koymasın...
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
cem adrian & hande mehan
"sen benim şarkılarımsın"
"sen benim şarkılarımsın"
devamını gör...
bilerek reklamlara tıklayan yazar
benim. sözlük reklam alır almaz bu hareketi yapacağım.
adam gibi adamım. ben gibi üç beş yazar bilerek reklamlara tıklasa. adblock kapatsa bu devran döner.
adam gibi adamım. ben gibi üç beş yazar bilerek reklamlara tıklasa. adblock kapatsa bu devran döner.
devamını gör...
felsefi zombi
bir kişinin davranışlarının, onun geçmiş tecrübeleriyle şekillendiği fikrini benimseyen felsefi öneriye karşı geliştirilen düşünce deneyine konu olan kurgusal kişiler. f-zombi olarak da bilinirler.
bir f-zombi, mesela bir yerini kestiğinde herkes gibi tepki verse de aslında acıyı hissetmez. davranışları başka insanlarınkinden farklı değildir, ama aslında insanların hissettiklerini hissetmez. materyalistler tarafından böyle bir figürün gerçek olma olasılığının yokluğu öne sürülür. ancak fikri savunanlara göre ise f-zombiler gayet mantık dahilinde ve olası bir prototiptir.
başlıca 3 tip f-zombi vardır:
- davranışsal zombi: davranışsal olarak sıradan bir insandan ayırt edilemezler.
- ruhsuz zombi: bilinçsel tecrübeden yoksundurlar.
- nörolojik zombi: insan beynine sahiptirler ve psikolojik olarak insanlardan ayırt edilemezler.
bu tür bir düşünce deneyinin neye yaradığını sorgulayanlar olacaktır haklı olarak. bu, insanların olduğundan farklı görünmesinden çok, insan görünümünde tasarlanan yapay zekâları, eğer onlara insani tepkileri taklit etmelerini söyleyen kodlar yazılırsa, gerçek insanlardan nasıl ayırt edebileceğimizle ilgili olarak ele alınabilir. ancak yanıt şu an için maalesef "ayırt edemeyiz" şeklinde.
bir f-zombi, mesela bir yerini kestiğinde herkes gibi tepki verse de aslında acıyı hissetmez. davranışları başka insanlarınkinden farklı değildir, ama aslında insanların hissettiklerini hissetmez. materyalistler tarafından böyle bir figürün gerçek olma olasılığının yokluğu öne sürülür. ancak fikri savunanlara göre ise f-zombiler gayet mantık dahilinde ve olası bir prototiptir.
başlıca 3 tip f-zombi vardır:
- davranışsal zombi: davranışsal olarak sıradan bir insandan ayırt edilemezler.
- ruhsuz zombi: bilinçsel tecrübeden yoksundurlar.
- nörolojik zombi: insan beynine sahiptirler ve psikolojik olarak insanlardan ayırt edilemezler.
bu tür bir düşünce deneyinin neye yaradığını sorgulayanlar olacaktır haklı olarak. bu, insanların olduğundan farklı görünmesinden çok, insan görünümünde tasarlanan yapay zekâları, eğer onlara insani tepkileri taklit etmelerini söyleyen kodlar yazılırsa, gerçek insanlardan nasıl ayırt edebileceğimizle ilgili olarak ele alınabilir. ancak yanıt şu an için maalesef "ayırt edemeyiz" şeklinde.
devamını gör...
bir kadının sustuğu an
susuyorum, ne yazık ki bitmesinin eşiğindeyim.
devamını gör...
asılı tabutlar
filipinler'de ıgorot kabilesi 2000 yıllık bir geleneği hala sürdürüyor. burada yaşlılar kendi tabutlarını hazırlıyor ve tabutlar gömülmek yerine uçurumda asılı bırakılıyor.cenazelerin yükseğe asmakla onların cennete daha yakın olacakları düşünülüyor. ayrıca cesetlerin vahşi hayvanlar, deprem veya seller tarafından zarar görmesini önlemek düşüncesiyle de böyle bir uygulamaya gidildiği sanılıyor.

www.bbc.com/turkce/vert-tra...

www.bbc.com/turkce/vert-tra...
devamını gör...
günün sosyal medya ünlüsü
28 ocak 2021 günün ünlüsü yazarımız haklıyım ama mutlu değilim oluyor.
instagram postumuz
twitter postumuz
instagram postumuz
twitter postumuz
devamını gör...
555k
cemal süreya şiiridir.
...
