okundu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

makinist ,bu kadar geç izlediğime çok üzüldüm.başroldeki abimiz ne yapmış kendine öyle helal olsun.
devamını gör...

plaklarda, makara kayıtlardan aktarım önemli bir yer tutar. sesi, gitarı, kemanı, piyanoyu vs. şarkıda çalan her şeyi gözeneklerine kadar kaydettiğinden tek tek duyarsınız. dijital kayıtlarda bu verim alınamaz.
son yıllarda dönem filmlerinin çekilmesiyle birlikte eski plaklar yeniden gündeme geldi. yeni neslin bu filmlerde plakları, pikapları görmesi yeni bir akım oluşturdu. bu plaklar, değeri fazla anlaşılmamış, çöpe atılmış ya da tavan araları, bodrumlarda çürümeye terk edilmişti. şimdi ne kadar değerli olduğu anlaşıldı.
devamını gör...

platon'un "devlet" adlı eserinde değindiği alegori. hakkında birkaç şey söylemek isterim:

mağaranın içindekileri nasıl dışarı çıkarabiliriz diye bir soru sormak istiyorum. ama bunun yanında onları dışarı çıkarmanın onlara hakikati öğrenme sürecini öğretmek anlamına geldiğini düşünüyorum. yani dışarı çıkarlarsa, aydınlanma sürecinde kendilerine yer bulurlar. çünkü her ne kadar dışarı çıktı desek de, dışarı çıkan kişinin de gördükleri karşısında bir kabul sunacağı anlamına gelmez.
filozofun nihai görevi bu bakımdan hakikati bildiğini söylememektir. herkesin bir alışkanlığı vardır, mağaradakiler alışkanlıkları neticesinde o durumdalardır ve dışarıyı göremezler. herkesin içinde bir korku vardır ve bu korku yaradılış kökenlidir. o halde bu korkuya karşılık, savaş açmak, yani insanlara hakikati öğretmeye çalışmak ne kadar doğrudur? onları dışarı çıkarmak istiyorsak şayet, bence bu filozofluğa aykırı bir davranıştır. çünkü filozofun görevi yani mağara dışına çıkan kişinin görevi, içinde bulundukları gerçekliğin farkında olmaktır. örneğin karınca kolonileri, karıncalar da kendi içlerinde basbayağı bir gerçekliğe sahiptirler. hatta akıllı varlıklar olduklarını da söyleyebiliriz doğaları gereği. o halde akvaryumda bir balıktan ne farkımız olabilir? bu gerçeğin farkında olmalıdır mağara dışına çıkanın yani filozofun. yani mağara dışında olsa bile bir yalanın içinde olabileceği gerçeği. bu gerçeklikten hareketle filozof şüpheci olmalıdır, yoksa sokrates’in yaptığı gibi tanrılara inandığı düşüncesiyle baldıran zehrini içmek değil. o yüzden idea dünyası ve sezgi dünyası ikilisi tutarlı değildir diye düşünüyorum. daha üst bir gerçekliğin, daha da ilerisi bir bilincin varlığını bilmek gerekir. ve insanlara “bunlar cahil, bunlara bir şey anlatmak” demek yanlıştır. içeri girip tekrar, siyaset felsefesi yapmak da mantıksızdır. onlar yaşadığı toplum içerisinde böyle düşünüyor olabilirler, gerçeği de kucaklıyor olabilirler. o yüzden şüpheci olmak gerekli. tabii o zamandaki site devletlerinin bir getirisi bu siyaset felsefesi… yine de yanlış bir rotaydı kanımca.
devamını gör...

an itibariyle 1 mayıs işçi ve emekçi bayramı kutlu olsun.

türkiye işçi sınıfına selam
selam yaratana!
tohumların tohumuna, serpilip gelişene selam!
bütün yemişler dallarınızdadır.
beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
türkiye işçi sınıfına selam!
meydanlarında hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.
düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selam!
paranın padişahlığını,
karanlığın, yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selam!
türkiye işçi sınıfına selam!
selam yaratana!
nazım hikmet ran
devamını gör...

bu tarz başlıklar açıldığında ilk akla gelen "acaba beni de seven var mı?" oluyor. bu kadar çok dikkat çekmeye çalışmak bir yerden sonra bağımlı yapar insanı. orada adı çıkanlara ayrıca üzülüyorum. düşünsene seni seviyorlar ve senden birşeyler yazmanı bekliyorlar hissine bi kapıldın mı geçmiş olsun. yemez, içmez, uyumaz durmadan sözlüğe birşeyler yazar, ha bire kimler beğenmiş diye entry takip edersin.

aslında insanları sözlüğe müptela yapmanın en kestirme yolu galiba.
devamını gör...

ikisi hariç hepsi canımın içidir,kıymalı böreğimdir, bebeğimdir, bir tanemdir, şapşiğimdir. hele eyluling vardır ki sormayın gitsin. kendisi etipuf'um olmakla beraber, beni karşılayan moddur. bu nedenle gönlümdeki yeri bambaşkadır.

yırttık abicim yırttık'da vardı ama o mod değil artık sayılmaz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



canım kadıköy *
devamını gör...

önemli biri olsan bunu sormak zorunda kalmazdın, tanırdık zaten denilebilir.
eskiden bu muhabbeti yapanlar daha çoktu. şimdi insanlar bir şey olduğunda cep telefonuyla video çektiği için o kadar rahat yapamıyorlar.
devamını gör...

geç kalanlar derse girmeden önce bahçeden çöp toplardı.
sınıftaki erkeklerden tiksinirdik eşyalarımız bile değse ağlar kavga çıkarırdık.
devamını gör...

yazarların en sevilen ressam ve eserini merak eden başlıktır.
benim öyle en olacak bir şeyim yok lakin bu eseri çok severim. (bkz: gece kuşları)
resimag.com/p1/92da52e91ced.jpeg
devamını gör...

her sezonunu ayıla bayıla izlediğim sitcom dizisi. final bölümü beni ağlatmış olabilir biraz.*
kesinlikle izlemelisiniz. young sheldon adlı yan dizisini de kesinlikle izlemelisiniz.*
devamını gör...

bir ray loriga kitabıdır.

bu kitabı okurken zihnimde tam da hikayenin yanından yürüyen bir cümle dolaşmaya başlamadı ve kitap boyunca da beni ve hikayeyi hiç yalnız bırakmadı. bu cümle aslında hayatım boyunca benimle gezmeyi alışkanlık haline getirmiş bir cümleydi. ve bu cümlenin sahibi de benim aziz’im, franz kafka olduğu için daha da bir sıkıca sarıldım cümleye hemen hayatım boyunca hem de bu kitabı okurken. evet, çok uzattım lafı hem de doğru dürüst bir şey anlatmadan. o yüzden kısa kesip cümleyi alıntılıyor ve kitapla ilgili incelememe başlıyorum:

“ dünyaya karşı savaşında, dünyanın tarafında oldu.”

teslimiyet; girişeceğiniz tüm savaşların nihai ve kaçınılmaz sonucudur. bir savaşa başlamasan önce iç cebinizde mutlaka beyaz bir mendil olmalı. hem kan, ter ve gözyaşınızı silmek, hem yaralarınızı sarmak ve nihayet teslim olurken bir sopaya sarıp sallamak için. kazanma şansınızın olmadığını bilin ama savaşmaya devam edin mutlaka.

“ teslimiyet “ 2020 yılı içinde okuduğum en iyi kitaplardan biri. garip bir distopya. sanki distopya değilmiş gibi, ama öyle. küçük bir çocuğun, iki oğlunu askere göndermiş bir çiftin evine sığınması ile başlıyor her şey. çocuk konuşamıyor ama dahi olabilir aslında, ya da zeka özürlü. bir savaş sürüyor dışarıda ama ne olduğu belirsiz bir savaş. bu savaş ısrarla devam ederken bir anda “ saydam şehir” sözleri dolaşmaya başlıyor ortalıkta ve sonra kentteki ve belki de ülkedeki herkes bu şehre taşınıyor. şehirle ilgili çok ipucu vermeyeceğim ama ütopik mi distopik mi olduğunu sizin karar vermeniz gerekeceğini söyleyebilirim.

eğer her şey sizin yerinize düşünülüyorsa, savaşta iyilerin mi yoksa kötülerin tarafında mı olduğunuzu bilmiyorsanız, anlamsız bir şekilde kendinizi hep mutlu hissediyorsanız; hemen şu anda ellerinizi kaldırın ve teslim olun...
devamını gör...

bir ihtimal.

@ucemak da demiş, @kilosierra da demiş, ben de diyeyim;

aslında bu durum genelde öğrencilerin birbirine "buradan kesin çıkar." demesi sonucu yaşanıyor. bazen dinlediğini anlamamak, bazen derslere düzenli girmemek sonucunda yani... bir arkadaşa ders çalıştırırken fark etmiştim, onun önemsediği ve altını çizdiği yerlerin aslında hiç de öyle sınavda çıkacak cinsten yerler olmadığını.

hocaların neyi önemsediği ve sınavda büyük ihtimalle neyi soracağı, eğer dersleri düzenli takip eden biriyseniz, genellikle son derece açık oluyor. bugüne dek hiç yanılmadım bu konuda ve hiç başıma gelmedi bu durum. hocalar kendileri belli ediyor farkında olarak ya da olmayarak, esas önemli konunun ne olduğunu.
devamını gör...

arabayla seyahat etmek o kadar çok özledim ki uzun yola çıkmayı ve bebekler gibi arabaya biner binmez uyumayı.
devamını gör...

will burrard-lucas adlı fotoğrafçı, bir kara panteri bir yıl boyunca takip ediyor, fotoğraflar çekiyor ve kara panteri takip ettiği 1 yılı anlatan bir kitap yazıyor.

o kitaptan birkaç fotoğraf:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak:

fotoğrafçının bu fotoğrafları nasıl çektiğini merak edenler için:

www.webtekno.com/1-yillik-c...
devamını gör...

kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz derler.
biz sadece kağıt üstünde bağımsız ülkeyiz, ne zaman bir almanya, hollanda , çin olabilirsek,o zaman istediğine gider yap, ama aç karnına lo lo olmaz ..
devamını gör...

çünkü türkiye'nin yaklaşık %40'ı asgari ücretle çalışıyor, dolayısıyla devletin en kolay vergi cukkalayabileceği vatandaşın gelir kalemi bu.

bir diğer sabit gelir kalemi akaryakıt, alkol, sigara, araba alırken ötv var birde onun kdv'si var, var oğlu var. buralardan da kolayca alabiliyor zaten.

bir diğer neden kodaman iş insanlarından, kallavi şirketlerden vs olması gerektiği gibi vergi toplayamaması ya da doğru tabirle toplamaması. her fırsatta her yıl kar açıklayan bankaların ve büyük şirketlerin hatta futbol kulüplerinin vergilerini silmesi.

müslümanlık ve islamiyet kisvesi altında, halk nasıl gondiklenir, yandaşlar nasıl zengin edilir, bir büro çalışanı o lüks araçlara nasıl biner, nasıl kilogram fiyatı 250 bin euro (ki bu yüklü alınırsa fiyatı) olan kokaini nasıl çekebilir sorularının yanıtı da bu asgari ücret vergisinde gizli.

rahmetli aziz nesin türk halkının %60'ı aptaldır derken ne kadar doğru söylemiş, son 20 yıldır bu soyguncu ümmet tayfasının iktidarda kalabilmesi başka şekilde açıklanamaz.
devamını gör...

aslında bütün ateistler böyle saldırgan değil. gördüğüm kadarıyla ya dikkat çekmeye çalışan ergenler yada müslüman sandıkları kişilerden büyük darbe görenler her fırsatta müslümanlara laf atıyor. ama olur böyle şeyler deyip geçmek lazım.
devamını gör...

internetten aldığım ürünlerim bugün sürat kargo tarafından teslim edilmedi.

sebebi telefonda şu şekilde belirtildi; 'tüm kuryelerimiz covid oldu kargonuzu teslim edemiyoruz.' ve eklendi 'şubeden gelip teslim alabilir misiniz?'

'nasıl yani?' dedim. 'kuryelerinizle sizin temas etmediğinizi oraya geldiğimizde bize bulaşmayacağını nereden bileceğiz' dedim.
onlar başka şubenin elemanıymış dağıtım yapamıyorlarmış.

yani açıkçası nereden bakarsanız bakın bana pek saçma geldi bu olay. o zaman şubeyi komple kapatacaksınız. diğer bir şube dağıtım yapacak ya da başka bir kargo şubesine yönlendirilecek. ben gelip nasıl oradan kargomu alayım. bu nasıl bir rahatlık bu nasıl bir iş bilmezlik.

geçtiğimiz ay bir spor salonuna yazıldım. ben pek insan içine çıkmıyorum, cafelere bilmem nerelere gitmiyor yakın çevrem dışında kimseyle görüşmüyorum. artık dedim ki tamam banu kontrollü bir şekilde açıl. * neyse işte daha önceki senelerde gittiğim salona tekrardan yazıldım. temizlik, hijyen cart curt etrafa bir sürü kağıtlar asmışlar. yok diğer sporcularla aranızda 2 metre yok hocalarla aranızda 3 metre olsun. yok havlularınız şöyle olsun böyle olsun. hergün gitmiyorum haftada 2 bilemedin 3. neyse efendim son gittiğimde hes koduyla ilgili bir hoca azarlar vari bir cümle kurdu. (sonradan öğrendim salonun sahibiymiş.) hes kodu basmıyormuşuz sıkıntı olacakmış bilmem ne? içimden dedim yav sen kimsin benle böyle konuşuyorsun. dışımdanda 'hes kodu hassasiyetinizi hayranlıkla karşıladım. lakin dün alt katta sabun bile yoktu, aşağısı havasız rutubet kokuyor, temizlik hak getire, kontrol sıfır. temizliği geçtim hani sizin hocalarınız nerede kaç gündür gelip gidiyorum sen hayırdır ne yaptın ne yapıyorsun diyen yok.' öyle baktı boş boş yüzüme.

saçma sapan bir haldeyiz biz ya. dikkat etme değilde sanki birilerini kandırma peşindeyiz. bir öğrenmişler aşı bir öğrenmişler maske bir öğrenmişler hes kodu 'eee bitti mi?' hes kodunun kendine hayrı yok. hiç birinin yok. neyse ya bana ne ben yine kendi kendime kontrol modundayım. salanlar kendi bilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim