ülkemizde matematiğin sevilmeme nedeni
insan başarısız olduğu, çabasının takdir edilmediği, varlığının önemsenmediği alandan veya insanlardan uzak duracaktır. bu sorunun o kadar çok sebebi var ki, o kadar.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
-matematiği sevmeyen, bilmeyen ve matematikten anlamayan öğretmenlerin matematik öğretmeni olması (bunu söyleyip buna neyin sebep olabileceği konusunda düşünmemek çok acımasızca lütfen yapmayın). insanların ilgileri, yetenekleri doğrultusunda meslek seçimi yapabilmelerine izin vermeyen ekonomik, sosyal, kültürel bir sistemin varlığından söz edilebilir diye düşünüyorum. matematik bilen, seven, ilgi duyan insanlar neden matematik öğretmenliğini tercih etmiyorlar bu önemli bir soru bana kalırsa.
-mezun olup da atanma şerefine nail olan (çünkü güzel ülkemizde bu da deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor) bir öğretmenin mesleğine dair heyecan duymaması, duyamaması. bir yığın derdi var insanın. bir öğretmeni, diğer kimliklerinden sıyırıp sadece öğretmen olarak düşünmek doğru değil. her şeyden önce bahsedilen kişi bir insan ve her insan üzerinde ülkenin refah düzeyinin etkisi var.
-eleştirmeye çoğu zaman izin verilmemesi. dolayısıyla eleştirinin öğretilmemesi, sözel becerilerin gelişmemesi. kitap okumuyor oluşumuz. okuyan adama da madalya takılmıyor zaten son 10 yıldır. okumak elbette içsel motivasyon gerektiren bir eylemdir ancak bir çocuğa bu alışkanlığı kazandırabilmeniz için zaman zaman takdir etmeniz, ödüllendirmeniz yani öncelikle dışsal motivasyon sunmanız gerekebilir.
-matematiği neden öğrendiğimizi bilmememiz, bunun anlatılamaması
-öğretmenin kullandığı öğretim yöntemleri, bir canlının nasıl öğrenebileceğinin anlaşılamamış olması
-kalabalık sınıflar
-teknolojik yetersizlikler
-ilgisiz ebeveyn. "hocam benim çocuğum matematiği bir türlü yapamıyor" genellikle bu cümleyi anne kurar (çünkü çocuktan kadın sorumludur). o da dönemde bir kez geldiği (yani geliyorsa) veli toplantısında.
çoğunlukla edilgen cümleler kurduğumun farkındayım ama bazı şeyleri bireysel çabaların insafına bırakmak bana doğru gelmiyor. "ülkemizde matematiğin sevilmemesi" bir sistem sorunudur. bu sadece matematiğin sevilmemesi değildir. fiziğin sevilmemesi, tarihin sevilmemesi, geometrinin sevilmemesi, türkçenin sevilmemesi şeklinde listelenip uzatılabilir ancak hepsinin kaynağı aynıdır.
bireysel çabalar için bir öneri; çocuğun yapabilirim hissiyatını geliştirmek fayda sağlayabilir. her insanın farklı bir becerisi olduğu fikrinden yola çıkarak, kişinin bir alandaki yetkinliğini geliştirirseniz diğer alanlarda da başarılı olabileceğine dair kendisine güven duymasını sağlayabilirsiniz ve bu inancı yıkmadığınız sürece, ilgi ve destekle matematikte başarılı olacak ve başarılı olduğunu hissettiği alanı sevecektir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının olmak isteyeceği ünlü yazarlar
stefan zweig. sırf hitler'in korkunç savaşından bunalıp intihar etmesi ve sonrasında hemen savaşın bitmesi. bu tam bana göre bir şans.
devamını gör...
sözlüğün ölmüş olması
oysa herkes öldürür sevdiğini
kimi başlıklara yazmayarak
kimi entryleri oylamayarak
kimi başlıklara yazmayarak
kimi entryleri oylamayarak
devamını gör...
kız kulesi'nin kültür sanat merkezi olması
mevcut hükümet ile bu tür adımlar atılınca içimde sürekli özelleştirip satılacakmış korkusu oluşuyor. hayırlısı.
devamını gör...
karşılık beklemeden herkese iyilik etmek
iyi insan olmanın şartı.
karşılık beklemek iyilik değil menfaatçiliktir.
karşılık beklemeden iyilik mi yapılır diyenler çıkacaktır. sokakta bazen sevip okşamadığınız bir kediye/köpeğe yahut kuşa mama/yem verip yürüyüp gidiyorsunuz ya mesela, alın size karşılıksız bir iyilik! olabiliyor yani. insanlar için de yapılabiliyor bu. ha buna değecek insan sayısı hayvanların sayısı kadar çok değil ama o başka bir tartışmanın konusu.
iyiliği yaptığınız kişide gördüğünüz mutlu bir yüz, neşesi yerine gelen bir ruh hali... bunları karşılıktan saymıyoruz tabii. o kadarı elbette olacak.
karşılık beklemek iyilik değil menfaatçiliktir.
karşılık beklemeden iyilik mi yapılır diyenler çıkacaktır. sokakta bazen sevip okşamadığınız bir kediye/köpeğe yahut kuşa mama/yem verip yürüyüp gidiyorsunuz ya mesela, alın size karşılıksız bir iyilik! olabiliyor yani. insanlar için de yapılabiliyor bu. ha buna değecek insan sayısı hayvanların sayısı kadar çok değil ama o başka bir tartışmanın konusu.
iyiliği yaptığınız kişide gördüğünüz mutlu bir yüz, neşesi yerine gelen bir ruh hali... bunları karşılıktan saymıyoruz tabii. o kadarı elbette olacak.
devamını gör...
gremse
10 adet çeyrek altına denk gelen bir altındır.
devamını gör...
süredurum kuramı
kozmolojiye göre evrenin oluşumu ile ilgili iki temel teoriden birisidir.
bu teori birçok fizikçi tarafından evrenin başlangıcı olarak sayılan big bang teorisi* ile çelişmektedir.
teoriye göre evrenin belli bir başlama zamanı yoktur, yaklaşık olarak bugünkü haliyle mevcut olmuştur. büyük patlama teorisinde olduğu gibi evrenin genişlemekte olduğunu kabul etmektedir. fizikte bir genleşme söz konusu olduğun da birim hacimde ki madde miktarı azalır ve yoğunluk azalmış olur. bu teori hacmin genişlemesinin yanında yoğunluğun değişmediğini savunmaktadır. bunu da evrenin genişlemesine karşın azalan yoğunluğun, üretilen yeni maddelerle dengelenmesi ile açıklamakta ve yoğunluğun her zaman aynı olduğunu söylemektedir.
bu teori britanya'da küçük bir savunucu grubu dışında büyük kitlelere ulaşamamıştır. büyük patlama teorisine rakip bir teori olarak gösterilme çabası büyük patlama teorisini savunan fizikçilerin teorilerini geliştirmesine olanak vermiştir. 1964-65 yıllarında kanıtlanan, kalıntı ışınım olarak adlandırılan evrende ki nesnelerin durmaksızın bir birlerinden uzaklaşması olgusu büyük patlama teorisini destekleyen bir kanıt niteliğinde olmuştur.
bu gelişme bir çoğuna göre süredurum teorisinin sonunu işaret etse de savunucuları teoriyi kabul edilir duruma getirmek için çalışmışlardır. ancak kazanan big bang teorisidir.
bu teori birçok fizikçi tarafından evrenin başlangıcı olarak sayılan big bang teorisi* ile çelişmektedir.
teoriye göre evrenin belli bir başlama zamanı yoktur, yaklaşık olarak bugünkü haliyle mevcut olmuştur. büyük patlama teorisinde olduğu gibi evrenin genişlemekte olduğunu kabul etmektedir. fizikte bir genleşme söz konusu olduğun da birim hacimde ki madde miktarı azalır ve yoğunluk azalmış olur. bu teori hacmin genişlemesinin yanında yoğunluğun değişmediğini savunmaktadır. bunu da evrenin genişlemesine karşın azalan yoğunluğun, üretilen yeni maddelerle dengelenmesi ile açıklamakta ve yoğunluğun her zaman aynı olduğunu söylemektedir.
bu teori britanya'da küçük bir savunucu grubu dışında büyük kitlelere ulaşamamıştır. büyük patlama teorisine rakip bir teori olarak gösterilme çabası büyük patlama teorisini savunan fizikçilerin teorilerini geliştirmesine olanak vermiştir. 1964-65 yıllarında kanıtlanan, kalıntı ışınım olarak adlandırılan evrende ki nesnelerin durmaksızın bir birlerinden uzaklaşması olgusu büyük patlama teorisini destekleyen bir kanıt niteliğinde olmuştur.
bu gelişme bir çoğuna göre süredurum teorisinin sonunu işaret etse de savunucuları teoriyi kabul edilir duruma getirmek için çalışmışlardır. ancak kazanan big bang teorisidir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının tanışmak istedikleri normal sözlük yazarları
takip ettiğim yazarlar ile oturup kahve içip,badem sütü kremasinin yararlarından bahsedip,sohbet etmek isterdim. tek tek mahlas yazamam ama sohbet ettiğim, takip ettiğim kişiler bu tanımı okuyunca anlayacaklardır.
yaaa whis dediğinizi duyar gibiyim şimdiden*
yaaa whis dediğinizi duyar gibiyim şimdiden*
devamını gör...
sağ el kuralı
universite sinavina girdigimde iceren sorulari bos birakmama neden olan fizik kurali. (bkz: solak olmak)
hayir zaten fizik sevilesi bir ders degildi benim icin; ustun caba sarf ederek dinlememe ragmen zorlaniyordum, bir de bu kurali cikardilar basima. yahu zaten solagim bastan kaybediyorum; bobinin etrafindaki olaylara nasil hakim olayim, ilhami abi sen soyle.
yapabilseydim sorulari belki simdi farkli bir hayatim olabilirdi. dertlendim yine bak gece gece.
hayir zaten fizik sevilesi bir ders degildi benim icin; ustun caba sarf ederek dinlememe ragmen zorlaniyordum, bir de bu kurali cikardilar basima. yahu zaten solagim bastan kaybediyorum; bobinin etrafindaki olaylara nasil hakim olayim, ilhami abi sen soyle.
yapabilseydim sorulari belki simdi farkli bir hayatim olabilirdi. dertlendim yine bak gece gece.
devamını gör...
petra
dan gibson the sacret city yani gerçek kabe petra belgeselinde islamın gerçek kıblesi olduğu iddia edilen antik kent.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"birinin sizi sevmediğini hissediyorsanız bu kesinlikle doğrudur. sevgi hata payı olabilecek bir histir. fakat sevgisizlikte bu pay yoktur."
devamını gör...
şehirlerarası otobüs molaları namaz vaktine göre ayarlanmalı
molada inip namaza durmayanı muavinler dövecekmiş.
uçaklara da bu düzenlemenin gelmesini ve türkiye kalkış ve varışlı olan tüm uçakların namaz vaktinde uygun bir caminin bahçesine inmesi için tüm camilere pist yapılmasını istiyoruz.
(bkz: allah başka dert vermesin)
uçaklara da bu düzenlemenin gelmesini ve türkiye kalkış ve varışlı olan tüm uçakların namaz vaktinde uygun bir caminin bahçesine inmesi için tüm camilere pist yapılmasını istiyoruz.
(bkz: allah başka dert vermesin)
devamını gör...
yazarların istekleri
zaten gündemdeki her meseleyle ilgili yazılıp çiziliyor. 20-30 kişinin aktif olup aynı anda taş çatlasa 10 kişinin entry girdiği bir sözlükle malum sözlüğün ilgili başlıklarındaki tanım sayısını karşılaştırmak elmayla armutu karşılaştırmaya benziyor. zaten mevcut potansiyeli dahilinde gündemle ilgili bir sözlük olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
takipçi sayısının takılması
anam 388 mi? takılmamıştır sözlükteki yazar sayısı o kadardır.
devamını gör...