"iktidarın baskılarından bunalan gençlik, 5 mayıs’ta bir protesto gösterisi yapmayı kararlaştırır. eylemin parolası “555k”, kulaktan kulağa fısıldanarak yaygınlaştırılır. parola, “5’inci ayın 5’inci günü saat 5’te kızılay’da” demektir. o gün çok büyük bir gösteri gerçekleşir.
başbakan adnan menderes, öfkeli kalabalığın elinden güçlükle kurtarılır ve bir gazetecinin otomobiline bindirilerek alandan kaçırılır…
cemal süreya, yedek subay olarak içinde yer aldığı bu olayın şiirini yazar ve papirüs dergisinin ilk sayısında “555k” adıyla yayımlar:"
şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
bir karasevda halinde söylemektedir:
görmeğe alıştığımız nice yazlar
kimleri alıp götürdüler ama kimleri
karanfil bıyıklı genç teğmenleri
ak saçlı profesörleri, öğrencileri
adları şuramıza işlemektedir
ah dayanmaz dayanmaz bakmaya gözler
bir karasevda halinde söylemektedir
şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
şimdi erzurum’da çift sürenlerin
geçit vermez kaşlarının altında
derindir, ıssızdır, korkunçtur gözleri
sabanın demiri girdikçe toprağa
hınçlarını gömmektedir içine yerin.
çünkü millet hayınları ankaralarda
çünkü izmirlerde, çünkü istanbullarda
çünkü başka yerlerinde memleketin
kanına girdiler masum gençlerin
işte onun için karanlıktır gözleri
şimdi erzurum’da çift sürenlerin.
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
gündüzü kısalttılar geceyi uzattılar
şimdi acının ve hüznün göklerinde
umudun yıldızı sarı yıldız mavi yıldız
uykumuzun bir ucunda bombalar
bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar
ingiliz usulü piyade tüfekleriyle
insanca yaşamanın onuru arasında
milletcek bir gidip bir geliyoruz
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
şimdi ay doğar bulutlar arasından
kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri
hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
cebren ve hile ile haklarımızı alan
zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
türküleri duyuyor musunuz nice derin
yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
karanlığı tutuşturup bir köşesinden
geceyi gündüze çevirenlerin
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
(papirüs, ağustos 1960)
kaynak
eniyisipencere ukdesi.
...
"iktidarın baskılarından bunalan gençlik, 5 mayıs’ta bir protesto gösterisi yapmayı kararlaştırır. eylemin parolası “555k”, kulaktan kulağa fısıldanarak yaygınlaştırılır. parola, “5’inci ayın 5’inci günü saat 5’te kızılay’da” demektir. o gün çok büyük bir gösteri gerçekleşir.
başbakan adnan menderes, öfkeli kalabalığın elinden güçlükle kurtarılır ve bir gazetecinin otomobiline bindirilerek alandan kaçırılır…
cemal süreya, yedek subay olarak içinde yer aldığı bu olayın şiirini yazar ve papirüs dergisinin ilk sayısında “555k” adıyla yayımlar:"
şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
bir karasevda halinde söylemektedir:
görmeğe alıştığımız nice yazlar
kimleri alıp götürdüler ama kimleri
karanfil bıyıklı genç teğmenleri
ak saçlı profesörleri, öğrencileri
adları şuramıza işlemektedir
ah dayanmaz dayanmaz bakmaya gözler
bir karasevda halinde söylemektedir
şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
şimdi erzurum’da çift sürenlerin
geçit vermez kaşlarının altında
derindir, ıssızdır, korkunçtur gözleri
sabanın demiri girdikçe toprağa
hınçlarını gömmektedir içine yerin.
çünkü millet hayınları ankaralarda
çünkü izmirlerde, çünkü istanbullarda
çünkü başka yerlerinde memleketin
kanına girdiler masum gençlerin
işte onun için karanlıktır gözleri
şimdi erzurum’da çift sürenlerin.
