zihinlere yerleşti o örümcekler maalesef dediğim başlıktır.
devamını gör...

günaydın sözlük,
bugün seni biraz keyifsiz gördüm. bu akışın hali ne böyle; ölüm, aldatan sevgili, insanı yoran şeyler .. olmuyor sözlük, olmuyor. bugün de uyandık, şükür. her şeye rağmen derin bir nefes alıyoruz, sevdiğimiz şeyleri düşünüyoruz ve güne başlıyoruz.
ben yaralı kurt, sen kınalı kuzu
biraz cilve aşkın biberi tuzu
sanki biraz naz ediyorsun amma
senin bana gönlün var gibi, gibi *
devamını gör...

almanya işsizlik maaşı verdiği vatandaşının türkiye'de emlak zengini olduğunu öğrenip aydınlanacaktır. (bkz: ay hadi inşallah)
devamını gör...

sanılanın aksine pek da kaliteli bir bilim insanı olmayan şahıstır.

din ile bilim gibi zıt olguları inatla birleştirmeye çalışması fazlasıyla gülünç bir hâl almıştır. bunun yanında cinsiyet ve beyin yapısı hakkındaki çoğu söylemi aralarında doğrular da bulunmakla birlikte güncel değildir ve taraflıdır. zira bu konuda çok çeşitli ve farklı sonuçlar veren binlerce araştırma mevcuttur. bunun yanında araştırmaların yorumlanış biçimleri de büyük önem arz etmektedir. yine bu hususta kendisinin sosyal darwinizme varan görüşleri de mevcuttur.

ne yazık ki bu toplumda; görüşler ve şahıslar radikalce savunulduğu ve desteklendiği için; özellikle alana dair bilgi birikimi yeterli olmayan veya sadece belirli bir grup kaynakları takip eden insanlar nezdinde bu tür şahsiyetler tamamıyla farklı bir görünüm uyandırabilmektedir.
devamını gör...

zeval olmaması yazılı olmayan bir kural haline gelmiş kimse. (bkz: elçiye zeval olmaz)
devamını gör...

tren ile yanından defalarca geçerek gördüğüm şehir olduğu için içinde yer aldığım veritabanı.
devamını gör...

açıklayamam, gözlerine bakarak rakı yudumlayıp kucağına kıvrılabilirim
devamını gör...

çok doğru yazdıklarınız. ben dün de lozan antlaşması başlığı altına mahfi eğilmez'in lozanla ilgili yazısını okumasını istemiştim bir yazardan. lozan antlaşması süresiz bir antlaşma. cumhuriyetimizin de tapusu. yani türkiye cumhuriyeti varoldukça bu antlaşma devam edecek. üniversitede türkiye ekonomisi dersinde de işlemiştir bu konuyu. gizli antlaşma vs yok. madde madde okusun lozan antlaşmasının hükümlerini petrol, doğalgaz çıkacağına inanan yazarlar.
yakup kepenek- türkiye ekonomisi kitabını okumasını da öneririm yazarlara.
devamını gör...

nobel ödüllü, mısırlı, 70 yıllık yazarlık kariyeri boyunca 340’tan fazla hikaye, 30’dan fazla roman yayımlamış, yeri gelmiş hakkında ölüm fetvaları verilmiş usta yazar (bkz: necib mahfuz)’un bir kitabıdır.

kitap, odaklanma problemi olanlar için takip edilmesi zor bir kitap çünkü; baştan sona ilerleyen bir hikaye içerisinde çok fazla karakter girip çıkıyor hikayeye. bazıları kısa ömürlü oluyor bu karakterlerin, bazıları sayfalar boyu devam edebiliyor. ama yine de tüm bu zorluğuna rağmen çok beğendiğim bir eserdir ezilenler.

kalemine hakim olduğum bir yazar necib mahfuz. misal; daha öncesinde okuduğum (bkz: cebelavi sokağı’nın çocukları) isimli kitabı da bunun gibiydi. hatta birbirine çok benzettiğim iki kitaptır bu iki kitap.

her biri farklı huyları, farklı mizaçları olan bir sürü karakter geliştirip dahil ediyor hikayelerine. yani kitabın başıyla sonu arasına düz bir çizgi çeksek; bu çizgi üzerinde hiç değilse 30’dan fazla karakter okuyacaksınızdır kitabın sonuna kadar, çok garip…

kitap bir derviş tekkesinin önüne bırakılan kundakta bir bebekle başlıyor. hiçbir karakterini ebediyete kadar yaşatmamaya yemin etmiş yazarımızın kitaptaki bir çok karakteri de , işte bu bebeğin soyundan geliyor.

özetle biz de kitap boyunca bu sülalenin başından geçen destansı, acınası, zenginlik, açlık ve yoksulluk ihtiras, hırs vb. gibi bir sürü durumun olduğu olayların içine giriyor, çözümlemelerde bulunuyor, derdiyle dertleniyor, sevinciyle gülüyoruz. bazen sürgün oluyoruz, bazen sürgün ediyoruz. kabilelerle savaşıyoruz, dostluklar kuruyoruz.

okuyucusundan okuyucusuna farklılık gösteren bu kitap yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü çok çabuk sıkılmaya meyilli kimselere tavsiye etmeyeceğim türden bir kitaptır.

ilgilisi ise kesinlikle beğenecektir…
devamını gör...

''ceza aldım mı acaba?'' sorusuyla dokunduğum cezalar butonunun bana verdiği yanıt.
umarım hep aynı yanıtı verir.
devamını gör...

edi’nin delilikleri büdü’yü hep çileden çıkartırdı. hatta kimi zaman kendimi edi’ye çok benzetirim.alın size en sevdiğim diyaloglarından biri:

devamını gör...

türkiye'de boy ortalaması göz önüne alındığında sağlıksız bir durum olduğu ön görülebilen, ancak kişinin boyu uzunsa ve hatta kas oranı fazlaysa son derece sağlıklı bir kiloda olduğunu da gösterebilen bir durumdur.
eğer durum ilk senaryodaki gibiyse ne yazık ki çok fazla zorbalığa maruz kalacak insanın durumudur aynı zamanda. evet, sağlığımıza dikkat etmek gerekir. ancak biriyle dalga geçmek o kişinin zayıflamaya karar vermesine değil psikolojik olarak daha da sağlıksız bir duruma düşmesine sebep olur.
devamını gör...

sene 2000-2001 falan kardeşimi gezdiriyorum sokakta. evimiz bir ilkokula nerede ise komşu. kardeşimle okul bahçesinde dolaşıyoruz. okul binasının merdivenlerinde minicik bir oyuncak yarasa buldum, kanatları kağıt gibi. okul çocuklarından biri düşürdü sandım, kinder yumurtadan çıkan oyuncak kadar küçük bir şeydi. biz epey oynadık bu oyuncak(!) ile, hatta onunla eve geldik. babam gördü elimizde, aldı ve evet beklenen son, oyuncak değilmiş ki, ölmüş bir yarasa imiş, yarasa dediğin mağarada olur, orada olacak değilmişti ki. neyse, "hemen ellerinizi yıkayın" dedi babam, kolonyalar döktü bir de, kuduz virüsü olurmuş yarasalardı, ondan korktu. o küçük yarasayı babam evin çöpüne bile atmadı, evden çıktı teee uzaktaki çöp konteynerine attı. böylece koronayı 20 sene ötelemiş oldu, ülkenin adını da kurtardı, 'türk virüsü', olacak şey değil.
devamını gör...

kediden elinde olmayan nedenlerle korkan insandır. altında bir travma yatma ihtimali olabilir. çocukken kedi tırmalamıştır, ailesi korkutmuştur, bir dizide filmde bir sahne görmüştür vsvs bu içinde büyümüş büyümüş önüne geçemeyeceği bir korkuya dönüşmüştür. ya da bunların hiç biri değildir. sadece korkuyordur.

kedili kadın, kedi anası, kedi vsvs olarak yıllar önce içinde bulunduğum gruptur. sanırım çocukken kediler tarafından kaçırılıp hırpalanmış, ağzım burnum dağıtılmış, cırmalanmış olabilir. emin değilim. zamanla zorla aştım. korkularımın üstüne gitmeyi, kendimi aşmayı, geliştirmeyi sevdiğim için her korkumun, travmamın veyahut gereksiz ön yargı duyduğum konuların üzerine haldır huldur koşturup aşmayı kendime borç bildim.

dalga geçilecek, yokmuş gibi yapılacak bir korku değildir. siz anlamıyorsunuz ya da yaşamadınız diye başkalarının korkularını bu kadar basite almanız ne derece doğrudur bilemiyorum açıkçası?

siz korkusuz cengaverler olabilirsiniz ama bu empatiden bile yoksun olmanız anlamına gelmez sanırım.

neyse az gidemde kedilerimi ısıram onlarda benim ağzımı burnumu yırtsın.


fobinin anlamı aşağıdadır. korku olmadığını iddia edenler olmuş bu yüzden direk alıntı yaptım.

kişinin, belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyduğu, kapıldığı baskılı, kaygılı, olağan olmayan, hastalık derecesinde güçlü korku.
devamını gör...

gece yolculuğu olması * .
devamını gör...

günümüz türk şiirinin en mühim isimlerinden biri. kıyaslamaya gidersek basite indirgemiş oluruz kendisini. kendi çizgisine özgü imgelem ve kelime dizilişinde -bu bir birhan keskin şiiridir- imajı yarattı ve kolay kolay yıkılacağa benzemiyor. ben kendisinin sadık bir okuyucusu olarak isterdim ki şiir değil nesir yazsın.


''bunca zaman sonra, neden ona dokunmadığımı
neden çekmediğimi silahlarımı kınından
olanı biteni kalbime koyup kendimi çektiğimi
soruyorsan…

dokunmadıysam tek bir sebepledir…

bir barbar ancak eşitine dokunur.''

*ben istanbul'a çok benzerim sevgilim
yarı trak yarı buralı.
azıcık gidersin haliç'te bir çekirdek aileyim
o siyah suya bakakalmış, su yağlı mı yağlı.
adamda bej kundura, kadın çarşafa dolanmış,
yüzlerinde kırağı
kızların birini açık havada doğurmuşlar,
öbürü kapalı.

bende sevgilim yan yana ışır
ılık kasabalar köyler
ben istanbul'a çok benzerim sevgilim,
bir yanım haliç'te bir karabatak
bir yanım samandıra'da saplı samanlı.

ben istanbul'a çok benzerim sevgilim
onca iştiha içinde onca keder.
çın çın bin ses imkanıyken
sesin göbeğinden çatlayıp orada kaldığı yer.

sorunun sorulduğu yerim ben,
cevabın alındığı yer!
bir yanım erguvan bir yanım gül ve laleler
bir yanda serseri otlar, başıboş, plastik çiçekler
kök dal dolanmış duvarda birbirine koyu keder.

gezmediğin yerlerim vardır mutlaka
beklerim, yeraltı mağ'raları
bir ayağım geçmişte kalmış alamam
öbürü koduğun bahtımmış, eline ayarlı.

sevgilim kış düşmüş dünyaya içimden
eve nasıl varayım!
bir kovuk bir obruk oldum,
üstüm başım kar, yollar kapalı
devamını gör...

2000-04 arası yayınlanan ve aynı zamanda başrolünde de oynayan ve bernard black karakterini canlandıran dylan moran tarafından yaratılan ıngiliz sitcom yapımı. eğer yanlış hatırlamıyorsam ingiltere'de gelmiş geçmiş en komik sitcom seçilmişti. toplamda 3 sezon ve 18 bölüm sürmekle beraber, bölümler de 20 küsür dakika gibi kısa sürer. her şeyiyle tadında bırakılmıştır yani. arada çerezlik olarak açıp izlemek güzel olur.

kabaca anlatmak gerekirse, bernard black küçük bir kitapçı dükkanı sahibidir ve orayı aynı zamanda evi olarak da kullanır. ama şöyle bir şey var ki, bernard müşteri denen şeyden nefret eder. onları kovalar, "dükkanımdan defolun şerefsizler" bile der. müşterilerine, aldıkları kitapların sonunu bile söylediği olur. hatta ve hatta dükkan kapısında dükkanın açık veya kapalı olduğunu gösteren tabelada her iki tarafta da kapalı yazar. hiçbir şeyi umursamaz ve tüm gün şarap ve sigara içip kitap okur. bernard böyle biri.

bernard'ın dükkanının yanında ise incik boncuk ve hediyelik eşya satan fran vardır. bernard ile sıkı dostturlar ve fran da biraz çatlak biridir.

ve tabi manny... bernard'ın yanında çalışan ve bernard ile fran'a göre akıllı diyebileceğim birisi.

dizideki ana karakterler bunlar. üçü beraber diziyi alıp götürür ve kahkahalar attırırlar. cok kısa sürüp tadını insanın damağında bırakmış olmaları da sanırım en doğrusu. çünkü uzun sürse bu kadar sevilmezdi çoğu kişi tarafından. zaten gerek bölüm süresi ve sayısı olarak kısa süren diziler her daim iz bırakır insanda. bu da bunlardan biri benim için.

son olarak dizinin jenerik müziğinin de ayrı güzel olduğunu belirtip bu entryi de dizi gibi tadında bırakalım
devamını gör...

önemli olduğunu düşündüğüm ve bilinmesi gereken yanlış düşüncelerdir. kişinin fiziksel ve ruhsal olarak etkileyen ancak bilinçlenmesi durumunda dramatik bir rahatlamanın olduğu durumlardır. aşağıda verilenler bunlardan bir kısmı tabi ki daha birçok mit eklenebilir.

tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişme ile sonuçlanmalıdır.

erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.

erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır.

cinsel eylemi erkek başlatmalıdır.

cinsel ilişki sırasında vajinanın kasılarak penisi sıkıştırması mümkündür.

kızlık zarı(himen) kanamazsa erkek görevini yapmamış demektir.


ilk cinsel ilişkide kan gelmezse kadın bakire değildir.

sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.

iyi bir sevişme orgazm ile sonlanmalıdır.

cinsellik hakkında konuşmak ve düşünmek ayıptır.

ilk cinsel ilişki, kadın için çok acı vericidir.

sevişmenin sonunda iki tarafın da aynı anda orgazm olması gerekir.

cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir.

her yaşanılan cinsellik bir sınavdır.


cinsel ilişkide penis boyu çok önemlidir.

cinsellik için mutlaka penisin sertleşmesi gereklidir.

cinsel ilişkinin başlangıcında peniste sertleşme güçlüğü olması, iktidarsızlığın habercisidir.

penis sertleştiği anda boşalma olmalıdır
devamını gör...

cem karaca'nın bestelediği şiirdir.
devamını gör...

bir gök bilimci olarak heyecanlanmadığım haber.

normal bir ülkede olsak böyle adımlar belki hoşumuza gidebilirdi ama biliyoruz ki bu ülkede bu tür olaylar, seçimlerin öncesinde "bakın şunu da yaptık/yapıyoruz/yapacağız" sloganları için kullanılmaktan öteye gidemiyor. bazen de bu söylemlere ek olarak, belirli bir görüşe yakın insanlara istihdam sağlamaktan başka işe yaramıyor. bu yüzden birçok insan bu tür şeyleri hiç inanmadan dinliyor artık.

ülkece inancımızı kaybettik bazı şeylere. üzücü ama gerçek...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim