adam sağlığında, kitabın ikinci elini dağıtıyor, ölünce ne yemeği dağıtır az hayal kurun.
kasede kalmış reçel, poşetin kenarında bayatlayan ekmek, yanmış döner vb.
devamını gör...

ben iki dolmuş bir metroya indi bindi yapıp sonrasında 15 dakika yürüyerek sözlüğe tanım girmeye geliyorum. yedirmem hakkımı uleyn.
devamını gör...

psikiyatri bir tıp dalıdır. psikiyatrist, tıp fakültesi eğitiminin yanında 4 yıllık psikiyatri uzmanlığını tamamlamış ve reçete yazma yetkisine sahip doktorlardır.
psikologlar ise fen edebiyat adı altında 4 yıllık lisans psikoloji eğitimini tamamlamış ve ardından 2 yıllık yüksek lisans programında eğitim görmüş ve uzman klinik ünvanını almış kişilerdir. kişilerde var olan hastalıklı duygu, düşünce ve davranışların altında yatan nedenleri konuşarak çözümlemeye çalışan ruh sağlığı uzmanıdır.
devamını gör...

1993 senesi yapımı, david thewlis'in cayır cayır bir oyunculukla karşınıza çıktığı film. ancak bunların aslında hiçbir önemi yok. çünkü film eleştirel, gerçekçi, gerçekçi olduğu için rahatsız edici ve bu yüzden de aslında oldukça sıradan.

senaryo okuyucuyu çok güzel kaşıyor. diyaloglar, asla atlanmamalı. film uzun. ancak bittikten sonra içinden çıkılamayası bir hale getiren şey filmin uzunluğu değil elbette ki.

bütün gerçekliği ile ekranın içinde ilerleyen bu film bana çok gıcık bir haz vermişti. bazı kareleri bir fotoğraf halinde aklımda duruyor hala. kesinlikle didaktik bir tarzı yok tamamen gösterici, işaret edici bir tavırla yazılmış.

özellikle şirin bünyelere ısrarcıyım lan, izleyin. sarsılmak çok tatlı gelecektir.
devamını gör...

dune evreninde yer almış kurgusal şirket. esas adı ile 'combine honnete ober advancer mercantiles'. oluşum ve etkileri göz önüne alındığında, dune tarihinin en önemli şirketi olduğu söylenebilir. oluşumunun butleryan cihadı sonrasına dayandığı bilinmekte. uzay yolculuğu ve ticaretinde kullanılan makinelerin yok olması veya yasaklanması ile büyük açmaza giren uzay loncası, landsraad üyeleri ve imparatorluk yeni yollar arama işin girişti. bu sırada gezegenler ve sistemler arası ticaret çok amatörce yapılıyordu. zira uzayda navigasyonsuz sürdürülen ticaret, birçok geminin kaybolması ile büyük yara alıyordu.
baharat'ın(spice melange) keşfi tam da bu döneme denk gelir. bu keşfi, özel olarak geliştirilmiş insan makineler yapma işinde kullanan uzay loncası, 'lonca yönbulucular' denilen ilginç bir ırk üretti. bu yönbulucular, adlarından da anlaşılacağı üzere baharat kullanarak, makinelerin yaptığı hassas navigasyonel işlemleri kendileri de yapabilir hale getirildiler. bu da uzay ticaretinde yeni bir dönemin kapısını açtı.

yönbulucu konsepti;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

choam logosu

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



pek tabi imparatorluk ve daha sonraları landsraad, böylesine sınırsız bir gücü sahipsiz bırakamazdı. uzay loncası üzerinde kurulacak hakimiyetin, uzay ticaretini tümüyle ele geçirmek anlamına geldiği gün gibi ortadaydı. durum böyle olunca landsraad üyesi asil aileler, bu uğurda çok çaba verdi fakat imparator hepsinden önce pozisyon alıp, choam fikrini ortaya attı. bu fikre göre, landsraad, uzay loncası, imparatorluk vebene gesserit'lerin katılımıyla bir şirket kurulacaktı. her yapının ayrı ayrı hissedar olacağı bu şirketin ana hissedarı ise pek tabii imparatorun kendisi ve ailesi idi. hal böyle iken imparatorun choam üzerindeki söz hakkı zamanla fazlalaştı ve yaklaşık %40'lık bir hisseye ulaştı. uzay ticaretinin tümünü kontrol eden bir şirketin %40 hissesi demek, çok çok büyük bir gücü el atında tutmaktı.