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
gündüzü kısalttılar geceyi uzattılar
şimdi acının ve hüznün göklerinde
umudun yıldızı sarı yıldız mavi yıldız
uykumuzun bir ucunda bombalar
bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar
ingiliz usulü piyade tüfekleriyle
insanca yaşamanın onuru arasında
milletcek bir gidip bir geliyoruz
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
şimdi ay doğar bulutlar arasından
kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri
hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
cebren ve hile ile haklarımızı alan
zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
türküleri duyuyor musunuz nice derin
yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
karanlığı tutuşturup bir köşesinden
geceyi gündüze çevirenlerin
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
(papirüs, ağustos 1960)
kaynak
eniyisipencere ukdesi.
devamını gör...
bir ilkbahar sabahı
samime sanay 'ın da çok güzel seslendirdiği bir eserdir. hüzünlü bir şarkı. zamansız dinlememek lazım...
devamını gör...
termodinamiğin sıfırıncı yasası
sıcaklığın ölçülebilir bir değer olduğunu kanıtlamak için kullanılan yasadır efem. denge kanunu olarakta bilinir.
sadece birbiri ile etkileşen yalıtılmış bir kaptaki iki cisim düşünelim… bu iki cisim birbirleriyle iletişim halinde olmasalar bile; biri odaya ısı verecek, biri alacak vss.. ısı, farklı sıcaklıktaki iki cisim arasında enerji değişimidir.dolayısı ile bu iki cisim arasında bir ısı alışverişi oluyorsa bu iki cisim ısıl temastadır…
bu iki cisim birbirleriyle ısı alışverişi yapmıyorsa bu iki cisim enerji transferi gerçekleştirmiyordur. yani ısıl dengeyi bulmuşlardır.
bununla n'aparız? sıcaklığı tanımlarız..
yasa size derki ;
• sıcaklık geçişlidir..
• sıcaklığı üçüncü bir sistem sayesinde ölçebilirsiniz…
şimdi efenim termodinamik yasaları ;ısı ve iş transferlerinin yapısını açıklamaya çalışır...
birinci yasa;enerji vardan yok yoktan var edilemez der....yani enerjinin korunumundan bahseder..
ikinci yasa ise; hiç bir sistemin verimi 1 den büyük olamaz der ...
şimdi bu iki yasa sisteme verilen enerjilerden ve bu enerjilerin verimlerinden bahsederken, bunları araştırırken; ralph h. fowler denilen bir adam 1931 yılında hele durun kardeşim. enerji alıp vermeyi, sisteme iş yaptırmayı vss açıklıyorsunuzda. daha siz ısıl denge, ısıl temas nedir bunu açıklamamışsınız diyor. ve bunla ilgili ve kaşla göz arasında bir makale patlatıyor. sonra diğerleri düşünüyor: .''yaav hee ... biz bu kadar kapsamlı uğraşlara girdik, bunu yazmayı da akıl edemedik. eh bizimkilerden daha temel bir yasa sonuçta. tamam o zaman buda 'sıfırıncı' yasa olsun bitsin...'' deniliyor.
olay bundan ibaret..
sadece birbiri ile etkileşen yalıtılmış bir kaptaki iki cisim düşünelim… bu iki cisim birbirleriyle iletişim halinde olmasalar bile; biri odaya ısı verecek, biri alacak vss.. ısı, farklı sıcaklıktaki iki cisim arasında enerji değişimidir.dolayısı ile bu iki cisim arasında bir ısı alışverişi oluyorsa bu iki cisim ısıl temastadır…
bu iki cisim birbirleriyle ısı alışverişi yapmıyorsa bu iki cisim enerji transferi gerçekleştirmiyordur. yani ısıl dengeyi bulmuşlardır.
bununla n'aparız? sıcaklığı tanımlarız..
yasa size derki ;
• sıcaklık geçişlidir..
• sıcaklığı üçüncü bir sistem sayesinde ölçebilirsiniz…
şimdi efenim termodinamik yasaları ;ısı ve iş transferlerinin yapısını açıklamaya çalışır...
birinci yasa;enerji vardan yok yoktan var edilemez der....yani enerjinin korunumundan bahseder..
ikinci yasa ise; hiç bir sistemin verimi 1 den büyük olamaz der ...
şimdi bu iki yasa sisteme verilen enerjilerden ve bu enerjilerin verimlerinden bahsederken, bunları araştırırken; ralph h. fowler denilen bir adam 1931 yılında hele durun kardeşim. enerji alıp vermeyi, sisteme iş yaptırmayı vss açıklıyorsunuzda. daha siz ısıl denge, ısıl temas nedir bunu açıklamamışsınız diyor. ve bunla ilgili ve kaşla göz arasında bir makale patlatıyor. sonra diğerleri düşünüyor: .''yaav hee ... biz bu kadar kapsamlı uğraşlara girdik, bunu yazmayı da akıl edemedik. eh bizimkilerden daha temel bir yasa sonuçta. tamam o zaman buda 'sıfırıncı' yasa olsun bitsin...'' deniliyor.
olay bundan ibaret..
devamını gör...