bu gücün büyük bölümü ise dune evreni için en elzem şey olan baharat'ın taşınmasından geliyordu. kitaplarda da geçtiği üzere; baharat'ı kontrol eden, evreni kontrol eder.
baharatın taşınma işini lonca hallederken, imparatorluk ve landsraad ise hissedarlar arası dağıtımdan sorumluydu. bene gesserit ise daha çok kendi payına düşen baharat'ı almakla ilgileniyordu.

spoiler'lı kısma geldik;


atreides'lerin dune'a gönderilmesiyle başlayan olaylar, pek tabi choam içinde birtakım dalgalanmalara sebep oldu. zira birinci leto karizmatik ve topluluklara sözü geçen bir asil aile lideriydi. pek tabii bilinen evrende baharat'ın bulunduğu yegane gezegenin başına atreides yönetiminin geçmesi demek, hali hazırdaki güce güç katmaktı. bu durumun bir tuzak olduğu başından belli olsa da leto için pek bir seçenek yoktu. demir yumruk choam ve imparator kararını vermişti. takip eden olaylar, leto'nun ölümü, paul atreides'in başa geçişi ve yine paul'ün muaddib'e dönüşümü derken, sonunda fremenler ve harkonnenler(ve ek olarak imparator'un finanse ettiği sardaukar birlikleri) arası verilen savaş neticesinde, paul liderliğindeki fremenler savaşı kazanmıştı. bunla yetinmeyen paul imparator'a karşı savaş açıp, onu da esir alınca choam'un yeni bir numarası oldu. imparator'un %40'lık söz payı, corrino ve atreides hanedanlarının da hisseleri ile birleşince, paul choam'un yaklaşık olarak %51'lik hissesini eline almıştır.
bu kadar büyük bir hisse tabi ki de diğer hanedanlar arasında huzursuzluk yaratmış, bu huzursuzluk ise isyan olarak geri dönmüş olsa da, tüm isyanlar yine paul atreides tarafından bastırılmıştır.

uzun bir müddet atreides kontrolünde kalan choam en büyük darbeyi ise tanrı imparator leto atreides ii. zamanında almıştır. baharat tekelini tamamen ele geçiren tanrı imparator, choam bünyesindeki aileleri, uzay loncasını ve bene gesseritleri haraca bağlamış ve adeta baharat için dilenir hale sokmuştur. buna rağmen varlığını koruyan choam, parçalanma'dan sonra şerefli anaların gelişine kadar tek parça devam etmiştir.


yazıldığı tarih itibarıyla sık sık 'opec' ve 'dutch east india company' ile bağdaştırılmıştır.

son olarak; choam, forbes tarafından hazırlanmış bir ankette 'en etkili kurgu şirket' seçilmiştir.

link
devamını gör...

afrika'nın batısında bulunan togo ülkesinin başkentidir.
devamını gör...

burun sümüklerimi sağa sola sürmeyi pandemi dolayısıyla bırakmış olmam.
devamını gör...

sıcacık ekmek, simit
henüz pişmiş kahve
yağmur sonrası toprak
ıtır, fesleğen;defne,sakız,ardıç,sığla
taze sarımsak
biçilmiş ot
deniz
devamını gör...

kararsız atom çekirdeklerinin kararlı duruma gelmek için yaptığı bozunma olayı.

buraya biraz detay yazayım.

durup dururken bir çekirdek neden bozunuma uğramak ister? tabii ki durup dururken değildir bu. çekirdek, proton ve nötronların bulunduğu kısmıdır atomun. nötronlar elektriksel olarak yüksüzdür ama protonlar için aynı şeyi söyleyemeyiz. bunlar pozitif yüklü parçacıklardır.
iki parçacık aynı türden yüklere sahipse aralarında bir itme kuvveti oluşur. yani iki parçacık da pozitif ya da iki parçacık da negatif yüklüyse bunlar birbirini itecektir. eğer biri pozitif diğeri negatif yüklüyse birbirlerini çekerler.

belirli bir proton sayısına kadar çekirdekte bir sıkıntı yaşanmaz. atom numarası ve dolayısıyla proton sayısı artmaya başladıkça bu itme kuvvetleri problem oluşturmaya başlar. öyle bir atom numarası * ve proton sayısına geliriz ki artık itme kuvvetleri, protonların bir arada durmasını neredeyse imkânsız hale getirir. bunun sonucu olarak da atom, çekirdeğinden proton atmak ister. ancak bu öyle kolay bir iş değildir. çünkü...

burada ilginç bir durum geçerli. normal şartlarda elinizde 1 kiloluk bir yük varsa, aynı elinize 1 kiloluk yük daha alırsanız, elinizde toplam 2 kilo olur. fakat atom çekirdeği ilginç bir şekilde, içindeki parçacıkların toplam kütlesinden daha düşük bir kütleye sahiptir. zira burada bir bağlanma enerjisi söz konusudur ve bunun sorumlusu çekirdek içinde geçerli olan güçlü nükleer kuvvetlerdir. bu kuvvetlerin etkisi altındaki protonlar, normalde sahip olduklarından daha düşük kütle değerine sahip olurlar. eğer bir protonu çekirdekten atmaya çalışırsanız, çekirdeğin biraz enerji kazanması ve protonun serbest hale geçebilmek için esas kütlesini geri kazanması gerekir. nötron için de bu durum geçerlidir.

ancak güzel bir çıkış yolu vardır: çekirdekten tek bir proton ya da tek bir nötron atmak yerine bir alfa parçacığını atmak. yukarıda söylediğim durum bu parçacık için geçerli değildir çünkü bu zaten kendi içerisinde özerk diyebileceğimiz sıkı bağlı bir yapıdır. kendi başına sahip olduğu bağlanma enerjisi yeterince büyüktür. çekirdek de sırf protonlardan kurtulmak için nötronları kaybetmeyi göze alır. böylece çekirdekten 2 proton birden atılmış olur ve elektriksel itme kuvveti, her atılan protonla beraber biraz daha hafifler. çekirdek gittikçe kararlı duruma yaklaşır.

buraya kadar anlattığım olay, alfa bozunumu sürecidir ve çok ağır atomlarda gerçekleşir.

***

alfayı gördük. beta bozunumunda neler olur?

burada da çekirdek içerisindeki dengesiz parçacık dağılımı söz konusudur. örneğin azot 7 protonu ve 7 nötronu olan hafif bir elementtir. karbon-14 ise 6 proton 8 nötrona sahiptir. yani her ikisi de toplamda aynı nükleon sayısına sahipse de, birindeki denge durumu diğerinde bulunmaz. zayıf nükleer kuvvetlerin öncülüğüyle bozunum gerçekleşir ve kararsız olan karbon atomu, 1 elektron ve 1 nötrino yayarak kendisini kararlı olan azot atomuna dönüştürür.

atom numarası 18 olan elemente geldiğimizde, bu elementin de nötron sayısını artırmaya yönelik bozunuma uğradığını görürüz. flor-18, yine 1 elektron ve 1 nötrino eşliğinde oksijen-18'e dönüşür. bu da bozunum geçirmenin ikinci yoludur.

üçüncü ve son yol da bir nötronun, bir protonun yerini almasıdır. elektron yakalama adı da verilen bu süreç sonunda, çekirdek etrafındaki elektronlardan biri kapılarak protonlardan biriyle nötron oluşturur. kütle numarası biraz daha büyük * atomlarda görülür.

***

bu iki bozunum türünden birine uğrayan çekirdekler, uyarılmış enerji seviyelerinden temel enerji seviyesine dönerken foton yayarlar. bu da gama bozunumudur.

alfa ve beta bozunumları, başlangıçtaki element ile son ürün olan elementin birbirinden farklı olduğu süreçlerken, gama bozunumu sonunda element başlangıçta da sonda da aynı elementtir, değişime uğramaz.
devamını gör...

en kolay kıymet verme şekli olduğu için.
teşekkür etmeye gerek yok,
mutlu etmeye gerek yok.
bu esnada yaşayan kıymetlileri de fark etmeye gerek yok.
aynı anda bir bir çok şey es geçilebiliyor.
devamını gör...

aşık veysel şatıroğlu 25 ekim 1894 yılında sivas'ın şarkışla ilçesine bağlı sivrialan köyünde dünyaya geldi. annesi gülizar onu koyun sağmaya giderken doğurdu. babası ahmet "karaca" lakaplı bir çiftçiydi. o dönemlerde sivas'ta çok yaygın olan çiçek hastalığı nedeni iki kız kardeşini kaybeden veysel, kendisi de bu hastalığa yakalanmış ve tek gözünü kaybetmiştir. daha sonraları bir kaza geçirip diğer gözünü de kaybeden ve hayata büyük acılarla başlayan ozan o günleri şu cümlelerle anlatıyor: "çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. onu giyerek beni çok seven muhsine kadına göstermeye gitmiştim. beni sevdi. o gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. bir daha kalkamadım. çiçeğe yakalanmıştım. çiçek zorlu geldi. sol gözüme çiçek beyi çıktı. sağ gözüme de solun zorundan olacak perde indi. o gün bu gündür dünya başıma zindan."
babası karaca ahmet çocuğu veysel'in diğer çocuklar ile oynayamadığını fark eder ve ona oyalanması için bir bağlama alır. ilk başlarda başka ozanların türkülerini söyleyen ozan 40'lı yaşlara geldiği zaman kendi eserlerini söylemeye başlamıştır. 1.dünya savaşı başlaması nedeni ile seferberlik ilan edilmiş, veysel'in kardeşi ve yakın arkadaşları cepheye gitmiş ve ozanımız yalnız kalmıştır. hayatı acılar ile dolu ozan yalnız olduğu günleri şöyle dile getirmiştir: "eve girerim yüzüm asık, anam babam halimi bilmez. ben onlara derdimi dokunmasın diye açamam. onlar benim kafa tuttuğumu zannederler, bense derdimi dökmekten çekinirim. öyle ki sazdan bile farır gibi oldum."
vatan sevgisi ile dolu olan ve cepheye gidemeyen aşık veysel duygularını şu sözler ile dizeleştirir:

ne yazık ki bana olmadı kısmet

düşmanı denize dökerken millet

felek kırdı kolumu, vermedi nöbet

kılıç vurmak için düşman başına

bugünler müyesser olsaydı bana

minnet etmez idim bir kaşık kana

mukadder harici gelmez meydana

neler geldi bu veysel'in başına

kardeşlerinin seferberliğe gitmesi ve kendilerinin ölümünden sonra yalnız kalacağını düşünen ailesi veysel'i akrabalarının kızı olan esma ile evlendirirler. olumsuzlukların peşini bırakmadığı ozan ilk önce yeni doğan erkek çocuğunu, daha sonraları ise anne ve babasını kaybeder. karısının başka birisine kaçması sebebi ile 2 aylık kızıyla baş başa kalan aşık veysel daha sonra kızını da kaybetmiş ve dünyası başına yıkılmıştır. 1931 yılında yapılan halk şiirleri bayramı ile hayata tekrar tutunan ozan gülizar isminde bir kadınla evlenir.
ahmet kutsi tecer, aşık veysel'in eserlerini ilk kaleme alan kişi olmuş, halk edebiyatının hak ettiği yerlere gelmesi, eserlerin kaybolmaması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmıştır. tecer'in davet üzerine köy enstitüleri'nde saz hocası olarak çalışmaya başlayan veysel, türkiye'nin çeşitli yerlerinde eğitimler vermiştir. 1965 yılında türkiye büyük millet meclisi tarafından maaş bağlanan ozan 1973 yılında yakalandığı akciğer kanseri nedeni ile hayata gözlerini yummuştur.


bu hüzün dolu hayatını sözlere döken ozan eserlerinde doğa, insan sevgisi, yaşam sevinci, hüzün, din, siyaset, aşk gibi konulara yer vermiştir. eserlerinde yalın bir dile sahip olan ve dilini ustalıkla kullanan aşık veysel'in eserleri şunlardır:

aşık veysel'in eserleri

-uzun ince bir yoldayım,

-anlatamam derdimi,

-arasam seni gül ilen,

-atatürk'e ağıt,

-beni hor görme,

-beş günlük dünya,

-bir kökte uzamış,

-birlik destanı,

-çiçekler,,

-cümle alem senindir,

-derdimi dökersem derin dereye,

-dost çevirmiş yüzünü benden,

-dost yolunda,

-dostlar beni hatırlasın,

-dün gece yar eşiğinde,

-dünyaya gelmemde maksat,

-esti bahar yeli,

-gel ey aşık,

-gonca gülün kokusuna,

-gönül sana nasihatim,

-gözyaşı armağan,

-güzelliğin on para etmez,

-kahbe felek,

-kara toprak,

-kızılırmak seni seni,

-küçük dünyam,

-ne ötersin dertli dertli,

-necip,

-sazım,

-seherin vaktinde,

-sekizinci ayın yirmiikisi,

-sen varsın,

-şu geniş dünyaya,

-yaz gelsin,

-yıldız (sivas ellerinde).
devamını gör...

gemilerin güvertelerinde işçi olarak çalışan kişilere denir. ayrıca hepimizin çocukluğunda en azından bir kez okuduğu yalvaç ural'ın yarattığı çocuk dergisidir.
devamını gör...

yeşil yol.. hem kitabı hem filmi o kadar çok etkiliyor ki
devamını gör...

seri iş yapacam diye kendini heder etme.
gene bir yerin bir yere takıldı ve gene kanayınca fark ettin.*
devamını gör...

delirdikten sonra artık pekte önemi kalmayan eylemler bütünü.
devamını gör...

ben sonradan köpek gibi bağımlısı olacağım şeyleri önceden kötülerim. yaklaşık 20 yıl önce sinema salonunda yüzüklerin efendisi fragmanı gösterildiğinde de yapmıştım bunu. rammstein için de aynısını bir arkadaşıma yapmıştım, üstelik bir tane bile parçasını açıp dinlemişliğim yok. sadece alman olduklarını ve metal müzik yaptıklarını biliyorum. ben ise o zamanlar daha çok rock, celtic takılıyorum.

2011 yılıydı. forumtr olması kuvvetle muhtemel bir sitede sörf eylerken karşıma bir kullanıcı çıktı. imzasında rammstein'ın la casa de papel'e ilham olduğunu düşündüğüm ich will parçası var, youtube eklentisi şeklinde. dostlar, play butonuna basış o basış. siz deyin yirmi ben deyim otuz kez tekrar dinledim ve izledim. o zehir, o tutkulu hayranlık o gün işlemişti kanıma. daha sonrasında diğer tüm albümleri hatim ettik tabi. ki ich will de rammstein'ın belki top 20'sine girecek bir şarkı da değil. hayran olacağım varmış olmuşum işte.

hayranlığımın 2010'daki inönü konserinden sonra başlaması da içimde bir uhdedir. yıllardan beri tekrar türkiye'ye gelmesini dört gözle beklediğim alman endüstriyel metal grubudur.
devamını gör...

borçlarının son taksidini ödemek.
devamını gör...

bir torna yönetimi?!
norman franz denilen bir orman mühendisi, suyun aşındırmalarını ve oyma etkisini izleyerek ''ulan tazyikli suyla her şeyi keser biçerim'' demiş ve deneme yapmıştır. ilk olarak kağıtta denemiş başarılı olmuş, ancak iş keresteye geldiğinde, başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
franz; bir çok metod denemiş ama bir türlü odun kesmeyi başaramamıştır. kesse bile makinede devamlılık sağlayamamıştır.

onun buluşunu geliştiren kişi, 1979'da dr. mohamed hashish olacaktır sevgili dostlar. üstelik çok basit bir yöntemle...
tazyikli su bıçağının içine kum karıştırmış ve maddeye tazyikli su ve kum karışımı vurunca, şahane bir kesim gerçekleştiğini görmüşlerdir.

inanmayacaksınız ama; bu ürün şu anda, otomotiv, havacılık ve cam endüstrilerinde kullanılmaktadır.
metal, mermer, cam ve daha pek çok malzemeyi kesip biçmektedir. pürüzsüz bir kesim oluşturma özelliğine sahiptir.
en güzel tarafı işlem sırasında ısı ortaya çıkmamasıdır. bazı malzemeler ısıdan çok etkilenir bu kesim şekli sebebiyle bozunma yaşamadan titanyum kesmek güzeldir zaar.
su ve kumdan oluşan bir malzeme oluştuğundan zehirli gaz filan oluşmaz.
çevrecidir velhasılı kelam...

belkide; gözümüzün önünde keşfedilmeyi bekleyen bir düşünce var ve jetonun kafamıza düşmesi bekleniyor.
mühendisler yada teknik arkadaşlar, daha iyi açıklayacaklardır mevzuyu.
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

tartovski, kübrick, zeki demirkubuz hayranı çok entel bir abimiz. ***** lafını kullanmayı pek sever.
deri eldivenleri +5 entel points kazandırmaktadır.
devamını gör...

yolda gördüğüm ve selam verdiğim bir kedinin sanki beni tanıyormuşcasına yüzüme bakması. bakmayı geçtim, ben bakmaya devam ettikçe onunla bakışmaya devam etmemiz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim